Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yonetmem. Orhan Erinç0
Genel Yayın K.oordınatörır Hikm«t
Çetinkaya • Yazıı^lerı Müdürlcn.
Ibrahim Yıldı/ (Sorumlu), Dinç Ta>an<;
# Haber Merkezı Müdiirü Hakan kara
• Görsel Yönetmen: Fikret Eser
ErgunBalcı# IstıhbaracCengiz
Ekonomi. Bülent Kızanuk
9Handan Senköken
9 Makalelor:
Kıza
9 S
D15 Haberler
Yıldırım #
• kültür
Abdülkadir V ücelman
Karaören 9 Dü?eltme: Abdullah Yazıcı
9 Fotofraf. Erdosan Köseoğlu 9 Bılgı-Belge:
Edibt Buğra 9 Yurt Haberlen. Mehmet Fara'y
Spor
Sami
Ya>inKurulu llhan Sotçuk ı Başkjn L
Orhan Erinç. Okta> Kurtbökc.
Hiknıet ÇetinKa> a, Şükran Soner,
Ergun Bakı,Diı»;Ta>aiH. Ibrahim
\ ıldız. Orhan Bursaiı, Mustafa
Balba>, Hakan Kara.
AnkaraTemsılcısı. Mustafa Balba> 9 Haber Mıidüru: Doğan
Akın Atatürk BuK an No. 125. Kat.4. Bakanlıklar-Ankara Tel.
4195020 (7 hat). Faks: 4195027 9 lzmır Temsılcısı:
Serdar Kızık. H Zıya BK. 1352 S. 2 3 Tel: 4411220.
Faks: 4419117 9 Adana TeniMİcısı Çetin Yiğenoğlu,
tnönüCd. I19S. No.l Kat:l. Tel: 3522550. Faks 3522570
Müessese Müdürü Erol Erkut 9
Koordmatör Ahmet Korulsan 9
Vluhasebe. Bülent >. ener 9 tdare
Hûseyin Gürer 9 Işletme Önder
Çelik 9 Bilgı-lşlem. Nail İnal 9
Bılgısayar Sıstem- Mürihct Çiler
A C: 9 Yönclını Kurulu
Başkaru - Goncl Mudur Gülbtıt
Erduran 9 Koordınatör Reha
Işıtman 9 Gcnel Mudur Yardımcısı:
Mine Akdağ Tel 514 (T 53 -
5139580-5138460-61,Fak» 5118466
\»ıınltf)an \t' Basan: Yenı dun Haber AıanM. Ba>m \e \a>ıncthk A Ş
TuUvaiı Cad }1 4! Caçaloğlu 34334 Ut PK 246 Ulanbul f d 10 212ı 5 i : 05 05 l20 hall Falo (0 212ı 513 «5 95 29NİSAN1<M6 İmsak. 4.20 Güneş: 5.58 Öğle: 13.09 Ikindi. 16.56 Akşam: 20.05 Yatsı: 21.36
Çin'de içgiyim
• Haber Merkezi - Doğu
Bloku ülkelerinindeki
rejim çözülmesini
yaşamayan, ancak bu
degişımden sonra de\let
kapitalizmi uygulayarak
dünyaya açılmaya başlayan
Çın"de ilk uluslararası
kadın içgiyim ve plaj
giysileri fuan bu günlerde
sürüyor. 12 ülkeden 60
firmanın katıldığı fuar.
Asya'nın kendi türündeki
en büyük organizasyonu
olarak gösteriliyor. Pazar
araştırmacıları yaklaşık 1
milyar nüfusu olan Çin'de
kadın içgiy imine talebin
son bir yılda yüzde 50
arttıgını belirtiyorlar.
Angora'yaiO
bin ağaç daha
• ANKARA (AA) - Eski
Ankara'yı yeniden
yaşatmak amacıyla
yapımına başlanılan
"Angora E\leri" için
kurulan "Angora
Ormanı'na 10 bin ağaç
daha dikiliyor. Angora
Evleri'nin yapımını
üstlenen özel bir inşaat
şirketi tarafından yapılan
yazılı açıklamada. Angora
Ormanı'nda salkımsögüt.
kavak. ıhlamur. akasya ve
igde türünde 10 bin
agacın. 12 mayısta
düzenlenecek ağaç dikme
şenliği ıle yaşam
bulaeaüını bildirdiler.
MAM'den UFO
çağrısı
• KOCAELİ(AA)-
TÜBlTAK Marmara
Araştırma Merkezi
(MAM) Uzay Teknolojileri
Böliimü Başkanı Prof. Dr.
Mehmet Emin Özel.
Türkiye'de UFO
gördüğünü iddia edenlerin
kendılerini aramalannı
istedi. Prof. Dr. Özel.
konuya ilişkin şunlan
söyledi: "Gökyüzünde
garip bir cisim nörürseniz
TÜBİTAK. MAM'nin
(0-262)641 23 00
numarah telefonundan bizi
arayın. Gördüğünüz
nesnenin büyüklügünü,
şeklini. neye benzediğini
ve yönünü çok iyi izleyin.
Cismin görüldüğü
zamanın yanı sıra o
sıradaki hava durumunu ve
mehtap olup olmadığını da
not edin. Fotoğraf
makineniz \eya \ıdeonuz
varsa mutlaka
görüntüleyin."
Hediyenin
böylesi
• NEVVVORK(AA)-
Son 70 yılın en sert kışını
geçiren New York"ta,
"Avenue of Americas"
olarak bilinen 6. caddeyi
kardan temızleyen ve
trafigin rahat bir şekilde
akmasını sağlayan
görevlilere. 70 metrelik
sand\iç hediye edildi.
20'den fazla temizlik
göre\lisi. yan yana
dizilerek ta^ıyabildikleri
70 metrelik sandviç ile
gazetecilere poz verdiler.
Hayatlarından memnun
görünen temizlik işçileri,
6. cadde üzerindeki
"Schlotzskys" adlı
sandviç dükkânı
sahibine teşekkür
ettikten sonra.
sandviçi afiyetle
yediler.
350 sivil toplum kuruluşu, HABITAT H'de BM temsilcileriyle ilk kez eşit statüde yer alacak
Sivil toplum örgütlendiİstanbul HaberServisi-Birleşmiş Mılletler'in
(BM) İnsan Yerleşimleri Konferansı HABI-
TAT 11 çerçevesinde gerçekleştireceği resmi kon-
feransa paralel Sivil Toplum Kuruluşlan da
(STK) 30 mayıs - 14 haziran tarihleri arasın-
da bir forum düzenleyecek. Evsahibi Komite
(ESK) temsilcilerinden Helsinki Yurttaşlar
Derneği üyesi gazeteci SinanGökçen, HABI-
TAT 11 sonunda oluşturulacak olan Ortakhk Ko-
mitesi'nde STK'lerin BM ülkeleri temsilcile-
riyle eşit statüde bir araya gelmesinin bir BM
zirvesinde ilk kez yaşandığını söyledi.
Gökçen, dünyamn artık mevcut sorunlarını
STK'ler aracılıgıyla çözmeye yöneldigini vur-
gulayarak Türkiye'nin de bu anlayışa bir an ön-
ce alışması gerektiğini belirtti.
Sinan Gökçen. STK'lar ve HABITAT ITyle
ilgili. sorulanmızı şöyle yanıtladı:
- Öncelikle E\sahibi Komite'yi tanıtır mısı-
nız?
- Gökçen: Biz yaklaşık 15 STK, 1995"in
Ağustos ayında gönüllü olarak bir araya gel-
dık. Şu anda HABITAT H'ye katılacakolan STK
sayımız yaklaşık 350. Aynca Anadolu'da bağ-
lantıda olduğumuz da 1200 STK var.
- Anadolu'da bu kadar sivil toplum kurulu-
•Helsinki Yurttaşlar Derneği üyesi gazeteci Sinan Gökçen, HABITAT II sonunda oluşturulacak
olan Ortakhk Komitesi'nde STK'lerin BM ülkeleri temsilcileriyle eşit statüde bir araya
gelmesinin bir BM zirvesinde ilk kez yaşandığını söyledi. Gökçen, dünyamn artık mevcut
sorunlannı STK'ler aracılığıyla çözmeye yöneldigini vurgulayarak Türkiye'nin de bu anlayışa
bir an önce alışması gerektiğini belirtti.
şu var mı?
- Gökçen: Yaklaşık 60 bin kadar STK var.
Biz birçok ili dolaşarak bu STK'lerle ilişki
kurduk ve şunu gördük: Türkiye'nin değişik
yerlerinde örgütlenen STKIerin çoğu aslında
aynı şeyleri söylüyorlar. Bunlann tanışması
gerek. lşte HABITAT H'deki en önemli hede-
fimiz. bütün STK'lerin bir araya gelerek. hü-
kümetleri etkileyebilirdurumagelmesini sağ-
lamak.
- HABITAT Il'yi bir de ESK adına stz anla-
tır mısınız?
- Gökçen: Konut forumu. kentleşme toplan-
tısı ya da bir ulaşım toplantısı asla değildir. Ka-
liteli birhayata ilişkin ne düşünüyorsanız HA-
BITAT odur. İnsan haklan ise en tepedeki şem-
siyesidir. İnsan haklanndan anndınlmış bir ka-
liteli hayat olamaz.
- Peki HABITAT II toplantüannda neler gö-
rüşükcek? Mesela kaldırunlann nasıl döşen-
mesi gerektiği mi?
- Gökçen: Toplantılarda kaldınmlarda ko-
nuşulacak. köy yakmalarda, Kenya'daki etnik
çatışmalar da konuşulacak. Insanlar birbirle-
rinden haberdar olacak. Uluslararası dayanış-
ma ağlan kurulacak.
- Resmi konferansa katılanların ana hedefi
nedir?
-Gökçen: Konferans boyunca büyükelçiler
ve bakanlar toplanarak, Ulusal Rapor'lar üze-
rinde konuşacaklar. Daha sonra devlet başkan-
lan gelerek KüreselEylem Planı nı (KEP) im-
zalayacaklar. Yani asıl amaç KEP'i imzala-
mak.
- Küresel Eykm Planı nedir?
-GökçenrKEP. sorunları saptayan ve bu so-
runlann nasıl çözümleneceğini belirleyen ulus-
lararası bir metindir. Yaptınm gücü olmayan
sadece yol gösterici bir BM belgesidir. KEP as-
lında zaten hazır. Yaklaşık 3 yıldan beri KEP
üzerine toplantılardüzenlendi. KEP, son hali-
ni ise bu toplantılann sonuncusu olan HABI-
TAT-11'de alacak.
- Peki HABITAT IFden >^ da KEP'ten Tür-
kiye'ye geriye ne kalır?
- Gökçen: Ne kalacağı biraz da STK'lere
bağlı. Türkiye'nin önü tıkandı. Dünyadaki tüm
devletlerin önü tıkandı.
Bakın yakın bir zamanda çok çarpıcı bir olay
yaşandı bu ülkede. Bundan 4 ay önce çıkan ce-
zaevi isyanında Adalet Bakanı hiçbir şey ya-
pamadı. Isyanı bastırmak için jandarma 4 ço-
cugun beynini dagıttı. Ve hâlâ durmadı isyan.
Kim durdurdu isyanı? Sivil örgütler. Içeride-
ki tutuklu ve hükümlünün güvenini saglamış
olan İHD ve Çagdaş Hukukçular Demegi dev-
letle mahkûmlararasındabağlantı kurdularve
3 gün sonra isyan durduruldu. Devletlerin ar-
tık sorulann çözümünde tek başlanna yeterli
olmadıklanna üzücü ama iyi bir örnek.
-Övlej^eİHDnedenHABITArıprotestoedi-
yor?"
-Gökçen: İHD, "Türkiye'de insan haklan
ihlalleri \ar. Bu nedenle Türkiye'de HABI-
TAT'uı yapılması meydana gelen insan hakla-
n ihlallerine meşruluk kazandınr. Sonuçta kay-
bettikkrimiz kazandıklanmızdan daha fazla
olur" diyor. Bu düşünce doğru olabılir. Ancak
bize göre en azından sorunlarımızı dünya
STK'leriyle pav laşmak bir kazançtır.
-Türkiye'deki STK'ler HABITAT H'de önem-
li bir fırsat elde edecekler mi?
- Gökçen: HABITAT aslında Türkiye için bir
demokrasi sınavı. HABITAT nedeniyle STK
forumlannda devlet bize hoşgörüyle yaklaşa-
cağını ağzıyla söylüyor. Şu aralar ortada ko-
mikbiroyunvar. Devletleolanbaglantılanmız-
da "Şu gâvurlar bir gitsin, biz bir baş başa ka-
lalım. Bizyinebildiğimizokunız"ha\asını gö-
rüyoruz. Umanm devlet hoşgörülüolmayı se-
ver. Bugüne dek halkına cimrice esirgediği
hoşgörüye alışır ve bizi bir daha bu hoşgörüsün-
den mahrum etmez.
Kampanya
15 bin
ozurlu
yardım
bekliyor
İstanbul Haber Servisi -
Türkiye'de 15 bin
özürlü. tekerlekli
sandalye bekliyor.
Kuruldugu 1993'tenbu
yana 2 bin 500 adet
sandalye dağıtan
Bedensel Engellilerle
Dayanışma Derneği
Başkanı Kemal Demirel.
derneklerine devletin
hiçbir katkısı
olmadığından yakınarak
"İşin ilginç ve utandıncı
\ anu özüriülere
dağıttığımız sandalye
başına devlete bir buçuk
mlryon lira katma deger
vergisi ödüyoruz"dedi.
Dernek Başkanı Kemal
Demirel, halen
derneklerinde 15 bin
özürlünün sıra
bekledigini belirtirken
sandalyeleri Dogu ve
Güneydogu Anadolu
bölgeleri başta olmak
üzere bütün bölgelere
kargo aracılığıyla kapıya
kadar teslim ettikJerini
söyledi. Özürlü insanlara
yardım yapmalarına
karşın devletin bu
yardımdan KDV
almasından yakınan
Demirel, şunlan söyledi:
"Ozürlülere dağıttığımız
sandalve başına, devlete
birbuçuk miNon lira
ödüyoruz. Dev let en
azından 400 özürlünün
sandahesini >ergi olarak
ellerinden çalnuştır.
Devlet hem yardım
etme>ecek hem de
özüriülere bağışlanan
sandaKelerden vergi
alacak! Bu işi anlamak
mümkün değil. Bir
sandaKenin maliveti on
birbuçuk mil>on. Her ay
en azından 100-200 arası
dagıtım yapılmaktadır.
Derneğimize bunun
maliveti a\da 1-2 milyar
arasındadır. Bizler bu
maliveti karşılamak için
var gücümüzle
gönüllüler olarak
çalışırken ve adeta
halktan dilenirken
devletin pav almasını
utançla karşılıvoruz,"
Basının ve derneklerin
bu konuya duyarlı
olmasını isteyen
Kemal Demirel.
önümüzdeki yıl
özürlülerle birlikte
Kadıköy Meydanf nda
50 bin kişilik bir miting
yapmayı düşündüklerini
de belirtti.
Bedensel Engellilerle
Dayanışma Derneği'nin
önceki gün dernek
binasında düzenlediği
tekerlekli sandalye
dağıtım törenine
aralannda Ayşen Gruda,
Şemsi İnkaya, Nilgün
Belgün, Müjdat Gezen,
Valçın Gülhan, Saadet
Sun ve Gül Erda'nın da
bulunduğu pek çok
sanatçı katıldı. Dernek
yetkilileri, derneklerden
ve halktan yardım
beklediklerini söylediler
ve yardımlarını
"Tekerlekli Sandalye
Kampanyası Ziraat
Bankası Sirkeci Şb.
304420/718-5" numarah
hesaba yapmalannı
istediler.
Ülkemizde yaşayan engelliler, en çok ev dışında zorlanıyor
Tür/dye'de 'AzntVolmakMUJDAT GEZEN
Cumhuriyet'in Yazı lşlen Müdü-
rü sevgili DinçTayanç:"Türkiye'de
Azmi Obnakdhe bir vazı j$tesem"di-
ye başladı söze. "Ölur, yazarım"
dedım... On üç bölümlük telev izyon
dizım Azmfnin ön çalışnıalarını
yaparken. başta Sakatlar Konfede-
rasyonu olmak üzere hemen tüm
engelli. özürlü kuruluşlarla temasım
oldu. Onlarla basketbol antrenma-
nma bile çıktım. Pek çoğuyla yüz yü-
ze dertlerini. sorunlannı konuştum.
Niyetim yak.nan. karamsar bir di-
zi yapmak degildi. O nedenle kah-
ramanımı. fakir fukara edebiyatın-
dan uzaklaştırıp asıl derdi para de-
gil. sakatlık olan bir kahraman yap-
tım. Kaldı ki model aldıgım engel-
li arkadaşım da zaten varlıklıydı.
On üç bölümün sonunda bu dizı bi-
ze altı ödül getirdi. Ama Türkiye'de
Aznıi olanlara ne getirdi acaba. Dinç
bunu merak ediyordu... Kollan sı-
vadım. Azmi'den sonra nasıl bir ka-
muoyu oluştu. bu iş yararlı oldu
mu? Olduysa ne kadar'?.. Alt satır-
larda bunlan anlatmaya çalışaca-
ğım.
Bir kere y apılan soyut araştırma-
lara göre ülkemizde yedi buçuk mil-
yon engelli var. Bunİann içinde: be-
densel engelliler. görme engelliler.
işitme engelliler, zihinsel engelliler
bulunuvor. Azmi'lerin ülkemizde-
• Sokağa çıkamıyor yürüme engelliler. Yedi yıldır evin-
den hiç çıkmamış iki kız kardeş var. Çıktıklannı varsa-
yahm. Nereye, nasıl gidebilirler?.. Halkımızın engellile-
re bakışı 'acımak' duygusundan öteye geçmemiş ki...
Eskilerin deyişiyle: "Merhametli milletiz vesselam."
Ama o kadar işte...
mamış
k
oy kullanırken üçüncü ka-
ta tırmanabiiir misiniz?'diye.
Adana Belediye Başkanı. bu işi
spor olarak yapmayı amaçlayan bas-
ketbol engelliler takımına on adet
sakatlar için basketbol sandalyesi
armağan etmiş. Ona Cumhuriyet'ten
bir teşekkür yollamıştım. Bunlar
pahalı arabalar. Bizim "YaşamaSe-
vinci Engelliler Basketbol Takımı"
Almanların hurdaya çıkardığı bu
arabalarla onlan yendiler.
Bu. şoven değil. onların yanında
bir yaklaşım. çünkü hiçbırimiz bu
insanlarla ilgilenmiyoruz. Benim
çektigim dizi biteli bir yıl, yayından
kaldınlalı da yedi ay oluyor. Ama
onlan tanıdıktan sonra artık bunun
bir insanlık görevi olduğuna inan-
dım.
Bir arkadaş. gazetesinde "Az-
mi'nin ilk bölümünü izledikten son-
ra ' Böyle âzmiBkdosdar başına, hiz-
metçisi var, arabası var, yüzme ha-
vuzu var' gibi sıg bir yaklaşımla
olaya bakmıştı. Oysa benim mese-
lem. varlık içinde de ne denli ağır
bir sıkıntının söz konusu olduğu ıdi.
ki sorunlarının başında ev dışı ya-
şamın zorlukları var. Bunu en iyi
yurtdışından gelen bir yabancı en-
gelliden öğrendik. Adamcağızbak-
mışbakmış:"Ne kadar iyL sizde hiç
sakat yok" demış. Bizim arkadaş
da: "Var ama, onlar sokağa pek ÇH
kamazlar, çünkü bizde, sizin ülke-
nizde olduğu gibi otobüster. yol ke-
narlannda çıkış rampaları,tuvalet-
ler. sinema ve tiyatrolara giriş ram-
palan \oktur."
Sokağa çıkamıyor yürüme engel-
liler. Yedi yıldır ev inden hiç çıkma-
mış iki kız kardeş var. Çıktıklannı
varsayahm. Nereye. nasıl gidebilir-
ler?.. Halkımızın engellilere bakışı
'aamak' duygusundan öteye geçme-
miş ki... Eskilerin deyişiyle: "Mer-
hametii milletizvesselam.'" Ama o ka-
dar ışte... Azmi'yi çekerken çok
zorlandım. Çünkü o insanlann ya-
şamı pek bizimkılere benzemıyor.
Çok zorluk çekiyorlar bu ülkede.
Seçim günüoylannı kullanmaya gi-
demiyorlar. Çünkü genellikle onla-
nn seçim sandıklan. bir ilkokulun
üçüncü katında \ e kimse onlara sor-
Çünkü yaşamını konu aidığım ar-
kadaşım sakattı ve varlıklıydı. O da
okumuşyazıyı. "Bendeğişmeyeha-
anra" demişti. Yani beni yürütün,
evimi, arabamı, havuzumu. hizmet-
çimi alın. Yani. "Ver bacaklannı
bana,vereyim evimi sana."Olaya dı-
şandan bakınca hele hele bu konu-
da en ufak bir araştırma bile yap-
madan ahkâm kesince insan kendi-
ni zor durumda bırakabiliyor.
Azmi yayımlandıktan sonra kamu-
oyundaolumlugelişmelerizlendi. İs-
tanbul Belediyesi. altı hidrolikoto-
büsü sefere koydu. Adana Belediye
Başkanı, Adana Engelliler Basket-
bol Takımf naon tane tekerlekli san-
dalye armağan etti -ki çok pahalı
arabalardır bunlar. titanyumdan ya-
pılmıştır-. Kadıköy Belediyesi kal-
dınmlara inip çıkma yerleri yaptır-
dı. Artık birçok mekânlann tuvalet-
lerinde sakatlar için de bir ayn bö-
lüm var. Anlayacağınız, "Azmi^gö-
revini yaptı. Ama Türkiye'de Azmi
olanlan daha çok sorunlar bekliyor.
Sokağa çıkmadan tuvalet ihtiyaçla-
nnı görmek zorundalar. çünkü ge-
nel tuvaletlerin çogu bodrum katlar-
da. Anlayacağınız biryaşam boyu bit-
meyecek sorunlar...
Onlara elimden geldiğince dost
olmaya, yardımcı olmaya çalışıyo-
rum. Azmi dizisı biteli bir yıl oldu
ama benim Azmi'lerle arkadaşlığim
sürüvor...
Yalnız îtısanların yeryüzü cenneti
Z.AFER AKNAR
Cihangir'de, bakkallar kepenklerıni. sabahın
ilk ışıklanyla açmazlar. Kapıların önüne
bırakılan ekmekler sabah ayazıyla soğur ve
sokaklara taze ekmek kokusu yayılır. Günün
24 saati, yılın 365 gün 6 saati akşamdan
kalmadır bu semt.
Cihangir yalnız insanlann yeryüzü
cennetidir. Sokakları her saat cıvıl cıvıldır.
Aleni gizlenmelere uygundur! Gece
gündüze karışır. saatler birbirınin içine girer.
Birgün. "koşun yakalayın-." bağınşlannı
duyarsınız. Sonra siren sesleri. yan
apartmana hırsız girmiştir. Bir patırtıdır
gider: bütün sokak ayağa kalkar.
Birgün. caddenin ortasında patlayan
şişelerle irkılirsiniz. 8-12 yaş arasındaki
çocuklardan oluşan sokak çetesinin isyan
günüdür. Kaldınmlarda ne var ne yoksa
fırlatıp atarlar. Paramparça olmuş
giysilerinden. morarmış tenleri görünür.
Küçük beyinlerin. büyük şiddetini
anlayamazsınız...
Birgün çapraz apartmana musallat olan.
yeteneksiz şairin sevgilisine okuduğu şiiri
dinler. ezberlersiniz: "Sonsuzluk kadar uzak
aşkım/İlham vermhor bana artık aşkın/
\alnızım aç kapıvı/ neredesin yalnı/lığım_"
• Bu Cihangir bir âlem; yaşama
dair her şey elinizin altında.
Sanatçısı, pezevengi, eşcinseli,
zencisi, Arabı, san tenlisi, beyazı,
tinercisi, dinsizi, imansızı,
türbanlısıyla insanın her
modelinin sergilendiği büyük bir
galeri sanki...
Sevgilisi kapıyı açmaz. ama pencereyi açıp,
basar küfürü; gülersiniz...
Cihangir yalnız insanlann yeryüzü
cennetidir. Yalnızlık. bakkal. manav.
dönerci. pideci samimiyeti doğurur.
"Merhaba"yla başlar. günün anlam ve
önemi üzerine konuşmalarla birlikte devam
eder alışveriş.
Yalnızlık paniği ise hiç yoktur. Aşk. 500-
600 metre ileride Beyoğlu'ndadır. Kirli
çamaşır sendromu yaşanmaz: umumi
çamaşırhaneler elinizin altındadır. Ütüsüz
giysiler, sıkıntı yaratmaz: ütücüler sigaradan
bir nefes çekimi uzaklıktadır. Hastanelerin
özeli-tüzeli-gâvuru burnunuzun dibindedir.
Otomobiliniz mi arızalandı. iterek beş
dakikada tamircinin yanındasınız. Ya da
elektrik aksamınız bozuldu. ya da lastiğiniz
patladr. endişdenmeyin onlar da hemen
yanıbaşınızda... Bakkal. süpermarket,
hipermarket, pastane. postane, benzinlik
emrinizde. Tüpünüz mü bitti? Markası fark
etmez kısa sürede kapınızda. Turşucunuz,
Istanbul'un en ünlüsü yine muhitinizde;
börekçi de öyle...
Gecenin bir vakti canınız sıkıldı. bir-iki tek
mi atılacak? Ondan kolayı yok; Cihangir'in
gündüzü 24 saat... Ya da deniz havası mı? In
ftalyan Yokuşu'ndanTophane'ye... Paranız
mı yok? Kolayı var, otur pencerenin
kenarına. yaşamı çağır evine, sohbet et...
Bu Cihangir bir âlem; yaşama dair her şey
elinizin altında. Sanatçısı, pezevengi.
eşcinseli. zencisi, Arabı. san tenlisi, beyazı,
tinercisi. dinsizi, imansızı, türbanlısıyla
insanın her modelinin sergilendiği büyük bir
galeri sanki...
Her şey iyi güzeldir Cihangir'de. bir tek
pazar günleri çekilmez olur. Yalnızlık "fök"
diye oturur bedeninize. "Hı ben
yalnızmışım" dersınız. telefona uzanır
eliniz... Kahve-bakkal köşelerinde
yaptığınız kahvaltılara hayıfiamrsmız.
Isyanın bini birparadır. Eski aşklar.
seyretmeye doyamadığımız klasik fılmler
gibidir. Sinema salonuna kapağı atarsınız;
sadece daha rahat hayal kurmak için...
ÜÇÜNCÜ ÜTOPYALAR TOPL\NTISI
Insanları
kanckranlarla
savaşılaeak
•Toplantının en önemli ütopyası; "Çernobil
faciası sonrası, yurttaşlara yanlış bilgi verdikleri.
kandırdıklan, yalan söyledikleri için yetkililerin
cezalandınlması."
rMİTOTAN
İZMİR - "Dümamızj ka-
rartnlar. İnsanlık 50 yıl sonra-
sını bile göremeyecek duru-
ma getirUdi. İkiimler değişti,
danalar delirdiJ"
Dünyamn bugünkü duru-
munu böyle özetliyorlar. Çı-
kış noktası olarak gördükleri
"ütopyalar"ı ellerinden alma-
ya kalkanlara kızıyorlar. ama
yılmıyorlar...
Ütopyalar Toplantısı'nın
üçüncüsü, bu yıl yine Dat-
ça'da gerçekleştiriliyor. S.O.S.
Akdeniz Derneği. Bilim Ütop-
ya Dergisi ve Ağaçkakan'ın
işbirliğiyle düzenlenen ve ön-
ceki gün başlayan etkinlik,
dört gün sürecek. Çeşitli üni-
versitelerden bilim insanlan.
gönüllü kuruluşlar, Özgürlük
ve Dayanışma Partisi temsil-
cileri, nükleer karşıtlarının
katıldığı toplantının en önem-
li ütopyası; "Çernobil faciası
sonrası, v urttaşlara > anlış bil-
gi verdikleri. kandırdıklan,
yalan söyledikleri bilimsel ra-
porlaıia da kanıtlanan yetki-
lilerin cezalandınlması"
Onlar. devlete trılyonlarca
liralık kazıklar atan yetkilile-
rin ellerini kollannı sallaya
sallaya yurtdışına gittikleri
bir ülkede. Gökova'nın kalbi-
ne santral bacası dikenlerin.
Yatağanlılan ölüme mahkûm
edenlerin. Bergama'yı siyanü-
re boğmaya çalışanlann yar-
gılanıp mahkûm edilmelerinin
çok zor oldugunu biliyorlar.
Çernobil faciası sonrası. "Çay-
larda radyasyon yok, için",
" Fındıklar. süikr, sebzeler ter-
temiz,yhin",
%
Clkemizde rad-
yasyon kirliliği yoktur" de-
meçleri veren yetkililerin yar-
gılanması ve mahkûm edil-
mesi. onlann bu yılki ütopya-
larının ilk gündem maddesi.
Toplantıda kurulacak bir ko-
misyon, gerekli hazırlıkları
başlatacak, dosyalar hazırla-
nacak, yurttaşlannı kandıra-
rak yaşamsal tehlikeye iten
yetkililenn cezalandınlması
için mahkemeye başvurula-
cak.
TikirierinizJe gelin'
Dört gün boyunca ekoloji,
kent, aile. sağlık ve eğitimle
ilgili ütopyalann konuşulup
tartışılacagı toplantıyla ilgili
olarak Dünya Dostlan Anka-
ra Sözcüsü Nesrin Timur. ön-
ceki iki toplantıda oluşan. ge-
lişen görüşlere bu yıl yenile-
rini ekleyeceklerini belirtip
"Bize tcbessümlt bakanlar
var, biz gevezelikyapmryoruz"
dıyor. Ütopyalann "özellikle
bugün" neden önemli olduğu-
nu da şöyle anlatıyor Nesrin
Timur:
"Önce ütopvalannuzı aklı-
lar elimizden. Hepimize 'Ge-
misini kurtaran kaptandır' de-
dirtriler. Üniversiteli gençleıi-
mizL ögretmenkrimizLav dın-
lanmızı, işçilerinıizi copladılar.
Liseli öğrencilerimizi işkence-
den geçirdiler. Aykın düşü-
nenleri içeri attıİar. L topya
olarak önümüze köşe dönme-
yi, yazlık, araba sahibi olma-
\ı koydular. Toplumsal ütop-
yalanmızı sinsice vok cttiler. Içi-
mi/i boşalttılar. Onlar ne der-
lerse uslu uslu orurup dinleme-
mizi ve başınıın sallamamızı
istediler.
Beyinlerimizi boşaltırken
ceplerimizi de boşalttılar. Ek-
meğimizi küçültrüler, düııva-
mtn kararttılar. İnsanlık artık
50yıl sonrasını bile göreme>e-
cekdunımagetirildL İkiimler
değişti, danalar delirdi. Biz-
ler, bu sistemin yoketmeye ça-
lıştığı gezgenimizi yaşatmaya
çahşan bir avuç insan, hem
kendimize hem doğaya yaban-
alaşmamak için bir arav a gel-
dik. Farkhlıktan korkmuyo-
ruz, üretiyoruz. Biliyonız ki,
gelecekten konuşmak. hemen
şimdi bir ey leme yol açarsa işe
yaravabilir. Nani sadece geve-
zelik yapmıyoruz."