27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAVFA CUMHURİYET 21 NİSAN 1996 PAZAR 14 İŞARET FJŞECİ KULTUR ZEKİ COŞKUN KÖŞEBENT ENİS BATUR umh tşte. korktuğumuz şeyler bir bir olu- yor. Kim. nereden. niye akıl etti Dede'nin 150. ölüm yıldönümünde onu anmayı? Sağın solun ortasına. herkesin boygös- terme yanşına 150 yıl öncesinin nağme- leri düşüverdi durdukyere. Kemiklersız- lıyor. nağmeler inliyor. Bugiine dek Dede Efendi kimdir. ne yapmış ne etmi*, bilmeyenler. bilinçli ya da kendiliğinden umursamazlıkla, unu- tuşla kulaklarını o seslere kapatanlar. bunca gürültünün ardından muhtemelen "Dede Dede dedikleri madem buvmtış, bana neondan" deyip çekilecekler kö- şelerine. 19%. 150. ölüm yıldönümü nedeniy- le Dede Efendi Yılı ilan edildi. Dönemin Kültiir Bakanı Fikri Sağlar. bunu "Geç- mişimizle banşık olma adınıı' olarak sundu. "Son derece yerinde. doğru bir adım" dedik biz de. "Eğer boş övgüler, protokol törenleri-gösterilerh le >etînil- mez: dün ve bugünün ne oldıığuna ö\ü- nülmeden, yerinilmeden, bakılır ineele- nirse yerinde bir girişim" dcmi^tik. (18 şubat. Cumlıuriyetl "Dede'yi bir kez daha öldürmeyin" başlıklı bu yazının üstünden iki ay geç- tı. Olan biten her şey orada dile getirilen kaygılan dogruluyor. • • • 16 nisan salı akşamı. Devlet Klasik Tiirk Müziği Korosu. Cumhurbaşkanlı- ğı Senfoni Orkestrası Salonu'nda Dede Efendi "ninyapıtlanndanoluşan bir kon- ser verdi. Cumhurbaşkanının. Kültiir Bakam'nin ve protokol gereği Alpars- lan Türkeş'in en ön sırada izlediği kon- ser. TRT-1 ekranından naklen yayımlan- dı. Izlerken 150 yıl öncesinin. 25 yıl ön- cesinin ve bugünün olayları arasında gi- dip geldim. 150 yıl öncesi epey eskilerde ve Dede EfendMiintrajedisineilişkinolduğuiçin şimdilik dursıın. 25 yıl öncesindevse 12 Mart'ın civcivli günİen var. O sırada bir başka olay var ki, Dede Efendi Yılı ne- deniyle arşivlerden çıkıp bir kez daha anımsandı: Yine ölüm yıldönümü vesilesiyle Itri konseri düzenlenmiştir. Kü'.tür Bakanı Talat Sait HalmaıTın da onayıyla konser CSO Salonunda \erilecektir. Fakat sa- lonun asıl sahipleri (CSO üyeleri) buna şiddetle karşı çıkarlar. Afişler indirilir vb... "Ankara'da salon mu yok, örneğin An Sineması kullanılabilir konser için" dcr C'SO'cular. Kaygıları: "Eğer orada De- de Efendi, Itri icra edilirse. bir sürv son- ra yozlaşmış piyasa müziği de girebilir!" Tartı^ma büyür. Dönemin güçlü kale- mi Ahmel Kabaklu güçlü gazetesi Ter- cüman'da CSO'culara. 'Batıcılar'a verir veriştirir... Talat Sait Halman. Nihat Erim'in "Beyin Kabinesi"ndeki dağılı- manın da etkisiyle istifa eder. Siyaset ve şiddet kasırgaları arasında Itri'nin kim olduğu. CSO'nun ne olup ne olmadığı da savrulupgider. 'Çumhurbaşkanı, zurna dinlemeyiversin' Sonraki 25 yılda siyaset ve şiddet ka- sırgası daha da artmıştır "Opera ve ba- leozellestirilsin.de> let himayesi kalksın". "Cumhurbaşkanı halite olsun" önerile- ri lıenüz dillendirilmeden önce bir ınil- letvekili. sanki bıınlara hazırlık babında. "Cumhurbaşkanı da bir yıl Meclisaçılır- ken zurna dinlemese ne olur" deyiverir. Milletvekili. Cunıhurbaşkanlığı Sen- foni Orkestrası'nı kastetmektedir. Orada zurna çalmadıgını bilir, ama hınzırlığı- na öyle der. Işte o CSO'nun salonu böy- lesi tartışmalann ardından Nevzat Atlığ Göğsümüzün içindeki kartal Ses, ritim ve onları üreten "duyum" kav naşnıası Sinekli Bakkal'daki kadar ko- lay olmuyor. Kilıseden aforoz edilmış piyanıst Ple- regrini. Sinekli Bakkal'lı hafız Rabia'nın okuduğu "\lneze>rak-ıderunum kınlıp kenara düştü"şarkısıvia kendınden ge- eer. Hamlet'edek uzanır. Halide Edip, Pe- regrini'yi Rabia'ya âşık ederek \e adını Osman'a çevırterek "Doğu"nun ruh ve kişilik âleminde " 4 Batı"ya üstünlüğünü ilan eder. Fakat negaripki. "Dede'len ka- rıştırır. İsnıail Dede'nin ^arkısını. "diin- \ a kaygusunu, dün> a hırsını. hırka \e aba- ya değişen. dedelerin en uslusu Galip De- de'nin birşarkısı** olarak sunar! • • • Ismaıl Dede.giyim kuşamdan sofradü- zenine. eğlence ve ze\ ke dek "kültürel ik- lim"in değıştığı dönemde ya^adı. müziği o iklimin üriinii. "Alaturka"mn "alafran- ga"ya kucak açtığı bir dünya var orada. V'als edasındaki "Yine Bir Gülniharde oidugu gibi. Dolayısıyla bugün "Bancılık-çoksesli- lik"le Dede'yi coktan seçmeli test soru- suna çevirmenin anlamı yok. Tabii. eğer müzik profesyonel uğraşımızsa. birınden birini seçmek. hangi koşulda olursa olsun. "Dede Efendi hakkında bilgili olmasam da olur" deme lüksümüz de yok. GerçiTürkiye. Sinekli Bakkal-Osman- lı sonrası "Vâ o-ya bu" ikilemini yaşadı. Füruzan'ın "47'liler" romanındaki bir ögretmen tıpinın ifadesiyle. "Alaturka müzikten nefret etnıekk- ilerici sa>ılma- nın eş anlam taşıdığı dönem"ler yaşandı. Yine oradaki ifadeyle "Bach'a. Beettıo- ven'a dönerken Itri'vi unutnıuştıık." Ama bir şey daha var. Tanpınar. bu sü- recin çok daha öneeden. Dede'nin dö- nemlennde basjadığını iijaret eder \e so- rar: ' 'Dede'nin bu unutma\ı tattığını. bizim ise cemaat olarak maalesef buna daima rajı olduğumuzu tekrarlamava lüzum \ar mı?" i$in tulıafı. Tanpınar unutmaya "Hak- kımız da var"diyor. bir tiir kaİenderlik. bir tür caresızlıkle. "Bir Bach. bir Beet- hmen, bir Itri. bir Mozart. bir Dede da- ima beraber vaşamak için çok güç arka- daşlardır. Her an a\nı yükseklikte uçul- maz. Her an t^nı insan olnıak güçtür. Her an goğsümü/ün içinde bir kartal besleve- me\iz." Yıneışintuhafışuki. Batı'nınböylcbir derdi hiç olmadı. Mozart. Osmanlı meh- termüziğını dealdı.kiliseninsonatınıda. Doğu sazlanndan klarneti de senfoni or- kestrasına aldı. Bugün de Peter Gabriel. Kutsi Ergu- ner'i yanına alıyor. Bizdeyse Dede hâlâ bir "nostalji". Demek kı göğsümüzün içindeki kar- taldan ürküvoruz hâlâ. yönetimindeki Devlet Klasik Türk Mu- sikisi Korosu'na açılır ve Dede Efendi. ölümünün 150. yılında 'devlet ricali'nin de katılımıyla anılır. 25 yıl önceki isyan kıpırtılanndan eser yoktur şimdi. Ama o kıpırtıyı anımsatan başka bir ş.ey var: CSO'daki Dede Efendi konseri arifesinde. CSO üyesi ve 'Devlet Sanat- çısı* Suna Kan'la yapılmış bir röportaj. Röportajı yapan. yukarıda anılan millet- vekilini anımsatır bir hınzırlıkla soruyor Suna Kan'a: "Dede Efendi nıisize daha yakın? Itri mi. Hafız Post mu?" (Sanır- sınız bunu soran arkadaşın saydığı isim- lerle arasında 'yakınhk'lar var.) Kan. iç- tenlikle. "Hiçbiri bana yakın degil"yanı- tını veriyor. Röportajı yapan. "Hiçdüşmanlıkyap- tınız mı bu müziği yapanlara" sorusuyla 25 >ıl önceki Itri olayını gündeme geti- riyor ve son hanıleyi yapıyor: "Peki,'De- de Efendi veya Itri olmasada olurbenim kültürüm içinde' somıcu çıkar mı bura- 'Milli adunh sıuıata geçit' * HÜLYAK.\RABAĞLI A.\KARA - Türk-islam sentezi ide- ologlanndan Kültür Bakanı AgâhOkta> Güner'inSHPveCHP'ninkoalisyonor- taklıgı döneminde görev yapan bürok- ratlan. daha üst ınakamlara yerleştirdiği RP ve MHP yandaşı kişiier aracılığıyla yakın takibe aldığı öğrenildi. Gösterdiği başan nedeniyie ilk kez bu yıl "uluslararası" nitelik kazandınlan ve dünyaca ünlü - Sof>"a, Bükreş ve Hayfa" Orkestralan'nın davet edildiği "X Aspen- dos l luslararası Opera ve Bale Kestivali" Güner'in yaptıgı tırpanla "evrenseJ" ol- maktan çıkanldı. Moskova veBerlinTu- rizm Fuarlan'na gönderilen ilk festival programı iptal edilerek, yeniden düzen- • Kültür Bakanlığf nda sanata ve personele sürgün. MHP ve RP'li kadro CHP'li bürokratlan yakın takibe aldı. 3. Aspendos Opera ve Bale Festivali'nin uluslararası boyutu iptal edildi. lendi. CSO'da, milli motiflı repertuar beklentisi huzıırsuzluğu artırdı. Güner'in üst makamlarile aktif görev- lere getirdigi MHP ve RP'liler aracılı- ğıyla SHP ve CHP'nin hükümet ortaklı- ğı döneminde görev yapan bürokratlan çalışma düzenleri. telefon konuşmalan ve görüjtükieri kimlikler yönünden ya- kın takibe aldırttığı öğrenildi. Bakanlık- ta "kutlamada" bulunmayan personelin isimlerin tek tek belirlenerek veni kadro- lara bildirildiği kaydedildi. Güner. "miOi kültür" politikasının ilk uygulamasını tırpanladığı 8-24 Haziran 1996 tarihleri arasında evrensel nitelikte yapılacak olan 3. Aspendos Uluslarara- sı Opera ve Bale Festivali'nde yaşama geçirdi. Alınan bilgiye göre. Güner'in daha önce hazırlanan Berlin ve Mosko- va Turizm Fuarlan'na da gönderilen ilk festival metnini iptal ettirdigi yerine "uhıslararasrkimükten çıkanlan prog- ramı yürürlüğe koydugu bildirildi. Gü- ner'in talimatıyla davet edildikleri daha önce kendıleriiie bitdirilen dünyaca ünlü Bükreş, Sofya -,e Israil'li Hayfa Orkest- ralan'nın programlanna da son verildi. ADOB 'un yurt gonelinde yapmayı plan- ladığı turne programları da ipta! edildi. dan?" Kan, içtenliği -ve alçakgönüllülü- ğüyle- "O kadar bilmediğim şey var ki. Itri ve Dede Efendi hakkında da bilgili ol- masam olur" diyor. İs,te"Cumhuriyetyabancılaşmasrnın, "kayıp kimliğin" belgesi! Kendi söyle- yip rakibe de onaylattığınız söz manşe- te çıkıvenyor: "Dede Efendi'yibilmesem de olur."Bakın siz şu yabancılasmaya! Sen dünya çapında keman virtüözü ol. kendi müzikal kaynaklarını. onun anıtla- rını tanıma. bilme... Olacak şey mi? Bunu belgelemiş olan gazeteci açısın- dan bir 'başan' söz konusu da. rakibi kö- şeye sıkıştırıp kündeye getirme manev- relanna Dede Efendi niye alet ediliyor, bunu anlamak zor. Demek o hâlâ bir miğfer. Dede'nin işi ne burada? Öleli 150 yıl olmuş. biraz da Dede'yi analım. dendi ya. anlaşılan bu yıl epey anacağız! Yukandaki kündeleme söyle- sısi yayımlandıktan iki gün sonra CSO'da Dede Efendi konseri verilirken Suna Kan ne düşündü. merak ediyorum. 25 yıl önceki kaygılarını hâlâ koruduğu- nu söylüyor. Muhtemeldir. haklı da çıkabilir. Çün- kü rüzgârtersinedöndü. 25 yıl önce kim- senin aklına CSO'yu tartışmak gelmi- yordu. bugün o kurum kastedilerek "Zurna dinlemev hersin Cumhurbaşka- nı" deniyor. O gün CSO'dan 'alaturka'ya karşı yükselen itirazlar Kültür Bakanı'nı istifaya götüriiyordu. Bugün Kültür Ba- kanı -ve Cumhurbaşkanı- CSO Salo- nu'nda Dede Efendi'yi dinliyor. Ama ne dinleme! Konser bitnıiş, alkışlarsürüyor. Şefve koro, sazlar sahnede. Kültür Bakanı. bir düğünde gelini ya da kızının oyunu çok begenilen kayınpeder edasıyla. kaşını gözünü oynatıp kafasını sallayarak koro- ya izin veriyor. 'misafirleri kırma' der- cesine. Iş bununla kalmıyor. sunuculuk görevini de üstlenen korist mikrofona geliyor."Sayın Cutnhurbaşkanım"dıye başlıyorsöze. birkaç cümleyle Dede'nin hayatın içinden bir adam olduğunu an- latmaya çalışıyor ve örnek olarak ses- lendirecekleri parçayı anons ediyor: "Cahar attım şeş ovnadım/Gene felek yendi beni"! "Sayın Cumhurbaşkanım"hitabıvla şarkının adı birleşince bir tebessüm be- liriyoryüzlerde. Tabii "6defagidip7de- fa geldim" diyen Sayın Cumhurbaşka- nı'nın yüzünde de. Şimdi bütün bunların içinde Dede Efendi ve onun müzige getirdikleri ya da ogetirdikleriylebirlikteişaretettigi.ifa- de ettiği dram nerede? Soruyu başka tür- lü sormalı: Dede'nin pe işi var bunca kj- şisel ya da kurumsal ihtirasın. kavganırı arasında? Daha önceki yazının başında "Tüke- nen sesterden yepyeni bir avaz' yaratmış. Ardına dönüp baktığında 'Artık bu oyu- nun tadı kalmadı' demiş. Dinleyenlerin. duyanlann 'veni bir ruh' bufduğu şarkı- larda. bestelerde asıl kendine ait olan se- sin kaybolduğunu görmüş... Ve bir tür in- tihar yolculuğuna çıkmış" sözleriyle an- latmıştık Dede'yi. Acaba 150 yıl yeter bir süre degil mi o trajediyi aşmak, trajediyi nedenleri ve ürünleriyle birlikte anlamak. duymak. çözmek için? Yok. herkesin kendi oyunu kendine ye- tiyorsa, o zaman Dede'yi ya da başkası- nı vesile etmeye ne gerek var' t\'ot: "Pantdan 'ııtanç'thıvuklıığııtlmr- leı" in ardından bu hafta "Panııun crde- nıi"ni \e kutsanmasım rartışacaktık. De- de önegeçti. Bonitm borç. hafiaya baka- rız paraya. Şapkaya Dikkat İktidann, gücün, erk'in garip göstergesi: Şapka. Tarihin ve Coğrafyanın farklı yerlerinde farklı biçim- lerde çıkıyor karşımıza: Anibal'in, Yavuz Sultan Selim'ın, Bismarck'ın, Churchill'in büstlerini yan yana diziyorum kafamda; Şeyhülislam, Papa, Ha- hambaşı, Dalai-Lama portrelerini ekliyorum onla- ra; sisin içinden idi Amin'in, Franco'nun, Stalin'in buyurgan kafalarını süsleyen dekorlar geçiyor. Bizim siyasal yaşamımızda da canalıcı simge. Özellikle de, önceleri şapkasını alıp gitmekten baş- ka çare bulamayan, en sonunda şapkasını kaptır- mamak için ona sevgiyle yaklaşan vatandaşla bile çekişmeyi öğrenen Süleyman Demirel nedeniyie: Televizyon görüntüleri sanıyorum ulusal bilincimize mıhlanıp kalmıştır. Muhalefetin ayrı bir şapka kültürü geliştirdiği göz- lemlenir. Bunu, Ecevit'in kasketini düşünerek söy- lemiyorum. Her dönem, kendi sistemiçi, sistemdı- şı ölçütlerini koyar, koymuştur: Şapka inkılâbından bugünün sarıklarına uzayıp giden bir liste. Şapkayı muhalif bir silah gibi kullanmak bir tek si- yasilerin eğilimi olmamıştır. Charles Chaplin'de şapka başlı başına bir ritüel yaratmış, Beckett'in kahramanları ayrı, özel bir dil kurmuşlardır şapka- larıyla. Onların selamlarında hemen hep zarif bir başkaldırı üslûbu gizlenmiştir. Pek çok şapka tarihi yazılmış olsa gerektir ya, be- ni, elime rastlantıyla geçen bir çalışm, Borsalino şapka fabrikasının 100. kuruluş yıldönümüyle ilgili olarak yayımlanan "Omaggio al Capello" çoketki- lemişti: Şapka için bir saygı duruşu. Oradan, o güne dek dikkatimi çekmemiş bir ko- nu çıkageldiydi: Resim sanatında, ressamların dün- yasında şapkanın yeri. Jan van Eyck'ın, Hugu- et'nin, Carpacio'nun, Raffaello ya da Remb- randt'ın şapkalı kahramanlarını bir bir gördükçe, çoğunu anımsamıştım da, şapkalı otoportreter bö- lümünde açıkçası afallamıştım: Goya'dan Cezan- ne'a, Van Gogh'tan Vlaminck'e şapkalı ressamlar galerisine bizden Avni Lifij Bey'i katıvermiştim he- men. Yazarları da şapkalarıyla düşünürüm ben. Ba- udelaire'ı tuhaf melon şapkasıyla. Kafka'yı hafif yan yatmış şapkasıyla, Gide'i tuhafın da tuhafı ser- puşuyla, Tournier'yi başından eksik etmediği yün takkesiyle. Ibnülemin Mahmud Inal da yün takkesiyle bu antolojide yerini alır. Haldun Taner beresiyle, Atti- lâ llhan kaptan kasketiyle, Salâh Birsel fötrüyle. Ferit Edgü Borsalino'suyla peşı sıra gelirler. "Kasketini acılarının üstüne eğen" Cemal Süre- ya, bir şiirinde "Adam şapkasına rastladı sokakta I Kimbilir Kimin Şapkası" imgesine dayanır. Bu dize- ler bana dünya edebiyatında şapkaya hak ettiği seçkin konumu veren bir başka yazarı, Milan Kun- dera'yı çağrıştırıyor. Bu romancıda bir büyülü eşya niteliği kazanır şap- ka, şapkalar. Onu kâh siyasal simge kılar: Baskıcı yönetimlerin yetkilileri dönüp yakın tarihin belgele- rinde bozuşturmaya giriştiklerinde, artık sakıncalı kimliğe bürünmüş olanları fotograflardan silerler, ama şapkaları unutulur! (*) Kundera, kâh bir varoluş eğretilemesi kurar onun- la: Şapkasız başlar, tıpkı başsız şapkalar gibi, ha- yatın traji-komik tahteravallisini sallar. "Gülüşün ve Unutuluşun Kitabı"nın unutulmaz sahnelerinden bi- rinde, cenazetöreninde uçan bir şapkanın ardından, ağlamak ile gülmek arasındakı kıl payında, yaşamak ile ölmek arasındaki kıl payını sınar. Şapkanın altındaki başın kaybolması sert, hazin bir imgedir. Başın üzerindeki şapkanın kaybolması yumuşak, uçarı bir imge oluverir burada. En iyisi, diyorum. insanın şapkasıyla birlikte var ya da yok olması değil midir? (*) Hamiş: Veysel Uğurtu, Hikmet Onat'ın bir tablosunun restorasyonunu yaparken, benzeri bir durumla karşılaşmıştır: Ressamın otoportresini te- mizlerken.gerçekte başının üzerinde birfes olduğu- nu, fesi sonradan (herhalde şapka devriminin ardın- dan) örttüğünü keşfetmiştir. JW'JM^^ CAIHtRlNE DtNtl Vt [>A\IH Al TH'İL SEVDİGİM MEVSİM "MA SAISON PREFEREE" « ANPM TECHItt IIL« Beyoğlu ALKAZAR (245 7383)11.30-14.15-16.45-19.15-21.45 3 MAYIS TAN ITİBAREN CAPITOL SİNEMALAHINDA Teşvikiye AFM (230 94 38) Pabb Neruda'nm Romantizmine kirnse karşı koyamaz POSTACI İJ_f*s«jl_n« SON HAFTA 14.00-16.15-21.00 BULUNMAZ KÜLTÜR MERKEZİ (NAZIM HİKMET SAHNESI) Felsefe Semineri Düşünce Yöntemi Cengiz Gündoğdu 21 Nisan'96 Saat: 13.00 AKIS TIYATRO TOPLULUĞU "Kutsal Kadın" 21 Nisan '96 Saat 15.00 Mayakovskİ-Nazıta GÜNEŞİ İÇENLERİN TÜRKÜSÜ Şiirli Tiyatro Canlandıran: Cüneş Yakın 21 Nisan '96 Saat: 17.00 BULUNMAZ TİYATRO-İSTANBUL HAZIROL Yazan: Aziz Nesin Yön: H. Bulunraaz 21 Nisan 1996 Sut: 19.00 Galeri Atölye ilanlarınız için: 293 89 78 O hat) Istiklal Cad. Aznavur Psı. 212/8 Galatasaray Tel.: 513 74 31 • 251 85 23 dostlar tiyatrosu Baro Han Tel: 293 81 37 Aziz NESİN Cenco ERKAL AZIZLIKLER Yalnız 12 Oyun Cuma: 21.00/C.tesi: 18.00 Pazar: 1S.00 ŞEHİR TİYATROLARI HARBIYE MUHSIN ERTUGRUL SAHNESI (240 77 20) MELİH CEVDET ANDAY MIKADONUN ÇOPLERI ARSLAN KA.CAR KRAL'A 'CNE1N EKOIKISNN 17,18.19.20.21 NISAN FATIH RESAT NURI SAHNESI (526 53 80) •>F?, ABLAMKAOUt a i l NBAN (SAAT: 11.00) ;AVAŞ DİNÇEL GURULTULU PATIRTILI BİRHIKAYE CJETEN HAKANALT1NER 17.18.19, 20.21 NİSAN »V SHAXE5PEAR&NEŞE ERÇFIN BİR GECE MASALI fONcTEN NEŞE ERÇETIN a 21 NBAN (SAAT: 11.00) USKUDAR MUSAHIPZADE SAHNESI (333 03 97) N.AZıM HİKMET / MACIT KOPEP. ASLOLAN HAYAHIR v ONfTîN MACtT KOCER 17. 18,19,20,21 NİSAN -EıN'JCH BOLL / DEN Z J BİRLİKTE OYNAYALIM •'DNflcN MNİZUTCUNE» 2a 21 NİSAN ISMT: 11.00) K A D I K O Y H A L D U N T A N E R S A H N E S I (340 04 6 3 ) FRANCA PAME - 3AFJC -0 AÇIKEVLİLİK 17. IB. 19.20,21 NİSAN SEHA-ERBİLGOKTAŞ BÜYÜLÜ GöU •:ME^', CANDOGAN 20,21 NISAN ıSAA* : I 30) HARBIYE CEP TİYATROSU (240 77 20) FERENC KA.R1NTH7 PEYNİRLİ YUMURTA CJtRi CAHD0GAN,TUU<C5l ÇCOEHÖZTtK .iMSA.Mi8.X-I5») 16. 19NİSAN IIİ.OC; İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU 22 Nisan Pazartesi Saat: 19.30 DALE KAVANAGH Gitar Resitali Villa-Lobos, J.Rodrigo, A.Tansman, J.M.Zenomon, N.Paganini, C.Domeniconi, M.Giuliani Bilet Fiyatları: 300.000-200.000 TL ***** 23 Nisan Salı Saat: 15.00 OEMALKŞİT REY KONSBt SALONU OFEKAte ORKESTRASI Genel Sonot Yönekneoi: Arda Aydoğan Üzeyir Hacıbeyov ARŞIN MAL ALAN (Müzikal Komedi 2 Perde 4 Sahne) Çocuk Şenliği Özei Gösterisi için indirimli Fiyat: 200.000-100.000 TL ***** 24 Nisan Çarşamba Saat: 19.30 SOFYA "BODRA SMYANA" ÇOCUK KOROSUKoro Şefi: ülvana Bocheva Bilet Fiyatları: 300.000-200.000 TL CRR Konser Salonu: 232 98 30-231 54 98 IRra-rwwKiknnıı sa* lo 00 [') « a m )oj><ıl ı-dıür ONUNE BİIM Sallfl için _ Uodem no: ıO212| 227 44 99 Tel: (0216) 336 37 92 AKM Konser Gisesi: 251 56 00 AKMERKEZ Danışma: 282 01 70 CAPITOL AHuni2ade: 391 19 30 • Mviinal Kultüt Sanat Gise Tel: (0216) 349 38 61 Kadıkoy Eski Iskele Meydanı • UEGAV1ZYON Uusic « Hultimeı»* _ Beyoğlu: 293 07 59 ' 60 Salonurmjzun bjm tiyat kaderr«iennde öğretmen-öğrena-efneMİ ve BOyûkşetııf BelediyeSJ mensuplarma % 50 en az 30 ktşıfık gruptefa % 20 indinm yapılmafctadır Tanıtım Sponsoru Cafe-Galeri Nur Altuğ Yağlıboya Resim Sergisi t5Nisau- Büyükdere Cd. No : 57/1 Maslak Tel : 285 15 6S - 276 22 54 RAFET EKIZR E S İ M S E R G İ S İ 11 Nisan - 4 Mayıs 1996 PASSION SANAT GALERİSİ VE ATÖLYESİ LTD. STİ. Zeyiinoğkj Cad Seief & Dsıız Apt. 47/2 Akotfor Tel: 268 12 69 - 269 35 A5 Calerimiz hergün 10.00/19.30 arası açıktır. SANAT ODASI MEHMET İLERİ Resim Sergisi 6 - 2 5 Nisan '96 General Necmettin Öktem Sk. No:l3'l Erenköy Tel: (0214) 355 35 87 TAMER AKAKIMCI Resim Sergisi I - 25 Nisan 1996 iş Bankası Parmakkapı Sanat Galerisi Beyoğlu TiH. 244 20 21 ADAMDIR Martı Sanatevi (Baro Han Istiklal Cad. 330 Tüntl) Cumjmsr t S 00 - 21.00 Puın IS.00 Gljt (0212) 2»3 81 37 Kulıur Bakjnlıgı'mn ft«/ı: Mlh'ır Günşira/ Dramaturjı: Çetin S a r ı k a r t i l Miiiık: Turgay Erdener, Paul Dessau SARIYER SANAT TİYATROSU Beyoğlu Muammer Karaca Tiyatrosu nda 10212) 251 98 IQ SKARMETA ATEŞLI SABIR Politik Oyun 2 Perde Yöneten:Sabahattin Mutluer Her Pazar 18.30 Gîi n (ij^inrvcn tttCflı bir aahırki lionaııtnış tjiarak görtıetnlt keıtilere Öğrencİ, sendikalı işçt ve memura %50 indirim yapılır. GÖKKUŞAĞINDA ŞENLİK VAB Müzikli Kabare Oyuncular Levent TÜLEK Pelınsu PIR. Kayhan YILDIZOĞLU. Renan BİLEK. Parkan ÖZTURAN. Serap TURGAY. r '•,M7J, 1 KARABULUT Ferjcnıbe 2 I <)(j (MalK Günû) Cuma 11 O() C.tesi 15.3<) 2I.ÜI) Pazar 20.00 Vazan: l.evunl Tülek Küçük Sahne'de Isüklal Cad. Allas Pasaji Küçük Sahne Tel: 245 24 90 - 251 85 87 Biletler Cişernizde Bu ksmedi aize il«ç gibi gelecek HYSTERIA TERRT 1OHNSON KAS*POĞIU IMMK OUYOU SAĞmOĞlU " » * « » " " **: CAFU TİĞİTt» Zuhal Olcay Haluk Bilginer Mehmet Akan Selim Naşit özcan 18-21 Nisan DORMEN TİTATROSÜ (SON HAFTA) Perşembe : 21.00 (HalkGunu) Cuma:21.00 Cumartesı : 15.00-21.00 Pazar : 15.00 Bilel Satış Yerleri: Dormen Tiyatrosu: (0-212) 241 27 37 Vakkorama Taksun. Suadiye, Manjina] Bilet Saüş Gişesi Dormen Tiyatrosu Ergenekon Cad. No. 98 Pangalo 23-24-26 27 Nisan ATAKÖT.YTJNUS FJMR£ KÜLTÜR MERKEZİ (YAİJB2 5 OYUN) 23 Nisan Sah: 21.00 24 Nisan Çarşamba: 21.00 26 Nisan Cuma: 21.00 27 Nisan Cumartesı- 15.00-21.00 BUetSatızYerleri: Alaköy. Yunus Emre Kültür Merkezı Vakkorama Galleria (Gnıplara mdırtm uygulamr.) EFES PUsen'm kultur ve sanata katkılan aıtarak surecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle