27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5TEMMUZ1996CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Edebiyat Olmayan Edebiyat MELİH CEVDET ANDAY O kuma-vazma'} ı oğren- dıkten bır zaman sonra edebıvatı merak ettım. şıırler romanlar. hıkâye- ler okumaya başladım Şıır. konuşnia>a benze- mıvordu. çunkuolçulu uvaklı konuşmu- yorduk onu bır >ana bırakırsak. hıkâye- \ı ronıanı "edebivat" yapan neydı1 Bu- nubıroğrenebıKem belkı bendeedebı- >atçı olabılırım dı\e duşunuvordum Şıırvazmak 11,111 olçuyu. uyağı oğren- mek gerekıvordu. \a hıkâye. roman yaz- nıak ıçııı' Bıı edebıvat turlennın konuşma dılın- den başka bırdılle vazıldığını sezer gıbı oluvordum. sankı edebıvata ozgu sozler \ardı Sozgehşı "kadın kahkahalan" denmıyerdu da. "billur kadın kahkaha- lan" denıvordıı Edebıvatı varatan "billur" muydu yok- sa1 Belkı de buıııın gıbı sozlen oğren- nıekle edebıvata gınlıvordıı Başka bır sozeuk dağarcığı Başka bır ornek Eğer bır opuşme. bu- > uk bır aşka donuşuyorsa. edebıy at dılıy- le buna "Dudaktan kalbe" denıvordu Demek bır edebıvat vazısı. e\dekı ko- nuşma dılıne. bılımsel dıllere. gazete ha- berıdılınebenzemıvordu Edebıyatçıol- mak ıçın edebıyat dılını oğrenmek ge- reklıydı Işın guçluğu buradavdı Dahası \ar Arkadaşımdan aldığım mektup edebiyat sa\ılmı\ordu da unlu bır şaınn. romancının mektuplan edebı- >at dıy e basılıyordu \oksa once une ka- vuşmak mı gerekıyordu1 Pekı ama ede- bıvatçı olmadan une nasıl kavuşulabılır- dP Bır metnın edebıvat savılması ıçın ne gıbı ozellıkler ıçermesi gerektığı konu- su. bugun >azınbılımın en onemlı konu- larından bırıdır Çozulmuş. aydınlığa kavuşturulmuş bırkonu değıl elbet. araştırmalarvapılı- vor. denemeler \azılı\or kolav mıdır "edebiyat şuna derler" dıye kestırıp at- mak1 Ustelık oyle bır kestırmeye kalkılsa edebıyat mı kalırortada° Yazarlıkbutun varat\cılığından kopup siradan bır kım- \a deneyıne donuverır Edebıyatı merak etmekte dırendıkçe. bentm de ılk \ardığım >er bu oldu Oğ- retılen \e oğrenılen bır edebıyat. yazar adavını gulunç bır duruma sokuyordu ona "Edebhat vapmışsın!" denıyordu Boy lece "edebiyat" sozcuğu tam tersı bır anlamda venıden karşımıza çıkıyordu Oğrenılen bavağılıklar >ığını Demek edebıyatta varılacak ılk gelı- şım durağı. edebıyattan ığrenmcktı Mozart."Müziksevmem"demış \er- den goğe lıakkı \ar Pekı. edebıyat olmayan edebıyat ne- dır' Bır yazıvı (bır metnı) edebiyat yapan nedır1 Onekleruzenndeduşunursekışımızın ne denlı guçleştığını goreceğız "Bohr ile vaptığımız \e gecenin gec, sa- atlerine kadar süren. hatta bazan iimit- sizlik içinde sona eren tartışmalanmızı hatıruvorum. Bö> le bir tartışmadan son- ra yakındaki parkta ne zaman bira/ ha- \a almava çıksam şu soruvu hep kcndi kendime tekrarlavıp dururdum: Doğa gerçekten şu atonı denev lerinde goründü- ğü kadar saçma, anlamsız olabilir mi?" Burada bır ozel ad (Bohradı) ve "atom denevleri" sozu geçtığıne gore. Bohr'un vok unlu bır atom fızıkçisi olduğunu bı- lenler için bu metın bır edebıyat metnı değıldır Değıl, tumcevı W. Heisenberg'ın "Fi- zikveFelsefe" adlı kıtabından aldım He- ı>enberg bır tızıkçı değıl de. bır roman- a oKaydı. (Hele Bohradını bılmevenler ıçın Ibuitımce. bır roman tumcesı olarak almabılırdı Şunu da ekle\ı\ere\\m. ro- manlarda. tanınmı^ ınsanların adları da geeebılır Çokorneğı \ardır Şımdı de ba^ka tumcelere bakalım "Başlangıçta >er\üzünde ne ot vardı. ne ağaç. Her >erde uçsuz bucaksız bir toz ve çakıl çolii uzaımordu." Bunu kutsal Kıtap'tan bıralıntı sana- bılırız Fransız romanciM Michel Turni- er'nın "Adem Ailesi" adlı hıkâyesi bov- le başlıyor Mıehel Tournıer hıkâve ıle masalı. mıtosıı bırlıkte >uruten bır ede- bıyatçı. bu şuzden bızı şa^ırtabıhr De- mek nıasal bıeemınde de hıkâ\e yazıla- bılıyor "Geceleri anne \antilâtörü çalıştırdı- ğında, ha\a değirmeninin lastik kanatla- rı >alnız hafit bir gürültü çıkarmasına rağmen, hemen u\anırdı.'" Alman \azan Heinrich BdU'un "Baba- sız E\ler" adlı roman 1 bu tumceyle baş- lıyor Ustunde "roman" dıye yazmasa bız bunun bır \a>amoykusu olduğunu duşunebılırız Ya^amoy kusu gerçeğe da- yanır. bır romanda anlatılanlar ıse uydur- madır. ama bızde gerçek olduğu y anılsa- masını uyandırır Bunubır ıpucu sayma- ğa kalkarsak >anılgı\a du^ebılırız. çun- ku gerçeklerı bır tarıh kıtabı gıbı anlatan romanlar da \ardır "Bütün nıutlu aileler birbirine benzer. her mutsuz ailenin mutsuzluğu kendine göredir." Tolsto\'un \nna Karenina adlı roma- nı bu tunıce ıle başlıyor Sadece bu tum- ceve bakarak kıtabın bır roman olduğu yargısına \aramayız elbet Bu bır ahlâk kıtabı. bır deneme de olabilir pekâlâ Edebiyat olmayan edebıyat konusun- dan kalkıp romanın ne\e benzedığı ko- nu^una dek geldık Gerçı nıyetımız bır roman-hıkâye tanımına \armak değıldı Yanlı^ olurdu boyle bır çaba Romanın leçetesı yazılamaz çıinku Roman-hıkâ- >e. felsefe gıbıdır, yapılır. oğretılmez Edebı>atın ozel bırdıl olmadığını bıl- mekyeter ARADA BIR RECEP BİLGİNER Lider ve Çevre Her rejımde her donemde sorun aynı. Lıder ve çevresı1 Lıder yanlış kararlar alır. çevre bu yanlış kararı. go- zu kapalı uygular Işlerkotuyegıder memleket yone- tımı çıkmaza gırer Halk dedığımız topluluk, "Lıden- mız 1yı, ama ah 0 çevre" dıye kendını aldatır. Ya da çevre yanıltırlıderı Çunku çevre denılen ku- şatma havayı bıle sokmaz lıderın yanına Sureklı al- kış, sureklı pohpohlama lıderın hoşuna gıder "Ben neymışım de haberım yokmuş" dıye kendı kendine şı- şınır Sonunda ıçınden çıkılamaz olur durum Çevre mı lıderı yanıltır lıder mı çevreyı robot konumuna ge- tırır'' Kanuni Sultan Süleyman'a oğullarını acımasız- ca bogdurup oldurten hep o çevre değıl mı? Ama, cı- han padışahınm hıç mı kışısel gunahı yok? Cıhan pa- dışahı ama etkılenıyor Uzak tanhımızde, daha çok orneğı var bu tur olay- ların Lıder kım olursa olsun, (kral. padışah, dıktator. demokratık olçulerde dorukta oturan kışı) kendı za- aflarıyla çevre etkılerı arasında bocalar durur. Aslın- da lıder denılen kışı kendısı olabıldığı olçude bu nı- telemeye hak kazanabıhr. Yakın tarıhımız çevre dedığımız, fırsatçı ınsanların araya fıt sokmaları sonucu, Kurtuluş Savaşı'na bır- lıkte atıldıkları Atatürk ve yakın dava arkadaşlarını bır- bırıne duşurmedıler mı^ Ataturk-lnönü kırgınlığının temelınde de hep çevrenın oyunları yatmaz mı 9 Ataturk gıbı buyuk bır onderın bıle çevresı ve bu çevrenın fırsatçılıkları hep yazılıp soylenmıştır Hat- ta, Ataturk un hastalığında, kımı yakınlarını, dava ar- kadaşlarını bıle. yanına sokmadıkları bılınır Ataturk donemının genç Mıllı Eğıtım Bakanı Necati Bey bır gun Ataturk'e dert yanar "Paşam, çevrenız, arkadaş- lar arasında hoşnutsuzluk yaratıyor." Ataturk'un yanıtı anlamlıdır "Onlar benım, sade- ce sofra arkadaşımdır Onlarla ıçıyorum, soyleşıyo- rum, ama sızlen bakan yapıyorum " Bılıyoruz kı, Mustafa Kemal'ın. ıçkı sofrasındakı aıkadaşlarını devlet hızmetıne getırmemesı. onun devlet ışlerını çok cıddı tutmasının sonucudur Ama ışte o büyuk dâhının bıle çevresınden soz edılebılıyor Ya Adnan Menderes'ın çevresı O zamanlar ıç kabıne dıye adlandırılan yakın çevresının yanılttığı, çok yazılıp soylenmıştır Uzak ve yakın tanhımızde ornekler çok Ulkemız ne çekmışse bu lıder çevresınden çekmıştır Geçenlerde bırtelevızyon programında, Bursa Mıl- letvekılı Cavit Çağlar, partısının lıderı hakkında şöy- le dıyordu ' Uç beş kışıden oluşan yakın çevresının etkısınden kurtulursa başarılı olur" Sıyaset yaşamın- da. lıder denılen ınsan bır baba gıbıdır Duygularıyla değıl, aklıyla dış etkılerle değıl, mantığı ve gozlem- lerıyle yolunu bulur Mevlana, Konyada Tebrizli Şems'le karşılaştı- ğında. Şems ın ona soyledığı ılk sozlerden bırı şudur "Once kendine bır ayna edın ve o aynaya bakması- nı ogren " Gunumuz lıderlerı, bu uyarıya uysalar. once kendı- lerını tanırlar Oysa onlar aynaya duşman- Ne kendı- lerını tanımak ıstıyorlar. ne yonetmeye çalıştıkları hal- kı, ne de demokrasıyı1 ZEY TİNBURNL SULH HÜKUK \L\HKEMEŞİ'NDEN HLKÜMÖZETİ kaıaı \o Hakını kemal Guzel 20998 katıp Zaııt \albantoslu Mahkememıze aıt 24 6 1996 tarıh 1996 64 vası esas. 1996 62\aM kararsa\ılı ılamla\ecmettın Heperdem ve- sa\et altına alınarak kendiüiıe e^ı Azıze Heperdem \asi ta\,n edılmı^tıı 24 6 1996 Basın 96U26 ZE\ TİNBL RNU SLXH HUKUK MAHKEMEŞİ'NDEN HtÎKÜM ÖZETİ E^a^ No 1996 59\asi KaıarNo 1996 45\a5 ı Hakını kenıal Guzel 20998 katıp Zaııt Nalbantoğlu Mahkememıze an 12 6 1996 tarıh. 1995 59\asıesas. 1996 45 \aM karaı saulı ılamla \lahmut Pak \e Zekıye Pak \ eNa\ et altına alınaı ak kendıleı ıne kenm Akman \ a- >ı ta\ın edılııı stu 12 6 1996 Basin 96025 stanbul Tratık Mudurluğü'nden aldığım 844275 sayılı ehlı\etırn4İ.a>bettım Hukumsuzdur \imV£TDEĞER ERKl T Evde çocuk bakılır. Taksım Nasreddin Hoca'mız UNESCO'da FARUK CUMBUL Hukukçu U NESCO'nun. \tatürk. TevHk Fikret \e ^unus Emre'deıı sonra bu kez de Nasreddin Hoca'.u ulu^lararası duzeşde anma>ını. 19% \ı Nasreddin Hoca'\ı An- ma Yılı olarak duyurmaMnı ^e- vınçle kar>ılıyor. Bırleşmiş Mılletler Eğıtım-Bı- lım \e Kultur Orgutu'nun. barı^çı. ho^gorulu. a\- dınlık bır \a>am goru^u olan toplumsal. bırey- sel tedırgınlıklerı yedı \uz yıldır guldurerek ı\ı- le>tırme\e ealı^an bır ahlak hocası. bır halkdok- toru,halkfilo/ofunuboy lesıne anlamlı bır kaıar- la değerlendırnıesinden o\unç du>u\oruz Bu kezfîncancıkatiıiannı ürkütmüyor! Çagrıya u\an Hocamız. Nasreddin H»ca Der- neği'nın5-IOtemmuzgunlerıarasında \k^ehır'de duzenledığı geleneksel >enlıklere \e Ulu^larara- >\ karıkatur Yarı>maM'nakatılanları bukez"fin- cancı katııiarını ürkütmeden" doğrulacağı kab- rının ba^ında. turbesı onunde kar>ıla\acak. sonra ters bındığı t>eğı Bozoğlan \e mollaları eşlığın- de kentı dolas,arak konuklarını ve henı^ehrılerını selamlayacaktır Buyuk Taarruz oncesınde Batı Cephesı karar- gâhı'nınkurulduğu Ak^ehır'debulunan kurtuluş Sa\as,ımızın onba^ısı Halide Edip \dı\ar. Nas- reddın Hocanın gulumsemeMiıdekı gu'ı. Maske ve Ruh adlı yapıtının Onsoz'unde >o> leaeıklıyor "... \kşehir.ha\at mektebininbenceen\crinılibir sınıfı olmuştur. E\\ela tabiat 0 >eşiL o sulak. o se- \imli \urt parçasını özenmiş de \aratmış 0bidrr. Fakat bu ferah ve sükûn veren şev orada tabiat ve iç hürriveti kadar, belki de daha fa/la. insanları- nın varattığı ruh iklimidir. Kadınları hep gü/el ve temİA erkekleri sakin ve olgun, çocukları sokulgan, ha\at vuvaları cana çok vakındı. Bu ruh ikliminin ve cana vakınlığın baş sebebi. hepsinin arkasmda- ki insani\t't munabbeti. müsamahası veolgun ka- falarında. duvgulu uönüllerinde »i/lenen tebes- siimdü. Bana bu tebessumde klasik gunlerin altın devrindeki latif ölçiı gi/lennıiş gibi geldi. \e sanı- vorum ki bu ölçünün anahtarı Nasreddin Hoca zihnivetinden gelivordu. Atlı veva va\a, etrafı tanıamen açık eski tıır- benin kapısının önünden geçerken durup da bir tarafında asılı bulunan koca kilidi görünce insan buzihnivetin ne olduğunu sezerdi. Bu birsembol- dü. Türbenin önündeki veşillikte durup da Nas- reddin Hoca havası alan, bövle bir zihnivetin sır- rını ister istemez sezerdi. Fakat bu /ihnivet her şevle alav eden. hiçbir şevi ciddi telakki etmeven adam sendecilik zihniveti değildir. Bilakis bu, dunvava. insanların dertlerine bakarken. benliği- ni bertaraf eden, hiçbir sabit fikirvevaşahsi ar/u- ya kapılmadan. serin ve doğru bir göriışle realite- \i sev reden bir zihnivettir... Zamanla kıv meri kav- bolmavan. krikii sağlam bir realite göriişüne da- \anan halk ve haval filozofunun hu/uru ile hasıl olan bir havadırf ls,te Batı Cephesı Karargâhı. 9 aş kaldığı Nas- reddin Hocanın >ehrınde bu ruhu teneffus ede- rek 24 Ağustos sabahı Ak^ehır'den -\f)on"a ha- reket etmıs,. 26 ^ğu^tos'ta Buyuk Taarruz'u bas.- latmı^tır Evliva Çelebi'nin H(Ka'nın türbesini zi>areti: Dördüncü Murat'ın Bağdat Sefenne katıldığı M- rada (1638) Hoca'nın turbeMnı zı> aret eden \ e bu- nu mezarlığın yakınındakı Inıaret CamiM'nın bı- lezıklerınden bırınde el yazısıy la belgelendıren unlu gezgınımızın anısını kendı tatlı dıfınden dııı- leyelım "...Her kim Hoca Nasreddin'i /ivaret ederse le- tairınden (nuktelerinden) hatıra bazı şevler gelip elbet güler. derler. Gerçek midir dev u !>ehrahın (ana yol) sııl tarafından mezaristana sapup doğru kabr-i şerifine at ile vardım. Bir kere: - Esselâmu alevkum va ehlikubur. dediğimde Hoca Nasreddin'in turbesi içinden: - \e ale>kunıesselam e> can-ı lıumâııı. dive bir sadâ gelince atım ürküp iki avağı üzre kalktı. Fır- lavarak nıezaristan içinde bir avağı bir kabre gir- di. Hakîr. az kaldı kabir azabı çekeva/dım. N ine türbe-i Hoca'dan biri: - \ğa, sadakanı/j v eriniz de güle güle gidiniz; be- ri geliniz beridhe ha\ kırdı. Meğer tiirbedar imiş. Hakîr: - Bre herif. ben ehl-i kuhura selam verdim. Sen onlara naehil iken niçun selam aldın. dive bir ak- çe sadaka verdim? - \ ar > ardımcın Mlah ola. di> e dua ev ledi. Doğ- rusu şu hâle dahi güle güle geçtim. gittim!" Mevlâna.Vınıis bmreve5 Maşis 12"~de~Bu- günden sonra divanda, dergâhta, mecliste, mev- danda Türkçeden başka dil kuüanılmavacaknr" dıye terman çıkaran Karamanoğlu Mehmet Bey'leçağda^olan \ Hocanın. Timur'un doğu- mundan ellı y ıl once olduğu. bu nedenle. onu Tı- mur'la kar^ıla^tıran E\lıva (.elebı'nın yanıldığı anla>ılmıs,tır Hoca'nın Tımur değıl, Seîçuklular (Alaettin Kevkubat'lar I. l|)donemınde>a!>adıgı, Mevlâna'nınvakındostlarından olan SevvitMah- mut Havrani'nın vakıfnamesınde tanık sıfatıyla yer aldığı belgelerle saptanmı^tır IstanbuCun ilk kadısı N. Hoca'nın torunu kuçuk Nasreddin'in Konyamedresesınden ho- cası olan. 1268'de Ak^ehır'de olen Seyyıt Mah- mut Haşranfnın Ak^ehır'dekı turbesı-kubbesı. mımarlık tarıhınde Selçukkı ^aheserlerınden bın olarak geçmektedır \nkara Sa\a>ı ertesınde Tı- mur'ıın tutsağı ıken -\kşehır"de ya;,anıını yıtıren \ ıklınm Bevazıt'ın cesedı de ( Bursa'ya ta^ının- cavakadarl I224\apınıh Seyyıt Mahmut Hayra- nı Mescıdı'ndekalmıştır. kuzusunu ıkı arkada^ıv la bırlıkte kesıp yedık- lerı ıçın "Dünva durdukça yedi iklim sana güle- cek" dıverek oğrencısı Nasreddin'i cezalandıra- nın da S M Hayranı olduğu sanılmaktadır Istanbul'un fethınden sonra bu s.ehnn ılk kadı- sı olan (Fatih'ın kendısıne verdığı. o donemde kuçuk bır koy gorunumundekı Kadıkoy e adını verdığı anla^ılan) Turk fıkıh bılgını. sjaır Hmr Çelebi, N Hocanın torunlanndan Kadı Celalet- tin Emir Efendi'nın oğludur Bursadan sonra Edır- nekadısı ıken F S \1ehmet'ınemrı\le(gunumuz- de\alı Nebeledıyeba^kanlığınabenzeyen) Istan- bul kadılığınagetırılmıs, (145^ 1. bu gore\deolun- ceye kadar kalmısjtır Mezarı.Zevrek \ovnuk Şu- caıttın Mescıdı hazıresındedır O. sotuluk-softalık-bağnazlıktan uzak. ınanç- lara savgılı ama bos. ınançlarla ala> eden. "Kıva- met ne zaman kopacak?" dı\enlere "Hangi kıva- met, kuçuk mu, buvük mü? Ben ölürsem büvük kıvamet, karım ölürse küçük kıvamet" dıyecek kadar genı> goruslu pırıl pırıl halk adamı. halkın sımgesı olmuş ulu bır kıs,ıdır Gunumuzun de\ı- s.ı\ le bır a\dınlanmacıdır kendısıne. "Sizin Pevgamberini/ Miraç için gökvüzunenasılçıktı"dıye soran bırpapaza. "Si- zin Pevgamberiniz Hz Isa için kurulan merdiven- le_."dı>erek \anıtla\an (kutsal kıtaplardakı mı- raç bıldınsının mecazı aniamda bır olay olduğu- nu anlatmak ısteven) Hocamız. uluslararasi bu anma y ılında. duny a dın adamlanna da en anlam- lı mesajını lıletisinıl \ermı^ olmaktadır Bır "dünva adamı"dır Hocamız. a\nı zaman- da yaşama sev ıncıv le sımgele'jmı^ "budün_va~nın adamı Amaçlarından bırı. ba^lıcası "cahillikle savaş" olan UNESCO bu nedenle, Atatürk.Tev- fik Fikret ve ^nus Emre gibi aşdınlanmacı olan Nasreddin Hoca'v 1 uluslararasi duzeyde anma ka- rarı almıs.tır Va nıava tutarsa!.. Hıdırlık. tekke. mavaçaldığı gol Hocanın Ak- ^ehır'lılere vadıgârı olan nıesire verlerıdır Onun nuktesıvle soylersek Hıdırlık "dünvanın merke- zi", tekke "dünvanın cenneti", \kşehir gölii de "ülkemizin serveti"dır' \aktıyle ıhtıyarçınarın golgesındedınlenırler- ken. kendısıne dünvanın merkezı neresıdır dı>e soran bır rahıbe. hocanın. elındekı asa ıle bır da- ıre çızerek. ortasına asasını dıkdıkten sonra ışa- retle "Dünyanın ortası işte burasıdır, inannıazsa- nızölçün!" vanıtını verdığı \erdır Hıdırlık Tekke de. sehrı kuşbakısı goren Topverı nden (Mustafa kemal'ın Bu> uk Taarruz oncesınde bır- kaç kez geldığı Ak>ehır'de Batı C ephesi komu- tanı İsmet Paşa ıle bırlıkte yorguııluk çıkardıkla- rı bu !jinn tepeden) gole ııla^an ça\ın içinde de- \ nıdıgı vadı bovunca. dağ volu\la gıdılen. çam- larınçağlayanlarlakucakla^tığı.4 Murat'ındılıv- le bır "dünva cennetTdır Hoca nın her yıl maya çaldığı Akşehır Golu ıse. tutmasi halındeyoğurdunun satis.iv ladıs borç- ların odeneceöı "ülkemizin seneri"dır' TARTIŞMA Cumhuriyet'le tanışıklığım azetemızle tanışıklığım. amcam, dayım ve yengelenmle basjadı Ama asil ıç ıçelığım. Fethıye Halk kutuphaneM oğretmenlık yıllanmda oldu 19~0'lerın bası Vunus Nadi ad'. memleketı Fethi\e"de bır ılkokulda va>atılıyor Oyıllarda ılkokulun muduru olan Ahmet Erçetin (koy Enstıtuluydu) aracıfığıyla Nadir Nadi tarafından gazetemızın ılk sayısından ıtıbaren tumu pek çok kıtapla bırlıkte Fethıye Halk kutuphanesı'ne armağanı buv uk onurdu Bazı arastırmacı ve tarıhçılerde kutuphaneınızın konuğu olmus,tu Onları korumak. devam ettırmek. yasatmak bızlerın gorevıvdı Soıırakı yıllarda kesintıye uğramadıysa hâlâ vasiNorolmasıııı dılıvorum Sayet kesıntıye uğradıysa Fethıye'de Halk kutuphanesı kadar ozel kıtaplığa salııp Cumhurıvet gazetesının de bugune kadar tum savılarınm bulunabıleceğı baska bır adıes var Osnıan Şev ki Olgun onu da tanıtmadan geçemeyeceğım Evet yukanda kov Enstıtulu yakınlanmın gazetemızle tanı^ıklığıma olan katkılarıyla baslamıştım Onlar şımdı hayatta değıl ler 22*Hazıran 1996gunu Foça da onemlı bır olay a tanık oldum Onları da orada saygı ıle andıııı İsmail Hakkı Tonguç'un koy Enstıtusu çalişmalarında hep vanında olan can dostu. arkadaşı FeritOğuz Bayır'ın uç vıllasını kov Enstıtulerıve Çağdaş Eğıtım \akff na bağişinın toreııınde. "Eğitimin Bugünü, Varını" konulu panelde kımı eşının. kımı yavrusunun. kımı torununun kolunda. kımı de dımdık tek başına gelmıştı Bunlar hayatta olan koy Enstıtulu son ay dınlık vuzlerdı. Bu guzel gune katılabılmemızı sağlayan lzmır Eğıt- Der Başkanlığf na. Foça Beledıyesi'ne ıçten şukranlanmı sunuyorum Foça'va 12 00'de vardık Paııel saatı 15 00'e kadar herkes ısteğınce gezıp dolaşabılecektı Ama bır saat içinde v ıne herkes bır aradaydı \ urdun dort bır vanından gelen ak saçlı enstıtululerle can cana. Karabük ve İbrahim Yıldız... Beledıve kımfık kaıtımı kavbertım Hııkumsuzdur • • lkemızın U polıtıkacılarının ust vonetıcılerının bırtakımına nasıl anlatmalı kı bır ulusun gızıl gucunu. o ulkenın vazarları. çızerleıı. sanatçıları. bılım adamları oîuşturur Bır kültiir zengtnlığı bır ya^am nıtelığı olarak toplumun gozeneklerıne. dokularına sindınr Uvgarlık yarışında one çıkarır Turkıve \azarlar Bırlığı (TYS) Baş'kanı \taol Behramo|||i, "Şairler Kenti: Zonguldak" vazısında (26 Hazıran 1996. Cumhuııvetl bu kentın ıkı unlu şaırınden soz edıyor Ikısı de genç va^ta veıemden vıtıp gıtmışler Arkalannda kısacık. akıllı yaşamlarının ıpek gıbı dokunmuş sınisn.ak dızelerını bırakmışlaı Muzafl'erTavvip Lslu24 unde. De\reklı şaır Rüştu Onur 20 sınde gccıp gıtınişleı budunvadan knnseleı bılmemış.lirha dızeleıınde surduıu\orlar vaşamlannı bugun de kultur zengınlıklcıımn kavnağı -\nadolu. nıce vapıtlarla dolu Nıce kasabalar kentler o \apıtlaıla kıınlığıne bıı bıı> uk taş daha kov muş Devıeklıleı, bıı gerçeğı goren hemşeııleıının çabasivla Ruştıı Onur ıçın bır bust dıkmışler. gorsel olarak da kentın dokusiına katmişlaı Zonguldaklılaı da Muzafteı Tavvıp Lslu ıçın bovlesi bıı çabavı oıgulemeve gırişmışler Bu bana vakın taııhlerde İbrahim S ıldız Şıır Naıişmasi odul torenıne gîû]ğimız karabuk'te vapılması gereken bır göre\ 1 anınısattı Vakın zamanlara değın Zongııldak'ın ılçesı konıımunda olan karabuk de "şairler kentT'nın bır parçasi İbrahim \ ıldız. kaıabuk te dogmus. buvumuş. kaıabuk'ecan \eien Deııııı Çelık te ışçi olaıak çahşiniş bu ozlıı şaıı "Sollarını evlerını, salaş kahvelerını. mevhanelerını kultur zengınlıkleunı ıçıne sindınniş dızelerıne dokumus Tanıövapıtı vayımlanmış Beğenı kazanmış. yazınımızdakı verını almış "Gökvuzü dediğin bir dilim ekmek / Bal surduk ustune / Karanlığa çiçek ekerek / Çıktık guneşe / Boluşmevi bir oğrenebilsek / Gok de bizinıverde/" dı\en İbrahim \ ıldız'1 1994 \ılında yıtırdık kuşkusuz onun une o\guve gereksinımı \ok aıiık O vaşamını dızeleıı içinde NUidurecek Ama kaıabukluleıın \e bu toplumda vaşavanların saımas dolas Foça Oğretmen Ev ı'nde O çatı altında Aıt oldukları yerde Yemek kuvruğunda Başka restoranlara. başka yerlere gıdememışlerdı Evet oğretmen adı çekı\ordu. bır araya getırıvordu % ıne onlan Ah ne olur demokratım dı\en herkes avnı duyarlılığı gosterse Toplanıversek bır çatı altına Belkı kımbılır1 Gorecek mıy ız 0 gunlen ' Le\la(Ak>oI) Konuşur Emeklı öğretmen Izmir gereksinımı \ar kultuılenne sahıp çıkamavan. zengınlıklennm avırdına \aramavan toplumlann kımlığını bulmasına uvgarlık varışında one çıkmasına olanak vok De\rekb!enn Ruştu Onur'u Zonguldaklıların Muzaffer Tayyıp L'slu'yu gorselleijtırmelerı \e gorselleştırmeve ugraşinalaı 1 gıbı. Ibrahım S'ıldız adının bır parkına »okağına verılmeM. bıı bustunun dızelerıvle bırlıkte vapıtlaştırılması bıle karabuk'e bır başka guzellık kataı-aktır Vetkin Aröz PENCERE Kadınların Davası Kadınlar, Tans Hanım'a dava açıyorlar. Hangı kadınlar'' Istanbul'dakı 'Kadın Kuruluşları Bııiığı'nm genış bır yelpazesı var, tum kadın orgutlerı bırlıkte buluş- tular. Butunleştıler. Amaçları ne?. "Davalı (Tansu Hanım) seçım kampanyalan sıra- sında oy ısterken demokratık, laık hukuk devletı ıl- kesıne aykırı bırduzen soylemı ve ozlemı içinde olan bırpartıyle ışbırlığı yapmayacagını. kışısel çıkar uğ- runa ulkeyı karanlığa goturmeyeceğını vaat ettığı halde, bugun hukumet kurma aşamasında tam ter- sıne bırdavranış ıçıne gırmesı nedenıyle BorçlarKa- nunu 8'ıncı maddesıne uymamıştır " Kadınların 'Medenı Kanun 'a dayanarak açacakla- rı davanın anlamı buyuk. • 21 'ıncı yuzyılın 'ınsan hakları yuzyılı' olacağı soy- lenıyor Gıdış o gıdış . Oyleyse onumuzdekı yuzyıl kadın hareketının yuk- selışıne de tanık olacağız insan hakları ıle kadın hakları temelde bırbırınden aynlmaz. ozdeştır. Irk ayrımcılığı ne denlı kotuyse. ka- dınlara karşı ayrımcılık da o olçude kotudur Bu yuz- dendır kı şerıatçılık, ınsan haklarına temehnden ters duşer Turkıye'de şerıatçılık yukseldıkçe, kadınları ıkıncı sınıf ınsan sayan koleleştırme polıtıkası da 0 oranda yukselıyor demektır Yaşadığımız tragedyanın bır senaryosu da bu kap- samda yazılıyor, çunku Turkıye'de şerıatçılığın yük- selışınde kadınlar da rol oynuyorlar Nası! oluyor Tarıhte efendılerın buyruğunda kolelığı sılahla sa- vunan koleler saymakla bıtmez Sermaye sınıfının partılennı emekçıier desteklemeselerdı, kapıtalızm çokerdı Kadın kolelığını savunan şenatçılığın destek- lerı de bılınçsız kadınlardır Zavallı kadınlar1 Ne yazık kı bu zavallı kadınlardan bırı Tansu Çvl- ler'dır. CumhunyetTurkıyesı'nın ılk kadın başbakanı kadınları şerıatçılara sattı llerıde bugunun tarıhını yazacak olanlar. Tansu Çıl- ler ıçın ne dıyecekler "Sozde uygardı, sozde demokrattı, sozde ozgur kadındı, sozde ozgurlukçuydu, saçlannı boyatır, ruz- gârda dalgalandınrdı, tesetture karşı gorunur, çar- şafgıymez, turban takmaz, mayoyla denıze gırer, er kekten kaçmazdı Kadın kımlığınde erkege karşı us- tunluk gostergelerı bıle gorulmuştu Kadınlar koca- lannın soyadlannı alırlarken Tansu Çıller, kendı so- yadını kocasına dayatmıştı Sozde Ataturk devnm- lenne bağlıydı 1926 'da Medenı Kanun 'la yurttaşlık haklarını kazanan kadınlar Kemalıst devnmle 1934 'te seçme ve seçılme haklarını da sağlamışlar- dı Tansu Çıller, 1923 Aydınlanma Devrımı surecın- de yetışmış, okumuştu Goruntude çağdaş kadın' ızduşumu çızse bıle, yolsuzluklarını bağışlatmak pa- hasına. kadın haklarına karşıt dıncı partıye sıgındı, teslım oldu, ulkesının kadınlanna kadın ve ınsan hakları davasına ıhanet ettı " • 'Kadın Kuruluşları Bırlığı' bu thanetın hesabını mahkemede sormak ıstıyor Yerınde bır gırışım Kadınlar genelde erkeklere karşı davalannı savu- nuyorlar, ama kadının kadından hesap sorması, ka- dın hakları davasının ınsanlık davası olduğunu orta- ya koyuyor IMZA GUNU KABALCI KITABEVI "YAZ '96 ETKİNLİKLERİ" YARIN EMRE KONGAR ile Kabalcı Kitabevi'nde söyleşi ve imza günü 6 Temmuz (Cumartesi) 14.00-16.00 KABALCI KITABEVI Ortabahçe Cad 22/4 Beşıktaş - Istanbul Tel (0212) 261 67 44 - 261 31 24 Cumhurıvetın ılk oğretmenlerınden AZİZ TANER Atatürk devnmlenne ve ılkelenne ola mancınla, bınlerce oğrencının \olunu dydınldttın Bıze tuttuğun bu ışık. hıç sönmevecek EŞİ. KIZI. ÖĞRENCİLERİ RİZE ASLİYE 1. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Savı 1996 13" 7 Esas Da\acı SSK \ekılı taıafındanda\alı Musa Acar( -\kar) alevhıne açılan alacak davasının >apılan yargılamasında \enlen ara kaıarı geıeğınce. Da\alı Selahattın \e Fatma'dan olma. 1964 dogumlu Musa -\car ( Akart'a adresi bılınnıedığınden dava dılek- çesı teblığedılememiştıı Duruşma aunu olan 12 7 1996 gunu saat 9'da bızzat mahkememız salonunda hazır bu- iunmasi \e\a bu \ekılie kendisinı temsii emrmesı. aksı - takdırde duruşiTUinm gıya&ndd-yurutulecegı dava dıtek— çesı \enne kaım olmak uzere ılanen teblıö olunur 13 6 1996 Basın 94426 Türk Kalp Vakfı Muayene, Teşhis, Tedavi Tel.: (0.212) 212 07 07 (PBX) Faks: (0212) 212 68 35
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle