23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15EYLÜL1996PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Değişik bir ülkeden, bilinen ya da ilk kez duyulan bir şairin şiirlerini, yeni çevirileriyle sunan 'Şiir Atlası'nın ikinci ve üçüncü kitaplan da yayımlandı Bflmmeyen .M,V WRIGHT 04; ŞSflS VAH ÜE İMARSESBüRG Robv flANCIER y,- sotiNr»: «4; ._ AUSU: (OEL er : İOETHKE itUSTER JJH VARVERIÎ VOZNEStHSK FR DERVİş »»•., S0R6ES cet< ap-, JELLOUN RAYMONO -FEOERMAN şiir atlasi 3 tA ••MCHAt' HÜLSf . R f ) t GSSÎA Mmt -•• GENNADI GÜIILLVI ülkelere şnrselyolcııhıkDUYGU DLJRGUN Şair. çevirmen CevatÇapan'ın hazır- ladıgı ve çeşitli ülkelerden yiizü aşkın şairin ve yüzlerce çevıri şiirin yer aldıgı "Şiir Atlası' > 'nın ikinci \e üçüncü cıltle- ri Yapı Kredi Yayınlan'ndan çıktı. Cevat Çapan'ın öncülüğünde. dünya şiirinı daha geniş bir okur kitlesine tanı- tabilmek için üç yıldır sürdürülen bu 'şi- irsel yolculuk' sürecinde Blake'den He- ine'ye, klasik ve modem şairlerin çoğu ilk kez Türkçeye cevrıldi Yolculuk. Ah- met Cemal, Azer Yaran gibi usta çevir- menlerin yanı sıra bırçok genç çevirme- nin katkılanyla hâlâ sürüyor. - "Her şiir bir yolculuktur"deyişiyle gündeme gelen Şiir Atlası nasıl doğdu? Şiirsel yolculukJara çıkmaya nasıl karar verdiniz? ÇAPAN - Aslında daha önce çıkılmış bir yolculuğunyeniden gündeme gelme- siydibu. llkşıırçevırilerinebaşladığım- da baktım ki, değişik ülkelerden şairlen çevirmişim o zamana kadar. Bu şairler yalnızdillerini bildigim şairlerdeğil. Ya- ni çevirinin çevirisini yapmışim. Farkın- da olarak mı yaptım yoksa kendıliğinden mı oldu diye düşündüğüm zaman şöyle birşey çıkıyorortaya: Insan biredebiyat öğrencisi ise. hatta edebiyatı bıruzman- lık alanı olarak seçmişse bildi|ı yaban- cı dilin şairlerinı tanımaya başlıyor, o şa- ir!erdençevirileryapı>or. Bildiği yaban- cı dil(ler) onu başİca dillerin şiinne de gö- türebiliyor. Şairler çeviri yoluyla tanınıyor Örneğın ben Ingilizce yazan bir şair olan Ezra Pound ile tanıştığım zaman gördüm ki Uzakdoğu'dan, Çınceden. Es- ki Yunancadan. ortaçağ Fransızcasından. Italyancadan birşeylerçevirmiş. Romen dilleri okumuş. Dünya şiiri ile ilgilen- miş. Salt çeviri yapmakla kalmamış. şi- irini bir çeşit o yabancı şiirlerin birikimi ve kolajı olarak ortaya cıkarmış. Bir de şiir öğretmeni olarak benimsediği yön- temler var. bir şiir öğrencisi için. Şiirin kuramsal yanıyla da ilgileni>or Dolaylı olarak ben de bu konularla ilgilendiğimi fark ettim. Ingilizcenin yanı sıra Fransız- ca öğrenmeye başlamıştım o y ıllarda. Ikı yabancı dilin dürtüsüyle o dillere çe\ ril- miş italyan, Ispanyol, Yunan şairlerinı tanımaya başladım. bir de baktım ki çok değişik ülkelerin şairlerinden çeviriler yapmışım. Ve bu çalışnıalar yayınılana- bilecek birboyuta ulaştığı zaman bir isım vermeyı düşündüm 19. yüzyıl şair ve eleştirmenlerinden Doctor Johnson'm beyitinden aldığım "Çin'den Peru'ya" adını koydum. Johnson şöyle dıyordu: "Dünyaya geniş bir açıdan bak ve Çin'den Peru'ya kadar her şe>i gözle." Sonra bu dağınık seçme zaman zaman bellı şairler üzerinde yoğunlaştı 60'la- nn ortalannda Seferis'ten. Ritsos. Ka\a- fis, Elrfis'i Ingilizceye Fransızca ceviri- lerinden Türkçeye çevirdim. Ingiliz, Amerikan ve Fransız şairlerinden de çe- viriler yapmayı sürdürüyordum. Yine. Ezra Pound'un aracılığıyîa Çinli şairler- le tanıştım. Cevat Çaparu Şiir Atlası Ue üç yıldır çeşitli ülkelerden yüzü aşkın şairin şürleriyle şiirsel yolculuğunu sürdüriiyor. (Fotoğraf: DEVRİM BARAN) ~T~ T~er ülkede başka üikelerin şairleri çeviri /• J yoluyla tanınıyor. Edebiyat tarihine _£. JL baktığımız zaman pek çok şairi çevirmeninden tanıyoruz. Bir de şiirle uğraşan insanların çeviri yaparak da bir şeyler öğrendiğini görüyoruz. Bu yüzden bu ortak çabayı ortaya çıkarmak üzere, dünya şiirini bize tanıtacak bir girişim oldu Şiir Atlası. Büyük ilgi gördü ve kendiliğinden süren bir yolculuk haline dönüştü. A maçlanan, çok çeşitli ürünün ortaya /A çıkması. Dünyada başka insanlann XX. nelerle ilgilendiklerini, duyarlıklannı nasıl dile getirdiklerini öğrenmek ufuk açıyor, değişik esin kaynaklan yaratıyor. Çin, Uzakdoğu, Afrika, Hint şiiri yeterince yansımış değil Atlas'a. O ülkelere doğru da yolculuklara çıkmak gerekecek sanınm. Bu biraz bana, biraz da çevirmenlere bağlı. - Bu yolculuklar sırasında tanıştıgınız şairler, sizi başka başka ülkelerin şairle- rine görürmüş. öyleyse... ÇARAN - Evet, tıpkı birisiyle tanışıp dost olmak. sonra onun dostlanyla tanı- şıp çe\ renizi genişletmek gibi. Şiirde de bö>le oluyor bu. Dünya edebiyatıyla is- ter istemez ilgileniyor insan. hele bir ede- biyat bölümünde hocalık yapıyorsa... Örneğin Rusça gibi büyük bir şiir yarat- mış diller var. Ama bir insan ömrü dün- yanın bütün dillerini öğrenmeye yetme- yeceğı için çevirilerinden yararlanıyor- sunuz. 1970'lerdeTürkıye'dePasternak, Mayakovski, Mandelştam gibi Rus şair- ler gündeme gelı>ordu. Bunlann içinde en çarpıcı olan Mandelştam'dı benim için. 12 Mart döneminde tutuklanmalar, ev baskınları yaşanıyordu. Tam o sırada Mandelştam'ın kansının yazdığı bir anı kıtabını okumaya başlamıştım. Mandelş- tam'ın Stalin'i yeren bir şiir yazdığı için sürgüne gönderilmesi, sürgünde ölmesi çok etkileyici bir dram olarak ortaya çı- kıyordu o kitapta. Mandelştam'ın şiirle- ri, tehlikeli görüldükleri için yazılı ola- rak korunamıyordu. Bu yüzden kansı onlan ezberleyerek insanlığa armağan etmişti. Anılannın beni en çok etkileyen yanı bu gerçeği ögrenmem oldu. O hem benım kendi şiirlerim için esin kaynağı oldu hem de Mandelştam'ın şiirlerini çevirmeye başladım. - Tek başına başladığıntz bu yolculuğa daha sonra pek çok deneyimli \e dene- yimsizçevirmenlerdc katddı. Bu katılım nasıl gerçekleşti? Çevirmenlere nasıl ulaştınız? ÇAPAN - Her ülkede başka ülkelerin şairleri çeviri yoluyla tanınıyor. Bu ko- nuda çok karşı savlar da var. Özellikle akademik çevrelerde şiirin çevrilmezli- ği konusunda savlar ileri sürülüyor. Ama edebiyat tarihine baktığımız zaman pek çok şairi çevirmeninden tanıyoruz. Bir de şiirle uğraşan insanlann çeviri yapa- rak da bir şeyler öğrendiğini görüyoruz. Bu yüzden bu ortak çabayı ortaya çıkar- maİc üzere, dünya şiirini bize tanıtacak bir girişim oldu Şiir Atlası. Büyük ilgi gördü, önce tanıdığım şair çevirmenler- den yardım istedim, sonra kendiliğinden çeviriler gelmeyebaşladı.Telefonlaara- yanlar, mektup yazanlaroldu. Tanımadı- ğım insanlardan, gençlerden, Türkiye dı- şındaki yabancı dil bilen çevirmenler ve Türkiye'nin değişik yerlerindedil öğret- menliği yapan insanlardan çeviriler gel- meye başladı. Böylece Şiir Atlası, ken- diliğinden süren bir yolculuk haline dö- nüştü. - 1993'te Cumhuriu't gazetesinin küJ- tür ve sanat sayfalannda >a>ımlanmaya başla\an Şiir Atlası, şimdi de Kitap der- gisinde sürüyor. Gazetede >e dergide ya- vımlanması. seslendigi okur açısından bir farklılık yarattı mı? ÇAPAN - Şiir Atlası'nın gazetede ya- yımlanmasının amacı şiiri elden geldi- ğince yaygın bir çevreye ulaştırmaktı. Bir günlük gazetenin böyle bir şey yap- ması şiirle ilgilenen insanlar için heye- can vericiydi. Örneğin taşrada. insanla- nn bu şiırleri heyecanla biriktirdıklerini görüyordıık. Entelektüel çevrelerden ise, her çevirinin nitelığinin çok yüksek ol- madığı yönünde eleştinler geliyordu. Böyle eleştirilere açık bir çabaydı bu. Her yolculukta insanın başına birtakım tatsız olaylar gelebilir. Seçim, biraz şansa bağlı - Şairlerin ve şiirlerin seçimi konusun- da nasıl bir yol izlemyor? ÇAPAN - Şiirler. tıtiz bir antoloji ha- zırlarken gözetılen tıtizlikle hazırlanmı- yor. Biraz şansa bağlı bir seçim oluyor, ama bunu da göze almak gerekir diye düşünüyorum. Çünkü burada çev irmen- lere de bir fırsat vermişoluyoruz. Amaç- lanan, çok çeşitli ürünün ortaya çıkma- sı. Böylelikle ortak bireleştirel ölçütün oluşmasına yardım eder diye düşünüyo- rum. Ancak birözeleştiri yapmam da ge- rekiyor; şairlere ilişkin verilen bilgiler dahakapsamlıolabilir. Eğerherhaftası- cağı sıcağına baskıya yetıştirilecek bir şey olmasa aynntılı bilgi verilebilir, açık- lama notlan ile zenginleştirilebılır - Şiir Atlası Tiirk şiirine ve şiir okuy u- cusuna nasıl bir katkıda bulunabilir? ÇAPAN - Dünyada başka insanlann nelerle ilgilendiklerini, duyarlıklannı na- sıl dile getirdiklerini öğrenmek ufuk açı- yor, değişik esin kaynaklan yaratıyor Sanat hem hayattan yola çıkarak kendı- ni oluşturarak hem de başka sanat yapıt- lanndan yola çıkarak oluşuyor. Bu diya- loglann bir önemli katkısı da kimi sa- bancı şairlen Türk şiıriyle tanıştırarak ülkelerinde Türk şiirini tanıfmalarının yolunu açması. - Bundan sonra şiir dünyasının hangi bilinmedik ülkelerini ele alacak Şiir At- lası? ÇAPAN - Böyle bir merak başlayınca ınsanda, gidilmedik yerlerin olduğunu görüyoruz. Çin, Uzakdoğu, Afrika. Hint şiiri yeterince yansımış değil Atlas'a. O ülkelere doğru da yolculuklara çıkmak gerekecek sanınm. Bu biraz bana, biraz da çevirmenlere bağlı. Örneğin Afrika şiirini tanıtmaya başlayacağız yakında. Afrika'da Ingilizce ve Fransızca yazan önemli şairler var, o yüzden bir sorun yok. Ama bu dillerin dışında daha yerel dillerde yazanlar varsa. onlan artık yine daha bilinen dillerden çevırmek zorun- da kalacagız. Hint. Uzakdoğu şairleri de yavaş yavaş Atlas'a girmeye başlayacak. Ancak burada ister istemez bizi sınırla- yan. çevirmenlerin, şairlerin ilgi alanla- nnın genişliği. Yanı onlar kimlerle ılgı- leniyorlar? Çevırmende, şairde ilgi uyandırmış, heyecan verici şairler, ülke- ler hangileridır? Bir yolcu, bir gezgin olarak düşünecek olursak, şiir bakımın- dan bizi çok heyecanlandırmayart yerler de olabilir. - Bunca yıllık çeviri uğraşında sizi" Bu şiiri çevirmeliyim" düşüncesinegötüren nedirpeki? ÇAPAN -Örneğin Portekizü şair Fer- nando Pessoa böyle bir şairdir benim için. Onun varlığından haberdar olunca ister istemez bu işe sanlıyorsunuz. Bir de şiir gerçekten önemli bir şıırse heyecan verici bir uğraş oluyor. Aynca, Yunan şi- iri benim için önemli bir keşifti. Şairler aracılığıyîa bilmediğimizne kadar ilginç dünyalar olduğunu keşfediyoruz. - Şiir Atlası'nı Türkiye\e uvarlayıp Türk şiirini kapsayan bir niteliğe büriin- dürmeyi düşündünüz mü? ÇAPAN - Türkiye'de Türk şiiriyle il- gıli oldukça iyı antolojiler var. Ancak antoloji yapmanın sının yok Değişen dönemlerdeki beğeniye göre bir değer sıralaması yapılıyor. 'Aşk ŞürlerT, 'Do- ğa Şiirleri' gibi değişik bakış açılanyla antolojiler hazırlanabiliyor. Dönemlerin yenıden ele alınması da söz konusu. Ya- ni, Şiir Atlası gıbı bir çeşit 'yurtiçinde' şiirsel yolculuklara çıkmak mümkün olabilir. Bu alanda çalışacak olanlara önemli işler düşüyor. Türk Sanatı Internet'te Kültür Servisi - Istan- bul'dabuyıl 18-22 eylül ta- rihleri arasında 13'üncüsü- nün gerçekleştınleceğı Tür- kiye Bilişim Kumltayı. bılı- şıtn alanında çalışmalar ya- pan pek çok bılım adamı ve sektörün ılen gelenlennı bir araya getırecek. Hılton. Askerı Müze Kül- tür Sıtesı. Lütfı Kırdar Ulus- lararası Kongre ve Sergı Sa- rayı'nda gerçekleştırilecek olan organızasyonun dıkkat çekicı etkınlıklennden bin deMımarSınan Lnıversıte- si ögretım üyelennden Yard. Poç. Oğuzhan Özcan'ın internet'te Türk Sanatı' başlığını taşıyan gösterisı. Gösten. 19 eylül perşembe günü saat 11.00'de Lütfı Kırdar Kongre Merkezı Dolmabahçe K Salonunda gerçekleştınlecek. Kunıltaya üçüncü önem- li çalışması 'İnternet'te Türk Sanatı' projesı ile ka- tıian Özcan. sunacağı bu gösteride her bın kendı ko- nulannda Türkiye'nın önde gelen sanatçıları arasında yer alan ressam Adnan Ço- ker. grafik sanatçısı Bülent Erkmen. çocuk edebi>atı yazan Gülten Da>ıoğlu. mo- datasanmcısı Cemil İpekçi. kankatûnst Tan Oral. hey- keltıraş Meriç Hızal ve Ha- le Sontaş. sinema sanatçısı Türkan Şora>, yazar-şaır Atilla İlhan v e Türk pop mü- zığı sanatçısı Banş Man- ço'yu, ınternet ortamında ta- nıtıyor. Özcan. gerçekleştirdıgi bu çalışmada, sanatçılara 'Türk sanatçıları multimed- \a ortamında sanata yeni bir solukgetirebUirler mi' soru- sunu yöneltıyor. Projede sa- natçılar. hem kendılerı hak- kındakı en son bılgılerı hem de yapıtlannı du\urma fır- satı buluyor. Bu çalışma hakkında bilgi edinmek ya da en genış halıyle ınternet- ten ızlemek ısteyenler 18 eylül tarihınden ıtıbaren projenin telif haklanna sa- hıp bulunan Pnzmanet- Vol'ün http ' www. vol. com. tr adresinden izleyebı- lirler. Internet ve multitnedya alanında yaptığı 'ilk'lerle dıkkat çeken Ozcanın ilk projesı 'Multimedya Orta- mında Topkapı Sarau" ıdı. Bu proje ile 1993 yılında Hürnyet - Jaycees tarafın- dan 'Genç Bilim Adamı Ödülü'nü ve TÜBtTAKın "Teş>ik Projeleri' desteğını aldı. Özcan'ın ıkıncı büyük projesı ise tstanbul Resım ve Heykel Müzesı'nın ınter- neteçıkanlmasıydı. Dünya çapında ses getıren bu pro- je ile Türkıve'nın ilk 'ekkt- ronik müzesi' yaratılmış ol- du. Istanbul Resım ve Hey- kel Müzesi böylelikle dün- yada ınternet üzerındekı 500 müze ıçensınde aktıf 10 müze arasında yer alıyor. İngiliz popunun ünlü topluluğu Oasis'in ABD turnesi olaylı geçti 6 Kötü çoculdar' ayrıhyor mu? Kültür Servisi - Ingıhere'de bugünlerde gençler arasında en çok ne konuşuluyor dersiniz? Tuhaf tavırlan, sert söylemleri, ılgınç alışkanlıklan ile müzik dünyasını kasıp kavuran grup Oasis! Liam ve Noel Gallagher adlı iki kardeşın kurdugu Oasıs fırtı- nası yalnız Ingiltere'de değil, dünyanın pek çok ülkesinde esi- yor. Ancak fırtınanın yerinı, gru- bun dağılacağına ilişkin dediko- dularaldı. Son Amenka turnele- nnden edinilen bilgiye göre Oa- sis. dağılma noktasına geldi. Ge- çen çarşamba günü ABD'nin Charlotte eyaletinde verdikleri konserde sahne üzerinde sıkı bir kav gaya tutuşan iki kardeş. kon- sen yanda kestiler. Son albümlen (What's The Storj) MomingGlorv?dünya çapında 8 mılyon adet satış yapan Oasis hakkında. turnenin bitmesine çok az bir süre kala çıkan 'dağılıyoriar' söylentısı. gru- bun menajen Johnny Hopkinstarafından doğrulan- madı ancak ABD turnesinin yanda bırakıldığı ve Noel Gallagher'in tek başına Londra'ya döndüğü bildirildı. Söylentılere bakılırsa Gallagher kardeşler. turne- nın başından ben kavgalıydılar. Grubun solısti Li- am (23). turrıe yolculuğuna 15 dakika kala gitmek- ten vazgeçtığını söylemiş ve grubu havaalanında terketmıştı. Noel vedıgerelemanlar. ABD'yeuça- rak turneye Lıam'sız başlamışlardı. Grubun 'haylaz' solısti Lıam ise birkaç gün sonra onlara katıldı. Noel Gallagher'in turne dönüşü, Londra Heath- row Havaalanı'nda konu hakkında bir yorum yap- madığı, kardeşi Lıam ve grubun dıger ıkı üyesının de, lngiltere'ye dör.mek için toplandıgı belirtildi. Oasis'in dağılmasına ilişkin söylentıler, müzık çevrelerinde üzüntüyle karşılandı. Haftalık pop mü- zık dergısi'New \luskal Express'ın yazarlanndan Liam ve Noel (önde) Gallagher'ın kurdugu Oasis sancılı günler yaşıyor. Tommv Yudo. Oasis gibi başannın zırvesıne ulaş- mış bir grubun dağılmastnın doğru olmayacağını söyledi. Son 30 yılın en popüler gruplanndan biri olan Oasis'in yaptığı tüm parçalann büyük küçük herkes tarafından ezbere bilindığıne dıkkat çeken Yudo. dünya çapında 'fenomen' olmayı başarmış böyle bir grubun en az Beatles kadar büyük oldu- ğunu söyledi. Yudo, Noel Gallagher'u yüzyılın en önemli şarkı sözü yazan olarak tanımladı. 5 yıl içinde, ses getiren 3 albüm çıkaran Oasıs. Ingiltere'de üç milyonu aşkın dınleyıcı kitlesine sa- hıp. 1990'ların en önemli gruplarından bın olmak hiç de kolay degıl elbet. Konser bıletlen satışa su- nulur sunulmaz tükenıyor. karaborsada fahış fıyat- lardan alıcı buluyor. Kısacası. bugünlerde dünya gençlığinın azımsanamayacak bir kısmı Oasis ile yatıp Oasis ile kalkıyor. Grubun lıderi pozısyonundaki Lıam Gallagher'in ası tav ırlan da grubun ününe ün katmaya bıre bir. Hergıttığı yerdeolay çıkaran. adamdöven Lıam'ın arkadaş çevresi, genç solistın son günlerdekı hırçın davranışlanna bir anlam veremıyor. Grubun diger elemanları, eskıden çok ıyi anlaşan ıkı kardeşın aralann- da bir tür telepati olduğunu. ancak son günlerde bu ılışkınin çok farklı boyut- larda seyrettığıni belırtiyorlar. Işçı sı- nıfına mensup bir ailenin çocuklan olarak yetışen Liam ve Noel kardeş- lenn çizdiği 'körü çocuk' imajı. ço- cuklukyıllannın gerçekten 'kötü'geç- mış olmasına bağlanıyor. Sokak çete- leri. kavgalarderken polisle çok erken yaşlarda tanışan Gallagher'lann son vukuatlanndan biri, Bristol'de birotel- de garsonu ekmek getirmedi diye döv- mek... Skandalın büyügü ise geçen gün- lerde Amerika'da gerçekleştinlen MTV Müzik Ödülleri töreninde ya- şandı. Canlı yayın sırasında sahneye fırlayan Lıam, elindeki boş bıra kutu- sunu izleyıcilere fırlattı, çığlıklarattı. Salondaki küçük bir grup, haşan solisti alkışlarken çoğunluk budavranışı 'jeterinceprovokatirbulma- yarak protesto etti. Anlaşılan, Oasıs'in (eğer dağı!- maya niyeti yoksa) ABD müzik piyasasında tutun- mak gibi bir kaygısı varsa 'kötü çocuk' imajını da- ha da güçlendirmesi gerekecek. Bu arada, İngıltere müzık piyasası Oasis taklıdı pek çok grubun istilasına uğramış durumda. Dızgin- lenemez talepler karşısında Oasis tek başına yetme- diğınden olsa gerek mûzikleri, şarkı sözleri. gıyım- len ve saç stilleri ile tepeden tırnaga Oasis gıbı ol- maya çalışan gruplar ortaya çıkıyor. Kendılenne verdikleri ısımlerbıle Oasis'ıçağrıştırıyor: NoVVav Sis, Noasis, Oasish, Oasis'nt The Gallaghers and Çuoasis Oasis'in mantar gıbı türeyen bu grupla- ra aldırdığı yok. 'Kötü çocuklar'm tek amacı. Ingı- lız müzık tanhının efsanev ı arubu Beatles'ı gende bırakmak. Son albümlerınin İngıltere'de 3.5 milyon adet satılması (Beatles'ın "St. Pepper' albümü 3.2 milyon satışa ulaşmıştı) hedeflenne ne denlı yak- laştıklannı göstermıyor mu? 47 Sanat Oalerisi 272 Sanatçı 6. İstanbul Sanat Fuarı 17-22 Eylül 1996 ZİYARET GÜN VE SAATLERI il 1996 11 00- 1700 18- 21 Eylül 1996. 11 00-20.00 22 Eylül 1996: 11.00- 1900 Fuui' KlkiıılikU lZEylül 1996 Sah 12.00 - 13.0(1 R 'l \1» vukran Odülü (Sayın Ahmel K5k«a)'a j sanat rlrştirmrni olarak plastık «anatlara katkılanndan dolayı) vc 2. TLFV'AP Genç Sanatçılar Resim \an|ması Ödülü Törrnlcri 13.00 - 17.00 : Gönümüz çajjdaç Fransu sanatı ile üjoü ; program MAC 2000'in getirdiği on iki Fransu sanatçmın basın tanıUmı Konferan» : Patriok Jilles - Persin l"L0eil" sanal ı dergisi) Konu : Daniel - Henn Kahnweiler, "Bir Büyük Sanat Pazarlayıcısımn MareraM (1884 - 1979)" (Braque, Derain, Pieasso, ! Leger. Klee) Konferans : Madame Françoise Monnin ("Musfart" | sanat dergisi yazı işleri müdin-si) Konu : "21. Yüzyıl liuslararaM ! Olacak ja da Hiç Varolmayacak" Konferans : Frederi<- Amblartl i Konu: Fransada ^aşayan Resim - Alternatifler, Gtrçekler, Yönelinüer.... (Çağda? bir saaatçının bakij açısı ile) | | 8 Eylül 1996 14.00 - 16.00 - SÖYlEŞİ Komet PerfonıuiMi: 16.00 - 18.00 - PANEL Saoatu Taklitçüik ve Kopyanlık ' Yöneten: Semra Gennaner Konuşnıafilar: kenul İskrndrr, Hajbıı | Nur Giirel, Zeynep Yas» Yaman (Ank) | | 9 Eylül 1996 U4.00-16.00 - SÖ11 Eçl hri.nl.un i 16.00 - 18.00 - PANKL Türkiye'de Yanşmab Sergiler, Devl.l I Scrgileri ve Ödüllfr Yöüeten : 4bdölkadir Günyaz Konuşmaeılıu- : Devrim Erbil, Mehmet Güleryüz, Kaya Öısezgiıı 14.IM)- 16.00-SÖYLEŞİ MehmrtAk«oy 16.00-18.00 -PANEL Sanat Elestirüi. Sanat | Yayınlan ve Sanat İzleyicisi Yöneten : Kemal İükender : Sezer Tansn, Hami Çağdaş, Ekr<>m Kahraman fcyföl ^ 14.00 - 16.00 - SÖYLEŞİ Turan Erol 16.00 - 18.00 - PANEL Modernizm - Posünoderaam Yöneten : Mehmet Erpnen Konuşmaeılflr : Bülent Özer, Ali Akaj, Enis Batur 22 Eylfıl 1996paZ ar 1 4.00 - 16.00 - SÖYLEŞİ Özer Kaba5 16.00 - 18.00 - PANtL D-vlet Sanat Politikası ve •^anat Kurumları İlişkis Yönelen : Hüsamettin Koçan Konnşmacılar : KıymetGiray, HasanBiileııt Kahraman, Tamer Levent T A N B U L
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle