Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 MAYIS1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
ANAYOL'un 6 mayısta açıklanacak istikrar önlemleri KDV artışı ve emeklilik yaşının yükseltilmesini öngörüyor
Paketin faturası yine çahşana
Yümaz paket hazıriığında.
ESRAVENER
ANKARA - Hükümetin. Ulus-
lararasj Para Fonu'na (IMF) da su-
nacağı "istikrar paketi" adı altın-
da hazırladığı önlemlerin temeli-
nı yine halkın cebinden çıkacak
olan dola> lı vergilerin arttınlması
temeli oluşturuyor. Bu çerçevede.
KD\' oranlannın temel gıda mad-
delerinde yüzde 8'den lO'a, diğer
mallarda vüzde 15'ten 17"ye lüks
tüketim mallarında da yüzde
23"ten25'eçikanlması düşünülü-
yor. Aytıı çerçevede. akaryakıt. al-
kol ve tütün ürünleri ile taşıt alım-
larına da ek \ergiler getirilecek.
Hükümet aynca, sosyal güven-
lik kuruluşlarının rehabilitasyonu
çalışması adı altında ilk aşamada
Pakette neler var?
• KDV oranları temel mallarda yüzde 10'a, diğer mallarda
yüzde 17'ye, lüks tüketimde de yüzde 25"e yükseltilecek.
• Akaryakıt. alkollü içkiler ve tütün ile motorlu araçlara ek
vergiler getirilecek.
• SSK'ye bağh çalışanlann emeklilik yaşı erkekler için 58.
kadınlar için de 53"e yükseltilecek.
• Petrol Ofisi, Ereğli Demir-Çelik Fabrikası (Erdemir),
rafineriler. Petkim gibi stratejik kuruluşlar ile TEKEL \e kamu
bankaları bu yıl içinde özelleştirilecek.
SSK'ye bağlı çalışanların emekli-
lik yaşını erkekler için 58, kadın-
lar için de 53'e > ükseltme hazırlı-
ğını başjattı. Paket çerçevesinde.
Petrol Ofisi, Ereğli Demir-Çelik
Fabrikası (Erdemir), rafineriler,
Petkim gibi stratejik kuruluşlar ile
TEKEL ve kamu bankalannın bu
yıl içinde özelleştirilmeleri öngö-
rüldü.
Hükümet, gelirlerini arttırmak
için 50 milyardolara ulaştığı sav-
lanan kayıt dışı ekonomi yerine.
vine tüketim mallarından kesilen
ve halkın cebinden çıkan dolaylı
vergileri arttırma yoluna gidiyor. 1
katrilyon liraya ulaşan iç borç fa-
iz gelirlerinden vergi kesmeyi.
"Borçlanama>ız" korkusuyla gö-
ze alamayan. rant kazançlarını
vergilendiremeyen. emlak vergi-
lerinin arttınlması uygulamasına
gidemeven hükümet. KDV oran-
ları ile diğer dolaylı vergileri art-
tırmaya hazırlanıyor.
Başbakan Mesut Yümaz'ın pa-
zartesi günü açıklayacağını bildir-
diği ve IMF'ye stand-by kredi an-
laşması imzalamaya ikna etmek
için mesaj niteli taşıyacağı bildi-
riien istikrar paketinin temeiıni.
dolaylı vergilerin arttınlması oluş-
turuyor. Yapılan ilk çalışmada,
KDV oranlannın, ekmek-süt gibi
Maliye Bakanı Kayalar
Yatırım bütçesini geçti
Sosyal
güvenliğe
227 trilyon
ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) -
Maliye Bakanı Liitfuİlah Kavalar,
sosyal güvenlik kurumlarına 1996
ödeneği 277 trilyon aynldığını söyledi.
Kayalar. bu miktann cumhuriyet
dönemi bütçelerinde emsali olmayan bir
büyüklügü ifade ettiğini söyledi.
Kayalar. dün yaptıgı açıklamada. sosyal
güvenlik kuruluşlannın finansman
açıklannın 1993 yılında 23.4 trilyon.
1994'te 39.3 trilyon. 1995 yılında da
108 trilyon liraya yükseldiğini belirtti.
Finansman açıklan ile konulmuş
ödeneklerin revize edildiğini, yapılan
ilavelerle sosyal güvenlik kurumlarına
aynlan ödeneğin 165 trilyon liradan 277
trilyon liraya yükseltildiğini bildiren
Kayalar. şu açıklama>ı >aptı:
"Bu ödenek. hcm miktar hem de toplam
harcamalar içinde \iizde 7.8 oranında
bir payı ifade etmektedir. Yatırım
bütçesinden daha biiyiik oranlarda,
sosyal güvenlik kuruluşları için ödenek
ayrılma durumunda kalınmıştır.
Konsolide bütçeler için bu dü/ev lere
ulaşan açıkların finanse edilmesinin
zoıiuğu ve genel ekonomik dengeler
üzerinde yaratacağı olumsuz etkiler
herkes taralindan bilinmektedir."
Sosyal güvenlik sisteminde. sigorta
hızmetlerinin kuruluşlann kendi
kaynaklan ile yürütülmesini sağlayacak
yapısal değişime yönelik
düzenlemelerin hızla gerçekleştirilmesi
gerektiğini bildiren Bakan Kayalar
şöyle dedi:
"Bu konuda ilgili bakanlanmız ve
hükümetimiz üzerine düşen görevi
yapmaya hazırdır, çalışmalara
başlamıştır. Bu konu bugün
Meclisimizin ve Türkive'nin en önde
gelen konulannın başındadır."
BOZULAN TİCARET İÇİN İŞ DÜNYASI TEDİRGİN
Rusya da Türkiye de
bu işten zararlı çıkar
ŞUKRAN SONER
Rusya'da vaklaşan seçımler.
Türk siyasetçılerin Çeçen poli-
tikalarına tepki gerekçesi ile
Rus tarafın. ticari ilişkilen boz-
maya yönelik. önemlı, tek yan-
lı. sesiz kararlan, iki tarafın iş
dünyasında tedirginlik yarattı.
Işdünyası, siyasi kaygılan ül-
ke ve ekonomik çıkariar üstün-
de tuttuklannı düşündükleri si-
yasetçileri, olumsuz gidişi dur-
durmak üzere uyarmaya çalışı-
yorlar. Yol yakınken. heriki ta-
rafın iktidarve siyasi liderlerin-
den. yanlış politikalardan geri
dönülmesini istiyorlar.
Türk-BDT (Bırlesik Devlet-
ler Topluluğu) lş Konseyi Baş"
1
'
kanı Nihat Gökyigit. Türk-Rus
dostluğu ve ticari ilişkilennin.
geriletilmesı değil, hızla geliş-
tirilmesinde her iki tarafın da
büyük çıkarları olduğuna işaret
ettı.
Son günlerde politikacılann
politık kaygılar ağırlıklı olum-
suz adımlanndan hızla dönüle-
ceği umudunu dile getirdi. Gök-
yiğit Tiirkive'nin doğalgaz alı-
mı ve ihracatla ilgili Rusya'nın
tek yanlı kararlannın uzun süre geçerli ol-
mayacağı umudu taşıdıgını söyledi.
Nıhat Gökyığit Türk-BDT lş"Konseyi ola-
rak. Avrasya gemisinin kaçınlması olayı
üzenne gereken duyarlılığı gösterdiklerini.
şahsen Rusya Federasyonu Devlet Başkanı
ve Başbakam'na üzüntülerinı dıle getiren
telgraflar çektiğıni belirtti.
Gökyigit. Rusva'da yaklaşan seçimler ile
bağlantılı olarak da kamuoyunun baskısı al-
tındaki iktidann. ticari ilişkileri olumsuz et-
kileyecek kararlara yöneldiği-
ni vurguladı.
Konunun duvarlılığı nedeni
ile demeç vermenin doğru ol-
mayacagını düşünen Türk-Rus
ticari ilişkilerinin kilit noktala-
nndaki Türk bankacı ve işa-
damları da aynı kaygılar ve gö-
rüşlerin altını çizdiler. Türki-
ye'nin ve Rusya Federasyo-
nu'nun çıkarlannın bu önemli
ticari ilişkilerin devamı ve çok
daha fazla geliştirilmesinden
yana olduğunun vurgulayarak
"Türkiye ihracat ve ithalatında
yüzde beşin üzerinde yeri olan
bir bü> ük pa/ann kapılan ka-
«patılamaz. Olumsuz kararlar-
dan geri dönüimesi için. her iki
tarafın rrakümet ve sivasileri-
nin üzerlerine düşeni hızla yap-
malan gerekir" dediler.
350 milyon dolarlık, yeni
kredi olanağı anlaşması ve es-
ki borçlann ertelenmesi ile iliş-
kilen düzeltme yolunda katkı-
da bulunmaya çalıştıklarının
altını çizen E\imbank Genel
Müdürü Osman Aslan da iki
ülke ticari ılişkilerinde asıl be-
lirleyici olan siyasi iktidar ka-
rarlannın. olumlu yönde diizel-
tilmesı umudunu dile getirdi.
Dışişleri. Başbakanlık ve ilgili genel mü-
dürlük yetkilileri ise Türkiye politikalann-
da. Türk-Rus. gerek siyasi. gerekse ticari iliş-
kılenn değiştirilmesinı. hele tek yanlı olum-
suz karar alınmasını haklı gösterecek hiçbir
değişikliğin söz konusu olmadığını savun-
dular. Siyasi polemıklerin ve siyasi kaygılar-
la kamuoyuna dönük ızlenen politikalann.
gerçekleilişkisiolmavanyanlışgörüntülerve
anlaşmalara yol açtığını söylediler.
• Türk-BDT
(BirleşikDevletler
Topluluğu) İş
Konseyi Başjcşjıı
Nihat Gökyiğrt,
Türk-Rusrdostluğu
ve ticari
ilişkilerinin,
geriletilmesi değil,
hızla
geliştirilmesinde
her iki tarafın da
büyük çıkarlan
olduğuna işaret
etti.
zorunlu tüketim mallarında yüzde
8'den yüzde 10'a. normai mallar-
da yüzde 15'ten yüzde 17'ye. lüks
tüketim mallarında da yüzde
23'ten yüzde 25'e çıkanlması ko-
nusunda uzlaşmaya vanldı. Ayn-
ca özel tüketim vergisi adı altında.
akaryakıt. alkol. tütün ürünleri ile
taşıt alımlarına yeni bir dolaylı
vergi getirilecek.
Hükümetin istikrar önlemleri-
ninikinci birayağınıda sosyal gü-
venlik kuruluşlannın rehabilitas-
yonu oluşturuyor. Alınan bilgile-
re göre. sosyal güvenlik kuruluş-
lannın yasalannda ve işletme uy-
gulamalarında orta vadede yapı-
lacak degişikliklerden önce. acil
kaynak gereksinimini karşılamak
için emeklilik yaşı yükseltilecek.
Bu çerçevede. SSK'ye bağlı çalı-
şanlann emeklilik yaşının kadın-
lar için 53, erkekler için de 58'e çı-
kanlması konusunda bir çalışma
başlatıldıgı öğrenildi.
Hükümet, İMF'yi ikna etmek
için özelleştirme programını da
genışletti.
Alınan bilgilere göre; pakete.
Petrol Ofisi. rafineriler. Erdemir.
Petkim gibi stratejik kuruluşlar ile
TEKEL ve kamu bankalannın bu
yıl içinde satılmalanm öngören bir
program da yer alacak. Pakette.
tüm KİT ürünlenne her ay düzen-
li zam yapılması vaadinde de bu-
lunulacak.
IŞÇİNIN EVRENINDEN
ŞUKRAN SONER
Ayrıntılar
İşçilerin yüzde 80'i çıkanldı, üretim durma noktasında
Et Bahk Kıırumu yok oluyor
Ekonomi Senisi - Et ve
Bahk Kurumu'ndakı özel-
leştirme sonucunda. işçile-
rin yüzde 80"inin ışten çıka-
rıldığı ve üretimin durma
noktasınageldiği bildirildı.
Hak-lş Konfederasyonu
Genel Başkanı Salim Lslu.
geçen yıl özelleştirilen Et
ve Bahk Kurumu'na ait 12
kombinada çalışan 927 iş-
çinin bugün 177'ye düştü-
ğünü. et üretiminin ise 34
bin 185 tondan 73 tona ge-
rilediğini açıkladı. Uslu,
"siyasetçi - rantçı ittifa-
kı"nın sahip oldugu yağ-
malama anlayışıy la gerçek-
leştirilen özelleştirme uy-
gulamalarının. tanmı ve
hayvancılığı dışa muhtaç
hale getirdiğini ve soSyaİ
çalkantıları körükledığinı
belirtti.
Özelleştirilen 12 kombi-
nadan 8'inin Doğu ve Gü-
neydoğu'da bulunduğuna
da dikkat çeken Lslu. şun-
ları söyledi: "Türkiye'de
nüfusun yüzde 45'inin ta-
nmdaçalışmasına rağmen.
Gavri Safi Milli Hasıla'dan
aldıklan pav v üzde 15 dola-
yındadır. Bu. kente göçü
hızlandırmakta \e altyapı
sorunlan çözümlenemedi-
ği. ekonomik çelişkiler ve
uçunımlann önüne de ge-
çilmediği için sosyal maliv e-
ti ödenmek zorunda kalın-
maktadır. 24 Ocak'tan bu
yana uygulanan polirikalar
nedenivle toplunısal kesim-
ler arası adaletsi/lik \e gelir
dağılımı bozukluğunun çö-
Hak-İş Gcnd Başkanı Salim Lslu, 8'i Doğu ve Cüne>doğu'da olan, özelleştirilen 12
kombinadaçalışan927işçininl77'>edüştüğünüaçıkladı. (Fotoğraf: TAHSİN AKÇA)
de 1 kişiye istihdam yarat-
manın maliyeti 7 milyar li-
ra iken. tanmda 350 miKon
lira olmasına karşın bu ala-
na yatırım yapmaktan kaçı-
nıldığını da ifade ederek
şöyle devam ettı:
"Demek ki örgütsüzlük-
ten, sendikasızlıktan, gelir
adaletsizliğinden çıkar sağ-
lavan insanlar iktidara \a-
kındır. Dönemin Özelleştir-
me İdaresi Başkanı olan
I>evlet Bakanı L'fuk Söyle-
mcz de zamanında E-
BK'yi yaşatmak ıstiyoruz'
demişti. Şimdi >a yanlış de-
ğerlendirme yaptığını itiraf
etsin v a da sözlerinin takip-
çisi olsun. Aynca siyasi ikti-
darı şimdiye dek gerçekleş-
tirilen 125 özelleştirmenin
sonuçianıu kamuov una ilan
etmeye çağınyoruzT
Kombınaların Özelleştirme Karşılaştırması
Kombina
Afyofi
Amasya
Aqn
Eiazğ
Kars
Baybdrt
Erzınıcan
Tahan
Şanııurfa
Kastamonu
Bursa
Maiarva
Top.am
Işçi Sayısı
ÖzeJleştirme
Öocesi
83
136
83
81
75
37
60
54
40
75
121
83
927
Özeieşbrme
Sonra»
14
37
1
8
20
4
1
19
11
3
38
25
177
Üretim Ton /Yıl
Özelleşbrme
Öncesi
1.477
1884
2040
5482
1034
30Ğ
625
1591
2951
945
9409
5438
34185
Özelleştirme
Sonrası
Yok
Yok
Yok
Yok
38
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
35
Yok
73
zümlenememesi nedenivle
toplunısal şiddet ve tepki, te-
rör örgütleri taranndan çok
kolav kanalize edilebilmek-
tedir. Sendikaları suçlava-
rak kimse kolaya kaçmasın.
Çelişkiler derinleşivorsa
şiddete de\ let daveti> e çıka-
nyor demektir."
Hazine Müsteşarh-
ğı'ndan yapılan açıklama-
v a da deeinen Uslu. sanavi-
Gerçekierın ayrıntılarda saklı olduğunu hep bılırız. Ama ay-
rıntıların adeta gözümüzün içine soktuğu gerçeklerı görmemek
ıçın de direnir, işimize gelmeyenleri yok sayıp gerçekleri saptır-
maya da bayılırız.
1 Mayıs olaylarında medya, gözümüze sokulur bir halde olan
kımi önemfi aynntıları yeni keşfetti:
Varoşun yoksul insanının, aklı yerine ilkel dürtüleri, sapkın ko-
şullandırmaları ilehareketegeçtığinde; bankaya, bankamatiğe,
daha sonra da dükkân vıtrinlerıne saldırması kolay açıklanabi-
liyordu.
Ulaşamadığı paraya, bankamatiğe, giysiye, yiyeceğe öfkesi
tamam da eşitüğin en adil uygulandığı trafik ışığını kırmak, gö-
rüntü yanlış bir anlam vermiyorsa bir genç kızın menekşeyi so-
palaması neyın nesi idi?
Soruyu sormak, sosyal bilimcilerden, sorumlulardan yanıtla-
rını ıstemek, geç de olsa yarartı. Yine de gerçekleri görmemek,
gerçeklerden kaçmak için toplum olarak nıye bu kadar diren-
diğimizi kendı kendime açıklayamıyorum..
* Siz yılda ancak bır-ıkı kez denize girebildiği adaların koyla-
rını terk ederken içtiklerinin şişelerini özellikle kıran insanları hiç
görmedınız mi?
* Bılinçle, öfke ile denize, kıyıya, parklara atılan çöpleri, pet
şişelerini, koparılan çıçeklerı, kırılan ağaç dallarını, kırmak, ko-
parmak üzere özel çaba gösterilen özel-kamu arçalannın kapı-
larını, koltuklarını.. sahıp olunamayan, ulaşılamayan bütün gü-
zellıklere beslenen bu buyük bılinçaltı ofkeyı bugüne kadar hıç
göremedinızse, anlamları üzerinde kaygı ile düşünmedınizse ya
kör, ya gerçeklerden kaçıyor ya da işinize gelmeyen gerçekle-
ri çarpıtıyorsunuz.
* Daha genç, sağlıklı ve temiz giyimli göründüğü ıçın, anne-
sınden daha yaşlı kadına sarkıntılık yapan genç. içinde hangi
doyumsuzlukların, açlığın fırtınalarını yaşıyor?
* Recep Tayip Erdoğan'ın sadece varoşlardan Refah'a oy
toplama kaygısı ile yaptığı varsayılan bayramda ücretsız oto-
büs hizmetinin, Istanbul'da varoşlarda yaşayanlaria kent mer-
kezliler arasındaki gizli savaşı nasıl açığa çıkardığını hiç gözlem-
lemedinız mi?
istanbul'da kendini kentsoylu sayanlar, aslında yeni varoş
konukları ile aynı soydan; goçsoydan olanlar, Istanbul'u köy-
kent yapanlar, şimdi yeni gelenlere çok öfkelı. Bayramlarda va-
roşiar kente akın ettiğinde ya bir tatil yerine kaçmış oluyorlar ya
da kaçamamışlarsa varoşsoyluların toplandığı mekânlardan
uzak kalmaya çalışıyoriar.
Bıreysel olarak haksız olduklannı söylemeye belkı olanak yok.
Gelenlerin öfkesi, saldırganlığı.rahatsızedıcidavranışlannase-
vecen bakabilmek için Pollyanna kimlikli ya da peygamber ol-
mak gerek.
Bunu kolay kolay beceremediğimiz için de taksiye bınecek
parası olmayıp ucretli otobus bileti ile bayram zıyaretlerini yap-
maya razı, ücretsiz otobus kalabalığı içinde kendıne yer bula-
mayan yoksul vatandaşımız dahıl, hep bırlıkte bağırıyoruz:
"Ücretsiz otobüsler kaldınlsın."
Ofkemız, beledıyenın kıt kaynaklarının, ucuz bir propaganda
aracı olarak kullanılmasına, asıl beledıye hizmetlerinin daha da
fazla aksatılmasına degil. Gıderek büyuyen bıryoksullaşma, kül-
türsüzleşme, kimlik kaybı gerçeğınden, ülkemızde doğan bü-
yük uçurumlardan kaçıyoruz. Insan gıbı yaşayamayan ve so-
nuç olarak öfkeli tepkiler veren, sevgısızlığını gızleyemeyen va-
roş ınsanlarını bir arada gördüğümüzde paniğe kapılıyoruz.
Varoşlardan kente inmemelerini yeğliyoruz. Ya da daha da ıle-
ri giderek kentlerden kovulmalan gerektiğini düşünüyoruz. Ge-
lin görün ki nereye gönderebileceğımizı de bulamıyoruz. Çün-
kü daha önce yaşadıkları yerierden devlet elıyle kovulmalarına
da seyirci kaldık.
Dün bir arkadaşım aktardı. Dükkânı yağmalanan ve yılların
birıkimı, ekmek teknesi pideci dükkânını bir daha onaramaya-
cak konumda olan Kürt pıdecı, "Aılece aç kaldık. Ben de Kurt-
çü idim. Ama bunlar çapulcu. Kürtçülerle olan bütun ılışkımı
keseceğirn'' dıyormuş.
Medya, ıktıdar, siyasetçi, sendıkacı 1 Mayıs'ta suçlu bulmak-
tan, daha dogrusu ortaya çıkan suç odaklarından çok hoşnut.
"terönstler. solcu çapulcular, Kurtçüler, ıllegal karanlık örgüt-
ler" dıye ağızlanndan köpük saça saça bağırıyorlar.
Türkıye'dekı akıl almaz, insanlık dışı çarpık düzenin suç or-
taklan, suçlarını örtbas edebıleceklerı günah keçılerinı yakala-
mış olmakîan çok hoşnutlar. 1 Mayıs suçlularının solcular, Kürt-
çüler. düzen karşıtları olması. onlar için aynca çok sevindirici.
Soldan çok daha örgütlü ve Türkiye için potansiyel tehlike oluş-
turan sağ terör odaklarının varlığını yadsımayı yeğliyorlar. Da-
hası, gelışmelenne destek veriyorlar.
Bir kuçük ayrıntı olarak. Türkçüler Haftası ile ilgili duvartara
asılan afişleri okumalarını önerırim:
"Sanma gücüm bitti, sanma durgunum, sanma gönlüm kı-
rık, sanma dargınım. Suskunluğum yanlış anlaşılmasın. Fırtına-
lar öncesinde durgunum. Türkçüler Haftası, Türk-lslam âlemı-
ne hayırlı olsun."
Aczmendılerın Ankara'dan sonra istanbul gösterisıne, laikle-
nn işinin bittiğı açıklamalannaaldıran yok. Devletin bütün nimet-
lerınden yararlanıp ıktıdar ile ortak olabılmenin rahatlığı ıçinde-
ki ırkçı ve şerıatçı sağın terönst örgütlü gücünün bugünkü sus-
kunluğuna ya aldanılıyor ya da asıl suç ve tehlike odağını oluş-
turdukları kasıtlı görmezlikten gelinıyor.
Gerçeklerın aynası ayrıntılar çarpıtıldıkça, yanlış yorumlanıp
önlemleri alınmadıkça, sorunlar yumağı, tehlike büyüyor.
KONUK YAZAR ı Prof. Dr. MUSTAFA A. AYSAN
Basında promosyon yasaklanmalıdır
Kirli araç=Kirli çevre
ERKAN ALTINSOY
Yeni Citroen ZX
1.4Harmonie
C
itroen'in Türkiye temsilcisi Baylas Otomotiv AŞ,
Golf sınıfındaki ZX modelinin 1.4 litre motorlu
75 beygiriik versiyonunu satışa sundu. 11.9
saniyede sıfırdan 100 km/s hıza ulaşan ZX
Harmonie, 90 km/s hızda 5.4 litre, 120 km/s hızda
7.1 litre ve şehir içinde de 8.5 litre yakıt tüketiyor.
Arka tekerieklerin virajlarda ön tekerleklerle aynı
yönde çok hafif bir şekilde dönmesini sağlayan arka
süspansiyonu, ZX'in virajlarda daha iyi 'dönmesini'
sağlıyor. Standart olarak yükseklik ayarlı hidrolik
direksiyon. uzaktan kumandalı merkezi kilit,
otomatik ön camlar ve ön sis farlarına sahip olan ZX
Harmonıe'nin 3 kapılı modeli 1 milyar 27 milyon, 5
kapılı modeli 1 milyar 149 milyon ve station (Break)
modeli de 1 milyar 318 milyon lira Citroen ZX'ler bir
yıl paslanmaya karşı da 5 yıl garantili.
B
aharın gelişiyle birlikte, dışarı çıkıp
rahatça temiz hava soluma
olanağımız arttı. Çünkü artık sobalar
yok, fakat otomobilleri yazın da
kullanıyoruz ve bunlardan kaynaklanan
hava kirliliği yazın da sürüyor. Her ne
kadar otomobillerin çevreye yaydığı
zararlı gazlar yazın nispeten daha az
göze batsa da otomobil kaynaklı kirliliğin
sıcak havalarda azaldığını söyleyebilmek
güç. Yazın daha çok dışan çıkıyor.
otomobillerin arasında daha çok
dolaşıyoruz. Motorlu taşıtlarda seyahat
ederken camlarımızı açıyor ve
etrafımızdaki araçlar tarafından daha
çok zehirleniyoruz. Bu, işin mevsimle
ilgili yönü. Öte yandan, bugün
Türkiye'de satılan her on otomobilden
ancak bir tanesi •çevrec;' sayılabilecek
bir egzoz sistemine sahip. Bu nedenle
mevsimin yaz da kış olması bizim için
hiç fark etmiyor; her zaman
zehirleniyoruz. Bu sorunu çözmenin tek
yolu, bütün otomobillere 'katalitik
dönüştürücü' takılması. Bunu yetkililer
de biliyor ve bu konuda önlemlerini
aldılar bile. Ama bu kademeli önlemler
sonucunda ancak 2000 yılının Ocak
ayından itibaren Türkiye'de üretilen
bütün otomobillerde 'katalitik
dönüştürücü' buiunacak. Bu tarihe
kadar 'çevre düşmanı' yeni
otomobillerin satışı sürecek. Durumun
özetı şu: Araçların egzozlarından
zehirleniyoruz; bunu önlemek için gerekli
teknoloji var; bu önlemlerin en kısa
zamanda yürürlüğe girmesi için ne
üretici firmalar ne de yetkili makamlar
yeterlı çaba gösteriyor ve zaten bu
konuda kamuoyu (ya da medya) baskısı
da yok. Sonuç; zehirienmeye devam...•
DAEVVOO'dan yeni
süper salon
D
aevvoo. yeni süper salon modelini Türkiye'de
satışa sundu. 2 litre ve 128 beygir gücündeki
lüks otomobil. full aksesuarlı olarak 2 milyar
661 milyondan başlayan fiyatlarla satılıyor. 4.89 m.
uzunluğundaki süper salon, lüks otomobil arayanlar
için Uzakdoğu'dan ucuz bir seçenek. •
KISA KISA... KISA KISA... KISA KISA... KISA KISA...
• Yılın ilk üç ayında yerli üretim, geçen
yılın aynı dönemine göre yüzde 4, ithal
otomobil satışları ise yüzde 291 arttı. Bu
yılın ilk üç ayında 49.957 adet yerli
otomobil üretilirken, ithat otomobil
pazarında büyük bir artışla satışlar
7.207 adede ulaştı. İthal Otomobilleri
Türkiye Mümessilleri Derneği. bunların
piyasanın açıldığına işaret ettiğini ve
nisan-mayıs aylarındaki satışların daha
da iyı olmasını beklediklerini belirtti.
• Renault 19'un 1.8'ı RTI
modelinde sürücü hava
yastığı. önde otomatik
gerilmeli emniyet kemerleri
ve arkada üçüncü stop
lambasından oluşan bir
güvenlik paketi seçeneği sunuluyor.
• Amerika'nın saygın araştırma
kuruluşlanndan J. D. Power and
Assocıates tarafından 33.000 otomobil
sahıbı arasında yapılan araştıımada
Honda NSX. 'dayanıklılık' bakımından
Toyota LS 400 ile birlikte birınci oldu.
Araştırma sonucunda Infiniti Q45 ikinci
ve Mercedes-Benz 300 serisi üçüncü
oldu. Müşteri memnuniyetı
araştırmasında ise Honda yine birinci
oldu. Marka ve bayi bazında üretim
kalitesı ve dayanıklılık bakımından 1993-
1994 model araç sahipleri arasında
yapılan araştıımada Toyota ikinci ve
Mazda da üçüncü oldu.
• Ford şirketi
ateşleme sistemlerini
yenilemek üzere ABD
ve Kanada'dakı 8.5
milyon adet otomobil
ve kamyonetinı geri çekeceğıni açıkladı.
Federal yasalar çerçevesinde alınan
karar sonucunda çekılecek araç
sayısının şimdiye kadar ABD'de bir
motorlu araç üreticisi tarafından
pıyasadan çekilen en büyük miktar
olduğu belirtildi. Otomotiv sektörü
kaynaklan, bu geri çağırmanın Ford'a
120-180 milyon dolara mal olacağını
tahmin ediyorlar.
C
umhuriyet gazetesı dışında-
kı günlük gazeteler arasında
sürdürülen "hediye verme"
(promosyon) yarışı çok şıd-
detlenmiş, toplum ve ekonomi düze-
nine zarar vermeye başlamıştır. Bu
yarışın basın, toplum ve ekonomi
üzerindekı olumsuz etkilerini ölçmek
amacıyla bir araştırma yapılsa, belki
de etkilerinin tahminlerimizden daha
olumsuz olduğu görülecektir. Ulaştı-
ğımız bazı sonuçlar şunlardır:
Günlük gazetelerimiz, "topluma ül-
kemizden ve dünyadan zamanlı ha-
ber verme" diye tanımlayabileceği-
miz asıl işlevlerinden uzaklaşmışlar-
dır. Tüm gazetelerimizde, çok sayıda
insan promosyonlar için çalışmakta,
gazetelerin en önemli yerleri promos-
yon reklamlarına aynlmaktadır. Eski-
den büyük olaylaryaratan "yanlış ha-
ber" yayımlama hataları promosyon
yarışı içinde umursanmaz olmuştur.
Üstelik, çevremizde, görüştüğü-
müz gazetecılerin hemen tümü, pro-
mosyona karşı bulunmakta, bırçokla-
rı. hatta, basındaki bu durumdan u-
tanç duymaktadırlar. Promosyonla
para kazanmak daha kolay olduğu
için, iyı gazetecilikle para kazanmak,
artık ikinci plana düşmüştür.
Promosyon. iş hayatında taksitlı
satışlarla ticaret yapan ve bundan
geçmış sağlayan çok sayıda küçük
tüccar ve esnafa da büyük zararlar
vermekte, ekonomide bu nedenle
önemli çarpıklıklar yaratmaktadır.
Basınımızın bu durumu 1975'ten
öncekı bankalarımızın durumuna çok
benzemektedir. 1950'lerde ve
1960'larda, bankalann ikramiye çeki-
lişlerinin (pıyangolarının) yaratığı toz
duman içinde, bankalardan şimdi
sağlanan hizmetlerin birçoğu sağla-
namazcfı. Yine piyangoculuk nede-
nıyle mevduata çok düşük faızler (yıl-
lık yüzde 3-5 gibi). kredılere çok yük-
sek faizler (ytllık yüzde 17-18 gibi)
ödenirdi. Şimdi artık biliyoruz: Banka-
cılıktaki buyüksekkârmarjının önem-
li nedenlennden biri, piyangoculuğun
yarattığı yüksek banka maliyetleriydi.
Bankalar, apartman daıresı, viila, al-
tın. hisse senedı gibi malları mevdu-
at sahipleri arasında çekilen piyan-
golara koyariar, şans oyunlanna düş-
kün birçok kişi de mevduatını banka-
lar arasında taşıyarak bundan yarar-
lanmaya çalışırdı.
1964'te iki bankacı ile iki öğretim
üyesince kurulan "Banka Dergisi" bu
durumu eleştirmeye ve düzeltmek
için alınacak önlemleri. Mayıs
1964'teki ikinci sayısından başlaya-
raktartışmayabaşlamıştı. Dergi, ban-
kacılar ve öğretim üyeleri arasında bir
anket yapmış ve sonuçlarını 1964'ün
Eylül-Ekim ve 1965 Ocak sayılarında
yayımlamıştı. Işte sonuçlar:
"1. Bankacılığımızın görünür, sözü
edilir bir sorunu olduğu halde, ban-
kalanmız üst kademe idarecileh ikra-
miye çekilişleri (piyangoculuk) üze-
rindekı düşüncelerinı yazılı bir şekil-
de ifade etmekten çekinmekte veya
ifade etmek istememektedirler.
2. Banka genel müdürlenmız ban-
kacılığımızın bugünkü durumunu şu
veya bu yönden tenkit ettıklerı. bu
arada piyangoculuğu bu hasta bün-
yenin bir nevi arazı olarak tasvip et-
medikleri halde sonuç veren hiçbir
teşebbüse geçmemektedirler...
3. Ankete katılanların büyük ço-
ğunluğu, piyangoculuğun kaldırılma-
sını veya tahditedilmesini ve banka-
cılık mesleği iıe bağdaşmadığını be-
lirtmişlerdir"
Derginin anket, açıkoturum ve ya-
zılarla yürütülen bu kampanyası so-
nunda bankalardaki piyangoculuk
hakkında ulaştığı yargılar şöyledir:
"7. Pıyangonun geçmış yıllarda
muayyen bir ölçüde mevduatı arttır-
dığını ve mevduatı bankalarda muha-
faza etmekte yadımcı olduğunu ka-
bul etmek lazımdır. Ancak bir itibar
düzenı olarak bankacılık sıstemınin
bünyesıne zarar vermış ve tasarruf
zıhniyetine zararlı tesirlerı olmuştur.
Üstelik bankalann piyango yanşına
gırdığı 7955 yılından sonra mevduat
reel ve nıspı olarak artmamış, bilakıs
gerilemiştir.
2. Piyango usulü banka ve şube
sayılarınm artışına tesır etrnek'e ken-
diliğinden para maliyetine de yüksel-
tici yönde tesir etmiştir.
3. Piyango usulünün en kısa za-
manda tahdit edilerek kaldırılmasına
taraftar(ız).
4. Piyangoculuğun, bankacılığın
meslek olarak özellikleriyle bağdaş-
mayacağı ortadadır...''
Bankalardaki piyangoculuk,
24.10.1975 tanhinde Türkiye Banka-
lar Birliği'nin aldığı uygulanması zo-
runlu mesleki kararla yasaklanmıştır.
Bu yasaklama kararının alınmasında
1964-1974 yılları arasında yapılan
dergı yayınlarının da payı olmuştur.
Bankalar Birliği'nin 4394-4432 sayılı
kararının önemli maddelerı şunlardır:
"A) - Tasarrufu teşvik ikramiyeleri
1976yılından itibaren tümüyle kaldı-
nlacaktır.
- Yılbaşında dağıtılmakta olan her
türlü hedıyeliklerın tevziıne, 1976yıl-
başı hediyelerinın şimdiden hazırlan-
mış olması sebebıyle, 1976 Şubat
ayından itibaren son verilecektir.
- Peşin faiz uygulamasından kesın
surette vazgeçılecektir.
- Genel giderlerde azaltma yapa-
bilmek için daha tasarrufkâr hareket
edilecek ve bilhassa reklam ve pro-
paganda masraflarının azaltılmasına
çalışılacaktır."
Karar, bankalarda maliyetlen ındi-
recek başka önlemler de içermekte-
dır. Bu karardan sonra bankalarımız
rekabette bankacılık hızmetlerıne yö-
nelmışler ve şimdi birçok iyı banka-
mız, dünyanın büyük bankalarından
geri kalmayacak hizmetleri, halkımı-
zın hizmetine sunmuşlardır.
Basındaki promosyoniarın yasak-
lanması, gazetelerimiz ve halkımız
ıçın benzer sonuçlar yaratacaktır. Ga-
zeteciler Cemiyetleri'nin bu konuyu
ele almasında. hükümetin Basın Ka-
nunu'na Bankalar Kanunu'ndakine
benzer bir yasak koymak için kanun
teklıfi hazırlamasında büyük yarar
vardır. Tüm gazetelerimiz Cum-
huriyet gazetesi gibi; tas. tencere vb.
değil, gazete vermek için çalışırlarsa,
bundan tüm toplumumuzun yarar
sağlayacağı kuşkusuzdur.