Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 AGUSTOS1996 PAZAR
14 KULTUR
İŞARET FİŞEGİ ZEKİ COŞKUN
Cumhurbaşkanlığı makamına
-A> dın eliy le, Türkiye-
fnanın. siz ışe karışıncaya dek aynı
soruyu soruyordum ben de. Tıpkı sizin
gibi, "Şu aydının tarifini bir etseniz"
deyıp duruyordum.
Ne zaman İci sız bu sözü ettiniz. işte o
zaman aydım. Beni-bizi aydınlattınız.
şükran ve minnet borçluyuz.
• • • "
Buyurduğunuz gibi, "Ayduı kelimesini
kullamrken dikkat etmek la/ım"
gerçekten de Ölüm oruçlannın
durdurulmasına aracılık edenleri
anarak "Aydın olmayanJar sanki
insanlann cezaev inde ölmesinde
tarafmış gibi oluyor. Toplumun çeşitli
kesimlerinden Bu iş bitsın insanlar
ölmesin' görüşü vardı" diyorsunuz.
O göriiştekılerden biri de sizdiniz.
Ama ne zaman'1
Ölümler başladiğında!
Aradan 60 koca gün. koskoca iki a>
geçtikten sonra... Galiba "devletin
itiban zedelenmesin" dıye "bu iş
bitsiıT
Ne>se. konu devlet ve başkanı değil.
aydın. Şu "tariPişine dönelim.
Izninızle, yine son örnek ola> -ölüm
oruçlan- üstünden gıderek deneyelim
tarifi. Burada tek olgu. tek kavram var:
Vicdan. Karşı söz hemen söylenebilir:
Aydınlarvicdanlı da ötekıler vicdansız
m'ı?
Hem öv le henı değil.
Vicdan. herşeyden önce kişinin
kendisine karsi sorumiuluğu. Herkes
kendısini bir şevlere karşı sorumlu
hisseder. herkese bir şeylerin
sorumiuluğu yüklenir. dayatılır.
Dayatmalann ötesinde kişinin kendi
kendine üstlendığiyse iradi. gönüllü
sorumluluktur.
Vicdan, sorumluluk -yükümlülük
sadece kalp- gönül işi degil: sonuçta
birdüşünce \eevlemdır. Hisseder
duyarsınız. düşünürsünüz ve duyup
düşündüklennızı eylersiniz:
yaparsınız. Işte o \ icdandır.
Duygu \e düşünee -vicdan-
sözcüklerle (kimi zaman harflere
dönüşerek yazıvla) \e eylemle ortaya
çıkar. Işte o nedenle bu aydın denen
mahlukat söziin sihrine, gücüne inanır.
"Önce söz vardı" diyen dinlerin. kutsal
kitapların son -\e gerçek- müminleri
onlardır. Sözcükleri yan yana getinp
şiir dizerler. öykü. destan. roman. oyun
kurarlar.. Türkü-şarkı yaparlar. haber
yaparlar. rapor hazırlar.. sözcüklerle
dünvalar kurarlar!
Sız de bilırsıniz -ustasınız-, sözcüklerle
çok. ama çok şey yapılır. En başta
siyaset >apılır. Sadece bir tek şey
yapılmaz: Sözün sahtesi olmaz!
Sözcükler kendisiyle oynayanı yakar.
Sahte söz, yani yalan. sahte para
gibidir. Size voliyi vurdurur. birilerinin
-ve memleketin- canını yakar. Sonuçta
bir yerde patlar ve piyasaya süreni,
sahibini vakarf
6
Şu aydını bir tarif etseniz'
iz de bilirsiniz
-ustasınız-,
sözcüklerle
çok, ama çok
şey yapılır. En başta
siyaset yapılır.
Sadece bir tek şey
yapılmaz: Sözün
sahtesi olmaz!
Sözcükler kendisiyle
oynayanı yakar. Sahte
söz, yani yalan, sahte
para gibidir. Size
voliyi vurdurur,
birilerinin -ve
memleketin- canını
yakar. Sonuçta bir
yerde patlar ve
piyasaya süreni,
sahibini yakar!
Söz kumaş gibidir. ilmik ilmik
dokunur. Akılla. yürekle. vicdanla. Söz
kumaş gibidir, tek ilmegi atlarsanız
tüm doku ölür. Söz kumaş gibidir.
kendine bulaşan her lekeyi, her hileyi
kusar.
• • •
Aydın denen mahlukat söze böyle
bağlıdır. Sözcükler olmadığında.
onlarla oynandıgında. sahtesi piyasada
dolaştığında kendisinin de olmadıgını,
olamayacağını bilir aydın takımı.
Kendini ve birbirini yemesi bundandır:
Kutsalına el ve dil uzatılmış demektir.
Bılmem tarif edebildim mi bu
beceriksiz dilimle?
Çok gördük biz öyle aydım
Diyeceksiniz. o dediklerinden kaç tane
var memlekette? Kimse bilmiyor. Ama
şu biliniyor: Çankaya'da şimdi sizin
oturdugunuz koltugu işgal eden
general, bir vakitler tıpkı bugün ölüm
oruçlarındaki gibi ortaya çıkıp
vicdanının, kişıliğinin, sözcüklerin
geregini yapanlar ıçin "Ben ne
yapayım böyle aydırıı... Çok gördük biz
öyle ayduıı** buyurmuşlardı.
Siz o zaman "yasakü"ydınız.
Sözcükler, sözcüklerin kullanımı,
ürünleri de yasaklıydı. Öyleyken
susmayı, durmayı sözcüklere ve
kendilerine ihanet sayan biravuç insan
yine o sözcüklerle devlet başkanlığına
başvurdular. İş. ekmek ve memleket
için. tşte o vicdandı, adına "Aydınlar
Dilekçesr dendi Yıl 1984"tü.'
"Ben ne yapayım böyle aydınT dendi
ve sözcükler, sözcüklerin kullanımı,
kullanıcıları yargılandı. Sonra devir
döndü. Bildiğiniz deyimle "keser
döndii, sap döndü, hesap döndü"
Yasaklan yırttınız, kendiniz için.
Büyük mücadelevdi. müthiş
gerformanstı. Parmak ısırttınız.
Orgütünüzün. kitlenizin başına
geçtiniz. "Düşün arkama" dediniz.
"Degiştim" dediniz. Iktidar oldunuz,
cumhurbaşkanı oldunuz.
• • •
Şimdi 12 yıl öncekı dılekçeden sonra
ölüm oruçlarını durduran girişimlerle
yeniden bir "aydın~ sözü, davranişı.
kimliği çıkıyor ortaya. Şimdi de
terörün durması. kanın durması için
yine beraberce bir şeyler yapılamaz mı
acaba deniyor.
Celallenıyorsunuz. "Türkiye'nin
dağlaruida 12 senedir silahlı uğraş
içinde bulunanların Türkiye sonunu
getirecek"" dıvorsunuz. Pekı. "Neyin
müzakeresini vapacaksınız?"
diyorsunuz. Yani. devlet pazarlık
yapmaz. "Şu aydının tarifini bir
etseniz~e de oradan geliyorsunuz. Yani.
devletin kimseye ihtiyacı yoktur,
kimseyi dinlemez!
Hani biraz zorlasanız, sizi alaşagı
eden. "yasakiryan general gibi "Çok
gördük öyle aydım" diyeceksiniz.
Haklısınız, dev let öyle der.
"Tarif"e gerek duyulduğuna göre.
aydın ve v icdan biraz karanlıkta. Onun
için söyleyelim: Ne devlet ne de kimse
kimseyle pazarlık yapmayacak.
Vicdanlar ortaya konacak, o kadar!
Bakın. 12 yıl önce "Ben neyapayım
böyle aydınu. çok gördük öylelerini"
denmişti. 12 yılda 25 bin insan öldü bu
ülkede, çatışmalarda. Kan banyosu
sürüyor. Vicdan yok, kan -ve davası-
var. sözcükler sustukça sılahlar
konuşuyor.
Birkaçtaraf
Gökyüzü"nden söz ettiği için
>argılandı, hüküm giydi. Yayıncısı da.
Bir başkası -adı Orhan Pamuk- bir
vabancı dergide "Yalanla Zehirlenen
Toplum"u; bizi anlattı. kınandı
birilerince...
Daha çok örnek var, "tariPiçin. Ama
siz arifsiniz.
Sonuç ve istem
30 > ıldır biliriz, serinkanlısınızdır.
Kiyamet kopsa paniklemez. "Durun
bakalım"dersiniz. Size göre "Zaman,
en iyi ilaçtır'*. Zamanla toplumun.
olaylann ateşi söner. Herkesi. her şeyi
ayağa kaldıran şeyler zaman
mezarlığında unutulur. çürür.
Sadece sivasetçiler değil. futbol
hocalan da çok şey borçlu olmalı size.
Bakın eskiden hıza. yaratıcılığa
dayanan futbol şimdi tıpkı siyaset gibi
orta sahada rakıbi kılıtlemeye
dayanıyor. Zamanı ve tempovu
öldürüp. rakibi bezdinp o bezgin -
yorgun anlarda doğacak fırsatla
sonuca; göle gıdiliyor, kanatlardan.
Evet. yaşanmış bitmış olay lann
acısında zaman ilaçtır. Gerilimlerde
tansiyonu düşürmek i>ıdır. Ama
kanama halinde zamanın akışı
ölümdür. bıliyorsunuz. Fıkralan
seversiniz. Birzamanlar hepsinin
komünist -ya da ajanı- olduğuna
inanılan ay dınlar arasında anlatılan
yaygın bir fıkra vardı: Lenin'in
yolculuk ettiği tren apansız durmuş.
'Türkiye'nin şevldni kırmavın'
Işte o tarifini istediğiniz insanlann
vicdanlan ve sözcüklerinden başka
hiçbir şeyleri yok. Artık bu dünyada
olmayan biri varonlardan. Adı Nânm
Hikmet. "Sen esirligim ve
hürrivetimsin, / çıplak bir yaz gecesi
gibi yanan etimsin, / sen
memleketimsin" dıye >azmış.
Siz. "Bu memleketin bir kanş
toprağını. tek bir çakıltaşını kimseye
\ermeyiz" dıyorsunuz. O. "Bu benim
ctinıdir' diyor. Kim kime nev i
verecek? Ne adına. nasıl? Daha
yakınlarda bir başkası -adı Murathan
Mungan- "kardeşlerim ölüyor
kalbimin dogusunda" diye yazıyor. Taş
toprak değil söz edilen, kalp. yürek.
can, çıplak et!
Onlardan biri -adı Yaşar Kemal- daha
yeni "Türkiye Üstündeki Kara
Görevliler. ravlann tahrip edildiğini
haber v ermişler. Lenin, "tnip rayları
onaralımr
demiş ve ceketini çıkanp
kollan sıvamış. Stalinaynı şeyle
karşılaşınca trendeki herkesin
indirilmesini. yansının -içlerinde ajan
olabileceğı için- kurşuna dizilmesini.
öteki yansının da hemen raylan
onarmasını emretmiş.
Knıs^e», onanm ekibinin çağnlmasını.
yola çıkana dek tren perdelerinin
indirilmesini. yemeğe geçilmesini
söylemiş. Brejnev 'se "Perdeleri indirip
treni dısardan sallayın. gidiyormuş gibi
yapın" der. Bildiğiniz üzre. şimdi tren
de liderler de sizlere ömür. Aydınla ve
bizimle ilişkisi? Vann anlavın.
"zaman"ı da unutmav ın. Sık sık.
"Türkiye'nin şevkini kırmayın"
dersıniz sız. Şimdi a\nı şevi ıstivoruz
sızden. Bakın 12 kayıpla da ol>a.
aydınlar vc başkalannın katkısıyla da
olsa bir ölüm yolculugu, bir utanç bitti.
Şimdi daha büyük yolculukları, daha
büyük utançları aşmak istiyor
memleket. a\nı şevkle.
Bunu bari zamanın öldürücülüğüne
bırakmavın. \ icdanlann ve
sözcüklerin önüne set çekmeyin. İstem
sadece ve sadece bu.
Saygılanmızla
Aşk ve esin kaynağı 'otornobil
y
Kültür Servisi- Otomobil elbette
beraberinde otoyol çılgınlıklan. trafik
sıkışıklığı. trafik stresı. hava kırlilığı.
deli dolu araba kullanan çılgınlar. trafik
polislen. siyası amaçlarla otoyollan
kapatan protestocular. trafik kazalan.
kaza sonucu ölen ve ağır yaralanan
insanlann sıralandığı listeler gibi
kavramlan da getirdi.
Bütün bunlara karşın insanoğlunun
keşifleri arasında otomobilden daha çok
aşk ve ilham kaynağı olan bir icat var
mıdır acaba?
Jonathan Glancey v e John Benton-
Harris. > üzüncü doğum gününde
otomobile hak ettiği saygıvı gösterelim
demişler ve bu hoş fotoğraflan
yakalamışlar. Kısa bir süre önce ingiliz
otomobil mühendısı Halter Hassan'ın
öiümü nedeniyle "Independent'
gazetesinde yayımlanan ölüm ilanında.
"Onu, Jaguariar için VI2 motorunu icat
eden insan olarak anmak haksızhk olur.
O, ünlü nıimarlar Le Corbusier. Tadao
Ando ve Norman Foster gibi
çağımızın ünlü tasarımcılarıyla
birlikte anılmalıdır" deniliyordu.
Otomobilin yüzyıllık geçmişini
sorguladığımız bu günlerde. ilanı
saçmalık olarak nitelendirip gürültülü
teneke yığınları nasıl olur da
Picasso'nun veya Giacometti'nın
yapıtlanyla karşılaştınlabilir
diyebilirsiniz. Ama bu hiç de üzennde
düşünülmeden yapılmış bir vorum olur.
Beatles'ın. 'Baby You Can Drive My
Car\ Bob Dylan'ın 'Highway 61
Revisited", Bruce Springsteen'ın
Cadillac Ranch", Prince'in 'Little Red
Conette'' gibi şarkılannı veya Jean Luc
Godard'ın "Hafta Sonu". Steven
Spielberg'in "Duer gibi filmlerini
anımsarsak otomobillerin
yaşamımızdaki estetik değerine biraz
daha yaklaşmış oluruz. Fotoğraflara
bakınca otomobilin yaşamımıza kattığı
mizah öğelerini de götmezden
gelemeyiz herhalde.
EMİNE ERSİN
ZÜRİH - Bir varmış Çin varmış: uzak-
larda, güneşın doğduğu yerde. çekik göz-
lü insanlann yaşadığı kalabalık. gizemli
bir ülke varmış...
Insanhktarihinineneskiuygarlıklann-
dan 'Çin uygarhğnu' anlatmava bu ma-
salsı sözlerle başlamak mümkün. Çünkü.
Çin'in insanlık tarihiyle birlikte başlayan
varlık serüveni, yaklaşık 7 bin yıl öncesi-
ne dayanıyor. Ancak. zaman ve mekân
kavraınının değişmesinden sonra Çin. ar-
tık ne o kadar uzak ne de o kadar bilinmez.
Yazılı tarihi dört bin yıl öncesine dayanan.
dünya nüfusunun beşte birinin yaşadığı
bu kalabalık ülke. 7 bin yıl önce de bu ka-
dar kalabalık ve popüler miydi bilinmez.
Ancak Çin. son yıllarda yaşadığı hızlı de-
ğişim ve gelişmeyle dünya kamuoyunun
ilgi odağı konumunda. Llkede yaşanan
hızlı ve olumlu gelişmenin yanında, bin-
yıllaröncesinden gelen Çin kültürü v e Çin
sanatı da Batıjı ülkelerin büyük ilgisiyle
karşılaşıyor. Özellikle son 25 yılda Çin
6
Eski Çin'in gîzemi...
kültürünün geçmişine ilişkin kapsamlı bil-
giler sunan buluntular. bu köklü uygarlı-
ğın değişik yönlerinin günışığına çıkma-
sına yardım ederken, Çin'in insanlık tari-
hindeki büyük önemini de belgeliyor.
Dört bin yıllık yazılı tarihe sahip. uy-
garlığın ilk aşamalanndan beri gelişerek
varlığını sürdürmüş birkaç ülkeden birisi
konumundaki Çin, 19. vüzyılda, güçsüz
ve yozlaşmış bir yönetim altında 'yan sö-
mürge' durumuna düşmesine karşın.
1940'ta sosyalist bir yönetimin kurulma-
sıyla sonuçİanan devrimin ardından yeni
bir döneme ve 1970'lerin başında da dün-
yanın en güçlü devletleri arasına girdi.
Ekonomik gelişmeyle birlikte, 'tarihi gün
ışığına çıkarma' konusundaki çalışmala-
ra hız verilmesinin ardından, son yirmi
yılda. Çin"in 5 bin yıllık geçmişini aydın-
îatacak büyük arkeolojik buluntulargünı-
şığına çıkanldı. Bugüne kadar Çin dışına
çıkmamış bu eserler, 1996 yılı başından
beri dünyanın en büyük sanat merkezle-
rinde sergileniyor. Almanya'nın Münih
ve Essen eyaletlerinde sergilenmesinin ar-
dından üç aydır isviçre'de bulunan 'And-
ent China" sergisi. ağustos ayında Jngilte-
re'de Britısh Müzesi'nde ve ardından da
Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da açı-
lacak.
Oldukça kapsamlı bir organizasyonla
sanatseverlere ve tarihçilere sunulan 'An-
cientChina'(Eski Çin) sergisi, Zürih'te iki
başlık altında ve iki ayn müzede sergile-
niyor. Ziirih Sanatevi'nde açılan 'Andent
China' 'sergisinin yanında, Çin boyama
sanatına ilişkin örneklerin yer aldığı
•Mandate of Heaven', Çin resmi üzerine
en geniş ve kapsamlı koleksiyona sahip
Nevv York Metropoliran Müzesi tarafın-
dan. Avrupa'da ilk defa. bilinen koleksi-
yonun en önemlılerınden oluşan bir seç-
meyle, *Eski Çin' sergisi kapsamında iz-
leyici önüne çıkanldı. 11 den 18. yüzyıla
kadarki dönemin resimlerini kapsayan
sergi, "Çin resminin az bilinen, fakat
muhteşem' düınasını keşfetmenin eşsiz
firsatı" olarak sunuluyor.
Serginin adı. 'cennetin oğlu' olan Çin
imparatorunun 'krallığı yönetme ve sana-
tı geiiştirme kutsal gücüne' karşılık gelen
'Mandate of Heaven' olarak belirlenmiş.
Krallar ve eski Çin'deki sanatçılararasın-
daki farklı ilişkilerin önemini vurgulayan
resimlerin yanında, krallann kendileri ve
kraliyet himayesindeki sanatçılar tarafın-
dan yaratılmış sanat çalışmalanyla birlik-
te. nıahkemelerce suçlanan hatta cezalan-
dınlan sanatçılann çalışmalan da ilk kez
Batılı izleyicilerin karşısına çıkarılmış.
Isviçre'de adeta bir 'Çin rüzgân'na ne-
den olan 'Eski Çin* sergisinin açılacagı
aylar öncesınden sanatseverlere duyuru-
lurken sergide yer alan sanat eserlerinin
dev kopyalan. aylarca Zürih'in en büyük
caddelerinı süsledi ve sanatseverleri ade-
ta 'müzelere davet etti'. Dünyanın önde
gelen üniversıtelerinden bilim adamlan.
sergi süresince konferanslar vererek Çin
sanatının. hanedanlara. inançlara ve ya-
şam biçimine göre gösterdiği degişiklik-
leri anlatırken mağazalarda Çin elişleri
satan bölümler açıldı. hamburger firması
McDonald's bile Çin mönüsü çıkararak
esen Çin rüzgânna katkıda bulundu.
Çin'in neolitik çağlardaki sanat eserle-
rinden. Çin hanedanı döneminden kalan
gerçek insan boyutlanndaki 8000 bin as-
kerinbirörneğine, kutsal büvüklerinmas-
kelerinden Tann'nın evınin tasvir edildi-
ği bin yıllık e\ maketine ve satrancın ilk
şekli '6taş\e 12çubuklao\nanan' satranç
tahtasına kadar bırçok eserin yer aldığı
kapsamlı sergi. bu ay Ingiltere'nin British
Müzesi'nde de sergıleniyor.
KOŞEBENT
ENİS BATUR
İspanya İç Savaşı, 60
Yıl Sonra
Pek çok ülkenin televizyonunda İspanya iç Sava-
şı'nı konu edinen belgeseller gösteriliyor bu sıralar-
da. Avrupa'nın yakın tarihinin en kanlı sayfalarından
biri açılalı tam 60 yıl olmuş. Franco'nun yirmi yıl ön-
cesine kadar süren zorba saltanatı ölümüyle birlikte
çökünce, arşivlere ulaşma olanağı da doğmuş. So-
nuçta, birbiri ardına belgesel filmler çekilmiş; olabil-
diğince nesnelliğin gözetildiği bu yapımlarda şüphe-
siz Cumhurıyetçilere. antifaşist güçlere belli bir ya-
kınlıkla bakılıyor; gene de, bu cephede yaşanan yan-
lışlıklar, özellikle de bölünen solun, Stalin yüzünden
içine düştüğü açmazlar bütün açıklığıyla sergileniyor.
1931 de. yedi yıldır askeri bir cunta ile stepnelen-
miş monarşik düzen yıkılıyor Ispanya'da. Cumhuri-
yetle tanışıyor Ispanyollar. Köylüler topraksız, köle
durumundalar. işçiler, bir lokma bir hırka ilkesiyle ılik-
lerine dek sömürülmüşler. Orta sınıfın beli kınlmış.
Toprak ağaları, bir avuç işadamı. ordunun önde ge-
lenlenyle Kilise'nin akbabaları ülkenin vampirferi.
Sosyalistlerin desteğinde liberaller kuruyor ilk
Cumhuriyet hükümetini. Reformlar gündeme geli-
yor, toprak reformu başta olmak üzere. Sendikalar.
direniyor, ordu ıçınde dayanışma odakları oluşturu--
yorlar usulcana.
Yeni Cumhuriyet'in yönetıcileri beceriksiz. Sosya-
listler, Troçki ve Stalin kutuplannda düşman kardeş
kesiliyorlar. Faşist gizilgüç hızla devreye giriyor sağ-
da. Hükümetin aczi köylülerı ve işçileri harekete ge-
çiriyor: Kiliseleri yakıp yıkıyor. papazları ve toprak
ağalarını öldürüyorlar. Ispanya'yı kan gölüne çevire-
cek sahneler kurgulanıyor.
1936'da patlak veriyor iç savaş. Franco önderliğin-
de faşistler ayaklanıp kendi hükümetlerini ilan edi-
yorlar ve belli bölgeleri ele geçıriyorlar. Kilise yanla-
rında. Hitler Almanyasfndan, Mussoiini Italya-
sı'ndan ciddi destek gelıyor.
Anti-faşist cephe uzun süre Madrid'i, Katalanya ve
Endülüs'ün genişçe bir bölümünü denetiminde tu-
tuyor. Halka silah dağıtılıyor. Batı Avrupa ülkeleri sö-
züm ona destek veriyor. Bir tek uluslararası soldan
katılmalar oluyor: Malraux'dan Hemingvvay'e bir
dizi aydın-yazar da oradalar. Stalin kaşıkla veriyor:
Sılah, subay, mühimmat. Kepçeylealıyor: Sol'u böl-
meyi, tasfıyeyi körükleyerek. 1939'da çöküyor anti-
faşist cephe: Yüz binlere varan ölü, bütün öğelen yok
edilen bir demokrasi, kırk yıl sürecek bir totaliter dö-'
nem kalıyor elde.
Bugün bile yaraları tam kapanmamış, hâlâ unut-
mak için çırpınan bir ülke İspanya. Bir de tabii, geç-
mişi uzakta sanan genç kuşaklar, onlar ki bu geçmi-
şi başkalarınınmış gibi görme yanılgısındalar.
İspanya iç Savaşı belgeselleri, Türkiye'de bütün te-
levizyon kanalları tarafından peşpeşe yayımlanmalı,
bir daha, bir daha gösterilmeli hem de. Bir ülkenin
insanları birbırilerine bunca düşman nasıl kesilebilir,
kesilince ne sonuçlar doğar, en önemlisi de: Kan
musluklarının başında kimler. hangi çıkar beklentile-
riyle duımuştur. Bunları göstermek, uzmanlara yo-
aımlatmak, açıkoturumlarda tartışmak gerekir.
Türkiye'nin "bugünkü durumunda Tspanya'nın
1930'lardaki durumuna tıpatıp uyan ile uymayanı
böylece ayırt edebiliriz belkı. Demokrasi yanlıları ile
demokrasi düşmanları, Türkiye'nin yazgısını çekiş-
tiriyorlar, iki farklı uçtan tutmuş. Fikirler, inançlar, çı-
karlar: Bu üç düzlemin çelişkisınden doğuyor bütün
kıvılcımlar.
Franco'nun kilit kavramlan ulus'un vatan'ın birliği,
ıman vedisiplin ımiş. Cumhuriyetçilerözgürlük, eşit-
lik, kardeşlik kavramlarını benimsemişler, 1789'aba-
karak. Barutla ateş buluşmuş. O kavramların arka-
sında, gerçekte, ne vardı?
Türkiye'de kavram karmaşası, çeşitliliği daha da
büyük. Korkumuzun kaynağında bu var: Yangın çı-
karsa herkesin evi tutuşur. Umudumuz da o karga-
şada öte yandan: Bu çoğulluğu yan yana yaşatma-
yı başarabilirsek...
Ya başaramazsak?
Bizı ne tür bir gelecek bekliyor?
Hâmiş: Elınden geleni yap. Elinden gelmeyeceği-
ni bile göre bir şeyler yapıyormuş gibi yapmak, en
hafifinden gösterişçilik olur.
İkiztepe kazıları tıp tarihine
geçecek
Kültür Sen isi-Samsunun Bafra ilçesine bağlı tkıztepe
örenyerinde 19""4 yundan bu yana aralıksız sürdürülen
kazılarda elde edilen 4 bin yıl öncesine ait ameliyatlı
kafataslarının tıp tarihi kitaplanna geçeceği belirtildi. l
Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve
Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Önder
Bilgi başkanlığında sürdürülen kazılarla ilgili olarak
bugüne kadar elde edilen bilgilerin yer alacağı.
yaklaşık 2 bin sayfalık kıtap önümüzdeki günlerde
yayımlanacak. Kitabın yayımlanmasından sonra.
özellikle tkiztepe"deki kafatası ameliyatlan ile ilgili
bölümün tıp tarih kitaplannda yer almasını
beklediklennı söyleyen Prof. Dr. Önder Bilgi. 13
kafatasında amelivat izıne rasladıklarını belirterek. .
yaklaşık 23 yıldır süren kazılarda bulunan örneklerin J
Anadolu'da tek olduğu. aynca Aztek ve Eski Mısır'da *"•
bulunanlardan farklı olduklarını ve kapak açma
yöntemiyle gerçekleştirildiklerini ekledi.
Berfin: Avrupa'nın "Hollywood'u"
Kültür Senisi - Hollyvvood'un karşısında güçlenmeye
çalışan Avrupa'nın filni merkezi kimliğini Berlin
üstlenıyor. Avrupa film ödülü Felix ve Avrupa Film
Akademisi vanşmalannın, tüm mali güçlüklere karşın
Berlin'de yapılacağı bildirildı.Edinilen bilgilere göre.
şehır yönetıminın akademiye yaptığı yardımı kesmesı
üzerine. Avrupa Film Akademisf nin Oslo. Floransa ya
da Strasburg'a taşınması önerileri ortaya atıldı. Ancak.
Güney Almanva Piyango \akfı. Avrupa Komisyonu \e
gönüllülenn katkılarıyla akademinin taşınması
engellenirken. akademi müdürlüğüne de îngiliz film
yapımcısı N'ick Powell getırildi. Yeni yönetimle genç
film vapımcılan ve dağıtımcılar aracılığıvla Amerikan
Film Akadenvleri'nin etkinliğine erişilmesi amaçlanıyor.
Pip Sultan Abdar oyunu
yasaklandı
Kültür Senisi - Bugün Açıkhava Tiyatrosu'nda
sahnelenmesı planlanan Ankara Birlik Tiyatrosu'nun
(ABT) "Pir Sultan Abdal" adlı oyunu Şişli
Kaymakamlığı tarafından iptal edildi. Cuma günü
mesai bitiminde açıklanan karara karşı pazartesi günü
iptal davası açacaklannı bildiren ABT yetkilileri.
şimdiye kadar 650 kez Türkiye'de. 100 kez de
Avrupa'da sahneledikleri Pir Sultan Abdal ovununun
daha önce de degışik illerde 20 kez yasaklandığını
ancak idari mahkemelerinin yürütmeyi durdunna
karanyla sahnelendiğini belirttiler.