14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 NİSAN 1996 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu tarafından hazırlanan TEDAŞ Raporu 4 Sahte belgelerle ihale verfldi9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu (YDK), Türkiye Elektrik Dağıtim AŞ'nin (TEDAŞ) 3 trilyon 344 milyar liralık 32 şehir şebekesi elekrik yapım işini içeren ihaiesinde sahtecilik yapıldığını saptadı. YDK tarafından hazırlanan 21 $ubat 1996 tarihli raporda. TEDAŞ Satınalma ve Ihale Yönetmeliği'nin 29. maddesine göre, keşif bedeli itibarı^ la yönetim kurulunun yetki sınırlan içerisinde olan işler için kurul karan ahnması gerekirken. "sadece genel miidüriük onayı ile" ihaleye cıkıldığına işaret edildi. Ihaledeki firmalar tarafından yapılan • YDK tarafından hazırlanan 21 Şubat 1996 tarihli raporda, TEDAŞ Satınalma ve îhale Yönetmeliği'nin 29. maddesine göre keşif bedeli itibanyla yönetim kurulunun yetki sınırlan içerisinde olan işler için kurul karan ahnması gerekirken, "sadece genel müdürlük onayı ile" ihaleye cıkıldığına işaret edildi. puanlama bildiriminin doğru olarak kabul edildiği saptamasına yer verilen raporda. "Bunlar hiçbir değerlendirmeye tabi tutulmamış ve tüm firmalar yeterli sav ılarak, tüm flrmalann iç zarflan açılmıştır. İç zarflar açıldıktan sonra. en ucuz fiyat teklifınde bulunan firnıalann veterii olup olnıadıklan mevzuatta üngörülen prosedüre a> kın olarak belirlenmiş, firmalann yeteriik puanı. ihalenin verilmesinde belirlcv ici faktör haline gelmiştir" denıldi Raporda 26 firnıa ile ılgıli bazı kurumlardan belge sağlandığı \e bu uvgulamanın yönetmelik ile İhale Teklif Şartnamesi'ne aykırı olduğu saptamasına yer \enlerek şöyle devam edildi: "Yönetmelik ve şartnameve göre, kesinlikle tekliflerinin dikkate alınmaması gereken bu firmalann. yanlış \e>a eksik veya sahte belgelerin dü/elttirilmesi voluna gidilmiş \e bu durumdaki bir kısım firmaya ihale de \erilmiştir. Bu işlemler mevzuat hükümlerine göre. özellikle alt komite için kesinlikle vasaklanmış bulunmaktadır." Soruşturma isteniyor Yönetim kurulunun geçersiz bir karara geçerlilik kazaııdırmaya çalıştığma işaret edilen raporda. mev zuata aykın uygulamalann. aynı zamanda "şeffaflığı ve düriistlüğii zedelediği" vurgulanarak Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanlığYnın sorumluları saptaması ve gereğinin yapılması için soruşturma açılması isteminde bulunuldu. TEDAŞ Teftiş Kurulu BaşkanlığYnın 29 Aralık 1995 tarihli raporunda da ihalenin sahte belgelerle kazandınldığı vurgulanmış ve diğer bulgular "İhalede bilgi sızdınklı, sahte belgeli müteahhitlere göz vumuldu, ihalelerde .vönetim kurulu karan alınmadı, ihaleye katılan finnalardan Enerji AŞ korundu" biçiminde sıralanmıştı. PANİK DEVAM EDİYOR Başbakan'a 'deli inek' öönergesiHaber Merkezi - lngilte- re'deki sığırlarda rastlanan ve 'deli inek' olarak adlandı- nlan hastalığın yarattığı pa- nikten Türkiye de nasibini aldı. Hastalık korkusundan sı- ğıreti tüketimi düşerken be- yaz ete olan aşın talep piliç eti fiyatlanna bir hafta için- de ikinci kez zammı berabe- rinde getirdi. Hastalık dünya kamuoyu- nun gündemindeki yerini korurken "Türkiye'de deli inek hastalıgının olmadığT ve hastalığa ilişkin tartışma- ların 'Birbardaksudakopa- nlan fırtına'olduğunu öne sürüldü. Türkiye'nin piliç eti üre- timinin önemli bir kısmını gerçekleştiren Köy-Tür, Mudurnu ve Banvit firmala- n. piliç eti fiyatlanna bir hafta içinde ikinci kez zam yaptılar. Firma yetkililerinden alı- nan bilgıye göre, Köy-Tür, piliç etinin perakende satış fiyatını yüzde 18 oranında artırarak. kilogram fiyatını 150 bin liradan 177 bin. Mu- durnu Tavukçuluk yüzde 12'likartışlal57bindenl76 bin, Banvit ise yüzde 19'luk zamla 151 bin liradan 180 bin liraya yükseltti. ANAP Istanbul millerve- kili Bülent Akarcalı başba- kan Mesut Yılmaz'ın yanıt- laması istemi ile TBMM Başkanlığı'nabir soru öner- gesi verdi. Akarcalı önergesinde de- li inek hastalıklı sığırlann Türkiye'ye ithalinin önlen- mesi için ne gibi önlemler alındığının açıklanmasını is- tedi. Devlet Bakanı Ali Talip Özdemir ise dün kendisini ziyaret eden Veteriner He- kimler Birliği Merkez Kon- seyi'nden deli inek hastalı- gı ile ilgili aynntılı rapor ha- zırlamalannı istedi. Veteriner Hekimler Birli- ği Başkanı Hasan Metin ise hayvan sağlığını hiçe sayan ülkelerin insan sağlığına da önem veremeyeceklerini be- lirttiği konuşmasında, "Hayvandan insana geçen 150 değişik hastalık var. De- li dana bunlardan sadece bi- ri. Avrupa Biriıgi ülkelerin- de 4-5 bin hayvana bir vete- riner hekim düşerken, bu sa- yı bizde 60 bine vaklaşıvor. ÎJreticivi ciddiye almadtğt- mız takdirde daha çok deli daha hastalığı yaşanz" dedi. Deli inek tarüşmalan Hastalıkla ilgili tartışma- lar da sürüyor. Selçuk Üni- versitesi Veterinerlik Fakül- tesi Besin Hijyeni ve Tekno- lojisi Anabilim Dalı Öğre- tim Üyesi Prof. Dr. O. Ce- nap Tekinşen, 'Deli inek'hastalıgı konusundaki tartışmalann. "Bir bardak suda kopanlan firtına" ol- duğunu öne sürdü. Prof. Tekinşen, "Ülke- mizde deli inek hastalığı yok, işin aslı bu. Halkın beslen- mesi Meoynanıyor 1 " dedı. Te- kinşen yaptığı açıklamada şunlan söyledi: "Türkiye'de deli inek has- talığı olsavdı, zaten görülür- dü. Ortada bir gerçek var. Üretki de,tüketki de perişan oluyor. Çiinkü halkın saglı- ğıyla oynanıyor." HAYRETTIN KARACA 'Meralar acilen ıslah edilmeli'İstanbul Haber Servisi - TEMA Vakfı Genel Başkanı Hayrettin Karaea,bugüne ka- darbilinçli bir tanm politika- sı uygulamadığımızı belırte- rek "Deli inek hastalığı nede- niyletüm düm ada doğal hay- vansal ürünler bir kat daha fazla değerii oldu. Mera alan- lan ıslah edilir ve hayvancılık destektenirse Türkiye'nin ka- derideğişir"'dedi. TEMA Vakffnca Divan Oteli'nde vapılan toplantıda. 35 yıldır bütün hükümetler tarafından kanun teklifi ola- rak Meclis'e sunulan "Mera Yasası"nın çıkanlamaması eleştirildi. Karaca. bugüne kadar hay- vancılık ve tarımda uygula- nan yanlış polıtikalar sonucu. çölleşmeye doğru giden Tür- kiye'nin. bilinçli bir siyasi irade ve o ıradeyi zorlayacak bilinçli bir kamuoyu oluşma- sıyla değışeceğini belirttı. Karaca. Türkiye'nin gelece- ğini petrol boru hattı. sanayi kadar. hayvancılık ve tanmın da belirleyebileceğine dikkat çekerek şöyle konuştu: "Can cekişen meralann ne kadar da çabuk ıslah edilebil- diğini vehayvanı kudurtabile- cek ölçüde doğal besin sağla- dığınu biz yaptığımız çalışma- larunızda gördük." Karaca, "Doğal besinin önemi. deli dana ile bir kez da- ha anlaşıldı. 'Deli inek" ülke- miz icin hayırdu*. Devlet Baka- nı Esat Kırathoğlu. gecen >il Başbakan'a bir rapor verdi. Buna göre, Türkiye. 2000 >> bnda 14 miKar dolarlık hay- v^nsal ürün ithal etmek du- rumunda kalacak. Ama eğer hayvan yemi üretimini öne alan bir mera Kİahı yapılırsa 20 miryar dolarlık bir ihracat yapabilir" dedi. Yüz yıl önceki olimpiyat oyunlannın yeniden canlandınldığı Panathenean Stadyumu'nd a Yunanlı sanatçı Maria Pandouki Olimpiyat Meşalesi'ni tutuşturarak ovunlann 100. yıldönümü kutlamalannı başlattı. Daha sonra Yunanlı atlettere teslim edilen meşale, o\ unlann yapılacağı Atlanta kentine doğru yola çıktı. (Fotoğraf: REUTERS) Soru kitapçığı Almanca öğretmenine soruşturma ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Özel Samanyolu Fen Lisesi yöneticilerinin. Ögrenci SeçmeSınavı(ÖSS) sırasında bir soru kitapçığı- nın fotokopisini çekmek is- terken yakalanan Almanca öğretmeni Veli Dogruyol'un durumunun tutanaklara geç- memesi için sınav görevlile- rine baskı yaptıklan ileri sü- rüldü. Okul yönetimi. önce öğretmen Veli Doğruyol'u savunurken dün hakkında so- ruşturma başlatarak görev- den uzaklaştırdı. Özel Samanyolu Lise- si'nde sınav sorumlusu ola- rak görev yapan \e adının gizli tutulmastnı isteyen bir yetkili, Cumhuriyet'e yaptı- ğı açıklamada. sınava başlan- dıgı sırada Almanca öğret- meni Veli Dogruyol'un salo- na gelmeyen iki öğrencinin soru kitapçığına gizlice el koyduğunu \e fotokopisini çektirmeye çalıştığını söyle- di. Aynı yetkili, olayın tuta- naklara geçirilmesi sırasında okul yöneticilerinin, **Biz özel bir okuluz. Bu olayı tuta- naklara geçirmevelim. yoksa yıpranınz" diyerek kendileri- ni engellemeve çalıştıklannı bildirdi. Özel Samanyolu Lisesi Müşaviri Bahri Dulkadiroğ- lu. önceki gün düzenledıgı basıntoplantısında, iddıalan, "Heyecanlı vesınavlara ilkde- fa katılan bir genç kardeşimi- zin >anhş bir hareketi, çokde- gjşik yorumlara neden oldu" biçiminde değerlendirdi. Dulkadiroğlu. okullanyla il- gili olarak verilen haberlerin gerçek dışı ve çarpttümış ol- duğunu ileri sürdü. Okul yö- neticileri. önce Doğruyol'u savunurken dün hakkında so- ruşturma başlatarak görev- den uzaklaştırdı. Doğruyol, yazılı bir açıklama yaparak basının "yargısız infazTna mahkûm olduğunu ve mag- dur edildiöini ileri sürdü. Çukobirlik'teki işten çıkarmalan protesto eden Rıdvan Budak 6 Sözleşme düzeni dinannllemyor' ADANA (Cumhuriyet Güney İlleri Bürosu)-DİSK Geneİ Başkanı Rıdvan Bu- dak. Sanayi ve Ticaret Ba- kanlığı yazısıyla Çukobir- lik'te 20Ö"ü aşkın işçinin iş- ten çıkanlmasının toplu sözleşme düzenini altüst et- tiğini belirterek. "Bunun adı işçi kıyımıdır. Bu toplu- sözleşme düzenine dinamit koy maktır. Anay asa> ı, yasa- ları hiçe sa\maktır" dedi. DİSK Genel Başkanı Rıd- \an Budak. Başbakan Me- sut Yılmaz ile Sanayi \e Ti- caret Bakanı Yalun Erez'e faks çekerek işten çıkarma- lara son verilmesini istedi. CHP tl Gençlik Kolu Baş- kanı Yüksel Karaaslan da. Çukobirlik'te 218 kişinin işten atılmasını kmadıklan- nı söyledi. Adana'ya dün sabah uçakla gelen \ e havaalanın- dan Büyük Postane'ye dek işçilerle birlikte yürüyen DİSK Genel Başkanı Rıd- 'Mezarda emekliliğe hayır' kampanyası yurda yayılacak İstanbul Haber Servisi - DİSK İstanbul Bölge Temsilcıler Kurulu, "Mezarda emekliliğe hayır"kampanyastnı Türkiye'nin her yanma yaymak için tavsiye karan aldı. Kurul bu amaçla Türk-iş, Hak-lş ve KESK konfederasyonları ve tüm demokrasi güçlerini sınıf dayanışması içinde ortak tepkiyi örgütlemeye davet etri. DİSK tstanbul Bölge Temsilciler Kurulu'nun cumartesi gûnkü toplantısında alman kararlar açıklandı. Ta\siye niteliği taşıyan kararlar özetle şöyle: "DİSK'i güçiendireceğiz, örgüttenme \e mücadeleyi yfikselteceğiz. 1 Mayıs 19%'da yine alanlarda olacağız." \ an Budak. postane önünde bir basın açıklaması yaptı. Siyasal amaç uğruna >apı- lan işçi çıkarma u>gulama- lannın hukuka bağlı. çağ- daş birdev let modelinde ye- ri olmayacağını kaydeden Budak şunlan söyledi. "Toplusözleşme hüküm- leri doğrultusunda yapılan uygulamalar, yasa hükünı- leri hiçe sayılarak iptal edi- liyor. İşciler, işten atılıyor. Açlığa \e >oksulluğa sürük- leniyor. 50>ıllık bir mücade- It birikimivle kazanılmış toplusözleşme düzeni yok edilmeye çalışılıyor. Bir hu- kuk devletinde herkes hu- kuka bağlu \asalara veyasa- lardan kavnaklanan hııku- ki tasarruîlara sa> gılıolmak zorundadır. Bakanlık hu- kuk dışı uygulamalardan. toplusözleşme düzenini or- tadan kaldırmaya yönelik tek >anh karartardan vaz- geçmelidir. İşçi çıkartıuna- sına son verilmelu toplusöz- leşme hükümleri uygulan- malıdır." Tüm işçileri 14 nisanda KESK ile birlikte Adana'da yapacaklan mitinge davet eden Budak. Tekstil İşçile- ri Sendikası Genel Başkan Vekili Süleyman Çetebi ile birlikte Sanayi Bakanlığı ve Başbakan Mesut Yılmaz'a çektiği faks mesajında da, "Üyelerimizin haklannı so- nuna kadar savunacağımızı belirtiyor ve yapılan bu ya- sadışı uygulamaya son veril- mesini talep ediyoruz" gö- rüşüne yer verdi. Çukobirlik işçileri de Sa- nayi ve Ticaret Bakanh- ğı'na. işten çıkanlan arka- daşlannı desteklediklerini belirten birer teleraf çekti- ler. Telgraf eylemi. CHP il Başkanı Yusuf Akıncı tara- fından da desteklendi. CHP İl Gençlik Kolu BaşkanıVüksel Karaas- lan'da, Çukobirlik'te görev- li 218 kişinin işten atılması- nı "Devtetingörevi tstihdam alanlan yaratmaktır. İkti- dardaki partinin, siyasi gö- riişü doğrultusundaemekçi insanlara müdahale hakkı yoktur" diyerek kınadı. Polis teşkilatmm 151. yılı kutlamalannda konuşan Başbakan Mesut Yılmaz 'Hukuk devleti için tarafsız güvenlikbirimi şart' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Emniyet örgütünün kuruluşunun 151. yıldönümü törenlerle kutlanıyor. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. demokratik devletin. ülkede halkın en çok önem verdiği huzur ve sükûnu. hukukun içinde kalarak, devletin meşru güçlenyle sağlayabilen devlet olduğunu söyledi. Başbakan Mesut Yılmaz ise güçlü ve tarafsız bir güvenlik birimi olmadan demokratik hukuk de\ letinin gerçekleştirilemeyeceğini vurguladı. Emniyet Genel NÎüdür Vekili Cemil Serhadlı da polis örgütünün demokrasi ve insan haklanna bağlı olarak görev yaptığını söyledi. Polis teşkilatmm kuruluş yıldönümü nedeniyle Emniyet Genel Müdürlüğü önünde dün bir resmi tören düzenlendi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardmdan bir konuşma yapan Emniyet Genel Müdür Vekili Serhadlı. polisin demokrasi>e ve insan haklanna bağlı olduğunu vc vasalar çerçevesinde görev yaptığını \urguladı. Polis teşkilatmm görevi sırasında çok büyük zorluklar yaşadığını anlatan Serhadlı, dünyadaki teknolojik gelişmelerin kuruma da vinsıdığına dikkat çekti. Başbakan Mesut Yılmaz. emniyet örgütünün kuruluşunun 151. yıldönümü nedeniyle dün içişleri Bakanı Ülkü Güne>, Emniyet Genel Müdür Vekili Cemil Serhadlı. Ankara Emniyet Müdürü Ramazan Er ve bir grup polisi kabul etti. Yılmaz. güçlü ve tarafsız bir emnivet teşkılatının önemine işaret ederek "Bu olmadan demokratik hukuk de\ letinin gerçekleştirilmesi münıkün değildir. Emniyet teşkilatı hem vatandaşın can ve mal güvenliğini hem de hukuk devleti ve yasalann korunmasında çok önemli bir görev üstlenmiştir" görüşünü dile getirdi. Polisin toplumun huzuru için çalıştığını. bu nedenle toplumun da güvenlik güçlerine sahip çıkması gerektiğini söyleyen \'ılmaz. "Emniyet teşkilatımızın ne kadar büyük fedakâriık içinde çalıştıklarının bilincindeyiz" dedı. İçişleri Bakanı Clkü Güney de emniyet güçlennin. anavasa ve yasal çerçc\esinde özgür demokrasinin sonuna kadar savunucusu olmaya devam edeceklerini sövledi. Cumlıurbaşkanı Süleyman Demirel de Ülkü Günev başkanlığındaki heyeti kabul ederek bir süre görü^tii. Kabulde Demirel. "Dünvadeğişmiştir. Hürriyet ve serbestiyeti, onu tahrip için kullanabilenler olmuştur ve olacaktır. Hürriyet ve serbestiyet hukukun içinde kalınarak sağlanabilir. Bunlan tahribe kalkanlann karşısında da güvenlik güçleri yer alır. Kişi haklı da olsa kendi haklannı kendi almaya kalkmanıalı. şiddete ve kanunsuzluklara başvurmamalıdır'" dedi Güvenlik güçlerinin kanunların verdiği yetkileri kullanırken soğukkanlı olmalan gerektiğini vurgulayan Demirel. böylece polisin göre\ yaparken. haklıyken haksız duruma düşmeyeceğini söyledi. Demirel. "Haksız duruma düşeriz korkusuyla görev yapmazsamz da de\let iflas eder" diye konuştu. ARAYIŞ TOKTAMIŞ Laikliğin Krizi - 2Umanm okurianm anımsamaktadırlar. Geçen cu- martesi günkü yazımda (6 Nisan 1996). VVestminister Üniversitesi öğretim üyelerinden John Keane'nin İs- tanbul Büyükşehir Belediyesf nin davethsi olarak gel- diği istanbul'da yaptığı bir konuşmanın, Yeni Yüzyıl gazetesindeki haberinde yer alan metindeki kimi ha- talar üzennde durmuş ve aynı konuya devam edece- ğimi söylemiştim. Bay Keane, söz konusu konuşmasında şöyle diyor: "Kimileri laiklik olmadan demokrasi ve hoşgörü olma- yacağını iddia ediyor. Benim çalışmalanm ise şu ana kadarki blrçok laikleştirmenin aslında despotizmı ge- tirdiğiyolunda..." (Devammı biraz aşağıda ele alaca- ğım). Bana öyle geliyor ki Bay Keane, burada "sapla sa- manı birbirine kanştırmış". Zira, bu yazıdan benım anladığım kadanyla laiklik ve hoşgörüyü aynı anlam- da kullanıyor. Hoşgörü; bir insanın, bir toplumun, farklı inançları olan, farklı degerlersistemine sahıp olan. kısaca 'İark- lı" insanlara vetoplumlarasevecen bırtahammül için- de olması demektır. (Korkanm sız değerlı okurianm ay- nı tanımı defalarca okumaktan sıkıldınız...) Ve elbette laik olmayan bir toplum "hoşgörülü" olabilir Örnegin Osmanlı imparatorluğu. hiç kuşkusuz bir din devleti idi.Bunun tek nedenı Osmanlı padışahla- rının aynı zamanda halife, yani Hz. Muhammed'in "halefî" olmalan degildi. Osmanlı, beylığı adma bağım- sızlığını ilan etmeden çok önce, "beylik haline dönü- şebilmek için" Bağdat halifesınin "ıznıni" almış ve "Is- lamiyet adma" kurulmuştu. Şer'i hukukun yanı sıra. geniş bir örfi hukuk alanının varlığı, Osmanlı Impara- torluğu'nun bu "din devleti" özelliğinı ortadan kaldır- maz. Buna karşıhk Osmanlı devleti, hıç kuşkusuz büyük bir hoşgörüye sahipti. Farklı diller, dınler, (kimi islam mezhepleri hariç olmak üzere) mezhepler, yüzyıllarca biraradayaşayabilmişlerdi. Zaten Osmanlı'nın bu ge- niş hoşgörüsü olmasaydı, 600 yıl yaşayan bir "cihan imparatoriuğu" kurmalan ve yaşatmaları da, mümkün olmazdı. Eğer Osmanlılar, 14. yüzyılın Balkanlan'nda rahatça genişleme olanağını bulmuşlarsa; bunun te- mel nedeni, Osmanlıların ordulannın gücü değil, Os- rtianlı devlet yönetim felsefesınin gücü idi. Bizans'ın çökmes! uzerine tam bir kargaşaya düşmüş olan Bal- kanlar'da Osmanlı, insanlara din ve vıcdan özgürlük- lerini de tanıyan bir düzen getirmiş ve hemen her yer- de bir "kurtancı" olarak karşılanmış ve degerlendiril- mişti. Osmanlı örneğinde de açıkça görüldüğü üzere. bir devletin "hoşgörülü" olması için, demokrat olması şart değildir. Fakat bir devletin "demokrat" olması için laik olması şarttır. Zira "teokrasinin", yani din dev- letinin mantığı ile, demokrat devletin mantığı tümüy- le birbirinden farklı, hatta birbirinin zıttıdır. Aynntılı tanımlara girmek istemeden şu kadarını söyleyeyim ki: Demokrasi, bir toplumun kendi kade- riyle ilgili kararları kendi özgür iradesiyle alması ve va- tandaşların da bu kararlann oluşum sürecine katılma- sı demektir. Buna karşıhk laik olmayan bir devlette, ya- ni teokraside, insanların kaderleriyle ilgili kararları bi- rileri. "Tanrı ve din" adma alır. Zaten bu kararlann ço- ğu önceden verilmiştir ve din adamlan dışında kalan insanların "katılımlan" söz konusu bile değildir. Hıye- rarşik bir düzen içinde olan din adamlan grubu olsa da olmasa da sonuç değişmez. Bu bakımdan Bay Keane'nin ifadesine göış, "bıi- leri" ya da "kimiteri", "Laik olmadan demok'fas) •<#- maz" derken çok haklıdırlar ve yakın çağlann cturtya tarihi bunun sayısız örnekleriyle doludur. Bunun ak- sini iddia etmek bilgisizlik ve kör cehaletten başka bir şey değildir. Buna "alkış tutmak" da bir başka reza- lettir ki; bu noktaya şimdilik değinmek istemıyorum. Ancak Bay Keane, "Birçok laikleştirme despotizmi getiriyor" derken haklı olabilir, daha doğrusu haklrdır. Zira geçmişte ve günümüzde; demokrasi olmayan pek çok laik düzen vardır. Fakat kimi laik düzenlenn demokrasi olmamaları ayrı bir şeydır, laiklik olmadan demokrasi olmamasını ıddıa etmek ayrı bir şey. Ve al- tını çizerek temel bir kuralı yinelemek istiyorum: "Her laik düzen demokrasi değildir, ama her demokrasi la- ik olmak zorundadır..." Bay Keane'nin daha "nice" incileri var. Ama bunla- nn önemlilerıni değerlendirmeye, bu ikinci yazının dar sınırian da yetmeyecek. Fazla uzatmak istemıyorum, ama üçüncü ve belki de dördüncü yazıları da yazmak durumunda kalacağım. Bu işi böylesine önemsememin ve geniş zaman aytrmamın nedeni, John Keane'yı çok önemsemem değil. Bunun nedeni, Keane'nin (bir kısmı kendini la- ik olarak tanımlayan) bizim "anti-Kemalistlerin"öü- şüncelerine çok yakın şeyler söylemesi ve bunların. Keane'nin görüşlerine "mal bulmuş mağribi" gibi sa- rılmaları. Keane'nin Türkiye'nin yakın tarihini bilmemesini normal ve anlaşılabilir sayıyorum. Ama "bizimkilenn" bu konudakı kafa kanşıklığını ve Keane gıbilerinden kendilerine bir "ışık" beklemelerini anlayabilmek ve mazur görmek çok zor... SSK KURULTAYI BtLDİRGESİ OzelleştİMneye izin verflmeyecek A^KARA (Cumhurivet Bürosu)-SSK v e Sağlık Hız- metlerı Kurultavı'nda. SSK'nın özelleştinlmesine kesinlikle ızin verilmeyece- ği belinilerek sosyal tarafia- rın görüşü alınmadan SSK de yenıden vapılanmava gi- dilmemesı gerektiğı vurgu- tandı. 6-7 nisan günleri arasında vapılan SSK ve Sağlık Hiz- metlerı Kurultayı Sonuç Bil- dirgesı açıklandı. SSK'nin sorunlarının çözümünde >a- pılması gerekenler şöyle sı- ralandı: - Sosvalgü\eniik. anavasa- da öngörülen biçimde. dev- let politikası haline getirilme- lidir.. - Sosyal güvenlik sistemı. nin özelleştırme \e sosyal güvenlik kuruluşlannı tasfı. ye etme olarak ileri sürülen görüşler. bu konudakı ulusla. rarası belgelere. sosyal gü- venlik kavranıının ıçer.ıgıiH- ve anayasanın 60. maddesı- ne kesinlikle aykın olup sos yal güvenlıkten vazgeçme vc devletin bu alanı bırakması anlayışıdır. Buna ızin venl. meyecektır. Sosyal taraflariT görüşü alınmadan. SSK'd.- yenıden vapılanmava gıdı. memelıdır. lşverenlerın so . yal sıgorta prım katkısı ulu . îararası ölçütlere çıkjrılnu. lıdır. - SSK'de vapılacak değişiklikçalışmalan <;erçck- ci, sorunları çözünılevici ve sosval tarafların görüs ve önerileri doğrultusunda ha- zırlanmalıdır. Emeklilerin avlıklan geçim şartlanna uv - gun şekilde belirienmeli \e vasadan ka\ naklanan aksak- lıklar giderilmelidir. Gtvvli toplu pazarlık hakkuıa sahip kılınacak SSK personeli. tam gün çalışma düzenine geçiril- meli ve bövlece sigortalılann sağlık hizmeti alınırken öde- mek zorumda bırakıldıklan her rürlü ek ödemev i nıeşru- laştıran farklı çalışma biçinı- leri ortadan kaldınlmalıdır. - SSK'nin eczane açnıası önündekı her türlü engel ve kısıtlama kaldınlmalıdır. SSK bağlık tesıslerındekı ta- şeronlaşma engellenmelıdır. SSK. bir meslek ha>uılıkları enstitüsü kurmalı ve bu eıis- tıtünün bölgc>el ^ağlık kuru- luşlarını meslek hjKUİıklan ile ilgili tanı vetedavı jçiiin- dan yönlendırmesı ^ağlan- malıdır. Sıgorta olmavanla- nn Mgorıah kımlığı altında SKK sağlık hızletleııııdeıı varaıianınaM önlenmelıdır. Sonuç bıldırgesınde. ~Biz- ler SSK'nin gerçek salıipleri olarak Düma BankaM'nın tuplumsal davanışnıav ı çoze- rek insanlarınıızı kendi ka- dtTİvk- başbaşa hımkacak planına kary SSK için müca- deleedeceğiz" denıldi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle