07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYF- CUMHURİYET 5 MAYIS 1996 PAZAR HABERLERIN DEVAMI Istanbul B 26 Edıme B 29 Çanakkale B 24 Kocaeli Izmır B 28 B 30 Manısa B 31 Aydın B 32 Denizlı B 30 Zonguldak B 26 Antalya Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Konya Eskışehir Sıvas B B B B B B B B 22 20 19 21 27 25 27 24 B 25 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siırt Hakkâri Van B B B B B B Y Y 28 24 28 30 26 29 12 18 Y 17 Yurdun kuzey ve do- ğu kesimleri parçalı bulutlu. Doğu Ânado- lu'nun doğusu sağa- nak, yağışlı. otekı yer- ler az bulutlu ve açık geçecek. Havasıcak- lığı yurdun batı ke- sımlerinde artacak. doğuda bıraz azala- cak. Rüzgâr kuzey ve doğu yonlerden hafıf ara sıra orta kuvvette esecek. Londra Pans Roma Berlin Amsterdam Madrid Sofya Brüksel B B Y B B Y Y B 9 15 22 9 12 16 23 10 Budapeşte B 18 Münih Atina Mılano Oslo Heisinkı Stockholm Belgrad Viyana Bonn B Y Y Y Y Y B B •M 20 10 10 10 21 20 10 B 15 Moskova Y 24 Aşkabat 28 Almatı 14 Taşkent Y 18 Bakü 21 Bışkek 15 Tıflıs Y 17 Kahıre 27 Şam 27 Parçalı bulutlu i Sıslı B u l u t | u t Çok bulutlu Yağmurlu b Kariı G U N D E M MLSTAFA BALBAY Şeliiple Baş Başa... I Bajtarafı 1. Sayfuda Istanbul'da meydana gelen olaylar tüm yurtta gün- demi değiştirdi. Olayın, eyleme katılan maskelilerin hareketlerinden polisin tutumuna kadar tutulacak ya- nı yoktu... Ama Ankara öyle değildi. 1 Mayıs, şanına yakışır coşkuyla ve gereksiz taşkınlıklara zemin olmadan kutlandı... Başkentte kutlamaların, kutlama biçiminde geç- mesınin güzelliğine Kadıköy'de olanlar gölge düşür- dü, ama Ankara'da yaşam, bayramın ardından da "olağanüstü" hareketlenmedi... GÖrünen o ki çalışanlann önemli bir dilimi, bir yo- lunu bulup aradaki iki günlük çalışma gününü de ta- tile ekleyip ikiye katladılar... Bakanlar Kurulu'nun kimi üyeleri bile. kendilerine izin verdiğine göre yurttaşlannki haydi haydi hoş gö- rülebilir... Insan kimi zaman, binlerce kişinin arasında kendi- sini yalnız hisseder... Ankara'da, özellikle Kızılay'da ben de bu duyguyu yaşarım... Işığa dikkat... Arna dikkat etmesen de olur, yanın- daki onlarca kişi, araçları durdurup yola el koymuş... Biraz hızlı yürüyorsan öndekine çarpmamaya ça- lış, yavaşsan daha kötü... Trafik. artık şoförlük değil cambazlık işi... Kurallara uyan değil. usta şoför olmak gerekiyor... Arkadaş heykeller Ama bayram öyle değildi... Atatürk Bulvarı üzerinde seyreden araç sayısı, kal- dırımlardaki ağaçlardan daha azdı... Bu yüzden olacak, trafik lambalarında sadece sa- rı ışıklar vardı... Kavşakta biraz yavaşlıyorsun, sonra devam... Hani, "Bayramda şehirde kalmak ve çalışmak du- rumundaysanzevkalmaya bak"denirya, bizimki de aynı hesap oldu, ama gerçekten zevkliydi... Murat Karayalçın ın belediye başkanlığı döne- minde Ankara'ya kazandırdığı, "arkadaş heykeller" ön planaçıkmışlardı... Özellikle Yüksel Caddesi'nde- kiler insan gölgesinden arınmıştı... Yüksel Cadde- si'nden geçerken "bekleyen adam" heykelinin omu- zuna dokunmadan edemem... Bayram güneşle gelince, günlerdir bu anlan bek- leyen ağaçlar da koşar adım yaprağa durdu... Yol üzerindeki kimi ağaçların yaprakları elimde büyüdü desem yeridir... Sabahtan akşama ikiye katlandılar... Kuğulu Park'ta da. güvercin sayısı insan sayısın- dan fazlaydı... Akşam saatlerinde durum biraz deği- şiyordu ama; sabahki durum, güvercinler için yem satan amcanın işine gelmiyordu... Bir sabah baktım, külahını 30 bin liraya sattığı yem- leri avuç avuç güvercinlere döküyor... Biliyor ki, buradan giderlerse daha kötü... Tunalf da kimi dükkânlar değişmiş... Salt insan gör- düğüm kaldırımlarseyrekleşince, yapılarve ağaçlar... Bayramın ilk günü, Tunalı'da bir dondurmacıda, Çankaya'nın Yıldız ya da Kırkkonaklar tarafından gel- diğini sandığım iki çocukla karşılaştım. Yirmi bin lira uzatıp ıkı dondurma ıstediler. Dondurmanın topu on bin lira... Ben kendime üç top istemiştim. içim eridi... "Arkadaşlar, bugün bayram, hepimize eşit" dedim. Bana, "On binlik on binlik" bakıyorlardı, ama ol- sun... Her gün bayram olsun... Hani, grup olarak görüştüğünüz insanlar vardır... Herkes herkesle iyidir... Öyle görünür... Gülünür, eğ- lenilir... O gruptakilerden biriyle bir gün baş başa kalıverir- siniz... Önce şaşırırsınız. "HayAllah, şimdi ne konu- şacağız? Ortak yönümüz de yok... Daha doğrusu olup olmadığını bile bilmiyorum..." Biraz konuşunca tanımaya başlarsınız... Grubun dışında ayrı bir arkadaşlık oluşur... Insanın bayramda kentte kalması biraz da buna benziyor. "Terk edilmiş bir kentte ne yapılır?.." O zaman kentle tanışmaya başlıyorsunuz... Belki de insan olarak eksiklerimizden, daha doğ- rusu yanlış anlamalarımızdan biri de bu: - Yaşadığımız ortamın birparçası mıyız, yoksa ya- şadığımız ortam bize ait bir yer mi? Birincisini benimseyince, "Yaşadığımız ortamın, doğanın bir parçasıyız" deyince arkasından şu soru gelmez mi: - O zaman benim öbür parçalanm nerede?.. Çok yerde... Yürüdüğünüz yolda. her gün önün- den geçtiğiniz, ama hiç dikkat etmediğiniz ağaçta, attığınız çöpü kurcalayan sokak kedisinde... O zaman ınsanın içine bir zenginlik giriyor... Çoğal- dığınızı hissediyorsunuz... Sözün özü, Ankara'yla çok sık karşılaşıyorduk... A- ma pek selamlaşıp sohbet edemiyorduk... Bayram iyi geldi... Her gün bayram ol-saa... Şehir bize kal-saa... \^°..-^ iulu kar t Gok gûrültulu Yetki knllandıııaLı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DYP'li Adalet Ba- kani Nlehmet Ağar. yasal düzenlemelerin 1 Mayıs ve benzen olaylan önlemede yeterli yetkiyı tanıdığını \urgulayarak "Önemli olan kanuni şartlar otuştuğunda bu yetkiyi kullanmak" dedi. Koalisyon ortağı ANAP ile DYP arasında suçlamala- ranedenolan 1 Ma\ıs olay- lan. hükümeti yeni önlemler almaya itti. 1 Mayıs'ın he- men ardından top'lanan Ba- kanlar Kurulu'nda. bazı ka- bine üyelerinin Ceza Muha- kemeleri Usulü Kanu- nu"nun (CMUK) kaldınl- masını önerdikleri. buna karşın Adalet Bakanı Meh- met Ağar'in. bu yasanın te- rörle mücadele kapsamın- daki sanıkları ilgilendirme- diğini \urguladığı öğrenil- di. Melımet Ağar. toplıım- sal olaylarda polı^in gerek- lı önlemlen alması için ye- terli yasal düzenlemenin bu- lunduğunu kaydederek "Hiç kanunlarta oynamaya gerekyok. Önemliolan bun- lan kullanmak. kanuni şart- lar oluştuğunda kullanınayı bilmek" diye konuştu. CMUK konusunda mağdur olan yurttaşlann bazı şikâ- yetleri bulunduğunu ve bu yönde düzenlemeler yapıla- bileceğini bildiren Ağar. şunları söyledi: "Her şeyi hukuk çerçeve- si içinde yapacağız. Adalet Bakanuğı'nda vapılan ev- lem \e işlem. her şey hukuk çerçevesinde olacak. Bunun dışına çıkmak diye bir şey yaptırmam. Ama cesaretli kararlan alınm. Her kanun- da aksayanyön olabilir. Var- sa kamuov unun beklentisi. büyük kitlelerin talebi yö- nünde değişiklik vapmanın hiçbir mahzuru vok." 'Demokrasi losıtLanamaz'• Baştaraft 1. Sayfada ve özgürlüklerin daraltılmasına yönelik anlayışlan onaylamadık- İannı bildirdi. Sıyasetın yermi almaya çalışan şıddettn. toplumun beklediği çö- zümleri üretmesınm olanaksız oldu- ğunu da dile getiren CHP Genel Sekreten. "Yöneticilerin, şiddeti. toplunısal ola>lan kitlesel olaya çe- virme amacını disiptine edici gerek- li önlemleri almaları da gereklidir. İstanbul olaylannda bu konuda bir yaklaşım >akalamakolanaklı görün- müyor"ehye konuştu. Ceza Muhakemelerı Usulü Kanu- nu'nun (CMUK.) çıkartılmasındaki çabası ile bilinen eskı Adalet Baka- nı ve CHP Ankara Milletvekılı Sey- fi Okta\ da ilkel sağ siyasetlerin yıl- lardan beri antıdemok-ratik uygula- ma ve yetkılerle terörü bu aşamaya getırdiğini belirterek "Görülüyorki şimdi aynı yöntemi daha ilkel bir bi- çimde sürdiirmek tstiyorlar" dedı. Oktay. şu görüşleri dıle getirdi: "Bakın °SS° karamameleriçıkar- dılar. Olağanüstü Hal Yalüiğioluştu- ruldu. Sıkj\önetim \etkileri\le do- natılmış olağanüstü hal yönetimleri oluşturdular. 12 Eylül ana\asasına bile aykın düşebilecek antidemok- ratik düzenlemeyapnlar ama bugün terörde geldikieri nokta da budur. Bizim dönemimizde detnokratik birtakım çalışmalar, düzenlemeler. yönlenmeler olmuştur. Şimdi onlan da silmek ve eskiden olduğu gibi > i- ne en acımasız antidemokratik u\- gulamalara başvurnıa gibi bireğilinı gözüküyor. Bu ülke çıkanna değil. Bu, giderek ülkedeki sıkıntılan da- ha büyük bovudarda arttırabilecek çok yanlış ve ilkel bir düşünce." Meral: Saldınya uğradık Türk-!ş Genel Başkanı Meral. 1 Ma> ıs'a kan bulaşmasının ardından çıkan olaylardaki sorumluluğun fa- turasının sendikalara kesılmek ıs- tenmesinı eleştirdı. Meral, sendıka- cılann denetım görevi olmadığını \e saldmva uğradığını kaydederek "Daha önce karşı çıktığımız Tcrörle Müeadele\asasrnı. İller İdaresiYa- sası'nı yeniden getirebilirler. Biri taş atarsa. elli kişi atılanı çıkartamaz. 3- 5 çapulcu herkesin nefretini kazan- dı" dedı. Alanların işçılere kapatılmasını da kınayan Meral. Türk-lş' in eylem- lerıni her zaman parlamenter siste- mi sa\unan şekilde \aptığını belir- terek. "Dahaönce240 bin kişi) le Kı- zıla> "a onurlucageldik,onurluca git- tik. Kimsenin burnu kanamadı" de- di. Meral. 1 Ma>ıs"ı sadece işçilenn değiI. banştan ve emekten yana olan her insanın kutladığını ıfade ederek. mıtinge sızan grupların "büyük kentlere Anadolu'dan gelen saf \e te- tniz insanlann işsi/ kalmatan \e rte- mokrasi düşmanlannın tuzağına düşmesinden" kaynaklandığını sa- vundu. Ola> çıkartan grupların "ayağı >ere basmayan. çapulcu ve sendikalara husumetbesleyen" kışi- lerden oluştuğunu da belırten Meral. hükümeti gereklı önlemlen alma>a çağırdı. Meral. önümüzdekı yıllarda 1 Mayıs'ınalanlarda kutlanıp kutla- namayacagıyla ilgıli olarak da "Za- man neyi gerektirirse o olacaknr.Za- manı geldiğinde alanda mı başka bir yerde mi bakılır. Daha 1 sene >ar" dedı. Hak-lş Genel Başkanı Uslu da hükümetin yeni istikrar paketı oluş- turma hazırlığına dikkat çekerek ekonomık ve sosyal programların "sosyal diyalog*' voluyla oluşturul- ması gerektiğini vurguladı. Uslu. dün yaptıgı yazılı açıklamada. 24 O- cak ve 5 Nisan istikrar paketlerinin başansızlıgına dikkat çekerek "Bu pakerierin olumlu \eolumsuzsonuç- lan. kamuov unda açıkça. yeterince \c doğru olarak tartışılmadan >eni bir paketin hazırlanması. dayatma- dan ileri bir anlaııı taşımaz" dedı. 'Yeni pakete ihtivaç yok' Böyle bir da\atmanın çahşanlar tarafından kabul edılmesinin müm- kün olmadığına dıkkat çeken Uslu. sözlennı şövle sürdürdü: "Eğer 24 Ocak ve 5 Nisan başan- lı idiyseler, veni bir pakete ihtivaç voktur. Eğer bu paketler başarısız iseler. kamuov unda bu başansızlığın hesabı verilmelidir. 5 Nisan iki vaşı- nı daha yeni doldurmuşnır. 5 Ni- san'ın en belirgin getirisi. kitlelerin fakirleşmesi vevoksullaşmasıolmuş- tur. İ cretlilerin gelirlerinde reel ola- rak vüzde 50 gerileme olmuştur. L1- ke fakirleşmiş ve gerilemiştir. Yatı- nmlar durmuştur. 5 Nisan"ın başa- nsı, sadece rant, repo, v üksek enfias- von. >üksek faiz, iç ve dış borçlann artması olmuştur." Uslu. ekonomık program ve pa- ketlerin başarılı olabılmesi için. is- tikrarlı ve güçlü bir sıyası ıktıdara ihtivaçoldugunu vurgulavarak şöv- le dedi. "Sosval taraflann görüşle- ri alınmadan hazırlanacak bir istik- rar paketi ölü doğacakhr, başansL/. olacakhr ve ülkeve daha da fakirlik getirecektir. Amaç IMF'vi memnun etmek değil. ülkenin ekonomik ve sosval sorunlannı çö/mek olmalıdır. Biz IMF'siz de sorunlarımızı tartışa- biliriz ve çözebih'riz. Davatma değil, sosval divalog istivoruz." Kul: Sendikacılar suçsuz 20 kişi serbest bırakılcb GÜNEŞGLRSON ANKARA - 3 kişinin ölümüyle so- nuçlanan 1 'Mayıs kutlamalannın fatu- rası. sendikalara ve demokratik hakla- ra kesilmek istenirken ANAP'lı Çalış- ma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Emin Kul. işçıden ve sendikacıdan yana tavır koydu. Sendikacılann ve işçilerin çıkan olaylarda sorumluluğu olmadığını vur- gulayan Kul. "Üretme ahlakı olan insa- nın. ürettiğini tahrip etnıesi mümkün değil. Değer varatan bir insanın, yarat- tığı değeri tahrip etmeve eli varmaz. Sen- dikacılann ne cav dıncı silah gücü ne de cavdıncı bir donanımı var. O sorumlu- luğu almamalan da gerekir. Alsalar bi- le. doğacak olavlan önlevecek araçlan olmadıgı için. suçlama da akıldışı olur" dedi. Daha önce Türkiye Denizciler Sendi- kası Genel Başkanlığı ve Türk-lş Genel Sekreterliği görevlerinde bulunan Ça- lışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Kul. 1 Mav ıs kutlamalannın kana bulanma- sını. Cumhuriyefe değerlendirirken "1 Mayıs Imndan sonra da alanlarda kut- lanabilir. \ ılmamak lazım. Geleneğini ve terbiyesini kurmak lazım" dıve ko- nu^tu. Çıkan çatışmalardan sendikacı- lann sorumlu olmadığını kaydeden Kul. polisin de "öldürme kastı olmadığını" belirterek "Polisin öldürme kastı olsav- dı. daha çok ıav iat olurdu" diye konuş- tu. Kul. Kadıköy'deki kutlamaya katılan işçi sayısının düşük olduğunu belirterek "1 Mayıs daha etkili. daha disiplinli, da- ha görkemli olmalıydı" dedı. Olaylardan güvenlik kuv vetlerinin ne oranda sorumlu olduğunun. yapılan ba- listik incelemeler sonucu ortaya çıkaca- ğına dikkat çeken Kul. militanlann iş- çilerin arasına sızmasını, "Medya,poli- sl >akaladığını coplarkenyansıtıvor. Gö- ğüsley ip durdurmakhaberdeğil. Bütün bunlar, kamuov u üzerinde, polise doğ- ru. "çok kötü yaptıgı' intibaı verildiği. emniyet güçteri tarafından hissedilcniş- se. buna mev dan v ermeyelim endişesi de söz konusu olabilir. Ondan doğan bir pasifize olma. dengesldik olabilir. Aksj- ni düşünsev dik. şiddetli olsa. zayiat da- ha büvük olabilirdi" dive deöerlendir- di. Bakanlar Kurulu'nun. sendikacılar hakkında soruşturma açılması konusun- da bir karar almadığını. zaten bu konu- da bir tespıt yapmasının da "doğru ol- madığını" v urgulayan Kul, yargı organ- larınca olay hakkında ifadelerine başv u- rulabileceğini söyledi. Kul. işçilenn arasına sızan örgütlerin "zafiyet" için- de olduklannı savunarak şöyle konuş- tu: "Eğer herkes 1 Mayıs'a kendi görüş- lerinegöre anlam verirse bu tür kanşık- lıklar olur. Olav. toplunısal patlama bo- yutunda değil. Rav ından çıkmış bir gös- teri bu. Başkasımn gücünün arkasına sığınıp kutlamaya gelivorum gözüküp hareket etmek, onlann (terör örgütleri- nin) zafıyetinigösterivor." Yasal düzenlemeye gerek yok 1 Mayıs'ın resmi tatil olması için ya- sal düzenleme yapılmasına gerek olma- dığını kaydeden Kul. "Yasadeğiştirmek- le sorun çözülseydi, her şey mum gibi olurdu. Geleneğini ve terbiyesini kur- mak lazım. Dünyadaki bütün işçi hare- ketlerince kutlanan bir gün. Her ülkede yasal gün olarak mı tespit edilmiştir? İl- la kanun zoruyla bav ram olması fikrin- de değilim. Kolav ına kaçmamak lazım" dedi. Kul. Türk-lşte genel sekreter olarak görev yaptıgı 1986-1989 yılları arasın- da çok sayıda mitıng düzenlediklerini ve bunların olaysız geçtiğini anlatarak. sendıkaların bu organizasyonlarda "Kendi mitingimlrin güvenliğini sağla- vacağız. Siz. bizenıüdahaleetmev in.yar- dımcı olun derdik" diyerek güvenlik kuvvetleriyle anlaştıklannı anlam. Kul, miting sırasmda meydana gelen tahnba- tın ışçiler tarafından vapılmadığını da \ urgulav arak "t'retme ahlakı olan insa- nın, ürettiğini tahripetmesi mümkün de- ğil. Marangoza, 'Kapıyı kır' desen, "Menteşesını sökevım" der. İşçi. hakkı- nı arar, bağınr. çağınr; tahrip etmeve, is- tesen de sev k edemezsin. Değer varatan bir insanın. varattığı değeri tahrip etme- ye eli \armaz. Tahribatı vapan insanla- nn yaşının çok genç olduğu görülüyor. Ne kılık kıvafeti işçi ne de vuruş tanan- daki hırs, bir işçinin karakterini vansıtv yor. işçi, mitinglerin başka örneklerini de verdi. Kızılav "da binlerce kişi toplandı. o- lay çıkmadı. O zaman sızanlar da. işçi- nin bilinci içinde kavboldu. dağıldı." Kul. 3 IŞÇI ve 1 memurkonfederasyo- nu tarafından düzenlenen mitinge işçi katılımının az olduğunu belirrti. Olav ları çıkaran grupların. "işçihare- ketini atetetmevekalkmalannı" da eleş- tiren Kul. "Başkasımn gücünün arkası- na sığınıp kutlanvava gelivorum gözü- küp hareket etmek, onlann zafivetini gosteriyor" di\e konuştu. Mitıng sırasın- da 3 kışinın öldürülmesınde güvenlik kuvvetlerının sorumluluğu konusunda- kı soruya da "O kargaşada, hedef seçe- rek ateş etmek çok zor olmalı. Çok kes- kin nişancı olmalı. Elebaşı hedeflenir. Hedefgösteriliyorsa,suçuvarsameydan- larda vargılanmaz. mahkemeler var. \argi önüne çıkanlır. Nefsi müdafaa ola- bilir. Her ülkede olabilir. Ateş etme ve öl- dürme kastı polisteolsa idi, çok daha faz- la zayiat olurdu." yanıtını verdı. Kul. istanbul Valisi Rıdvan Veni- şen'in, olaylar sırasında Marmans'teta- tilde olmasını da "1 Mayıs, bilinen bir gün. Çocuklarbile biliyor. Yöneticilerta- rafından. üstelik de kendi tarihimiz için- deki akışı bakımından zaman zaman zor durumda kalan idareci, takdir etnıeli. \alinin kendi takdirinde. \aliyi suç- layamam, kendi bakanı bilir" diye yorumladı. Enflasyonun ateşi nisanda yükseldi • Baştarafı 1. Sayfada tında gerçekleşti. Bu arada fiyat artışında ka- mu kesimi yine başı çekti. Nisan ayında kamu kesimin- de fiyat artışı yüzde 10.4'ü bulurken, özel sektörde ise yüzde 7.4 olarak gerçekleşti. Nisan ayında fiyatlann en fazla arttığı sektörlerin başın- da yine tanm geldi. Toptan eşya fiyatlan endeksine göre. Nisan'da sektörel bazda fiyat artışlan tanmda yüzde 10.5, madencilik sektöründe yüzde 5.9 oldu. İstanbul Ticaret Odası'nın (JTO) ise 1985 bazlı İstanbul Ccretliler Geçinme Endeksi ise yine DlE've göre rakam- ları y üksek belirledi. tTO en- deksine göre nisan ayında fi- vatlar. bir önceki aya göre vüzde 10.8 oranında arttı. •O" Toptan eşya Tüketici Aylık enflasyon Nisan Mayts Haz. Tem. Ağus. Eyiul Ekım Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan 1995 1996 İstanbul Haber Serv isi -1 s- tanbul'dakı kaniı 1 Mayıs ola>lanyla ilgili olarak gö- zaltına alınan alınan 307 ki- şiden. 20"si. olaylarla ilgili olmadıkları anlaşılarak ser- best bırakıldı. Olaylara tep- kiler sürerken gözaltında bu- lunan dört gazeteci ile bir doktora ışkence yapıldığı öne sürüldü. Sorgulan ta- mamlanan. ancak polisteki islemleri eksik kalan 70 kişi- nin de bugün tstanbul Dev- let Güvenlik Mahkemesi'ne se\k edileceği öğrenildı. İstanbul Tabip Odası'ndan yapılan açıklamada. 1 Ma- yıs'ta çıkan olavların üzücü ve düşündürücü olduğuna dikkat çekildi. Oda olarak mıtinge katılındığının belır- tildiği açıklamada. mitingin dagümasından sonra çıkan olayların büyümesi üzerine İstanbul Tabip Odası Yöne- Polise tepki İSTANBIL/İZMİR-Ha- san Albavrak. Dursun Ada- baş ve Levent Yalçının va- şamını vitirdıği. onlarca ki- şinin de>aralandığı 1 Mayıs olaylannda polıs. "kitlenin üzerine ateş açmakla" suçla- nırken mitingin daöılması sırasında işyerlerinin tahrip edilmesi de kınandı. DİSK Tekstil Sendikası Genel Başkan Vekili Süley- man Çelebi. yaptıgı açıkla- mada. isçilerin "Birlik, Mü- cadele ve Dayanışma Günü" olan 1 Mavıs'taalanlaraçık- tığını ve on binlerce kişinin katılımıyla kutlamanın ger- çekleştiğıni belirrti. Miting sırasında kürsüye yapılan saldırının. bu kişile- rin işçi sınıfı ile davanışmak istemediklenni ve gerçek yüzlerini ortaya kov duğunu kavdeden Çelebi. açıklama- tim Kurulu üyelerinin Hay- darpaşa Numune Hastanesi ve SSK Göztepe Hastane- sı'ne giderek nöbetçi sağlık ekiplerivle avrı avrı görüş- tüklen kaydedıldi. Açıklamada, Tüm Sağlık- Sen Genel Merkez Savmanı Cafer Balcf nın da sendikası adına Ha\darpaşu Numune Hastanesi'ne giderek varalı- lar hakkında bilgialırk'enpo- lisçe gözaltına alındığı ve olavların doğrudan suçlusu gibi medvada te^hir edıldiğı anlatıldı. Çağdaş Gazeteciler Der- neğı İstanbul Şubesi'nden yapılan açıklamada da 1 Ma- yıs olaylan sırasında görev yapan Alınteri gazetesi mu- habirlen Sahiha Budak. İnci- gül Başel, Mehtap Kuruçay ve Filiz Öztürk'ün aynı ak- şam evlerinden gözaltına alındıkları bildirildi. sinda "İşçi sınıfımızın tari- hinde ilk ke/ olan bu çirkin saldırıvı kınıvoruz" dedi. Sülevman Çelebi. 3 kişinin vaşamını yıtırdigi. onlarca kişinin yaralandığı olaylar- da. polisin daha önceki ola\- lardayaşandığı gibi toplum- sal olavlarda silah kullan- masının hukuk devletinde hiçbir biçimde olmaması gerektiğine dikkat çekerek "Güvenlik kuv\etlerinin. o- lay başlamadan önce gerek- li önlemleri almamak sure- tiyle provokasvona zemin hazırlaması düşündürücü- dür" dedi. Türk Eğitim Sen'den ya- pılan açıklamada ise mitin- gi düzenleyen konfederas- vonlar ve işyerlerini tahrip edenler. "Kurban Bayra- nıı'nın son gününü kana bu- lamakla" suçlandı. Köşk'te yargı zirvesi ANK.\R.\ (Cumhurivet Bürosu) - Cunıhurbaşkanı Süleyman Demirel. dün yap- tıgı açılı^ törenlerinden son- ra saat 18.00'de Çankava Köşkü'nde >argı organlan- nın başkanlarıvla bir zirve gerçekleştirdi. Yargı organlarının sorun- lannın ele alındığı zirveye. Anayasa Mahkeme>i Baş- kanı Yekta Güngör Özden. Yargıtav Başkanı Miifît L't- ku. Danıştay Başkanı Finı- zan İkincioğullan. Sayıştay Başkanı VecdiGönül. Aske- ri Yargıtav Başkanı Hava Hâkim Tuğgeneral Önder Ayhan. Askeri Yüksek 1da- re Mahkemesi Başkanı Tuğ- general Fuat Taylan. Uyuş- mazlık Mahkemesi Başkanı Selçuk Tüzün. Hâkim ve SaNcılar Yüksek Kurulu Başkanvekili Adnan Ham- zaoğulları. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Tufan Al- gan. Türkı\e Barolar Birliği Başkanı Prof. Eralp Özgen ve Ankara Ünı\ersitesı Hu- kuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Aslan katıldı. Cumhurbaşkanlığı Ba>ın Merkezı'nden vapılan açık- lamada. iki saat süren top- lantıda, DemirePinvargı or- ganlannın sorunlanvla ilgi- li düşüncelerini yargı organ- Iarı başkanlanna sorduğu belirtildi. Moda'da Mayıs 1996... • Baştarafı 1. Sayfada Eski. karma mimari ev lerin bitişik nizam di- zildiği sokaktan. yine apartman bolluğuna açı- lan Moda Caddesi'ne ulaştım. Şurada, köşe başını geçer geçmez Kız Sanat Enstitüsü'nün san duvara gömük camekânı göz okşardı. Ca- mekânda öğrencılerin incikli cıncıkh el ışleri sergilenirdi. Duvarbovr u. mevsim mevsim. ko- vu yeşılden kızıla, sanya yürüyen sarmaşık- lar camekânın ahşap çerçev esini sârar. uzayıp giderdi. Ne o duvar. ne sarmaşık. ne camekân. Şimdi pastacılar. dondurmacılar, kuytu ku- lüp. bar taslaklan. pideciler. kebapçılar. man- tıcılar, lahmacuncular veni bir saltanat kur- muşlar. Gözlerım İbrahim TaÜıses'ın lahma- cun salonlarından bir şube aradı. Sanca Köşkü olanca iriliğine karşın şu ye- ni zaman dünyasında geriye çekilmiş, bahçe- sı yabanlıga bürünmüş, ağaçları ihtiyar, ken- disı gölgeli. uzak bir rüyada sılinır gibi bugün- lerıni >aşıyor. Dikkat etmedim ama. caddede- kı tek eskı yapı o. Cadde kalabalık. herkes bir şeyler tıkını>or, a>aküstü. Sağda solda kuy- ruklar var. Otomobiller yol alamıyor. Duran kalkan taşıtlar birbırlerine öfkeyle bakan sü- rücülerini, yolculannı sergiliyor. Yayalar oto- mobillere düşmanca göz süzüyorlar. Yahya Kemal büyülendiği çiçekleri acaba buralarda mı görmüştü: "Sürekli sevgivi duy- dukça anne toprak'tan, / İçimde korku nedir kalmıyor yvk olmaktan." Betonlara baktıkça. bizim kalıyortabii. Ağabev Sokağı'nda cumbalı Kadıkövü ev - lerini görebilmenin coşkusuyla bir an ötekı her şeyi unuttum. Bir iki hırpani bahçe de ılk- bahara açılmaya çalışıyordu. Oysa daha yirmi. yirmi beş yıl önce o bahçelerden hanımelleri. leylaklar taştığını hatırlanm. Mayısta değil ama. haziran ortalar ortala- maz. karpuz kabuğu suya düşsün düşmesın, Moda Deniz Hamamı'na gidilirdi. Oranın adı hâlâ böyleydi böyle olmasına. yalnız. nereye gidildiği sorulduğunda "Plaja..." demvordu. Deniz mi önce kirlendı, plaj mı ortadan kalk- tı. artık hepsı çoktan hatıra oldu. Biraz daha zaman geçsın. kımse hatırlamayacak. Moda'nın Rumlarını, Ermenilerini hatırla- yan mı kaldı? Onun gibi işte. Moda Deniz Ha- mamı'nın alafranga şarkılı günleri de bellek- lerde iz bile bırakmayacak. Moda. kayıkhanesıvie. Bomonti Çav Bah- çesı'vle, Deniz Kulübü ve Raft'ı. heİe hele Koço'suyla Moda'ydı. Ka>ıkhanelerinsonba- harlabirlikte küskün günleri başlardı. Bomon- ti Çay Bahçesi'nden çaktırmadan Kadınlar Hamamı gözetlenirdi. hani şu tahta perdeyle çevrılmış, ancak kuş bakışı görülebilen. Raft Kadıkövü sosyetesmin deniz ortası uğrağıydı. Belediye'nın bıtmek bilmeyen yol onarım- lan ortasmdan geçip gelerek. ayak kırmak pa- hasına, yüz göz yarmak pahasına ulaştığımız Moda'da Yedat İek imzalı zavallı vapur ıske- lesi geçmış günlerinın şiırinden tek dıze böy- lemedi. Akşamüstü. bilmem kaç vapuruna. oraya babamı karşılamaya giderdik. Babaları- mızın eve dönüşü. bövlece küçük bir şenlık. bir tören olup çıkardı. Burada burunda bir evde Sabiha ve Zekeri- ya Sertel'ler oturmuşlar. Onların kım oldukla- rı bize anlatılmazdı. ama Sabiha Hanım'ın gü- zellığı, evlerinın kibar havası. sonra başlanna gelenler sık sık konuşulurdu. Şimdinin lüks apartmanlannda oturanlara o maceralar her- halde hiçbir şey söylernez. Burundan döndük \e Koço'va geldik. Ko- ço'nun altmdakı A\a Katenna Ayazmasf na Bursalı Nezihe Halamızla gelırdık. Halamız her seferınde gümüş e\ ler. gümüşten bir şev- ler alır. adaklar adardı. Ayazma galıba hafta- da bir gün vıne ziyaretçtlere açüıvormuş. Koço tıklım tıkıştı. Bununla birlikte Kadı- köyü'nden git git uçan bir hava esmiyor de- gıl'dı. Gerçi iskemleleri ocakbaşı ıskemlesi a- ma. arnavutciğenyle plakisının tadı değışme- miş. Koço'nun portre fotoğrafı asılı du\arda, yanında geçmişın Kadıkövü. Moda görüntü- lerı. Çocukluğumun. gençlığımın ellerı kah- verengı cılalı taze ce\ izcısı herhalde bahçede. iı>i başındadır. Herhalde "Bugün ne semtine baksam. çi- çek.çimen,yaprak'." göreceğız. Bütün suç nı- sandaymış! Sonra mayi!, çıkageldi: şimdi ya- şadığnnız Moda keden dınecek. Mutlaka öy- le olacak... Dün yolum yine Moda'ya düştü: Suçlu ni- san değilmiş. OLAYLARIN ARDESDAKİ GERÇEK I Başturafı 1. Sayfada Yılmaz'ın bu değerlen- dirmelerıne karşın, kamu- oyunda genel bir kötüm- serlik hâkim görünüyor. Ekonomik göstergeler de bu havayı dağıtmak ye- rine koyulaştırıyor. Yılmaz hükümetinin, güven ver- mesı için öncelikle kendi içinde uyumlu çalıştığını ve ülkenin sorunlarını ön pla- na almış bir "icraat hükü- metinin" işbaşında oldu- ğunu göstermesi gerekir. DYP-CHP koalisyonu döneminde sık sık "krizler" gündeme gelırdi. Koalis- yon en az ayda bir kez sal- lanırdı. ANAP-DYP koalisyonu sürecinde de daha değişik bir hava seziliyor. DYP'li- ler, sanki hükümetin ortağı değil de seyırcisiymiş gibi bir hava yayıyorlar. DYP Genel Başkant Tansu Çil- ler'ın, "hükümeti izlemeye aldıklannı" söylemesinın mantıklı birtemelı olamaz. DYP bu koalisyonun or- tağıdır. Bakanlıklar eşittir. Başbakanlık süresi bölü- şümlüdür. Hükümet protokolünde yer alan bu hükümler doğ- ruysa, DYP'nin de ANAP kadar genel gidişte payı vardır. Bu durum gözardı edilir, iki parti birbirini yıpratma- ya yönelik bir tavır içine gi- rerse. bundan kazançlı çı- kacak olanlar tartışılır, ama kaybedecek olanlar belli- dir: ANAP ve DYP... • • • Tolis mağdur' ANKARA (Cumnurly^ Bü^ısu)-A\A^'OLkoalisyon hükümetinin ANAP'lı Millı Savunma Bakanı Oltan Sun- guriu. \ Mayıs'ta meydana gelen olaylann medvada ay- nen yayımlanmasıyla güven- lik güçlerının mağdur durum- da olduklarının görüldüğünü belirterek "Kamuovu deste- ğiy le polisin artık daha rahat hareket edeceğini sanıyorum. Bu hadiseleri yapanlann ba- haneleri elinden alınmış oldu" dedı. Sungurlu. gelisen yeni du- nımların hangi yasal düzenle- melerı gerektırdığı yönünde görüşmeleryapıldığını. ancak henüz alınmış bir karar olma- dığını söyledi. CMUK'un Dev let Güv enlık Mahkemele- n'nde geçerli olmadığını anımsatan Sungurlu. "C- Ml K'taki kolaylaştıncı hü- kümler bu olayda geçerli ol- madığına göre bu mesele için onun münakaşasının doğru olduğunun sanmıyorum. CMLK'taki değişiüiklerin aksayan yönü varsa görüşülür, son olay larla bağlantısı olma- ması gerekir" dedi. Medyanın gelışmelen ay- nen v errnesı sonucu olay çıka- ranların bahanelerinın ellenn- den alındığını kaydeden Sun- gurlp şunları MJyledi: "İnsanlar bunu görmeyin- ce. bana v uruldu, tacizoldu gi- bi bahaneler oluyordu. Doğ- rusu yanlışı hangisi. ayırması mümkün olmuyordu. Polisin artık mağdur olduğu. güven- likgüçlerinin mağdur durum- da olduğu çok açık görüldü." Küçük kıza teca\üz İstanbul HaberServisi- İs- tanbul Küçükyalfda kaldık- ları yeti^tirme yurdundan kaçan iki çocuktan biri teca- \üze uğradı, diâeri cinsel ta- cize uğradı ve boğazı jiletle kesilerek yaralandı. Çocuk Esirgeme Kuru- mu'nun Küçükyalı Yetiştir- me Yurdu'nda kalan 9 yaşın- daki S.K. adlı kız çocuğu ve 13 y aşındaki M.T. adlı erkek çocuğu. saat 13.00 sıralann- da yurttan kaçarak lunapar- ka gitti. Burada. Abdülmut- talip Gümüş (19) ve Alpas- lan Keleş (18). çocuklarla ta- nışarak Bostancı Gösteri Merkezi'ne götürdü. "Size para vereceğiz" diyerek kan- dırdıkları çocukları Üstbos- tancı Değirmenyolu So- kak'taki tünele götüren Gü- müş ve Keleş. burada S.K.'ye tecavüz etti. M.T. nintecavüzgirişimi- ne direnmesi üzerine saldır- ganlar. jiletle boğazınıkesti. Polisin yaptıgı araştırma so- nucu Gümüş ve Kele^ yaka- lanarak gözaltına alındı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle