Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 EYLUL 1996 PA2AR
12 DIZIYAZI
• Çelebi, kongre öncesinde
kullandığı "Bır elınde bilgisayar, bir
elinde Kuran olan çağdaş
Türkıye'yi yaratacağız" sözlerinin
yanlış anlaşıldığını belirterek "Biz,
bırelmde bilgisayar bir elınde
Kuran olan ANAP seçmenıne,
gelenek, örf ve âdetlerine,
ınançlarına bağlı yeniliklere açık,
demokrat ve sivilleşmeden yana bir
seçmene seslendık. Slogan da
bılimselliğı ıçeren bir slogandır.
İnanan insanların, bilimsel de
olması gerektiğini söylemek
istiyorurrL Bu aynı zamanda
rahmetli Özal'ın da sloganıydı.
Bunun RP'yı taklit etmekle ilgisi
yoktur" dedi.
ANAP'm kurucusu MKYK üyesi Vehbi Dinçerler
'Merkez sağ donuklaşıyor'
DÜRDANE KOCAOĞLU / BULENT SARIOGLU
ANAP Genel Baskanı Mesut Yılmaz'ın, 24
Aralık seçımknnde hiçbır gerekçe
gosternıeden, mılletvekılı adayı
gostermemesınden büyuk rahatsızlık duyan,
partının son kongresınde Merkez Karar
Yönetım Kurulu'na (MKYK) gırmeyı başaran
kurucu uye Vehbi Dinçerler, seçimlerde,
ANAP ve DYP'nın oylannın yuzde 51 *den
yüzde 38'e duştuğünü anımsatarak. "Liderter
aktUanmaz ve turunılanııı değiştirmezierse
merkez sağın ilk seçimierde o\ u \ üzde 30'u
asmaz" dedı Vehbi Dinçerler. bu saptamayı
yaparken şu argumanlara davandığını soyledı
"Merkez sağ \e 1991'den buyana kuruian
hiikiinıetlerin, orta direğin sorunianıu
çözememesi, Türki>e'nin önemli tiim
meselelerinde gerileme olması, mesela dış
ticaret açığı, sosyal adaJet. sosjal güvenlik,
enflasvon, dış güvenlik meselelerinde geriye
gidilmiş olması, ANAVOL hukumefiııin de bu
konularda hiçbir üntit verememesi." Merkez
sağın guçlu polıtıkalar u>gulayamaması
yanında. lıderlerın kışıselleşen kavgalannın da
enmenın nedenJen arasında bulunduğunu
so> ledı Dinçerler, "Sanki bu partilerin amacı
eşittir başkanlannın amacı haline gelmiştir.
Başkanların amacı da siyaseten birbirini
katietme noktasında kilitlenmiştir. İki başkan
birbirini siyaseten ökJürmekle görevli, bunun
için partilerini ve dev letin diğer imkânlannı
kullanmakta hiçbir sakınca görmiivorlar. Bu
devam ettigi siirece sağda erime. sağda
kilitlenme devam edecektir." AN AP v e
DYP'mn ekonomık, malı. dış, guvenlık ve
terörle mücadele poiitıkalannın hemen hemen
aynı olduğunu savunan Dinçerler. ancak bu
partılenn "Kurulu düzenin dışına çıkacak,
sistemi bir anlamda sarsarak ileriye götürecek"
herhangı bır çıkış noktasını zorlamadıklan
düşüncesınde Dinçerler. "Aölım yok. Statüko
muhafaza ediliyor. Mevcut şartlar hiç
dokunulmazsa. politikalarda sıçrama
yapılmazsa Türkhe'de bir jere gidilemez.
Bundan da imtina edUince merkez sağ
donuklaşıyor. A\ nca. kendi içinde kavga ediyor,
enerjisini iç kavgalara harcıyor. Tabii kamuoyu
o zaman başka alternatifler anyor. \e>a
sırtında taşımak istemediği razı ohnak
istemediği alternatiflere tahammul etmek
mecburiyetinde kalıvor" dedı
Vehbi Dınçerier, RP'nın söylemlenyle olmasa
da eylemlenyle merkeze yaklaştığı
düşüncesınde Dinçerler, RP'nın ozellıkle
Çekiç Guç ve olağanüstü hal uygulaması
konusunda devlet partısı olarak nıtelendınlen
ANAP ve DYP'nın da\ ranış bıçımını seçtığını
kaydettı REFAHYOL hukümetı başanlı
olmasa bıle yaşadığı sürece RP'dekı
buyümenın, merkez sağ partılerdekı
kuçühnenm devam edeceğını savundu Dinçerler sağın ilk seçimde oyunun
yüzde 30'ları aşamayacağını savundu.
'ANAP'ta, yeni mucadele dönemi'Oltan Sııngıırlıı o\ ka\bı\la ılgılı
goru^lerını at,ıklarken de ulke açısindan
da. ANAP açisindan da asıl sorunun
1991 'de orta>a <,ıktığını soyledı
Sungurlu sovle devam etrı
"Bazı \anlışlanniız oldu. Bazı konularda
gerekli ciddiveti gostermedik. \alnızca
icraaf \apmayı esas aldık. Halk bizden
kuptu. Istediğın kadar icraat yap, bu
icraatını iyi anlatamı>orsan. icraatını
yapmamak \anında bazı hafifliklerde
yapıyorsan. toplumu rahatsız eden şeyler
yapıyorsan. toplum elbette uzaklaşır.
Ama. I<WI seçinılerinde başka birşey
cereyan ettı. AN\P"ı ne pahasına olursa
olsun yıkmak havasıv la diğer si>asi
partiler anormal \aadlerde bulundular.
İnsanlar bunlan yapılabilir zannetti \e
a>nı şe\leri bizden de bekledi. Bence.
ortada eğıtinı eksikliği var. Toplumun en
ustundekı insanlar sırf o> almak için
de\ letin vapamayacağı şeyleri \aat
ederken. halk da buna inanıyor. Bu
duşunce tarzını \ıkmak gerekir. Bizim.
halka gerçekleri anlatnıamız gereknor.
Eğer, dcmokrasiyi vatandaşın içine
sokamıyorsanız. ne başanlı ulmanı/ ne de
demokrasinin yaşaması mumkûn."
ANAP'ın s Olağan Kongresı. >enı bır
doneının başlangıcı oldu Bu venı
donemııı Mesut \ ılmaz ın sov ledığı gıbı
"değişimin, atılımın. dinamiznıin"
başlangıcı olur mu bılınmez. ama partı ıçı
>enı bır mucadele donemının ba^langıcı
olacağı keMn Ancık bu donemde partı
ıçı \anşın kongre salonunda bıtırılmesı
gerektiğini savunan ^ ılmaz'ın disıplın
kurullannı çjhştır.ıbıleceöı kj\dedılı_\or
\fesut ^ ılmaz'ın Mustafa Taşar, Ersin
Taranoğlu. Evüp Âşık. Burhan Kara \e
Ali Erden me_\dana gefen partı
mufettı^lığı oluştumıa>ı da orgutlerı sıkı
bır denetım altında tutınak ıstedığı
^eklınde vorumlandı Kongrede \ ılmaz a
karşı van!>an Işın Çelebi've gore her >e>
\enı ba>lı\or Kongrede \aptığı çıkışın
toplunıda genış bır vankı varattıgını
sa\unan Celebı. bundan sonra Turkıve vı
kans. karıi) gezeceğını belınerek ^,o\\e
dedı "Sisttnı kilitlenmiş, denizin sonuna
gelinmiş. ANAP'tan kurtarıcı rolu
beklenivor. Bunu kinı \aparsa Turki>e*de
Mirunlann çüzumunde onemli bır misvon
ustlenecek. Bu meselevi parti ıçi mesele
olarak değil, Turki\e genelinde bir mesele
olarak goruvoru/. Ben Turkive için bu
mucadelevi sürdureceğim."
AN AP ın çok tidtiı bır muhalefet
\apmasi \e ıızerındekı ataletı atarak
ıktıdara vurumesı gerektiğini kavdeden
Çelebi. ~Bununiçin ANAP. toplumun
duvan kulağı. gören gozu \e konuşan dilı
olmak zorunda" dedı Çelebı kongre
oncesınde kullandığı "Bir elinde
bilgisavar, bir elinde Kuran olan çağdaş
Turkive'yi varatacağız" sozlerının \anlı>
anlaşıldığını belirterek "Biz. bir elinde
bilgisayar bir elinde Kuran olan ANAP
seçmenine, gelenek. orf ve âdetlerine.
inançlanna bağlı. yeniUklere açık.
demokrat \e sivilleşmeden vana bır
seçmene seslendik. Kuilandığnn sk>gan da
bilimselliği içeren bir slogandır. İnanan
insanlann. bilimsel de olması gerektiğini
sovlemek istnorum. Bu slogan a>nı
zamanda rahmetli Ozal'ın da sioganıvdı.
Bunun RP'vi taklit etmekle ilgisi \oktur~
dedı I>ın Çelebi. Turkıve'de sıvasal
vapının kıhtlenme noktasinageldığını
sa\ unurken de başkanlık sıstemının artık
tanışılma zamanının geldığını soyledı
Uzun: ANAP ve DYP renksiz
Eskı BOTAŞ Genel Muduru ANAP
Kocaelı Mılletvekılı Havrettin Lzunda
Genel Başkan Mesut ^ ılmaz ve vonetıme
karşı eleştırılerının dozunu
vukseltenlerden ANAP açisindan kongre
sonrası ba^lavan >enı donemde de
Lzun un muhalefetın onemtı isimlerı
araMnda veralması beklenı>or Turkıve
ko^ullarında sıvası partilerin merkez sağ-
merkez sol dıse kesın çızgılerle
bırbırlerınden aşrılabılmelerının mumkun
olmadığını belırten Uzun. ANAP \e
D\ P \ı de "ideolojileriolmavan, renksiz
partiler" dıve nıtelendırdı
Lzun "Jnançlan>ok,sö)lemleri>ok.
Kendi taleplerini bilivorlar, ama
toplumun taleplerini bılmivoıiar. İnsaniar
elbette bireysel çıkaıiarına dikkat
edecektir. Ama sivasetçileri motive eden
sadece birevsel çıkaıian olmamair dedı
ANAP'ın belırlı \e sinırlı savıda "gûçle"
ı^bırlığı vaparak avakta durmava
çalı^tığını kavdeden Uzun. "Obıir
tarafta. D\ P'de Çiller kendi başına guç
olmava çalışıvor. Bu dumm. anormal bir
gelişme olmazsa bu partilerin
kuçıîleceklerini gosteri.vor" dıve konuştu
Havrettin Uzun Turkıve de sıvası
partilerin toplumun ıhtıyaçlarına değıl
kışılerın ıhtıyaçlarına gore kurulduğunu
ılerı surdu Herhangı bırorganızasvon
gıbı sıyasi partilerin ıçensinde yer
alanlann kendi taleplerının en ı>ı şekılde
sağlanmasi ıçın t,aba harcadıklannı
sa\unan Lzun ^u gonışlerı dıle getırdı
"Turkiye'de siyaset bir meslek haline
gelmiş. Bir çıkış noktası. bir meslek
değiştirme ve inıkân sağlanıa noktası
olarak göruluyor. Toplumun buvuk
bolumune aktif siyaset yapmayasağı
getirilmiş. Sivaseti ışsizler >eya beiirli
meslek gruplan yapıvor. Bunlarda
genelde. işinde başansız olmuş. başka
başansızlıklan olmuş kişiler. Sivasete
girerek bovlece kendi eksiğini
tamamlamış oluvorlar. Ovsa, kendi
sorunlannı çozememiş olanlar toplumun
sorunianıu çozmeve »oneleme/ler.
Diyarbakır Milletvekili Abdülkadir Aksu:
6
DYP ile birleşme abesle iştigaldir'
ANAP'ın 5 olağan kongresı öncesinde Genel
Başkan Mesut Yümaz'la 4 eğılım konusunda
polemığe gıren Ankara Mılletvekılı Cemil Çiçek ıle
AbdülkadJr Aksu. partının 1983 çızgısınden bır
haylı uzakta olduğunu savunuyor. ANAP'tan
aynlacaklan kulıslerde dıle getınlmesıne karşın
bunu reddeden Çıçek ve Aksu, DYP ıle bırleşmeye
de şıddetle karşı "Birteşme önerisi abesle iştigaJdir"
dıyen Abdölkadır Aksu, şu gomşlen dıle getırdı
"Birleşme çabalannı, anlamsız bir gay ret olarak
görüyorum. Bu tür partilerin birleşmesi, kaynaşması
tabanda oiur. En sağiıklı birleşme sandıkta olan
büieşınedir. Onun dışındaki birleşme suni olur. Kaldı
ki hiç olmaz. sıkıntılı olur. \atandaş kızar. birini
bitirir birine y üklenir, işte birleşme bö> k olur.
Sandıkta biriesmey i tenıin edecek zemini hazırlamak
lazım. Bunu da genel başkan ve yetkili kurullan
yapar.1
Cemıl Çıçek de ANAP'ın y/üzde 19'larda
>'üzde 20'lerde oyu tıkanmış kalmış patınaj yapan
bır partı konumunda olduğunu söyledı. ANAP'ın
tek başına ıktıdar olması ıçm bütün objektıf koşullar
varken, bu şansını kullanamadığını belırten Çıçek,
şöv te dedı "Enflasjon yüzde lÖO'lere. işsizlik yüzde
20'lere dayannııştı. iktidar yolsuzluk-hırsızlık
iddialanyla kamuoy u ne/dinde çok ciddi itibar
kaybeîmişri. Buna rağmen. seçimlerde aJdığımızoy
ortada. İktidarda olduğumuz halde 2 haziran yereİ
ara seçimlerinde de oyıımuz, aşağı yüzde 4-5
civannda gerileme gösterdi. \ani muhalefettevken de
iktidarday ken de, ki iktidann önemli bir avantaj
ounasına rağmen oy umuzu arttıramadık. Bunda
herkes mütteflktir. Belli ki partinin bir sıçramaya bir
hamleye ihriyacı var. Partimizde bir dinamiz eksikliği
var. Kongrefer nezdinde bunun temin edümesi
AbdülkadirAksu DYP ife birleşmeçabalannı
anlamsız bulduğunu söyiedi.
gerekirdi fakat maalesef bu yapılmadı."
Partıyi tabandan büyütmek yenne y ukandan yatay
geçışlerle mılletvekjlı arttınlarak buyuk partı
gönintüsu venlmeye çalıştldıgmı anlatan Çıçek.
"Bu >atay geçişler de bi/i ilkesiz, tutarsız ve bu
partiyi sevenler ve sövenlerin aynı kefeye konulduğu
bir konunıa getiriyor, bizi sıradanlaştırıvor. 80 ölesi
gördüğümüz ayak oyunları anlanıındaki siyaset
konumuna indiri>t)r'" dedı 1983 çızgısının o gunun
koşullannda ortava çıkan bır çızgı olmadığını
savunan Çıçek, "'Türkhe'nin v« bizim o giin de
bugün de yann da en önemli ihtiyacunız uzlaşmadır.
ANAP, uzlaşma parrisidir. Onun için 4 taban
denilmiştir. AN AP'ın kuruluşunda bulunmayıp 12'ye
5 kala gelen arkadaşlanmız, o güniin şartlannı
bilmiyor. Onlar, 4 tabanın bir araya getirilmesinin o
güniin şartlarından doğduğunu zannediyor. Değil,
Ozal inanarak yaprı. Başka eğilimierin partileri var
elbette. Kurulu olanlar ve kurulacaklar. Buna
rağmen arkadaşlar, ister sosyal demokrat liberal,
ivtcr muhafa/akâr bu partide bulunuvoriarsa bu
uzlaşmaya inandıklarından, uzlaşnıaya verdikleri
önemden kaynaklanıyor. Dolayısıyla bu dengeler
üzerine oturmuş ANAP'ta, uzlaşma fikrini bir
kenara iterseniz, dengeleri bozarsanız ismi ANAP
olur ama 83'te vatandaşuı ikitdara getirdiğL btiyiik
reformlan yapan 4NAP olmaz. ANAP'ın dışında bir
parti olur. Bunun anlamı da ANAP'ın silinmesi ve
giderek shasetten silinmesi anlamına gelir, tabiri
caiz.se, Gıiven Partisi konumuna gelir."
Çıçek. u
\Iilliyetçilik ve muhafazakârhğın
seçimlerden önce akJa gelen ve sonra da kaçınılması
gereken bir görûntü gibi algıianmaya kalkılırsa
vatandaş bunu yutmaz" derken de zaten bu konuda
ciddi kaygılar buiunduğunu so> ledı Çemıl Çıçek.
"Bu tablo gerçekleşmezse, ben ve benim gibilerin bu
partide şeklen kalmasının bir faydası yoktur. Taban
zaten bir başka partiye kayar gider" dedı
Toplumun sorunlan. ihtiyaçlan partilerde
ikinci planda. O yuzden eylemleri ve
soylemleri asla ortuşmuyor. Oy almak için
topluma ihtiyaçlan var. O zaman
soylemleri topluma yönelikoluyor. Amaç.
topluma hizmet olmadığı için iktidara
geçtikleri zaman eylemleri kendi
taleplerine uvgyn hale geliyor."
Mafya düzeni'
Turkıve de en bu\ uk iorunun kotu
vonetım olduSunu sa\ unan Lzun. yalnız
bugun değıl, geçmışten ben kotu
yonetımın soz konusu olduğunu sov ledı
Partilerin ıvılerm vonetıme talıp olmasına
olanak tanımadığını kavdeden Lzun.
so\ le de\ am ettı "Ç unku tamamen
liderler demokrasisi var. Partiler.
lideıierin ihtiyacına gore kuruluvor. Lider,
\a karizmatik olup iyi yetişmiş insanlaria
çalışabilmeli ya da demokratik olup guçlu
insanların one çıkmasına fırsat tanunaiı.
Son seçimlerde liderler. kendi
yetersizlikleri ve seçunın /or şartlarda
yapılması vÜTünden scçimi kazanmak için
nitelikli ınsanları da seçime sokmak
zorunda kalmışlardır. Ancak bu da
beraberinde sıkıntılan getirmiştir.
Turkive'nin siyaset vapısına baktığınız
zaman parlamenter. kendisini seçene
karşı korunuyor. kanunlara karşı
korunuvor. ama lidenne karşı son derece
/ayıf. sıkıntı buradan başlıvor. Partiler.
tamamen aşiret du/eni ile mafya düzeni
arasında bir sistemle vonetiliyor."
Havıettın Lzun ANAP ın * Olağan
Kongresı nın ne toplumun ne de partının
ıhtıvaundan kavnaklanan bır kongre
oluğunu savunarak >u değerlendırmevı
v aptı "Bu kongre yasal bir zorunJuJuğun
verine «etirilmesinden ibaret. seçime
endeksli bir kongre olmuştur. Kongrenin,
amacı nedeniyle de venı bir donemin.
atılımın, dinamiznıin başlangıcı olması
mumkun değildı. Sadece bu kongrede
>, ılmaz. biraz daha guçlenme çabası içine
girmiştir. Demek ki \ ılına/'L en çok
eleştirdiği Çiller'in partideki konumunu
yakalama arzusu içinde gordüm. V ılmaz.
kendi içinde de tutarlı dav ranmıyor. \a
demokratik ol. ya anti-demokratiksen
orijinal ol."
Kücuk liberal parti'
Lzun ANAP ın kuruluşundakı ıdeolojısı
ıle >u andakı durumu arasinda farklılıklar
bulunduğunu sa\ undu Havrettin Lzun.
bu trendın devam etmesı durumunda
AN AP'ın "merkez sağ ile merkez sol
arasında sıkışmış kuçuk bir liberal parti"
olaeağını ılerı ^urdu
\enı Başkanlık Dıvanı'nda partının
onemli ısımlennın gorev almamasına
Jıkkat ı,eken Havrettin Lzun
"Küçuk adamlan bir araya getirerek
büyuk gozukulmez. Etrafına kuçük
adamlan toplayacaksın, buyük
gozükeceksbı. oyle şey olmaz. Lygun
adamlan. büyuk adamlan toplayıp
onlann arasında büyuk gozukebiliyor
musun, onemli olan o."
Yann: llhan Kesici liderliğe
mi hazırlanıyor?
CZÖRÜŞ / Prof. Dr. TÜRKKAYA ATAÖV
Soğuk savaş donemınde Amerıkan
mudahalelerının nedenı bır yolu bulu-
nup komunızme bağlandı. Ama bu
donem artık kapandıysada, mudaha-
lelerın sonu gelmedı. Surup gıtmesı.
aslında, şaşırtıcı olmamalı, çunku bı-
rıncı neden dış dunyada Amenkan de-
netımının yok olmamasıydı. Ancak,
yenı gerekçelerın bulunması zorun-
luydu Başkan Reagan'ın bu amaçla
oluşturduğu Bırleşmış Uzun Vadelı
Stratejı Komısyonu' sekız yıl oncekı
raporunda bundan boyle Asya, Afrıka
ve Latın Amerıka'da kuçuk çaplı sa-
vaşlara yonelmeyı oğutluyordu Asıl
amaç, dunyadakı Amerıkan denetımı-
nın azalmamasıydı
Bazı siyaset adamlan ve unıversıte-
lerde ders kıtabı olarak kullanılan ya-
yınlar. Amenka'nın stratejık madenler-
de ve hammaddelenn çoğunda dışa
bağımlı olduğunu kabul edıyorlar
Bush şoyle dıyordu "Dunya, Amerı-
kan çıkarları ıçın Sovyetler'le olan es-
kı ılışkılere benzemez bırbıçımde teh-
Müdahaleler son bulacak mı?
lıkelı olmaya başladı " Irak'ın Kuveyt'ı
ışgalı bu yaklaşım ıçın bır uygulama
orneğı yarattı Ikıncı Cıhan Savaşı'nın
yenık ıkı devletı olarak askerı harca-
maları kısıtlanmış ya da yasaklanmış
olan Almanya ıle Japonya'nın buyuk
ekonomık guçler olarak ortaya çıkma-
sıyla Amerıka, Uçuncu Dunya'yı tum
kaynaklarıyla kendi etkı alanı içinde
daha da fazla tutmak ıstıyor
Amenka'nın gozu. enerjı kaynakla-
nnda, başka madenlerde, ucuz emek-
te ve satış pazarlannda Ustelık, so-
ğuk savaşın sona ermesıyle bu tur
mudahalelerde buyuk bır engel olan
Doğu Bloku da toptan ortadan kalktı
Amerıka, Bırleşmış Mılletler'ı de za-
man zaman tek başına mudahale ye-
rıne onun şemsıyesı altında kuvvete
başvurarak eylemlerıne bır ortaklık
gorunumu de kazandırıyor Bır ulke-
nın, meşru olarak hangı koşullarda
kuvvet kullanabıleceğı bellıdır Saldı-
rıya uğrayıp kendını savunmak zorun-
da kaldığı ya da başka bır ulkenın sal-
dırıya uğrayıp ondan yardım bekledı-
ğı zaman Bu ılke genel uluslararası
hukukta ve BM Andlaşması'nda
(M.51)çokaçıktır Amenka'nın da ım-
zaladığı bu andlaşma, aynı zamanda,
ulkenın yasalarından bırıdır Yoksa
Amerıka ıstedığı yerde hukumet devı-
remez dıledığını ıktıdara getıremezya
da zırhlılarından fuze yollayamaz
Amenka'nın çeşıtlı ulkelere yaptığı as-
kerı müdahaleler, Bırleşmış Mılletler ın
bu temel belgesı açisindan değerlen-
dınlınce, bu eylemleri savunmak ger-
çekten guçtur Bunların çoğu hukuka
aykırıdır iran da Musaddık'ı devır-
mek, Kuba'da Domuzlar Korfezı Çı-
karması ya da Panama'da devlet baş-
kanını kaçırmak gıbı olaylar son tah-
lılde Amerıkan yasalarına da aykırıdır
Dahası, Amenkan anayasasını çığne-
yen Başkan'a gorevden e) çektırmek
de bır anayasa emrıdır
Soğuk savaşın sona ermesı nede-
niyle yenı mudahale olanakları araştır-
makyerıne bırozeleştırı yaparak Mon-
ros Doktrını'nden (1823) bu yana ya-
pılan mudahalelerden gerı donme yol-
iarının araştırılması daha uygundur Al-
manya, Japonya ve Sovyetler bazı
haksız eylemlerınden oturu ozur dıle-
mışlerdır
Amerıka nın da bır Guatemala dan
Grenada'dan İran dan Kuba'dan ve
bazı başka ulkelerden ozur dılemesı
ona çok şey kazandırır Bu mudahe-
lerde olenlerın çocuklarının ya da ana-
babalannın gonullerıne de bir olçude
su serpılmış olacaktır Amerıkan huku-
metlerı değıştığıne gore, boyle ozur
kararlarını Kongre pekâlâ alabılır
Amerıkan halkı bu mudahelelerle
bugune değın yeterınce yanıltıldı La-
tın Amerıka başta olmak uzere, Uçun-
cu Dunya'dakı Amenkan mudahalele-
rının ne gerçek nedenını oğrenebıldı.
ne de hukumet ustunde denetım go-
revını yapabıldı
Ama bu ulke, dış dunyada gıtgıde
daha fazla eleştırılıyor Amerıkan Dev-
letlerı Orgutu Panama'dakı mudaha-
leyı kınadı ve BM'nın Guvenlık Konse-
yı bıle beş yıl öncesinde olduğu gıbı
peşınden gelmıyor Vıetnamdeneyımı
halkın dur dıyebıleceğını de goster-
dı Bugunku acız Kongre'yı sarsarak
anayasal sorumluluklarını anımsata-
cak olan da Amerıkan halkıdır Alış-
kanlık ve bılgısızlık çemberının dar ka-
lıbında sıkışıp kalmış olan Kongre uye-
sını uyandırmak kuşkusuz kolay değıl-
dır. ama kendıne demokrası dıyen
toplumlar ıçın de başka yol yoktur
BITTİ
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
İşkencecinizi Tamyor
musunuz?12 Eylul'un uzerınden uçgungeçtı, darbesının uze-
rınden 16 yıl 1981 yılındabırgenç, Ankara'da "DAU'da
ışkencede Ankara emnıyetının garajdan bozma alt
kat hucrelerınden bırınde "4" numaraya yatırılmış;
"Olurelımızde kalır" dıye korkularından, sanığın 19 nu-
marada kalan eşını çağırıyorlar Işkence gorenın eşı,
on beş yıl sonra anlatıyor yaşadıklarını, dılım tutuk dın-
lıyorum
- Bana bazı şeyler soyleyebılıyor, dıyorkı 'Belkı ol-
durebılırler benı ama bır şey soylemıyorum onlara1
"
Bunlan bana soyleyebılıyor Işkencede dırenıyor bel-
lı kı Oldukça da kararlı Ben de ışte, pamuk ıstedım
dışarıdan Vurdum kapıyı dedım kı Kulağı çok akı-
yor'" Bıryandan su ıçırmeye ça/ışıyorum, ben de çok
zayıfım Bırşeydepekyıyıpıçmıyoruzoradatabn Çok
da zayıfım, ama o halımde de
- Yıyecekler nereden gelıyor, dışarıdan mı?
- Yooo, bıze bır şey gelmıyor Aılesı çok ılışkılı olan,
torpılı olanlar fılan dışarıdan bazı şeyler gonderıyor-
du, ama benım annemle hiçbir kontağım yok Dışarı-
da zaten annemle bebek oğlum kalmış Olduğumuzu
fılan sanıyorlarmış o donemde Kımse bırbırını duy-
muyor, haberdar değılız Oradan ışte, sut fılan verıyor-
lar emnıyet, gunde bır şışe sut verıyor onu da ıçmı-
yoruz bıle zaten Işte ekmek helva Askere verılen
malzemelerden herhalde onlar, çok basıt şeyler, ye-
mek fılan yok oyle Bırparça ekmek, bırparça helva,
o kotu etlerden -çok ender olarak- ordunun kullandı-
ğı buzhaneden Onları da yemıyorduk1
Neyse pek yeme ıçme olayı yoktu tabn Sadece ku-
ru ekmekle helva dıye duşunebılırsınız yeme olayını
Boyle kırk yılda bır sut getırılır o kâğıt kutularda Biz
de onları su ıçın kullanıyorduk, ıçıne su koyup ıçıyor-
duk Çok ılkel şeyler
Bır yandan ben ona (eşıme) su ıçırıyorum, ama bır
yandan da kulağından su akıyor korkunç bır şey boy-
le Sonra, bır ışkencecı kapıyı tekmeleyerek açtı, ben
ne olduğunu falan anlayamıyorum o sırada korkunç
bırşeydı, hemen ' Kalk1
" dıye bağırmaya başladı Ben
"Ne oluyor'?" dıye tepkı gosterdım "Bu haldekı bır ın-
sana ne yapıyorsunuz boyle?" dedım Benı hızla ıttı1
Duvara çarpıp duştum Tuttu, baygın yattığı halde,
kulağından da sureklı su akıyor, tuttu onun saçlarını
boyle, taktı parmaklarını surukleyerek zorla çıkardı
Korkunç, ığrenç bıradamdı Dışanya çıkardı
- Gorsen tanıyabılır mısın bu adamı?
- Tanıyorum ben onu'
- Goruyor rnusun?
- Hayır, gormuyorum. ama ben o anda ona oyle bır
baktım kı, asla unutamam
1
Sonradan yargılandı onlar,
bızımkılere ışkence yapmaktan
- Ne oldular. mahkûm oldular mı?
- Mahkûm olmadılar çunku herkes, oradakı gorev-
lıler onlann şeylennı orttu Yanı, suçlannı orttu Zaten
o denlı yaygın kı, bır tek o değıl onun gıbı çok ınsan
var
Eşım de. arkadaşı da soyluyorlar 'Bunlardı
bıze ışkence yapanlar dıye Onlar ıse ceza almadan
kurtardılar Ben askerı savcının odasında savcılık ıfa-
demın alınması ıçın beklıyordum, o sırada o adam gır-
dı odaya Onu gorur gormez dedım kı savcıya, "Bak,
buadamdı
1
" cted/rn "Iştebuydu 'a olumcul say-
rı ıken onu şey yapan..' Askerı savcı ham hum yapıp
Askerı savcı bılıyordu, bildığı halde lafkarıştırdı ve bır-
bınnın
- Pıslığını orttu
1
- Evet, evet O anda tutanak tutması gerekirdi iyi
bır savcı olsaydı, gerçek anlamda durust bır ınsan ol-
saydı, boyle gosterdım "Buydu
1
' dedım Kı buyuk bır
cesaretle, anındaonutanıdım 'Çağırın' dedım, "bu-
radatutanaktutulsun'" 'Yok' dedı ışteşoyleydı, boy-
leydı bılmem ne Yanı oyle gunlerdı kı zaten, kımse
bızı dınlemıyordu Olmuş de olabılırdık Oylesıne te-
sadufen yaşıyoruz bugun ışte
1
Herkes kım vurduya gı-
dıyordu bılıyorsunuz
- Evet. olaya gelelım
- Neyse, (ışkencecı) çektı onu hucreden surukle-
yerek çıkardı dışanda korkunç bırbıçımde "Sensoy-
lemıyorsun, ama biz senden bunu almasını bıhnz
r
Bıl-
gı ıstıyorlardı herhalde o da gık dıye ağzını açmıyor
- Ne gıbı bılgı ıstıyorlar
9
- Ne bıleyım
9
Kendilerıne gore, uydurup uydurup
kafalannda Işte kım gelmiş, kım gıtmış? O gun o top-
lantıda kımler var
7
Boyle şeyler
- Sız ışkence fılan gordunuz m u '
- Tabn, zaman zaman kaba dayak bıçımınde bır şey-
ler yapmaya çalıştılar, ama ben çokzayıftım, "Elımız-
de kalır" dıye korkuyorlardı
- Kaç kıloydunuz?
- Kırk kıloydum (guluşmeler) şu anda 55 kıloyum'
O zaman duşunun, ıskelet gıbı bır şeydım yanı, kor-
kuyorlardı
- Kaç yaşındaydınız
9
- 25 yaşındaydım' Bızı sorguya alanlar, seslerınden
bellı kı 'Aaaa. bu bızım Mulkıyelı" falan dıye konuşu-
yorlar Neyse, ışte o adam eşımı çıkardı, çok kotuyap-
tı, korıdorda ışkence yaptı Herkes duyuyor, orası ka-
labalık Herkes sınmış durumda. uzgun ve endışelı
Ondan sonra, yenıden attılar hucreye, bır ıkı polıs ge-
tırdı. bu kez diğer kulagı da patlamıştı Kulaklarına
tampon yapıyorum su çıkıyor sureklı, artık bayılmış,
kendınden geçmış
B U L M A C A SEDAT\İŞA\A\
SOLDAN SAĞA:
1/ O\un. dolap"
anlamında argo
sozcuk II Ln. et
vebarma ılevapı-
lan bır yemek
"Câm-ı satâ ge-
rekmez dunv a-\ ı -
- - elınden (Ne-
vı) 3/ Bır banka-
nın. sattığı menkul
değerlerı gerı satın
alma taahhudune
\enlen ad Hın-
dibtan da halkın
avnlmı^ olduğu
bırbınne karşı kapaiı Mnıt-
ların adı 4/ Bavağı Elı
>a da avağı ^akat olan
kımse 5/Bırbağlaç Te-
1
2
3
4
5
6
7
8
9
1 2 3 4 5 6 7
I I U
LM
I II I I I
8
ı
9
L—
1 2 3
melı taklıde dayanan soz- 3
suz ovun Ltanç duvma 4
6/ Siğ sularda ağır v uklerı c
taşimak ıçın kullanılan al-
tı duz tekne Ovundace- "
zalı çocuk 7/ Hukuksal 7
sonuçdoğuranbırsuçiijle- g
yen kımse Akla \e sağ- „
duyuya avkın olan 8/
Anadoluda kurulmu^ eskı uvgarlık Asma kutuğu 9/Bır
çeşit parlak ıpeklı kumaş
YIKARIDAIN AŞAĞIVA.
1/"Eşekkulağı" da denılen ve eczacılıkta kullanılan bır bıt-
kı 2/ Osmanlı devletınde kullanılınış Hollanda kralıvet a^-
lanıbetımlıgumu^Mkke Gelecek 3/Karfırtınası —bır
tahtaka^ıktır Sapıortasına denkdu>en"(Can Vucell 4/Tok-
yo nun eskı adı Ticaret e^vası 5/Bır soru sozu Pamuk-
tan dokunmu> basma Kat kat çakıl ve kumdan olu^muş
ver kıvrımı 6/ Anadolu'da kuçuk hav\an-toprak ı^letmele-
nne venlenad Gozlerı gormeven 7/Ilaeç Bo\utlar 8/
Doğu Slav halkı Altabe 9/llgınç