Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
StfFA CUMHURİYET 1 NİSAN 1996 PAZARTESİ
10 DIŞ HABERLER
BAGIMSIZ DEVLETLER TOPLüLUĞU'NDA
J Birliğin adı yok
Hakan
Aksayı3ağımsız Devletler Topluluğu'nun (BDT) 12
jyesinden 4'ü (Rusya, Beyaz Rusya,
<azakistan ve Kırgızistan), geçen cuma yeni
bir uluslararası topluluk oluşturdu.
Minimum beş ytl süreyle geçerli olması
öngörülen 28 maddelik anlaşmada ve ek
t>e)gelerde toplulukla ilgili bir dizi kural
saptanmasına ve çeşitli organlar
kurulmasına karşın, bu "dörtlü oluşum"a
hemangi bir ad konmadı.
BDT içinde bir "mini BDT" gibi görünen bu
yeni topluluğun anlamı ne?
12 üyeii BDT ile arasında ne fark var? Yann
Rusya ve Beyaz Rusya arasında
imzalanacak "çok daha sıkı birlik"
anlaşması, BDPden ve "mini SDF'den ne
açıdan farklı olacak? Bu sorulara kimse net
yanıtlar veremiyor.
Beyaz Rusya lideri ve aynı zamanda "dörtlü
oluşum"un Devletlerarası Konseyi Başkanı
Aleksandr Lukaşenko, eski Sovyet
cumhuriyetlerinin yeniden birliğine giden
merdivende, BDT'yi birinci, "mini BDT"yi
ikınci, Rusya-Beyaz Rusya Anlaşması'nı ise
üçüncü basamak olarak gördüğünü
söylüyor.
BDT, 1991 sonunda Sovyetler Biriiği'nin
dağılmasından sonra kurulmuştu. Geçen
süre içinde binlerce karar alan BDT
organları, bunların çok küçük bir bölümünü
uygulayabildi. BDT'nın bir "formalite" haline
geldiği, çeşitli dönemlerde bütün topluluk
üyelerince dile getirildi.
Ikinci büyük üye olan Ukrayna, BDT içinde
tarafsızlık siyaseti izleyen bir gözlemciden
öte rol oynamadı.
Son 2.5 yıl içinde eski "küçük kardeş"\erir\\
yeniden kendi çevresinde birleştirmek
isteyen Rusya ve birlikten ekonomik ve
siyasal çıkarı olan Kazakistan, Kırgızistan,
Tacıkıstan, Gürcıstan ve Ermenıstan, BDT
dışında bir bütünleşmenin mümkün
olabileceğinden söz etmeye başladılar.
Başta 16 haziran Rusya Devlet Başkanlığı
seçımlerı olmak üzere, ülkelerın iç sıyasal
gelişmelen de yeni birlik arayışlarını
hızlandırdı.
Ancak taraflar arasındaki güvensizlik,
özellikle de Minsk dışındaki başkentlerde
Moskova'ya karşı aşırı ihtiyatlı tutum, bu
arayışlann netleşmesini önledi.
Cuma günü yapılan anlaşmaların, pek çok
konuyu oldukça genel ve belirsiz ifadelerle
geçiştirmesi önemli ölçüde bu nedene
dayanıyordu.
Her şeye karşın, adı olmayan bu yeni
topluluğun, Avrupa'daki bütünleşme sürecini
örnek alan ekonomik ağırlıklı bir ortaklık
denemesi olduğu söylenebilir.
Anlaşmalarda, dış siyasetten eğitime kadar
bir dızı konudaki işbiriiği "genel olarak" yer
alırken, gümrük birliğinden ortak para
biriminin yaratılmasına kadar pek çok somut
kararla bir "ortak pazar" oluşturma çabası
dikkat çekiyor.
Bu ay sonuna kadar dört ülkenin ortak bir
partamento (kongre) kurması, ardından
Yüksek Konsey, Entegrasyon Komitesi gibi
öteki organlanyla yıl sonuna kadar
bütünleşmenin ilk aşamasını
gerçekleştirmesi hedefleniyor.
Ancak yalnızca organların niteleği ve yetkileri
değil, ortak harcamalara kimin ne ölçüde
katılacağı da belirsiz görünüyor.
Rusya kamuoyunda "öteki ülkeleri yeniden
Moskova bütçesinden beslemek" kaygısı,
ötekilerinde ise Kremlin'in yayılmacı
eğilimlerine alet olma korkusu, yeni birliğin
ömrünün ne kadar uzun ve dokusunun ne
kadar sağlam olacağını kuşkulu hale
getiriyor. Bu koşullarda "mini BDT'ye,
Ukrayna, Moldova, Azerbaycan,
Özbekistan ve Türkmenıstan'ın katılması bile
zor görünürken, Rusya lideri Boris
Yeltsin'in, topluluğa llerde bütün BDT
üyelerinin, Baltık cumhuriyetlerinin, hatta
Bulgaristan gibi başka ülkelerin de
katılabileceği" tahminı de fazlaca iyımser
görünüyor.
TATARİSTAN
'Şaymiyev faktörü' güçlendi
Sovyetler Biriiği'nin dağıldığı
günlerde "Acaba Rusya da
yıkılacak mı" sorusu sıkça
tartışılıyordu. Dört yıl önce
Çeçenya gibi Tataristan da,
Federatif Anlaşma'yı
imzalamayan "asi" özerk
cumhuriyetler arasında yer
alıyordu. Moskova, çeşitli
ekonomik yaptınmlarla
Tataristan'ı dize getirmeye
çalışıyordu. Ama sonraki
gelişmeler Çeçenya'dan farklı
oldu. 15Şubat1994'te
Moskova ıle Kazan arasında,
Tataristan'a geniş yetkiler
tanıyan özel bir anlaşma yapıldı. 1991'de
topraklarındaki zenginliğin yüzde 90'ından
fazlası Moskova'nın emrinde olan
Tataristan, şimdi çoğunluğu kendine ait
ekonomik kaynaklanyla ve bCtçesiyle
eskisinden çok daha bağımsız bir yapıya
kavuşmuş durumda. Merkezle mücadele
eden Rusya özerk cumhunyetlerınin ve
bölgelerinın liderteri arasında, Tataristan
Devlet Başkanı Mintimer Şaymiyev'in adı
artık ılk sırada gelıyor. Hatta Şaymiyev'in,
Rusya Başbakanlığı için bile şansı olduğu
öne sürülüyor. Şaymiyev, 24 martta tek
aday olarak katıldığı seçimlerde oylann
yüzde 97'sini alarak ikinci kez
Tataristan Devlet
Başkanlığı'na seçildı.
Ekonomik reformları, Rusya
geneline göre daha ılımlı ve
sosyal önlemleri göz ardı
etmeden uygulayan
Şaymiyev, komünist ve
milliyetçi muhalefetle çok
kolay başa çıkıyor ve
güçlenen Islam faktörünü
denetimi altında tutmayı
başarıyor. Ancak Çeçen
savaşı Tataristan'ı giderek
daha fazla etkıliyor. Şaymiyev,
16 haziran Rusya başkanlık
seçimlerinde tercihinin, "Çeçen savaşına
son vermesı koşuluyla Yeltsin" olduğunu
vurguluyor. Moskova'ya Cahar Dudayev'le
görüşmesi ıçin baskı yapıyor. Bu çözümü
yalnız Rusya'da dıle getirmekle" kalmıyor;
geçen günlerde Lahey'de oluşturduğu "Eski
Sovyetler Biriiği'nin Çatışmalı Ülkeleri
Forumu" yoluyla uluslararası ağıriığını da
arttırıyor. Böylece Moskova'yla ilişkılerinı
sertleştirmeden, ondan siyasal ve
ekonomik ödünler koparma yolunda önemli
mesafe alıyor. Bir anlamda Çeçenya'nın da
yöneldiği ulusal özgürlük amacına başka
yoldan, ama başanyla ilerliyor.
UKRAYNA
Kiev-Moskova gerilimi sürüyor
Rusya, öteki BDT
ülkeleriyle bırlığı
pekıştırirken Ukrayna'yla
ilişkilerinin giderek
soğumasını engelleyemiyor.
Rusya lideri Bons
Yeltsın'ın bu perşembe
başlaması gereken Kıev
ziyaretınin yapılması
kuşkulu hale geldı.
BDT'ye bile soğuk baktığı
bilinen Ukrayna yönetimi,
Rusya ıle topluluk
ülkeleri arasındaki
yakınlaşmadan rahatsız
oiuyor; kendısinın
birliğe çekilmesi
çabalanna ise ınatla karşı
duruyor.
Kiev ile Moskova arasında
gümrük rejimi ve transit
tarifeler gibi bir dizi sorun
varken, 'Karadeniz
filosu'nun paylaşımının bir
türlü tamamlanamaması iki
ülke ilişkilerınde gerginlıği
arttırıyor.
Son zamanların temel
Leonid Kuçma
sorunu, her ıki ülkenin de
ana üs olarak Sivastopol'ü
seçmesinde yatıyor.
Moskova, Ukrayna
sınırlan içinde kalan kentin,
Rusya Karadeniz
Filosu'nun ana üssü
olmasını talep ederken
Kiev, aynı şeyi Ukrayna
Askeri Deniz Kuvvetleri için
ıstıyor ve Rusya filosunun
kentte bulunmasını "kira"
koşuluna bağlamayı
hedefliyor.
Kremlin hem bu koşula,
hem de ıki askeri
gücün de aynı kentte
bulunmasına karşı
çıkıyor.
Ukrayna'nın bağımsızhğını
perçinleyen yeni
anayasanın tartışıldığı şu
günlerde, Devlet Başkanı
Leonid Kuçma, Rusya'ya
karşı yumusadığı
yolunda ıddialaıia
karşılaşmamak ıçin
ödünsüz davranıyor.
Seçımlere hazırlanan
Yeltsin ise ne pahasına
olursa olsun,
Sivastopol'un Karadeniz
filosunun temel üssü
olarak kalmasını
amaçlıyor.
TURNIKE
Altı dev örgüt açlığa karşı bugüne kadar ki en büyük iş biîliğine girişiyorlar
Afirika'ya uluslârârâsı
• 200 milyon aç insanın yaşadığı
Afirika'nın gıda güvenliğinin sağlanması
için uluslararası bir program başlatıldı.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Afrika'nın gıda
güvenliğinin sağlanması için 6
uluslararası kuruluş, bugüne
kadarki en büyük işbiriiği ıçin
bir araya gelecek.
Birleşrniş Milletler Gıda ve
Tanm Örgütü (FAO)
liderliğinde, Dünya Gıda
Programı (WFP). Uluslararası
Tanmsal Kalkınma Fonu
(IFAD), Uluslararası Atom
Enerjisi lCurumu.
UNICEF ve Dünya
Meteoroloji Örgütü'nü bir
araya getirecek olan yeni
işbiriiği. ılk aşamada
Afrika'dakı açlığın önüne
geçılmesini, uzun dönemde de
kıtada kalıcı bir gıda
güvenliğinin sağlanmasını
amaçlıyor.
Ekonomik kalkınma
FAOdan yapılan açıklamada.
Afhka'da tanmsal gelışme ve
gıda güvenliğinin
sağlanmasının, kıtada
toplumsal ve ekonomik
kalkınma için de itici güç
oluşturucağı vurgulandı.
Açıklamada, FAO önderliğinde
oluşturulacak uluslararası
işbiriiği ile Afrika'da "toprak
kayıplannın önlenmesi,
toprağın işlevsiz hakte
bırakılmasının önüne geçilmesL,
kalitesinin yükseltilmcsi,
tanmda sulamanın arttinlması.
içme suyu kaynaklannın
çoğaltılması \e kadına gıda
üretiminde daha büyük önem
verilmesinirT amaçiandığı
bıldınldi.
FAO'nun Afrika'daki gıda
durumunu belirlediği bir
raporda, şu bilgilere yer
verildi:
- Yıllık gıda ürünleri artışının
yüzde 3lük nüftıs artışının
gerisinde kalması sonucu,
19601ı yıllara kadar net gıda
ürünleri ihracatçısı olan Afrika,
"net gıda ürünleri ithalatçısı'
durumuna geldL
- 1970'lerden bu yana,
Afrika ekonomisı gittikçe
kötüleştı. Işsızlık çok arttı.
Sonuçta, Afrika nüfusunun
büyük bir oranı çok fakirleşti.
Nüfusun yüzde 4O'ı ycterli
beslenemiyor.
Açlık ve yetersiz beslenme,
özellikle çocuklar ve kadınlar
arasında yayıldı.
Afrika'da yeterli beslenme
olanağı olmayan insanlann
sayısı, 1970'den itibaren 100
milyondan 200 milyona çıktı.
Beslenme yetersizlikleri. daha
çok yüzde 90 oranında
fakirliğin olduğu kırsal kesimi
tehdıt edıyor.
- Gıda üretimindeki yavaş
artışın nedenleri arasında.
siyasi istikrarsızlık ve iç
savaşlar. hükümetlerin kamu
harcamalannın ancak yüzde
10'unun aynldığı gıda üretimi
ve tanma öncelik vermemeleri,
gıda üretiminin çoğunluğunu
gerçekleştiren kadmlann
statülerinin düşük olması ve
toprak kav ıplannın
önlenmemesi yer alıyor.
Kadınhaklan
Uluslararası işbiriiği,
Afrika'daki kadınların yasal
haklarını sınırlayan yasaların
düzenlenmesi için
hükümetlerin çabalannı da
destekleyecek.
Faaliyetler kapsamında.
mevcut yasalar ve
uygulamalar içinde kadını
üretimden dışlayıcı
nitelikteki uygulamalann
üzerine gidilerek kadının mal
sahipliğini geliştinci kredi ve
teknolojiden yararlanması
sağlanacak.
I992'de Rio de Janeiro'dakı
dünya zirvesinde alınan
kararlann somut eylemlere
dönüştürülmesini
hedefleyen uluslararası
işbiriiği. aynı zamanda. 1996
Kasım ayında Roma'da
düzenlenecek Uluslararası
Gıda Zirvesi'ne de zemin
hazırlayacak düşünceler
üretilmesinde rol oynayacak.
1970'lerden bu yana, Afrika ekonomisi gittikçe kötülcşti. İşsizlik çok artö. Nüfusun yüzde 4O'ı yeter-
li beslenemiyor. Açlık ve yetersiz beslenme, ö/ellikle çocuklar ve kadınlar arasında yayıldı.
TÜRKİYE ARAŞTIRMALARI MERKEZİ'NİN RAPORU (5)
Aday listesinde Türkiye'nin adı yokESSEN (Cumhuriyet) - Hükümetle-
rarası konferansın temel amacı. Avrupa
Biriiği'nin 25-30-35 üye ülkeyle de ışler-
liğini korumasını sağlayacak reformlar
üzerinde uzlaşma sağlanması.
Bu uzlaşma sağlandığı takdirde, hü-
kümetlerarası konferansın bitiminden al-
tı ay sonra AB, ICıbns Cumhuriyeti (Rum
yönetimi) ve Malta ile tam üyelik müza-
kerelenni başlatacak.
Doğu Avrupa ülkelenne ilişkin benzer
bir takvimin bulunmamasına rağmen.
Kıbns ve Malta ile eş zamanda bu ülke-
ler arasında AB'ye kısa vadede üye olma-
lan mümkün görünen Polonya, Macaris-
tan, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya ile
müzakerelerin de başlatılması bekleni-
yor. Bu ülkeleri Slovenya, Litvanya. Es-
tonya, Letonya, Bulgaristan ve Roman-
ya izleyebilecek.
AB konseylerinin ve Avrupa zirv'ele-
rinin genişlemeye yönelik almış olduğu
bütün kararlarda adlan yukanda geçen
ülkelerin AB üyeliğine yönelik çalışma-
lar bahis konusu edilirken, Türkiye'nin
adını da bu listeye dahil eden tek bir me-
tin bulunmamakta.
AB Komisyonu, Avrupa konseylerinin
kararlan doğrultusunda Doğu ve Orta
Avrupa ülkelerinin topluluğa üyelikleri-
nin hazırlıklannda yardımcı olmak ama-
cıyla birimler oluşturup raporlar üretır-
ken, Türkiye'nin AB üyeliği iddiası 1963
Ortaklık Anlaşması'nda yer alan cümle-
lerden başka yeni ve daha güncel bir hu-
kukı dayanağa sahip olamadı.
1989 yılına kadar Türkiye'nin üyeliği-
ne. ülkenin büyüklüğü nedeniyle toplu-
luk bünyesinde yol açacaği sorunlar ge-
rekçe gösterilirken, ekonomik açıdan
Türkiye'nin gerisinde kalan ya hem nü-
fus açısından hem de toplam toprak ge-
nişliği açtsından dahi sorunlu ülkeler
gnıbunun üyelik hazırlıklarına başlan-
ması. duygusal açıdan Türk kamuoyun-
da tepkıyle karşılanmakta.
Buna karşın hükümetlerarası konfe-
rans başanyla sonuçlandığı takdirde ara-
lannda Türkiye'nin yer almadığı bu ül-
keler grubunun üyeliği kolaylaşmış ola-
cağından, dolaylı olarak Türkiye'nin AB
ile entegrasyonunun önündeki engelle-
rin bir kısmının da kendilığinden kalkmış
olacağı göz önünde bulundurulmalı.
2000'li yıllarda Türkiye'nin Avrupa Bır-
liği ile bütünleşmesi büyük ölçüde Tür-
kiye'nin kendi iç meselelerini çözmesi-
ne bağlı olacak.
Hükümetlerarası konferansın sonuçla-
nna göre ortaya çıkacak Avrupa Birii-
ği'nin bugünkü topluluktan daha esnek
bir yapıya sahip olacağı anlaşılıyor. Üye
devletlerin egemenlik hakları ıhlal edil-
meden. birliğin belirli konularda derin-
leştirilmesi ancak bu gelişmeye karşı çı-
kan ülkelerin dığerüyeleri engellemeden
söz konusu karann kapsamı dışında kal-
malan ile sağlanacağı bir model oluş-
makta. Farklı Hızlar Avrupası yada "De-
ğişken Jeometrili Avrupa
1
" olarak adlan-
dınlan bu sistem, pratikte Avrupa Para
Birliği'ne geçiş ıçin getirilen makroeko-
nomik önkoşullar, Schengcn Anlaşması
ve Avrupa Sosval Politikası vasıtasıyla
şimdiden gerçekleşmiş durumda.
Bu modelın Avrupa Biriiği'nin daya-
nışma prensibine aykın olduğunu savu-
nan ve A'la carte Avrupa modelı olarak
karşı çıkan ülkelere rcsmi açıklamalarda
güvenccverilmcsine rağmen, pratikte gc-
lişmenin bu istikamette olduğu gözlen-
mekte.
Birliğıngenışlemesindedikkatealına-
cak konulardan biri. mevcut ortak tanm
politikasının vc bölgescl kalkınma polı-
tikalannın. Doğu Avrupa ülkeleri ya da
Türkiyc gıbı ülkelcrin katılımını hazme-
decek nitelikte ^Imadığı. Bu polıtıkalar-
dan vazgeçilmesi mümkün olmadığın-
dan, bu üye adaybnn. söz konusu alan-
larda önemli yapısal değişiklıklenn ger-
çekleşmesıne kadar bu politıkalann kıs-
men dışında bırakılmaları gündeme gel-
mekte.
Bu çerçevede bu gelişmenin eleştir-
menleri "ikincisınıP üyelik terimini kul-
lanmalanna rağmen. söz konusu model,
özellikle Doğu Avrupa ülkeleri gibi. si-
yası nedenlerdendolayı Batı ılebütünleş-
meyi bir an önce gerçekleştırmek isteyen
devletler için kısa vadede gelebilir.
Avrupa Birliği gibi. Türkiye'nin de
hızlı birdeğişim sürecı içensinde oldu-
ğu göz önünde bulundurulmalıdır.
2000'lı yıllann Avrupası'na Türkiye'nin
entegrasyonu ısteniyorsa. bu değışim sü-
reçlcrinin birbınne paralel gitmesıne
özen göstermek gerckmektedir.
BİTTİ
SEMİH Gl NVER
Dört MevsimBu yazı Cumhuriyet'teki 52'nci makalem. 52 haf-
ta, dört mevsim. Bu ikinci doğuşta bir yıl geçmış. Bu-
gün 1 nısan. Dört mevsimi kış havasında yaşadık. Fa-
kat ben size her defasında ilkbahar ışıklan ve ılıklılı-
ğı içinde olayları yorumlamaya çalıştım.
Geçen hafta, Ankara'da 13. Uluslararası Müzik
Festivali başladı. ilk konser Milli Eğitim Bakanlığı Şû-
ra Salonu'nda tertiplenmışti. Festivali Tiflis Senfoni
Orkestrası açacaktı. Programda sırası ile Ferit Tü-
zün, Sostakoviç, Kakhidze ve Ravel'in yapıtlanna
yer verilmışti. Şef Jansug Kakhidze idi. Demirel de
gelecekti. Bekledik, gelemedi. Galiba, ABD ziyareti-
nin hazırlıklan ile doluydu. Yoksa Cumhurbaşkanımız
açılış merasimlerinı kaçırmak itiyatında değildir. Ye-
rine minare boyu bir çelenk göndertmişti. Çelenk du-
varda dayanmazsa ayakta duramıyor, beiinden bü-
külüyordu.
Orkestra Ferit Tüzün'ün Çeşme Başı Süiti'ni seve-
rek çaldı. Tiflisli şef, Anadolu oyun havalarını büyük
ustalıkla ıdare etti ve adeta oynadı. Ben, Fent Tüzün'ü
düşundüm. Çeşme Başı Balesi'ni ilk defa 1971 Ağus-
tos ayında Kahıre'de Ehramların önündeki 1500 ki-
şilik açık hava tiyatrosunda izlemıştım. O gece bü-
tün Kahire oradaydı. Yaprtın ritmik ve romantik ha-
vasını, sopranonun dramatik çağırışını. Karagöz-
Hacivat sahnesını. Gülcan Tunççekiç'ın büyüleyi-
ci danslarını unutamadım. Sonra, Ankara'da Ferit
Tüzün'ün evınde buluştuk. Halının üzerine çöktük.
Tüzün, bana bantlardan yeni bestelerini dinletti. Ya-
zık çok genç yaşta hayata gözlerıni yumdu. Daha çok
eserler verecekti.
Sostakovıç'in ikinci bölümü bize biraz ağır ve uzun
geldi. Birinci ve son bölümünü zevkle ızledik. Piya-
nıst ve kompozitör Kakhidze kendi bestesi piyano
konçertosunu inanılmaz bir ritimleçaldı. Klasık vecaz
müziklerının bırlikte yaşadıkları canlı, renkli, fıkırfıkır
bir eser. Alkışlandı, alkışlandı. Nihayet Ravel'in Daph-
ne ve Chiloe'si konseri bir rüya havası içinde bitirdi.
Ben çok mutluydum. Politikacı, bürokrat, gazete-
ci, profesör dostlarımla karşılaştım. Cumhuriyet'in
aydınlann tercihen okuduklan bir gazete olduğunu bir
kerre daha anladım. Moral buldum. Türkiye'de ga-
zeteyi kupon kesmek için almayan insanlar da var.
Eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar. bakan iken Anka-
ra Müzik Festivali'ne çok destek verdiğini bana ha-
tııiatmak lüzumunu hissetti. Murat Karayalçın yeni
hükümete oy verirken yüzlerinin Cumhuriyet'te yaz-
dığım gibi anlamlı halının gerçeklen aksettirmiş oldu-
ğunu itiraf mertliğini gösterdi. Karayalçın ve Çetin,
Çekiç Güç oylamas:nda da aynı cesareti sergıledi-
ler.
Yeni Kültür Bakanı Agâh Oktay Güner, restore
edilmiş bir tarıhi yapıtı gibiydi. Gençleşmişti. Bana,
Avrupa Konseyi'nde geçirdiğimiz zor günlerin ilginç
anılannı dostça tekrarladı. Konser arasında, büfe-
den küçük bir Kavaklıdere şişesi satın aldım. Üzüm
suyu imiş. Alkolsüz kırmızı şarap lezzetinde. Nefis.
Tavsiye edenm.
Sevda-Cenap And Vakfı Başkanı Mehmet Baş-
man'ı kutlarım. Festivali veciz bir konuşma ile açtı.
Geleneksel mahcubiyeti ilk cümlelerinde bıraz tö-
kezlemesine neden olduysa da konuşmanın sonu-
,ınu rahat getirdı. Başman'ın Kavakltdere şaraplartna
diyecek yok. Arkadaşlığı eşsizdir. Fakat guzel sanat-
lara ve özellikle müziğe yaptıklan, inkâr edilmez bü-
yük hizmetlerdir. Mehmet Başman'ın yeri doldurula-
maz.
ismet Sezgin, Amerıkan usulü saç tıraşı ile deli-
kanlı gibiydi. Beyaz saçları ile Vali Şahinoğlu güleç-
ti. Ahmet Taner Kışlalı ve zarif kızı ile Ali Ihsan Ka-
racan ve tatlı ve aydın eşinın aralarında oturmuştuk.
Ahbaplık ettık. Konser salonunda herkes mutluydu.
Dışarıdakı siyasetin puslu ve karanlık havası unutul-
muş görünüyordu.
Hillary geldi gitti. Demirel VVashington'un yolunu
tuttu, dertlerimizi anlattı ve döndü. Refahlılar, Genel-
kurmay Başkanlığı ile ters düştüler. Mesırt Yılmaz'ın
Atina'ya uzattığı zeytin dalı şimdilik havada kaldı. Ye-
ni hükümet zam furyasından sorumlu değilmiş. Çe-
kiç Güç uzatılabildı. Bunlara boş verelim.
Ankara Devlet Balesi Vrvaldi'nin "Dört Mevsim"\n\
ve Çaykovski'nın "Serenac/"ını kapalı gişe sahneli-
yor. Opera ve Bale Genel Müdürü Hüseyin Akbulut
davet etti. Bütün temsillere rağbet fazlaymış. Opera
ve baleyi seven ınsanlanmız da var. Sevindim. Bale
çalışmalarında gelişme büyük. Kalabalık bir kadro,
disiplınli bir ekip, birinci sınıf dans yıldızlan, göz alıcı
dekortar, pastel renkte elbiseler, büyüleyicı bir ışık
senfonisı. mükemmel bir orkestra, kaliteli solıst mü-
zisyenler, yabancı koreograf, orkestra şefi ve repeti-
törler. Iki saatte Dört Mevsim'i ve Serenad'ı tatlı bir
rüya gibi yaşadık. Bütün sanatçıların isimlerini onla-
n teker teker kutlayabilmek için sıralamak isterdim.
Olanaksız. Bırisini atlasam büyük haksızlık etmış olu-
rum. Hepsıni sıralamak için yer yok. Sanatkârlan,
Sayın Hüseyin Akbulut'un şahsında selamlanm.
Ne yazık, güzel anlar çok çabuk geçiyor.
FRANSA
D'Estaing siyaset
sahnesinden çekfldi
Dış Haberler Servisi -
Eski Fransa Cumhurbaşka-
nı ve Fransız Demokratik
Birliği (UDF) lideri Valery
Giscard d'Estaing. dün ya-
pılan kongre sonucu parti li-
derliğini bıraktı.
Fransız siyasi tarihinin
önemli simalanndan Gis-
card D'Estaıng'in yerineen
güçlü aday
olarak, eski
Savunma Ba-
kanı 54 yaşın-
daki François
Leotard göste-
riliyor. Lyon
kentinde yapı-
lan kongrede,
liderlik ıçin
Leotard ıle bir-
lıkte, eski Eko-
nomi Bakanı
Alain Madelin
ve Andrea
Rossinotyanştı. UDF Parti-
si'nin kurucusu olan Gis-
card d'Estaing, 1981 yılın-
da yapılan cumhurbaşkan-
Iığı seçimlerinde. Francois
Mhterrand karşısında ye-
nik düşmüştü.
Gıscard d'Estaing. dün
kongreden önce yaptığı
açıklamada, oyunu 49 ya-
şındakı Alain Madelin ley-
hine kullanacağını bildir-
miştı. Ancak yeni liderleri-
ni seçmek için Lyon kentin-
de toplanan 1700 kadar
UDF'li delegeyi oylannı,
"kendi vicdan ve mantıkla-
nnın sesine uyarak, dtşan-
dan gelen baskılara kulako-
kayarak" kullanmaya çağır-
dı. Madelin,
geçen yıl Baş-
bakan Alain
Juppe tarafın-
danaşınlıberal
görüşleri nede-
niyle görevin-
den alınmıştı.
Giscard'ın
halefinin kim
olacağı sorusu
aylardır Fran-
sız siyasal cev-
relennde en
çok tartışılan
konulardan biri olmuştu.
UDF. bundan 18 yıl kadar
önce I974yıhndan 1981 yı-
lına kadar Fransa'nın cum-
hurbaşkanlığını yürüten
Giscard d'Estaing tarafın-
dan kurulmuştu. 577 san-
dalyeden oluşan Ulusal
Meclıs'te UDF'nin 214 mil-
letvekilı yer alıyor.