Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24TEMMUZ1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Hükümet, tüketim malı ithalatı ve sıcak paranın tehlikeli noktaya gelmesi üzerine acil önlem paketi hazırladı
REFAHYOL'u kriz korkusu sardıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dış
ticaret açığtnın yılsonunda 25 milyardo-
lara, cari işlemlerin de 5 milyardolara ka-
dar yükseleceği vönündeki işaretler, hü-
kümette alarma neden oldu. Gümrük bir-
ligi nedeniyle mal bazmda ithalat koru-
ması getiremeyen hükümet, sıcak para ile
tüketim mallan ithalatını kısmak için
"acii önlem planı" adı altında fon uygu-
laması başlattı.
Buna göre, özellikle tüketim malı it-
hal etmeİc için alınan dış krediler ve dö-
viz işlemlen ile kısa vadeli dış krediler-
den yüzde 6 oranında Kaynak Kullanı-
mı Destekleme Fonu kesilecek. Hükümet
temsilcileri. muhalefetin yönelttiği güm-
rük bırliginden "U" dönüşü içerıkli eleş-
tirilerine karşın. uygulamanın Türki-
ye'nin AB'ye karşı yükümlülüklerine
• Yetkililer, gümrük birliği çerçevesinde ithalattan mal bazında
fon kesilemeyeceğine dikkat çekerek, Başbakan Yardımcısı ve
Dışişleri Bakanı Tansu Çilter'in önceki gün yaptığı "Ithalata fon
getiriyonız" yönündeki açıklamasını, "bilgisizlik ve gaf" olarak
nitelendirdiler.
ters düşmediğine dikkat çektiler.
Yetkililer, gümrük birliği çerçevesin-
de ithalattan mal bazında fon kesileme-
yeceğine dikkat çekerek. Başbakan Yar-
dımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çflkrın
önceki gün yaptığı "İthalata fon getiri-
yoruz" yönündekı açıklamasını, "Bilgi-
sizlik ve gaf "olarak nitelendirdiler.
Hükümet önceki gün aldığı ani bir ka-
rarla, bankalarca kullandınlan, yurtdışın-
dan sağlanan veya mal karşılığında ve-
rilen ithalat kredilerinden yüzde 6 ora-
nında KKDF kesilmesi karan aldı. Ay-
nı fon bankalann yurtdışından sağladık-
lan kısa \adeli dış kredilerinden de alı-
nacak. Resmi Gazete'nin önceki günkü
mükerrer sayısında yayımlanan ve yürür-
lü|e giren fon, ihracat veya yatınm teş-
viki kapsamında olan veya uzun vadelı
kredilerden kesilmeyecek.
Hazine ve Merkez Bankası yetkilile-
ri, ithalatın yılm ilk 6 ayında yüzde 50'den
fazla oranda yükseldiğinin tahmin edil-
diğini. ihracattaki artışın ise yüzde 12.4
Kaynaklan bütçeye aktanlıp karşılığında düşük faizli kağıt verilecek
KlT'lerinparasına elkonuluyor
ESRA VENER
AJVKARA- Kaynak darboğazına gi-
ren hükümet, kâreden KlT'lerin elinde-
ki kaynaklan yüzde 20-30 gibi düşük fa-
izli devlet kâğıdı karşılığında Hazine 'ye
aktaracak. Yetkililer. Türkiye Petrol Ra-
fîneriJeri AŞ, Petrol Ofisi, Ereğii Demir-
Çelik Fabrikası, PETKİM gibi büyük
KlT'lerin kaynaklanna el konması du-
nımunda. bu işletmelerde yatınmiann du-
racağı uyansı yaptılar.
Memur maaşlanna yapılan ortalama
yüzde 50oranında zammın getirdiği 125
triryon liralıkyükle, 1 katrilyon liraya ula-
şan vaatleri için kaynak arayan REFAH-
YOL, KrT'lerin yatınm için ayırdıklan
kaynaklanna göz dikti.
Hükümet, TUPRAŞ, Petrol Ofısi, Pct-
kim. Erdemir gibi kâr eden KtT'lerin
kaynaklanna. kamu harcarnalannda kul-
tanmak üzere el koymaya hazırlanıyor.
Hazine yetkilileri. Biitçe Yasası gereği.
katma bütçeli idareler olan KtT'lerin
kaynaklannın bütçeye aktanlamadıgı-
na dikkat çekerek. "Bu nedenle, KİTle-
rin eüerindeki likitide devlet kâğıdı kar-
şılığında aünacak*" dediler.
Alınan bilgilere göre, KİT'lere yüz-
de 20-30 gibi düşük faizli devlet kâğıdı
verilerek kaynaklan Hazine'ye aktanla-
cak. Yetkililer, hükümetin bu planımn
KlT'lere büyük birdarbe vuracağını be-
lirterek şu açıklamayı yaptılar:
-KİT'k-rin kaynağı kısıtk Birçoğu da
bu kaynaklaria zar zor yaönm yapraa-
ya çalışıyor. Şimdi bu kaynaklan alırsa-
nız, hem stratejik önemi oian hem de
kâreden bu kuruluşlan da batınrsınız."
Piyasalarda Hazine bonolannın faiz
oranının yüzde 127 gibi yüksek düzey-
de bulunduguna dikkat çeken yetkililer.
"KlTlerinelindeki kavııaklar düşük fa-
izfi bonoiarla aiınacak. Ancak bu sefer
de. jşletmelerin kaynaklan enflasyon kar-
şısında eriyip gidecek. Buna kaynağı
ödünç almak değiL el koymak denir"
görüşünü dile gerirdiler.
Yetkililer. Başbakan Necmettin Erba-
kan'ın tüm kamu kurulşlanmn gelirle-
rini bir*havuz"da toplayarak, ortak kul-
lanma planının da uygulamnamaz ol-
duğunu belirterek. "Zaten ka> nağıolan
kumu kuruluşlan, KİTJervedöner ser-
mayeli işletmeler ile fonlar. Onlann ge-
lirieri de Bütçe Yasasıgereğibütçeyeak-
tanlamıvor" dediler.
gibi düşük bir oranda kaldığı belirttiler.
Son \eriler çerçevesinde dış ticaret açı-
ğının 25 milyardolargibi "oldukça bü-
yük ve tehlikeli'" bir sınıra çıkacagı yö-
nündegöstergelerolduğunu vurgulayan
yetkililer. şu degerlendirmeyi yaptılar:
"Hazine ihalelerindeoluşan iç borç fa-
iz oranlan doğrutusunda artan pivasa-
daki faiz getirisi. kuriardaki >ükselişin dü-
şük kalması nedenhle sıcak para ularak
adlandırdığımız kısa vadeli dış kredi gi-
rişini de >ükseltivor. Hem dış ticaretteki
açık, hem de kısa \adeli giren yüksek dış
sermaye cari işlemlerde 5 nıihar dolara
yakın bir açığı da beraberinde süriiklü-
yorn
tthalatla birlikte tüketimin de yük-
seldigine dikkat çeken yetkililer. "Enf-
lasyon 3 haneü rakamlara koşuyor" de-
ğerlendirmesi yaptılar.
Yetkililer. şu açıklamayı yaptılar: "Tür-
kiye'de hemen hemen tüm ithalat dış
kredi ileyapılıvor. Fon da ithalatamacı.v-
la alınan dış kredilerden kesilecek. Lre-
ticini n ve \atınmcının, girdi malı olarak
ithaJ ettiği hammadde \e ara rnaliann rü-
mii yatınm ve ihracat teş\ iki kapsamın-
da. Fon hammadde \e\a ara mal itha-
latı için alınacak kredilerden kesilmeye-
cek. Valnızca tüketim malı ithalatı için alı-
nacak kredilerin maliyeti > ükselrildi.""
Uygulamanın Türkiye'ninAB ile pro-
tokolünde yer alan. ıthalata koruma ge-
tirilemeyecegine ilişkin hükme aykın
olmadığını anlatan yetkililer. "Burada
mal bazında fiyat \ ükseltici veya ithalat
miktannı kJscrJa>Ki bir koruma yok. Val-
nızca, ithalat amaçlı kredilerin malheti
yükselrilivor. Kısıtiama bu yönde" dedi-
İer.
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit,
hükümetin son aldıgı kararlar konusun-
da. "Hükümet ekonomikkonulardaşaş-
kınlık içinde. Her gün çelişen uy-
gulamalan gündeme getiriyor" dedi.
Çiller'in açıkJamalan gaf olarak nitelendi.
Çiller'in gafı, gümrük birliğini salladıEkonomi
Servisi-
Refah-DYP
koalisyonu-
nun Başbakan
Yardımcısı ve
ss ssrntsn. ııtııeı Q ı ş ı ş ] e n
Bakanı Tansu Çiller'in. -ithalata fon"
. gafı Avrupa Birliği'nı kanştırdı. Tansu
Çiller. koalisyon hükümetınin kredili
ithalattan yüzde 6 oranında fon alma karar aldı. Ancak. gaflanyla tanınan
karannı. "ithalata yüzde 6 fon gelecek"
şeklinde basına açıklayınca, Avrupa
Birliği, bu karann gümrük birliği ruhu
ile "bağdaşamayacağı'
1
uyansında
bulundu. Hükümet. pazartesi günü,
giderek büyüyen ticaret açığını
kapatmak için kredili ithalattan yüzde
6'lık Kaynak Kullanımını Destekleme
Fonu (KKDF) alınması doğrultusunda
Tansu Çiller, yaptığı basın
açıklamasında. "ithalata fon
gedrilecegini'" kaydetti. AFP'nin
bildirdıgine göre de bu açıklamadan
yola çıkan AB Komisyonü Sözcüsü
Nko VVegter, dün, Türkiye'nin
uygulaması planlanan vergilerden
AB'yi haberder etmekle yükümlü
oldugunu hatıriatarak.
u
Ânkara'nın
ithalat vergisini yeniden uygulamak gibi
bir karannın gümrük birliği ile
bağdaşmayacağınr'açıkladı.
Iki taraf arasında sınırsız ticareti
öngören gümrük birliği karar metni
uyannca. ticaret açığının büyümesi gibi
olağan dışı hallerde, tarafların koruyucu
tedbirler almaları mümkün. Ancak.
bunun için açığın gerçekten "kritik bir
düzeye" ulaşması ve taraflann önceden
birbirlerini bilgilendirmesi gerekiyor.
Tansu Çiller'in açıklaması, AB'de
Türkiye'nin ithalata fon getirdiği
endişesini yaratırken. yapılan
düzeltmelerde gerçekte bunun ithalatın
finansmanına getirilen bir mali \ük
olduğu. uvgulamanın AB ile Ortakiık
Konseyı anlaşmasına aykın olmadığı.
KKDF'nın yalnızca kredili ithalat
ışlemlerinden ahnacağı kaydedildi.
Erbakan'ın kamu gelir giderlerini tek merkezde toplama projesi kaynak değil, kaynak ihtiyacı yaratıyor
Havuz sistemi 'parasızhktan' yürümediH-\CERGEMİCİ
Başbakan Necmettin Erba-
kan'nın "havuz projesinin", dışa-
rıdan ek bir finansal kaynak olma-
dan yürümesınin olanaklı olmadı-
ğı belırtiliyor. Başbakan Yardımcı-
sı Tansu Çiller'in. 1992 yılında
ekonomiden sorumiu bakanken.
"İnterKİT" adıyla uygulanmaya
çalışıian projenin. "parasızlıktan"
yürümediğıni kaydeden dönemin
Emlak Bankası Genel Müdürü Şük-
rü Karahasanoğlu, Merkez Ban-
kası \e Hazıne'nin projeye gerek-
li finansman destegini sağlamayıp,
sırt çevirdiklerini söyledi.
Şu anda özelleştırilen Sümer-
bank'ın başında bulunan Karaha-
sanoğlu. 1 katrilyona yakın vaatle-
ri için kaynak arayışına giren Er-
bakan'nın bütün KlT'lerin gelir ve
giderlerinin aynı kasada buiuşturul-
masın
1
içeren havuz projesinin ser-
best piyasa ekonomisine aykın ol-
duğunu da ileri sürdü.
Ancak Çiller'in 1992 yılında
Emlakbank bünyesinde uygulama-
yı planladığı, Türkiye Şeker Fab-
rikalan v e Gübre Fabrikalan 'nı içe-
ren bu projesi Emlak Bankası'mn
Karahasanoğlu: Destekşart
tüm gayretlerine karşı 6 ay sürdü-
rülebilmişti.
Projeyi bizzat yürüten Emlak
Bankası Eski Genel Müdürü Kara-
hasanoğlu. denemeyi şöyle anlat-
tı: "Şeker ve gübre fabrikalan
nı içine alan 1 trilyon liralık bir
havuz kurduk ve adına da 'İnter-
KİT' dedik. Çok güzel bir pro-
jeydi. Bu sistem sayesinde şeker
ve gübre fabrikalan 6 ay kadar
hiç zam yapmadılar. Maliyetleri
düştüğü için buna gerek duyma-
dılar. Ancak projenin devamı için
finans ihtiyacı vardı ve Merkez
Bankası ile Hazine karşılama-
yınca uygulamadan va/geçildi".
Erbakan tarafından yeniden or-
taya atılan ha\ uz projesinin koalıs-
yonlarda uygulanabilirliğinin çok
zor olacağına dikkat çeken Kara-
hasanoğlu, uygulamada başan için
tüm ekonomik birimlerin desteği-
nin alınması gerektiğini ifade etti.
Karahasanoğlu, havuz projesine
getirilecek en büyük eleştirinin
'serbest pivasa ekonomisi kuralla-
nna uymu>or' şeklinde olabilece-
Şinı belirterek: "Serbest pivasa eko-
nomisi içinde, mali durumu bozuk
olan KİT'lerin kredi almalan çok
zor. Alsalar da çok yüksek faizle
alabilirler ve bu da onlann zarar-
lannı büvütnıekten başka bir işe
yaramıyor. Devleri bir holding gibi
düşünün. İ ç-beştanekuruluşu var
ve bunlardan bazılan zarar ediyor.
Bu projede deniyor ki KİT'lerin
güçleri birleştirilsin, ivi şirketler kö-
rii şirketlerin pazarük gücünü art-
ürsın"dedı.
Prof. Korkmaz'a göre REFAHYOL antidemokratik arayışta
6
Uygulama, totaliter rejiıııe götürür'
Ekonomi Servisi - Başbakan
Necmettin Erbakan'ın, kamu gelir-
gıderlennı merkezileştırme
projesinin. siyasi anlamda bir baskı
rejımıne dönüşüm göriintüsü
yaratacagı uyansında bulunuldu.
"L ygulama. totaliter rejime
götürür" diyen Istanbul
Üniversitesı Iktısat Fakültesı
Dekanı Prof. Dr. Esfender
Korkmaz. özetle şu görüşleri ileri
sürdü: "Böyle bir model
uygulamak mümkün değil. Bu
bir ütopyadır. Çünkü çeşitli
bakımlardan sakıncalar taşıvor.
Bir kere KtT'lerin eğer
kasalarında fazla para varsa
bunların alımları da var ve bu
çekebilir. Pahalı v a da
vadeli petrol almak zorunda
kalabilir. Petrol alımında sıkıntı
doğabilir. Devlet bunu alıp iç
borçta kııllanacak, cari
harcamada kullanacak. O zaman
TLPRAŞ'ın işletme vasfı
olmayacak, kavbolacak. İkincisi
zaten kamu kurumlarının nakit
fazlaları Hazine'de toplanıyor.
Hazine aslında bir havuzdur.
Eğer kamu kurumlarının nakit
eksikleri de varsa, o nakitleri de
Hazine'den veya Merkez
Bankasf ııdan borç alıvorlar. Bu
şekilde ikridar kamu kurumlarına
borç aldırıp kullannıak istivor.
Onun için bövle bir havuz modeli
KİT'ler birer işletmedir. Mesela Korkmaz: Lvgulama sakıncalı. çıkardı. Bu devlet işletmeciliğine
TUPRAŞ'ı ele alalım.
TLPRAŞ'ın parası var divelim. Fakat TÜPRAŞ
aynı zamanda gerek spot piyasadan. gerek
anlaşmalı olarak petrol alıyor. Paralar bir
havuzda toplanıp da bunun parasını hükümet
kullanırsa, Tüpraş petrol alımında sıkıntı
ve devlet idaresine aykırıdır.
Çünkü böyle hav uz modelleri. kamu
kunımalarına kamu işletmelerine el koymak
sonunda totaliter rejime götürür ülkeyi. Çünkü
totaliter rejimlerde önce mali kurumlara el
konulur, sonra totaliter rejime gider."
Tüketicilerin de haksızlık ve yanılma payı var
Cumfturiy&t Gazetes
TurHctcaüı Cjıd 39 <î *
CağaloflMSTANBUL
TEL 57? O5 OS
f=AX STl O7 51
I
stanbul'dan yazan okurumuz,
mektubunda, Özkaynak Kültür ve
Sanat Ürünleri AŞ'den Orhan
Kemal'in 22 adet kitabını almak
üzere kampanyaya katıldığını ve
toplam 5 milyon 410 bin liralık
ödeme için anlaşma yaptıklannı
vurgulamış. Anlaşmada kitap
tesliminin bir hafta içinde
yapılacağının bildirildiğini belirten
okurumuz, buna karşın teslimatın
yapılmadığına değinmiş. Bunun
üzerine Özkaynak Kültür ve Sanat
Ürünleri AŞ'yi arayan okurumuza
tatmin edici bir cevap verilmemiş.
Daha sonraki görüşmeleri sırasında
ise okurumuza kitaplara zam
geldiğini ve bu fiyata teslimat
yapamayacaklannı dile getirmişler.
Okunjmuzun şikâyetini iletmek
üzere görüştügümüz Özkaynak
Kültür ve Sanat Ürünleri Istanbul
Bölge Müdürü Yavuz Gencer,
olayın tam okurumuzun anlattığı gibi
olmadığını vurguladı. Okurumuzun
imzalamış olduğu belgenin asıl satış
sözleşmesi olmadığını belirten
Gencer, "Okurumuzun imzalamış
olduğu evrak ön sözleşme niteliğini
taşıyor. Satışın hangi şartlarda
yapılacağını, karşılıklı uyulması
gereken kuralları göstenyor.
Müşterilerimizin isteklerinden
vazgeçmemeleri halinde asıl
sözleşmeyi imzalatıyoruz" dedi.
Okurumuzun ön sözleşmeyi
imzaladıktan sonra kabul ettiği
peşin ödeme şeklini, taksitli
ödemeye çevirip çeviremeyeceğini
sorduğunu hatırlatan Gencer, şirket
olarak bu talebe yaklaşımlarının
olumlu oldugunu, buna karşın bu
süre içrnde Kılıç'ın ödemelere
yönelik hiçbir girişimde
bulunmadığına değindi. Aradan
Lee, ciddiyetsizliğini telafide geç kaldı
G
alleria Lee'den mart
ayında iki adet kot aldım.
Hediye olarak aldığım kot
büyük gelince Beyoğlu'ndaki
Lee mağazasında değiştirdim.
20 gün sonra kot tüylenmeye
başladı. Yıkadığımızda
tüylenme daha da arttı.
17.4.1996 tarihinde
Beyoğlu'ndaki Lee
mağazasına başvurduk.
"Fabrikaya gönderilecek,
incelendikten sonra
yanıtlanacak" denildi. "Yanrt
ne kadar zamanda gelir" diye
sorduğumuzda ise
"Bayramdan sonra gelir, biz
sizi telefonla ararız" gibi
muğlak bir tarih verildi. 36 gün
sonra mağazaya yine gittik,
"Fabrikadan yanrt gelmedi"
denildi. Biraz zorladık. Bunun
üzerine fabrikaya telefon
edildi. Daha sonra
başvurumuzun fabrikadaki
yetkililer tarafından
reddedildiğini söylediler. Biz
de neden 36 gün boyunca
bekletildiğimizin anlamını
kavrayamadığımızı belirttik. Bu
nedenle de bize, bir belge
verilmesini istedik. Genelde
böyle bir belge vermediklerini,
ancak ısrarlıysak firmayı
zorlayacaklannı söylediler.
Pantolonun niye tüylendiğini
'öğrenememiş, ama niye
'tüylenmediğini'f!) öğrenmiştik.
Ama bu pantolonu yıkamıştık.
Hem yıkamadıysak niye
tüylenmişti? Böylesine
ciddiyetsiz bir yaklaşımla
pantolonu elime tutuşturan
Lee'nin duyarsızlığını
kınıyorum.
Fatma Yazgan/İSTANBUL
O
kurumuzun şikâyetini üretici fiıma
Mavi Ege'ye ilettiğimizde, ilk başta
yetkili kişi bulmakta zortanmış olsak
da daha sonra konuyla ilgilenen
pazarlama bölümü görevlileri, büyük bir
hata yapıldığını kabul ettiler. Okurumuza,
söz konusu pantolonun 'neden
tüylendiğini' değil de, 'tüylenmeye neyin
sebep olmadığının' açıklanmasının yalnış
oldugunu vurgulayan yetkililer, satış
mağazalannda çalışanlann satış sonrası
hizmetlere yeterince ilgi gösterilmediğini
kabul ettiler. Okurumuza pantolonu
değiştirmeyi teklif ettiklerini bildiren
yetkililer, Yazgan'ın buna yanaşmadığını
kaydettiler. Okurumuz ise bunun sebebini
şöyle açıklıyor: "Önemli olan Lee'nin bizi
müşteri sıfatıyla mağazaya gittiğimizde
ciddiye almasıydı. Şikâyetimizi iletirten de
amacımız pantolonu değiştirmek değil,
Lee'nin bu davranışının diğer tüketicilere
de aktanlmasını sağlamaktı" dedi.. •
birkaç ay geçtikten sonra Kılıç'ın
eskı ödeme şekliyle kitaplann teslim
edilmesi için kendilerine
başvurduğunu anımsatan Gencer,
okurumuzun ikinci kez başvuruda
bulunduğu dönemde söz konusu
kitaplara iki kez zam geldiğini
kaydederek "Buna karşın biz
müşterimize bir önceki zamlı tarıfe
üzerinden teslimatı yapmayı teklif
ettik. Orhan Kılıç bu teklifimizi kabul
etmedi" diye konuştu.Aradan 6 ay
geçmesine karşın okurumuzun
istediği kitapları 6 milyon liradan
vereceğini açıklayan Gencer, şu
anda kitaplann liste fiyatlarının 7
milyon lira üzerinde oldugunu dile
getirdi. Okurumuzun ödemeyi nasıl
yapacağı konusunda karar
verememiş olması ve geç harekete
geçmesi sorunun çözümlenmesini
engelledi. Okurumuzun bu
mektubu. bazen tüketicilerin de
yanılabileceğini gösteriyor.
Izmir Cumhuriyet Ege Bürosu'nun
haberi de tüketicilerin
şikâyetlerindeki yanılma ve haksızlık
payını istatistikı bilgilerle aktarıyor.
Büromuzun haberine göre Türk
Standartları Enstitüsü'ne (TSE) son
10 yılda yapılan şikayetlerin yüzde
86'sı tüketici lehine sonuçlanırken.
yaklaşık yüzde 14'ünde kullanım
hatası saptandığı yer alıyor. TSE'nin
tüketici başvurularını değerlendirdiği
1986-1996 döneminde kuruma
gelen şikâyet sayısı 119 bin 757'yi
bulmuş. Başvuruların 27 bin 268'i
telefonla, 17 bin 947'si kişisel ve 74
bin 541 'i de resmi yazıyla
yapılmış.H
BENCE
İZZETTİN ÖNDER
Ekonomi ve Siyasal
İrade
Ankara'da yeni ekonomik önlemler paketi hazır-
lanırken, Istanbul'da da işçi temsilcileri ile işveren-
ler bir araya geldiler. Önce istanbul'daki toplantıya
şekil açısından bir bakalım. işçi temsilcileri ile işve-
ren temsilcilerinin toplanması daha doğal olabilirdi.
Fakat öyle olmadı. İşçi temsilcileri ile işverenlerin ken-
dileri (gerçi işveren temsilcisi de toplantıda hazırdı)
bir araya geldi.
ilk bakışta çarpık gibi gözüken bu durumun, işçi
liderlerinin ve işverenlerin çeşitli TV kanallarına yap-
mış olduğu çok kısa açıklamalarla, pek de öyle ol-
madığı anlaşıldı. Zira, yeni programda tekrar gün-
deme geleceğe benzeyen özelleştirme çabalannı, bı-
rakalım işverenleri, işçi liderleri yermedi. Acaba bu
liderler farkına varmadılar mı ki, siyasal kadro, ser-
maye sınıfı ve rant parazitlerinin ezdiği tüm alt sınıf-
ları birbirine düşürerek kaynak yaratma ve geçici bir
süre için işleri kotarmaya çaiışmaktadır. Lojman sa-
tışına büyük işverenlerden daha çok, işçi, esnaf vb.
grupların seviniyor oldugunu düşünüyorum. Sanki
buradan elde edilecek gelirler bu gruplara aktanla-
cak. Bu insanlar, hatta tüm insanlarımız niçin hâlâ
özelleştirmenin ne demek oldugunu, bunun kime ya-
rar, kime zarar getireceğini anlamadı ki!
İthalata getirilmesi düşünülen yüzde 6 dolayında-
ki fonu bir işadamı eleştirdi. Bu eleştiri de ilk bakış-
ta çok haklı gibi gözüküyordu. Zira bu şahıs, ithala-
tı, sanayi girdisinden lükseşyaya kadar açılan biryel-
paze gibi düşünmenin gerekli oldugunu belirttikten
sonra, sanayi girdisine böyle bir fon uygulamasının
ekonomide fiyat artışına neden olacağını ifade etti.
Bu ifade gösteriyor ki enflasyonun nedenlerinden bi-
ri, girdi maliyetlerindeki artıştan çok, büyük firmala-
rın fiyatlama politikasıdır. Zira, bir girdideki fiyat ar-
tışını derhal nihai ürün fiyatına yansıtabilmek de-
mek, firmanın piyasa fiyatını dikte etme ve böylece
kendi kâr marjından fedakâriık etmeme gücüne sa-
hip olması demektir. işçi ücretlerinin geriye doğru
katı olduğundan şikâyet eden işveren tutumu işte
böyfe!
Aynı mantığın bir uzantısı da katma değer vergisi
oranlarının düşürülmesitalebindeyatmaktadır. Kat-
ma değer vergisinin adalet açısından tartışılmasını
bir tarafa bırakarak, bu vergiye sadece girme tep-
kisi açısından bakarsak, amaç, genişleyebilecek tü-
ketim piyasasında kâr marjını yükseltmek ve vergi
gelirini tüketici ile bölüşmektir.
Firmaların tekelci konuma yaklaşmaları halinde
elde ettikleri kârlar, bir bölümü itibarıyla ranta dönü-
şür. Bu rantları tümünün kamulaştınlması gerekirken,
sahıplerinin gücü bunu engeller. Aynı gerekçe ile, re-
el faizin de bir bölümü ranttır ve bunun da tümü ile
kamulaştırılması gerekir. Ancak faizin anamalı olan
sermayenin borsa, döviz vb. gibi (..yurtdışına çıkmak
da dahil!) çok çeşitli alanlara kayabilme yeteneği, si-
yasal gücün önünde ciddi bir engel oluşturmakta-
dır.
Görülüyor ki bütün mesele, göreli güç ve bu gü-
cün kullanılma biçiminden kaynaklanmaktadır. Yok-
sa, ne özelleştirme sermayeyi tabana yaymak ya da
verimliliği arttırmak için yapılmaktadır ne de faizin ver-
gilendirilmesi, ekonomi kurallanna aykırıdır. Emek-
çi haklarının korunması ve bu arada kapsamlı bir ver-
gı reformu yapılabilmesinin siyasal iradeye bağlı ol-
dugunu ileri sürmek, basit bir aldatmacadan öteye
geçmemektedir. Zira, siyasal irade, siyasal karar ör-
gütünün yapısına bağlıdır.
Meclis bileşimi potansiyel vergi yükümlülerinden
olduğu sürece, toplumun büyük kesimi, fiili yüküm-
lü olmadan potansiyel yükümlülüğünü büyük bir
hazla sürdürmeye devam eder. Bu durum, bugün
vergi ve diğer toplumsal yükler altında ezilenlerin si-
yasal kararlara girmesi ile değişir. Söz konusu grup-
lar kimseden izin almak durumunda değildir; yeter
ki, karşıt güçlerin ideolojilerini ve onlann temsilcile-
rinin aldatmacalarını derinliğine görüp kendi öz tem-
silcilerine siyasal karar mekanizmalarında hâkim ol-
ma yolunu açsınlar.
TUCIAD'dan öneriler
Kaynak sıkıntısma
çözüm tasarruf
Ekonomi Servisi - Türki-
ye Genç îşadamlan Derne-
ği*ne göre Türkiye'nin har-
camaları için aradıgı 'kay-
nak'. kaynakların verimli
kullanılmasında gizli.
Türkiye'deki kaynak isra-
fına ve israfın yoğun olarak
gerçekleştigi alanlara işa-
ret eden Türkiye Genç Îşa-
damlan Derneği (TÜGİ-
AD) Yönetim Kurulu Baş-
kanı MuratBekdik. Türki-
ye'nin önde gelen sorunla-
n arasında yer alan kaynak
yaratma konusunda hükü-
mete yardımcı olmak ama-
cıyla çeşitli önerilerde bu-
lundu.
Türkiye'de eğitim, istih-
dam. sosyal güvenlik.
sağlık. adalet. vergi.
tanm. KtT'ler. özel-
leştirme ve eneıji gi-
bi alanlarda çeşitli
aksamalar bulundu-
gunu ve kaynak israf-
lannın vaşandığını sa\ unan
TÜGİÂD Yönetim KuruJu
Başakın Murat Bekdik. dün
yaptığı yazılı açıklamada
bu sorunlann üstesinden ge-
iinebilmesi için vetersiz kay-
naklann sav urgan bir şekil-
de kullanılmasına yol açan
hantal dev let mekanizması-
nın >eniden düzenlenmesi
gerektiğini dile getirdi.
Dev letin ekonomik, tica-
ri ve üretici faaliyetlerden
mümkün olduğu ölçüde
uzak durması gerektiğini
savunan Bekdik, kamu kay-
naklannın dev letin asli fonk-
siyonlan olan adalet, gü-
venlik ve altyapı alanlanna
tahsis edilmesi gerektiğini
vurguladı.
Bekdik, devlet hizmetle-
rinin yerine getirilmesinde
kaynak ve zaman israfına
yol açan bürokrasinin önlen-
mesi gerektiğini dikkat çek-
ti.
Açıklamasında yerel yö-
netimlerin reformunun der-
hal gündeme alınması ge-
rektiğini savunan Bekdik,
Türkiye"de yerinden yöne-
tim esasının benimsenme-
si gerektiğini kaydetti.
Vergilendirilmemiş alan
ve sektörleri de içine alan
ciddi bir vergi reformunun
yürürlüğe konulması gerek-
tiğinedeğinen Bekdik, Ha-
zine'nin mali piyasalarüze-
rindeki baskısının azaltıl-
ması gerektiğini vurgula-
yarak, iç borçlann va-
desinin uzatılması
gerektiğine, faizle-
rin makul seviyele-
re gerilemesinin
sağlanmasına dik-
kat çekti.
Güneydoğu'ya GAP çer-
çevesinde ekonomik katkı
sağlanmasına devam edil-
mesi gerektiğini savunan
Bekdik, özelleştirilmesi za-
man alacak olan bütün
KlT'lerin serbest piyasa il-
kelerine uygun çalıştınlma-
sının sağlanması gerektiği-
ni bildirdi.
Açıklamasında. insanla-
ra herhangibiryoldan edin-
dikJeri bilgi, beceri ve dav-
ranışlan yaşam içinde nasıl
kullanacaklannı gösterebi-
len bir eğitim sisteminin
oluşturulmasını öneren Bek-
dik, Türk ekonomisinin ya-
pısal problemlerinin ancak
sanayileşme ve ihracatın
arttınfması ile çözülebilece-
5ini kavdetti.