23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 NİSAN 1996 PAZAR 8 PAZAR KONUGU Prof. Mehmet Özdoğan 'a göre kültür mirasının en büyük düşmanı genellikle belediyeler 'Kentsel tahribatın geri dönüşüyok'SUNUŞ ANAYOL hükümetinin ilk icraatlarından birisi nedir. biliyor musunuz? Koruma kurullarının. kültür mirasını korumak amacıyla aldıklan SlT kararlarını teker teker iptal etmek: bu kararlan alan kurullan da görevden aimak. Bazı kurul üyeleri Istanbul'dan Erzurum"a. bazılan güney bölgelerine atanıyorlar. Daha çiçeği burnunda sayılan yeni Kültür Bakanı Agâh Oktay Güner de SlT alanı kararlannın iptalinden. koruma kurulu üyelerinin başka yerlere atanmasından haberi olmadığını söylüyor. Kültür ve tabiat varlıklarını koruma uzmanları. SlT kararlannın iptal edilmesinin arazi yağmacılığını, talanı iyice arttıracağı. rant gelirleri kaygısı içinde olan açıkgözlerin ekmeklerine yağ sürüleceği görüşünü sa\ unuyorlar. Neleroldu? Neden bu SÎT kararlan birdenbire. hükümet değişikliğinin hemen ardmdan iptal edildi? Bakan. haberi olmadığını sövlediğine göre bu koruma kurullarını kim. hangi gizli. esrarengi? el göre\den aldı? Edirne Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu üyesi Prof. Mehmet Özdoğan'la bu son gelişmeleri ayrıntısıyla konuştuk. Prof. Özdoğan, "Benim de görevden alındığım söyleniyor, ama henüz bana bir tebligat yapılmış değil. Neyin ne olduğunu yakında öğreniriz" diyor. Prof. Mehmet ÖZDOĞAN SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU Hükünıet değisikliği olur olmaz, ilk ic- raat olarak koruma kurullarında değişiklik ya- pıldı. Koruma kurullarının siyasi bir nitelikleri deyok. Sizyapıtan bu değişiklikleri nasıl değer- lendiriyorsunuz? - Koruma kurullan. dediğinız gibi polıtika üs- tü \e öyle de kalması gereken kuruluslar. Çünkü bu kuruluşlarınçokgenis yetkrieri \,ır. Türkıye'de yasalartn ideal olmadığını herkes bılıyor. Fakat bunlar,cıddı uygulamaları olan kurumlar. üstelik yeni yenı oturuyorlarveyenı yenigelişiyorlar. Ye- ni hükümetın bu yaptığınm tamamıy la polıtika dı- şı olduğunu görüyorum. Bunda başka nedenler aramak lazım. Kurullarla ilgilı bu operasyon. bu hükümetle birlıktede başlamadı. llgınç bir bıçım- de. bir önceki hükümetın Kültür Bakanı olan Fik- ri Sağlar'ın gprev süresinin son dönemınde de bu kurullarla ilgılibiroperasvonoldu. Izmir Koruma Kurulu göre\den alındı. Cstelık bu kurul SlT ka- rarlan da almıştı. Bu operasyon. yeni Kültür Bakanı (Agâh Ok- ta> Güner)göreveatandığı andabırdeıı lıı/ka/an- dı. Bu çok ilginç. Birtakım soru işaretlerıni de be- rabergetiriyor Değişık eğilımlere göre Kültür Bakanlığı'nın kendı ıçınde mutlaka birpolıtikası oljcaktır. Bu tur yaklaşimlan demokrasinin gereğı olarak görüyo- rum. Kurullarda göre\ değışıklığı de normaldır. Zanıan zaman bu bir bayrak yarışı olarak kabul edılebılır. Ancak daha müsteşaratamaM yapılmadan. müs- teşaryardımcıları ataması yapılmadan. genel mü- dürler belli olmadan. bakanlığın bütçesi daha çık- madan. bakan daha bakanlığını tam olarak öğre- nemeden yapılan bu değışıklıkler: birgöre\ değı- şıklığinden çok. bir operasyon halinedönuştü. Bu. rahatsız edıcı bir durum. Bunlar soru ışaretlerinı de beraberınde getirıyor. Göre\ değışiklıklerını normal kabul etmek lazım Ama uygulaniş bıçı- mı \e zamanlaması ba>ka soruları akla getirıyor. Ikıncı bir şeyın üzerinde durmakta da yarar var. Kurullann devamlılığının olması gerekir. Bir ka- ran alıvorsun'iz. ama bunun uygulamaya geçiril- me.si lazım. Karan almaktan dahaönemiısi, bunun uygulanmasıdır. Bir kentsel SlT alanı kararı aldığınız zaman bel- li birsüre ıçınde bunun yan kararlannın da üretil- mesi gerekıyor. Gerek oradakı yapılaşma. gerek koruma. gerek çe\re düzenlemesiyle ilgilı karar.- lar. sürekliligi olan kararlardır. O bakımdan bu kararı alan kurulun tümüy le de- ğiştırılmesı. bu ıji baltalamak anlamına gelır. Da- ha önceki uygulamalarda kurullardan birer-ikişer üyedeğişebilir. Bunun olağan karşılanması gere- kir. Ama kurulun tümüyle değıştirilmesi. daha ön- ce alınmış bir kararı yok eden bir olgudur. Bunu en azından normal olmayan bir uygula- ma olarak düşünmek lazım. Bir de burada hangı kurulların değiştıği sorunu da \ar. Önceki hükü- met \eyenı bakan zamanındakı uymılamaya bak- tığımız zaman gerçekten büyük SİT kararlan al- mış olan. belki yıllarca önce ahnması gereken ka- rarlan yeni oluştıırabilmiş olan kurullarda bu ope- rasyonun yapıldığını görüvoruz. Bunlar hangi kurullar? -Önemlı kültür mirasına sahıp Istanbul Suriçı. Boğaz. Ege kıyıhrından sorumlu kurullar. Bunlar- da çalkantılar olduğu gıbı bir neden gösterıldi. Ama haliyle insanın aklına. bu kadar önemlı ka- rarlar almış olan kurullarda yapılan bu değişikli- ğe normal göre\ değişikliği dışında bir neden ara- mak gelıyor. Bu nedenler sizce ne olabilir? - Her değerin bir bedeli vardır Turkıye'de stk sık söylenen bir söz vardır. "Türkne, diinya kül- tür mirasının sahibidir*". denilır Ama böyle bir kültür mırası \e doğal zenginliğe sahip olmanın da mutlaka bir bedeli olması lazım. Bunların ko- runması ve çağdaş yaşamla birlikte bunların gü- nümüze aktarılması gerekir. Gerçek anlamda bir kültür mıraM. doğal çe\ re. kent bilinci gibi ka\ramlar. Türkiye için daha ye- ni >eni telafifuz edıliyor. Bunları ancak I974"ler- de düşünmeye başladık ve yeni yeni konuşuyoruz. Bunları yeni yeni konustuğumuz ıçin ne oldukla- rını da venı öğrenıyoruz. Birtakım değerleri koru- duğuıui7 zaman bunun da bedelının ortada olma- M lazım. Bu da \ahs.ı kapıtahzm dıyebileceğimiz. her ısteyenın ıstediğı yerde ıstedığıni yapması öz- gürlüğünün ortadan kalkmasıdtr. Sızın bir doğal güzelliğiniz. bir doğal değeriniz varsa buruyı bozmadan nasıl çağdaş olarak kulla- nılabıleceğı kisitlamalannı getirecektir. Hertürlü tanhı değere sahip. dünya kenti olarak HABI- TAT'a tanıtmaya çalıştığmız Istanbul'da bu kadar bınkım içinde gökdelen yapamazsınız. Ya da Aya- sofya ıle Sultanahmet arasına istediğiniz gibi bir bınayı oturtma hakkına hiç kimse sahip değildir. Istunbul Üniversitesi Arkeoloji Böliimii mezıınu. 1963 'ten buyanu üniversite hiinyesiınle göıvv yapıyor. Şinuliki halde Istunhul Üniversitesi Prehistoıycı Anabilim Dah öğretim üyesi. Meslek olarak koruma ve Türkiye'dearkeolojiyle ilgiliyeni kavramlarm otıtrmusı komısıımia çalışmular yapıyor. Ec/inıe-Kırklareli-Tekirdag-Çanakkale'yi kapsayaıı Edirne Koruma Kurulu üyesi. lenler eşliğınde de görmüyorsunuz Bizim. Türkiye'deki 40 bin SlT alanını lüks ola- rak kabu! eden görüşe. bir karşı görii^ümüz var. Istanbufu ele alalım. Bu en güzel uygulama ör- neğı. Heyecanla beklediğimiz HABITÂT Kont'e- ransı için hazırlanmakta olan Istabul Sergısı'nın danışmanlarından birısiyim. Ikı \ıl önce. litan- bul'un bazı tarihi semtlenni ele alalım \e bunla- rın dünü. bugünü ve yarını olarak tarıhsel bir -.er- gıleme yapalım dedik. Ama ikı y ıl çabaladıktan sonra bunun _v apılama- yacağına karar verdik. Sonunda vazgeçtık Cim- kü hıçbırısinın tarihıni çıkaramadık Bunların bu- günü veas.ağı-yukan yarını bellı. Birtakım sövlen- celerdışında bugün hıçbıryerı somut olarak orta- ya koyamıyoruz. Ama uygar dünyadaki herhangi bırkentın yüz- yıllığına planlannı çıkarabilirler. Bu. bir anlayıs. meselesidır. Istanbul'da sur ıçınde yeryer 20 nıet- reye kadar arkeolojık dolgu vardır. Hasbelkader yapılmış birtakım belgelemeler dı^ında bir ara^- tırma yapılmamış. Öbür kentlerımızde de arke- olojik araştırma diye bir şey yok. Yani nereyı tah- ripettığimizi bıle bilnıeden tahrıpedıvoruz Burada gözden kaçırdığımız bir şev. \ar. Butah- ribat, gerı dönüşü olmayan bir^evdır Tahrıbı bel- gelemeden yok ettığınız zaman \e neyı de vok et- tığinizi bilmıyorsanız buna hıçbırçare voktur Peki, bu durumdu İstanbııl, hungiyüz- le HABITAT'ın önüııe çıkaeak? -Burada hangi yüzle y aş,ıvorsak o yüzle çıkaca- ğız. HABITAT'a katılan kuruluşlararasında. kül- tür varlıklannı koruma öruütlerinın hıçbırı yok. Sanıyorum. Türkiye"nın en büvük $ansi da bu. Onlar HABITAT"a katıl^avdı Türkıve çok tatsız birdurumda kalabilirdi. C'ünkü. Türkıve. bu çer- çevedekı bütün uluslararası antla-jmakıra ınıza at- mıştır. Bu tür k/jruluşlar olmadığı ıçın bu >orun HA- Bu. kent yaşamayacak. kent güncelleşmeyecek anlamına gelmez Ama birtakım uygulamalann. birtakım kısıtlamaların olması. birtakım kuralla- rın konması lazım. Kurulların çalışmaları basına. "Bütün Türki- >e"vi SİT alanına çevirivoriar, ülkcvi donduruyor- İar'gibı yanlı> vansıtıldı. Kurullar gerçekten bunu yapıyorlar mıY - Hayır. Kurullar. birtakım kurallar koyan. uy- gulamanın nasıl yapılacağını. her isteyenin her is- tcdiğıni yapamayacağını getiren çözümler üretı- yor. Bu da her isteyenin. her istediğini yapmaya alı- şık olduğu kesımde bir tepki doğuruyor. Biliyor- sunuz. Türkiye'de bir rant politikası da geçerli. Ikınci konutlar. üçüncü konutlara. hatta dördüncü- lere dönüşüyor. V'aktıyle fspanya. Yunanistan gibi ülkelerin ya- sadığı denevımi. bugün Türkiye kıyılannda gör- meye başladık. Bugün. Türkiye'nin en güzel kıyı- lanndan birisi olan Sılifke-Mersin arasına artık olmavan bir kıyı divebılirız. Kurulların vapmaya çalıştığı.bu tür uygulama- ları frenlemek. bir kurala bağlamaktı. Ama bu uy- gulamalara alışık olmayan kesimde birreaksiyon getirdi. Belediyelerin de buna alışık oimaması. sorunu büyüttü. Bu da çok tuhaf bir şey. Çünkü bir bele- diye. kendı kentının güzellığıyle. kültür mirasıy- la övünmelı. kendı kentinin güzellığinı ve kültür mirasının en büyük düşmanı. bızde genellikle be- lediyeler oluyor. wmmm Ranttan söz ettiniz. Belediyeler de bu rantı paylaşmıyorlar nıı? ÖZDOĞAN-Tabii ki paylaşıyorlar. Üstelik be- lediyeler. politık seçimle gelen İcuruluşlardır. Ku- rulun özellıkle politikaüstü kalmasının amacı da buradan aelıvor. Kültürlü bir belediye başkanının yapmak iste- yip de yapamadıgı uygulamaları. kurul yapabile- cek durumdadır. Bütün bunlar birleştiği zaman, kurullann düşman sayısı artıyordiyebilirız. Ya da kurullann uygulamasından rahatsız olan büyük bir kesim ortaya çıkıyor. M H a i Bütün Türkiye'nin SİT alanına dö- nüstürülmek islenmesi eleştirilerinedünelim is- terseniz... - Türkiye. zengin bir kültür mirasına sahip bir ülke. Bunu hepimiz biliyoruz. Türkiye dışındaki ülkelere de baktığımız zaman dünya hiçbır zaman boş değıl. Antarktika hariç dünyanın heryenmie insan yaşamış. Kendine göre hep bir kültürü ol- muş. Bugün dünyadaki anlayış. geçmiş, küitür mira- sı korunarak çözümler üretilmesıdir. Türkiye'de bugün aşağı-yukarı SlT sayı^ı 40 bin civandır. Bu- nun üç bin kadarı arkeolojık SlT'tır. Bunun büyük kısmı sivıl mimari örnekleri. yani kentlerin ıçin- deki eski evlerdir. Bunlann yani sıra mağaralar. tü- mülüsler. bazı ağaçlar. doğal alanlar gibi oluşum- lardır. Bunlar. alan olarak da Türkiye'nin çok küçük bir bölümünde kalıyor. Kültür mirası en az ülke- lerden biri dediğimiz. örneğin Danimarka'ya ba- kaltm. Danimarka'da koruma altında olan alan. yüzde 18'dir. Bu. bahçenizin çevresine çekeceği- niz dikenli tel ya da dallardan yapacağınız çite ka- dar karışan bir uygulamadır. Ingiltere'de koruma altında bulunan yer sayısı. 450bıncnanndadır. Bu. Macari.stan'da 85 bindir. ABD'de. sadecc Boston'da koruma altındaki tes- cilli bina sayısı. Türkiye'nin toplamından daha fazla. Üstelik Boston'da koruma altındaki binala- rın yaşlanna baktığınızda Türkiye'de koruma al- tındaki binalardan daha eski olduklarını görürsü- nüz. Bunları I6*ncı. 17'nci yüzyıldan kalma ma- halleler olarak görme şansınız var. Üstelik bina- ların penceredoğramalan da pimapenîe çevrilme- mişdurumda. Bunları çevrelerindeacayipgökde- BITAT'ta gündeme gelmevebılır \ııu Ivrisi kal- kıpda Istanbul'un kültürniıra.Mnın ııaMİ korundu- gunu. hangi normları örnek aldığını sorsa Turkı- ye'nin buna yanıt \erecek durumda olduğunu hıç sanmıyorum. Istanbul'a ştı anda kaç ınsaat yapıl- dığını hiç kimse bilnııyor. Sanıyorum bırkaç bin civanntladır. Bütün bu ınsaatları donetlemekle mıı- ze teşkilatı görevlidir. Oysa müzenın bu ışeayıra- bildiği eleman sayısi ıkı ya da üç ki^idır. Sur içine bakan kurulun ise birtakım ilke karar- lan alma gpcü vardır. Bunlan denetlemegücü yok- tur.Trakya'da dört ile bakan bızım kurulu ele ula- lım. Avrupa'daki bir ülke kadar sınırı var. Kuru- lun iki. bazen de üçe çıkan raportörü vardır. Bü- tün o bölgeyı bu kadar elemanla denetlemeve ça- lışıyo Bu olacak iş değil. Bir yerde bız korunıacı- lık oynuyoruz. Ama tabıi bunlar zaman içinde ge- lişecek şeyler. • • • ^ Yani zaman içiııde Türkiye 'nin ayukla- rı suya erecek umudundu mısııuz? - Evet. Avrupa'da koruma kavranılan 16. yüz- yılda gelişmiş. A%usturya veÇek bölgesinde eski eserenvanterinin çıkarılmaya başlanması I57()"e dayanır. Bız bu kavramlan 1970de venı duvduk Osman Hamdi Bey zanıanından berı koruma kavramı vardı. Ama bu. daha çok kaçakçılığa. es- ki eserlerın bilınçlı tahnbıne karsı uygulamalardı. Kent birikimi. kent mirası. bölge kültürünün kül- tür olarak korunması kavrıımıııı ilk olarak 1970'lerde konuşmaya başladık. **80"lerde de bı- raz biraz uygulama a^amalarına gırdik • • • • Kültür Bakunlığı, koruma kurullurın- duki üyelerin görev sürelerini biryönetmelikle FikriSağlar 'ın bakanlığı döneminde be$ yıldan ikiytla indirdi. Böylece nıanevi bir baskı mı uy- gulanmak istendi? -Burada hiçkimseyi suçlamak istemiyorum. h- termanevi baskı ıçin olsun. ıster iyi nıvetle yapıl- mış bir işlem olsun. bunun getireceğı sonuçlarda- ha önemli. Kurulların olağanüstü yetkıleri vardı. Aslında kurulların teşkılatlanması bakımından oldukça iyı bıryönetmelık. Kurullarpolitıkaüstütutulmuş. iyı yetkilerverılnıış. hatta belediye meclislerinın üze- rinde yetkıler verilmıştir. Bunu ıvi niyetle kurul- mu$ bir örgütlenme olarak görnıemiz lazım. Bakanlıktanataııanüyelerındegörev süresitah- dıt edılmemı^tı. Ünnersıteden gelenlere de beş vılda bıruzatma süresı getirılmıstı. Budadevam- lılığı sağlıyordu. Cstelık de kurul üvelerineözgür- ce karar verme olanağı getırıvordu. Göre\ süresının ıki vıla ındırılmesi. kurul üye- lerının siireklı olarak Demoklesııı kılıcı gıbı bir tehdıt altında olmaları ve politık makamın kararı- na bağımlı kalmalarına yol açacaktır. Bu. avrıca kurulu politık makamın organı halıne getirecek- tir. Bu olduğu zaman zaten sistem ıtlas edecektir. Ba^ta da belırttığım gıbı politık makamlar ov kavgısivla birtakım etkıler altında kalmaktadırlar. ~Ben bu karan kendinı \ta'mivorum. Siz bu işi üst- knin"dıye kurula başv uran beiedıye ba^kanları ol- muîjtur. Türkiye'de artik böyle yeni bevınler. yeni yakla^ımlar \ar. Sız kurulu tanıamıvla bir politık ınakama bağ- ladığınız takdırde Türkıye'de koruma müessesesi de ortadan kalkacaktır O durumda kurullan lağ- vedersınız. Herke.s ıstedığıni vapar. Avasof'va'nın yanına otopark da vapılabılır. surların önüne gök- delenlerde dıkıleb'ılır. Evet. İ (,• \ıım(ira1ı Kültür ve Tabiat I urlıklannı koruma Kurulu, Sarıyer ve Beykoz çevre\ini doğal SİT alanı ilaıt etıne kararı ulımş- tı. Karar iptal edildi, kurul ortadan kalktı... -Karar iptal edılmese bıle venı gelen kurul üye- leri o karara sahip olamay acak Bir kurulun görev - lerınden bınsı de dldığı kaı jra sahip olmaktır. -\slında kararı almak kolav da. uygulanabılır hükiimlerini koymak çok guç. Kurallarını kov ınak çok giiç Çünkü ya^ayan. ınsanların yasadığı. bu- vük baskıların olduğu bir bölgedeMnız. Çağda^ yaşamla bırdenge içinde korumak zorunda.sınız. Birlikte dü^ünmek. çözümler üretmek zorundasi- nız. Bunlar hıç kolay işler değıl. Bırçok yerde deçözümsu>lükle sonuçlanandu- rumlarvar Böv le bir kurulun toptan değişmesı. za- ten o kurulun aldığı kararın ortadan kalkma.sı de- mektır * ^ ^ * Yeni Kültür Bakanı Agâh Oktay Güner de. "BL'IIIIII hıı ai'lifiııclvrdcıı İHiİH'rım \ ıık diyor. Bakanııı huheri olmadan hıı i^ler na\ılyapıla- biliyor, kıırullıır nasılgörevden tılııuıhiliyor'.' -Zaten ışinen ılgınç v.ıııı. bunun bıropenisyon -,'ibı göriınmcsi. Bakan ıleğıyklığındc. bakan da- ha durumuoğrennıezden önce yapılan bıroperas- yoıı gıbı... Ama tabıı bunun sorumluluğu bakana aıttır Koruma Cienel Müdürluğü. şu anda acaba ko- ruıııavı mı. yoksa SİT kaıarının vumu^ıtılma.sını mı tercıh edıvor' Bu tür soruııları Turkıve'de ya- ş.ıdık [ ıı dramatığı de I^İSO'lerde. vanı Kenan E\rtndoneııiındegorıildii O tarihtc kurullar. otur- nııis bir sistenı değıldi. Kurull.ır yeni venı oluşu- yordu ü sırada Kültür Bakanı'ııdan söyle birta- iınıat geldı: " rürkivt'deSİTalanlançokrıif. Bun- lan a/altin." YanılmıvorsamodönenıdeSlT'lenn yüzde 10u SlT'Iıkten kaldınldı Turkıve'de bu süreç vasan- dı. Kurullar. gelen politık talımat üzerıııe SİT ala- nı ılan edılmı> olan yerlen taradılar. Bazı bölge- lerde dırenme oldıı. ama bazı bölgelerde de SİT kararlannın büyükolçüde kaldırıldığım biliyoruz. Bu. tarihi kentlerımızde yapılasmamn çok hızlı olduğu bir dönenıdır. Örneğin Edırnede bunun çok dramatık sonuçları olmu>tur. Edırnede bazı mahalleler, o dönemde ortadan kalkmıştır. Kım- lığin kaybolmasi süreci o dönemde başlamıştır. Bunu öbür kentlerinııze de genelleyebilirız. Bu süreci Türkiye yaşadı. Bazen polıtik makamların oy kaygısıyla bu tıp yaklaşımları oluyor. Sanıyo- rum. şııanda Koruma Genel Müdürlüğü'nünyak- la^ımı da böyle olduğu izlenimını verıyor. Fikri Sağlar 'ın döneminde de aynı ge- nel müdür giirevde değil miydi? -Ev et. ay nı genel müdürdü. Zaten ilk operasyon. Fikri Sağlar döneminde Izmır'den başlamıştır. Ye- ni bakan gelır gelmez de bunun venıden bir ope- rasyon halinde devreye sokulmasi. bütün bunları akla getiriyor. Tabıı insan. Kültür Bakanlığf nın öbür bakanlıklanı rağmen korııınav a sahip çıkma- sinı bekliyor. Ama tabıı Türkıyede gerçekler öy- I leolınuyor. • • • • • Gelişmiş ülkelerde bu tür keyfi uygu- lamular oluyor mıı? - Bir yerleşim yerinde dev let karanyia bir tari- hi bınanın bulundıığu yerde otoyol geçeeek ya da büyük bir yatırım yapılacak. Yerel yönetım ve halk. kültür mirasına hemen sahip çıkıyor. Ama Turkıve'de kültür nııraMnaen büyük düşman. be- lediyeler oluyor Ege'de. Yunanlılann yaktığı kent- lerden bmsinde sağlaın kalan tanhı bir yapı var- dı Bırgüıı belediyebaşkanı bana. "Gelmişler.yak- mışlar. Hiç eski bina kalmamış. Bir tek şu bina kal- mış. Me>danı yınişletmck için birgeceonu da biz yakaeağız" dedi. Bu anlay ışa göre kalan son tari- hi bınaya da belediye düşman gözüyle bakıyor. OR UŞ I Prof. Dr. RL ŞEN KELEŞ K ultür ve doğa varlıklarımız, anayasanın gü- vencesi altındadır. Ülkemızin her yani, ta- rihin günümüzdeki tanıklan olan yapıtlar- la doludur. 2863 sayılı yasa. tek tek bu ya- pıtlann ve onlardan oluşan 'SlT' alanlarının yete- rince korunabilmesi için özel bir kurumsal yapı ön- görmüştür. Yasa koyucu, bu önemlı alanların ko- runması ve geliştirilmesi işini tümüyle beledıyele- re bırakmak istememiş; bürokratlardan ve üniver- sitelerdeki uzmanlardan oluşan "koruma kuıylla- n"oluşturarak bölgelerdeki uygulamalarla ilgili yet- ki ve sorumlulukları onlara vermiştir. Tarih ve çevre bilinci geliştikçe ve yeret yönetım- ler bu konularda uzmanlaşmış kadrolara sahip du- ruma geldikçe, koruma planlamasında son sözün belediyelere bırakılması çok doğaldır. Yerel de- mokrasi tüm yerel konularda halkın kendı sorun- lannı çözmede sorumluluk üstlenmeye hazır ol- masıyla güçlenir. Yerel siyasal süreçlere bıreysel çı- kartar için değil, kentin ve toplumun lyiliği için ka- tılmaya istek duymakla canlanır. Oysa bugün bundan çok uzaktayız. Tarih ve do- ğa varlıklarının korunmasına çalışanlarla, bireysel çıkar kaygılarını her şeyin ustunde tutan güçler arasında kıyasıya bir gergınlik var. Tarih, doğa ve kültür zengınlıklerıne sahip kentlerımızde. yapı sa- hiplerınden çoğu, yapı iznı, kat ıznı koparabilmek Koruma Kurullannı Korumak için belediyeleri ve koruma alanlannı büyük bir baskı altında tutuyorlar. Kimi zaman da belediye- lerdekı popülıst özenti ve eğilimler, U2rnanlığı ve yansızlıgı temsil ettikleri varsayılan koruma kurul- lanyla aralarındakı sürtüşmeleri büyük boyutlara vardınyor. Son yıllarda, Istanbul'da, Antalya'da, Trab- zon'da, Ege'de ve Orta Anadolu'da, Kültür Bakan- lığı'nın eşgüdümü altındaki koruma kurullannın, ti- tiz ve duyarlı çalışmalar sonucunda gerçekten top- ium yaranna olan koruma kararları almakta ve uy- gulamakta olduklannı gördük. Bu doğrultudaki ka- rarların, devletten, yargıdan. bilinçli bilirkişilerden ve halktan genellikle destek bulmuş olması ger- çekten sevindiricidir. Belli dünya görüşlerinin damgasını kentlere vu- rabılmek için kendilerini halktanf?) görev almış sa- yan kimi belediyecilerin, planlardadeğişiklikyapa- rak çağdışı özlemlerini gerçekleştirme yolları ara- yışları, bilınçle alınmış pek çok SİT kararlannın yar- dımıyla önlenebilmiştir. Bu türlu değerlerin korunması, günümüzde, bir ulkenın ıç soaınu olmaktan da geniş ölçüde çık- mıştır. Koruma, uluslararası sözleşmeler ve bildir- geler yoluyla giderek uluslararası bir ilgi alanı ol- muştur. Birleşmiş Milletler şemsiyesi attındaki UNESCO, UNEP VE HABITAT gibi uzmanlık kuru- luşlanyla, Avrupa Konseyi'nin çalışmaları sonu- cunda, tarih, kültür ve doğa değerlerinin uluslara- rası tüze kurallarının güvencesi altına alındığım gö- rüyoruz. Günümüzde, bunlara, insanlığın ortak ka- lıtı gözüyle bakılması anlayışı giderek yaygınlaşı- yor. (*) Şimdi, gazetelerden, başta istanbul olmak üzere kimi koruma kurullannın ya da üyelerinin, Küftür Bakanlığı'nca görevlerine son verildiğini öğ- reniyoruz. Hükümetlerdeğişince, kimi bakanlann, yakın çalışma ilişkileri içinde olacaklan bürokrat- ları değiştirmek istemeleri olağan karşılanabilir. Ama kamu yönetiminde süreklilik ve tutarfılık ilke- lerinin önemi hiçbir zaman yadsınamaz. Bürokra- siyi tepeden tırnağa değiştiren bu uygulama daha çok ABD'ye özgüdür. Oysa Japonya gibi güçlü bürokrasisi olan ülke^ lerde, siyasal iktidarlann gidiş gelişi, bürokrasiyi kesinlikle etkılemez. Kaldı ki oluşturulmalanndaki Bakanlık öncülüğü- ne karşın, koruma kurulları Bakanhk'tan buyruk alarak çalışan, hiyerarşik denetim zıncirıne bağlı kamu görevlilerinden oluşmazlar. Uzmanlıklarının ve birey olarak duyunçlarının ve etık değer dizge- lerinin çizdiği çerçeve içinde gorev yapan kışiler- den oluşan özerk kurullardır bunlar. Çok kısa bir süre önce görev sürelerinin uzatılmasında devlet- çe bir sakınca görülmemiş olan kurul üyelerinin, haklı gerekçeler göstermeksizin, teker teker ışle- rine son verilmesi, kamuoyunda kuşkular yarata- bilir ve yaratmıştır da. Hiç unutmamak gerekir ki sorun, Bakanlığın bu konuda tüzel bir yetkisi olup olmadığı sorunu değildir. Takdır yetkisi elbette ora- dadırAncak çok büyuk çıkarların söz konusu ol- duğu konularda görev yapan koruma kurullarının kararlarında ve yerleşmiş uygulamada ters yönde değişikliklere yol açabilecek bu türlü ışlemlerin, yetkiîileri tarih ve gelecek kuşaklar karşısında güç durumda bırakması olasılığı yuksektır. Kımı zaman etik ve siyasal sorumluluklar, tüzel sorumluluktan daha büyük önem taşır. Nasıl son 30-40 yıldır, kentlerimizın ve çevremi- zin kişiliğıni ve kimliğını yrtırmesme yol açan ımar ve planlama oldu-bıttilerının mımarlan bugün iyi anılmıyorlarsa; yarın da hazırlıklarının bugünden yapıldığını sandığımız kamu zaranna ıştemlerin so- rumlularını halkımız iyı anmaz. Bu gerekçesiz değişiklıklerin, nejerın ilk adımla- rı olduğunu izleycek ve göreceğiz. İnsan yerieşım- lerinin her yonüyle ele alınacağı ve 2000'li yıllarda evrensel değerleri korunabılmiş, yaşanabilir kent- leri yaratmanın yontemlerinm tartışılacağı HABITAT ll'nın çok yaklaştığı şu günlerde, konunun önemi daha da artıyor. Kent Doruğu'nda. ülkemizin kent- leşme, yerieşme, koruma, planlama ve çevre gibi bir bütünlüğu olan tüm sorunları, başarılı ve başa- nsız polıtika ve uygulamalarla birlikte tartışılıp sor- gulanmalıdır. Ulke ve dünya kamuoyuna bu çer- çevede sunulması öngörülen ıletiler, devlet buyru- ğundakı resmıleşmış kadrolann yani sıra yukanda sözu edıler^açıklık ve yansızlıgı yansıtabılecek si- vıl orgutlenn katkılarıylazenginleştırilmekzorunda- dır. Böyle bir dönemde, ulusal ve evrensel değer- lerimızı hiçbir etkı altında kalmadan savunma sa- vaşımı veren koruma kurullarını. gerektiğinde dev- lete karşı korumak. her yurttaşın gorevı olmalidır. C) UNESCO - Mımarlar Odası. Kültürel Geliş- menın Dunya Onyılı ve Turkıye. E Yayınları, Istan- bul, 1990
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle