Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyetf rativaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Ya>ın Vönetmenı Orhan Erinç •
Genel Yavın Koordınatörü Hikmet
Çetinkaya • Yazıışlerı Mudurlcrr
Ibrahim Vıldız. Dinç Tayanç ıSûrumlu)
• Haber Merkezı Miıdurü Hakan Kara
# Görsel Yönetmerr Fikret Eser
Dij Habericr Şinasi Danışoğju 9 İstıhbarat
Cengiz Yıldırırn #Ekonomı: Bülent Kızanlık
# Kültür Handan Şenköken # Spor:
Abdülkadir Yücelmarı 9 Makaleler Sami
Karaören 9 Düzelıme Abdullah Yazıcı
• Fotojraf Erdoğan Köseoğlu #Bı!gi-Belge
Edibe Buğra • Yurt Haberlen: Mehmet Faraç
Yayın Kunılu OhanSetçııklBaştan).
Orhan Erinç. Okta> Kurtböke.
Hikmet Çetinka\ a, Şükran Soner,
Ergun Balcı. Dinç Ta\anç. İbrahnn
V ıldız. Orhan Bursaiı, Mustafa
Balba>. Hakan Kara.
.AnJ.araTemsılcısı.ıMustafaBalbaj #HaberMüdüru Ooğan
Akın Atatürk Bulvan No 125. Kat:4. Bakanlıklar-Ankara Tel:
4195020 (7 hat). Faks- 4195027 • Izmır Temsılcısı:
Serdar Kızık, H Zıya Blv. 1352 S. 2 3 Tel: 4411220.
Faks: 4419117 • Adana Temsılcısr Çetin Yiğenoğlu,
lnönü Cd. 119 S. No. I Kat: 1. Tel- 3522550. Faks: 3522570
Müessese Müdürü Erol Erkut 0
Koordınatör. Ahmet Korulsan 0
Muhasebe Biilenl Yener • Idare:
Hüseyin Gürer 9 tşletme: Önder
Çefik • Bılgı-Işlem: >ail tnai •
Bılgısayar Sıstem. Mürüvet Çiler
MEDYA C: • Yonetım Kımjlu
Ba$kanı - Genel Mudur Gülbin
Erduran # Koordınator Reha
Işıtman # Genel Mudur YanJımctsı:
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
5139580-5138460-61.Faks 5118466
Ya«ımla)an ve Basan: Yenı Gun Haber \iansi. Basm ve Yavıncılık A S
TUr\xaİı Cıd 39-3 CafcoŞlu 34334 Isl PK 246 tstanbu! fel 10 212> 512 05 05 (20 hatl FaU 10 2I2I 51 3 85
21EYLÜL1996 İmsak:5.18 Güneş: 6.44 Öğle: 13.04 tkindi: 16.28 Akşam: 19.11 Yatsı: 20.31
Papa Fransa'da
• Haber Merkezi -
Katoliklerin nıhani lideri
Papa II. Jean Paul. Avrupa
gezısınin Britanya
adalanndan scnraki ayagı
Fransa'da büyük bir ilgiyle
karşıladı Papa'nın uğradıgı
yerlerde din adamları ve
kadınlan. liderierini büyük
bir merak içinde. güneş
altında asker dısiplini ile
bekleyerek onun için dua
ediyorlar.
İstanbul
sanat fuarı
• HaberVIerkezi-6
tstanbul Sanat Fuan'nda
ressamlar Serap Demirağ.
Ahmet Yeşil ve Yılmaz
Demirağ'ın eserleri aynı
standda yer alıyor.
Sanatse\erler. son yıllarda
verdıkleri gözde eserlerle
dikkat çeken sanatçılann
resimlerini An Home Sanat
Galerisi'nde görebilecekler.
Yüksek
Sağlık Şûrası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yüksek Sağlık
Şûrası nda. kan merkezleri
ve istasyonlarında çalışan
tüm personelinkan
bankacılığı ve transfüzyon
tıbbı alanında niteliklerinin
arttınlması konusunda
tavsiye karan alındr. Sağlık
Bakanı Yıldırım Aktuna
başkanlığında 18 eylülde
başlavan Yüksek Sağlık
Şûrası'nda alınan kararlar
açıklandı. Sağhk
Bakanlığı'ndan yapılan
açıklamada, 2857 sayılı Kan
ve Kan Ürünleri
Kanunu'nun ana temasının.
kanda alıcının \e vericinin
sağlığının tehlikeye
düşürülmemesi. bu işlemin
hekim denetiminde \e
gözetiminde yapılmasını
içerdiği hatırlatıldı.
Kîmyasal silah
sözleşmesi
• NEVVYORK(AA)-
"Kimyasal Silahlann
Yasaklanması Sözleşmesi"
nin yürürlüğe girebilmesi
için sözleşmeyi onaylayacak
65. ülke aranıyor. 1993
yılında Paris'te ülkelerin
imzasına açılan sözkonusu
sözleşmeyi şimdiye kadar
64 ülke parlamentosu
onayladı.
Erozyon gezisi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye Erozyonla
Mücadele. Ağaçlandırma ve
Doöal Varlıklan Koruma
Vakfı(TEMA). ülkenin
şiddetli erozyona maruz
bölgelerini göstermek ve bu
tehlikeye karşı bir kez daha
dikkatleri çekmek amacıyla
basın mensuplannın
katılacağı bir "erozyon
gezisi" düzenledi.
f EMA'dan yapılan yazılı
açıklamaya göre, 11-13
ekim tarihleri arasmda
Kayseri-Malatv a-Ankara
güzergâhında
gerçekleştirilecek gezide
Pınarbaşı. Gürün, Darende.
Beypazı ve Nallıhan
erozyon sahalan yakından
görülecek.
Hakkârili kadınlar arasmda yapılan araştırma, yoksulluğun ve umutsuzluğun belgesi gibi
Istatistiğe dökiüen acıECE TEMELKÜRAN
ANKARA-Kadın Bakanlığı. Hakkâri'ye
araştırmacılargönderdi.Göçedenailelenn
yerleştiği Berzan ve Biçer mahallelenne
giren araştırmacılar. kadınlann dertlerini
öğrenmeye çalıştı. Amaç. sorular sorup de\ -
letten ne beklediklerini öğrenmek, sonra
da Ankara "daki bürokrasi masalarının gün-
demine Hakkâri kadınlarını getirmekti.
Evetler ve hayırlara tercüme edilmeye ça-
lışılan beklentiler, projelere dönüştürüle-
cek; binalar inşa ediîecek; eğitmenler. dok-
torlargönderilecekti. Oysa sayılar, evetler
ve hayırlar. umutsuzluğu anlatıyordu: bek-
lentisizliği. Çünkü Hakkâri "nin. göçün ka-
dınlan. ne beceri kursu ne de okuma yaz-
ma öğrenmek istiyordu. Kadınlar. umudu-
nu devlete bağlamaktan çok önceleri vaz-
geçmişti.
Hakkâri"nin yoksul sokaklannda yapı-
lan araştırmalann sonuçlanna göre kadın-
lar. 20 yaşından sonra yiiların hesabını tut-
muyor; kadınlann yaklaşık yansı yaşını bil-
miyor. Büyük bir çoğunlugu savaş nedeniy-
le goç eden kadınlann bazısı 10. bazısı 7 can
doğurmuş. Yüzde 69.3"ü Türkçe bilmiyor
kadınlann. Bu yüzden evetlerin, hayırlann
anlamı da pek belli değil. Sadece yüzde
• Hakkârili kadınlar umutsuzluklannı, beklentisizliklerini
evet-hayırlara dönüştürüp Kadın Bakanlığı'nın yaptığı araştırmaya
aktardılar. Sayılar, göç kadınlarının mutsuzluğunu. yoksulluğunu
ve bitkinliğin kıskacını anlatıyor. Ne kadar anlatırsa...
19'u kara önlük giv ip. karda yürüyüp kara
tahtanın önüne geçmiş. Buna karşılık, "Oku-
ma-yazma kursu ister misiniz" sorusuna
>üzde 40.5'i "Hayır" diyor. Çünkü oku-
ma-yazmadan çok daha acil sorunlar var,
ekmek gıbi mesela. O zaman "Beceri kurs-
larına katılır mısınız?'* Ona da yüzde 58.3
havır. Yüzde 10.7'si vanıtsız, "Bilmemki"
diyorlar yanı ya da "Çocuklara kim baka-
cak" dıye soruvorlar. Kurs açılsa katılacak-
lar mı? Yüzde 35.7 havır. )üzde 39.3 evet.
yüzde 29 vanıtsız. Kurs isteyenlerse ya ki-
îim ya dikiş. Çünkü yoksul evlerde yerler
soğuk, çünkü çocuklann giysileri çok yıp-
ranmış, yamamak lazım. Ya da başka bir şey
bilmiyor ki.
Hakkârili kadın çok mu sağhklı?
Araştırnıacılar soruyor, e\ içinde üret-
tikleri bir şey olupolmadığını. Kadınlann
yüzde 26.2 si evet diyor; dantel. çorap, ki-
lim ve nakış. Havırdiyenlercanhıraş çocuk-
lar ve yemekle meşgul, kaynanalara, dede-
lere bakmakla, kocaya hizmet etmekle. üzül-
mek. özlemek ve acıyla. Kadınlara "Has-
talığınvarmrdiyesoruluyor. Kadınlarsa-
nırsınız ki çok sağhklı. çünkü yüzde 64.3
"Çok sağüklıyız'" diyor. Oysa çoğu hasta-
lığı olup olmadığını bilecek durumda de-
ğil. araştırmacılar söylüyor. Peki o zaman
sağlık konusunda bir bilgilendirmetoplan-
tısı düzenlense gelirler mi? Hayır! Yakla-
şık yüzde 70'i gitmeyecegini söylüyor. Dev-
let baba sağlık, eğitim. konut. iş, çev re sağ-
lığı ve diğer konularda hizmet getirse katı-
lır mı Hakkârili kadınlar? Yüzde 55"i yine
"hayır" diyor. Neden peki? Yüzde 92 'si su-
suyor. nedensiz. Yüzde 2.7'si açık açık ko-
nuşup devletten birbeklentisi kalmadığını
anlatıyor. Susan yüzde 92, kim bilir neleri
söylemiyor. Köylerden gelip Hakkâri'de
yoksulluk ve yalnızlıkla boguşan bu kadın-
lar dev letten nelerbekliyoro zaman? Yüz-
de 10"u "Fabrikaisriyoruz'" diye bağınyor,
yüzde 6.7 "*sağlık güvencesi" diye. Ancak
yüzde4'ü kurslaraçılmasındanyana. Bu ka-
dınlar ne istiyor peki? Ekmek parası elbet-
te. Bu yüzden yüzde 63 "ü "İş isteriz" diyor.
Ne hayattan ne devletten...
Araştırmacılann önerileri çıkmazlara dü-
şüyor. Sayılaragöre anneler, kızlannı oku-
la eöndermek istiyorlar. ama parasızlık iş-
te. II Milli Egitim Müdürü de öğretmenler-
den şikâyetçi. "Bir yolunu bulup sta]\eriik
bitince buradan gidiyorlar" demiş. Oneri-
si öğretmenleri Hakkâri'de en az 3 yıl kal-
maya zorlayacak bir duzenlemenin yapıl-
ması. Araştırmacılar. insanlann hastalıkla-
n bilinmediği için saglıklı olduklannı söy-
lediklerini açıklıyorlar ve acil sağlık tara-
ması öneriyorlar. Kadınlar. "psikosomatik
olarak"rahatsızmış. Savaş böyleşeylerya-
pıyortabii.
Kadınlar Kürt kadınlan, Türkçe bilmiyor-
Iar, dertlerinin anketlere dahil edilmesini
evet-hayırla anlatmaya da alışık değiller.
Yalnızlar ve korkmuşlar. Ne devletten ne ha-
yattan hiçbir şey beklediklen yok. Çünkü
umutetmeyi unutmuşlar. Çaresizliğin temel
kural olduğu yerlerden geliyorlar. İsteme-
yi unutmuş kadınlar onlar. belki düşleme-
yi bile. Bürokrasi masalannın dillerine çev-
rilemiyorsavaştan geri kalan düş kırıntıla-
n, bilmedikleri sayılara hiç.
Büyü\...vecoşku
fl,
Kültür Senisi - Pepsi Non-Stop Müzik
Festivali'nin konserdizisinin Fenerbahçe
Stadyumu'ndaki ikinci konuğu Burak Kut
oldu. Önceki akşam gerçekleştirilen konserde
genç pop yıldızı iki saat boyunca hayranlannı
coşturdu. ilk şarkısını söylemek üzere sahneye
motosikletle gelen Burak Kut, 15 yaş ve
altındaki çoğunluğu genç kızlardan oluşan
hayran kitlesiyle eski ve >eni şarkılannı birlikte
söyledi. Genç popçu. dün geceki Tina Turner
konseri için özel olarak gerçekleştirilen ses ve
ışık düzeniyle sahneye çıktı. Soul müziğin
kraliçesi olarak nitelendirilen Rand> Crawford
da önceki akşam Bilişim '96
kapsamında bir konser verdi. Crawford, Lütfi
Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı
Anadolu Salonu'nda gerçekleştirilen
konserine, bir saat 15 dakikalık bir gecikmeyle
başladıysa da etkileyici sesi ve yorumuyla
dinleyenlere zevkli dakikalar yaşattı. 1976
yılında çıkan ilk solo albümü 'Aİmaz'dan bu
yana Quincy Jones, George Benson. Ray
Charles ve Al Jarreau gibi müzisyenlerle
çalışan Crau ford, Istanbul konserinde rythm
and blues, retro funk. groove etkilerini taşıyan
şarkılanndan örnekler sundu.
(Fotoğraflar. HATİCE TUNCER - VĞVR
GÜNYÜZ)
Yeşil hareket partileşme yolunda
Kendilerine 'Smırsız Çevre Yolculan' adını veren çevreciler, 'koltuk kavgası' iddialannı yalanladılar
CEM ULUTAŞ
"SınırsızÇe\re\bleulan'" (SÇ Y)
adıyla siyasi parti kurmak üzere bir
araya gelen ekolojik hareketin de-
ğişiktonlan, koltuk kavgası yap-
tıklan suçlamalannı reddederek.
mevcut partilerin hiyerarşik yapı-
lanmalannı aşan. katılımcı birör-
gütlenme modeli hedeflediklerini
söylediler.
Özgürlük ve Dayanışma Parti-
si (ÖDP) Bodrum Yönetim Ku-
rulu üyesi v e Akdeniz Çev re Plat-
formu'ndan Bi^eContepeile Bod-
rumlu Gönüllüler'den SaynurGe-
lendost arasmda. kurulması hedef-
lenen siyasi partinin sözcüsü olmak
için yanş iddialan çevrecilerin tep-
kisine neden oldu. Bılge Çontepe.
yeşil harekette sözcülük ya da yö-
neticilik kavramlannın önemli ol-
madığını, böyle "asparagas" ha-
berlere önem \enlmemesi gerek-
tiğini söyledi. Yaptığı eleştirilerin
SÇY'nin sözcülüğü için adı ge-
çen Saynur Gelendost'a değil, ör-
gütlenme modeline yönelik oldu-
ğunu \ urgulayan Contepe, kendi-
sinin de siyasi tercihini yaparak
ÖDP içinde yer aldığını. başka bir
hareketin sözcülüğüne soyunma-
sının söz konusu olmadığını belirt-
tL
'Önce taban beürlenmeli'
Gontepe, "Si>asi bir parti kuru-
lacaksa öncelikle ulaşılacak taba-
nm belirleıunesigerektiğini, bu aşa-
madan sonra vönetiminin de de-
mokratik süreçlerden geçilerek or-
tava çıkmasuıın daha doğnı olaca-
ğınr kaydetti.
"Koltiıkkavgası" nitelendirme-
sini yeşil hareket için çok küçül-
tücü bulduğunu ifade eden Saynur
Gelendost ise SÇY'nin. kapatılan
YeşillerPartisi'nin(YP)biruzan-
tısı olmayıp yeni biroiuşum oldu-
ğuna dikkat çekti.
Şimdiye kadar siyasete hiç gir-
mediğini anımsatan Gelendost.
"'Ortada bir parti >ok ki ka\ gasıol-
sun. Koltuk ka\ galan ile ne benim
ne de başka bir dava arkadaşımın
ilgisiolamaz" diye konuştu. Gelen-
dost, SÇY hareketinin adı gibi sı-
nırtanımayan. çevre, insan hakla-
n ve demokrasi konusunda söyle-
yecek sözü olan bir atılım olaca-
ğını kaydetti.
Hareketin içinde yeralan Istan-
bul Yeşilleri'nden Ender Eren de
"patronsuz bir siyasal sistemin alt-
yapısını olu^turmak" üzere yola
çıktıklarını belirterek. "Ortada
koltuk falan yok. Sınırsız Çevre
Yblculan,ekoloji felsefesini bcnim-
semiş, tünı renkleri kucaklayan si-
>asi bir hareket olma iddiasında"
dedi.
Toplantı kasımda
Bir diğer Sınırsız Çevre Yolcu-
su olan Dünya Dostlan Derneği
(DDD) Genel Sekreteri SuatPınar
ise Izmir'den Yusuf Banş. Bod-
rum'dan Saynur Gelendost, Ada-
na'dan Hilmi Çamurdan, Istan-
bul'dan Ender Eren ve Mersin'den
Umur Gürsoy ile birlikte hareke-
ti siyasi parti haline getirmek için
çalışmalara başladıklannı, kasım
ayında. Türkiye'nin dört bir ya-
nından gelecek çevrecilerlegeniş-
letilmiş bir toplantı yapacakJannı
açıkladı.
Pınar, konuyla en az ilgili in-
sanların bile tanıması nedeniyle
Saynur Gelendost'un. demokra-
tik süreçler işleyinceye kadar ha-
reketin sözcülüğünü yapmasının
uygun görüldüğünü söyledi. Sı-
nırsız Çevre Yolculan. ekolojik
perspektifle. enerji, demokrasi ve
kültür sorunlannın cözümü için, ye-
şilleri, ekolojistleri. anti-nükleer-
cileri ve doga severleri siyasi bir
parti çansı altında biraraya gelmeye
çağınyor.
Termik santrallar tam gaz
Enerji tamam
aıilma tesisi
başka bahara
• Aydın Idare Mahkemesi'nin kapatma
karanna karşın Bakanlar Kurulu karanyla
çalıştınlan Yatağan. Yeniköy ve Gökova termik
santrallannın desülfûrizasyon ünitelerinin
yapımı konusunda belirsizlik sürüyor.
ÖZCAN ÖZGÜR
MUĞLA-Yatağan, Yeni-
köy v e Göko\ a (Kemerköy)
termik santralları için Aydın
îdare Mahkemesi'nin verdi-
ği kapatma karanna gerekçe
olan unsurlardan "desülfii-
rizasyon" tesislerı konusun-
daki belirsizlik sürüyor. Ya-
tağan ve Gökova termik sant-
raîlarının ıhaleleri yapılma-
sına karşın, Bakanlar Kuru-
lu'ndankararçıkmadığı için
hiçbir çalışma yapılamadığı
bıldinliyor.
Aydın Idare Mahkeme-
si'nin kapatılmalanna karar
verdiği Yatağan. Yeniköy ve
Gökova termik santrallannın
enerji üretimine devam et-
meleri konusunda prensip
karan alan Bakanlar Kurulu.
Enerji Bakanlığı'na "belirli
şartlar" içinde işletme izni
verdi. Mahkeme karanna ge-
rekçe olan unsurların gıderıl-
mesi tavsiyesinde bulunulur-
ken gözler Enerji Bakanlı-
ğı'na çevrildı.
"Gökova konusunda beni
ikna etmeleri lazını" d ı v erek
kararnameyı ımzalamamak
için direnen Turizm Bakanı
Bahattin Yücel. nasıl ıkna
edıldiğini anlatırken, ~Gö-
kova'nın desülfiirizasyon te-
sisleri en kısa sürede ihaleye
çıkarılacak ve o iş tamamla-
nacak" diverek. Gökova'nın
yedekte tutulacağını sa\ unu-
>or. Buna karşılık. Muğla'da-
ki TEAŞ yetkilileri ise bu
konuda umut vermivorlar.
Tam gaz 'deneme'
Gökova (Kemerköy) Ter-
mik Santralı yetkılilerinden
edinilen bılgilere göre, sant-
ral şu anda "deneme üretimi"
adı altında tam kapasite ça-
lışmaya devam ediyor. Yetkı-
lileregöre ülkenin enerji ih-
tıyacı santralın çalıştırılma-
sını zorunlu kılıvor. Turizm
Bakanı'nın savunmasının
gerçekleşebılmesi için önce-
likle hükümetın. santralı mü-
teahhit firmalardan teslim
alması gerekiyor. Ne var ki
hükümet. santralı deneme
üretimi adı altında çalıştır-
mayı sürdürebilmek için tes-
lim alınmasını gecıktiriyor.
Turizm Bakanı'nın "En
kısa sürede ihaleye çıkacak"
demesine karşın. Gökova Ter-
mik Santralı desülfurizasyon
tesisi iki kez ihaleye çıktı.
Ikıncisinde ihalevi Türk
Gamma-Amenkan Bankok
firması kazandı. 80 milyon
dolara mal olacak tesısin ku-
rulabılmesı ıçın gereklı olan
altyapı hazır. sadece hüküme-
tin "başla" talimatı bekleni-
yor. Yatağan Termik Santra-
lı İşletme Müdürü Mehmet
Hoşoghı'na göre. -Çevre bas-
kısı, tesLsin kuruluş çalışma-
lanna başlanmasını engelli-
yor."
Atılamayan temel
Yeniköy Termik Santra-
lı "nın desülfurizasyon ihale-
M ise henüz konuşulmuyor bi-
le. Gökova Termik Santralı
ıhalesinden sonra yapılan Ya-
tağan Termik Santralı ıhale-
sıni de Türk Güriş-Alman
Bishof konsorsi)umu kazan-
dı. Başbakan Yardımcısı Tan-
suÇUJer'in başbakanlığı dö-
neminde tesisın temelinin
atılacağı iki kez açıklandı,
ama her ikisinde de temel a(-
ma töreni ertelendi. ;
Yatağan Termik Santra-
lı'nın 80 milyon dolara mal
olacağını belırten Yatağan
Tennık Santralı İşletme Mü-
dürü Mehmet Hoşoğlu. te-
sisle ilgili olarak, "Y'ükleni-
ci firına şantiyesini kurdu.
Temel çukurlan kazıldu ka-
lıplarçakıidı. İnşaata başlan-
ması için Bakanlar Kurulo
karan bekleniyor1
" dedi.
Santrallann kapatılması-
nın engellenmesini olumlu
bulduklannı belirten Yata-
ğan Belediye Başkanı Sadi
Ozcan da şunları söyledi:
"Ancak mahkeme kara-
rmdajer alan gerekçeJerin or-
tadan kaldınlması için de ça-
lışmalara hemen başlanma-
lıdır. Santral kapatılsav dı. 70
bin insanın geçimi nasıl sağ-
lanacak sorusuna yanıt ara-
> acaktık. Şimdi de. 70 bin in-
sanın sağlığı ne olacak. soru-
sunun vanıtını istivoruz."
e-posta : tan (â vol. com. tr
MESELA DEDIK ERDAL ATABEK
Geçen hafta yayımlanan "Salak-
ük El kitabı" yazısı umulanın
üstünde ilgi gördü. Fakslanmız zaman
zaman kilitîendi. Kendisinin ne tip
"salak""olduğunu soranlardan rutun
da "aynntüı bilgi isteyenler"e. "sa-
laklıkta mastır ve doktoranın nere-
lerde yapüacağına*
1
kadar pek çok
soru soruldu. Mesela Dedik ekibi bu
konuda bir rehber kitapçık hazırla-
ma projesi üzerinde çalışma karan
aldı. Bu yoğun ilgi nedeniyle bu haf-
tav ı da "ünlü salaklar" üzerine hazır-
lamak artık kaçınılmaz bir görev ol-
du.
Asalak...
Kendisi hiçbir şey yapmadan baş-
kasının sırtından geçinenlere
"asalak"dendiğini bilirsiniz. Bunlar
genellikle toplum içinde "salak" ye-
rine konmaz. tersine açıkgözler, işi-
ni bilirler. geçimin yolunu bulanlar ka-
tegorisine konurlar. Ama işin gerçe-
ği öyle değilmiş. bu "asalaklar" onun
bunun kuyruk dibinde geçinıp gider-
lerken hiçbir beceri kazanamadıkla-
n için "kıdemli salak" sayılırlarmış.
Çünkü üzerinden geçindikleri efen-
dileriyle bir biçimde aralan bozulur-
sa ortada kalıverirlermiş. Her yerde
\e her dönemde bu tip salaklara bol-
ca rastlandığı için de bunlan "ünJü sa-
laklar"sınıfına koymak doğru imış.
Asalaklann çev resine toplanıp da ce-
bini boşalttıklan. kanını emdikleri ki-
şiler ise "tam salak"sınıfının ehil üye-
leriymiş. Sosyal asalaklar üzerinde
Ünlü Salaklar...
pek çalışma yapılmadığını belirten
araştırmacı lar bunun büviik bir eksik-
lik olduğunu belirterek. "toplumlann
ekonomik \e politik kurumlanndaki
asalaklaşma eğUimi"nin üzerinde du-
rulmaya değer olduğu göriişündeler.
Arasalak...
Bu tip saiaklar da "arada kalmış
salak" olarak ün kazanıyorlar-
mış. Bu salaklar. kendi fikirleri olma-
dığından kim ne söylese onu haklı
bulur. son söyleneni de tekrarlayıp
dururlarmış.
Böylece kendi fikri olduğunu san-
dıklan şeylerhıçbirzaman kendine ait
olmaz, hep başkalannın çığırtkanlı-
ğını vaparlarmış. Bu "arasalak
r
'la-
nn ağızlannda hep "gazete öyle yaz-
dı". "radyoöylesöyledi". "eniştem de-
di ki". "ameam anlattı da". "yukarı-
sıöyle istedi". "aşagısı bunu bekledi"
gibisinden sözler duyulurmuş. Bir
otomobil reklamındaki "Babam öy-
lediyo"diyen çocugun sözü de pek tu-
tulmuş. arabaların arkasına yazılıp
duruımuş. "Salaklık El Kitabrnda
"Arasalaklık"olgusunun epeyce yay-
gın olduğu ehemmiyetle belirtiliyor.
Pazarlama biliminin de konunun bu
yanı üzerinde çok durduğu, bir şey al-
mayı aklından geçirmeyen kişilerin bi-
le "Şu nıalı şimdi al, herkes bunu alı-
yor" dendiğı zaman hemen o malı al-
maya heveslendiği. on kişiden en az
üçünün de aldığı belirtiliyor. Yazı-
lanlara göre. "arasalak"lar olmasa
dünya ticareti tam bir çıkmaza gire-
bilirmiş. Siyaset bezirgânlannın üs-
tünde çalıştıklan en büyük hedef kit-
le de bu "arasalaklar" olurmuş. An-
ketlerde genellikle "Hjçfikrimyok"di-
yenler arasında da bu kategori epey-
ce büyük bir yer tutuyormuş.
Parasalaklar...
y**Tnlü zenginlerin çoğu bu sınıfa
^_J giriyormuş. Bunlar hayatlan bo-
yunca sadece para kazanmak için ça-
lışır. sonra da kazandıklan paraya kı-
yıp yiyemedikleri için biriktirirler-
miş.
Birikip birikip büyük miktarlara
erişen servetleri de ya kızlanyla ev-
lenen asalak damatlar ya da haşarı
oğullannın çevresine toplanan zibidi
kızlar. kadınlartarafından afiyetle ye-
nirmiş.
Eğer ünlü zengin hayattaysa "'\'a-
hu. ben bu paralan bu beş para etmez-
ler yesin diye mi kazandını?"diye sa-
çını başını yolar, eğer vefat buyur-
duysa mezannda ters dönerek duru-
mu protesto etmeye çalışırmış ama iş
işten geçtiği için de yapacağı fazla bir
şey kalmazmış. İşte bu tip zenginle-
re "parasalak" denirmiş ki, zama-
nında böyle geceli gündüzlü çahşıp
parasını biriktirenlere ibret olsun da
birazcık gözlerini açsınlaristenirmiş.
Ama "parasalaklık" ö.vle bir şeymiş
ki, böyle para kazandıkları zaman
hep böyle örnekleri görür görür, ge-
ne de "Bizimkiler böyley^pmaz" der-
miş.
Onunkiler de sanki değişmez ku-
ralmış gibi tıpkı ötekilergibi yapar-
mış.
Kazandığını yemeyip içmev ip ken-
dınden sonrakiler yesin diye sakla-
yanlann çoğu da kendisinin "parasa-
İak" olduğunu da bilmez. "Bizimki-
ler ne güzel para yiyor, iji ki kazan-
mışım" diye üstüne üstlük sevinir-
miş.
Ne diyelim. salak olsan birtürlü. ol-
masan bir tiirlü.