03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24TEMMUZ1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Hükümet, tüketim malı ithalatı ve sıcak paranın tehlikeli noktaya gelmesi üzerine acil önlem paketi hazırladı REFAHYOL'u kriz korkusu sardıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dış ticaret açığtnın yılsonunda 25 milyardo- lara, cari işlemlerin de 5 milyardolara ka- dar yükseleceği vönündeki işaretler, hü- kümette alarma neden oldu. Gümrük bir- ligi nedeniyle mal bazmda ithalat koru- ması getiremeyen hükümet, sıcak para ile tüketim mallan ithalatını kısmak için "acii önlem planı" adı altında fon uygu- laması başlattı. Buna göre, özellikle tüketim malı it- hal etmeİc için alınan dış krediler ve dö- viz işlemlen ile kısa vadeli dış krediler- den yüzde 6 oranında Kaynak Kullanı- mı Destekleme Fonu kesilecek. Hükümet temsilcileri. muhalefetin yönelttiği güm- rük bırliginden "U" dönüşü içerıkli eleş- tirilerine karşın. uygulamanın Türki- ye'nin AB'ye karşı yükümlülüklerine • Yetkililer, gümrük birliği çerçevesinde ithalattan mal bazında fon kesilemeyeceğine dikkat çekerek, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çilter'in önceki gün yaptığı "Ithalata fon getiriyonız" yönündeki açıklamasını, "bilgisizlik ve gaf" olarak nitelendirdiler. ters düşmediğine dikkat çektiler. Yetkililer, gümrük birliği çerçevesin- de ithalattan mal bazında fon kesileme- yeceğine dikkat çekerek. Başbakan Yar- dımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çflkrın önceki gün yaptığı "İthalata fon getiri- yoruz" yönündekı açıklamasını, "Bilgi- sizlik ve gaf "olarak nitelendirdiler. Hükümet önceki gün aldığı ani bir ka- rarla, bankalarca kullandınlan, yurtdışın- dan sağlanan veya mal karşılığında ve- rilen ithalat kredilerinden yüzde 6 ora- nında KKDF kesilmesi karan aldı. Ay- nı fon bankalann yurtdışından sağladık- lan kısa \adeli dış kredilerinden de alı- nacak. Resmi Gazete'nin önceki günkü mükerrer sayısında yayımlanan ve yürür- lü|e giren fon, ihracat veya yatınm teş- viki kapsamında olan veya uzun vadelı kredilerden kesilmeyecek. Hazine ve Merkez Bankası yetkilile- ri, ithalatın yılm ilk 6 ayında yüzde 50'den fazla oranda yükseldiğinin tahmin edil- diğini. ihracattaki artışın ise yüzde 12.4 Kaynaklan bütçeye aktanlıp karşılığında düşük faizli kağıt verilecek KlT'lerinparasına elkonuluyor ESRA VENER AJVKARA- Kaynak darboğazına gi- ren hükümet, kâreden KlT'lerin elinde- ki kaynaklan yüzde 20-30 gibi düşük fa- izli devlet kâğıdı karşılığında Hazine 'ye aktaracak. Yetkililer. Türkiye Petrol Ra- fîneriJeri AŞ, Petrol Ofisi, Ereğii Demir- Çelik Fabrikası, PETKİM gibi büyük KlT'lerin kaynaklanna el konması du- nımunda. bu işletmelerde yatınmiann du- racağı uyansı yaptılar. Memur maaşlanna yapılan ortalama yüzde 50oranında zammın getirdiği 125 triryon liralıkyükle, 1 katrilyon liraya ula- şan vaatleri için kaynak arayan REFAH- YOL, KrT'lerin yatınm için ayırdıklan kaynaklanna göz dikti. Hükümet, TUPRAŞ, Petrol Ofısi, Pct- kim. Erdemir gibi kâr eden KtT'lerin kaynaklanna. kamu harcarnalannda kul- tanmak üzere el koymaya hazırlanıyor. Hazine yetkilileri. Biitçe Yasası gereği. katma bütçeli idareler olan KtT'lerin kaynaklannın bütçeye aktanlamadıgı- na dikkat çekerek. "Bu nedenle, KİTle- rin eüerindeki likitide devlet kâğıdı kar- şılığında aünacak*" dediler. Alınan bilgilere göre, KİT'lere yüz- de 20-30 gibi düşük faizli devlet kâğıdı verilerek kaynaklan Hazine'ye aktanla- cak. Yetkililer, hükümetin bu planımn KlT'lere büyük birdarbe vuracağını be- lirterek şu açıklamayı yaptılar: -KİT'k-rin kaynağı kısıtk Birçoğu da bu kaynaklaria zar zor yaönm yapraa- ya çalışıyor. Şimdi bu kaynaklan alırsa- nız, hem stratejik önemi oian hem de kâreden bu kuruluşlan da batınrsınız." Piyasalarda Hazine bonolannın faiz oranının yüzde 127 gibi yüksek düzey- de bulunduguna dikkat çeken yetkililer. "KlTlerinelindeki kavııaklar düşük fa- izfi bonoiarla aiınacak. Ancak bu sefer de. jşletmelerin kaynaklan enflasyon kar- şısında eriyip gidecek. Buna kaynağı ödünç almak değiL el koymak denir" görüşünü dile gerirdiler. Yetkililer. Başbakan Necmettin Erba- kan'ın tüm kamu kurulşlanmn gelirle- rini bir*havuz"da toplayarak, ortak kul- lanma planının da uygulamnamaz ol- duğunu belirterek. "Zaten ka> nağıolan kumu kuruluşlan, KİTJervedöner ser- mayeli işletmeler ile fonlar. Onlann ge- lirieri de Bütçe Yasasıgereğibütçeyeak- tanlamıvor" dediler. gibi düşük bir oranda kaldığı belirttiler. Son \eriler çerçevesinde dış ticaret açı- ğının 25 milyardolargibi "oldukça bü- yük ve tehlikeli'" bir sınıra çıkacagı yö- nündegöstergelerolduğunu vurgulayan yetkililer. şu degerlendirmeyi yaptılar: "Hazine ihalelerindeoluşan iç borç fa- iz oranlan doğrutusunda artan pivasa- daki faiz getirisi. kuriardaki >ükselişin dü- şük kalması nedenhle sıcak para ularak adlandırdığımız kısa vadeli dış kredi gi- rişini de >ükseltivor. Hem dış ticaretteki açık, hem de kısa \adeli giren yüksek dış sermaye cari işlemlerde 5 nıihar dolara yakın bir açığı da beraberinde süriiklü- yorn tthalatla birlikte tüketimin de yük- seldigine dikkat çeken yetkililer. "Enf- lasyon 3 haneü rakamlara koşuyor" de- ğerlendirmesi yaptılar. Yetkililer. şu açıklamayı yaptılar: "Tür- kiye'de hemen hemen tüm ithalat dış kredi ileyapılıvor. Fon da ithalatamacı.v- la alınan dış kredilerden kesilecek. Lre- ticini n ve \atınmcının, girdi malı olarak ithaJ ettiği hammadde \e ara rnaliann rü- mii yatınm ve ihracat teş\ iki kapsamın- da. Fon hammadde \e\a ara mal itha- latı için alınacak kredilerden kesilmeye- cek. Valnızca tüketim malı ithalatı için alı- nacak kredilerin maliyeti > ükselrildi."" Uygulamanın Türkiye'ninAB ile pro- tokolünde yer alan. ıthalata koruma ge- tirilemeyecegine ilişkin hükme aykın olmadığını anlatan yetkililer. "Burada mal bazında fiyat \ ükseltici veya ithalat miktannı kJscrJa>Ki bir koruma yok. Val- nızca, ithalat amaçlı kredilerin malheti yükselrilivor. Kısıtiama bu yönde" dedi- İer. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, hükümetin son aldıgı kararlar konusun- da. "Hükümet ekonomikkonulardaşaş- kınlık içinde. Her gün çelişen uy- gulamalan gündeme getiriyor" dedi. Çiller'in açıkJamalan gaf olarak nitelendi. Çiller'in gafı, gümrük birliğini salladıEkonomi Servisi- Refah-DYP koalisyonu- nun Başbakan Yardımcısı ve ss ssrntsn. ııtııeı Q ı ş ı ş ] e n Bakanı Tansu Çiller'in. -ithalata fon" . gafı Avrupa Birliği'nı kanştırdı. Tansu Çiller. koalisyon hükümetınin kredili ithalattan yüzde 6 oranında fon alma karar aldı. Ancak. gaflanyla tanınan karannı. "ithalata yüzde 6 fon gelecek" şeklinde basına açıklayınca, Avrupa Birliği, bu karann gümrük birliği ruhu ile "bağdaşamayacağı' 1 uyansında bulundu. Hükümet. pazartesi günü, giderek büyüyen ticaret açığını kapatmak için kredili ithalattan yüzde 6'lık Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu (KKDF) alınması doğrultusunda Tansu Çiller, yaptığı basın açıklamasında. "ithalata fon gedrilecegini'" kaydetti. AFP'nin bildirdıgine göre de bu açıklamadan yola çıkan AB Komisyonü Sözcüsü Nko VVegter, dün, Türkiye'nin uygulaması planlanan vergilerden AB'yi haberder etmekle yükümlü oldugunu hatıriatarak. u Ânkara'nın ithalat vergisini yeniden uygulamak gibi bir karannın gümrük birliği ile bağdaşmayacağınr'açıkladı. Iki taraf arasında sınırsız ticareti öngören gümrük birliği karar metni uyannca. ticaret açığının büyümesi gibi olağan dışı hallerde, tarafların koruyucu tedbirler almaları mümkün. Ancak. bunun için açığın gerçekten "kritik bir düzeye" ulaşması ve taraflann önceden birbirlerini bilgilendirmesi gerekiyor. Tansu Çiller'in açıklaması, AB'de Türkiye'nin ithalata fon getirdiği endişesini yaratırken. yapılan düzeltmelerde gerçekte bunun ithalatın finansmanına getirilen bir mali \ük olduğu. uvgulamanın AB ile Ortakiık Konseyı anlaşmasına aykın olmadığı. KKDF'nın yalnızca kredili ithalat ışlemlerinden ahnacağı kaydedildi. Erbakan'ın kamu gelir giderlerini tek merkezde toplama projesi kaynak değil, kaynak ihtiyacı yaratıyor Havuz sistemi 'parasızhktan' yürümediH-\CERGEMİCİ Başbakan Necmettin Erba- kan'nın "havuz projesinin", dışa- rıdan ek bir finansal kaynak olma- dan yürümesınin olanaklı olmadı- ğı belırtiliyor. Başbakan Yardımcı- sı Tansu Çiller'in. 1992 yılında ekonomiden sorumiu bakanken. "İnterKİT" adıyla uygulanmaya çalışıian projenin. "parasızlıktan" yürümediğıni kaydeden dönemin Emlak Bankası Genel Müdürü Şük- rü Karahasanoğlu, Merkez Ban- kası \e Hazıne'nin projeye gerek- li finansman destegini sağlamayıp, sırt çevirdiklerini söyledi. Şu anda özelleştırilen Sümer- bank'ın başında bulunan Karaha- sanoğlu. 1 katrilyona yakın vaatle- ri için kaynak arayışına giren Er- bakan'nın bütün KlT'lerin gelir ve giderlerinin aynı kasada buiuşturul- masın 1 içeren havuz projesinin ser- best piyasa ekonomisine aykın ol- duğunu da ileri sürdü. Ancak Çiller'in 1992 yılında Emlakbank bünyesinde uygulama- yı planladığı, Türkiye Şeker Fab- rikalan v e Gübre Fabrikalan 'nı içe- ren bu projesi Emlak Bankası'mn Karahasanoğlu: Destekşart tüm gayretlerine karşı 6 ay sürdü- rülebilmişti. Projeyi bizzat yürüten Emlak Bankası Eski Genel Müdürü Kara- hasanoğlu. denemeyi şöyle anlat- tı: "Şeker ve gübre fabrikalan nı içine alan 1 trilyon liralık bir havuz kurduk ve adına da 'İnter- KİT' dedik. Çok güzel bir pro- jeydi. Bu sistem sayesinde şeker ve gübre fabrikalan 6 ay kadar hiç zam yapmadılar. Maliyetleri düştüğü için buna gerek duyma- dılar. Ancak projenin devamı için finans ihtiyacı vardı ve Merkez Bankası ile Hazine karşılama- yınca uygulamadan va/geçildi". Erbakan tarafından yeniden or- taya atılan ha\ uz projesinin koalıs- yonlarda uygulanabilirliğinin çok zor olacağına dikkat çeken Kara- hasanoğlu, uygulamada başan için tüm ekonomik birimlerin desteği- nin alınması gerektiğini ifade etti. Karahasanoğlu, havuz projesine getirilecek en büyük eleştirinin 'serbest pivasa ekonomisi kuralla- nna uymu>or' şeklinde olabilece- Şinı belirterek: "Serbest pivasa eko- nomisi içinde, mali durumu bozuk olan KİT'lerin kredi almalan çok zor. Alsalar da çok yüksek faizle alabilirler ve bu da onlann zarar- lannı büvütnıekten başka bir işe yaramıyor. Devleri bir holding gibi düşünün. İ ç-beştanekuruluşu var ve bunlardan bazılan zarar ediyor. Bu projede deniyor ki KİT'lerin güçleri birleştirilsin, ivi şirketler kö- rii şirketlerin pazarük gücünü art- ürsın"dedı. Prof. Korkmaz'a göre REFAHYOL antidemokratik arayışta 6 Uygulama, totaliter rejiıııe götürür' Ekonomi Servisi - Başbakan Necmettin Erbakan'ın, kamu gelir- gıderlennı merkezileştırme projesinin. siyasi anlamda bir baskı rejımıne dönüşüm göriintüsü yaratacagı uyansında bulunuldu. "L ygulama. totaliter rejime götürür" diyen Istanbul Üniversitesı Iktısat Fakültesı Dekanı Prof. Dr. Esfender Korkmaz. özetle şu görüşleri ileri sürdü: "Böyle bir model uygulamak mümkün değil. Bu bir ütopyadır. Çünkü çeşitli bakımlardan sakıncalar taşıvor. Bir kere KtT'lerin eğer kasalarında fazla para varsa bunların alımları da var ve bu çekebilir. Pahalı v a da vadeli petrol almak zorunda kalabilir. Petrol alımında sıkıntı doğabilir. Devlet bunu alıp iç borçta kııllanacak, cari harcamada kullanacak. O zaman TLPRAŞ'ın işletme vasfı olmayacak, kavbolacak. İkincisi zaten kamu kurumlarının nakit fazlaları Hazine'de toplanıyor. Hazine aslında bir havuzdur. Eğer kamu kurumlarının nakit eksikleri de varsa, o nakitleri de Hazine'den veya Merkez Bankasf ııdan borç alıvorlar. Bu şekilde ikridar kamu kurumlarına borç aldırıp kullannıak istivor. Onun için bövle bir havuz modeli KİT'ler birer işletmedir. Mesela Korkmaz: Lvgulama sakıncalı. çıkardı. Bu devlet işletmeciliğine TUPRAŞ'ı ele alalım. TLPRAŞ'ın parası var divelim. Fakat TÜPRAŞ aynı zamanda gerek spot piyasadan. gerek anlaşmalı olarak petrol alıyor. Paralar bir havuzda toplanıp da bunun parasını hükümet kullanırsa, Tüpraş petrol alımında sıkıntı ve devlet idaresine aykırıdır. Çünkü böyle hav uz modelleri. kamu kunımalarına kamu işletmelerine el koymak sonunda totaliter rejime götürür ülkeyi. Çünkü totaliter rejimlerde önce mali kurumlara el konulur, sonra totaliter rejime gider." Tüketicilerin de haksızlık ve yanılma payı var Cumfturiy&t Gazetes TurHctcaüı Cjıd 39 <î * CağaloflMSTANBUL TEL 57? O5 OS f=AX STl O7 51 I stanbul'dan yazan okurumuz, mektubunda, Özkaynak Kültür ve Sanat Ürünleri AŞ'den Orhan Kemal'in 22 adet kitabını almak üzere kampanyaya katıldığını ve toplam 5 milyon 410 bin liralık ödeme için anlaşma yaptıklannı vurgulamış. Anlaşmada kitap tesliminin bir hafta içinde yapılacağının bildirildiğini belirten okurumuz, buna karşın teslimatın yapılmadığına değinmiş. Bunun üzerine Özkaynak Kültür ve Sanat Ürünleri AŞ'yi arayan okurumuza tatmin edici bir cevap verilmemiş. Daha sonraki görüşmeleri sırasında ise okurumuza kitaplara zam geldiğini ve bu fiyata teslimat yapamayacaklannı dile getirmişler. Okunjmuzun şikâyetini iletmek üzere görüştügümüz Özkaynak Kültür ve Sanat Ürünleri Istanbul Bölge Müdürü Yavuz Gencer, olayın tam okurumuzun anlattığı gibi olmadığını vurguladı. Okurumuzun imzalamış olduğu belgenin asıl satış sözleşmesi olmadığını belirten Gencer, "Okurumuzun imzalamış olduğu evrak ön sözleşme niteliğini taşıyor. Satışın hangi şartlarda yapılacağını, karşılıklı uyulması gereken kuralları göstenyor. Müşterilerimizin isteklerinden vazgeçmemeleri halinde asıl sözleşmeyi imzalatıyoruz" dedi. Okurumuzun ön sözleşmeyi imzaladıktan sonra kabul ettiği peşin ödeme şeklini, taksitli ödemeye çevirip çeviremeyeceğini sorduğunu hatırlatan Gencer, şirket olarak bu talebe yaklaşımlarının olumlu oldugunu, buna karşın bu süre içrnde Kılıç'ın ödemelere yönelik hiçbir girişimde bulunmadığına değindi. Aradan Lee, ciddiyetsizliğini telafide geç kaldı G alleria Lee'den mart ayında iki adet kot aldım. Hediye olarak aldığım kot büyük gelince Beyoğlu'ndaki Lee mağazasında değiştirdim. 20 gün sonra kot tüylenmeye başladı. Yıkadığımızda tüylenme daha da arttı. 17.4.1996 tarihinde Beyoğlu'ndaki Lee mağazasına başvurduk. "Fabrikaya gönderilecek, incelendikten sonra yanıtlanacak" denildi. "Yanrt ne kadar zamanda gelir" diye sorduğumuzda ise "Bayramdan sonra gelir, biz sizi telefonla ararız" gibi muğlak bir tarih verildi. 36 gün sonra mağazaya yine gittik, "Fabrikadan yanrt gelmedi" denildi. Biraz zorladık. Bunun üzerine fabrikaya telefon edildi. Daha sonra başvurumuzun fabrikadaki yetkililer tarafından reddedildiğini söylediler. Biz de neden 36 gün boyunca bekletildiğimizin anlamını kavrayamadığımızı belirttik. Bu nedenle de bize, bir belge verilmesini istedik. Genelde böyle bir belge vermediklerini, ancak ısrarlıysak firmayı zorlayacaklannı söylediler. Pantolonun niye tüylendiğini 'öğrenememiş, ama niye 'tüylenmediğini'f!) öğrenmiştik. Ama bu pantolonu yıkamıştık. Hem yıkamadıysak niye tüylenmişti? Böylesine ciddiyetsiz bir yaklaşımla pantolonu elime tutuşturan Lee'nin duyarsızlığını kınıyorum. Fatma Yazgan/İSTANBUL O kurumuzun şikâyetini üretici fiıma Mavi Ege'ye ilettiğimizde, ilk başta yetkili kişi bulmakta zortanmış olsak da daha sonra konuyla ilgilenen pazarlama bölümü görevlileri, büyük bir hata yapıldığını kabul ettiler. Okurumuza, söz konusu pantolonun 'neden tüylendiğini' değil de, 'tüylenmeye neyin sebep olmadığının' açıklanmasının yalnış oldugunu vurgulayan yetkililer, satış mağazalannda çalışanlann satış sonrası hizmetlere yeterince ilgi gösterilmediğini kabul ettiler. Okurumuza pantolonu değiştirmeyi teklif ettiklerini bildiren yetkililer, Yazgan'ın buna yanaşmadığını kaydettiler. Okurumuz ise bunun sebebini şöyle açıklıyor: "Önemli olan Lee'nin bizi müşteri sıfatıyla mağazaya gittiğimizde ciddiye almasıydı. Şikâyetimizi iletirten de amacımız pantolonu değiştirmek değil, Lee'nin bu davranışının diğer tüketicilere de aktanlmasını sağlamaktı" dedi.. • birkaç ay geçtikten sonra Kılıç'ın eskı ödeme şekliyle kitaplann teslim edilmesi için kendilerine başvurduğunu anımsatan Gencer, okurumuzun ikinci kez başvuruda bulunduğu dönemde söz konusu kitaplara iki kez zam geldiğini kaydederek "Buna karşın biz müşterimize bir önceki zamlı tarıfe üzerinden teslimatı yapmayı teklif ettik. Orhan Kılıç bu teklifimizi kabul etmedi" diye konuştu.Aradan 6 ay geçmesine karşın okurumuzun istediği kitapları 6 milyon liradan vereceğini açıklayan Gencer, şu anda kitaplann liste fiyatlarının 7 milyon lira üzerinde oldugunu dile getirdi. Okurumuzun ödemeyi nasıl yapacağı konusunda karar verememiş olması ve geç harekete geçmesi sorunun çözümlenmesini engelledi. Okurumuzun bu mektubu. bazen tüketicilerin de yanılabileceğini gösteriyor. Izmir Cumhuriyet Ege Bürosu'nun haberi de tüketicilerin şikâyetlerindeki yanılma ve haksızlık payını istatistikı bilgilerle aktarıyor. Büromuzun haberine göre Türk Standartları Enstitüsü'ne (TSE) son 10 yılda yapılan şikayetlerin yüzde 86'sı tüketici lehine sonuçlanırken. yaklaşık yüzde 14'ünde kullanım hatası saptandığı yer alıyor. TSE'nin tüketici başvurularını değerlendirdiği 1986-1996 döneminde kuruma gelen şikâyet sayısı 119 bin 757'yi bulmuş. Başvuruların 27 bin 268'i telefonla, 17 bin 947'si kişisel ve 74 bin 541 'i de resmi yazıyla yapılmış.H BENCE İZZETTİN ÖNDER Ekonomi ve Siyasal İrade Ankara'da yeni ekonomik önlemler paketi hazır- lanırken, Istanbul'da da işçi temsilcileri ile işveren- ler bir araya geldiler. Önce istanbul'daki toplantıya şekil açısından bir bakalım. işçi temsilcileri ile işve- ren temsilcilerinin toplanması daha doğal olabilirdi. Fakat öyle olmadı. İşçi temsilcileri ile işverenlerin ken- dileri (gerçi işveren temsilcisi de toplantıda hazırdı) bir araya geldi. ilk bakışta çarpık gibi gözüken bu durumun, işçi liderlerinin ve işverenlerin çeşitli TV kanallarına yap- mış olduğu çok kısa açıklamalarla, pek de öyle ol- madığı anlaşıldı. Zira, yeni programda tekrar gün- deme geleceğe benzeyen özelleştirme çabalannı, bı- rakalım işverenleri, işçi liderleri yermedi. Acaba bu liderler farkına varmadılar mı ki, siyasal kadro, ser- maye sınıfı ve rant parazitlerinin ezdiği tüm alt sınıf- ları birbirine düşürerek kaynak yaratma ve geçici bir süre için işleri kotarmaya çaiışmaktadır. Lojman sa- tışına büyük işverenlerden daha çok, işçi, esnaf vb. grupların seviniyor oldugunu düşünüyorum. Sanki buradan elde edilecek gelirler bu gruplara aktanla- cak. Bu insanlar, hatta tüm insanlarımız niçin hâlâ özelleştirmenin ne demek oldugunu, bunun kime ya- rar, kime zarar getireceğini anlamadı ki! İthalata getirilmesi düşünülen yüzde 6 dolayında- ki fonu bir işadamı eleştirdi. Bu eleştiri de ilk bakış- ta çok haklı gibi gözüküyordu. Zira bu şahıs, ithala- tı, sanayi girdisinden lükseşyaya kadar açılan biryel- paze gibi düşünmenin gerekli oldugunu belirttikten sonra, sanayi girdisine böyle bir fon uygulamasının ekonomide fiyat artışına neden olacağını ifade etti. Bu ifade gösteriyor ki enflasyonun nedenlerinden bi- ri, girdi maliyetlerindeki artıştan çok, büyük firmala- rın fiyatlama politikasıdır. Zira, bir girdideki fiyat ar- tışını derhal nihai ürün fiyatına yansıtabilmek de- mek, firmanın piyasa fiyatını dikte etme ve böylece kendi kâr marjından fedakâriık etmeme gücüne sa- hip olması demektir. işçi ücretlerinin geriye doğru katı olduğundan şikâyet eden işveren tutumu işte böyfe! Aynı mantığın bir uzantısı da katma değer vergisi oranlarının düşürülmesitalebindeyatmaktadır. Kat- ma değer vergisinin adalet açısından tartışılmasını bir tarafa bırakarak, bu vergiye sadece girme tep- kisi açısından bakarsak, amaç, genişleyebilecek tü- ketim piyasasında kâr marjını yükseltmek ve vergi gelirini tüketici ile bölüşmektir. Firmaların tekelci konuma yaklaşmaları halinde elde ettikleri kârlar, bir bölümü itibarıyla ranta dönü- şür. Bu rantları tümünün kamulaştınlması gerekirken, sahıplerinin gücü bunu engeller. Aynı gerekçe ile, re- el faizin de bir bölümü ranttır ve bunun da tümü ile kamulaştırılması gerekir. Ancak faizin anamalı olan sermayenin borsa, döviz vb. gibi (..yurtdışına çıkmak da dahil!) çok çeşitli alanlara kayabilme yeteneği, si- yasal gücün önünde ciddi bir engel oluşturmakta- dır. Görülüyor ki bütün mesele, göreli güç ve bu gü- cün kullanılma biçiminden kaynaklanmaktadır. Yok- sa, ne özelleştirme sermayeyi tabana yaymak ya da verimliliği arttırmak için yapılmaktadır ne de faizin ver- gilendirilmesi, ekonomi kurallanna aykırıdır. Emek- çi haklarının korunması ve bu arada kapsamlı bir ver- gı reformu yapılabilmesinin siyasal iradeye bağlı ol- dugunu ileri sürmek, basit bir aldatmacadan öteye geçmemektedir. Zira, siyasal irade, siyasal karar ör- gütünün yapısına bağlıdır. Meclis bileşimi potansiyel vergi yükümlülerinden olduğu sürece, toplumun büyük kesimi, fiili yüküm- lü olmadan potansiyel yükümlülüğünü büyük bir hazla sürdürmeye devam eder. Bu durum, bugün vergi ve diğer toplumsal yükler altında ezilenlerin si- yasal kararlara girmesi ile değişir. Söz konusu grup- lar kimseden izin almak durumunda değildir; yeter ki, karşıt güçlerin ideolojilerini ve onlann temsilcile- rinin aldatmacalarını derinliğine görüp kendi öz tem- silcilerine siyasal karar mekanizmalarında hâkim ol- ma yolunu açsınlar. TUCIAD'dan öneriler Kaynak sıkıntısma çözüm tasarruf Ekonomi Servisi - Türki- ye Genç îşadamlan Derne- ği*ne göre Türkiye'nin har- camaları için aradıgı 'kay- nak'. kaynakların verimli kullanılmasında gizli. Türkiye'deki kaynak isra- fına ve israfın yoğun olarak gerçekleştigi alanlara işa- ret eden Türkiye Genç Îşa- damlan Derneği (TÜGİ- AD) Yönetim Kurulu Baş- kanı MuratBekdik. Türki- ye'nin önde gelen sorunla- n arasında yer alan kaynak yaratma konusunda hükü- mete yardımcı olmak ama- cıyla çeşitli önerilerde bu- lundu. Türkiye'de eğitim, istih- dam. sosyal güvenlik. sağlık. adalet. vergi. tanm. KtT'ler. özel- leştirme ve eneıji gi- bi alanlarda çeşitli aksamalar bulundu- gunu ve kaynak israf- lannın vaşandığını sa\ unan TÜGİÂD Yönetim KuruJu Başakın Murat Bekdik. dün yaptığı yazılı açıklamada bu sorunlann üstesinden ge- iinebilmesi için vetersiz kay- naklann sav urgan bir şekil- de kullanılmasına yol açan hantal dev let mekanizması- nın >eniden düzenlenmesi gerektiğini dile getirdi. Dev letin ekonomik, tica- ri ve üretici faaliyetlerden mümkün olduğu ölçüde uzak durması gerektiğini savunan Bekdik, kamu kay- naklannın dev letin asli fonk- siyonlan olan adalet, gü- venlik ve altyapı alanlanna tahsis edilmesi gerektiğini vurguladı. Bekdik, devlet hizmetle- rinin yerine getirilmesinde kaynak ve zaman israfına yol açan bürokrasinin önlen- mesi gerektiğini dikkat çek- ti. Açıklamasında yerel yö- netimlerin reformunun der- hal gündeme alınması ge- rektiğini savunan Bekdik, Türkiye"de yerinden yöne- tim esasının benimsenme- si gerektiğini kaydetti. Vergilendirilmemiş alan ve sektörleri de içine alan ciddi bir vergi reformunun yürürlüğe konulması gerek- tiğinedeğinen Bekdik, Ha- zine'nin mali piyasalarüze- rindeki baskısının azaltıl- ması gerektiğini vurgula- yarak, iç borçlann va- desinin uzatılması gerektiğine, faizle- rin makul seviyele- re gerilemesinin sağlanmasına dik- kat çekti. Güneydoğu'ya GAP çer- çevesinde ekonomik katkı sağlanmasına devam edil- mesi gerektiğini savunan Bekdik, özelleştirilmesi za- man alacak olan bütün KlT'lerin serbest piyasa il- kelerine uygun çalıştınlma- sının sağlanması gerektiği- ni bildirdi. Açıklamasında. insanla- ra herhangibiryoldan edin- dikJeri bilgi, beceri ve dav- ranışlan yaşam içinde nasıl kullanacaklannı gösterebi- len bir eğitim sisteminin oluşturulmasını öneren Bek- dik, Türk ekonomisinin ya- pısal problemlerinin ancak sanayileşme ve ihracatın arttınfması ile çözülebilece- 5ini kavdetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle