27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 MAYIS 1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Araştırmacı Mustafa Sönmez, 2000'li yıllara taşınan umudun, ışık değil, kaos olacağmı öne sürdü Şiddet iş8İzblde büyüyorANKARA (ANKA) - tstanbul'da l Mayıs'ta yaşanan şiddet eyiemlerinde iş- siz gençlik profılınin önplana çıkması, kentlerdekı ışsızlık sorununu yeniden gündeme getırdı 1980 sonrası jstan- bul'un sosyo-ekonomık yapısını 'İstan- bul'un İki Yüzii' ısimli araştırmasında ele alan araştırmacı Mustafa Sönmez'in belirlemelerine göre. nüfusun yüzde 61'inin yaşadığı kentlerde işsizlik, özel- likle gecekondu gençlıği kesiminde hız- la büyüyor. Araştırmasını bir kitap halinde yay ım- layan Sönmez. Türkiye'deki 7 milyon üc- retliye karşılık. açık işsiz veeksik ıstıh- dam kategorisinde gözükenlerin sayısı- nın 3.4 milyon olduğuna dıkkat çekerek w Bu da her iki çalışana bir işsiz demek, her iki ücretliye bir yedek işgücü tehdi- diyle çaüşmak. ücretİi sınıf için de az > ük veazmutsuzlukdegıldir"dedı Sönmez, araştırmasıyla ilgıli olarak ANKA'ya yaptığı açıklamada. Türkiye'de işsizlık sorunu bulunan 3 4 mıl>on ki^ıden 2.1 milyonunun kentlerde yaşadığını. ülke • 1980 sonrası İstanbul'un sosyo-ekonomik yapısını, 'İstanbul'un İki Yüzü' isimli araştırmasında ele alan Sönmez'e göre kentlerde işsizlik, özellikle gecekondu gençliği kesiminde hızla büyüyor. 1 Mayıs'ta yaşanan şiddet eyiemlerinde işsiz gençlik profilinin önplana çıktığını vurgulayan Sönmez, çaresizlik, uyumsuzluk, yalnızlık içinde, herkese, her şeye öfke besleyen bu kültürün insanlan bazen başkaldınyı, bazen de kaderciliği tercih ediyorlar" görüşünü savunuyor. genelinde geniş anlamda yüzde 16olan nanumut, ışık değil, kaos vekargaşaola- nnma sorununu halleden yenı kentli. iş- cak." Sönmez' in araştırmasında dikkat çek- tiği bazı satırbaşlan şö>le: işsizligin, kentlerde yüzde 21 "e kadar tır- mandığınıifadeerti. İstanbul'da yaşanan şiddet eylemlerinin bu tür \enlerin ışığı altında değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Sönmez, şunları söyledi. "Hızla büvüyen atıl işgücüne, kentin yoksullanna iş yaratmak. gündemin en acil maddelerinden biri. Kente göçüp a- ma kende bütünleşmeyen bu yığınlann kentlileşmesini. kent kültürünü özümse- melerini sağlayicı, ikili yapıların olum- suzluklarını en aza indirge>ici önlemler hemen alınmalı. Bunlann hepsinin ön ko- şuluu son 15 > ıldır kapılıp gittiğimiz rant- çı kültürden sıynlıp üretici kültüre geç- mt'k. dolay ısıvia yeni isfihdaın olanakla- n yaratmak, bu adını kararlı biçimde atilnıadığı takdirde 2000'li >ıllara taşı- 'Gizli işsizler, kentin mayınlarT Büyük kentlerde 2.1 mil>on ışsız, iş beklerken (ki her 100 lise ve ünıversite mezununun 30"u işsizdir)onlannbırka- tı ücretli, yedek işgücü ordusu tehdidiy- le yaşarken önemlı oranda bir nüfus da 'gizli işsiz' statüiünde kentte yaşam sava- şı veriyor. Bunlar, daha çok ticaret ve hizmet sektöründe yer alan veişportacı- lıktan dolmuş kâhyalığına. otoparkçılık- tan jeton-bilet satıcılığına kadar bir dizi verimsiz faaliyet alanında karnını doyur- maya çalışan kesimdır. Kente geldiğin- de kendi eecekondusunu varatarak ba- portacılık ve benzen faaliyetlerle de ge- cekondu istihdamı yaratarak kendi işinı kurmuş gözükmektedır. Kentlerin gizli işsizlerini sayisal ola- rak saptamak kolay değıldir. ama bunlar açık işsizler kadar sorunlu ve büyük kentlerin saçaklannda kurulu "kent içi kasabalar"ın ma> ınlandır. Büyük umut- larla kente geliyorlar ve büyük hayal kı- nklıkları yaşıyorlar. Günbegün yıpranı- yorlar, çaresizlik. uyumsuzluk, yalnız- lık ıçınde: herkese. her şeye öfke besle- yen, öfkeyı büyüten bu kültürün insan- lan; bazen başkaldınyı bazen de kader- ciliği tercih ediyorlar, radikal Islamcılı- ğa, otoriter siyası kültüre taban teşkil ediyorlar. Son 15 yıldır, kırdan kente göçü hız- landıran ana etmen, kentin işgücü talebi değil. tam tersi eğilim geçerli: kırsal ke- sim, nüfusu itiyor, kentlere sürüyor. Çün- kü kırlann temel geçim kaynağı olan ta- rım. çöküş halinde. kentlerde de göçmen nüfusu emebilecek bir gelişme yaşan- madı. 'Kent istemiyor, kır sürüyor' Özellikle göçmen nüfusu emebilecek sanayide son 15 yıldır yaşanan adalet, göçmen nüfusa, kentin sanayi dışındaki sektörlerinde iş arama zorunluluğu ge- tirdi. l980"de imalat sanayıi yatırımlan. tüm yatınmlann yüzde 35"ine yakınını oluştururken bu oranın 1990larda yüz- de 15"lere kadar geriledığj bir sanayisiz- leşme hastalığı yaşandı. Özel sektörya- tınmlan, sanayi yerine turizme. konuta yönelirken devlet yatınmları da ulaştır- ma. haberleşme ve enerjı sektörlerinde yoğunlaştı. Sonuç olarak tasarruflarda milli gelirden yatınmlara ayrılan pay da istenilen ölçüde büyümedi. Işsizlerin beklediği iş olanaklan yaratılamadı. Güneydoğu riskli bölge Teröre karşı sigorta devri KEREM ILGAZ Kadıköy'deki 1 Mayısmı- tinginde çıkan olaylarda göstericilenn işyerlenne sal- dırmalanyla meydana gelen zarar, dikkatlen sigortacılık sektörüne çekti. Teröre kar- şı sigorta yaptırmayan bır- çok işyeri sahibi zordurum- da kaldıklarını belırterek devletın yardımını bekliyor. Sigorta şirketleri ise teröre karşı sigorta yaparken çifte standart uyguluyor. Güney- doğu'da teröre karşı sigorta yaptırmak ısteyenler Batı'da yaşayanlara göre 3-4 kat da- ha fazla prim ödemek zo- runda kalıyorlar. Güneş Sigorta Genel Mü- dür Yardımcısı Ender Şener, teröre karşı sigorta yaptır- mak isteyen bir kişinın bunu poliçeye ek madde olarak yazdırması gerektiğini söy- ledi. Sigorta şirketlerinın fı- yatlannın 1991 yılında ara- larında yaptıklan anlaşma geregince serbest bırakıldı- ğına dikkat çeken $ener. yalnız terör konusunda tek fiyat uygulandığını belirtti. Sener. bunun nedeninı. Olağanüstü Hal Bölgesı 'nde bulunan y erleşim yerlerinde işyerlenne ve konutlara ya- pılan sigortadan sonra mey- dana gelen zararda. sıgorta şirketlerinin çok zor durum- da kalmalan \e zararı öde- yememeleri olarak gösterdi. Güvenlik güçlerinin bulun- madıgı ya da şehir merke- zinden çok uzakta bulunan konutlar için sigorta yap- mak ıstemedıklerini de anla- tan Sener. "Bazı bölgelerde bulunan işyerterinden ne ka- dar prim alırsak alalım. za- rar çokyüksek olabiüv or. Bu nedenle Güneydoğu'da bir işyerini teröre karşı sigorta- lamak, Batı'ya göre daha pa- halı olabiliyor" dıy e konuş- ru. Teröre karşı yapılan si- gortalarda uygulanan fiyat tarifesı ıse şöyle: Olağanüstü Hal Bölgesi dışında sigorta bedeli 45 mılyar TL'ye kadar binde 70. 450 milyar TL'ye kadar binde 60,2.25 tnlyon TL'ye kadar binde 50. 4.5 trilyon TL'ye kadar binde 35 riziko ücretı alınırken. Olağanüstü Hal Bölgesi'nde sigorta be- deli ayırımı yapılmaksızın yılda yüzde 2'sı almıyor. Sigorta şirketlerinin de kâr amacı güttüklerini söy- leyen Başak Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Enis Ba- sım, yüzde yüz rizikolu ve- ya yüzde yüz rizikosuz işye- ri ve konutlann sigorta edil- mediğini vurguladı. Yangın sigortasına ek olarak özel şartlann üç türlü olduğunu anlatan Basım, bunlan grev- lokavt, kötü niyetli hareket- ler ve terör tarifesı olarak açıkladı. Mıllı Reasürans Genel Müdür Yardımcısı Barboros Yalçın ıse yaptığı açıklama- da, terörün sadece Türki- ye'yi tehdit etmediğini söy- leyerek lngiltere, Israil gibi ülkelerin de bu sorunu yaşa- dığına dikkat çekti. Yalçın, bu ülkelerde de teröre karşı özel fiyatlar uygulandığını kavdetti. J V nin Goriaben'e gelmesüu engeUemek için evlem vapülar. Yaklaşık 10 bin kişinin kab klütre- gelmesini engeUemek için eylem vapülar. Yaklaşık 10 bin kişinin katıldı- ğı gösteriler sırasında tren ra> lanna kütükler viğdılar. Uluslann nükleer güç politikalannı protesto eden eylemciler, doğal ve yeşil bir dün>a için işbirüği çağnsında bulundular. (Fotoğraf: REUTERS) Trafik, savaştan çok can aldı10 yıl içinde trafik kazalannda ölenlerin sayısı 80 bini aşarken bu süre için de 900 bin kişi yaralandı fstanbul Haber Senisi- Trafik Haftası bu yıl da buruk kutlanıyor. Geçen yıl içerisin- de meydana gelen trafik kazalannda yakla- şık 9 bin kişi yaşamını kaybederken. son 10 yıl içerisinde trafik kazalanndan ölenlerin sayısı 81 bin 908 kişi olarak saptandı. lsta- tistiklere göre bu süre içinde yaklaşık 900 bin kişi meydana gelen kazalarda yaralan- dı. "Trafik Haftası" etkinliklenyle ülkemiz- de korkunç boy utlara ulaşan "trafik terörii" ya da diğer bir söylemle "trafikcanavarTna dikkat çekilmeye çalışılıyor. Yapılan bütün uyaniara karşın trafik kazalannın neden ol- duğu yıkımlar de\am edıyor. Trafik kazala- n, en ölümcül hastalığa yakalanmak kadar korkutuyor insanlan. Ilgililer. trafik kazala- nnın bu denlı yüksek olmasını yeterli dene- timın yapılmamasına bağlıyorlar. Türkıye Yeşilay Cemiyetı Genel Başka- nı Selahâddin Kaptanağası da trafik kazala- nnın yüzde 61'ınin alkollü araç kullanmak- tan kaynaklandığına dikkat çekiyor. "Türkiye'de her geçen giin artarakde\am eden trafik kazalannda da düm a ülkelerini geride bırakan, uzücü bir tablonun' ıstırabı- nı" hep hirlikte vasanıaktayız" diyen Kapta- nağası, Türkiye'de alkollü araba kullananla- ra \erilen cezalann çok az olduğunu öne sü- rüyor. Her gün ortalama 843 rrafık kazası meydana geldiğini ve 24 yurttaşımızın ha- yatını kaybettiğını belırten Kaptanağası. "ilk ve zorunlu tedbir alkollü araç kuİİanmayı yasaklamak. bunu sağlamak için de cezala- n yeterii hale getirmektir" dıyor. "istatistikı venlere göre Türkiye'de geçen yıl içinde 293 bin 692 kaza meydana geldi. Bu kazalarda 5 bin 821 kişi. kaza yennde ha- yatını kaybetti. 111 bin 201 kişi de yaralan- dı. İlkyardım ve hastanelere kaldınlan yara- lılar arasında meydana gelen ölümlerle bu trafik kazalanndan hayatını kaybedenlerin sayısı 8 bin 821 "e ulaştı. Bu kazalardan 111 bin 393 "ü İstanbul'da meydana geldi. tstanbul'dakı kazalann 102 bin 483 "ü şehir içinde oluştu. Şehir dışında meydana gelen kaza sayısı ise 11 bin 59. İs- tanbul'daki kazalarda ise 489 kişi yaşamını yitirirken, 13 bin 911 kişi de yaralandı. CIMHÜRIYETTEN OKUBLARA ORHAN ERİNÇ 73'üncü Yıla Girerken Gazeteniz Cumhuriyet, yarın 72'nci yayın yılını ta- mamlayarak 73'üncü yıldan gün almaya başlayacak. insanın diline kolay geliyor. ama ülkemizde ortala- ma bir insan ömrünü aşan sürede yaşanan mutluluk- lar, acılar, başarılar, savaşımlarla dolu yılların Cumhu- riyet'i her gün 7 Mayıs 1924'te olduğu gıbi yeniden doğuyor. Laik Türkiye Cumhuriyeti'nı, demokrasıyi, Atatürk devrimlerini koruma konusundakı ödünsüz tutumunu ve bunu gerçekleştırmek için gerekli ba- ğımsızlığını koruma istencıni kuşaktan kuşağa dev- raldığı bilinçle sürdürüyor. Dünyadaki politik, ekonomık, toplumsal, teknolo- jik ve kültürel gelişmelen yakından ızleyip okurlanna aktarmaya çalışıyor. Bu gelışmeler konusundaki tu- tumu da açık. Bunlan kimi yayın organları gıbı salt gü- nün ya da dönemin modası olduğu için aktarmıyor ve yanlışlannı göz ardı ederek savunmuyor. irdeliyor, araştırıyor, yorumluyor. Irdeleme, araştırma görevini muhabir arkadaşlarımız, yorumlama görevini de ya- zarlarımız yapıyor. Cumhuriyet'ın bu konudaki tutar- lılığının ve dogru yolda oluşunun göstergelerı ise ken- disine çevrilmiş olan eleştıri ve tehdit okları. Şeriat- çılann, ikinci cumhuriyetçilerın. acımasız liberalizmin savunuculannın, bölücülerin, demokrasiyi yalnız ken- dileri için isteyenlerin neredeyse tek engel olarak gör- dükleri Cumhuriyet, bütün çabalara karşın yaşamını ve yalnız ülkemiz değil, dünya kamuoyundaki saygın- lığını bu nedenle sürdürüyor. Cumhuriyet'ın özelliklen yalnız ilkelennden ve ça- lışanlarından kaynaklanmıyor. Yayın yaşamını ılkele- rinden ödün vermeksizin sürdürebılmenin arkasın- da, ayncalıkh bir okur kitlesinın var olması yatıyor. Okurlan ıle Cumhuriyet kadar özdeşleşen bir yayın organına dünya basın tarihi ılk kez tanık oluyor. Ve bız- ler de Cumhuriyet'ın gerçek sahıbının okurtarı oldu- ğunu vurgulayarak kendilerine teşekkürlerimizı sunu- yoruz. Yıldönümleri, insanların eskıye özlemlerini de gün- deme getirir. Bende1963yılının Ekımı'ndeahşapko- nakta Genel Yayın Yönetmenimız Ecvet Güresin'le görüştükten sonra Doğan Nadi'nın odasına götüru- lüşümü, onun yazarak elime verdiği bir pusula ile aşağı kattaki muhasebe müdürümüz Ziya Canal'ın odasına gıderek Cumhuriyetçi oluşumu anımsıyo- rum. Cumhuriyetçiler, yarın geleneksel yıldönümünü kutlamak için bahçede yıne bir arada olacağız. Bu toplantı kendine özgüdür. Kimseye davetiye gönde- rilmez. Ama bütün dostlar davetlidır. Kurucumuz Yu- nus Nadi'yi, ondan sonra gazeteye güç veren Nazi- me Nadi'yi başyazarımız Nadir Nadi ve Doğan Na- di ile Cumhuriyet'e emek vermiş meslek ustalarımı- zı saygı ve sevgi ile bir kez daha anacağız. • Geçen haftanın en önemlı konusu, kuşkusuz 1 Ma- yıs 1996'da Kadıköy'de yaşanan olaylardı. Haber, not ve fotoğrafları ile Mehmet Demirkaya, Yahya Koçoğlu, Günnur flhan, Hülya Topcu, Kerem II- gaz, Uğur Günyüz, Hatice Tuncer, Kaan Sağa?, nak, Kubilay Tüntül, Erzade Ertem, oJayları ayrın- -ı tıları ıle yansıttılar. --ı.<>, Tipık bir şiddet olayının ardından tartışmalar baş- ladı. Yazarlar ve politikacılar "varoşların ayaklanma- sı" ile "provokasyon"görüşlerı arasından bırını seçip yorumlamaya özen gösterdiler. Ancak varoşlarda ya- şayanların sorunları olmasaydı, provokatöıier kımle- ri provoke edecekti sorusunun yanıtı, yalnızca Cum- huriyet'te yer aldı. • Ankara ile Atina arasında süren görüşmelerdeki sı- cak gelişmeleri ve ABD'nin, Ege Denizi'ndeki statü- sü belirsizadacıklartakayalıklarm "tarafsızbölge"ya da "yeşil alan" olması yönünde fcrmül gelıştirdiğini, Lale Sanibrahimoğlu yazdı. • DYP lideri Tansu Çiller'ın servetinin kaynağına iliş- kin şaibeleri TBMM gundemine getiren RP'nin hazır- ladığı dosyayı, Ergün Aksoy haberleştirdi. • Hükümetin son 1 yılda elden çıkardığı KlT'lerdeki çalışanlardan yüzde 30'unun ışine son verıldiğini ve verginin yüzde 65'inı karşılayan ücretli kesimin. ulu- sal gelirin yalnızca yüzde 22.3'ünü aldığını, Esra Ye- ner yazdı. " • "Dünyada ve Türkiye'de Işkence" başlığıyla ya- yımladığımız Ece Temelkuran'ın haber dizisi, bu in- sanlık suçunun Türkiye'de ve dünyadaki örnekleriy- le gelişimini, işkencecilerle işkence mağdurlanndaki yansımalarını birçok yönlerıyle ortaya koydu. • Arkası 6. Sayfada Belediye hükümetten destek bekliyor Mezbaha ve feshaneden yeni kiiltür merkezîne tstanbul Haber Ser\isi- İstanbul Büyük- şehir Belediyesi. tarihi Sütlüce Mezbahası ve Eyüpsultan'daki Feshane'yi kültür mer- kezi yapmak istiyor. Osmanlı döneminde inşa edilen. Cumhuriyet döneminde de Tarihi Sütlüce Me/bahası. mezbaha olarak kullanılan binayı bundan sonra kültür merkezi olarak kullanmayı dü- şündüklerini belirten İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanvekili AliMüfîtĞürtuna. Nurettin Sözen döneminde işadamı Eroi Aksoy'a verilen mezbahanın geri alınması için görüşmelerin başladığını söyledi. Hükümetin kendi lenne destek olmasını isteyen Gürtuna. "Bu yararta projenin bir an önce gerçekleşmesi için destek olun" de- di. İstanbul Büyükşehır Belediyesi Basın Danışmanı Hüseyin Besli. Feshane \e Süt- lüce Mezbahası ile ilgıli olarak şunlan söy- ledi: "Geçmiş. yönetün zamanında, Feshane, Eczacıbaşf na ait olan İstanbul Kültür ve Sanat \ akfı'na 45 yıllığına, Sütlüce Mezba- hası da Erol Aksoy 'a 48 yıllığına yap-işlet- devret modeliy le kiralanmış. Geçen zaman içerisinde. protokolde yer alan maddclere uj gulmadığı, > apılması gerekenlerin \ erine getirilmediğini fark ettik. Bunun üzerine birtakım görüşmeler yapüarak sözleşmeler feshedildi. Ancak. buraları devralanlar buralara birtakım yatinmlar yapmışlar. Bu yatınm- lann karşılığının nasıl ödeneceği konusun- da henüz bir anlaşmaya vanlamadı. Bura- lann nasıl kuUanılacağına. sö/ konusu an- laşmazhk çozüldükten sonra karar verile- cek. Şehir müzesi. belediveye ait kültür mer- ke/i yapmak gibi düşünceler var. ama bun- lar henüz tartışma aşamasında." 0 1 OO yildir insanlar, ışığa üşüşen pervaneler gibi sinema salonlannı doldumyor. Çünkü, bir tutkudur sinema. Bir hayal, birdüş... ...Ve bu düşü yaşayan, huyatl her gün yeniden yorumlamayı, ona her yeni günle yeni bir duygu, farklı bir anlam katmayı bilen erkekler, Dtıfy giyerler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle