Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 AĞUSTOS 1996 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Dünya Bankası ve AB'nin ihalelere Türk firmalannı almaması, RP'li işadamlannı caydırmadı
MUSIAD Bosna'da taşeronluğa razı
TAHSİN AKÇA
Refah Partisi'nin iktidara gelişiyle hem
vurtiçinde hem de uluslarası düzeyde
Türk özel sektörünün en dinamik ve gi-
nşimci kesimi kimliginebürünen "müs-
takil" işadamlan, Bosna'ya yatınm ko-
nusunda da ne pahasına olursa olsun eli-
ni çabuk tutmaya çalışıyor. Avrupalı fir-
malann vatınmlannı somutlaştırmak için
Bosna-Hersek Cumhuriyeti 'nde 24 eylül-
de yapılacak seçimlerin sonuçlannı bek-
lediginı fark eden Müstakil Sanayiei ve
fsadamları Derneğı (Ml'SÎAD). üyele-
rine, önümüzdeki bir aylık dönemde se-
çim riskini de göze alarak yatınm bağ-
lantılarını kurma uvarısında bulundu.
RP'ye >akınlıgı ile tanınan yerli firma-
lar bir yandan Bosnalı ve Batı Avrupalı
şirketlerle ortaklık yollan ararken, diğer
yandan ticarere hız verdiler. MÜSİAD yö-
netimi, uluslararası finans kuruluşlan-
nın kredileriyle yürütülecek ihalelere
Türk firmalannın doğrudan katılmasına
ızın verilmemesine karşın. "ta$eronluk"
yöntemiyle de olsa, Bosna'da yer almak
ve bu Müslüman ülkeyi Avrupalılara bı-
rakmamak karannı dile getirdiler.
Savaş bölgesinin yeniden yapılandı-
nlması için Dünya Bankası ve Avrupa Bir-
lıği'nin vereceği kredi desteği ile ger-
çekleştirilecek projelere talip olabilmek
• Üyelerine, Bosna-Hersek
Cumhuriyeti'nde 24
eylülde gerçekleştirilecek
ilk demokratik seçime
kadar geçecek bir aylık
sürede. yerel ya da
Avrupalı şirketlerle ortaklık
kurarak ya da taşeronluk
alarak iş bağlantısı
yapmalannı öneren
MÜSİAD yönetimi,
ithalata da dayanan bir
ticaretle Bosna
ekonomisine doiaylı destek
verilmesini ve Bosna'nın,
Batılılara bırakılmamasını
istedi.
için, Türk şirketlerinin prosedür gereği
Bosnalı ya da Avrupalı firmalarla ortak-
lık kurmak zorunda olması. MÜSİAD
üyelerini ortaklık arayışına irti. Seçim
tarihine kadarki yaklaşık I aylık süreci
iyi de|erlendirmek isteyen MÜSİAD
üyeleri, 4-11 ağustos tarihleri arasında
Bosna'ya gerçekleştirdikleri gezide kur-
duklan olumlu diyaloğlan. ortaklıklar
geliştirmek için kullanmak amacındalar.
Kredilerin kullanımına ilişkin pro»edu-
regöre l milyondotara kadar gerçekleş-
tirilecek yatınmlara sadece Bosnalı f'ir-
malar katılabilirken. l ile 5 milyon do-
lar arasındaki projeler için Bosnalı ve
Avrupa ortaklı şirketler, 5 milyon dola-
nn üzerindeki yatınmlara ise sadece A\ -
rupalı şirketler aday olabiliyor.
Bosna'ya gezi düzenlemeden önce,
DPT deneyimi olan biruzman heyeti böl-
geye gönderdiklerini belırten MÜSİAD
Genel Başkan Yardımcısı Şekib Avda-
giç. bu ön hazırlık nedeniyle bölgede
vaptıkları tanişma toplantılarınayüksek
katılımın gerçekleştiğinı ifade etti. "Or-
taklıklar konusunda umurluyuz" diyen
Avdagiç. "Gezide firmalarla tanışıldı.
Oradaki mevcut şirketlerle ga> rimenkul
olmasa da en azından işletme ortaklığı ya
da ihaleleri kazanaeak firmalara taşe-
ronluk şeklinde işbiıiikleri hedefliyoruz.
Belli mesafeler aldık" diye konuştu. Ko-
nuya sadece ticari değil. duygusal açıdan
da baktıklannı kaydeden Avdagiç. yatı-
nmlarda etkin olabilecek firmalarla bir
araya geleceklerini söyledi.
Aynca MÜSİAD üyesi Safı Alümin-
yum. Kombassan, Kar Yatınm gibi fir-
malann da inşaat malzemesi ağırlıklı ol-
mak üzere ticari ilişkilerini geliştirmeye
başladıklan öğrenildi.
MÜSİAD. ticareti tek taraflı düşünmü-
yor. Bosnalı şırketlerin ayakta kalabil-
mek için mal satabilmeyede ihtı> aç duy-
duklarını ifade ettiklerini belirten MU-
SİAD yetkililen, bölgedeki fabrikalar-
dan akümiilatör. parke. buji, kâğıt gibi
ürünlerin ithali için bağlantı halinde ol-
duklannıbelirttiler. lETT, geçengünler-
de MAN firmasına da üretim yapan Bos-
na'daki birşirketten 2 bin adetakümüla-
tör ithal etti.
Öte yandan Türk Eximbank"ın bölge-
yeyapılacak ihracat için vereceği toplam
80 milyon dolarlık kredinin, 27 milyon
dolarlık ilk bölümü için Bosna-Hersek
Maliye Bakanlığı ile Hazine Müsteşar-
lığı arasında imzalanması gereken pro-
tokolün imzalanmamasından yakınan
Avdagiç. kredilerin açılmasının ihracat
açısından teşv ik edici olacağını iddia et-
ti.
tran'la ticari beklentiler gerçekçi bulunmuyor
İran ileolmayacak
duaya amin deniyor
• îran'ın, içinde
bulunduğu
krizden ötürii
ithalatı önleyici
tedbirler
aldıgına dikkat
çekilirken,
Türkiye'nin, bu
ülkeden başlıca
ithal ürünü olan
petrol için de
yakın gelecekte
Irak'a
yöneleceği
belirtiliyor.
TÛRKMENİSTAN
Iran'la ticaret
1992
ihracat ithalat
(milyonS) (milyon$)
455 360
1993 289 667
1994 249 692
SUUDİ
AftABtSTAN 1995 268
ÖZGÜR ULUSOY
Başbakan Necmettin Erbakan'ın. lran'la
ticareti geliştirmeye yönelik çabalanna
karşın. teknik olarak bu iki ülke arasında
ticaret hacminin arttınlması zor
göriinüvor. lran'ın. içinde bulunduğu
krizden ötürii ithalatı önleyici tedbirler
aldıgına dikkat çekilirken. Türkiye'nin, bu
ülkeden başlıca ithal ürünü olan petrol için
de yakın gelecekte Irak'a yönelme
olasılığının yüksek olduğu belirtiliyor.
Refahlı Enerji Bakanı Recai Kutan'ın.
lran'la enerji alanında ortak yatınmlar
kurma planlan da enerji çevrelerinde
gerçekçi bulunmuyor. Enerji konusunda
uzmanlar. Iranın bu konuda gelişmiş bir
altyapıya sahip olmadıgına dikkat
çekerken. "İki ülke arasındaki ilişkiler
sınır ticaretini geçmez" yorumunu
yapıyorlar. Erbakan'ın. iki ülke arasındaki
ticari ılişkilere ilişkin beklentılerinin.
ekonomiye dönük diger vaatleri gibi
"hayali" olduğu vurgulanıyor.
Rakamlar da yapılan resmi ziyaretlere
rağmen iki ülke arasındaki ticarette
19901ı yıllarda bir düşüş yaşandığını
gösteriyor. Türkiye'nin 1992'de bu ülkeye
ihracatı 455 milyon dolarken. bu rakam
1993 yılında 289 milyon dolara. 1995'te
de 268 milyon dolara düştü. Türkiye'nin
ticari ilişkilerin daha iyi olduğu 1980'li
yıllarda ise ihracat rakamı bir milyar
doları, iki ülke arasındaki ticaret hacmi iki
milyar dolan bulmuştu. Türkiye'nin bu
ülkeden olan 670-690 milyon dolar
düzeyindeki ithalatını da yalnızca petrol
ve asfalt ürünleri oluşturuyor.
Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan bir
Dış Ticaret Müsteşarlıgı yetkilisi, Iran'la
ticaretin gelişmesinin önündeki en büyük
engelin. lran ekonomisinin 1992'den beri
yaşadıgı kriz olduğunu kaydetti. Iran
bütçesinin önemli bir bölümünü petrol
gelirlerinin oluşturduğunu ifade eden
yetkıli. "*1992'de petrol fivatlanmn
düşmeye başlamasıyla petrol gelirleri
azaldı. İran dış ticarette açık vermeye
başlavınca. ithalatı önleyici tedbirler
aldılar" şeklinde konuştu.
Bu ülkeyle ticaretin büyük ölçüde petrol
ithalatına dayandığını da kaydeden yetkili.
"Irak'la kapılann açılmasından sonra,
Türkiye'nin petrol ithalatının maliyetin
daha düşük olması nedenivle Irak'a
kayması da oldukça mümkün" yorumunu
vaptı. Iran'dan dogalgaz ahnıının 70'li
yıllardan beri gündemde olduğuna işaret
eden yetkili. "Bu anlaşmanın teknik
detavİannı BOTAŞ yürütüvor. Doğalgazın
ne zaman geleceği gibi konular, bu teknik
çalışmalann tamamlanmasına bağh" dedi.
Enerji Bakanı Recai Kutan'ın. Iran'la
ortak eneıji yatırımlanna gidileceği
şeklindeki açıklamalan da enerji alanında
faaliyet gösteren firmalar tarafından pek
gerçekçi bulunmuyor. Türkiye de faaliyet
gösteren yabancı bir enerji şirketinin üst
düzey yetkilisi. Cumhuriyet'in bu
konudaki sorulannı yanıtlarken. "Başka
bir ülke olsa belki. ama İran çok zor bir
ülke'* şeklinde konuştu. lran'ın ticarette
pek çok zorluklar çıkardjğını kaydeden
yetkili. "Başmııza geldi, İran'a trafö
gönderseniz. gümrükte çürür. Türkhe-
Iran arasındaki ilişkiler sınır ticaretinin
ötesine geçmez" dedi.
Türkiye'nin Iran'a başlıca ihraç ürünleri
arasında hayvansal ve bitkisel sıvı yağlar.
katı vaglar. naylon mensucat, plastik
rnamulleri, lifler. pamuk ve kauçuk
bulunuvor.
Türkiye'ye verecek
doğalgadarıyok
ANKARA (LTBA) - İran ile Türkiye
arasında yapılan dogalgaz anlaşmasında
yeni bir iddia daha ortaya atıldı. BOTAŞ
Genel Müdürlüğü'nden olaylı bir şekilde
aynlan MeteGöknel, lran'ın Türkiye'ye
dogalgaz vermesinin mümkün olmadığını
öne sürdü. Göknel. lran'ın yılda 24 milyar
metreküp dogalgaz ürettigini belirterek.
"Bu doğalgazı da kendi ihtnaçlan için
kullanjyor. Türkiye'ye yılda 3 milyar
metreküp dogalgaz vermesi şu an için
mümkün değüdir. İran. gerçekten büvük
dogalgaz \ataklanna sahip bir ülkedir.
Ancak. bu doğalgazın kullanılabiür hale
gelmesi için, İran'ın 4 nıirvar dolarlık
yaünm yapması gerekiyor'* dedi.
tran'dan alınacak doğalgazın ekonomik
olmadığını da iddia eden Göknel,
"Irak'tan alınacak dogalgaz daha
ekonomiktir. Çünkü. Irak ile İskenderun
arasında her türlü alnapısı ile kurulmuş
600 kilometrelik bir bioru hatti var.
İran'dan Ankara'va kadar ise yeniden 900
kilometrelik bir dogalgaz bonı hartının
inşası gerekhor. Aynca, İran'dan
geririlecek doğalgazın Güneydoğu
Anadolu'daki fabrikalarda kullanılması da
güçtür" dedi.
'Anadolu kaplanUm'
içpiyasaya çalışıyor
GAZİANTEP (ANKA) - Tekstil
sektöründeki atılımıyla dikkati çeken
Gaziantep'te, küçük ve orta ölçekli
işletmelerin genellikle iç piyasaya
yöneldiği. ihracat yapanların sayısının çok
düşük olduğu belirlendi. Gaziantep
Ticaret Odası ile Gaziantep Üniversitesi
Araştırma Merkezi, yöredeki KOBl'ler
üzerine onak bir araştırma gerçekleştirdi.
Araştırma kapsamındaki 438 KOBl'de
toplam 15 bin personelin çalıştığı, bunun
yüzde 64.6'sını düz. yüzde 21,9'unu
kalifiye işçilerin oluşturduğu belirlendi.
Işletmelerden valnızca birinin 50'den
fazla işçi çalıştırdığı bildirildi. Araştırma
kapsamındaki KOBl'lerden yalnızca
88'inin ihracat yapabildiği, 343'ünün ise
şu ana kadar dış satıma yönelmediği
ortaya çıktı. İşletmelerin yüzde 78'inin
yerli hammadde kullandığı. yüzde 81'inin
tümüyle iç piyasaya üretim yaptığı
görüfdü. Araştınnada. işletmelerin yüzde
90'ının Ar-Ge faaliyetlerinin farkında bile
olmadığı gözlenirken. yüzde 10'luk
bölümün kendi çabasıyla bu tür
faaliyetlere giriştiği belirlendi.
Iş dünyasına göre Başbakan'ın derdi ticaret değil, siyaset
6
Erbakan'ın gezisi şov'
CANAN SOV SAL
Başbakan Necmettin Er-
bakan'ın yurtiçinde ve özel-
likle ABD'de büyük yankı
uyandıran iran gezisine ilk
sert tepki istanbul ve Anka-
ra ticaret odalanndan geldi.
İstanbul Ticaret Odası Yö-
netim Kurulu Başkanı Meh-
met Vıklınm. bu gezi sonu-
cunda beklenen ekonomik
sonuçlann tatmin edici ol-
masının beklenemeyeceği-
ni ka>detti. Yıldırım. "Baş-
bakan, İran'a ekonomiden
çok siyasi şov için gitmişe
benziyor. İran \erine Rusya
yada L'krayna'va gidilsev-
di, ekonomik açıdan daha
ciddi sonuçlar alınırdı" şek-
linde konuştu. Ankara Ti-
caret Odası Yönetim Kuru-
lu Başkanı AhmetÇavuşoğ-
luda Erbakan'ın. tabanının
tepkisini azaltmak için iran'a
gittiğini ve bu gezinin tek
olumlu sonucunun Türki-
ye'nin dogalgaz konusun-
daki kararlılığını gösterme-
si olduğunu ifade etti.
Bütçeye kaynak arayışla-
n içinde olan Başbakan Er-
bakan. İran ve Müslüman
Uzakdoğu ülkelerini kapsa-
yan gezısıyle dış ticareti ge-
liştirmeyi amaçlarken. Er-
bakan'ın en fazla önem v er-
diği İran durağında, yalnız-
ca dogalgaz anlaşması ım-
zalanırken, ekonomik açı-
dan herhangi birsomutadım
atılmadı. l994vılındaCum-
• İTO Başkanı Mehmet Yıldırım, "Erbakan,
Iran yerine Rusya'ya gitseydi, ekonomik açıdan
daha ciddi sonuçlar alınırdı" derken, ATO
Başkanı Ahmet
Çavuşoğlu da
Başbakan "ın
hükümetteki
politikaiarıyla hayal
kırıklığına uğrattığı
seçmen tabanını dış
temaslarıyla memnun
etmeye çalıştıgını
savundu.
İTO Yönerim Ktıt ulıı Başkanı Yıldırım: 'Bu u
sonuçlan tatmin edici olması beklenemez.'
hurbaşkanı Süleyman De-
mirel'in İran gezisinı karşı-
laştıran İTO Yönetim Ku-
rulu Başkanı Mehmet Yıl-
dırım. bir dış gezi öncesin-
de ekonomik altyapının
hazırlanabilmesi için en
azından 2-3 aylık bir çalış-
manın gerektiğıne dikkat
çektı. İrangezisıninhiçbirti-
carialt yapısının olmadığını
vurgulayan Yıldınm.sözle-
rini şövle sürdürdü: "Demi-
n-l'in gezisi sonucunda Türk
ihracatçılannın 2 miKar do-
lara ulasan alacaklan öden-
di. A> nca sınırticareti konu-
sunda ciddi adımlar atıldı
ve iki ülke arasında bir fuar
oluşturulması için çalışma-
lar başlatıldı. Ancak, Baş-
bakan'ın gezisi sonucunda
ciddi bir ekonomik sonuç
alınacağını tahmin etmiyo-
rum. Bu gezi daha çok siya-
si bir gövde gösterisi olarak
geçti."
Mehmet Yıldınm. Erba-
kan'ın bütçeye kaynak ara-
yışı içinde olduğunu da ha-
tırlatarak. "Sayın Başbakan
daha ciddi sonuçlar alabil-
mek için İran >erine Rusya
>a da l'krayna'ya gitmeliy-
di" şeklinde konuştu.
Ankara Ticaret Odası Yö-
netim Kurulu Başkanı Ah-
met Çavuşoğlu. Erbakan'ın
yurtiçinde izlediği siyasi po-
litikalar nedeniyle kendi ta-
banıyla ters düşrüğünü ve
tabanının gönlünü almak
için lran'a gitmeye karar
verdigini öne sürdü. Söz ko-
nusu gezideki tek olumlu
sonucun lran'la imzalanan
dogalgaz anlaşması olduğu-
nu ve Türkiye'nin bu konu-
daki kararlılığını gösterdiği-
ni belirten Çavuşoğlu, "Keş-
ke Batı, körfez krizinden
doğan tazminatlann öden-
mesi gibi yükümlülüklerini
yerine getirseydi de biz de
bu tip arayışiara muhtaç kal-
ınasavdık" şeklinde konuş-
tu.
D0SYA: BANKACILIK SiSTEMiNiN ANALİZI (4)
Altı aylık bilançolara göre
Erbakan'ın hedefülkeleriyle
ticari ilifkilerimiz nasıl?
Üniversitelilere BURS veren kurumlar
Paranıza yön veren dergi
TREND
İŞÇEVIN EVREMVDEN
ŞÜKRAN SONER
Çok Geç Olmadan
Cumartesi günü yayımlanan "Deli Gömleği" baş-
lıklı yazımda, son paragrafta bir kelimelik son satınn
düşmesi çok ciddi bir anlam boşluğu yaratmıştı. Biz-
lerin üzerine üst üste giydiriien, yaşama aykırı "deli de-
li gömleklerini" hak edip etmediğimizi sorgulamaya ça-
lışmıştım. Birey olarak duyduğumuz tepkileri, örgütlü
olarak dile getiremediğimizden yakınmıştım.
Bugün bu teknik aksaklık için özür dilerken bu ba-
hane ile kaldığımız yerden devam etmek istiyorum..
Önümde; yaşama, olup bitene seyirci kalmayı sev-
meyen, insana, yaşama aykırı gördüğü her konuda,
toplumsallığı örgütleyemiyorsa en azından bireysel
susmamayı seçen, egrtimci-siyasetçi birablamızın, Pe-
rihan Ergun'un faksı var.
Perihan Abla, bu kez iran'a uçakla giderken, örtün-
mek zorunda kalan gazetecilerin durumuna takmış:
"Basınımızın ve devrimlerimizin usta yazarı Falih
Rıfkı'n/n, benim yüreğim gibi kemiklerınin sızladığını
görür gibi oluyorum.
Erkeklerin istemi ve egemenliği olan kadının örtün-
mesine bireysel baskı ve el koymalar, yıllardır gözar-
dı edilse de ulusumuzun dış ülkelerde onların buyru-
ğunda örtünme örnekleriyle küçük düşürülmesine
nasıl dayanılır?
Bu arada demokratik kiktle örgütleri, demokrasi
havarisi sosyal demokratlar ve kadın demekleri ne-
relerdeler?.."
Perihan Abla, suskunluklarına kızdığı bütün bu ör-
gütlenmelerin içinde yıllardır üye ve yöneticilik görev-
lerinde çalışmış, çalışmakta olan bir insan. Belli ki ya-
şamını verdiği örgütlenmelerın bugünkü yaşananlar kar-
şısında, suskunluklarına, teslimiyetlerine akıl sır erdi-
remiyor.
Perihan Abla'yı inciten olayla başlayan. Erbakan
Hoca'nın Müslüman ülkelerı fethetme (!) seferinde da-
ha sonra neler neler oldu? Hoca her zamanki gibi işi
pişkinliğe vurarak kimi söylediklerini söylememiş gi-
bi, kimilerini kasıtsız, maksadını aşan potlarmış gibi
göstermeye çalıştı.
Erbakan Hoca, iran'ın yataklık yaptığı başta IBDA-
C, islamcı terör örgütlerinden rahatsız değil. Radikal
islami terör örgutlerine öylesine yakın ki, Mısır'm ba-
şına bela olan terör örgütünün ülkesinde bağışlanma-
sı için aracılık rolünü üstlenıyor. PKK ile Kuzey Irak'ta-
ki tarikat liderlerı aracılığı ile dıyaiog kurmanın yolları-
nı arıyor.
Erbakan Hoca özetle islam şemsiyesi altında mil-
letlerin bir araya gelebileceği bir örgütlenmeye bay-
raktarlık bile yapmaya kalkışıyor. Dört komşu ülkenin
terör zirvesi de islam şemsiyesi altında halkların kar-
deşliği ideolojisinin bir ürünü.
Aynı şekilde Şevket Kazan'ın. sonuçlan Türkiye için
çok tartışmalı Irak gezisinin ardından, orada uygula-
nan şeriat düzenını ballandırarak anlatan ve Kuran
ezberleyen mahkûmların cezalarının yarı yarıya kadar
düşürülmesini öngören uygulamanın incelenmesinı
istemesini hoşgörü ile kabul etmek, içe sindirmek ola-
naklı değil.
Yılların politikacısı, hukukçusu Şevket Kazan, her
şeyden önce madalyonun asıl yüzünü göstermemek-
le büyük bir hilleye, yalana ortak oluyor.îrak'ta. iran'da.
şeriat düzeni altında, hemen her gün kaç kişi asılıp.
kaç kişi başka yolarla idam ediliyor? Herbalde birkaç
istisna, Saddam'ın öldürttuğü damatları da dahil, ço-
ğu Kuran'ı ezbere biliyorlardır.
Kazan elbette Türkiye'ye şerat düzeninin getirilme-
sinin, ya da Kuran ezberleyen mahkûmların cezaları-
nın haifletilmesinin gündemde olduğunu bilecek ka-
dar da kurt bir politikacı. Neden böyle konuşuyor?
Hanı bir insana kırk kez deli denince, deli olurmuş
ya, toplumu şeriat hukukuna alıştırmayı deniyor.
Öbür yandan Kıbrıs'ta, Yunan tarafın gerçekten
haksız ve saldırgan girişimlerini açıkta bırakmak ola-
naklı iken, bu kez ülkücü timler devreye sokuluyor. Bü-
tün dünya televizyonlarında, "Türkbarbarlığt"olarak
sergilenen sahnelere olanak veriliyor. Bayrağın say-
gınlığını koruma adına da, o konumda sayısız başka
önlem alınabilecekken, gözü dönmüş bir militan olsa
bile, ağzında sigara direğe çıkmış bir genç insan boy-
nundan vurularak öldürülüyor.
Çiller yine "bayrak ve ezanlı" ucuz, sonuçsuz söy-
lemlerini yineliyor.
Gerçekten de Yunanistan topraklarında, oyun oy-
nanır gibi bayrağımız saldırılara hedef oluyor. Ama
dünya, olayların birincı dereceden sorumlusu Yuna-
nistan'dan çok bizi yargılıyor.
Çünkü Atatürk'ün devrimlerinin, 70 yıllık Cumhu-
riyet ilkelerinın temel bütün değerleri, Erbakan-Çiller
ikilisinin iktidarındageçmişle kıyaslanamıyacak boyut
ve sorumsuzlukla ayaklar altında çiğneniyor. Doğal ola-
rak Türkiye'nin özellikle dış politıka ilkelerinın alt-üst
olduğu, kendi kendini çok zor durumlara düşürdüğü
birsüreçte Yunanistan, kendi çıkarları adına kalıcı bir
şeyleri koparmanın planlarını yapıyor.
Muhalefet partileri, özellikle de sol, sendikalar, de-
mokratik örgütler, kadın örgütlenmeleri, her şeyde
ama her şeyde susmaktalar.
Gelen haberlere göre liderler, tabandan "Neden
susuyoruz?" diye tepki geldikçe, "Toplum büyük bir
moral bozukluğu ve teslimiyet havasında, şu aşama-
da yapacağımız her eylem sönük kalır, bizi daha zor
durumlara sokar" türünden yanıtlar veriyorlarmış.
Şüphesiz bu gözlemin de ciddi doğruluk payı var.
Ama toplum. taban dediğimiz kitleler de kendiliğinden
duyartı kılınamıyor. harekete geçemiyorlar. Örgütler. li-
derler harekete geçmediğinde, bir yerler uyanlmadı-
ğında daha çok umutsuzluğa kapılıp, teslimiyetçi olu-
yorlar. Ondan sonra atı alan Üsküdar'ı geçiyor. Hak-
ların korunması, alınması için çok geç kalınıyor. işler
daha da zorlaşıp arap saçına dönüyor. Bu gidişe
"dur" demek için çok geç kalınmış olunuyor.
BEDELSİZ İTHALATA KARŞILAR
Otomotivcileriıı
Ankara çıkarması
HER PAZAR BAYİNIZDE
ANKARA (AA>Otomotiv
Sektör Kurulu'nun temsilci-
leri, mevcut bedelsiz ithalat
rejiminin değiştirilmemesi
için bugün Ankara'da devlet
bakanlan Fehim Adak. Ayfer
Yümaz v e L'fukSöylemez ile
görüşecek.
Otomotiv Sanayi Derneği
(OSD) Genel Sekreteri v^e
Otomotiv Sektör Kurulu Baş-
kanı ErcanTezer, Otomotiv
Sektörü Kurulu'nun ana sa-
nayi. yan sanayi. ithalatçılar
ve bayilerden oluştuğunu kav -
dederek. "'Sektörtemsilcileri
olarak. beş > aşına kadar kul-
lanılmış otomobil ithalatına
izin verilmesini istemiyoruz.
Me>cut bedelsiz ithalat reji-
mi değiştirilmemeli" dedi.
Tezer. kullanılmış otomo-
bil ithalıne ızin verilmesi du-
rumunda sektörün çok zor
durumda kalacağını belirte-
rek. "Kabrikalar kapanma
noktasına gelir. istihdam kav-
bı vaşanır. Bedelsiz ithalat re-
jiminde yapılacak değişikli-
ğin \aratacağı sorunlan ba-
kanlara anlatacağız" şeklin-
de konuştu. Türk Metal Sen-
dikası Genel Başkanı Musta-
fa Özbek de Başbakan ve hü-
kümet üvelerine gönderdiği
mektuplarda. zorunlu tasar-
ruf ve otomobil ithaline iliş-
kin sorular yönelterek. işçi-
lerin bu konulardaki endişe-
lerini dile getirdi.
Türk Metal Sendikasf ndan
yapılan açıklaınada. Başba-
kan ^ecmettin Erbakan, Baş-
bakan Yardımcısı Tansu Çil-
ler, Çalışma \e Sosyal Gü-
venlık Bakanı Necati Çelik,
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ya-
lım Erez ve Bakan Söyle-
mez'e. Özbek tarafından gön-
derılen mektupta. "Çalışan-
lanTeşvikFonu**nda biriken
404.5 trilvon lira konusunda
hükümetçe v apılan açıklama-
ların tedirginlik yarattığına
dikkat çekildiği bildirildi.
Mustafa Özbek. "Gurbetçi-
ye otomobil serbestisi*" konu-
sunda yapılan hazırlıklann.
otomobil satışlannı olutnsuz
etkilediğini \urguladi.