Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5MAYIS1996PAZAR
8 PAZAR KONUGU
DİSKGenel Başkanı Rıdvan Budak, 1 Mayıs 1977kıyımınıyaşatanlarınyok olmadığım söyledi
'Provokatörleraynı merkezde buluştu'çyj~ j ~ \ T T Tfi ı Mayıs'ın devlet ve sermayenin çabasıyla'"Bahar
, \ / J f\ I J,\ Bayramı" olarak ilan edüdiği günlerden beri DİSK, en zor
3> koşullarda bile "1 Mayıs"ı, Işçi Bayramrnı kitlesel bir
şekilde kutlayan tek emek örgütü oldu. İşçilerin sekiz saatlik çalışma hakkını
kazandıklan günün anısına kutlanan "1 Mayıs tşçi Bayramı"ndan ve sınıf
bilincinin yerleşmesinden korkan açık ve gizli güç odaklan, bu günün kan dökülen,
banşın ve sağduyunun kaybolduğu lanetli bir gün olarak anılması için her
dönemde gayretkeşlik gösterdiler. "Kanlı 1 Mayıs" olarak anılan 1 Mayıs 1977
tarihinden beri her yıl bu tarihte günler öncesinden "Kutlansın mı kutlanmasm
mı?" tartışmalan başlar, sinirler gerilirdi. Bu yıl böyle bir tartışma yaşanmadı.
Kadıköy Meydanfnda yapılacak kutlamalarda bü>ük bir olay çıkacağına kimse
ihtimal vermiyordu. Üstelik emek cephesinde farklı dünya görüşüne sahip dört
büyük konfederasyon bir araya gelmişti. Ancak olaylar çıktı ve 1 Mayıs'a yine kan
bulaştı. Bazılarının "Biz dememiş miydik?"' diye kendilerini haklı çıkarma
çabalanna karşın, yaşanan talihsiz olaylarda herkesin sorumluluğu olduğu gerçeği
yine de gizlenemedi. '' 1 Mayıs"m kutlanmasında öncülük eden DİSK de saldınya
uğramasına rağmen eleştirilerden payını aldı. DlSK'in Genel Başkanı Rıdvan
Budak'la olaylan değerlendiren bir söyleşi yaptık.
SÖYLEŞİ MİYASE İLKNUR
/ Mayıs, Türkiye'de yüzyılın başından
beri işçiler tarafmdan kutlanıyor. Osmanlı döne-
minde bile kutlanan I Mayn>, neden son 25yılda
tartışmalara ve olaylara sahne oluyor?
BUDAK: 1 Mayıs'ınbayram olarak. bir hakara-
ma günü olarak kutlanmasınin 110. >ıldönümü.
Yüz on yıl e\vel de sınıflar arası mücadele vardı,
110 yıl sonra da sömürü ve sınıflar arası pavlaşım
mücadelesı var. Yirnıı yıldan beri de Türki>e"de
resmi \e bir ölçüde de hüzünlü bir bıçımde. ara-
lıklarla da olsa 1 Mayıs kutlanıyor Türkiye'de
1908'lerden ıtibaren işçi sınıfı 1 Mayıs'ıkutluyor.
Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında bile 1 Mavis'ı
kutlamayı ihmal etmiyor. 1 Mayıs, emek için 8 sa-
atlik işgünü hakkını elde etmenin simgesı olmuş.
Ve enternasyonalıst bir tavırla uluslararası birlik.
dayanışma ve mücadele günü haline getirılmış.
Bunu ne yazık ki, bu ülkenin yönetıcıleri anla-
maktahâlâgüçlükçekıyorlar. Avrupa'yı saymıyo-
rum artık. Japonya'da bile yüz bın kışı toplanıyor
ve Japonya Başbakanı emekçılerın bayramını kut-
luyor. Japonya dünyanın en zengın ülkelcri arası-
na katılmı^ken. 90 mılyon nüfusuna ış bulmuş \e
sosyal bir hukuk de\ leti olmayı becermışken Ja-
pon işçi sınıfı I Mayıs'ı kutluyor. Ama bu ülkevı
yönetenler hâlâ 1 Mav ıs'ı bir barış, bir karde^lik.
bir dayanışma ve hak alma günü olarak değerlen-
dirmiyorlar 12 Evlül'den sonra dört kez 1 Mayıs
kutladık. Yine bu gruplar vardı ve hiçbir gergin-
lik olmadı.
1
Peki bu 1 Mayıs 'ta niçin olay çıktı?
BUDAK: Şımdi bunun boyutlarına iyi bakmak
lazım. Türkıye'de dört tane konfederasyon bir ara-
,ya geliyor ve 1 Mayıs'ı kutlamaya karar venyor-
lar. Bu bir güzelhk Türkıye için. Türkiye'de geç-
mişte 1 Mayıs'ı hıç de hoş karşılamayan, ama bu-
gün, "I Mayıs emeğin ba\ramıdır~dıyen örgütler
bile gelip 1 Viayıs'ı kutluyorlar. Buna. siyasal ba-
kış açısı ne olursa olsun. bütün farklılıklara rağ-
men herkesin destek vermesı lazımdı. Bunları dik-
kate aldığımızda bunun arkasından bir olay bek-
lemek de çok akıl kân bir iş değıl.
Ancak bir de bakıyoruz. bazı dergiler daha altı
ay öncesınden "1 Mayıs'ta kürsüleri sendikacıla-
ra bırakjnavacağız" dıye yayınlara başlamışlar.
i ^ ^ ^ ^ " Daha önce bu dergüerde bu tür yayın-
ların yapıldığmı biliyor muydunuz ?
BUDAK: Hayır. Ben bunu bugün öğrendim.
Çünkü o dergileri tahammül edemediğim için oku-
muyorum. Olumlu hiçbir yaklaşımİEyı yok. 3Ü ni-
san akşamı bana bu ülkenin önemlı özel TV ka-
nalları gelip "Bir ola> bekliyor musunuz" dıye so-
ruyönelttıler. Ha>ır. Çok büyük birkalabalık ola-
cağını sezmıştim. ama bu olaylann yaşanacağını
asla. Işçilenn örgütlenme konusundazayıfdüştü-
ğümüz kesın. Niye zavıf düştü emek örgütleri?
Örgütlü toplum o ülkede yok ediidı. Örgütlü top-
lumun olmaması demokratik toplumun da zaafa
uğraması demektir.
Bız ne diyecektik 1 Mayıs'ta? Kazanılmış hak-
lanmız korunsun. mılli gelir daha adaletlı payla-
şılsın \e çalışma barışı sağlansın. Bunu kım ya-
par° Sosyal devlet. hukuk de\leti vapar. Herkese
iş, herkese aş. herkese sosyal gü\ enlik hakkı. her-
kese yaşam güvencesi \e barış. Şimdı biz talebı-
mızi sos> al bir hukuk de\ letiyle stnırlamışız. "Bi-
zim bundan öte talebimiz var" diyenler toplantı-
mıza katılmasınlar. Televizyonlara bunlan söyiü-
yorum.
Ancak talebi bu olmayanlar. taleplerini bunun-
la sınırlamayanlar gelip bizim kürsülerimizı işgal
etiler. İşçi sınıfının hak arama kürsüsünü ışgal et-
tiler. Bütün çalkantılara rağmen Türkıye işçi sını-
fı, kendi Özgür kürsüsünün işgal altına alındığına
tanık olmadı. Ilk kez burada gördük. Bu tablo ül-
kemizde yükselen toplumsal muhalefete çok bü-
yük bir darbe vurdu. Niçin 1 Mayıs'ta tartışma ve
olay çıkar aynca? Neden 1 Mayıs'lar hep kanlı 1
Mayıs'lar olarak anılsın istenir? Çünkü 1 Mayıs.
işçi hareketinın dünyada sömürüyü sınırlamak için
yaptığı en büyük eylemin başlangıç günüdür. 1
Mayıs'ta olay çıktığı zaman toplumsal muhalefe-
tı bastırmanız mümkündür. Provokasvon bu. Ne
yazık ki bu pro\ okasyon her taraftan gelmiştır. Bu
pro\okasyona herkes yatkın da\ranmıştır, kürsü-
yü ışgal edenler alet olmuşlardır ve provokasyo-
nun merkezleri de her tarafta var.
Emniyet güçleri de bunun içine dahil
mı!
BUDAK: De\ letin emniyet güçleri bunun için-
de mı değil mı. bunun tart şması içıne giımiyorum.
Ama bu ülkede 1 Mayıs 1 ^77'yj yaratanlarvok ol-
madılar. Emniyet güçleri. bu 1 Mayıs'ta, komite
ile anlaşmalan gereği kitleden uzak duracaklardı.
•••••• Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğ-
lıı 'nıın "\e olacağını herkes görsün istedik, ib-
retahnsm diyemüdahale etmedik "şeklinde açık-
laması var. Bu ilginç ve o ölçüde degülünç açık-
lamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
BUDAK: Istanbul Emniyet Müdürü bunu sö>-
lemişse bu önemli bir de\ let zaafiyetidir. Bu ola-
cak şey değıl. "Terörle Mücadele Yasası'nı katı-
laştıracağız" demek. demokratik de\ letın yapaca-
ğı bir ış değildir. *Hem demokratikleşeceğiz hem
de kurallan daha acımasız hale getireceğiz" de-
mek doğru bir yaklaşım değıl. Şımdi terör. şiddet
gıbi yöntemler. kural dışı davrananların. yani te-
rörıstlerin ışidir. De\ let. kurallar manzumesıdir.
De\ let legal birörgütlenmedır. Devletin "Benolay-
lan se> rettim, herkesgörsün; bir dahaki sefere can-
lanna okuvacağım" demeye hakkı yoktur. Yani.
*Bir dahaotsun, o zaman görevüni yapacağun" de-
mektir bu. Işte bu, cıddı bır zaafiyettır.
Başbakan, sağduyulu davrandıkları
için sendikalara ve işçileretesekkür ederken İçiş-
leri Bakanı Güney, sendikalar hakkmda soruş-
turma açacağını belirtiyor. Hükümetin kendi
içindeki bu çelişkiyiyorumlayabiliyor musunuz?
BUDAK: Tabii bu. kendi görevini yapamama-
nın \erdiği sıkıntıyla devlet adamlığı çizgisiyle
örtüşmeyecek bır vaklaşımdır. Sendikalara hiç
kimsenin söyieyeceği bır şey olamaz. Sendikalar
yetennce örgütlü gelmemiştir ki bu doğrudur.
Kendi güvenlik önlemlerini yeterince almamış-
lardır. Biz kimin gü\enlik sorumluluğunu alaca-
ğız1
' Orada \atandaşının canının \e malının güven-
lığini resmı güvenlık güçleri saglayacaklardır. O
bizım ışimız değildir. Biz devletin polisi değiliz.
Bızi kendi verlerine koymak ve "Soruşturmaaça-
cağız" demek. abesle ıştıgaldır. Bilivorduk kı kıt-
lemızı bu olumsuz saldırılara karşı tepkılendırir-
sek olaylar büyücektır. Bunun bilıncinde olacak
kadar denevımlı kadrolara sahibiz. Olumlu dav-
RIDVAN BUDAK
Rıdvan Budak, 1950yılında
Erzincan'da doğdıı. 1964 yılında
işçi olarak hayata atıldı. Sendikal
yaşamı ise 1972'de başladı. 1973 'te
Tekstü-tş Sendikası Çerkezköy 'de
Şııbe Başkanlığı yaptı. 1977 yılında
DİSK Yönetim Kunılıı 'na girdi. 12
Eylül döneminde 4 av cezaevinde
yatan Budak, DlSK'in 1991 yılında
yeniden açılmasından bııyana
Tekstil - İş Genel Başkanlığı nı
yi'uiitüyordu. Budak, evli ve iki
çocuk babası. Kemal
Nebioğlu 'ndan sonra D/SK Genel
Başkanlığı 'na seçildi.
bulunuvor. Bir başka boyutuyla. >ani ıdeolojik
olarak. donanımlı bir solcu. bilincı ve birıkimi ye-
rınde bır Marksıst de değil. Ne sağcı ne solcu. Za-
ten böyle bir ta\ır. bır ıdeolojik vaklaşımın ürünü
değil. Bunu bır dünya görüşüne \ükleme\e hakkı
>ok. Bu solculuk falan değil. Yani sen gıdeceksin;
sol bilinen. demokrat bılinen orgütlerin. emeğin.
ekonomik demokratik mücadele örgütlennın kür-
süsünü işgal edeceksın ve onların taleplerınin di-
le getirilmesinı engelleyeceksın ve bunu da solcu-
luk adına yapacaksın. Bu olacak şey değil tabiı.
• ^ " ^ • " Geçmişte I Mayıs sadece sol orgütlerin
ve sol sendikalarııı kutladtğı bir bayram olarak
bilinirdi. Bu yıl kendini sol olarak ifade etmeyen
orgütlerin de katılımıylu kutlanacakken kendini
sol diye tanımlayaıı orgütlerin saldırısına hedef
oldu mıı demek istiyorsıınuz?
Bl DAK: Bır demokratik \e olumlu gelışımi
tersıne çe\irmek ıçın. demokrası dışı da\ranmak
ısteyenler her türlü yolu \ e vöntemı kullanıyorlar.
Ben sonuçta pro\okasvonuyaratanların avnı mer-
kezde buluştuklarına inanıvorum. Ama o çocuk-
ları tahrik ederek bu işleri yaptıranlann. ama bu
düzen devam etsın diye çaba gösteren kurumlann
ve bırtakım gızlilıklerın içınde olanlann aynı ama-
ca vönelık davrandıklarına ınanı\orum.
•••^^" Geçmişte DİSK'in kurmaya çalıstığı
"i'lusal Demokratik Cephe" içinde de farklı
gruplar vardı. Ortak toplantılar yapılırdı; ama
hiçbir zaman DİSK "ın hâkimiyeti dışına çıkıla-
nıaz, hattafarklı slogan bile atılamazdt. DİSKgö-
revlileri hemen yani başında biter ve müdahale
ederdi. Şimdi neden böyle olmadı?
BUDAK: Niye olamadı: çünkü DİSK. o günkü
DİSK değıl. Hatta Türk-Iş.ogünküTürk-lş"değil
Yani örgütlü hareket büyük değil. Bu ülke\i \ö-
netenler kolav yönetmek için örgütsüz topluluk
arzu ettiler. Demokratik devlet \erine örgütsüz
toplumu ve kendi anlayışlanna uygun yön^tılmek
ısteyenlen tercih ettiler. Muhalefette iken başka
şey söyledıler. iktidara gehnce başka şeyler >ap-
tılar. Bugün bu ülkenin Çumhurbaşkanı'nı hapse-
denlerın yaptığı anayasa hâlâ vürürlükte. Bir işçi
bir M?ndıkaya üye olmak için 500 bin lıra harca-
mak zorunda. Bır işçi bır sendıkadan istıfa edıp di-
ğer sendıkaya geçmek ıçın bır mıiyon lıra harca-
mak zorunda. Ama bugün bırcumhurbaşkanı ve-
ya başbakan "*Ben bu göre\i bırakıyorum" dedığı
zaman bir beyazdosya kâğıdına ısıtfasinı vazıyor
ve bu geçerlı oluyor. Ancak bır ışçının örgütlen-
mek ıçın, sendikalı olabılmek ve bırtakım hakla-
n elde edebilmek için notere gıtmesi gerekıvor. Ya-
randık ve olaylann buşumesinı onledık. Tespıt
edenler ettiler.
Olaylann kaynağını nerede aramak la-
zım:
BUDAK: Ha. olavı nerede aramak lazım? Ora-
da 13-15 >aşındaki çocuklar kürsüye çıktılar. Bır
CK'antartışması Türkiye'nin gündeminden inmi-
yor. Se!imEdes.cezasınıntaksidini ABD'denpos-
tayla gönderıyor. Bezmen alıp görürüyor. Ahmet
Özal alıyor götürü>or. Bu insanlar da biliyorlar ki
bunlar kamu bankalannı dolandırdılar. Tabii kı
halkın vergilerini çalıp götürdüler. Halkın vergi-
len bu kadar gıdecek. mahallede okul olmayacak.
okul v arsa öğretmen olmayacak. dispanser olma-
yacak. hastane olmayacak. varsa doktor olmaya-
cak. ulaşım olmayacak. milli gelir bu kadar ada-
letsiz dağıtılacak. insanlar işsiz ve aşsız kalacak-
lar. her türlü sıkıntıyı yaşayacaklar. katlanacaklar.
bir aılede 8-9 kişiden bir kişi çalışıp eve ekmek ge-
tirecek ve ondan vergi olarak kesilen de Çivan'la-
rın. Edes'Ierin. Özal'ların Isviçre bankalanndaki
hesaplannda olacak ve bu halk bunlara tahammül
gösterecek. Türkiyeyi yönetenler önce işin bu ta-
rafma bakmalılar. Bu bir sosyal patlamadır. Ama
hiçbir şekilde bütün bu olumsuzluklar. terörle ve-
ya demokrasi dışı vöntemlerle ortadan kalkmaz.
Mücadelenin yöntemi bellidir Bizi Alevi-Sünni,
Türk-Kürt diye birbirimize düşürenlerın ve bu dü-
zeni korumak isteyenlerin asıl saklamak istedik-
len ışin sınıfsal boyutudur. Milli gelirin adil olma-
>an pa>Iaşım boyutudur. Birtoplumda milli geli-
rin yüzde 70'i. 7*5'i toplumun yüzde 5'ine dağıtı-
lır, dünyanın en büyük zenginleri kısa sürede ya-
ratılırsa bu adaletli paylaşım olmaz. Şimdi toplum-
sal muhalefet düzene karşı bu biçimde yükselir-
ken. daha demokratik v e daha sos\ al bir devlet ar-
zusu haykırılırken provokasyon yapılıyor. Düze-
ni değiştirmek istemeyenlerin de bunda parmağı
olduğu görülüyor artık. Olayı bütün bu yönleriy-
le ortaya koymak lazım. 13-15 yaşındaki çocuk-
ları bu olumsuz düzene karşı tahrik etmek çok ko-
laydır. Onu tahriketmek için sağcı ve solcuolma-
ya gerek yok. Futbolcu da olsanız veterlı. Gıder-
siniz. aşağı mahallede. "Bizivebabaİannuzısömü-
renlervar'dersinizvemağazalanncamlarınıkır-
dırırsınız.
^^^^m
Bu akıl dışı olaylarda gelir dağtlımm-
daki bozukluğun payı olduğu ve bir sosyalpatla-
manın eşîğinegeiindiğî görüldü mü acaba?
BUDAK: 15 yaşındaki genç. Kadıköy "de cam-
lannı kırdığı mağazada yağmaladığı ayakkabının
numarasına bakıyor. Bir ülkede paylaşımdakı ada-
letsızlik o ülkede her türlü olumsuzluğun ve kar-
gaşanın yaratılması için veterli sebeptir.
•••^•^ Yoksulluğu, adaletsizliği ve baskıyı bıı-
güne kadar göz ardı eden medyanın olayın sade-
ce tek boyutıınu göstermesine diyeceğiniz yok
mu?
BUDAK: Medya. ola>ı, bellı bovutlarıyla ele
aldı. Insaflı olanlann haberlerınde ışin sosyal bo-
yutu da işlendi. Yine ekranda gördüğümüz bir gö-
rüntüyü örnek vereceğim. Genç bır çocuk. bırban-
kamatiği kırmaya çalışıyor. Hayatında onun. bir
bankada hesabı da kredi kartı da olmayaeak. Ge-
lecekte böyle bir umudu da yok. O zaman banka-
matik ona düşman. Kadıköy'ün merkezindeki o
mağazalardan giyınme şansı yok. Dev let o olana-
ğı ona vermivor. o zaman ona da karşı. Dev lete de
karşı bir tav ır. Dönüvor "Bu sendikalar yok mu,
bunlar da bir av uç örgütlü işçiv i koruv orlar: o hal-
de bunlara da karşı olmam gerekir" dıye düşünü-
yor.
^^^m
^ Çünkü kendisi issiz olduğundan onun
hakkını koruyacak sendikası yok değil mi?
BUDAK: Evet. işsiz olduğu için o serzenişte
ni örgütlü bır toplum yaratmamak için her türlü en-
gel \ar bu anayasada. Bu anavasayı kim vaptı?
Asken rejim yaptı. Peki sen nıve değıştirmedın
kardeşim? Askeri rejım yaptı; örgütlü toplumu is-
temedi.
Ama sen sıyasi parti yöneticisi olarak başbakan-
sın. bakansın. hatta cumhurbaşkanı olurken de bir
sıyasi partının başmdan gıdıvorsun. Sen örgütlü
toplumu ıstıyorsan. senın de varlık nedenın olan
demokrasiyı ıstıyorsan senın bu değışimlerı yap-
man lazım.
Yarın ara rejim devreye gırdığınde partilennin
kapanmayacağını garanti edebilırler mi?
Bir anlamda kendi güvencelen de demokrası
değil mi? 1 Mayıs"ta"Herkesten vergi alınsın" dı-
ye bağırmamızBaşbakanı rahatlatırashnda. Baş-
bakan o zaman baskı gruplanna karşı der ki: "Kit-
lelerden. herkesten vergi alınması vönünde tepki
gelivor. o nedenle ben herkesten vergi alacağtm."
\ergi alan başbakanın hizmet sunması daha kolay
değil mı? Niye yapmıvorlar bunlan? Çünkü ver-
gi vermek istemeyenlenn ıktidarları bunlar Dev-
letin ~baba" imajı. devletin büvüklük imajı bu
olumsuzluklaı yüzünden gıderek halkın kafasın-
dan sılınıyor. Dev lete karşı tepkılı. siyasi iktidar-
lara karşı tepkiii birtoplumsa! yapı gıderek büvü-
yor
^••••i / Mayıs olaylanndan ders alması gere-
kenler ders aldı mı acaba?
BUDAK: Hayır. Demokrasi dışı arayışlan olan-
larla kesinlıkle ve kesınlikle bir araya gelmeyece-
ğiz! Alın terı dökmeden. emek sarf etmeden. üre-
tımde sorumluluk vüklenmeden. çalışmadan ya-
şay anlarla demokraside ortak pav damız bulunmu-
yor.
Harcadığı çabanın çok ötesinde kazanç sahibi
olan. dev lete vergı vermeyen. sömüren gruplara
karşı da bu demokrasi mücadelesıni vermek ge-
rekıyor. Bundan sonra "emeğin en yüce değer ol-
duğu"na inananlarla 1 Mayıs'larıbirlikteyapaca-
ğız. Ama kürsülere saldıranlarla asla birlikte ol-
mamız söz konusu değıl.
^ ^ ^ ^ " İllegal örgütler tabanlarını nereden bu-
luyorlar?Aslındayanıtını biliyoruz. Pekiyöneten-
ler bunu görmüyor mu?
BUDAK: tşte devletin görmediği o zaten. On-
lar zannediyorlar kı herkes dev lete. vatana düş-
man. Hayır. Bu çocuklar 13-15 yaşında. Siyasal bı-
lınç ve binkimle donanmış. bu eylemlennın sonu-
cunun nereye v aracağını çok hesaplayan çocuklar
değil. Düzene karşı bıröfkelerı var. Sızbıray "En-
gin Civan, üç yüz - beş yüz miryar götürdü" derse-
niz bu ülkenin nüfusunun varısı. Çıvan'ın görür-
düğü paranın onda bırıne ve çektığı cezanın on ka-
tını çekmeye hazır. Böyle bır ülke olduk. Ne ka-
dar yattı Engın Civan? Bır buçuk > ıl. Nedır onun
on mislısı? 15 yıl. Ver 300 mılyarı, 15 yıl yatacak
çok adam var.
^^••^—
Aile, birferdini rahatlıkla bu parayafe-
da eder..
BUDAK: Tabiı feda eder. Töreye aykın geldi di-
ye 15 yaşındaki kız çocuğunu sokak ortasında bı-
çaklaması ıçın bır ferdini feda eden. aynı şekilde
yapar. Bunu ortadan kaldırmak lazım. Bu ülkede
dolandıranın yanına kâr kalıyor. Artık bu saklan-
mıvor ki...
••^^^^ Peki Başbakan Yılmaz'ın I Mayıs olay-
lan ile ilgili olarak "Bu bir ayaklanma provası-
dır" sözünü nasıl yorumluyorsunuz?
BUDAK: Bu sözleriyle devieti zaafiyete uğra-
tıyorlar. Devlet bana lazım. Devlef bir tüzelkişi-
lik. Onun başına oturanlar nasıl yönetiyorlarsa öy-
le yönlenır. Dev leti zaafiyete uğratmaya hıç kim-
senin hakkı yok. Sa\ ın Başbakan bu lafı nasıl söy-
ledi bılemıyorum. 1 Ma\ıs'ta20taneiş>erininca-
mını kıranlar bu ülkede ıhtilal vapacak güçteler-
se o zaman bız yokuz. Ne dev let var ne demokra-
tik kurumlar var. Devletin demokratıkleşmeye ih-
tıyacı var. Türkıye'nın en büyuk sıkıntısı demok-
ratikleşmedir. Bunu çözebilirsek sorunlan çöze-
riz.
• • ^ ^ M Başbakan 'ın bu sözünden yola çıkar-
sak gelecekte bu ülkede ihtilali gerçekleştirecek
olanlar 15-20yas grubumu olacak?
BUDAK: Sayın Başbakan bu vaş grubundan ve
abılennden bir ihtılal ve ayaklanma beklemesin.
Bunlar beceremezler. Ama şundan korksunlar: Bu
kadar haksizlık ve hukuksuzluğu düzeltmek ıçın
çaba göstermezsek. üretımı arttırmazsak ve üre-
tımden ortaya çıkardığımız rantı adam gıbi pay-
laşmasını bilmezsek, işsizliği ortadan kaldırmaz-
sak. haksızlığı ve baskıyı ortadan kaldırmazsak
bu. başka toplumsal patiamaları meydana getırir.
Orada sağcı solcu aramaya. orada ideolojı arama-
ya gerek kalmaz. Işsız ve aç ınsanlann dünyanın
heryanındayapabıleceklerı aynıdır. Olumsuztuk-
lara karşı koyduğu tepkı aynıdır.
Evet,'Los Angeles 'ta zenciler de mağa-
zaların camlannı kırıpyağmaladılar. ABD hükü-
metinin tepkisi nasıl oldu?
BUDAK: ABD Başkanı hemen o bölgeye gidip
o insanların sorunlannı dinledı ve çözüm bulun-
nıası ıçın vasalar hazırladı. Dünyanın neresinde
olursanız olun, kavnaklarınız çok olamayabılir
(kaldıki bızım ülkemızın kavnaklan az değildir);
ama kavnaklan adıl bir biçimde dağıttığınızda te-
rörü etkısiz hale getınvorsunuz. Terör. adaletın ol-
duğu yerde olmaz, baskının olduğu yerde olur.
Bu gençlerin iyi bir isi, okulu veya top-
lumda kendisine saygıniıkgetirecek bir kimliği ol-
sa aynı tabloyasanır mıydı?
BUDAK: Elbette ki hayır. En azından bir büyük
çoğunluğu onlarla birlikte olmazdı. İş. aş. ekmek.
sağlık. eğitim gibi olanakları insanlara verdiğiniz-
de durum böyle olmaz. Gidın Dıyarbakır'a. Şır-
nak'a. Hakkân'ye; dikın okulları. fabrıkalan, has-
taneleri, PKK kalıvor mu...
Hazır bu konuya değinmişken, 1 Mayıs
İsçi Bayramı'nda "ulusal mücadele verdiğini"
söyleyen ve artık Marksizmi de terk eden grupla-
rın katılımına ne diyorsunuz?
BUDAK: Biz yıllardırbu ülkede Türkçülük adı
altmda ideolojik saldırılarda bulunanlara karşı mü-
cadele ettik. Kürtçülük de kabul edeceğımiz bır
şey değıl.
Hıç böyle bir arayış içinde olmamaları lazım.
Ideolojik boyutu bakımından sövlüyorum. İki.
bunlann tabiı ki solculukla. emekîe ve demokra-
sıyle ilgılen yok. Ne ışler yaptıklarını da herkes
vazıyor ve söylüyor.
• • • ^ ^ Bu olaylar kime yaradt, kimin ayranını
kabarttı?
BUDAK: Bu haksız ve hukuksuz düzeni dev am
ettırmek isteyenlerle onun sözde emek cephesı
içindeki uzantılanna. 1 Mayıs hep böyle kötü anıl-
sın. sömürü ve baskı düzeni devam etsın diye dü-
şünenlerın çok işıne varadığı kesin.
• ^ • ^ ^ "Polis, başlangıçta bizim isteğimiz üze-
rinegeri çekildi dediniz ", ama buna karşın iki ki-
şi öldürüldü. Tekrargeri çekilme oldu, amaişler
çığrından çıktığındapolis neden müdahale etme-
di? Başka bir hesap mı vardı?
BUDAK: Onu bilemıyorum. İstanbul Emniyet
Müdürü'nün dediğinden hareket edersek "Her-
kes görsün, bundan sonra biz yapacağımızı bih-
riz" mantığına uygun. Ona zemın hazırlandı. ev et.
^ • ^ ^ ^ "DİSK, eskisikadargüçlü olmadığı için
olaylan önleyemedi" dediniz. Peki DİSK, kürsü
güvenliğini dahi sağlamaktan aciz birörgütmü?
BUDAK: Kürsüye saldıranlarellerinde sopalar-
la geldiler. siz de sopalarla cevap verdinız. Uç ölü
yenne 33 ölü oldu. Akıllı davranış bu değıl ki...
Bır kıtleyı dağıtmak ıçın on bin ya da beş bin in-
sana gerek yok.
Eli silahlı yüz tane adam da yeter. Saldırganla-
ra ateş ederler: orada üç bın kişi. yüz bin kişi yer-
lere yatar ve kaçışırken bile yüzlerce insan ezıle-
rek ölür. Biz büyük bır sorumlulukla bunlann çık-
masını önledik. Bize herkesin tesekkür etmesı
lazım.