27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
321 NİSAN 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Anladığın gibi değil MEMETBAYDLR Polonya sinemasıyla tanışmam , ialtmışlı yıllann sonunadoğru .Ankara Sinematek"inde ^erçekleşti. Sınematek kurumu «olan bir ülkeydik bir zamanlar. _Andrzej YYajda. Roman Polanski, Krzysztof Zanussi, Munk gibi yönetmenlenn bırbirinden giizel filmlerini defalarca seyrettim. Şiirsel bir anlatımın ince zarı ahmda acıyı. tutkuları. Polonyanın özel durumunu ve însanlıgın genel durumunu anlatan. bir yandan bu ülkenin ' yakın tarihine sıkıca bağlı. öte yandan yeryüzüniin dört bucağında özümsenip benimsenecek filmlerdi bu büyük Polonyalı yönetmenlenn filmleri. Yalnızca VVajda'nın filmlerıne eğilirsek Küller ve Elmas'tan Her Şey Sanlık'a. Orkestra ŞefTnden - DantoıTa. Mermer AdanTdan - Dcnıir Adam'a uzanan polıtik bir ( insanlık destanı görürüz _ neredeyse. Polanski. Sudaki Bıçak'ta ne kadar Polonyalıysa. Chinatovvn'da da o kadar Polonyalıdır. Bu yönetmenlenn " tümii Lodz SinemaOkulu'nda > sinema öğrenimi görmüş ; kişilerdir. 'Ahlaksalbir tedirginliğirT filmleri K\ieslovvski ölünceye kadar belgesel filme bağlı kaldığını söyledi. Bu ayrıntı, son derece ince, pamuk ipliğine bağlı hikâyeleri film eden bir yönetmenden geldiği için de, aynca önemsenmelidir. Onun filmleri 'ahlaksal bir tedirginliğin' filmleridir. Bu gerçek kırıntısından ötürü de, Kieslowski hem bu yıllann en önemli film yönetmenlerinden biridir hem de fırsatçı olmakla, kendine ve ülkesine ihanet eden bir kişi olmakla suçlanır kimi kişilerce. Ne sağa, ne de sola yaranabilmiştir yaşarken. Kendisine ne olduğunu sorarsanız, kötümser olduğunu söyleyecektir yalnızca. Aynı okuldan ve aşağı yukan aynı kuşaktan olan. geçenlerde ölen Krzysztof Kieslovvskfnin sinemasıyla tanışmak ıçin on yıl daha beklemek gerekti. Sanırım 1979 ya da 1980 yılında Londra Film Festivali'nde birçok sinema gönüllüsü gibi ben de ilk kez Amatöradlı filmini seyrettim ve hayran kaldım. Bu ne biçim bir ilk filmdi! Oyunculanndan kurgusuna. müziğınden ışığına kadar ustalık akıyordu filmin üstünden. Biraz araştınnca mesele anlaşıldı. Batı'da(!) ilk kez gördügümüz Amatör adlı olağanüstü film. Kieslo»ski'nin yirmı beşincı fılmıydi. Kieslovvski büyük bir belgesel film yönetmenıydi. İlk filmiyse 1966 yılında yönettiği Tramvay'dı. Kıeslovvskı ölünceye kadar belgesel filme baglı kaldığını söyledi. Bu ayrıntı. son derece ince. pamuk ipliğine baglı hikâyeleri film eden bir yönetmenden geldigi için de, ayrıca önemsenmelidir. Onun filmleri "ahlaksal bir tedirgjnliğin" filmleridir. Bu gerçek kırıntısından ötürü dc. Kieslovvski hem bu > ılların en önemli film yönetmenlerinden biridir hem de fırsatçı olmakla. kendine ve ülkesine ihanet eden bir kişi olmakla suçlanır kıniı kişilerce. Ne saga ne de sohı yaranabilmiştir vaşarken. Kendisine ne olduğunu sorarsanız. kötümser olduğunu söyleyecektir yalnızca. 1941 yılında Varşova'da doğmuş. On altı yaşında Itfaiyccı Yetiştirme Okulu'na yazılmış. Orada bıle ünıfonna \e dısıplm gerektıgı ıçin kısa sünııüş bu öğreninı. Vaışova'ya gıdıp Tıyatro Teknisyenleri Okulu'na yazılmış. Oradan (üçüncü girişiminden sonral Lodz Sinema Okulu'na. Dört yıl sonra "sinema yönetmeni" olarak mezun olmuş bu ünlü okuldan. l% l )vılında. Ben Ankara Sinematek'indc Küller ve Elmas'ı seyrederken. O yıllar. Polonya için zor yıllar. Yiyecek, ev eşyası ve temel maddeler zor bulunuyor. Insanlar sanat. kültür. dın ve dostluk gibi başka şeylerin peşine düşüyorlar. Yoksulların varsıl oldugu garip dönemler yaşanıyor. Polonya tiyatrosu yeryüzüniin en önemli tıyatrolarından bıri halıne geliyor örnegin. Jerzy Grotovvski ve Tadeusz Kanlor iki ayn kentte. birbin ardına şaheserler yaratıyorlar sahnede. 60lı ve 7()'li yıllarda sinema çok önemli bir rol oynuyor Polonya'da. De\ let sansürünün yakalayıp yasaklayamadıgı bir anlatım şekli \e o anlatımın sunduğu. halkın henıen anladığı sorular. yanıtlar. karşı sorular. karşı vanıtlar var o yıllann filmlcrinde. Bir başka ülkede. yönetıme el koyan bir generalin söyledıği gibi. halk siyasetin, toplunısal gelişimin önüne geçmış. Iktidarın iddia ettiği toplum görüntüsü ile sanatçının çektiğı film bırbirine benzenıiyor. Ote yandan o kadar inceliklı. o kadar ustaca isler kotarılıyor ki. yönetim yasaklayamıyor bu filmleri. Yapımcısı olmakla yetiniyor! Üzgün veakıllı insanların ülkesi Polonya. Hoşnut ve aptal olamıyor bu insanlar. Ama bu. bir başka yazının konusu... "Film yapnıak seyirciler, festi\aller. eleştiriler, söyk'şilerle ilgisi olmayan bir işrir. Her sabah altı sulannda yataktan kalkmayi gerektirir. Soğuk. yağmur. çamur içinde ağır ışıklan taşımayı gerektirir bu iş. Sinir bozucu istir bir film vapmak. Öyle bir noktaya gelir ki insan. film dışında her şey önemsizdir artık. Aileniz, duygulannız, özel hayatınız- her şey ikincildir artık. Eİbet işadamlaru bankerler, mühendisler de kendi işlerinden yakınırken aynı ya da benzer şeyleri söyleyebilirler. Kuşkusuz haklı da olabilirler. Ama ben kendi işimi yapıyorum ve kendi işim hakkında konuşuyonım şimdi. Belki bu işi yapmamalıyım artık. Bir sinemacı için temel olması gereken bir duyguyu tükertiğimi düşünüyorum, sabır dedikleri şeyi. Kimseye tahammülüm kalmain. Oyunculara, görüntü yönetmenine. havaya, beklemeye, istediğim hicbir şeyin istediğim gibi olmamasına tahammülüm kalmadı. Aynı zamanda. biliyorum böyle düşündüğümün belİi ohnaması gerekiyor. Bu durum beni yiyip bitiriyor. Sabırsızlığımı çalışma arkadaşlanmdan gizleme zorunluluğu. İçlerinde akılh olanlar, kişiliğimin bu boyutundan rahatsız olduğumu seziyorlar." Bunları yazmış bir yazısında. Tedirgin. mutsuz bir adam. Kieslovvski üstüne çok yazılacak. konuşulacak. On Emir'den kaynaklanan Dekalog'unu televizyonda görmek gerekecek. Eblehliği aşan. reddeden ve düşünen bir yönetmenın 15leri bütün yaptıgı. Bir de senaryolan birlikte yazdıgı adası var. Bir avukat. Onu da bir başka yazıya saklayalım. Türk izleyicisi 'gelecek için dans eden' Sandefi ilk kez bu yıl İstanbul Müzik Festivali kapsammda izleme olanağı bulacak Sahnedeki terörist: Mehmet SanderEMRE KOYUNCUOĞLU Mehmet Sander. Gelecek ıçin dans ediyor. 28 yaşında ama şımdiden "master" (usta). Modern dansın yaşayan ekollerinden. Enerji dolu birhacim denebılır onun için. Kendini hareket ederek anlatıyor. patlayarak varoluyor sahnede. u Dans annem" dedigi Geyvan Mc Millan'la yapmış ilk koreografisını. Sonra da kimse tutamamış. Amenka'ya gittiğının üçüncü yılında kendi grubuyla göstenler yapmaya başlamış. "Söylemiştim" diyor, "ve oldu". , l FJdi>.Qr."2p00 yılında Molvo'larja dans edeceğk" dıyor. ".. bu sefersürate karşı dans edeceğİm." Dünyanın tanıdığı Mehmet Sander'ı Türk izleyicisi ilk kez 9 - 10 temmuz tarıhlerinde Uluslararası tstanbul Müzik Festivalı kapsammda . AKM"de izleme olanağı bulacak. - Sen kendini nasıl tanımlıyorsun? MEHMET SANDER - 20 Ocak 1967'de Almanva'nın Mettman şehnnde doğdum. Oglak burcuyum. Çok dik kafalıyımdır. dedigım dediktir. Babam. | Ergin Sander hem sutopçu v e yüzücü. hem de sairdir. Annem de ressamdır. Dayım. tiyatrocu Tuncel Kurtiz. Çocukluğum sanatla iç içe geçtı. Bence, bir çocuga verilebilecek en iyi armağan. Erken yaşta okumaya başladım. Be^ yaşında. Çocukken sevdiğim kitaplar arasında Jack London'ın kitapları vardı. Haoppeı Kızıldenlı kabilesıne ait olduğumu düşünüyordum. Hatta evden aynlıp onlarla yaşamayı düşündüm bir ara. Bir tamdığımızın babası beni böyle kandırmıştı. Ama yıllar sonra 1991 "de gidip kabileyi gerçekten zıyaret ettim. Hoşuma gırmeyen bir görüntüyle karşılaştım. - Dans ne zarnan başladı? SANDER- Kendimi bildım bileli hep dans ettım. 13 yaşındayken yuvarlak yemek masasının üstünü çıkanp. yere koyuyor ve kendime sahne yapıp üzerinde dans ediyordum. Orta ve lise eğitımimi Şışli Terakki Lısesı'nde yaptım. O sıralar. haşatımı üavid Bo»ie dinleyerek ve dans ederek geçırmeye başladım. 1985 yılında Geyvan Mc Millan'la tanıştım. Bir yıl sonra da Taksım Devlet Tiyatrosu Sahnesi'nde "solist" olarak sahneye çıktım. 86 yazında London Contemporary Dance School'da egitim gördüm. 86 kışında BÜ Dans^jrubu üyelenyle ilk koreografimi yaptım. Bu eserin adı Nova Akropola'ydı. 87 Eylül ayında California Long Beach şehrıne taşındım. Oranın Devlet Üniversitesi'ne iki yıl devam ettım. Bu süre içinde MerceCunningham'ın dansçılanndan JeffSlayton'la tanıştım ve onunla birlikte çahşmalanmız oldu. 1990 Eylül ayında Mehmet Sander Dans Companv "1 kurdum ve ilk gösterimizi yaptık. tlk esenmin adı "Astion/Life"dı. - Gösterilerinde göze çarpan ilk özellikler v ücut kullaıumlannın oldukça sert olması. Neden? SANDER - Serthğın birkaç nedeni var. llki. bujıun benim doğam oluşu. yapımdan kaynaklanması. lkincisı, hareketlenmin temelınde yerçekıminı kullanmam. Benım için yerçekimı bir dansçı için en önemli etken. Yann sabah kalktığımızda üç güneş ve beş ay olabılır. ama yerçekimı her zaman olmalıdır ki ben burada kalabileyim. Atılan obje, yer tarafından durdurulur. Yerçekimi olmamış gibi göstenlen hareket benim için dürüst değildır. Çünkü yerçekimi her zaman bizi etkısı altıııa a11r. Sertlığın bir dığer nedeni de sahnede eserımde mimarıyı kullanıyor olmaın. Ben ekonomik alandan yanayım. - Neden 'hic' müzik kullanmıyorsun? SANDER - Müzik dansın en büyük düşmanıdır. Konserlere gittiğimiz zaman. • John Cage'in söyledigi gibi "müzik. iki sesin arasındaki sessi/.lik sürecidir." Dansta, enstrümantal anlatıma veya dııygu anlatımına gerek yoktur. Bir dansçı sahnede durduğu zaman ayrıca bir ifade anlatımına gerek yoktur, çünkü 0 kişi zaten kendi hakkındaki bilgiyi duruşundan da verir. Duruşuyla, hareket hızıyla, düşüşüyle... İkinci bir anlatım, kendi anlatımını yok eden bir şey olur. Dans da benim için bir hareket sanatıdır. çalınan müzıgın yanında dansçılar görmüyoruz. Ben bir koreografın ve bir bestecinin ortak çalışmasına karşı değiliın. ama iki sanat dalının bir yapıyı. bireseri tamamlayabılmesi ıçin. birlikte kullanılmasına şiddetle karşıyım. Bu 9. ULUSLARARASI YAPI KREDİ GENÇLİK FESTİVALİ 19 MAY1S-19 HA2İRAN 1996 YAPI KREDİ GENÇLERÂRÂSI POP MÜZİK YÂRISMASI • • • • • YAPI^CKREDi SON KATILMA TARİHİ: 10 MAYIS 1996 Yapı Kredi. şimdi, Türk pop müziğine daha bilinçli genç müzisyenlerin kazandırılması, daha nitelikli eserlerin yaratılması amacıyla bir yarışma düzenliyor: GENÇ POP Yapı Kredi Gençlerarası Pop Müzik Yarışması. 9. Uluslararası Yapı Kredi Gençlik Festivali çerçevesinde düzenienen bu yarışmaya katılacak eserler, Türk pop müziğinin ünlü isimlerinden oluşan jüri tarafından, beste, yorum, düzenleme ve söz olmak üzere 4 ayn kategoride değerlendirilecek ve en başarılılar, ödüi olarak 125.000.000 TL kazanacak.13 Haziran 1996 Perşembe günü saat 21.30'da Rumeli Hisarı Müze- si'nde canlı ve halka açık yapılacak yarıfinalin ardından, 16 Haziran 1996 Pazar günü yine saat 21.30'da Rumeli Hisarı Müzesi'nde canlı ve halka açık yapılacak fınal gecesinde kazananlar belli olacak. Yapı Kredi. Türkiye'nin yetenekli genç müzisyenle- rini GENÇ POP Yapı Kredi Gençlerarası Pop Müzik Yarışmasfna katlmaya davet ediyor. Yarışma şartnamesiniyurtiçindeki bütün Yapı Kredi Şubeteri'nden. üniversitelerin öğrenci işlerı birimlerinden ya da Istıklai Caddesı 285 Beyoğlu adresindeki Yapı Kredi Kültür Merkezi'nden temin edebilırsiniz. Daha fazla bilgi için. (0Z12J 252 47 00/405 ya da (0212) 249 64 91 numaralı telefonlardan Yanşma Sekreteri Oziem Baş ile görüşeüilirsiniz. durumun benim ıçin. otel lobilerinde müzik çalınmasından farkı yoktur. - Metronom dediğin, aslında karşı geldiğin bir fizik kanunu değil mi? SANDER-Evet. bu da zamanla bağlantilı bir fizik kanunu. Benım için zaman. tamamen mimari alanın kullanılmasıdır. Bir rampayı koşmak. tırmanmak. sonra da aşağı yuvarlanmak, diyagonal yerleştirilmiş bir odada diyagonale dik açı olarak hareket etmek gibi... İki nokta arasındaki alan kendi süresini belirliyor. Bir mimar insanların binalarda nasıl hareket edeceginı önceden tespit etmiştir. Köşeyi sert dönmek veya yuvarlak bir dönüş yapmak. çıkılan merdiven sayısı gibi unsurlarta bu mekân içinde geçirdiğimiz zamanı mimar belirler. -KoreografUerinde çogunlukla kapalı ve dar mekân kullanıyorsun. Neden? SANDER - Beni sınırsız alan sınırlandınyor. Çünkü. normal büyüklükteki çalışma alanında ya da sahnede kullanabıleceğim yalnız taban var. Ama yanıma bir duvar koyarsam ona dayanabilirim. İki duvar olduğu zaman yere paralel olarak havada asılı kalabılirım. Kafamın üzerinde üçüncü bir duvar kullanıldığı zaman kafamın üzerinde ters durabilirim. - Bundan sonra Amerika'da yaşayacaksın? SANDER-Evet. - Hakn. Türk vatandaşı mısın? SANDER - Evet. - Yıllar sonra, Türkiye'de kendi dans grubunla ilk kez sahneye çıkacaksın. Nastl bir tepki bekliyorsun? SANDER - 9-10 temmuzda Türkiye'de ilk kez kendi grubumla dans edeceğim. Ben ilk önce kendim için dans ediyorum, sonra sanat için. sonra da seyirciler için. Türkiye'de sahneye çıkmaktan çok memnunum. En sonunda gerçekleşti. Ben burada büyüdüm. burası benim için çok önemli. - Modern dansta dünyada bir ekol olarak tanmıyorsun? İlk zamanlarda bunu kabul errirmek zor oldu mu? SANDER - Şoke oldular... Ama Amenka normal insanların yaşadığı bir yer degil. Deliîer yaşıyor orada. O yüzden ilk şoktan sonra. kabul ettirmekle ilgili bir sorun yaşamadım. Eserlerimi sergılediğim yerlerin çoğunda çok tatmin edici sonuçlar alıyorum. Ama Türkiye çok önemli. Büyük ilgi uyandıracağından eminim. - Dansçı secerken neye dikkat ediyorsun? SANDER - Gözlenne. Mücadeleye dayalı bir yapının ifadesini görmem İazım. - Neyle mücadeleye? SANDER- Haya"t ile. Dansın yanında cimnastik ve güreş gibi çahşmalar dansçıların daha çok güç kazanmasına neden oluyor. Benim için modern dansta cinsiyet ayrımı yoktur. 3 kız 3 erkekten oluşan grubumda hepimiz halter kaldınyoruz ve aynı ağır egitimden geçiyoruz. Ne yazık ki kadınların elinden ağır bavullan alan. torbaîarını taşımak isteyen ve onlara kapıları açan kavalyeler yüzünden kadınlar fiziksel güçlennin farkında olamıyorlar. Ancak istek olduktan sonra iki cinsin de aynı şeyleri yapabilecegine inanıyorum. Plastik sanatlar alanından Kültür Bakam'na uyarı Kültür Senisi- Plastik sanatlar alanındakı çeşitli fakülte ve dernekler. Kül- tür Bakanı Agâh Oktay Güner'in 16 yıldıı Devlet Resim Heykel Müzesi ola- rak kullanılan eski Türk O- cağı binasını. Türk Ocak- lan'na geri vereceklerini açıklaması üzenne "Anka- ra Resim-Heykel Müzesi Konusunda Plastik Sanat- lar Alanından Uyarı" baş- Iılclı bir metin yayımladı Bakan Güner. Türkota- ğYnda yetişmiş bir kişi olarak bunun bir 'gönül borcu' olduğunu söyle- mişti. LJyan metninde, Kültür Bakanlığı'nın Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nin Türk Ocakla- n'na verileceğine ilişkin basında yayımlanan haber- lere inanmak istemedikle- ri vurgulanarak. şu görüş- lere yer venliyor: "Çagdaş kültürünü hor- layan bir toplum olmanın o topluma ödettiği bedelleri artık bilmeyen kalmadı. SanatçLsını potansiyel suç- lu gibi görmek, sanata kı- sıtlamalar getirmek artık çağın gerisinde kaldı. Gele- cek tasanmı olmayan hiç- bir toplum ne kendine ne de insanlığa katkıda bulu- nabilir. Bu gerçeği öğren- mek için yeteri kadar za- man vitirdik. Artık Tür- kiye'de geleceğe yönelik yeni adımları tartışmalı, yeni projeler geriye dö- nük hesaplaşmalara feda edilmemeli. Ne yazık ki, ülkemiz «,'ağdaş sanat müzeleri konusunda ye- terli ve gerekli girişimle- ri gerçckleştirememiştir. Ankara Devlet Resim ve Heykel Mü/esiçokazsa- vıdaki müzelerimizden biı isidir. Bu müze kolek- sivıınlarının zenginleşti- rilnıi'si \e yeni müzelerin oluşturulnıası öncelikli sorunlar içinde yer alır- ktıı, bu mü/enin başka bir kuruluşa dev ri geriye dönük bir hesaplaşmaya Üiıtürür bi/i. Bu da kül- türel gelişmeyi engelleyi- cidir. Türkiye bu tartış- maları aşmalı. uygar bir ülke olarak çağdaş sana- tı vaşama taşımayı ba- şarmalıdır." Uyarı metninde DAGS Disiplinlerarası Genç Sa- natçılar Derneüi. Fotoğraf Sanutı Derneği. GOR- SAV Görsel Sanatlar Vak- fı. Güzel Sanatlar Birliği Resim Derneği. Heykeltı- raşlar Derneği. İç Mimar- lar Odası. Marmara Üni- versitesi Güzel Sanatlar Fakültesi. Mirmar Sinan Cniversitoi Güzel Sanat- lar FakülteM. M.S.Ü.-Dcv- let Güzel Sanatlar Akade- misi Mezunlar Derneği. Resinı ve Heykel Müzele- ri Derncûi. Ressanılar Derneği. S~\NART. Ulus- lararası Plastik Sanatlaı Derneği. Grafikerler Mes- lek Kuruluşu. Karikatür- cüler Derneği nin im/usı bulunuvor. Cengiz Öıek'in gölge oyunu Isveç'te Kültür Servisi- Cengiz Özek. 'Dünyayı Sev Yeşili Koru' adlı Karagöz gölge oyununu 23- 28 Nisan tarihleri arasında Isveç'in Stockholm. Göteburg ve Norveç'in Oslo kentlerinde sergiliyor. 23 nisan ve Kurban Bayramı kutlaınaları çerçevesinde hazırlanan programda gösterilerin yanı sıra Karagöz tasvirlerinden oluşan bir sergi Stockholm Belediyesinin organizasyonuyla kültür merkezinde açılacak sergi 200 parçadan oluşuyor. Scrgi siiresince Karagöz figürlerinin ötantik tarzda devc derisinden nasıl yapıldığını anlatan uyguhımalı seminerler de verilecek. Oyun. ise 18. ve 19.\y. metinlerinden çağdaş bir çalışma olarak çev reci bir nıes.ij taşıyor. 'Ambassadops of Opera' Kültür Servisi - Dünyaca ünlü 'The Ambassadors of Opera". 1996 dünya turnesi içerısinde ver alan iki gösterisini 22 ve 23 nisan tarihlerinde Istanbul'da sunacak. Broadvvay müzikallen ve ünlü opera parçalan ile sanatseverlerin karşisına çıkacak olan 'The Ambassadors of Opera'. 22 nisan pazartesi akşamı "A Night on Broadvvay" gösterisinde A. L. Vv'ebber'in 'Phantom of the Opera". Gershvvin'in "Crazy For You". Kenı'in "Shovvboat" adlı ünlü müzikallerini seslendirecek. 23 nisan >alı akşamı ise Verdi'nin "La Travtata'sından Bizetnin "Carmen'ine. Mozart'ın "Don Giovanni'sinden Puccini'nin "Vladanı Buttertly'ına kadar beğenilen opera parçalarını sunacaklar. Göstenler. saat I9.3()"da Conrad lnternational Balo Salonu'nda gerçekleştirilecek. Eupimagesdan üç Türkfilmine maddi destek STRASBOLRG(AA)- Avrupa konseyi bünyesinde etkinlik gösteren Eurimages I Avrupa Sinema Destek Fonu), üç Türk filmine maddi destek sağladı. Amerikan Hollyvvood sinemasına karşi. Avrupa film sanayine destek olmak amacıyla lsf^M'da kuıulan Eurimages. yönetmen Atıf Yılmaz'ın Türk- Yıınan- Fransız ortak yapımı "İstanburıı Ararken" adlı filmine 1 milyon Fransız Frangı tutarında para vardımı yapacak. Eurimages ayrıca. Ömer Kavur'un Türk- Macar-Çek ortak yapımı "Saat Kulest' adlı filmine I milyon 100 bin frank. Banş Pirhasan'ın Türk-Alman- Macar ortak yapımı 'İzak'ın HiLiveleri' adlı filmine ise 1 milyon 200 bin frank tutarında para yardımında bulunacak. EŞK\YA TÜRKÜURİ .' Nur6tti& Bençber • haüdaun içtc Sapolyca yatfa BUaurk'Un d«Jı* Snemüyditer v« h*k- UtrmÖJL ötlea ve gurur dotu tsrkûkr yalaldı.» Kaset ve CD W ÇIKTI KALAH Tel:(0212)512 35 13Fax:528 11 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle