Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5TEMMUZ1996CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Edebiyat Olmayan Edebiyat
MELİH CEVDET ANDAY
O
kuma-vazma'} ı oğren-
dıkten bır zaman sonra
edebıvatı merak ettım.
şıırler romanlar. hıkâye-
ler okumaya başladım
Şıır. konuşnia>a benze-
mıvordu. çunkuolçulu uvaklı konuşmu-
yorduk onu bır >ana bırakırsak. hıkâye-
\ı ronıanı "edebivat" yapan neydı1
Bu-
nubıroğrenebıKem belkı bendeedebı-
>atçı olabılırım dı\e duşunuvordum
Şıırvazmak 11,111 olçuyu. uyağı oğren-
mek gerekıvordu. \a hıkâye. roman yaz-
nıak ıçııı'
Bıı edebıvat turlennın konuşma dılın-
den başka bırdılle vazıldığını sezer gıbı
oluvordum. sankı edebıvata ozgu sozler
\ardı Sozgehşı "kadın kahkahalan"
denmıyerdu da. "billur kadın kahkaha-
lan" denıvordıı
Edebıvatı varatan "billur" muydu yok-
sa1
Belkı de buıııın gıbı sozlen oğren-
nıekle edebıvata gınlıvordıı Başka bır
sozeuk dağarcığı
Başka bır ornek Eğer bır opuşme. bu-
> uk bır aşka donuşuyorsa. edebıy at dılıy-
le buna "Dudaktan kalbe" denıvordu
Demek bır edebıvat vazısı. e\dekı ko-
nuşma dılıne. bılımsel dıllere. gazete ha-
berıdılınebenzemıvordu Edebıyatçıol-
mak ıçın edebıyat dılını oğrenmek ge-
reklıydı Işın guçluğu buradavdı
Dahası \ar Arkadaşımdan aldığım
mektup edebiyat sa\ılmı\ordu da unlu
bır şaınn. romancının mektuplan edebı-
>at dıy e basılıyordu \oksa once une ka-
vuşmak mı gerekıyordu1
Pekı ama ede-
bıvatçı olmadan une nasıl kavuşulabılır-
dP
Bır metnın edebıvat savılması ıçın ne
gıbı ozellıkler ıçermesi gerektığı konu-
su. bugun >azınbılımın en onemlı konu-
larından bırıdır
Çozulmuş. aydınlığa kavuşturulmuş
bırkonu değıl elbet. araştırmalarvapılı-
vor. denemeler \azılı\or kolav mıdır
"edebiyat şuna derler" dıye kestırıp at-
mak1
Ustelık oyle bır kestırmeye kalkılsa
edebıyat mı kalırortada° Yazarlıkbutun
varat\cılığından kopup siradan bır kım-
\a deneyıne donuverır
Edebıyatı merak etmekte dırendıkçe.
bentm de ılk \ardığım >er bu oldu Oğ-
retılen \e oğrenılen bır edebıyat. yazar
adavını gulunç bır duruma sokuyordu
ona "Edebhat vapmışsın!" denıyordu
Boy lece "edebiyat" sozcuğu tam tersı bır
anlamda venıden karşımıza çıkıyordu
Oğrenılen bavağılıklar >ığını
Demek edebıyatta varılacak ılk gelı-
şım durağı. edebıyattan ığrenmcktı
Mozart."Müziksevmem"demış \er-
den goğe lıakkı \ar
Pekı. edebıyat olmayan edebıyat ne-
dır'
Bır yazıvı (bır metnı) edebiyat yapan
nedır1
Onekleruzenndeduşunursekışımızın
ne denlı guçleştığını goreceğız
"Bohr ile vaptığımız \e gecenin gec, sa-
atlerine kadar süren. hatta bazan iimit-
sizlik içinde sona eren tartışmalanmızı
hatıruvorum. Bö> le bir tartışmadan son-
ra yakındaki parkta ne zaman bira/ ha-
\a almava çıksam şu soruvu hep kcndi
kendime tekrarlavıp dururdum: Doğa
gerçekten şu atonı denev lerinde goründü-
ğü kadar saçma, anlamsız olabilir mi?"
Burada bır ozel ad (Bohradı) ve "atom
denevleri" sozu geçtığıne gore. Bohr'un
vok unlu bır atom fızıkçisi olduğunu bı-
lenler için bu metın bır edebıyat metnı
değıldır
Değıl, tumcevı W. Heisenberg'ın "Fi-
zikveFelsefe" adlı kıtabından aldım He-
ı>enberg bır tızıkçı değıl de. bır roman-
a oKaydı. (Hele Bohradını bılmevenler
ıçın Ibuitımce. bır roman tumcesı olarak
almabılırdı Şunu da ekle\ı\ere\\m. ro-
manlarda. tanınmı^ ınsanların adları da
geeebılır Çokorneğı \ardır
Şımdı de ba^ka tumcelere bakalım
"Başlangıçta >er\üzünde ne ot vardı.
ne ağaç. Her >erde uçsuz bucaksız bir toz
ve çakıl çolii uzaımordu."
Bunu kutsal Kıtap'tan bıralıntı sana-
bılırız Fransız romanciM Michel Turni-
er'nın "Adem Ailesi" adlı hıkâyesi bov-
le başlıyor Mıehel Tournıer hıkâve ıle
masalı. mıtosıı bırlıkte >uruten bır ede-
bıyatçı. bu şuzden bızı şa^ırtabıhr De-
mek nıasal bıeemınde de hıkâ\e yazıla-
bılıyor
"Geceleri anne \antilâtörü çalıştırdı-
ğında, ha\a değirmeninin lastik kanatla-
rı >alnız hafit bir gürültü çıkarmasına
rağmen, hemen u\anırdı.'"
Alman \azan Heinrich BdU'un "Baba-
sız E\ler" adlı roman 1 bu tumceyle baş-
lıyor Ustunde "roman" dıye yazmasa
bız bunun bır \a>amoykusu olduğunu
duşunebılırız Ya^amoy kusu gerçeğe da-
yanır. bır romanda anlatılanlar ıse uydur-
madır. ama bızde gerçek olduğu y anılsa-
masını uyandırır Bunubır ıpucu sayma-
ğa kalkarsak >anılgı\a du^ebılırız. çun-
ku gerçeklerı bır tarıh kıtabı gıbı anlatan
romanlar da \ardır
"Bütün nıutlu aileler birbirine benzer.
her mutsuz ailenin mutsuzluğu kendine
göredir."
Tolsto\'un \nna Karenina adlı roma-
nı bu tunıce ıle başlıyor Sadece bu tum-
ceve bakarak kıtabın bır roman olduğu
yargısına \aramayız elbet Bu bır ahlâk
kıtabı. bır deneme de olabilir pekâlâ
Edebiyat olmayan edebıyat konusun-
dan kalkıp romanın ne\e benzedığı ko-
nu^una dek geldık Gerçı nıyetımız bır
roman-hıkâye tanımına \armak değıldı
Yanlı^ olurdu boyle bır çaba Romanın
leçetesı yazılamaz çıinku Roman-hıkâ-
>e. felsefe gıbıdır, yapılır. oğretılmez
Edebı>atın ozel bırdıl olmadığını bıl-
mekyeter
ARADA BIR
RECEP BİLGİNER
Lider ve Çevre
Her rejımde her donemde sorun aynı. Lıder ve
çevresı1
Lıder yanlış kararlar alır. çevre bu yanlış kararı. go-
zu kapalı uygular Işlerkotuyegıder memleket yone-
tımı çıkmaza gırer Halk dedığımız topluluk, "Lıden-
mız 1yı, ama ah 0 çevre" dıye kendını aldatır.
Ya da çevre yanıltırlıderı Çunku çevre denılen ku-
şatma havayı bıle sokmaz lıderın yanına Sureklı al-
kış, sureklı pohpohlama lıderın hoşuna gıder "Ben
neymışım de haberım yokmuş" dıye kendı kendine şı-
şınır Sonunda ıçınden çıkılamaz olur durum Çevre
mı lıderı yanıltır lıder mı çevreyı robot konumuna ge-
tırır''
Kanuni Sultan Süleyman'a oğullarını acımasız-
ca bogdurup oldurten hep o çevre değıl mı? Ama, cı-
han padışahınm hıç mı kışısel gunahı yok? Cıhan pa-
dışahı ama etkılenıyor
Uzak tanhımızde, daha çok orneğı var bu tur olay-
ların Lıder kım olursa olsun, (kral. padışah, dıktator.
demokratık olçulerde dorukta oturan kışı) kendı za-
aflarıyla çevre etkılerı arasında bocalar durur. Aslın-
da lıder denılen kışı kendısı olabıldığı olçude bu nı-
telemeye hak kazanabıhr.
Yakın tarıhımız çevre dedığımız, fırsatçı ınsanların
araya fıt sokmaları sonucu, Kurtuluş Savaşı'na bır-
lıkte atıldıkları Atatürk ve yakın dava arkadaşlarını bır-
bırıne duşurmedıler mı^ Ataturk-lnönü kırgınlığının
temelınde de hep çevrenın oyunları yatmaz mı
9
Ataturk gıbı buyuk bır onderın bıle çevresı ve bu
çevrenın fırsatçılıkları hep yazılıp soylenmıştır Hat-
ta, Ataturk un hastalığında, kımı yakınlarını, dava ar-
kadaşlarını bıle. yanına sokmadıkları bılınır Ataturk
donemının genç Mıllı Eğıtım Bakanı Necati Bey bır
gun Ataturk'e dert yanar "Paşam, çevrenız, arkadaş-
lar arasında hoşnutsuzluk yaratıyor."
Ataturk'un yanıtı anlamlıdır "Onlar benım, sade-
ce sofra arkadaşımdır Onlarla ıçıyorum, soyleşıyo-
rum, ama sızlen bakan yapıyorum " Bılıyoruz kı,
Mustafa Kemal'ın. ıçkı sofrasındakı aıkadaşlarını
devlet hızmetıne getırmemesı. onun devlet ışlerını
çok cıddı tutmasının sonucudur Ama ışte o büyuk
dâhının bıle çevresınden soz edılebılıyor
Ya Adnan Menderes'ın çevresı O zamanlar ıç
kabıne dıye adlandırılan yakın çevresının yanılttığı,
çok yazılıp soylenmıştır
Uzak ve yakın tanhımızde ornekler çok Ulkemız
ne çekmışse bu lıder çevresınden çekmıştır
Geçenlerde bırtelevızyon programında, Bursa Mıl-
letvekılı Cavit Çağlar, partısının lıderı hakkında şöy-
le dıyordu ' Uç beş kışıden oluşan yakın çevresının
etkısınden kurtulursa başarılı olur" Sıyaset yaşamın-
da. lıder denılen ınsan bır baba gıbıdır Duygularıyla
değıl, aklıyla dış etkılerle değıl, mantığı ve gozlem-
lerıyle yolunu bulur
Mevlana, Konyada Tebrizli Şems'le karşılaştı-
ğında. Şems ın ona soyledığı ılk sozlerden bırı şudur
"Once kendine bır ayna edın ve o aynaya bakması-
nı ogren "
Gunumuz lıderlerı, bu uyarıya uysalar. once kendı-
lerını tanırlar Oysa onlar aynaya duşman- Ne kendı-
lerını tanımak ıstıyorlar. ne yonetmeye çalıştıkları hal-
kı, ne de demokrasıyı1
ZEY TİNBURNL SULH HÜKUK
\L\HKEMEŞİ'NDEN
HLKÜMÖZETİ
kaıaı \o
Hakını kemal Guzel 20998
katıp Zaııt \albantoslu
Mahkememıze aıt 24 6 1996 tarıh 1996 64 vası esas.
1996 62\aM kararsa\ılı ılamla\ecmettın Heperdem ve-
sa\et altına alınarak kendiüiıe e^ı Azıze Heperdem \asi
ta\,n edılmı^tıı 24 6 1996
Basın 96U26
ZE\ TİNBL RNU SLXH HUKUK
MAHKEMEŞİ'NDEN
HtÎKÜM ÖZETİ
E^a^ No 1996 59\asi
KaıarNo 1996 45\a5
ı
Hakını kenıal Guzel 20998
katıp Zaııt Nalbantoğlu
Mahkememıze an 12 6 1996 tarıh. 1995 59\asıesas.
1996 45 \aM karaı saulı ılamla \lahmut Pak \e Zekıye
Pak \ eNa\ et altına alınaı ak kendıleı ıne kenm Akman \ a-
>ı ta\ın edılııı stu 12 6 1996
Basin 96025
stanbul Tratık Mudurluğü'nden aldığım 844275 sayılı
ehlı\etırn4İ.a>bettım Hukumsuzdur
\imV£TDEĞER ERKl T
Evde çocuk bakılır.
Taksım
Nasreddin Hoca'mız UNESCO'da
FARUK CUMBUL Hukukçu
U
NESCO'nun. \tatürk. TevHk
Fikret \e ^unus Emre'deıı sonra
bu kez de Nasreddin Hoca'.u
ulu^lararası duzeşde anma>ını.
19% \ı Nasreddin Hoca'\ı An-
ma Yılı olarak duyurmaMnı ^e-
vınçle kar>ılıyor. Bırleşmiş Mılletler Eğıtım-Bı-
lım \e Kultur Orgutu'nun. barı^çı. ho^gorulu. a\-
dınlık bır \a>am goru^u olan toplumsal. bırey-
sel tedırgınlıklerı yedı \uz yıldır guldurerek ı\ı-
le>tırme\e ealı^an bır ahlak hocası. bır halkdok-
toru,halkfilo/ofunuboy lesıne anlamlı bır kaıar-
la değerlendırnıesinden o\unç du>u\oruz
Bu kezfîncancıkatiıiannı
ürkütmüyor!
Çagrıya u\an Hocamız. Nasreddin H»ca Der-
neği'nın5-IOtemmuzgunlerıarasında \k^ehır'de
duzenledığı geleneksel >enlıklere \e Ulu^larara-
>\ karıkatur Yarı>maM'nakatılanları bukez"fin-
cancı katııiarını ürkütmeden" doğrulacağı kab-
rının ba^ında. turbesı onunde kar>ıla\acak. sonra
ters bındığı t>eğı Bozoğlan \e mollaları eşlığın-
de kentı dolas,arak konuklarını ve henı^ehrılerını
selamlayacaktır
Buyuk Taarruz oncesınde Batı Cephesı karar-
gâhı'nınkurulduğu Ak^ehır'debulunan kurtuluş
Sa\as,ımızın onba^ısı Halide Edip \dı\ar. Nas-
reddın Hocanın gulumsemeMiıdekı gu'ı. Maske
ve Ruh adlı yapıtının Onsoz'unde >o> leaeıklıyor
"... \kşehir.ha\at mektebininbenceen\crinılibir
sınıfı olmuştur. E\\ela tabiat 0 >eşiL o sulak. o se-
\imli \urt parçasını özenmiş de \aratmış 0bidrr.
Fakat bu ferah ve sükûn veren şev orada tabiat ve
iç hürriveti kadar, belki de daha fa/la. insanları-
nın varattığı ruh iklimidir. Kadınları hep gü/el ve
temİA erkekleri sakin ve olgun, çocukları sokulgan,
ha\at vuvaları cana çok vakındı. Bu ruh ikliminin
ve cana vakınlığın baş sebebi. hepsinin arkasmda-
ki insani\t't munabbeti. müsamahası veolgun ka-
falarında. duvgulu uönüllerinde »i/lenen tebes-
siimdü. Bana bu tebessumde klasik gunlerin altın
devrindeki latif ölçiı gi/lennıiş gibi geldi. \e sanı-
vorum ki bu ölçünün anahtarı Nasreddin Hoca
zihnivetinden gelivordu.
Atlı veva va\a, etrafı tanıamen açık eski tıır-
benin kapısının önünden geçerken durup da bir
tarafında asılı bulunan koca kilidi görünce insan
buzihnivetin ne olduğunu sezerdi. Bu birsembol-
dü. Türbenin önündeki veşillikte durup da Nas-
reddin Hoca havası alan, bövle bir zihnivetin sır-
rını ister istemez sezerdi. Fakat bu /ihnivet her
şevle alav eden. hiçbir şevi ciddi telakki etmeven
adam sendecilik zihniveti değildir. Bilakis bu,
dunvava. insanların dertlerine bakarken. benliği-
ni bertaraf eden, hiçbir sabit fikirvevaşahsi ar/u-
ya kapılmadan. serin ve doğru bir göriışle realite-
\i sev reden bir zihnivettir... Zamanla kıv meri kav-
bolmavan. krikii sağlam bir realite göriişüne da-
\anan halk ve haval filozofunun hu/uru ile hasıl
olan bir havadırf
ls,te Batı Cephesı Karargâhı. 9 aş kaldığı Nas-
reddin Hocanın >ehrınde bu ruhu teneffus ede-
rek 24 Ağustos sabahı Ak^ehır'den -\f)on"a ha-
reket etmıs,. 26 ^ğu^tos'ta Buyuk Taarruz'u bas.-
latmı^tır
Evliva Çelebi'nin H(Ka'nın türbesini zi>areti:
Dördüncü Murat'ın Bağdat Sefenne katıldığı M-
rada (1638) Hoca'nın turbeMnı zı> aret eden \ e bu-
nu mezarlığın yakınındakı Inıaret CamiM'nın bı-
lezıklerınden bırınde el yazısıy la belgelendıren
unlu gezgınımızın anısını kendı tatlı dıfınden dııı-
leyelım
"...Her kim Hoca Nasreddin'i /ivaret ederse le-
tairınden (nuktelerinden) hatıra bazı şevler gelip
elbet güler. derler. Gerçek midir dev u !>ehrahın
(ana yol) sııl tarafından mezaristana sapup doğru
kabr-i şerifine at ile vardım. Bir kere:
- Esselâmu alevkum va ehlikubur. dediğimde
Hoca Nasreddin'in turbesi içinden:
- \e ale>kunıesselam e> can-ı lıumâııı. dive bir
sadâ gelince atım ürküp iki avağı üzre kalktı. Fır-
lavarak nıezaristan içinde bir avağı bir kabre gir-
di. Hakîr. az kaldı kabir azabı çekeva/dım. N ine
türbe-i Hoca'dan biri:
- \ğa, sadakanı/j v eriniz de güle güle gidiniz; be-
ri geliniz beridhe ha\ kırdı. Meğer tiirbedar imiş.
Hakîr:
- Bre herif. ben ehl-i kuhura selam verdim. Sen
onlara naehil iken niçun selam aldın. dive bir ak-
çe sadaka verdim?
- \ ar > ardımcın Mlah ola. di> e dua ev ledi. Doğ-
rusu şu hâle dahi güle güle geçtim. gittim!"
Mevlâna.Vınıis bmreve5 Maşis 12"~de~Bu-
günden sonra divanda, dergâhta, mecliste, mev-
danda Türkçeden başka dil kuüanılmavacaknr"
dıye terman çıkaran Karamanoğlu Mehmet
Bey'leçağda^olan \ Hocanın. Timur'un doğu-
mundan ellı y ıl once olduğu. bu nedenle. onu Tı-
mur'la kar^ıla^tıran E\lıva (.elebı'nın yanıldığı
anla>ılmıs,tır Hoca'nın Tımur değıl, Seîçuklular
(Alaettin Kevkubat'lar I. l|)donemınde>a!>adıgı,
Mevlâna'nınvakındostlarından olan SevvitMah-
mut Havrani'nın vakıfnamesınde tanık sıfatıyla
yer aldığı belgelerle saptanmı^tır
IstanbuCun ilk kadısı N. Hoca'nın
torunu
kuçuk Nasreddin'in Konyamedresesınden ho-
cası olan. 1268'de Ak^ehır'de olen Seyyıt Mah-
mut Haşranfnın Ak^ehır'dekı turbesı-kubbesı.
mımarlık tarıhınde Selçukkı ^aheserlerınden bın
olarak geçmektedır \nkara Sa\a>ı ertesınde Tı-
mur'ıın tutsağı ıken -\kşehır"de ya;,anıını yıtıren
\ ıklınm Bevazıt'ın cesedı de ( Bursa'ya ta^ının-
cavakadarl I224\apınıh Seyyıt Mahmut Hayra-
nı Mescıdı'ndekalmıştır.
kuzusunu ıkı arkada^ıv la bırlıkte kesıp yedık-
lerı ıçın "Dünva durdukça yedi iklim sana güle-
cek" dıverek oğrencısı Nasreddin'i cezalandıra-
nın da S M Hayranı olduğu sanılmaktadır
Istanbul'un fethınden sonra bu s.ehnn ılk kadı-
sı olan (Fatih'ın kendısıne verdığı. o donemde
kuçuk bır koy gorunumundekı Kadıkoy e adını
verdığı anla^ılan) Turk fıkıh bılgını. sjaır Hmr
Çelebi, N Hocanın torunlanndan Kadı Celalet-
tin Emir Efendi'nın oğludur Bursadan sonra Edır-
nekadısı ıken F S \1ehmet'ınemrı\le(gunumuz-
de\alı Nebeledıyeba^kanlığınabenzeyen) Istan-
bul kadılığınagetırılmıs, (145^ 1. bu gore\deolun-
ceye kadar kalmısjtır Mezarı.Zevrek \ovnuk Şu-
caıttın Mescıdı hazıresındedır
O. sotuluk-softalık-bağnazlıktan uzak. ınanç-
lara savgılı ama bos. ınançlarla ala> eden. "Kıva-
met ne zaman kopacak?" dı\enlere "Hangi kıva-
met, kuçuk mu, buvük mü? Ben ölürsem büvük
kıvamet, karım ölürse küçük kıvamet" dıyecek
kadar genı> goruslu pırıl pırıl halk adamı. halkın
sımgesı olmuş ulu bır kıs,ıdır Gunumuzun de\ı-
s.ı\ le bır a\dınlanmacıdır
kendısıne. "Sizin Pevgamberini/ Miraç için
gökvüzunenasılçıktı"dıye soran bırpapaza. "Si-
zin Pevgamberiniz Hz Isa için kurulan merdiven-
le_."dı>erek \anıtla\an (kutsal kıtaplardakı mı-
raç bıldınsının mecazı aniamda bır olay olduğu-
nu anlatmak ısteven) Hocamız. uluslararasi bu
anma y ılında. duny a dın adamlanna da en anlam-
lı mesajını lıletisinıl \ermı^ olmaktadır
Bır "dünva adamı"dır Hocamız. a\nı zaman-
da yaşama sev ıncıv le sımgele'jmı^ "budün_va~nın
adamı Amaçlarından bırı. ba^lıcası "cahillikle
savaş" olan UNESCO bu nedenle, Atatürk.Tev-
fik Fikret ve ^nus Emre gibi aşdınlanmacı olan
Nasreddin Hoca'v 1 uluslararasi duzeyde anma ka-
rarı almıs.tır
Va nıava tutarsa!..
Hıdırlık. tekke. mavaçaldığı gol Hocanın Ak-
^ehır'lılere vadıgârı olan nıesire verlerıdır Onun
nuktesıvle soylersek Hıdırlık "dünvanın merke-
zi", tekke "dünvanın cenneti", \kşehir gölii de
"ülkemizin serveti"dır'
\aktıyle ıhtıyarçınarın golgesındedınlenırler-
ken. kendısıne dünvanın merkezı neresıdır dı>e
soran bır rahıbe. hocanın. elındekı asa ıle bır da-
ıre çızerek. ortasına asasını dıkdıkten sonra ışa-
retle "Dünyanın ortası işte burasıdır, inannıazsa-
nızölçün!" vanıtını verdığı \erdır Hıdırlık
Tekke de. sehrı kuşbakısı goren Topverı nden
(Mustafa kemal'ın Bu> uk Taarruz oncesınde bır-
kaç kez geldığı Ak>ehır'de Batı C ephesi komu-
tanı İsmet Paşa ıle bırlıkte yorguııluk çıkardıkla-
rı bu !jinn tepeden) gole ııla^an ça\ın içinde de-
\ nıdıgı vadı bovunca. dağ volu\la gıdılen. çam-
larınçağlayanlarlakucakla^tığı.4 Murat'ındılıv-
le bır "dünva cennetTdır
Hoca nın her yıl maya çaldığı Akşehır Golu
ıse. tutmasi halındeyoğurdunun satis.iv ladıs borç-
ların odeneceöı "ülkemizin seneri"dır'
TARTIŞMA
Cumhuriyet'le tanışıklığım
azetemızle
tanışıklığım.
amcam,
dayım ve yengelenmle
basjadı Ama asil ıç
ıçelığım. Fethıye Halk
kutuphaneM oğretmenlık
yıllanmda oldu 19~0'lerın
bası
Vunus Nadi ad'. memleketı
Fethi\e"de bır ılkokulda
va>atılıyor Oyıllarda
ılkokulun muduru olan
Ahmet Erçetin (koy
Enstıtuluydu) aracıfığıyla
Nadir Nadi tarafından
gazetemızın ılk sayısından
ıtıbaren tumu pek çok
kıtapla bırlıkte Fethıye
Halk kutuphanesı'ne
armağanı buv uk onurdu
Bazı arastırmacı ve
tarıhçılerde
kutuphaneınızın konuğu
olmus,tu
Onları korumak. devam
ettırmek. yasatmak bızlerın
gorevıvdı Soıırakı yıllarda
kesintıye uğramadıysa hâlâ
vasiNorolmasıııı
dılıvorum Sayet kesıntıye
uğradıysa Fethıye'de Halk
kutuphanesı kadar ozel
kıtaplığa salııp
Cumhurıvet gazetesının de
bugune kadar tum
savılarınm bulunabıleceğı
baska bır adıes var Osnıan
Şev ki Olgun onu da
tanıtmadan
geçemeyeceğım
Evet yukanda kov
Enstıtulu yakınlanmın
gazetemızle tanı^ıklığıma
olan katkılarıyla
baslamıştım Onlar şımdı
hayatta değıl ler
22*Hazıran 1996gunu
Foça da onemlı bır olay a
tanık oldum Onları da
orada saygı ıle andıııı
İsmail Hakkı Tonguç'un
koy Enstıtusu
çalişmalarında hep vanında
olan can dostu. arkadaşı
FeritOğuz Bayır'ın uç
vıllasını kov Enstıtulerıve
Çağdaş Eğıtım \akff na
bağişinın toreııınde.
"Eğitimin Bugünü, Varını"
konulu panelde kımı
eşının. kımı yavrusunun.
kımı torununun kolunda.
kımı de dımdık tek başına
gelmıştı Bunlar hayatta
olan koy Enstıtulu son
ay dınlık vuzlerdı.
Bu guzel gune
katılabılmemızı sağlayan
lzmır Eğıt- Der
Başkanlığf na. Foça
Beledıyesi'ne ıçten
şukranlanmı sunuyorum
Foça'va 12 00'de vardık
Paııel saatı 15 00'e kadar
herkes ısteğınce gezıp
dolaşabılecektı Ama bır
saat içinde v ıne herkes bır
aradaydı \ urdun dort bır
vanından gelen ak saçlı
enstıtululerle can cana.
Karabük ve İbrahim Yıldız...
Beledıve kımfık kaıtımı kavbertım Hııkumsuzdur
• • lkemızın
U
polıtıkacılarının
ust
vonetıcılerının
bırtakımına
nasıl anlatmalı
kı bır ulusun gızıl gucunu. o
ulkenın vazarları. çızerleıı.
sanatçıları. bılım adamları
oîuşturur Bır kültiir
zengtnlığı bır ya^am nıtelığı
olarak toplumun
gozeneklerıne. dokularına
sindınr Uvgarlık yarışında
one çıkarır Turkıve \azarlar
Bırlığı (TYS) Baş'kanı \taol
Behramo|||i, "Şairler Kenti:
Zonguldak" vazısında (26
Hazıran 1996. Cumhuııvetl
bu kentın ıkı unlu şaırınden
soz edıyor Ikısı de genç
va^ta veıemden vıtıp
gıtmışler Arkalannda
kısacık. akıllı yaşamlarının
ıpek gıbı dokunmuş
sınisn.ak dızelerını
bırakmışlaı Muzafl'erTavvip
Lslu24 unde. De\reklı şaır
Rüştu Onur 20 sınde gccıp
gıtınişleı budunvadan
knnseleı bılmemış.lirha
dızeleıınde surduıu\orlar
vaşamlannı bugun de
kultur zengınlıklcıımn
kavnağı -\nadolu. nıce
vapıtlarla dolu Nıce
kasabalar kentler o
\apıtlaıla kıınlığıne bıı
bıı> uk taş daha kov muş
Devıeklıleı, bıı gerçeğı
goren hemşeııleıının
çabasivla Ruştıı Onur ıçın
bır bust dıkmışler. gorsel
olarak da kentın dokusiına
katmişlaı Zonguldaklılaı da
Muzafteı Tavvıp Lslu ıçın
bovlesi bıı çabavı
oıgulemeve gırişmışler
Bu bana vakın taııhlerde
İbrahim S ıldız Şıır
Naıişmasi odul torenıne
gîû]ğimız karabuk'te
vapılması gereken bır göre\ 1
anınısattı Vakın zamanlara
değın Zongııldak'ın ılçesı
konıımunda olan karabuk de
"şairler kentT'nın bır
parçasi İbrahim \ ıldız.
kaıabuk te dogmus.
buvumuş. kaıabuk'ecan
\eien Deııııı Çelık te ışçi
olaıak çahşiniş bu ozlıı şaıı
"Sollarını evlerını, salaş
kahvelerını. mevhanelerını
kultur zengınlıkleunı ıçıne
sindınniş dızelerıne
dokumus Tanıövapıtı
vayımlanmış Beğenı
kazanmış. yazınımızdakı
verını almış
"Gökvuzü dediğin bir dilim
ekmek / Bal surduk ustune /
Karanlığa çiçek ekerek /
Çıktık guneşe / Boluşmevi
bir oğrenebilsek / Gok de
bizinıverde/" dı\en
İbrahim \ ıldız'1 1994
\ılında yıtırdık kuşkusuz
onun une o\guve
gereksinımı \ok aıiık O
vaşamını dızeleıı içinde
NUidurecek Ama
kaıabukluleıın \e bu
toplumda vaşavanların
saımas dolas Foça
Oğretmen Ev ı'nde O çatı
altında Aıt oldukları
yerde Yemek
kuvruğunda Başka
restoranlara. başka yerlere
gıdememışlerdı Evet
oğretmen adı çekı\ordu.
bır araya getırıvordu % ıne
onlan Ah ne olur
demokratım dı\en herkes
avnı duyarlılığı gosterse
Toplanıversek bır çatı
altına Belkı kımbılır1
Gorecek mıy ız 0 gunlen '
Le\la(Ak>oI)
Konuşur
Emeklı öğretmen
Izmir
gereksinımı \ar kultuılenne
sahıp çıkamavan.
zengınlıklennm avırdına
\aramavan toplumlann
kımlığını bulmasına
uvgarlık varışında one
çıkmasına olanak vok
De\rekb!enn Ruştu Onur'u
Zonguldaklıların Muzaffer
Tayyıp L'slu'yu
gorselleijtırmelerı \e
gorselleştırmeve ugraşinalaı 1
gıbı. Ibrahım S'ıldız adının
bır parkına »okağına
verılmeM. bıı bustunun
dızelerıvle bırlıkte
vapıtlaştırılması bıle
karabuk'e bır başka guzellık
kataı-aktır
Vetkin Aröz
PENCERE
Kadınların Davası
Kadınlar, Tans Hanım'a dava açıyorlar.
Hangı kadınlar''
Istanbul'dakı 'Kadın Kuruluşları Bııiığı'nm genış
bır yelpazesı var, tum kadın orgutlerı bırlıkte buluş-
tular. Butunleştıler.
Amaçları ne?.
"Davalı (Tansu Hanım) seçım kampanyalan sıra-
sında oy ısterken demokratık, laık hukuk devletı ıl-
kesıne aykırı bırduzen soylemı ve ozlemı içinde olan
bırpartıyle ışbırlığı yapmayacagını. kışısel çıkar uğ-
runa ulkeyı karanlığa goturmeyeceğını vaat ettığı
halde, bugun hukumet kurma aşamasında tam ter-
sıne bırdavranış ıçıne gırmesı nedenıyle BorçlarKa-
nunu 8'ıncı maddesıne uymamıştır "
Kadınların 'Medenı Kanun 'a dayanarak açacakla-
rı davanın anlamı buyuk.
•
21 'ıncı yuzyılın 'ınsan hakları yuzyılı' olacağı soy-
lenıyor
Gıdış o gıdış .
Oyleyse onumuzdekı yuzyıl kadın hareketının yuk-
selışıne de tanık olacağız
insan hakları ıle kadın hakları temelde bırbırınden
aynlmaz. ozdeştır. Irk ayrımcılığı ne denlı kotuyse. ka-
dınlara karşı ayrımcılık da o olçude kotudur Bu yuz-
dendır kı şerıatçılık, ınsan haklarına temehnden ters
duşer Turkıye'de şerıatçılık yukseldıkçe, kadınları
ıkıncı sınıf ınsan sayan koleleştırme polıtıkası da 0
oranda yukselıyor demektır
Yaşadığımız tragedyanın bır senaryosu da bu kap-
samda yazılıyor, çunku Turkıye'de şerıatçılığın yük-
selışınde kadınlar da rol oynuyorlar
Nası! oluyor
Tarıhte efendılerın buyruğunda kolelığı sılahla sa-
vunan koleler saymakla bıtmez Sermaye sınıfının
partılennı emekçıier desteklemeselerdı, kapıtalızm
çokerdı Kadın kolelığını savunan şenatçılığın destek-
lerı de bılınçsız kadınlardır
Zavallı kadınlar1
Ne yazık kı bu zavallı kadınlardan bırı Tansu Çvl-
ler'dır. CumhunyetTurkıyesı'nın ılk kadın başbakanı
kadınları şerıatçılara sattı
llerıde bugunun tarıhını yazacak olanlar. Tansu Çıl-
ler ıçın ne dıyecekler
"Sozde uygardı, sozde demokrattı, sozde ozgur
kadındı, sozde ozgurlukçuydu, saçlannı boyatır, ruz-
gârda dalgalandınrdı, tesetture karşı gorunur, çar-
şafgıymez, turban takmaz, mayoyla denıze gırer, er
kekten kaçmazdı Kadın kımlığınde erkege karşı us-
tunluk gostergelerı bıle gorulmuştu Kadınlar koca-
lannın soyadlannı alırlarken Tansu Çıller, kendı so-
yadını kocasına dayatmıştı Sozde Ataturk devnm-
lenne bağlıydı 1926 'da Medenı Kanun 'la yurttaşlık
haklarını kazanan kadınlar Kemalıst devnmle
1934 'te seçme ve seçılme haklarını da sağlamışlar-
dı Tansu Çıller, 1923 Aydınlanma Devrımı surecın-
de yetışmış, okumuştu Goruntude çağdaş kadın'
ızduşumu çızse bıle, yolsuzluklarını bağışlatmak pa-
hasına. kadın haklarına karşıt dıncı partıye sıgındı,
teslım oldu, ulkesının kadınlanna kadın ve ınsan
hakları davasına ıhanet ettı "
•
'Kadın Kuruluşları Bırlığı' bu thanetın hesabını
mahkemede sormak ıstıyor
Yerınde bır gırışım
Kadınlar genelde erkeklere karşı davalannı savu-
nuyorlar, ama kadının kadından hesap sorması, ka-
dın hakları davasının ınsanlık davası olduğunu orta-
ya koyuyor
IMZA GUNU
KABALCI KITABEVI
"YAZ '96 ETKİNLİKLERİ"
YARIN
EMRE KONGAR
ile
Kabalcı Kitabevi'nde
söyleşi ve imza günü
6 Temmuz (Cumartesi)
14.00-16.00
KABALCI KITABEVI
Ortabahçe Cad 22/4 Beşıktaş - Istanbul
Tel (0212) 261 67 44 - 261 31 24
Cumhurıvetın ılk oğretmenlerınden
AZİZ TANER
Atatürk devnmlenne ve ılkelenne ola
mancınla, bınlerce oğrencının \olunu
dydınldttın Bıze tuttuğun bu ışık.
hıç sönmevecek
EŞİ. KIZI. ÖĞRENCİLERİ
RİZE ASLİYE 1. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Savı 1996 13"
7
Esas
Da\acı SSK \ekılı taıafındanda\alı Musa Acar( -\kar)
alevhıne açılan alacak davasının >apılan yargılamasında
\enlen ara kaıarı geıeğınce.
Da\alı Selahattın \e Fatma'dan olma. 1964 dogumlu
Musa -\car ( Akart'a adresi bılınnıedığınden dava dılek-
çesı teblığedılememiştıı Duruşma aunu olan 12 7 1996
gunu saat 9'da bızzat mahkememız salonunda hazır bu-
iunmasi \e\a bu \ekılie kendisinı temsii emrmesı. aksı
- takdırde duruşiTUinm gıya&ndd-yurutulecegı dava dıtek—
çesı \enne kaım olmak uzere ılanen teblıö olunur
13 6 1996
Basın 94426
Türk Kalp Vakfı
Muayene, Teşhis, Tedavi
Tel.: (0.212) 212 07 07 (PBX)
Faks: (0212) 212 68 35