27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 NİSAN 1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 2. Sanatçılar Kurultayı toplanıyor • 45 sanatçı örgütünün katıldığı kurultayda 'Türkiye'de Düşünce ve Yaratma Özgürlüğü' ile yeniden yapılandınlma tartışılacak. Türkiye'de düşünce ve ya- ratma özgürlüğü ile Törkiye Sanat Kunımu tasansının tartışılacağı 2. Sanatçılar Kurultayı, 1-2 nisan tanhle- ri arasında Atatürk Kültür Merkezi'nde toplanıyor. Ku- rultaya bütün sanat alanla- nndan 45 sanatçı örgütü ka- tilıyor. Sanatçılar, iki gün boyunca *Turkiye_'de Dü- şünce ve Yaratma Özgûrlü- ğü" ile sanat alanlannin ye- niden yapılandınlmasını tar- tışacaklar. 27-28 Mart I995'te l'in- cisi gerçekleşen 'Sanatta Özerk YapılanmaSanatçılar Kunıltayı". sanatçı örgütieri adına çalışmalar yapmak üzere 13 örgütten oluşan bir 'Özerk Sanat Konseyi Ciri- şim Kunılu' oluşturmuştu. Girişim kurulu, bir yıldır sürdürdüğü çalışmalar sonu- cunda sanat ortamının yeni- den ve özerk bir biçimde ya- pılandınlması yönünde iki önemli adım gerçekleştirdı. Fikri Sağlar dönemindc Kültür Bakanlığı'yla bir pro- tokol imzalayarak özerkleş- meye katkı sağlamak v e te- imel oluşturmak amacıyla bir *llusal Sanat Kunılu'' oluş- turuldu.Özerkleşme talebi bir kurumlaşma talebine dö- nüştüriilerek, sanat ortamı- nın iradesini taşıyacak bir 'Türkiye Sanat Kunımu' kurulması projesi geliştiril- di. Türkiye Sanat Kurumu, sanat ortamının sivil. de- mokratik ve özerk bir biçim- de yeniden düzenlenmesi, devletin merkezi ve müda- haleci tavnndan uzaklaştınl- masını amaçlıyor. Kurultayda sinema, sahne sanatlan. müzik, yazın, tasa- nm gibi altı sanat dalına gö- re toplantılar düzenlenecek. Ilk olarak 'Türkive'de Yarat- ma ve Düşünce Özgiiriüğü' konusunun ele alınacağı ku- rultayda geçen yıl 27 hiartta toplanan 'Sanatta Özerk Ya- pılanma Kurultayı'nda te- melleri atılan Türkiye Sanat Kurumu'na ilişkin bugüne dek yapılan çalışmalar de- gerlendirilecek. Saat 10.30'da başlayacak kurultayın ilk oturumunda "Türkiye'de Düşünce ve Ya- ratma Özgürlüğü" konusun- da duzenlenecek oturumu Attila Ergür yönetecek. Çe- tin Özek ve Doç. Dr. Semih Gemalmaz'ın birer bildjri sunacağı oturumda ErdalÖz sanat ortamı adına bir ko- nuşma yapacak. Vlelih Cev- det Anday'ın bildirisi ise ku- rultayın açılış oturumunda okunacak. Ikinci oturumda, Özerk Sanat Konseyi Girişim Ku- rulu Genel Sekreteri Ekrem Kahraman'ın başkanlığinda "Türkiye Sanat Kunımu Ta- sansı İzerineGenel Gftriiş- me" gerçekleştirilecek. Kurultayın ikinci günün- de 13 kişiden oluşan 'Özerk Sanat Konseyi Girişim Ku- rulu'nun hazırladığı 'Türki- ye Sanat Kurumu Tasansı" ile sanat örgütlerinin düşün- ce ve yaratma özgürlüğü tar- tışılacak. Türk iye "de özerk ve özgür sanat yapılanması oluştur- mayı amaçlayan 2. Sanatçı- lar Kurultayı'nda. sanat ve kültür ortamının demokra- tıkleşmesine yönelik önem- li adımlar atılması. sanat ın önündeki müzminleşmiş so- runlann aşılması ve sanatçı örgütieri arasındaki kopuk- luklanngiderilmesi hedefle- niyor. 2. Sanatçılar Kurultayı 'na Türkiye Yazarlar Sendikası. PEN Yazarlar Dernegi. Ede- biyatçılar Derneği. Tiyatro Oyuncuları Derneği, Bü- yükşehir Belediyesi Tiyarro Oyunculan Derneği, TO- BÂV TlYAP. Tiyarro Yazar- lan Derneği, Tiyarro Eleştir- menleri Derneği, Çağdaş Si- nema Oyunculan Derneğı, Sinema Oyunculan Sendi- kası (SÎNE-SEN), Muzfö Eseri Sahipleri Meslck Bir- liği, Uluslararası Plastik Sa- natlar Derneği, Karikatürcü- ler Derneği gibi toplam 45 sanatçı örgütünden 7'şer temsilci katılacak. Ulusal Sanat Kurulu Başkanı Şükran Kurdakul: hanatçı orgutlulııgu demokrasinin ilk achmı DUYGU DLRGUN 1995'te gerçekleştinlen 'Sanatta Özerk Yapılanma Kurultayı'. Türki- ye Sanat Kurumu'nun oluşturulabıl- mesi ıçin kendi ıçinde bir 'Ulusal Sa- nat Kurulu'oluşturmuşru. Ulusal Sa- nat Kurulu Başkanı ve PEN Yazarlar Derneği Başkanı Şükran Kurdakul. süreç ıçerisinde sanatte özerkleşme ve demokratikleşme yolunda önemli adımlar atıldığına dıkkat çekerken. sanatçı örgütlenmelerinın demokra- tık bir toplumun vazgeçilmez unsur- lanndan bın olduğuna dıkkat çekı- yor. - Türkiye'de sanatçılann örgütlü bir yapıda birleşmesinde gelinen bu- günkü noktadan önce, geçmişe yöne- lik bir değeıiendirme yapabilir mi- yiz? KURDAKlL-Çagdaş Türk ede- bıyatımızın öncüleri kuşkusuz Cum- hurıyetten önce de sonra da yeni bir dönemınönünüaçmışlardır. Ne\arkı aralannda Yakup Kadri. Tanpınar, Yahya KemaL Halide F.dip gıbı usta- lann yer aldıgı bu kuşak. özellıkle 1900'lerın ılk on yılını yurtdışında geçırmiş (Fransa) olmalanna karşm. sanatçı örgütlenmesine ilişkin birge- lenek bırakmadılar sonrakı kuşakla- ra. Örneğin Yahya Kemal'in anılan- nı okurken yazann şöyle söyledığıni bilıyoruz: "L'Humanite gazetesinin sadık okurlanndan birivdim. enter- nasyonali söylerken lü>lerim diken dikenolurdu." Ama bu lieyecan ülke- ye döndükten sonra bir örgütlenme bilincine itmedi dönemin edebiyatçı- lannı. Okuduklan, yaşadıklan onlan ör- gütlenmeye itecek durumdayken, dö- nemin toplumsal koşullannı da göz önüne alarak böyle bir çabaya giriş- mediklerini görüyoruz. Tabii bütün bunlaronlann edebiyatımızın yol acı- cılan olması gerçeğinı değıştirmez... Ne zamanki, 1930'larda Istanbul'da birşıirdemegi kuruluyoraynıgünler- de Abidin Dino'nun öncülüğünde 'Yeniler Grubu' gibi kimi örgütlen- meler görüyoruz. 1950'lerde Halide Edıp. YaşarNabigibı ısimlcr Ulusla- rarası PEN'in Türkiye bınminı oluş- turuyorlar. Ancak 1950-60 dönemin- deki Demokrat Parti iktidannın ay- dınlara yönelik baskısına karşı bu tip örgütlenmelerın baskılara tepki gös- terdiğine tanık olmuyoruz. 1960'lar- dan Samet Ağaoğlu ve Tanpınar'in girişimlenyle Türk Edebiyatçılan Birliğikuruluyor. Kendılennden son- ra gelen kuşaklara son derece kapalı biryapıda bir örgütlenme bu. 27 Ma- yıs 1960'tan sonra yapılan ılk kong- re ile Ferit Edgü, DemirÖzlü. Memet Fuatgıbı ısımler. Türk Edebiyatçılar Birlıgı'nın demokratıkleşmesinı sağ- lıyorlar ve böylelikle Türk edebiyatı- nın çagdaşlaşmasma koşut olarak bir örgütlenme biçımı gündcmegeliyor. - Sanatçı \e aydınlann. dönemin politik gelişmeleri karşısında artık tam bir duyariılıkla hareket ettikleri söylenebilir mi? Kl'RDAKl'l.- Elbcttc. Ilk aşama- da 1961 Anayasası'naaykıngörüldü- ğü gerekçesiyle 141-142. maddele- rin kaldınlmasına yönelik bir broşür Fethi Nad'nin kalcminden çıkmıştır. Toplumsal-siyasal yaşamımızda ya- salan değıştirmeye yönelik ılk çaİış- madır bu. Kemal tahir'den Ozan- so\'a kadar, MeKh Cevdet Anday'ın dadahil oldugu büyük bıredebıyatçı grubu Beyazjt'a kadar yürümüştü. O zaman sanatçı örgütlenmelerı söz ko- nusu olunca göze çarpan ilk çağdaş yapıya ulaşmış sıvil örgütûn. Türk Edebiyatçılar Birliği'nin 1960'tan sonrakı yapısı olduğu söylenebilir. Aynı dönemde. (Vaşar Kemal' ın ıkın- ci başkanlığı dönemınde) Sabahattin Eyuboğhı ve Vedat Günyol aley hıne, Babetıfün 'Dorim Vazılan' adlı ki- tabını çe\ırdıklcrı ıçin bir "Babeuf Davası" açılmıştı. Tabıı. aklanmayla .-tonuçland) bu da\a. -80 sonrası sanatçı örgüdülüğü na- »I bir h me kazandı? KL'RDAKL'L-1960-70 yıllan ara- sında edebiyatçılar, aydmlar artık sı- yas>al iktidannkarşılannda olduğu bı- İirıCiyletarihscl görev lerini yerinege- tırme uğraşt içerisine gırdılcr. Ikincı aşama ıse aynı yıllarda .\zİ7Nesin ve Yaşar Kemal'ın gırişımiyle kurulan Türkiye Yazarlar Sendikası'nın ku- ruluşuydu. Türkiye Yazarlar Sendi- kası, 1980'lerde anayasal haklann sa- vunucusu olmuştur. TYS'nin 30"u aş- kın yöneticısi 141. maddeden askeri mahkemelerde yargılandı. Ancak bu kısageçmiş siyasal iktidarlan düşün- dürmemişebenzıyor... Geçmişebak- tıgımızda sansüre ugramış. göstenm- den kaldırılmış nıce sanat yapıtı ile karşıla^ıyoruz. Yazarlann kıtaplan toplatılıyor. Kısaca yasama organı. insan haklanna aykırı yasalarla yar- gıyı kendi mantıgıyla yönlendiriyor. En temel sorunumuz bu... - Sanatçılann, aydınlann örgütlü otarak bareket etmesi, demokratik- leşme sürecini nasıl etkilemiştir? KURDAKUL - Sanatçı, toplumun sözcüsüdür. Bu görev ı yapıtlarıyla yerine getirdigi gibi vatandaş olma- nın bilinciyle de yerine getirmelidır. Demokratikleşmenin vazgeçilmez koşuludur bu. Yazar olarak, öncelık- le okurlanmi7 bize böyle bir soruın- luluk yüklüyor. - 27 martta gercekfeştirilen ilk ku- rultay, örgüdülük \<e sanatta özerklik konulannda ne gibi karanımlar elde etti? KURDAKUL-Özerk Sanat Kuru- lu Ginşim Konseyı'ni oluşturarak sa- natçı birlikteliğini kanıtladı ve ıstem- lerini açığa çıkarmış oldu. Bu istem- ler düşünce ve ifadeözgürlüğüne ılış- kin TBMM'ye yöneltılmiş istemler- di. -2. Sanatçılar Kurultayı'nın hedef- leri nelerdir? KURDAKUL- Yakın vadede. Tür- kiye Sanat Kurumu'nu oluşması yo- lunda yapılan tartışmaların karara baglanması, düşünce ve yaratma öz- gürlüğûnü engelleyen yasaklarla sa- vaşım ve sanatçı örgütlennin birlik- teliğini korumak. Kurultay süresince bir taraftan da sanat dalları arasında federatif bir yapı oluşturulmaya çalı- şılacak. Ancak birincil amaç, Türki- ye koşulları içerisınde, sanat örgütle- rinin birlikteliginin yanı sıra 'Ozgür ve özerk sanat nasıl sağlanır' sorusu- nunhukuksal umaryollarınıaramak. Bu defa 50'ye yakın dernek katılıyor kurultaya. Hazırlanan çalışma rapo- ru Ü7erıne tartışılacak ve raporun TBMM'den geçmesıne çalışılacak. Zaten asıl savaşım orada başlıyor. TBMM'deki millervekıllerinin dün- yaya bakışı ve uygarlık anlayışı ile sanatçtlann uygarlık anlayışlannı bu- luşturmaya çalışacaktır bu kurultay. T.C. Anayasası'nın 64. maddesin- de de belırtıldiğı gibi "sanatsal orta- mın oluşması amacıyU sanat alanla- n \e kamu \onerim alanlanmn ilişki- lcrini düzenlemek \vsanatsa)ortamın geliştirilmesinin saglamak için kamu fonlan ile özel yasalarla yaratılacak başka kay naklan doğrudan sanatçı- lann yonlendini'eğitüzelkişUikie, yö- netsel ve mali özerküğe sahip bir ku- rura" olacaktır Türkiye Sanat Kuru- mu. Bızım birincil görev ımız, ulusal benliğimizi, Anadolu uygarlıklarını kültür emperyalizmine karşı koru- maktır. Bu tarihsel görevi yerine ge- tırecek Türkiye Sanat Kurumu da öz- erk olmanın dışında özgür bir yapılanmadır. S A N A T Ç I L A R K U R U L T A Y I Ü Z E R İ N E G Ö R Ü Ş L E R HÜSAMETTİN KOÇAN (Ulusal Sa- nat Kurulu Başkan Yardımcısı): Bu kurultay. kendini tüketen kurultaylar- dan farklı bir yapıya sahip. Herşeyden ön- ce dinamızm taşıyor. Bugüne dek devlet. kültür ve sanata çok operasyonel yaklaştı. Bu alanlardaki etkinlikleri yeterince izle- yemedi. Artık Türkiye'de sanat adına üre- tilen her şeyin uluslararası arenaya taşın- ması gerekiyorçünkü. Türkiye'de artık sa- nat ve sanatçı ağırlıklı bir dinamızm kaza- nıyor. Sanat ve sanat yapıtı bugüne dek toplumla yeterince kucaklaşamadı. Bunun da en önemli nedeni, sanatın devlet tarafın- dan yönlendirilmesidir. Oysa ünıformalı kültür olmaz... Devlet bürokrasisi sanatın gelişen dinamiklerine uyum sağlayamadığı için. Türkiye ile di- ğer Batılı ülkeler arasında sanatsal üretim açısmdan ciddi birmesafegirdi. Ulusal Sa- nat Kurulu'nun oluşması bu mesafenin or- tadan kalkması anlamına geliyor. Sürekli değışen siyasal iktidarlann sanat üzerin- deki baskılanna son veriyor. En önemlisi de sanat ve kültür ortamının ciddi biçimde demokrattkleşmesı anlamına geliyor. 2. Sanatçılar Kurultayı bu anlamda devletin yetkilerinin sivil topluma deyredilmesi yö- nünde atılmış bir adımdır. Özerk Türkiye Sanat Kurumu'nun yasa taslağı konusun- da önemli bir çalışma gerçekleştireceğiz. Sanatçı örgütlenmelerinin nasıl sağlanabi- Hüsameftin Koçan Başar Sabuncu Ahmet Gülhan Mahir Günşiray Fuat Güner leceği ve yasalann düzenlenme yollanna dair bir siv il dinamik yapılanma oluşturu- lacak. Bu kurultay. hem sanatın özerkleş- mesi hem de Türkiye'nin demokratikleş- mesi ıçin son derece önemli bir adım ola- cak. BAŞAR SABUNCL' (Sahne Sanatları) 2. Sanatçılar Kurultayı ülkemizin sanat yaşamında sanat alanına aktarılan kamu fonlannın yönlendırilmesinde yalnızca sa- natçılann ve onlann demokratik örgütleri- nin söz sahibi olmasına yönelik Türkiye Özerk Sanat Kurumu girişimınin ilen bir adımıdır. Ulusal Sanat Kurulu ile Girişim Kuru- lu'nun ortaklaşa hazırladıklan yapılanma tasansını, sanatçı kuruluşları dclegelennın önerileri ile zenginleştirerek cumhuriyet tarihimizin en önemli özgürleşme hareket- lerınden birini daha ileri biraşamaya ulaş- tıracağız. MAHİR GÜNŞİRAY (Sinema) Yönetimlerini gerçekleştıremeyen. dü- şünce özgürlüğünü yaratamayan bir ülke- de sanatın ve sanatçının kendisini gelıştır- mesi olanaksızdır. Bunu görmemek daha da olanaksızdır. Istenmediğı apaçıktır. Bu nedenledir ki sanatçı örgütlerinin birlikte hareket ederek. idari ve mali özerkliği olan bir 'Türkiye Sanat Kurumu' oluşturmak- ta ısrarlı olmalan gerekmektedir. Bu amaç- la 41 örgüt tarafından gerçekleşmesi sağ- lanan 2. Sanatçılar Kurultayı'na tüm sa- natçılann ve-iik kezdeolsa- medyanın. bir televizyon kanalının bir pop sanatçısının hamuraçmasmı beş dakıka haberlerde an- latması kadar olmasa da, ilgı göstermesı- nin önemli olduğu ınancındayım. AHMET GÜLHAN (Tiyatro) 2. Sanatçılar Kurultayı. sanatın önünü açmak. sanat örgütlenni ortak bir düşünce doğrultusunda bir çatı altında toplamak, yaratma özgürlüğünün önündekt engelle- ri kaldırmak, yaşayan sanatın yaşama ge- çirilmesine yönelik projeler üretmek. ge- leceğın kültür ve sanat gereksinimlerini saptamak amacıyla toplanıyor. Kültür Ba- kanlığı ile Türkiye Sanat Kurumu arasın- da ınızalanan protokol ile yaşayan sanata (müzik, tiyatro. yazın, plastik sanatlar. si- nema. opera-bale) ilişkin projelenn bıçım- lendirilmesi ınısıyatifinin. bu alanlarda et- kinlik gösteren sanatçı örgütlerine devre- dilmesi kanımca en önemli gelışmelerden biri. Türkiye Sanat Kurumu. bir dernek ya da bir meslek odası değil: Türkiye'nin kül- tür ve sanat gereksinimlerini belirleyen ve geleceğe dönük projeler oluşturacak bir yapılanma olacaktır FUAT GÜNER (Müzik) 2. Sanatçılar Kurultayı. sanat örgütieri arasında bugüne kadar birbirinden kopuk olarak seyreden ilişkilerin bir bütün halın- de tartışılacağı bir buluşma ortamı yarat- mayı amaçlıyor. Kurultayda tartışılacak, yasa tasansı hazır olan Türkiye Sanat Ku- rumu ile Türkıye'nin sanat politikasında söz sahibi olması hedeflenen bir yapı orta- ya çıkıyor. Yaşayan sanatlarla ilgili olarak etkınlik göstermesinı ıstediğimiz bu ku- rum Kültür Bakanlığı'nın bu alandakı gö- rev veetkınliklerinide bir bakımahafiflet- mış olacak ve sanatın ıçınden gelen kişı ve kurumlann daha etkin olmasını sağlaya- cak. Tabıi. bu Türkiye'nin sanat poütika- sını 10-12 kişilik bir kurulbelirleyecek an- lamına gelmemeli... Türkiye Sanat Kuru- mu, TBMM ve siyasi partilerlegenişbiriş- birliği içerisınde hareket ederek, kültür ve sanat politıkalannı belirleyecek. 1 5 . U L U S L A R A R A S I Î S T A N B U L F İ L M F E S T Î V A L Î BUGUN EMEK: 12.00: Cennetten de Garip / 15.00: Betty 18.30: Cennetten de Ganp < 21.30: Betty FÎTAŞ 1: 12.00: Kınk Kalpler Adası / 15.00: Yaşasın Aşk / 18.30: Kmk Kalpler Adası / 21.30: Yaşasm Aşk FİTAŞ2: 12.00: lyi GecelerPrens ' 15.00: Dünyanın Nefesini Tuttuğu Gün / 18.30: lyi Geceler Prens / 21.30: Dünyanın Nefesini Tuttuğu Gün FtTAŞ3: 12.00: Aşk Ölümden Soğuktur 15.00. Sekizinci Saat' 18.30: Özlem...Düne... Bugüne...Yanna 21.30: Sokaktaki Adam ALKAZAR: 12.00: Metropolis / 15.00: Ziyan Olan Aşk 18.30: Metropolis / 21.30: Ziyan Olan Aşk REKS: 12.00. lkı Yeşil Tüy / 15.00: Düşkün Melekler» 18.3O:KJZI1 > 21.30: Oyunun Kuralı KACIRMAYIN Günün programında, festivalin "Ustalara Say- gı" bölümünde yer alan iki yönetmenin filmi gös- teriliyor: Amerikalı yönetmen Jim Jarmuschun 1984 yapımı filmi "Cennetten DeGarip" ile Hong Konglu yönetmen Stanley Kwan'ın "Kızıl"!. r984'te Cannes Film Festivali'ndc Altın Kamera Ödülü kazanan "Cennetten De Garip", Amerikan rüyasına ilişkin, uzun, durgun, siyah beyaz görün- tüîerden oluşan ironik bir yol filmi. Stanley Kvvan'ın "Kızıl" filmi ise bir kadın ve erkeğin gü- nümüz Hong Kong'unda başlayan ama sıradışı olaylar sonucu geçmişe, 1930'lu yıllann Hong Kong'unun tiyatrolan, genelevleri ve afyon ba- takhanelerine uzanan öyküsünü anlatıyor. PORTRE FRITYLANG 1890-1976 yıllan arasında yaşayan ünlü yönetmen Fritz Lang'ın filmleri. büyük bilinmez güçlerin etkisi al- tındaki bir dünyaya götürür ızleyiciyi. sanki her şey ma- tematiksel bir kesinlikle şekillenmiştır: bireyin etkinlıği sıfınn altındadır! Polıs. kötü adamlar. Naziler vs. olmaz- sa o zaman ya Tann ya da insanırt kendi hayvani dogası tarafindan yokoluşa sürüklenecektir karakterler... Viya- na Grafik Sanatlar Akademisi'nın Teknik BilimlerBölü- mü'nde eğitim gören Fritz Lang. ailesinin onun için seçtiği meslekten hoşnutol- mayarak kaçarak Münih ve Parıs'te sanat eğıtimi aldı. Okul yıllarından sonra Çın'den Endonezya'ya As- ya kıtası da dahil olmak üze- re yıllarca dünyayı dolaşan Lang. 1913 yılında resim yapmak için Paris'e döndü. İkinci Dünya Savaşı başla- yınca Avusturya ordusunda göreve çağrılan. savaştan sonra Berlin'de önce öykü editörlüğü. ardından senar- yo yazarlıgı ve oyunculuk yapan Fritz Lang. I919'da ilk filmi "Melez"ı çekti. Bugün festival programında yer alan başyapıtı >4 Metropolis"ın ardından Göbbels'den Na- zi film endüstnnin başına geçmesi ıçin teklifalan Fritz Lang. bunun üzerıne Almanya'yı terkederek önce Fran- sa'ya. ardından Amerika'ya gıtti. 1976 yılında Los An- geles'de ölen Fritz Lang, hem Alman hem de Amerikan sinemalannın "su götürmez yaratıcı devlerinden biri" olarak nitelendirilıyor. 'Uzakdoğu'nun Antonionisi'nden CUMHUR CANBAZOĞLU Üç kişinin kullandığı bir apartman dairesi: gıcırgıcır ve satılık. Kullananlardan birincisi. daireyi pazarlaya- cak emlakçı kız Mai. ikinci- si sokaklarda kadın elbisele- ri satan sevgilisi Ah-Jung, üçüncüsü davetsiz mısafir Hsıao-Kang. Oçüncü kişı bir gün kapının üzerinde bulduğu anahtarla içerı giri- yor ve gizlice dairede yaşa- maya başlıyor. Daire içinde- ki bu garip rrafik. genelde rrajik ögeler içeren konuyu arada sırada komediye taşıyor. Tçerdeki komedi, kahramanlann çaresizliğin- den doğan sevimsiz, rahatsız bir ortam. Bir bölüm- dekı diyalogda da verildiğı gıbı. ağlamamak ıçin gü- lünüvor filmde. Malezyalı yönetmen Tsai MingLi- ang'ın ikinci uzunmetrajlıçalışması "Yaşasın Aşk". ] 994'de Vcncdik Film Festıvali'nde Mancheski'nin "Yağmurdan Oncesi"ylc birlikte Altın Aslan almış, önemli bir film. flk uzun metrajlı denemesi "Neon Tannnın Asileri" (1992) ile Avrupa'da ilgı toplayan 37 yaşındakı Tsaı Ming Lıang. tiyatro ve Tv yönet- mcnliğınden geliyor. Avrupa, bu genç yönetmene Venedik'teki başansından sonra "Uzakdoğu'nun Antonionisi" diyor. Nedeni. "Yaşasın Aşk"taki ken- di kendini anlatan Antonionivari sahneler. Örneğin, filmin son beş dakikası. Yang Kwei-Mei'nın ağla- maklı yüzünü seyrederek tükeniyor. Ilk 23 dakika da söz yok, müzik ise hiç yok filmde. Son dönemde söyleyecek farklı şeyi olan yönetmenleri hemen baş- tacı eden piyasa. Tarantino'nun ardından Uzakdoğu- lu genç yönetmenlen rutmaya başladı. Bunlardan biri de Tsai Ming Liang. Genç ınsanlann tutku ve arzulannı anlatmadaki eksikliğinı, gençlerin yalnız- lığını. doyumsuzluğnnu vurucu ve cesur sahnelerle anlatıyor Malezyalı yönetmen. Filmde boşa harcan- mış tek kare yok. Uzakdoğu sinemasıyla ilgili festı- valdekı en önemli rehber fılmlerden biri. "Yaşasın Aşk." BUAŞAMADA ŞÜKRAN KURDAKUL Tarihsel Değepleri Kopuma Bilincimiz... Zeus Sunağı'nın kağnılarla, gemilerle Almanya'la- ra götürülmesinden haberi bile olmayan Osmanlı pa- dişahı Abdülaziz pehlivandı. Troya'yı, Bergama'yı, Anadolu'yu gören Mustafa Kemal. Eskiyi görme, uzağı görme yeteneği gibidir. Yüz- de yüz tarih bilincine bağlı. Pierre Loti'cilerin anladığı eski başka, geleneksel kültür mirasına sahip çıkma bilinci başka. Yıllar yılı bu iki seçenekten birincisi dayatıldı ülke- mizde. Pierre Loti duyarlığı. Evrensel değerler hazinesi SİT alanları tarumar edi- lip arsa korsanlarına... Mehter gösterileri bize. Geleneksel kültür rnirasına sahip çıkacak olan "Ko- rvma Kurullan"n\n siyasal iktidatiarca özgür bırakıl- maması sonucudur bu. 12 Eylül yönetimi ne hakla dağıttı özerk Anıtlar Yüksek Kurulu'nu? Şimdi de, yeni hükümetın Kültür Bakanı hangi ge- rekçeye dayanarak bilim adamlarını görevlerinden alıyor?.. Bu soruların yanıtını Anıtlar Yüksek Kurulu eski ge- nel sekreteri (1970-79) değerli dostum Besim Çe- çener'den sordum. Gönderdığı yazıyı okurlanma sunuyorum: "Kültür ve doğa varlıklannın korunmasında en önemli kurum konumunda olan 'Koruma Kurullan' üzerinde oynanan olumsuz oyunlar yalnızca bugü- nün sorvnu değil. 1970-80arasında eskiAnıtlar Yük- sek Kurulu 'nun korumayla ilgili olumlu tutumu ve al- dığı kararlar, en kolay ve en akıl almaz haksız kazanç kaynağı spekülatif kentleşme rantlarını paylaşan bir avuç insanı rahatsız etmiş, 1980 darbesi bu kişilere havadan kazanma yolunu açmıştır. 'Askeri konsey' 1983te yetkilerini devretmeden 3- 4 gün önce 2863 sayılı yasayı onaylayarak Anıtlar Yüksek Kurulu'nu lağvetmiş, yerine 15 koruma ku- rulu getirmiştir. Amaçlanan neydi? Amaçlanan; bilgi, deneyim ve bilinçleri olan üye- lerin çoğunlukta olduğu özerk Anıtlar Yüksek Kuru- lu 'ndan kurtulmak, yerine siyasal iktıdara bağlı, iste- nilenler karşısında direnmeyen kurullar oluşturmak- tı. Buna karşm son 4 yılda sorumluluk duygusu taşı- yan Prof. Dr. Emre Kongar'/n müsteşariık görevine getirilmesi, koruma alanında kültür mirası bilinci ta- şıyanlara soluk aldırıcı bir hava estirdi. özellikle SİTkararian ile geniş alanlara getirilen ve aslında sadece spekülatif kazançlan engelleyen, ama bilimsel açıdan hak edilen inşaat haklannı asla kısıtlamayan koşullar, katrilyonlarla, ifade edilebile- cek haksız kazanç eylemlerine hazırlanmış kimsele- rin doğal olarak tepkilerini çekti. Bu nedenle 'Koruma Kurulları'nda yapılan bugün- kü değişiklikler 1980'liyıllan anımsatıyorbize. Yasa- lann delik deşik edileceği kanısını taşıyor ve yaratıl- mak isteriilen durumu, 12 Eylül yönetiminin amaç- lanna uygun biçimde rayına oturtma hareketi olarak yorumluyoruz. Tıpkı, Sayın Emre Kongar'ın müsteşarlıktan ayrıl- masından hemen sonra Çeşme Yarımadası'ndaki araziyağmasını engellemekten başka günahı olma- yan izmir Koruma Kurulu üyelerinin işten el çektıril- mesi olayındaki gibi. Yasal yetkileri doğrultusunda kapsamlı SİT karar- lan alarak kenti koruma bilincine gölge düşürmeyen istanbul 1, 2, 3 numaralı 'Koruma Kurulları'nda gö- revli yurtsever bilim adamlannın görevlerinden alın- ması karannı tepkiyle karşılamamız aynı kaygılardan kaynaklanıyor. Kent yağmalanması sorununu çözecek tek yasal yol şudur bence: 'Koruma Kurulları'n/n özerkliği..." Besim Çeçener'in gösterdiği yol demokrasi gere- ği değil mi? Sorunun yanıtını 12 Eylül sonrası kültür bakanları versin. Talimhane'de iki yeni kısa oyun • Kültür Servisi - İstanbul'un yeni kültür merkezlerinden Talimhane'de kültür sanat etkinlikleri bu akşam sahnelenmeye başlanacak olan iki yeni kısa oyun: "Mavi" ve "Gökyüzünde Bir Kıyı". "Mavi", senaryosunu Derek Jarman'ın yazdığı. Tank Günersel ve Mahperi Mertoğlu'nun çevirdiği, Berrin Akdeniz'in oyunlaştırdığı biryapıt. "Gökyüzünde Bir Kıyı" ise Oben Güney'in yazdığı Burak Davutoğlu. Şebnem Köstem Kocatürk ve Aziz Mullaziz'in rol aldıklan bir oyun. Oyunlan Arif Akkaya yönetiyor. "Mavi" ve "Gökyüzünde Bir Kıyı" 1.6, 15 ve 22 nisan tarihlerinde saat 19.00'da sahnelenecek. Sivil Toplum Kupuluşları Rehberi • Kültür Servisi- Tarih Vakfı Sivil Toplum Kuruluşlan Bilgi Merkezi mayıs ayında Sivil Toplum Kunıluşlan Rehberi'ni Türkçe ve İngilizce olarak çıkanyor. Rehberde iki bin kadar demek. vakıf, meslek odası. sendika, koperatif birliği. yurttas. girişimi ve kültür amaçlı ticari kuruluşlann merkczleri yeralacak. Rehbere katılabilmek için STK Bilgi Merkezi'nin hazırladığı bilgi formunu doldurmak yeterli olacak. Bilgi formlan, Türkiye Ekonomik ve Toplumsa! Tarih Vakfı'nın Zindankapı, Değirmen Sokak, No:l5, Eminönü adresindeki binasından edinilebilir. Fotoğraf ve tiyatro kursları • Kültür Servisi - Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat Için Vakıf Kadıköy Şubesi'nde fotoğraf ve tiyatro kurslan başlıyor. Hasip Uras tarafından verilecek olan fotoğraf kursu, perşembe günü başlıyor. Jki ay sürecek ve perşembe günleri gerçekleştirilecek olan kursun aylık ücreti iki yüz bin TL. 5 ile 12 yaş grubundaki çocuklaria tiyatro çalışması ise pazargünü başlayacak. Herpazar 14.00- 16.00 arasında yapılacak çalışmalann aylık ücreti beş yüz bin TL. Başvuru için adres: Ali Suavi Sokak. No:9. Bahariye Kadıköy. Tel: 346 53 33 'Uçan Rl' ,' Kültür Servisi - Walt Disney çizgi roman ve kitaplannı yayımlayan Milliyet& Egmont Yayıncılık bugünden itibaren yeni birdergi çıkarıyor: "Lçan Fil". İki ayda bir yayımlanacak olan dergi 4-7 yaş grubundaki çocuklar için hazırlanıyor. Avrupa'da tam 19 ülkede 1991 yılından beri yayımlanan dergi Türkiye'de de Avrupa ülkeleriyle eşzamanlı olarak çıkacak. Walt Disney'in bütün sevilen kahramanlannın serüvenleri ve ceşitli bilmece- bulmaca, oyun ve şiirlerin yer aldığı dergi, göze hitap ettiği kadar çocuklann sağlıklı gelişimini de amaçlıyor. Dergide yer alan metinler. profesyonel bir çocuk kitaplan yazan olan Ingiliz Ann VVright tarafından yazılıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle