Katalog

i NİSAN 1996 PER$EMBE CUMHURİYET SAYFA 13 Denîz SOM toenıef. tetp://www4il«tet.to«.tr/Xıı Hektromfc posto: [email protected] T«fc Û.212.S12 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 Bulaşıcı hastalıklar servisi açılınca K artal SSK Hastanesi'ne Baş- bakan Mesut Yılmaz'ın eşi Berna Yılmaz'ın başhekim atattığı söylenmışti de Bayan Yılmaz konuyu yalanlamıştı ya... Yeni Başhekim Attınok Öz sayesin- de hastanenin yıldızı bir anda parlamış oldu... Çünkü bütün dikkatler Kartal SSK Hastanesi'ne çevrildi: "Gebze'den Göztepe'ye kadar böl- gede yataklı çocuk servisi bulunmadı- ğı göz önüne alınarak, hastanenin bir katı çocuk hastaiıkları servisi olarak ha- zırlanmıştı. Servisin bir iki eksiğinin ta- rnamlanması ve hizmete açılması bek- leniyordu. Yeni başhekim bu eksikiikleri ta- mamlamak yerine servisi tümden de- ğiştirdi ve çocuk hastalıklan yerine in- taniye servisi açtı." Intanıye yani bulaşıcı hastalıklar ser- visi... Anlaşılan, yeni başhekim göreve ol- dukça hızlı başladı. Ne var bunda derseniz: "Hastanenin 15. katında açılan 16 yataklı bulaşıcı hastalıklar servisi için, II Sağlık Müdürlüğü'ne bildirimde bu- lunulmasına karşın gereklı inceleme yapılıp ruhsat alınmadan hasta yatırıl- maya başlandı." llk yatınlanlann hastalıklanna gelin- ce: Sarılık ve kızamık! Ve: "Aynı hastanenin içinde bulaşıcı has- talıklardan yatanlarla diğer hastaların SESSÎZ SEDASÎZ çarşaftarı aynı çamaşırhanede yıkanı- ^or\ aynı asansör kullanılıyor... Bunun sonuçlarını kimse düşünmek bile iste- memektedir. Birçok hekim ve hemşire böyle bir uygulamadan son derece te- dirgindir." Sağlık Bakanı Yıldınm Aktuna, bu tür olaylar karşısında duyarlıdır... Ya da eskidenöylebilinirdi... Şimdi ortada gerekli önemler alın- madan açılmış bir ıntanıye servisi var... Ya It Sağlık Müdürlüğü alelacele açı- lan servis için gerekeni yapacak baş- hekim için soruşturma başlatacak ya da alelacele bir ruhsat verecek olayı örtbas edecek! Ve böylece Berna Yılmaz ın başhe- kim atatıp atatmadığı kendıliğinden belli olacak... Ayrıntının İzdüşümü A ynntının izdüşümü nasıl olur? Mesleğe hemen hemen aynı dönem 1 başladığımız can dost Işık Kansu tanımlıyor: "Aynntılann bize taşıdığı gerçekler, bütünsel gerçeğin yapılanmasındaki süreçlerden oluşur. Gazeteci de insandır. Gözlediği olgu ya da olayı kendi süzgectnden geçirir. Çocukluk düşleri, masaHan, geçmiş deneyimleri, gazetecilik-teki ustalann yoğurduğu ilkeleri, ulusal ve evrensel yazaıiann yapıtlanndan akılda kalmış düşünce kınntılan, ertesi gün binlerce kişinin okuyacağı haberin, izîenimin yolculuğuna yön gösteririer. Bu kitap, yaşanmış gerçeklerin ayrıntılardaki izdüşümüdür." Aynntının izdüşümü, Işık'ın ilk kitabı... Işıldayan bir kitap. Mert Ali Başanr'dan SÖZDEYİŞLER Tanh, değişimini tamamlamadan kendini değiştirtmez. skenderun'da kananlıkta bırakılan Atatürk anrtı skenderun'da aydınlatılmayan Atatürk anıtı için ANAP'lı Bele- diye Başkanı Mete Aslan "Ata- türkçüler, Atatürkçüyüm diyen- ler, Atatürkçü dernekler nerede? Gel- sinler anıtı ışıklandırstnlar. Atatürk'ü ka- L Cihcm Demirci 'clen -Q A F O R I Z M A L A K "Dediğim dedik"<;ı toplumlann sonu "tetiğim tetik"çi olur \e ortahk •'tetikçi'"den geçilmez! ranlıktan kurtarsınlar" demişti... Galıba biraz pişman olmuşl . .. Atatürkçü Düşünce Derneği Isken- derun Şubesi Yönetim Kurulu, bu açık- laması üzerine Belediye Başkanı'nı zı- yarete gitmiş: "Bu ziyarette, derneğimizin kuruluş amacının karanlıkta kalan heykelleri aydınlatmak olmadığı, aksine karan- lıkta kalan beyinleri aydınlatmak oldu- ğu anlatılmıştır. Bir kamu hızmetinin yü- rütülmesinden dolayı TEDAŞ ve bele- diye yerine tek geliri aidat ve bağış olan bir dernegin sorumlu tutulamayacağı üzerinde durulmuştur. Belediye Başkanı, sözlerinin yanlış anlaşıldığını, derneğımızı haedef tut- madığınt, bu işi yapmanın TEDAŞ'ın görevi olduğunu ve bu konuda bir çağ- rt yaptığını ıfade etmiştir. TEDAŞ'a yapılan başvuru üzerine, Atatürk heykeli ve çevresi aydınlatıl- mış ancak sahil şeridi yine karanlıkta kalmıştır. TEDAŞ görevinin, Atatürk haykeli ile ilgili kısmını yerine getirmiş- tir. Attürkçü Düşüncü Derneği Iskende- run Şubesi olarak düşün savaşımız ya- nında Atatürk'le ilgili konularda da her zaman duyartı olacağız." Cumhuriyet okurları batiarla birlikte doğaya açıldı umhuriyet okurları baharı ağaç dikerek, tarihi yerlere. köylere gezi yaparak, imza günleri ve yemek düzenleye- rek karşılıyor... Tabii bir yandan da ör- gütienme modelı üzerindeki çalışma- lar sürüyor... Cumok'lar geçen haftanın etkinliklerini anlatıyor: Riyad Suudi Arabıstan'ın R'ıyad kentinden Faruk Kayhan bildiriyor: "Rıyadlı Cumhuriyet okurları olarak ikinci toplantımızı dayaptık. Maddi ola- naksızlıklardan Cumhuriyet alamayan beş kişiye her gün Cumhuriyet alabil- mesi için aramızda para topladık; ay- rıca Çağdaş Yaşamı Destekleme Der- neği'nin Milli Eğitim Bakanlığı'ndan devraldığı okulun inşaatı için ae bağış topladık. Ayda bir yaptığımız toplantı- lan ileride ayda iki kez yapmayı karar- laştırdık." ftdana lletişım komitesi adına Doç.Dr. Fi- gen Doran bildiriyor: "Adana toplantımızda daha önce alı- nan ilke karan çerçevesindeki eğitim kooperatifi konusu tartışıldı. Adana Cumok eğitim kooperatitinin kurucu üye organını oluşturacak isimler belir- lendi. Böylece örgütlenme yolunda bir ivme kazanıldığına ınanıyoruz. Bu ara- da her toplantımızda aramıza yeni Cumhuriyet okurları katılıyor. Aynı dil- den konuşmanın keyfini doyasıya ya- şıyoruz." Kocaeli Kocaeli Cumok adına Yalçın Ars- lanbildiriyor: "ÇYDD Kocaeli Şubesi ile birlikte ve izci gruplannın da katılımıyla pazar gü- nü iki otobüsle izmit'in ishakçılar kö- yündeydik. Köy sakinlerince köy mey- danında karşılandık. Hep birlikte köy okuluna giderek fidanlarımızı diktik. Daha sonra bir grup köy kahvesinde. diğer grup bir evde ağırlandık. Köy hal- kınca hazırlanmış ikramlan ayn bir lez- zet alarak yedik, karşılıklı söyleştik. Kö- yün yakınlarındaki Tahtalı Göleti'ni de gezdik. Geziye katılan arkadaşlar, bu tür or- ganizasyonlann daha sık yapıtmasını ve Atatürk'ün ilke ve devrimlerinin köylerde birebir anlatılmasını önerdi- ler.- Trabzon Okurlar adına yüksek mühendis Ce- lâlettin Çiftçi bildiriyor; "Cumhuriyet Ormanı kurmak üzere pazar günü Sürmene'deki Zarha dağı ifidanlık alanına gittik. Rize'den ğelen- lerle birlikte yağmur ve soğuğa rağ- men sayımız 150'nin üstündeydi. Di- kim alanı ise yoğun sis altındaydı. Ar- kadaşlanmız. bu koşullara aldırmadan büyük bir coşku ile fidanlarını diktiler. Sürmene Halk Oyunlan Derneği'nın kız ve erkek ekiplerınin nefis gösterinden sonra en kısa zamanda aynı yerde pik- nik yapma karan ile geri döndük." Antatya Ümit Akaydın büdiriyor. "Cumartesi günü, Cumhuriyet Kitap Kulübü'nün HikmetÇetinkaya ve De- niz Som'la düzenlediği imza ve söyle- şi ardından gece Antalya Cumok sos- yal grubunun yemeği, birçok güzelliği bir aradayaşamamızı sağladı... Gece- miz, en çok emeği geçen Dr. Yonca Trak'ın açılış konuşması ile başladı. Leyla Hanım'ın sunuşu. Zehra-Ferit Şentürk çıftinin özgün müziği, Dr.Trak'ın 'Siyahlar" adlı şiiri eşliğınde Antalya Tıp Fakültesi öğrencisi Güzin Sabur'un anlamlı defilesi. köy enstitü- lü Mustafa Şanlı'nın konuşması. Mu- azzez Bektaş, Saffet Uysal, Ahmet Gündoğdu'nun çalıp söylediği türkü- ler, Mersın'den aramıza katılan Tülin Üney'in konuşması, Zeynel Özbek'in sazı ve sözü, Süheyla Ersoy'un ken- di yorumuyla Kavaklar'ı okuması, öğ- retmen Kadir Cengiz'in karikatür ser- gisiveCumok'aarmağanettiğikarika- türü, Kadir-Vahdet ikilisınin dans mü- ziği gecemıze ayn bir renk kattı. Antal- yalı Cumok'lar olarak yaşadığımız bu mutluluk için tüm güzel insanlara te- şekkürler..." tzmip Recai Şeyhoğlu bildiriyor. "Pazar günü bir otobüs, iki dolmuş, bir özel otomobılle toplam 94 kişi iz- mir'den Bergama'ya gittik. Bizi beledi- ye adına Ishak Bey, CHP ilçe yönetim kurulu üyesı Gülten Üze, Eğitim- Sen'den öğretmen Necati Karaço- ban karşıladı. Belediyenin bize verdi- ği rehberle Asklepion'u. müzeyi, Akro- pol'ü gezdıkten sonra llıca'ya Kleopat- ra Güzellik ılıcası'na geldik. Burası be- lediyeye ait bir tesisti. Opera sanatçı- sı Yunus Kınlmış. burada Cumhuri- yet okurlarına halk türkülerinden olu- şan bir konser verdi. Konserin yansın- dayken Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın ve arkadaşlan da aramı- za katıldı. Taşkın, Cumok'lara hitaben yaptığı konuşmada, Sizleri Berga- ma'da görmekten çok mutlu olduk; hoşgeldınız. Bizler de bir Cumhuriyet okuruyuz' dedi. 65 dakika süren konsere Berga- ma'dan 20 konuk katıldı. Eğitim-Sen çiçek gönderdi. Gezimize katılan beş Selçuklu Cumok. haziranda Selçuk'a. Efes'e davet etti: kabul ettık. Efes an- tik tiyatroda bir konser düşünüyoruz." Çanakkale Feriha Balçık bildiriyor: U 11 Mayıs cumartesi akşamı bir ye- mek düzenlemeyi düşünüyoruz. Ye- meğe katılmak isteyen dostlarımız 4 mayısa kadar 0.286.217 10 54 ya da 213 25 79 numaralı telefonlardan Fat- magül Künelgîn'i aramalarını bekliyo- ruz." Hattanm ppogramı 29 Nisan Pazartesi KUŞADASI: Saat 16.00'da Asia Pansiyon'da kokteyl. 1 Mayıs Çarşamba BODRUM: Saat 20.30-22.30 arası Bodrum Öğretmenevi'nde. PAZARC1K ASLt\E HUKUK MAHKEMESİ'NDEN D. No: \995 876 Da\acı Ali Kürtoglu vekili avukat tsmet Sarsu tarafmdan da\ali Döne Kürtoğlu aleyhine açılan bo^anma dasasınm yargılaması sonun- da \erilen hükmün.lla%aUnın adresinin belli olmadıâından. ılanen tebhâine karar \enlmı^ olmakla: Mahkememızden \erikn 26.3.19% gün \e 996 Ylb sasılı hüküm ile tarafların boşanmalanna, müşterek çocuklan Ozan ile Onur"un velayetlermin davacı babaya \enlmes\ne ılı^kın hükmün da\alı Döne Künoğlu na ılanen teblığıne. ılanm yaym tarihinden mbaren 15 gün icerisinde temviz edilmemesı halınde hükmün kesınk^eceğı ılanen teblig olunur. Basın: 8155? KI>I KIME DUM DUMA BEHÎÇ AK ben bv hftk c)n|«ıj« nuyofvm ÇÎZGİLİK k.ÎMİLMASAR.A(:i HARBİ SEMİH POROY 25 MSaj'96 GADDAR DAVUT mni KIRTCEBE ÇÜHMÛj, TOPU V AT/CAMC*. 1 1L 7 £A/Ay/ı*r/Yı î BULIÎT BEBEK MK\YÇİFTÇİ (Söneş _._. aynîdınız .'.. Havaiara s Vıldtzryla t oîsa MIRMIRLAR rĞiRDiRik TARİHTE BUGÜN mMTAZ ARIKAS 25 \ismı CAZIN KRAUCBLBRİNDEN ELLA.. 1318'D£ SUGÜN, ÜNLO 4kfl£.R.IKAL! CAZ ŞAIZtaCISı (fiSCtfULD) DOSMuÇTU NEW 8ıH yeriMN-ONEPe SÛYÜYBN PırzâE&^i-D, 15 , CA2C CHIC*: W£BS OHUN OHK.£Srt£AS/MDA QA- . ÇOK G£ÇMEDEA/, z£H- GİN K.ONTRALTO SESİyLE, SIİ-LIE VE SARAH VAUGHAM a/'gl , CAZ.1N Hi AZASINA Gı/SGN ŞAKKtCI, BAZI 8/LE yAPH "gi,U£S"A P6 FtTZG££ALD'tN) "A-T/SIOET A-TASK£Ta /'HOW HIGH THE MOON", "PL£AS£ TELL TH£ TTSurH" SEUıLEN '"• "