Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24AĞUSTOS 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
David Cronenberg'in 'olaylı' filmi, Edinburgh'da tartışmalar yaratmaya devam ediyor
4
Crash' dağrtnncısmı arıyorKültür Senisi- Kanadalı yönetmen
David Cnonenberg'in Cannes Film Fes-
trivali'nde Jüri Özel Ödiilü kazanan 'olay-
•T filmi "Crash'tartışmalar yaratmaya
JamesSpader \e Holly Hunterın baş-
rolbrde olcuğu ü m. araba kazalan ile
seks dürtiisü arasındakı sıradışı ılişkiyi
e l e ılmasının yamnda. pornografiye ka-
çan kimi sahneleri ile de
Cannes'dakı sinema eleş-
tinr.enleri arasında hara-
rsetlı birtartı^ma başlatnıış-
tn. Kaza yapmış arabalan.
'aylun' çıftlerin cinsel eği-
lamierini tatmin ettikleri
h»irer seks objesı olarak
yanMtan Crash". 50.
Edinburgh Festivali kapsa-
mında dtizenlenen Sinema
F<estı\ali'ne konuk oldu.
Festıval yöneticisı Mark
Cousins'ın ısrarı üzerine
festıval bünyesine alınan
filmın son dakikada prog-
ramdan kaldırılabileceğı
söyleniyor.
Tutucu çevrelerden vo-
ğun tepki alan filmin ya-
pımcılanndan Chris Auty.
'17 yıldır Cannes'a gide-
rim. İlk defa bir film iize-
rinde birbirini arkadan vuran böyle den-
gesizbir festivaljürisiylekarşJaştım " yo-
rumundabulunurken: filmin tıösterilece-
ği son Avrupa ülkesi olan nngiltere'de
film şirketleri "Crash'in gösterim hak-
lannı alıp almamak konusunda y an çızen
bir tutunı sergiliyor. Filmi satın almak
isteyen üç şırket hâlâ resmi bırgınşım-
de bulunmuş. değil. \ut\ bu durumu "ta-
raflar istekli, ancak sansür yasaJan ve ah-
laki değerler onlan engelliyor'" diye açık-
lıyor.
Böylesı paranoyak bır atmosferin ne-
denleri konusunda sosyo-psikolojık tah-
minlere girişmeden önce, yönetmen
Cronenberg'in. 'Crash'i yaparken esin-
lendiği kay nak olan düşünür J.G. Bal-
larda kulak vermek gerek. Şöyle diyor
Ballard:
"Araba kazası. seks ve teknolojisinin
kâbusu andıran birtikteliğinin felaket ha-
bercisi değil de nedir?... Bana sorarsanız,
"Crash" teknoloji üzerineyazılnıış. ilk por-
izleyicinin filme gösterdiği ilgiden son-
ra basın mensuplannın yönelttiği 'saçma
sapan" sorular karşısında hayretler için-
de kalmış. "Norveçli bir gazeteci bana
Ballard'ın kitabının çok uzağmda kaldı-
ğımı söyledi. O sırada toplantıda Ballard
da bufunuyordu ve gereken yanıtı verdi:
'Tam tersine, belki de benden bile ileri
\ ılında yine Edinburgh'ta gösterilen
'Crimes of Future' adlj filmleriyle de-
neysellik kapılarını açan ünlii yönetmen
korku. fantezi ve bilimi buluşturan yapıt-
lan sadece 'Crash' ile sınırlı değil. 'The
Brood", 'Scanners' ve "The Fly' (Sinek)
gibi filmlerie rahatsız edici metaforlar
peşinde koşan Cronenberg, psikolog
Martyn Steenbeck'e göre 'ölümlülük
T
urucu çevrelerden yoğun tepki alan 'Crash'. 50. Edınburgh Festivali kapsamında düzenlenen
Sinema Festivali'nde yer alıyor. Filmin gösterileceği son Avrupa ülkesi olan İngiltere'de
fiim şirketleri 'Crash'in gösterim haklarını alıp almamak konusunda yan çizen bir tutum
sergiliyor. Filmi satın almak isteyen üç şirket hâlâ resmi bir girişimde bulunmuş değil.
nografık romandır. Pornografi ise, birbi-
rinıizi nasıl kullandığımız \e \ok ettiğimi-
/.\ cesurca itiraf eden ve bir anlamda kur-
gunun en politik formlarından biri olan
türdür".Cronenberg'in Ballard uyarla-
ması "Crash". belki de bu sözlerin gör-
sel anlamdaki en büyük doğrulayıcısı...
Yönetmen Cronenber» ise. Cannes'da
Genç kuşak gazetecileri. bır dönem
öncekı meslektaşlarına göre daha tutucu
\e ahlakçı bulan Cronenberg. yeni nes-
lın sansüre yeşil ışık yaktığını sav unuyor.
"Bu tutum, bizim gibi yaşlı başlı insanla-
nn son derece radikal tiplermişiz gibi gö-
rünmemize neden olu\or. O> sa biz oldu-
ğumuzgibiyiz*\ilk kez 'Stereo' e 1969
hastalığından kurîulmak için yapay dün-
yalar varatma eğilinıinde"
Cronenberg hakkında çıkanlan söy-
lentilerden biri de, onun, meslektaşı
Martin Scorsese üzerinde en fazla etkı-
ye sahip yönetmenlerden biri olduğu.
Scorsese. bir Ingiliz sinema dergisinde-
ki y azısında 'Bir film yaparken göziimün
önüne sürekli Cronenberg sahneleri ge-
liyor. Bir tiiıiü ondan kurtulamıyorum.
Bu kötücül etkilerden kurtulabilmek için
sürekli dua ediyorum" diyerek işi hafif
şakaya vurmuş olsa da, Cronenberg.
Scorsese üzerinde böyle bir etki yarat-
maktan dolayı memmun görünüyor.
"Scorsese'in böyle bir şey soylemiş olma-
sı benim için gurur mici! Ne deolsa Tak-
si Şoförü" gibi bir film yap-
tı bu adam".
Patolojik temalarla dolu
filmleri yüzünden geçmiş-
te olduğu gibi bugün de
sansiir. engellenme ve bır
sürü tartışmayla karşı kar-
şıya kalan ünlü yönetmen.
filmlerinde izleyiciyi aşın
uçlarda dolaşmak gibi kış-
kırtıcı bir niyet taşımadı-
ğını; tam tersine onlan 'fel-
sefi bir araştırma'ya yö-
neltmek istediğini savunu-
yor ısrarla.
'Crash'in bir porno ol-
madığını vurgulayan Cro-
nenberg. **eğer bir porno
film yapmış olsaydım bu
kadar tepki alnıaz, bu den-
li a\ıplanmazdını. Bana fiJ-
mimde pornografik sa\ıla-
bilecek bir tek sahne göste-
rin. Bulamazsınız çünkü 'Crash' kesin-
likle porno değildir" diyerek sa\unuyor
tartışmalar yaratan yapıtını.
Bir kısım eleştirmen ise. talihsiz bır
provokasyona kurban gitmişcesine, Cro-
nenberg'i Jean Cocteau \e Luis Bunuel
gibi 'tehlikeli' yönetmenlerle ki) aslama-
ya başladı. 'Crash", >arattığı tartışma-
larla uzun bir süre daha gündemden in-
meyecek.
Ancak filmin İngiltere'de hâlâ birda-
ğıtımcı bulamaması bu tartışmanın bel-
ki de en düşündürücü boyoıtunu oluş-
turuyor.
4
Otomobil5 arük bedenimizin bir parçası'
Kültür Servisi- Ballard'ın kitabı-
nın beden. makıne \e cinselliği ele
alışı açısından benzersızlik sergile-
diğinı belirten Da%id Cronenberg.
"asıl irdelenmesi gereken; bizlerin
arabayı bedenlerimizin bir parçası
olarak görmeye baş,lamamız"dıyor.
-'Crash'i ilk okuduğunuzda aklını-
za neler geldi?
CRONE.NBERC- Kıtabı bâyöle-
yici. baştan çıkartıcı olduğu kadar
korkutucu da bulmuştum. Kitap da-
ha önce raslamadığım ölçüde güçlü
bir anlatıma sahipti. Bende yarattıgı
etki bıraz büyülenmişlik biraz da
korku olmuştu.
- Ne zaman okudunuz kitabı?
Oniki yıl kadar önce. Bir gazete-
ci, öyküden bir film çıkarmamı öne-
rerek göndermişti kitabı. O zaman
nedenini anlayamamıştım.Çok son-
raları yapımcım Jeremy Thomas. en
çok yapmayı ıstediğim projenin han-
gisi olduğunu sorduğunda, hiç dü-
şünmeden 'Crash "dedim. Ancak hiç
bilınçli bir şekilde oturup kafa yor-
mamıştım bu konuda.
-Crash'i ük okuduğunuzda korku
duyduğunuzu söylemiştiniz. Nevdi
sizde bu etkivi bu-akan?
inemanın otomobille aynı yaşta olduğuna dikkati
çeken David Cronenberg, bu iki teknolojik
buluşun insan üzerinde birbirine yakın etkiler
bıraktığını belirtiyor: "Araba; bireyci cinsel ve
toplumsal özgürlüğün dışa vurumudur. bir başkaldın...
Tıpkı zaman ve uzamı durağan kılan sinema gibi."
Sahip olduğu garip. çarpıcı veka-
ranlık hüzün. Sanınm bu hüzün fil-
me de yansıyor. Kitapta ilk planda
yaratılan hava pek iç açıcı değil, an-
cak kitabı bitirdiğinızde gizemli bir
şekilde ortava çıkan bir unıut bulu-
yorsunuz. Umut ne hoş. ne de kolav
elde edilebilen bır şey benim için.
Eğergerçekten\arsa bile sahip olun-
ması çok zor bir duygu. Ve ben onu
bu kitapta buldum. İşte beni bu fil-
mi yapmaya iten tek şey bu, sadece
umut.
- "Crash", etten olduğu kadar ara-
baların metalinden de oluşan bir
film. Avnı zamanda sizin hiç tanın-
mayan iki filmini/e: Araba yarışlan-
nı anlatan 'Fast Company'e ve bir
kazazedenin sonradan bir katile d"r-
nüştüğü "Rage'egöndermeyapıyor.
'Crash'i gerçekleştirirken araba-
lara karşı duyduğum derin hayranlı-
ğı ortaya koydum. L'zun süre yanş
arabası \e yanş motoru kullandım.
Eğer kendinizi sanatçı sayıyorsanız.
nesneleri anlamak zorundasınızdır.
Işte. bu yüzden arabalan sadece se-
\en bir insan olmak beni tatmin et-
mez. Elbette bunun dışında bazı ne-
denler de var. Cok insansı. türümü-
zütanımlayan,ahşılmadık nedenler.
Yaroluşumuzdaki gerginliğı azalta-
cak hatta yok edecek bir şey \ar mı°
Sinemanın otomobille aynı yaşta ol-
duğu hiç dikkatinizi çekti mi? Yüz
\ıldan beri. bu iki teknolojik buluş
aynı hızla gelişti ve insanlar üzerin-
de birbirine yakın etkiler bıraktılar.
Araba: birevci cinsel ve toplumsal
özgürlüğün dışa vurumudur. bir baş-
kaldın... Tıpkı zaman ve uzamı du-
rağan kılan sinema gibi.
Y A Y I N E V L E R İ N İ N Y E N İ D Ö N E M İ . . .
Jack Kerouac
y
ın kitapları Türkçe'de
parantez
PARANTEYAYRILARI
Parantez Yayınlan. geçtiğimiz
günlerde vay ınlananQuentin
Tarantino'nun 'Katil Doğanlar 'ından
sonra ünlü yönetmenin kült filmi 'Pulp
Fiction" (Ucuz Romantı .\lper
Çeker'in çevirisi ile sonbaharda
yayımlayacak. Aynı dizide Beat
kuşağının efsanevı vazan Jack
Kerouac'ın kitaplan da yayımlanacak.
K.erouac'tan ilk
•^ yayımlanacak kitaplar
Osman Çakmakçı
çevirisi ile Lonesome
Traveller . Zeynep
Akkuş'un çevirileri
ile 'Scıtun in Paris ve Pic .
Pişmiş Kelle dergisinde tanıdığımız
Fanık Bayraktarın 'absürd mizah'ın
seçkın örneklennden oiuşan ilk
karikatür albümü 'Kravisni Tol Tol'.
küçük İskenderin deneme ve
öykülennden oluşan yeni kitabı 'The
Kırmızı Baslıklı Istasyon Şefi' ve ilk
baskısı bu yıl başında \apiian Belden
Aşağı Öyküler'm ikincı baskılan da
Parantez'in sonbahar programında.
'Ayaküstü' ve 'Beraber ve Solo
Kaygüar' adlı kitaplannın 7. baskılan
yayımlanan Gani Müjde'nın yeni
kitabı. 4. baskısı yayına hazırlanan
'Maymıın Tokatlamak'\a. tanıdığımız
Hürriyet Gazetesi yazarı Serdar
Turgut'un yeni kitabı da Parantez
Yayınlan arasında çıkacak. Ayrıca
HBR Maymun Dergisi çizerlen
Ramize Erer ve Mehmet Ersoy'un yeni
karikatür albümleri de vay ımlanması
planlanan kitaplardan.
SOSYAL YAYINLAR
Sosyal Yayınlar'ın bu yıl
sonuna dek yayımlayacağı
kitaplar: 'Psikoloji
Sözlüğü' Henri Pieron çe\:
M. Ali Kayabal. 'Sosyoloji
Sözlüğü' Raymond Bouden - François
Bourricaud çev: Işın Gürbüz.
'Metufîzik' Aristoteles çev: Prof.
Ahmet Aslan. 'Sosval Psikoloji Prof.
MuzafferŞerifBaşoğluçev: Aysun
Yav uz ve \lustafa Atakay.
' L rgulamah Latin Dili Grameri Prof.
Filiz Öktem, 'Sanat Tarihi' Germain
Bazin çev: Filiz Öktem.
Yayınevinin adı geçen kitaplan yayın
programına almasında gözönünde
tutulan nedenler ise şunlar: "Evrensel
bilimin ve etTensel edebiyatın
temellerini oluşturan >e >üz> ıllar
boyunca değerlerinden hiçbir şey
kaybetmeyen belli başlı \apıtlan.
orijinallerine yakışan
bir dil \e uslup
anlayışı içinde
Türkçe>e
kazandırmak; ana
bilim dallannın
olmazsa olmaz
araçlan olan tanım.
kavram \enosvona
ilişkin geniş
açıklamalar içeren
sözlüklere kültür
hayatımızda duyulan
büyiik ihtiyaca elden
geldiğince cevap
vermek; j ine ana
bilim dallannda bu
bilimlerin tarih
boyunca
gelişmelerini toplu
BERFIN~|
Quentin Tarantino
edınmiş bir yayınevi olarak Berfin
Yayınlan'nın Anadolu'nun etnik
zengınliğini ortaya çıkaran ürünlere
yer vereceklerini
belirtiyor. Berfin
Yayınlan bünyesinde
yer alan "Kora Ya>ın
Dizisi'nde ise yeni isimlere yer
verilecek \e edebıvat ağırlıklı yapıtlar
yayımlanacak. Yeni sezona hazırlanan
kitaplann listesi şöyle: 'Aşkın Gayri
Resmi Tarihi' Özgün E. Bulut, 'Yeşil
Paprikalar Üzerinde Doruklara
Ağıtlar' Haj dar Oğur, Dinlehn
Kökeni ve Islam da Reform ' Abdullah
Rıza Ergüven,
Diyaloglar' G.
Bruno. Çev: Sedat
L'mran. 'Sabah
Tufanı-1, Mao Zedıım;
veÇmDevrimi 1883-
1954 HanSuyin,
'Kiirt Mitolojısi'
Cemşid Bender.
Kuvma Düşen Av'
Abdullah Rıza
Ergüven. 'Tersine
Akan Irmak' Abdullah
Rıza Ergüven, Bilirim
Dayanır )ürek' Aydın
Ozitürk, 'Ezberletilmiş
Yçıhuzlıklar' A> dın
Öztürk, 'Gerçekçilik
Kuramımn Tenıe/leri'
Ludo\ico Gevmonat.
m
bir şekilde izah ve tas\ir eden kapsamlı
tarih eserleri yoluyla okurlann,
dümaya ve insanlık tarihine ilişkin
bütünsel bir bakış ve ka%Ta\ış
edinmelerine olabildiğince yardınıcı
olmak."
BERFİN YAYHVLAfU
Yayınevi sahibi İsmetArslan,
'uydınlanma' düşüncesinden hareketle
vola çıkan ve aydınlanmaya katkıda
bulunan yapıtlan yayımlamayı iike
Kora Yayın Dizisi kapsamında ise
Kalbimin L'çurtmalan Yarulnlır
Şinıdi' Hüseyin Elçi (şiir). 'L'ımuiun
Bittiği Yerde ' Şeyma Karaca (roman),
'Yıllcmn Devriminde Se/ıi Diişündüm '
SaniyeMete.Akkoyun (ö>kü), Bağır
Öyleyse' Muharrem Yerli (öykü).
'Heterodoksit' M. Rızaıssız (şiir),
'Seyit Rıza ve Pir Sııltaıi 'ım Ben '
Ozan Öncü (şiir). 'Ölümsüz Resimler
Geçidi' Sabri Kuşkonmaz (şiir) yer
alıvor.
SOLveONURYAYHyLARI
SoJ \'ayınlan"nın yeni mevsim yayın
programında yer alan yapıtlar arasında
Karİ Marx ve Friedrich Engels'in
Türkçedekı yeni yapıtlannın yanı sıra
yeni baskılan göze çarpıyor: Hegel'in
Hukuk Felsefesinin Eleştirisine Katkı'
Karl Marks çev: Kenan Sömer. 'Seçme
Yazısmalar-2 187
Ü 1895 ' Marx-
Engels çev: Yurdakul Fincancı,
'Sömürgecilik İ zerine ' Marx-Engels,
'Biiro ile Barikat Arasında-
Mektuplarda Bir Yaşam ' Engels çev:
Necla Kuglin - Jörg Kuglin,
'fngiltere de Enıekçi Sınıfın Durumu '
Engels çev: Yurdakul Fincancı,
'Bilimsel Komünizm
Czerine' Marx-Engels,
Tarımda Kapitalizm'
Lenin çev: Serpil Güvenç.
Yeni baskıları yapılacak
kitaplar arasında ise
Fransa da Sınıf
Savaşımlan ' Marxçe\: Sevim Belli.
rfalkın Dostlurı Kimlerdir ve Sosval
Demokrar/ara Karşı S'ası! Suvaşırlar
Lenin çev: Vahap S. Erdoğdu. \iarx-
Engels-Mcırksizm ' Lenin çev: Vahap
Erdoğdu. 'Tmtskizm mi Leninizm mi?'
Stalin çev: Muzaffer Erdost.
'Felsefenin Temel llkeleh' Georges
Politzer çev: Muzaffer Erdost. Broşür
Dizisi'nde 'Yalıudi Sonınıı' Marx,
Farmen Kapitalist Cretim Öncesi
Biçiınler' İVIarx, 'Bir Ekonomi Politik
Eleştirisinin Anahatlan ' Engels,
'Komüniznün İlkeleri' Engels,
Komümst Parti Manifestosu ' Marx-
Engels, 'Karl Mary ' Lenin, 'L'hıslann
Kendi Geleceklerini Belirleme Hakkı'
Lenin, yer alıyor. Sol Yayınlan
bünyesindeki Onur Yayınlan ise
Muzaffer İlhan Erdost'un 'Türkiye'nin
Yeni Sevr'e Zoıianması Odağında Üç
Sivas" ve 'İkinci \'eni Yazılan' adlı
kitaplannı yayımlayacak.
- Ve bir bağımlılık olarak algıla-
nan...
Bağımlılık çok ılgı çekici bir kav-
ramdır. Bunu 'Festin Nu' adlı fil-
mimde de ele almıştım. Ancak asıl
irdelenmesi gereken: bizlerin araba-
yı bedenlerimizin bir parçası olarak
görmeye başlamamız. Yalnızca bir
uyuşturucu değil. aynı zamanda si-
nir sistemimizin bir parçası. Araba-
lar solunum sistemi ya da kan dola-
şımı gibi. birinci dereceden önem ta-
şımaya başladılar.
- Ballard'ın kitabını sizin için
önemli kılan nedir?
Ballard'ın kitabı beden, makine ve
cinselliği ele alışı açısından benzer-
sizlik sergiliyor. Bir sinemacı olarak
benim içi bu nedenle önemli.
-Crash'in önsözündeyazar, "2001'
ve "L'Odysee de L'Espace' adlı füm-
lerin. kurgu-bilim altın çağının sonu-
na damgalannı vurduğunu söylü-
yor... "2001 'den sonra Kubrick, bir
tür 'Dünyaya ve daha sıkı bir kurgu-
bilime dönüş' sayabileceğimiz 'Oto-
matik Portakal'ıgerçekleştirdi.Oto-
matik Portakal ve Crash arasında
kent vaşamının betimlenişindc pek
çok bağlantı kurulabiliyor.
Aralanndaki benzerlik yadsına-
maz. Özelliklegelecekpsikopatolo-
jisi ve iletişim kurma zorluğu için-
deki umarsızlann yaşadıklan duy-
gusal boşluğu ele alışlan açısından.
- Otomatik Portakal'ın filmleşti-
rildiği Anthony Burgess'in kitabında
olduğu gibi Crash de 70"lerin karşı-
kültüriinün bir ürünü... Pornografi
de bu karşı-kültürün bir aracıydı.
Pornografiyi hâlâ sanatsal bir bakış
açısıyla kuUanabiliyor muyuz?
Günümüzde pornografiyi her
alandakullanmakbencezorlaştı. Sa-
vaş. açlık, yoksulluk ya da ırkçılık
konulannda pornografiyle karşılaş-
mıyoruz... Öte \andan pornografi-
nin tam anlamı, cinsel heyecan uyan-
dırmayı amaçlayan yaratımlar, nok-
ta! Genel anlamına gelince: fahişe-
lerianlatanyazılar\azmak. Yani bir
çeşit afrodizyak. Konuv u bu bakış
açısından ele aldığımızda, Crash'i.
(ne kitabı ne de filmi) pornografik
olarak nitelenebileceğini zannetmi-
yorum. Amaçlarbütünüyle ayrı. Ki-
tabın erotik olduğunu kabul ediyo-
rum ama çarpıcılığının nedeni bu.
Eğer film izlenirse. neden yine aynı
olacak. Filmde erotik olma amacı
güdülmeden çekilmiş birçok seks
sahnesi var. Belki yine de bu sahne-
lerde heyecanlananlar olabilir.
- Cannes'da izleyicileri heyecan-
landırdımz. Ancak tek bir sahneyle
değil. arka arkaja gelen üç sahneyle.
Evet. film birbirini izleyen üç ero-
tik sahneyle başlıyor! Günümüzde
birçok filmde seks sahneleri montaj
sırasında bir geçiş olarak kullanılı-
yor: anlah bir anda kesilir. çıplak ak-
törlerçiftleşirler, fonda bir şarkı, bi-
raz nefes biraz inleme sesi... ve öy-
kü kaldığı yerden tüm hızıyla devam
eder. Seks sahneleri danışıkh olarak.
hiçbir şey anlatmayan ve kımseyi şa-
şırtmayan birbiçimde sunuluyorar-
tık. Crash'in ilk sahnesini gördüğü-
nüzde "Tamam işte bir seks sahnesi.
Artık film başlayabilir"diyorsunuz.
Ancak bir yenısi sonra bir yenisi da-
ha başlıyor. O zaman seks sahnele-
rinin filmin ta kendisi olduğunu ay-
nmsıyorsunuz. Bu sahneler konuyu.
anlatımı ve filmdeki karakterleri ta-
nıtıyor. Bunun ilk kezyapıldığını sa-
vunmuyorum. Ancak olağan oldu-
ğunu da söyleyemem.
DUŞUNCEYE SAYGI
MEMET FUAT
Galileo Galilei
Galileo Galilei görüşlerinden vazgeçmeyip ölü-
mü göze almalı mıydı?
Almalıydı diyenler bunu ne adına söyleyebilirler?
Bilgin adına... Ya da bilim adına...
Bilgin ölümü göze alıp görüşlerinden vazgeç-
mese yürekli bir insan olduğunu gösterecek, ya-
şamının son yıllarını onursuzluk içinde geçirmeye-
cekti...
lyi de, bu değer yargısını nerden çıkarıyoruz?
Sizi ezecek, yok edecek bir güç karşısında dire-
nerek ölümü göze almaya "yüreklilik" denebilece-
ği gibi, "aptallık" da denebilir.
Kanımca, böyle bir davranışı aksoylular genel-
likle alkışlar, kentsoylular ise alaya alırlar.
işçiler, emekçiler. dar gelirliler ne düşünürler?
Kabadayılar doğallıkla boyun eğmemekten ya-
nadırlar. Çoluk çocuk geçindirenler, küçük aileler,
ne olur ne olmaz, bu gibi konularda düşüncelerini
pek belli etmezlerse de, acırlar, kimse ölmesin is-
terler.
Bir kavgaya baş koymuş insanlar, savaşımcılar
ne düşünürler?
Kanımca, onlarolayı duruma göre değerlendirir,
strateji, taktik neyi gerektiriyorsa onun yapılması-
nı savunurtar. Bilginin kişiliğinı bır yana bırakıp ola-
ya bilim ile inancın savaşımı olarak yaklaşırlar.
Bütün bunlar yakıştırma sözler, insanoğlu çok
karmaşık bir yaratık, neye, nerede, ne tepki gös-
tereceği belli olmaz... Neyse...
Yalnız, şunu da unutmamalıyız: Dünyanın gel-
miş geçmiş en gerçekçi düşünürlerinden biri, Mac-
hiavelli 1469-1527 yılları arasında italya'da yaşa-
dı. Galilei'den yüzyıl önce. Gökten inmemişti. Öğ-
retisini o memlekette gördüklerinden çıkarmıştı.
Italyan halkının Galilei'yi yaşamının son döne-
minde onursuz bir insan olarak değeıiendirdiğini
hiç sanmıyorum. Görüşlerini niçin geri aldığını her-
kesten iyi on\ar anlamışlardır.
Bilgini değil de, bilimi düşünürsek:
Galilei'nin yanıldığını açıklaması, özür dilemesi,
köşesine çekilmesi, İtalya'da, ya da Avrupa'da,
Kopernik dizgesinin gözden düşmesine neden
olmuş mudur?
insanlar, ya da bu konu üzerinde çaJışan uzman-
lar Engizisyonca yargılanan bir bilginin kanıtlannı
geri çekmesine, yanıldığını söylemesine inanmış-
lar mıdır?
Hiç sanmıyorum...
Bilim dünyasında hiçbir şey değişmemiştir...
Karşı olanlar karşı olmayı eskisi gibi sürdürmüş,
yandaşlar da Engizisyon'un çalışmalara hangi sı-
nıra kadar izin verdiğini öğrenmişlerdir...
Galilei yaşasa da, ölse de bu böyle...
Seçkin bir bilginin çalışmalanyla bilime katkıda
bulunmayı sürdürmesi bakımından ise dokuz yıl
daha yaşaması elbette iyi olmuştur. Bir kitap yaz-
mış, yeni buluşlar yapmış, öğrencileryetiştirmiş...
"Galileo Galileigörüşlerinden vazgeçmeyip ölü-
mü göze almalıydı," diyenler arasında, aksoylu ah-
lakıyla yetişmiş olanların, kabadayıların yanı sıra,
çok sayıda sanatçı da yer alır sanınm. Sanatçı du-
yarlığı olan yaşamöyküsü yazarlan, bilim tarihçile-
rideunutulmamalı...
Görüşlerini sonuna kadar savunan, boyun eğme-
yen, ölüme dimdik giden bir bilgin, bütün sanatlar
için çok etkileyici bir görüntüdür.
Galilei'nin yaşamını ölümü seçmediği için ilginç
bulmayan sanatçılar az değildir sanınm.
Insanoğlunun her şey geçer kafasından:
"Üstelik deyaşlıymış, atmışdokuzyaşında, keş-
ke yürekli davransa, ölümden korkmasaymış!"
Gençlere daha bir acınır da, yaşlılara nasıl olsa
ölecek gözüyle bakılır...
Bir de Sokrates'i düşünün...
Sokrates, ölüme aldırmayışıyla görkemli bir sa-
natsallıktır...
Niçin ölüme aldırmadığı, inançları unutulur, in-
sanlar ona kendi ölüm anlayışlarıyla bakarlar. Ölü-
mün böylesine soğukkanlılıkla karşılanışı sanatsaJ
bir içeriğe dönüşür.
Eflatun'unPAıa/o'on'unda Sokrates yanındakile-
re ölümü soğukkanlılıkla karşılamasının nedenle-
rini uzun uzun açıklar.
Sokrates'e göre ölüm ruhun tenden ayrılarak
kendi kendine var olmayı sürdürmesidir. Bir filozo-
fun ruhu ise zaten tene değer vermez, ondan kaç-
maya çalışır. Ölüm onun Hades'e gidip bilge tan-
rılaria, ölmüş olan insanlann en erdemlileriyle bu-
luşmasını sağlayacaktır.
Ruhölümsüzdür...
Sokrates'in inancında "Ö7üm"denilen şey, zaten
değer vermediği. kaçmayaçalıştığıteni bırakıp git-
mektir...
Ama biz ona kendi ölüm anlayışımızla bakınca
yürekliliğin soğukkanlılığını görüyoruz...
Yürekliliği de severiz...
Yüreksizliğın destanı yazılmıyor...
Torbalı'da 1. Ekin Şenfîğî
Kültür Servisi- İzmir-Torbah-Yazıbaşı (Hortuna)
Belediyesi, 5-6-7 eylül tarihlerinde "Yazıbaşı
(Hortuna) 1. Ekin Şenliği' düzenüyor. Şenlik
kapsamında. "Demokrasi' konulu bir karikatür
yanşması gerçekleştirilecek. Karikatürcüler
Derneği'nin desteklediği yanşmanın seçici kurulunda
Ferit Avcı (karikatünst). Filiz Taşlıoğlu (İzmir, Torbalı
Yazıbaşı Belediyesi temsilcisi). gazetemiz çizeri
Kâmil Masaracı. Necati Abacı (İcarikatürist) ve Semih
Balcıoğlu (karikatünst) yer alıyor. Yanşmanın son
katılma tarihi 3 Eylül 1996 olarak belirlendi.
Yanşmaya ilışkin aynntılı bilei. 0 232 853 8110 no'lu
telefon veya 0 232 853 82 25~nolu fakstan edinilebilır.
BLGLN
TARİH \:\KFI etkınlikleri kapsamında saat 17.00'de
'Erensy a Sefarad Toplulugu'nun konseri izlenebilir.
RUMELİ HİSARI KONSERLERÎ kapsamında saat
21 00de Çelik konseri yer alıvor.
ŞİLE BELEDİVTSİ KÜLTÜR SANAT
ETKİNLİKLERİ kapsamında saat 19.00"da Hüse>in
Topcugil. Hülya Sönmez. Özgür Gürbüz. Dursun
Özden ve Emel Sönmez'in katılacağı şiir dinletısi ve
söyleşi. saat 20.30'da ise Melih-Nuran Duygulu'nun
Halk Müzigi konseri yer alıyor.
GRUP KARGO saat 23.30'da Hayal Kahvesi Çubuklu
Limanı'nda izlenebilir.
BEYOĞLU SİNEMASI YAZ ŞENLİĞİ nde
Kusturica'nın "Arizona Rüyası' adlı filmi izlenebilir.
OKMEYDANI KÜLTLTt MERKEZİ nde Sadık
Çelik, Hilmi Bulunmaz, Cengiz Gündoğdu. Berrin Taş
ve Orhan lyiler'in katılacağı "SanatçılarÖlüm
Orucunu Tartışıvor" başlıklı etkinlik yer alıyor.
EVRENSEL KÜLTÜRMERKEZİ'nde VVertmüller'in
'Yedi Harikalar' adlı filmi izlenebilir.