Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
?••
SAYFA CUMHURİYET 1 NİSAN 1996 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Ortaö§*etimde Durum Yürekler Acısr
tnam-hatıp lıselennde, öbur okullardakı aynı tanh kıtaplan
ckutulmasına karşın, bu okul mezunlannın önemlı bır bölümü,
camhunyet tanhıne başka gozle bakmaktadır; laık bır devlette
laıklık karşıtı gorüşlerle yetışmektedır.
Prof. Dr. RIFAT OKÇABOL Boğazıçı Ünıversıtesı
1
973yılındakabuledılen 1739 maktadır Çokprogramlı(çokamaçli)lı-
sayılıMıllı Eğıtim Temel Ka-
nunu'nun 26'ncı maddesıne
gore ortaoğretım temel eğiti-
me dayalı. en az uç \ ılhk oğre-
tim veren geneL mesleki ve
teknik oğretim kurumlannın tumünıi
kapsar'. Lıse denen bu kurumlar. oğre-
tim alanına (fen lısesı, tıcaret \e tunzm,
meslek lısesı gıbı) ya da oğrencı nıtelı-
ğnegore(kızmeslek tısesı gıbı)değışık
adlar almaktadır Lıseler aynca temel
ozetlıklenne gore genell ıseler ve meslek
Iı<«len olmak ûzere ıkı kumeye aynl-
maktadır 1739 sayılı yasanın 56 ve
57'ncı maddelen eğıtım-öğretım hızmet-
lennın yurutûlmesınden Mıllı Eğıtım Ba-
kanlığı'nı (MEB) sorumlu tutmakta ve
"Askeri amac.li okullar dışında bu \asa-
ya aykın hiçbir egitim etkinüginde bulu-
nulamaz" demektedır
Bu liselere yonelık genel bır ınceleme,
ılgınç durumlar ortaya koymaktadır
MEB ıçınde 10 değışık bınme ve MEB
dışında da 10 ayn kuruma baglı olan
50'yeyakınlisetünıvardır Sankı.canı sı-
kılan. bır ıkı yenı lıse turu ıcat etmış ve
onlan bır gene1
mudurluğe bağlamış gı-
bıdır Imam olamayacak kızlarımam-ha-
tıp lıselenne alınırken, kız ve erkeklenn
bırlıkte çalışrığı meslek alanlannda kız
ve erkekler ıçın ayn ayn okullar bulun-
seler nedense mesleki teknik eğıtım bun-
yesınde denenmektedır Tum lıseler çok
programlı lıseye donuşse meslekı teknik
oğretim genel mudurluklen dışındakı ge-
nel mudurluklenn ışı bıtecek gıbıdır
Pek çok lısenın. yabancı dılde ağırlık-
lı eğıtım yapan 'Anadolu'su vardır Mes-
lek edınen gencın, mesleğındekı gelış-
meler çoğunlukla yabancı dılde olacağı
ıçın, mesleğını lısenın 'Anadolu'sunda
oğrenmesını anlasak da, Anadolu ımam-
hatıp lıselennı anlamak kolay değıldır
Kendı dılımızde oğretmedığımız dınımı-
zı lngılızceden ya da Almancadan oğ-
renmek ıçın mı ımamımızı ve hatıbımı-
zı okulun 'Anadolu'sunda vetıştınyoruz9
Onlan lngıltere'ye, Amenka'ya ya da
Almanya'ya mı ıhraç edeceğız9
Yoksa
başka amaçlarmı vardır0
Durum bellı (')
değıldır
Çocuklar. ortaoğretime gelmeden ön-
ce temel eğıtımden değiL, ılkoğretım-
den' gecmektedirler; genelde okul seçinu-
ni ilkokul 5'inci sınıfa giderken yapmak-
tadırlar. Veti ya da çocuk 50 çeşit lisedetı
hangilerini tammaktadır? Nasıl seçim ya-
pılmaktadır? Veli olarak doğnı mu yapıl-
maktadır.' Olav çapraşık. okul seçimi za-
mansızdır.
Meslek lıselennın bınncıl amacı öğ-
rencılen bır mesleğe, ış yasamına hazır-
lamak. genel lıselenn amacı ıse öğrencı-
len bır ust oğrenıme hazırlamaktır 30
yıldır meslek eğıtımıne onem verdığını
soyleyıp(MEB, beşyıllıkkalkınmaplan-
lan, yıllık programlar, kımı hukumet
programlan) meslek okuluna gırmek ıs-
teyenlen 30 yıl sonunda hâlâ sınav la ele-
yen bır başka devlet yoktur 1994-1995
oğretim yılı ıçın endustnyel teknik oğre-
tim okullanna başvuran 271 bın gencın
140 bın kadan bu okullara kabul edılme-
mıştır
1993-1994 ogretım yılında genel lıse-
lerden unıversıteyegeçış(yüzde29 5) ıle
meslek lıselennden ünıversıteye geçış
(yuzde 25) arasında anlamlı bır fark yok-
tur Yapılan araştırmalar, 1980'lerde uy-
gulanan Becen Kazandırma Programla-
n ıle 1990'lann başında uygulanan Lıse
Mezunlanna Meslek Edındırme (LIM-
ME) projesıne katılanlann azımsanma-
yacak bır bolumunun meslek lısesı me-
zunu oldulannı gostermektedır Meslek
lısesı mezunlannın onemlı bır bolumu-
nun ünıversıtede mesleğının dışındakı
alanlara başvurduklan da goz önune alı-
nırsa meslek okuluna gırenlenn de du-
rumdan memnun olmadıgı anlaşilmakta-
dır Olay düşundurücudur
Genel lıselerden memnun olan da yok-
tur Oğretmen, 'ozleyiş'e (nostaljıye)do-
nuşen eskı saygmlığıni aramaktadır. ne
bakanlığın demokratık olmayan tutu-
mundan ne de bılımsellıkten uzaklaşan
gıdışten memnundur öğrencının mem-
nunluk derecesı okul çıkışında bcllıdır
Okuldan uzulerek aynlan oğrencı gorul-
memektedır Okuldakı kısıtlı olanaklan
okul zamanını kullanamayan oğrencı, bu
olanaklan ders dışı saatlerde de kullana-
mamaktadır
1923 yılında lıse ve lıse dengı 87 okul-
da okuyan ve 8 bın dolayında olan oğren-
cı sayısı. bugunlerde (5 bın lısede oku-
yan)2 5 mılyonayaklaşmıştır Buolum-
lu sayısal gelışmeye karşın ne yazık kı,
ortaoğretım çağında olan 2 mılyon dola-
yındakı gencımız ortaoğretime dev am et-
memektedır
Geçmış yıllarda, ılk ve ortaoğretımde
gorulen oğrencı sayısındakı artışlara ko-
şut (paralel) olarak. yuksekoğretımde
olanak yaratılmamıştır Yukseöğretım-
dekı olanaklann sınırlı oluşu ve eğıtım
sıstemının yetersızlığı sonucu, ozellıkle
yükseoğretımdekı sınırlı olanaklara ula-
şabılmek ıçın eğıtım bır 'mal' halıne gel-
mıştır Ortaoğretımde ozelokullannone-
mı artmış, Maarif Kotejleri olarak başla-
yan ve sonradan Anadolu Lisesi adını
alan okullar gıbı. süper lıseler gıbı. seç-
kın okullar yaratılmaya başlanmıştır
Gozde okullara gırmenın, unıversıtede
lyı bır bolume kapağı atmanın yolu ozel
derslerden \e ozel dershanelerden geçer
olmuştur Bugun, neredeyse dershaneler
lıse yenne tercıh edılecek duruma gel-
mıştır Var olan eğıtım Mstemınde 'Ço-
cuk, lise yerine valnız dershaneye gitse ne
olur' sorusu sorulmaya başlanmıştır
Gecmiş \ ıllarda hak edeni rrte/un etme
çabasında olan \1LB, bugun, her oğren-
cive lıse dıploması \ermc cğilımindedir. 4-
5 dersten başarısı/ olan oğrencı oğret-
menler kurulu kararıvla başanlı savıla-
mayınca, okullar bır de medvanın sakiı-
nsına uğramaktadır Gidiş, içinden çıkıl-
ması guç durumlar yaratmakudır.
Devlet okullannda, yonetıcıler sıyasal
eğılımlenne gore belırlenmektedır, oğ-
rermenler karar surecıne katılamamak-
tadır, maaşlar azdır ve buyuk şehırlerde
bır öğretmenın oturabıleceğı yorelerde-
kı ev kıralannı bıle karşılamaktan uzak-
tır Oğrencıler, eğıtım sıstemının hıçbır
aşamasında, 1739 sayılı yasadakı amaç-
lardoğrultusundaeğıtılmemektedır Eğı-
tım hakkı, fırsat ve olanak eşıtlığı, bılım-
sellık, planlılık gıbı 1739 sayılı yasada
yer alan Turk mıllı eğıtımının 17 temel
ılkesınden neredeyse hıçbınne uyulma-
maktadır Yapay gereksınımlere ve sıya-
sal amaçlara gore okullar açılmaktadır
Ezbercı yontem bıreyın gelışmesını en-
gellemektedır Demokratık değerler \e
tutumlar kazandınlmamaktadır Oğren-
cıler bılgı bınkımı ve genel kulturaçısın-
dan belırlı bır duzeye ulasamamaktadır
Okullarda rehberlık ve danışmanlık
hızmetlennı yurutecek yeterlı sayıda uz-
man olmadığından, unıversıte kapısına
gelen genç, genelde seçımını nasıl yapa-
cağını bılememektedır Yabancı dıl ağır-
lıklı okullardan gelenlenn pek çoğu, oğ-
retımı yabancı dılde olan unıversıtelenn
dıl sınavlannda başanlı olamamaktadır
Ünıversıteye gıremeyen genel lıse me-
zunlan ışsızler kenanına katılmaktadır
Anayasasına gore laık olan ulkede, yı-
ne anayasaya gore dın dersı zorunludur,
Musluman olmayanlar ıçın son yıllarda
bu zorunluluk uvgulanmamaktadır
Imam-hatıp lıselennde, obur okullarda-
kı aynı tanh kıtaplan okutulmasına kar-
şın, bu okul mezunlannın onemlı bır bo-
lumu, cumhunyet tanhıne başka gozle
bakmaktadır, laık bır devlette laıklık kar-
şıtı gorüşlerle yetışmektedır, Atatürkçü
değerlen ve cumhunyet adınayapılanla-
n hıçe saymaktadır Durum kntıktır
Ne dersınız9
Eğıtım sıstemımızde de-
ğışıklık yapılması zamanı gelmemış
mıdır9
ARADABİR
KEMAL ONUR htanbul Barosu
A\ ukatlanndan
Mirasyedi Uberaller!
Değışmekte olan dunya duzenıne ayak uydurabıl-
mek ıçın, gerçekten devletın sırtına ağır bır yuk halı-
ne gelen bazı KlT'len ozel sektore devretmek ekono-
mık açıdan gereklı gorulebılır Ancak bu uygulamala-
nn ulke ve toplum çıkarları gozetılerek yapılması, ıve-
dı sıyasal kararlarla oldu-bıttıye getırılmemesı gere-
kır KlT'ler, cumhurıyetımızın kuruluşundan bugune
kadar yoksul halkımızın ekonomık ozverısı ve krt kay-
naklarıyla oluştuaılmuş ulusal değerlenmızdır Bu ku-
rumlar sanayıleşmemızın oncusu ve anahtan olarak
özel sektorun lokomotıfı rolunu yadsınamaz bır ba-
şan ıle yenne getırmışlerdır
1950 yılından bu yana ıktıdara gelen sözde lıberal
sıyasal partılerın, ekonomık gerçeklere ters sıyasal
ve çıkarcı uygulamalanyla KlT'ler zarar etmemış, za-
rar ettınlmışlerdır Toplumun buyuk ozverısı ıle yok-
tan varedtlen-bu kurumlar, yanm yuzyıla yakın bır za-
man surecı ıçınde ışbaşındakı ıktıdariarın seçım kay-
beden yakınlarını besledıklerı 'arpalıklar' olarak kul-
lanılmış, ekonomık venmlılık durumları, kapasıtelen
duşunulmeden, gereksınme dışı yığılan yandaşların
yaşamboyu gelıre bağlandığı ışletmeler halıne do-
nuşturulmuştur
Şımdı de çağımızın modasına kendımızı kaptırarak,
gelışmemızın ve lıberalleşmemızın tek engelı, hatta
suçlusu KlT'lermış gıbı, "gunah keçısı" arama anla-
yışıyla ozenle yaratılan bu kurumlar yerden yere vu-
rulmaktadır Toplam 28 KİT, tum başarısızlık engelle-
melerıne ve olumsuz yatınm koşullanna karşın 154 6
trılyon lıra kâr etmıştır Buna karşıhk, yıllarca altyapı-
sı ıhmal edılen, yetersız yonetım ve gereksız perso-
nel yığılması sonucu 22 KİT de toplam olarak 1216
trılyon lıra zarar etmıştır Sonuç olarak yıne de, tum
olumsuz yonetsel, yatırımsal altyapı, personel yığıl-
ması sorunlarına karşın, butunsel açıdan değerlen-
dırıldığınde KİT'ler 31 9 trılyon lıra kârttdır ve bu oran-
da devlet butçesıne katkı sağlamışlardır En fazla za-
rar eden ışletmeler, yıllarca modernleştırılmelen kas-
ten ıhmal edılen 42 tnlyon lıra ıle TCDD, 21 tnlyon lı-
ra ıle Turkıye Taşkomuru Işletmelerıdır
KİT'lere karşı çıkmanın çığırtkanlığını yapanlann
deyışı ıle devletın sırtında en buyuk kambur bu ışlet-
melerdır Ne hıkmetse, hıçbır yetkılı, sozu edılen bu
yuklenn devletın sırtından alınması ıçın, ozelleştırme-
ye bu ışletmelerden başlamayı cıddı olarak duşun-
memektedır Doğaldır kı bu kurumlar ozelleştınlmek
ıstense de, 42 tnlyon lıra zarar eden bır kurumu kım
almak ıster? Oysakı TELEKOM gıbı yılda21 tnlyon lı-
ra, PETKİM gıbı yılda 41 trılyon lıra kâr eden, "ozel
ve guzel sektorun " arzusunu kabartan bu kârlı kuru-
luşlar varken zarar edenlerı kım ıster
Cumhurıyetımızın kuruluş donemınde toplumun krt
kaynaklanyla buyuk ozverılerle oluşturulmuş, sana-
yıleşmemızın oncusu KİT'ler, varlıklı bır babanın ha-
yırsız mirasyedi çocuğu anlayışı ıle kımseye peşkeş
çekılemez, çekılmemelıdır Gerekırse bu konuda re-
ferandum yoluyla KİT'lenn gerçek sahıplerı olan hal-
kın oyuna başvurulmalıdır KlT'lerle ılgılı ozelleştırme
kararian, ulusal çıkariar, stratejık onemlerı dıkkate alı-
narak yenıden gozden geçınlmelıdır Sadece zarar
edenlerın ısteklısı varsa ozelleştınlmesı duşunulme-
lı, oncelıkle KlTyonetımlen, ıktıdariarın çıkaralanı ol-
maktan kurtanlıp akılcı ve ekonomık yonde yenıden
organıze edılerek ozerk hale getınlmelıdır Yoksa ozel-
leştırme sevdasıyla kârlı KlTlerı satıp uzaydakı kara-
delık halıne gelen butçe açıklannı kapatmak çabası
ulke çıkarına değıldır Ozelleştınp satacak KlTı kal-
mayınca ıktıdarda bulunanların neyı satışa çıkara-
caklan duşunulmeye değer bır konudur
TARSUS 2. SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo 1994/960
Davacı Karavollan Genel Md vekılıAv M Fehmı Ay-
baş tarafından davalılar Bünyamın Altunay ve arkadaş-
lan aleyhıne açılan tazmınat davasının vapılan duruşma-
sı sırasında, Davacı vekılı tararmdan venlen 13 12 1994
tanhh dılekçe ıle davalılar aleyhme \ 800 000 TL, yasal
faızı ılebırhktedavalılardan sıgorta şırketı ıçın kar\unı lı-
mıtı dahılınde dığer davalılardan muştereken v e mütesel-
sılen tahsılıne tazmınat davası açmış olup, davalılardan
Bünyamın Altunav ve Yaşar Altunay"a teblıgat yapılama-
dığı gıbı C Başs?vcıhğf nca da adreslen tespıt edıleme-
dığınden adlanna ılanen teblıgat yapılmasına karar venl-
mıtı olup adı geçen davalılara ılanen teblıgat yapılarak
10 gun ıçınde ne gıbı delıllerı var ıse bıldırmelen delıl-
len bıldırmedıklen veya bır vekılle de temsıl ettırmedık-
len takdırde mahkementn gıyaplannda vapılacağı ve yok-
luklarında karar venleceğı ılanen teblığolunur 7 3 1996
Davalılar: 1- Bünyamın Altunay, 2- \aşar Altunay, 3-
Guneş Sıgorta A Ş
Basın 77283
Laiklik ve Refah Partisi
VECtHt TİMUROĞLU
B
ay Erbakan, seçımlerden guçlu çık-
tığından bu yana, kendısını gerçek
bır Cumhunyetçı gostermeye ozen-
le dıkkatedıyor Basın mensuplan-
nın onunde.
>4
Cerçekla\ıkhğı(laık-
Bği) bizsavunuyoruz. Cumhunyebn
gerçek sahipleri bizleriz" dedı Bır genç gazetecı
" Ama sızin şenatçı olduğunuzu söylûyorlar. Layik-
liğı sa\unan \navasa maddesıni değiştireceğınızi
soyiemıştiniz" devınce çok belırgın bır sınırlılık-
le "Bı/, Anavasa'dan Layıkliğı çıkarmak istemiyo-
ru/. Bu yolda verilmiş çok sa>ıda onergemiz. yasa
önerimi/ var. Bu, lavikhk kelımesının \ennc 1 urk-
çesını kovalım, dıvonu. Zaten, Batı devletlennın
anasavııannda da lavıklık diye bir şey yok. Sadece
iki devletin anavasasında \Br" dıyc sözu kapıp hı-
lesını, bu konudakı ıçtensızlığını ortaya koydu
Erbakan'ın boyle donuşlen benı ılgılendırmı-
yor Benı ılgılendıren, Bay Erbakan'ın bu sozlen-
ne aydınlanmızın ılencı yazarlanmızın, kendıle-
nnı halkçı sayan sıyasal partı onderlennın ses çı-
karmavrçı öaj Erbakan ya da bır başka guç hıç-
bır bıçımde dev letı ı>enat duzenıne oturtamaz Tür-
kıye ıçın bov le bır kuşku duyulamaz artık Yetmış
üç degıl vetmış beş yıllık bır savaşımın sonunda
kazanılmıştır Cumhunyet ve Anadolu halkınınya-
şam bıçımı olmuştur Erbakan Turkıye'ye Bay
General Kenan E>ren'den daha çok kotuluk yapa-
maz Tanhımızın en buyük depremı Bay Gene-
ral'dır Bay General. Erbakan'ın hıçbırzaman ya-
pamayacağı, hatta gınşımde btle bulunamayacağı
bır kötuluğu yapmıştır halkımıza Dtn bılgısı ders-
lennı, anayasal bır zonınluk halıne getırmek
Bay Erbakan, Batılı devletlenn anayasalannda
layıklık ılkesının olmadığını soyluvor Fransa ve Is-
vıçreanayasalannıdaayınyor Doğru Ama, bırkı-
şı de çıkıp demıvor kı, "A Hoca efendi, bu söyle-
diklenn hıtartı olnıasa da, geçerlı doğrular. Tamam!
Ama, lutfen sö\ lcr misın? Hangı u\ gar ulkenûı ana-
yasasında din dcrslerinin zorunlu olduğu ya/ar?"
Bu soru çok onemlıdır Layıklık sanıldıgı gıbı
yönetım bıçımıvle ılışkılı değıldır Eğıtım, oğretım
veduşunceozgurlüğuyleılışkılıdır Butun Islamta-
nhınde, gen kalmışlığın tek bır nedenı vardır Dû-
şüncenin özgürleşmesi için savaşmamak!.. Islam
dunvasında, düşuncelennden ve evlemlennden do-
layı asılmış bırçok ınsan vardır Nesımı Hallac
Mansur, Babek, Bedrettın vb Ama bunlann htç bı-
nsı, duşuncenın ozgurleşmesı ve bılımsel bağım-
sızlık uğruna savaş verdıklen ıçın asılmamiblardır
Yonetıme ters düşmedıkçe kımse kıllanna dokun-
mamıştır Mansur. yedı-sekız vıl Kabe'de, "Ben
Aliah'ım! Beni öMürün! Kanım size belakür!" dı-
ye bağırmış, ama kımse donüp yuzune bakmamış-
tır Nezamankı Bağdat'ınkenarmahalielerhalkı-
nı, buğday fivatlannın artmasına karşı kışkırtmış,
bugday tuccarlannın haram kazanç yaptıklannı ıle-
n surmuş, ışte o zaman vermıştır kelleyı Islam
dunyasında, duşüncenın ozgurlesmesı ıçın bır sa-
vaşa rastlamıyoruz Namık Kemal bıle, Allah'ın
ayetlennın tartışılmasını kufur sayar Osmanh'nın
son zamanlannda TevfîkFikretgıbı bırkaç kışı bı
revsel çıkışlar yapmıştır Kısası Batı ulkelennın
anayasalannda, "layikliği'" koruyan maddelere ge-
rek yok Onlar, tanhsel savaşımlanyla layıkliğı >a-
şam bıçımı yapmışlardır
Insan onuru, ozgurduşüncede somutlaşır Özgur
duşünce. gerekırse, Tanrı ya karşı orgutlenmeyı
bıle ıçerebılır Karaağızlılar ve kara vonetıcıler, en
kuçuk bır eleştın karşısında duraksamadan **bö-
lünmeden, ayrrinuıdan, birHkve beraberlik"tcn soz
ederler Amaç, duşüncenın ozgurleşmcsını engel-
lemek ve egemen sınıflann somurulennı sureklı
kılmaktır Ozgur duşuncc, ne bolunmelere ne de
bırlık saglamaya yardımcıdır Aynlmalara ve bır-
lığeyardımcı olmadıgı gıbı, karşı da değıldır Nes-
nel. bağımsız, en azından "doğru"ya ve "gerçek"e
ulaşmaya çalışan bır duşuncedır Ozgur duşünce-
nın tanh bovunca karşı olduğu tek bır uu^ünce var-
dır Dinseldûşunce.Çünku.dınselduşünüş bıçımı,
bağımiı, bılıncı yok sayan, ınancı bılıncın ve bıl-
gının karşısına dıken. gıderek duşunceyı "inanç
merke/j** çevresınde tutuklayıp bılımsel davranışı
ve eylemı suç sayan bır nıtelık kazanır Ozgurle-
şen düşunce. "eteştiri" \e "yadsuna" hakkına sa-
hıptır Oysa dınsel duşunce, eleştırel duşunceyı en-
geller Ozgür duşunce, "•yasaksızlık'' ıçın savaşır,
dınsel duşünce ıse "yasaklardizgesi"kurar Ozgur-
leşen duşunce Tann ıle hesaplaşmadan çekınmez
Her ınancı ınceleme ve araştırma hakkını kullanır
Dınsel düşunuş. başka ınançlar ıçın tanıdığı ınce
leme ve araştırma hakkını kendı ınanç dızgesı ıçın
yasaklar
Duşunur, Tann'nın ve elçisının yasalanntn do-
ğa ve toplum yasalan karşısındakı çelışkılennı goz-
leronüne sererken ınanır, Tann'nın elçısmın veer-
mışlenn tapısında duşunme yetısını kullanmaz
Tann'nın buyurduğu, elçının söyledığı, ermışın
estnledığı tartışılmaz Ozgur duşunce kuşkucudur
Dınsel duşunce, göksel yargıdan ve kutsal buyruk-
tan en ufak bır kuşku) u, en ağır bıçımde cezalan-
dınr Kutsal vargının ustunde duşün uretecek bır
zıhın olamaz Düşünurve inanır,çok farklı ıkı ın-
sandır Duşunur, gelışmenın yaratıcı duşunceyle
olanaklı olduğunu bılır Inanır "yaratma" eylemı-
nın salt Tann'ya ozgü olduğunu, karşıtmın kufur
olacağını ılen surer Düşünur. çatışmalar yaratır
Kavnagında, duşüncenın ozgurleşmest. bu çatış-
malann urunudur Catışnıalann tanhı, bırbakıma
duşüncenın ozgurleşmesının tanhıdır Inanır, sar-
sılmaz ve yadsınmaz. hazır doğrulann uzennde
yargılamanın ve sorgulamanın t?dını çıkanrken
duşunur, kuşku duyduğu her sorunun çozumlen-
mesı yolunda sayısız deneyımler ve gozlemler ya-
par, soyutlayabıleceğı bırdoğru'ya varabılmek ıçın
kıvrantr durur
Layık ve özgur eğıtım ıçın Fransa'da buvuk sa-
vaşımlar \enlmıştır Ozgur duşüncenın utku yol-
lan Ronesans ıle açılmıştır Sanıldıgı gıbı, Reform,
duşüncenın ozgurleşmesı hareketı değıldır Re-
formtu CaNin, ınsan vucudu uzennde araştırma-
lar yapan Michel Servet'yı hafıf ateşte kızartılma
ışkencesıyle olume mahkum etmıştır Inanç bır
başka ınanca saygıyı kabul etmez Duşüncenın oz-
gurleşmesı bılım ve sanat adamlannın savaijimla-
nnın sonunda buyuk acılar çekılerek sağlanabıl-
mıştır Ozellıkle aydınlanmacı duşunurler, ınanç
karşısında bılıncın ve usun utkusu ıçın odunsuz sa-
vaştılar 1789 Insan ve Yurttaş Bıldınsı bıle, duşün-
cenın ozgurleşmesın) ıstenen olçude sağlayarça-
mıştır Napoleon Bonaparte, bırdınsız olduğu hal-
de, dını düzenı koruyan bır kurum olarak koru-
muştur 1872'de ılan edılen cumhunyet, Insan Hak-
lan Bıldınsı'ne dayanarak eğıtımın ve oğretımın
layıkleşmesını sağlayacak yasalan Ulusal Mec-
lıs'ten geçırmek ıstedıyse de başanlı olamadı
1879-1886 yıllan arasında, cumhunyet hukumet-
len, Jean Mace'nın çağnsıyla, ılkoğretımın genel
ve layık olmasını sağlayan yasalan çıkarabıldı HM-
ler, Fransa'yı ışgal edınce, ılk ış olarak okullarda
dın öğretımı yapılmasını zorunlu kılan bır yonet-
melığı yururluğe koydurdu (Bay General Evren'ın
yaptığı kotulüğun kaynağına bakınız ) 1946'da,
"Layik Değerier Konfederasyonu", Nazı ordulan-
nın yenılgısınden sonra, ılk ış olarak layık vasalar
kongresı topladı (Congre, Hıtler Yönetmelığı'nı
yururlukten kaldırdı \e "Oğretim Birliği Vasası'nı
hazırladı Kongrede hazır bulunan De Gaulle, ka-
panış konuşmasını yaptı Gaulle, sozlennı "Oğre-
tim Birliği'ne saygı" dıye bıtırdı
Ataturk Fransız halkının verdığı bu buvuk sa-
vaşımlardaelde ettığı kazanımlan Turk halkına ar-
mağan ettı IMenderes'le başlayan sapma gıderek
dennleştı ve Bay Erbakan'a değin geldı Bay Er-
bakan'ın saptırmalanna kanmamalıyız Onu sıste-
mın ıçınde tutarak duşüncenın ozgurleşmesı ıçın
savaşım vereceğız Toplumumuzun demokratlaş-
ması açısından da onemlıdır genel ve layık eğıtım
Yıtınlmışögretımbırlığı sağlanıncaya değın sıkın-
tılanmız surecektır Aydınlanmızın bu tanhiel
bılıncı canlı tutmak gıbı bır sorumluluklan vardır
PENCEREr
TARTIŞMA
Halkevleri ve Halk Odalannı Kapatanlar...
^^
mm
>^ umhunyet
M \ kurumlanndan
• kuruluşunun
• 63
^ k • yıldonumünde
^ ^ - ^ Halkevlen,
1931 Nısanı ndaTurk
ocaklannın kapanmasıyla,
CHP'nın bır etkınlıgı olarak
19Şubatl932'dekuruldu
DP'nın elıyle de 8 Ağustos
1951'dekapatıldı Ne buyük
yanlış Oysa Halkevlennın
kurulmasındakı amaç
gerçekçı ve sağlam temellere
dayanıyordu En başta halkın
eğıtılmesı ve yetiştınlmesı
ön planda tutuluyordu
Külturel kalkınma ıle kultür
vaşamının genışlemesı
sağlanacaktı Ulusal bırlık ve
bılıncın pekıştınlmesı
gündeme gelecektı
Uluslaşma, kıtleleşme ve
kurumlaşmayı yayma
gözetılıyordu Yurttaşlar ıçın
kulfetsız ve harcamaoiz bır
toplanma yen oluşacaktı
Eğıtımı \e guzel sanatlan
ulusun her tabakasına
ulaştırma kolaylaşacaktı
Halkı yazgıda, kıvançta ve
tasada ortak ulkuler
çerçevesınde kenetleme
duşunuluyordu Türk Dılı
Tetkık C emıyctı, Turk Tanh
Kurumu ve Halkevlenyle
uçüzlü bır külturel
orgütlenme ağt kurma yolu
tasarlanmıştı
Bu konuda Ataturk' un
yaklaşımı şu ozellıklen
taşıyordu Ataturk, 500
Halkevıve 10 000
halkodasının kurulmasını
hedeflıyordu Oyleyken
Halkevlennın 19>ı'llık
etkınlıgı suresınde, ancak
478 Halkevı ıle 4322 halk
odası kurulabılmıştır O,
geçmıştekı dın bırlığme
dayalı cemaat kulturünü
aşıp, laık ve ulusal bır kultür
yaratmayı amaçlıyordu
Aynca "Cumhuri>etin
temelinin kultür ve kultür
değişmesi olduğunu"
belırtıyordu Boylece ulu
ondenn otekı devnmcılıklerı
yanında bır kultür
devnmcısı olduğu da
gündeme gelmıştı Ataturk,
dıl tanh ve kultüre dayalı bır
toplum ıstıyordu Kultür-
uygarhk ıkılığıne değıl,
bılımsel kultür denen,
kultur-uygarlık ozdeşlığıne
ınanıyordu Kultür yaratmayı
ıse örgun. yaygın ve gençlık
eğıtımı bıçımınde eğıtım
surecıne bağlıyordu
Külturün taşıyıcısı ve eğıtım
aracı olarak da dılı kabul
edıyor, dılın
Turkçeleşmesıne ve
ozleşmesıne çalışıyordu
Böylece eğıtım, dıl ve kultür
üçlusüne ağırlık venyordu
Yontem olarak duşunce ve
uygulamayı da bırlıkte
yürutmeyı amaçlıvordu
Halkevlennın orgut yapısı
şoyleoluştu Cumhunyet
Halk Ftrkası'nın 1932'dekı
kurultayında, sıyasal ılkeler
bır program halınde
saptanırken fırka (partı)
tuzuğune ek olarak halkın
eğıtımı konusunda
"Halkevleri örgühinu"
ıçeren bır yönetmelık
düzenlenmış, bu da
kurultaya onaylatılmıştı
Sonra da bellı ışlemlerle
kuruluş, hemen yururluğe
konulmuştur
Kuruluş, Halkevlen ve halk
odalan olmak üzere ıkı
bolümdü Halkevlen en az
uç şubeyı oluşturacak 75
kayıtlı uyenın. halk odaları
ıse 50 uyenın başvurularıyla
kuruluyordu Halkevleri ıller
ve ılçelerde, halkodalan
bucaklar \e koylerde >er
alıyordu Halkevlennın
genelde ıkı >ılda bır seçımle
gelen şu dokuz kolu vardı 1 -
Dıl, edebıvat ve tanh kolu
Bu kol. bır program
çerçevesınde edebıyat
matınelen vekonferanslar
duzenlıyordu 2 Guzel
sanatlar kolu Müzık, resım,
yontu ve mımarlık
etkınlıklennı yürütuyordu 3-
Temsıl kolu, sınema ve
tıyatro gostenmlerını
u>guluyordu 4-Sporkolu
Her tÜTİu sportıf çaltşmalan
gündeme getırıvordu 5-
Sosyal yardım kolu Yardıma
muhtaç kımselenn ellennden
tutu>ordu 6- Halk
dershanelen ve kurslar El
ışlen, bıçkı-dıkış ve yabancı
dıl kurslanyla çevreye
olumlu hızmetler sunu>ordu
7- Kıtaplık kolu Zengm
kıtaplığı ve okuma
odalanyla halkın
gereksınmelenne yanıt
venyordu 8- Köyculuk kolu
Köylere ekıpçe sik sık
gezıler düzenleyerek köylu-
kentlı, köylü-aydın
çelışkılerı gıdenlmeye
çalışılıyordu 9- Müzecılık
ve sergı kolu Yerel müzeler
kuruluyor, var olanlann
zengınleştınlmesı
sağlanıvordu Tanhsel
urunlenn ve yapıtlann hem
mcelenmesıne hem de
korunmasına yer venlıyordu
Aynca bu kolda. kooperatıf
çalışmalan surdurulürken
folklorveel urunlen
sergılen de açılıyordu
Halkevlennde, genel
yonetım kurulu yanında, her
kolun ayn bırer yönetım
komıtesı bulunuyordu Bır
kol, ancak 25 kayıtlı uyeyle
açılabılıyordu Halk
odalannda, kol orgutu
olmayıp yalnızca 3-7
kışıden kurulan "Halkodası
Yonetim Kurulu" vardı tlk
açıldığında 400 olan halk
odası. 1950'de4322'ye
yükselmıştı Halkevlen ve
halk odalannda, gençlık ve
halk eğıtımı bıçımınde ıkı
tür yaygın eğıtım
yapılıyordu Ozellıkle (14-
24) yaş arasındakı gençlığe
buyuk ağırlık venlıyordu
Halkevlennın kuruluşu
sırasında, kıtaplıklannda
(59 444) kıtap varken
kapatılma >ılı olan 1951 'de
bu sayı 600 000'e
çıkarılmıştı Salt dokuz yıllık
surede Hdlkev len
çalışmalanndan tam 38
mılyon 500 bın kışı
yararlanmışti Hıçbır sıyasal
amacı olmayan bu
kuruluşlann yıkılmasıyla,
bugünün değerlenne göre
tnlyonlarca kıtap, muzık
aygıtı, spor araçlan,
makıneler ve demırbaş eşya
tumüyle yok olmuştu
Belgelıkler çürümeye,
bınalar ıse yıkıma terk
edılmıştı Bozulma ve
çürümenın nedenlen
genellıkle şunlardır
Ozgurluk ve demokrası
adına bırçok değerler
yıkılmış, gıderek yonetımın
bozulmasıyla sınıflararası
çelışkıler keskınleşmış ülke
kapıtalızm ve
emperyalızmın kucagına
yenıden atılmıştır Düşunce
kendı ıçıne donerek
devımsellığını >ıtınp
kalıplaşmış. böylece yenı
duşunceler uretılememıştır
Ulkenın kurtuluşunu,
geçmışte ve dınde arayan
guçler çoğalmıştır Dıl.
bılım ınsan ve yaşam
anlayışlanyla toplumu
Doğu-lslam uygarlığına
bağlamak ısteyenlenn
çabaları ağır basmaktadır
Bu olumsuz gıdışler de
ancak Ataturkçuluğun
ulusallık veevrensellık
ulkusüne bılınç baglamında
yenıden sanlmakla
durdurulabılır kanısındayız
MEHMET AYDCV
Emeklı Yazın
Oğretmenı
Çirkin Köy Yoktur.. . .
Yoksul koy vardır.
Kerpıçten ev
Yığma taş dam
Ağaçtan konut
Ağaçlısı ya da çıplağıyla köy, çevresıyle butunlei
şır, doğaya ters duşmez
Koylunun yanık yuzundekı denn çızgıler, guneşın
ve zamanın urunudur, bır tarlanın arkları gıbı surul-
muştur, evıne serdığı kılım btnlerce yılın ortak goz nu-
ruyla dokunmuştur, sınısı kazanı, kaşığı, kuşaktan
kuşağa mırastır, ellenndekı nasır, alın tennın estetı-
ğıdır
Yeşıl ormanla susuzluktan çatlamış topraktan han-
gısı guzeldır?
Ikısının de estetığı bırdır
Koylunun toprak damında yerçekımı yasasıyla ker-
pıçın dırenış gucu buluşmak zorundadır, doğadır
evın boyutlarını saptayan, olçulennı koyan, tasanmı-
nı belırleyen .
Çırkın koy yoktur1
•
Ya çırkın kent? '
Çırkın kent, sanayı devnmıyle bırlıkte, betonarme-'
nın yaşama geçmesının ardından başladı
Insanın doğadan uzaklaşması, çırkınleşıp gülünç-
leşmesıyle eşzamanlıdır
Istanbul, betonla demınn buluşmasından once da-
ha guzeldı Ahşap ev ya da taştan koşkte yadırga-
nacak ne bulunabılır'?
Ancak betonlaştıktan sonra çırkınteştı kentlenmız..r
Koylunun ve koyun estetığı doğaldır '
Kentlınınkı ıse akılcı olmak gerekır, çunkü burjuva-
mn erdemı, akılcılığından kaynaklanır I
Ama, ya bunuvanın aklı yoksa, kultunj kıtsa, para-
sı çoksa? Magandanın, elındekı parayla beton ve
tuğlaya kavuşmasından doğacak kondularda neden
estetık olsun? Eskı koşklerı ya da ahşap konaklaa
yıkarak yenne apartman dıken gorgusuz zonta, be-
tonla demır kanşımının doğaya kafatutan gucunu eln
ne geçırmış bır kez, ışın estetığıne mı bakacak, p a j
rasına mı?
Koylunun gıysılen partaldır, ama ağaç gıbı, yaprak
gıbı, toprak gıbı doğaldır, hıç kımse şalvardakı este-
7
tığı gormezlıkten gelemez, cepkenın ve mıntanın bo-
yutları ve renklerı kuşaklar oncesınden kalmadır
Ya pantolon? '
insan bedenının kusurlannı olduğu gıbı gostenp'
abartan pantolon, lyı bıçılıp dıkılmezse gulunçleşır,
çırkınleşır
•
Kent estettğını, kent kutturunden yoksun toplum-
larda ara kı bulasın'
Her yandan fışkırıyor çırkınlık
Evlerden, apartmanlardan, sokaklardan, afişler-
den, reklamlardan, kahvelerden, lokantalardan, kon-
dulardan, caddelerden, meydanlardan
Parayla luks, gorgusuzluğun elınde çırkınlık anrt-;
ları yaratıyor ;
Toplumun kımı uç noktalanndakı estetık aranışırun
çırpınışları yıtıp gıdıyor
Estetığı okullarımızda ders yapmalıyız, her ünıver-
sıteye bır guzel sanatlar fakultesı açmalıyız, çırkın-
lıklerden kaçınmalıyız, koy yaşamının doğallığındakı
jestetığı, şehırde akılla, kutturle, aJın terıyle, bılımle
kurabıleceğımızı anlamalıyız - .. '
Atalarımızın toresel estetığını, uygartığın kutturüy-',
le yoğurmalıyız j
(1924-1980)
GAZETECİ - YAZAR,
MAY YAYINLARI KURUCUSU
VE EDİTÖRÜ
MEHMET ALİ YALÇIN'I
ölümünün 16. yılında saygıyla anıyoruz.
YALÇIN YAYINLARI
6. Yıl
... MÜLKİYEÜ...
REFİK NUGAY
Geldı, Şöyle Bır Göründü,
Sonra Gen Döndü.
Tanışamadık Bile...
Hazin!
Mehmet Suda R. Nugay
FİLM FESTİVALİ'NDE
Fılm araları, oncesı ve sonrası
KİTAPLI KAHVE'ye
beklenz
Adres Buyukparmakkapı Sk No 5/3 BEYOĞLU
243 26 95
ALANYA ASLIYE 1. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Sayı 1996 123
Davacı Ismaıl Goktere tarafından mahkememızde hasım-
sız olarak açılan çek ıptalı tedbır davasının yapılan yargıla-
ması sırasında,
Davacı, Turk Tıcaret Bankası Şube Mudurluğu'nün
300/168955 nolu hesabına aıt S375086 sen nolu çekı kay-
bettığını ılerı surmuş olmakla çekı elınde bulunduranlann
ve hdk ıddıa edenlenn ılan tarınınden ıtıbaren uç ay ıçınde
mahkemımızın 1996 123 esas sayılı dosyasına başvurma-
lan hususu ılan olunur 1 2 1996 Basın "r
7269