27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 AĞUSTOS 1996 ÇARŞAMBA 12 HABERLER Yangmlann çoğalması, "yağma yasalanyla" birlikte başladı: Ormanlarda '12 Eyliil yangun' 1Devlet ormanlannın 49 yıllığına yatınmcılara tahsisi uygulaması, 1982 tarihli Turizmi Teşvik Yasası'yla başlatılmıştı... OKTAVEKİNCİ Türkiye'de 1980'e kadar yılda en çok 900 orman yangını olurken 1990"lı yıl- larda 3200'lere tırmanması acaba hangi nedene dayanıyor? Marmaris ve Kuşadası yangınlannın ardından yeniden gündeme gelen bu *te- mel sonT ıçin en önemli ipucunu yine bir ıstatistik veriyor. Ülkemizdeki orman yangınlannın yüzde 98'i doğrudan "in- san eüyle" gerçekleşiyor. Ister kazayla. islerse kasıtlı olsun, sonuçta ormanlan- mızı "insanlannıız''yakıyor... Peki; yangınlann böylesine hızlı art- masına ve ömeğin son 10 yıl içindekı 17.000yangından 16 bin 600'ünün insan eliyle gerçekleşmesine neden olan u or- tam" acaba nasıl birözellik taşıyor? Yeniden ıstatistıklere dönersek, ra- kamsal veriler 1986 yılından bu yana "orman rejimi dışına çıkanlann alanla- nn 3.5 milvon dönüm olduğunu gösteri- yor. Başka deyişle "devletin kendi orma- nından vazgeçmesr anlamına gelen bu uygulamanın yaygınlaşmasıyla yangın- lardaki çoğalmanın "aynıdönemde" ya- şanıyorolması, insanlarımızı giderekda- ha çok "•vakıcı" kı!an ortamın "genelka- 2Son 10 yıl içinde 3.5 milyon dönüm devlet ormanı orman mülkiyetinin dışma çıkanlarak Hazine ya da şahıs arazisine dönüştürüldü... rakteri" hakkında veterince fikir veri- 3Orman mevzuatında 1980'liyıllardayapılan bir dizi değişiklikle, koruma amaçlı imar yasaklan geçersiz kılındı... yor. Bu karakter ise hukuksal dayanağını 12 Eyliil dönemiyle başlayan ve 24Ocak 1980karariannın dayamğı "rantekono- tnisinî" güvenceye almak amacıyla ardı ardına yürürlüge sokulan "yağma mev- zuaündan" alıyor. "Anayasasız" vasalar... 12 Eylül askeri rejimi, sadecedemok- rasiyi askıya almakla yetinmedi. "Ka- mu yaran", "toptumsal haklar", "ulusal değerler" gibi cumhuriyetin temel kav- ramlanyla birlikte "sosyal hukuk devle- ti" ilkelerine de agır darbeler indirdi. Darbeci askerlere bu konulardaki "rehberliği'' ise yine 24 Ocak 1980 eko- nomık kararlannı dayatan 1MF ve Dün- va Bankası uzmanlan ile aynı kesimin Türkiye'dekigüvenilirtemsilcisı Turgut Özal yaptı. Generallerin bir numaralı "ekonomi danışmanı*' olan Özal, ülkeyi rant ekonomisine sürükleyen yağmacılı- ğın en "radikal yasalantn" da yine ge- nerallere onaylatarak hızla yüriirlüğe soktu. Çünkü bu yasalann "olağan anayasal düzende" gerçekleşmesi olanaksızdı. Hazır anayasa askıdayken ülke ve top- lum yaran yerine doğrudan kişi çıkarla- nnı kollayan yasal düzenlemeler için de "tam sırasıydı." Zaten 12 Eylül darbesi de böylesi bir ortamı sağlamak için ya- pılmamış mıydı?.. Son zamanlarda yeniden tartışma ko- nusu olan "orman içersindeki rant tesis- leri" işte bu fırsattan yararlanılarak 12 Mart 1982'de yüriirlüğe sokulan Turiz- mi Teşvik Yasası'yla başlatıldı. Aynı yı- lın kasım ayındaki halkoylamasıyla ka- bul edilen anayasa, 12 Eylüi dönemine ait yasalara "dokunulmazlık" getirdiğin- den, Türkiyerniz bu yasayla arazi ve imar hakkı verilen yağma yatırımlarının bü- yük çevre tahribatından hâlâ kurtulamı- yor. Istanbul'da. Ege'de ve Akdeniz'de doğrudan hükümet karanyla imara açı- lan ormanlık alanlanmızdaki rant yapı- laşmalannın büyük birçoğunluğu, Tiır- gutÖzal ve Kenan"Evren ikilisinin onay- ladıkları "turizm merkezi" uygulaması- na dayanıyor. Yine bu uygulamayla 49 yıllığına tahsis edilen ormanlardaki tah- ribatın boyutu da yangınlarla yok olan doğal değerlerden az değil... Yatınmlar için imar olanağı bulunan planlı arazi satın almak yerine devlet or- manlarından "çok ııcuza" yararlanmak giderek öylesine "eekici" hale geldi ki 12 Eylül kurmaylarının Turizm Yasası'nın ardından el attıkları ıkinci alan "orman mevzuatı"1 oldu. 1980'lerin ortalanndan sonra Orman Yasası'nda ve yönetmelik- lerinde yapılan değişikliklere, yine hü- kümet kararlanyla ve mevcut planlarda- ki koruma koşullanna bakılmaksızın, or- man arazilerinin doğrudan "orman hu- kukun (!) kapsamında yatınmcılara tah- sisi süreci başlatıldı. Yine kamu yaran yenne kişisel çıkar- lan gözeten 12 Eylül anlayışıntn orman- lan rant ekonomisine teslimeden "yasal darbelerrarasındabelkideenilginci 10 Kasım 1989 tarihli Resmi Gazetede ya- yımlanan 14406 sayılı kanun gücündeki kararnameydi. 1988'de ilan edilen Özel Çevre Koru- ma Bölgeleri'nde daha önce ormandan arazi kiralayan yatınmcılann "mağduri- yetlerini gidermek" amacıyla çıkarılan bu kararnameyle. söz konusu yatınmcı- lara "dikdikJeri başka bölgelerden yine orman arazisi'" verilmesi öngörülüyor- du. Üstelik onlara "öacetik" tanınarak ve 4Kenan Evren'in en son imzaladığı 10 Kasım 1989 tarihli kararname bile ormanlann yapılaşmaya açılmasıyla ilgiliydi... varsa imar kısıtlamasına da bakılmaksı- zın... Bu kararnamenin kendi imzasıyla ya- yımlandığı gün Cumhurbaşkanlığı gö- revini Turgut Özal'a devreden Kenan Evren'in, yine aynı gün Marmaris'e ge- lerek "çevreci bir yaşam" sürdürmeye başlaması da hiç kuşkusuz bir "12 Eyliil takıyyesi" olarak tarihe geçiyor. Evren. şimdi de yine kendi döneminin "yağma projesi" olan Taşbükü'ndeki DPT Tesis- leri'nin neden oldugu yangından sonra agaçlandırm<j kapsamına "75 milyon li- ra"vererek basın toplantısında şöyle ko- nuşuyor: "Hükümetin ekonomi konusunda 12 Eylül uygulamalannı örnek almasını is- tiyorum..." lCumhuriyet. 6 Aöustos 1996) Öyle görünüyor ki REFAHYOL hükü- meti de zaten şu "kaynak paketi" için- den çıkan yama hazırlıklanna bakılırsa, bu konuda Kenan E\ren'i pek üzmeye- cek. Ne varki 12 Eylül'ün temelini oluş- turan bu rant ekonomisi tutsaklıgı ülke- den sökülüp atılamadıkça. orman talanı ile orman yangınlan arasındaki bu "ko- şutluk" da üstelik artarak devam ede- cek... cebze SSK Hastanesi Başhekime 'başörtüsü' soruşturması KOCAELİ (AA) - SSK Gebze Dispanseri Başheki- mi Dr. Semra Ataman hak- kında. başını örten labora- tuvargörevlisine baskı yap- tığı gerekçesiyle soruştur- ma açıldı. Laboratuvar gö- revlisi Buket Akı herkesin inancına göre yaşaması ge- rektiğini söyledi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çeük de yaptıgı açık- lamada "Bu memleket, bu millet sahipsi/ değildir" de- di. Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanı Çeliİc Koca- eli'nde, önceki gün yaptıgı açıklamada. SSK Gebze Dispanseri Başhekimi Dr. Semra Ataman hakkında. bir başörtülü laboratuvar görevlisi ile ugraştıgı gerek- çesiyle soruşturma açıldıgı- nı bildirdi. Bakan Çelik, in- sanlann inançlarını yaşa- dıklan ve başlannı örttükle- ri için, fakülte, hastane ve- ya baroya alınmamak gibi muamele ile karşılaşmaya- cağını ifade ettigi konuşma- sında şöylededi: "İşte burada açıklno- rum. Gebze Sigorta Hasta- nesi'nde başhekime bir ha- nım, bir başörtülü hemşire ile uğraşmaktadır. Ben ba- kan olunca\a kadar uğraş- mıştır. Bu başhekime ha- nım. ben bakan olduktan sonra da uğraşma\a devam etmiştir. Bu başörtülü kızso- ruşturulmuştur. Ben şeldim, şimdi kendisini soruşturu- ><onım. Öyle yağma yok. Bu memleket, bu millet sahip- siz değildir. \a milletin inan- cına, kültürüne ibadetine hûrmet edersiniz, saygı du- yasınız. veya cezasını görûr- sünüz. Bu ceza>ı milletde ve- rir, de\letin >önetimi de \e- rir. Şimdi adil bir soruştur- ma sonucu, başını örttüğü için itilip kakılan bu hemşi- re, inşallah baştacı edilecek. Veyanlışa de\ am ederse baş- hekime hanımın akıbetini de inşallah hep beraber görece- Bakan Necati Çelik, Türk ınsanının bundan sonra, i- nanç, ibadet ve düşünce öz- gürlügü olarak ezilmeyece- gini belirttiği konuşmasın- da, "Sosyalist olsun, İslamcı olsun veya ateist oisun. Bir insan düşüncesini açıkladı diye, kitap yazdı dhe içeri atilmayacaktır" şeklinde konuştu. Bakana teşekkür Başını örttügü için hak- kında idari soruşturma açı- lan evli ve I çocuk annesi Buket Akı da (29). Başhe- kim hakkındaki soruştur- mayla ilgili haberi. "Herkes inancına göre yaşamalı. Ba- kanımı/dan Âllah razı ol- sun" sözleriyle karşıladı. Bu arada. Bakan Necati Çe- lık'in. hakkında soruşturma açıldıgını söylediği SSK Gebze Dispanseri Başheki- mi Dr. Semra Ataman ın, yıllıkizinde oldugu öğrenil- dı. Başhekım Vekili Dr. Turgut Mermertaş, labora- tuvarda bivolog olarak gö- rev yapan Buket Akı hak- kında. kılık kıyafet yönet- meliğine uymadığı gerekçe- siyle. geçen mart ayında idari soruşturma başlatıldı- ğını söyledi. Mermertaş, Buket Akı'nın geçen Ocak ayına kadar normal giyimli olduğunu, ancak Subat ayından itibaren kapandığı- nı belirterek. "Başhekimi- miz kendisini bir kaç kez uyardL Hatta. bunalıma gir- miştir düşüncesıyle bin de verdi.Ancak,başınıörtnıek- te ısrar edince hakkında i- dari soruşturma başlatıldı" dedi. Yavru kedikurtarma operasyonuİstanbul DGM'de kamuoyunun gündemini uzun süre meşgul eden 'Avrasya feribotu' davasını izliyoruz. Dava uzayınca, mahkeme heyeti duruşmaya ara vermek zorunda kalıyor. Hepimiz bahçe>e çıkıyonız. Giineş >akıyor, göige bir yer ararken çatıda sürekli miyavlayan bir kedi dikkatimizi çekiyor. Kedi su tahlive bonısu önünde dönüp duruyor. Biz kedinin çıghklanndan bonıya yavnısunun düştöğünü farkediyonız. Boru aşagıda betonda son buluyor. Yavrunun yerini dinkyerek sapOyoruz. Yavruvu kurtaramazsak kesin öleceğini biliyonız. İçimizj bir sıkınfı kaplıyor. Vç kameraman arkadaşımız bonıya yapjşıvor ve uzun uğraşlardan sonra boruyu sökmey i başanyoruz. Dibine düşmüş olan küçiiğü kurtanv'oruz, ArOk ne sıkıntı ne de sıcak. Yüzümüz gülöyor. Anne kedi büyük bir dikkatie bizi gözlüyor. yavru kedi arök eKmizde. Onu yavaşça annesine teslim ediyoruz. Anne kedi, kavuşftığu yavrusunu ensestnden tutarak daha güvenli bir yere taşımak üzere uzaklaşnor. (Fotoğraf: UĞURGÜNYÜZ) îçki satışına sınırlama yayılıyor AMCARA (Cumhuriyet Bürosu) - REFAHYOL hükümetinın kurulmasının ardından içki satışının sınırlandığı illerin sayısı 11 'e yükseldi. Adana. Bartın, Bayburt. Çankın, Kınkkale, Malatya. Mugla, Zonguldak'ın ardından dün de Karaman. Gaziantep ve Tunceli'de içki satışına kısıtlama getirildi. Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanan Gaziantep Valiliği tebliğinde, asayişi bozucu olayiann çoğunlukla izinsiz içki satışı yapılan yerler ve çev resinde ya$andıgı kaydedildi. Olaylar nedeniyle kamu huzurunun bozuldugu ve toplumun ciddi biçimde zarar gördüğü ileri sürülerek. tekel bayii, büfe ve dükkânlarda açıkta içki satışının yasaklandığı belirtildi. • Gaziantep, Karaman ve Tunceli'de de içki satışı kısjtlandı. REFAHYOL iktidannın ardından içki satışına sınırlama getirilen illerin sayısı 11 "e yükseldi. Karar, 5442 sayılı *ll İdaresi Yasası"na dayandınlırken, yasaklama karanna u>mayanlar hakkında yasal işlemlerin yapılacağı uyansında bulunuldu. karaman Valiliği tebliğinde de. asayişin genellikle izinsiz içki satışı yapılan yerlerde bozuldugu kaydedilerek. ilgili yasanın valiliklere tanıdığı yetki uyarınca açıkta içki satışına >asaklama getirildi. Tebliğde. "Tekel bayilerinde, özel firmalara ait alkollü içkilerin satıldığı büfelerde ve dükkânlarda şişeler açılmış olarak. kadehle \e dubleler halinde içki satışının satışı >asaklanmışhr'" dendi. UBA'nın haberine göre, Türkiye'nin en fazla içki satışı ve tüketimi oldugu araştırmalarda da orta>a konan Tunceli'de de valilik, "Bazı vatandaşların zarar gördüğü" gerekçesiyle açıkta içki satışına yasak getirdi. Belediye hoparlöründen yapılan du>urularda. içki satışı için ruhsatı bulunmadığı halde satiş yapan bakkal, market ve büfelerin bir hafta içinde ruhsat başvurusu vapmalan, ruhsatı olanlann da bundan böyle içkileri teşhir etmemeleri istendi. 20 kadar içkili lokanta bulunan Tunceli'de vali Atıl Üzelgün'ün yasaklama karannı, vatandaşlardan gelen şikayet üzerine aldığı öne sürüldü. Bazı illerin valiliklerince 18 yaşından küçüklere kesinlikle içki ve sigara satışı yaptlmasına yasak getirilirken. bazı kentlerde de yalnızca içkilerin açık satılmasının yasaklanması dıkkat çekti. Yetkililer. 5442 sayılı yasanın valiliklere geniş yetkiler tanıdığını belirterek. izinsiz içki satışına düzenleme işleminin bazı aralıklarla yinelendiğini söylediler. "İçki satışının sınırlandırılmasına" ilişkin tebliğlerin 27 haziranda Içişlerı Bakanlığı tarafından yayımlanan bir genelge sonrasında başladığı ileri sürüldü. ÇALIŞANLARIN SORULARI / SORUNLARIYIO1AZ ŞİPAL Tîyatro sanatçısı olarak enıekli oldum Soni: 1996 yılı başında 1. derece 4. kademeden ve 37 yıl hizme- ten sonra Emekli Sandığı'ndan sözleşmeli tiyatro sanat- çısı olarak emekli oldum. Bana 783 milyon lira emekli ik- ramiyesi ödendi. Tiyatroda konuyla ilgili arkadaşlarım ikramivemi az buldular. Onların yaptıkları hesaplama- ya göre almam gereken ikranıiye 952 milyon liraymış. Sorularım: 1) Ek göstergem nedir? 2) Bana emekli îkra- miyesi eksik mi ödendi? Eksik ödenmedi ise fark nere- den kaynaklanıvor? 3) Bugün (1 Temmuz 1996'dan son- ra) emekli olsaydım alacağım ikramiye tutarı ne olacak- tı? 4) Emekliliğimi 1997 yılına erteleseydim, emekli ikra- miyem ne kadar fark ederdi? B.A. YANIT: 1) 657 sayılı Devlet Memurlan Yasası'nın "Devletsanat- çtlan ve sanatkârlar" ile ilgili ek geçici 16. madde. 18.5.1994 günlü, 527 sayılı Yasa Hükmünde Kararname ile yeniden düzenlenmiştir. Bu düzenlemede: " 4 (...) sözteşme ile çahştınlanlar, kesenekieri kendilerince ve kesenek karşılıklan da kurumlannca karşılanmak üzere, TC Emekli Sandığı ile iigilendiriliıier. Sanatçı, sanatkâr, sanatçı öğretmenler ile dev let sa- natçılarının emeklilik kesenelderi bu kanuna ekli (1) sayılı ek göster- ge cetvelinde kadrolan teknik hizmetler sınıfında >er alan mühendis- ler için öngörülen ek göstergeler esas alınır. Ancak vönetici kadrolar, karşıhk gösterilerek sözleşme ile çalıştınlanlann emeklilik kesenekle- ri bu kadroiar için saptanmış bulunan ek göstergelerden düşük ola- maz" denilerek sözleşmeli devlet sanatçıları ile sanatkrlar. emeklilik haklan yönünden, teknik hizmetlersınıfında yeralan. yüksek mühen- dis, mühendis, mimar ve yüksek mimar statüsünde olanlarla eşit du- rumagetirilmiştir. Teknik hizmetler sınıfında görev yapan mimar ve mühendislerden. 1. dereceye yükselenlere uygulanan ek gösterge 3600'dür. 2) Arkadaşlannız hesapladığı emekli ikramiyesi ile Emekli Sandı- öı'ncaödenen I69milvonliralıkfark. 562 sa\ılı Yasa Hükmünde Ka- rarnamenin Geçici 1. maddesinden kaynaklanmaktadır. 1 Ocak 1996'dan geçerli olarak emekli aylıklanna uygulanan özel tazminat oranı 3600 ekgösterge alanlar için yüzde 26'dan yüzde 75'e yükselmiştir. Ancak bu yüzde 75 özel tazminat oranı. emekli ikrami- yelerine 1996 yılında yüzde 40. 197 yılında yüzde 60 ve 1998 yılın- da yüzde 75 olarak yansıyacaktır. Arkadaşlannız. ikramiyenizi yüz- de 40 özel tazminat oranına göre hesaplamalan gerekirken 1998 uy- gulanmasında öngörülen yüzde 75 oranına göre hesapladıklan anla- şılmaktadır. Yaptığımız hesaplamaya göre almanız gereken emekli ik- ramiyesi, 783 milyon 240 bin liradır. 3) 1 Temmuz 1996'da emekli olsaydınız. I Temmuz 1996'dan ge- çerli 2550 genel katsayı ve 15.700 taban ay lık katsay ısına göre emek- li ikramiyeniz 1 milyar 190 milyon olacaktı. Emekliliğinizi 1997 yılınaerteleseydiniz ikramiyeye yansıyan özel tazminat yüzde 40'tan yüzde 60'a yükselecek ve bugünün katsayıla- nna göre (2550 ve 15.700) 1 milyar 335 milyon 450 bin lira olacak- tı. HEKİM ARKADAŞ "Pratisyenim. Mesleğimi ve halkımı seviyorum. Kişiliğime güvenerek. yaratıcılığımı kullanarak çalışınm. Kazancımı. geleceğimi ve çalışacağım ortamı belirlemek isterim" diyorsanız BİZİ ARAYIN. Ekin Acil Servis 0 256 518 36 2 0 - 5 1 2 43 38 Nüfus cüzdanımı. ögretmen kimlik kartımı. pasomu. banka kartlanmı kavbertim hükümsüzdür. PISAR ÖZTÜRK BODRUM/TURGUTREİSTE DENİZ KENARI Plaj, Yarı Olimpik Havuz, Restoran, Market, Barlar, Mutfak ve Mini Barlı 4 KİŞİLİK APARTLAR 2.750.000 TL. ODAK TATİL KÖYÖ (0212) 587 42 31- 587 44 39 Nüfus cüzdanımı kaybettim hükümsüzdür. RAMİZEERER MESEN OTEL AKÇAKOCA Orman-Deniz-Sessizlik havuz-sauna cuma-pazar Y.P. 5.000.000 Rez.: 0374 611 44 36 - 611 36 78 Romanlarınız ve ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel: 554 08 04 Nüfus cüzdanımı, pasaportumu, ehliyetimi kaybettim hükümsüzdür. fCİUlL BULUR Nüfus cüzdanımı, ehliyetimi kaybettim hükümsüzdür. SAMİŞİRVANCI POLİTİKA VE ÖTESİ MEHMED KE>IAL . .Şimdi Alanya Müftüsü. Şairden korkan birtoplumuz. Şairden korktuğumuz için de kimisinin derisini yüzmüşüz, kimini darağacın- da asmışız, kimini boğdurmuşuz, kimini zindanlarda çürütmüşüz. Hem korkmuşuz, hem korkutmuşuz. Derisini yüzdüğümüz Nesimi'dir. astırdığımız Pir Sultan Abdal'dır, boğdurduğumuz Nef i'dir, zindan- larda çürüttüğümüzün de hesabı yoktur. Son 12 Eylül darbesiyle kışlalar hapishane oldu; ha-- pishaneler de doldu boşaldı. Daha da dolup boşala- cağı var. En küçük birolayda hapishanelerin yolu açı- lıyor. Yıllarca önce yazdığı bir şiirden ötürü şair Attilâ il- han'a hapishanenin yolu gösteriliyor. Bu kez yalnız değildir, şiiri besteleyen Ahmet Kaya da yolculuğa katılıyor. Hem şair hem besteciye yol görünüyor. Ne- den görünüyor? Şair ve besteci, "vapurun allahına" sövüyorlar. Va-. purun allahı olur mu? Olurmuş meğer. Alanya Müftüsü'nden dinleyelim: "1994 yılı Aralık ayının ortalarında, Alanya da bir taksiye bindim. Takside Ahmet Kaya 'nın bir şarkısı çalınıyordu. Bu şarkıda Allah'a ve kitaba sövülüyor- du. Kasetin suç unsuru taşıdığını düşünürek savcı- lığa bir dilekçe ile ihbarda bulundum. Aradan iki yıl geçtiği halde ses çıkmadı. Herhalde unutuldu diye • düşündüm. Umudumu kesmiştim. Dava açıldığını basından öğrendim. Şimdi siz vapura küfredildiğini • söylüyorsunuz. Bu, suçu ortadan kaldırmaz. Çünkü bizim inancımıza göre yaratan birdir ve vapurun da allahı vardır. Küfredilemez." İki yıl geçmiş, köprülerin altından ne sular akmış. Haliç'te demirlemiş olan vapur erimiş, çürümüş. Şiir kırk yıl önce yazılmış, ihbar iki yıl önce olmuş. Bıra- kın vapurun allahını; Adana'da, sokakta çocuklar hergün allaha söverler. Gençliği Adana'da geçmiş ll- han Selçuk bu sövgü için şöyle söylüyor: "Adana 'da allaha sövüp saymak, hele bizim zama- nımızda, okul çocuklanndan mahalle kahvesindeki yaşlılara değin doğal küfür biçimiydi; kimse bundan huylanmaz gocunmaz, alınamazdı; çünkü sövülen kişinin allahı bildiğimiz Allah değildi, başka birallah- tı." Attilâ llhan şiirinde geçen allah da başka allahtır, şi- irin allahıdır. Şöyle seslenir: elimden tutyoksa düşeceğim | yoksa bir bir yıldızlar düşecek eğer şairsem beni tanırsan yağmurdan korktuğumu bilirsen gözlerim aklına gelirse elimden tutyoksa düşeceğim Şimdi şiirin birkaç dizesini daha yazalım: \ haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi demiıiemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu dört bıçak çekip vurdular dört kişi yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu deli cafer ismail tayfur ve şaşı maktulün onbeş yıllık arkadaşı > üçü kamarot öteki aşçıbaşı . z. ' ' dört bıçak çekip vurdular dört kişi ""' ' ' Daha birkaç dörtlük var. Yalnız bu cinayeti kim gör- dü? "Cinayeti kör bir kayıkçı gördü?" "Başka?" Bir de Alanya Müftüsü! Ey şiir, senin adına ne cinayetler işleniyor; daha da işlenecek! llk bağıran Alanya Müftüsü oldu, daha da bağıranlar çıkacak!.. Cinayeti kör kayıkçı gördü. bir de Alanya Müftüsü... BULMACA SED.AT YAŞAYA* SOLDANSAĞA: 1/ Lyuşuk. tem- bel Asaf Halet Çelebi'nın bir şiir 2 kıtabı. 2/ Tanmda kullanılan azotlu 3 gübre... Kımı hay- . van vebitkihücre- lerınde bulunan. 5 ıgne bıçıminde _ billur madde. 3/ b Eskidenfiılçekım 7 kıpıne verilen ad... Aktinvum ele- 8 1 2 3 4 5 mentının sımgesı. 4/Ilaç. çare... Dâ- hi... Kalın bükülmüş sı- cim. 5/ Bir organımız... Briçte kazanılan her ele verilen ad. 6/ Havlaz. ser- seri. II Hıristıvan... Göz- 3 dekı canlılık. SJ Bmicilik- 4 te atın bayağı yürüyüşüne verilen ad... Berılvumele- mentınin sımgesı. 9/ Eskı " Yunan ve Roma yapılann- da taban kirişı ile çatı ara- 8 sında kalan üzen boydan boya kabartmalarla süslü bölüm... Işbırakımı. YtKARI_DAN AŞAĞ1VA: I/Türk müzığınde bir makam. 2/Orta Asya'da yaşayan $a- manist Türkler arasında çeşitli şeylerden anlam çıkartarak bakılan fal... "Yapıtlar" anlamında eski sözcük. 3/ Doğu Anadolu'da kullanılan bir tür küçük zurna... "Artık — hu- zurdeminın Içebilirimsırlıtaşından"(OrhanV'elı).4/Yum- ruları haşlandıktan sonra patates gibi yenen bir bitki. 5/As- ya'da bir ülke... Kısık sesli küçük keman. 6/ Bir nota... Bir göz rengi... Gümüşün sımgesı. II Bir nota... Bir toplumda benimsenmiş davranış ilkeleri. 8/Yergı... Oyunda cezalı ço- cuk. 9/ Bir goda maddesı... Klasık Türk miizığinde en bü- yük çalgı vapıtı foımu. ANKARA 5. ASLİY'E HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN 1996 150 Esas Davacı Levent Tuna Şengöz vekili tarafından davalı In- na Şengöz aleyhine mahkememize açılan boşanma dava- sının yapılan açık yargılaması sırasında venlen ara kararı geregince: Bilinen en son adresi "Konur Sokak 10 10 Kızılay An- kara" olan davalı Inna Şengöz. dava dılekçesı tebliğ edile- memiş. emniyet araştırması sonucunda adresi tespit edile- memiş olmakla. adı geçen davalının duruşma günü olan 12.9.1996 günüsaat l"Ö.50'de mahkememızde hazırbulun- ması veya kendisini bir vekılle temsıi ettırmesi. hazır bu- lunmadığı veya kendisini bir vekıİle temsıi ettırmedıği tak- dirde yargılamaya yokluğunda devam olunacağı vegerek- tiğinde hüküm verilecegi ilanen tebliğ olunur.3.8.1996 Basın: 102591 IB 2123959 Nolu İSKİ sözleşmesineait 6.750.000 TL. su makbuzumu kaybettim. Hükümsüzdür. HÜSEYİN GÜRER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle