Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 NİSAN 1996 PAZARTESİ
OLAYLAB VE GORUŞLER
Paket: İki Yıl Önce, îki Yıl Sonra
USTUN SANVER
"Gerçeğt'arayanlara inamnız, bulan-
lardan şiiplte ediniz." Andre Gicle
4- ^ P * ^ ^ ^ eş a>dır ağır bir eko-
I ^k nonıik krizden geçen
^ L J ülkemizinönümüzde-
ki aylarda geçici bir
bahar vaşayabileceği-
ni işaretleyen bazı
me\ sinısel gelişmelerin. ekonomik krizden
çıkışımı/jn nıüjdelevicileri oiarak sıınul-
mak istenmesi vüksek bir olasıiıktır.'
Yukandakı satırlar. 30 Mavıs 1994 ta-
rihli. "Sıcak ve l zun Bir Yaz Boyunca Su-
sacak Olan Çanlar" başhklı yazımdan
alınmıştır.
5 Nisan I994 ekonomik önlemlerinin
ardından yazdığım haftalık vazılarda. alı-
nan önlemlerin kapsam oiarak yetersiz
kaldığını sa\ ıınmuş ve vapısa) açıdan ge-
reksinim duyulan önlemlere yer verilme-
mesini eleştirmiştim. Ekonomik bunalım-
dan çıkabilmenin temel koşulu olan mali
istikran sağlayacak önlemler. o günlerde
yasal altyapıstndaki eksikler her kesinice
eleştirilen özelleş.tirmeden elde edilecek
gelirler, bırkereyeözgüyapıldığı söylenen
biiyük ölçekli KİT zamîan \e yine kişi ve
kuruiuşlardan bir defalık alınacak vergi-
lerie sınırlı tutulmuş idi.
Kamu harcamalannı bıçak gibi kesmek
ve kamu gelirlerini bir defalık arttıracak
önlemler. mali bunalımın nedeni olan ka-
mu açıklannı ancak kısa bir süre için den-
gelemeye yetebilecek geçici önlemlerdi.
Toplumun giderek artan yarınlara gü-
vensizliğinin ardındaki nedenler yalmzca
ekonomik sorunlardan kaynaklanmıyor-
du. Bunalım dönemlen. toplumlann geniş
kesimlerinin yaşam koşullarını olumsuz
etkiler ve biiyük özven gerektirir. Böyle
dönemlerde kişiler. kuruîuşlar \e kurum-
lararasındaki ekonomik ılışkilen \e olası
anlaşmazlıkları sağlıklı bir biçimde dü-
zenleyen yasalann ve alınacak özel bazı
önlemlerin yaşamsal önemi vardır. Sek-
senli yıllarda yaşanan değişime yasal alt-
yapı ayak uvdurmakta geç kalmıştır. Bu
yetersizligin. özellikle zor günlerde daha
fazlaortayaçıkanyavgıngüvenbunalımı-
nın gelişmesindeki rolüvadsınamaz.*
Yaz, domates ve turizm
Hazırlıksızca alt alta getırilmis. birbirin-
den kopuk önlemler. yılın ilk avlarında pa-
ra ve sermave pivasasında yaşanan panık.
Türk Lirasf ndaki büyük değer kaybı. hi-
per enflasyonu hatırİatan enflasyondaki
patlama. ekonomik faaliyetlerde hızlı bir
daralma ve ekonomik küçülme. toplumun
yaşamını felce uğratrruştı. Birçok bölge-
mizde beş altı aya kadar uzayabilen yazla
birlikte gelen \ e başta domates olmak iize-
re tanm ürünlerinde yaşanan bolluk ve gö-
reli mevsimsel ucuzluk. artan turist ve iş-
çı dö\izi girdileri. > ıliık izinler veokul ta-
tilleri, Meclis'in detatilegirmesiylesiva-
setin toplumun gündeminin alt sıralanna
inmesi, ekonomik sıkıntıların daha az his-
sedilmesine katkıda bulunan gelişmeler-
dir.
Gazete okumav a ve televizyon seyredip
dinlemeyedahaazzamanaynlması sonu-
cu genel olarak toplumsa! duyarlılık aza-
lırken. bu duvarlılığın medyaca yönlendi-
nlmesi veetkilenmesı degüçleşmekfedir.
IMF ile \anlan anlaşma birkerelik ver-
gilerin tahsil edılmesi. KİT zamları sonu-
cu KİT açığında azalma. yılın üçüncü çey-
regini dış borç ödemeleri açısından daha
rahat bir dön'eın olması. dö\ iz üzerindeki
dışalım (ithalat) ve spekülatıf talepten do-
gan baskıda hafîfleme. daha önce değini-
len gelişmelerle aynı döneme rastladığın-
dan ekonomide bir rahatlama olması bek-
lenen birgelişme ıdi.
1994 Sonbahan ile birlikte bunahmdan
çıkıldığını müjdeleyen medyasal atakla.
ekonominin kendi dinamikleri sonucu ya-
şanan gelişmeler vönetimlerin becerisı
olarak sunuldu. Bunalımın şiddet vederin-
liğinin büyük ölçüde yönetimin becerik-
sizliginin sonucu olduğu ise nedense gö-
zardı edildi. Söz konusu geçici iyileşme-
de yönetimin en önemli becerisi. 1993 'ün
ikinci yansındaki beceriksizliklerinde bu
kez ısrarlı olunmamış olmasıdır. 1995'e
gelindiğinde gümrük birliğine giriş süre-
ci gündemin en üst noktasına oturmuş. pi-
yasalar kısa süre içinde direkt \ abancı ser-
maye yatınmlan ve portföy yatınmlann-
da olası artışlan satın alınaya başlamıştı.
Yapısal sorunlar, kamu açıklan
ve seçim...
Bu arada yapısal sorunlar birikmevede-
vam ederken. kayıt dışı ekonomi büyiime-
yi. devlet de göreli olarak yoksullaşmayı
sürdürüyor. Icra olanağını elinde bulun-
duranhiçbirgüç. \ergi sorununaeğilemi-
yordu. Sadece KlTlerle sınırlı olmavan
kamu açıklan. başta bütçe açıklan. sosyal
güvenlik sistemi ve tanm kesiminin açık-
lannındaetkistyledev boyuttasürüvordu.
Sorunlu KlT'ler için yapıcı hiçbir önlem
gündeme gelmezken. mali disiplin için
umutlar. kolay satılabilir kuruluşjardan el-
de edilebilecek gelire bağlanmaya devam
ediyordu.
Bütürı bu olumsuz gelişmelere karşın.
medvatik atakla bozulan dengelerın vapı-
lan erken seçime fatura edılmesi, toplumu-
muzun begenmediği yönetimleri cezalan-
dırmak için önüne 4 y ıl sonra gelen tek fır-
satın kullanımına karşı büyük bir haksız-
lıktı. Bugün görünen. dev birsiyasi hesap-
laşmanın sürdüğü \e bu hesaplaşma so-
nuçlanıncaya kadar ekonominin yapısal
sorunlanna çözüm üretmenin ertelenece-
ğidir. Mevsimsel dinamiklerin bir kez da-
ha ekonomik sorunlann etkilerini azalta-
cağı beklenınektedir.
Hukuk reformu. vergi reformu gibi. top-
\umumuzu yannlara daha sağlıklı birya-
pı ile taşıvabilecek uygulamalar en iyim-
ser beklentiyle ] 996 sonlanna ertelenmiş-
tir. Bu beklentinin gerçeklesmesi yalnız-
ca. sivasal arenada köpüren suların sakin-
leşmesinden sonra bu konulara eğilecek
kadrolann işbaşında olmasına değil. bu
konuda kapsamlı hazırlıklann da sürdürül-
mesine bağlıdır. Bu toz duman içinde bu-
na olanak bulunup bulunamayacağı belli
değildir. Bir kez daha. "sıcak ve uzun bir
yazbovuncaçanlannsusacağı" umulmak-
tadır. Henüz geride bırakamadığımız kış.
yazla ilgili beklentilere çok da fazla umut
bağlanmaması için bir erken uyan olabi-
lir.
"Tarih. kaderciliği iiğütlemt/. Bir av uç
kişinin. iradelerivle dettrminLzınin kalıp-
lannı kırarak veni yollar a^tıklan anlar ta-
rihte vardır." C'harles dc Gaulle
Sayın Anday Usta'ya...
YILDIZCIBIROGLU
M
elih Cevdet Anday'ın. Hilmi Ya-
vuz'un 'Ah Kadınlar'adlı kitabı-
nı tanıtan yazısı. "8 Mart Düma
Kadınlar Günü'nde. Cumhuri-
yet gazetesınde >ayırnlandı. Bir
iilkenin kiiltüründe. edebiyatın-
da savgınlık kazanmı>. emek \ermİ!j. dil ve düşün us-
talannın kadınlar hakkında dü$ünceler üretmeleri, bu
tür yazıları tanıtmaları... Hele o ılksiz ve sonsuz ka-
dın erkek kar^ıtlıgım böv le rntızip ve kev ifli bir tatla
ele almaları hoş bir şey. Michel Foucault'nun çok
önemli •Cinselliğin Tarihi" adlı kitabını okumaya
özendirdıkleriııı ve tartı^maya açtıklarını dü^ünürsek
hoştan da öte. önemli ve yararlı. Ancak sözü edilen
yazılann en ilginç yanı. lıep bir ironi\ i ıçermeleri: ya-
ni madaKonun öteki \ üzünü...
Micheİ Foucatılt (*) eski Yunan ahtakındaki cinsel-
liği, düvinsıl bo>utta sorgulavan. öğiit \eren, örnck-
lik edcn kitaplar aracılığı>la tanıtır bizc ve der ki ah-
lakı sor^ulavan bu kitaplann s<skı
ndi<ji kişi daima er-
kckJerin. helairalann. oğlan se\ uililerin konumlan bu
kitaplarda Atinalı ü/uürerkeklcrin gcrvksinmelerine
göre bir dii/ene sukulrııuştur.
Evlilikbusi>temdecınsellikleyalnızcaüremebag-
lamında ilışkilı. kan-kiK'anın cınsel iliijkiden hazduy-
maması öğütleniyor. (A. g. >.. s. 156) Eski Yunan'da
kızlaron beş va^ındayken kendilerınden ikı kat bü-
yük erkeklerleev lendirili\orlar( A.g. >..s, 166). Eger
kız ufak bir yanlışlık yaparsa kocasının evinden \e
sitenin tapımından uzaklaşiırıltnaktadır.
Hcrerkek. evli kadını (\ada bir baba otoritesinde-
ki kızı) saymak zorunda: Anıa bunun nedeni. onlann
ye'ıke.«i altında bulunduklan erkeğe saygı. Bir erkek
bir kızın'kadının ırzına geçtiğinde, suçu kadına kar-
şı degil. kadının aıt olduğu erkeğe karşı işlemiş olur.
Geçerli olan görü^e göre: Irza geçen. kadının bede-
nine saldınr. baştan çıkaran ise kocanın gücüne" (A.
g. y.. s. 158). Bu nedenle ırza geçen hafifbircezayla
kurtulur. baştan çıkaran daha ağırceza alır. Zına su-
çu yalmzca kadın içindir. Evli kadın topuklu sanda-
let givmemeli. belıni ince göstenneveçalıijmamalı.
yüzünü boyamamalıdır. \'unanlı kadınlar. Etrüsk ka-
dınları gibi kocalan ve yakınlanşla aynı masada iç-
ki içip _>ohbet edemezler. Avnı çagda başka halklar-
da kadınlar çeşıtü meslekler içinde göriilürken Ati-
nada kadınlara bütün meslekler kapalıdır. (Can-koca
o denli az konuşurlar ki "Karından daha az konuştu-
ğun kimse \ar mı?" sözü bunun göstergesidir(A. g.
y.. s. 166) Atina demokrasisinde nüfusun yansı ne ka-
dar mutluvdu acaba'
Hetaira'larFoucault'da veansiklopedilerde "kibar
fahişeler'e verilen genel ad. Hetaıra. kanımca \unan
dılinde 'başka1
anlamına gelen 'hetera'dan. Çünkü bu
kadınlar neolitik tanm toplumlarınınanaerkil gelene-
gini sürdüren sav unması zayıf ülkelerden sav a> ganı-
metı olarak getirilen kölelerden seçilen kadınlar. Kâ-
nımca çoğunluğu tapınak rahibesı. Tann-ana tapımı-
na baglı öğretileri. kuttören yönetmeyı. cınsel ciim-
büşleri. dansı. çalgı çalma\ ı. doğaçlama şiiri. şiiri ez-
gilemevi. otlarla sağaltmavı. çömlekçiliği. dokııma-
cılığı. kendi mitoilarını. bilmecelen. atasözlerıni...
bilivorlar. Aynca ait olduklan tapım merkezlerı ge-
nellikle meslek ögreten bir tür dernekler nıteliğinde.
Atinalı yazarlar. sanatçılar, filozoflar... Yunan kla-
sik kültürünün şaygın kişileıi. Yunanlılar dışındaki-
tere barbar dedıkleri haide, bu kadınlan neden içki
meclıslenne kabul ettiler? Bu en tepedeki seçkinter
kendi kanlanyla konuşmazken. bu kadınlann söyle-
şisine onları çeken neydi'.' Eğer hep onlar konuşuyor.
kadınlar söyleyecek şey leri olmadığından susuyor ol-
salardı. .vöyleşiler.sürmezdi. Tam tersi.erkeklerezen-
gindüşselöyküleranlatan.oyunculuklannıkullanan,
esin veren. komiklik yapan. kendine güvenli, sıcak-
kanlı. coşkulu. sevişmesini bilen kadınlardı bunlar.
Oyun yazarları. tutkulu ve cesur kadın kahramanla-
rını bu kadınlan örnek alarak yarattılar. Sözlü anla-
tım geleneğinden gelen bu kadınlann Jirnıtılmış ve
çok çağnşimlı sözlerini, kendi kahramanlannın ti-
radlarında kullandılar.
Hetairalar eski peri masallanndaki, Binbir Gece
Masallan'ndaki kaduilarla aynı kökene sahipler. Ör-
neğin. BınbirGece Masalları'nın "Bilgili Canayakın
(Ta,vaddut)' adlı cariyesi hetaira'yı anlatıyor gibidir
Cnlü bir hetaira olan Phr> ne. Yunan tannsını tanı-
madığı için mahkemede yargılanmış. Bu kişilikli ka-
dın. Zeus'la. Yunan panteonunun en maço tanrısiyla
bagdaşabilir miydı'.' Hetairalar ev lenemez. yasal ço-
cuk sahibi olamaz. meslekler kapalı. Onlar için tek
seçenek fahişelık. Atinalı özğür erkek. kafa emeği-
ni kendine aurmış. kol emegini kölelere bırakmıştı.
(Hilmi Yavuz, kadınlann alanında kol emeğinin evli
kadına. kafa emeğınin hetaira'va verildiğini söylü-
yor.) Gordon t'hildt. "Herişi vapan köleleri vnrdı, bu
' nedenle düşünecek bol lamanian oluvordu" der. *Ta-
rihte Neler OWu" adlı kiiabında.
M.Foucault, Yunanlı erkeğin ikinci bir meşru eşe
gereksinmeM olmadıgını söylemektedir. Aşağıdaki
açıklamalar. bugörüşühaklı kılıyor: Yunan düşünce-
sinde dölüt. erkeğin menisınden oluşur. meni ise ka-
fadan gelir. Kadının işlevi onu koruyan bir 'mahfa-
za' (degerli bir şey saklanan küçük kutu) olmaktan
öteye geçmez. Yunanlı erkeğin ikinci mahfazaya ge-
reksinmesi yoktu sanınm. Ote yandan Foucault'dan
şunu öğreniyoruz ki: "Yunan tıbbı. cinsel hadarın
kuilanunında ısraria ihtiyat ve tasarruf öğüriemiştir"
(A. g. >„ s. 23) O> sa Doğu'da öğütlenen. se> işme sana-
tı; Hıristiyanlıkta,nıeşmla!)tırmasanatı: \unan'daise
cinsel ahlak di\eanlaşılan, ntfis sanatıdır. Bu bir>a-
şam tekniğidir; ar/ulara kapıfmamak.gücü harcama-
makgerekir. Foucault, "Mne de âşıkulanlar vardı^di-
>or. Dünvanın her yerinde söz dınlemeyenler çık-
ınaktadır.
"Bu arada et li erkeğe >asaklanan tek şe> bir başka
evliliktir: kurduğu ev lilik bağının sonucu olarak hiç-
bir cinsel ilişki vasagı konulntanııştır. Bir ilişkisi oia-
bihr. fahişelere gidebilir. bir oglanın âşı»ı olabilir. evin-
de elinin altında olan kadın \e erkek köleier de caba-
sıdır"(A. ı s. 158). "Neera'ya Karşı" adlı savun-
manın sonunda. yazar çok ünlenen bir özdev işi dile
getirrniştir: 'Haz için hafifmeşrep kadınlara (fahişe-
İere), günlûk bakımınıı/ için metreslere, yasal bir so-
yumuz ve vuvanıı/ın sadık bir bekçisi olnıası için de
kanlarasahibi/" (A. g. y.. s. 155)
Frazer.'neera'sözcügünün Mısırdilindengeldiğı-
ni açıklar (Arapça'da nehr.) Sanıvoruın. Demosthe-
nes"in yazdığı sanılan 'Neera'ja Karşı'da bu sözcük
mecazi anlamda: \ani 'nehir'gibi bazen durulan. ba-
zen coşup taşan duvguları gösteriyor. Demek ki bu
bollukta Yunanlı erkeğe gerçekten ihtiyat \e tasarruf
öğütlemek zorunlu. Oııurlu bir erkek nehrin azgınla-
şan sularına karşı vürümeli.
$imdı. Yunan sövlenlerinde (mitoslarında) kadın-
lann (Atina dişinda) erkeklere karşı birleşerek neden
başkaldırdıklannı daha iyı jnlıyoruz. Kadınlann bel-
kı de tek dostu eski komedinın ustası kabul edilen
Ari>tophanes. O. oyunlannda en çok Atina'nın seç-
kin ve maço erkeklerini alaya alıyordu. Bütün bunla-
ra karşın Yunan kültürünü. u> garlığını kimse v adsı-
yamaz. O yine de "büyük'tür.
(*) Miehel Foucjult. CinseUiğin Tarihi. cilt II.. At'a Ya-
yıncılık. Nısan I48S. Ul.
Binbir Gece Masalları. cılt \l v 7. Afa Vavınları.
İ
PENCERE
Dpam Değil, Komedi...,
Kaşgarlı Mahmut:
"Islamdan önce" diye yazrnış, "Türklerin bay-
ram günü yok idi."
Çin kaynaklarına göre, Göktürk soyluları her yıl
atalarının çıktığı mağaraya gidip kutsama tören-
leri yaparlarmış, ama bunlar bayram değil!.. Müs-
lümanlığı benimsedikten sonra Türkler, Kurban
ve Ramazan bayramlarında birbirlerini kutlama-
ya, kucaklaşmaya, el etek öpmeye başlamışlar.
Osmanlı sadrazamlarının iki giysileri olduğu
söylenir; biri bayramlıktır..
Öteki idamlık..
•
Osmanlı imparatorluğu'nun 6 yüzyıllık tarihin-
de 215 sadrazam var...
Dökümü:
111'i Türk, 33'ü Arnavut, 24'ü Çerkez, 20'şi
Slav, 5'i Rum, 3'ü Arap, 2'si Latin, 2'si Ermeni kö-
kenli...
15 sadrazam da devşirme olmakla birlikte so-
yu sopu bilinmeyen türdendi.
Kuşkusuz bu olgu Osmanlı'nın hoşgörüsünü
vurgular; ama, işin altını biraz kurcaladığımızda
çapanoğlu çıkıyor; çünkü sadrazamların 153'ü
eceliyle öteki dünyaya giderken 11 'i ayaklanma-
larda öldürüldü, 7'si şehit oldu, 44'ü de padişah
buyruğuyla kellesini yitirdi...
Ösmanlı'da hoşgörü vardı..
Hukuk güvencesi yoktu. '
•k
Cumhuriyet, eski Başbakan Tansu Çiller'in
malını mülkünü birinci sayfasında yayımiadı...
Aman Allah!..
Prof. Dr. Sina Akşin'in yeni çıkan "Ana Çizgi-
leriyle Türkiye'nin Vakın Tarihi" adlı kitabından
aynca söz açmak istiyorum; bugün bir alıntı yap-
makla yetineceğim.
Akşin yazıyor:
"(Ösmanlı'da) kural olarak ülkenin en zengini
padişah, ikinci en zengini sadrazam olurdu. Tüc-
cardan çok zenginleşen biri olursa müsadere yo-
luyla durumun 'icabına' bakılır, hizaya getirilirdi.
(Ösmanlı'da) yönetenlerin ikinci bir ayrıcalıklan,
vergi ödemekle yükümlü olmamalarıydı."
Refah'ın hesabına göre Çiller'in gayrimenküle
dayalı malvarlığı 5 trilyon lirayı buluyormuş...
Başımızda Osmanlı padişahı olsa bu duruma
dayanamaz, Çiller'i çağırıp:
- Bre hatun, diye celallenirdi, sen ne doymak
bilmez kimesne imişsin, tüm malın mülkün mü-
sadere oluna ki aklını başına devşiresin!..
•
Olay, dram değil..
Komedi..
BayramdaoynatılacakKaragöz, Hacivat, Orta-
oyunu, Çiller ailesinin tulûatı yanında yaya kalır.
Çağımızda ne kelle vurulur, ne mal müsadere
edilir; ama cumhuriyetin başbakanı olacak kişi,
çağdaş Türkiye'ye yakışmalı!..
Islak viraja P200 Aauachrono'dan daha
saglam gıren lastık yok.
ünkü başka hiçbîr fastikte
virajda kızaklamaya karşı böyle
nal ve böyle özel bir silikalı
ELLIyok. Nıtekım profesyonellerin dergisi
Ouattroruote'nin yaptığı "Aauaplaning în
Bend" (Virajda Kızaklama) testtnde, P200
* ıno en iyi performansı gösterdi.
performansını siz tahmin edin.
D Ö R T M E V S İ M A K T İ F K O N T R O L