Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 MAYIS 1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Araştırmacı Mustafa Sönmez, 2000'li yıllara taşınan umudun, ışık değil, kaos olacağmı öne sürdü
Şiddet iş8İzblde büyüyorANKARA (ANKA) - tstanbul'da l
Mayıs'ta yaşanan şiddet eyiemlerinde iş-
siz gençlik profılınin önplana çıkması,
kentlerdekı ışsızlık sorununu yeniden
gündeme getırdı 1980 sonrası jstan-
bul'un sosyo-ekonomık yapısını 'İstan-
bul'un İki Yüzii' ısimli araştırmasında
ele alan araştırmacı Mustafa Sönmez'in
belirlemelerine göre. nüfusun yüzde
61'inin yaşadığı kentlerde işsizlik, özel-
likle gecekondu gençlıği kesiminde hız-
la büyüyor.
Araştırmasını bir kitap halinde yay ım-
layan Sönmez. Türkiye'deki 7 milyon üc-
retliye karşılık. açık işsiz veeksik ıstıh-
dam kategorisinde gözükenlerin sayısı-
nın 3.4 milyon olduğuna dıkkat çekerek
w
Bu da her iki çalışana bir işsiz demek,
her iki ücretliye bir yedek işgücü tehdi-
diyle çaüşmak. ücretİi sınıf için de az > ük
veazmutsuzlukdegıldir"dedı Sönmez,
araştırmasıyla ilgıli olarak ANKA'ya
yaptığı açıklamada. Türkiye'de işsizlık
sorunu bulunan 3 4 mıl>on ki^ıden 2.1
milyonunun kentlerde yaşadığını. ülke
• 1980 sonrası İstanbul'un sosyo-ekonomik yapısını, 'İstanbul'un İki Yüzü' isimli araştırmasında ele alan
Sönmez'e göre kentlerde işsizlik, özellikle gecekondu gençliği kesiminde hızla büyüyor. 1 Mayıs'ta
yaşanan şiddet eyiemlerinde işsiz gençlik profilinin önplana çıktığını vurgulayan Sönmez, çaresizlik,
uyumsuzluk, yalnızlık içinde, herkese, her şeye öfke besleyen bu kültürün insanlan bazen başkaldınyı,
bazen de kaderciliği tercih ediyorlar" görüşünü savunuyor.
genelinde geniş anlamda yüzde 16olan nanumut, ışık değil, kaos vekargaşaola- nnma sorununu halleden yenı kentli. iş-
cak."
Sönmez' in araştırmasında dikkat çek-
tiği bazı satırbaşlan şö>le:
işsizligin, kentlerde yüzde 21 "e kadar tır-
mandığınıifadeerti. İstanbul'da yaşanan
şiddet eylemlerinin bu tür \enlerin ışığı
altında değerlendirilmesi gerektiğini
vurgulayan Sönmez, şunları söyledi.
"Hızla büvüyen atıl işgücüne, kentin
yoksullanna iş yaratmak. gündemin en
acil maddelerinden biri. Kente göçüp a-
ma kende bütünleşmeyen bu yığınlann
kentlileşmesini. kent kültürünü özümse-
melerini sağlayicı, ikili yapıların olum-
suzluklarını en aza indirge>ici önlemler
hemen alınmalı. Bunlann hepsinin ön ko-
şuluu son 15 > ıldır kapılıp gittiğimiz rant-
çı kültürden sıynlıp üretici kültüre geç-
mt'k. dolay ısıvia yeni isfihdaın olanakla-
n yaratmak, bu adını kararlı biçimde
atilnıadığı takdirde 2000'li >ıllara taşı-
'Gizli işsizler, kentin mayınlarT
Büyük kentlerde 2.1 mil>on ışsız, iş
beklerken (ki her 100 lise ve ünıversite
mezununun 30"u işsizdir)onlannbırka-
tı ücretli, yedek işgücü ordusu tehdidiy-
le yaşarken önemlı oranda bir nüfus da
'gizli işsiz' statüiünde kentte yaşam sava-
şı veriyor. Bunlar, daha çok ticaret ve
hizmet sektöründe yer alan veişportacı-
lıktan dolmuş kâhyalığına. otoparkçılık-
tan jeton-bilet satıcılığına kadar bir dizi
verimsiz faaliyet alanında karnını doyur-
maya çalışan kesimdır. Kente geldiğin-
de kendi eecekondusunu varatarak ba-
portacılık ve benzen faaliyetlerle de ge-
cekondu istihdamı yaratarak kendi işinı
kurmuş gözükmektedır.
Kentlerin gizli işsizlerini sayisal ola-
rak saptamak kolay değıldir. ama bunlar
açık işsizler kadar sorunlu ve büyük
kentlerin saçaklannda kurulu "kent içi
kasabalar"ın ma> ınlandır. Büyük umut-
larla kente geliyorlar ve büyük hayal kı-
nklıkları yaşıyorlar. Günbegün yıpranı-
yorlar, çaresizlik. uyumsuzluk, yalnız-
lık ıçınde: herkese. her şeye öfke besle-
yen, öfkeyı büyüten bu kültürün insan-
lan; bazen başkaldınyı bazen de kader-
ciliği tercih ediyorlar, radikal Islamcılı-
ğa, otoriter siyası kültüre taban teşkil
ediyorlar.
Son 15 yıldır, kırdan kente göçü hız-
landıran ana etmen, kentin işgücü talebi
değil. tam tersi eğilim geçerli: kırsal ke-
sim, nüfusu itiyor, kentlere sürüyor. Çün-
kü kırlann temel geçim kaynağı olan ta-
rım. çöküş halinde. kentlerde de göçmen
nüfusu emebilecek bir gelişme yaşan-
madı.
'Kent istemiyor, kır sürüyor'
Özellikle göçmen nüfusu emebilecek
sanayide son 15 yıldır yaşanan adalet,
göçmen nüfusa, kentin sanayi dışındaki
sektörlerinde iş arama zorunluluğu ge-
tirdi. l980"de imalat sanayıi yatırımlan.
tüm yatınmlann yüzde 35"ine yakınını
oluştururken bu oranın 1990larda yüz-
de 15"lere kadar geriledığj bir sanayisiz-
leşme hastalığı yaşandı. Özel sektörya-
tınmlan, sanayi yerine turizme. konuta
yönelirken devlet yatınmları da ulaştır-
ma. haberleşme ve enerjı sektörlerinde
yoğunlaştı. Sonuç olarak tasarruflarda
milli gelirden yatınmlara ayrılan pay da
istenilen ölçüde büyümedi. Işsizlerin
beklediği iş olanaklan yaratılamadı.
Güneydoğu riskli bölge
Teröre karşı
sigorta devri
KEREM ILGAZ
Kadıköy'deki 1 Mayısmı-
tinginde çıkan olaylarda
göstericilenn işyerlenne sal-
dırmalanyla meydana gelen
zarar, dikkatlen sigortacılık
sektörüne çekti. Teröre kar-
şı sigorta yaptırmayan bır-
çok işyeri sahibi zordurum-
da kaldıklarını belırterek
devletın yardımını bekliyor.
Sigorta şirketleri ise teröre
karşı sigorta yaparken çifte
standart uyguluyor. Güney-
doğu'da teröre karşı sigorta
yaptırmak ısteyenler Batı'da
yaşayanlara göre 3-4 kat da-
ha fazla prim ödemek zo-
runda kalıyorlar.
Güneş Sigorta Genel Mü-
dür Yardımcısı Ender Şener,
teröre karşı sigorta yaptır-
mak isteyen bir kişinın bunu
poliçeye ek madde olarak
yazdırması gerektiğini söy-
ledi. Sigorta şirketlerinın fı-
yatlannın 1991 yılında ara-
larında yaptıklan anlaşma
geregince serbest bırakıldı-
ğına dikkat çeken $ener.
yalnız terör konusunda tek
fiyat uygulandığını belirtti.
Sener. bunun nedeninı.
Olağanüstü Hal Bölgesı 'nde
bulunan y erleşim yerlerinde
işyerlenne ve konutlara ya-
pılan sigortadan sonra mey-
dana gelen zararda. sıgorta
şirketlerinin çok zor durum-
da kalmalan \e zararı öde-
yememeleri olarak gösterdi.
Güvenlik güçlerinin bulun-
madıgı ya da şehir merke-
zinden çok uzakta bulunan
konutlar için sigorta yap-
mak ıstemedıklerini de anla-
tan Sener. "Bazı bölgelerde
bulunan işyerterinden ne ka-
dar prim alırsak alalım. za-
rar çokyüksek olabiüv or. Bu
nedenle Güneydoğu'da bir
işyerini teröre karşı sigorta-
lamak, Batı'ya göre daha pa-
halı olabiliyor" dıy e konuş-
ru. Teröre karşı yapılan si-
gortalarda uygulanan fiyat
tarifesı ıse şöyle:
Olağanüstü Hal Bölgesi
dışında sigorta bedeli 45
mılyar TL'ye kadar binde
70. 450 milyar TL'ye kadar
binde 60,2.25 tnlyon TL'ye
kadar binde 50. 4.5 trilyon
TL'ye kadar binde 35 riziko
ücretı alınırken. Olağanüstü
Hal Bölgesi'nde sigorta be-
deli ayırımı yapılmaksızın
yılda yüzde 2'sı almıyor.
Sigorta şirketlerinin de
kâr amacı güttüklerini söy-
leyen Başak Sigorta Genel
Müdür Yardımcısı Enis Ba-
sım, yüzde yüz rizikolu ve-
ya yüzde yüz rizikosuz işye-
ri ve konutlann sigorta edil-
mediğini vurguladı. Yangın
sigortasına ek olarak özel
şartlann üç türlü olduğunu
anlatan Basım, bunlan grev-
lokavt, kötü niyetli hareket-
ler ve terör tarifesı olarak
açıkladı.
Mıllı Reasürans Genel
Müdür Yardımcısı Barboros
Yalçın ıse yaptığı açıklama-
da, terörün sadece Türki-
ye'yi tehdit etmediğini söy-
leyerek lngiltere, Israil gibi
ülkelerin de bu sorunu yaşa-
dığına dikkat çekti. Yalçın,
bu ülkelerde de teröre karşı
özel fiyatlar uygulandığını
kavdetti.
J V nin Goriaben'e gelmesüu engeUemek için evlem vapülar. Yaklaşık 10 bin kişinin kab
klütre-
gelmesini engeUemek için eylem vapülar. Yaklaşık 10 bin kişinin katıldı-
ğı gösteriler sırasında tren ra> lanna kütükler viğdılar. Uluslann nükleer güç politikalannı protesto eden eylemciler, doğal ve yeşil
bir dün>a için işbirüği çağnsında bulundular. (Fotoğraf: REUTERS)
Trafik, savaştan çok can aldı10 yıl içinde trafik kazalannda ölenlerin sayısı 80 bini aşarken bu süre için de 900 bin kişi yaralandı
fstanbul Haber Senisi- Trafik Haftası bu
yıl da buruk kutlanıyor. Geçen yıl içerisin-
de meydana gelen trafik kazalannda yakla-
şık 9 bin kişi yaşamını kaybederken. son 10
yıl içerisinde trafik kazalanndan ölenlerin
sayısı 81 bin 908 kişi olarak saptandı. lsta-
tistiklere göre bu süre içinde yaklaşık 900
bin kişi meydana gelen kazalarda yaralan-
dı. "Trafik Haftası" etkinliklenyle ülkemiz-
de korkunç boy utlara ulaşan "trafik terörii"
ya da diğer bir söylemle "trafikcanavarTna
dikkat çekilmeye çalışılıyor. Yapılan bütün
uyaniara karşın trafik kazalannın neden ol-
duğu yıkımlar de\am edıyor. Trafik kazala-
n, en ölümcül hastalığa yakalanmak kadar
korkutuyor insanlan. Ilgililer. trafik kazala-
nnın bu denlı yüksek olmasını yeterli dene-
timın yapılmamasına bağlıyorlar.
Türkıye Yeşilay Cemiyetı Genel Başka-
nı Selahâddin Kaptanağası da trafik kazala-
nnın yüzde 61'ınin alkollü araç kullanmak-
tan kaynaklandığına dikkat çekiyor.
"Türkiye'de her geçen giin artarakde\am
eden trafik kazalannda da düm a ülkelerini
geride bırakan, uzücü bir tablonun' ıstırabı-
nı" hep hirlikte vasanıaktayız" diyen Kapta-
nağası, Türkiye'de alkollü araba kullananla-
ra \erilen cezalann çok az olduğunu öne sü-
rüyor. Her gün ortalama 843 rrafık kazası
meydana geldiğini ve 24 yurttaşımızın ha-
yatını kaybettiğını belırten Kaptanağası. "ilk
ve zorunlu tedbir alkollü araç kuİİanmayı
yasaklamak. bunu sağlamak için de cezala-
n yeterii hale getirmektir" dıyor.
"istatistikı venlere göre Türkiye'de geçen
yıl içinde 293 bin 692 kaza meydana geldi.
Bu kazalarda 5 bin 821 kişi. kaza yennde ha-
yatını kaybetti. 111 bin 201 kişi de yaralan-
dı. İlkyardım ve hastanelere kaldınlan yara-
lılar arasında meydana gelen ölümlerle bu
trafik kazalanndan hayatını kaybedenlerin
sayısı 8 bin 821 "e ulaştı.
Bu kazalardan 111 bin 393 "ü İstanbul'da
meydana geldi. tstanbul'dakı kazalann 102
bin 483 "ü şehir içinde oluştu. Şehir dışında
meydana gelen kaza sayısı ise 11 bin 59. İs-
tanbul'daki kazalarda ise 489 kişi yaşamını
yitirirken, 13 bin 911 kişi de yaralandı.
CIMHÜRIYETTEN
OKUBLARA
ORHAN ERİNÇ
73'üncü Yıla Girerken
Gazeteniz Cumhuriyet, yarın 72'nci yayın yılını ta-
mamlayarak 73'üncü yıldan gün almaya başlayacak.
insanın diline kolay geliyor. ama ülkemizde ortala-
ma bir insan ömrünü aşan sürede yaşanan mutluluk-
lar, acılar, başarılar, savaşımlarla dolu yılların Cumhu-
riyet'i her gün 7 Mayıs 1924'te olduğu gıbi yeniden
doğuyor. Laik Türkiye Cumhuriyeti'nı, demokrasıyi,
Atatürk devrimlerini koruma konusundakı ödünsüz
tutumunu ve bunu gerçekleştırmek için gerekli ba-
ğımsızlığını koruma istencıni kuşaktan kuşağa dev-
raldığı bilinçle sürdürüyor.
Dünyadaki politik, ekonomık, toplumsal, teknolo-
jik ve kültürel gelişmelen yakından ızleyip okurlanna
aktarmaya çalışıyor. Bu gelışmeler konusundaki tu-
tumu da açık. Bunlan kimi yayın organları gıbı salt gü-
nün ya da dönemin modası olduğu için aktarmıyor
ve yanlışlannı göz ardı ederek savunmuyor. irdeliyor,
araştırıyor, yorumluyor. Irdeleme, araştırma görevini
muhabir arkadaşlarımız, yorumlama görevini de ya-
zarlarımız yapıyor. Cumhuriyet'ın bu konudaki tutar-
lılığının ve dogru yolda oluşunun göstergelerı ise ken-
disine çevrilmiş olan eleştıri ve tehdit okları. Şeriat-
çılann, ikinci cumhuriyetçilerın. acımasız liberalizmin
savunuculannın, bölücülerin, demokrasiyi yalnız ken-
dileri için isteyenlerin neredeyse tek engel olarak gör-
dükleri Cumhuriyet, bütün çabalara karşın yaşamını
ve yalnız ülkemiz değil, dünya kamuoyundaki saygın-
lığını bu nedenle sürdürüyor.
Cumhuriyet'ın özelliklen yalnız ilkelennden ve ça-
lışanlarından kaynaklanmıyor. Yayın yaşamını ılkele-
rinden ödün vermeksizin sürdürebılmenin arkasın-
da, ayncalıkh bir okur kitlesinın var olması yatıyor.
Okurlan ıle Cumhuriyet kadar özdeşleşen bir yayın
organına dünya basın tarihi ılk kez tanık oluyor. Ve bız-
ler de Cumhuriyet'ın gerçek sahıbının okurtarı oldu-
ğunu vurgulayarak kendilerine teşekkürlerimizı sunu-
yoruz.
Yıldönümleri, insanların eskıye özlemlerini de gün-
deme getirir. Bende1963yılının Ekımı'ndeahşapko-
nakta Genel Yayın Yönetmenimız Ecvet Güresin'le
görüştükten sonra Doğan Nadi'nın odasına götüru-
lüşümü, onun yazarak elime verdiği bir pusula ile
aşağı kattaki muhasebe müdürümüz Ziya Canal'ın
odasına gıderek Cumhuriyetçi oluşumu anımsıyo-
rum.
Cumhuriyetçiler, yarın geleneksel yıldönümünü
kutlamak için bahçede yıne bir arada olacağız. Bu
toplantı kendine özgüdür. Kimseye davetiye gönde-
rilmez. Ama bütün dostlar davetlidır. Kurucumuz Yu-
nus Nadi'yi, ondan sonra gazeteye güç veren Nazi-
me Nadi'yi başyazarımız Nadir Nadi ve Doğan Na-
di ile Cumhuriyet'e emek vermiş meslek ustalarımı-
zı saygı ve sevgi ile bir kez daha anacağız.
•
Geçen haftanın en önemlı konusu, kuşkusuz 1 Ma-
yıs 1996'da Kadıköy'de yaşanan olaylardı. Haber,
not ve fotoğrafları ile Mehmet Demirkaya, Yahya
Koçoğlu, Günnur flhan, Hülya Topcu, Kerem II-
gaz, Uğur Günyüz, Hatice Tuncer, Kaan Sağa?,
nak, Kubilay Tüntül, Erzade Ertem, oJayları ayrın- -ı
tıları ıle yansıttılar. --ı.<>,
Tipık bir şiddet olayının ardından tartışmalar baş-
ladı. Yazarlar ve politikacılar "varoşların ayaklanma-
sı" ile "provokasyon"görüşlerı arasından bırını seçip
yorumlamaya özen gösterdiler. Ancak varoşlarda ya-
şayanların sorunları olmasaydı, provokatöıier kımle-
ri provoke edecekti sorusunun yanıtı, yalnızca Cum-
huriyet'te yer aldı.
•
Ankara ile Atina arasında süren görüşmelerdeki sı-
cak gelişmeleri ve ABD'nin, Ege Denizi'ndeki statü-
sü belirsizadacıklartakayalıklarm "tarafsızbölge"ya
da "yeşil alan" olması yönünde fcrmül gelıştirdiğini,
Lale Sanibrahimoğlu yazdı.
•
DYP lideri Tansu Çiller'ın servetinin kaynağına iliş-
kin şaibeleri TBMM gundemine getiren RP'nin hazır-
ladığı dosyayı, Ergün Aksoy haberleştirdi.
•
Hükümetin son 1 yılda elden çıkardığı KlT'lerdeki
çalışanlardan yüzde 30'unun ışine son verıldiğini ve
verginin yüzde 65'inı karşılayan ücretli kesimin. ulu-
sal gelirin yalnızca yüzde 22.3'ünü aldığını, Esra Ye-
ner yazdı.
" •
"Dünyada ve Türkiye'de Işkence" başlığıyla ya-
yımladığımız Ece Temelkuran'ın haber dizisi, bu in-
sanlık suçunun Türkiye'de ve dünyadaki örnekleriy-
le gelişimini, işkencecilerle işkence mağdurlanndaki
yansımalarını birçok yönlerıyle ortaya koydu.
• Arkası 6. Sayfada
Belediye hükümetten destek bekliyor
Mezbaha ve feshaneden
yeni kiiltür merkezîne
tstanbul Haber Ser\isi- İstanbul Büyük-
şehir Belediyesi. tarihi Sütlüce Mezbahası
ve Eyüpsultan'daki Feshane'yi kültür mer-
kezi yapmak istiyor. Osmanlı döneminde
inşa edilen. Cumhuriyet döneminde de
Tarihi Sütlüce Me/bahası.
mezbaha olarak kullanılan binayı bundan
sonra kültür merkezi olarak kullanmayı dü-
şündüklerini belirten İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanvekili AliMüfîtĞürtuna.
Nurettin Sözen döneminde işadamı Eroi
Aksoy'a verilen mezbahanın geri alınması
için görüşmelerin başladığını söyledi.
Hükümetin kendi lenne destek olmasını
isteyen Gürtuna. "Bu yararta projenin bir
an önce gerçekleşmesi için destek olun" de-
di.
İstanbul Büyükşehır Belediyesi Basın
Danışmanı Hüseyin Besli. Feshane \e Süt-
lüce Mezbahası ile ilgıli olarak şunlan söy-
ledi:
"Geçmiş. yönetün zamanında, Feshane,
Eczacıbaşf na ait olan İstanbul Kültür ve
Sanat \ akfı'na 45 yıllığına, Sütlüce Mezba-
hası da Erol Aksoy 'a 48 yıllığına yap-işlet-
devret modeliy le kiralanmış. Geçen zaman
içerisinde. protokolde yer alan maddclere
uj gulmadığı, > apılması gerekenlerin \ erine
getirilmediğini fark ettik. Bunun üzerine
birtakım görüşmeler yapüarak sözleşmeler
feshedildi.
Ancak. buraları devralanlar buralara
birtakım yatinmlar yapmışlar. Bu yatınm-
lann karşılığının nasıl ödeneceği konusun-
da henüz bir anlaşmaya vanlamadı. Bura-
lann nasıl kuUanılacağına. sö/ konusu an-
laşmazhk çozüldükten sonra karar verile-
cek. Şehir müzesi. belediveye ait kültür mer-
ke/i yapmak gibi düşünceler var. ama bun-
lar henüz tartışma aşamasında."
0
1 OO yildir insanlar,
ışığa üşüşen pervaneler gibi
sinema salonlannı doldumyor. Çünkü,
bir tutkudur sinema.
Bir hayal, birdüş...
...Ve bu düşü yaşayan, huyatl her
gün yeniden yorumlamayı, ona
her yeni günle yeni bir duygu, farklı
bir anlam katmayı bilen erkekler,
Dtıfy giyerler.