Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 MAYIS 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Modern Dans Topluluğu, en sıradışı en yürekli ve erj dinamik kurum olma özelliğini sürdürüyor
Postumuza postmodertııst bir bakış
R A N A E V C İ M
MDT (Modern Dans Topluluğu). Dev-
let Opera ve Balelen bunyesındekı en sıra-
dışı en vureklı \e en dınamık kurum olma
ozellığını surduruvor Boylesıne "a\ant-
garde" bır toplulugun de\ let bunyesınde
yaşajabılıvor olması Turkıve'de egemen
olan sanat polıtıkasının daha lıberalleştıgı-
nı. eleştınve daha açık bır hale geldıgını mı
gosterıvor' Yoksa gorduğumuz gelışmış
ulkelerdekı bır sanat turunun ozumsenme-
den taklıt edılmesınden mı ıbaref
MDT nın yaratıcı \e uvgulayıcı sanatçı
kadrosunun yaptığını ozumsememış olma-
sı olası değıl En azından ılk gostensı nı-
san ayinda -\nkara'da gerçekleştırılmış
olan "Post"un program kıtapçığına dıkkat-
lebakarsanız gerek toplulugun yapısı ge-
rekse hedefledığı >ol bakımmdan oldukça
bılınçh oldugunu anlamanız zor otmaz
Her şeye ragmen. MDT devlete bağımlı
burokratık bır kurum olmanın sıkıntılannı
da hıssetmek zomndadır Orneğın. yonetı-
cılık koltuğunun hantallığından ve polıtı-
kanın vozluğundan olumsiız etkılenen ba-
zı yetkılıleı MDT'nın yapıtlanndaolupbı-
tenlerı ka\ramakta zorlanınca, modern
dansla ılgılı bılgılerını arttırmak zorunda
kalabılırler ama başvurdukları kaynaklar
veterınce avdınlatıct olmayabılır De\let
kurumlannda ışleyen bılgı kavnağı dedıko-
du sıstemıdır. bılımsellık değıl Bu degısır-
se. aydınlanma yolunda bır devrım olur.
aksi takdırde. kurtların yedıgı yapı çok-
mekten kurtulamayacaktır Bu açıdan
MDT'nın varlıgmı \eçızgısını koruyabıl-
mesı bıraşama sinavı nıtelığındedır
Geleneksel Tiirk sanat müziği
ile modern dans koregrafîsi
"Rost"un ılk gosterısının yapıldığı gun
Ankara'dakı opera bınasi.yuklenmts oldu-
ğu misyonun ağırlığına karsıt bır rahatlık
\e dogallık ıçındeydı Seyırcılerle sahne
arkasının oldukça ıç ıçe duzenlenmis oldu-
ğu bu tanhı. sev ımlı yapı. mıman ozellık-
lerıneyenıbıryorumgetırırgıbıydı Seyır-
cıler gostennın başlamasına onbeş dakıka
kala ya\aş vavas yerlennı alırlarken sah-
nede onceden yerleşmis olan klasık Turk
muzığı grubu taksimıne başlamıştı bıle
Boylece gosten dunyası ıle gundelık, do-
gal va^am arasındakı çızgı olabıldığınce
şeffaflaştırılmiijtı Tek tek \eya kuçuk
gruplar halınde sahneye gelen dansçılar
yerlesmekte olan >ey ırcıy le ay nı paralelde
gıbıvdıler Kostumlen de olabıldığınce sı-
radan ve ayrıntılardan arınmıştı Turk sa-
nat muzığının çağrıştırdığı zaman dılımı-
ne. tıpık bırOsmanlı kahvesını anımsatan
dekora karşın elınde pet şışesıyle sahneye
gelen, rahatça yerını alan dansçılar. tıpkı
seyırcılergıbı muzığı dınlemeyebaşladılar
Pet şışe çagının kımlığı karısmıs. kulturel
bırıkımı bulanmış gençlerı. Bevhan Mur-
ph> "nın gözlüğunden kendılerını dınleme-
ye başlamışlardı Geleneksel Tiırk sanat
c\ç/
eşitli
sosyo -
kültürel
özelliklerin
davranışlan,
beden
kullanımını
nasıl etkilediği
ve bunun bir
koregrafi
malzemesi
olarak
kullanılması
açısından
"Post"
gerçekten
yürekli, aynı
derecede de
sempatik ve
hicivli bir
görüşü ve
gözlemi
yansıtıyor.
Murphy'nın derın ruh gözlemını ve bunu
dans dılıne aktarışındakı ustalığı vansıtı-
yordu "Nefes" sözcugunun gerek muzık-
te. gerekse gunluk dılımızde çağrıştırdığı
anlamlar. gerçek bır nefes alışla dansta bu-
tunleşıyordu
Fplitikacılara dokunduran
hicivli anlatun
muzıgı ve Osmanlı kulturu bır modern
dans koregratının elıne geçerse ne olur'
Kalıp tanımaz modern dans sanatına uygun
bır şekılde tarıhe bakan at gozluklerı pa-
ramparça edılıverır \e ılk kapı açılır. gos-
tennın ılk dansı bovle başlar
'Post', 'kapılar' temasıyla
zenginleşiyor
Evet "post" sozcuğunun Ingılızce. La-
tınce ve Turkçe anlamlarının çagrışımla-
nyla ovnayarak oluşturulmuş bır dızı siır-
sel anlam orgusunun yanı sira •'Posfu
zengınleştıren bır tema da "kapılar". ka-
pıların sozel kultunımuzde ozel bır yerı
var ^samadıgımızbagnazlıklan.engelle-
ıı. kıramadıgımız kalıplanmızı ve ozgu-
veneksıklığımızısımgelıyorlar "İçkapı",
"baş\uru kaprsı". "rûş>et kapısı". "dilen-
me kapısı". "açık kapı" gıbı kulturumuze
ışlemış terımler "A»st"un arasıaa serpıştı-
rılmışkapı temaları
Bunlaraynca bırmekândan dıgenne. bır
konudanotekınegeçiijidesaglıyorlar "Ha-
remlik" ve "Setamlık" bolumlerıyse ger-
çekten earpıcı bırdavranis vc kışılık goz-
lemını yansıtıyor Çeşıtlı sosvo-kulturel
ozellıklenndavranışlan. beden kullanımı-
nı nasil etkıledıgı ve bunun bır koregratı
malzemesi olarak kullanılması açısından
"Post" gerçekten yurekl ı. ay nı derecede de
sempatik ve hıcıvh bırgoruşu ve gozlemı
yansıtıyor
Sahnede ızkdığımız yalnızca Bevhan
Murplıv 'nın bıreysel zekâsı ve becerısı de-
ğıl her dunsçının avrı ayrı kafa yorduğu.
grup çaiısmalarıv Ij pckıştırdığı. gecelenn
gunduzlere katılarak emek verıldığı bır
eserle karşi kaisivavız Ozellıkle Kelh
Parslej ııı doga<,lanu çalışinalarının \ara-
nnın ve ctkisının hıssedıldıgı bu eser. bır-
bırınegırgın. huzurluçalıı>an bu ekıbı yan-
sıtıyor Bu açıdan Mıırphy'ı yalnızca ko-
regıaf olaıakdcğıl basarılı bır sanat vonet-
menı olaıak da kııtlamak gerek
Muge Guleşen. \\ D F nın gerçekten go-
z« batan. ıııhundakı enerjıyı gozleıınden
tırnak uçlaıına kadar her noktada bılınçle
ve guçle kullanan bır dansçısı "Dumanlı
Dağlar" adlı bolunıde deneyımlı sjnatçı
YcnerTuran'la bfrlikte sergıledıklerı dans.
Mısır kokenlı caz ustası Rabi Abu Ha-
lil'ın mûzığı uzerıne kurulmu^ olan "Post"
bolumunde ~postukaptırmak"devımı ıle
"koltuğu kaptırmak" arasındakı guncel
anlam benze^mesınden yola çıkılarak.
ozellıkle pohtıkacılara dokunduran bır hı-
cıvlı anlatım vardı
Mayıs ayı ortalarında Ankara Dev let
Opera ve Balesı sanatçılarının yalnızca
meclıs uyelerıne açık özel gosterıler yapa-
caklarını duydum Klasık bale eserlennın
yanısıra MDT'nın "Posfunu da ızleıne
şansları olsaydı. Murphy "nın bazı mesajla-
rı tam hedefıne ulasmıs, olurdu
"Kösem Sultan"la ılgılı bölumdeyse.
tanhle ılgılı soylemleryaldızlı pullanndan
arındınlmii). sarayın ve ıktıdarın boyundu-
rugundakıkadınınıçdünyasınadoğurubır
ke^ıfgezısı baslatılmıstı Uğunım Özor-
han ve De\rim İleri'nın basarıyla sergıle-
dıklerı bu bolum. "Pos^un basın bultenın-
dekı $u çarpıcı mesajı cıddıye almamızın
ne kadar yasamsal bır onemı oldugunu du-
şunduruyordu "Gelenegi bilinçli olarak
de> ralmak-^ekcek için alternatifler sun-
mak._gerçekliğimLzi ka\ramak_.\a o. \a
bu >erine, hem o, hem bu demek."
"P9st*'u yalnızca bır toplumsal analız ve
eleştırı olarak gormek de yeterlı değıl
Çûnkuherbölümdebıreysellıkvetqplum-
sallık arasındakı o temel çelıskı. kendını
arayan ınsanın geleneğını ve külturunu ta-
nımadan sorgulamadan yol alamayacağı
gerçegı karijimıza çıkıyordu Geçmışle
bagları koparılmış. Osmanlılıgına kustu-
rulmuş bır toplumuz bız Bu kopukluk ve
yasaklılık yuzünden a^agıhk kompleksle-
rı ıçındeyız lyı ve kotu yonlerıvle kabul-
lenılemeyen bır geçmı^. ıçımızde tutsak
kalmıs bagnazlıklan aşmamıza yardımcı
olamaz Komplekslerın ozgüvene donus-
mesı. geleceğın aydınlanması ıçın Doğu-
Batı kışılığımızt olduğu gıbı tanımaya ve
sevmeyehazırolmamızgerekıyor Fınalde
Atatürk'un "10. Vıl Nutku"ndan seçılmış
bolümlenn Turk mılletını yureklendırıcı
ılerıye vonlendırıcı cümleler olması bır
rastlantı değıl "~. bizcezaman «Içusu geç-
miş asıriann gpvşenci zıhnivetine gore de-
ğil. asnmızın siirat ve hareket mefhumuna
gore duşunulmelidir_" Valnız bu -ge\şetı-
ci ahnıyeti" y adsıınak yerıne. çok ly ı tanı-
mamız gerekıyor Yoksa. geçmı^ın ve ge-
leceğın bırbırınden kronolojık bırçızgıyle
kopanlamayacağını. zamanın uzaklıgmın
bıryanılsama oldugunu gozlemleyen post-
modernızm çağında postu sermek tehlıke-
sıyle karşı karşıya kalmıs bır toplum ol-
maktan kurtulamavız
M.S.Ü. Sinema
TV Merkezi
Klasiklerin
gösteıimi
sürüyor
• Aralık 1995'ten bu yana
de\am eden 'Sinema Dünyada
100. Türkıye'de 99 Yaşında'
başlıklı gosten programı
mayıs ayında da sürüyor.
Kiiltür Servisi - Mımar Sınan
Ünıversıtesı Sinema- TV Merkezi.
Aralık 1995 ten bu yana devam eden
'Sinema Dünyada 100. Türkiye'de 99
Yaşında' başlıklı gosten programını
mayıs ayında da surdurecek
'Başlangıcından Güniımuze Tıirk
Sinemasından Ornekler'. "Dunva
Sinemasından Seçmeler' v e "Okullu
Sinemacılar' başlıklan altında 20
fılmın gostenleceğı program, 3-30
mayıs tanhlen arasında pazartesı ve
perşembe gunlen saat 16 00 ve
18 30'da olmak uzere ıkı seans
halınde ve ucretsız olarak
Balmumcuüakı MSL'-Sınema TV
Merkezi salonunda
gerçekleştınlecek
'Başlangıcından Gunümüze Tiirk
Sinemasından Ornekler' basjığı
altında 6 mayıs pazartesı 'KuyıT
(Metin Erksan). 9 mayıs perşembe
'Arkadaş' (\ılmazGune\) 13 mayıs
pazartesı 'Keşanlı K\\ Destanı' (\tıf
V ıltnazı. 16 mayıs perşembe 'Vurun
Kahpe>e" (Halit Refiğ). 20 mayıs
pazartesı 'Otobüs Vokulan' (Ertem
Göreç) 23 mayıs perşembe "Linç'
(Bilge Olgaç) 27 may ıs pazartesı
'Mavi Surgün' (Erden Kıral). 30
mayıs perşembe 'Kızıurmak
Karako>un'(LütfîÖ.Akad) gıbı
fılmlergostenlırken aynı tanhlerde
'Dıiny a Sinemasından Secmeler'
baslığı altında da Milos Forman'ın
'Hair' John Huston'ın 'Mob> Dick-
Deniz Ejderi* Stanley Kubrick'ın
'Lolita' Pier Paolo Pasolini'nın
"\Iedea" Sergey Bondarçuk'un
'NVaterloo' F. \\. Murnau'nun 'Son
Adam". Alain Resnais'nın 'Hiroşima
Se\gilim' Roberto Rosselini'nın
'Ronıa \cikSehir' adlı fılmlen
gosterı lecek
30 may ıs perşembe gunu saat
16 OO'dakı 'Okullu Sinemacılar'
başlıklı aostende ıse sınemaseverler
Özer Kızıltan ın 1994 MSL' TV
yapımı *Son Kuşlar da Gitti". Ayla
Aksu'nun 1995 MSU TV yapımı
'Dûşler' ve Gazel Kutlar'ın 1995
MSU TV yapımı 'MardiıT adlı
yapıtlannı ızleyecekler
L'Ikemızde bır Sınematek'ın
varlıgını ozleyen sınemaseverlere
duyurulur
Duvurusu dort savfalık
'Gunce' başlığını taşıvan
bir ga/ete olan Ankara
l rart Sanat
Galerisi'ndeki 'Gunceler'
sergısinde hovkcltıraşlar.
seramik sanatçılan \e
ressamlar biraraya geldi.
Her bin farklı olan
guncelerden Revvan
Somuncuoğlu'nun
(yanda) Bosna-Hersek
Güncesi ve!stvma
Reisoglu Nalça'nın
metreterce yazılmış bir
metnin dibine
verleştirdiği. içinde L ğur
Mumcu, Metin Goktepe,
Bahnye Lçok Muammer
\ksıy\ \ b. ile çok sa% ıda
"faili mechul' vazılanvla
doldurulmuş iki kutudan
okışan entelasyonu (altta).
Günlerin çağnsında 'Bir Sanat Güncesi'
NEVİN ÜN\LIN
ANKARA - Gunce. yaşanılmışlıgın
kanıtıdır bence Hep şunu duşunmu-
şumdur Hayat mı guncelen uzenmızde
kurguluyor, yoksa bız mı hayata gunce-
lenmızı dayatıyoruz
1
Bu sorunun yanı-
tısanatlayuzyuzegeldığımde~biz" ola-
rak kendını belırler Sıradan gunlerde ıse
(uretıme donuk olmayan) hayatın akışı-
nıngucuuzenmdedonenır Guncegun'e
doner. hıçleşır
Gunce tutmasak da gunlerını "gun-
ce"olarakyaşayansanatçılanneserlerı\-
le yuzyuze gelmek. o guncelerın ıç yol-
culuğuna doğru duşuncelerımıze yol al-
dırniak sanınm "ce" takısız gunlere baş-
kaldırmakla eşanlamlıdır O başkaldırış
kı sanatçının lıay ata kattığı. denn anlam-
lar yukledığı ıçsel yolculukların "ce"
(gun-"ce~) durağında sızı karşılamaya
hazırbeklemektedır Veterkı buluşmayı
goze alın
Uzun y ıllar Ankara Urart Sanat Gale-
nsı'nın yonetıcılığını yapmış olan Nu-
ran Terzioğlu. buuune dek "Portre'",
"Nü", "Tutkular. Saplantüar". "Tıyat-
ro, Sahne, Oyun", "Ezop'un Dostlan"
gıbı başlıklar altında bırçok başanlı ser-
gının duzenlenmesıne ımzasını atmış bır
yonetıcı Bu defa Ankara'da "Ener-
sis"ın galerı salonunda duzenledığı ser-
gıyı bızlere "Gunceler" başlığı altında
duyurdu Bu duyuruyu da bugune dek
alışagelmedığımız bır turde sergının
adıyla uygun bır tarzda gerçekleştırme-
sı "Gunceler" sergısınınyarına "BirSa-
nat Güncesi" olarak da kalmasını sağla-
dı Duyuru ne bır davetıye ıdı ne de bır
katalog Dortsaytalık"Günce" başlığı
taşıyan bır gazeteydı Gazetenın ıç say-
faları bu sergıye katılan 24 sanatçının
"günce" konusuy la ılgılı goruşlerıneay-
nlmıştı Elbette bu gunceler sanatlany-
la koşut olarak açıklanıyordu Bazılan
ıse "Benim guncem eserimdir"deyıp
açıklamay ı sanat eleştırmenlerıne bırak-
mıştı
Terzioğlu, bu sergıyı duzenleme fık-
rının nasıl doğduğunu gazetede şoyle
açıklıyordu "Bu yıl Enersis'te açılacak
olan sergi için tema seçerken 17. yuzyıl-
da Osmanlı doneminde tutulan gunceyi
konu alan bir doktora tezinden esinten-
dim. Güncenin tarihinin. yazınınki ka-
dar eskiyedayandığını bilmem savunabi-
lir miyiz? Ancak gûncelerin edebhatı,
politikay ı. hatta tarihin akışını bile etki-
ledikleri gözlenir. Ortaçağın skolastik ve
otoriter anlayışına tepki otarak gelişen,
insanın biçimsel ve ruhsal değericrini,
tenkitçi bir bireyciliği ortaya çıkaran Ro-
nesans hareketinin doguşunda bile gunı-
şığına çıkan
gûncelerin
etkisinden
söz edilir.
Fransızcada
günce anla-
mına gelen
" j o u r n a l "
sözcüğünün
daha sonra-
ları gazete
anlamında
da kullanıl-
ması dikkat
çekicidir.
VI e d y a n ı n
sosval bir
gunce niteliği
de taşıması
görüşünden
hareketle bu
sergi için davetiye kartı ve katalogyerine
bir gazete sayfası hazırlamav ı seçtim. Sa-
natçının uretimi de bir çeşit gunce olarak
değeıiendirilebilir pekala. Gunce bir ya-
zın tiırü, ancak sergide günce ile ilgili
farklı yorumlar görsel malzeme ile orta-
ya konuluvor."
Sergıye katılan sanatçılann gunceye
bakış açısı nasıldı' Işte bakışlarından kı-
sacık alıntılar
Jale Erzen: Yeryuzu ve evrenın son-
suzluğu yaşananlann ızlennden başka
nedır' Yaşam ız sürüyor, ızler yaşama
donuşuyor Sanat ve yaşam bırbmnıboy-
letamamlıyor boyle benzeşıyor Haya-
tımın ızlen derınleştıkçe gunceler ço-
ğaldıkça. bukarşıtlıklarbambaşkaonem
ve anlam ıçerıvorlar Gerçekten butun
ızler yeryuzunc çızılmış sulara yazıl-
mış. ruzuâra soylenmış resım. şıır. şar-
kı
Fatma Tülin Oztürk: Guncedekı ızle-
nımler hepsı hepsıbırgelıp-geçenın bı-
raktığı ızler Debussy'vı anarak soyle-
yecek olursjk Karda ayak ızlerı Vor-
ğo Seferis, 1944
Reyyan Somuncuoğlu: "Bosna-Her-
sekGuncesi" P.ırçalanmiscesetler Ke-
sılmışorganlar kulak. burun. el kol ve
ınsan kafaları Kurşunlanmış çocuklar
iffetıneel atılmışkadınlar Bombalanmış
camıler Burasi Bosna-Hersek Avru-
pa'nın ortasında bır ulke Avrupa soykı-
nmındanbenhıçbırşey oğrenmedı Bos-
na'da olanlar Hitler'ın olumunden son-
rakı zafendır
Meriç Hızal: 43'te Istanbul'da doğdu
Çızmekveboyamak sonradauçuncuve
de dorduncu boyut yaşam tutkusu oldu
Ikı kere aııne olduğuna sevındı Bazı
ınandığı ınsanları ve dostlarını kaybettı
Onlara kırmızı nuller karanfıller adadı
Kalanları yıtırmekten hep korktu Yap-
tıklan ıle 10 kez dostlar karşısına çıktı
70 kadar karma sergıye. kaslan sızlıya-
sıya sempozy umlara katıldı Toz. toprak
ıçınde (guleç. meraklı. kocaman guzel
gozlen onunde sokak çocuklannın)
Arzu Başaran, Balkan Naci İslimveli.
Vav uz Tanyeli, Canan Dağdelen, Rey y an
Somuncuoğlu, Jale Erzen, Fatma tülin
Oztürk, Emre Zeytinoğlu, Can Goknil,
Nurcan Giz, Ahmet Mûderrisoğlu, Vliı-
şerref 2^e\tinoğlu, Hayriye Koç, Meriç
Hızal, Murat Morova, \IpTamer Ulukı-
lıç, Barış Eren. Sümbul Eren, Aydan
Baktır. Ferhan Tay lan Erder, Hale Arpa-
cıoğlu, Sey ma Reisoğiu Nalça, İsmet Er-
gün, Zeynep Perinçek... 6 mayısa kadar
surecek "Gunceler" sergısı. heykeltıraş-
ları. seramik sanatçılannı. ressamları bır
araya getıren bır sergi oldu
Her bınnın güncesi farklıydı Gunce-
lennın ortak yonu coşkuy du. duşünmey-
dı, emektı. kendını ıfade etmek. varolu-
şun ızını kazımaktı
Şeyma Reisoğiu Nalça'nın metrelerce
yazılmış bır metnin dıbıne yerleştırmış
olduğu sıyah kartondan. tekerleklı ustu
açık ıkı kutuya bakakaldı gozlerımız
Kutunun bınnın ıçı ısımlerle doluydu
Lğur Mumcu, Metin Göktepe, Çetin
Emeç, Bahriye İ çok, Muammer Aksoy
vd Dığen ıse çok say ıda "faili meçhul"
yazılarıyla doldurulmuştu Nalça'nın
enstalasyon çalışması bızı aynı guncede
buluşturdu
Balkan Naci tslimyeli uç eserle katıl-
mıştı sergıye "Gizli Bılgiler" adlı ese-
rınde ıçıçe geçmış, aralıksız. okunama-
yan kalıgrafık tattakı yazısı. ınsanoğlu-
nun belırsızlık taşıyan alınyaztsının so-
mutlaşmış bır gondermesıyle bızı yuz-
yuze getırdı
Evet. herbınayn bıroykuydu Bızım-
le kesışen noktalanyla çoğalan Çoğal-
dıkça topluca söylenen bır şarkıya donu-
şen Erzen'm dedığı gıbı, sulara yazıl-
mış. ruzgâra soylenmış resım. şıır. şar-
kı Izlerı ıse belleklerde kalıcı Eser-
lerde ıse sonsuzlaşan. ebedıleşen
DUŞUNCEYE SAYGI
MEMET FL AT
Şairi Görmek
Şıırlerınde şaın gorebılır mı okur?
Şaıre gore degışır Okura gore de degışır
Bır şaır duşunun kendısınden hıç soz etmıyor ya-
pıtlannda, sozcuklerle oynuyor duygulannı duşun-
celerını ele vermıyor açık konuşmuyor, her şeyı oku-
run sezgısıne, yorumuna bırakıyor
Okuyorsunuz yazdıklannı belırsızlıkler ıçınden bır-
takım anlamlar çıkarıyorsunuz Ama dızeler tertemız
çekılmış, uyum vurgular rıtım tonhoşunuzagıdıyor,
sozcuk oyunlannı zekıce buluyorsunuz ıçbıçım ben-
zetmeler, ımgeler de basarılı..
Sağlam bır yapı
lyı bır şaır
Yazdıklarını nerde gorsenız okumaya başlıyorsu-
nuz Sonra bır gun durup duşunuyorsunuz nasıl bır
kışı olabılır bu şaır dıye Kafanızda hıçbır şey yok
Şaırın kışılığı de yorurr;1
ınuza kalmıs Ya da bır yer-
lerden kulağınıza çalınmış bılgiler varsa okuduğunuz
şıırlerı onlara uydurarak gerçeğe yakın bır kışılık çız-
meye çabalıyorsunuz
Şaır bu yaptığınıza kızabılır de Belkı şıırlerının ya-
şamıyla kanştırılmasını ıstemıyordur
Şımdı bır de şoyle bır şaır duşunun Şıırlerınde hep
kendısını anlatıyor Duşuncelerı duyguları sevgılıle-
n, arkadaşları, yaşamındakı turlu ayrıntılar Açık açık
anlatıyor Içbıçım, dışbıçım her şey eksıksız Ay-
rıca çok ıçtenlıklı bır ses
Bu da lyı bır şaır
Yazdıklarını nerde gorsenız okumaya başlıyorsL-
nuz, okudukça da şaırın kışılığı kafanızda belırlenı-
yor
Ama şıırlerde bırtakım bırbırını tutmaz yerler var
Bır yerde şoyle demış bır yerde boyle
Merak edıp araştırıyorsunuz Şaır yapıtında gorun-
duğu gıbı bır adam degıl
Ornekse karısının dızının dıbınde oturan bır koca
ama hep uçarılıklarından soz edıyor Ya da agzına ıç-
kı koymuyor ama şıırlerınde zıl zurna sarhoş
Anlıyorsunuz kı şıırlerı gıbı, şıırlerının arkasından
gorunen şaır de kurmaca
Aslında her şaır bıraz boyledır En gerçekçı duy-
gulannı, duşuncelermı olduğu gıbı ortaya koyan bır
şaır bıle sırasında bır başkasınmagzından konuşa-
bılır
Bır ornek verelım
Alnımdakı bıçak yarası
Senın yuzünden
Tabakam senın yadıgârın
"Ikı elın kanda olsa gel" dıyor
Telgrafın,
Nasıl unuturum senı ben,
Vesıkalı yârım
Orhan Veli, "Tahattur" adlı bu unlu şıırınde bır baş-
kasmm ağzından konuşuyor Herhangı bır okur bu
şıırınden yola çıkarak Orhan Velı nın kışılıgıne ulaşa-
maz
Ama kımı okurlar bazı on bılgılerm yardımıyla da
olsa, bu şıırde Orhan Velı nın kışılıgının çok tatlı bır
yonunu gorebılırler
Evet, okura gore de degışır demıştık başta
Bır de, uzun uzun anlatmaya gerek yok Nâzım
Hikmet gıbı şaırler var Ilgınç olabılmek ıçın kurma-
ca bır kışılık yaratmaya gerek duymayan yaşamını
butun ayrıntılarıyla şıırlerıne yansıtan şaırler Kendı-
sı, aılesı, aşkları ozlemlerı kavgası arkadaşları çev-
resındekı herkes genellıkle de gerçege çok yakın
olarak
Kurmaca hıç yok mu
9
Yok denemez Yaşamdakı ıkı kışıden bır kışı çı-
karmak, ya da bır kışıyı ıkıye bolmek gıbı şeyler
Sonra gereksız çızgılerın ayıklanması
Ama hep gerçegı yansıtma çabası ıçınde
Nâzım Hıkmet'ın şıırlerının arkasından gorunen şa-
ır, olduğu gıbı kendısıdır
Okur en çok bundan hoşlanıyor
Kurmaca şaırlere de pek bır şey dıyen yok gıbı ama
şıırienn arkasında hıç kımse gorunmuyorsa bır tedır-
gınlık duyuluyor sanınm
Sait Faik, Burgazada'da anılıyor
KültürServisi-Ovkutu Saıt F.uk ın
C
'O V.IM I2mjvis
pazargunu Burgazada kalpazankavj'da Ada DoMİarı
TYS ve PEN'ın duzenledığı etkınlıkte sanatçılar ve
sanatseverlenn katılımıvla kutlanacak Saat 12 00 de
Saıt Faık Mevdanı nda savgı durusiı ıle başl.ıvacdk
etkınlıkler. 12 30da Muze Evı nın zıvaretı ve saat
13 OO'te kalpazankaya dakı torenle siıret.ek Fevza
Hepçılıngırler'ın sunatağı etkınlıkte Perıhjıı Ergun
Ataol Behramoğlu Şukran Kurdakul Koıııır Ertop ve
Muzafter Uyguner konuşma vapacaklar. Ekrenı Ataer
"Halk Ezgılen" başlıklı bırdınletı sunacak Hılnıı
Bulunmaz ve Rustem kıırdoglu Saıt Faık aniMiıa bır
gosten gerçekleştırecek Saıt Faık ı annıa gunlcnnın
19 yılmında kutlanacağı etkınlıklerde Recep
Tezcan'ın yaptığı Saıt Faık heykelı de torenle açılacak
Genç sanatçılara çağrı
KülturServisi-Geçen vıl ılkı gerçekleştırılen "19
Mayıs Beşiktdş Beledıvesı ve Mavı Jeaııs Ortakos
Gençlık Şolenı "nın ıkıncısı 19 mav ıs pazar gunu
Ortakov Mevdanı ndavapılacak Ğençlerın edebıvat
muzıkle ıç ıçe olacağı şolene resım muzık hevkel
fotoğraf ve dans aiarılannda urettıklennı sergılemek
ıstevenler katılabılecek Şolen Mazhar-Fııat-Ozkan ın
vereceğı konser ıle sona erecek Solendc v jpıtkırını
sergılemek ıstevenler. a&b tjnıtımın 24^ >" 24
numaralı telefonuna başvurabılırler
BUGUN
12.GENÇLIKGINLERI
HARBl^EMLHSİ^ ERTLĞRl L S\H\ESI
Fılm Gosterımı 12 00 Ozguı Sinema Belgesellen
"Kotü Kan (Leos C ara\ ı
Sovleşı 14 00 •Lemanımla Sana Bır Ses \edat
Ozdemııoğlu Kaan Ertem Erdıl >asaroğlu. Bahadıı
Bovsal. ^slan Ozdenıır Gunerı Içoğlu
Dıa 18 00 Tolunav Tımuçin
Dans 19 00 ^eşıl Lzumleı
KADIKO\ HALDIVTANERSAHNESİ
Ovun 15 00 ve 19 00 Soz Taııhın ıkadıkov Halk
Esıtım Meıkezı)
FÂTlH REŞAT NLRİ SAHNESİ
Ovun 1900 Oç (Folkloı kuıumu Tıvatro Bırımı)
LSKUDAR MI SAHİPZ\DE CEL\L S4HNFSİ
Ovun 1500vel9(K) "Saşam Cıps ve Bıdon (Gıııp
\çıkça)
GAZİOSMANPAŞA S\HNESİ
Ovun 19 00 'Tek Kupona Istanbul (Goç Tıvatro
Toplulueu)
so^ LE"ŞÎ
Ressam Balaban ın Toplum katlaıında Resım Sanatının
Vaygınlığı" konulu sovlesisi saat 1> 00 te i^ı P ııtisi
K.ad'îkov'llçe Orautu nde (^49 X6 M)
DİA GÖSTERfSİ
"Maya-^ztek Medenıvetlerı Edıbe Bugra nın dıa
gosterisi Kultur Dostlan ve Mıne Sanat Galerisi
ışbırlıgıvle Sokullu Sokak \o 1 Balurıvede
gerçekleştınlecek (345 64 40ı ,