Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 NİSAN 1996 PAZAR
8 PAZAR KONUGU
Prof. Mehmet Özdoğan 'a göre kültür mirasının en büyük düşmanı genellikle belediyeler
'Kentsel tahribatın geri dönüşüyok'SUNUŞ ANAYOL hükümetinin ilk icraatlarından birisi nedir. biliyor musunuz?
Koruma kurullarının. kültür mirasını korumak amacıyla aldıklan SlT kararlarını
teker teker iptal etmek: bu kararlan alan kurullan da görevden aimak.
Bazı kurul üyeleri Istanbul'dan Erzurum"a. bazılan güney bölgelerine atanıyorlar.
Daha çiçeği burnunda sayılan yeni Kültür Bakanı Agâh Oktay Güner de SlT alanı
kararlannın iptalinden. koruma kurulu üyelerinin başka yerlere atanmasından
haberi olmadığını söylüyor.
Kültür ve tabiat varlıklarını koruma uzmanları. SlT kararlannın iptal edilmesinin
arazi yağmacılığını, talanı iyice arttıracağı. rant gelirleri kaygısı içinde olan
açıkgözlerin ekmeklerine yağ sürüleceği görüşünü sa\ unuyorlar.
Neleroldu? Neden bu SÎT kararlan birdenbire. hükümet değişikliğinin hemen
ardmdan iptal edildi? Bakan. haberi olmadığını sövlediğine göre bu koruma
kurullarını kim. hangi gizli. esrarengi? el göre\den aldı?
Edirne Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu üyesi Prof. Mehmet
Özdoğan'la bu son gelişmeleri ayrıntısıyla konuştuk. Prof. Özdoğan, "Benim de
görevden alındığım söyleniyor, ama henüz bana bir tebligat yapılmış değil. Neyin
ne olduğunu yakında öğreniriz" diyor.
Prof. Mehmet
ÖZDOĞAN
SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU
Hükünıet değisikliği olur olmaz, ilk ic-
raat olarak koruma kurullarında değişiklik ya-
pıldı. Koruma kurullarının siyasi bir nitelikleri
deyok. Sizyapıtan bu değişiklikleri nasıl değer-
lendiriyorsunuz?
- Koruma kurullan. dediğinız gibi polıtika üs-
tü \e öyle de kalması gereken kuruluslar. Çünkü
bu kuruluşlarınçokgenis yetkrieri \,ır. Türkıye'de
yasalartn ideal olmadığını herkes bılıyor. Fakat
bunlar,cıddı uygulamaları olan kurumlar. üstelik
yeni yenı oturuyorlarveyenı yenigelişiyorlar. Ye-
ni hükümetın bu yaptığınm tamamıy la polıtika dı-
şı olduğunu görüyorum. Bunda başka nedenler
aramak lazım. Kurullarla ilgilı bu operasyon. bu
hükümetle birlıktede başlamadı. llgınç bir bıçım-
de. bir önceki hükümetın Kültür Bakanı olan Fik-
ri Sağlar'ın gprev süresinin son dönemınde de bu
kurullarla ilgılibiroperasvonoldu. Izmir Koruma
Kurulu göre\den alındı. Cstelık bu kurul SlT ka-
rarlan da almıştı.
Bu operasyon. yeni Kültür Bakanı (Agâh Ok-
ta> Güner)göreveatandığı andabırdeıı lıı/ka/an-
dı. Bu çok ilginç. Birtakım soru işaretlerıni de be-
rabergetiriyor
Değişık eğilımlere göre Kültür Bakanlığı'nın
kendı ıçınde mutlaka birpolıtikası oljcaktır. Bu tur
yaklaşimlan demokrasinin gereğı olarak görüyo-
rum. Kurullarda göre\ değışıklığı de normaldır.
Zanıan zaman bu bir bayrak yarışı olarak kabul
edılebılır.
Ancak daha müsteşaratamaM yapılmadan. müs-
teşaryardımcıları ataması yapılmadan. genel mü-
dürler belli olmadan. bakanlığın bütçesi daha çık-
madan. bakan daha bakanlığını tam olarak öğre-
nemeden yapılan bu değışıklıkler: birgöre\ değı-
şıklığinden çok. bir operasyon halinedönuştü. Bu.
rahatsız edıcı bir durum. Bunlar soru ışaretlerinı
de beraberınde getirıyor. Göre\ değışiklıklerını
normal kabul etmek lazım Ama uygulaniş bıçı-
mı \e zamanlaması ba>ka soruları akla getirıyor.
Ikıncı bir şeyın üzerinde durmakta da yarar var.
Kurullann devamlılığının olması gerekir. Bir ka-
ran alıvorsun'iz. ama bunun uygulamaya geçiril-
me.si lazım. Karan almaktan dahaönemiısi, bunun
uygulanmasıdır.
Bir kentsel SlT alanı kararı aldığınız zaman bel-
li birsüre ıçınde bunun yan kararlannın da üretil-
mesi gerekıyor. Gerek oradakı yapılaşma. gerek
koruma. gerek çe\re düzenlemesiyle ilgilı karar.-
lar. sürekliligi olan kararlardır.
O bakımdan bu kararı alan kurulun tümüy le de-
ğiştırılmesı. bu ıji baltalamak anlamına gelır. Da-
ha önceki uygulamalarda kurullardan birer-ikişer
üyedeğişebilir. Bunun olağan karşılanması gere-
kir. Ama kurulun tümüyle değıştirilmesi. daha ön-
ce alınmış bir kararı yok eden bir olgudur.
Bunu en azından normal olmayan bir uygula-
ma olarak düşünmek lazım. Bir de burada hangı
kurulların değiştıği sorunu da \ar. Önceki hükü-
met \eyenı bakan zamanındakı uymılamaya bak-
tığımız zaman gerçekten büyük SİT kararlan al-
mış olan. belki yıllarca önce ahnması gereken ka-
rarlan yeni oluştıırabilmiş olan kurullarda bu ope-
rasyonun yapıldığını görüvoruz.
Bunlar hangi kurullar?
-Önemlı kültür mirasına sahıp Istanbul Suriçı.
Boğaz. Ege kıyıhrından sorumlu kurullar. Bunlar-
da çalkantılar olduğu gıbı bir neden gösterıldi.
Ama haliyle insanın aklına. bu kadar önemlı ka-
rarlar almış olan kurullarda yapılan bu değişikli-
ğe normal göre\ değişikliği dışında bir neden ara-
mak gelıyor.
Bu nedenler sizce ne olabilir?
- Her değerin bir bedeli vardır Turkıye'de stk
sık söylenen bir söz vardır. "Türkne, diinya kül-
tür mirasının sahibidir*". denilır Ama böyle bir
kültür mırası \e doğal zenginliğe sahip olmanın
da mutlaka bir bedeli olması lazım. Bunların ko-
runması ve çağdaş yaşamla birlikte bunların gü-
nümüze aktarılması gerekir.
Gerçek anlamda bir kültür mıraM. doğal çe\ re.
kent bilinci gibi ka\ramlar. Türkiye için daha ye-
ni >eni telafifuz edıliyor. Bunları ancak I974"ler-
de düşünmeye başladık ve yeni yeni konuşuyoruz.
Bunları yeni yeni konustuğumuz ıçin ne oldukla-
rını da venı öğrenıyoruz. Birtakım değerleri koru-
duğuıui7 zaman bunun da bedelının ortada olma-
M lazım. Bu da \ahs.ı kapıtahzm dıyebileceğimiz.
her ısteyenın ıstediğı yerde ıstedığıni yapması öz-
gürlüğünün ortadan kalkmasıdtr.
Sızın bir doğal güzelliğiniz. bir doğal değeriniz
varsa buruyı bozmadan nasıl çağdaş olarak kulla-
nılabıleceğı kisitlamalannı getirecektir. Hertürlü
tanhı değere sahip. dünya kenti olarak HABI-
TAT'a tanıtmaya çalıştığmız Istanbul'da bu kadar
bınkım içinde gökdelen yapamazsınız. Ya da Aya-
sofya ıle Sultanahmet arasına istediğiniz gibi bir
bınayı oturtma hakkına hiç kimse sahip değildir.
Istunbul Üniversitesi Arkeoloji Böliimii
mezıınu. 1963 'ten buyanu üniversite
hiinyesiınle göıvv yapıyor. Şinuliki halde
Istunhul Üniversitesi Prehistoıycı Anabilim
Dah öğretim üyesi. Meslek olarak koruma ve
Türkiye'dearkeolojiyle ilgiliyeni kavramlarm
otıtrmusı komısıımia çalışmular yapıyor.
Ec/inıe-Kırklareli-Tekirdag-Çanakkale'yi
kapsayaıı Edirne Koruma Kurulu üyesi.
lenler eşliğınde de görmüyorsunuz
Bizim. Türkiye'deki 40 bin SlT alanını lüks ola-
rak kabu! eden görüşe. bir karşı görii^ümüz var.
Istanbufu ele alalım. Bu en güzel uygulama ör-
neğı. Heyecanla beklediğimiz HABITÂT Kont'e-
ransı için hazırlanmakta olan Istabul Sergısı'nın
danışmanlarından birısiyim. Ikı \ıl önce. litan-
bul'un bazı tarihi semtlenni ele alalım \e bunla-
rın dünü. bugünü ve yarını olarak tarıhsel bir -.er-
gıleme yapalım dedik.
Ama ikı y ıl çabaladıktan sonra bunun _v apılama-
yacağına karar verdik. Sonunda vazgeçtık Cim-
kü hıçbırısinın tarihıni çıkaramadık Bunların bu-
günü veas.ağı-yukan yarını bellı. Birtakım sövlen-
celerdışında bugün hıçbıryerı somut olarak orta-
ya koyamıyoruz.
Ama uygar dünyadaki herhangi bırkentın yüz-
yıllığına planlannı çıkarabilirler. Bu. bir anlayıs.
meselesidır. Istanbul'da sur ıçınde yeryer 20 nıet-
reye kadar arkeolojık dolgu vardır. Hasbelkader
yapılmış birtakım belgelemeler dı^ında bir ara^-
tırma yapılmamış. Öbür kentlerımızde de arke-
olojik araştırma diye bir şey yok. Yani nereyı tah-
ripettığimizi bıle bilnıeden tahrıpedıvoruz
Burada gözden kaçırdığımız bir şev. \ar. Butah-
ribat, gerı dönüşü olmayan bir^evdır Tahrıbı bel-
gelemeden yok ettığınız zaman \e neyı de vok et-
tığinizi bilmıyorsanız buna hıçbırçare voktur
Peki, bu durumdu İstanbııl, hungiyüz-
le HABITAT'ın önüııe çıkaeak?
-Burada hangi yüzle y aş,ıvorsak o yüzle çıkaca-
ğız. HABITAT'a katılan kuruluşlararasında. kül-
tür varlıklannı koruma öruütlerinın hıçbırı yok.
Sanıyorum. Türkiye"nın en büvük $ansi da bu.
Onlar HABITAT"a katıl^avdı Türkıve çok tatsız
birdurumda kalabilirdi. C'ünkü. Türkıve. bu çer-
çevedekı bütün uluslararası antla-jmakıra ınıza at-
mıştır.
Bu tür k/jruluşlar olmadığı ıçın bu >orun HA-
Bu. kent yaşamayacak. kent güncelleşmeyecek
anlamına gelmez Ama birtakım uygulamalann.
birtakım kısıtlamaların olması. birtakım kuralla-
rın konması lazım.
Kurulların çalışmaları basına. "Bütün Türki-
>e"vi SİT alanına çevirivoriar, ülkcvi donduruyor-
İar'gibı yanlı> vansıtıldı.
Kurullar gerçekten bunu yapıyorlar
mıY
- Hayır. Kurullar. birtakım kurallar koyan. uy-
gulamanın nasıl yapılacağını. her isteyenin her is-
tcdiğıni yapamayacağını getiren çözümler üretı-
yor.
Bu da her isteyenin. her istediğini yapmaya alı-
şık olduğu kesımde bir tepki doğuruyor. Biliyor-
sunuz. Türkiye'de bir rant politikası da geçerli.
Ikınci konutlar. üçüncü konutlara. hatta dördüncü-
lere dönüşüyor.
V'aktıyle fspanya. Yunanistan gibi ülkelerin ya-
sadığı denevımi. bugün Türkiye kıyılannda gör-
meye başladık. Bugün. Türkiye'nin en güzel kıyı-
lanndan birisi olan Sılifke-Mersin arasına artık
olmavan bir kıyı divebılirız.
Kurulların vapmaya çalıştığı.bu tür uygulama-
ları frenlemek. bir kurala bağlamaktı. Ama bu uy-
gulamalara alışık olmayan kesimde birreaksiyon
getirdi.
Belediyelerin de buna alışık oimaması. sorunu
büyüttü. Bu da çok tuhaf bir şey. Çünkü bir bele-
diye. kendı kentının güzellığıyle. kültür mirasıy-
la övünmelı. kendı kentinin güzellığinı ve kültür
mirasının en büyük düşmanı. bızde genellikle be-
lediyeler oluyor.
wmmm Ranttan söz ettiniz. Belediyeler de bu
rantı paylaşmıyorlar nıı?
ÖZDOĞAN-Tabii ki paylaşıyorlar. Üstelik be-
lediyeler. politık seçimle gelen İcuruluşlardır. Ku-
rulun özellıkle politikaüstü kalmasının amacı da
buradan aelıvor.
Kültürlü bir belediye başkanının yapmak iste-
yip de yapamadıgı uygulamaları. kurul yapabile-
cek durumdadır. Bütün bunlar birleştiği zaman,
kurullann düşman sayısı artıyordiyebilirız.
Ya da kurullann uygulamasından rahatsız olan
büyük bir kesim ortaya çıkıyor.
M H a i Bütün Türkiye'nin SİT alanına dö-
nüstürülmek islenmesi eleştirilerinedünelim is-
terseniz...
- Türkiye. zengin bir kültür mirasına sahip bir
ülke. Bunu hepimiz biliyoruz. Türkiye dışındaki
ülkelere de baktığımız zaman dünya hiçbır zaman
boş değıl. Antarktika hariç dünyanın heryenmie
insan yaşamış. Kendine göre hep bir kültürü ol-
muş.
Bugün dünyadaki anlayış. geçmiş, küitür mira-
sı korunarak çözümler üretilmesıdir. Türkiye'de
bugün aşağı-yukarı SlT sayı^ı 40 bin civandır. Bu-
nun üç bin kadarı arkeolojık SlT'tır. Bunun büyük
kısmı sivıl mimari örnekleri. yani kentlerin ıçin-
deki eski evlerdir. Bunlann yani sıra mağaralar. tü-
mülüsler. bazı ağaçlar. doğal alanlar gibi oluşum-
lardır.
Bunlar. alan olarak da Türkiye'nin çok küçük
bir bölümünde kalıyor. Kültür mirası en az ülke-
lerden biri dediğimiz. örneğin Danimarka'ya ba-
kaltm. Danimarka'da koruma altında olan alan.
yüzde 18'dir. Bu. bahçenizin çevresine çekeceği-
niz dikenli tel ya da dallardan yapacağınız çite ka-
dar karışan bir uygulamadır.
Ingiltere'de koruma altında bulunan yer sayısı.
450bıncnanndadır. Bu. Macari.stan'da 85 bindir.
ABD'de. sadecc Boston'da koruma altındaki tes-
cilli bina sayısı. Türkiye'nin toplamından daha
fazla. Üstelik Boston'da koruma altındaki binala-
rın yaşlanna baktığınızda Türkiye'de koruma al-
tındaki binalardan daha eski olduklarını görürsü-
nüz. Bunları I6*ncı. 17'nci yüzyıldan kalma ma-
halleler olarak görme şansınız var. Üstelik bina-
ların penceredoğramalan da pimapenîe çevrilme-
mişdurumda. Bunları çevrelerindeacayipgökde-
BITAT'ta gündeme gelmevebılır \ııu Ivrisi kal-
kıpda Istanbul'un kültürniıra.Mnın ııaMİ korundu-
gunu. hangi normları örnek aldığını sorsa Turkı-
ye'nin buna yanıt \erecek durumda olduğunu hıç
sanmıyorum. Istanbul'a ştı anda kaç ınsaat yapıl-
dığını hiç kimse bilnııyor. Sanıyorum bırkaç bin
civanntladır. Bütün bu ınsaatları donetlemekle mıı-
ze teşkilatı görevlidir. Oysa müzenın bu ışeayıra-
bildiği eleman sayısi ıkı ya da üç ki^idır.
Sur içine bakan kurulun ise birtakım ilke karar-
lan alma gpcü vardır. Bunlan denetlemegücü yok-
tur.Trakya'da dört ile bakan bızım kurulu ele ula-
lım. Avrupa'daki bir ülke kadar sınırı var. Kuru-
lun iki. bazen de üçe çıkan raportörü vardır. Bü-
tün o bölgeyı bu kadar elemanla denetlemeve ça-
lışıyo Bu olacak iş değil. Bir yerde bız korunıacı-
lık oynuyoruz. Ama tabıi bunlar zaman içinde ge-
lişecek şeyler.
• • • ^ Yani zaman içiııde Türkiye 'nin ayukla-
rı suya erecek umudundu mısııuz?
- Evet. Avrupa'da koruma kavranılan 16. yüz-
yılda gelişmiş. A%usturya veÇek bölgesinde eski
eserenvanterinin çıkarılmaya başlanması I57()"e
dayanır. Bız bu kavramlan 1970de venı duvduk
Osman Hamdi Bey zanıanından berı koruma
kavramı vardı. Ama bu. daha çok kaçakçılığa. es-
ki eserlerın bilınçlı tahnbıne karsı uygulamalardı.
Kent birikimi. kent mirası. bölge kültürünün kül-
tür olarak korunması kavrıımıııı ilk olarak
1970'lerde konuşmaya başladık. **80"lerde de bı-
raz biraz uygulama a^amalarına gırdik
• • • • Kültür Bakunlığı, koruma kurullurın-
duki üyelerin görev sürelerini biryönetmelikle
FikriSağlar 'ın bakanlığı döneminde be$ yıldan
ikiytla indirdi. Böylece nıanevi bir baskı mı uy-
gulanmak istendi?
-Burada hiçkimseyi suçlamak istemiyorum. h-
termanevi baskı ıçin olsun. ıster iyi nıvetle yapıl-
mış bir işlem olsun. bunun getireceğı sonuçlarda-
ha önemli.
Kurulların olağanüstü yetkıleri vardı. Aslında
kurulların teşkılatlanması bakımından oldukça iyı
bıryönetmelık. Kurullarpolitıkaüstütutulmuş. iyı
yetkilerverılnıış. hatta belediye meclislerinın üze-
rinde yetkıler verilmıştir. Bunu ıvi niyetle kurul-
mu$ bir örgütlenme olarak görnıemiz lazım.
Bakanlıktanataııanüyelerındegörev süresitah-
dıt edılmemı^tı. Ünnersıteden gelenlere de beş
vılda bıruzatma süresı getirılmıstı. Budadevam-
lılığı sağlıyordu. Cstelık de kurul üvelerineözgür-
ce karar verme olanağı getırıvordu.
Göre\ süresının ıki vıla ındırılmesi. kurul üye-
lerının siireklı olarak Demoklesııı kılıcı gıbı bir
tehdıt altında olmaları ve politık makamın kararı-
na bağımlı kalmalarına yol açacaktır. Bu. avrıca
kurulu politık makamın organı halıne getirecek-
tir. Bu olduğu zaman zaten sistem ıtlas edecektir.
Ba^ta da belırttığım gıbı politık makamlar ov
kavgısivla birtakım etkıler altında kalmaktadırlar.
~Ben bu karan kendinı \ta'mivorum. Siz bu işi üst-
knin"dıye kurula başv uran beiedıye ba^kanları ol-
muîjtur. Türkiye'de artik böyle yeni bevınler. yeni
yakla^ımlar \ar.
Sız kurulu tanıamıvla bir politık ınakama bağ-
ladığınız takdırde Türkıye'de koruma müessesesi
de ortadan kalkacaktır O durumda kurullan lağ-
vedersınız. Herke.s ıstedığıni vapar. Avasof'va'nın
yanına otopark da vapılabılır. surların önüne gök-
delenlerde dıkıleb'ılır.
Evet. İ (,• \ıım(ira1ı Kültür ve Tabiat
I urlıklannı koruma Kurulu, Sarıyer ve Beykoz
çevre\ini doğal SİT alanı ilaıt etıne kararı ulımş-
tı. Karar iptal edildi, kurul ortadan kalktı...
-Karar iptal edılmese bıle venı gelen kurul üye-
leri o karara sahip olamay acak Bir kurulun görev -
lerınden bınsı de dldığı kaı jra sahip olmaktır.
-\slında kararı almak kolav da. uygulanabılır
hükiimlerini koymak çok guç. Kurallarını kov ınak
çok giiç Çünkü ya^ayan. ınsanların yasadığı. bu-
vük baskıların olduğu bir bölgedeMnız. Çağda^
yaşamla bırdenge içinde korumak zorunda.sınız.
Birlikte dü^ünmek. çözümler üretmek zorundasi-
nız. Bunlar hıç kolay işler değıl.
Bırçok yerde deçözümsu>lükle sonuçlanandu-
rumlarvar Böv le bir kurulun toptan değişmesı. za-
ten o kurulun aldığı kararın ortadan kalkma.sı de-
mektır
* ^ ^ * Yeni Kültür Bakanı Agâh Oktay Güner
de. "BL'IIIIII hıı ai'lifiııclvrdcıı İHiİH'rım \ ıık diyor.
Bakanııı huheri olmadan hıı i^ler na\ılyapıla-
biliyor, kıırullıır nasılgörevden tılııuıhiliyor'.'
-Zaten ışinen ılgınç v.ıııı. bunun bıropenisyon
-,'ibı göriınmcsi. Bakan ıleğıyklığındc. bakan da-
ha durumuoğrennıezden önce yapılan bıroperas-
yoıı gıbı... Ama tabıı bunun sorumluluğu bakana
aıttır
Koruma Cienel Müdürluğü. şu anda acaba ko-
ruıııavı mı. yoksa SİT kaıarının vumu^ıtılma.sını
mı tercıh edıvor' Bu tür soruııları Turkıve'de ya-
ş.ıdık [ ıı dramatığı de I^İSO'lerde. vanı Kenan
E\rtndoneııiındegorıildii O tarihtc kurullar. otur-
nııis bir sistenı değıldi. Kurull.ır yeni venı oluşu-
yordu ü sırada Kültür Bakanı'ııdan söyle birta-
iınıat geldı: " rürkivt'deSİTalanlançokrıif. Bun-
lan a/altin."
YanılmıvorsamodönenıdeSlT'lenn yüzde 10u
SlT'Iıkten kaldınldı Turkıve'de bu süreç vasan-
dı. Kurullar. gelen politık talımat üzerıııe SİT ala-
nı ılan edılmı> olan yerlen taradılar. Bazı bölge-
lerde dırenme oldıı. ama bazı bölgelerde de SİT
kararlannın büyükolçüde kaldırıldığım biliyoruz.
Bu. tarihi kentlerımızde yapılasmamn çok hızlı
olduğu bir dönenıdır. Örneğin Edırnede bunun
çok dramatık sonuçları olmu>tur. Edırnede bazı
mahalleler, o dönemde ortadan kalkmıştır. Kım-
lığin kaybolmasi süreci o dönemde başlamıştır.
Bunu öbür kentlerinııze de genelleyebilirız. Bu
süreci Türkiye yaşadı. Bazen polıtik makamların
oy kaygısıyla bu tıp yaklaşımları oluyor. Sanıyo-
rum. şııanda Koruma Genel Müdürlüğü'nünyak-
la^ımı da böyle olduğu izlenimını verıyor.
Fikri Sağlar 'ın döneminde de aynı ge-
nel müdür giirevde değil miydi?
-Ev et. ay nı genel müdürdü. Zaten ilk operasyon.
Fikri Sağlar döneminde Izmır'den başlamıştır. Ye-
ni bakan gelır gelmez de bunun venıden bir ope-
rasyon halinde devreye sokulmasi. bütün bunları
akla getiriyor. Tabıı insan. Kültür Bakanlığf nın
öbür bakanlıklanı rağmen korııınav a sahip çıkma-
sinı bekliyor. Ama tabıı Türkıyede gerçekler öy-
I leolınuyor.
• • • • • Gelişmiş ülkelerde bu tür keyfi uygu-
lamular oluyor mıı?
- Bir yerleşim yerinde dev let karanyia bir tari-
hi bınanın bulundıığu yerde otoyol geçeeek ya da
büyük bir yatırım yapılacak. Yerel yönetım ve
halk. kültür mirasına hemen sahip çıkıyor. Ama
Turkıve'de kültür nııraMnaen büyük düşman. be-
lediyeler oluyor Ege'de. Yunanlılann yaktığı kent-
lerden bmsinde sağlaın kalan tanhı bir yapı var-
dı Bırgüıı belediyebaşkanı bana. "Gelmişler.yak-
mışlar. Hiç eski bina kalmamış. Bir tek şu bina kal-
mış. Me>danı yınişletmck için birgeceonu da biz
yakaeağız" dedi. Bu anlay ışa göre kalan son tari-
hi bınaya da belediye düşman gözüyle bakıyor.
OR UŞ I Prof. Dr. RL ŞEN KELEŞ
K
ultür ve doğa varlıklarımız, anayasanın gü-
vencesi altındadır. Ülkemızin her yani, ta-
rihin günümüzdeki tanıklan olan yapıtlar-
la doludur. 2863 sayılı yasa. tek tek bu ya-
pıtlann ve onlardan oluşan 'SlT' alanlarının yete-
rince korunabilmesi için özel bir kurumsal yapı ön-
görmüştür. Yasa koyucu, bu önemlı alanların ko-
runması ve geliştirilmesi işini tümüyle beledıyele-
re bırakmak istememiş; bürokratlardan ve üniver-
sitelerdeki uzmanlardan oluşan "koruma kuıylla-
n"oluşturarak bölgelerdeki uygulamalarla ilgili yet-
ki ve sorumlulukları onlara vermiştir.
Tarih ve çevre bilinci geliştikçe ve yeret yönetım-
ler bu konularda uzmanlaşmış kadrolara sahip du-
ruma geldikçe, koruma planlamasında son sözün
belediyelere bırakılması çok doğaldır. Yerel de-
mokrasi tüm yerel konularda halkın kendı sorun-
lannı çözmede sorumluluk üstlenmeye hazır ol-
masıyla güçlenir. Yerel siyasal süreçlere bıreysel çı-
kartar için değil, kentin ve toplumun lyiliği için ka-
tılmaya istek duymakla canlanır.
Oysa bugün bundan çok uzaktayız. Tarih ve do-
ğa varlıklarının korunmasına çalışanlarla, bireysel
çıkar kaygılarını her şeyin ustunde tutan güçler
arasında kıyasıya bir gergınlik var. Tarih, doğa ve
kültür zengınlıklerıne sahip kentlerımızde. yapı sa-
hiplerınden çoğu, yapı iznı, kat ıznı koparabilmek
Koruma Kurullannı Korumak
için belediyeleri ve koruma alanlannı büyük bir
baskı altında tutuyorlar. Kimi zaman da belediye-
lerdekı popülıst özenti ve eğilimler, U2rnanlığı ve
yansızlıgı temsil ettikleri varsayılan koruma kurul-
lanyla aralarındakı sürtüşmeleri büyük boyutlara
vardınyor.
Son yıllarda, Istanbul'da, Antalya'da, Trab-
zon'da, Ege'de ve Orta Anadolu'da, Kültür Bakan-
lığı'nın eşgüdümü altındaki koruma kurullannın, ti-
tiz ve duyarlı çalışmalar sonucunda gerçekten top-
ium yaranna olan koruma kararları almakta ve uy-
gulamakta olduklannı gördük. Bu doğrultudaki ka-
rarların, devletten, yargıdan. bilinçli bilirkişilerden
ve halktan genellikle destek bulmuş olması ger-
çekten sevindiricidir.
Belli dünya görüşlerinin damgasını kentlere vu-
rabılmek için kendilerini halktanf?) görev almış sa-
yan kimi belediyecilerin, planlardadeğişiklikyapa-
rak çağdışı özlemlerini gerçekleştirme yolları ara-
yışları, bilınçle alınmış pek çok SİT kararlannın yar-
dımıyla önlenebilmiştir.
Bu türlu değerlerin korunması, günümüzde, bir
ulkenın ıç soaınu olmaktan da geniş ölçüde çık-
mıştır. Koruma, uluslararası sözleşmeler ve bildir-
geler yoluyla giderek uluslararası bir ilgi alanı ol-
muştur. Birleşmiş Milletler şemsiyesi attındaki
UNESCO, UNEP VE HABITAT gibi uzmanlık kuru-
luşlanyla, Avrupa Konseyi'nin çalışmaları sonu-
cunda, tarih, kültür ve doğa değerlerinin uluslara-
rası tüze kurallarının güvencesi altına alındığım gö-
rüyoruz. Günümüzde, bunlara, insanlığın ortak ka-
lıtı gözüyle bakılması anlayışı giderek yaygınlaşı-
yor. (*) Şimdi, gazetelerden, başta istanbul olmak
üzere kimi koruma kurullannın ya da üyelerinin,
Küftür Bakanlığı'nca görevlerine son verildiğini öğ-
reniyoruz. Hükümetlerdeğişince, kimi bakanlann,
yakın çalışma ilişkileri içinde olacaklan bürokrat-
ları değiştirmek istemeleri olağan karşılanabilir.
Ama kamu yönetiminde süreklilik ve tutarfılık ilke-
lerinin önemi hiçbir zaman yadsınamaz. Bürokra-
siyi tepeden tırnağa değiştiren bu uygulama daha
çok ABD'ye özgüdür.
Oysa Japonya gibi güçlü bürokrasisi olan ülke^
lerde, siyasal iktidarlann gidiş gelişi, bürokrasiyi
kesinlikle etkılemez.
Kaldı ki oluşturulmalanndaki Bakanlık öncülüğü-
ne karşın, koruma kurulları Bakanhk'tan buyruk
alarak çalışan, hiyerarşik denetim zıncirıne bağlı
kamu görevlilerinden oluşmazlar. Uzmanlıklarının
ve birey olarak duyunçlarının ve etık değer dizge-
lerinin çizdiği çerçeve içinde gorev yapan kışiler-
den oluşan özerk kurullardır bunlar. Çok kısa bir
süre önce görev sürelerinin uzatılmasında devlet-
çe bir sakınca görülmemiş olan kurul üyelerinin,
haklı gerekçeler göstermeksizin, teker teker ışle-
rine son verilmesi, kamuoyunda kuşkular yarata-
bilir ve yaratmıştır da. Hiç unutmamak gerekir ki
sorun, Bakanlığın bu konuda tüzel bir yetkisi olup
olmadığı sorunu değildir. Takdır yetkisi elbette ora-
dadırAncak çok büyuk çıkarların söz konusu ol-
duğu konularda görev yapan koruma kurullarının
kararlarında ve yerleşmiş uygulamada ters yönde
değişikliklere yol açabilecek bu türlü ışlemlerin,
yetkiîileri tarih ve gelecek kuşaklar karşısında güç
durumda bırakması olasılığı yuksektır. Kımı zaman
etik ve siyasal sorumluluklar, tüzel sorumluluktan
daha büyük önem taşır.
Nasıl son 30-40 yıldır, kentlerimizın ve çevremi-
zin kişiliğıni ve kimliğını yrtırmesme yol açan ımar
ve planlama oldu-bıttilerının mımarlan bugün iyi
anılmıyorlarsa; yarın da hazırlıklarının bugünden
yapıldığını sandığımız kamu zaranna ıştemlerin so-
rumlularını halkımız iyı anmaz.
Bu gerekçesiz değişiklıklerin, nejerın ilk adımla-
rı olduğunu izleycek ve göreceğiz. İnsan yerieşım-
lerinin her yonüyle ele alınacağı ve 2000'li yıllarda
evrensel değerleri korunabılmiş, yaşanabilir kent-
leri yaratmanın yontemlerinm tartışılacağı HABITAT
ll'nın çok yaklaştığı şu günlerde, konunun önemi
daha da artıyor. Kent Doruğu'nda. ülkemizin kent-
leşme, yerieşme, koruma, planlama ve çevre gibi
bir bütünlüğu olan tüm sorunları, başarılı ve başa-
nsız polıtika ve uygulamalarla birlikte tartışılıp sor-
gulanmalıdır. Ulke ve dünya kamuoyuna bu çer-
çevede sunulması öngörülen ıletiler, devlet buyru-
ğundakı resmıleşmış kadrolann yani sıra yukanda
sözu edıler^açıklık ve yansızlıgı yansıtabılecek si-
vıl orgutlenn katkılarıylazenginleştırilmekzorunda-
dır. Böyle bir dönemde, ulusal ve evrensel değer-
lerimızı hiçbir etkı altında kalmadan savunma sa-
vaşımı veren koruma kurullarını. gerektiğinde dev-
lete karşı korumak. her yurttaşın gorevı olmalidır.
C) UNESCO - Mımarlar Odası. Kültürel Geliş-
menın Dunya Onyılı ve Turkıye. E Yayınları, Istan-
bul, 1990