27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 Istaroul Edine çpansnkate Kocaelı İzmir Mlanisa Aydın Deniz A A A A A A A A a 3J 3> 3> 3 3' 3. 3' Zonguldak ' A 2 Antalya Sinop Samsun Trabzon G/resjn Ankara Konya Eskişehır Sıvas A B B B A A A A 21 27 26 25 32 34 32 27 A 32 Kars Adana Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Sıırt Hakkâri Van A A A A A A A A 3b 32 37 37 37 36 30 27 A 28 ] Yurdun kuzeydo- ğu kesimleri par- çalı bulutlu. ötekı yerleraz bulutlu ve açık geçecek. Ha- va sıcaklığında ö- nemlı birdeğışiklik olmayacak. Rüz- gâr kuzey ve doğu yönlerden hafif. ara sıra orta kuv- vette esecek. Londra Parıs Roma Berlın Amsterdam Madrıd Sofya Brüksel B B B Y Y A B Y 24 25 31 20 24 33 26 24 Atina 33 Budapeşte Y 23 Milano Oslo Helsınki Stockholm Belgrad Vıyana Bonn Münih B Y B Y Y Y Y Y 28 23 29 24 25 21 23 21 Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire B A Y B B Y Y A 21 31 28 23 27 27 28 39 Şam 37 Parçalı bulutlu G U N D E M ML'STAFA BALBAY § • Ba$taraft 1. Saydida kaynak.. Ekcnomide her ^ey iyiye gıdiyor. Maaş zamları, üneticye verilecek aban fiyatlar... Bir eksik var; kay- nak... Ekonomiden soumlu bacımızın durumu biraz da "Bu ckullar oltvata Mi'lli Eğıtim'i ne güzel idare ederaım" diyen bacana benziyor. Çiller de kaynak soruru olrnasa ektrıomıyi ne güzel idare ederdi. Vaa:ler bol kesecen; kaynak delik bütçeden... En son fındıktakizındıklığı Sadullah Usumi yaz- dı. Fiyat açıklandı, ama Fıskobirlik'in destekleme alıımı yapacağıneili:l<inbirsözyoktu. Bu durum, se- kiz milyon fındıkürtticisinin, eline kısa sürede para ge-çmesı ıçin düşüı fiyattan tüccara tesl/m olması an lam.na geliyor. Kaynaklara getelrn... İlk sırada. dövızfe borçlanma vardı. Bankalann yurrtdışjnda tuttukla-ı 9.5 milyar doları yurda getir- meleri planlanıyordu. Çiller'e eşlik etmekten sorum- lu Devtet Bakanı Utjk Söylemez'le banka yöneti- cileri geçen hafta tcplandı, sonuç çıkmadı. Banka- lar, faiz düşmanı Başbakan'dan daha fazla faiz isti- yor. Hem de dolar üzerınden... iıkinci sırada, yurdışındaki ışçilerimizin 50-100 milyar markı bulduçv söylenen tasarruflarının yur- da getirilmesiyeralı/ordu. Kaynaksız hükümet ken- dini mark kasasındc görürmüş... Anlaşıldı ki. ışçıle- rirnizin ne bu kacartasarrufu var ne de bu paraları kıs-a sürede Türkiye'ye getirecek durum. Yapılan araştırmalargurbetcinın kendisıne. mark yumurtla- yan tavuk gözüyle takılmasından rahatsız olduğu- nu <jösteriyor. Üçüncü sıradakı zjahiyane bir buluştu; havuz... Bütün paraiarbırnayuzda toplanacak. Böylece ge- lir-gider daha iyi korıtrol edilecek. Gerçekleşirse olumlu olabılir. amabu havuzun başına yavuz biri- ni getirmek koşuluya... Dördüncü kaynak özelleştirme... Telekom yasası çıktı. Tüm özelleştirrnelerin hızlanacağı söyleniyor, ama buradan gelecek kaynakta tarih oynak. 1996'ya yar olmayacak. Beşinci sırada vergi toplamayı hızlandırmak var- dı... Vergi reformu yck, verenden bir an önce almak var. Bu türkü yıllardr söylenir. Güzel sözleri adam gibi besteleyen çıkrradı. Altıncı sırada, devfete aıt lojman, arsa, bağ, bah- çe ne varsa satış. bi' de 31 temmuza kadar yapıl- mış gecekondulara alkış vardı. Bürokratların yaptı- ğı çalışmalar gösterd kı, satışlar kısa sürede olanak- sız. Gecekondu affırm da nerelere varacağı, önce- ki gün İzmir'de yaşananlarla ortaya çıktı. Artık, be- davadan ev sahibi olmanın adı, hocakondu... Af kaynak değil. mafyaya çanak. Yedinci kaynak, hCkümetin toplayamadığı vergi- leri belediyelerin toplamasıydı. Beşinci maddeyle birleştirdiğimizde hü<ümetin vergi politikası şöyle özetlenebilir: Vergiyı veren işkencede, vermeyen eğlencede... Kaynak yok, aktarma çok... SSK ve Bağ-Kur'uT düzlüğe çıkanlmasını öngö- ren sekizinci kaynak ıçin henüz bir çalışma görün- müyor. Dokuzuncu sırada rnaden ocakları vardı. Bu mad- deyi önerenler, maden bulduk deyip üzerine atla- mışlar, ama uzmanlar bu kaynaktan ancak 50-60 milyar lira sağlanabileceğini söylüyorlar. Bu paray- la ancak hacıya 40-50 kilo altın. bacıya da bırkaç villa alınır... Onuncu sırada yine çalışanların sırtına yüklenme vardı. Zorunlu tasarruf kaldırıldı. Bu yolla devlet bir cebinden öteki cebine aktardığı dilime son verdi. Çalışanların paraları ne zaman geri verilecek? Belli değil. Son kaynak. ihracatı arttırmak. Oysa rakamlar ih- racatın değil, ithalatın arttığını gösteriyor. Birinci kaynak çiKartmasının sonucu böyle. Hükümet bunların gerçekçi olmadığını görmüş ol- malı ki, bundan böyle her ilde. oraya özgü ne tür kaynakların yaratılabileceğine ilişkin toplantılar yapılması kararlaştırıldı. Başkentte bu toplantıları koordine edecek bir birim oiuşturuldu. Dünkü ekonomik kurul toplantısında da yine kay- nak yoktu, bol miktarda kaynak aktanmı vardı. Şu sözler Çiller'in: "Eximbank'a çok büyük kaynak aktaracağız, TMO'ya buğday parasını ödemesi için kaynak ak- taracağız..." Sözün özü, her tarafa çek yazılıyor, ama karşılığı yok... Piyasada karşılıksız çekin cezası büyüktür... Siyasettedeöyle... Sıslı B u l u t ! u y Çok bulutlu Yağmjrlu i Karlı t Gok gurultulu İsrail RP'den endişeli • Baştaraft 1. Sayfada çekmişti. Türkiye'nin İsrail Büyü- kelçiliei yetkılileri de. Cum- hurhet'in sorulannı >anıtlar- ken, Türkiye'nin komşulam - la iyi ılişkıîer kurmasının Tel- Aviv'i kaygılandırmadığını. ancak Ankara'nın Tahran'ı olumlu yönde etkilemesini beklediklerini bildirdi. Yetkili, RP'nın iktidara gel- mesinin ardından Israil'in Türkıye'yi daha dikkatli izle- dığinı belirterek "Türkiye'nin komşulan) la iyi ilişkiler kur- masL tüm Ortadoğu için iyi olur. Ancak Türkiye'nin İran'ı olumlu etkilemesi gere- kir. Türkiye ve İsrail, bölgenin laik ve demokratik ülkeleri. Bunıuı böyle sürmesini istiyo- ruz"dedt. A\nı yetkili. Türkiye-lsrail >avunma sanayii işbirlıgı an- laşmasının imzalanması ama- cıyla israil Milli Savunma Ba- kanlığı Müsteşar Yardımcısı David Ivry'nin Türkiye'ye gelmesi için tarih belirleme çalışmalannın sürdüğüne dık- katçekerek. "Bu anlaşma im- zalanacak1 * görüşünü dile ge- tirdi. Türkiye ve İsrail arasında 23 şubatta imzalanan askeri eğitim işbirliği anlaşmasının ardından iki ülke arasındaki askeri işbirlığini bir adım da- ha ileriye götürecek olan sa- vunma sanayiınde işbirliği anlaşması. hükümetin RP ka- nadının engellemeleri nede- niyle gerçekleşememişti. "RP'nin gölge Dışişleri baka- nı" olarak bilinen Dev let Ba- kanı AbdullahGüTün "imza- lanmayacak" açıklamasına karşın, Dışişleri Bakanlığı an- laşmanın ileriki günlerde ger- çekleşeceğini bıldirmışti. ABD'den seıt mesajH Baştarafı 1. Sayfada ton. dün 7 ıirki\e iie İran arasındaki ticari anlaşmadan endişe duyduğu- nu bildirdi. TürkKe'nin İran iie böy- le bir ticari ilişkhe girmesi, ABD'de bir miiddet önce Başkan Clinion ta- rafından imzalanan vasanın ihlali anfamına gelmiyor mu? Türkiye'ye mesajınıznedir" şeklindeki sorusu- na şu yanıtı \erdi: "İran'ın terorizme destek olması \e Ortadoğu"da uzun süredir barış sürecine karşı çıkması, bizde derin endişe yaratmaktadır. Dolav ısı iie te- rorizmi destekleyen, Ortadoğu'da barış sürecine karşı hareket içerisin- de olan bir ülkenin. >ani İran'ın, bu amaçlanna ulaşmak için kullanaca- ğı kaynaklara sahip olması teşvik edilmemelidir. Türki\e"\e bunu ifa- de ettik. Türkler bunun sadece bir ti- cari anlaşma olduğunusö\lediler. Bu anlaşmanın İran'a sağla>acağı Ja>- dalann tehlikelerine dikkati çektik. Türk hükümeti iie bu konudaki gö- rüşmelerimizin henüz başlangıcın- dayi2. Ankara'da \eni bir hükümet işbaşında. İran iie bu tür ticari ilişki- lere girmemeleri konusunda Türk hükümetini ikna edebileceğimiz umudunu taşıyoruz." Washington'da ıse ABD'lı \etki- liler. Türkiye'nin "ticaret" dediği iş- birliğini "yatınm" olarak değerlen- dirdiler \ e Erbakan hükümetıne an- laşmasının ne olduğunu soracakla- rını bildirdiler. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın ön- ceki günkü günlük olağan baMiı brı- tinginde Türkive'ye avrılan süre. Clinton \onetiminin "hassasiyetini" açıkça ortaya koydu. Gerek Ameri- kalı. gerek yabancı gazeteciler. ne- redeyse basın toplantibinın tama- mında. Türkiye-lran şakınlaşması- na ABD'nin tepkisinin "ne olduğu- nu?" sordular. Sözcü vekili Glyn Da\ies. Türkı- ve'nin anlaşmayı imzalayarak Batı dünyasının "istemediği bir mesajı" iran'a verdiğini \urguladı. Davies. sorulara verdiği yanıtta >unlan de- di: "Türkiye'ye anlatmak istediği- - miz nokta. burada üst düze>de gö- rüştüğümüz nokta, anlaşma: Batı olarak kızıl bir hükümete gönder- mek istediğimiz bir mesajı. sinvali taşımnor. Iran'ın ulııslararası alan- da üç konuda kabul edilmez davra- nışlan \ar: Terorizmi sponse ediyor ve destekli>or. Toplu inıha silahlan peşinde \e Ortadoğu barış sürecine karşı. Bu amaçların. özellikle toplu imha silahlan peşinde olması, Tür- ki>edahil,konışulanna karşı birteh- ditoluşturu\or. Buyanlış... Vevanlış bir anlaşma Türki\e iie \apıldı. Ve bunu \apmak için de kesinlik- le yanlış bir zaman. Gelecek günler- de. yaptırımların u>gulanıp u>gu- lanmayacağını öğreneceğiz. Bu an- laşma)! Türkhe iie gelişen ilişkileri- miz içinde dikkate alacağız. Bu iliş- kiler uzun \ıllara dayann or >e bir- çok konu\u içerhor. En önenılisi de gü\enük konusu... Bununla birlikte Iran'lavaprığı anlaşmanın ilişkileri- nıizi bo/ma nedeni olmamasınf bek- livoruz. L'marız bu olmaz!.." Türkiye. ABD Dışişleri Bakanlı- ğının "en önemli gündem konula- n" arasında birinci sıraya otururken Clinton yönetıminin tüm birimlcrin- de toplantılar düzenleniyor, değer- lendırmeler vapılıyor. Kapalı kapı- larardında gerçekleştinlen "strate- ji belirieme" toplantılanna. daha ön- ce Türki>e'de göre\ vapmış Ameri- kalı diplomatlann vanı sıra. Türki- >e konusunda politikalarüreten ku- ruluşların uzmanlan da katılıyor NV'abhington'daki Türk diplomat- ları. toplantılann vapıldığınıdoğru- larken daha gok koalisyonun ömrü- nün. Başbakan Erbakan'ın Türk- Amerikan ilişkilerinin gelenek^el kalıplarını ne yönde ve ne derecede degiştirebıleceğinin sorgulandıgını ka\'dediyorlar. Erbakan'ın iran sevahatine \e enerji alanında işbirliğine başından beri "şiddetle karşıçıkan" ABD yö- netimi. Türkiye'yesönelik bir~yap- İran hava sahasım kullanıyorlar ABD kendisiyle ters düşüyor WASHINGTON(AA)-lran'da yatınm yapan firmalara karşı yaptınm- lar uygulanmasını öngören Amerikan yasasının yürürlüğe girmesinin ar- dından, Pentagon'un askeri bir eylem hazıriığı içinde olduğu yolundaki haberier yoğunlaşırken Amerikan United Havayollan'nın günde iki kez fran hava sahasını kullandığı ortaya çıktı. Amerikalı yetkililer. sık sık Tahran'a yönelik tehdit dolu açıkJamalar yaparken ve Türkiye'ye 'İran'dan uzakdurun' şeklinde telkinlerde bu- lunurken United Havayollan şirketinin İran hava sahasını kullanmasına ilişkin iznin bizzat ABD federal hükümetince verildiği bildirildi. Washington Post gazetesinin verdigi habere göre. ABD Başkanı BHI CHnton'ın geçen yıl yayımiadığı İran iie ticaret yasagına ilişkin talimat- namesinden sonra gerekli olan düzenlemeler, Hazine Bakanlıgi'na ba|- lı birdaire tarafından belirlendi. Ha2İne'ye bağlı OFAC Dairesi, Vietnam. Yugoslavya ve Güney Afrika için daha önce ve Küba için halen geçerli olan düzenlemeleri, fran için de yaşama geçirdi. Buna göre, ekonomik ve ticari çıkarlar iie rekabet unsunı göz önünde bulundurularak Amerikan Havayolu şirketleri için İran hava sahasını kul- lanma olanağı tanındı. Bir Hazine yetkilisi; "Kendi şirkederimizi ceza- landırmakistemedik" diye konuştu. Tahran, United Havayoilan'nın her geçişi için bin 500 dolar para alıyor, United Havayollan şirketi. parayı Londra'daki bir bankava vatinyor. • t - 4. -' . 4 ' • f •«• > ¥ t ^ » » -. k g . tırınıa gidip gitmeyeceğine" doğal- gaz anlaşmasının detavlarını gör- dükten sonra "karar terileceğini" açıkladı. Anlaşmayı. "Türkiye'yle çelişen ilişkilerin içinde değerlendireeekleri- ne" dikkat çeken ABD'lı yetkıliler. Clinton >önetiminin Erbakan hükü- metiyleağustossonunadoğrubirdi- zi görüşmelerde buîunacağını da söylediler. Konuya ilişkin Cumhuriyet'e bıl- gi \eren kaynaklar. bu \öndeki te- maslann muhtemelen dıplomatık düzeyde gerçekleştirilmesinin dü- şünüldüğünü belirtirken görüşme- lerin ABD mi yoksa Türkive baş- kentinde mı olacağının henüz belir- lenmedığıni bildirdiler. Öte yandan, Erbakan'ın iran ge- zisinden \e imzalanan doğalgaz an- laşmasından rahatsızlık duyanlar. RP liderinin attığı adımların. Türkı- \e-ABD ilişkilerine \e iki ülke çı- karlarına orta \adede "zarar verece- ğini" dile getirirken Başkan Clın- ton'dan Ankara hükümetine baskı yapmasını ı.stediler. ABD başkentindeki Yahudi çe\- relerın tepkisinı yönlendiren isim- lerin başında. \akındoğu'yla ilgili politikalar üreten VVashington Ens- titüsü'nün Türkiye uzmanı olan es- kı Dışişleri Bakanlığı göre\ li>i .Alan Makovsk) geldi. Türkıve'nın İsrail iie imzaladığı her anlaşmadan sonra "bunların ne denli varariı" olduğunu v urgulayan >azılarıkalemealan Mako\sk\. Re- fah işbaşına gelırgelmez Necmettin Erbakan hakkında ABD başkentin- tie dile getirılen "en ağır ifadeleri" kullananların başını çekti. Mako\skv. Erbakan'ın hedefinin "şeriatdevleti" olduğunu. şimdi tak- tıkolarak farklı da\randığını savun- duğu ıkı savfalık bir rapor vazdı ve "IMF\e Dünya Bankası. Erbakan'a kredi kazandırnıamalıdır. NATO sı- ralan, gizli terör planlan gibi bilgi- lere sahip olacağindan gü\enlik so- runıı yaratabilir. Clinton onunla re- sim dahi çektirmemelidir" dedi. 'Suikast TürkiyeMeki çöküşün uzantısı' I Baştarafı I. Sayfada Yazı çıktığı gün Si\ il Sav un- ma Teşkılatı Başkanı. eşı- min yazı vazdığı Yeni Dü- zen Gazetesi Yazıişleri Mü- dürü'nü arayarak memnun olmadığını söylemiş. Yazı- da bir gece Barnabas Ma- nastın'na yapılan baskından söz ediliyordu. Ba^kında bekçiler bağlanır. Eşim ya- zısında bu baskının Başba- kanlığa bağlı sivil savunma arabalan iie yapıldıgını. bu arabalann renklerini \ e mar- kalarını verivor. Orada bir kazı yapılmıştı. Bekçiler bıze ihbar ettiler. Gidip olayı yennde tetkik edip yazmıştı. Kiliseye git- tigimiz zaman mezann ka- zılmışolduğunugördük. Te- levizyon büyüklüğünde bir taş alınıp harcı \erine kon- madan tekrar >erine oturtul- muştu. Bu haben önce gaze- tede geçtiler. Kocam köşe- sinde \azdı. Orada birhazi- nenin saklı olduğunu \e o hazinev i 1974 yıltnda sak- layan şahıslann bura\ a gelip oradan aldığını söyledi. Si- vil savunma araçlannın da buna yardımcı olduğunu öne sürdü. Bunun üzerine tehdit almaya başladı. Ben cinayetle ilgili olarak bu olavdan şüpheleniyorum. Sivil Savunma. Başbakanlı- ğa bağlıdır. Başında da Ga- lip Mengi diye birisi vardı. Bu olay yazıldıktan sonra Mengi'nin görevden alındı- ğı. Türkiye'ye gönderildiği- ni duyduk. Türkiye">e gön- derildiöi aün kocam vurul- du. - Başında Adalı cinayeti- nin; 1962 yılında Muzaffer Gürkan \e A\han Hikmet isimli iki gazetecinin ölümü- nü anımsattığ] öne sürüldü. Onlar önceleri eşiniz gibi Türk Mukavemet Teşkila- tı'nda çalışmışlar. Ne diyor- sunuz? - Onlar da benim kocam gibi düşünüyordu. Cumhu- riyetin yaşamasını istiyor- lardı. ÖÎdürüldüler. - Cinayetten 15 gün önce CTPGenel Merkezi bomba- lanmış... - Her zaman önce bir yere bomba konur. Ondan sonra insanlar öldürülür. 1962'de de başka yerler bombalan- mış. ondan sonra da o gaze- tecıler öldürülmüş. 1962"- den beri düşüncesinden do- layı hiç kimse öldürülme- mişti Kıbns'ta... - Eşiniz Kıbrıs Rum tara- fı iie demokratik bir federas- \onu sa\unu)or. Toplumsal ve sos\al eleştirileri >ar. Bu eieştiriler Kıbrıs toplumun- da rahatsızlık mı yaratıyor- du? - Kutlu Adalı banşçı. de- mokrat \e gerçekleri vazan bir ınsandı. Insanca yaşam için mücadele etmişti. Tas- vip etmediği herola) üzen- neha_\atı pahaMiıagitmiştır. Kıbns'ta Kıbrıslı Türklerın olduğunu \e K.ıbrıslılık bi- lincini benimsemiş \eyazı- lannda bunu dile getımıiştir. Insancavaşam için mücade- le etmiştir. Kıbrıs'ta Kıbrıs- lı halkın olduğunu ınkâr edenler var. Kıbrıslı Türklerin orada olduğunu unutuvorlar. Nasıl Türki) e"de Lazlar v e Kürtler \arsa... Kıbns'ta da Kıbrıslı Türklerin olduğu birgerçek. Türki>e'den nüfus gelivor. Fakat bu nüfus. kimlikleri ve sosyal\aşamlan ilebizeuy- muyor. Bizim gibi olsalar kabul edeceğiz. Ipıni kopa- ları olduğu için ış verılmedi. Damadımın dosyasına Kut- lu Adahnın damadı yazıldı \e uvruga alınmadı. Sokak- tan geçen adamlan bile Kıb- rıs uv ruğuna aldılar. Göç et- nıeye zorlandı çocuklarım. - Eşiniz bir zamanlar Denktaş'ın sağ kolu) muş... - Öyleydı. 1971 >ılında \ollan a\nldı. Denktaş be- nim eşimi askerlikvapmadı- ğı gerekçesiyle askere gön- dermek ıstedi. Ovsa Kutlu Adalı. 1955'tenbuyanaçok üst göre\ lerde bulundu. Ye- dili Komite Sekreterlıği ve Bavraktar iie Denktaş ara- sında kuryelik \aptı. Bay- raktar. Türk Mukavemet Teşkilatı'nm başkanıydı. Gizli görev lerde bulundu. Denktaş bunları inkâr ede- rek kendisıni askere gönder- mek ıstemiş. Silah eğitimi yapsın cir%e. O da reddetti. Banşı savunuyordu. O ne- denle yollan aynldı. Denk- taş'ın Özel Kalem Müdü- okuttuk. O da gazetede va- zıyordu. Doğru olan her şe- yi yazdı. Hayatı pahasınada olsa... - Siz, eşiniz öldürüldüğü gece Türki) e'deymişsiniz?.. - Kutlu iie gece saat 23.15'te telefonla görüştük. 23.30'daöldürülmüş. llkbu- lanlar bıtişik evdekı Türki- veli öğrenciler. Onlar da er- tesi gün ev i tahliveedijorlar. Vurulduğu zaman sokak ışıklannı kesiyorlar. Sokak ışıklarının kutusu Si\il Sa- vunma "nınduvarındazaten. Sadece bizim e\ in \ e v urul- duğu sokağın ışıklannı kesi- yorlar. Cinayetten sonra si- gortalar yerine konuyor. Dört komşu. sokak ışığının saat 23.30'da kesiimiş oldu- ğunu sövlediler. Millivetçi Düşünce Derneâi'nden Er- han Anklıdiye birisi. sol dü- şüncede olanları belediye- nin köpek \ uran ekiplerı kö- pek gibi vursunlar. diye ya- zı vazar daha önce. Kutlu'vu Öldürülen gazeteci Kutlu Adalı, kızı \e eşi) le birlikte. ran geliyor. Hertürlü olum- suzluklar bunlar geldikten sonra yaşanmaya başladı. Bu düşünceleri. "Sıpa So- pa" vazısında eşim vazmış- tı. Kıbrıslılar hızla adadan göç ediyorlar. Ya Türkiye've - ya Avustralya >a da tngilte- re'ye. Adada40 bin nüfusıı- muz kaldı. Gençler hep yurî- dışına göç edivorlar. Oysa bu gençlerin orada kazanıl- ması. iş saha^ı varatılması gerekir. Bu genç bevinlerin Kıbrıs'a yararlı olması ge- rekir. Örneğin benım iki ço- cuğuma iş verilmedi. Onlar göç etmek zorunda bırakıl- dı. Kutlu Adahnın çocuk- rü'ydü. sonra iptal edildi. Deniz Bavkal. Antalya"dan sınıf arkadaşıydı. Baykal. harekât olduğu zaman Kıb- ns'a geldi ve Denktaş'a ni- >e böyle yaptın dıve sordu'.' Türkive'den kendisine Nü- fus Genel Müdürlüğü göre- vi verildi. Ecevit. iktidardan düşünce görevden aldılar. 3 v ılda kazandı mahkemeyi ve görev ine döndü. İki kez gö- revden aldılar. 50 yaşinda enıekli yaptı- lar \e bütün haklannı elin- den aldılar. 10 yıl mücahit- liği vardı. onu kaybetti. Bu- nun üzerine babadan kalma toprağı satarak çocukları da sokakta vurdular. 2 saat bekletilmış. Kimse bakama- mış... Kan kaybından da öl- müş olabilir. Vurulduktan 3 dakika sonra e\e 12 arabalık çevik kuvvet gelmiş. Eşimi ambulansla değil. askeri araçla hastaneye götürmüş- ler. - Eşinizsoldüşünceleresa- hipti değil mi? - Evet. 22 yaşına kadar Denktaş'a hizmet etti. Ken- disini bılmıvordu o zaman- lar. 1971 vıfında yollan ay- nldı. - Rumlarla arası nasıldı? - Oraya çok gıtmezdık. Aziz Nesin 89'da Rum tara- fına geldiği zaman devletten izinalarakgörüşmeyegittik. Bizi kabul etti. 25 Rum ya- zarla birlikte Türk tarafına geçtik. Rumlarla Türkleri kaynaştırdık. Birtemasgru- bu kurduk. Hergörüşten in- san vardı. Ancak temas gru- bu işle\ini vapamadı. 5 yıl- dır Rum tarafına aeçmiyor- duk. - Kıbns'ta nasıl karşüan- dı bu cinavet? -5 bin kişi katıldı cenaze- ve. Cumhurbaşkanı'nın ce- nazesine 3 bin kişi katılmış- tı. Ondan sonra oturma e\- lemi oldu. "Sıpa Sopa" ya- zısını onaylıvoruzdive imza açıldı. Meşaleli vürüvüşler vapıldı. 1 eylüle kadar etkin- likler devam edecek. - Kıbrıs Türklerinin ba- ğımsız bir de\ let kunnasına, Türkhe iie bütünleşmesine karşı mıydı eşiniz? -Evet. Rumlarla bir fede- rasyondanvanavdı. Eskıden olduğu gibi yaşayalım ısti- yordu. Banş içinde... Adada sol görüşlü olanların hepsi bu görüşü benımsiyordu. Rum tarafı iie birlikte 69 sendika bu görüşü benımsı- yor. İngiltere'de 20 sendika ve Kıbnslı Türkler var. On- lar da bu görüşü sa\ unuyor. Avrupa Topluluğu'na girip insanca >aşa\alım diyorlar. onlar da... Rum tarafının kişi başına düşen geliri 15 bin dolarken bizim 3 bin dolar. Türki- ve'nin sürekli bizı besleme- si gerekivor. Nüfusun vüzde 80*i meniur. Ekonomı bartı. Ovsa Avrupa Topluluğu'na gırdiğimız zaman biz de yardım alacağız. Yaşam dü- zeyimiz vükselecek. Türki- ve've olan ekonomik ba- ğımlılık arttı. Türkiye'den gelen herşey 4 misli satılı- yor. - Size herhangi bir tehdit geldi mi? - Çeşitli insanlar geliyor. Diyorlar ki v urulan insanla- nn eşlerine tecav^iz edilmiş. Senin başına da gelebilir. \'ahut da tehdit telefonlan geliyor. Konuşmak isterler. Bir yerlerde buluşalım. di- yorlar. Polise haber \eriyo- rum. Önlem almıyorlar. Kıbns'tan kaçırmak istiyor- lar. Ben diğer kızımla Kıb- ns'ta yaşayıp eşımin taşıdı- ğrbavrağı devralacağım. St. BMıabas olavının üstüne basının gitmesinı ıstıyorum. Kıbns'ta çok yazıldı. Mec- lis araştırması açıldı. Sonu- cu göreceğiz. G U N C E L Cİ NEYTARCAYTREK • Baştarafı 1. Sayfada man'la Kuzey Irak'ı terörden arındıracağını bir iki kez söylemesi. Oysa -dünku Yeni Şafak'ta- Şeyh Osman, sıraladı- ğı çeşrtli çözüm olasılıkları gerçekleşmezse "Birislam devletinı -tabıi Kurt islam devletını- tesis için çalışma- lanmızı sürdürmeye devam edeceğiz" dıyor. Adam açık seçık söylüyor. Tek amacı, bir Kürt dev- leti kurmak! Bizımkı de Şeyh Osman'larla ülkeyi esenliğe kavuş- turacağı düşlerıyle bir rahat, bir rahat ki... O devlet se- nin, bu devlet benım gezıyor. Aldatmacaların. birbirinı kandırmanın, karşılıklı ya- lanla dolanın üzerine inşa edilmiş bir siyasal icraat, ne kadar surer, daha doğrusu bir ulkenin yazgısı üzerin- de oynamayı uzun zaman sürdurebilir mi? Genel yargı; evet! Bir icraacı kadronun hanımında Yuce Divan'dan kurtulma davası, erkeğınde rampa saydığı hukümetle şeriat iktidarının temel taşlarını yer- li yerine yerleştırmek sevdası oldukça. sürer. Oysa, siyaset işlevıni yerine getırırse. böyle gelmiş ama böyle gitmez. Necmettin Bey Tahran'da büyük birövgü ve kıvanç- la başardıklarını söylüyor. ancak Ankara'daki parçası bunların hepsını yalanlıyor. Hangisine inanalım? Fakat ne çare: Tansu Hanımoğ\m\z gözünü bir noktaya dikerek makamında ezberlediğı metnı güldür güldür medya- ya aktarırken, sonlara doğru ne dese beğenirsiniz? "Bize ters düşen bir gelışme yok. Necmettin Bey 'in bu gezısinı son derece olumlu buluyorum." Hoppala! Ayıptır ayıp. Bu davranışlar bile -bırakın ötekı saç- malıklan- Türkıye'yi dünya önünde rezil etmeye yeter de artar bile. içerde duyulan kuşkular, yavaş yavaş Batı kamu- oyunu sarıyor. Son bir ıkı gundür Batı basını eğer dik- katle izlenecek olursa, orneğın Herald Tribune, Wall Street Journal. Fınancial Times gibi etkın yayın organ- larının RP hükümetıne ılk günlerdekı bakış açılarını olumsuz yöne çevirdıkleri görülecek. Necmettin Bey'den "antı NATO" diye söz etmeye başladılar. NATO sırlarının İran'a aktarılması olasılığı- nı açıkça yazıyorlar Necmettin Bey'den artık Turk Baş- bakanı diye söz etmıyor, "İslam Erbakan" diye söze girıyorlar. Aba altından sopanın ucunu gösteriyorlar. Tansu Hanım ıle Erbakan Bey arasındaki bu terslik- ler, hadi diyelim ki. yüksek düzeyın zorlukları veya zo- runlulukları. Anlaşmazlık altı üstü sarmış. Tansu Hanım'ın yar- dımcısı Mehmet Gölhan örneğin Kazan'm Bağdat se- ferıni "tamamen boru hattı ıçin" diye tanımlarken. ge- nel başkanı. Adalet Bakanı'nın Irak'a "hapishanedekı Türklerle ılgılenmek" ıçin gıttiğinı açıkiıyor. Kimi gaze- tecıye göre hapıshanelere düşen TIR şoförleri için. TIR karnyonları.dâyjQce akla "Turk cumhuriyetleri-, ne mal götüren Türk kamyonlarının 5 ay sınırda veya İran 'da tutulması ne olacak, ya da ne oldu" sorusu ge- liyor. 5 ay yiyeceklerin kokmasına neden oluyor. İran'ın petrolden geliri 20 milyar dolar. Almanya'dan 8 milyar dolarlık ıthalatı var. Peki bizden parayı verip neler alacak. bellı değil. Resmı kaynaklara göre ülkemizde 200 bin iranlı "göçmen" yaşıyor. Yine aynı kaynaklar 2000 iranlı "ajanın" göçmenlerı ızlediğinı söylüyor. Küçük bir hesap: Her 100 İranlı göçmene bir. evet yanljş okumadınız bir adet iranlı ajan düşüyor. Ya elektrik enerjısi? Basınımızda öyle bir hava ba- sıldı kı gaz boru hattı iie elektrik enerjisinin toplam ge- tırısı sanki tıcaretmış gibi yansıtıldı. Oysa. gaz boru hattı gibi iran elektriği 2 yıl sonra An- kara'ya uzanırsa, şukürler olsun. Çünkü "Türkiye'de- ki hatlar bu denlı yüklü enerjıyi taşımaya müsait de- ğil". Yeni hatlar çekilecek. Laık, anti-laik herçevreyı güldürecek gelişme Nec- mettm Bey'in Atatürk'ten söz etmesi. Pakıstan'da "Bız Atatürk'ün 'Yurtta barış, cihanda barış' prensibini şıar edindik" demış de... Güvenlik güçleri • Baitarafı 1. Sayfada başında poşetli bir şahsın söz konusu e%e girme ihtimali \oktur. Emni)et Amiri M. Nuri Kocabnık. e\e \akla- şınca e\ in damında bulunan Abdurrahman San'nın ilk ateşi sonucu başından aldığı darbevleölmüştür. îfadelere göre emnijet arnirinin ölü- mü üzerine, Kıdvan Altun'u elinde bulunduran ekip ele- manlarından bir bavan polis memurunun, silahını çekip Altun "un kafasına bir el ateş ettiği ve olay \erinde öldüğü- dür. A\nca görgü tanıkları- nın ifadesi iie Ruhan Altun. öldürüldükten sonra, bila- hara öldürülen Abdurrah- man Sarı, Ömer Bavram \e çocuklarının öldürüldüğü yere (e\e) getirilip arıldığıdır. Çarışmada öldürüldüğü id- dia edilen şahıslann hepsin- de birden fazla kurşun ve patlavıcı >arası olduğu hal- de. Rıdvan Altun'un tek kurşun sonucu. kafasından aldığı (bu durum adli tıp otopsi raporunda sabittir) \aru sonucu ölünıü. görgü tanıklarının ifadesi nidoğru- lamaktadır." Dilan(2). Berhan(6)ad- lı kardeşler ve diğerlerinın öldürülmesi konusuna da değinen İHD Akdeniz Böl- ge Temsılcisi Metin Çelik. örgüt e\ı dıve ıddıa edilen evin normal bir e\ olduğu- nu. evin 45-50 metrekare büyüklüğünde tek oda. rnut- fak ve tuvaletten oluştuğu- nu belirterek açıklamasında şu görüşlere ver verdi: "E\in çe> resi boş ve açık alandır. Basit bir projeksi- vonla bile. evin en ücra kö- şesi dahi deşifre edilebilir durumdadır. Bu sebeple, te- rörle mücadele ekipleri, söz kcnusu eve geldiklerinde e>in bu konumuou hesaba katsa\ dı \eoperşSyon 2-3 sa- at ertflenebilse)di bugünkü acı tablonun olması müm- kün değildi. Çünkü teröıie mücadele amiri, e\e vaklaş- tığında da danıda bulunan Abdurrahman San'nın ifk ateşi sonucu ölmüşrür. He- men akabinde Abdurrah- man San adlı şahıs. merdi- \enin başında anında müda- hale) le ölmüş \e çatışma de- nilen husus bu noktadan sonra kesilmiştir. Çatişma- nın son bulmasından sonra bir iki el taciz ateşi ekiplerce yapılmış \e evden mukave- met görmemiştir. Bu da gös- teri)or ki evde bulunan, e\ halkıdır v e zaten ilk çatışma- nın ertesinde e\den "Imdat. bızi öldürecekler. bizi kurta- rın" fenatları vükselmişse de daha sonra gelen ilave kııv \ctin (özel tinı denilmek- tedir) voğun ateşi sonucu mutfağın demir şebekesi \e- rinden edilmiş ve mutfaktan eve giriş bövle sağlanmıştır. Ömer Bavranı, eşi '»'eter Bav ram ve çocukları, ilk ça- tışmanın hemen ertesinde evde bulunan vatakları alıp mutfağın dışarıva bakan penceresinin önüne barikat kurarak kendilerini gü\en- ceye almava çalışmışlardır. Çünkü normal vatakodası- na göre daha güvenlidir di- yedüşünülmüştür\eçocuk- İarı da mutfakta bulunan mutfak tezgâhının altına saklavarak korumaya çalış- mısbr. Nukanda da değinil- dtgt ûzere. daha sonra gelen ilave kuv vetin seri tarama- lan sonucu mutfak kısnıı ta- mamen tahrip edilmiş ve ölümilevaralamaola.vı böv- le gerçekleşmiştir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle