Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12E».Ü_199* PERSEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
UYGARLIKLARIN İZİNDE. OKTAY EKİNCI
TJtacağ'ın yeşil yamaçlannda alçakgönüllü bir tarih ilgi bekliyor
Cumabkızık artık ^dîrenemiyor'
aki >
terkdilniş
ef*r *e
zaman ka-şı
•ek bal^nta
sürdürâiklari
dîreniş^rinte
.artJv
Kö\iin avakta Kalnıavı başarabilen evleri. özgün sokaklarla da birtik-
te tarihsel bir verleşme kimliğini varınlara da taşımak istnorlar...
Geçen yıl ya da önceki >ıl galiba
Metin Sözen söylemişti "Ârtık bazı
yerlere yeniden gitmek istemnorum:
çünkü her gidişimde eski güzellikleri-
ni daha da bozulmuş görüyorum" di-
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derne-
ği Fatih Şubesi'nın geçenlerde düzen-
lediği MudamaveTrihegezisindeson
durak olarak Cumalıkızık'a da uğra-
mav ı önerdiğinıde. doğrusu Metın Sö-
zen"in korktuğıınun bizim de başımı-
za gelebıleceğini hiç düşünmemiştim.
Benim bildiğim. Cumalıkızık'ın ül-
kemizde "üzerine en çok titrenen" ta-
rihsel yerleşmelerımizden biri oldıı-
ğuvdu ÖrneğıntıpkıbırSaf'ranboluya
da Muğla gibi. 1970'lerden bu yana
saviMZ incelemeve. etkinliğe ve "ko-
ruma projelerine" konu olmuştu. Yi-
ne bırkaçına benim de katıldığım çok
sav ıdakı toplantıda, hükümet \e >erel
yönetim temsilcilerinin hemen tümii.
bu kültür mirasına sahip çıkmava \e
yardım etmeye söz \ermişlerdı. Bugü-
;ıe kadar Bursa'da söz ne zaman tarih
. e kültürden açılsa mutlaka Cumalıkı-
/ık'ın kurtanlmasıyla noktalanmıştı...
İşte bu bılgi ve düşüneelerle ÇYDD
üvelerini Cumalıkızık'a götürdüğüm-
de. hemen tümü bu köv ü "ilk kez** gör-
dükleri için vüksek bir ha\ ranlık du>-
gusuna kapıldılar. Geç saatlere kadar
avnlmak istemediler. Ne var kı çok de-
ğıl. daha iki vıl öncesini de bildiğim-
den. ÇYDD'nın artık bu iilkede güzel-
liklerin vitirilmemesinı i.steven "unıut-
lu üyelerine" durumu v ıne de pek bel-
li etmedım...
Dılerseniz burada bir parantez açıp
bılmeyenler va da unutanlar içın önce
Cumalıkızık'ı tanıtalım.
Bursa'nınyanı başında ve l'ludağ'ın
a nı
eleneksel mimarlık
kültürümüzün Osmanlı
dönemine ait "köy uygarlığı
bugünlere dek taşıyan
Cumalıkızık hızla "çöküyor".
Çünkü hemen tüm evleri ve
sokakları özgün kimliğiyle
korunagelen bu eşsiz mirasımız,
yalnızlığm. ilgisizliğin ve "terk
edilmişliğin" altında zamana
karşı direnişini artık
sürdüremiyor.
zümrüt yeşilı eteklennde yer alan bu
güzel köyün tarihi "700vıİ"öncesine
uzanıvor. Söyleneelere göreOğuz boy-
larından olan "Kızıklılar" daha önce-
lerı Tokat yöresınde yaşamışlardı. 13.
viizvılda bu bölgeye gelerek Karake-
çıli Aşiretı'nekomşuolmakistemişler
Ertuğrul Gazi de onlara L'ludağ'ın
eteklerinde yerleşme izni vermiş ve
hatta dostluğun güçlenmesi için de Kı-
zıklı beyinin 7oğlu ile karakeçililerin
n
kızını kırk gün. kırk geee düğün der-
nekle ev lendirmiş. Her bırine de güzel
bir köv kurulmuş...
Cumalıkızık. ışte bu şanslı damatlar-
dan Cumalı Be\'in köyü. Avnı bölge-
deki diğer "Kızık köyleri" ise Fethiye-
kızık. Hamanılıkı/ık. Dallıkızık. Bayın-
dırkızık. Derekızık v e Değirnıelikızık
adlarını taşıvorlar.
Bunlar arasında günümüzde en çok
sevilenin vebilinenin Cumalıkızıkol-
ması ise hiç kuşkusuz özgün sivil mi-
nıari dokusunu ve tarihsel kimliğini en
çok koruyabilen Kızık köyü olmasın-
dan kaynaklanıvor. 1970'lere kadar
Galata Grubu kövdeki tarihi
hamamı imeceyle onardı:
Bugüre dek birçok akademık çalışmava konu olan
Cumalıkızık'ta ik kez bir "master tezi">apan
mimaı Retayi Coşkun'du 1979'dakı bu öncü
çabanın arJından 19,S0 vıiındaki Anıtlar \ üksek
K.urulu"nuı v ine ilk "kentsel SİT" kararı geldi.
Bunu izleven bır başka onemlı aşama da Nlimariar
Odası'mn 1983'tekı Ağa Han Mimarlık Ödülleri
kapsanında oğreneıler ı^ın düzenlediği
"Cumalıkızık 2007" başlıklı fikirprojesi
yanşmasıvJı. İlerleyen vıllarda da çeşıtlı kültür.
sanat ve nrmarlık etkinlıklennde. özellikle Bursa
Mimariar Odası ıle ^ıldırını Beledi\esiduvarlı
kamuoyunun dikkatlerinı bu tarihsel köve ve
güzelliklenne çektiler... Bu \ ıl da 5-16 Ağustos
1096 tcrihlerınde Cumalıkızı k v ıne benzer amaçlı
bîr "yaz okulu"nu ağırlanıanın eoşkıısunu vaşadı.
Mımarlar Odası'nea organize edilen çalışmava
Yıldız ÜnıversiteM'nden \e Mımar Sinan
Ünıversıtesi'nden Galata Grubu'nu oluşturan 15
mimarlık öğrencisi katıidı. Odanın Bursa
Şubesı'nce derlenen rapora göre bu son çalışmanın
öneekilere göre en önemli farkı. kövdeki "taribi
hamamın onarılmasf" \e bövlece Cumalıkızıka ilk
kez "somut bir katkının" vapılmış olmasıvdı.
Çünkü. bugüne dek gerçekleşen hemen tüm
"incelemeziyanetlerinde" sadece röleve. resim \e
fotoğrafçalı^malanvla vetinilıvor, sonra da va$b •
kö> vine "yalıuz" bırakılarak geri dönülü>ordu.
Mımarlar Odası Bursa Şubesi'nın raporunda.
Galata Grubu'nun vaz okulu günlerindeki "hamam
onarımları™ şö> le özetleni>or:
"Öğrenciler Recep L'sta'nın denetiminde çatı
nıerteklerini, aşıkları \e kiremit altı tahtalarını
>cnilediler. Külhan'm üstünü kapattılar. Halvet,
sıcaklık. soğukluk \e so> unmalık mekânlannı
kircçle badana >apıp aii^ap kapıları \e merdivenleri
\crniklediler. Son olarak da soğukluğun üstündeki
pencenelere camlarını taktılar..."
Cumalıkızık halkı. vıllardan sonra bu **vefalı"
Öğreneilere şımdı te^ekkür edivor. Elbette ki bu son
yaz okulu çalışmasına bılgi ve deneyimleriyle
katılan Prof. Dr. Necati İnceoğlu'na. öğretim ü>esi
\ur Urfalıoğlu'na j l
B k Yl K
ğ
Başkanı Yılmaz KuNumcn'ya da...
Aeaba bu anlamlı \e özverilı çabalar. "asıl
yetkilileri" artık uvaraeak mı? Cumalıkızık.
"yalnızlığın çöküşünden" bir an önee kurtulabileçek
"betonarme bina salguıına" uğrama-
mış olmanın ^ansını yaşayan Cumalı-
kızık. Anıtlar Yüksek Kurulu'nun
1980 vılındaki H
korutna" karanndan
sonra da bu salgından "vasaklama'*sa-
yesınde kurtulabildi.
'Mahalle' olmanın burukluğu
Şimdi bu kısa bilgilendirmenin ar-
dından yeniden Cumalıkızıka döne-
lim ve '*sondurumuna'*birgözatalım.
Sözü uzatmadan hemen belirtmeli-
yım ki Cumalıkızık hızla "çöküyor".
L'stelik imardan, apartmanlaşmak-
tan. betonlaşmaktan ya da yağmadan
ötürüdeğil. sadece "ilgisizlikten ve ba-
kımsızlıktan'" elden gidiyor.
Batı Anadolu'daki bu "tüm kültürel
kökenleri ve özellikleriyle" Osmanlı
dönemi si\ il mimari uygarlığını toplu-
ca koruvan "tek örnek" konumunda-
ki Cumalıkızık'ın vaşlı ve gururlu ev-
leri. artık terk edilmişliğe. sahipsizli-
ğe ve yalnızlığa ~da>anamıvorlarw
.
Yüzlerce yılın mimarlık sanatı biri-
kımini hemen tüm detaylannda bir ta-
nh ve estetik müzesi gibi yansıtan kül-
tür varlıklanmız tekerteker "yıkıüyor-
lar". Koca bir uv garlık. tüm zarifliğı v e
duygu. beceri. yaratıcılık yüklü ınsan-
cıl güzellikleriyle göz göre göre yok
olupgidivor...
Köv mej danındaki "dernek kah\e-
sinde" muhtar ve diger kövlülerle ko-
nuşurken buranın artık resmen "kö_\"
bile degıl. "mahalle" olduğunu öğre-
niyoruz. Bursa'nın Yıldınm Beledi>e-
si'ne bağlanmıs. bu nedenle devletin
"kö> hizmetlerinden"deyoksun bıra-
kılmış.
Bursa 'daki mimarlar ise Agâh Oktay
Güner'in şu geçen kısa fakat "mahir"
Kültür Bakanlığı döneminde üvelerı-
ni dağıttığı "Koruma Kurulu'nun da
aylardır yeniden toplanamadığını ve
hiçbir karar alınamadığını söylüyor-
lar. Yani Cumalıkızık. ne "köj" olarak
devletten ilgigörüvornede "SİT" ola-
rak yine dev letın ilgısini çekebilı>or.
\Juhtara ve hâlâ güleç vüzlü olan
köylülere. bütün bunlan yeniden yazıp
bu ülkenin sahibi geçinenlere duyur-
maya bir kez daha ^öz verdim. Çöken
evlerın fotoğraflannı vine de onlara
pek belli etmeden çektim. "Ah!...~ di-
>e iç geçirdi. durumu fark eden bir
ÇYDD üyesi genç arkadaşımız. Son-
ra belki de hiç olmavacak bir dileğini
söyledi; "Şu ülke>e bir başbakan geJ-
*«««j»şLl<ortîilîi öden#ğini >t>k"»»lup gi-
den kültür mirasını kurtarnıava harca-
>acağını açıklasa ne olur?..."
"Ne mi olur? İşte o zaman bu ülke
yeniden Türkive" olur" diye vanıt
veresim geldi...
Devlet Opera ve
Balesi Marmaris'te
Kültür Serv isi - Ankara Dev let Opera v e
Balesi. 1996 97 sezonunu turne
etkinliklen ileaçıvor. •\le\simler-Serenaf
baleleri ve •Carmina Burana' sahne
kantatını 18-19 eylül tarıhlerınde ~" bın
kişilik Marmaris Açıkhava Tıyatrosu'nda
sergileyecek. 18 evlül çarsamba günü
sergilenecek Mvaİdi'nin 'Mevsimler' ve
Çayko\ski'nin 'Serenat" balelennı halyan
koreograt Tuccio Riganosahneye ko\du.
Orkestrav ı şet Antonio Pirolli"nin
vöneteceğı \apıtın. dekor ve kostümlennı
İsmailDede hazırladı. \ıvaldi"nin *Dört
Mevsim'adlı eserinin baleye uvarlandığı
vapıt; mev^imlerı kendine özgü danslar \e
renklerle canlandınrken: Çaykov ski'nin
•Ya>lı Çalgüar Serenadı" üzenne yapılmış
•Serenat' balesi ise müzik ve dansla her
insanın yaşadığı romantik. ne>eli. hüzünlü
anları vansıtışor. •Me\sünler\e Serenat'
balelerinde: Biken DaMitoglu. İpek İpin,
Fahrettin Güven. Serhat Elifer, Hakan
Odabaşı. Arzu Dirin. Armağan Da\ ran.
\olkan Erso>. Elif Po>razoğlu. A\şe
Fidanlık ve Bahri Gürcan rol alıvor.
19 evlül perşembe günü seslendirilecek
Carl Orff'un 'Carmina Burana' >ahne
kantatını şef Naci Özgüç yönetecek.
Ankara Devlet Opera ve Balesi orkestra
ve korosunun seslendireceği vapırta solist
olarak soprano Nurdan Özar, tenor Ömer
Yılmaz v e bariton Gökhan Akyüz yer
alnor
Bilet geiirleri kampanyaya
bağıştanacak ^J
Devlet Opera ve Balesi'nin opera. bale ve
çoksesli müziğin en güzel örneklerinı
genij se\irci kapasiteli açıkhava
mekânlarında sergilenmesinin ve
Marmaris'e sanatsal bir katkının
amaçlandığı turne etkinliklerine 280
kişilik sanatçı ve teknik personel katılıyor.
Marmans etkinliklen biletlerı.
Cumhurij et Caddesi 4 C îçmeler-
Marmaris ve Kemal Elgin Bulvan 35 6
Marmaris adreslerinde satışa sunulacak.
Temsillerin bilet gelirlerinin birbölümü
"Marmaris Yeşil Kalsın' kampanyasına
bağışlanacak. Marmaris turnesine
Marmans Beledıyesi. Öger Tur. Maps
Halkla Ilişkiler ve Reklamcılık. Hotel
Grand Azur. Tan Tur Turizm Sevahat ve
TOBAV katkıda bulunuvor.
Ankara Devlet Opera \e Balesi, 'Carmina Burana' üe 19 eylülde Marmaris Açıkhava tıyatrosu'nda
Çağdaş Yaşamı Destekleme
Derneği'nden eylül konserleri
Kültür Senisi- Sivil toplum örgütlerinden
biri olan Çağdaş Yaşamı Destekleme
Dernegi (ÇYDD). 1996 v ılı başında
başlattığı "2000'lerde Çağdaş Yapılanma'
başhklı kampan>a kapsamında veralan
çağdaş eğitim düzeninin yavgınlık
kazanması ve çağdaş insan ve topluma
ulaşılması vönünde vapılaeak çalışmalar
için maddi destek sağlamak amacıvla
etkinliklenne devamedivor. Bu
etkinliklerden biri olan ve ÇYDD ile
Türkive Çağdaş Yaşamı Destekleme Yakfi
tarafından organize edilen 'E\lül Konseri'
19 e> lül perşembe günü saat 19 30'da Aya
Irinı'de gerçekleştirilecek. Gecede arpıst
Bülben Lz Hofmann bir arp resitalı
~unarken. Oda Müzığı Grubu da bir
kon^er verecek.
iki bölümden oluşaeak konser. 196ü'iı
.ıllann tanınmış güzellik kraliçesi. sefire
.e arp sanatçısı Bülben Vz Hofmann'ın
ırp resitali ıle ba^lavacak.
İk eğitimini İzmır Devlet
^onservatuvan'ııda alan sanatçı. sonraki
ıllarda eğıtimine İstanbul konser\atuvan
e \ivana Müzik \e Güzel Sanatlar
)kulu"nda devam etti. Yükseköğrenimini
ise Fransa'da tamamlayan Hofmann. 1964
- 70 yılları arasında İstanbul Senfoni
Orkestarsı ve Operasf nda arpist olarak.
1976 - 78 yıllan arasında da İstanbul Türk
MusıkİM Devlet Konservatuvan'nda
öğretim görev hsı olarak bulundu.
Şimdive kadar yurtdışında birçok
başkentte konser veren sanatçı bu
resıtalınde. M. Grandjanv. G.F. Handel.
J.S. Bach. D.F. Godefroid. L.Spohr ve C.
Salzedo'nun vapıtlanndan örnekler
seslendirecek. Konserin ikinci bölümünde
ise Berna Tuncer (v ıvola). L'lkii Koper
(keman). Zeynep Yurdakul'dan ipıvano)
kurulu Oda Miiziği Grubu G.F. Handel,
R. Schumann ve J. Ha>dn'ın
yapıtlanndan örnekleri sunacağı bir
konser verecek.
Bugüne kadar Türkive genelinde 60 şube
açan ÇYDD, çalışmalannı ağırlıklı olarak
eğitim alanında sürdürüvor. Öneelikli
oîarak 1995 - 96 vılı içinde 2500
öğrenci\e burs veren dernek bu savıyı vüz
binlere çıkarmayı hedefleven dernek. köv
okullarına yapılan kitap vb vardımı
yaygınlaştırarak tüm köylere yardım
ulaştırma_\ı amaçlıvor.
Çağlardan kopııp gelen gelenekleri,
kendine özgü mimansi, doğası ve insanıyla bir mozaik...
TürkiyemizTürkçe ve İngilizce olarak 4 ayda biryayımlanan Türkiyemiz'in
79. scıyısı. özgün araştırmalar, özgün yazılar. özgünfotoğmflarla
yine dopdolu. yinepırılpınl!..
• Filiz Vııral "Anadolu'da ilkçağ mücevherformlart"
• Sevescr Aksuy"Unutulmaya başlayan bir balk sanatımız: Camaltı resimleri"
• Dt'Jiiz ) tıce - Anı üitler"Yaşadın mı büyükyaşayacaksın"
• AİK'Uırd & Heioıse "Aksanat Prodühsiyon Tiyatrosu 'nda benzersiz bir sevda öyküsü"
• Temııçin A\y>eıı "Kaş-Demreyolunda az bilinen iki Likya kentu lslhıda ve Trysa"
• "Akbank Uluslararası Caz Festivali"
s.ıtıs Vk:k^/3 \ksjn.ıt \kb.ink Vın.ıt Merkc/ı
l unı \.ı/tLr l'urk^c \u lnKiiı/ce
H\.lt: IıllliNlcl II 1 ıljık .ıhonu 2îfH««m. AKBANK
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
liyatro Tarihi, Nelerin
Tarihidir?
Geçen günlerde, Anadolu Üniversitesi Devlet Kon-
servatuvarı Tiyatro Oyunculuğu Bölümü'nün özel
seçmesınavları nedenıyle. bir hafta boyunca başka
değerli sanatçılarla birlikte Erol Keskin'le de bera-
ber olmanın mutluluğunu yaşadım.
Bir akşam sohbeti sırasında, söz konservatuvar-
lardaki tiyatro tarihi derslerine geldiğinde Sayın Erol
Keskin şöyle dedi: "Efimde olsa, bu derslerın adını
değiştirirdim, çünkü yalnızca tiyatronun tarihi diye
bir şey olmaz: dersin adı örneğın sanat sosyolojisi
olabilir, ya da sanat tarihi olabtiir, ama tek başına ti-
yatro tarihi olmaz. Ne demek tek başına tiyatro ta-
rihi?"
Yılların deneyimiyle konuşan Erol Keskın'in bu söz-
leri, beni çok düşündürdü. Bunun başlıca nedenle-
rinden biri de sanırım dört yıla yakın bir süredir yu-
karıda andığım kurumda verdiğim dünya tiyatro ta-
rihi derslerinde uygulamaya ve oturtmaya çahştığım
yöntemin bu sözlerle bir anlamda doğrulandığını his-
setmem oldu. Bu dersleri vermeye başladığımdan bu
yana, her dönemin tiyatrosundan söz ederken, da-
ha doğrusu söz etmeye başlamazdan önce, o dö-
nemin genel tarihsel panoramasını toplumsal geliş-
meler doğrultusunda yansıtabilmek amacıyla verdi-
ğim bilgilerin bir "tiyatro tarihi" dersinin geleneksel
çerçevesini aşıp aşmadığını kendime çok sordum;
ama her sorgulamanın ardından toplumla, toplum-
sal gelişmelerle tiyatronun tanh boyunca sergilediği
iç içeliğin bilincine bir kez daha varıp. yöntemimde
direndim.
Sayın Erol Keskin'ın sözlerınden de yansıdığı gibi,
toplumsal temeli ihmal eden herhangi bir "sanat ta-
rihi", birağacın özelliklerinı gövdeyi atlayıp dallann-
dan başlayarak anlatmaktan farksızdır. Sanatın her
dalı için geçerlı olan bu durum, insanı insana doğru-
dan insan aracılığıyla anlatan tiyatro sanatı bağlamın-
da belkı daha da özel bir anlam taşımaktadır.
Diyelim ki tiyatro tarihinde konumuz, tragedyadır.
Bilindiği üzere tragedya, antikçağ Yunan toplumunun
ürünü olan bir türdür. Bu düzlemde işe hemen antik-
çağın üç büyük tragedya yazarıyla Aiskhilos, Sop-
hokles ve Euripides'le başlayıp bu yazarların elin-
den çıkma tragedyalardan söz ederek konuyu nok-
talamak, belkı geleneksel diye nitelendirebileceği-
miz bir tiyatro tarihi dersi anlayışı açısından yeterli
olabilir, ama bu kadanyla yetınmek, öğrencilerin ka-
fasında örneğın ne "trajik kahraman"\n kim olduğu-
nu, ne de Hırıstiyanlığın ortaya çıkmasıyla birlikte tra-
gedyanın Rönesans dönemine kadar tarih sahnesın-
den silinişinın nedenlerini aydınlığa kavuşturabile-
cektir. Bu noktaların aydınlanması. ançak "yalnızca
tiyatronun" tarihinin dışına çıkıp antikçağ Yunan dün-
yasında Tanrı-kader- insan ilişkılerı üzerındedurmak-
la. bunun için ta Homeros'a kadar uzanmakla ola-
sıdır. Yine tragedyaların. yazılışlarının üzerinden 2500
yıl geçtikten sonra, güncelliklerini neden günümüz-
de de koruyabildiklerini anlatabilmek için bunlarm
kendizamanlarında neden "po//f/7c"olduklarını açık-
İamak ve bunun için de o zamanki Yunan sıte toplu-
mundaki yöneten-yönetılen ilişkileriyle. tek tek tra-
gedya yazarlanrvın bu ilişkiler karşısındaki eleştirel
tutumlarını irdelemek gerekecektir. Konu böyle ge-
niş bir bağlamda ele alınmadığı takdirde ise öğrenci
haklı olarak tragedyaların "bir kez yazılmış olduklan
için" bugün de oynandıklarına inanabılecektir. Bütün
bu söylenenler, tiyatronun yakın tarihi için de geçer-
lidir. Örneğın bir Brecht'ın yeni içerikler için yepye-
ni bir biçimi, epik tiyatroyu uygulamaya koymayı zo-
runlu bulmasına karşın, bir Camus'nün varoluşçu-
luk felsefesi doğrultusundaki tiyatrosuna -yeni içe-
riklerine karşın- klasik dramatik biçimlerı yeterli gör-
mesinin nedenlerini açıklayabilmek. ancak o dönem-
deki Alman ve Fransız toplumlarının farklı siyasal ya-
pılanmalan karşılaştırmalı olarak incelendiği takdir-
de gerçekleştirilebilır.
Genel olarak sanattan kaynaklanma bütün soru-
ların yanıtlarını yine sanat alanında bulmaya çalış-
mak, bizi ancak yakın akraba evlifiklerinden olma ki-
mi çocuklarda görülen bozuklukları çağrıştıran çar-
pık sonuçlara götürebilır. Toplumla olan kopmaz bağ-
iarı gereği sanat çoğu açıklamalarını ancak sanatın
toplumbilimi temeline oturtulabildiğı takdirde bul-
maktadır. Sanatın ve tiyatronun tarihi bağlamında da
sözünü ettiğimiz gereklilik. bundan başka bir şey de-
ğildir.
Gerçi yüzyılımızın başından bu yana yoğunluğunu
giderek arttıran ve kimi zaman çok önemli bütünle-
rin gözden kaçırılması gibi çok önemli bir sakıncayı
da beraberinde getiren uzmanlaşma tutkusu, başka
alanlar gibi tiyatro eğitimini de etkilemiştir. Tiyatro ta-
rihi derslerinin çoğu.. kez "yalnızca tiyatronun tari-
hiyle" sınırlandırılması. bu etkinin bir yansımasıdır.
Ancak tiyatro eğitımi veren kurumların bu etkiyi ge-
çersiz kılmaları, bunun ıçın tiyatronun tarıhını yazımı-
zın başından beri belirtmeye çalıştığımız bütünlük
içerisinde düşünmeleri ve tiyatro tarihi dersleri bağ-
lamında bu bütünlüğü bir sistem olarak öngörmele-
ri kanımızca bir zorunluluktur.
'Barış, Hemen Şimdi...'
Kültür Servisi - Karikatürcüler Derneği'nin çıkardığı
haber bülteni, evlül ayında "Banş Özel Sayısı' olarak
yayımlandı. A>da bir kez vavımlanan bültende 'Banş
Hemen Şimdi' çağnsı kapsamında Alı L'lvi Ersoy.
Ahmet Erkanlı. Aşkın Avrancıoğlu. Kostas
Mitropoulos. Cumhur Gazioğlu. Mustafa Bilgin.
Hüseyin Çakmak, Turhan Seîçuk. H. Ibrahim Özean.
Bosc. Engin Selçuk. Değer Iskender. Altan Özeskeci.
Tan Oral. Ahmet Erkanlı. Yüksel Can gıbı çızerlerin
karikatürlerine ver verilmiş. 'Hemen şimdi barış dolu
bir ülke ve dünya istivoruz" sloganıvla hazırlanan
bültende Orhan Veli. Bons \'ian. Nâzım Hikmet ve
Brecht'in şiirleri. A. Başer Kafaoğlu ve Dr İhsan
Ünlüer'in vazılan ver alıvor.
BUGLN
BEKSAY etkinliklen kapsamında saat 18.00'de Costa
Gavras'ın 'Kaup'adjı fılmi ııösterilecek.
EN RENSEL KÜLTÜR MERKTEZİ nde saat 19 00 da
Costa Gavras'ın 'Sıkı\önetim'adlı filmi eösteriliyor.
BEYOĞLL SİNEMASI \AZŞENLİĞİ kapsamında
"lfnderground"adlı film izlenebılır.
AKSANAT'ta saat 12.30 ve 18.00'de laser-dise'ten
American BalletTheatre'ın tıösterisı ızlenebilir.
SAHAF CAFE KLLTÜR \fERKEZİ nde saat
18.30'da ŞiirSe\dalılarıŞiirleriniOkuvorlar, saat
19.30'da ise İlhamı Mısırlıoglu'nun hazırladığı müzik
sohbeti yer alıvor.
İFSAK'ta saat" 19.00 ve 20.00'de Se\'diye Kurucu'nun
"Denemeler" başlıklı dia gösterisı veralıyor.