25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 AĞUSTOS 1996 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Etibank 'Görevden alma kararı hukuka aykın' ANKARA(CumhumetBü- rosu) - Ankara 5. tdare Mah- kemesı. Etibank Madenciiık Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdiirü İsmail Hakkı Arslan'ın. eski Enerji ve Ta- bii Kaynaklar Bakanı Şinasi Altıner tarafından görevden uzaklaş.tınlmasını "hukuka aykırTbuldu. Eski Enerjı ve Tabiı Kay- naklar Bakanı Altıner. )9Ocak 1996 tanhınde. kurumdaki bir soruşturmanın sağlıklı >apıl- ması gerektiğini gerekçegös- tererek Etibank Madenciiık Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Arslan'ı açığa aldı. Kurumdaki bazı yolsuz- luk girişimlenne izin verme- diği için görev inden alındığı- nı belirterek ldare Mahkeme- si'nebasvuran Arslan. yürüt- meyi durdurma kararı aldıra- rak 20 gün sonra yeniden gö- revine döndii. Davayla iigıli esastan incelemesini sürdüren Ankara 5. tdare Mahkemesi. geçen ay ortalarında aldığı ka- rarda. Altıner'in Arslan'ı gö- revden almasının hukuka ay- kın olduğunu bildirdi. 5 Nisan'dan bu yana kapatılmalan gündemde olan tesisler, 2.5 yılda 10 trilyon lira getirecek Tersaneler 'simdilik' kurtuldu• 5 Nisan Kararlan çerçevesinde dönemin Başbakanı Tansu Çiller tarafından kapatılacak KİT'ler arasında sayılan ve özelleştirme ihalesi geçen yıl iptal edildikten sonra yeniden kapatılmalan gündeme gelen Haliç, Camialtı ve AJaybey tersaneleri, Almanya ve Rusya'dan sağlanan siparişlerle 1999'akadar olan dönemi güvence altına aldılar. CANAN SOYSAL 5 Nisan Kararlan'ndan sonra. geçen aylarda eski Özelleştirme Idaresı Başka- nı L'ğur Bavar tarafından kapatılması yeniden gündeme getirilen tersaneler. yurtdışından alınan trilyonluk ihaleler sayesinde enaz 1999'a kadar kapanmak- tan kurtuldu. Tersanelerin bağlı olduğu Türkıye Ge- mi Sanayii. Alman ve Rus firmalarla top- lam 12 adetlik Ro-Ro. tanker ve vük ge- misi inşası için 2.5 yıl sürevle anlas,ma- ya vardı. Böylece geçen yıl özelleştiril- Tersaneler, j urtdışından alınan trilvonluk ihaleler sayesinde 1999'a kadar kurtuldu. mesi son anda iptal edilen ve kapatılma- sı 5 Nisan Kararlan'ndan bu yana sürek- li gündemden düşmeyen tersanelerin, dış pazardaki müştcri potansiyeli arttınlma- yaçaiışılıyor. Camialtı. Halıç ve Pendik tersanele- rınde ınşa edilecek olan gemilerden Al- man Ferrostaal fırmasınateslimedilecek olan 3 adet dökme yük gemisiyle 4 adet Ro-Ro gemisinıntoplamtesiimfiyatı 100 milyon mark; Rus Volga tanker firması- na teslim edilecekolanii adet nehirvede- nız tıpi tankerin toplam teslim fiyatı ise 50 milyon dolar olarak açıklandı. Böv le- ce, kapatılacağı açıklanan tersaneler 2 yı I içinde devlete>aklaşık lOtrilyonlirakay- nak sağlamış olacak. Türkiye Gemi Sanayii Genel Müdürü Necati Sümer. kendilerine bağlı tersane- lerin özelleştirilmesi konusunda son bir- kaç aydır hiçbir çalışmanınyapılmadıgı- nı belirtirken tersane çalış.anları da özel- leştirilmeyle ilgili herhangi bir faaliyet içinde bulunulmadıgıni, aksine Haliç. Ca- mialtı ve Pendik tersanelerinde çalışma- ların arttığını kaydettiler Sümer. ilk an- laşmanın Alman Ferrostaal firmasına tes- lım edilmek üzere GEMA Gemi Dona- tım Sanayii ile imzalandığını belirterek. 6750 tonluk 3 adet dökme yük gemisinin çeliktekneınşaatları ileteknedonatımiş- lerininsırasıvla 11. 15 ve 19ayda ve2 ta- nesinin Camialtı. bir tanesinin de Haliç Tersanesf nde yapılacağını kaydetti. Sümer. söz konusu teknelerin toplam bedelinin yakla^ık 7 milyon mark oldu- ğunu söyledi. Sümer. Alman firmasıyla vapılan ikinci anlaşmayı da şöyle açıkla- dı: "Yine Alman Ferrostaal AG firması adına Pendik Tersanesi'nde 4 adet ki bu- nun iki tanesi opsivonludur, 5500 tonluk Ro-Ro \e Lo-l.o konteyner gemisi inşa edilecek. Söz konusu gemiler seyir tecrü- beleritamamlanmtşvaziyettesırasıyla 18. 21,24 ve 27 ayda adı geçen Alman firma- sına teslim edilecek. 4 geminin toplam tes- lim fivarı ise yaklaşık 100 milyon mark." Sümer. bunlardan ayrı olarak Rus Vol- ga tanker firmasına verilmek üzere Tür- kiye Gemi Sanayii'nin tersanelerinde 5 adet 4000-6500 tonluk nehirya da deniz tipi tanker yapılacağını ifade etti. Sü- mer'in verdigi bilgilere göre bu 5 tanke- rin toplam bedeli ise yaklaşık 50 milyon dolar. Aynı kişinin farklı isimlerle kurduğu her şirket için ayn hisse alarak yüzde 1 'lik hisse sınırını deldiği öne sürülüyor Kardemir'de 'büyük ortak' kaygısı• Kardemir modeli özelleştirme ile ortaya çıkan "bölgesel girişim" içinde tabana yayılmış sermaye yapısının korunması için ana sözleşme hazırlığındaki uyarılar dikkate alınmayarak ortak başına hisse limiti yüzde 1 olarak belirlendi. • Halkın temsilcisi olarak yönetim kuruluna giren Mutullah Yolbulan'ın, farklı şirketleri adına aldığı hisselerle bu sının da aştığı, aynca diğer ortaklardan da hisse topladığı iddia ediliyor. NURTEN VALÇIN Kardemir'de istifalarla su yüzüne çıkan anla,s- mazlıkların temelinde şirket ana sözleşmesinde bir türlü uzlaşmava vanlamavan 6. madde yatı- yor. "Kardemir pek yakında birkaç kişinin elin- dekalacak" iddıasıyla vapılan uyanlar "hiçbiror- tağın payı toplam şirket paylarının yuzde l'ini geçmeyecek" hükmünü ıçeren 6. maddeden kav - naklanıyor. "Bölgesel girişim'" olarak planlanan Karabük modeli özelleştirmede. yüzde 1 'lik yük- sek hisse lımitinin. -sermayenintabana vavıinıa- sı" ilkesıne aykırı olduğu savunulurken aynı ki- şilerin farklı şirket isimleri altında daha yüksek oranda hisse alarak "Kardemir'ielegeçirmeope- rasyonu" ba^lattıklan da iddia ediliyor. "Şirketin kuruluşundan itibaren 3 yıl boyunca hisse dağılımında hiçbir pay sahibinin payı, top- lam şirket sermayesinin yüzde l'ini aşmayacak- ür" hükmünü içeren 6. maddede. bu payın kişi bazında değilde şirket bazında gerçekleşmesi. ay- nı kişinin kurduğu farkiı şirketler adına pay al- ması sonucunu doğuruyor. Kardemir Yönetim Kurulu Üyesi ve D Gru- bu'nun yani halkın temsilcisi olan Mutullah Yol- bulan'ın kurduğu üç avrı şirket adına toplam 10 milyar 800 milyon liralık hisse alarak toplam şir- ket sermayesi olan 408 mıly ar lıranın y üzde 2.6'sı- na sahip olduğu iddia ediliyor. Mutullah Yolbu- lan'ın açıktan hisse toplamaya çahşması da orta- ya atılan diğer bir iddia. üç kez değiştinlen şirket ana sözleşmesinde üze- rınde en çok durulan konu olma özelliğinı taşı- yan 6. ınaddey le ilgili olarak y üzde I 'lik hisse ora- nının Kardemir gibi büyük bir işletmede hissse- lerin zaman içerisinde birkaç kişinin elınde top- lanması sonucunu doğurabıleceği endişesı dile ge- tinhyor. \üzde 1 "lik hissenin kışi bazında olma- sı gerektiğini vurgulayan yetkililer. şirket bazın- da hisse alanların genel kurula hâkim olacakla- nnı, böylelikle Kardemır'ın halka açık bir mo- del olmaktan uzaklaşacağını ıfade ediyorlar. Altıncı maddedekı yüzde I lik üst sının en ba- şından berı eleştirdiklerini behrten Karabük Sa- nayici \e Işadamlan Derneöi(KASİADl Başka- nı Gültekin \ergili. yönetim kurulu üyelerinden bazılannın halktan hisse toplamaya başladığını söy- leyerek Kardemir'ın geleceğinin üç beş kişinin eline terk edildiğini öne sürdü. 8 haziranclaki ma- li genel kurulda oyların v ekâletleriniıı zorla top- lanıldığını öne süren Vergıli "O> pusulalannın vanında ay kullanan kişilerin ismi, hisse paylan yazılıy dı. Açıko>, gizli tasnifv ardı. Bu seçiımiz bir genel kuruldu. Belki bir sakınca varatmadı, ama bu durumun genel teamül olmasından korkuyo- ruz. Bu nedenle genel kurul sonrasında bölge ti- caret mahkemesine başvurduk" dedı. Refah Partili Karabük Belediye Başkanı En- ver Tümen de u Atı alan L sküdar'ı çoktan geçti" diyerek yüzde l "lık oranda tüm mrazlara karşın hiçbir değişikliğinyapılmadığını ve yönetim ku- rulunun kendilerine göre bir tezgâh düzenledik- lerinı ilen sürdü. SPK'nin Kardemır'le ileili ola- rak ıncelemeyapması gerektiğini vurgulayanTü- men "Ana sözleşmedeki yüzde 1 'lik oran sayesin- de Karabük'te servet sahibi adamlar varatüdı. Halka açık bir modelde nasıl oluyor da tek bir in- sanın triKonlara \aran hissesi oluyor*' dedi. SendıkanındatemsilcılerınınbulunduğuKar- demır yönetımıyle Karabük halkını temsil eden belediye başkanı \e kitle örgütlerı temsılcileri arasındaki tartışmalaranasözleşmcsinın hazırlan- masi aşamasında belirli noktalarda voğunlaştı. Endişeler, kuşkular... Kardemir'ın özelleştirılnıesı aşamasında ha- zırlanan birincı ana sözleşmenin altıncı madde- sindeki hisse dağılımına ılişkın \ üzde 1 lik ora- nın. Karabük "reki tüm kitle örgütlerının temsil- cilennden oküjan $ehır Istışare Kurulu'nca yayım- lanan bir bildirıyle binde bire ındirılmesi ısten- di. Kurul tarafından yay ımlanan bıldinnin ardın- dan. endişeler Kent Danışma Kurulu ıçınden olu^- turulan yedı kı^ılik bir heyetle Kardemir \öne- tim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ruşen Gezici've iletildi. Gezicı. tüm kus,ku ve endis.ele katıldığı- nı. sÖ7 konusu maddenin dcgi^tırılmesı için elin- den geleni yapacağını bildirdi Şirket tarafından hazırlanan ikinci ana sözleşmede "hisse senetle- ri nama yazılı olduğu sürece hisse dağılımında hiçbir pa\ sahibinin pay ı, toplam şirket sermaye- sinin binde 8'ini aşmayacak" ıbaresi bulundu. Ancak nıhaı ve üçüncü ana sözleşmede 6. mad- dede ilk ana sözleşmedeki oran olan yüzde 1 ay- nen korundu. Sözleşmedeki tartışmalı maddey le ilgili olarak şehir meclısi üyeleriy le yaptığı görüşmede gerek- li değişikliğin vapılması ıçın elinden geleni ya-. pacağını. gerekirse istıfa edeceğini belirten Ru- şen Gezicı "Dile getirilen endişelerle ilgik'nmek üzere söz verdim. Fakat bu endişelerin yersiz ol- duğu sonucuna vardığımı/ için yüzde I'lik oranı aynen koruduk" dedi. Hakkındakı ıddialarla ilgili görüşüne başvur- mak üzere aradığımız Mutullah Yolbulan ise her- hangi biraçıklama vapmaktan kaçındı. IŞÇEMN EVREMNDEN ŞÜKRAN SONER Defterden Kim Kimi Sildi? Türk-İş'li, DİSK'Iİ, Hak-iş'li sendika başkanları, Çiller'in, Bayram Meral'ın ziyaretinde "Defterden sildim"sözlerine. haklı bir tepki ile "Biz de Çiller'i defterden sildik" yanıtını ver- diler. Çiller'in ağzının freninin olmadığı bilinen bir durum. Başba- kanlığı sürecinde kırdığı potların bini bir para. İktidar gücünü elindetutuğu süreçte, işçi haklarının budanmasını sağlayarak işçi düşmanlığını herfırsatta ortaya koymuştu. Mesut Yılmaz da dahil yolunun önüne çıktığını düşündüklerıne "kin kusmak" da karakterinin bir parçası. Başbakanlığı sürecinde "astığı astık kestiği kestik" Çiller'in şimdi Erbakan ın yanında "Dutyemiş öü/öü/"gibi, suskun, tes- lim olmayı içine sindirmesi kolay mı? Azınlık koalisyon hükü- metini oluşturmasında, önemli engellerden birini oluşturan iş- çilerin başkanını yalnız yakaladığında, kompleksini kusması ka- dar doğal bir şey olamaz. Eh yakından tanıyanlar da gayet iyi bilirler, bizim Bayram Baş- kan, damarına basıldığında, bazen kanına kanşan kımı sıvı mad- delerin de etkisi ile, öfkelendiğinde öyle pek önünde durulmaz. Çiller'e nasıl öfkeli yan/t verdiği ve toplantıyı terk ettiğı gözle- rimin önüne geliyor. Ama yine bilenler bilir. öfkesi geçtiğinde de tam tersi, yumuşak bir adam olup çıkar. Yan yana geleme- yeceği düşünülen insanlarla bu kez kol koladır. Çiller, Bayram Meral'e nasıl kızmaz? Çok eskiye dayalı hu- kukları varken, en çok destek beklediği günlerde yanında yer almamıştır. Hele de toplusözleşme uyuşmazhklarında son dakikada an- laşacağından emin olduğu Bayram Meral'e, Kızılay Meydanı'nda işçiler yolunu kestiği için, son çağrısına gelmeyip.Ecevit'ın ve- tosuna, sonuç olarak güvenoylamasını kaybetmesine neden olması nedeniyle, kişisel bir antipatisi de söz konusu olabılir. Ne de olsa aynı Bayram Meral'in, kamuoyuna ve işçiye dö- nük kükreyen demeçlerinin ardından, kapalı kapılar arkasın- da kendisi ile anlaşmasına, Bayram Meral'in deyimi ile "Çil- ler'in gözyaşlarına dayanamayıp ödün vermesıne" alışkındı. • • • Neysearada, köprülerin altından çok sularaktı. Çiller ailesf ile, çok eskiye, özei hukuka dayalı ilişkilerden bu yana çok şey değişti. Bugün artık partisi ile birlikte Erbakan'ın yanında, em- rinde bir Çiller var. Çiller'in kapalı kapılar arkasında da olsa, kelimenin tam an- lamı ile "densiz", "Sizi defterden sildim" sözlerinin hesabı so- rulur. Sorulmalıdır. Ama nasıl? Herhalde Sayın Bayram Meral'in öngördüğü gibi. "gerekir- se Çiller'i Erbakan'a şikâyet ederek" değil. Erbakan kendisine rüyasında göremeyeceği bir iktıdarı bah- şetmiş Hamfendiye, Bayram Meraf'i incittiği için ne ceza ve- rir? Kapalı kapılar arkasında Bayram Meral'i nasıl teselli eder? "Sen erkek adamsın, ne de olsa kadın, kendini tutamamış. Ba- ğışlamak büyüklüktür..." mü der? Çiller'in gözyaşları karşısında yumuşayan işçinin toplusöz- leşmelerden doğan kazanılmış haklarından ödün veren Büyük Başkan, Erbakan'ın "bu ellenne düşmüş, zayıf kadını bağış- lama" ricasını hiç kırabilir mi? Üstelik gündemde toplusözleş- me, ücret ödünü falan da yok. İşın meydan okuma. reklam, şov boyutu da fazlası ile amacına ulaşmış bulunuyor. Nasılsa Türkiye'de her gün bir yeni olayla gündem degışı- yor. Bu iş de böyle unutulur gider. Kimse kimseyı defterden silmeden, iş Erbakan Hoca'nın üfleyıp püflemesi ile bir güzel tatlıya bağlanmış olur. • • • iyi güzel de bu arada, sessiz sedasız bırileri gerçekten def- terden silinmekte. Tabii ki ne Çiller'in Bayram Meral'i, ne de Meral'in Tansu Çiller'i defterden silmeleri, silebilmeleri söz ko- nusu. Defterden yavaş yavaş, adım adım, sendikal haklar, ka- zanılmış işçi hakları silinmekte. Siz sahte istatistiklerde sendikalı işçi sayısının artmasına ne bakıyorsunuz. Sendikalar akıl almaz bir hızla erimekte. güç ve moral değerlerini yitirmekte. Başkanlarsendikacılığa, işçi hak- larına "kaybedilmiş" gözü ile baktıklarından, çok zor. bedeli çok yüksek bir savaşımda çoktan havlu atmış olduklanndan, sendikacılığın nimetlerinden, ne kadar az zamanda ne kadar çok yararlanabileceklerinin hesabını yaprnakta. Bir avuç inancını yitirmemiş, namuslu sendikacı dışında, Türkiye'de işçi hakları. sendikacılığın datükenmemesi için, Çil- \er'le birlikte defterden silinmesi gerekli sendikacı çok. ÇIFTÇI DOSTU / SADÜLLAH USUBÜ Fındıkta vurgıın diizeni sürerDünya fındık üretiminin yüzde 75'i Türki- ye'de. Her yıl 400 bin ile 550 bin ton arasın- da fındık üretiyoruz. Bunun en azından yüz- de 90'ını ihraç ediyoruz. Yılda da 550 ile 900 milyon dolar arasında döviz sağlıyoruz!... Ama, buna karşılık ülkemizde "Fındık bor- sası" >ok. Dünya pıyasalarında ve harta Tür- kiye'de fıyatlar Hamburg borsasında oluştu- ruluyor. Türkiye. dünyanın en büyük fındık üre- ticisi ve inracatçısı olduğu halde. kaderimizi yabancı şirketler çiziyor!... Bu yüzden Türkiye göz göre göre. soyulu- yor. Fındık ihracatçılarımızın bir kısmı da da- ha çok ve daha rahat kazanabilmek için ya- bancı şirketlerin vurgununa yardımcı oluyor. En acıklısı da hükümetlerimiz ızledikleri yanlış po- litikaların, yabancı şirketlerin, Türkiye'yi ve üreticisini soymasına fırsat veriyor!.. Fiskobirlik bu yılki tahmini fındık rekoltesini 412 bin 170 ton olarak açıkladı. Geçmiş yıl- larda 560 bin tona kadar çıktığımız da olmuş- tu. 1995 rekoltemiz de 400 bin tonun üstün- deydi. içvedışpiyasalardaTürkiye'ninetkin- liğini arrtırmak kaydı ile üretimi 600 bin tonun üstünedeçıkarmak mümkün... Ancak. bugün- kü gibi mafya benzeri sistemlerle yapılan ça- lışmalar sürdükçe, parayı üreticilerimiz ve dev- letimizden çok. yabancı şirketler ve onların ortakları kazanacaktır. Üreticilerin ve devletin de kazanması iste- niyorsa ilk yapılacak iş fındığı "destekleme" kapsamına almaktır.İkinci iş ise "Fındık bor- sası"n\ Türkiye'de kurmaktır. Karadeniz hal- kının da, milyonlarca üreticinin de beklentisi budur. Devlet yanıltılıyor Fiskobirlik'in eski Genel Müdürü Kâzım Türkmen'in bu konuda söyledikleri oldukça ibretverici: "Fındıkborsasının Hamburg'da ol- masından utanç duyuyorum, yüzüm kızarı- yor. Hamburg'dakiborsa mutlaka Türkiye'ye getirilmelidir. Dünyada üretilen ve tüketilen fındığınyüzde 70'inden fazlasını üreteceksin. Ama, fındığın fiyatını yabancı ışadamlan be- lirleyecek. Olmaz böyle şey. Ayıptır. Bir ülke, ürettiği ürûnün fiyatını kendi belirleyebilmeli- dir. Bunu neyazıkkı, yapamıyoruz. Çünkü, mil- yonlarca üreticimizin ve ülkemizin çıkarlann- dan çok üç, beş tüccann çıkarları ön plana çı- kıyor... Uygulamalar hep onların isteklerine göre yapılıyor... Fındık herhangi bir ürünle mukayese edil- memelidir. Örneğin, fındık tamamına yakını Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez kendi politikalannı izJeyecek bir yönefimi atavacak. yurtdışında tüketilen bJrüründür. Fındığı az ge- lişmiş ülkeler değil, zengin ve milli geliri yük- sek ülkelerin halkı yemektedir. Bu ülkelerin halkı fındıkyemekten asla vazgeçmezlerve pa- ranın da hesabını fazla yapmazlar. Zira, fındı- ğın altematifi yoktur. Benzerürünlerin damak tadı başkadır. Bu nedenle fındık herzaman ih- raç edilebilecek bir üründür. Ucuz vermek için de hiçbir neden olamaz..." Kâzım Türkmen, Türkiye'nin ve milyonlar- ca üreticinin yıllarca nasıl soyulduğunu da şöyle anlatıyor: "Devlet bilinçll olarak yanıltı- lıyor. Fındık fiyatları geçen yıl düşüktü... İhra- cat daha mı fazla oldu? Tüketilen miktarbel- liydi. Gene o oranda satıldı. Fiyatlarımız yük- sek olsaydı, gene aynı miktarda satılacaktı. To- nu 400 veya 450 dolardan satılması gerekir- ken, her hafta 210 dolardan Avrupa'ya 7 ila 8 bin ton fındıkihraç edildi. Ülkemizı A vrupa'ya ve Avrupalı tüccara böyle soydurduk... Fın- dığı 210 dolardan ihraç edenler araştınlsın... Kim bunlar? Bu çirkin pazarlıkların bozulabil- mesi için fındığın destekleme kapsamına alın- ması şarttır... Bunun yapılabilmesi için de Fis- kobirlik'in desteklenmesi gerekir." 400 milyon dolar kaybımız var işte... Tecrübeli ve yürekli bir eski yönetici "Vurgun" için yapılan tezgâhlan ve oyunlan açık- lıyor. Üstelik, senelerden beri bu ibret verici söz- leri dile getiriyor. Genel Müdürlük döneminde de bu gerçekleri devlet ve hükümet yetkilile- rine teker teker anlattı... Milyonlarca üretici de aynen Kâzım Türkmen gibi fındık borsası açıl- masını, destekleme alımları yapılmasını ve soygunun önlenmesini istiyor!.. Ama, hep berabergörüyoruz ki, soygun de- vam ediyor... Geçen yıl da soygunun, sömü- rünün en acı örneklerini yaşadık... Eğer. hü- kümet gerekli önlemleri almazsa veya ala- mazsa. bu yıl da yeni soygunlan yaşayacağız!.. Kâzım Türkmen'in de belirttiği gibi. geçen yıl Avrupa ülkelerinde tonunu 400 ila 450 do- lardan satabileceğimiz fındığı bazı ihracatçı- lanmız 210 dolardan verdiler. Bunu yapabil- mek için de, üreticiden 120 bin liraya alınma- sı gereken fındığı 60 bin liradan topladılar. Daha açıkçası üreticiyi 60 bin liraya satmaya mecbur ettiler... Bu yüzden ülke ekonomısi en azından 400 milyon dolar kaybetti. Fındık üreticelerinin zararı da 20 trilyon lirayı geçtıL Her şey bu kadar açık!.. Hesaplar, kitaplar ortada. Dünya fiyatları belli. ihraç edilen fındıklardan sağlanan para- lar defterlerde kayıtlı. Üreticiye kilo başına ne kadar para ödendiğini sokaictaki insanlar bi- le biliyor. Ülkenin ve üreticHerin kaybını tesbit edebilmek için iki saatlik bir araştırma yeter- li!.. Hükümet ve ilgili bakanlara sömürü anlatı- hyor... Gazetelerde yazıyoruz... Ama, gene de ilgilenen ve değişen bir şey yok... Düzen ay- nı düzen... Devam edip gidiyor... Gelişmelere bakarsak, bu yıl da aynı sıkın- tılar ye vurgunlar devam edecek. Zira. bu sö- mürü düzenine karşı çıkan Fiskobirlik Genel Müdürü Kâzım Türkmen sudan nedenlerle 2 ay kadar önce görevinden alınmıştı. Önceki gün de vurgun düzenine karşı dırenen Fiskobirlik Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Kurnaz ile 3 kurul üyesi tepeden inme bir emirle görevle- rinden alındı... Demek ki, Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez kendi politikalannı ızleyecek biryönetimi atayacak ve eski düzen devam edecek!... • D0SYA: BANKACILIK SİSTEMİNİN ANALİZİ (2) Refahyol'un paketi borsayı nasıl Borsadar etkileyecek? ^t^^M Halka açılma caziphale getipiliyop ****** Paranıza yön veren dergi f. Dr. Faruk Şen: "GB'nde umutlar ikinci yanya kaldı" TREND HER PAZAR BAYİNİZDE
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle