25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 MAYIS 1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15KULTUR Izmir'de başlayan 5. Uluslararası Tıyatıv Eğitim Festivali 18 mayısa dek sürecek Aııtilvtiyatrolardaoyım İZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu)- Dokuz E) lül Ünıversitesı Güzel Sanatlar Fakültesi. ikıncı kez görsel şenliğe hazırlanıyor. Fakülte. "8. LJIuslararası Film Festivairnın ardından şımdı de "5. Uluslararası Tiyatro Eğitim Festi\ali"ne ev sahipliği yapıyor. Dünya Tiyatro Eğitim Enstıtüsü'nün kuruculan arasında yer alan DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatlan Bölümü'nün öncülüğünde gerçekleştirilecek olan **5. Lluslararası Thatro Eğifim Fesfjvali" 3-! 8 mayıs tarihlennde Izmir'de yapılacak. Etkınlıkler. pazar günü Teos'ta Dionysos şenlıklerini anımsatan bir gösteriyle başladı. Dünya Tiyatro Eğitimi Enstitüsü. dünyanın çeşitlı üni\ersıteleriyle işbirliğıne girerek. 1990'dan bu yana tiyatro eğıttmıne katkıda bulunmak için festivallerdüzenlıyor. Beşincisi yapılacak fesrival. daha önce ABD Milvvauke'dekı Wısconsin Üni\ersitesı, Slovakya Bratıslavva'dakı Sahne Sanatları Fakültesi, Avustralva Sidney dekı Nepean Batı Sıdney Üni\ersitesi \e vıne Slo\akya FJratislavva'daki Sahne Sanatlan Fakültesi tarafından gerçekleştırildi. Çok uluslu bır tiyatro topluluğu kurma hazırlığı içinde bulanan Dünya Tiyatro Eğitimi Enstitüsü, bu amacını gerçekleştırmek içın rekabete dayanmadan. pavlaşımcı tutumla • DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü'nün öncülüğünde gerçekleştirilen '5. Uluslararası Tiyatro Eğitim Festivali'ne İsveç'ten Göteborg Tiyatro ve Opera Okulu, Avusturalya'dan Batı Sidney Üniversitesi Nepan Tiyatro Okulu ve Polonya *dan Panrvvovva Tiyatro Okulu katılıyor. Gösteriler ve oyunculuk eğitimi seminerlerinin gerçekleştirileceği festivalde, gösteri teması 'Antik Tiyatro' olarak belirlendi. gösterilen \e derslerı desteklemek. öğrencı ve öğretim elemanı değişımınde bulunmak. tiyatro sanatının çeşitlı dallarında geliştirilen en son öğretım yöntemlerini tartışmak \e genç sanatçılara uygun üretim alanı saglamak gibi ilkelerle çalışmalannı sürdürüyor. Gösteri temasının 'Antik Tivatro" olarak seçılen festivale, bu yıl Isveç'ten Göteborg Tiyatro ve Opera Okulu. Avustralya'dan Batı Sidney L'nıversıtesı Nepan Tiyatro Okulu \e Polonya "dan Pantwowa Tiyatro Okulu katılıyor. Eğitim teknıklerindekı son gelişmeleryanında profesyonel uygulamalan da kapsayan festivalde, uluslararası karma öğrenci topluluklan GÖSTERİLER "Oidipus-Antigone"- Polonva(7 Mavıs 1996 saat: 20.30'GSF Sua't Ta^er Gösteri Salonu- 11 Mavıs 1996 saat 18.30 PrıeneAntık Tiyatro) "BudalalarGemisi"- Avusturalva (10 Mayıs 1996 saat:20.30 Teos - 13'Mavıs 1996 saat 20.30 GSF Suat Taşer Gösten S.ılonıı) "Dans ve Hareket Gösterisr- tsveç(7Mavıs 1996 saat: 14.30 Sabancı Kültür Merkezı- 9 Mavıs 1996 saaf 14.00 Türk Amenkan Derneğı ı "Eşek AnlarT- Türkıye (6 Mavıs 1996 saat: 20.30 GSF Suat Taşer Gösten Salonu- 14 \fayıs 1996 saat: 20.30 GSF Suat Taşer Gösten Salonu) "Fırnna*'- Isveç (9 Mavıs 1996 saat:20.30 Türk Amerıkan Derneğı- 12 Mayıs 1996 saat: 18.30 Sabancı Kültür Merkezı- 15 Mayıs 1996 saat: 15.30 Bergama A;>klepıon) SEMİNERLER • 7 Mayıs 1996 Sabancı Kültür Merkezı S3dt 10.00-12.30 :"O>unculuk F.gitimi Izerine Panel"Prof. Dr. Özdemir Nutku. Gordon Bearrie, Prof. Edvvard Dobrzsinski, Per Nordin. • 9 Mayıs 1996 Türk Amenkan Demeği Saat 17.00 : Başlangıç Semınerı: Prof. Dr. Özdemir Nutku • 11 Ma>ıs 1996 Prıene Saat 14.00 : Polonya Eğıtım Semınerı: Eduard Dobrzanski. • 12 Mavıs 1996 Sabancı Kültür Merkezi Saat 14.00: IsveçEgıtım Semınerı. Per Nordin \e Pia Muchin • 13 Mavıs 1996 GSF Saat 10.00 : Tamer Levent Eüıtım Semınerı • 14 \la>ı> 19% GSF Saat 17.00: Avusturalya Eğıtim Semınerı: Gordon Beattie ile çeşitli ülkelerden gelen eğitimcilerin yönettiği atölye çalışmalan, akademik düzeyde semınerler ve ülkelerin tiyatro gösterilen yeralıyor. Etkinlikler, Efes Büyük Tiyatro. Priene Antik Tıyatrosu. Bergama Asklepion, Teos gibi tarihi özellıkleri bulunan mekânların yanı sıra, Sabancı Kültür Merkezı. Türk Amerikan Derneği \e DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi "nde yapıiacak. DEÜ GSF Sahne Sanatlan Bölümü Başkanı Prof.Dr. Özdemir Nutku. Tiyatro Eğitimi Festivali'nı maddi zorluklara karşın. en iyı şekilde gerçekleştirmeyi hedeflediklerini belirtti. Prof. Dr. Nutku. "Bu festival. öğnencilerimiz için önemli olduğu kadar, Türkiye'nin tanıfımı için de büyük önem taşıvor. Basbakanlık Tanıtım Fonu'ndan ödenek bekliyoruz. Ancak halen bir sonuç alamadık. Tema antik tiyatro olunca, Enstitü'nün aklına ilk Türkiye gekli. Dünvanın çeşitli yerlerinden öğrenciler ve öğretim görevlileri gelecekler. Çevredeki antik kentlerde gösteriler sunulacak. Bölgemizdeki bu kentlerin değerini bümeliyiz. Bu topraklarda olan her şeye sahip çıkmamız gerekhvr" dedı. Nutku, festivalin kültürel bıralışveriş olduğunu vurgulayarak. dünya banşı için de önemli bir adım oldugunu belirtti. Prof.Dr. Nutku. "Oyunculuk eğitimi üzerine gerçekleştireceğimiz festival öğrencilerimiz için büvük önem tasıvor. Bu festivai eğitim alanında çok büyük bir paylaşım \e üretim alanı. Dünva Tiyatro Eğitimi Enstitüsü'nün en büyük amacı da, herkesin bildiği bir ovunu her ülkeden oyunculann katılımıv la ve herkesin kendi dilindc sahnelemek" dıye konuştu. Gösteriler ve oyunculuk eğitimi seminerlerinin gerçekleştirileceği festivalde, beş ülke oyunlannı lzmirdekı sanat merkezleri ve çevredeki antik kentlerde sahneleyecekler. Polonya Sophokles'in "Oidupus- Antigone". Av ustralya "Budalalar Gemısi". Türkiye Anstofanes'in "Eşek Anlan". Isveç Shakespeare'in "Fırtına" ve Isveç "Dans ve Hareket GösterüerT ile festivale katıhyor. Etkinlikler kapsamtnda konuk ülkelerden gelen öğretim görevlileri de, oyunculuk eğitimi üzerine seminerler verecekler Yenideiî kıınıliuı A\Tupa'nm röntgeıri ZEKİ COŞKUN Avrupa -venıden- kurulurken çıkan- lan "envanter"in. tanhsel dökümün. ana- lizin ilk ürünleri elımizde. Fransız tarih- çi Jacques Le GofTun yönetmenliğı \e beş yayınevının başlartığı "Avrupa'yı Kurmak" adlı projenin ürünlen. bugün Türkiye'nın de içinde olduğu 12 ülkede yayımlanıyor. Dızinın Türkiye"deki tem- silcisi. Afa Yayınları. Hukuk. din. dıl. devlet. ulus. bırey. ka- dın, deniz. köylüler. göçler. yemek. sıntr- lar, düşünce: aydınlanma. demokrasi. üniversite ve daha birçok konu, Avru- pa'yı Avrupa yapan etmenler tartışılıyor, sorgulanıyor bu kıtaplarla. Uzman tarihçilenn kalemealdığı. "uz- manlık"tan öte. bılgı aktarımının. genış okur kitlesinın gözetıldiği kitaplar: Av- rupalıya kendini. toplumsal. kültürel. sı- yasal. düşünsel köklennı ve bunun açı- lımlannı -yer yer de açmazlannı- anlat- maya. sergilemeye. aynı zamanda sorgu- latmaya yönelık. •*A\Tupa'>ı Kurmak" dızisı. bu boyutuyla Türkiyeli okur için de önemli. Son ıkı yüzyıldır Av rupa, bi- zım içın tartı ölçüsü, Onun ne olup olma- dığı. nasıl bır şey olduğu tartışması, bi- raz d,a bizim halimizin tartışılması oldu- ğu için önemli. Yeni tür aydınlanma ya da ansiklopedi mi? Bugün Avrupa. organik olarak da ye- niden kuruluvor: II. Dünya Savaşı'nın nedenı olarak görülen ekonomık kaynak- lann dengelı değerlendirilmesı için "Kö- mör ve Çelik Birliği'" kurulmuştu savaş ertesınde. Gırışım. 1990'larda "Avrupa BiriiğTne dek uzandı. Gümrükler. eko- W T ransız tarihçi Jacques Le GotT'un #-/ yönetmenliği ve beş yayınevinin JL başlattığı "Avrupa'yı Kurmak" adlı projenin ürünleri. bugün Türkiye'nin de içinde olduğu 12 ülkede yayımlanıyor. Dizi. ortaya çıkışındaki etmenler ve kapsamıyla bir bakıma XVIII. yüzyıl "aydınlanma düşüncesi"ni ve onun ürünü "ansiklopedi"yi andırıyor. T^v izinin ortaya koyduğu en önemli şey, / 1 Avrupa'Avrupahnın kendisine ve -£—>^ "ötekiler"e ilişkin tezlerinin tartışma konusu edilmesi. Aydınlanma düşüncesinin "Yeni Dünya düzeni-KüreselIeşme" ve o bağlamda "yükselen değerler" trendleriyle çöpe gönderildiği e\rede, Avrupa'>r ı Kurmak dizisindeki çalışmalar, belki de Avrupa'ya yeni ufuklar açacak. boyutuyla da ansiklopedi. yakın geçmış. -ortaçağ- \e onun düşünsel. siyasal, top- lumsal, kültürel *zihniyetler''inden ko- puşun ürünüydü bir anlamda. Düşünce ve siyaset tarihçıleri, aydın- lanma ve ansiklopediyi. Fransız Devri- mi'ni hazırlayan temel etmenler arasın- da anarlar. Oysa Avrupa'yı Kurmak baş- lıklı yayın projesı. tam da "ekonominin her şey olmadığı"nı işaret ediyor. Öte yandan, yeni Avrupa'yı biçimlendiren ekonomıîc-siyasal oluşumlar ve bunun *zihnıyetler"inde örtük ya da açık "ay- dınlanmanm btttigi"nden -tarihin ve ide- olojının sonundan- sözedıldiğı birevre- de, biraz da bu tezlere yanıt oluşturmak üzere ortaya çıkıyor Avrupa'yı Kurmak programı. Ortaya çıkışındaki etmenler nedeniyle de ansiklopedinin tersine. ta- rihsel köklere. kaynaklara vurgu yapı- yor. "Bütünleşmiş Avrupa" için bir an- lamda "bütünsel tarih" öngörülüyor. nomik sınırlar kalktı. ortak parlamento oluştu. Değışik ulu.slara. devletlere kar- şın "ortak Avrupa"dan söz ediliyor. Eko- nomık "entegrasyon", siyasal boyuta ta- şındı. Sanayıcilerin. finans gruplannın, sı- yasetçilenn oluşturduğu bu "yeni Avru- pa "da düşünürlenn. bılim adamlarının. entelekrüellenn yerı neresi. rolü ne ° Vbksa hıç mı1 1990'lann başında "merkez A\ru- pa"dan: Fransız. Alman. Ingiliz. Italyan ve Ispanyol beş yay ıncı ve onlarca düşü- nür. belkı de bu sorularla bir arava gel- di. "Bız kimiz? Nereden geldik? Nereye gidiyoruz" sorularının yanıtı. venıden kurulan Avrupa'nın bir bakıma röntge- nini çıkaracaktı. "Avrupa'\ı Kurmak". böylebirgereksınımın vezihinsel faalı- vetin ürünü. Dizı. ortava çıkışındaki etmenler ve kapsamıyla bır bakıma XVIII. yüzyıl "avdınlanma düşüncesP'ni ve onun ürü- liü "ansiklopedi"v i andırıyor. Tabıi önemli farklar da var. Dide- rot'nun öncülüğündekı ansiklopedi. dün- yayı her şeyin birbırine bağlı olduğu bir bütün olarak yorumlarken o dönemdear- tık "bilim" haline gelmeye başlay an eko- nomıvı temel eksen olarak alıyordu. Bu 'Avrupa bizim için aktüel' - Avnıpa'vi kurma flkrine nasıl kapıldınız, bu yayın programına katılmanız nasıl oldu? 1990"daydı galiba, Frank- furt Kitap Fuan'nda "The ÎVIaking of Europe" başlıklı bir afiş gördüm, ilgimi çekti. Altta projeyi yürüten beş ya- yınevının adı var. İçinde Blackvvellgıbı ılişkideolduk- larımız da vardı. Girtık temas kurduk. bılgı aldık. Biz de katılmak istıyoruz bu projeye. dedık. Şaşırdılar. ama başvurun dedıler. Sonra resmi yazışmalar. Avrupa nıerkezli beş y av ınev inin baş- lattığı bu projeye Japonlar. Vunanlılar da bizim gibi baş- v urmuşlar. Sonuçta kabul edıldik. Düzen- lıtoplantılar başladı Mart I994"te ilkkı- tap yayıınlandı Av rupa'da. Biz ancak ge- çen vılın sonunda hazırlıklanmızı ta- mamla> ıp yayına başladık. - Diziye neden ilgi duydunuz? Avrupa bızım içın aktüel. Osmanlı'nın son zamanlanndan ben gündemde. Av ru- palı mıvız. değıl mıyız. Avrupa bizı sö- mürüyor mu. Av rupa'ya yetişecek mıy iz. vb. süreklı tartışılan konular. Sırf bu ne- • 'Avrupa'yı Kurmak' dizisinin Türkiye"deki temsilcisi Afa Yayınlan'nın sahibi Atıl Ant, Avrupa'nın bizım için aktüel oldugunu \urgulayarak, bu dizinin yayıncılık açısından ilk uluslararası ortak yayın oldugunu, ayrıca yeniden yazılan Avrupa tarihine Türk yazarlannın da bu yayın programı içinde katılabileceklerini belirtiyor. denle bıle dızi. bır Türk yay ıncısının ilgı- sini çekmeye değer Daha önemli bir şey var: Yeniden yazılan Av nıpa tanhıne Türk yazarlan da bu yılın programı içinde ka- tıiabılırfer. Entelektüel Avrupalınınevin- de bu kitaplar var. Bunlararasında Türk- lenn de olması önemli. Yayıncılık açısındansa bu ilk uluslara- rası ortak >ayın. Ortak planlanan. ortak üretilen bir tarih. Biz kendimızi ne kadar Avrupa tartışmaları içinde. ne kadar Av- rupa'ya yakın görürsek görelim. onlar Türkı- ye'yı kendılenne çok uzak göriiyorlar. Bılgı olarak da öyle. Bu tür ortak projeler içinde ol- mak. Avrupayı içeri- den tanımaya ve Avru- palının bizı tanımasına yardımcı olabılir. - Sizce Türkiv e. Avru- pa'nın neresinde? Kendi katıldığım top- lantılardaki ızlenimleri- mı söyleyeyim. Aıleden ayrı düşmüş. varlığın- dan haberdar olunma- yan. bır gün çıkagelmiş fakirakraba muamelesı görüyoruz Lzaklığı kırmanın yolu. bu tür ihşkilerden geçivor galiba. A\ rupa bizi ne kadar uzak görür- se görsün. 3-4 yüzyıldır ortak bir tarih vaşıyoruz. Dolayısiyla o tarafın da bizı bılmesi gerekıyor. Jacques Le Goff, "Pa- sif üye olarak kalmav ın. bu dizide sizin de üriinlerinizle yer almanızı istiyoruz" de- di Yayın kurulu toplantısı. geçen yıl Bu- dapeştede yapılnııştı Öniimuzdekı yıl Türkiyecle toplanmay ı düşünür nıüsünüz. dedıöımde seve seve kabul ettıler. Vayımlanan KJtaplar Avrupa"da Kentlerin Tarihi Avrupa*da Aydınlanma Avrupa'da Devrimler 1492- 1992 A\rupa'da Yemeğin Tarihi Ortaçağ Avrupası'nda Birey " Avrupa'nın Yeniden Yorumlanması Yayımlanacaklar Mükemmel Dil'in Peşinde Av rupa'da Demokrasi Avrupa ve Deniz Avrupa Tarihinde Köylüler Avrupa Tarihinde Devlet ve Ulus Avrupa larihinde Kadınlar Bölünmüş Hıristiyanhk Av rupa ve tslam Doğa ve Avrupa Kültürü Avrupa Tarihinde Yahudiler Avrupa Hukuk Tarihi Avrupa ve Sınırlan Av rupa'da Bilimin Doğuşu Av rupa'da Demokrasi tlk Avrupa Devrimi Av rupa'da Eğitim Av rupa'da Din ve Toplum Av rupa'da Üniversitelerin Tarihi Avrupa'yı Kurmak başlığı altında ya- yımlanan kitaplann dikkat çekici yönle- rinden bin, XVIII. yüzyıldan (aydınlan- madan) bu yana "karanlık*' olarak nite- lenen -bizim de öyle algılayageldiğımiz- ortaçağın üstünden o "karanlık" yafta- sınııı kaldınlması. Bir ortaçağ uzmanı olan Massimo Mantanari, "Avrupa'da Yemeğin Tari- hi'"ne yazdıği "Bir Oneri" başlıklı sunuş- ta. "ortaçağ" kavTamını "gelenekselleş- miş bir kronolojik katcgori olarak yarar- SEbir ayınm" olarak niteliyor. "XVvüz- yıl hümanisrlerinin ortaya attığı bu teri- mi" bugün o anlamda kulianamayacağı- mıza işaret eden Montanari. "•ortaçağ"ı kendi sözlüğü ve zihninden çıkanyor. Ta- bii onunla bırlikte "antik çağ, modem çağ gibi vapav kategoriler de ortadan kalkmış'"oluyor. Böyleceçıplak~insan- lar, nesneler ve düşünceler'"e. asıl tartış- ma konulanna yöneliyor. Dizıdeki dığer yazarlar ve kitaplarda da gözlenen bu yaklaşımın kaynağınday- sa dizi yönetmeni Jacques Le GofTun bağlı olduğu ve 1930'larda yine Fran- sa'da ortaya çıkan "Annales Okulu" de- nen tarihçilik akımının etkileri var. Akı- mın hareket noktası: "Tarih,tümuzman- Iık tarihlerinin topbnndır." Bu anlamda ekonomi, siyaset, dilbilim. folklor. coğ- rafya, demografi, sosyoloji. psikoloji.. bütün "sosyaîbüimler", tarihin hammad- desi olarak yorumlanıyor, kullanılıyor. A\ rupa'yı Kurmak başlığı altında ka- leme alınan kitaplann adlan, kapsamla- n ve bunlarda izlenen yöntem, "Annales Okulu"nun hedeflediği bütünsel-yeni ta- rihi de ortaya koyuyor. Dizinin ortaya koyduğu en önemli şey, Avrupa •' Avrupalının kendisine ve "öte- kiler"e ilişkin tezlerinin -biranlamda ön- yargılannın- tartışma konusu edilmesi. Özellikle "AvTupa'nın Yeniden Ybrum- lanması"başlıklı kitap, bunun en somut örneği. Aydınlanma düşüncesinin "Yeni Dün- ya Düzeni - Küreselleşme" ve o bağlam- da "yükselen değerler" trendleriyle çö- pe gönderildiği evrede. Avrupa'yı Kur- mak dizisindeki çalışmalar. belki de Av- rupa'ya yeni ufuklar açacak. Dizinin or- taya koyduğu bilgi ve ufuklar. kendisini oraya göre konumlama derdindekı biz- ler için de en az Avrupalılar kadar gerek- li ve önemli. XX BUAŞAMADA ŞÜKRAN KURDAKUL Kenar Mahalleden Varoş" Edebiyatına Yüzbinleri, milyonları banndıran gecekonduya kar- şı gökdelen gösterisıni çağdaşlık ölçütü sayan türe- di varsıl için eşi menendi yok Istanbul'un. Tekniğin olanaklannı da yakalamış, çağı da... Ama uygar mı?.. Durmaksızın pompalanan "otomotiv endüsth- si"nin caddelerini, sokaklarını bunca soluksuz bırak- tığı, göğsünde bunca çelışkiyi emzıren bu koca kent ne çağdaş sayılabilir, ne de uygar. Yarım yüzyıl öncesinin kenar mahallesindeki yaşa- ma, insanlara dışarıdan bakarak gerçeğı dünya gö- rüşü doğrultusunda soyutlayan şair şöyle yazıyordu: • Kuru ekmekle, bayat peynm lezzetle yiyen, Çeşmeden her su ıçerken: 'şükür Allah 'a' dıyen Yaşıyor sâde mâişetlerin en safında; Rûh esen kuytu mezarlıklann etrafında. Bu vatandaş biraz ahşapia, biraz kerpıçten Yapabılmiş bu güzellikleri birkaç hiçten." (Kendi Gök Kubbemiz, sf.46, I. bas. 1961) Okuduğumuz dizelerin şairi Yahya Kemal. Insa- nın da, tarihsel olanın da bir araç gıbı beceriyle kul- lanıldığını gördüğümüz şiir "Kocamustafapaşa" adı- n/ taşıyor. Uzağımızda kalmış bır şiır bu. Kenar mahalle, yakın çevre ilişkılerini yaşamışsa- nız açar perdelerini sıze. Sokağı görürsünüz, istan- bul'da 800 bin ınsanın yaşadığı 40lı yıllarda da çeş- me başlarında saatlerce bekleşen ınsanlann ayırdı- na varırsmız. Görmek ıstersenız çocuklar da vardır. • Çocuk, benim o sabah gördüğüm zavallı yetım... Şu var ki, yavrucağın hâli eskisinden elfm: Cılız bacaklannın dizden altı çırçıplak... Bır ince mintanın altında tıtnyor, donacak! Ayakta kundura yok, başta var mı fes? Ne gezer! Düğümlü, alnının üstünde sâde bır çember" (Safahat, 9. bas. sf.26,1974) Bu dizeler de toplumun Kuran a dayalı yönetım bı- çimiyle refaha kavuşacağına ınanan bır şaırın, Meh- met Akif'in. Halife padışahın tahtında oturduğu, şey- hülislamlık kurumunun işlevinı sürdürdüğü dönem- de yazılmış. Şunu demek ıstiyorum: Biri kenar mahallede kendi doyumunu arayan, öte- ki insanı arayan ikı şaır, dizeierıyle toplumsal olanla olmayanı düşündürerek uyarıyor bizı. "Varoş"a dönüşmeden önce de kenar mahalle ın- sanlarının ayakta durma savaşımırn nasıl sürdürdük- lerini bilmiyor muyuz... • Osmanlı dönemınde tarlasını "ribâhur"lara (faizci) bırakmak zorunda kalanlann yarattığı göç dalgaları nereye vuruyor, istanbul'a. (1) Celali baskınlarından kurtulmak isteyen kırsal ke- sim insanı nerede bulacağını umuyor ekmeğinı, is- tanbul'da. Cumhuriyet döneminde, özellikle U. Dünya Sava- şı sonrası, yeni köygöçüren olaylarıyla umarsız ka- lanlar için hangı kent kurtuluş bannağı, istanbul... Diyeceğim, kenar mahalle durup dururken dönüş- medi "varoş"a. Ne Yahya Kemal mantığı perde çeker üstüne bu gerçeğin, ne Mehmet Akif duyarlığı çözüm getirebi- lir... Demokrasiyi, tabandaki ınsanın söz ve karar sahı- bi olmasını önleyen engellerden arındırabılıyor mu- yuz?! (1) Prof. Mustafa Akdağ yazıyor- "... Muamele-ı şeriyye 'de faız fıatı 10-11 veen fazla 10- 10.5 yani, yüzde 10-15 olarak tesbıt olunmuş ıken' rıba- hurtar' (faızciler) yüzde 30'dan aşağı para vermıyorlardı. Yüzde 60 ile faizcılık edenler çoktu. XVI. asrın ortalannda en iyı kazanç getıren ışın faizcılık olduğunda şuphe yok- tur. Hakıkaten bu sayede, Anadolu'da buyük sermaye sahibi' rıbahurlar/n turedığmı goruyotvz." (Turk Halkının Dırhk ve Duzenlık Kavgası. sf.61.1. bas.1975) İlginç bir Rus ressam: Safronov Kültür Senisi - Dünya- ca ünlü resım eleştırmenien tarafından. Rusva'nın Salva- dor Dali'sı olarak nıtelendı- rilen ünlü Ru> ressamı Ni- kas Safronov. e^erlerını 7 mav is-25 mav is tanhlen ara- sında. Beyoğlu'ndakı Yapı Kredı Kazım Taşkent Sanat Galerısi'nde Türkıve'dekı sanatseverlerın beğeniMne sunuyor. I956 yılında Rus- ya'nın Llyanovsk şehrınde doğan. Rostov Güzel Sanat- lar Okulu ve Lıtvanva'dakı Vılnıus Güzef Sanatlar Aka- demısı'nde eğıtım gören Nı- kas Safronov. I983 yılından bu vana Moskova'da vaşa- makta ve çalışmalannı vıne bu kentte sürdürmekte. Sanatı ve eserlerı. çağdaş resımde çok önemli bır kılo- metre taşı olarak kabu! edı- len ve dünvanın hemen her ülkesınde çok büyük ılgı gö- ren Nıkas Safronov un re- simlerı Madonna,JackNic- holson. Sting. Sophia 1 oren. Marcello Mastroianni. Elton John, Julio Iglesias gıbı iin- lülerın vanı >ıra Gorbaçov ve Mitterrand gıbı devlet adamlarının özel koleksı- yonlarında bulunuyor. Res- samlıgının vanı sıra başta Moskova Penthouse olmak üzere birçok ünlü dergıde de sanat vönetmenlığı vedaniş- manlığı görevını yürüten Safronov. eserlerınde her olav a v e eşv av a etıket > apış- tırmamamızı. gözlerımızi dünyava açarak düzeni tar- tışmamızı ve dünvava bir çocuk gözü ile bakmamızı söylerbızlere. Prensıpedın- dığı "çocuklargibi vaşayın" ve "mahkûmetmevin" ılke- lerını >aşjtnıa>a çalışan sa- natçı. ıncetekniğı vezengin fantezileri ile büvük ispan- vol ressamı Salvador Da- lı'nın takıpçiMolmasınm va- nı sıra. eserlerınde Zen-Bu- dızmı ile Ortodoksöğretının son derece ılgınç bır -.ente- zını de vapıyor. Bazı Rus re- sım eleştırmenlerı ^anatçı- nın tabloları içın "Nikas'ın tablolan hırkts tarafından kola> kolav kabul edilmez. bazı insanlarçoksever. bazı- lan da nefret eder. Ancak bir gerçek var ki bu tanloiar in- sanı rahat bırakmaz ve unu- tulmaz" demektedır Sanaîçı ısesanatını \eça- lı^mjljrını şövle özetler "Çalışırken dinîenirim. Pev- /aj \aparını. sonra bir port- re. sonra bir küçük hevkel- cik. daha sonra bir sulubo- >a... Ansızın aklınıa bir fikir gelir >c ortava güzel birsov ut tabkı çıkar."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle