05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 TEMMUZ 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kazan, eylemcilerle görüşmüyor. Eskişehir Özel Tip Cezaevi'ndeki siyasi tutuklular Sakarya'ya gönderiliyor Cezaevi sorunu çıkmazda- Haber Merkezi-Cezaevin- -deki tutuklu ve hükümlülerin sürdürdükleri açlık grevi 60. giinüne girerken Adalet Ba- kanı Şevket Kazan'ın, açlık grevleriyle ilgilı olarak kim- seyle görüs.meyeceğini söy- lediği bildirildi. Adalet Bakanlığının. Es- kişehir Özel Tip Cezaevi'ni kapatmak yerine, bu ceza- evinde bulunan siyasi tutuk- lu ve hükümlüleri Sakarya Cezaevi'-ne sevk ederek ölüm orucunu sona erdırnıeyı he- deflediği öğrenıldi. Kazan'ın, bazı cezaevle- rinde ölüm orucuna dönüş- türdükleri açlık grevlerini sürdiiren tutuklu ve hükümlü- lerin temel istemleri arasında yer alan Eskişehir Özel Tip Cezaevi'ni kapatmak yerine. siyasi tutuklu ve hükümlüle- ri bu cezaevinden başka ceza- evlerine gönderme uygula- masına gideceği bildirildi BavTampaşa Cezaevi öniinde toplanan tutuklu ve hükümlü vakınlan polis tarafından engeüendi. (Fotoğraf:KUBİLAY TÜNTÜL) Adalet Bakanlığfnca Eskişe- hir CumhuriyetBaşsavcıhğı'nagönderil- mek üzere hazırlanan yazıda, siyasi tutuk- lu ve hükümlünün kalmamasınm sağlana- cağı Eskişehir Özel Tip Cezaev i'ne, Sa- karya Cezaevi"ndeki adli tutuklulann yer- leştirileceğı öğrenildi. Demokratık kitleörgütlerinin "Evieme sonverin"çağnlanna "Bizden ölüm oru- cunu bitirmemizi istemeyin" yanıtı veren mahkûmlann çoğunda kan kusma. mide kanaması. kol ve ayaklarda uyuşma gibi şikâyetler anmaya başladı. Demokratik kitle örgütlerince yapılan açıklamalarda. Adalet Bakanlığı'nın tutumu bir kez da- ha kınanırken Cağdaş Hukukçular Derne- ğTnin Bayrampaşa Cezaevi önündeki ba- sın açıklaması. güvenlik güçlerince en- gellendi. Göreve gelmeden önce cezaevi sorunu- nu çözeceği vaadinde bulunan. ancak da- ha sonra yaptığı açıklamalarda tutuklu ve hükümlülerin istemlenni "siyasi istem- ler" şeklinde niteleyerek çarpıttığı ıleri sürülen Şevket Kazan'ın dün kendisiyle görüşen tutuklu avukatlarına "cezaevleri konusunu bir daha kimseyle tarnşmaya- cağmı" söylediği öğrenildı. Tutuklu avu- katlan Zeki Rüzgâr ve Düzgün Yüksel. görüşmenin ardından gazetecilerin soru- lannı yanıtlarken Kazan'ın sorunun çözü- münden yana bir tavır sergilemediğinı söylediler. Avukatlar, Kazan'ın görüşme sırasında kendilerine şunlan söylediğinı anlattılar: "Birtakım yanlışhklann yapılmış oldu- ğu doğnıdur. Eskişehir'deki 102 kişni İs- tanbuTdaki yakın cezaevlerine sevk-etmek için projeyi haarladık. Bizden önccki ik- tidarlar, eezaevi vapacağına otomobil al- mış ve lojman yapnrmış. Biz olanlan sa- tıyoruz. Bazı cezaevlerini dajıtacağız. Oralarda devlet otoritesi vok. Olüm oru- cu yapanlar kcndi iradeleriyle yapmıyor- lar. Onlara baskı yapanlar var. Bir kişi bi- le ölürse dava açanm. Bir insan nasıl ölüm orucu yaparmış; askeri var doktom var, bu nasil iş vallahi dava açanm."" A\ ukatlar. kime karşı dava açacağı so- rusunu Bakan'ın yanıtsız bıraktiğını kay- dettiler. Tutuklu ve hükümlü yakınlan da dün Başbakanlığa 50 imzalı bir dılekçe vererek cezae\ lerindeki açlık grevleri ve ölüm orucunun sona erdinlmesi için gi- rişimde bulunulmasını ıstediler. Tutuklu yakınları. Edirne'de birgünlük açlık gre- v i başlatırken Izmir'de de Vali Kutlu Ak- taş ile görüşmek istediler. Ancak grup içınden 5 kişı. Vali Yardımcısı Fe«d Ço- banoğlu ıle görüştürüldü. Istanbul'daCağdaş Hukukçular Derne- ği üyelerınin Bayrampaşa Cezaev i önün- deki basın açıklaması. polıs tarafından engellendı. Cezaevi önünde açıklama ya- pamayacaklarını belirten polis. basın mensuplannı ve avukatları dağıttı. Avu- katlann cezaevi karşısında basınlagörüş- mesıni de engelleyen polis, kahvede ba- sın toplantısı yapılabilecegini açıklama- sına ragmen, kahveye avukatlan aldıktan sonra basın mensuplarını içeri sokmadı. İnatlaşma \e kin ile devletın yönetileme- yeceğini belirten ÇHD'li avukatlar, dev- letin insan yaşamına önem vermeyen tav- rından vazgeçmesini istedi. Aralannda Alınteri. Kurtuluş. Partizan Sesi gazetelerinin de bulundugu bir grup ise Cağdaş Gazeteciler Cemiyeti önünde toplanarak cezaevlerinde sürdürülen sü- resiz açlık grevine destek verdiklerini açıkladılar. Gazi Mahallesi Cem Evı'nde toplanan yaklaşık 200 kişilik bir grup. ce- zaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin sür- dürdüğü ölüm orucu ve açlık grevlerine "destek gecesi" düzenlediler. Buca Cezaevi'nde, avukat ve ailelere konulan görüş ya- sagı dün kaldınldı. Cezaevi il- gilileri, önceki gün öğleden sonra yeni bölümde kalan tu- tuklulann, arkadaşlarına uy- gulanan görüş yasağını pro- testo amacıyla koğuşlarına girmemeleri üzerine gergin saatleryaşandığını vurguladı- lar. tlgililer, tutuklularla yapı- lan görüşmeler sonucu soru- nun çözümiendiğini. tutuklu- lann koğuşlanna girdiklerini açıkladılar Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin sürdürdügü ölüm orucu ve açlık grevi. 59. günü geride bıraktı. Mah- kûmlann çoğunda kan kus- ma. mide kanaması. kol ve ayaklarda uyuşma gibi şikâ- yetler artmaya başlarken Bay- rampaşa Cezaevi'ndeki ey- lemcilerden Altan Berdan Kerimgiller ve Birol Abatay ile Ümraniye Cezaevi'ndeki Aygün Uğur'un durumunun iyice ağırlaştıgı bildirildi. Adana İnsan Hakları Dernegi ve Tabipler Birligi'nden oluşan heyet. 4 tutuklunun ölüm orucun- da olduğu Iskenderun Cezaevi'ni ziyaret ettı. Heyet, eylemcilerin durumunun çok kritik oİduğunu söyledi. Birleşik Taşımacılık Çalışanlan Sen- dikası, Kristal-Iş Sendikası. Lastik-lş Sendikası, Türkiye Motorlu Taşıt îşçile- ri Sendikası. Egitim-Sen tstanbul 4 No'Iu Şubesi. Türk Mühendis ve Mimar Oda- lan Birligi (TMMOB) Makine Mühen- disleri Odası ve OLEYfS. dün yaptıkian açıklamalarda, cezaevi sorununa kayıtsız kalınmamasını isteyerek hükümetin görevini yapması isteminde bulundular. Turizm Bakanlıgı'nın Londra'da bulu- nan Tanıtma Müşavirliği, Türkiye'nin ce- zaevleri politikasını protesto ettiklerini söyleyen bir grup tarafından dün işgal edildi. Açlık grevi mahkûmun son çaresi KEREM İLGAZ 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında yıllarca Metris Ceza- evi'nde yatan ve sayısız açlık gre- vine katılan eski siyasi suçlu Ümit Efe, cezaevlerinde bugün yaşanan açlık grevlerini değer- lendirdi. "Açhk grevi, çözülebilir sorunlann.çözümsüzleşmeye dö- nüşmesi durumunda hiçbir çare- si kalmayan mahkûmlann baş- vurdugu son yokJur" diye konu- şan,Efe'nin açlık grevi yaptığı günleri yeniden düşündügünde. o zamanki heyecanını yitirmediği her halinden belli oluyor. "1981 yilındakiaçukgrc leri sı- rasında kolektif ruh vardı. Arka- mızda giiçlü bir kamuoyu desteği oimamasına karşın, bizi desfekle- yen tutuklu aileleri vardı. Bugün basın ve bazı demokratik kitle ör- gütlerinin gösterdiği duyarhlık, o günkü şartlar nedeniyle kendini gösteremiyordu. Kendimizi \almz hissettiğimiz zamanlar oldu. Biz bu şartlar altında \e yaptığımız açlık grevleri sonucu taleplerimi- ze kavuştuk" diye konuştıyor Ümit Efe. llk kez 1981 yılında yasadı$ı' sol bir örgiite üye olduğu iddi- asıyla gözaltına alınan Efe. 3 ay işkence gördükten sonra üç bu- çuk yıl Metris Cezaevi'nde yatı- yor. Fotograf çekme talebimizi reddeden Efe. mahallesinde ve ay nı apanmanda oturan komşula- rından çekiniyor. Özellikle 12 Eylül 1980 sonrası cezaevlerin- deki ba.skılann artması sonucu bu yola başvurduklannı anlatan Efe, 'tendilerine tek tip elbise. "ön üik- leme" ve askerlere "Komuta- nım" şeklinde hitap etme zorun- luluğu getirilmek ıstendiğini anımsatıyor. Cezaevinde bulundugu süre içinde ikisi 30'ar ve biri de 27 gün olmak üzere üç uzun açlık grevi- ne katıldığını anlatan Efe, bugü- ne kadar açlık grevine katıldığı toplam gün sayısının 360"a ulaş- tığını belirtiyor. Efe. 30 gün sü- ren açlık grevinişöyle anlatıyor: "30 gün süren açlık grevi sıra- sında sürekli olarak >emekdüşü- nen arkadaşlanmız vardı. Hatta bazılarımız, birbiıierine venıek İHD10 yaşında ^Demokrasi yoksa hııkıık da olmaz 9 ; ANKL\RA / İSTANBLL ^(Cumhuriyet) - İnsan Hakla- >n Dernegi (IHD) Genel Baş- Ikanı Akuı Birdal. > aşam hak- kının işkence, gözaltında ka- ;yıplar, yargısız infaz \e faili •meçhul cinayetlerle yok edil- digini vurgulayarak, düşünce ve örgütlenme özgürlüğü .üzerindeki baskı ve yasakla- ;ra son verilmesi gerektigini bildirdi. Birdal. sivasi tutuk- Cezaevleri Budak'tan 'Ölmeyin' çağnsı İstanbul Haber Servi- si - Tutuklu ve hükümiü yakınlan, DlSK Gene! Başkanı Rnhan Budak'ı ziyaret ederek cezaevle- rinde açhk grevi ve ölüm orucunda bıüunanlara destek veritmesini istedi- ler. DlSK Genel Merke- zi'nde tutukluyakınlany- la bir toplarm yapan Bu- dak, konfederasyon oia- rak ellerinden geleni ya- pacaklannı söyledi. Bu- dak. ailelere, önceki gün Türk-îş ve Hak-İş baş- kanlanyla birlikte Adalet Bakanı Şevket Kazan'ia yaptığı görüşmeyle ilgili bilgi verdi. Açlık grevi ve ölüm orucundaki tutuklu ve hû- kümlülere "ÖhnCTİB" çajnsmı yineleyen Bu- dak. ailelerin tepki gös- termesi üzerine, "tnsan- lann mücadeJe için yaşa- maları gorektiğine inanı- yorum. Konunun insani boyudardabir an önce çö- zülmesini istediğimizi, Adalet Bakanı'na ilettik" dedi. Budak, hulcuk ve de- mokrasi ilkelerini kabul etmiş. çagdaş dünyanın özgurlüklerini içine sin- dirmiş aydınlarla bir kon- sey oluşturmaya gayret ettiğini anımsattı. lu ve hükümlülerin serbest bırakılmasını. Kürt sorununa demokratik ve banşçı çözüm getirilmesini istedi. İHD. 10. yılınagirdi. Kuruluşunun 10. yı ldönümü nedeniyle dün bir basın toplantısı düzenleyen Birdal, 1980 askeri darbesi- nin vıkıntılan arasında kuru- lan İHD'nin insan haklanna evrensel, bütünsel ve birinin diğerine yeğlenmezligi ilke- sini temel aldığını söyledi. Birdal. bir ülkede demok- rasinin tam ve eksiksiz yer- leştirilmemesi durumunda hukukun üstünlügü ve gü- vencesinden söz edilemeye- cegine dikkat çekerek. böyle birortamda "nifliter-cuntacı"' bir egemenliğin geçerli oia- cağına işaret etti. Birdal. şu görüşleri dile getirdi: "Yaşam hakkı. işkencede. gözaltında kay ıplarda. yargısız infaz ve faili meçhul cinayetlerle yok edilmektedir. 33 cezaevinde 207 kişinin ölüm orucunda, 122 kişinin de süresiz açhk grevinde direnmesini gidere- cek ve içerdeki insanlann ye- niden yaşama dönüşünü sağ- layacak ciddi bir girişimüı ol- mamasımn ardındaki neden- ler öğrenilmiş değildir. Muhalifdüşünceninveörgüt- lenmenin üzgürlüğüne katla- nılmalıdır. 1968 vılından bu yana 16partibölücülükvela- ikliğe aykınlık gerekçesi ile Anayasa Mahkemesi'nce ka- patılmıştır." İHD İstanbul Şube Başka- nı Ercan Kanar, Adalet Ba- kanı ve Başbakan'a da çağn- da bulunarak. "Milli Göven- lik Kunılu'nun değil, kamu vicdanının taleplerini dikka- te alarak davransınlar" diye konuştu. le\en gazetecilerin polis tarafından dövülmesine tepkiler sürü- yor. Gazetemizi ziyareteden CH P İstanbul İl Kadın Kolian Yö- netim Kurulu üyeleri, polisin gazetecilere takındığı ta\n şid- detle kınadıklannı belirttiler. CHP İstanbul İl Kadın Koilan Başkanı Muazzez Ersoy, polisin kamuoyıına haber Uernıeyeça- hşan gazetecilere tavnnın çok sert olduğunu belirtti. (Fotoeraflar: LĞUR GÜNYÜZ KUBİLAY TÜNTÜU Polis dayağına tepkiler artıyor Haber Merkezi - Istanbul'da açlık grevindeki tutuklu ve hükümlü ailele- rinineylemieriniizleyen gazetecilerin polis tarafından dövülmesine tepkiler yurt çapında artarak sürüyor. Polisin kanunsuz bir biçimde terör estirdiğini belirten demokratik kitle örgütleri. yaptıklan açıklamalarda yaşanan du- rumu. "ülkeningiderek polis devletine dönüşmesi" olarak nitelediler. Türk Mühendis ve Mimar Odalan Birliği'ne (TMMOB) baglı Elektrik Mühendislen Odası (EMÖ) ve Maki- ne Mühendisleri Odası (MMO). po- lislerin gazetecilere yönelik saldınla- nnm, haberleşme özgürlüğüne \ uru- lan bir darbe olduğunu bildirdiler. M- MO'dan yapılan yazılı açıklamada. muhabirlerin coplanması. yerlerde sü- rüklenmesi. makinelerinin kınlarak filmlerine el konıılması ve televizyon kanallannda cezaev lerine > önelik y a- yınlann Başbakan Necmettin Erba- kan tarafından sansür edilmesinin. Türkiye'dekı haberleşme özgürlüğü- ne v urulan bir darbe olduğu kaydedil- di. Basına yönelik her türlü saldın \e şıddetin kınandığı açıklamada. hükü- met. insan haklanna. basın ve haber- leşme özgürlüğüne karşı duyarlı ol- mayadavet edildi. Hak-tş Genel Başkanı Salim Uslu da yaptığı açıklamada. "Polisin. Gaze- teciler Cemiyeti'ne girmesinin kabul edilemez bir davranış olduğuna inanı- yorum"dedi. Lslu. TGC Başkanı Na- il Güreli'ye gönderdiği mesajda da üzüntülerini bildirdi. Birleşik Taşıma- cılık Çalışanlan Sendikası'ndan yapı- lan açıklamada da kadın, çocuk ve ga- zetecilerin polis tarafından dövülme- si protesto edildi. Bu arada. çeşitli demokratik kitle örgütleri ve bazı siyasi parti yönetici- leri polisten dayak yiyen arkadaşlan- mıza "geçmişolsun" ziyaretlerini dün de sürdürdüler. Dün ziyarete gelenler arasında yer alan CHP İstanbul İl Ka- dın Koilan Başkanı Muazzez Ersoy ve yönetim kurulu üyeleri ile Fatıh ilçe örgütü üyesi bir grup partili "polisin, kamuoyuna haber iletnıcyc çahşan ga- zetecileretakındığı bu tavn şiddetle \a- nadıklannı" belirniler. CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Kul, gazetemiz yöneticılerine çektiği telgrafta. gaze- tecilerin dövülmesi olayını kınadı. CGC Başkanı TamerÜnalda. "Saldı- n gazetecilere değil hukuk dcvletine karşı yapdmıstır" dedi. tarifi anlatıyordu. Bunun > anında cezaevinde yemek dağıtan görev- liler de bizi daha kötü duruma dü- şürmek için koridoıiarda köfte tencerelerini gezdiriyordu. Açlık grcv inin ilk günleri oldukça /orlu geçivordu. Ancak aklıınızda bas- kılara boyun eğmeme ve onuru- nuızu koruma isteği olduğundan açlık hissetmemeye çalışhk. Ey- lem başladıktan 10-15 gün sonra vücutaseton kokusuna benzer ko- ku salgılamaya başlıyor, agız- lanmız çok kötü kokuyor ve koğuş inanılmaz bir şekilde kokuyordu.'* Açlık grevi başlarken ko- guşta bulunan bütün yiye- ceklerin ilke olarak kapının önüne bırakıldığını söyleyen Efe. kimsenin de bu eyleme katılmak için zorlanmadığını vurguluyor. Özellikle hasta ve hamile- lerin bu eyleme katılmalan- na izın v ermediklerini söyle- yen Efe. çeşitli engelleri olan insanlan başka koğuşlara gönderdiklerini anlatıyor. Açlık grevleri hakkında bazı insanların kuşkulan olduğu- nu ve buna üzüldüğünü dile getiren Efe. sözlerini şöyle sürdüriiyor: "Biz bu eylemleri kendi is- teğimizle yaptık. Kimse açhk grevi sırasında yemek yemi- yordu. Bunun tersi bir du- rumda zaten bizim kendimi- ze savgunız kalmaz." Mehmet Ağar'ın genelge- sini protesto etmek için yapı- lan ve ölüm sınınna gelmiş açlık grev lerini yakından iz- lediğini söyleyen Ümit Efe sözlennı şöyle sürdüriiyor: "Hakh olanın kazanacağı- na inanıyorum. Cezaevinde bulunan tutuklulann da ya- şama hakkı olduğuna inanı- yorum. İnsan olma onurunu korumak için yapılan bu ey- lemlcrin iyi bir sonuçla bite- ceğini umut edivorum." Sosyalist basın çalışanlan gösteri düzenledi İstanbul Haber Servisi-Cezaevlerindeki tutuk- lu ve hükümlülerin 60. gününe giren süresiz aç- lık grevi ve ölüm orucu eylemlerine destek ver- mek isteyen 10 sosyalist dergi ve gazetenin çalı- şanlan. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) önünde protesto gösterisi düzenledi. Polisin mü- dahale etmedigi gösteriden sonra sosyalist basın üyeleri TGC Başkanı Nail Güreli'yle görüşerek 'destek'istedi. Kurtuluş. ÖzgürGelecek, Partizan Sesi, Özgür Atılım, Odak, Hedef. Alınteri, Kaldıraç. Kızıl Bayrak ve Kervan gazete ve dergilerinde görev ya- pan muhabirler. saat 12.00'de Cağaloğlu'ndaki TGCbinası önünde toplandı. Çevikkuvvetpolis- lerine görev venlmedıği gözlenen eylem sırasın- da çok sayıda Terörle Mücadele Şubesi ekibi. çev- rede güvenlik önlemi aldı. Basın açıklaması ya- pan göstericıler. "Susma sustukça sıra sana gele- cek". "Sosyalist basın susrurulamaz" v e "Tutsak- laraözgürlük" sloganlannı attıktan sonra TGC'ye çıkarak Nail Güreli'yle görüştüler. Cemiyetin da- ha fazla çaba sarfetmesini ve açlık grev lerine ses- siz kalınmamasını isteyen gazetecilere, Güreli. "Ayınm yapılmadan her türlü çalışmayı anayasal güvence altına almak çabasındayız. Basın özgür- lüğünü sav unuyoruz. Ancak bu özgürlüğü hayata geçirmek zorundayız. Düşüncesi ne olursa olsun, yayın özgürlüğıinü saMinuyoruz" diye cev ap v er- di. Interstartelevizyonundaki 'cezaevidosjası'nın Başbakan Necmettin Erbakan tarafından ya>ın- dan kaldınlması konusundaki düşünceleri soru- lan Güreli. "CemiyetolarakRTL'K\e 25. madde- ye karşı çıkhk. O zaman sizden bile gerekb' deste- ği görmedik. Başbakan'ın bu yayını kaldırması sansürdür. llalkın haber almasınaengelolnıaktır" dedi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Eski "CHP'liier..." Geçenlerde "Bedrı Baykam" antetli bir kâğıdaya- zılmış, kısa bir telgraf mesajı aldım. Bir süre önce yi- tirdiğimiz Dr. Suphi Baykam'ın eşi Mutahhar Bay- kam Hanımefendi, ancak telefonla iletebildığim baş- sağlığı dileklerim için teşekkür ediyordu. Istanbul'un dışında ve epeyce uzağında olduğum için, bu acı kaybı Bedri'yle ancak telefonda paylaşa- bilmiştim. Aynı şey çok değerlı arkadaşım Taner Berksoy'un babasının kaybıyla ilgili olarak başıma gelmişti. Taner'e de ancak bir telefon mesajı bıraka- bildim. Dr. Suphi Baykam bizim gençliğimizde CHP için- de siyaset yapan parlak bir politikacı idi. Cemiyetçi "ağabeylerimiz", Dr. Baykam'ın öğrenci dernekieri içinde ağırlığını efsane gibi anlatırlardı. Müthiş bir ha- tip ve aman vermez bir örgütleyici olduğunu söyler- lerdi. Aslında hatip olma özelliğini, o günlerin siyasal ya- şamında da gözlerdik. Ismet Paşa'nın gözdelerinden idi. Siyasal yaşamının en gelecek vaat eden bir aşa- masında siyasetı bırakmasına ve yaşamın başka alanlannda kanat çırpmak istemesine çok üzülmüş- tüm. O günlerde çok küçük olan oğlu Bedri'nin, bir re- sim sergisi açılmıştı. Ismet Paşa'nın bu sergiyi gez- mesi gazetelerde büyük olay olmuştu. O sergide Sup- hi Baykam'a, "Bugün Bedri'yi Suphi Baykam'ın oğ- lu olarak tanıyorlar, yarın seni Bedri Baykam'ın ba- bası olarak tanıyacaklar" demiş ve gülüşmelere ne- den olmuştu. Gülüşmelere neden olmuştu. ama dediği de çıktı. Son yıllarda Suphi Baykam, Bedn Baykam'ın baba- sı olarak tanınıyordu... Beni zaman zaman çok düşündüren ve bir türlü ka- famda netleştiremediğim bir soru var. Bu "eski CHP'liier" nerede? Yoksa "oyiğıtinsanlar, ogüzelat- lara binip gittiler..." mi? 1980 öncesinde bir ara oylannı yüzde 40'ların üze- rine çıkaran CHP'nin o günlerdeki başarısının nede- ni, elbette tek basına Bülent Ecevit ve Karaoğlan ka- rizması değildi. O'nun ardında, muazzam bir örgüt vardı, gençler vardı, gençlik koilan vardı. Ve bu gençlik koilan, bir siyaset okulu gibi çalışırdı. Bu okulun "mezunlan" nerede şimdi? Dağları, taşları sloganlarla dolduran, o günkü CHP örgütleri nerede? 1980'den günümüze seçmen sayısının yüzde 30'dan fazla arttığını elbette biliyorum. Fakat bizde "particilik" bir tür aile geleneğine dayanır. Aynı aile içinde, pek farklı oy verilmez. Hele "çekirdek ailede" farklı oy kullanılmasına hemen hiç rastlanmaz. Yani anne-baba hangi gelenek içinde siyaset yapıyorlar- sa, çocuklar da genellikle aynı geleneğı sürdürür- ler(di). Olsa olsa daha radikal yönlere çekilirler. CHP böylesine erirken, CHP'nin solundaki partile- rin oy oranları yükselse. anlayacağım. "Gençler CHP'yi yeterince radikal bulmuyorlar, gönüllerinde yatan değışim arzusunun yanıtlanmasının potansiye- lini göremiyorlar, bu yüzden sola kayıyorlar" diyece- ğim. Ama o da yok. Sosyalist solun durumu CHP'den beter. En azından yüzde 3-3.5 bir oy potansiyeli ol- ması gereken sosyalist partıler. bunun yansını bile topJayamıyorlar. "Sağ "ın sağa alternatif olduğu ve "değişım" sloganının sağ partilere kaptırıldığı ilginç günler yaşıyoruz. "CHP ve sosyalist solun Doğu ve Güneydoğu 'da- ki oylan HADEP'e kayıyor" desek de açıklayıcı ofa- mıyoruz. Hem bu bölgelerin seçmen sayısı belli, hem de HADEP'in aldığı oy oranı. Peki nerede bu eski CHP'liier? Göğe mi uçtular? Bana kalırsa en mantıkh açıklama: Aklı sıra "aşın" solun üzerine giden 12 Eylül yönetimlerinin uygula- dıkları ağır baskının, CHP örgütlerini ve özellikle CHP'Iİ gençleri çökertmesi ve sindirmesi. Örgütler daha sonra bir ölçüde toparlanabildiler, ama gençle- rin önemli bir bölümünün ıki yakası bir araya geieme- di. Bir kuşak; hem de cesur. özverili, inançlı ve mili- tan bir kuşak, göz göre göre hırpalandı ve yitirildi. Peki CHP şimdi ne yapmalı? Atalarımız ne demiş: "Ağlayak da gözden mi olak, dövünek de dizden mi olak..." Yapılacak şey: bir zamanlar CHP'yi hangi politika- larzirvelere taşıdıysa, aynı politikaları yaşama geçir- mektir. Hangi üye kayıt sistemi, hangi örgütlenme modeli, hangi aday belirleme yöntemi ve hangi stra- tejiler başan sağladıysş, onlan yeniden bulmak ve uy- gulamak gerekir. Kimileri, "Efendim Türkiye değişti, yeni politikalar üretmek gerek. Bakın Avrupa sosyal demokratlan- na..." filan diyorlar. Ama bunu 15 yıldır söyleyenler- den çoğu şimdi liberal partilerde. Dün sol adına söy- ledikleri şeylerin aynısını bugün sağ adına söylüyor- lar... Türkiye, son 20 yılda elbette çok değişti. Ama de- ğişmeyen şeyler de var. Adaletsiz gelir paylaşımı so- runu değişmedi. Hatta daha kötüye gittı. Emekçi kit- lelerin sorunları değişmedi. Dürüstlük kavramı, na- mus kavramı, bağımsızlık kavramı. haysiyet kavramı değişmedi. Ülke bütünlüğüne ve laik cumhuriyete sahip çıkma sorumluluğu değişmedi. Soldaki parçalanmışlık, solun doğasının gereğidir. Bunun ardına sığınmak sonuç getirmez. Yapılması gereken şey, herkeşin kendi tabanını genışletmesi ve canlandırmasıdır. Üzerindeki ''ölü toprağından" kur- tulmasıdır. "Birleşme"ancak böylesi bir canhlığın ar- dından olur. Kâldı ki, "sağ"daki parçalanmışlık daha fazla. Nerede "eski CHP'liler?"Ne zaman kendilerine gelecekler? Zaman. küsme zamanı değil. Muhbirlikle suçladıkları kişiyi rehin aldılar Gazi'de gergin saaüer İstanbul Haber Senisi -12-13 Mart 1995 te birçok kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylara sahne olan Gazi Mahallesi'nde, dün gece yine gerginsaatleryaşandı. MahallenınçevTesineba- rikat kurarak muhbirlikle suçladıkları bir kişiyi rehin tutan yaklaşık 400 kişilik grup. mahalle- ye giriş çıkışı engelledı. Olay, daha sonra "ceza- evierindeki ölüm oruçlanna destek" eylemine dönüştü. Cezaev indekı ölüm oruçlanna destek olmak amacıyla başlatılan açhk grevinin sürdüğü Ga- zi Mahallesi'ndeki cemevi çevresinde. polis ol- duğundan kuşkulanılan birkişi. bir grup tarafın- dan alıkonuldu. Edinilen bilgiye göre. üzerinde yapılan aramada Fatih Cumhuriyet Savcısı Ze>- nel Tüfek olduğunu gösteren bir kitnlik belgesi ile "Nizam-ı .4İem Ocaklan"na ait kart bulunan söz konusu kişi. "muhbirlik*'le suçlandı ve ma- halley i terk etmesine izin v erilmedi. Yasadışı ör- güt mensubu olduklan öne sürülen kişiler, yap- tıklan sorgulamadan sonra. yakaladıklan kişiyi basına göstererekadmın KenanOkolduğunu iti- raf ettiğini bildirdiler. Daha sonra çev rede toplanan kalabalık, "ce- zaevlerindeki uygulamalan protesto ederek" ölüm orucundaki tutuklulara destek eylemi yap- may a başladı. Cemev i görevlilerinin v e bazı ma- hallelilerin evlemi bitirip rehineyi salıvermele- ri istemini gen çevirengöstericiler, "cezaeviso- rununa bir çözüm bulununcaya kadar eylemden \azgeçme>eceklerini" açıkladılar. Olayı haber alan güvenlik güçlennın cemevi çev resıne gırmelen engellendi. Gerginlik sürer- ken polis olduğu söylenen bir kişi de dovüldü. Polis. Mezarlık Caddesi üzennde panzerlerle karşı barikat kurarken göstericiler. polisin üze- rine iki ses bombası attılar. Bu arada rehin tutu- lan kişinin. Gaziosmanpaşa Hacı Bektaşi V'eli Dernegi'nde tutulduğu bildirildi. Gaziosmanpaşa Hacı Bektaşi V'eli Demeği yetkilileri. AA'ya verdikleri demeçte. )aşanan olaylarla ilgilerinın olmadığını söyieyerek açhk grev inin yapıldığı demege ait y an bınada. bir kı- şınin esır olarak alıkonulduğunu öğrendiklerini kaydemler. Olay lannbaşlamasmm ardından U- tanbul \alisi Rıdvan \enişen. istanbul Eınnivet Müdürü Kemal \azKioğlu ve bolgeden soruın- lu Eınnivet Müdür \"ardımcısı Kemal Bavrakıle diğeryetkililerin. yaşanan olavları degerlendir- mekamacıyîaGaziKarakolu'ndatoplandıgıöğ- renildi. Gazetemiz baskıya girdiği sırada. Gazi Mahallesı'ndeki evlem devam edivordu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle