Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET 5TEMMUZ1996CUMA
14 KULTUR
Günümüz Türkiyesi'nde aydınlann sorumluluğu ve aydın-siyaset ilişkisi tartışıldı
'Aydııılar siyasi yaşamda aktif olmah'• Müjdat Gezen'ın başkanlığını
yuaıttuğu. Alı Nesın. Ertuğrul
Kurkçu, Gencay Gursoy \ e Ufuk
Uras'ın katıldığı panelde
konuşmacılar. "aydın' kavramının
tanhsel gelışım surecı uzerınde
durarak gunumuz Turkıyesı'nde
aydınlann. devlet \e med\a elıyle
'sindınlmış. apohtık" bır kışılığe
bürunduklerını belırttıler
Kıiltür Senisi - Nesın \akfı Derne-
ğı'nce AKM'de duzenlenen 'Günıimuz
Türkiyesi'nde AydınlarınSorumluluğu'
konulu panelde. ay dınlann siy asi y aşam-
da aktıt rol almaları eerektığı vurgulan-
dı
Müjdat Gezen'ın başkanlığını yurut-
tuğu panele konus,macı olarak \li INesin.
Ertuğrul Kurkçu. Gencay Gursoy \e
Lfuk L'ras katıldı Katılımcılar. 'aydın'
ka\ramının tanhsel gelıijim surecı uze-
rınde durarak gunumuz Turkıye'sınde
aydınlann. de\let \e medya elıyle 'sin-
dirilmiş. apolitik' bır kıs.ılıge burunduk-
lennı belırttıler
Tutuklanmadan avdin Oİunamaz Panele Müjdat Gezen, Ali Nesin, Ertuğrul Kurkçu, Gencay Gursoy \eLfiik lras>katıldılar. (kLBILA^ TÜNTLL)
Panelde ılk sozualan Alı Nesın. aydın
tanımının coğrafya ve zamana gore de-
ğış.ebıleceğı uzerınde dururken aydını
'tarihsel göre\ini saptamış, bu gorevi ye-
rine getirmek uzere uğraş \erirken en bü-
yuk silahı olan beynini kullanan insan'
olarak tanınıladı Coğrafya ve tarıhten
bağımsız. evrensel nıtelıktekı bu tanım-
lamanın Turkıye ş.artlarında geçersız ol-
duğuna değınen Nesin. Turkıye'de ay-
dınlann. evrensel nıtelıklerının yanı sı-
ra. toplumsal sorumluluk aldığına da
dıkkat çektı Aydının toplumsal sorum-
luluğunun Turkıye'ye ozgu bır durum
olduğunu soyleyen Nesin "Doğudaöğ-
renciler, öğretmenler işkence görur, in-
sanlar öldürulürken siz sadece oturup
matematikle uğraşamazsınız. Oy le olun-
ca da yargılanıp tutuklanırsınız. Turki-
ye'de bu yuzden bir insan yargılanma-
dan, tutuklanmadan aydın olamaz"dıye
konuştu
Aydınlann. 'bUimsel yöntemlerle' ye-
nıbırTurkıyeyaratmak ıstedıklerını an-
cak bılımın ne denıek olduğunu bılme-
dıklerını sav unan Nesın. aydınlann bılı-
mı kuçumsedıklerını soyledı
Aydın kavramının son 15 yıldabuyuk
değışıklığe uğradığını belırten Ertuğrul
Kurkçu ıse geleneksel aydının kendısını
dev letle ozde>les.tırdığını. ancak son y ıl-
larda y as,anan toplumsal ay rıs,malann bu
tıp aydını geçersız kıldığını belırttı Ay-
dın sorumlulugunun emekten yana fı-
kırlereyakla^maklabelırebıleceğınisoy-
leyen kurkçu. gerçek aydının kendısını
devlet, dın ve sermaye ılışkılennden kur-
tarmaya çalı^an insan olduğuna değındı
Türkıye'dedevletvemedyanıntoplumun
aklını yıtırmesıne yol açtığını sav unan
Kurkçu. 'İnsanlar bugün hâlâ birtakun
erdemlere sahipse, bunu kendi gelenek-
lerini yaşatabilmeye borçlular' dedı
Turkıyede aydının hayatdamarlarının
kesilmeye başlandığını sav unan Gencay
Gursoy ıse Turk aydınının Avrupaaydı-
nının aksine varoluş sıstematığını sur-
durmekte guçluk çektığını ve gıderek
olaylara seyırcı kaldığını belırttı Gur-
soy. "Buyuk bir güçsüzlük psikozu yaşı-
yoruz. Donuk bir y uzle olayları izlemeye
basjıvoru/. Gittikçe duşunce üretmeyen,
bey nini \e y ureğini y iyen hastalıklı bir in-
san tipi ortaya çıkıyor. Aydınların artık bu
kirlenmiş siyaset ortamını temizlemesi,
miıcadeleetmesi gerekiyor" dıve konuş-
tu
Gunumuz Turkıyesi nde devletın ve
sermayenın ıdeolojık cephanesını ust-
leııen bır aydın tıpı ıle kars,\ kar^ıya ol-
duğumuzu soy leyen l tuk L ras. zıhnın-
de urettıklerını polıtık ya^ama geçır-
meyen aydının "politikmasturbasyonla"
yetındığını savundu Aydın-sıyaset ılıs.-
kısın\n yenıden tanınılanmasi gereklılığı
uzennde duran Lras. toplumun ozgurles,-
mesı ıçın aydının kendı varlığınınozgur-
les,mesı gerektığını belırttı Uras.
"Siyasetdeözgiirbireylereihtiyaçduyar.
Özgür da\ ranabilmek için yine siyasete
ihtiyaç duyarız. Bu anlamda hepimiz
kendi rollerimizi yeniden sorgulamak \e
aydının siyasetle ilişkisini yeniden tanım-
lamak /orundavı/" dedı
Jamaika cazını
ııstası Açıkhavma
Başrollerini
Kenneth Branagh
Laurentt
Fishburne, (üstte)
Irene Jacob'un
(sağda)
pay laştıklan.
Oli\er
Parker'ın
'Othello'su
gösterimde
Othello ilk kez
'gerçek zenci'Kultur Senisi - \ onet-
menlığını Oliver Parker'ın
vaptığı Kenneth Branagh.
Laurence Fishburne \ e Ire-
ne Jacob'un bas.rollen pav-
la^tığı 'Othello' bugunden
ba^layarak istanbul sınema-
lannda gosterıme gırıvor
'Othello'. Shakespeare'ın
trajedılen ara^ında belkı de
en'yürekyakıa'olanı Aynı
zamanda beyazperdeye en
sık uyarlanan Shakespeare
yapıtlanndan bırı Örson
NVelks'ın 1952 de sınemay a
aktardığı 'Othello', Shakes-
peare uyarlamaları arasında
en basarıhsi olarak gosterıl-
dı VVelles. fılmı maddı guç-
lukler nedenıyle tanı dort
yılda tamamlayabılmış.tı
Ancak unlu yonetmenın.
'Othello'yu çekerken kar^ı-
las.tığıguçluklerfılmın Wel-
les'ınen ıyı iılmlenndenbı-
n olmasını enselleyemedı
Fılm, 1952 yılında Can-
nes'da En ly ı Fılm Odulu'nu
kazandı
Olıver Parker'ın 'Othel-
lo'sunun en ılgınç vonu ıse
beyazperdedeOthello"yuılk
kez bır sıvah oyuncunun
(Lawrenee Fishburne) can-
landınvor olus.u Othel-
lo'nun kansi Desdemona ro-
lunde genç o\ uncu Irene Ja-
cob'u. lago rolunde ıse Ken-
neth Branagh ı ızlıyoruz
Lavvrence Fishburne si-
nema tanhındekı ılk 'siyah"
Othello'yu canlandırıyorbu
kez Buturbır'ilk'eımzaat-
mak. ku^kusuz. Fishbur-
ne nun ovunculuk karıyerı
açiMndan buyuk onem ta>ı-
yoı
Hay atında ılk kez bır Sha-
kespeare ov ununda rol alan
Fishburne. Othello rolunu
Olıver Parker'dan gelen bır
telefon uzenne kabul etnıı^
Parker 1992'de 'Deep Co-
\er' adlı fılmle ılk kez Oth-
ello olarak duşunmus. la-
go'yu canlandıran aktor
Kenneth Branagh'ın tersıne.
Shakespeare ıle onceden bır
tanışıklığı olmayan Fishbur-
ne Othello rolunun ovuncu-
luk yaşamında buyuk bır çı-
ğır açtığını belırtıyor "Sa-
\aşarakhayatta kalmayaça-
bşan bir adamı canlandın-
yorum. Bu adam insanları
ölduruvor. Daha once aşkı
tatmadığı icin kansına deli-
lergibi âşık oluyor. Fakat onu
bir başkasıy la aldattığuu oğ-
rendiğinde savaşçı. buyur-
gan kişiliği on plana çıkivor.
Kansını >e âşığını oldurme-
mesi artık olanaksız."
Rol aıkada^ı Kenneth
Branagh a gore Fishburne.
Hollvvvood'da ender rastla-
nır turde bır ovuncu "Bu-
gunlerde yorum gucu boy le-
sine guçlu. kendinden enıin.
gınenilir bir oy uncu bulmak
zor. Lawrence*dan her şe>i
bekleyebilirsiniz. Othello ile
baş ettikten sonra, 'Antony
ve Cleopatra da -Vntony'yi
bile rahatlıkla oynayabilır.~
Fishburne'ın katasında
ıse. uzun zamandır başka bır
proje var Sıyah aktor. efsa-
nevı gıtanst Jimi Hendrix'ı
canlandırmayı du^luyor
KülturSer\isi -3 L lusla-
raıası Istanbul Caz Festıva-
lı'nde Cemıl Topuzlu Aı,ık-
ha\a Sahnesi nın bu ak^ınıkı
konukları Mont> Ale\ander
and \ard Movement \ e Enıst
Ranglin l çlusu
Kendinden emın ve heve-
can \crıcı bır pıyanist olan
Montv Ale\ander. 1960"lı
yıllann ba^laıından ben bı-
nncı -ınıt bır muzisyen ve
grup lıderı ÇalisjTialarına
Kaıayıpezgılerını katan Ale-
\ander uzennde buv uk etkı-
sı olan An Tatum. Mııııed la-
mal ve Oscar Peterson gıbı
muzısyenlerın stıllennı ba^a-
rıy la muzığıne uvarhyor Tu-
^enın hızı rahatlığı. belırgın-
lığı v e duygu y ukluluğu ozel-
lıkle uçlu çalı^maldrında orta-
yaçıkan Ale\ander daha gc-
nıs. topluluklarda da bır o ka-
daı etkılı
Dınamık bır pertornıansa
sahıp olan Montv Alevınder
ılk kavıt çalıs,malarını 50'le-
ıın sonunda Jamaika da yap-
tı 'Lazy Vou' ve 'Summerti-
me'sanatçınınpıvasayaçıkan
ılk single'ları arasında yer alı-
yor FrankSinatra'nın dınle-
vıpçokbegendığı Alevınder
Ne\\ Vork'tabıı cazkulubun-
den teklıf alınca Ne\\ Vork'a
verle^tı Mıntonsvedığerku-
luplerde ç?larken Mit Jack-
son. Sammv Davis Jr.. Judy
Gaıiand ve Frank Sınatra gı-
bı sanatçılara e^lık ettı
Son otuz yılda Mıles Da-
vıs. Dizzy Gillespie gıbı yıl-
dız sanatçılarla bırlıkte caz
dunvasının on saflartnda ver
Monry \le\ander
alan Ale\ander. standart caz
pıy ano dılını Karay ıp rıtmle-
rıyle buyuk bır ustalıkld sus-
luvor 7O'lı yıllann buşında
bır uçlu kurarak 1974 \e
1980'de Avrupa turnelerıne
çıkan sanatçı 1976'da Mont-
reu\ Caz Festıvah'ne katıldı
Kendısı gıbı. ılk as.kı cazolaıı
Jamaıkalı gıtar vırtuozu Lı-
nest Ranglin ıle bırlıkte meıı-
to reggae ve hatta çelık bı-
donlan caz bağlamında kulla-
nan bu dızı album dolduı-
du Sanatçı son projesı \ard
Movemement hakkında "Or-
taya çıkan sadece bir muzik
taıvı değil. benim deneyimte-
rinı: Jamaika'da buv uyen bir
genç olarak yaşamım" dıyor
Bu akşam Açıkhava'vı
Monty Alexander ıle payla-
s.acak olan Ernest Ranglin ıse
Jamaıka muzığının gelı^me-
sınde onemlı rol oy nay an mu-
zısvenlerden bırı Dunva ça-
pında unlu bır caz gıtaristı
olan Ranglin. Jamaika popu-
ler muzığının gelış.mesınde
soz sahıbı muzısvenler ara-
3«t«SUlMRASI
ISTANBUl
CA2 FtSTİVUİ
Kestivaliniıı bu akşamki yıldızlârından biri de unlu caz gitaristi F.rnst Ranglin.
sında ver alıyor
Lçlusuyle Noıth Sea ve
Montreu\ Caz Festıvalle-
n'nde konseı ler \ eren. Jama-
ika cazının dığer efsanevı
muzısvenı Monrv Ale\ander
ıle bırlıkte turnelere çıkan sa-
natçı dunyanın herko^esınde
tumelereçıkmayı surduıuvor
Aralarında Kenny Burrell.
Stanley Jordan.CharlieB\rd.
Bamcv Kessel \ e Tal Farlo\*
gıbı v ıldız gıtarıstlerın bulun-
duğu bır hayran kıtlesıne sa-
hıp olan Ranglın. ulkesinın
kulturune vaptığı katkılardan
dolayı 197^ \ıl\nda Lıyakat
Nı^anı ıle odullendınlmış.
Erdal Yazıcı'nm gözüyle kasabalann, kentlerin varoşlarınm en renkli simaları, çocuklar...
6
Yaııııınıız^ luıııulıuıııız çoculdar'
Erdal tazjcı'nın 'Vannımız. umudumu/ çocuklar' adlı al-
bümiinden bir çalı->ması.
ClMHtRC\\B\ZOGLl
"Dort fotoğraf sergisini gerilerde bı-
rakıp. beşincisine sıra gekdiğinde sergi-
nin. ardından da albumiın ismini koy-
makta oldukça zoriandım. Zor. olum-
suz koşullarda yaşayan. iyi besleneme-
yen. iyi bir eğitinı-ögretim olanağı bula-
mayan çocukianmızı konu edinen sergi
ve albümun ismi ne olmalıv dı ? Oy le ya.
onlar varınımı/ \e umudumuzdu. ülke-
nin geleceği onlann elincteslim edilecek-
ti. onlar, yarın ulkeye biçim verecekler-
di... \e sonunda film karelerindeki gi-
zemli goruntuler fotoğraf kâğıdının u/e-
rinde birer birer ^ekillenmey e başlay ın-
ca sergi ve albümun ismi kesinleşti: ta-
nnımız, L mudumuz Çocuklar."
Erdal ^azıcı sunu^ vazısında uçuncu
fotoğraf albumunun ıçerığım ba^lığını
bu sozlerle ozetlıvor Daha once el sa-
natlaııvla ılgılı vapıtlarını Bir Vaprak
DokumüÖykusu veSon V üzleradlı al-
bumlerde toplavan ^azıcı nın \akla>ık
bes. bın sıyah-bevaz kare arasından al-
bume seçtığı 54 çocuk totoğratında Tur-
kıve'nın panoraması. çocuklarla netes
alan sokaklanmız ve geleceğımız sak-
lı Dokuz yıl once oluşmaya başlayan
serıde totoğraflan yer alan çocukların
bır bolumu belkı bugun askerde kımı
kapı kapı ı^ arıyor. kımı de genç vas.ta
ev lenıp çoluk çocuğa karı^mı* \erleı ı-
ne sokaklan dolduran venı kuşağın fo-
toğraflarında dadeğışen bırşey yok. so-
runlarhep aynı
- Neden özellikle çocuklar ?
^ \ZJCI- Kentlerı. sokaklan çok do-
la^ıyorum. buralarda kar^tma çıkan en
renkli sımaiar çocuklar Onlann çok ko-
tu çevrelerde yaşamaları sokaklarda
oyunoynamalandıkkatımıçekıyor Do-
kuz yıldır çocuklar uzennde yoğunlas-
tım.epey totoğratbınktı Bunlargenell-
lıkle kasabalarda. kentlerin varosların-
da yas.avan çocuklar Balat Ayvansa-
rav. Halıç gıbı eskı Istanbul da var al-
bumde Buralarda azınlıklann yenne
Anadolu'dan goçenlenn çoeuklan yaşı-
yor Bu çocuklar çok az semtlennden
uzaklas,ıyorlar. Istanbul utanımıyorlar
gıttıklenyerdegenellıkleGulhanePar-
kı Hepsi kovlennı ozluyor Aılelenne
katkı sağlamak ıçın çoğu y an ısjerde ça-
lışıyor. sureklı horlanıyoı. a^ağılanıyor
\e ezık buvuyor. Çevrelen de çok pıs,
ozellıklevaro>lardakıaltyapısız çamur
'rdal Yazıcrnın yaklaşık beş
bın sıyah-beyaz kare arasından
>enı albumune seçtığı 54
çocuk fotoğrafında Türkıye'nın
panoraması, çocuklarla nefes
alan sokaklarımız \e
geleceğımız saklı. Yazıcı, hepsı
koyunü ozleyen. süreklı
horlanan. aşağılanan \e
altyapısız, çamur. düzensız
sokaklarda büvüyen çocuklara
karşı kendısını borçlu hıssedıp
bu kıtapla bır katkıda
bulunuyor.
v e dıızensız sokaklarçocuk ıçın vas.anır
gıbı değıl 2ü yuzvıl bıterken bu duru-
mun buyuk bır ayıp olduğunu du^un-
dum ve çocuklara kar^ı kendımı borçlu
hıssedıp boy le bır katkıda bulunmak is-
tedım
- Çocuk nasıl bir malzeme fotoğrafçı
için ?
VAZICI- Çocuk fotoğrafı çekmek
çok zor Amasızı severse. onunla ıyı ar-
kada^lık kurabılırsenız çocuk objektı-
fın soğuk vanını unutuyor doğal kare-
leryakalayabılıvorsunuz Voksa "Şura-
dan geçerken iki sümüklu çocuğun fb-
toğrafını çekeyim. yanşmaya göndere-
yim*. dıve dus,unursenız ı^mız zor
- Album. Anadolu'dayaşayançocuk-
la kentin varoşlanna dağılmış çocuğun
fotoğraflanndan oluşuyor. Aralarında
ne gibi farklar var bu iki grubun ?
\AZ1C1- Anadolu'dakı çocuğun va-
^adığı yerler henuz kırlenmemış. suvu,
havasi temız ama eğıtım. oğretım ola-
naklan sosyal çevrelen dar Koydekı
geleneksel va^amın baskısı altında ya-
s,ıyor ve totoğraf makınasindan korku-
yor Kenttekı çocuğun gozu açık. daha
gırışken
- Çocuklardan başka üzerinde çahş-
tığınız konu var mı .'
\ AZICI- Kav bolan el sanatlarıy la ıl-
gılı bır çalıs.ınayapmiş.tım.ardından ço-
cuklar geldı Bırde ıpekboceğı ve insan
sergisi açtık Bursa'da bır arkadas,ımla
Ikı yıl once Fethıye'den Sılıfke've dek
Turkmen voruklennın vaijantılannı ın-
celedını Belkı onu da sergı vapanm
Son donemde Tema \akfivla erozvon
gezılenne katılıyorum
- Piyasanın ve basının bu rur çalışma-
lara ilgisi ne düzeyde ?
\\ZICI- Cocuk fotoğraflannın hıç
bırgetınsı vok Orneğın. 'İ'lkemizinço-
cuklan" ba^lığıvla takvını yapılabılır.
tunzm kıtaplannda kullanılabıhr Ozel-
lıkle turızmle ılgılenen vavımcılar ger-
çeklerı sevmıyorlar. 'Köttt yanlanmızı
göstermişsin'dıyorlar Takvımcıler de
'Çe\re iyi ama keşke insan koymasay-
dın' dıyorlar Bazı dergılere foto-ropor-
tajlar hazırlıyoıum. telıfler çok dus.uk
olduğundan pek katkı sağlamıyor Bu
nedenledegi!;ikkonulardayoğunla^mı>
fotoğrafçılar amator ruhla profesyonel
çalışmak zorunda kalıyorlar
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
Yeni Hükümet ve Sol
Aydınlar
Ali Özgentürk, Mehmet Güleryüz, Özdemir İn-
ce ve Orhan Pamuk, Yunus Nadi odullerı gecesın-
de ne konuştular?
Bu soruya yanıt vermeden once siyasete bır ba-
kalım.
• • •
Yenı hukumet kuruldu
Dedıkodusu bol oldu
Daha da olacak
Neden? Çunku bırbırlerıne ınanılmaz saldırılarda
bulunmuş olan ıkı lıder "Dun dundur, bugun bugûn-
dur" anlayışı ıle bır araya geldı iktıdarı paylaşmak ıçın
ortak oldu
Bıze de "Hayırlı olsun" demek duşer herhalde.
Ama koşe yazarının başka gorevlerı de var
Orneğın olup bıtenlerden dersler çıkarmak Örne-
ğın gelecek ıçın kestırımlerde bulunmak Orneğın
guncel olarak çozumlemeler yapmak ve ayrıntıh so-
nuçlara varmak
• • •
Ikı lıderın çok yakın bır geçmışte yıneledıklerı ve
uzun zamandan ben surdurduklerı karşılıklı suçlama-
lar, hem "kışısel" hem de "ıdeolojık" ağırlıklıydı
DYP lıderı. Refah lıderını ve partısını, "laık ve de-
mokratık" duzen ıçın bır tehlıke olarak nıtelıyor, Re-
fah lıderı ıseonun ve partısının "Batıyanlısı"ve "tak-
lıtçı" olduğunu soyluyordu
Ayrıca her ıkı lıder de bırbırlennı "sıyasal" ve "kışı-
se/"açıdan durust olmamakla, nufuzlannı kullanarak
kışısel çıkar sağlamakla suçluyorlardı
Ikı partı ve ıkı lıder arasında "yaşamın tum alanla-
rını" kapsayan bır "antagonızm" ulusal sınırlan bıle
aşarak, uluslararası sıyasetın kamuoyuna dahı yan-
sımıştı
Marks, yalnız "sınıfsal çelışkılen" uzlaşmaz çelış-
kı olarak nıteler
Acaba ıkı lıder ve ıkı partı arasındakı bu "antago-
nızm" yanı duşmanlık uzlaşmaz bır çelışkıyı mı yan-
sıtıyordu''
Sonuç bu sorunun yanıtını verıyor Hayır
DYP-Refah ortaklıgının hukumet guvenoyu ala-
masa bıle, gerçekleşmış olması, "mıllı burjuvazı var
mıdır uluslararası sermaye ıle çelışkılen uzlaşmaz
mıdır, hangı partı kımın temsılcısıdır" gıbı soruları,
guncel olarak gundemın dışına çıkarmıştır
Aferın ıkı lıdere Bır kez daha "sıyasetın" aslında
bır "çıkar" oyunu olduğunu ve Turkıve'dekı çarpıklı-
ğm "bıreysel vle partısel menfaatlerın". "toplumsal
çıkarların" onune geçmesınden kaynaklandığını en
çarpıcı bıçımde hepımıze gosterdıler
• • •
Turkıye'de kendılerını "so/"dıye nıteleyen aydınlar,
yanı kımı zaman "ente/ter"dıye toplumdan kopuk ol-
makla toptan suçlanan "entelektuellerın" hıç olmaz-
sa sol kesımı neden bır araya gelemez? Bırakın "or-
fa/c"olmayı neden doğru durust bır "dıyalog" bıle ge-
lıştıremezler aralarında?
Işte Yunus Nadı odullerının dağıtıldığı gecede, us-
ta sınemacı Alı Ozgenturk. renk ve çızgı sthırbazı
Mehmet Guleryuz, duygulu ve duyarlı şaır Ozdemır
ince, unlu romancı Orhan Pamuk ıle sohbet ederken
bunları duşundum
İnsan, toplumsal çırkınlıkler ıle bıreysel guzellıkle-
rı eş zamanlı yaşayınca aralarındakı çelışkıyı vurgu-
lamadan edemıyor
O gece bu dort kışı aralarında ne mı konuştular?
Mehmet Guleryuz'un Ankara Sheraton'dakı sera-
mıklerının guzellığını ve goz hızasından yuksek oldu-
ğu ıçın yeterınce dıkkat çekmedığını
• • •
Bu tatlı dıyalog nasıl gerçekleştı?
1) Bu insanlar "sol bır genel şemsıyenın", Cum-
hurıyet'ın altında bır araya gelmışlerdı
2) Her bır alanda tek bır "usta" vardı
3) Sohbet oldukça "teknık" bır konudaydı
• • •
"Acaba" dıyorum. "acaba solda aydınların bır dı-
yalog başlatmasının onkoşulları çok mu zor?"
Yoksa sol kesımdekı aydınlanmız arasında benım
goremedığım uzlaşmaz çelışkıler mı var?
"Soruyu nıçın polıtıkacılara değıl de aydınlara yo-
nelttın?" dıye sual edecek olursanız, "çevrenıze ba-
kın, anlarsınız" derım
Not: 24 hazıran akşamı bır ozel kanalın haberle-
rındekı unlu bır yazar ve yorumcumuz, "laık" sozcu-
ğunun ılk hecesını uzataraktelaffuz ettı Oysa bu "â"
kısa okunur
KÜLTÜR - ÇtZİK
KAMİL MASARACI