Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 AĞUSTOS 1996 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Yeni sezonda gösterime girecek filmler için hazırlıklar başladı... Yönetmen ve oyuncular setlerde!
Smemacılar 1ıanl hard çahşıyor
Költür Servisi - Festivaller ve Oscar
Ödülleri 'nin ardından bir süre sessiz ka-
lan sinema dünyasında yeni sezon için
hazırlıklar başladı. Yeni çalışmalanyla
dikkat çeken isirnler arasında Staniey
Kubrick, Vera Beünont, Steven Spieİ-
berg'ün yanı sıra, sinemaja veda ettiği-
ni açıklayıp karanndan vazgeçen Emir
Kusturica da yer alıyor.
Çekimleri şu giinlerde başlamak üze-
re olan filmlerşöyle:
"Köprii Üstü .\sikJanTilminin yönet-
meni Leos Carax. beş yıl aradan sonra
yeniden sinemaya soyundu. Carax'nın
çekeceği "SmoJdngnoSm»king'*isımli
filmde Catherine Deneuve ve Guillaume
Depardieu başrollerde .
Emir Kusturica son olarak çektiği
"Underground-Yenütı" fılminden son-
ra sinema)i bırakacağını açıklamasına
karşın, fikrini değiştirerek yeni bir fılmin
hazırlıklanna başladı. Daniel Autueil ve
Olivier Assayas'nın rol alacağı filmin
uzun adına bakılırsa, yönetmenin yine
ilginç bir şeyler peşinde olduğunu söy-
leyebılıriz. "Bir Cunıa Ögjeden Sonrası
Isvecli Kral Yeşil Bisikleti Lzerinde" ad-
lı filmin çekimleri önümüzdeki günler-
de Fransa'da başla)acak.
John Malkovich bu kez kamera arka-
sına geçiyor. lki ayn filmin hazırlıklann-
da olan Malkovich. ekim ayında "The
Dancer Ipstairs" adlı filme başlayacak.
Malko\ ich'in çekeceğı ikinci filmi Ingi-
liz şair Due Rochester'ın yaşamını konu
alan "The Libertine*'. Başrolde Johnny
Deep'in oynayacağı film 1997 yazındâ
başlayacak.
Michael Dougias v e Jodie Foster, "The
Game* de buluşuyorlar. Baba - kız iiiş-
kisi üzerine odaklanan filmi, "Seven"ın
yönetmeni David Fıncher gerçekleştire-
cek.
"Crash" filmiyle Cannes Film Festi-
vali nde Jün Özel Ödülü'nü alan Kana-
dali yönetmen David Cronenbergbu kez
"Red Cars" adını verdigi filminde
Steven Spielberg Sophie Marceau John Malkovich Jean-Pierre Jeunet
1960'lann büyük heyecanı araba yanş-
lannı konu alıyor.
"Aiien 4"ün çekimleri başlıyor. "Şar-
küteri" filminin başanlı ikı reklamo yö-
netmeninden Jean PierreJeunet'nin yö-
netmenliğini üstlendiği filmde. "Alien"
dizisinin değişmez başrol oyuncusu Si-
gourney Weaver' in yanı sıra VVinona Ry-
der ve Dominique Pinon rol alıyorlar.
Steven Spielberg ise "Jurassic Park'ın
devamını çekmeyekararverdi. Senaryo-
su bilimkurgu romanlannın ünlü yazan
Mkhael Crichton'a ait olan film "Kayıp
Dünya" adını taşıyor.
Stanley Kubrickdokuz yıl aradan son-
ra yeniden sinemaya döndü. Frederic
Raphael'in kitabından uyarlanan kıs-
kançlık ve cınsellik üzerinde yoğunla-
şan "Eyes VVideShufda, Nicole Kidnıan
ve Tom Cruiserolalıyorlar. Kubrick, ay-
nı zamanda George Lucas'nın asistanh-
ğıy la "Artifıcial Intelligence"adlı bir kor-
ku. bilimkurguyu çekmekle meş,gul.
Şu sıralarda St. Petersburg'da, yönet-
menliğini BernardRose"unyaptığı"An-
na Karenina"da rol alan Sophie Marce-
au. daha sonra yönetmenligıni Vera Bel-
mont'un yapacağı "Markiz" adlı film-
de oynayacak. Daha önce "Rouge Ba-
iser" ve "Müena" filmlerini çeken Bel-
mont, "Markiz"de Fransız edebiyatının
iki büyük klasik dönem yazan Moliere
ve Racine'in aynı kadına âşık olmalan
üzerine gelişen olaylan konu alıyor.
Filmde Marceau'nun yanı sıra Bernard
Giraudeau, Lambert VVilson, Patrick
Timsit ve Thierry Lhermitte rol alıyor-
lar. "Dalgalann PrensTnden dört yıl son-
raBarbara Striesand"The Mirror Has
Tvvo Faces" adlı filmin çekimlerine baş-
lamak üzere. Tipik Amerikan komedisi
olarak nitelendirilen filmde JefTBridges
Sinema sinemada seyredilirdi
ENCtN AYÇA
"Tüfekicatoldu, merdik bozuMu." Evet. elektronik
çıktı, her şey altüst oldu. Hemen her alanda
yaşamımıza elektronik teknolojisi karışır, bizi
yönlendirir. belirler oldu. Bir "kara deük" gibi
elektronik her şeyi içine alıyor. Kaçış yok gibi.
Kuşkusuz sinema alanı da bu gelişmelerden nasibini,
hem de fazlasıyla almakta. Sinemanın sinemada. dolu
salonlarda seyredildigi görkemli çağı, tatlı kazançlar
dönemi artık çok genlerde kaldı. Televizyon çıktı ve
sinema ölmeye başladı. Seyircı sinemaya. vefasız âşık
gibi. ıhanet ettı ve evlerinde küçük ekranla buluşmaya.
yeni bir aşk yaşamaya koyuldu. Diger bir deyışle de
televizyon. sinemanın karşısına yeni, güçlü. dinamık,
çok yönlü bir âşık olarak çıktı ve seyircileri sinemanın
elinden kolayca aldı.
Tabii durum aslında böyle degil. Yaşananlan sinema-
televizyon karşıtlığı olarak görmemek gerek.
Sinemanın kendisi. var olan ve yanlış konan. yanlış
ifade edilen böyle bir karşıthkta taraf değil. Çünkü
karşıtlık. sinema salonlanna film dagıtan ve buralan
işleten. kazançlan burada olanlarla fılmleri televizyon
kanallarına. eviere dağıtan ve bu yolla para kazananlar
arasındaki çıkar çatışmasındadır. Ki aslında başlarda
var olan böyle bir çekişme de giderek ortadan
kalkmakta, yapımcılar fılmleri hem sinema
salonlannda hem de televizyon kanallannda işleterek
tatlı kazançlannı gene sürdürmektedırler.
"Sinema sinemada seyredilir" sözü salon
işletmelennın seyirci çekmek ıçm formüle ettikieri,
hoş ve etkili bir reklam sloganından başka bir şey
değıldır. Kuşkusuz bir filmi sinema salonunda, büyük
perdede. dolu bir salonda ortak heyecanlar, ortak
duygular, ortak tepkilergöstererek. bunlan paylaşarak
seyretmenin güzellikleri. film seyretmeye katkılan
yadsınamaz. Şımdilerde birkaç kişiyle bomboş koca
bir salonda film seyretmenin olumsuzluklannın.
salonlann yeniden seyircilerle dolmasıyla gıdenlmesi.
toplu film seyretme alışkanlığının ve paylaşımının
yeniden yaşama geçirilmesinde kuşkusuz
"sinema"nın kendisi için de sonsuz yarariar vardır.
Ama artık filmler salt sinema salonlannda gösterilsin
diye yapılmıyor ve sinema salt sinema salonlannda
varolmuyor. Bunu hayatımızın ve sinemanın yeni bir
gerçeğı. bir olgusu olarak kabul etmek ve sinemayı.
genişleyen bu durum içinde görmek, düşünmek
gerekır. Sinemanın, yalnızca sinema salonlannda var
olabildiğı olgusunun kökenınde film üretim
teknolojisinin sınırları yatmaktadır. Filmin,
beyazperdede gösterilebilmesi için ortamın
karartılması gerekmektedır. Perdeye ışıkla yansıtılan
görüntüler ancak böyle seyredilebilmektedir çünkü.
Bu teknolojik belırlemeden sonraki gelişmelere ise
yaratıcılar degil, sinemaya para yatıran kapitalistler \e
film tüccarlan yön vennışlerdir. Sinemanın sanatsal
bir yaratı olduğu, onun da sanatçılan, yaratıcılan
olabıleceği çok sonralann bir gelişmesidir. Başlarda
genış kitlelenn büyük ilgisını çeken sinema alanına
sermaye yatınm yamakta ve onu kendi beklentilerine
göre biçimlendirmekte gecikmemiştir. Istekleri
karşılamak için biryandan. kapıtalizmin "arz-talep"
yasası uyannca, film üretimine hız verilmiş, diğer
yandan da yatınlan sermayenın bir an önce kendını
amorti edip kâra geçmesi için filmler toplu tüketime
sunulmuşrur. Bunun için yüzlerce, binlerce kişi
alabilen sinema salonlan inşa edilmış ve buralara en
arkada oturanlann da rahatça görebilmesini sağlamak
ıçın salonun büyüklüğüyle orantılı büyük beyaz
perdeler yerleştirilmiştir. Büyük perdede, toplu olarak
film seyretme olgusu bu nedenle kapitalizmin sinema
alanına getirdıği bir durumdur. Kapitalızm bununla da
yetınmeyıp kentsel. bölgesel. ulusal. uluslararası
boyutlarda fffcflfttB9lWiçin dagıtım ve gösterim
örgütlenmesine girişmiş ve-eiuşan bu film pazan için
kaçınılmaz olarak belli standartlara, ürün türlerine de
vönelmiştir.
lşte teknolojıdeki gelişmeler, görüntülerin elektronik
yolla da üretılmesi ve seyircilere iletilmesi. birönceki
teknolojıye göre kurulmuş ve işleyen bu ekonomık
sistemı sarsıntıya uğrattı ve sinema salonlan
televizyon kanalı ışletmelennin rekabetine
dayanamadıklan için bırerbirer kapanmaya başladılar.
Buna karşılık örneğın haftalık faylık, yıllık) film
sevretme sayısı ve yaygınlıgı çok arttı. Gene filmler
üretılıyor. ama bu kez telev izyon kanal
işletmelerinden gösterilsin dıye yapıhyorlar. Film
türlerinde çeşitlenme ve standartlannda buna göre
değişimler olmaya başladı. Gelişmelere bu kez de
yatırımcılar, bundan parasal çıkan olanlar yön veriyor.
Yaratıcılar. sanatçılar gene çerçevesi başkalan
tarafından çizılmiş ve belirlenmiş bir alanda işlerım
görmeyi sürdürüyorlar. Bu durum hep böyle mı
sürecek ya da dahs le kadar böyle sürecek ve bu,
sinemanın diger sanatlardan farklı olan birözelliği, bir
kaderi mi?
Antalya Kısa Film ve Video Festivali
31 fîlm yanşacak
Kültür Servisi - 2. Ulusla-
rarası Antalya Kısa Film ve
Video Festivali, Antalya Al-
tın Portakal Kültür ve Sanat
Vakfı'nın bünyesinde çalış-
malannı sürdürüyor. Festiva-
lin yöneticiliğini Naian Ce-
beci,yönetici yardımcılığını
Levent Uhıçer yapıyor.
17-21 kasım tarihleri ara-
sında gerçekleşecek festival-
de kapsamındaki film göste-
rileri. Cumhurbaşkanı Sülej-
man Demirel tarafından ey-
lül ayının ortasında açılışı
yapılacak olan Antalya Kül-
tür Merkezi'nın biri 830, di-
ğeri 300 kişilik iki salonun-
da yer alacak. Ayrıca Antal-
ya Kültür ve Sanat Vakfı'nın
bulunduğu fuar alanında da
çeşitli etkinlikler yapılacak.
Gecen yıl birincisi gerçek-
leştirilen Kısa Film ve Video
Festivali, bu yıl otuz üçün-
cüsü yapılacak olan Ulusal
Film Festivali'nden ayn bir
tarihe alındı. Ulusal Film
Festivali 1-5 ekim, Uluslara-
rası Kısa Film Festivali ise
17-21 kasım tarihleri arasın-
da yapılıyor. Şu ana kadar 34
ülkeden başvuran 419 yapıt
arasından 112 film ve 206
video, toplam 318 yapıt ele-
meye katılmaya hak kazandı.
Bunlardan 61 "i video, 5'i
film olmak üzere 66"sı Tür-
kiye'den.
2-9 temmuz tarihleri ara-
sında toplanan film önjürisi.
toplam 112 filmden 31 tane-
sinı yanşmalı bölüme seçti.
ÜkerCanikli'nın "Uçmakls-
tirorum" adlı filmi tek Tür-
ki\e yapımı film olarak ya-
nşmalı bölüme seçildi.
Film önjürisi şu adlardan
ciuşuyordu: Hilmi Eti-
kan(kısa film yönetmeni).
Elizabeth Rohmer (Avrupa
Konseyi Film Başkanı), Mel-
tem Aftan (Antalya Sanatçı-
lar Dernegi Üyesi). Binnur
Kılınçka>a (TRT, 'Ve Sine-
ma' Programı yapımcısı). 6-
9 temmuz tarihleri arasında
toplanan video önjürisi ise şu
adlardan oluşuyordu: Eliza-
beth Rohmer, Doç. Dr. Oğuz
Makal (Izmir Dokuz Eylül
Ü. lletişim Fakültesi GSF
STV öğretim görevlisi) tr-
fan Yazar (TRT Antalya Ka-
meramanı). Prof. Dr. Levend
Kıuç( Eskişehir AnadoluÜ..
lletişim Fakültesi ögretim
görevlisi). Video jürisi ise
206 yapıttan 31 tanesini ya-
rışmalı bölüme seçti. Buya-
pıtlann da sekizi Türkiye ya-
pımı.
Dünyanın belli başjt kısa
film ve video festivallerinin
yöneticileri ve organizatör-
lerinin davet edilecegi festi-
vaL sırasında yer alacak et-
kinlikler arasında: 'Çevre',
'Çocuk' ve 'Diinya Yerlile-
ri'konulu özel gösterimler.
Oka>r
Temiz ve Gnıp Merdi-
venkonseri.'Çevre' etkinlik-
leri, Orhan Coplu'nun kari-
katür sergisi, Murathan
Mungan'ın yazdıgı Emin
Gürsoy tarafından sergilene-
cek olan, tek kişilik, 4
Şah-
maranın Bacaklan' adlı
oyun yer alıyor. Festivalde
ayrıca. Sunay Akın tarafın-
dan Balkan ülkelerinden şa-
irlerin katılacakları bir şiir
etkinligi düzenlenecek. Et-
kinlige Can Yücei ve Metin
Demirtaş da katılıyorlar.
Festivaldeki bir başka etkin-
lik ise kent içinde dolaşacak,
küçük bir sinema salonuna
dönüştürülmüş 'Kısa Film
Otobüsü'.
ve Pierce Brosnan rol alıyor.
Oscar ödüllü Clint Easnvood,John Be-
rendt'in çok satan kitabı "Midnight In
TheGardenofGoodand Evil"in sinema
uyarlamasını yapımcı Arnold Stiefel,
Randv Philips ve Silver Pictures için yö-
netecek. Eastvvood'un, 1988'de çektiği
"Bird"den sonra yönetmeniigini yapıp,
rol aldığı ilk film olacak bu."Midnight
In The Garden of Good and Evil", East-
vvood'un yönetip, rol aldığı "A Perfect
NVbrid" filminin yazan John Lee Han-
cock tarafından sinemaya uyarlanmış.
Savannah ve Georgia'nın sihirli ve cazip
dünyasında geçen öykü, merkezinde acı,
güç, büyü ve yasak aşkın olduğu unutul-
maz bircinayeti anlatıyor. Filmin çekim-
lerine 1997 yılında başlanacak.
Batman serisinin 4. filmi "Batman ve
Robin"de ise Alicia Silverstone ve Val
KUmerı izleyeceğiz. 1995 te "Batman
Förever"ı yöneten Joel Schumacher yi-
ne yönetmen olarak karşımızda. Çekim-
lerine eylül ayında başlanacak filmin se-
naryosu efsanevi animatör Bob Kane'in
Batman karakterlerinden yola çıkan ,\ki-
va Goldsman tarafından yazıldı.
Warner Bros ve Peters Entertainment
ise, başrollerinde Oscar ödüllü Jon Vo-
ight ve VûıgRhames'in oynadığı "Rose-
wood"u sunuyor. "Coming Home" fil-
mindeki rolüyle Oscar alan ve "Mid-
night Cowboy" ile "Runaway Train"
fılmlerindeki rolleri için de Oscar'a aday
gösterilen Voight'un rol arkadaşı Rha-
mes ise Quentin Tarantino'nun "Pulp
Fîction". DavitMamet'nin "Homicide",
Brian De Palma'nın "Mission Impossib-
le"ad)ı filmlerinde rol aldı. "Rosewo-
od"u. "Bo>z N The Hood" filmiyle hem
en iyi yönetmen hem de en iyi senaryo
dalında Oscar'a aday gösterilerek ilk Af-
rika kökenli Amerikalı yönetmen olan
John Singleton yönetecek. Filmin ya-
pımcısı ise Oscar ödülIü(RainMan) jon
Peters. Filmin çekimlerine 29 ocakta
başlanacak.
Brad Pitt, Richard Attenborough'un
yöneteceği "TheSailmaker'da.Anthony
Hopkins ile başrolleri paylaşacak. Bir
kahramanlık öyküsü olan "The Sailma-
ker", koskoca bir çölün ortasında yaşa-
maya mahkûm edilen bir denizcinin. bir
gemi yaparak kaçmayı hayal edişini ko-
nu alıyor.
Vannesa Redgrave, Stephen Fr\ ile
Brian Gilbert'in Oscar VVTIde'ı konu alan
"Wilde Heart"ında kamera karşısına çı-
kacaklar. John Grisham'ın senaryosun-
dan yola çıkılarak John Dahl tarafından
yönetilecek "The GingerbreadMan" ad-
lı filmde ise Kenneth Branagh ve Annet-
te Bening'i izleyecek sinemaseverler...
Branagh, daha sonra, sinema dünya-
sındaki keşmekeşliği, çöküntüyü anla-
tan "Provocation" ile kamera arkasına
geçecek. "Wütenvorld''ün (Su Dünyası)
yönetmeni Ke\in Reynolds ise, ABD
Anayasası 'nda cinayet davalan için ölüm
cezası olarak bilinen "18T"yi filme çe-
kecek. Filmde, öğrencileri tarafından
adam öldürmek zorunda bırakılan biröğ-
retmenin dramı söz konusu ediliyor.
Johnny Deep, "The Brave" ile yönet-
menlik denemesine girişirken; Stephen
Frears, bir Martin Scorsese yapımı olan
"The Hign-Lo Country"de kamera ar-
dında olacak. Michael Keaton ise. Kaf-
ka'nın "Değişim"ini ters çevirerek bu
kez insanlaşan hayvanlan anlatacak "It's
A DogLıfe" ile. Bir yeni film de Francis
FordCoppola'dan. "Mirror" adlı futüris-
tik bir bilimkurgu çekmeye hazırlanıyor
usta yönetmen. Ingiliz yönetmen Mkk
Jackson ise, Tommy LeeJones'lu bir ma-
cera filmi çekiyor: "VoJcano".
IngiBz Lale Devri'nm öyküsü
Kfiltür Servisi- Senaryosunu
Ripert VValters'ın yazdığı,
Michael HofTman'ın yönettiği ve
kalabalık bir oyuncu kadrosuna
sahip "Restorasyon" bugün
gösterimde. Yıl 1*660.
Ingiltere..."Neşeli Hükümdar
olarak bilinen II. Chartes'ın tahtta
bulunduğu bu MİIarda İngiltere'de
monarşi yeniden yapılanırken.
bilim ve sanat alanında da önemli
gelişmeler yaşanmaktaydı. Halk
katı, baskıcı Püriten kurallanmn
ardından birden karşılaştığı
özgürlüklerle şaşah bir yaşama
yönelmişti. Bulaşıcı hastalıklann
kolgezdiğl, doğal afetlerin birbiri
ardına geldiğiIngiltere, bir
taraftan tarihte Restorasyon
olarak geçen eşşiz bir
avdınlanmayı vaşıyordu."
Başrollerini Robert Downe> Jr.,
David Thewlis, Meg Ryan ve
Hugh Grant'in paylaştığı filmde
Kral II. Charles'ın sarayında
şaşaalı bir yaşam içinde, düşük
ahlak değerleriyle yaşayan Robert
Merivel'in öyküsü anlatılıyor.
Kral II. Charles (Sam Neill)
saraya Kralıyet Fizikçisi olması
için Merivel'i (Robert Dovvney
Jr.) çağırtır.
Tıp öğrenimi yanda bırakarak
saraya gelen IVferivel. kralm
ricasıyla sarayın en aenç hanımı
Gelia (Polly Walker)1le evlenir.
Fakat bir süre sonra kral
Merivel'e şövalyelik ve toprak
teklif ederek. gelin üzerindeki
haklanndan vazgeçmesini ister.
Başta bunu kabul eden ancak
Merivel bir türlü Celia'dan
kopamamaktadır. Kralın ressamı
Finn (Hugh Grant) tarafından
cesaretlendirilen Merivel, krala
başkaldınr ve cezalandınlır.
Çaresiz sarayı terk eden Merivel,
eski bir arkadaşına gider. Quaker
misafirhanesinde Katherine (Meg
Ryan) ile karşılaşır. Merivel
Katherine'le birlikte Londra'ya
gider. Büyük veba salgınının
yaşandığı Londra'da Merivel. pek
az doktorun yapabileceği bir şeyi
yapar. Yeniden biümle
ilgilenmeye ve üretmeye başlayan
Merivel, bir taraftan da çocuğunu
taşıyan Katherine ile aşkın
gücünü keşfetmektedir.
Tarihi bir film olduğu için
mimarisinden müziğine,
giyiminden bilimine kadar bir çok
alanda dönemin özelliklerini
yansıtmak durumunda olan
yapımcıiar en fazla mimari
konuda zorlanmışlar. Tarihin en
Restorasyon
Yönetmen: Michael Hoffman
Yapımcuar: Cary Brokavv.Andy Paterson. Sarah Black.
Yapuncı yardımcılan: Bob VVeınstein, Harvey Weinstetn ve
Donna Gigliotti.
Oyuncular: Robert Dovvney Jr., David Thevvlis, Meg Ryan, Hugh
Grant. Sam Neill. Polly Walker ve lan McKellen.
Senano: Ripert Walters.
Bugün
gösterime giren
Michael
Hoffman'ın
yönettiği
Restorasyon'da
Robert
Downey Jr,
David TheMİis.
Sam Neill, Meg
Ryan ve Hugh
Grant
oynuyoriar.
büyük afetlerinden biri olan 1666
Londra yangınının ardından 5 6'sı
yanan kentte ahşap ev yapılması
yasaklandığı için yapımcılar 17.
yüzyıla ait resimli resimsiz tüm
belgeleri tarayarak filmin
mekanlannı oluşturma yoluna
gitmişler. Filmin müzikleri ise
besteci James Newton Hovvard
tarafından hazırlanmış. Dönemin
yaşadığı yeniden oluşum
sürecinde ortaya çıkan vokal ve
koral ağırlıklı Barok müziğin
temsilcilerinden Henrv- Purcell'ın
yapıtlanndan esinlenerek
müzikleri oluşturan Hovvard
önceki çalışmalanndan "Kaçak",
"Dalgalann Prensi" filmlerinin
müzikleri ile Oscar'a aday
gösterildi.
KEDI GOZU
VECDt SAYAB
Olimpiyat Koyboyları
Aslan Cinotri
Valideçeşme'de bir çöplük. Mahallenin en azgınlan
toplanmış gene. Bıyıklar taranmış. kuyruklar havada.
Neymiş, "Ket-te-ve"öe cantı yayına çıkacaklarmış.
Güncel bir konu tartışılacak bugün: Türkiye. 2004
Olimpiyatlarını alabilir mi?
Tartışmayı tabii ki Kırçıl yönetecek. Her zaman oldu-
ğu gibi tüyleri parlak. tırnakları törpülü. Konuşmacılar
matıallenin en hızlısı. köşeleri çabuk dönmesi ile tanı-
nan Çet, gözlerinin güzelliğiyle ünlu Pitiko -namı diğer
"Âşık", en kahraman Recep, sosyetik çevrelerin vaz-
geçilmez kedisi Merlin ve çöplüğün bağnndan çtkmış
delikanlı Arap...
İlk söz Çet'in: "Alacağız tabii. Türkiye gibi bir ülkeyi
nereden bulacaklar? İki kıtada birden olimpiyat yapa-
bilecek başka ülke var mı? Üstelik çok iyi hazırlandık
bu kez. Atlanta'da acaip lobi yaptık. Amenka'nın bizi
destekleyeceğine hiç kuşkunuz olmasın. Hem biliyor
musunuz, Stallone, gelecek filmıni Naim'/e çekmek ıs-
tediğini bildirmiş bizimkilere. Vallahi koltuklarım kabar-
dı bu haberi duyunca."
Pitiko söze girdi "Ne yani, Stallone'nin döveceği
adam olmak pek mı matah bir şey?"
"Sizdepekanarşiksinizcanım." Merlin. duyduğu ha-
berden etkilenmişti. "Hele bi Hollywood'a gırelim de,
belkı bızım de dayakyemıyeceğımız filmler olur ılerde."
Pitiko altta kalırmı... "Sizgerçekten inanıyormusu-
nuz allahaşkına, olimpiyatlan alacağımıza?" diye tep-
kisini dile getirdi. "Şu sicille kim verirbize olimpiyatla-
rı. Görmüyor musunuz, bir haftadtr dünya televizyon-
larında birinci haberiz."
Arap, bıyıklarının altından gülümsedi. "Eh, ne de ol-
sa reklamın iyisi kötüsü olmaz?"
Bu sözler, milliyetçi-muhafazakâr Recep'in tepesini
attırıverdi. lşte bu ülkeyi felakete sürükleyen sizin gi-
bi kandınlmışlar. Bunlann hepsı vatan haını. Hepsini tı-
kacaksın içeri, göstereceksin Hanya'yı, Konya'yı."
Dayanamadı Arap, gözleri altın gibi parlak, pençele-
ri sıkılmıştı. "Zaten kaç kişinin sesi çıkıyorki" diye söy-
lendi. "Onlan da hain diye tanıtın da, ortalık dikensiz
gül bahçesine dönsün! Bugünkü gazeteleri gördünüz
mü, 'Ülkeyi karartan aydınlar' dıyor polıtikacmın biri.
Köşe yazaharında küfrün bini bi para, 'Sahibinin sesi,
amigo aydınlar', daha nelerneler... Aydınından bu ka-
dar nefret eden bir toplum olur mu? Böyle bir toplum
nasıl saygınlık kazanır dünyada?"
Çet, müdahale etme geregini duydu. "Politikayı ka-
nştırmayın bu işe. Türkiye, yeni dünya düzenine gırdi
mi siz ona bakın. Bal gibi de alırız olimpiyatlan. Aldık-
tan sonra da sırtımızyere gelmez. Ben, yedi ülke ara-
sında en şanslı bızım ülkeyi görüyorum. Yirmibirınci
yüzyılın ilk olimpiyatlan Istanbul'da olacak, göreceksi-
niz."
"önce kendimize biraz çekidüzen verseydık de, on-
dan sonra aday olsaydık" diyecek oldu Pitiko. Hepsi
birden çullandılar üstüne. iyice hırpaladılar Recep, son
noktayı koydu. "Sporcusu olmayan bir mılletin hayat
damarlarından biri kopmuş demektir. Tamam mı?"
Arap, dayanamadı: "Birdefa o söz sanatçılar için söy-
lenmiş... Keşke, olimpiyatlar için harcanan emek ve pa-
ra sanatçılarımız için harcanabilse. Bakın, o zaman na-
sıl değişiyor Türkiye'nin ımajı... Akıllı propaganda na-
sıl olur anlamak için bıraz öteki ülkelerin yaptıklarına
baksalarya politikacılanmız, bürokratlarımız."
Yurtdışı görgüsü oldukça fazla olan Merlin, lafa ka-
nştı: "Neyapıyorki öteki ülkeler. Onlarda bızım gibi şık
broşûherbasıp, yemekler vererek adam tavlamaya ça-
lışıyor."
"Pek öyle değil" dedi Pitiko. "Güney Afrika'yı gör-
müyor musunuz? Insan haklan savunucusu Rahip Tu-
tu'yu göndermişlerAtlanta 'ya: Birzamanlarzindanlar-
da sünjndürdükleri 'hain aydın'/. Sicillerinı temizlemek
için yapabileceklerı en iyi şeyi yapmışlar. Bence, kesin
Cape Town alır olimpiyatlan."
"Biz de Recep Tayyip'i gönderdik. Ne olmuş yani"
dedi Merlin. "Üstelik bu soft-lslam modelini çok beğe-
niyor Amerika, görmüyor musunuz? Sizde olimpıyat-
lara karşı menfi bir hava seziyorum."
Son sözü Arap aldı. Pitiko'yu destekleyen bir konuş-
ma yaptı: "Neden karşı olalım? Her ne kadar bu olım-
piyatlan Amerikan şirketlerinin reklam kampanyasına
benzettilerse de, olimpiyat düşüncesinin özündeki ba-
rışçı, idealist yaklaşımı yadsıyamayız. Her ırktan, her
ulustan insanın eşit koşullar altında yanştığı -tabii, pa-
rası bol olan ülkelerin bıraz daha "eşit" oldugu(!)- şö-
lene hazır olmak için daha birkaç fınn ekmekyememiz
gerekir bence. En azından, Amerika 'nin kendini nasıl
tanıttığına bir baksanıza. Irkçılığın hâlâ etkili olduğu At-
lanta 'da dünyanın en özgüriükçü rejimi olduklarına biz-
teriinandırabilmekiçin neleryapmadıadamlar... Mar-
tin Luther King'/n 'Benim bir rüyam var' sözünü At-
lanta Olimpiyatlan'nin simgesi yaptılar. Güneyin sım-
gesi olan ıri<çılığt unutturmanın tek yolunun özeleştıri-
den geçtiğini çok iyi biliyorlardı çünkü. Hollywood'un
tüm görkemini ve zevksizliğini bir araya getiren açılış
töreninde kullanacağı cümleleri çok iyi seçmişti Ame-
rikalılar. Olimpiyat ateşini bir siyah atletin yakması da
aynı mizansenin iyiseçilmiş, etkileyici bir halkası ıdı el-
bette. Bilmem anlatabiliyor muyum?"
Ya işte böyle. Bizim mahallenin kedileri böyledir Po-
püler konularda mutlaka bir fikirleri vardır. Yolda, kah-
vede duyduklarını bir güzel satarlar birbirlerine. Po-
litikacılara taş çıkartırlar. Televizyonda tartışmalarını iz-
lerken çok özlüyorum onlan.
YENİ KİTAPLAR...
Bakış ve Ses
Çahiers du Çinema dergisinin iz bırakan yazarlarından
olup sonradan Chantal Akkermangibi yönetmenlerin. İs-
tanbul Film Festivali'nde birkaç yıl önce gösterilmis. "Ge-
ce veGündüz" gibi filmlerinin senaryolannı da imzala-
yan Pascal Bonitzer'ın "Bakış veSes"i. son dönemde ya-
yımlanan sinema kitaplannın kuşkusuz en ilginçlerinden
biri kanımızca. Sinema. Sinemacılar. Retro ve Filmler
başlıklı 4 bölümden
oluşan "BakışveSesr
ı
dilimize İzzet Yasar
kazandırmış. Eisenste-
in, Godard, Straub gi-
bi sinema diliyle derin-
lemesine uğraşmış bü-
yük 'fırma'lardan.
VVajda. Bunuel. Fellini.
Antonioni, Pasolini.
Malle, Arcand vb. gibi
namlı ustalann filmle-
rine kadar. basmakalıp
eleştiri boyutlannı
aşan denemeyle. ince-
leme ve yorumlama-
nın iç içe geçtiği, birta-
kım sağlam ve ufuk
açıcı yazılanndan bü-
tünlenen. sonuçta okura zengin ve geniş bir yelpaze su-
nan bu kitabı meraklısına hararetle tav siye ederiz. Kapa-
ğında. sinemacılığından önce esaslı bir çızer olan Felli-
ni'nin Donald Sutherland'li "Casano\a'"sı için sarı zemın
üstüne çiziktirdiği bir Don Juan profilinin yer aldığı "Ba-
kış veSes"te Pascal Bonitzer. 'birbütün'ii, yani filmi ikı-
ye bölerek 'bakış'ı ve 'ses'i ayn ayn 'çözümlemeye' giri-
şiyor.
(Bcıkış veSes; PascalBonitzer'den çeviren tzzei Yasuı; Ya-
pı KreJi Yaymlan. Istanhul, Anıhk 1995, 147say/a.j