Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 MAYIS 1996 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Halk - Halk Dalkavukluğu
H. BASRİ AKGİRAY Hukukçu ve Eskı Parlamenter
G
enelde halk bır ulusu
oluşturan tum bırevlen
ıçeren bır kavramdır Ne
\ar kı bu tanımlama
toplumsal gerçeklere u> -
gun duşmemektedır Ör-
neğın halk ovunlan halk vazmt halk
muzığı gıbı ayınm guden sozcuklen çok-
ça kullanmaktavız Halk avdın ılışkıle-
rı. a\dın sorumluluğu gıbı sorunlar da
oteden ben tartışılan konulardır
Sozcukanlamı ılehalk "...ülkelerinile-
ricigelişmesinigerçekleştirmeyeyetenek-
li sınıflan leoteki sosyal sınıflart içeren in-
san topluluğudur" (I).
Gorulduğu gıbı oldukça bılımsel bır
tanımlamada da halk vanı bır ulke top-
IuI uğu "yetenekli sınıflar ile oteki sosy al
tabakalar" olarak ıkıveavrılmaktadır O
halde bir toplumu oluşturan insanlann
toplamı halkfır. Ama bu halk ıçınde a\-
rı bır aydın kesımın bulunduğu da >ad-
sınması olanaksız bır gerçektır Bır baş-
ka gerçek de bır toplumun u>garlık du-
zevı bu ıkılı bıleşımın. a>dınagırlık]ı ol-
ması ıle orantılıdır
Halk tanımı polıtıkacı veulke vonetı-
cılen açısından daha değışık bır nıtelık
taşımaktadır Onlara gore halk, kahra-
mandır, bılınçlıdır ılerıcıdır Ozellıkle.
demokrdtıkleşme aşamasinda olan top-
lumlarda \ e daha çok seçım donemlerın-
de her konuda vol gostencı, tum ovgu-
lere hak kazanmış tapılası bır fetiştir.
Gerçektenşımdı>edeğınhıçbır polıtı-
kacı halk konusunda gerçeklen sovle-
mekyureklılığınıgosterememıştır Ovsa
bovlebırtutum halka ıhanettır Onunav-
dınlanma ve uvanışını engelleven bır
davranıştır Halkı abartılmışovguvedal-
ka\ ukluklarla olduğundan fazla goster-
mek onun suskun kalmasını sağlama
yontemıdır
Eğergerçeğı sovlemek gerekırse her
ulkenın halkı tutucudur Hele, Islam kul-
turu ıle koşullanmış ulke halklan. Tan-
n'nın yarattığı duzenı sonuna kadar ve
oldugu gıbı korumak çabasındadırlar
L'nlu ozanımız Nâzım Hikmefın
•*._ko> un gibisin be kardeşim/gocukJu ce-
lep kaldınnca sopasını / suruye katıiıve-
rirsin / \e adeta mağrur koşarsın salha-
neye" dortluğu ıle Lenin ın "...eğer sos-
yalizm halkın duşunsel (fîkri) gelîşmesi-
ne eherişli bir duzeve erişmesi ile gerçek-
leşecekse, daha beş, > uzyıl sosyalizmi go-
remeyiz" (2) sozu. bu savımızı açık bır
şekılde doğrulamaktadır Bu nedenle. bır
bolum polıtıkacılanmızın bırdonern sik
sık \ meledığı "...ben halkın gittiği yere
kadar devrimciyim"* sozu dupeduz bır
halk dalka\ uklugudur
Demokrasılerde halk ıstencının ege-
men olduğuna kuşku yoktur Demokra-
sının yapısı gereğıdır bu Ama. bu ılke
her zaman ve her verde halkın ıstedığı
olacaktıranlamınaalınmamalıdır Buba-
kımdan Savın CahitTamol un "Halkı.
kendigucuveyetenekleriiçindedeğerlen-
dirmeli \e ona. alışık olmadığı bazı yetki-
ler \erilmemelidir. Dunyanın hiçbir ye-
rinde halk. devlet yonetmez. Ancak hal-
kın \e halkı temsil eden sosyal sınıflann
aydınlanyonetir1
" vargisina katılmamak
olanaksızdır
Gerçekten nasıl kı, bır canlıya gere-
ğınden tazla besın verıldığınde hastala-
nır >a da ölurse halka da abartılmış ov-
guyağdırmak ona saygısızlıkolduğu gı-
bı ulke ıçın de zararlı sonuçlar doğura-
cak bırdengesızlıktır
Halk dalkavuklugunun bır başka sa-
kıncalı \anı daavdınlara karşı halkı kul-
lanmaktır Bu olgu vetmışlı yıllarda ul-
kemızde vogun bıçımde vaşanmıştır
Halka ınmek halklabutunleşmek halkın
gıttığı vere kadar ılencı olmak ozdevış-
len ılebaşlatılan halk dalkavukluğu (po-
pulızm) saglıklı sonuç vermemış,
"halk" dıye dı>e devlet elden gıder ol-
muştur
Gerçekten, o donem solculuk yanşin-
da olan bır bolum parlamenterlerın halk-
çılık varışındakı tutumlan şaijilası bo-
yutlara ulaşmıştır Orneğın. bırtoplantı-
da. saygın kışılıgı olan bır arkadaş ıçın
"Külturlu adamdır" demıştım Toplan-
tıda bulunan halkçılardan (') bın sertçe
bır tavırla "...ne demekmiş kıiltür? Kül-
tür, halkın dediğidir" çıkışı ıle adeta be-
nı pa> lamıştı
Oysa boyle bır tutum once halka za-
rarlı olmuştur Abartılmış ovgu yapay
sevgılerle koşullanan halk her konuda
vetkılı \e bılgılı olduğu kanisina varmış
veartık kendisine venlmek istenılen doğ-
rulan da almak gereğını duymamış, her
konuda ancak kendısının veterlı olduğu
sonucuna varmıştır
Şımdı sozde halkçılar \e ozellıkle bır
bolum polıtıkacılann "aslında halk bi-
linçlidir. ilericidir.ancakorgutîenvoksun
olduklan için seslerini duy uramamakta-
dırlar" bıçımınde. bana karşı çıkacakla-
nnı bılıyorum Anıa unutmamalıdır kı
orgut kuramamış olmak da bır noksanlık-
tır Kaldı kı, sıvasal partıler de bırer or-
guttur. hem de halkın ısteklerını duyura-
bıleceğı en etkın orgut Orneğın, Turkı-
vemızde yaklaşık 50 vıldan ben, sağdan
sola oldukça çok dılımlı bır sıvasal vel-
pazede yer alan partılerımız vardır Ne
var kı halk ekmek ıle polıtıkanın bır bu-
tun olduğunu. ekmek ıçın polıtıka yap-
mak gerektığını, daha açık bır dey ışle po-
lıtıkanın, ekmek ıçın bır araç olduğunu
bılmemektedır Polıtıkada kazanmanın
yeterlı olacagı kanısına varmaktadır
Bu nedenle halk. kendı polıtıkasını
seçmek venne başka polıtıkaları yeğle-
mektedır Orneğın, para babalarının çı-
karlarına gore programlanmış sıvasal
partılerın pesınde koşmaktadır Işte boy-
le bır çelışkının oluşmasinda halkın ol-
duğu kadar ve belkı de ondan fazla, po-
lıtıkacılann ve sozde halkçıların buyuk
sorumiuluğu vardır
Gorulduğu gıbı. aslında vonetıcılen
elestırmek hem kolav. hem çekıcıdır.
ama elestırıvıyonetılenlerevapmakyu-
rekışıdır Ovsabu yapılmaü gereken bır
avdıngörevıdır Gerçek eleştın volgos-
terıcıdır Demırın dov ule dov ule tav lan-
ması gıbıdır eleştın Halkı eleştırmek-
ten korkmak. bır bakıma kendımızden
korkmaktır Kışılığımıze guvensizlıktır
Elestırmek aşağılamakdadeğıldır Ter-
sıne değer vermektır Bır kışı va da e>-
lemı elestırıv e değer gormek. onu daha
olumlu. daha yetkın duruma getırmek ça-
basında olmak demektır Bır ulusu oluş-
turan temel oğe "halk^olduğuna ve halk-
sız demokrası olamavacağına gore ona
saygılı olmak doğaldır Ama bu savgı,
ona doğrulan gostermeve engel olacak.
tannsal bır tapma anlamına alınmamalı-
dır
Sonuç: "Halkın gittiği vere kadar dev-
rimci'" olmak demek doğrudan tutucu
olmak demektır, bır halkçılık yutturma-
casıdır Bılındıgıgıbı duşunce uretenler,
buluşlan yapanlar dev nmlerı gerçekleş-
tırenler ve başka yollarla halkı uyandı-
ranlar hep belırlı kışılerdır Halk şukur-
cudur Nedenlıyoksul veçaresizolsada
nedenlı ezıhp somurulse de şukreder Bu
gune değın boyle koşullandırılmıştır
Dınsel oğretının bır urunudur bu Bu
nedenle halka ınmeklebıryararsağlan-
maz Eger halk ınılecek yerdeyse. onu
yukarıya, aydınlığaçekmek veçıkarmak
gerekır
(1) Marksıst - Lenımst Ekononn Polı-
tık Sozlıığu
(2) John Rı-ecl Dııın a\ ı Saı scın On
Gun S 241
ARADABIR
Dr. İLKER BIÇAKÇI >,w,.-
Cnneı sıiesı
Tüketim Kültürü ve
Gopilleşme
Kapıtalızm "Yenı Dunya Duzenı" aldatmacasıyla
oluşturduğu kuresel pazarda, krtle ıletışım araçlarının
olanaklarını da kullanarak her şeyı "meta "laştırıyor Ço-
kuluslu şırketlenn kuresel ıktıdarında ınsanoğlu tum de-
ğerlerınden kopartılarak salttuketıcı konumuna ındırge-
nıyor
Tuketım kulturune koşut olarak gelışen krtle kulturu
olgusu, insanlann durtusel ve duygusal duşkunluklenn-
den (zaaf) yararlanarak onlar adına yapay ıstemler ge-
lıştınyor ve gereksınımler uretıyor Sanatı, bılgıyı, aşkı ve
hatta ınsanı metalaştıran krtle kulturu, her şeyı yozlaştı-
np değersızleştırıyor Krtle kulturu tum ınsanlığı aynı tarz
ve aynı hızda tuketmeye koşullandınyor aynı şeylerı yı-
yıp ıçen aynı şeylen gıyen ve aynı şeylerı dınleyıp sey-
reden tek tıp ınsan ornekçesı 21 yuzyılın prototıpını
oluşturmaya aday gorunuyor Yenı yuzyılın ınsanına "7u-
ketıyorum oyleyse varım "duşuncesı dayatılıyor, ozgun-
luk ve farklılık gıbı kavramlar onemsızleştırılırken duşuk
duzeylı ortak normlar yuceltılıyor Bır yandan dunya kul-
turlennın çeşıtlıhğı ve ozgulluğu yıtıp gıdıyor, ote yandan
ınsana değgın evrensel değerler saldırıya ugruyor Tu-
ketım kulturu, herkesı tuketmeye çagırırken alt ve orta
sınıf ınsanını da yıyecek - ıçecek sektoru aracıltğıyla aşı-
rı tuketıme kışkırtıyor
"Uretım ozurlu tuketen"\enn surdurduğu ust duzey
yaşam bıçımlerı ıletışım araçlarında sergılenıp yuceltı-
lırken kapıtalızm "tuketım ozurlu ureten "lerın sınıf atla-
ma umutlarını yapay cennetlenyle taze tutmaya çalışı-
yor Gunumuzde buyuk alışvenş merkezlerı ya da baş-
ka bır deyışle gorsel doyum merkezlerı, bu yapay cen-
netlerın en lyı orneklerıdır Sahıp olma durtusu yennı gı-
derek gorsel doyum arayışlarına bırakırken tuketme
ozurluler buralarda ancak gıda marketlerının ya da fast-
food lokantalarının kendılerıne sağladığı tuketım ozgur-
luklenyle psıkolojık doyuma ulaşabılıyorlar Kuçuk bır
alışvenş, toplumsal saygınlık avuntusu olabılıyor
Gerçekte ınsan tum değerlerıyle tuketım kulturunun
sarmalında somuruluyor ve aşagılanıyor Şımdılerde te-
levızyon ekranlarında sıkça yınelenen bır reklam filmı bu
durumu çok lyı orneklıyor Kafesın parmaklıklan arka-
smda dev cussesıyle bır gorılı ıkı seçenek arasında bo-
calarken goruyoruz Seçeneklerden bın gorılı baştan çı-
karmaya çalışan çapkın bır kadın, oburu ıse cansız bır
meşrubat şışesı ve sonunda gorıl, kadını reddedıp o
çok unlu şışeyı yeğlıyor
Kadınlar nezdınde tum ınsanlar ıçın sovgu nıtelığı ta-
şıyan bu reklam fılmının oykusunu degışık bırkaç açı-
dan ele alıp çozumlemeye çalışalım Oncelıkle bır erkek
gorılın dışı bır ınsan tarafından aşka davet edılmesı du-
şuncesı kadın cınsının aşağılanmasıdır ikıncısı, saltte-
cımsel bır değerı sımgeleyen meşrubat şışesıyle bır ka-
dının aynı terazınln kefesınde tartılması, ınsanın meta-
laştırılmasıdır Son olarak bırçok tecımsel urunde oldu-
ğu gıbı burada da kadının bedensel çızgılenyle şışe ara-
sında benzerlık kurulmuş ve şışeye "fetış" bır anlam
yuklenerek kadın cınsellığı kullanılmıştır Kuşkusuz sıs-
temın erkek egemen anlayışına koşut olarak yazılan bu
reklam metnı gozu tuketmekten başka bır şey gorme-
yen ınsanın kapıtalızmın kafesı ıçınde gorılleşmesının
gıderek kaçınılmaz olduğunu da vurguluyor Darvvin ın
evrım kuramını tersyuz eden bu sureçte ılkel ozumuze
donme tehlıkesını gozardı etmemek gerekıyor
Atatürk ve Hitit Güneşi
UMRAN SÖLEZ TAN htanbul Çocuk Mahkemelen Yargıa
A
taturk'unbaşkentvaptığı Anka-
ra'vı. Hıtıtlerı ve HıtıtGuneşı'nı,
neyazıkkı hâlâkavra>ama>anlar
var Tanhsel gerçeğı kısacabelır-
telım Kussara kralı Anittas,
"Kenri fırtınalı bir gecede aldım"
dı>ordu O gunler, Iç Anadolu'da kent devletler
ve kuçuk krallıklarbırbırlerıvle sonu gelmez sa-
vaşlar yaşamaktavdı Arada sırada vapılan bariş
antlaşmalan da guçlü bıryetkenın (otonte) bulun-
mav ışından sureklılık gosteremıyordu
Işte gelışlennın kuzevdoğudan mı kuzeyba-
tıdan mı > a da Anadolulu mu olduklan bugun de
tartışılan Hıtıtlerın ılk çagda gorulduklerı o gun-
den bugune iç Anadoludakurulan ılkguçludev-
let olduklan vadsınamavacak bır gerçektır
Hattuşa'yı da ele geçınp kendısını 'buyukkral*
adı venlecek kadar guçlu duvan bu krafdan vuz-
vıl sonra avnısovdangelen Kussaralı Lubarnas,
Hattuşa'yı başkent >apıp kente Hattuşa, kendısı-
ne de Hattuşalı anlamına gelen Hattuşuliadını ve-
rerek Hıtıt dev letını resmen kuracaktı Başkentı
Hattuşaş olan Hıtıtler, kuzeye. guneve. batıya ve
denızlere ulaşarak fırav unlar ımparatorluğunun
kuzev dogusunda. A<lezopotamya İrr^aratorlu-^
ğu"riun kuzeybatfsında ılk kez dogunun uçuncu
buyuk sıyasal gucunu oluşturmuşlardı Tarıhın
bu ılk uluslar topluluğu, çağcıl bır ımparatorluk
ıdı Uvgulayımbılımı (teknolojıyı) ıyı kertede
kullanmalannın kanıtı. unlu uç kışılık *hafif sa-
vaş arabalan' ıdı
"Hitit sa\aş arabalan. bu daha veni, daha hız-
lı, hızlarından dolav ı da karşı durulmaz \eher şe-
vi çiğncvip geçen saldırı silahı. Ramses'e doğru
ilerlivordu. Olumden kurtulmuş Mısır askerieri,
ne vapacağını bilmez bir panik dalgası içinde
Amon ordugâhından içeri dalmıştı. Bir anda bu
ordunun safları da allak bullakoldu. Hihtlerin sa-
vaş arabalannda surucuden başka iki savaşçı bu-
lunuvordu. Mısııiılannkinde isc valnızca bir.
n
Mısır Fırav unu Tutankamon'un genç vaşta dul
kalaneşı çocuk sahıbtolamamanınkavgı veacı-
M ıçınde Hıtıt K.ralı na vazdıgı mektupu "Kocam
oldu, ancak ben bir ogula sahip değilim. Senin ıse
birçok oğlun oldugu smlenhor. Lğer bana oğul-
larından birini verırsen benım kocam olacak" dı-
\or Mısır Kralı bır Hattuşulı olsavdı tarıh nasıl
gerçekleşırdı bılınmez Acaba bır kadeş Savaşı
olur muvdu kım bılebılır'
Bugun gerçeğın Ramses'ın vazdırdıklan gıbı
olmadığı. Kadeş Savaşı'nın ogunun uvgulayım-
bılımını(teknolo/ısını)kullanan Hıtıtler yanından
kazanıldığı bılınmekte Bu çatışmada Mısırlıla-
rın Hattı topragından ıçen bıradım atamadıkları
anlaşılmakta Ama bu savaş sonrası vapılan ant-
ta^çna ıle kuçuk Asya'ya tapı^c^P^yıl şurçyle
banşın geldığı ıse bır buvük gerçek
işte. emperyalızme ve emperyalızmle butun-
leşmışiçduşmanlara karşı 19Ma>ıs I9i9'dabaş-
latılan bır zorlu savaş da bugunden tam altmış >e-
dı yıl once tıpkı Hıtıtlerın kuruluş kentlennın yer
aldığı yorelerde başlatılmıştı Ulusuyla butunleş-
mevı bılmış bır tansıksı (mucızevı) kahraman
savaşını yalnızca vann ıçın vermekte>dı Kuıtu-
luş Savaşı'nda Mustafa Kemal, savıca çok fırtı-
nalarla baş ettı Sonsuzla bov utlanmış bır Turkı-
ye Cumhunyetı'vdı tum dılek ve ıstencı
Yenı çagdaş bır Turkıve Cumhunvetı Devle-
tı'nıntemellerıatılıvordu Ankara'da Bağevıyle
120 uyelı ılk BM\1 vapısıyla kalesıvle Kurtu-
luş Savaşı'nın plan vekararlarının hazırlandığı ıs-
tas>on bınası>la ve de bır Hıtıt muzesının açıl-
ması duşuncesıy le oluşturulan arkeolop muzesıy-
letarıhesalını>ordu Ankara Ankara. o gunlerde
tarıhleşıyordu Işte bu \nkara kı oncesı ne Fng-
valılann.neSelçukluların ne Ahıler'ınnedeOs-
manlıların olabılırdı Bu seçılmış kent valnızca
veyalnızca Ataturk'un olabılırdı
"Bilin ki, Atatiırk'ün kurduğu Ankara'\a
Ataturk'un volundan vurunerekgirilir." B. Ke-
mal Çağlar.
Ataturk Ankara da oncelıkle nıçın bır Hıtıt
muzesı kurulmasmı ıstemıştı Bu ıstenç. Anado-
lu'nun hemen hemen aynı yorelerınde yeşeren
ılk guçlu dev letle. sonsuza değın surmeMnı dıle-
dıgı mıman olduğu son guçlu dev letın v urgulan-
ması amacını mı ıçermekteydı' Ve Ankara'nın
ortasında bır Hıtıt Guneşi bu ımgenın orunmuş
bır sjımesijınıydt. ılk çagfardart sonsuza volal.tfi
uzamırr
1
•• **•
Kuşkusuz o. bır bu>uk askerdi l>ı bır (levlet
adamı da Devnmcılığı değışımcılığı, >enılıkçı-
lıgı, halkçılıgı, koyculuğu. dılcılıgı tarıhçılıgı.
sanatseverlığı tartışılmaz Ataturk ıyı bır arke-
ologdu da
TARTIŞMA
Diyabetli Çocuklardan Esirgenen
D
ıyabet (şeker
hastalığı)
erışkınlerden
daha seyrek
olmakla
bırlıkte
çocuklarda da gorulen bır
hastalıktır Çocuklarda
gorulen dı>abet turunde
hast'alar yaşam bo>u
ınsulıne bağımlı vaşamak
zorundadır Ulkemızde
7500-8000 dıvabeth çocuk
olduğu tahmın
edılmektedır Bu hastalığa
vakalanan çocuklann
sağlıklı büyümeleri kan
şekeri düzevinin normal
veva normale vakın
tutulmasına bağlıdır.
Bunun ıçın duzenlı kan
şeken takıbı ıle ınsulın
tedavısının ayarlanması
gereklıdır Son20yılda
diyabet tedav isindcki en
onemli gelişme, evde kan
şekeri takibini miimkün
kılan araçlann
yapılmasıdır. Bu sayede
hastalar kendi kan
şekeıierini ayariayabilir
hale gelmişler \e diyabet
kontrol du/eylerini
iyileştirmişlerdir. Dıvabet ,
tedavısının vetersızlığı
durumunda ıse yuksek kan
şekerıne bağlı başta goz
bobrek ve sınırler olmak
uzere bırçok organda
kalıcı hasarlar
oluşmaktadır Yakın
zamanda ABD'de vapılan
genış kapsamlı bır
araştırma. gunde 3-4 kez
ınsulın yapılması. sık kan
şekeri kontrolu ve çok
jakın hekım ızlemını
kapsavan tedav ı ıle
dıvabete bağlı
komplıkasyonların yuzde
34-76 oranında
azaltıldığını gostermıştır
Boy le bir tedav i biıtun
insüline bağımlı diyabet
hastalannın hakkıdır.
Bunun için ise başta
çocuklar olmak uzere
biıtun diyabet hastalanna
yeterii insulin yanında
insiılin enjeksiyonu ve kan
şekeri takibi için gerekli
mal/cmenin sağlanması
gereklidir. Dunyanın
bırçok ulkesınde diyabet
tedav ısınde kullanılan
ınsulın ve dığer araç-gereç
ucretsız sağlanmaktadır
Llkemızde ınsulın
vaşamsal ılaç
sayıldığmdan. sosval
guvencesı olanlara ucretsiz
sağlanmaktadır
Bunun yanında sosyal
guvencesız yoksul
hastalann ınsulın bulmakta
guçluk geçtıgı
bılınmektedır
Llkemizdeki diyabet
hastalannın esas
sorununu insulin tedavisi
için elzem olan enjektör-
iğne ucu ile kan şekeri
takibi için gtrekli
malzemenin
ücretlerinin
sosyal giivenlik
kunıluşlarınca
odenmemesi
oluşturmaktadır.
L Ikemi/deki sosyal
giivenlik kuruluşlan ayda
3-3.5 milvon TL'yi diyabetli
çocuklardan esirgemekte
ve bu çocuklan yetersiz
diyabet tedavisine
mahkûm etmektedir. Son
bır y. ıldır Sağlık
Bakanlığı'nın olumlu
gırışımlenne karşın gerek
Malıye Bakanlığı gerekse
SSK Genel Mudurluğu bu
konuda yeterlı adımları
atmamaİctadır
Bu durum hem diyabetli
çocuklan ve aılelerını hem
de tedav ıyı yonlendıren
hekımlerı uzmektedır
Dıleğımız 1996yılında bu
sorunun çozulmesı ve
ulkemızdekı diyabetli
çocukların gelışmış
ulkelerdekı çocuklann
olanaklanna kavuşmasıdır
Doç. Dr. Şükrü Hatun
Kocaelı Tıp Fak Çocuk
Sağ ve Hast Anabılım
Dah Bujoıme ve
Endoknnolojı Unıtesı
PENCERE
Polis İşi Değil Bu İş...
Medya polıse taktı
1 Mayıs gunu kentın altını ustune getıren eylem-
cılerı polıs neden durdurmadı'' Talancıları neden
engellemedı'' Terorculerı toparlayıp ıçen tıkmadı7
Valı ıle Emnıyet Muduru topun ağzında1
Valı Bey 1 Mayıs'ta Kurban Bayramı tatılını geçır-
mek uzere Marmarıs'te ımış .
Neymış7
.
Gaflet
Dalalet
Rezalet
Bu ne bıçım memleket''.
Devletımızın buyuklenyle rantıyecı patronlan An-
talya'da yan gelırken, Valı Bey Istanbul da nobet tut-
saydı, gokdelenlerde aranan huzur Pıza Kulesi gıbı
yana yatıp yureklerde tedırgınlık yaratmayacaktı
Hele polıs1
Ulan bu ne bıçım polıs9
Onlemını alsana1
Ba-
sınçlı su sıksana1
Gozyaşı bombası atsana1
Kal-
kanlarla duvar kursana1
Eylemcıyı derdest edıp Em-
nıyet'te gozaltına alsana1
Ama yenı Emnıyet Sarayı bu ışe yeter mı?
Olsun bınlerce terorıstı Dolmabahçe Stadyu-
mu'nun tel orgulerı arkasına doldurur, ustlerıne ışıl-
dakları tutup kurt kopekjerıyle alanın çevresını sar-
dık mı top/umda duzenı sağlar, rantıyecılere soluk al-
dırırdık
Emnıyet Muduru'nu asmalı
Valı'yı de kesmelı
•
Polıs olağanustu bır marıfet gostenp Kadıkoy'de-
kı talanı engelleseydı, ne olacaktı? Yarın oburgun
tepkı ve nefret bır başka yerden patlayacaktı1
Say-
rılığın toplumsal dokuya dennlemesıne ışledığını ort-
bas etmek ıçın olayın suçunu polısın ya da valının
sırtına yukleyerek geçıştırmenın olanağı var mı?
Fatih Sultan Mehmet 1453 te Istanbul'u fethe-
derek Ortaçağ'ı kapatmamış mıydı?
Ortaçağ nedır"?
Derebeyı şatosunda çevresıyle bırlıkte semırır,
serfler kale duvarlarmın dışındakı toprakta sefaletın
çukurunda yaşarlar Akşam karanlığ. basmaya baş-
ladığında, şatoyu çevreleyen su dolu hendeklerın
ustundekı kopruler alınır kalenın kapıları kapatılır
Gece şatoda guvenlıdır
Ya dışansı
9
Fatıh, istanbul'u alıp Ortaçağ'ı kapatmıştı bız ye-
nıden Ortaçağ'a donduk, gokdelenlerımızde, vılla-
lanmızda yalılarımızda palazlanıyorüz, ama ya ken-
tın varoşlan
7
Oralarda acayıp yaratıklar turuyor, kımılerı kırmızı
bayraklartaşıyıp kırmızı maskeler takıyorlar, ellerın-
de sopalarla yuruyor onlerıne ne gelırse parçalıyor-
lar, kent merkezınde yaşayanlara nefretie bakıyor-
lar
Kent merkezındekıler, halkla koprulerını atmış de-
rebeylerı gıbı ruhsal duvarlarmın ardına çekılıp du-
zenın surmesı ıçın polısten medet umuyorlar
Polıs ne yapsın?
•
Polıs ışı değıl bu ış
Polıs devletı Turkıye de bu duzenı yurutemez, de-
mokrasıdlr bu sayrıhgın ılacı
" Valı Bey'ı ctegıştır Emnıyet Ivîudürû'nü sür başko-
mıserf azarla polısın sayısını artTır, panzerlerını ço-
ğalt
1
Pekı, ne olacak'? Rantıyecı duzeneğın halkın
tepesınde boza pışırmesı ne kadar surecek?
Bu ış polıs ışı değıl
Duzen ışı
Model ışı
Yurttaşlar arasında sınıfsal ayrırpların getırdığı de-
rın uçurumları _doldurmak gerek
1980'lerde Özal "Sosyal devlet oldu" demıştı, o
gunden ben Guneydoğu'dan başlayıp istanbul a
dek bu topraklarda olen olene
TC
İLAN
MALATYA ASLİYE 3. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo 1995 ^23
Davacı Hacı Bavrak vekılı tarafından davalı Ayten Bay-
rak alevhıne açılan bo^anma davasının devamı »ırasında
davalının adre^ı meçhul olduğundan adına ılanen teblı-
gat vapılmasına karar verılmı» olmakla
Malatva ılı Hekımhan ılçesı Karapınar Koyu cılt
059 01 savfa 7"1
kutuk 29sırano'da nufusakavıtla Be-
kır \e Perıhandan olma I 1 1949 doğumlu davalı Avten
Bavrak ın duru^manın atılı bulunduğu 14 5 1996 gunu
saat 9 00 da mahkeme salonunda bızzat bulunması veva
kendısını bır vekılle temsil ettırmesı aksi takdırdeduru^-
malara voklugunda devam edılıp vokluğunda karar ver-
ılecegı hususu dava dılekçesının teblıgı venne kaım ol-
mak uzere ılan olunur
BaMn
AUER DAYANIKU TUKETIM MAUARI PAZAR1AMA fTHAlAT Vî if«ACAAT A.Ş. MERKE2 RIHTIM CADDESI SAĞUK HAN NO 217/2 3 KARAKOY 80030 ISTANBUL TEL (0 212) 251 11 27 - 251 11 29 - 245 33 70 293 87 92 ANKARA CINNAH
CADDESI NO 39/10 ÇANKAYA / ANKARA TEL (0 312) 441 85 37 38 39 441 86 24 441 66 23 ADANA İNONU CADDESI NO 73/5 ADANA TEL (0 322) 359 80 71 359 87 01 359 70 31 İZMİR
FEV7JPAŞA BULVARI 1363 SOKAK NO 1 KAT 4/403 ÇANKAYA / IZMIR TEL (0-232) 489 69 53 - 489 79 19 425 70 92