27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURIYET 5TEMMUZ1996CUMA 14 KULTUR Günümüz Türkiyesi'nde aydınlann sorumluluğu ve aydın-siyaset ilişkisi tartışıldı 'Aydııılar siyasi yaşamda aktif olmah'• Müjdat Gezen'ın başkanlığını yuaıttuğu. Alı Nesın. Ertuğrul Kurkçu, Gencay Gursoy \ e Ufuk Uras'ın katıldığı panelde konuşmacılar. "aydın' kavramının tanhsel gelışım surecı uzerınde durarak gunumuz Turkıyesı'nde aydınlann. devlet \e med\a elıyle 'sindınlmış. apohtık" bır kışılığe bürunduklerını belırttıler Kıiltür Senisi - Nesın \akfı Derne- ğı'nce AKM'de duzenlenen 'Günıimuz Türkiyesi'nde AydınlarınSorumluluğu' konulu panelde. ay dınlann siy asi y aşam- da aktıt rol almaları eerektığı vurgulan- dı Müjdat Gezen'ın başkanlığını yurut- tuğu panele konus,macı olarak \li INesin. Ertuğrul Kurkçu. Gencay Gursoy \e Lfuk L'ras katıldı Katılımcılar. 'aydın' ka\ramının tanhsel gelıijim surecı uze- rınde durarak gunumuz Turkıye'sınde aydınlann. de\let \e medya elıyle 'sin- dirilmiş. apolitik' bır kıs.ılıge burunduk- lennı belırttıler Tutuklanmadan avdin Oİunamaz Panele Müjdat Gezen, Ali Nesin, Ertuğrul Kurkçu, Gencay Gursoy \eLfiik lras>katıldılar. (kLBILA^ TÜNTLL) Panelde ılk sozualan Alı Nesın. aydın tanımının coğrafya ve zamana gore de- ğış.ebıleceğı uzerınde dururken aydını 'tarihsel göre\ini saptamış, bu gorevi ye- rine getirmek uzere uğraş \erirken en bü- yuk silahı olan beynini kullanan insan' olarak tanınıladı Coğrafya ve tarıhten bağımsız. evrensel nıtelıktekı bu tanım- lamanın Turkıye ş.artlarında geçersız ol- duğuna değınen Nesin. Turkıye'de ay- dınlann. evrensel nıtelıklerının yanı sı- ra. toplumsal sorumluluk aldığına da dıkkat çektı Aydının toplumsal sorum- luluğunun Turkıye'ye ozgu bır durum olduğunu soyleyen Nesin "Doğudaöğ- renciler, öğretmenler işkence görur, in- sanlar öldürulürken siz sadece oturup matematikle uğraşamazsınız. Oy le olun- ca da yargılanıp tutuklanırsınız. Turki- ye'de bu yuzden bir insan yargılanma- dan, tutuklanmadan aydın olamaz"dıye konuştu Aydınlann. 'bUimsel yöntemlerle' ye- nıbırTurkıyeyaratmak ıstedıklerını an- cak bılımın ne denıek olduğunu bılme- dıklerını sav unan Nesın. aydınlann bılı- mı kuçumsedıklerını soyledı Aydın kavramının son 15 yıldabuyuk değışıklığe uğradığını belırten Ertuğrul Kurkçu ıse geleneksel aydının kendısını dev letle ozde>les.tırdığını. ancak son y ıl- larda y as,anan toplumsal ay rıs,malann bu tıp aydını geçersız kıldığını belırttı Ay- dın sorumlulugunun emekten yana fı- kırlereyakla^maklabelırebıleceğınisoy- leyen kurkçu. gerçek aydının kendısını devlet, dın ve sermaye ılışkılennden kur- tarmaya çalı^an insan olduğuna değındı Türkıye'dedevletvemedyanıntoplumun aklını yıtırmesıne yol açtığını sav unan Kurkçu. 'İnsanlar bugün hâlâ birtakun erdemlere sahipse, bunu kendi gelenek- lerini yaşatabilmeye borçlular' dedı Turkıyede aydının hayatdamarlarının kesilmeye başlandığını sav unan Gencay Gursoy ıse Turk aydınının Avrupaaydı- nının aksine varoluş sıstematığını sur- durmekte guçluk çektığını ve gıderek olaylara seyırcı kaldığını belırttı Gur- soy. "Buyuk bir güçsüzlük psikozu yaşı- yoruz. Donuk bir y uzle olayları izlemeye basjıvoru/. Gittikçe duşunce üretmeyen, bey nini \e y ureğini y iyen hastalıklı bir in- san tipi ortaya çıkıyor. Aydınların artık bu kirlenmiş siyaset ortamını temizlemesi, miıcadeleetmesi gerekiyor" dıve konuş- tu Gunumuz Turkıyesi nde devletın ve sermayenın ıdeolojık cephanesını ust- leııen bır aydın tıpı ıle kars,\ kar^ıya ol- duğumuzu soy leyen l tuk L ras. zıhnın- de urettıklerını polıtık ya^ama geçır- meyen aydının "politikmasturbasyonla" yetındığını savundu Aydın-sıyaset ılıs.- kısın\n yenıden tanınılanmasi gereklılığı uzennde duran Lras. toplumun ozgurles,- mesı ıçın aydının kendı varlığınınozgur- les,mesı gerektığını belırttı Uras. "Siyasetdeözgiirbireylereihtiyaçduyar. Özgür da\ ranabilmek için yine siyasete ihtiyaç duyarız. Bu anlamda hepimiz kendi rollerimizi yeniden sorgulamak \e aydının siyasetle ilişkisini yeniden tanım- lamak /orundavı/" dedı Jamaika cazını ııstası Açıkhavma Başrollerini Kenneth Branagh Laurentt Fishburne, (üstte) Irene Jacob'un (sağda) pay laştıklan. Oli\er Parker'ın 'Othello'su gösterimde Othello ilk kez 'gerçek zenci'Kultur Senisi - \ onet- menlığını Oliver Parker'ın vaptığı Kenneth Branagh. Laurence Fishburne \ e Ire- ne Jacob'un bas.rollen pav- la^tığı 'Othello' bugunden ba^layarak istanbul sınema- lannda gosterıme gırıvor 'Othello'. Shakespeare'ın trajedılen ara^ında belkı de en'yürekyakıa'olanı Aynı zamanda beyazperdeye en sık uyarlanan Shakespeare yapıtlanndan bırı Örson NVelks'ın 1952 de sınemay a aktardığı 'Othello', Shakes- peare uyarlamaları arasında en basarıhsi olarak gosterıl- dı VVelles. fılmı maddı guç- lukler nedenıyle tanı dort yılda tamamlayabılmış.tı Ancak unlu yonetmenın. 'Othello'yu çekerken kar^ı- las.tığıguçluklerfılmın Wel- les'ınen ıyı iılmlenndenbı- n olmasını enselleyemedı Fılm, 1952 yılında Can- nes'da En ly ı Fılm Odulu'nu kazandı Olıver Parker'ın 'Othel- lo'sunun en ılgınç vonu ıse beyazperdedeOthello"yuılk kez bır sıvah oyuncunun (Lawrenee Fishburne) can- landınvor olus.u Othel- lo'nun kansi Desdemona ro- lunde genç o\ uncu Irene Ja- cob'u. lago rolunde ıse Ken- neth Branagh ı ızlıyoruz Lavvrence Fishburne si- nema tanhındekı ılk 'siyah" Othello'yu canlandırıyorbu kez Buturbır'ilk'eımzaat- mak. ku^kusuz. Fishbur- ne nun ovunculuk karıyerı açiMndan buyuk onem ta>ı- yoı Hay atında ılk kez bır Sha- kespeare ov ununda rol alan Fishburne. Othello rolunu Olıver Parker'dan gelen bır telefon uzenne kabul etnıı^ Parker 1992'de 'Deep Co- \er' adlı fılmle ılk kez Oth- ello olarak duşunmus. la- go'yu canlandıran aktor Kenneth Branagh'ın tersıne. Shakespeare ıle onceden bır tanışıklığı olmayan Fishbur- ne Othello rolunun ovuncu- luk yaşamında buyuk bır çı- ğır açtığını belırtıyor "Sa- \aşarakhayatta kalmayaça- bşan bir adamı canlandın- yorum. Bu adam insanları ölduruvor. Daha once aşkı tatmadığı icin kansına deli- lergibi âşık oluyor. Fakat onu bir başkasıy la aldattığuu oğ- rendiğinde savaşçı. buyur- gan kişiliği on plana çıkivor. Kansını >e âşığını oldurme- mesi artık olanaksız." Rol aıkada^ı Kenneth Branagh a gore Fishburne. Hollvvvood'da ender rastla- nır turde bır ovuncu "Bu- gunlerde yorum gucu boy le- sine guçlu. kendinden enıin. gınenilir bir oy uncu bulmak zor. Lawrence*dan her şe>i bekleyebilirsiniz. Othello ile baş ettikten sonra, 'Antony ve Cleopatra da -Vntony'yi bile rahatlıkla oynayabilır.~ Fishburne'ın katasında ıse. uzun zamandır başka bır proje var Sıyah aktor. efsa- nevı gıtanst Jimi Hendrix'ı canlandırmayı du^luyor KülturSer\isi -3 L lusla- raıası Istanbul Caz Festıva- lı'nde Cemıl Topuzlu Aı,ık- ha\a Sahnesi nın bu ak^ınıkı konukları Mont> Ale\ander and \ard Movement \ e Enıst Ranglin l çlusu Kendinden emın ve heve- can \crıcı bır pıyanist olan Montv Ale\ander. 1960"lı yıllann ba^laıından ben bı- nncı -ınıt bır muzisyen ve grup lıderı ÇalisjTialarına Kaıayıpezgılerını katan Ale- \ander uzennde buv uk etkı- sı olan An Tatum. Mııııed la- mal ve Oscar Peterson gıbı muzısyenlerın stıllennı ba^a- rıy la muzığıne uvarhyor Tu- ^enın hızı rahatlığı. belırgın- lığı v e duygu y ukluluğu ozel- lıkle uçlu çalı^maldrında orta- yaçıkan Ale\ander daha gc- nıs. topluluklarda da bır o ka- daı etkılı Dınamık bır pertornıansa sahıp olan Montv Alevınder ılk kavıt çalıs,malarını 50'le- ıın sonunda Jamaika da yap- tı 'Lazy Vou' ve 'Summerti- me'sanatçınınpıvasayaçıkan ılk single'ları arasında yer alı- yor FrankSinatra'nın dınle- vıpçokbegendığı Alevınder Ne\\ Vork'tabıı cazkulubun- den teklıf alınca Ne\\ Vork'a verle^tı Mıntonsvedığerku- luplerde ç?larken Mit Jack- son. Sammv Davis Jr.. Judy Gaıiand ve Frank Sınatra gı- bı sanatçılara e^lık ettı Son otuz yılda Mıles Da- vıs. Dizzy Gillespie gıbı yıl- dız sanatçılarla bırlıkte caz dunvasının on saflartnda ver Monry \le\ander alan Ale\ander. standart caz pıy ano dılını Karay ıp rıtmle- rıyle buyuk bır ustalıkld sus- luvor 7O'lı yıllann buşında bır uçlu kurarak 1974 \e 1980'de Avrupa turnelerıne çıkan sanatçı 1976'da Mont- reu\ Caz Festıvah'ne katıldı Kendısı gıbı. ılk as.kı cazolaıı Jamaıkalı gıtar vırtuozu Lı- nest Ranglin ıle bırlıkte meıı- to reggae ve hatta çelık bı- donlan caz bağlamında kulla- nan bu dızı album dolduı- du Sanatçı son projesı \ard Movemement hakkında "Or- taya çıkan sadece bir muzik taıvı değil. benim deneyimte- rinı: Jamaika'da buv uyen bir genç olarak yaşamım" dıyor Bu akşam Açıkhava'vı Monty Alexander ıle payla- s.acak olan Ernest Ranglin ıse Jamaıka muzığının gelı^me- sınde onemlı rol oy nay an mu- zısvenlerden bırı Dunva ça- pında unlu bır caz gıtaristı olan Ranglin. Jamaika popu- ler muzığının gelış.mesınde soz sahıbı muzısvenler ara- 3«t«SUlMRASI ISTANBUl CA2 FtSTİVUİ Kestivaliniıı bu akşamki yıldızlârından biri de unlu caz gitaristi F.rnst Ranglin. sında ver alıyor Lçlusuyle Noıth Sea ve Montreu\ Caz Festıvalle- n'nde konseı ler \ eren. Jama- ika cazının dığer efsanevı muzısvenı Monrv Ale\ander ıle bırlıkte turnelere çıkan sa- natçı dunyanın herko^esınde tumelereçıkmayı surduıuvor Aralarında Kenny Burrell. Stanley Jordan.CharlieB\rd. Bamcv Kessel \ e Tal Farlo\* gıbı v ıldız gıtarıstlerın bulun- duğu bır hayran kıtlesıne sa- hıp olan Ranglın. ulkesinın kulturune vaptığı katkılardan dolayı 197^ \ıl\nda Lıyakat Nı^anı ıle odullendınlmış. Erdal Yazıcı'nm gözüyle kasabalann, kentlerin varoşlarınm en renkli simaları, çocuklar... 6 Yaııııınıız^ luıııulıuıııız çoculdar' Erdal tazjcı'nın 'Vannımız. umudumu/ çocuklar' adlı al- bümiinden bir çalı->ması. ClMHtRC\\B\ZOGLl "Dort fotoğraf sergisini gerilerde bı- rakıp. beşincisine sıra gekdiğinde sergi- nin. ardından da albumiın ismini koy- makta oldukça zoriandım. Zor. olum- suz koşullarda yaşayan. iyi besleneme- yen. iyi bir eğitinı-ögretim olanağı bula- mayan çocukianmızı konu edinen sergi ve albümun ismi ne olmalıv dı ? Oy le ya. onlar varınımı/ \e umudumuzdu. ülke- nin geleceği onlann elincteslim edilecek- ti. onlar, yarın ulkeye biçim verecekler- di... \e sonunda film karelerindeki gi- zemli goruntuler fotoğraf kâğıdının u/e- rinde birer birer ^ekillenmey e başlay ın- ca sergi ve albümun ismi kesinleşti: ta- nnımız, L mudumuz Çocuklar." Erdal ^azıcı sunu^ vazısında uçuncu fotoğraf albumunun ıçerığım ba^lığını bu sozlerle ozetlıvor Daha once el sa- natlaııvla ılgılı vapıtlarını Bir Vaprak DokumüÖykusu veSon V üzleradlı al- bumlerde toplavan ^azıcı nın \akla>ık bes. bın sıyah-bevaz kare arasından al- bume seçtığı 54 çocuk totoğratında Tur- kıve'nın panoraması. çocuklarla netes alan sokaklanmız ve geleceğımız sak- lı Dokuz yıl once oluşmaya başlayan serıde totoğraflan yer alan çocukların bır bolumu belkı bugun askerde kımı kapı kapı ı^ arıyor. kımı de genç vas.ta ev lenıp çoluk çocuğa karı^mı* \erleı ı- ne sokaklan dolduran venı kuşağın fo- toğraflarında dadeğışen bırşey yok. so- runlarhep aynı - Neden özellikle çocuklar ? ^ \ZJCI- Kentlerı. sokaklan çok do- la^ıyorum. buralarda kar^tma çıkan en renkli sımaiar çocuklar Onlann çok ko- tu çevrelerde yaşamaları sokaklarda oyunoynamalandıkkatımıçekıyor Do- kuz yıldır çocuklar uzennde yoğunlas- tım.epey totoğratbınktı Bunlargenell- lıkle kasabalarda. kentlerin varosların- da yas.avan çocuklar Balat Ayvansa- rav. Halıç gıbı eskı Istanbul da var al- bumde Buralarda azınlıklann yenne Anadolu'dan goçenlenn çoeuklan yaşı- yor Bu çocuklar çok az semtlennden uzaklas,ıyorlar. Istanbul utanımıyorlar gıttıklenyerdegenellıkleGulhanePar- kı Hepsi kovlennı ozluyor Aılelenne katkı sağlamak ıçın çoğu y an ısjerde ça- lışıyor. sureklı horlanıyoı. a^ağılanıyor \e ezık buvuyor. Çevrelen de çok pıs, ozellıklevaro>lardakıaltyapısız çamur 'rdal Yazıcrnın yaklaşık beş bın sıyah-beyaz kare arasından >enı albumune seçtığı 54 çocuk fotoğrafında Türkıye'nın panoraması, çocuklarla nefes alan sokaklarımız \e geleceğımız saklı. Yazıcı, hepsı koyunü ozleyen. süreklı horlanan. aşağılanan \e altyapısız, çamur. düzensız sokaklarda büvüyen çocuklara karşı kendısını borçlu hıssedıp bu kıtapla bır katkıda bulunuyor. v e dıızensız sokaklarçocuk ıçın vas.anır gıbı değıl 2ü yuzvıl bıterken bu duru- mun buyuk bır ayıp olduğunu du^un- dum ve çocuklara kar^ı kendımı borçlu hıssedıp boy le bır katkıda bulunmak is- tedım - Çocuk nasıl bir malzeme fotoğrafçı için ? VAZICI- Çocuk fotoğrafı çekmek çok zor Amasızı severse. onunla ıyı ar- kada^lık kurabılırsenız çocuk objektı- fın soğuk vanını unutuyor doğal kare- leryakalayabılıvorsunuz Voksa "Şura- dan geçerken iki sümüklu çocuğun fb- toğrafını çekeyim. yanşmaya göndere- yim*. dıve dus,unursenız ı^mız zor - Album. Anadolu'dayaşayançocuk- la kentin varoşlanna dağılmış çocuğun fotoğraflanndan oluşuyor. Aralarında ne gibi farklar var bu iki grubun ? \AZ1C1- Anadolu'dakı çocuğun va- ^adığı yerler henuz kırlenmemış. suvu, havasi temız ama eğıtım. oğretım ola- naklan sosyal çevrelen dar Koydekı geleneksel va^amın baskısı altında ya- s,ıyor ve totoğraf makınasindan korku- yor Kenttekı çocuğun gozu açık. daha gırışken - Çocuklardan başka üzerinde çahş- tığınız konu var mı .' \ AZICI- Kav bolan el sanatlarıy la ıl- gılı bır çalıs.ınayapmiş.tım.ardından ço- cuklar geldı Bırde ıpekboceğı ve insan sergisi açtık Bursa'da bır arkadas,ımla Ikı yıl once Fethıye'den Sılıfke've dek Turkmen voruklennın vaijantılannı ın- celedını Belkı onu da sergı vapanm Son donemde Tema \akfivla erozvon gezılenne katılıyorum - Piyasanın ve basının bu rur çalışma- lara ilgisi ne düzeyde ? \\ZICI- Cocuk fotoğraflannın hıç bırgetınsı vok Orneğın. 'İ'lkemizinço- cuklan" ba^lığıvla takvını yapılabılır. tunzm kıtaplannda kullanılabıhr Ozel- lıkle turızmle ılgılenen vavımcılar ger- çeklerı sevmıyorlar. 'Köttt yanlanmızı göstermişsin'dıyorlar Takvımcıler de 'Çe\re iyi ama keşke insan koymasay- dın' dıyorlar Bazı dergılere foto-ropor- tajlar hazırlıyoıum. telıfler çok dus.uk olduğundan pek katkı sağlamıyor Bu nedenledegi!;ikkonulardayoğunla^mı> fotoğrafçılar amator ruhla profesyonel çalışmak zorunda kalıyorlar AYDINLANMA EMRE KONGAR Yeni Hükümet ve Sol Aydınlar Ali Özgentürk, Mehmet Güleryüz, Özdemir İn- ce ve Orhan Pamuk, Yunus Nadi odullerı gecesın- de ne konuştular? Bu soruya yanıt vermeden once siyasete bır ba- kalım. • • • Yenı hukumet kuruldu Dedıkodusu bol oldu Daha da olacak Neden? Çunku bırbırlerıne ınanılmaz saldırılarda bulunmuş olan ıkı lıder "Dun dundur, bugun bugûn- dur" anlayışı ıle bır araya geldı iktıdarı paylaşmak ıçın ortak oldu Bıze de "Hayırlı olsun" demek duşer herhalde. Ama koşe yazarının başka gorevlerı de var Orneğın olup bıtenlerden dersler çıkarmak Örne- ğın gelecek ıçın kestırımlerde bulunmak Orneğın guncel olarak çozumlemeler yapmak ve ayrıntıh so- nuçlara varmak • • • Ikı lıderın çok yakın bır geçmışte yıneledıklerı ve uzun zamandan ben surdurduklerı karşılıklı suçlama- lar, hem "kışısel" hem de "ıdeolojık" ağırlıklıydı DYP lıderı. Refah lıderını ve partısını, "laık ve de- mokratık" duzen ıçın bır tehlıke olarak nıtelıyor, Re- fah lıderı ıseonun ve partısının "Batıyanlısı"ve "tak- lıtçı" olduğunu soyluyordu Ayrıca her ıkı lıder de bırbırlennı "sıyasal" ve "kışı- se/"açıdan durust olmamakla, nufuzlannı kullanarak kışısel çıkar sağlamakla suçluyorlardı Ikı partı ve ıkı lıder arasında "yaşamın tum alanla- rını" kapsayan bır "antagonızm" ulusal sınırlan bıle aşarak, uluslararası sıyasetın kamuoyuna dahı yan- sımıştı Marks, yalnız "sınıfsal çelışkılen" uzlaşmaz çelış- kı olarak nıteler Acaba ıkı lıder ve ıkı partı arasındakı bu "antago- nızm" yanı duşmanlık uzlaşmaz bır çelışkıyı mı yan- sıtıyordu'' Sonuç bu sorunun yanıtını verıyor Hayır DYP-Refah ortaklıgının hukumet guvenoyu ala- masa bıle, gerçekleşmış olması, "mıllı burjuvazı var mıdır uluslararası sermaye ıle çelışkılen uzlaşmaz mıdır, hangı partı kımın temsılcısıdır" gıbı soruları, guncel olarak gundemın dışına çıkarmıştır Aferın ıkı lıdere Bır kez daha "sıyasetın" aslında bır "çıkar" oyunu olduğunu ve Turkıve'dekı çarpıklı- ğm "bıreysel vle partısel menfaatlerın". "toplumsal çıkarların" onune geçmesınden kaynaklandığını en çarpıcı bıçımde hepımıze gosterdıler • • • Turkıye'de kendılerını "so/"dıye nıteleyen aydınlar, yanı kımı zaman "ente/ter"dıye toplumdan kopuk ol- makla toptan suçlanan "entelektuellerın" hıç olmaz- sa sol kesımı neden bır araya gelemez? Bırakın "or- fa/c"olmayı neden doğru durust bır "dıyalog" bıle ge- lıştıremezler aralarında? Işte Yunus Nadı odullerının dağıtıldığı gecede, us- ta sınemacı Alı Ozgenturk. renk ve çızgı sthırbazı Mehmet Guleryuz, duygulu ve duyarlı şaır Ozdemır ince, unlu romancı Orhan Pamuk ıle sohbet ederken bunları duşundum İnsan, toplumsal çırkınlıkler ıle bıreysel guzellıkle- rı eş zamanlı yaşayınca aralarındakı çelışkıyı vurgu- lamadan edemıyor O gece bu dort kışı aralarında ne mı konuştular? Mehmet Guleryuz'un Ankara Sheraton'dakı sera- mıklerının guzellığını ve goz hızasından yuksek oldu- ğu ıçın yeterınce dıkkat çekmedığını • • • Bu tatlı dıyalog nasıl gerçekleştı? 1) Bu insanlar "sol bır genel şemsıyenın", Cum- hurıyet'ın altında bır araya gelmışlerdı 2) Her bır alanda tek bır "usta" vardı 3) Sohbet oldukça "teknık" bır konudaydı • • • "Acaba" dıyorum. "acaba solda aydınların bır dı- yalog başlatmasının onkoşulları çok mu zor?" Yoksa sol kesımdekı aydınlanmız arasında benım goremedığım uzlaşmaz çelışkıler mı var? "Soruyu nıçın polıtıkacılara değıl de aydınlara yo- nelttın?" dıye sual edecek olursanız, "çevrenıze ba- kın, anlarsınız" derım Not: 24 hazıran akşamı bır ozel kanalın haberle- rındekı unlu bır yazar ve yorumcumuz, "laık" sozcu- ğunun ılk hecesını uzataraktelaffuz ettı Oysa bu "â" kısa okunur KÜLTÜR - ÇtZİK KAMİL MASARACI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle