Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23TEMMUZ1996SALI
HABERLER
Yılmaz'ın
benzetmesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz,
REFAH\OL hükümetini,
yaşamını sürdürmek için
evindeki eşyaları satan
mirasyedıye benzetti.
Hükümetın hiçbir konuda
ciddi polirikası olmadığının
ortaya çıktıgını sa\"unan
Yılmaz. "Bu hükümet.
iktidarsız bir hükümettir"
dedi. Koalisyonun basına
sansür. yatgıya gözdağıyla
başansızlığı örtbas etmeye
çalıştığını vurgulayan
Yılmaz. "Demokrasi. bu
hükümeti de aşacaktır"
görüşünü dile getirdi.
DYP'li Bilgine
suç dııyurusu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -TBMM
TURBAN Yolsuzlugu ve
Said Halirn Paşa Yalısı
Yangınını Araştırma
Komisyonu. komisyon
üyesi de olan eski
TURBAN Genel Müdürü
ve DYP Isparta Millenekili
Ömer Bilgin hakkında. 3
ayn dosya ıle suç
duyurusunda bulunulnıasını
kararlaştırdı. DYP'li
üyelerin katılmadığı
toplantıda, Bilgin için
Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı'na suç
duyurusunda bulunulması
benimsendi.
TSK'den
Erbakan'a brifing
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Genelkurmay
Başkanlıgı, bugün
Başbakan Necmettin
Erbakan ve bazı hükümet
üyelerine Türk Silahlı
Kuvvetleri(TSK) ile ilgili
konularda bir brifing
verecek. Brifingde.
"Atatürk milliyetçiliğine
bağlı laik ve demokratik
düzen ilkelerinden asla
öz\eride bulunulmaması
gerektiğT'nin
vurgulanacağı ögrenildi.
Genelkurmay
Karargâhı'nda bugün saat
10.00'da gerçekleştirilecek
brifingde, hükümet
üyelerine, politik-askeri
durum değerlendirmesi,
Türkiye'nın sorunlu
komşuları ve çevresel
tehdit, TSK'nin yeniden
yapılanması başlıklan
altında bilgi \erilecek.
Yerel idareler
reformu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Dışişleri Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı
Tansu Çiller. lojman ve
Hazinearazilerinin
satışında. merkezi
yönetimle yerel
yönetimlerin işbirliği içinde
olması gerektiğini söyledi.
Çiller. Içişleri
BakanlığYnda yapılan Yerel
İdareler Reformu
Toplantısı'na katıldı. Çiller.
toplantıyı açarken yaptığı
konuşmada, hükümetin
yapacağı en önemli
reformlardan birisinin,
yerel yönetimlere daha
fazla yetki verilmesini
sağlamak olduğunu belirtti.
Grizu: 2 ölü
• KARAMAN
(Cumhuriyet) - Karaman'ın
Ermenek ilçesı yakınlannda
bir kömür ocağında dün
sabaha karşı grizu patlaması
meydana geldi. Özkar
Madencilik'e ait ocakta
yaklaşık 200 metre
derinlikte meydana gelen
patlamada, Bahri Cçkol ile
Erkan Musluoğlu adlı işçiler
yaşamını yitirdi.
DüZYAZI
'Meclis denetimine tırpan'
Hükümetin medyaya karşı uyguladığı şiddet ve sansüre sert tepki gösteren DSP lideri
Ecevit, sırada TBMM'nin denetim yetkisini kısma girişimleri olduğunu söyledi
ANKARA {Cumhuriyet Bürosu) - DSP
Genel Başkanı Bülent Ecevit, RP-DYP
hükümetinin basın-yayın özgürlüğüne
tahammülsüzlüğünün ortaya çıktıgını
\ urgularken. Radvo Televizyon Cst
Kurulu'nun (RTÜK) Kanal-D
televizyonunun haber ve iddialannı
"hükümete suç isnadı gibi göstermekle,
aslında hükümetin suç işlediğini tescil
cttiğini, ancak bunun cezasını bir özel
televizyona ödettirmeye kalkıştıgını"
söyledi. Ecevit, "hükümet ortağı
partilerin kabadayılannın. şimdiden,
yalnız gazeteci ve televizyonculara değil,
milletvekiHerine karşı bile kaba kuvvet
kullanmaya başladığmı" belirterek,
"Bunlann ardından. sıra, TBMM'nin
denetim yetkisini kısma girişimlerine
gelecek" dedi. Ecevit, dün parlamentoda
düzenlediği basın toplantısında medyaya
yönelik saldın ve sansür olaylannı
degerlendirdi. Ecevit, toplantının başında
TGRT'nin yayınına katılmak amacıyla
bugün öğleden sonra Kıbns'a gideceği
için yarın yapılması gereken gnıp
toplantısının bu sabaha alındığını
açıkladı. Ecevit, Başbakan Necmettin
Erbakan'ın ilk eylemlerinden birinin
RTÜKyasasından yararlanarak. lnterstar
televizyonuna sansür uygulamak
olduğunu. Kanal-D televizyonuna
yönelik yayın yasağının da demokratik
ülkede eşine rastlanmayacak gerekçelere
dayandırıldığını söyledi.
'Kanal D doğrııyu söytedT
Ecevit, "Kanal D'nin suçu nedir?"
sorusunu ortaya atarken. bu soruya şu
yanıtı \erdi:
"Kanal D, koalisvon ortaklanna yönelik
yolsuzluk iddialannı veni hükümetin
örtbas etmeye kalkışacağını, bu
volsuzluklara ilişkin Meclis
soruşturmalanmn engelleneceğini iddia
etmişti. Bu iddia gerçekleşmiştir. İktidar
ortaklannın işine gelmeven >olsuzluk
iddialarının örtbas edüeceğL zaten
hükümet programında >er alan bazı
ifadelerden belli> di. Yine Kanal-D,
hükümetin 8 yılük zorunlu eğitim
projesini yozlaştırarak, laik eğitimi
tehlikeye düşüreceğini söylemişti.
Hükümetin bu niyeti de hükümet
programında açığa \urulmuştur. Kanal-
D, parti/anca atamalara girişileceğini
söylemişti. Bu yönde ilk adınılann
yargıda atılacağı da şimdiden belli
olmuştur. RTİK. Kanal-D
televizyonunun bu haber ve iddialannı
hükümete suç isnadı gibi göstermekle,
aslında. hükümetin suç işlediğini tescil
etmiş olmakta, ancak bu suçun cezasını
bir özel televizyona ödettirmeye
kalkışmaktadır."
Ecevit, RTÜK'e tanınan yetkilerin.
iktidarlar tarafından partizanca
amaçlarla, baslcı aracı olarak
kullanılabileceğini üç yıl önce yasal
düzenlemeler yapılırken dile
getirdiklerini anımsatarak. "Bu
değişiklikleri destekieyen üç partivi,
ANAP. DYP ve o zamânki adıyla SHP'yi
uyarmıştık. Fakat uyanlarunıza kulak
verilmemişti" dedi.
RP-DYP hükümetinin demokrasiyi
yozlaştırıcı davranışlarının basın-yayın
organlanna uygulanan baskılarla ve
özgürlük sınırlamalanyla kalmayacağını
savunan DSP lideri. "Bunlann ardından,
sıra TBMM'nin denetim vetkisini kısma
girişimlerine gelecektir. Nitekim bunun
işareti de hükümet programında
verilmiştir" değerlendirmesini yaptı.
Ecev it. demokrasiyi içtenlikle
benimseyen tüm kuruluşlan. iş işten
geçmeden basın-yayın özgürlüğüne ve
Meclis'in denetim hakkına destek olmaya
çağırdı.
MHP-BBP kavgası büyüyor. BBP'li Yanmaz: Atatürkçülükyapacaksa MHP'ye ihtiyaçyok
'MHP ülkücü misyonu taşıyamaz'• BBP Sıvas Miiletvekıli
Yanmaz, "MHP, Atatürkçülük
yapmasın. Türkiye'de bu
misyonu taşıyan partiler
olduğuna göre MHP'ye ihtiyaç
yok" dedi. Yanmaz, Türkeş'in
kendisini tabu göstermesine
karşı çıktı.
HAZALATEŞ
ANKARA - Büyük Birlik Partisi Sıvas
Milletvekili Nevzat Yanmaz. ülkücüleri bir
çatı altında toplamak istediklerini. ancak
MHP ile birleşmeyi düşünmediklerini söy-
ledi.
Yanmaz. "MHP'nin ülkücü mişyomınu ta-
şıyacak gücü yoktur. Biz milli ve İslami kay-
gılar taşıyan bir plarform oluşturmak istt-
yoruz" dedi. MHP Genel Başkanı Alpaıv
lan Türkeş'in kendisini "tabu"gibi göster-
dıgini kaydeden Yanmaz. "MHP. Atatürk-
çülük vapmasın. Türkiye'de bu misyonu ta-
şıyan partiler olduğuna göre MHP'ye ihti-
yaç yok" görüşünü dile getirdi.
ANAP'la seçim ittifakı yaparak TBMM'ye
giren milliyetçi saöın tarikatlara yakın par-
tisi BBP'n'in REFÂHYOL'a destek verme-
sinin ardından. MHP ile "kurt-köpek" tar-
tışmalannadönüşengerginliksürüyor. BBP
Sıvas Milletvekili Yanmaz. partisi ile MHP
Türkler için ilk
tören 22 Temmuz
1980günüsüahIı
saldınya uğradığı
Merter'deki evinin
önünde vapıldı.
fopkapı
Mezarlığı'ndaki
kabri başındaki
törende konuşan
DİSK Başkanı
Budak, 'Onlar seni
vatan haini diye
öldürdüler. Onlar
sana düşmandı,
bana düşmandı. Bir
solcuvu öldürmek
onlar için
cennetmekân
demekti' dedi.
(Fotoğraf:
SAADETL'SLU)
16 yıl önce öldürülen DlSK Başkanı Kemal Türkler törenlerle anıldı
Kemal Türklervakfindayaşuyacak
arasındakj gerginliğın nedenlerini ve MHP
Genel Başkanı Türkeş'in "Buyursunlar,ka-
punızaçık" çağrısını Cumhuriyet'e değer-
lendirdi. BBP Genel Başkanı Muhsin Ya-
ZKtogiu'nun "birleşme" çağrısını degerlen-
diren Yanmaz, "Bu MHP'ye gelin birleşe-
linı çağnsı değil. Sayın Türkeş, "Buyursun-
lar. kapımız açık" divor. Birleşelim çağnsın-
da bulunmadık. Biz sivasi partilerdeki tüm
ülkücü misyonu taşıvanlan bir platformda
toplanmaya çağırdık diye konuştu.
Yanmaz. partisinin 1980
öncesi milliyetçilik anlav ışın-
dan ödün vermediğini kay-
dederek, ülkücü misyonu ta-
şıyan siyasilerin bir çatı al-
tında toplanmalannı istedi.
Yanmaz, şöyle devam etti:
"Bizim için misvon önem-
li. Bütün siv asi partilerde bu
misyonu taşıyan insanlar var.
Bunlaıia birlikte oluştura-
cağımız bir platformda Ne-
den bu kadar dağınığız' bu-
nu konuşacağız. Bir çatı al-
ünda toplanalım. Gelin bizim
çatımızda toplanalım demi-
yoruz. Milli ve İslami kaygı-
lan olan bir plarform hazır-
lamak ve buna göre hareket
etmek istiyoruz."
MHP lideri Türkeş'in,
BBP'yi ülkücü tabandan ko-
parmak için çalıştığını öne
süren Yanmaz, "Bizi milliyet-
çi tabandan koparmanın he-
sabınıyapıyorlar.'BBPmil-
liyetçilikten kopuyor" diye-
rek, hoş obnayan bir shasi
kampanya başlattılar. Bir
yandan da' RP ile birleşme-
ye zemin hazırlıyorlar'gö-
riişünü öne süriiyorlar. Oy-
sa bizim neMHP.nedeRP>
yakınlığımız var. Birleşmey i
dedüşünmüyoruz"diye ko-
nuştu.
Istanbul HaberSenisi-Eskı DİSK
Genel Başkanı Kemal Türkler. öl-
dürülüşünün 16. yıldönümünde ai-
lesi ve arkadaşlan tarafından anıl-
dı. DlSK Genel Başkanı Rıdvan Bu-
dak. Türkler'i öldürenlerın hâlâ bu-
lunamamasını eleştirerek "Birsol-
cuyu ortadan kaldırarak kafatascı,
ilkel ve çağdışı düşüncelerine hiz-
met ettiler. Ama Türkiye'yi büyük
bir liderden yoksun bırakdlar" de-
di. Birleşik Metal-İş Sendikası Ge-
nel Başkanı Ali Rıza IkisİMİ de Türk-
ler'in katıllen bulunana kadar "ka-
tiller kim" sorusunu sormava de-
vam edeceklerini kaydederek. katil-
leri ve terörü lanetledi.
Evinin önünde uğradığı silahlı
bir saldırı sonucu 22 Temmuz 1980
tarihinde öldürülen DlSK kurucu-
lanndan \e Maden-lş Sendikası Ge-
nel Başkanı Kemal Türkler, evinin
önünde ve mezarı başında düzenle-
nen törenlerle anıldı. Sabah ilk ola-
rak Merter'deki evinin önünde ya-
pılan törende konuşan DİSK Genel
Sekreteri Kemal Daysal. Türkler'in
işçi hareketlerine damgasını vur-
muş bir insan olduğunu söyledi. Ka-
tillerin bulunamamasını eleştiren
Daysal. "Bu durum acımızı daha
da arttınyor. Elimiz katillerin yaka-
sında. 16 değil 160 yıl geçse de katil-
lerin yakalanmasını istiyoruz, iste-
yeceğiz" diye konuştu. Kemal Türk-
İer'ineşiSabahat Türkler vekızla-
n, Rıdvan Budak,CHP Milletveki-
li Ahmet Güryüz Ketenci, DlSK
yetkılılen ıle bağlı sendıkalann baş-
kanları ve sendikalıların katıldığı
törende. kapının önüne karanfiller
bırakıldı.
Türkler'ınTopkapı Mezarlığı'nda-
ki mezarı başında düzenlenen ıkın-
ci törende de yaklaşık 150 kışınin
katıldığı grup. çeşitli slogan ve al-
kışlarla mezarlığın girişinden Türk-
ler'in mezanna kadar yürüdü. Grup.
cezae\ lerinde devam eden süresiz aç-
lık gre\ lerine çözüm bulunmasını is-
tedi.
Burada ilk konuşmayı yapan Ali
Rıza lkisivri, katilleri \e terörü la-
netlerken. Rıdvan Budak. Kemal
Türkler'e hitaben şunları sövledi:
"Sevgili Türkler, sen ne ilk ne de
son değilsin. ^'üzlercesini kav betti-
ler, onlarcasını da cezaevlerinde çü-
rümeve bıraktılar. Onlar seni v atan
haini dive öldürdüler. Onlar sana
düşmandı, bana düşmandı. Bir sol-
cuyu öldürmek onlar için cennet-
mekân demek. Bu kadarçağdışı, ge-
riciler. Ruhi Su'nun tedavisineengel
olarak, .\ziz Nesin'i kahrederek öl-
dürdüler. Şimdi cumartesi annele-
rini dövüy<orlar. Oğlunun vaptığı için
annesini dövmek nasıl bir zihniyet?
Seni öldürenlerin, çağdaşlaşma adı-
na yaptıklan. sokakta analan döv-
meic"
Kemal Türkler'in mücadele anı-
sını yaşatmak için eşi Sabahat Türk-
ler'in başkanlığında "KemalTürk-
ler Eğitim ve Külrür Vakfi" kurul-
du. Işçilerin. sendikaların ve aydın-
lann katılımıyla kurulan vakıf. türk-
ler'in temsilcısi olduğu sınıf \ e kit-
le sendikacılığı anlayışını. toplum-
sal eşitliğe dayalı sorunsuz. savaş-
sız bir dün> a idealini benımsetmek.
düşüncelerini yaşatmak için yeni
kuşaklara doğru çok yönlü çalışma
ve etkinlikier yapmayı amaçlıyor.
Türkeş Atatürkçülük
yapmasın*
Türkeş'in kendisini ''ta-
bu" gibi göstermeye çalıştı-
ğını söyleyen Yanmaz.
"Kimse kendini tabu göster-
mesin. Olmazsa olmaz yok-
tur. Bizim için misvon önem-
li, hareket önemli" dedi.
MHP'nin ülkücü misyonu
taşıyacak gücünün olmadı-
ğını kaydeden BBP Sıvas
Millenekili Yanmaz, konuş-
masını şöyle tamamladı:
"Savin Türkeşson zaman-
larda laik ve Atatürkçü par-
ri olduklannı tekrariıyor. Bu
misyonu taşıyan partiler za-
ten var. Bu durumda Türki-
ye'nin MHP'ye üitiyacı yok.
Türkeş'in yanında bugün
1980 öncesinden bir tane da-
hi mesai arkadaşının bulun-
madığını görüyoruz. Önce
bunun muhasebesûıi vapsın-
lar."
/ ORR4N BİRGİT
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde dün
bir genel görüşme önergesinın "gizli bir-
leşim"de görüşülmesi gerekiyordu.
Gizli görüşme, 76 yıllık geçmişi olan
parlamentomuzda, içtüzüğün verdiği
bir hak. Hükümetler, yasama organı-
na verecekleri bilginin ve parlamento-
nun o bilgiye göre alacağı karann, iç
ve dış kamuoyu tarafından bilinmesin-
de, ülke çıkarları açısından yarar gör-
meyebilirler. O zaman, aslında halkın
önünde olayları görüşüp, irdelemesi
asıl olan Meclis'ten gizli bırleşim ister-
ler.
Btrinci Türkiye Büyük Millet Meclisi,
ulusal bağımsızlığı isteyen Ankara hü-
kümetine karşı, irtica ayaklanmaları
yapan, düşmanla işbirlığine girişmek-
ten kaçınmayan eşkıyalarla ılgilı ön-
temleri görüşüp karara bağlamak ama-
cıyla bir dizi gizli birleşim yaptı.
Onbeş yıl süren yasama dönemim-
de. belleğimde kalan üç gizli birleşimin
anısı var.
Bunlardan birisi, 1970'li yıllarda, Bar-
zani'ye bağlı bir grubtın Irak'ta yenilip
Iran'a sığınmak amacıyla toprakları-
mızdan güvenli bir koridor istemi ile il-
giliydi. TBMM bu istemi yerine getir-
mesi içm. Demirel hükümetıneyeşil ışık
yaktı.
Kapalı Kapılar Arkasında...Yine Demirel'in başbakanlığı sıra-
sında hükümet Kıbns'a müdahale için
Meclis'ten gizli bir birleşimde yetki is-
tedi; ama bu yetkisini kullanamadı.
Üçüncü bir gizli birleşim, 20 Temmuz
1974 Barış Harekâtı'nın hemen ertesi
günü, askeıierimızin Kıbrıs'a çıkması ile
ilgili olarak Başbakan Ecevit'in yaptı-
ğı açıklamalar. bu açıklamalar üzerin-
de muhalefet sözcülerinin görüşleri
için yapılmıştı.
Bir gizli birleşimde, milletvekillerinin
dışında yeminli tutanak görevlileri ve işit-
me. konuşma özürlü özel personel dı-
şında kimse bulunmadığı için, görüş-
me tutanaklarının yıllar sonra ve yine
parlamento kararı ile açıklanmasına
kadar, kimin ne konuştuğu öğrenilemi-
yor.
Peki dün. TBMM'de niçin gizli bir
birleşim yapılması istenilmişti?
Bu istemin sahibinin aslında bizzat
Başbakan olduğu ve öneriyi partisinin
Meclis Grubu aracılığı ile yaptırdığı ve
1991'den bu yana bir tehlike olarak
gördüğü için karşı çıktığı çokuluslugü-
ce, 31 temmuz akşamından itibaren ye-
şıl ışık yakmak zorunda kalacağı için,
Çekiç Güç'le ilgili sorumluluğu parla-
mentoya yıkmak istediği biliniyor.
Bilinen bir başka şey de, önce
DSP'nin, hemen ardından da Anava-
tan ile CHP'nin böyle bir oyuna gelme-
yeceklerini söyleyerek gizli genel gö-
rüşme birleşimine katılmayacaklarını
söylemiş olmalandır.
Ama doğrusu, TBMM'nin dün saat
15'te başlaması beklenilen bu genel gö-
rüşme ile ilgili birleşiminin çeşitli neden-
lerle çıkmaza sokulup sokulmadığı bi-
linmiyordu. Oysa, böylesine önemli ve
yaşamsal görüşmelerde, muhalefetin
boykotu da olsa, iktidar milletvekilleri
tüm mevcutları ile sıraları doldurur,
dosta hasıma "Biz buradayız ve bizim
burda olmamız yeteriidir" mesajını ver-
meye özen gösterirlerdi.
Dün böyle olmadı.
Anavatan, DSP ve CHP milletvekil-
leri TBMM'yi boykot ederlerken, ikti-
dann küçük stepnesi Büyük Birlik Par-
tisi'nin bir iki millvekili yoklama yaptı-
ran TBMM Başkanvekili'nin isimlerini
okutması sırasında ellerini kaldırdılar.
Ne var ki, birleşimde Refah Partililerin
önemli bir bölümü kadar, DYP'li millet-
vekillerinden de çoğu yoktu.
Bu nedenle dün ısim okunarak ya-
pılan iki yoklamada da çoğunluk sağ-
lanamadı.
80'inci birleşim. bu nedenle bugü-
ne ertelendi.
Bu erteleme, başkentin monoton-
laşmış politik yaşamını, bir anda çeşit-
li söylentilerle hareketlendirdi.
Refah Partili milletvekillerinin büyük
çoğunluğunun. muhalefettik söylem-
leri, faizden. Batı kulübü hayranlığına
kadar uzayan bir elips çizgisi ile terk
eden kaptanlarına karşı duyduğu ra-
hatsızlık biliniyordu da, çiçeği burnun-
da bir genel kurul ile daha milliyetçi bir
çizgide kendisine yasama alanı ara-
yan DYP'lilerin. dünkü görüşmelere
birden bire uzak kalmalarının nedenı-
ni çözmekzordu.
Derken, Ankara'daki sıkıntının Tür-
kiye Büyük Millet Meclisi üyelerine, Dı-
şişleri ve Milli Savunma komisyonlan
aracılığı ile de olsa Çekiç Güç'ün er-
demi üzerinde açıklamalar yapması is-
tenilen ABD Büyükelçilik yetkililerinin,
bu konudaki kararlarını değiştirmele-
rinden doğduğu ılerı sürüldü.
Çiller ortaklı Erbakan iktidan, öyle an-
laşılıyordu ki sabah saat kaçta kalka-
caklarını ve o gün ne yapacaklarını.
bundan böyle Batılı dostları. özellikle
ABD ile konuşup danışmadan bir ka-
rar almayı düşünmez olmuşlardı.
Bu nedenle de VVashington temsil-
cisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne
ülkemizde konuşlandırılan yabancı as-
keri güçlerin görev süresinin uzatıl-
masından doğacak kazançlanmız ile il-
gili bilgiler vermek için yapılan çağrıya
katılıp katılmamalan, katılırlarsa neler
söylemeleriyle ilgili kesin bir karara
ulaşıncaya kadar birleşim yapıp yap-
mama konusu da tehlikeye giriyordu!
Dün 22 Temmuz 1996'yı gösteriyordu
takvimler.
Takvimlere bakarsanız, yann 24 Tem-
muz 1996 olduğunu görürsünüz. Tür-
kiye'nin bağımsızlığını tüm dünyaya
tescil ettiren Lozan Antlaşması'nın 72.
yıldönümü yarın. Ve TBMM Çekiç
Güç'le ilgili bocalamalar içinde bir ik-
tidann sergilediğı komediye tanıklık
ediyordu. Gizli birleşim yapılamadığı
için TBMM'nin kapıları kapanmıyor
dün, ama bir parlamento görüşmesi
üzenne düşen yabancı elçilik gölgesinin
yol açtığı gölgenin karanlığı, hepsinden
daha büyük.
GUNDUZ GOZUYLE ;
MELİH CEVDET ANDAY
Linç ve Can Sıkıntısı
Gazetemizin iç sayfalarında tek sütun üzerine ve-
rilen küçük haberler (iç ve dış) beni çok ilgilendirir; şa-
şırtıcı ve düşündürücü olayları içerir çoğu zaman.
Özellikle salı yazılanm için onlardan yararlandığım
oluyor.
Şimdi bunlardan bir ikisine göz atalım.
• • •
Cumartesi günkü gazetemizin 10. sayfasında (AA)'nın
verdiği "Ekvador'da Suçlulara Linç" başlıklı şu küçük
haber yer alıyordu:
"Ekvador'da bir grup köylünün, katil zanlısı 5 kişi-
yi öldürdükten sonra yaktıklan bildirildi. Polisten ya-
pılan açıklamaya göre, 11 temmuzda bir taksi şofö-
rünü öldürdükleri şüphesiyle gözaltına alınan 5 kişi,
kalabalık birköylü grubu tarafından başkent Quito 'ya
75 km. uzaklıktaki Mana 'da polisin elinden alınarak
linç edildi. Köylüler daha sonra, öldürdükleri kişile-
rin cesetlehni yaktılar."
Ne vahşet!
ûuito'nun nerde olduğunu bilmiyorum; ama bu ha-
berden anladığıma göre, ilkel bir ülke olsa gerek. Sa-
nığın suçlu olup olmadığına ancak mahkeme karaf
verir; halkın sanığı polisin elinden alarak linç etmesi
düpedüz ilkelliktir.
Uygar ülkelerde böyle şey olmaz.
Uygar ülkelerde, tam tersi, polis halkın arasından
kaptığı, diyelim bir gazeteciyi copla döverek öldürür.
Uygarlıkla ilkellik arasında ne derin bir uçurum!
• • •
Gene cumartesi günkü gazetemizde çıkan bir ha-
bere göre Güney Kore polisinin fahişelerle başı dert-
te imiş.
Nasıl olur? Fuhuş uygar ülkelerde yasalar uyarın-
ca işlemez mi? ,
Öyledir, ama burada durum biraz değişik.
Güney Kore polisi. para kazanmak için değil, can
sıkıntısından fahişelik yaptıklan ileri sürülen zengin ve
orta sınıf ev kadınlanna karşı sıkı önlemler almaya baş-
lamış.
Bizim bildiğimize göre, fuhuşun nedeni yoksulluk-
tur. Şu dünyanın işine bakın ki, şimdi yoksulluğun ye-
rini zenginlik almış bulunuyor. Zenginlik önce can sı-
kıntısı doğuruyor. can sıkıntısı da fuhuşu.
Eskiden, yoksulluk ortadan kalc/ınlırsa fuhuş son bu-
lur diye bilirdik. Şimdi zenginlikle mi savaşım gere
1
kecek?
Yoksa can sıkıntısı ile mi?
Karmaşık bir sorun.
Zenginlik, can sıkıntısı doğurduğuna göre yoksul-
luğu mu yücelteceğız?
DYP kongresi, ANAP'a
yol gösterdi
^Kongremiz bir
şov olmayacak'
DCRDANE KOCAOĞLl'
A.NKARA - D\P'nın ön-
ceki gün yapılan 5. olagan
kongresi. 24-25 ağustos gün-
lerinde 5 olagan kongresını
toplavacak olan ANAP'a yol
gösterdi. ANAP Merkez Ka-
rar ve Yönetım Kurulu
(MKYK). kongrenın. "kötü
örnek" diye nıtelendmlen ve
siyası ıçenkten yoksun oldu-
gu belırtilen DYP kongresine
benzemenıesi karan aldı.
ANAP Genel Başkanı Me-
sut Yılmaz. partisinin MKYK
toplantısından sonra yaptığı
açıklamada. "ANAP olarak
biz, parti içi demokrasi)i sag-
lavamavan bir partinin Türk
demokrasisine hizmetedeme-
vıecegine inanıvoruz. Dolavi-
sıyla bizim kongremiz. dün
(önceki gün) vaşanan kongre
(DYP kongresi) rezaletine ben-
zer bir kongre olmavacaktır"
dedi. ANAP kongresının bu-
güne kadar yapılmış olan en
demokratik kongre olma ıddı-
asında olduğunu belirten Yıl-
maz. şunlan söyledi:
"ANAP. 5. olagan kongre-
sinde Türkiye'nin en köklü
partisi olarak Türktoplunıu-
na veni bir Türkive projesi
sunma amacındadır. Bizim
kongremiz. şarkıcılann konser
\erdikleri bir şov olmavacak-
tır. Bizim kongremiz, Türki-
ve'nin bütün meselelerinin gö-
rüşüldüğü. ilerive dönük çö-
zümlerin toplumun ününeko-
nulduğu bir düşünce plarfor-
mu olacaktır. A.\\P, 1983 vı-
lındaki gibi toplum önüne tek
kurtuluş partisi olarak çıka-
caktır."
Alınan bilgiye göre. Vlesut
Yılmaz, toplantıda, kongrede
MKYK için isteyen herkesin
aday otmasını ve kendi propa-
gandalarını yaparak seçilebi-
leceğini söyledi. MKYK'nin
oluşumuna hiçbirşekılde mü-
dahale etmeyeceğını belirten
\'ılmaz. "Anahtar listelerin
oluşmuna hiçbir sekilde ka-
nşmavacağım. Eğer, kongre
salonunda genel başkanın lıs-
tesi'. 'il başkanlan listesi' adı
altında Ksteler çıkanlırsa çı-
kıp kürsüden bunun kesinlik-
le benimle bir ilgisi olmadığı-
nı sövlerim. Kimsenin delege-
nin iradesine ipotek ko\ ma\a
hakkı yoktur" dedi.
MKYK toplantısında bazı
üyeler. DYP kongresini bir
skandal olarak nitelendirir-
ken. "Bizkendi kongremizde
kesinlikle benzer izlenimler
yaratmavalım" dedıler.
ANAP'ın 24-25 ağustos tari-
hinde yapılacak kongresi ile
ilgili hazırlıklan yapmak üze-
re 9 kişılık bir komisyon oluş-
turuldu. Kongrenin türk Me-
tal Sendıkası'na aıt Esenboğa
Havaalanı yolu üzennde bu-
lunan 10 bın kışilik klimalı
tesislerde yapılması da be-
nımsendı.
DYP'nın önceki gün yapı-
lan kongresine konuk olarak
katılan ANAP Genel Başkan
Yardımcısı tlkerTuncay,Cum-
hurivet'e yaptığı açıklamada,
Çiller'in çok taîıhsız ve "bin-
dirilmiş lotalar" hanç, delege-
lerın genelı tarafından onay-
lanmayan bir konuşma yaptı-
ğını söyledi. Kongreyi coşku-
suz buiduğunu da belirten Tun-
ca>. Çiller'ın konuşmasının
merkez sagı toparlamaktan
uzak olduğunu sövledi.
Pamukkale'de toplandılar
İl başkanlanndan
Yılmaz'a destek
OMER MRTSEV EN
DENİZÜ - ANAP ın Pa-
mukkale'de vapılangenışle-
tılmış bölge toplantısından
sonra bir bıldiri yayımlayan
11 il başkanı, büyük kongre
için Genel Başkan MesutYıl-
maz'a tam destek verdı. İl
başkanlan ayrıca, hüküme-
tin basına yönelik baskılan-
nı ve yargı bağımsızlığını teh-
likeye düşürecek nitelıktekı
uygulamalannı kınadılar.
II başkanlarının bildirisı
öncesinde biraçıklama yapan
ANAP Teşkilat Başkanı Bur-
han Kara. Genel Başkan Yıl-
maz'ın i] ve ilçe kongrelerı-
ne müdahale etmediği gibi,
bü) ük kongreye de müdaha-
le etmeyeceğini açıkladı. Ka-
ra, ANAP'ın parti içı demok-
rasi) i tam anlamıyla işletece-
gini, tüm kadroların seçimle
yenılenmesinden sonra tavan
ıle taban arasındakı kopuklu-
ğun tamamen gıderileceğıni
sav undu. Afyon, Antalya. Ay-
dın. Burdur. Denizli. Isparta,
fzmır. Kütahja. Muğla ve
Lşak ıl başkanlannın ortak
bıldirısinde ıse Genel Baş-
kan Yılmaz ıle "el ele, gönul
gönüle yürümeye karaıiı bir
tutum jzfeneceği" v urgulan-
dı. ANAP'm.si>asetıkırden,
yalandan v e haramdan temız-
lemek konusunda "fazüet mü-
cadelesT verdığinı sav unan iJ
başkanlan, "Milletin bölün-
mezliğinden, demokratikleş-
me ve insan haklanndan, mÛ-
lerimizin mutluluk \e refahı-
nın gelişmesi konusundan ta-
viz verme>eceğiz'" görüşünü
dile getirdiler. tl başkanlan,
merkez sağdaki herkesi
ANAP çatısı ahında bırieşme-
ye çağırdılar.