25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Beria Nadi Genei Ya\ ın Yönetmcnı Orhan Erinç • Genel Yavın Koordınatoru. Hikmet Çetinkava # Yazıı^lerı Mııdürlen: îbrahim S ıldı/, Dinç Tavanç (Soaımlul # Haber Merkczi Müdiiru. Hakan Kara # Gorse! Yönetmen: Fikret Eser D15 Haberlcr Ergun Balcı9 Istıhbaral: Cengiz Yndırım 0 Ekonomı Bülent kı/anıık # KOItür: Handan Senköken • Spor. Vbdülkadir Yücelman • Makalclcr Sami Karaören • Dü/eltmc Abdullah Yazıcı • Fotoâraf Erdoğan Köseoğlu • Bilgi-Belgr Edibe fiuğra# YunHaberlen Mehmet Faraç Yayın Kurulu: İlhan Setçuk (Başkan). Orhan Erinf. Okta> Kurtböke. Hikmet Çerinka> a, Sükran Soner, Ergun Balcu Dinç Tavanç. Ibrahim V ıldı/. Orhan Bursalı. Mustafa Balbav Hakan Kara. AnkaraTemMİcısı. Mustafa Balba\ # Haber Müdürii. Doğan Akın Atatiırk Bulvan No 125. Kat 4. Bakanlıklar-AnkaraTel. 4195020 (7 hat). Faks' 4195027 • tzmır Temsılcısı. Serdar Kızık. H. Zıya Blv. 1352 S. 2 3 Tel. 4411220. Faks: 4419117 • Adana Temsilcısı: Çetin Viğenoğlu, lnönû Cd. 119 S. No 1 Kat 1. Tel 3522550. Faks. 3522570 Müessese Müdürû Erol Erkul # Koordınator Ahmet Korulsan % Muhasebe Bûlent ^ener # İdare MED\A C: • Yönetım Kurulu Ba^kanı - Cıcnel Müdur Gülbin Erduran # Koordınaıor Reha Hüseyin Gürer • tşkmve: Önd«r Işrtman • Ck-nel Mudür Yardımcıst: Çelik • Bılgı-lşlem: Nail Inal 1 Bilgısayar Sıstem Mûrûvet Çifcr Mine Akdağ Tei 514 07 53 - 513 95 80-513 8460-61. Faki. 51IS466 Y r a>ımta\an 1e Basan: > enı Gıin Haber Aıdnsı. Bjsın \e Va>ıncılık A S Turk.v.ıiı t ad 39 4H"aûaloftlu 34334 Ut PK 246 laanhul f el 10 212)51205 05(2011311 u ı ; ı : ı < ı ? MAYIS 19% lmsak:4.16 Güneş: 5.55 Öğle: 13.08 ikindi: 16.57 Akşam 20.07 Yatsı: 21.39 Menuhîn 80 yaşında • Haber Merkezi - Üniü kemancı Yehudi Menuhin 80. doğum gününde Polonya'nın başkenti Varşova. Konuk şef olarak Varşova Senfoni Orkestrasrnı yönetecek olan Menuhin, gala programı öncesi orkestra ile yaptıgı hazırlık çalışmasında gösterdiği mükemmel performans ile dikkat çekti. Bu arada Varşova Belediye Başkanı, Menuhin'e şehrin tanıtımına katkısından dolayı bır madalya verdi. Rus arşivinde Türk tarihi • ANKARA(AA)-Rus arşislerinin tozlu raflannda kalan Türk tarihine ilişkin belgeler. ya\aij yavaş gün ışıgına çıkıyor. Türk Tarih Kurumu'nun, Rusya Bilımler Akademisi Tarih Bölümü ve Şarkiyat Enstitüsü ile imzaladığı ışbirliği protokolüne göre. 18 Rus arşiv ındeki Türk tarihi ile ilgili belgelerin bir kataloğu hazırlanırken bu arşiv lerdeki Osmanlı ve cumhuriyet dönemlerine ait fotoğraf. resim ve planlar bir dizi albüm haline getirilecek. Sivil toplum örgiitieri rehberi • tSTANBUL(AA)- BM Kalkınma Programı tarafından desteklenen Sivil Toplum Kuruluşlan Bilgi Merkezi Projesfnin hazırlıkları Istanbul'da sürüyor. Merkezin Koordinatörü Canan Big, projenin ilk adımı olarak, Türkiye cle yaklaşık 2 bin 700 civannda vakıf, 50 bin civannda dernek ve 1200 civanndaki sendika ve meslek odalannın arasından yerel ve ülke çapındaki etkinlikleri göz önüne alınarak seçilen 1785"inin bir rehberde toplandığını bildirdi. AÖF'de yeni sınav • ANKARA(ANKA)- Açıköğretim Fakültesi Rektörü Prof. Dr. Akar Öcal.CHPSıvas Milletvekili Mahmut Işık'ın yazılı soru önergesini yanıtlarken, YÖK'ün sınav ücretini yatırmamış öğrenciler için ek sınav açmayı kabul ettiğini belirtti. Bodpum sallandı • Haber Merkezi - Muğla'nın Bodrum ilçesi. önceki gece dön kez sallandı. Boğaziçi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre, saat 02.42"de meydana gelen ilk deprem 4.1 şiddetinde oldu. Bunu saat 02.47'de 3.5. saat 05.00'te 3.6 ve sabah saat 09.29'da 3.5 olan hafifve çok hafif şiddette depremler izledi. Gelişmiş ülkeler yeni kaynaklara yatınm yaparken Türkiye elindeki olanaklan görmezden geliyor Çözüm alternatif enerjflerde ÜMİTOTAN • Nükleer enerjiden vazgeçen gelişmiş Kuzey ülkelerinde devlet, alternatif enerji kaynaklan için yatınmlara destek verirken Türkiye'de TEK'e bağlı olarak 1993 yılında kurulan Yeni ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Müdürlüğü, bir gecede sessiz sedasız kapatıldı. Akkuyu Nükleer Santralı için ihale ha- zırlığı yapan yetkjliler, alternatif ener- ji kaynaklannı görmezden geliyor. Bi- zim de suyumuz. güneşimiz, rüzgân- mız var. Ustelik alternatif enerji kay- naklarıyla ilgili verilerin büyük ço- ğunluğu de\ let kurumlarının dosyala- rı arasında ve öylece dunıyor. Devlet Su Işleri ile Enerji ve Tabii KaynaklarBakanlığı'nınresmi rapor- larına göre Türkiye'nin 350-400 mil- yar KVVH yıl hidroelektrikpotansiye- İı var. Türkiye. güneşi yüzde 90 eğim- le alabilen şanslı ülkelerden biri. ITÜ Fen Bilimleri Enstitüsü.TÜBİTAK ve çeijitli kuruluşlann çıkardıklan Tür- kiye'nin rüzgâr haritasına göre rüzgar İZMİR-Türkiye'nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ya da ge- ri kalmış birçok ülkede nükleer sant- ral kuımak için çalışmalar yapılırken. gelişmiş Kuzey ülkeleri alternatifener- ji kaynaklannı geleceğin umudu ola- rak görüyor. Başta ABD olmak üzere birçok Kuzey ülkesinde dev let. alter- natif enerji kaynaklan için yatınmla- ra destek verirken. bizde TEK'e bağ- lı olarak 1993 yılında kurulan Yeni ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Müdür- lüğü. sessiz sedasız kapatılıyor. Su, güneş. rüzgâr, jeotermal, biyo- mas ve katı atıklar... Mayıs as ı içinde verimi. yılda 2000 saat olarak hesap- lanıyor. Rüzgâr alan bölgelere tama- mı yerli malzemeyle kurulacak rüz- gâr türbinleriyle yılda 60.000 MVV'lık bir potansiyel oldugu da somut biçim- de ortaya çıkanlıyor. OECD'nin rapo- runa göre 80 müyon ton çiftlik gübre- si, tanm ve orman atıklany la Türkiye, biyomas enerji potansiyeli bakımın- dan dünyanın en zengin ülkelerinden biri olarak görülüyor. Dünyadan üç örnek Türkiye"de görmezden gelinırken Nükleer Karşıtı Platform'dan İhsan Cata>, üç ayrı ülkeden üç çarpıcı ör- nekle alternatif enerjinin nasıl kulla- nılabildiğini şöyle anlatıyor:"Nor\eç elektriğinin yiizdeyüzünü su gücünden ekle edi>or. Toplam enerji tüketlminin de > üzde55'ini, yenilenebilir enerji kay- naklarından karşılıyor. Norveç'te nük- leerenerji kullanılmıvorvegelecektede nükleer santral yapılmayacak. Avus- tur>a'da80'li > ıllarda bir nükleer sant- ral yapıldu ancak referandum sonucu üretime geçilmedi, şu anda söküiüyor. Avusturya'daki nükleer santral lobisi ülkenin karanlıkta kalacağını söyle- miş, o\sa böyle bir şe> olmamıştır. Al- ternatif enerji kaynaklanna önem ve- ren bu ülke elektrik enerjisi ihraç eder dunıma gelm'ıştir. Danimarka'ya gelin- ce, elektrik enerjisinin yüzde 5'ini rüz- gâr türbinleriyle karşüamaktadır. Bu ülke. rüzgâr türbini üretiminde bir nu- maradır." Örnekleri İngiltere ile noktalayalım. Ingiltere 2025 yılına kadar kurulu gü- cünün yüzde 20'sinin alternatif enerji kaynaklanyla karşılanmasına karar verdi. 2050 yılına kadar daoranın yüz- de 50'ye çıkanlması hedefleniyor. Bizdeki durumu, müdürlüğünü yap- tığı Yeni ve Yenilenebilir Enerji Kay- naklan Bölümü hiçbir neden yokken kapatılan GülnurŞenocak, elektrik sı- kıntısından yakınan TEK dergisinin, üs- telik beş yıl önce çıkan sayılannda şöyle açıklıyor: "Kuzey ülkeierindeve özellikle A\ rupa ülkelerinde alternatif enerji kay naklanv la ilgili somut geliş- meler yaşanırken, ülkemizde sadece öneriler düzey inde yaklaşılması, konu- nun icra bazında bugün için ve ileriye dönük yeteri kadar irdeienmediği ve önemsenmediği kaygısını ortaya koy- maktadır. Dünyanın bugün karşı kar- şıya kaldığı enerji-çcv re sorunu dikka- te alındıgında, verimlilik ve tutumlulu- ğun yanı sıra alternatif kaynakların kulianımına bir an evvel başlanılmasu zorunluluk haline gelmiş bulunmak- tadır. Bunun için de alternatif enerji potansiyelimizin icratı bir ünite tara- fından, plan v e projelendirilmesi. v atı- nm programlarında değeıiendirilmek üzere proje üretiimesi, dünya gündemin- de vakın geleceğin enerji kaynaklan olarak bakılan stfır > akıt m?ü\ etli yer- li kay naklarımızın bir an e\~vel değer- lendirilmesi gerekiyor.'" Rüzgâr enerjisi konusunda yaptığı araştırmalarla tanınan ve çalışmalan- nı Almanya'da sürdüren Dr. Tanay Sıt- kı Uyar, ülkemizde bir an önce rüzgâr enerjisi kullanım programı oluşturul- ması gerektiğine dikkat çekerek "Sa- dece Almanya'da 500 MW kurulu güç- te rüzgâr santralları kuruldu. Bu > ılın sonunda 1.5 M\V'lık rüzgâr santralla- rı piyasaya çıkacak. Hesaplar hep nük- leer santrallar üzerine yapılıyor. An- cak bu hesaplar sürekİi çarpıtılıyor. Çünkü hiç kimse nükleer atıklarla il- gili maliyeti enerji maliyerine katmı- yor. Bütün aldatmaca burada yatıyor" diyor. 2000'li yıllarda umut alternatif ener- ji kaynaklannda görülüyor. Nükleer santrallannı Güney ülkelerine pazar- lamak isteyen Kuzey ülkeleri yeni ener- ji kaynaklanna yatınmı arttınyor. Tür- kiye'de gündeme nükleer santrallar yerleştirilirken, alternatifenerji kaynak- lanyla ilgili müdürlüklerkapatılıyor... Istanburun kaçak yapılaşma bölgelerindeki imar yağması, Içişleri Bakanlığı tarafından 'ödüllendiriliyor' Su havzalarma 'belediye' darbesiOKTAY EKİNCİ Istanbul'un içme suyu havzalanna "dört bir kol- dan" saldın var. Yagma ya- pılaşması ve rant politika- sı. dur durak bilmeden bu "korunmasıgerekli" alan- lara ımar tahribatını taşı- yor. HABITAT'aev sahip- ligi yapmaya hazırlanan bu dünya kentinm yaşamkay- nakfan, sanki "rL\BITATa inat" bir kararlılık içinde hızla yok edilıyor. Bu büyük saldınnın "bi- rinci koiu", hiç kuşkusuz artık "gemi scaya alan" ve her geçen gün daha da "öz- gürleşen" kaçak yapılaş- ma. Yeni yönetmelik ve be- lediye düzenlemeleriyle havzalardaki bu "yağma demokrasisi" daha da güç- lendiriliyor. "lkincikol'',lSKİyönet- meliğindeki son degişik- likten cesaret alarak "plan- lı saldınya" hazırlanıyor. Mimarlar Odası ile lnşaat Mühendisleri Odası'nın "iptal da^ası" açtıklan bu yönetmelik, bilindigi gibi 1000 metrelik koruma ku- şağına "sahipsizkalmasm" gerekçesiyle imar olanağı sağlıyor. Edindiğimiz bilgi- ye göre bu olanagı ilk kul- lanmak isteyenlerarasında ise Büyükçekmece Gölü koruma kuşagında geniş araziler kapatan Alarko Holding var. Belediye ve Alarko, İSKİ yönetmeü- ğindeki imar hakkını **de- ğerlendiren" bir yeni yer- leşme planlaması konusun- da görüşmelerini sürdürü- yorlar. Havzalara "üçüncü kol- dan" gelen darbe ise koru- ma kurullannın bu alanlar için aldığı StT kararlannın "işlemekonulmamasr. ls- tanbul lll Numaralı Koru- ma Kurulu'nun Elmah Bendi koruma alanına imar yasağı getiren ve lSKl'nin yönetmelıkk sağla- dıgı yapılaşma olanagını geri alan SİT kararı- nın "uygulanıa kurallannı belirleyen" 7.3.1996 tarihli son karan. yeni kurul müdürlüğünce "da- ğrtümıyor". Böylece bu alanda koruma sürecı başlayamıyor. Benzer şekilde bu kez tstanbul II Numaralı Koruma Kurulu'nun Ömerli ve Dartık barajla- n koruma alanlan için 15 Mart 1996 tarihinde aldıgı SİT karan da yeni kurul kadrosunun "in- crfemesine" takîlmış durumda. Bütün bu gelişmeler su havzalanndaki imar yağmasını daha da cesaretlendinrken. son ola- rak en büyük ve "kalıcı" darbev i ise "İçişleri Ba- YEREL YÖNETİM HUKUKUINDA AÇMAZLAR VAR Yetkilerin kaynağı yasal boşluk Yaklaşık 60 yıldır yürürlükte olan 1580 sayılı Belediveler KanumTna göre nüfusu 2000"i geçen her köy ve yerleşme- de "yerel halkın istegi, valilik onay ı ve hükümet kararlany- la" belediyekurulabiliyor. Belli birbüyüklüge ulaşan vehiz- metler için artık "muhtarlığın" yeterli olmadıgı yerleşmeler- de "demokratikbirkentyönetimi" örgütlenmesini öngören bu yasal ilke, günümüzde de elberte geçerliligini ve dogru- Iugunu kuruyor. Ne var ki 1930'lara ait bu yasanın günümüz- de artık "metropoOeri kuşatan ve kaçak gelişen yeıieşmeler- de" aynen uygulanması ciddı sorunlar yaratıyor. Çünkü bu tür yerleşmeler de "bağımsız belde belediyesi" olduklannda. öncelikle bagımlı olduklan anakentin "genel imar ve çevre çıkarlannaaykın" gelişme kararlannda "tam yetkili" oluyor- lar. 1985'te yürürlüge giren 3194 sayılı İmar Yasasf ndaki yet- kilerini yıne "bağımsız" olarak kullanan bu belediyeler. as- lında bir parçası olduklan metropolde "planlama \e imar bürünselliğini zedekyen" bir konum ve nitelık kazanıyorlar. Üstelik, Istanbul'da oldugu gibi, metropolün genel esenligi ve saglıgı için korunması ve imara yasaklanması gereken bölgelerde yapılaşmay ı da teşv ik ediyorlar, hatta örgütlüyor- lar... Işte bu nedenle. hem 1580 sayılı yasada hem de 3030 sayılı Büyükşehir Belediyeleri Yasası'nda. metropollerdeki yeni gelişme alanlannda kurulacak belediyelerdeki yetkile- ri yıne "metropolün bütüncül çıkarlanna" yönelik kurallar- la yeniden belirlemeden bu uygulamayı sürdürmek. demok- rasiye ve kente bir yarar saglamadıgı gibi. tam tersine, gide- rilmesi olanaksız zararlar veriyor. Kaldı ki yine bu yerleşmeler, aslında hep yine bir "ilçebe- lediyesinden aynldıklan" için. ülkedeki diger köyler gibi ye- rel yönetim hizmet alanı dışında da değiller. Bu gibi ilçe be- lediyelerin olanaklannı geliştirmek yerine. onları "parçala- yarak" yeni belediyeler kuımak ve böylece yine metropolün içinde "kendibaşınabuyTuk''anarşistyönetimleroluştunnak, temelde zaten 1580 sayılı yasanın "ruhuna" da aykırı birtu- tum. Çünkü 1930'lann bu saygın yasası, ülkeyi yağmalamak için değil, halkın uygarca yaşaması için düzenlenmişti... Belde belediyelerine büyük yetki Ttrtos Istanbul'da kaçak yapüaşan bölgeier "bağımsu belediye"' olunca yerd yönetimin en önemli göre^i olan planlı kentleşme hedefi daha baştan terk edilmiş oluyor ve kentin nâzım planı ilkelerine a> kın yerel imar kararlan de> reye giriyor. lstanbul'daki 1930'lara ait 1580 sa- yılı Belediyeler Yasasf na göre yeni ku- rulan; ancak 1985'in 3030 sayılı Bü- yükşehir Belediyeleri Yasası'nda "ta- nunİanmadıklarT için nazım planı bütünselligine uymayan, bu nedenle de 3194 sayılı İmar Yasasf ndaki yet- kilerini yine Istanbul'un "genelçıkar- lannı gözetmeden" ve üstelik kentin su havzası, orman alanlan, tanm alan- lan gibi nazım plandaki koruma böl- gelerinde "özgürcevedenetimsiz'" ola- rak kullanan; bu anlamda özellikle imar acısından ilçe ve anakent bele- diyelerinden bile daha büyük yetki- lere sahip; hemen tümü 1988'den son- ra kurulmuş "anarşist belediyeleri'" şunlar: ÖMERLİ HAVZASI: Sultançifligi, Sultanbeyiı. Alemdag, Sangazi. Yeni- dogan, Samandıra ve son olarak Ömer- li Belediyesi. ELMALI HAVZASI: Ümraniye'ye bağlı Aşa- ğı ve Yukan Dudullu ile yine belediye olan Çekmeköy'deki kaçak kentleşmeye ek olarak son ilan edilen belediye de hav- zanın Beykoz ilçesi kesimindeki "Çavuşbaşı" yerleşmesı. Istanbul'un denetinnsiz belediyeleri & Ûroert Alemdağ • Sultançi- Yenıdoğan Sajıgazı, Dudullu »Samandira ALİBEVKÖ\' HAVZASI: Imrahor, Bolluca, Boğazköy bele- diyeleri. S.AZLIDERE HAVZASI: Haraççı. Çilingir, Taşoluk beledivelen. TERKOS HAVZASI: Çiftlikköy. Karacaköy be- lediyelen.BELGRAB HAVZASI: Bahçeköy'belde belediyesi. kanlığı" indirdı. Daha doğrusu 1980'lerin orta- lanndan bu yana sürekli indirilen darbelere "ye- ni üç tanesi" daha eklendi. 7 N isan 1996 tarih v e 22604 sayılı Resmi Ga- zete'de yayımlanan ve Çumhurbaşkanı Süleyman DenıireL, Başbakan MesutN ılmazve Içişleri Ba- kanı Llkü Güney'ın imzalannı taşıyan karar- iarla hemen tüm yapılaşmalan "kaçak" olan ve Istanbul'un koruma alanlarını yasadışı yollar- dan işgal eden Ömerli,Çavuşbaşı \ e Orhanhyer- leşmeleri ~belediye"olmaya hak kazandılar. Ya- kında "seçimleri" de yapılacak. kendi bölgele- rinde "imar yetkilerini" diledikleri gibi kullan- mak üzere "yerel demokrasinin" (!) gereğini verine getirecekler. Içişleri Bakanlıgf nm yıllardır tüm itirazlara rağmen durmadan belde belediyesi haline ge- tirdigi "kaçak kent yönetimleri", sadece lstan- bul'un korunması gerekli dogal alanlannı bu kez "kurumsalyetküerle" imar işgaline açmak- la kalmıyorlar. "Varoluşnedenleri"' yüzünden 'na- zım plan'lada hiçbir zaman banşıkolmayan bu sözde belediyeler. yine aynı nedenle "metropo- litan plan" disiplinine de uymuyorlar. 1985'te 3030 sayılı Büyükşehir Belediyeleri Yasası'na. imar bütünselliği için sadece "ilçe betediyelerinin" adı yazıldîğından. bu "unut- kanltğa" dön elle sanlan belde belediyeleri "Bi- zim imar planlanna Anakent kanşamaz" kura- lını uvguluyorlar. Böyle olunca da ömegin Is- tanbul'un son hazırlanan ve Anakenfin onayı- nı taşıyan 1 50.000 ölçekJi nâzım plan ile ilçe belediyelerini baglarken. kentin en hassas ve yaşamsal bölgelerinde "bağımsızlık" ilan eden belde belediyelerini "bağlamıyor". Bu garip ve bilim dış.ı bağımsızlık ise yerel demokrasi adı- na genel demokrasinin çanına ot tıkıyor. Puyarsızhk sürüyor Peki, Içişleri Bakanlıgı bu durumu bile bile. hâlâ neden bu duyarsızhgı sürdürüyor? Örne- gin İstanbul Bayındırhk II Müdürlüğü ile İller Bankası'ndakı uzmanlann. "Koruma alanlann- da belediye kurmaksakıncahdır" şeklindeki yıl- lardır yazıpdurduklan raporlar. Içişleri Bakan- lığı üzerinde neden etkili olmuyor? Hele Demi- rel ve Yılmaz. şu HABITAT öncesinde hâlâ bu "sürdürülemez kendeşmeyi" neden "belediye ödülü" ile destekliyorlar? Ortalıkta dolaşan söylentilere göre, yakında Çamhca Tepesi de "bağımsız belediye" olacak- mış. Bürokratik hazırlıklar tamamlanmış. Söyler misiniz, tamamı "doğal SİT" olan bu tepede. acaba bu kez "kaçak belediye binası" ne- reye yapılacak? Evet. Istanbul'un korupıaalan- lan. dört bir koldan saldın altında. Neden mi? Yanıtı çok basit. Artık "imar yağması" açısın- dan elde başka boş alan bırakmadılarda ondan. Ya bu alanlar da dolup taşarsa.. artık "İstan- bul" kalacak mı dersiniz? Universite soranLarıyla baş başa bırakıldı Devlet üniversitelerine verilen ödenekler her yıl azaltılıp vakıf okullanna verilen destek arttınlırken Türkiye genelinde 74 fakülte, 18 yüksekokul, 22 meslek yüksekokulu ve 60 sağlık meslek yüksekokulu bina ve öğretim üyesi yetersizliği nedeniyle açılamıyor EMtNE KAPLA.N ANK.\R.-\-Dev let. vakıf üniversitelerinin bütçeden istedikleri 857 milyar liralık ödeneği az bularak 1 trilyon 157 milyar liraya çıkanrken kendi üniversitelenni toplam 86 trilyon liralık ödenekle. 1996 yılında da sorunlanyla baş başa bıraktı. Üniversıtelerin ana sorunlan arasında altyapı ve öğretim üyesi yetersizliği yer alırken. 74 fakülte, 18 yüksekokul. 22 meslek yüksekokulu ve 60 sağlık meslek yüksekokulu ödenek yetersizliği nedeniyle açılamıyor. YÖK Yayın ve Dokümantasyon Merkezi'nin 1995 yılında bilimsel yayın aboneliği kesilirken. 4 üniversitenin abone oldugu tek bir süreli yayın bulunmuyor. 18 üniversitede ise ödenek yetersizliği nedeniyle yalnızca birer tane kütüphane bulunuyor. Yıllardır öğretim üyesi ve altyapı yetersizliği sıkıntısı çeken üniversiteler. 1996 yılında da aynı sorunlan yaşayacaklar. Devletin. bir öğretim üyesine 91 öğrencinin düştüğü kamu üniversitelerine 156 trilyon İira istemelerine karşın. 86 trilyon İira verilmesini yeterli görürken, bir öğretim üyesi başına 48 öğrencinin düştüğü 3 vakıf üniversitesine 1 trilyon 157 milyar liralık kaynak aktarması dikkat çekti. Milli Eğitim Bakanı Turhan Tavan ve YükseköSretim Kurulu (YOK) Başkanı Prof. Dr. • Kemal Gürüz. kâr amaçlan olmadıgı için vakıf üniversitelerine yardım yapılmasının şart olduğunu savunurken. devlet üniversiteleri derslik yokluğundan kütüphane yetersizliğine kadar birçok sorunla karşı karşıya bulunuyor. Açılamayan okullar \'ÖK tarafından hazırlanan rapora göre. üniversitelerde 373 fakülte, 64 yüksekokul. 317 meslek yüksekokulu ve 50 sağlık meslek yüksekokulunda yaklaşık 1.5 milyon ögrenciye eğitim verilmeye çalışılırken, 74 fakülte ile 18 yüksekokul, 22 meslek yüksekokulu ve 60 sağlık meslek yüksekokulu ödenek yetersizliği nedeniyle açılamadı. Binası tamamlanan birçok yükseköğretim kurumuna da özellikle yeni açılan üniversitelerde öğretim üyesi bulunmaması nedeniyle öğrenci alınamadığına dikkat cekildi. Universiteler kütüphane fakiri Ödenek yetersizliği nedeniyle borçlannı ödeyemeyen birçok universite bilimsel yayın aboneliğini keserken, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi. Erciyes Üniversitesi, Harran Üniversitesi ve Niğde Üniversitesi'nde tek bir süreli yayın bulunmadığı belirtildi. YÖK Yayın ve Dokümantasyon Merkezi'nin 1995 yılında süreli yayın aboneliği kesilirken. üniversitelerin kütüphane etkinlikleri için yeterli ödenek ayrılmaması da dikkat çekti. Kütüphane sayılan dikkate alındıgında 32 kütüphaneyle Selçuk Üniversitesi birinci sırada >er alırken, Ege Üniversitesi 30. Ankara Üniversitesi 19 kütüphaneyle ikinci ve üçüncü sırada yer alıyor. Üniversiteler genelinde 295 kütüphane bulunurken, 18 üniversitede yalnızca birer tane kütüphane olması dikkat çekici bulundu. Universite sınavlanna giren öğrenci sayısının her yıl katlanarak artması nedeniyle talebin karşılanması için üniversitelerin kontenjanları arttınlarak tıka basa doldurulurken. özellikle yeni açılan üniversitelerde derslere girecek öğretim üyesi bulunamıyor. Öğretim ûyesi yetersiz Devletin. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda gece yarısı verilen önergelerle ödeneğini 177 milyara çıkardığı "47 ögrencili" Başkent Üniversitesi'nde bir öğretim üyesine 2 öğrenci bile düşmezken. yeni kurulan Afyon Kocatepe Üniversitesi'nde bir öğretim üyesine 433 ve Dumlupınar Üniversitesi'nde de 353 öğrenci düşfüğüne işaret edildi. Vakıf üniversitelerinden Bilkent Üniversitesi'nde bu sayı 53 iken. Koç Üniversitesi'nde 61'de kalıyor. Köklü üniversitelerden Gazi Üniversitesi'nde bile bir öğTetim üyesi 48 ögrenciye eğitim veriyor. Profesör sayısı dikkate alındıgında ise durum daha vahim bir görüntü çiziyor. Niğde Üniversitesi'nde bir profesör başına 1027 öğrenci düşerken, Başkent Üniversitesi'nde bu sayı yalnızca 4'te kalıyor. Üniversitelere 1995 yılı için verilen 45 trilyon 232 milyar liranın ancak yüzde 60'nın kullanımı serbest bırakılırken. 86 trilyon liralık 1996 yılı ödeneğinin tamamının verilmeyeceği endişesi yaşanıyor. Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. L'ğur Büget, devletten çok fazla ödenek istemediklerini, ancak verilen ödeneğin de kesilmemesini istediklerini belirtti. Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgut Topbaş da istediklen ödeneğin yarısının verildiğini vurgulayarak üniversitelerin "inşaat mahalli" gibi olduğunu söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle