Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 AĞUSTOS 1996 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Etibank
'Görevden
alma kararı
hukuka aykın'
ANKARA(CumhumetBü-
rosu) - Ankara 5. tdare Mah-
kemesı. Etibank Madenciiık
Yönetim Kurulu Başkanı ve
Genel Müdiirü İsmail Hakkı
Arslan'ın. eski Enerji ve Ta-
bii Kaynaklar Bakanı Şinasi
Altıner tarafından görevden
uzaklaş.tınlmasını "hukuka
aykırTbuldu.
Eski Enerjı ve Tabiı Kay-
naklar Bakanı Altıner. )9Ocak
1996 tanhınde. kurumdaki bir
soruşturmanın sağlıklı >apıl-
ması gerektiğini gerekçegös-
tererek Etibank Madenciiık
Yönetim Kurulu Başkanı ve
Genel Müdürü Arslan'ı açığa
aldı. Kurumdaki bazı yolsuz-
luk girişimlenne izin verme-
diği için görev inden alındığı-
nı belirterek ldare Mahkeme-
si'nebasvuran Arslan. yürüt-
meyi durdurma kararı aldıra-
rak 20 gün sonra yeniden gö-
revine döndii. Davayla iigıli
esastan incelemesini sürdüren
Ankara 5. tdare Mahkemesi.
geçen ay ortalarında aldığı ka-
rarda. Altıner'in Arslan'ı gö-
revden almasının hukuka ay-
kın olduğunu bildirdi.
5 Nisan'dan bu yana kapatılmalan gündemde olan tesisler, 2.5 yılda 10 trilyon lira getirecek
Tersaneler 'simdilik' kurtuldu• 5 Nisan Kararlan
çerçevesinde dönemin
Başbakanı Tansu Çiller
tarafından kapatılacak KİT'ler
arasında sayılan ve
özelleştirme ihalesi geçen yıl
iptal edildikten sonra yeniden
kapatılmalan gündeme gelen
Haliç, Camialtı ve AJaybey
tersaneleri, Almanya ve
Rusya'dan sağlanan
siparişlerle 1999'akadar olan
dönemi güvence altına aldılar.
CANAN SOYSAL
5 Nisan Kararlan'ndan sonra. geçen
aylarda eski Özelleştirme Idaresı Başka-
nı L'ğur Bavar tarafından kapatılması
yeniden gündeme getirilen tersaneler.
yurtdışından alınan trilyonluk ihaleler
sayesinde enaz 1999'a kadar kapanmak-
tan kurtuldu.
Tersanelerin bağlı olduğu Türkıye Ge-
mi Sanayii. Alman ve Rus firmalarla top-
lam 12 adetlik Ro-Ro. tanker ve vük ge-
misi inşası için 2.5 yıl sürevle anlas,ma-
ya vardı. Böylece geçen yıl özelleştiril-
Tersaneler, j urtdışından alınan trilvonluk ihaleler sayesinde 1999'a kadar kurtuldu.
mesi son anda iptal edilen ve kapatılma-
sı 5 Nisan Kararlan'ndan bu yana sürek-
li gündemden düşmeyen tersanelerin, dış
pazardaki müştcri potansiyeli arttınlma-
yaçaiışılıyor.
Camialtı. Halıç ve Pendik tersanele-
rınde ınşa edilecek olan gemilerden Al-
man Ferrostaal fırmasınateslimedilecek
olan 3 adet dökme yük gemisiyle 4 adet
Ro-Ro gemisinıntoplamtesiimfiyatı 100
milyon mark; Rus Volga tanker firması-
na teslim edilecekolanii adet nehirvede-
nız tıpi tankerin toplam teslim fiyatı ise
50 milyon dolar olarak açıklandı. Böv le-
ce, kapatılacağı açıklanan tersaneler 2 yı I
içinde devlete>aklaşık lOtrilyonlirakay-
nak sağlamış olacak.
Türkiye Gemi Sanayii Genel Müdürü
Necati Sümer. kendilerine bağlı tersane-
lerin özelleştirilmesi konusunda son bir-
kaç aydır hiçbir çalışmanınyapılmadıgı-
nı belirtirken tersane çalış.anları da özel-
leştirilmeyle ilgili herhangi bir faaliyet
içinde bulunulmadıgıni, aksine Haliç. Ca-
mialtı ve Pendik tersanelerinde çalışma-
ların arttığını kaydettiler Sümer. ilk an-
laşmanın Alman Ferrostaal firmasına tes-
lım edilmek üzere GEMA Gemi Dona-
tım Sanayii ile imzalandığını belirterek.
6750 tonluk 3 adet dökme yük gemisinin
çeliktekneınşaatları ileteknedonatımiş-
lerininsırasıvla 11. 15 ve 19ayda ve2 ta-
nesinin Camialtı. bir tanesinin de Haliç
Tersanesf nde yapılacağını kaydetti.
Sümer. söz konusu teknelerin toplam
bedelinin yakla^ık 7 milyon mark oldu-
ğunu söyledi. Sümer. Alman firmasıyla
vapılan ikinci anlaşmayı da şöyle açıkla-
dı: "Yine Alman Ferrostaal AG firması
adına Pendik Tersanesi'nde 4 adet ki bu-
nun iki tanesi opsivonludur, 5500 tonluk
Ro-Ro \e Lo-l.o konteyner gemisi inşa
edilecek. Söz konusu gemiler seyir tecrü-
beleritamamlanmtşvaziyettesırasıyla 18.
21,24 ve 27 ayda adı geçen Alman firma-
sına teslim edilecek. 4 geminin toplam tes-
lim fivarı ise yaklaşık 100 milyon mark."
Sümer. bunlardan ayrı olarak Rus Vol-
ga tanker firmasına verilmek üzere Tür-
kiye Gemi Sanayii'nin tersanelerinde 5
adet 4000-6500 tonluk nehirya da deniz
tipi tanker yapılacağını ifade etti. Sü-
mer'in verdigi bilgilere göre bu 5 tanke-
rin toplam bedeli ise yaklaşık 50 milyon
dolar.
Aynı kişinin farklı isimlerle kurduğu her şirket için ayn hisse alarak yüzde 1 'lik hisse sınırını deldiği öne sürülüyor
Kardemir'de 'büyük ortak' kaygısı• Kardemir modeli özelleştirme ile
ortaya çıkan "bölgesel girişim" içinde
tabana yayılmış sermaye yapısının
korunması için ana sözleşme
hazırlığındaki uyarılar dikkate
alınmayarak ortak başına hisse limiti
yüzde 1 olarak belirlendi.
• Halkın temsilcisi olarak yönetim
kuruluna giren Mutullah Yolbulan'ın,
farklı şirketleri adına aldığı hisselerle
bu sının da aştığı, aynca diğer
ortaklardan da hisse topladığı iddia
ediliyor.
NURTEN VALÇIN
Kardemir'de istifalarla su yüzüne çıkan anla,s-
mazlıkların temelinde şirket ana sözleşmesinde
bir türlü uzlaşmava vanlamavan 6. madde yatı-
yor. "Kardemir pek yakında birkaç kişinin elin-
dekalacak" iddıasıyla vapılan uyanlar "hiçbiror-
tağın payı toplam şirket paylarının yuzde l'ini
geçmeyecek" hükmünü ıçeren 6. maddeden kav -
naklanıyor. "Bölgesel girişim'" olarak planlanan
Karabük modeli özelleştirmede. yüzde 1 'lik yük-
sek hisse lımitinin. -sermayenintabana vavıinıa-
sı" ilkesıne aykırı olduğu savunulurken aynı ki-
şilerin farklı şirket isimleri altında daha yüksek
oranda hisse alarak "Kardemir'ielegeçirmeope-
rasyonu" ba^lattıklan da iddia ediliyor.
"Şirketin kuruluşundan itibaren 3 yıl boyunca
hisse dağılımında hiçbir pay sahibinin payı, top-
lam şirket sermayesinin yüzde l'ini aşmayacak-
ür" hükmünü içeren 6. maddede. bu payın kişi
bazında değilde şirket bazında gerçekleşmesi. ay-
nı kişinin kurduğu farkiı şirketler adına pay al-
ması sonucunu doğuruyor.
Kardemir Yönetim Kurulu Üyesi ve D Gru-
bu'nun yani halkın temsilcisi olan Mutullah Yol-
bulan'ın kurduğu üç avrı şirket adına toplam 10
milyar 800 milyon liralık hisse alarak toplam şir-
ket sermayesi olan 408 mıly ar lıranın y üzde 2.6'sı-
na sahip olduğu iddia ediliyor. Mutullah Yolbu-
lan'ın açıktan hisse toplamaya çahşması da orta-
ya atılan diğer bir iddia.
üç kez değiştinlen şirket ana sözleşmesinde üze-
rınde en çok durulan konu olma özelliğinı taşı-
yan 6. ınaddey le ilgili olarak y üzde I 'lik hisse ora-
nının Kardemir gibi büyük bir işletmede hissse-
lerin zaman içerisinde birkaç kişinin elınde top-
lanması sonucunu doğurabıleceği endişesı dile ge-
tinhyor. \üzde 1 "lik hissenin kışi bazında olma-
sı gerektiğini vurgulayan yetkililer. şirket bazın-
da hisse alanların genel kurula hâkim olacakla-
nnı, böylelikle Kardemır'ın halka açık bir mo-
del olmaktan uzaklaşacağını ıfade ediyorlar.
Altıncı maddedekı yüzde I lik üst sının en ba-
şından berı eleştirdiklerini behrten Karabük Sa-
nayici \e Işadamlan Derneöi(KASİADl Başka-
nı Gültekin \ergili. yönetim kurulu üyelerinden
bazılannın halktan hisse toplamaya başladığını söy-
leyerek Kardemir'ın geleceğinin üç beş kişinin
eline terk edildiğini öne sürdü. 8 haziranclaki ma-
li genel kurulda oyların v ekâletleriniıı zorla top-
lanıldığını öne süren Vergıli "O> pusulalannın
vanında ay kullanan kişilerin ismi, hisse paylan
yazılıy dı. Açıko>, gizli tasnifv ardı. Bu seçiımiz bir
genel kuruldu. Belki bir sakınca varatmadı, ama
bu durumun genel teamül olmasından korkuyo-
ruz. Bu nedenle genel kurul sonrasında bölge ti-
caret mahkemesine başvurduk" dedı.
Refah Partili Karabük Belediye Başkanı En-
ver Tümen de
u
Atı alan L sküdar'ı çoktan geçti"
diyerek yüzde l "lık oranda tüm mrazlara karşın
hiçbir değişikliğinyapılmadığını ve yönetim ku-
rulunun kendilerine göre bir tezgâh düzenledik-
lerinı ilen sürdü. SPK'nin Kardemır'le ileili ola-
rak ıncelemeyapması gerektiğini vurgulayanTü-
men "Ana sözleşmedeki yüzde 1 'lik oran sayesin-
de Karabük'te servet sahibi adamlar varatüdı.
Halka açık bir modelde nasıl oluyor da tek bir in-
sanın triKonlara \aran hissesi oluyor*' dedi.
SendıkanındatemsilcılerınınbulunduğuKar-
demır yönetımıyle Karabük halkını temsil eden
belediye başkanı \e kitle örgütlerı temsılcileri
arasındaki tartışmalaranasözleşmcsinın hazırlan-
masi aşamasında belirli noktalarda voğunlaştı.
Endişeler, kuşkular...
Kardemir'ın özelleştirılnıesı aşamasında ha-
zırlanan birincı ana sözleşmenin altıncı madde-
sindeki hisse dağılımına ılişkın \ üzde 1 lik ora-
nın. Karabük "reki tüm kitle örgütlerının temsil-
cilennden oküjan $ehır Istışare Kurulu'nca yayım-
lanan bir bildirıyle binde bire ındirılmesi ısten-
di. Kurul tarafından yay ımlanan bıldinnin ardın-
dan. endişeler Kent Danışma Kurulu ıçınden olu^-
turulan yedı kı^ılik bir heyetle Kardemir \öne-
tim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ruşen Gezici've
iletildi. Gezicı. tüm kus,ku ve endis.ele katıldığı-
nı. sÖ7 konusu maddenin dcgi^tırılmesı için elin-
den geleni yapacağını bildirdi Şirket tarafından
hazırlanan ikinci ana sözleşmede "hisse senetle-
ri nama yazılı olduğu sürece hisse dağılımında
hiçbir pa\ sahibinin pay ı, toplam şirket sermaye-
sinin binde 8'ini aşmayacak" ıbaresi bulundu.
Ancak nıhaı ve üçüncü ana sözleşmede 6. mad-
dede ilk ana sözleşmedeki oran olan yüzde 1 ay-
nen korundu.
Sözleşmedeki tartışmalı maddey le ilgili olarak
şehir meclısi üyeleriy le yaptığı görüşmede gerek-
li değişikliğin vapılması ıçın elinden geleni ya-.
pacağını. gerekirse istıfa edeceğini belirten Ru-
şen Gezicı "Dile getirilen endişelerle ilgik'nmek
üzere söz verdim. Fakat bu endişelerin yersiz ol-
duğu sonucuna vardığımı/ için yüzde I'lik oranı
aynen koruduk" dedi.
Hakkındakı ıddialarla ilgili görüşüne başvur-
mak üzere aradığımız Mutullah Yolbulan ise her-
hangi biraçıklama vapmaktan kaçındı.
IŞÇEMN EVREMNDEN
ŞÜKRAN SONER
Defterden Kim Kimi Sildi?
Türk-İş'li, DİSK'Iİ, Hak-iş'li sendika başkanları, Çiller'in,
Bayram Meral'ın ziyaretinde "Defterden sildim"sözlerine.
haklı bir tepki ile "Biz de Çiller'i defterden sildik" yanıtını ver-
diler.
Çiller'in ağzının freninin olmadığı bilinen bir durum. Başba-
kanlığı sürecinde kırdığı potların bini bir para. İktidar gücünü
elindetutuğu süreçte, işçi haklarının budanmasını sağlayarak
işçi düşmanlığını herfırsatta ortaya koymuştu. Mesut Yılmaz
da dahil yolunun önüne çıktığını düşündüklerıne "kin kusmak"
da karakterinin bir parçası.
Başbakanlığı sürecinde "astığı astık kestiği kestik" Çiller'in
şimdi Erbakan ın yanında "Dutyemiş öü/öü/"gibi, suskun, tes-
lim olmayı içine sindirmesi kolay mı? Azınlık koalisyon hükü-
metini oluşturmasında, önemli engellerden birini oluşturan iş-
çilerin başkanını yalnız yakaladığında, kompleksini kusması ka-
dar doğal bir şey olamaz.
Eh yakından tanıyanlar da gayet iyi bilirler, bizim Bayram Baş-
kan, damarına basıldığında, bazen kanına kanşan kımı sıvı mad-
delerin de etkisi ile, öfkelendiğinde öyle pek önünde durulmaz.
Çiller'e nasıl öfkeli yan/t verdiği ve toplantıyı terk ettiğı gözle-
rimin önüne geliyor. Ama yine bilenler bilir. öfkesi geçtiğinde
de tam tersi, yumuşak bir adam olup çıkar. Yan yana geleme-
yeceği düşünülen insanlarla bu kez kol koladır.
Çiller, Bayram Meral'e nasıl kızmaz? Çok eskiye dayalı hu-
kukları varken, en çok destek beklediği günlerde yanında yer
almamıştır.
Hele de toplusözleşme uyuşmazhklarında son dakikada an-
laşacağından emin olduğu Bayram Meral'e, Kızılay Meydanı'nda
işçiler yolunu kestiği için, son çağrısına gelmeyip.Ecevit'ın ve-
tosuna, sonuç olarak güvenoylamasını kaybetmesine neden
olması nedeniyle, kişisel bir antipatisi de söz konusu olabılir.
Ne de olsa aynı Bayram Meral'in, kamuoyuna ve işçiye dö-
nük kükreyen demeçlerinin ardından, kapalı kapılar arkasın-
da kendisi ile anlaşmasına, Bayram Meral'in deyimi ile "Çil-
ler'in gözyaşlarına dayanamayıp ödün vermesıne" alışkındı.
• • •
Neysearada, köprülerin altından çok sularaktı. Çiller ailesf
ile, çok eskiye, özei hukuka dayalı ilişkilerden bu yana çok şey
değişti. Bugün artık partisi ile birlikte Erbakan'ın yanında, em-
rinde bir Çiller var.
Çiller'in kapalı kapılar arkasında da olsa, kelimenin tam an-
lamı ile "densiz", "Sizi defterden sildim" sözlerinin hesabı so-
rulur. Sorulmalıdır. Ama nasıl?
Herhalde Sayın Bayram Meral'in öngördüğü gibi. "gerekir-
se Çiller'i Erbakan'a şikâyet ederek" değil.
Erbakan kendisine rüyasında göremeyeceği bir iktıdarı bah-
şetmiş Hamfendiye, Bayram Meraf'i incittiği için ne ceza ve-
rir? Kapalı kapılar arkasında Bayram Meral'i nasıl teselli eder?
"Sen erkek adamsın, ne de olsa kadın, kendini tutamamış. Ba-
ğışlamak büyüklüktür..." mü der?
Çiller'in gözyaşları karşısında yumuşayan işçinin toplusöz-
leşmelerden doğan kazanılmış haklarından ödün veren Büyük
Başkan, Erbakan'ın "bu ellenne düşmüş, zayıf kadını bağış-
lama" ricasını hiç kırabilir mi? Üstelik gündemde toplusözleş-
me, ücret ödünü falan da yok. İşın meydan okuma. reklam,
şov boyutu da fazlası ile amacına ulaşmış bulunuyor.
Nasılsa Türkiye'de her gün bir yeni olayla gündem degışı-
yor. Bu iş de böyle unutulur gider. Kimse kimseyı defterden
silmeden, iş Erbakan Hoca'nın üfleyıp püflemesi ile bir güzel
tatlıya bağlanmış olur.
• • •
iyi güzel de bu arada, sessiz sedasız bırileri gerçekten def-
terden silinmekte. Tabii ki ne Çiller'in Bayram Meral'i, ne de
Meral'in Tansu Çiller'i defterden silmeleri, silebilmeleri söz ko-
nusu. Defterden yavaş yavaş, adım adım, sendikal haklar, ka-
zanılmış işçi hakları silinmekte.
Siz sahte istatistiklerde sendikalı işçi sayısının artmasına ne
bakıyorsunuz. Sendikalar akıl almaz bir hızla erimekte. güç ve
moral değerlerini yitirmekte. Başkanlarsendikacılığa, işçi hak-
larına "kaybedilmiş" gözü ile baktıklarından, çok zor. bedeli
çok yüksek bir savaşımda çoktan havlu atmış olduklanndan,
sendikacılığın nimetlerinden, ne kadar az zamanda ne kadar
çok yararlanabileceklerinin hesabını yaprnakta.
Bir avuç inancını yitirmemiş, namuslu sendikacı dışında,
Türkiye'de işçi hakları. sendikacılığın datükenmemesi için, Çil-
\er'le birlikte defterden silinmesi gerekli sendikacı çok.
ÇIFTÇI DOSTU / SADÜLLAH USUBÜ
Fındıkta vurgıın diizeni sürerDünya fındık üretiminin yüzde 75'i Türki-
ye'de. Her yıl 400 bin ile 550 bin ton arasın-
da fındık üretiyoruz. Bunun en azından yüz-
de 90'ını ihraç ediyoruz. Yılda da 550 ile 900
milyon dolar arasında döviz sağlıyoruz!...
Ama, buna karşılık ülkemizde "Fındık bor-
sası" >ok. Dünya pıyasalarında ve harta Tür-
kiye'de fıyatlar Hamburg borsasında oluştu-
ruluyor. Türkiye. dünyanın en büyük fındık üre-
ticisi ve inracatçısı olduğu halde. kaderimizi
yabancı şirketler çiziyor!...
Bu yüzden Türkiye göz göre göre. soyulu-
yor. Fındık ihracatçılarımızın bir kısmı da da-
ha çok ve daha rahat kazanabilmek için ya-
bancı şirketlerin vurgununa yardımcı oluyor. En
acıklısı da hükümetlerimiz ızledikleri yanlış po-
litikaların, yabancı şirketlerin, Türkiye'yi ve
üreticisini soymasına fırsat veriyor!..
Fiskobirlik bu yılki tahmini fındık rekoltesini
412 bin 170 ton olarak açıkladı. Geçmiş yıl-
larda 560 bin tona kadar çıktığımız da olmuş-
tu. 1995 rekoltemiz de 400 bin tonun üstün-
deydi. içvedışpiyasalardaTürkiye'ninetkin-
liğini arrtırmak kaydı ile üretimi 600 bin tonun
üstünedeçıkarmak mümkün... Ancak. bugün-
kü gibi mafya benzeri sistemlerle yapılan ça-
lışmalar sürdükçe, parayı üreticilerimiz ve dev-
letimizden çok. yabancı şirketler ve onların
ortakları kazanacaktır.
Üreticilerin ve devletin de kazanması iste-
niyorsa ilk yapılacak iş fındığı "destekleme"
kapsamına almaktır.İkinci iş ise "Fındık bor-
sası"n\ Türkiye'de kurmaktır. Karadeniz hal-
kının da, milyonlarca üreticinin de beklentisi
budur.
Devlet yanıltılıyor
Fiskobirlik'in eski Genel Müdürü Kâzım
Türkmen'in bu konuda söyledikleri oldukça
ibretverici: "Fındıkborsasının Hamburg'da ol-
masından utanç duyuyorum, yüzüm kızarı-
yor. Hamburg'dakiborsa mutlaka Türkiye'ye
getirilmelidir. Dünyada üretilen ve tüketilen
fındığınyüzde 70'inden fazlasını üreteceksin.
Ama, fındığın fiyatını yabancı ışadamlan be-
lirleyecek. Olmaz böyle şey. Ayıptır. Bir ülke,
ürettiği ürûnün fiyatını kendi belirleyebilmeli-
dir. Bunu neyazıkkı, yapamıyoruz. Çünkü, mil-
yonlarca üreticimizin ve ülkemizin çıkarlann-
dan çok üç, beş tüccann çıkarları ön plana çı-
kıyor... Uygulamalar hep onların isteklerine
göre yapılıyor...
Fındık herhangi bir ürünle mukayese edil-
memelidir. Örneğin, fındık tamamına yakını
Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez kendi
politikalannı izJeyecek bir yönefimi atavacak.
yurtdışında tüketilen bJrüründür. Fındığı az ge-
lişmiş ülkeler değil, zengin ve milli geliri yük-
sek ülkelerin halkı yemektedir. Bu ülkelerin
halkı fındıkyemekten asla vazgeçmezlerve pa-
ranın da hesabını fazla yapmazlar. Zira, fındı-
ğın altematifi yoktur. Benzerürünlerin damak
tadı başkadır. Bu nedenle fındık herzaman ih-
raç edilebilecek bir üründür. Ucuz vermek
için de hiçbir neden olamaz..."
Kâzım Türkmen, Türkiye'nin ve milyonlar-
ca üreticinin yıllarca nasıl soyulduğunu da
şöyle anlatıyor: "Devlet bilinçll olarak yanıltı-
lıyor. Fındık fiyatları geçen yıl düşüktü... İhra-
cat daha mı fazla oldu? Tüketilen miktarbel-
liydi. Gene o oranda satıldı. Fiyatlarımız yük-
sek olsaydı, gene aynı miktarda satılacaktı. To-
nu 400 veya 450 dolardan satılması gerekir-
ken, her hafta 210 dolardan Avrupa'ya 7 ila
8 bin ton fındıkihraç edildi. Ülkemizı A vrupa'ya
ve Avrupalı tüccara böyle soydurduk... Fın-
dığı 210 dolardan ihraç edenler araştınlsın...
Kim bunlar? Bu çirkin pazarlıkların bozulabil-
mesi için fındığın destekleme kapsamına alın-
ması şarttır... Bunun yapılabilmesi için de Fis-
kobirlik'in desteklenmesi gerekir."
400 milyon dolar kaybımız var
işte... Tecrübeli ve yürekli bir eski yönetici
"Vurgun" için yapılan tezgâhlan ve oyunlan açık-
lıyor. Üstelik, senelerden beri bu ibret verici söz-
leri dile getiriyor. Genel Müdürlük döneminde
de bu gerçekleri devlet ve hükümet yetkilile-
rine teker teker anlattı... Milyonlarca üretici de
aynen Kâzım Türkmen gibi fındık borsası açıl-
masını, destekleme alımları yapılmasını ve
soygunun önlenmesini istiyor!..
Ama, hep berabergörüyoruz ki, soygun de-
vam ediyor... Geçen yıl da soygunun, sömü-
rünün en acı örneklerini yaşadık... Eğer. hü-
kümet gerekli önlemleri almazsa veya ala-
mazsa. bu yıl da yeni soygunlan yaşayacağız!..
Kâzım Türkmen'in de belirttiği gibi. geçen
yıl Avrupa ülkelerinde tonunu 400 ila 450 do-
lardan satabileceğimiz fındığı bazı ihracatçı-
lanmız 210 dolardan verdiler. Bunu yapabil-
mek için de, üreticiden 120 bin liraya alınma-
sı gereken fındığı 60 bin liradan topladılar.
Daha açıkçası üreticiyi 60 bin liraya satmaya
mecbur ettiler... Bu yüzden ülke ekonomısi
en azından 400 milyon dolar kaybetti. Fındık
üreticelerinin zararı da 20 trilyon lirayı geçtıL
Her şey bu kadar açık!..
Hesaplar, kitaplar ortada. Dünya fiyatları
belli. ihraç edilen fındıklardan sağlanan para-
lar defterlerde kayıtlı. Üreticiye kilo başına ne
kadar para ödendiğini sokaictaki insanlar bi-
le biliyor. Ülkenin ve üreticHerin kaybını tesbit
edebilmek için iki saatlik bir araştırma yeter-
li!..
Hükümet ve ilgili bakanlara sömürü anlatı-
hyor... Gazetelerde yazıyoruz... Ama, gene de
ilgilenen ve değişen bir şey yok... Düzen ay-
nı düzen... Devam edip gidiyor...
Gelişmelere bakarsak, bu yıl da aynı sıkın-
tılar ye vurgunlar devam edecek. Zira. bu sö-
mürü düzenine karşı çıkan Fiskobirlik Genel
Müdürü Kâzım Türkmen sudan nedenlerle 2
ay kadar önce görevinden alınmıştı. Önceki gün
de vurgun düzenine karşı dırenen Fiskobirlik
Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Kurnaz ile 3
kurul üyesi tepeden inme bir emirle görevle-
rinden alındı...
Demek ki, Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım
Erez kendi politikalannı ızleyecek biryönetimi
atayacak ve eski düzen devam edecek!... •
D0SYA: BANKACILIK SİSTEMİNİN ANALİZİ (2)
Refahyol'un paketi
borsayı nasıl Borsadar
etkileyecek? ^t^^M
Halka açılma
caziphale
getipiliyop ******
Paranıza yön veren dergi
f. Dr. Faruk Şen:
"GB'nde umutlar
ikinci yanya kaldı"
TREND
HER PAZAR BAYİNİZDE