07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 MART 1996 CUMA 12 DIZIYAZI Polonya'da 1995 seçimlerinde ünlü Solidarnoş, siyasal ağırlığmı tümüyle yitirdi • 1989'da PBİP, kendini feshetti. • 1989 yazındaki seçimlerde Polonya Biıieşik İşçi Partisi, benzeri komünist partilerin yaşadıkları seçim yenilgileriyle kıyaslanamayacak birbozguna uğradı. Gerçi PBİP, Polonya parlamentosu Sejm'de 38 iskemle kazanmıştı amabu, sandıktan çıkan oylarla değil, seçim öncesindeki yuvarlak masa toplantısında varılan anlaşma uyarıncaydı. 38 PBİP milletvekiline, Polonya basınında "Moskova kontenjanı" deniyordu. Yeni kurulan Polonya Cumhuriyeti Sosyal Demokrasisi (PCSD), 1990 yerel seçimlerinde ezildi. Iktidarı elinde tutan Solidarnoş, 91 'de yeni seçim sistemiyle yüzde 8 barajını getirdi. PCSD'yi engellemeyi amaçlayan Solidarnoş cephesi, 1993 seçimlerinde kendi silahıyla vuruldu. PCSD liderliğindeki diğer seçim ittifakı Demokratik Sol Birlik, oyların yüzde 20.4'ünü alarak Seçim kampanyalannda cumhurbaşkanı adayı eski komünist Kwasniewski ateyhinde Yahudi düşmanı sloganlar kullantldı. bİhnCİ parti Oİdu. Solidarnoş: Zaferden bozguna 7 989 sonbahannda bütün Do- ğu Avrupa'yı sarsan dep- rem, Polonya'yı neredeyse etkilemedi. Polonya'da ko- münist iktidar ıçin sonun başlangıcı çok daha önce yaşanmıştı. Gdansk Tersanesi'nde daha 70'li yıllarda başlayan işçi direnişleri, DayaıuşmaSendikası'nı (Solidarnoş) ve işçi önden Lech YValesa'yı yaratmıştı. Resmi devlet partisinin mutlak ıktidan daha o zaman sallanmaya başladı ve Po- lonya. sosyalist sistem ülkelerinın bile hazmedemedigı bır vöntemle, resmen ı- lan edi lmemiş bır asîcen darbey le komü- nistlerin ıktıdannın devammı sağlayabıl- mişti. Kara gözlüklerinın arkasına sak- lanmışGeneralJaruzelsky'yi anımsıyor musunuz? Ancak siyasal manevralar. asken dar- beler, sıkıyönetim önlemleri, kaçınılmaz sonu sadece birkaç yıl gecıktirmeye ya- radı. Daha 1989'da 2 milyon 300 bın ka- yıtlı üyesi olan "resmi" partı Polonya Birteşik İşçi Partisi (PBİP), 1989 yazın- da artık sadece 60 bın üyeye sahıptı. Bu üyelerin büyük çoğunluğunu daaskerler, rejimin kaymağını yiyenler. gizli polis ve resmi sendikanın yönetim kadrolan VVojciech Jaruzelski oluşturuyordu. Hitier'den Stalin'e, sağ- dan ve soldan ağır yaralar almasına rağ- men varlığını sürdürmeyi başaran Po- lonya Birleşik tşçi Partisi, yapay solu- numla yaşayabiliyordu. Moskova kontenjanı 1989 yazındakı seçimlerde partı, ben- zeri komünist partilerin 1989-90 yıllann- da yaşadıkları seçim yenilgileriyle kı- yaslanamayacak bir bozguna uğradı. Gerçi PBİP, Polonya parlamentosu Se- jm'de 38 iskemle kazanmıştı ama bu, sandıktan çıkan oylarla değil, seçim ön- cesindeki yuvarlak masa toplantısında vanlan anlaşma uyanncaydı. Nitekim 1989'da Sejm'de yer alan 38 PBÎP mil- letvekiline, Polonya basınında "Mosko- va kontenjanı" deniyordu Bu ağır bir alaydı.amaPBÎPbunuhaketmişti. 1989 yazındaki yuv arlak masada bir araya ge- len siyasal güçler, siyasal varlığını büyük ölçüde yitirmiş olan PBlP'i. hâlâ sistem içi bir güç olan ve Polonya ekonomisi için vazgeçilmez bir ağırlık taşıyan Sov- yetler Birliği'ni yatıştırmak. iktidar de- ğişikliğine tepkisini yumuşatmak için kabul etmişlerdi. Böylece alınan oy ora- nı ne olursa olsun PBtP. 35-40 dolayın- da iskemleye sahip olacak ve hükümet- te de (biri Savunma Bakanlığı olmak üzere) 4 "en önemli bakanlı£r alacaktı. Aldı da. Umutsuz bir başlangıç Kaçınılmaz son çok gecıkmedı. 1989 sonunda Polonya Birleşik İşçi Partisi, kendini feshetti. Aynı kongrede yeni bir partınin. bir ardıi partinin kurulması ka- rara bağlandı. Dünya komünist hareketi tarihinin en eski, en gelenekli partisinin küllerinden yeni bir parti doğmuştu: Po- lonya Cumhuriyeti Sosval Demokrasisi (PCSD). "ArdıT parti, ilk sınavmı kuruluşunu izleyen aylarda vermek zonında kaldı. 1990'deki yerel seçimlere katıldı ve ezil- di. Oylan yüzde- I'in altına düşmüştü: On binde 88. Polonya komünist hareke- ti, siyaset sahnesinde "hesaba kaülmasa da ohır" güçlerden birine dönüşmüştu. Aradan sadece kırk ay geçti. 1993 se- çimleri gelip çattı. O ana kadar iktidan ellerinde tutan ve parlamentoda yandan fazla çoğunluğu sağlayan Solidarnoş Partileri diye anılan seçim ittifakı, 1991 'de yeni bir seçim sisteminı parla- mentodan geçirdiler. Yeni sistem, yüzde 8 gibi, Polonya koşullannda çokyüksek olarak değerlendirilen birbaraj koydular. Bu en iyi koşullarda yüzde beş oy ol- ması beklenen ardıl partiye, PCSD'ye parlamento kapılannı kapamayı amaçlı- yordu. Solidarnoş cephesi, 1993 seçimlerin- de kendi silahıyla vuruldu. Bir toprak kayması şiddetinde gerçekJeşen seçmen tercihleriyle ardıl parti PCSD önderli- ğinde öteki sol partilerle kurulan seçim ittifakı Demokratik Sol Birlik. oylann yüzde 20.4'ünü alarak seçimlerden bi- rinci parti olarak çıktı. Eskiden beri Polonya komünist hare- ketinin geleneksel müttefıki Köylü Par- tisi'nin yüzde 15.4'lükoylandaeklenin- ce Polonya'da sol siyasal güçlere iktidar yolu açıldı. Polonya'daki seçim sonucu, Batilı bas- kentlerde bir "seçim kazası vegeçici"ola- rak yorumlandı. Ünlü devlet başkanı VValesa ise, "Komünistler (Demokratik Sol Bırliği oluşturan partileri kastediyor) kazanmadı. Biz (Solidarnoş cephesini kastediyor) hatalanmız yüzünden yitir- dik. Bir daha tekrariama>acağunız hata- lanmız vüzünden™" dıyordu. Anlaşılan tekrarladılar. Çünkü 1995 sonundaki devlet baskanlığı seçiminde de sandıktan sol çıktı. Polonya'da devlet başkanı halkoyuyla seçiliyor. Lokomoti- fi Polonya Cumhuriyetinin Sosyal De- mokrasisi (PCSD) olan Demokratik Se- çim Birliği'nın başkanı Kwasniewski devlet başkanı olurken, Leh VV'alesa'nın Polonya Parlamentosu 'nda (Sejm) iskemlelerin dağılımı: Demokratik Sol Birlik (DSB): 170 Köylü Partisi (KP): 132 Entek Birliği (Solidarnoş): 41 Özgürlük Birliği (EskUDemokratik Birlik): 7 Komünist Partiler ve Zümrüdüanka •geçmişin prestijini bozdurup bozdurup harcayan iktidannın da sonunu ilan etti. Sol paramparça Bu dizinin bir benzerini yayımlayan (bizim de kaynak olarak büyük ölçüde yararlandığımız) haftalık Freîtag gazete- sı, PCSD için "Nuh'unGemisi" benzet- mesinf yapıyor. Bızce dteöyle. • "Resmi parti" PBlP'ınkendıni feshet- mesinden sonra kurulan tek ardıl parti Lech Walesa PCSD değildi. Yaşanan deprem çok şid- detliydi. Darmadağın ve paramparça ol- muş bir siyasal vapıdan irili ufaklı bir dizi parti doğdu. lrisi PCSDoldu. Birsi- yasi örgüt olmamalanna rağmen Polon- ya'da oldum bittim büyük siyasal ağırlık taşıyan sendikal hareket ise, PCSD'nin belkemiğini oluşturdu. Nitekim zaferle sonuçlanan seçim ittifakının unsurlan arasmda yer alan Polonya Sendikalar Bir- liği ve Oğretmenler Sendikası'nın rolle- ri belirleyiciydi. Buna ülke düzeyinde örgütlü kadm ve gençlik hareketleri de eklendi. Kökü komünist harekete dayanan "u- fak siyasi partiler" arasmda en önemli- leri ise Çahşanlar Hareketi ile sofu bir Marksist-Leninist çizgiyi temsil eden Polonya Proleter Komünistler Birliği. Ancak Polonya'nm ve daha sonra tüm sosyalist sistemin yasadığı derin siyasal altüstlükten sonra paramparça olan salt komünist hareket değildi. Batı Avru- pa'nın en gelenekli sosyal demokrat ha- reketlerinden biri olan Folonya Sosyalist Partisi de parçalandı. Bugün Demokra- tik Sol Birlik (DSB) şemsiyesi altında toplanıp iktidar olan partiler arasında sosyal demokrat gelenekten gelen grup- lar da var. Ancaaaak... Gerek komünist çizginın, gerekse sosyal demokrat çizginin sadık ardıllan olan partiler, DSB ıçinde azın- ,ljk kanatlannı oluşturuyoriar. Peki öy- leyse bugün DSB seçim ittifakının, hü- kümetin ve 1996 başından bu yana ülke- nin başında olanlann siyasal kimlığı ne? Bugün DSB ve onun temelini oluştu- ran PCSD yönetim kadrolan için ülkede benimsenen tanımlama: Pragmatikveli- beraL. Bu nitelik, Başkan Kvvasnievvs- kı'nın kimliğinde tam olarak somutlanı- yor. Seçim zaferini kazanan DSB'nin başkanlıgından devlet başkanlığı koltu- ğuna sıçrayan Kvvasnievvski, komünist tek parti iktidan döneminde partinin re- formcu kanadının önde gelenlerindendi. Polonya'da o dönemin kapanmasına gi- den yolda en önemli dönemeci oluşturan ünlü yuvarlak masatoplantılannı, parti- nin (PBtP) rutucu kanadının itirazlanna rağmen o düzenledi ve görece sancısız bir geçiş dönemi mümkün oldu. Bu, Kvvasnievvski ve benzeıierinin pragma- tist (faydacı) yanlannın iyi bir gösterge- si.. Hele onun 1989 öncesindeki son iki komünist hükümette bakan olarak yer aldığı da eklenirse, ortaya çıkan portre daha anlamlı oluyor. Kvvasnievvski tek değil. Ardıl partinin sağ kanat yöneticilerinden Lezsek Miller de komünist dönemde üst düzey parti yetkilisi ve hatta 1989'da Politbüro üye- siydi. Politbüro üyelennden Wladislaw Cimoszewicz için de aynı nitelemeler ya- pılabilir. Ardıl partinin hemen heryöne- ticisi, hatta aktif kadro üyeleri için ben- zeri nitelemeler geçerli. Bu adamlar eski partide. aralanndaki derin görüş ve ideolojik aynlıkJara rağ- men reformcu kanat'ta yer aldılar ve bu- günkü demokratik Polonya'ya banşçıl bir geçiş sağladılar. Sofu Marksist-Leni- nistler için bu bir ihanetti. Ancak seçim zafen bu suçlamalann etkisini yok edi- verdi. Bugün Polonya'daki ardıl parti ve ik- tidardaki seçim ittifakı için çok farklı si- yasal çizgilerden gelenlerin birliği de- mek hiç de yanlış değil. Sanılanın tersi- ne bu mozaik, hatta bu yamalı bohça, partiyi güçlendinyon yaratıcılığı geliş- tiriyor. Kamuoyu ara^tırmalanna göre partinin seçmen tabanı oldukça sağlam ve şimdiük herhangı bir oy kaybı ufuk- ta görünmüyor. Mafya ve sofu Katollkler hariç Peki Demokratik Sol Birlik'in seç- menleri kimler? Hangi toplumsal sınıf ve LECH WAIESA r J 4», A. Kwasniewski, seçimi kazandıktan sonra eşi Jolanda ile birlikte taraftarlannı selamlıyor. VValesa, önde götürdüğü 1995 seçimleri sonunda başkanlığı Kwasniewski'ye kaptırdı. Aiexander Kvvasnievvski katmanlar? Bu sonıya yanıt arayan Po- lonyalı "seçim sosyaİoglan". kendilerini de şaşırtan sonuçlareldeettiler. DSB'nin seçmenleri, Polonya'daki hemen bütün halk katmanlanndan geliyor. Sosyolog Havechek, bu saptamaya bir not ekle- mekte yarar görmüş: "Malya ve çok so- fu Katolikler hariç" diyor. Gerçekten de 1989 dönemecinden sonra iktidan alan sağ siyasal güçler ko- alisyonu. işsizliği çok kısa sürede yüzde 16'ya tırmandırma, gerçek ücretleri de 1989 verilerinin yüzde 28 altına düşür- me başansı gösterdi. İşsizlikten etkile- nenlerin yansı (yüzde 52.2) devletin her- hangi bir koruyucu desteğinden mah- nımdu. Hatasıyia sevabıyla40 yıl sosyalist dü- zende yasamış bir halkın, sosyalist değil, sosyal devletin bile mezara gönderilme- sine ve yerine mafya çetelerinin egemen olduğu bir talan ekonomisinin fışkırma- sına tepki göstermemesi mümkün değil- di. Kilise ise, yıkılan komünist (yani şu ya da bu ölçüde ateist düzenin ardından et- ki alanını aile. eğitım ve kıtle iletişim araçlan üsründe alabildiğine genişletme denemesine girdi. Koyu K.atolik bir ülkede bile katlanıl- ması zor bir dinsel dayatmacıhk uygu- lanmak istendi. Topluluğunca malı yönden destekle- nen bır kamuoyu araştırması, araştırma kapsamındakilerin yansından fazlasının. 1989 öncesinde yaşamlannın en mutlu dönemi oldugunu gösterdi. Seçim so- nuçlan da varolan koşullardan hoşnut- suzluğun bir yansımasıydı zaten. 1989'da Polonya solu çökmüştü. Soli- darnoş Cephesi, ezici seçim zaferinin sarhoşluğundaydı. 1996'da Solidarnoş, artık ülkenin marjinal siyasal güçleri arasında sayılıyor. Aralannda çok derin ideolojik uçu- rumlar bulunan kadrolann yönettiği De- mokratik Sol Birlik ise, umutlann ve kuşkulann üstünde düğümlendiği bir hü- kümet sorumluluğunun altında. Seçmen- lenn tercihlerinde şimdilik bir değişme görünmüyor. Yarın: Cekoslovakya'da önce parti. sonra ülke bölündü ANKARA...ANKA... MÜgERREF HEKİMOĞLU Yiicel YılıBaşbakan Mesut Yılmaz güvenoyu aldıktan son- ra oluşan kuyruğu gördünüz mü Meclis'te? Kuyrukta Refah Partililer de var. Örneğin Şevki Yılmaz, Ri- ze'nin eski belediye başkanı, kımliğini biliyoruz, ko- nuşmalan kulağımızda hâlâ, kaç kez yayımlandı TV kanallannda. Kimi dostlanm tepki gösteriyor, Başba- kan Yılmaz'ın RP'Iİ Yılmaz ile öpüşmesini içine sindi- remiyor. Bu bir sevinç şaşkınlığı mı, yoksa uzlaşma göstergesi mi. diyorlar. Yorum yapamadıklannı söy- lüypriar. Öpüşme modası giderek yaygınlaşıyor politikacılar arasında. Herkes herkesle öpüşebiliyor. Elbet öpüş- meyenler de var. Siyasal sahnede bulunduklan süre- de hiç kimseyle öpüşmeyenler. Ömeğın ismet Paşa; onun uzun yıllar boyunca kimseyle öpüştüğünü gör- medim. Başbakan Yılmaz'ın Refahlı Yılmaz ile öpüşmesini çok ters bulmuyorum ben. Başka terslikler yanında biraynntı ancak! ANAYOL hükümetinin prograrnı oku- nurken kulağımıza çarpan terslikler yok mu? Örneğin sekiz yıllık temel eğitim.. protokolde var, programda yok. Daha doğrusu bir aldatmaca. ANAP-Refah ko- alisyonu gerçekleşmedi, ama egıtım politikası Refah doğrultusunda. Refahlı Yılmaz'ın Başbakan Yılmaz'a sanlıp öpmesi doğal değil mi bu durumda? Kürsüde- kı teşekkür konuşmasını da Cenab-ı Hakk'a teşekkür ve duayla son erdirmedi mi ANAP'lı Başbakan? Pa- ris'te Fransız Başbakanı Juppe ile konuşurken RP oy- lannın sosyal içeriğinden, büyük kentlerin varoşlann- daki fakir halkın beklenti ve tepkilerinden kaynaklan- dığını söylüyor, ama Refah 'ın oy oranını azaltmak yo- lunda hayli yavaş! • • • Belki de duydunuz, 1997 yılını Hasan Âli Yiicel Yı- lı olarak tanımlıyor UNESCO. Büyükelçı Pulat Tacer ve Hrfzı Topuz'un önerısı oybiriiğıyle onaylanıyor ge- nel kurulda. Geçen hafta da yazdım, Milli Eğitim Ba- kanı denınce anımsadığımız bir kişi Yücel. Belleği- mizde yeri olan bir devlet adamı. Genç kuşaklar ye- teri kadar tanımıyor, ama eğitim dalında unutulmayan bir bakan, sonrası da yok. Oysa yıllar boyunca o ba- kanlıktan kimler geldi, kimler geçti, hiçbiri iz bırakma- dı. DYP'li Turhan Tayan'a kolay gelsin! Anılar kitabında Erdal İnönü de çok güzel anlatı- yor Köy Enstitüleri'nin kuruluşunu. Köyü uyandırmak, halkı aydınlatmak amacıyla tütüyor o ocaklar. Ozan- lar, yazariar, eğitim dalını parfatan öğretmenleryetışi- yor Köy Enstitüleri'nde. UNESCO da Hasan Ali Yü- cel'i selamlayarak kutluyor 50. yılını. Köy Enstıtülen nedeniyle, teknik öğretimde gerçekleştirdiği reform nedenıyle, devlet konservatuvannı, devlet operasını açması, dünya klasıklenni Türkçeye kazandırması ne- denıyle selamlanıyor, bir yıla adını veriyor Hasan Âli Yücel. 1997 yılı Yücel Yılı oluyor, 1996 yılı da eğıtım- de ödün yılı! Imam-hatip okullarının yolu açık bırakı- lıyor, eğitımde birlik sağlanamıyor yıne! Bu terslik, öpüşme sahnesinden daha çarpıcı, da- ha şaşırtıcı değil mi? Genç kuşaklar, lise, üniversite öğrencileri Hasan Âli Yücel'i yeteri kadar tanıyor mu acaba? Doğrusu kuşkum var, aydınlanma sürecinin öncülerinden biri. Oysa şimdi o yolu kapama, karan- lığı sürdürme yanşı var. Dinsel politika ağır basıyor, Çankaya Köşkü'ndeki iftar sofrasında Arapça dua okunuyor dakikalarca. Meclis kürsüsünden namaza koşuyor genç Başbakanımız. Belleğımi zorluyorum, geçmiş dönemlerdeyok böyleolaylar... Namaz da kı- lınırdı, oruç da tutulurdu, rftar sofralan da kurulurdu; ^ama hepsi kişr/te AHati arasında. Şımdi tersıne, istilt- lal Marşımızın yazan Mehmet Akff'i anma töreninde Kuran okunuyoıi Aynca neler söylenıyor! Tacettın Der- gâhı bir müze bugün; çevresındekı yüksek binalann yikılması, yeşil alana dönüşmesi öngörülüyor! Bu ilgi ve destek başka müzelere de gösterilecek mi acaba? O parayla bir okul yapılsa daha yararlı olmaz mı? A- ma önce başka sorulan yanıtlamak gerekiyor. Refah oylannı kazanmak için dua etmek, Kuran okumak, namaz kılmak yeterii mi acaba? Imam-hatip liselerini çpğaltarak nereye vardığımız göz önünde. Kamu ke- siminde her yerde, her dalda imam-hatıp kökenliler var bugün! Başbakan Yılmaz da Yaşar Kemal'ın suç- lanmasından sızlanıyor! Olayın kökenine inmiyor, ger- çek nedenlere eğıleceğini belirten bir politika sergile- miyor hükümet programında. Büyük kent varoşlann- da yaşayan halkın beklentilerine yanıt veren politika- lar üretmeden yitik oylan kazanmak olanağı var mı? Yılmaz hükümeti inandıncı bir kadro da sergilemi- yor doğrusu. Bakanlar Kurulu oluşurken parti ıçi den- gelerin düşünüldüğü söyleniyor, ama bır de toplum- daki dengeler var değil mi? Öte yandan seçim hesap- lan, parti içi dengeleri koruma çabası, kurultay bek- lentileri öztenen sonucu vermiyor her zaman. Son se- çimler kanrtladı bunu. Başkent olaylannı yakından izledim yıllar boyunca. Kaç seçim yaşadım, kim kazandı, kım kaybetti, kim- ler geldi, kimler geçti, zaman süzgecine, belleklere kimler takıldı, hangi partiler, hangı poltikacılar yakın- dan gördüm. Örneğin Hasan Âli Yücel. Köy Enstitü- leri nedeniyle komünist diye suçlandı. Uçtu uçtu Ha- san Âli uçtu diye koltuğundan uçurdular, seçimi kay- betti, ama UNESCO'nun onurlandırdığı bir devlet ada- mı bugün. Köy Enstitüleri'ni kapayıp imam-hatip okul- lannı açanlar da çoktan karanlığa gömüldü değil mi? BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 SOLDANSAĞA: 1/ Cinsel çekici- lik. 2/ Faiz... "Yazıyla bildir- me" anlamında eski sözcük. 3/ Güneydoğu Ana- dolu'da ezgi ile söylenen mani. 4/ Antalya'nın Ma- navgat ilçesi ya- kınlanndaki ünlü antik kent... Şı- manklık. 5/ Bir topluluğu oluştu- ran bireylerden her biri... Donuk renkli. 6/Eski Mısır'da insa- noğlunun yasamsa! dayana- ğı olan üretici güç...Eski dilde haç. II "Ben Mu- sa'yım sen fıravun / Ikrar- sız şeytan-ı —- / Üçüncü öl- mem bu haın / Pir Sultan ölür dirilir"... Uğur, iyi ta- lih. 8/Afrika'da ve bazı ada- larda yaşayan cüce yapılı zenciler için kullanılan söz- cük. 9/ Düşüncesizce her işe atılan... Ayak direme. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Sivri gagalı ve kısa bacaklı bir deniz kuşu... Sodyu- mun simgesi. 2/Rütbesız asker... Osmanlı devletinin taş- ra örgütlenmesinde. bir beylerbeyı tarafından yönetilen en büyük yönetim birimı. 3/ Bit... Mert, kalender ve ba- bacan kimse. 4/ Büyük yerleşım merkezlerinin üzennde toplanan kirli hava... Su borulannda ya da sigara ağızlı- ğında bıriken kir. 5/ Bır tür hafif ve kaba ayakkabı. 6/ Herhangi bir konuda, birmeslekte deneyim kazanmış, es- kimiş kimse... Bırrenk... Borusesi 7/Tanıtım amacıyla parasız olarak dağıtılan ürün. 8/ Dar ve kalınca tahta... ltalya'da bır ova. 9/Osmanlılarda sipahilerin aldığı en bü- yük tımar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle