Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 MAYIS 1996 ÇARŞAMBA
EKONOMI
TEAŞ, Seyitömer için açtığı lastik ihalesinden Petlas bayilerinden gelen tepkiler nedeniyle vazgeçti
Good-Year'a özel ihale iptal• Türkiye Elektrik Üretim
İletişim AŞ'ye bağlı Seyitömer
Termik Santralı'nın "lastik
ihalesinde" belirsiz bir nedenle
"Good-Year"ın tercih
edilmesi Petlas bayilerini ayağa
kaldınnca Başbakanhk
müfettişleri devreye girdi ve
TEAŞ, "fiyatı yüİcsek" olduğu
gerekçesi ile ihaleyi iptal etti.
HACER GE.MİCİ
TEAŞ'ın Seyitömer Termik Santralı
için açtığı "Good-Year'a özel ihale"
kapıdan döndü. Türkıye Elektrik
Üretim İletişim AŞ've (TEAŞ) bağh
Sevitömer Termik Santralf nın "lastik
ihalesinde" belirsiz bir nedenle
"Good-\ear*'ın tercih edilmesi Petlas
bayilerini avağa kaldınnca
Başbakanhk müfettişlen devreye girdi
\e TEAŞ, "fiyatı yüksek" olduğu
gerekçesi ile ıhaleyı iptal etti.
Aralık 95"te Sevitömer Termık
Santrah'nın isteği üzerine TEAŞ
tarafından açılan lastik ihalesi. ıkınci
kez iptal edıldı.
Ilk ıhalede "lastiklerin Good- Year
marka olması tercihimizdir" ıbaresi
dikkat çekerken bu ıhaleye sadece
Petlas katılınca "en az iiç firma
Sev itömer Termik Santralı'nın isteği üzerine TEAŞ tarafından açılan lastik ihalesi, ikinci kez iptal edildi.
katılmair gerekçesi ile ihale iptal
edildi. Ardından 6 Şubat 1996
tarihinde açılan ikinci ıhalede ise
Good-Year ıbaresi biraz yumuşatılarak
"Lastiklerin Good- Year ve>a eşdeğer
kalitede başka bir marka olması
tercihimizdir" şeklınde değiştirildi.
Bu ihaleye ise 5 şirketten vanıt geldi.
En düşük teklif ile arasında yaklaşık
500 milyon lira yüksek olmasına
karşın Seyitömer Termik Santralı
yöneticilerinın isteği yine de Good-
Year'dan yana oldu.
Ancak Cumhuriyet'in konu ile ilgili
haberi yayımlaması üzerine
Başbakanhk müfetişleri olaya el
atınca TEAŞ yetkilileri. 29 şubat
tarihinde bu ihaleyi de iptal ettıler.
Konuyla ilgili olarak görüştüğümüz
TEAŞ'tan bir yetkili. 202 adet lastik
için açılan ihalede Good-Year'ın
teklifinin 500 milyon lira fazla
olmasına karşın Seyitömer Termik
Santrah'nın bu markada ısrar
etmesinin somut gerekçelerini ortaya
koyamadıklannı belirterek " Gazetede
çıkan haber üzerine Başbakanhk
müfettişleri bizi aradılar ve biz de ihale
ile ilgili gerekli belgeleri kendilerine
gönderdik.
Ancak biz, ne müfettişler devreye
girdiği için ne de gazetedeki haber
üzerine ihaley i iptal etmiş değiliz.
İşletme, Good-Year istemesinin haklı
nedenini gösteremedi. Biz de a> nı
kalitede pahalı bir lastik almanın
mantığını göremeyerek ihale>i iptal
etrik.
Biz artık bu olayda devre dışıyız.
Gazetedeki haber üzerine Başbakanhk
müfettişleri olaya el atarak işletmeye
giderek inceleme yapmaya başladılar.
Biz de Good-Year'ın tekİifinin yüksek
olduğu gerekçesi ile ihaleyi iptal eftik"
dedi. Bundan sonra Seyitömer Termik
Santralı yöneticilerinin 'Good-Year"da
ısrarlı olamayacağını' belirten
TEAŞ'tan bıryetkilının konuyla ilgili
yorumu ise "Artık buna cesaret
edemezler" şeklinde.
Tasarrufun
gözdesi mark
ANKARA (ANKA) - Türkiye"de ta-
sarruflarını dövız olarak değerlendir-
meyi tercih edenlerin gözde parasının
mark olduğu belırlendı.
1995 sonu itıbanyla bankalarda bu-
lunan 25 milyar 260 milyon dolarlık
dö\iz te\diat hesaplarının bü>ük bölü-
münü mark cinsinden açılan hesaplar
oluştur>uor. Markı dolar. Hollanda
Florini, Fransız Frangı. Isviçre Frangı
ve Ingıliz Sterlinı izlıjor.
12.8 mihariık mark hesabı
Bankalardakı dövız te\diat hesapla-
rının 12 milyar 87
1
milyon dolarlık
bölümünü (1995 sonu kurlarıyla 18
milyar 442 milyon mark) mark olarak
açılmış hesaplar oluşturdu.
Dolar olarak açılmış hesaplann top-
lamı ise 10 milyar 610 milyon dolar
olarak belırlendi. 1994 sonunda ise
bankalardaki döviz tevdiat hesapları-
nın 9 milyar 938 milyon dolarlık bölü-
münü mark cinsinden. 7 milyar 32
milyon dolarlık bölümünü de dolar
cinsinden açılmış hesaplar meydana
getınyordu.
Kullananlar, edinenler ve tespitine engel olanlar 2 yıldan 5 yıla kadar hapis yatacak
Kar• Içişleri Bakanlığı,
kara paranın aklanmasır
önlemek amacıyla
hazırlanan yasa tasansı
'kadük' kalınca yeni bir
öneri hazırladı.
para iıapis cezası'ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) -
tçışlerı Bakanlığı, kara paranın aklan-
masını önlemek amacıyla hazırlanan
yasa tasarısının 'kadük' olması üzeri-
ne, yeni bir öneri hazırladı. Başbakan-
lığa sunulan yasa önensi taslağına göre
kara para edinenler. kullananlar ve ka-
ra paranın tespıtıni engelleyenler 2 yıl-
dan 5 yıla kadar hapıs ve kara paranın
üç katı oranında para cezasıyla ceza-
landınlacaklar. Kadük olan tasarının
aynısı olan öneride, 'kara para' şöyle
tanımlanıyor:
"Kanunlann suç saydığı fiillerin iş-
lenmesinden elde edilen para veya para
yerine geçen evrak \e senetteri, mal ve-
ya gelirleri ve bir para biriminden diğe-
rine çevrilmesi de dahil olmak üzere
bunlann birinden dtğerine dönüştürül-
mesinden elde edilen her türlii ekono-
mik menfat ve değeri."
Yasa tekhfıne göre TCK'nın 296 ve
512 maddelerinde beyan edilen haller
hancınde kara para edinenler, bulundu-
ranlar. kullanan. kaynak, nıtelık. zilyet
veya malikını değıştiren. gızleyen. sı-
nırötesı harekete tabi tutan. bunu gizle-
yen, bu suçu işleyenlerın kaçmasını
sağlamak amacıyla kaynağını, yerinı
değiştiren veya transfer yoluyla akla-
yan. kara paranın tespıtinı engellemeye
yönelik fiillen ışleyenler 2 seneden 5
yıla kadar hapsolunacaklar. kara para-
nın üç katı ağır para cezasıyla cezalan-
dınlacaklar. Ayrıca nemalan dahil ol-
mak üzere mal ve değerler ile bunlann
ele geçirilmemesı halinde bunlara te-
kabül eden malvarlığının müsaderesine
karar verilecek. Kara para terör amaçlı
veya Türkıye'de ithali. ihracı yasak bir
madde ya da kaçakçılıktan elde edil-
miş. ise ceza 4 yıldan aşagı olamaya-
cak. Kara paranın aklanmasıyla ilgili
teşekkül oluşturulması. memur ve ka-
mu görevlisi olunması ile silah. şiddet
kullanılması durumunda cezalar yarı
oranında arttınlacak. Kara paranın ak-
lanması suçuna ilişkin talep ve davalar
olay yeri mahkemesince görülecek. Ya-
bancı ulkelerin müsadere taleplerı ise
Ankara Sulh Ceza Hâkımi tarafından
verilebılecek.
SOYLEŞILER
KORKUT BORATAV
Üniversite Harçları
Üniversiteler kamu hizmeti yapan kurumlar mı-
dır? Eğer öyle ise üniversiteleri aydın, uzman, bil-
gili genç kuşaklar yetıştiren, bilimsel bilgi birikimi-
ne de katkı yapan ve bu etkinliklerle toplumsal re-
fahı arttıran kurumlar olarak görmemiz gerekir.
Tüm topluma katkı yapılıyorsa, yani kamu hizmeti
ifa ediliyorsa, üniversitelerin bu hizmetlerini bedel-
siz olarak sunmaları ve giderlerıni vergi ve benzeri
kamu gelirlerinden karşılamaları esastır.
Yoksa üniversiteler öğrencilere bilgi ve diploma
satan, özel sektöre araştırma geliştirme (yanı AR-
GE) hizmetleri pazarlayan ışletmeler mıdir? Eğer
bunu kabul edersek, öğretim, doğal olarak paralı
olacaktır. Büyük şirketlerın istediği AR-GE alanla-
rındaki projelerde çalışan uygulamalı bilim alanları,
mühendislik. işletmecilik disiplinlerinın piyasaya
dönük uğraşları ödüllendirilecek, pıyasa talebi ol-
mayan felsefe, tarih, teorık sosyal bilimler gibi
alanlardaki araştırıcılar ise kösteklenecektir.
• • •
Cumhuriyet geleneği, ünıversitelere hep "kamu
hizmeti" gözlüğüyle bakmıştır. Öğrenciler bu gö-
rüşte olduğu için paralı eğitım yönelışlerıne karşı
çıkıyorlar. Oğretim elemanları saflarında da sanırım
hâlâ bu bakış açısı egemendir.
Bugünlerde yeni bir yasa taslağı hazırlayarak
üniversite kamuoyunda tartışmalara yol açan YÖK
yönetimi ise bu görüşü eskimiş buluyor. Sözünü
ettiğim yasa taslağının biraz da bozuk bir Türkçey-
le yazılmış gerekçesini'okuyalım: "Yükseköğretim,
bın kışısel, diğerı ise toplumsal fayda sağlayan,
yarı kamusal bir hizmettir. Bu hizmetin bedelinin
kısmen de hizmetten yararlananlarca karşılanması,
kamu maliyesinin temel ılkesıdir. Bu nedenlerle
öğrencilerin ödeyeceği katkı paylarının belırlen-
mesinde, cari maliyetlerin yarısını geçmemek kay-
dıyla, üniversiteler yetkili kılınmalıdır." Bu temel il-
ke, "muhtaç olanların korunması" amacını izleyen
ucuz bir kredi sistemıyle tamamlanmalıdır.
1996 bütçe yasasına öğrenci kredilerini enflas-
yona endeksleyen bir madde ekleyiveren hükümet
çevrelerinın niyetı açık saçık ortada iken "muhtaç
olanlara ucuz kredi" görüşünü ciddiye almak her-
halde abestir. Bunun yerine, "bir yarı kamusal hiz-
met olarak yükseköğretim" anlayışını biraz tartışa-
lım.
Kast edilen şudur: Yükseköğretim hem öğrenci-
lere hem de topluma yarar sağlar. Üniversitelerin
kendilerine sağiadığı bilgi ve diplomayı öğrenciler
meslek hayatları boyunca ek bir gelire dönüştürür-
ler. Bu ek gelir için bugünden bir fiyat ödemelerı
hem adalete uygundur hem de kendı çıkarları ge-
reğidir. Nasıl bir fiyat? Ya gelecekte beklenen gelir
artışlarını dikkate alan ya da öğrenci başına düşen
üniversite giderlerinin bellı bir oranından oluşan bir
fiyat... YÖK taslağı ikinci yöntemı yeğliyor ve ora-
nın saptanmasında "can gıderlerin yansı" gibi bir
ölçüt öneriyor. Niçin yansı? Herhalde yükseköğre-
timin "yarı kamusal" bir hızmet olduğuna ilişkin
saptama, "yüzde elli kamusal" olarak yorumlant-
yor. Dolayısıyla giderlerin (en çok) yüzde ellisi öğ-
rencilere ya doğrudan doğruya ya da kredi verile-
rek yüklenecektir.
• • •
Eğitim görmüş. nitelikli işgücünün yüksek ka-
zançlarını sadece eğitim kurumfarına yapılan yatı-
nm ve harcamaya bağlayan bu görüş çok önemli
I Arkası 17. Sayfada
Adı altın kaçakçılığından, hayali ihracata, borsada usulsüz işlem yapmaya kadar birçok olayda geçtiği halde kimse müdahale edemedi
Nasrullah Ayan'ın 'dokunulmaz ağırlığı'
Ayan, gerçekten de "akıllı
çocuk"tu. Anlatılanlara bakılırsa eski
Cıımhurbaşkanı Özal ve ailesiyle de
sıkıfıkı olmayı becermişti. Kimdi
gerçekten, ne gibi işleryapmış,
kimlerle dost olmuş, bu serveti nasıl
elde etmişti? Bu yoğurdun bolluğu
nereden ve nasıl geliyordu?
-w- T^- imdı bu Nas-
m^r rullah Ayan
M£ ki. hemen hiç
m ^L kimse doku-
-A- .^L- namıyor. so-
mut suçlamalar ve usulsüz-
lükler dizboyu olduğu halde
müdahale edılemiyordu.
Adı, altın kaçakçılığından
hayali ıhracatçılığa. borsada
usulsüz işlem yapmaktan
spekülatörlüğe kadar birçok
usulsüzlük ve suçlamada
geçen Ayan, gerçekten de
"akıllı çocuk"tu. Anlatılan-
lara bakılırsa eski Cumhur-
başkanı Özal ve ailesiyle de
sıkı fıkı olmayı becermişti.
Kimdi gerçekten, ne gıbı iş-
ler yapmış, kimlerle dost
olmuş, bu serveti nasıl elde
etmişti'.' Bu yoğurdun bol-
luğu nereden ve nasıl geli-
yordu?
Nasrullah Ayan'la birlik-
te anılan adlar da kendi adı-
nın karıştığı olaylar kadar
tartışmalı. Ürneğin Isviç-
re'yi bırbirine katan Jan ve
Barkhe Magarian'lardan
sonra kara para piyasasının
o ülkedeki en önemli adı
Muhammed Şekerci, bir dö-
nem Ayan'ın en yakınında-
ki kişilerden bıriydi. Türkı-
ye'de kamuoyunun yakın-
dan tanıdığı "berber" Yaşar
Aktürk de Ayan'ın ış yaptı-
ğı kişilerdendi. Berber Ya-
şar. bilindiği gibi bir süre
sonra "döviz indirme" de
denilen döviz kaçakçılığı
suçundan yargılanacak.
yurtdışına kaçacak ve tu-
tuklanacaktı.
Nasrullah Ayan'ın avrıca
çok ünlü dostl'arı da vardı.
Orneğın bir dönem Semra
ÖzaTm İMKB'deki portfd-
yünü Nasrullah Ayan'ın vö-
nettıği konuşulmaktavdı.
Ayan'la ilgili olarak öne sü-
rülen bir diğer konu da Gü-
neş Taner'le olan yakınlı-
ğı>dı. SPK'nin Türkin-
vest'le ilgili denetlemede
"7 usulsüzlük-kanun dışı-
lık" saptadığı halde faalıye-
tının durdurulmamasının
arkasında Güneş Taner'le
olan yakınlığının rol oyna-
dığı söylendi. Iddiaya göre
Türkinvest'in kapatılması
gündeme gelince Taner
devreye girerek durumu ön-
lemişti.
Ayan. 1985-1990 yılları
arasında kamuoyunun gün-
deminı çok meşgul eden
konulardan biri olan hayali
ihracat olayına da kanşmış-
tı. Yönetım Kurulu Başkan-
lığını yaptığı Savaş Dış Ti-
caret şırketı aracılığıyla Or-
tadoğu ülkelerıne süpürge
sopası, ipek kravat. kurşun-
kalem taslağı ıhraç etmiş
gözükerek o dönemde 2
milyar lıranın üzennde ver-
gi iadesi aldığı öne sürül-
müş, hakkında dava açıl-
mıştı. Ayan yıllar sonra bu
nedenle kısa sürelı de olsa
hapse gırecekti.
Bankalardan repo işlem-
leriyle aldığı paralan borsa-
da oynamasıyla gazete sü-
A yan, 1985-1990yılları arasında kamuoyunun
gündemini çok meşgul eden konulardan biri olan hayali
ihracat olayına da karışmıştı. Başkanlığını yaptığı Savaş
Dış Ticaret şirketi aracılığıyla Ortadoğu ülkelerine süpürge
sopası, ipek kravat, kurşunkalem taslağı ihraç etmiş
gözükerek o dönemde 2 milyar liranın üzerinde vergi
iadesi aldığı öne sürülmüş, hakkında dava açılmıştı. Ayan
yıllar sonra bu nedenle kısa süreli de olsa hapse girecekti.
tunlarında boy göstemeye
başladıöında 1989'un son-
larıydı.^Daha 1990'da Tür-
kinvest'te bilanço yolsuzlu-
ğu iddiaları ortaya çıktı.
Ayan'ın adı geçıyordu yine.
Afvon Çimento şirketinin
hisselerinin tartışmalı bi-
çımde el değiştırmesi ola-
yında da gündeme geldi.
Bu bile yetmeyecekti.
Basın. sanayı ve ticaret
dünyasına gözü kara girış
yapan Asil Nadir'le atışma-
sı dikkatleri üzerine çekti.
Giderek popülerleşiyordu.
Nasrullah Ayan'ın Sultan
Air'i. Asil Nadir'ın Noble
Air'i vardı. Ayan, baklıyat
\e narenciye işi yapıyordu.
Nadir de. tartışma öyle bir
noktaya geldi kı: Nasruliah
Ayan. beyanat verdi. Güya
kendisinı aklıyordu:
"Ben ne eroin ne de silah
kaçırdım. Türki\e've döviz
sokmaktan vargılandım."
Eskilerin. "Şecaat arz
ederken merdi kıpti sirkatin
sövler" dedıği gibi sankı su-
çunu ıtiraf ediyordu N'asrul-
lah Ayan. hem de ayan-be-
yan.
Ayan'la ilgili "sabıka
dosyası"nda neler \oktu
ki... tçel Emniyet Müdürlü-
ğü kayıtlarında adı geçen
Nasruİlah Ayan için kardeşi
Abdullah Ayan 6 Şubat
1983'te şöyle ıfade veriyor-
du: "İfadesinde sanık Ab-
dullah Avan özetle 1980'e
kadar Shakaroi Şirketi'nde,
1980'den sonra Sasoi şirke-
tinde çalışan kardeşi Nas-
rullah Ayan'ın kendisine te-
lefonla Yaşar Aktürk. Uğur
Sağlam gibi yurtdışına altın
kaçırıp bu altınları dövize
çeviren para babalanyla an-
laşıp, altınların karşılığı
olan dövizleri ihracatta mal
bcdcli. prcfinansnıan döviz-
leri gibi göstererek özellikle
canlı hayvan ihracatçılan ol-
mak üzere ihracatçı şahsa
ve şirkeriere komisyon kar-
şıhğında pazariayabileceğini
belirtmesi üzerine_."
Türkiye'den bazı kışıler
yastık altındakı 7 bin ton al-
tının bir bölümünü. beşibır-
yerdeleri. bileziklerı, yarım-
ları, çeyreklerı toplayıp
yurtdışına götürüyorlar.
Nasrullah Ayan da bu kişı-
lerle işbirliği yaparak kaza-
nılan parayı Türkiye'ye pre-
fmansman dövızi adı altın-
da sokarak akhyordu. Tabıı
komisyonu da kendısinde
kalıyordu. Kimler yoktu ki
Ayan'la birlikte olduğu öne
sürülenler arasında. Erol
Akso>, Halit Sovdan, Hüsnü
Özyeğin, yine Berber Ya-
şar...
Haklarındaki iddıa
buydu. Bu kişiler 90 ton al-
tının Türkıye'den kaçınlıp
karşıhğında elde edilen dö-
vızin başka adlar altında ül-
keye sokulması suçlamasıv-
la yargılandılar. ancak 1992
bavindaaklandılar.
İşte böylesıne "açık bir
geçmiş" sayesinde 1990"lar-
da borsacı oldu Nasrullah
Ayan. Yanına yine kamu-
oyunun yakından tanıdığı
etkili-yetkılı kişıleri almavı
başararak. Türkinvest'e
adım attığında Oğuz İmre-
gün, Muhlis Arvas, Avdın
l'lusan. Teoman Köprülü-
ler, Fahri Tugay ve Oktay
Ersan gibi kişiler vardı.
Türkinvest'in ortakları da
ilginçtı doğrusu. Hong
Kong. Vanuatu (Yenni bilen
beri gelsın) ve ABD'yı
merkez gösteren şirketlerle
ortaktı. Kuruluş aşamasın-
daki bu oluşumda bir dö-
nem cumhurbaşkanının.
sonra başbakanın (Çiller)
danışmanlığını yapan şım-
diki Dışişleri Bakanı Emre
Gönensay da vardı. Niko
Maksimiyadis eıbı ünlü
"Sevgililer''de...
Elıııi kolunu sallaya sal-
lava. raporlardakı ağır suç-
lamalara aldırmadan halkın
senedıni, parasını kendi he-
sabındav mışçasına kullanan
Nasrullah Ayan'ın şirketi
Türkinvest. faalivetı dıırdu-
rulduktan sonra çeşitlı spe-
külasyonlara da konu oldu.
Çeşitli sonılar atıhvordu or-
tava. Deniliyordu ki; "Biri-
leri var arkasında. Birileri
kolluvor bu adamı.."
Geçen dönem Bilecık
Mılletvekılı olan Mehmet
Seven'in dokuz arkadaşıvla
birlikte TBMM Başkanlı-
ğı'na verdiğı önerge. bu ko-
nudaki sorulara biraz olsun
açıklık getırecekti. Seven ve
arkadaşları. Türkinvest ko-
nusunda Meclıs araştııması
vapılmasını istiyorlardı.
SPK'yı ihmalcilikle suçla-
van mılletvekillerinin dilek-
çesinde Cumhurbaşkanı Sü-
levnıan Demirel"ın de adı
geçivor. hıçbir ımava gerek
bırakılmaksızın soruluyor-
du
Yukandan konıma
"Kamuoyunun. bu şirke-
tin korunduğuna ilişkin
şüpheleri her geçen gün art-
mıştır. Türkinvest'ten çok
daha az alacağı olan bir di-
ğer aracı kurum: Semih
Menkul Değerler'in iflasına
karar verilip Türkinvest
hakkında herhangi bir iş-
lem vapılmamış olması, şüp-
helerin artnıasına neden ol-
muştur. Yoksa tüm bunlann
altında Cumhurbaşkanı Sa-
yın Demirel'in Sayın Çil-
İer'e 'Bu çocuk ai.ıİlı, bunu
koruyun" ifadelerinin yol aç-
tığı korumacılık mı yatmak-
tadır?"
Halkın seçtıği bir parla-
menterin Meclis'e sunduğu
önergede adı geçen "en te-
pedeki kişi" lîe "en yetkili
kişfden herhangi bir açık-
lama gelmedı bugüne ka-
dar. Ve tabii soru da sıcaklı-
ğını. en azından bellı çevre-
Terde korunıaya devam etti.
Sürecek