Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 AĞUSTOS 1996 PAZAR
HABERLER
İslam Ülkeleri Arası Yatırım ve Ihracat Kredi Sigortası Kurumu'nun anlaşması TBMM'de kabul edildi
Şeriathükürnlerine onayNOTLAR
Genç: îbadet
eder gibi
yönetiyorum
A.\KAR\ (Cumhuri>et Bürosu) -
TBMM Başkanvekili KamerGenç.
TBMM Genel Kurulv'nun son hafta
çalışmalannı yönetirken birçok
milletvekiliyle atıştı. Zaman zaman
millet\ekillerini kahka>aboğan sözler
sarf eden Genç. kiirsüde "Tanrı'nın
karşısında ibadet edcr gibi" bir
sorumlulukla çalıştığ.ım söyledi.
Genç, öncekı gün hükümetc kamu
personeli rejiminde lıer türlü düzenleme
yapma yetkisi \eren \asa tusariMnın
görüşülmesi sırasında. eski partisi
CHPnin grup başkan\ekıli Önder
Sav'latartıştı. Sa\. CHPnin anayasaya
aykırılık önergesini işleme koy tnayan
Genç'ı çelışkili tuturn sergilemekle
suçladı. Genç'in aynı niteliktekı bir
önergeyi işleme koyarken, bir başka gün
bunu kabul etmediğini belirten Sa\.
"Sayın Genç hukuk dışı tutıım scrgiliyor
ve CHP'ye husumete \aran davranışta
bulunuyor" dedi. Bırleşimi yöneten
Genç. kürsüden Sav 'ı yanıtlarken.
"Sayın Sav, SHP'ye yaptığını katkılar
sayesinde bugün milletvekili olarak
bûlunuyor. Biz SHP ile CHPnin
birleşmesi için ga> ret göstermeseydik.
şimdi o sıralar boş olacaktı" diye
konuştu. Genç. siyasi hayatında 2 kez
veto yediğini belirterek. "Bana ilk
siyaset yasağını generaller getirdi.
İkincisini de şinıdiki CHP > önetimi"
dedı. CHP Grubu adına söz alan Ankara
Milletvekili Ali Dinçer"ın. "Zaten RP
devlet memuıiarını kapıkulu gibi
görüyor. O nedenle aşe\leri kurup
>emek dağıhyor. Ö> le yapacaklarına
ücretlerini arttırsınlar" sözlerı RP'nin
tepkisine yol açtı. Dınçer'e yanıt
vermek üzere kürsüye çıkan RP
Malatya Milletvekılı Fikret
Karapekmez. THPsözcüsünün
memuriar için kapıkulu ifadesi
kullanmasını kınıyorum. Onlar aç
bıraktı. biz doyuruyoruz" dedi. Dinçer.
kürsünün önüne doğru yürüyerek.
Karapekmez'e yanıt \erdi. Dinçer.
"Sayın Karapekmez. söylediklerimi
anlamamış, kulaklarıy la dinley ip
anlasın" dedi Dinçerle Karapekmez'in
atışmasına Başkanvekili Genç
müdahale ederek. " Tabii kulaklarıyla
dinliyor. İnsaııların başka dinlenıe
cihazları mı \ar~ diye seslendi
Dınçerın "Belki \ardır*\özlen üzerıne
Genç. tartışmay ı. •'Şimdi burada
Tann'nın verdiği organları
tartıştırmayın" diyerek
noktaladi.
ANKARA(CumhuriyetBürosu)-Şer i
hükümlerle çalışacak \e kurumun şer'i
hükümlere göre faaliyet göstermesıni
engelleyecek hiçbir deöişiklik yapıla-
may acağına ilişkin hükmü de içeren. ''İs-
lam Ülkeleri Arası Yatınm \e İhracat
Kredi Sigortası Kurumu Kuruluş An-
laşması". TBMM Genel Kurulu'nda
ANAP'ın da REFAHYOL'adestek ver-
mesiyle onaylandı.
TBMM Başkan\ekili KamerGenç'in
anlaşmanın şer'i hükümlere ilişkın ifa-
deler taşıdığı. Türkiye'nin anay asal sib-
temine ay kırı olabileceği uy ansında bu-
lunması üzerine çıkan tartışmaların ar-
dından CHP'lı millenekilleri genel ku-
rul salonunu terk ederken. DSP millet-
\ ekilleri de verdıkleri önergelerle anlaş-
manın onaylanmasına ilişkin tasannın
geçmesini engellemeye çalıştı. Maliye Ba-
kanı AbdüllarifŞener. sözleşmede y er alan
şer'i hükümlere ilişkin atıfların doğru-
daıı Türk hukuk Mstemini etkilemediğı-
ııi sa'.undu.
'Atatürk'ün kemiklerini
sızlatmayız'
TBMM. önceki gün "İslam Ülkeleri
Arası Yatırım ve İhracat Kredisi Sigor-
tası Kurumu Kuruluş Anlaşnıasfnın
onaylanmasına ilişkin tasanyı kabul ede-
rek 1 ekime kadartatile girdi.
DSP Grup Başkanvekili MümtazSoy-
sal Genel Kurul 'da tasannın görüşülme-
sı sırasında \aptığı konuşmada şu de-
ğerlendirmeyı yaptı: "Meclisolarakeğer
bu anlaşmanın ona> lanmasını uy gun gö-
rürsek. hükümet bu anlaşma> ı onay laya-
bilecek. Dolay ısıy la, bizim burada anlaş-
manın onay lanmasını u> gun bulmama-
mız da sistemimizi bağlama/. Hüküme-
tin. anlaşnıayı onaylarken, Şer'ı hü-
kümler bizi bağlamaz" di>e itirazi kayıt
koy nıası koşuluyla, anlaşmanın onaylan-
masını uygun bulabiliriz."
CHP Grubu adına söz alan Ankara
Mılletvekili Ali Dinçer ise "Bu anlaş-
mayı laik.lik ilkesine ve egemenlik kayıt-
sız şartsız nıilletindir ilkesine ay kırı gör-
düğümüz için.görüşmetere kahlmay aca-
ğız. Türki>e Cunıhuriv eti De\ leti'nin ku-
rucusu l lu Önder Atatürk'ün kemikle-
rini sı/latınavı/" görü^ünü belirtmesi-
nin ardından CHP'liler tıenel kurul sa-
lonunu terk etti.
RPGrup Başkanvekili SalihKapusuz
da anlaşmanın imzalandığı dönemde Dı-
şişleri Bakanfnın feshedılen SHP'nın
eski Genel Başkanı Erdal İnönü olduğu-
nu antmsattı. Kapusuz. aynca Türki-
ye'nin 20 vıl önce İslam Bankası'na or-
tak olduğunu v e 3 bü> ük ortaktan bıri ol-
duğunu söyledi.DSP Istanbul Milletve-
kili Zekeriya Temizel. Meclisin bir haf-
ta daha çalışmasını. tasannın komisvo-
nageri çekilerek ay rıntısıy la tartışılma-
sını önerdi. Ancak. ANAP'ın da bu tar-
tışmayı gereksiz bulması \e REFAH-
YOL'a destek vermesi üzerine. Temi-
zerinönerısi kabul edilmedi. Yasatasa-
nsı. RP. DYP ve ANAP'ın ovlanyla ka-
bul edildi.
'MucizeKoyun'
Erbakan'a armağan
Bir tarafında "Allah". diğer tarafında da
"Muhammed1
" yazılı olduğu ileri sürülen \e
"Mucize Koyun" adı \erilen koyurr, Başbakan
Necmettin Erbakan'a hediye edilecek. Ağnlı
Ferzande Çalı tarafından il il dolaştırılan ve
haleu 26. Korna Milli Fuan'nda sergilenen
koyun ilgi çekiyor. Siyah tüylerinin ü/erinde
bevaz tiiylerle Arapça "Allah" \e
"Muhammed" yazdığı öne sürülen kovunu
görmek isteyen vatandaşlar. fuara akın edivor.
Kovunu satmaya ve kesıneve kıvanıadığını.
değer bile biçemediğini ifade eden Ferzande
Çalı, "Kovunum 15 aylık oldu. Geçen vıl İzmir
Fuan'na da götürdüm. Burada bir işadamı
ko\ un için 3 mihar lira teklif etti, ancak kabul
etnıedim" diye konuştu. Ağn'da kaldığı sürede.
Türkiye'nin çeşitli vörelerinden birçok
zivaretçi geldiğini. dua edip kov unu
okşadıklannı ve dilek tuttuklarını anlatan Çalı,
bazı hastalann da bu volla şifa aradığını
söyledi. "Mucize Kovun" sahibine para da
kazandmyor. Ferzande Çalı, kov unun posterini
de vaptırarak zivaretçilere 50 bin ila 250 bin
lira karşılığında satıvor. (Fotoğrat: A A)
Askeri Şûra 1996 yılı olağan çalışmalannı tamamladı. Köşk'ün onayı bekleniyor
YAŞ kararlan bugün açıldamyor
ANIC\R.^(Cumhuriyet Bürosu)-Türk
Silahlı Kuvvetlen'nin (TSK)en üst karar
organı olan Yüksek Asken Şûra'nın (YAŞ).
1996 yılı olağan toplantısı bugün sona erı-
yor. foplantıda alınan kararlar, Cunıhur-
başkanı Süle>man Demirel'ın onayından
sonra saat 12.30'da basına açıklanacak.
Demırel. Nüksek Askeri Sûra üvelerini
dün akşam Çankav a Köşkü'nde kabul et-
ti.
YAŞ'ın 1 ağustosta. Başbakan Necmet-
tin Erbakan ba^kanlıgında başlavan top-
lantısında. Hava \e Deniz Kuvvetlen ko-
mutanlıklan ıle Jandarma Genel Konıu-
tanfnıngörevlerinde bir degişiklik vapıl-
mazken. Kanı Kuvvetleri Komutanı Orge-
neral HikmetBayar'ınbuvıl sonaerengö-
rev süresı 1 vıl uzatıldı. Uzatmanın olnıa-
ması dıırumunda Bayar'ın yerine kuvvet
komutanlığına atanması gereken 1. Ordu
Komutanı Orgeneral HBvmet Köksal ıle Ege
Ordu Komutanı Orgeneral Necati İkizoğ-
luemekli edildiler. Köksal'dan boşalan I.
Ordu Komutanlığf naNATOGünevdoğu
Müttefik Kara Kuvvetleri Komutanı Or-
general Hüscvin KiMikoğlugetirıldi. Ba-
\ar"ın emeklı olmaMiıın ardından önü-
müzdekı vıl Kara Kııvvetlen Konıutaıılı-
ğı'na atanacak olan Kıvnkoğluna, 1998
> ılında Orgeneral İsmail Hakkı Karada-
jı'nın emeklı olmasıv la boşalaeak Genel-
kurma\ Başkanlığı koltuğuna oturma yo-
lıı da açıldı.
Bir usi rütbeve tert'ı edecek general ve
aınırallerindurumunundeelealındığı şû-
rada. Kara Harp Okulıı Komutanı Tüm-
general V'aşarBü>ükanıtılcZırhlı Bırlik-
ler Komutanı Tümgeneral ErolTutal. kor-
generallığe > ükseldiler. Toplantıda dün de
general v e anıiral 1 ığe v ükselecek albav lar
ele alındı. YAS.'ta alınan kararlar, bugün
Demirel'e Minulacak. Demirel'ınonavının
ardından şüra kararlan. saat 12.30'da ba-
sına açıklanacak. Şûra öncesinde. şeriat-
çı faaliyetlere katıldıkları gerekçesıy leor-
dudan atılmalan kararlaştınlan TSK men-
suplarının dosvalarının ele alınacağının
kavdedilmesirie karşın, bu dosv aların top-
lantı gündemıne gelmediği öğrenildi.
Denıirel. Başbakan Necmettin Erbakan
başkanlığındaki \'üksek Askeri Şûra ü\e-
leriv le Çankav a Köşkü'nde bir süre görüş-
tü. Demirel \e eşı Nazmı>e Denıirel. \ük-
sek Askeri Şûra üyeteri onuruna Çanka>a
Köşkü'nde bir de akşam vemeğı veıdi.
^emeğe komutanların eşleri de katıldı.
NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
Sabah gazatesinin dünkü man-
şetine yansıyan haber, acaba ye-
ni birgelişmenın habercisi mi so-
rusunu gündeme getirdi. Türki-
ye'nin gündeminin son 10 yıldır
birinci maddesine oturan Kürt
sorunu. ülkemizin kanayan bir
yarası.
Binlerce cana mal olan ve bü-
tün toplumsal dengelerı yerin-
den oynatan iç savaştan kurtul-
mak tüm ülkenin en önde gelen
meselesi. islamcı kesim içinde re-
formcu fikirleriyle tanınan İsma-
il Nacar. birkaç yıldır bu sorunun
çözümü için çaba sarf eden isim-
lerden birisiydi.
Kendisiyle bu konuda uzun
görüşmeler yapmış. atılacak
adımlar için fikir alışverışinde bu-
lunmuştuk.
Hem İslamcı olması hem de
Kürt sorunun banşçı çözümü ko-
nusunda projeler ürütmesi, Na-
car'ın bir başvuru adresi olma-
sını sağlamıştı. Nacar. geçmiş
hükümetler döneminde de 'ara-
bulucuk' için her türlü girişime ha-
zır olduğunu açıklamıştı. Bu
amaçla bazı ön görüşmeler yap-
tığı da o dönemde basına yan-
sımıştı.
RP, bu konuda adım atmaya
karar verince adres olarak Nacar'ı
saptamış ve onun üzerinden uz-
laşma girişimlerıne başlamış.
• • •
Kürt sorununda çözüme ulaş-
manın geldiğimiz nokta açısından
pek kolay olmayacağı belli. Çün-
kü, 10 yılı aşkın süredir devam
eden savaş, kendi taraftarlarını
da yarattı ve bir savaş ekenomi-
si ortaya çıktı.
"TBMM Faili Meçhul Cinayet-
leri Araştırma Komisyonu "nun
geçen yıl hazırladığı raporda da
belirttiği gibi bölgede uyuşturu-
Bir Umut Işığı mı?
cu kaçakçıhğından, silah ticare-
tine kadar uzanan bir ilişkiler ağı
oluştu. Bazı güvenlik görevlilerinin
de kanştığı bu kanunsuz faaliyet-
ler giderek bölgede savaşın de-
vamını isteyen bir güç doğurdu.
Sayılan yüz binin üzerine çıkan
koruculuk kurumu, bölgedeki
aşiret beylerinin önemli bir mali
kaynağı haline geldi, eli silahlı
güçler aynı zamanda yerel ikti-
dar odakları da yarattı.
Kürt sorununun bir başka
önemli boyutu da uluslarası bir
soruna dönüşmesi. Bölge dev-
letlerine ek olarak, büyük devlet-
ler de giderek bu sorunun içine
nüfuz ettiler. Yıllar geçtikçe bir-
çok çevre. Kürt sorununu bir güç
toplama aracı olarak kullanma-
ya başladı. Özel tim birliklerinin
Bozkurt amblemleriyle yörede
boy göstermesi. Türk ırkçılığının
da bu sorundan yararlandığının
işareti.
Osmanlı'dan bu yana yöneti-
min, bölünme kompleksini bir
türlü üzerinden atamamış olma-
sı da, makul çözümlerin önüne
engel olarak dikiliyor.
RR çok uzun yıllardan berı Gü-
neydoğu'da güçlü bir partı. He-
nüz PKK sorunu yokken bile RP
bu yöre illerinden yüksek oylar alı-
yordu.
RP'nin yöredeki gücü. aynı za-
manda bu partinin içinde soru-
nun acısını duyan parlamenter-
lerin de yer almasını sağlıyordu.
Bu görüşmelerde etkin rol oy-
nadığı anlaşılan Van Milletvekili
Fettulah Erbaş ile Mardin Mil-
letvekili ve Devlet Bakanı Fehim
Adakda Kürt. Onlar savaşın acı-
sını çeken yörenin insanlan.
Iki yıl önce Mardin'e bir TV
programı ıçın gittiğımde RP il
merkezine de uğramıştım. RP'Iİ
il yöneticileri. savaş nedenıyle
çektıkleri acıları dile getirmişler
ve barışçı çözüm gerektiğini vur-
gulamışlardı.
Şimdi bakan olan DYP Diyar-
bakır Milletvekili Salim Ensari-
oğlu'nun kardeşi de DYP il baş-
kanıydı. Hangi partiden olursa
olsun yörenin siyasileri benzer
duygularıdilegetirmişlerdi. Çok
çeşitli partilere dağılmış olan Kürt
milletvekilleriyle ne zaman kar-
şılassak, bölgedeki acılanndan ve
çözümsüzlükten yakınıyorlardı.
Çok geç kalmış bu uzlaşma
adımı. nerelere kadar ileıieyebi-
lir, şimdiden kestirmek çok zor.
Ancak bu önemli bir başlangıç.
Bu çabaya karşı, savaş yanlıları
mutlaka çeşitli engellemelere gi-
rişecekler. Savaş tamtamcıları
ve kan dökücüler bu haberden
memnun olmayacaklar.
Çünkü onların varlık nedenı
savaş. Onlar şovenizmı körükle-
yerek ve devlet içindeki şiddet
yanlılarına sırtlannı dayayarak bı-
çaklannı çekecekler.
Olsun. Bu ülkede savaşın acı-
sını çeken milyonlar var. Kimse
intikamcılığın bir yarar getirme-
diğini. şu son 10 yıllık deneyle ye-
niden öğrendi.
Hepimiz acı çekiyoruz. Bir avuç
savaş tamtamcısı bu ülkenin ka-
derine daha fazla yön vereme-
meli. Hükümetin attığı bu adım,
artık yükünü çekemeyeceğimiz
bir savaşa son verme konusun-
da olumlu bir başlangıç.
MIKRO
DIINÇ TAYANÇ
Yalancının Mumu!
Şeriatçı kesım "takıyye" lafını pekbirseviyor... Ken-
dilerince, günümüz takıyyesi, ''islamın özüne dönmek
isteyenlenn, kendilerinı Kemalist zındıklardan konı-
ma yolu"(\\\)
Kemalist zındıkların(!) "düvel-i muazzama" denilen
"gâvur "ları Kurtuluş Savaşı ile kanlannı dökerek sü-
rüp atması ve Lozan Anlaşması ile yolu açılan laik Tür-
kiye Cumhuriyetı'nın güvence altına aldığı "ibadet"
özgürlüğünün tümünü içeren Aydınlanma Devrimi'nin
ürünü olduğunu kavrayabilecek anlaktan yoksun ke-
ratalar...
Anlak, kavrama ve de hoşgörü yoksunu oldukları
için ve de ille de Karanlık Çağlar'a dönme özlemi
çektiklerinden "yalanı" gözümüzün içine baka baka
takıyye diye yutturmaya kalkıyorlar!
Fanatik Yunanlıların Megalo Idea'ya bel bağladığı
"gerçekçilik"{\) ile özdeşleşiyor ve "ille de şeriat" di-
ye ürüyorlar... Şeriatçı basın(!!!)vede "karayobazka-
lemşörleri", Cumhuriyet'i. Cumhuriyet'in kurumlan-
nı ve Aydınlanmacı yazarları hedef göstermeyi iş edi-
niyor. Hedefe "vurulduğunda" da ya saldınya "şanlı
kıyam" diyorlar ya da saldırgana "meczup"! Haklılar,
fanatızm ruhsal bozukluk olduğuna göre, tümü kafa-
dan meczup zaten!
Konumuz, meczup sürüsü değil; gerçek Müslü-
manların dınsel inanç ve duygularını sömüre sömij-
re bir yandan onların ceplerinden kasalarını dolduran,
bir yandan da iktidara tırmananların takıyye niyetirre
yalancılıklan...
Türkiye Cumhuriyeti topraklarında konuşlandırıl-
mış yabancı güçlerin "kovulacağı "ndan "haram" üre-
min "rantiyeciye" haram edıleceğine, kamu kuruluş-
larının yabancılara "yedıhlmeyeceğı"nden "Allah'ın
nimetleriyle ekonomınin refaha ereceğine" dek akıl-
larına(!) esen yalanı kıvırıyor. sonra da iş işe gelince
"kıvırtıyorlarl
Çünkü takıyyesi yapılan tüm konuların altında yok-
sul; ama gerçek Müslüman kesimin. bunların yalan-
larına kanarak akıttığı paralar, altınlar ve de bunlarla
alınmış hanlar. hamamlar yatıyor!
Takıyyelerm yalan. takıyyecilerin yalancı olduğu or-
taya çıkmaya başlar başlamaz kara yobaz kalem-
şörleri "takıyyenın takıyyesı"ri\n nasıl örtbas edilece-
ği şaşkınlığıyla, ördekleri oynamaya başlıyorlar!
Bu noktadan sonra. asıl korktuklan Kemalist zın-
dıklar(l) olmaktan çıkıverıyor. Gerçek Müslümanların
hep bir ağızdan. "ulan Cahıliye artıklan, siz o biçim
Müslümansınız ki, bizlenn sırtından mintanı çekip, ken-
diniz kürklere bürünüyorsunuz; dindaşı dindaşa kır-
dtrtmaya kalkışıyorsunuz?" diyerek oylarını çekecek-
leri korkusu karabasanlaşıyor!
Derken tankatlar tarikatlara. şeyhler hocaefendile-
re yüklenıyor ve olup olacağı yüzde 21 'i aşamayan
cephede çatırtılar başlıyor!
Çatırtılar başlıyor ama. tarikatların, şeyhlerin, ho-
caefendılerın ellerı kolları öylesine uzun ve de "yutu-
ları" öylesine bol kı 'demokrasilerin vazgeçilmez un-
suru" olup Türkiye Büyük Millet Meclısi'nde "Türki-
ye Cumhunyetı'ne ve Atatürk devrim ve ilkelerine"
bağlılıklarını "namus andıyla" belgelemiş(l) partilere
dek uzanıyorlar...
TBMM'de, ellerinde tespih, suratlannda sırtlan sı-
rıtışlarıyla "şer'ı" anlaşma yasaları geçirmeye kalkı-
şıyorlar...
Haklarıdır!
TBMM'de. Atatürk'ün partisi ile o partiye "ortanın
solu" ilkesini kazandırmış bir liderin "a/'/e partisi" bir-
btrlerini yedikçe haklarıdır!
Aydınlanma Devrimi'nin gerçek çocukları bu anlam-
sız birbirıni yemeye "dur" demek için kendi örgüt ve
partilerini kurmadıkça daha da çooook hakları ola-
caktır!
Oysa tüm bu rezillere ve rezilliklere katlanmakTürk
ulusunun hiç de hakkı değildir!
Ana fikir: Suç; tarihi geriye döndürmek isteyen ka-
ranlık güçlerin olduğu denli (belki de fazlasıyla), ta-
rihsel işlevlerının sot umluluğunu kişisel hırslarına kur-
ban edenlerindır.
Ana fıkrin ana fikri: Suçlulan cezalandırmak, "ege-
menliğin kayıtsızkoşulsuzsahibi" olan ulusun "kaçı-
nılmaz" ödevidir!
Mercümek'in TBMM komisyonuna verdiği ifade tutanağından
AY ŞE SAYIN
ANK.\R-V-RP'nin kasası Süleyman
Mercümek'in TBMM komis\onuna
verdiği ifadelerın tııtanaklarını vayın-
lamayı sürdürüvoruz.
Cumhurijet'in ele geçirdiği tuta-
naklarda Mercümek'e vöneltılen so-
rularve verdiği \anıtlar özetle şövle:
Özso>: Denüdi ki ""RP'li birkaç av u-
kat sizi savunuyor. "Bu avukat sizin
mi, RP'nin avukatı mı?
MERCÜMEK: - Benim av ukatım.
ama aynca RP'li olması benim av uka-
tım olmayacağı anlamına aelmez ta-
bii.
Kul: Savm Lütfü Esengün (De\let
Bakanı). Bosna-Hersek'e gittiklerin-
de otelde, Adem Hacic ile karşüaştık-
lannı. Hacic'ûı sizin araıılığını/la ona
3 milvon mark kadar para gönderdi-
ğini iîade etmiştir. Siz de sadece, 1 mil-
yon 430 bin mark gönderdiğinizi söy-
İüyorsunuz. Bu 1 milvon 430 bin mark-
tan önce siz Adem Hacic'e berhangi bir
. para gönderdiniz mi?
MERCÜMEK: -1 milvon 430 bin-
lik kısım, Selçuklu Beledivesi'ndeki
arkadaşlar tarafından toplanılarak
lHH'yegönderilenparadır. Bunundı-
şında. 1 milvon 730 bin liralık bir bö-
lüm daha var. O para, Almanya'daki
kardeşlerimiz tarafından toplanıp gön-
derilmiş bir paradır. Yani bununla be-
raber 3 milyonküsur edivor. 1 milvon
733 idi herhalde, öyle zannediyorum.
Mahkemetutanaklannda zatetı bunlar
var
Kul - Bu 1 milvon 430 binden baş-
ka size para gelmişti, siz bunları da
Hacic'e gönderdi-
niz, yani Hacic'in
verdiği bilgiler doğ-
ru diyorsunuz. Sizin
>erdiğinizpara.sadece 1 mih»n430bin
değfl.3 mihon mark kadar bir para gön-
derdiniz. îöplatn miktannı hatırlıvor
musunuz?
MERCÜMEK: -1 mılyon 733 bin
marktı herhalde. onun dışında 1 mil-
von 430 binin tamamını toplarsanız çı-
kacak rakamdır.
Kul: Avrupa Milli Görüş Teşkilat-
lanv la bir ilişkiniz var mı?
MERCÜMEK: - İlişkimiz yok. yal-
nız tanıştığımız arkadaşlanmız var.
Kul: Almanya'da banka hesaplan-
nız hangi amaçla açıldı?
MERCÜMEK: - Daha önce de bi-
lindiği üzere. bizim bir arsa ticareti
işimiz \ardı. Sultanbeyli Belediyesi
hudutlan dahilinde almış olduğumuz
YA-DA Anonim Şirketi diye bir şir-
ket adına aldığımız arsalar v ardı. on-
ların Alman>a'daki işçi kardeşlerımi-
ze satılmış olmasından dola>ı. o satı-
lan arsa bedellerinin Türkiye'ye kolay-
ca gelmesi için o hesap açılmıştı.
Kul: V'ani Suhanhevli Beledivesi'nin
satmış olduğu.»
MERCÜMEK:-Sultanbeyli Bele-
diyesi hudutlan dahilinde. Sultanbey-
li Beledivesi'nin değil. YA-DA Ano-
nim Şirketi tarafından alınan arsaları.
Almanya'daki ışçilere satılmış olma-
sından dolayı. o paraların tahsılı açı-
sından bir hesaptır.
Kul: Daha önce yaptığtmız tespit-
lerde de \eva basında çıkan iddialara
göre de, sizin RP'li yöneticileıie ortak
RP'li belediyeden Mercümek'e destekolduğunuz 9 şirkefiniz \zr.
MERCİ MEK: - Mesela
Kul: Ticaret Sicil Gazetesi'nden al-
dınıız kavıtlarda sizin isminiz geçen 9
şirketin olduğu o zamanki Malv arlığı
Komisyonu'nda tespit edilmişti.
MERCÜMEK: - Benim ismımin
geçtiği şirketler hangileriy se ce\ ap v e-
reyim. Mesela İMAK AŞ diye bir şir-
ketvar.benimmüşterimdir. Buraylabe-
nim uzaktan yakından hiçbir ilişkim
olmamasına rağmen. şirket sahibi de-
di kı. 1
*Süleyman Mercümek, sen bu-
ranın yörıcrinı kurulu başkanı olacak-
sın, ben, bu fabrikavı senin yönetim
kurulu başkanı olduğun dönemde. an-
cak sana güvenerek satın alabüirim."
Çünkü paray ı peşin olarak bastırıp al-
dıklan için belli bir periyodda malın
bedeli ödeneceği için. adam ona gü-
venemedi. güvenemeyince de şirkete
yönetim kurulu başkanı yaptı. Dola-
y ısıyla biz. bir başka şirketin onağı ol-
muş olduk. Bu tip şirketler olmuş ola-
bılir
Kul: RP'li yöneticilerle ortak oldu-
ğunuz 120 kadar şirketin dokümanı get-
mişti. Ticaret Sicil Gazetesi'nden bun-
ların içerisinde 9 şirkette isminiz geçi-
yor.
MERCÜMEK:-Onlar itibar edile-
cek şey ler değil. Bu 9 tane şirket olup
olmadığını bilmıyorum Ancak.ben 85
tane şirkerte ortaktım Bin Yenı Neş-
nyat. Milli Gazete. Venı Dev ır. YA-DA.
YE-PA-DA diye benim ortak oldu-
ğum şirketler vardır.
Kul: Size Bosna için toplanan para-
lan. Adem Hacic'e \ermenizi paravı
toplayanlar mı söyledi?
MERCİ MEK:-Gayet tabii
Kul: Gelen paralardan RP'li vöne-
tieilere%eva RPteşkilatlanna herhan-
gi bir para gönderdiniz mi?
MERCÜMEK: - Efendım buna im-
kân \armı? Biz bunların dışında ken-
di bütçemizle ilgili olan hususlarda
dahı. zekât parasıyla teberru hesabını
ayırınz. Zekât ayrıdır. teberru ayrıdır.
Kul: Zekâtiar da mı sizde toplanı-
yor?
MERCL MEK:-Ben kendi hesabı-
mı yaparken. fark edin kı, bir Müslü-
man. senede bir defa zekât hesabını y a-
par. Ben bu zekât hesabmı hesaplarım.
ondan sonra zekâtıını veririm. Bunu
vermiş olduğum kişıye bu zekâttır
Camiye yardım etmek ıcap ediyorsa.
bu teberru bütçesidir.
Kul: Adem Hacic'i. bu paravı (Bos-
na vardım paraları) \ermeden önce
lanıvor muvdunuz?
MERCLMEK:-Tabıi.. Türkiye'ye
ıkı defa gelmıştı. Paraları verdik.
Ceylan: Cumhuriyet gazetesi Adem
Hacic ile Hayrettın Somun'u yan ya-
na vermesine rağmen, "Sahte imam.
komutan" diye vernıişti.
MERCÜVlEK: -Tabıı ordu komu-
tanıdır, yani bızım hiçbir endişemız.
şüphemız yoktur kendı~,ındeıı.
Kul: Tele% izvonlarda, basında bu ki-
şinin ordu komutanı olmadığı. Bosna-
Hersek'te bir camide imamlık > aptığı
* e Türkiye'ye de savaştan dolayı kaçıp
geldiği ifadeleri kullanmılmıştı.
Ceylan: (Dünyanın hangi ülkesinde
bir Müslüman Cami-ül Ezher'den me-
zunsa. ona ya imam derler ya müftü
derler).
Kul: Camide imamlık yaptığından
dolay ı değil.
Ceylan: O herhangi bir cami değil.
MERCÜMEK: - Bana da imam di-
yorlar.
Kul: Sizin bu paraları doğrudan.
Boşnaklara ulaştınlması konusunda,
yetkili devlet başkanı, başbakan \e\a
belediye başkanı bu konularda öncü-
lük y apan yetkili kişiler dururken, Ha-
cic'e verme düşüncesi nereden kay-
naklandı?
MERCÜMEK:-Efendim. Hacic'i.
Bosna Hersek hükümetinin yetkili ele-
manı olarak tanıdık, bildik. halen de
öy le inanıyoruz. Dolayısıyla. yani böy-
le bir hükümetin yetkili elemanına tes-
lım etmemek gibi bir şey ı niye düşü-
nelim? Gayet emin bir şekilde v erdik.
Özsoy: Say ın !\Iercümek, televizyon
programında da söyledi, "Vatandaş
bana para gönderiyor. ben sahipleri-
ne gönderiyorum, değerlendiriyorum"
dedi.
Kul: Faize mi yatinvorsumız bu pa-
ralan?
MERCÜMEK:-Hay ır efendım. fa-
ızle bızım ışimız yok.
Kul: Sayın Mercü-
mek. T>ı t Bank \e
Marmarabank'ta si/in
bir paranız olduğu iddi-
ası var. 550 milyar olduğu ifade edili-
yor. Burada hatan paranı/ın miktarı
ne kadar?
MERCÜMEK:-Hayırefendim. bi-
zim orada batan paramız yoktur. An-
cak bizim lmpexbank'a. o bunkalar
muhabir bankalar olduğu için bunlar
% asıtasıyla gönderdiğimız hav ale v ar-
dır. En son giden ha\ale. farzedm ki.
bugün havaleyi çıkartık. ertesi gün
T\T Bank barmış. bahse konu olan me-
sele odur. Miktarını şu anda hatırlamı-
yorum.
Kul: Siz, bankaya karşı dav a açtını/.
550mihar\eya miktannı hatırlamıyor-
sunuz. Kime aitti bu paralar?
MERCİ' MEK: - Işte değerlendır-
nıek üzere gelen paralardı.
Kul - Gelen paralar, vatandaşın pa-
rası. Peki, bu banka battığından dola-
yı. vatandaşın göndermiş olduğu pa-
ralan siz. şahıs olarak karşıladınız mı?
MERCÜMEK: - Şu anda zaten ih-
tilaflıdır. yani mahkemeoluyor Biz İm-
pe.\bank'tan bu paray i alacağız \ e ken-
dılerine ıade edeceğız.
Kul: Bandezin Şirketi'y le de bir iliş-
kiniz yok. Peki kurban kesenler konu-
sunda Almany a'daki. yine \ atandaşla-
nmızdan toplanan paraların Türki-
ye'ye gönderilmesi konusunda. y ine si-
zin hesabınız kullanıldı mı?
MERCÜMEK:-Birdefa söz konu-
su olmuştur. O da yine mahkemede.
Kul:Sayın\lercümek.BeşirDarçın
Bey'i tanıyor musunuz? Bu tür para-
sal konularda hirbiriniz arasında bh*
ilişki var mı?
MERCÜMEK: - Evet tanıyorum.
Be>ir Bey "le beraber birkaç defa ema-
net para alışverişi söz konusu olmuş-
tur. Başka bir şey olmamıştır. Mahke-
mede de. o hesaplarda da geçiyor bi-
ze gelen emanet paralar.
Özsoy: Sayın Mercümek, Sultan-
beyli'de bir "Adil Düzen Üniversite-
M " kurulması için arsa ay nldığı \e bu-
nun için de bu teşebbüs valuf üniver-
sitesi şeklinde tecelli edecek. Bu vakıf-
ta falan da siz muteber kişi olarak gö-
rev aldınız mı?
MERCÜMEK:- Bir vakfımız var.
Allah'ın izniyle. inşallah üni\ersite
kurmak üzere bu vakıf kurulmuştur.
Yalnız. bu bizim YA-DA ile ilgili olan
ursayla bir ilgisi yok. Sultanbeyli Be-
lediyesf y le ılgısı y ok bu arsanın. Öz^l
bir kişi orada. notersenediyle.bundafı
15 sene önce satın almış olduğu bir yet-
den bıze bir nııktar hıbe etti.
Özsoy: Size partinin parasınıgönde-
riyorlar. Almanya'da IHH, partililer
tarafından gönderilen paralar size gc-
liyor. Bütün bunlarda odak sizsiniz.
Bunları izah ederken de sadece "mu-
teber kişi' diyorlar da başka bir şey
demiyoıİar. Bir muteber kişilikle bu
kadar şey izah edilir mi?
MERCÜMEK: - Bize göre edilir.
Özsoy: Nasıl edilir?
MERCÜ MEK:-Bıze göre izahedt-
lır ama. başkalannagöre izahedilme-
vebiür
BİTTİ