07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 NİSAN 1996 PAZARTESİ HABERLER Yılmaz, Yaşar Kemal'le görüştü • ANKARA (Cumhurivet Bürosu)-AntaNa'da Arcadia Otel'de kalan Başbakan Mesut Yılmaz. Yaşar Kemal ve Zülfü Livaneli ile görüştü. Yılmaz'ın. ote! açılışı \e belde ziyaretinin ardından Falez Otel'de kalan RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'Ia bayranılaşmay ıp. aynı otelde kalan yazar Yaşar Kemai Kemal \e sanatçı Zülfu Livaneli ile görüşmesi dikkat çekti. Yılmaz. dalıa önce de Yaşar Kemal"in e\ini ziyaret ederek. kendisıyle görüşmüşfü. Taşanlar'a soruşturma • ANTALYA (Cumhurnef) - Içişleri Bakanlığı. Istanbul Emnıvet Müdürlüğü'nden alınmasında kumar mafyasının etkili olduğunu savunan Bursa Yalisi Orhan Taşanlar ile iki ınerkez valisi hakkında soruşturma açtı. Içişleri Bakanı Llkü Günev, gazetecilerin sorularını yanıtlarken merkeze alınan eski Sakarya Valisi Erdinç Büyükakalın ile yine merkeze alınan eski Di>arbakır Yalisi Doğan Haıipoğlu ve Taşanlar hakkmda soruşturma açıldığını bildirdi. Taşanlar hakkıııda da "Benim görevden alımnamda kumar mafvası etkili oldu" demecı nedeniyle soruşturma açıldı. Kürtçe eserlere yasaklama • DİYARBAKIR (Cumhuriyet)- Yalilık tarafından kentteki kaset satıcılanna gönderilen resmı yazıda işletme belgesi iptal edilen. bandrolsüz \e daha önce yasaklanan çoğunluğu Kürtçe olmak üzere 200 eserin çalınması ve çoğaltılarak satılmasının yasaklandığı bildırildi. Vali Yardımcısı Selahattin Akkurt'un imzasıyla göndenlen vazıda u>arıya uymayanlar hakkında yasal işlem yapılacağı belirtildi. Işİetme belgesi iptal edilen eserlerin arasında Ahmet Kaya'nın Resitaller 1-2 ile Şivan Pervver ve Songül Karlı'nın daeserleri bulunuyor. Bayramda trafîk kazaları • Haber Merkezi - Yurdun çeşitlı verlerinde bavramın birinci günü meydana gelen trafik kazalannda 14 kişi yaşamını yitirdi. Ankara- Konya karavolunun 92. kilometresinde ıki özel aracın çarpışması sonueu 4 kişi janarak öldü. biri agır olmak üzere 5 kişi de yaralandı. Diğer kazalarda yaşamını \ itirenler şunlar: Fethive yakınlanndaki kazada Yüksel Sakallı \e Hanife Çoban. Gaziantep'te Ömer Saltuk (5), Sultan Alkan(8). Serkan Demirbaş (14). Kılis'te Aysel Atıcı (5), Zonguldak"ın Çaycuma ilçesinde Atilla Bostancı (18), Adana'da Ha>ati Karaca(8). Mukaddes Aksu (6) ve Resul Karul (7). İÇ9ÖÇ araştırması • ANKARA (AA)- Ortadoğu Teknik Ünıversitesi (ODTÜ) Şehir ve Bölge Planlama Bölümü yüksek lisans öğrencileri tarafından yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre 1980 sonrasında en çok göç \eren illerin başında Kars. Erzurum ve Sıvas, en çok göç alan kentlerin başında ise Istanbul. Ankara \e îzmiryeralıvor. Odalar Birliği'nin aylık yavın organı "Ekonomik Forum' dergisinin son sayısında yer alan araştırma raporunda göç nedenlerinin başında nüfus artışından kaynaklanan baskının ve topraksızlığın geldiği kaydedilirken diğer nedenlerden bazılan şöyle sıralandı: "Toprak parçalanması. tanmın makineleşmesi. kent vaşamının insanda yarattığı sosyo-psikolojik etki. terör \e can güvenlıği eksikliği. göç politikasızlığı." Şeriatçılarnı deri oyıınu.Dinci bazı vakıflar, THK'nin adını ve amblemini kullanarak kurban derisi topluyor Haber Merkezi-Şeriatçı vakıflar. yurtlar. camı dernekleri ıle Kuran kurslan 2860 sa- yılı > asanın açık hükmüne karşın kurban de- risı. bağırsak, fitre ve zekat toplamayı sür- dürüvor. RP'lı belediveler ıse kurban derisi \e bağırsak toplama çalışmalannı bazı ku- ruluşlargıbi vasadışı >ollardan gizlice ger- çekleştiriyor Izmir'de. şeriatçı vakıflarden toplamak için birbiriyle vanşırken. Ankara'da Türk Ha\a Kurumu"nun(THK) adını \e amblemini kul- lanarak deri toplamavaçalışan bazı vakıflar saptandı. Istanbul'da da THK. dmci örgüt- lere kar>ı daha çok kurban toplama müca- delesi \erıvor. Cumhurnet Ege Büromuzun haberine gö- re. öneekı kurban bayramlarında Türk Ha- va Kurumu"na (THK) karşı kurban derisi toplama savaşı veren "Akva/ılılar Vakfi'nın karşısına bu bayram da "Hak Yol Eğitim Kültür \e Da>anışma Vakfi" çıktı. THK Iz- mır Subesi Ba^kanı Hami Gürtunca. vakıf- lara rağmen bu yıl geçen vı 1lara oranla deri toplamada büv ü'k artış beklediklerini belirttı. THK'nin. \akiflann deri toplama işlemi- • Refahlı belediyeler de yasanın açık hükmüne karşın şeriatçı vakıflar gıbi kurban derisi ve bağırsak toplamayı gizlice sürdürüyor. THK, bu yıl deri toplamada büyük artış bekliyor. nin yasal olmadığı gerekçesiv le açtığı dav a- lan kazanmasına. Yargıtay' ın da bu \ olda ka- rar vermesine karşın. başta dıni vakıflar ol- mak üzere birçok kuruluş kentin değışik ver- lerinde deri toplamaya çalıştı. THK Izmir Şube Başkanı Hami Gürtun- ca, kurban derisi toplama yetkisinın yalnızca kurumlanna ait olduğunu anımsattıktan son- ra bu yıl çok umutlu olduklarını. vakıfların pek etkili olamadığı söyledi. Kentler mezbahaya döndü Bir v anda kurban derisi toplama yarısı sü- rerken. kurban kesimlerı büyük kentlerde büyük sorun oldu. Başta THK. belediveler olmak üzere kesım yerı belirlemelerıne kar- şın birçok yurttaşın kent merkezlerindekı ev lerının önünde. kaldırımlarda. ışyerlerın- de kurban kesmeleri büyük çevre kirliliği yarattı. Ankara Büromuzun haberine göre. dün başlayan Kurban Buvramı'nda kesilen kurbanların derileri ve bağırsaklarını topla- ma vctkisine sahip tek kurum olan Türk Ha- va Kurumu'nun (THK) adını ve amblemini kullanarak deri toplanıava çalışan bazı va- kıflar saptandı. Ozellikle Muradiye Vakfı ile Tacettın Yakfı'nın deri toplama konusunda etkin oldukları bıldirıldı. THK Genel Sekreten Mehmet Tiritoğlu. vekaletle kurban kesimı için dün öğle saat- lerine kadar 2 bin 500 sipariş aldıklannı söy- ledi. Kurban kesim nıerkezlerınde ücretsiz kesılen kurban savısının da 2 bin olduğunu anlatan Tiritoğlu. Ankara'da 30 kurban ke- sım merkezi oluşturulduğunu bildirdi. Ankard'da THK'nin gezicı araçlarıv la kur- ban derisi toplanırken kuruma ait araçlarda bulunan derılerden bir bölünıünün çalındı- ğı öğrenildi. Derileri çalanlann Etımesgut yö- nünde kamvonla kaçtıklan bildırildi. Her vıl olduğu gıbı bu vıl da Konya'da kurban densınden aslan pav ını vakıflar kap- tı. İçışleri Bakanlığı'nın. kurban derılerini Türk Ha\a Kurumu'nun (THK) toplayaca- ğına ilişkin valiliklere gönderdiğı genelge- ye karşın. özel vakıflar. yardım kurumları ve Kuran kurslan derilerin. 3 4"lük bölümünü topladılar. İstanbul Haber Servisi'ninlıaberine göre. THK. İstanbul'da kurban derilerını şeriatçı yurt. vakıf ve derneklere kaptırnıamak için mücadele veriyor. THK Kanal Şubesı. böl- gelerınde. ellerinde "THK Gaziosmanpaşa Şubesi" adına bastınlmiş makbuzla deri top- lamaya çalışanların kendılenvle ilgileri bu- lunmadığını belırterek durumu Emniyet'e bildirdi. THK Esenler Şubesı vetkılilerı ise şubelerinin veni olmasi nedeniyle kurban derilerinin büyük çoğunluğunun camılere ve Kuran kurslanna gittığını. deri toplama işineancak lOaraççıkarabıldıklerını belırt- ti. THK Kartal Şubesı'nde fahri olarak ça- lışan Nurşen Gürkan, deri toplama ışıne43 araçla katıldıklannı. kendılerıne bağlı gö- revlilerin bildırdiğıne göre dınci kesımin yurttaşın elınden derılen almak ıçın baskı- va varan derecede israrettıklennı belirrti. Sürat Nakliyat işçileri 1088 gündür direniyor Grevde altmcı bayramİstanbul Haber Servisi - Bini aşkın işçı. Kurban Bayramı'nı binlerce gündür bıtmeyen grevlerde geçiriyor. En uzunu 1088 gün önce Sürat Izmir Nakliyat Şırketi'nde. en kısası ıse bir hafta önce Mersin'e bağlı Pınar Belde Beledıvesi'nde başlayan grevler. vüzlerce işçinın bayramını buruk geçirmesine neden oluyor. Bu \ıl Kurban Bayramı'nı grevde geçiren işçi savısı 1332. Grevdekı işçi savısı az. ancak işçilerin "grevde oldukları toplam gün sayısı". başka bir bakış açısından "işgünü ka>br 4 bin 662 gün ile neredevse 13 yıl. Türk-İş'e bağlı Petrol-tş Sendikası. dört ayn işverinde bu bajTamı kapılannda asılı "Buiş\erindegre> var" pankartıyîa iieçirivor. Kipla.s'a bağlı ıki işverinde " ' ' " Toplam 266 işçi. 1 7 Nisan 1995 1: " tarihinden bu yana grevde. Yıne a>nı sendikada örgütlü Gapsan işyerinin 38 işçisi 1995 Ağustosu'ndan, Türk Zirai Donatım Kurumu'nun 17 işçisi ise 1995 Aralık'ından bu yana grev de v e bir bayramı daha grevde karşiladı. Gre> önlüğü üe ba\ram Bavramı grev önlükleriyle geçiren işçıler arasında Teksif Sendikası'nda örgütlü Venüs Tekstil'in 5 Ekim 1995 rarihinden bu vana grevde bulunan 439 işçisi de var Tümtis Sendikası'nın Sürat İznıır Naklivat Şirketi'nde neredevse dört yıl önce başlattıgı grev de halen sürüvor. Tarım-lş Sendikası'nın Izmir Valiliği Özel Idare Fidanlığf nda 20 işçiyle başlattıgı grev 954. gününde. Geçen giinlerde ozellikle gıda sektöründe art arda toplusözleşmeler imzalayan Hak-İş Sendikaları'nın örgütlü olduğu hiçbir işverinde bu bayramda grev pankartı yok. DlSK'e bağlı sendikalarda örgütlenen ve aralarında Aras Kargo grevinin de yer aldığı grevdeki üç işyeri ise şunlar: Testil Sendikası'na üve 450 işçinin bir hafta önce başlattıgı gre\in mekânı Edırne Yaşar Tekstıl Fabrikası. Mersin'e bağlı Pınar Belde Beledivesi'ndeki grevi Genel-İş Sendikası'nda örgütlü 70 işçi sürdürüyor. Aras Kargo da ise grev 319 gündür devam ediyor. Bayram, bu vıl gecekonduya baharla geldi. Ancak, >oksulluğu ve geleneklerin ağırtığını bir kez daha hissettirdi. Kurban kesenler parmakla gösterildi. Çocuklara şekerleri zar zor alındı, ama bir ! '''' BSyram ' elbîsesinin minik vüzlerdeki mutluluğu çoğue\de yine yoktu. (Fotoâraf: HATİCE TL'NCER) Yoksullukgeleneğisüemedi GUNMRILHAN Bayram baharla geldi geeekonduya. Kü- çük, soğuk ve nemli ev ler. üzerlerine düşen san sıcak güneşle ısındılar. Güneş. sıcaklı- ğını gecekondunun kavruk vüzlü ııisanla- nndan da esirgemedi. \'e bayrama temızlenmiş ev lerdeki kadın- larla. sokaklarda koşuşturan çocuklann v üz- lerine pembeye boyannıış şeftalı ağacının rengi düştü. İstanbul Boğazı'nı Sanvertepelerindeki "kargacık-burgacık* ev lennden izleven bir gecekondu mahallesı nasıl bekler bayra- mı? Yanıbaşlarındaki villaları ayıran vük- sek duvarlann gölgesi güneşlerini azaltır- ken ceplerinde bayramı geçirecek ne kadar para bulunduğu bilınmezken. Sadecekadınlarvardırgörünürde. Onlar tam da yerleştikleri mekâna benzeyen Ka- radeniz kı> ılanndaki köy lerinden çıkıp ge- lirken beraberlerindegetirdıkleri yorganla- nndallarlabezenmişvüzleriniyıkarlar ön- ce. Soııra çarşaflar. Kılimler leğenlerin için- de çiğnenır hâlâ. Çocuklara şekerleri alınır va da bir bavram elbisesi alınabilir mi bi- lınmez... Sarı>er'in tepesinden önce Boğaz'ın ma- vısini gördük. Sonra bakışlarımızı Gire- sun'un Şebinkarahisar ilçesine bağlı köy- lennden göçüp gelmış bir grup gecekondu- lu kadınaçevırıponlarla söy leşmeve çalış- tık. Kilimini çiğiıeyerek yıkayan bir kadına yaklaşıp adını sorduk. öüldü. kızardı. onu hangı tele\izvona çıkaracağımızı sordu. Dört çocuğu olduğunu, İstanbula üç yıl önce göçtüklerini ve kocasinın inşaat işçi- si olduğunuöğrendik. Daha fazlasınıdeğıl. Gerekçe. "Kocası bö> le şeylere kızar" oldu. Daha sonra bir gecekondunun taş kori- dorundan geçip desenlerin birbinne kanş- tığı örtülerle bezenıniş minderlerle. divan- larııı bulunduğu odasına girdik. Türkmen Şahin. Yaşlıca bir kadın. Birde torun etek- lerinde. Kocası 60 yaşında var. İnşaat işçi- liği yapıvor Yorulmuyormu pekı'.' Neyap- sın. yapacak başka iş vok. Onlar da Şebinkarahısar'dan göçmüşler üç vıl önce. Topraklannı istimlak etnıiş devlet. Kocasinın 8 erkek kardeşi varmış. Kalan toprak yetmemiş. çıkıp gelmişler Is- tanbul'a. Avnı evde tekstil isçisi iki oğlu. bırgelıni. eşi ve torunuyla birlikte yaşıyor. Oğullar6-7milvonkazanıyor. Cçüncüoğul. Istanbul'un trafik canavanna kurban git- miş. Torun. ölen oğlun emaneti Türkmen kadın bavram veıııeğini \apı- yor bir yandan. Yaprağa sanlmış bulgur. Peki kurban kesecekler mı'.' "Aldık. 15 milyon \erdik." Pahalı değil mi? "Kö>de her vıl kurban keserdik. İstan- bul*da çok zor. Ama stvap. Bu vıl da kesi- cez." Bayram. gecekondudayoksulluğu ve ge- leneklerin ağırlığını bir kez daha hissettir- di. Amabuyıl bayram gecekonduv a bahar- la tıcldi. IRMIK/AYDIN ENGİN Kardeşim Işık: Eğer bayram tatili sırasında Iznik Gö- lü kıyısına "tüymeyi" kafaya koymamış olaydım; yazıişlerinın. "Abi, bayramda haber kıtlığı çekilir bilirsin. Şu Tırmık'ın yanı sıra başka yazılar da hazırtayacak- sın değil mi?" yollu talimat-ricalarını bü- yük bir pişkinlikle "Tabii, tabii. Ayıp etti- niz. Unutur muyum hiç!" diye yanıtlayıp cumartesi sabahı arabanın bumunu TEM otoyolunaçevirmeseydim; dini bayramı, tatıl bayramına dönüştürüp yollara düşen tatilcılerm arasına karışmasaydım; TEM'den Bilecik yoluna saparken gö- züm -nedense- Adapazan yol tabelası- na ilışmeseydi ve ben bayram arifelerin- de. bayram günlerınde baharın patladı- ğı mevsım dönemeçlerinde mapus da- mında yatmanın kederini kendi bede- nim, yüreğim ve bilincimde tatmış, kı- demlı bir basın sanığı olmasaydım belkı sana bu mektubu yazmazdım da. Işık: Bilirsin insan beyni tuhaftır. Nerede, hangı çağrışımı, neden yaptığını kavra- yamazsın. Tam da Adapazan kavşağın- dayken. tam daAdapazan tabelasını gör- düğümde, dilıme Nâzım Hikmet'in Fer- hat ile Şirin oyunundan bir mısra-cümle tâkılıverdi. Oyunda, Mehmene Banu'nun Arzen kentine saldığı münadi, halkases- lenır: "Arzenliler, duyduk duymadık de- meyin, kardeşımiz Şırın Sultan, hasta yatarölüm döşeğinde. Arzenliler, duyduk Işık Yurtçu'ya Bayram Mektubu duymadık demeyin... Arzenliler..." Mü- nadinin sesi gitgide duyulmaz olur. TEM otoyolunun Adapazan kavşagın- da, tam üaAdapazarı tabelasının oralar- da ben de ha bire yineliyorum: - Ey okuyucu, duyduk duymadık de- meyin, duyup da kulak arkası etmeyin, arkadaşım Işık Yurtçu mapus yatarAda- pazan damında. Çukurova gazetecisi Çoban Yurtçu'nun oğlu, gazetecilikten başka meslek, demokratlıktan başka uğ- raş bilmeyen Işık Yurtçu, onlarcayıla hü- kümlü, yatar Adapazan mapusunda... Ey okuyucu, duydukduymadık demeyin... Ey okuyucu... Işık; Bayram sabahlarında, açık görüşe ge- len mahkûm-tutuklu yakınlannın (bu an- neler, yavuklular ve ille de çocuklar de- mektir) cıvıltısında. bizcileyin görüşme- cisi "kıt", çoğu kez "yok" tutuklulann, ne kadar saklasalar da kederlerinin yoğun- laştığını bilirim. Ama gene de bu "bay- ram mektubumda" geçmış günlere, anı- laradönmekistemiyorum. Orneğin "Po- litika" gazetesinin yazıişlerinde başlayan tanışıklığımızı filan anımsatmanın âlemi yok. Senin en önemli olaylardaki sükû- netine, dinginliğinegöndermeleryapıp "Şu bizim Işık Yurtçu, uyuşuk bir herıf olma- dığına göre sinirlerini törpületmış mıne?" diyetakılışlanmızı. bu sükûnetinle beni sık sık çileden çıkardığını filan da anmanın yerı değil bugün. Ama son yıllarda DGM koridorlannda buluşur olduğumuzu anacağım. Senin kaçak ya da resmi olarak yurtdışına çık- ma olanaklarını gene her zamanki sükû- netinle nasıl reddettığını, sırtında onlar- ca yıllık yükle ve beraat umudu hemen hemen yokken hem Batı Avrupa refa- hından pay alıp hem de "fikirsuçlusu si- yasi mülteci" olarak el üstünde tutulaca- ğın bir çevreyi elinın tersiyle nasıl ittiğıni anlatmalıyım okuyucuya. Kimilerinin, hat- ta mesleğimizden kimilerinin. yalak ve yılışık bir gülümsemeyle "Manyak mı lan bu Işık? Yoksa kahraman mı olmak isti- yor" diye sorduklarını filan aktarmalıyım. Sonra senin sessiz sedasız. törensiz nü- mayişsiz mapus damının yolunu tuttuğu- nu söylemeliyım... Hiç olmazsa bunları yapmalıyım kı, sonra kalkıp kimse "duyduk duymadık" demesın. Kardeşim Işık; Dışarıda bahar geldi. Nihayet geldi. Takvimin baharı neredeyse bitecek. Ama doğanın baharı daha dün patladı. İznik Gölü kıyısında, senden topu topu 70-80 kılometre ötede bütün kirazlar ak çıçe- ğe durdu. Söğütlerin taze yeşilıyle kayak- lann sarımtırak yeşili bırbirine karıştı. Ye- şil erik çıktı. Dün göle bakarak konyak iç- tim. Yanında çağla badem vardı. "Konyakla çağla badem uymaz" de- me. Sen Çukurova köylüsüsün, ne an- larsın böyle ınce lezzetlerden. Hem ben içtim. uydu. Zaten uysa da içecektim, uymasada... "Çıktığında birlikte içelım de gör..." di- yecegim Işık, ama dılim varmıyor. Çok var be daha. çok yıllar var!.. Gazetecilerin yazıp çizdiklerinden do- layı. gazetelerın yazıışleri müdürlerinin gazetelerinde yayımlanan haberlerden dolayı hapishanelere tıkıldıkları ülkemiz- de demokrasinın durumu lyidir Işık. Yü- ce Meclisimiz "temiz elleroperasyonu" başlattı. Çiller'in malı mülkü filan tartışı- lıyor. Durum 1yi dedim ya. Gerçi Güney- doğu'da silah lobilerinin, uyuşturucu ti- caretinin yenı patronlarının kimliği filan he- nüz soruşturulmuyor; teröristleri "ölü ele geçirip" askerlerimize "zayıat verdirip"üt- kenin gencecik insanlarını birer birer yok ediyoruz, amaolsun. Rejimdimdikayak- ta. Rejimi sözcükler kullanarak. yazılar ya- yımlayarak yıkmaya (!) çabalayanlar da ya sencileyin hapiste, ya bencileyin ha- pis tehditleri altında... iznik Gölü'ne bakan yamaçlarda ki- razlar çiçeğe durdu. Sana çiçeğe durmuş bir kiraz dalı sözüm olsun. llk fırsatta Işık, ılkfırsatta kardeşim. Bayramın kutlu olsun!... BIZ BIZE ERDAL ATABEK Kurbanları Kutlarken... Tanju Çolak, küçük Volkan la bir reklam klibinde görülüyor. Tanju hapiste. küçük Volkan ziyaretine geliyor. Ona "Tadella" getirmiş. Tanju "Bana mı" diye so- ruyor. Küçük Volkan başına sallıyor: "Evet, sana." - Birbirlerine sarılıyorlar, gözlerinde yaşlar. Tadella reklamını yapıyor. Sanıyorsunuz ki. tanju bir haksızlığa uğramış, ha- piste yatıyor. Sanıyorsunuz ki. Tanju düşünce suçundan içeride. Ama biliyorsunuz. öyle olsaydı reklamlara çıkar mıydı? Tanju, Mercedes kaçakçılığından hüküm giydi, ya- tıyor. Aslında Tanju da bir kurban. Sistemin köpürttüğü hırsların, kolay paranın, ben- cilliğin kurbanı. Ama bu olayda kurban edilen, insanlann değeryar- gılarıdır. Ünlü ol, ne istersen yap. Güçlü ol. ne istersen yap. Yolunu bul, ne istersen yap. Merak etme. nasıl olsa bir yolunu bulursun. Aldırma. dümenine bak, düğümlere boş ver, hep- si çözülür. Ârtık Tanju'yu çıkarın. Hükmünü kaldınn. dışanya -resmen- çıkarın. Olan bitenler içeride yatan binlerce insanla alay et- mek demektir. Hırsızlann. kaçakçıların, sahtekârların artık hapis- te yatmaıarı gerekmiyor. Hatta bu suçları da kaldınn. Bunlan "suç" değil. "iş" kabul edin. En iyilerıne lüks otellerde düzenlenen törenlerle ödüller venn. Suç. namuslu olmaktır, suç dürüst olmaktır. Madem ki gayri meşru olan meşru sayılmaktadır, meşru da gayri meşru ilan edilmelidir. Gelin, bir kerecık olsun doğru olanı yapın. • • • Yıldız Tilbe, genç bir sanatçı. Güç günlerden, güç yerlerden çıkıp gelmiş. Sesıyle, deyişiyle, bir yere yükselmiş. Esrar içtıği için yakalanıyor. Sıradan vatandaş muamelesiyle gözaltına alınıyor. Açık konuşuyor, "Evet, içiyordum" diyor; "bu ko- şullara dayanmak çok zordu." Elbette yaptığı yanlıştır. . • Ama esrarın, kokainin. extacy haplarının fast-drug olduğu bir ortamdır bu. Barlar. kafeler, gençlik lokalleri bunlaria dolup taşı- yor. Liselere getirilip satılıyor. Merak, deneme hevesı, umutsuzluk ortamında her şey gözler önündedir. Para, kutsal para, daha çok para bu işlerle kazanı- lıyor. Kirli para, karapara bu işlerdedir. Yıldız Tılbe'yi dikkatle dinlemeliyiz; "Bıraktım, yan- lışımı duzeltiyorum" diyor. Peki "ötekıler" ne oluyor? Hiç oralı olmayanlar. bilenler, bilinenler. Paranın ve ünün "suskunlukyasası"n\ kullananlar? Toplum her gün biraz daha uyuşturuluyor, uyuşu- yor. Uyuşturucular yeni kurbanların peşinde. Kumar, kaçakçılık. uyuşturucu el ele. Bir de fuhuş. Para için bedenini satanlar. Hepsi birbirini tamamlıyor. • • • Evler alıyorsunuz, evler. Evler alıyorsunuz, arsalar, çiftlikler, ormanlar, ada- lar, dereler, göller alıyorsunuz. Amerıka'larda alıyorsunuz, Miami'de alıyorsunuz, Floridada. LosAngeles'ta. Milyon dolarlara evler alıyorsunuz. Ne satiyorsunuz da bunca büyük paralar kazanı- yorsunuz? Sahi. söylesenize, ne satiyorsunuz? Sattıklarınızı kimlere satiyorsunuz? Ki size bunca paralar ödüyorlar? İş bilenin, kılıç kuşananın, ev alanın mı? Siz, sızler. insanlann umutlarını satiyorsunuz? İnsanlann duygularını satiyorsunuz? Insanların hayallerini satiyorsunuz? Aldıklarınız size üstünlük duygusu mu veriyor?. Aslında sadece kurbanlarsınız. Doyumsuzluğa mahkûm edilmiş kurbanlarsınız. Kendınızi kendınize kurban ediyorsunuz. Sizi size kutluyorum. Kutlu olun. SSK'de alternatîf sosyal güvenlik • SSK'de çalışanların ekonomik durumlannı iyileştimıek amacıyla kurum bünvesinde "SSK Personeli Yardımlaşma Vakfı" kuruldu. SSK Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu. "Müdahaleler olmadan. kişilerin kendi iradeleri ile belli bir kurumu vönetmeve başladıklan zaman nasıl başanlı olduklarını uöstereceöiz" dedi. A.\K.\R.A (Cumhuri\et Bürosu)-Sosval Sigortalar Kurumu (SSK) bünyesin- de çalışan ve Emekli San- dığı'na tabi olan 55 bin per- sonelin ekonomik durumu- nu iyileştirmek ve sosyal güvenlik sorunlanna çözüm üretmek amacıvja "SSK Ptrsonefi \ardımlaşma Vak- fi"(SİYAV) kuruldu. SSK Genel Müdürü Kemal Kıhç- daroğlu, \akıtla müdahale edilmeven özerk bir kuru- luşun nasıl başanlı olabile- ceğini kamtlayacaklarını vurguladı. Üyelerine emeklilik. dul- luk. maluliyet hallerinde vardımda bulunmavı hedef alan vakfm amaçlan arasın- da. konut kredisı açmak, dinlenme tesisleri. misafir- haneler açmak. inşaat. si- gortacılık. hastane işletme- ciiiğı bakım v e onarımı. bil- gisayar vazılımı. bakım. onarım ve işletmecilığı ile ticaretalanında işletme kur- mak. çalı^tırmak. hastane. kliııik. Idboratuvar ve gö- rüntülenıe merkezleri aç- mak da yer alıyor. SİYAV'ın kurucu üyesi olan SSK Genel Müdürü Kemal Kjlıçdaroğlu. "Ama- cınıız. belli bir malvarltğını kurum çalışanlanna tahsis etmck,o mal varlığını büy ü- terek kurumdan emekli olanlara, örneğin Emekli Sandığı'nın verdiği ikrami- venin iki katını vermek, da- ha v üksek imkânlar sağla- mak*" dedi. SSK Bülteni'nde vakıf hakkında bilgi veren Kılıç- daroğlu. sigorta müdürlük- leri bünvesinde hizmetleri iyileştirmek amacıyla ku- rulan derneklerin kısa za- manda vakıf şubesi haline dönüştürülmesini hedefle- diklerini kaydetti. Kurumda çalışan 55 bin personelin Türkiye nüfusu- nun 3te l'ine hizmet sun- duğuna da dikkat çekeıı Kı- lıçdaroğlu. "Kurumun özerk vaptsına rağmen, ken- di personeJ statüsü çıkmadı- ğı için gerekli maddi imkâ- nı sa*ia>amıvoruz; iicret dü- ze>i oldukça düşük" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle