Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 TEMMUZ 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Pivanist, besteci ve orkestra şefi Toshiko
Ahyoshi orkestrasıyla birlikteAçıkhava'da
Sıra dışı bir caz
müzisyeni
îstanbuPdaAmerika'da, eleştirmenlere göre günümüzün en başanlı
'big band'ini yöneten Japon asıllı bir kadın piyanist
Toshiko Akiyoshi, bugün 67 yaşında olmasına rağmen, bir
genç kız dinamizmiyle her yıl çıktığı turnelerde büyük
orkestrasını dünyanın dört bir köşesine taşırken sürekli
yeni bestelere imza atıyor ve albümler dolduruyor.
Akiyoshi, orkestrasının tek var oluş nedenini kendi
bestelerini seslendirmesi olarak açıkhyor. Toshiko Akiyoshi Jazz Orchestra Featuring Levv Tabackin, sadece Akiyoshi'nin bestelerini seslendiriyor.
ALISONMEZ
Yıllar boyunca erkeklerın egemenli-
ği altında gelişen caz müziğinin anava-
tanı olan Amenka'da, eleştirmenlere gö-
re günümüzün en başanlı 'big band'ini,
Japon asıllı bir kadın piyanist yönetı-
yor. Toshiko Akiyoshi, bugün 67 yaşın-
da olmasına rağmen. bir genç kız dina-
mizmiyle her yıl çıktığı turnelerde bü-
yük orkestrasını dünyanın dört bir kö-
şesine taşırken sürekli yeni bestelere im-
za atıyor ve albümler dolduruyor. 16 ki-
şıden oluşan bu topluluğun taze soluk-
lu müzıksel heyecanı. içerdiğı sıradışı
orkestra elemanlanndan değil. Akiyos-
hı'nın caz dünyasında paha biçileme-
yen bestelerinden ve düzenlemelerin-
den kaynaklanmakta.
New York'ta yerleşik bu büyük or-
kestra. her müzisyenin kendine has tını-
sını ve stilıni topluluğun müzik kimlı-
ğinin tamamlayıcı bir unsuru olarak gö-
ren Duke Ellington'ın big band gelene-
gini. Aki>oshi'nin, be-bop gelenegi.
Uzakdoğu kültürü \ e günümüzün çağ-
daş sesleriy le renklendirmesiyle sürdü-
rüyor.
Piyanistliğe 1946'da başladı
12 Aralık I929'da Dairen / Mançur-
ya'da doğan ve 6 yaşında piyano eğiti-
mi görmeye başlayan Toshiko Akiyos-
hi. caz piyanisti kariyerine 1946"da Ja-
ponya'da atıldı.
Savaşın yaralannı saran ülkesinde, bir
Amerikan üssünde piyano çalmaya baş-
layarak caz dünyasına giren ve 1952 yı-
lında kendi grubunu kuran Akiyoshi. o
sıralarda Japonya'da turnede olan piya-
nist Oscar Peterson ıle ünlü plak pro-
düktörü Norman Granz'ın dikkatini
çektı. Ertesı yıl Granz'ın plak şirketi
Verve içın bir albüm dolduran Toshiko
Akiyoshi, büyük bir Amerikan plak şir-
ketıyle kayıt yapan ilk Japon caz piya-
nisti oldu. 1956'da ABD'ye yerleşen
Akiyoshi, 1956-59 yılları arasında
Berklee Müzik Akademısi'nde eğitim
gördü. Müzisyen, o dönemdeki kocası
Chartie Mariano ıle birlikte yönettıkle-
ri Toshıko-Manano Quartet'ı kurdu.
Newport Caz Festivali'nde sahneye çık-
tı ve kendi üçlüsü ya da dörtlüsüyle pek
çok tanınmış caz kulübünde çaldı.
Japony a'da Manano ile birlikte bir yıl
kaldıktan sonra. 1962'de kontrbas usta-
sı büyük besteci ve orkestra şefı Char-
lcs Mingus'la birkaç ay birlikte çalıştı.
onun ünlü Town Hall konserine katıl-
dıktan sonra 3 yıllıgına Japonya'ya ge-
ri döndü.
Ödüilü ilk Japon asıllı
NewYorklu
Akiyoshi, Japonya'dayken konuk so-
list olarak Tokyo Filarmoni Orkestrası
ve Yomiuri Senfoni Orkestrasf yla bir-
likte çaldı. New York'a geri dönünce bir
dizi radyo programına katıldı, özel ola-
rak toplanmış bir 'big band' için beste
çalışmalan yaptı \e 1970'te ikinci ko-
cası Lev* Tabackin'le yeni bir dörtlü
kurdu. 1972'de birlikte Los Angeles'a
taşınan kan koca, ertesı yıl çalışmaları-
nı orada 10 yıl boyunca sürdürecek olan
orkestralarını kurdular. 1982 yılında
Nevv York'a gerı dönen çift. 'Toshiko
Akiyoshi Jazz Orchestra Featuring Levv
Tabackin' adlı topluluğun temelini attı.
Bu orkestra 1983 Kool Caz Festivali
kapsamında Carnegie Hall'de büyük
yankı uyandıran ilk çıkışını yaptı \ e gü-
nümüze kadar özellikle eleştirmenler-
den büyük övgüleralan çalışmalara im-
za attı.
Toshiko Akiyoshi, 1986 yılında Nevv
York Kenti Özgürlük Ödülü'nü alan ilk
Japon asıllı Nevv Yorklu oldu. Albüm-
ler!. 1976"dan beri 11 kez Grammy
Ödülleri'ne aday gösterilen Akıyos-
hi'nin, ünlü caz dergisi Down Beat'in
Okuyucular Anketı'nde aranjör ve bes-
teci dalında. orkestrasının ıse Big Band
dalında birınciliği kazanması, onu caz
tarihınde bu derecede onurlandırılan ilk
kadın müzisyen yapmıştır.
3. Uluslararası İstanbul Caz Festivali
kapsamında bu akşamCemıl Topuzlu
Açıkhava Sahnesi'nde vereceğı ve bü-
yük ilgi göreceğine tnandığımız konser
nedenıvle yurdunuıza gelen Akıyos-
hı'ye. uzun süredır merak ettığımiz ba-
zı konularla ılgılı sorulanmızı faks ara-
cılığıyla ılettiğimızde kendisınden ol-
dukça kısa \e öz yanıtlar aldık. A^ağı-
da bu elektronik söy leşi> ı bulacaksınız
- SO'li yıllann ortasında Japonva'da
saygınlık uyandıran ünlü bir müzisyen-
diniz. Nasıl oldu da ABD'ye göç ermeye
karar verdiniz?
TOSHİKO AKİYOSHİ- Kendimi
gelıştırmem gerektığıne ınandığım içın
cazın anavatanı ABD'ye gıttım.
- 25 yıl boyunca, küçük gruplarda pi-
yanist olarak çalıştıktan sonra, 43 yaşın-
dayken bir "big band' kurmaya karar
verdiniz. Cazın, geleneklerinden hızla
uzaklaşarak farklı yönlere doğru git-
mekte olduğu 70'li yıllarda, bir büyük
orkestra şefi olarak kendiniz için nasıl
bir gelecek öngörmüştünüz?
AKIVOSHI- Hıçbir şekılde kendimi
kandırmadım. Düşüncem müzıksel ifa-
de gücümüarttırmak için yeni yollarde-
nemektı.
- Piyanist olarak ilham kaynağınızı
Bud Povvell'danaldığını/ıbiliyoruz. Bes-
teci, aranjör ve büyük orkestra şefi ola-
rak etküendiğiniz müzisyenler kimlerdi?
AKIYOSHI- Hemen hemen tüm be-
bop ustalarından etkilendim.
Hemen hemen
tüm bepop
ustalanndan
etkilenen Toshiko
Akiyoshi, hem
biraz özgün
olabilmek hem de
caza kendinden de
birşeyler
katabilmek için,
Amerikan
kültüründen çok
farklı olan kendi
kültürüne
başvurduğunu
sövlüvor.
- Orkestrantnn repertuvan tümüyle
sizin bestelerinizden oluşuyor. Neden or-
kestranızla caz standartlannı ya da baş-
ka bestecilerin eserierini yorumlamıyor-
sunuz?
AKİYOSHİ- Çünkü orkestramm tek
var oluş nedeni, benim bestelerimi ses-
lendirmesidir.
- Düzenlemelerinizde Uzakdoğu ezgi-
lerine rastlanıyor. Japon gelenekleri ve
folk biçemleri gibi kültürel altyapınızın,
eserlerinize olan etkisi nedir?
AKİYOSHİ- Hem bıraz daha özgün
olabilmek hem de caza benden de bir
şeyler katabilmek için, Amerikan kültü-
ründen çok farklı olan kendi kültürüme
başvuruyorum.
-Günümüzde bir büyük caz orkestra-
sını yaşatabilmek oldukça güç bir iş.
Böylesine zor şartlarda bunu nasıl başa-
rabiliyorsunuz?
AKİYOSHİ- Orkestramın tüm ele-
manlannın gösterdiği anlayış ve müzik
aşkı. her şeye rağmen ayakta kalmamı-
zı sağlıyor.
- Topluluğunuzla eleştirmenlerin bü-
yük takdirini kazanmanıza ve sanatsal
açıdan başanlı olmanıza rağmen. al-
bümleriniz beklenen sarışı yapmıyor.
Sizce. layık olduğunuz öleüde ticari ba-
şanyı elde edememenizin nedenleri ne
olabilir?
AKİYOSHİ- Cünkü albümlerimızde
ya da konserlerimızde 'Take the A-Tra-
in' ya da 'Moonlight in Vermont' gibi
parçalanseslendirmıyoruz. Özgün bes-
teleri birer standarda dönüşmeden tak-
dir edebilmek. gerçek bir olgunluk ve
birikım gerektirmekte.
-Cazalanında,Carla Bley'le birlikte,
gerçekten iyi bir isjm yapmış iki kadın
piyanist/besteci ve orkestra şefınden bi-
risiniz. Sizce caz dünyasında kadınlara
ve Amerikalı olmayan müzisyen lere kar-
şı aynnıcı bir tavır söz konusu mu?
AKİYOSHİ- Yanıtım kesınlıkle evet!
Tenorda olup da divada olmayan ne?
Kültür Servisi- Ünlü tenorlar Jose Carreras,
Placido Domingo ve Luciano Pavarotti'nın geçen
hafta başlayan dünya turnesı. opera çevrelennde
ilginç bir tartışmayı gündeme getırdi: Neden bu
üç ünlü tenorun verdıği konserler. medyanın da il-
gisi sayesinde. birer fenomen haline gelıyor da
opera dünyasındaki kadın sanatçılar arasından bu
derece yankı uyandıracak. benzer bir grup ortaya
çıkmıyor?
Kime diva divebiliriz?
Liza Minelli artık kendini daha açık ifade ediyor.
Liza Minelli
geçmişine dönüyor
Kültür Servisi - Ünlü şar-
kıcı Liza Minelli, klasik
Amenkan baladlanndan
oluşan yeni albümüyle kök-
lenne geri dönüyor.
Barbra Streisand. Frank
Sinatra, Diana Ross'un tem-
silcıleri arasında olduğu
Broadvvay şarkıcılan gele-
neğınm günümüzdeki başa-
nlı \ıldızlanndan bın olan
Minelli, "Gently' adını ver-
diği albümünde Gershwin,
Irving Berlin. Lieber, Stoller
gibi bestecilerin \apıtlannı
yorumluyor.
Sanatçı. 'doruk noktası'
olarak değerlendirdıği albü-
mü için şunları söylüyor:
"Ben anne ve babamın evin
içerisinde söyledikleri bu
şarkılaria büvüdüm, O za-
manlar daha anlamlannı bi-
le bilmediğim pek çok şarkı
öğrenmiştim. Şimdi. o şarkı-
ların bana ne kadar iyi gel-
diğini anhyorum. Ye artık,
yeni bir şeylerin arkasına
saklanmaktansa kendimi
daha açık ifade edebUeceğim
bir şeyler yapmanın zamanı
gelmjşti.""
Geçmişine yönelen şarkı-
cı için iyi bir şarkı zamana
asla yenik düşmüyor. "Mü-
zik, duy gulanmı anlatabil-
mekte her zaman en büvük
yardımcım oldu. Daha iyi
hissetmemi sağladı. Kendi-
mi kullanümış hissettiğimde
ya da hayal kınklığına uğra-
dığunda imdadıma yetişti".
Minelli. Amenkan popü-
ler müziğine duyduğu ılgı-
yi büyük ölçüde, yetıştıği ai-
le ortamına bağlıyor. Sanat-
çı biraileden gelen Liza Mi-
nelli'nin babası film yönet-
meni Vlncent Minelli, anne-
sı ise ünlü şarkıcı-film yıl-
dızı Judy Garland. Sanatçı-
nın büyükbabası ise Ira
Gershvvin. Sahnelerle erken
bir yaşta tanışan ve bugüne
dek yaşamında en önemlı
yeri müziğe v eren Liza Mi-
nelli. 4 yaşından ben şarkı
söylüyor.
"Gently" albümünde ara-
larında Johnny Mathis ve
Donna Summer ile iki dü-
etin yanı sıra 11 parçaya yer
veren Minelli. "Benim gibi
50 yaşına gehniş biri için bel-
ki fazla cesur bir albüm bu"
dıyor; "Belkideinsanancak
50 yaşına geldiği zaman bu
kadar cesur olabilir. Duygu-
lannı bu kadar rahatİıkla
gösterebUir. Belki de mutlu
olmayi en çokşimdi hakedi-
yorumdur.. Nİutlu olduğu-
nuzu hissetmedikçe hiçbir
şey yapamazsınız."
't'ç Tenorlar' örneğınde görüldüğügibi son de-
rece kazançlı olan böyle bir organizasyonu bugü-
ne dek, hiçbir plak şirketi veya konser organiza-
törünün üstlenmemiş olması havlı ilginç. Decca
Classics plak şirketinin pazarlama müdürü Paul
Moseley bu durumu birkaç nedenle açıklıyor:
"Öncelikle akla gelen soru böyle bir organizasyon
için hangi kadın şarkıcılan seçmeniz gerek? İkin-
cisL acaba onlan birlikte söylemeye ikna edebile-
cek misiniz? Pavarottt Domingo \e Carreras'ın
çağımızın en büvük üç erkek sesi olduğuna şüphe
yok. PekL günümüzün en önemli kadın sesleri ara-
sında kimleri sayabiiiriz? Kime 'diva' divebiliriz?
İşte asıl sorun burada-."
Moseley'e göre erkek \e kadın opera sanatçı-
lan arasında. nitelik açısından. çok kesın bir çiz-
gi var. Zirvede olan tenorları belirlemek çok ko-
lay. Dünya çapında sayılan çok fazla olan büyük
sopranolar arasında 'diva' olarak nıtelendirilebi-
lecek sanatçılar ise bir elin parmaklarından bıle
az.
Bilindiği gibi, 'diva', Latincede 'tannça' anla-
mına geliyor. Opera çes releri. günümüzün önem-
li sopranoları arasında 'tannça' sıfatını hak eden
isim ya da isimleri belirlemekte büyük güçlük çe-
kiyor. Sony Classics'in sanat danışmanı Jeremy
Caulton'a göre bir soprano> u dıv a \ apan en önem-
li nitelikler; sesınin yüksek bir dramatık v apıya sa-
hip olması ve ayırt edilebılır vokal kişılik. Caul-
ton. gelmı^ geçmış sopranolar arasında (dönemi-
nin en ı\ i şarkıcısı olarak sa> ılmasa bile) bu özel-
lıklere sahıp olan tek sanatçının Maria Callas ol-
duğunu sövlüvor.
Callas. Mirella Freni, Kirsten Flagstad ve Eli-
saberh Schvvarzkopf gıbı büvüleyıci sesleri orta-
ya çıkaran E\11 \e VVarner Classics plak sjrketle-
rınin eski sahibi Peter Andry ıse Maria Callas'ın
unutulmaz sesler arasında yer almasında. Yunan-
lı armatör Onasis ve dönemin Amerika Başkanı
John Kennedy ile ilişkılerinin varattığı sansasyo-
nel yönlerın de etkisi olduğunu düşünüyor. Cal-
las'ın 54 yaşında beklenmedik ölümü (sanatçı,
anı bir kalp krızı sonucu vaşama gözlennı >um-
du). sonrakı vıllarda bir efsaneye dönüşmesini
sağladı Andry'ye göre' "Gerçeli bir diva olabil-
mek için. yaşamıntnn mutlaka trajik bir yönü ol-
malıdır. Tıpkı Callas gibi."
'Uç Tenoriar'a yoğun ilgi
Günümüz kadın opera sanatçılannın *di\a' ni-
telıklermı taşıyıp taşımadığı tartışmasını bıryana
bırakıp. nedeh 'L'ç Tenorlar'ı örnek alıp birlikte
birdizı konservermediklennegelince... Butıpor-
ganizasvon içın hiç çaba harcanmamış demek
yanlışolur. Ancakkonuvla ılgılı ılkgınşimdebu-
lunan Warner Classics'in işletme müdürü BillHol-
land tatsız bir deneyım yaşadığını belırtıyor. Gü-
nümüzün en ünlü sopranoları arasında gösterilen
Jessye Norman, Kiri Te Kanavva ve Kathieen Batt-
le'ı bir araya getirmek için uğraşıp didinen Hol-
land. koşullar üzerinde bir türlü anlaşamayan sa-
natçılann kaprisleri karşısında yelkenleri suya in-
dirmiş sonunda.
Sopranoların neden 'Üç Tenorlar' gibi dünya
çapında konuşulan konserler v ermedigi tartışıla-
dursun, Pavarotti. Domingo ve Carreras'ın geçen
hafta tngiltere'nin ünlü VVembley Stadyumu'nda
verdiklen konser sağnak yağmura rağmen hınca-
hınçdoluydu. Enucuzbiletin 100sterlinden(yak-
laşık 13 milyon TL) satıldıgı konserde en yüksek
bilet fiyatı ise 40 milyondu. Stadyuma iki dev ek-
ranın kurulduğu konserde ünlü tenorlara City of
Birmingham Smyphony Orchestra eşlik ettı.
Turne kapsamında dünyanın belli başlı kentle-
rinde hayranlanyla buluşacak olan Domingo, Pa-
v arottı ve Carreras'nın vereceği konserlenn. dün-
ya çapında. yaklaşık yarım milyar insan tarafın-
dan izleneceği tahmin ediliyor. Opera dünyasının
şöhretlennin bir gecelik konserı yaklaşık 7 mil-
yar TL'ye mal oluyor.
İlk kez 1990 da Dünya Kupası için bir ara> a ge-
len tenorlan dünya çapında 800 milyon insan iz-
ledi. Konser albümü ise lOmilyonuaşkınsatışra-
kamına ulaştı.
Bu konseri 1994"te Los Angeles'ta düzenlenen
Dünya Kupası'nın fınalindegerçekleştirilen muh-
teşem konser ızledi. Bir milyarı aşkın televizyon
izleyicisi tarafından izlenen konserde sanatçılann
her biri 1 milyon dolar aldı.
Dünyanın en çok kazanan yıldızlan arasında
yer alan Pavarotti. Domingo ve Carreras'ın yıllık
kazançları 10-16 milyon dolar arasında değişiyor.
Dünya turnesinden kazanacaklan miktarın ise
ömürlerinin sonuna dek ıstediklerini yapmaya
yeteceği söyleni>or.
Sopranoların neden 'Üç Tenorlar'gibi dünya çapında konserler vermediği
tartışüadıırsun, Luciano Pavarotti, Placido Domingo ve Jose Carreras 'ın
konserleri büyük ilgi toplııyor.'Üç Tenorlar'm vereceği konserlerin dünya
çapında yaklaşık yarım milyar insan tarafından izleneceği tahmin ediliyor.
Fransa'da
Rodin zamanı
Kültür Servisi- Heykeltı-
raş Rodin'ın eserleri Fran-
sa'da üç şehirde sergileniyor.
Papaların kenti Avignon,
Bordeaux ve Meudon'da
açılan bu sergılerde sanatçı-
nın heykelleri ve çeşitli es-
kizleri ile mimari çizimleri
yer alıyor.
1840-1917 yıllan arasın-
da yaşamış Auguste Rodin.
modern heykelin oluşumu
ve duruşu üzerine getirdiği
özgün tarznla kendini tanı-
tan Rodin'ın Avignon'da Pa-
laıs des Papes'da açılan "Pa-
lais pour Rodin" sergısınde.
altmış bronz heykel yer alı-
yor.
Avignon Festivali etkin-
lıklen ıçinde açılan sergı,
Parıs'tekı '•Rodin Müze-
si"nden getinlen eserlerle
birlikte oluşturulmuş. Sergı-
de, sanatçının ilk dönem
eserleri ve başvapıtlarından
"L'Age d'airain" (Tunç Ca-
ğı), -Le Penseur" (Düşü-
nürl, "Le Baiser" (Öpüşme)
adlı vapıtları ver alıvor. Yı-
ne Av ıgnon'da Petit Palaıs'de
ise Rodin'in miman çizim-
leri v e eskizleri sergı lenıv or.
Bordeau\'da Goupıl Müze-
sınde Rodin'in aralarınıla
"Cehennem Kapısı" adlı
esennın eskızlerının ver al-
dığı 145eskız\eralı\or.Sa-
natçının Meudon'dakı hey-
kel atölyesı de zıyarete açı-
larak buradaki alçı çalış-
malan sergılenıvor.
Benzersiz ses ve
kusursuz yorumuyla
Dianne Reeves
Kültür Servisi- Açıkhava.
caz dünyasında onbeş yıldır
benzersiz sesi ve kusursuz
yorumu>la yer alan bir sa-
natçıvı. Dianne Reeves'ı ko-
nuk ediyor bu akşam saat
20.30'da... Yumuşak renk
tonlarıyla gölgelenen sesıy-
le kendine özgü bir stile sa-
hıp sanatçı, yorumları ve bu-
ğulu cazip sesıne uygun big
band cazı, küçük gruplarla
seslendirdıgi ünlü parçalar,
sofistıke rock ve etnık müzik
arasında mekık dokuyan re-
pertuanyla İstanbul Caz Fes-
tıvali'nin kaçınlmaması ge-
reken konserlerinden bırını
gerçekleştirıyor.
Detroit doğumlu olan Di-
anne Reeves, halen yaşa-
makta olduğu Denver'da bü-
yüdü. Tüm meslek yaşamı
boyunca. cazın usta ısimlerı-
nin gözetiminde kendini ge-
liştirdi. Şarkıcıya ilk caz
derslennı dayısı. basçı Char-
les Burrell verdı. Onyedı ya-
şındayken lısesının big
band'ıyle verdıği bir konser-
de dinleyen ClarcTerry onu
hımayesıne aldı. Reeves.
Terry'nın gruplanyla birlik-
te çalı^ırken, Major Holky,
Grand Tate, Louie Bellson,
Jimmy Rovvles v e Sir Roland
Hannagibi müzisyenler ara-
cılığıyla cazın inceliklerıyle
tanışma olanağı buldu. Ter-
ry ona birlikte çalışacağı
müzisyenlerle nasıl ıletişim
kuracağı konusunda ipuçla-
n \erdi. Bir yıl sonra Den-
ver'dakt Tool Shed'de Gene
Harris'in "JamSession"lan-
na katılmasının ardından.
Harris şarkıcıya klüpte ça-
lışmasını önerdı. Reeves sa-
yesinde Latın ntmlerıyle ta-
nıştığı Sergio Mendes'le ça-
lışırken Amerikan müziği-
nin gücünü de keşfetti. Har-
ry Belafonte'yle üç yıl bo-
yunca çalıştı.
Reeves ilk çıkışını Los
Angeles'ın köklü fusıon gru-
bu Caldera'mn bir iivesiv ken
birkaç oktavlık sesıyle yo-
rumladığı "Skv Islânds"la
yaptıA'urmalı çalgılarustası
Bill Summcrs'la doldurduğu
plak. Palo Altoıçın kendi adı-
na doldurduğu "VVelcomcTo
Mv Love"ve"ForEverv He-
art" albumlerı ve Randy
Brecker, Bill Evansve Rob-
ben Ford'un da ver aldığı
"Echoes of Ellington Vol V
adlı jazz v ısions diski ve v ı-
deosu. onun büvük plak şır-
ketlenyle anlaşma yapabıle-
cek düzeyde olduğunu açık-
ça gösteriyordu.
Paul Jackson. Tonv \Mlli-
ams, Stanley Clarke. Freddie
Hubbard. Herbie Hancock,
Tony Duınas. Billv Childs,
.\irto ve kuzenı George Du-
ke'u ıçeren parlak bir kadro
oluşturan şarkıcı. fusıon.
rhytme and blues. Latın ve
klasik caz gibi farklı türlen
kapsav an v e kendi adını taşı-
yan aİbümü üzennde çalış-
maya başladı. Ceşıtli eleştıri-
lere hedef olan albümünden
sonra bir sonrakı çalışması
"The Nearnessof \bu"yu sa-
dece Japonva'da pıvasava
sürdü. Sonra Anita Baker
tarzında son derece çağdaş
bir çalışma olan "Never Too
Far"dı. Bu albümle gerçek
başarıvı vakaladı "Benim
için bir insanın sahip olabile-
ceği en kutsal şev özgünlük-
tür" dıven Reeves'ın son al-
bümü "Quiet After The
Storm" adına uvgun bir >e-
kılde Reev es' ı hem Blue No-
te'a hem de caz dünvasına
eeri döndürdü.
Tarantino sadece
aktör olmak istiyor
Kültür Servisi- "Pulp
Fiction"ın yönetmeni ola-
rak anılmaktan bıkan Qu-
entin Tarantino bundan
böyle aktör olarak bılın-
mek istiyor. Buna bâğlı ola-
rak senaryosunu yazdığı
"Cehennemde Bir Gece"
adlı filmin çekimi üstlen-
meyerek yönetmenliği. Ro-
bert Rodriguez'e bırakan
Tarantino, fılmdeki rolü ile
kısa sürede başanlı olaca-
ğına inanıyor.
Tarantino. ilk ısmarlama
senaryosu "Cehennemde
Bir Gece"\i Rodriguez'e
vermesinı bir tesadüf ola-
rak açıklıyor. Meksıka'da
geçen bu vampır hikayesi
'*Desperado"nun senaristi
Rodriguez'in ilgisinı çe-
kınce senaryoyu ona teslım
ettiğini söyleyen Tarantino,
başarılı film yapmış yönet-
menlerin daha sonra ölüm
üzerine filmlere ilgi duy-
duğunu belirtiyor. Başta
fimde sadece rol almak is-
teyen Tarantino, sonra fil-
tni ortak çekmeye karar
verdiklerini belirtiyor.
Aktörlüğü ile anılmak is-
teyen Tarantino filmin or-
tak çekilmesinin bu isteği-
ni kırmadığını söylüyor.
Fakat şımdiye kadar ikinci
Quentin Tarantino
rollerde ya da senaryoya
sonradan eklenmış rollerde
oynamasının yanlış anlaşı-
larak. kendisinin vetersiz
bir oyuncu olduğu kanısı-
nın doğduğunu ve bunu de-
ğiştırmek istedığını belir-
ten Tarantino filmin başa-
nlı olacağına inanıyor.
Her zaman aktör olma-
nın hayalini kuran Taranti-
no. bu konuda Harvey Ke-
itel, Robert De Niro v e Ni-
colas Cage'den büv ük des-
tek aldığını sövleyerek.
"Cehennemde Bir Ge-
ce"deki rolünün kendisine
güvenıni artrırdığını. bun-
dan böyle sadece yönetmen
olarak değıl aktör olarak da
anılması için uzun zaman
geçmeyeceğini sözlerine
ekliyor.