07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURfYET 16ŞUBAT1996CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Insan Dediğimiz MELİH CEVDET ANDAY # nsanoğlunun ustunluk duygusunu I anlamakta hep guçluk çekmışım- dır, bu duygu havvanlara karşı or- taya çıkar genellıkle Hayvanat bahçesınde ınsanın hayvanlara ba- kışında hem şaşkınhk, hem ku- çumseme vardır Şaşkınlık bıze benzeme- sınden, kuçumseme ıse benzememesın- den kaynaklanır Ozellıkle maymunlar bu- nu çok lyı anlar Bız de hayvanlar gıbı yıyor, ıçıyor ve dışkı atıyoruz, çocuk yapıyoruz, uyuyo- ruz Soydaş olduğumuz bellı degil mı9 Insanın bır evnm sonucu oluştuğunu bı- hm karutlamıştır Çokça övûnmeğe gerek yok Hem hayvanlarla akraba olduğumu- zu bılmenın "bıze guç katacağı da soyle- nebılır Bovlece dunyada yalnız kalmak- tan loırtulmuş oluruz • Montajgne bır denemesınde şöyle dı- yor "Ancak tabtat anamızı bütiın genişügi içindeseyredebüen,onıın durmadan deği- şen sınırsE yüzünû gorebilen, değıl valnız kendmi, bfitün ülkesini o evren içinde ufa- cık bır nokta olarak düsunebilen insan her şeyın gerçek değerini keşfedebilir." tnsan kanncaya bakarken kendıru guç- lü sanır, oysa Okyanus'ta firtınaya yaka- lanmış bır gemıde ne denlı zavallı oldu- ğunu anlar Şu var kı, kendını hem guçlu, hem guçsuz bulması, bınnden otekıne hızla geçmesı onun ozrutelıklenndendır llk ınsanlann, ateşle korkutarak koca mamutlan bataklıklara surmelen ve öl- durmelen hjç de gûçsuzlük, zavallılık ör- negı sayılamaz Çeşıtlı sapanlar. oklar sonra ateşlı sılahlann bulunuşu onun gu- cûnü habıre arttırmıştır Ama her tur teknık ılerlemeğı goz onu- ne alsak da ınsanın doğaya egemen oldu- ğunu soylemeğe kalkamayız Bızım yer- yuzunden bır anda yok olmamız ışten bı- le değıldır • Bunu tek bılen canlının ınsan olması ve onun yeryuzûnde hıçbır güvencesı ol- mamasına karşın yaratmayı sürdürmesı ne şaşırtıcıdır1 Madem gehp geçıcıyız, el- den geldığınce keyıf sürerek yaşasak da- ha ıyı değıl mıdır7 Bakın, hayvanlar sa- dece yaşayıp gıdıyorlar, gende hıçbır şey bırakmıyorlar, bır \armış bır vokmuş, o kadar Oysa ınsanoğlu yok olacağını bıle bıle, akıı alnw buluşlar bırakmaktadır ar- dında Insanlık tanhı, hayvanın evcılleştınl- mesınden, tanmın, yazının bulunuşundan, madenlenn ışlenmesınden soz edıyor Gerçekte onernlı olan, bu buyuk buluşla- nn tek tek ınsanlara ozgü yaşantılan ol- mayıp kulture donuşmesı, başka bır deyış- le, kalıcılığaermesıdır Ölenın, gende ka- lanlara "Alın, bunu kuHanın!" demesınde- kı sureklılık ınancı nerden kaynaklanıvor'' Bence asıl şaşırticı olan budur ışte • Buna "tarih bilinci" dıyebılınz Insa- noglu zaman içinde yaşadığını, bundan oturu de bır geçmiş'ı ve bır geleceği oldu ğunu bılıyor Buradakı geçmiş ıle geiecek bıreye değıl, ture ılışkındır Başka bır de- yışle, ınsanoğlunun bır tanhı vardır ve bu tanh içinde yaşantılar, deneyımler, buluş- lar kalıcılık kazanır Bır tur ölumsüzluk- tur bu Hayvandakı içgüdü ınsanda küJ- tûr'e donuşmuştur Kültur brr kahtör Bı- zım zengınlığımız burdan gelır • Tanhımızın bılıncmdeyız, ama geçmı- şımızm ve hele geleceğımızın bılgısını edınmış sayılamayız Hadı geçmışten kal- ma araçlar var dıyelım, geleceğımızı ta- sarlayabılıyormuyuz9 Doğru tasanlar ıçın sağlam dayanaklar var mı elınuzde9 Yazık kı bu soruyu olumlu yarutlayamı- yoruz Bertrand RusseJ "Geteceğe Dönük Ba- zı Tahminler'' adlı denemesınde şöyle dı- yor "Gelecekle ilgili olarak Ud tur \an yxn- labiün BUimsel ve utopık. Bılımsel vazüar nelenn nasıl olduğunu bulmava çalışır; utopık olanlar ıse, vazann olmasını arzu- ladtğı şeyten. Astronomı gıbı yeterince ge- ttşmiş bir bilimdc kımse ütopik yontemi uvgulamaz. Ay ve Güneş rutulması tah- niiıueri,gerçekleştiğinde insanlar sevinsin diye yapıunaz." Bunca bılıncımıze, bılgımıze karşın ge- lecegımız konusunda guvenlık ve aydın- lık içinde bulunmamamız ne acıdır' Tan- hın yasalannı anyoruz, kımı zaman bul- duğumuzu da sanıyoruz, ama beklenme- dık olaylarla karşılaşmca şaşkınlığa, da- hası korkuya duşuyoruz Kulturumuz bıreyın olümlüluğunu aşıp turun zengınleşmesını sağlamıştır, ama türumüzun sureklılığıne güvenebılıyor muyuz9 Insanoğlunun yann yeryuzunden sılınmeyecegını kım sağlama bağlayabı- hr9 Bakın, Bertrand Russel da, o yazısında nufus arhşının felaketle sonuçlanacağına ılışkın korkusunu belırtmekten kendını alamıyor Insanhğın açlık tehlıkesı ıle karşı kar- şıya bulunduğu gerçeğı bır başka korku nederadır Savaş teknıklennın ılerlemesı, ınsanoğ- lunun yeryuzundekı yaşamma kendı elıy- le son verebıleceğı olasılığını ortaya çı- karmıştır Geleceğımıze guvenlı bakmak ıçın elı- mızde yeterlı dayanak bulunmadığı rahat- ça soylenebılır Ote yandan bır bılım adamı Richard Maurice Bucke, yeryuzûnde cosmıc bı- lınce sahıp tek yaratığın ınsan olduğunu söylüyor Sevınehm mı9 ARADABtR MERAL SARAÇBAŞI ffr Öğpenci Harçları, Hukuk... Bır TV kanalında, unıversıte oğrencılerının, oğre- nım harçlanyla ılgılı I U Hukuk Fakultesı Dekanı Sa- yin Aysel Çetıkel ıle goruşme gınşımını ızledım Öğ- rencıler medya mensuplanyla bırlıkte dekanlık kapı- sına geldığınde, dekanlığın tavnnı merakla bekledım Dekanın yerınde olmadığı açıklamasını da ıçeren çe- şrtlı duşunceler geçtı aklımdan Ama dekanın açık- lamasını duyunca şaşkınlıktan donakaldım Sayın Çelıkel, "Basını toplayıp benı zor dunımda bırakmaya hakkınız yok" dıyor Bu sozlenn ardında, medyanın çoğu kez yanlı davranması, bazen de salt haberolsun torba dolsun anlayışıyla kışılen yıpratı- cı yayınlanndan duyulan kaygı ve tepkı olabılır Bu kaygıyı ve tepkıyı anlayışla karşılayabılınm "Hukuka aykın bır olayı uygulayamam" sozlennı ve yasalan uy- gulama konusundakı tıtızlığını de saygıyla karşıla- nm Ancak I U Hukuk Fakultesı gıbı çok değeriı hu- kukçular yetıştırmış bır kurumun dekanının, anaya- sanın 42 maddesı uyarınca "kimsenin eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılmaması"na dayanarak, bu konuda venlmış yanlış hukuk karar- lannın duzeltılmesıne yonelık uğraş vermek yerıne, oğrencılere "Sekız mılyon çok para değıl Unıversı- teye kadar dersanelere, lıselere para odedınız" dı- yerek anayasanın eşrtlık ılkesıyle çelışen kararlan sa- vunmasını anlamak olanaksız ozellıkle seksenlı yıllardan başlayarak kureselleş- me ve yenı dunya duzenıne ayak uydurma çabalan ve "ışını bılen koşeyı doner" anlayışından eğıtımımız de payını fazlasıyla almıştır Bır yandan devlet okul- lan yanlış eğıtım polıtıkalan ve sıyasal çıkartar uğru- na gıderek nıtelıksızlığe mahkûm edılmış, ote yan- dan bu açığı kapatma adı aitında ozel okullar, der- sanelerle paralı eğıtım ıstesek de ıstemesek de ya- şamımıza gırmıştır Katkı payı adı aitında ılkokullara kadar ınen eğıtımı paralı hale getırme çabalan, sos- yal devlet anlayışını yok etmeye çalışan duşuncenın bır parçasıdır Odenen paranın aziığı ya da çokluğun- dan once bunun hukuka uygun olup olmadığı tartı- şılmalıdır Parayı en yuce değer sayan, parası olana yuksekoğrenım, olmayana Kuran kursu anlayışının karşısındaolmak, bılıme, hukukun ustunluğune ınan- mış bır bılım ınsanının oncelıklı gorevı olmalıdır Sayın Çelıke) oğrencılennı sıyaset yapmakla suç- luyor öğrencıler içinde bu parayı rahatlıkla odeye- bılecek kışıler mutlaka vardır Onlan kendı duşunce ve çıkarian ıçın kullanmayı ısteyen gruplar ve çıkar odakları da vardır Ama bu duşunceden yola çıka- rak, ulke nufusunun azımsanamayacak bır bolumu- nu oluşturan gençlığı, ustelık gelecekte bu ulke ıçın sağlıklı karariar almasını bekledığımız yuksekoğrenım gençlığını, kendılenyle ılgılı alınan kararlarda belırle- yıcı ve katılımcı olmaktan alıkoymaya ve sıyasetten dışlamaya hıç kimsenin hakkı yoktur Olayın bır başka onemlı boyutu da bır eğıtımcının gençlığe yaklaşım bıçımıdır Eğıtım bır paylaşmadır Oğrencılık yıllanmda oğretmenlenmden çok şey oğ- rendım Kımınden nasıl olmam gerektığını, kımınden nasıl olmamam gerektığını Bu nedenle hepsını say- gıyla anıyorum Eğıtımcı olarak gorev yaptığım do- nemde ıse oğrencılenmle çok şeyı paylaştım Onla- ra bır şeyler oğrettım Bunun yanında onlardan da çok şey oğrendım Kuşkusuz hatalanm oldu Ama benı en çok kaygılandıran, onlann gelecektekı yaşa- mında olumsuzluğa neden olabılecek hatalar yapma korkusu oldu Sayın dekanın sozlen ve dekanlığın oğ- rencılenn yuzune kapanan kapısı benı bu kaygıyla yazmaya zorladı Kuşkusuz eğıtım sıstemının tum sorunlanndan, yanlış uygulamalardan sayın dekan sorumlu değıldır Amacım, bır hukuk profesorune hukuk ve eğıtımcılık dersı vermek de değıldır Ben yalnızca olayın başka bakış açılannı vurgulamak ıs- tedım Sayın Çelıkel'ın bır hukukçu ve bılım ınsanı olarak oğrencılenne verecek çok şeyı vardır kuşku- suz Ancak onlardan oğreneceğı şeyler de vardır ve olmalıdır Bu paylaşımdan bılım kazançlı çıkacaktır "Fıkn hür, ırfanı hür, vıcdanı hurbıryenı nesıl" ısteyen Mustafa Kemal Atatürk'un çağdaş Turkıyesı kazançlı çıkacaktır İLAN T.C. TERME ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo 1995 94 Davacı Abdullah Aktaş vekıh Av Hüseyın Aydın tarafından Hazıne-ı Malıye ve Bazlamaç Beledıye Başkanlığı aleyhıne açılan MK'nın 639 maddesıne dayanılan tapu sıcılı davasının yapılan yargılaması sırasında venlen ara karan gereğınce, 1 - Terme ılçesı Bazlamaç kasabası, Acı Incır Ma- hallesı, Armut Dıbı mevkıı, doğıısu Selahattın Kahraman, batısı dere, kuzeyı Ah Kul, guneyı Ab- dullah Şen tarlalan ıle çevnlı, 2- Terme ılçesı Bazlamaç kasabası, Badıyam mevkıı, doğusu Omer Helvacı, batısı yol, güneyı Mehmet Helvacı ve Mehmet Aktaş, kuzeyı yol ıle çevnlı taşınmazlann zılyetlıklen hakkında ıtırazlan olan var ıse üç ay ıçensınde mahkememıze başvur- malan, ılanın yapıldığı tanhten ıtıbaren uç ay ıçensınde mahkememıze başvurulmadığında adı geçen gaynmenkullenn davacı Abdullah Aktaş adma tescıl edıleceğı ılanen duyurulur Basın 38791 Vuruluşunun Ardından Altı Yıl Geçti Prof. Dr. CAHİT TALAS B üyuk hukukçu ve bılım adamı pro- fesor Muammer Aksoy 31 Ocak 1990 tanhınde saat 19 00 sulann- da evıne gırerken merdıven başın- davurulmuştur Herhalde katıller- lebırboğuşmasıolmuş Sesıkom- şulannca duyulmuş Vuruluşundan yanm saat oncesıne kadar beraberdık Atatürkçu Düşunce Derneği'ne ılışkın kımı konularuzennde Muam- mer'ın Bahçelıevler'dekı ofısınde ıdık Başka ar- kadaşlar da vardı Eve gelıp akşam haberlennı dınlemek uzere televızyonu açtığımda bırden ek- randa Muammer'ı gorünce tt Eyvah,Muammer'e bir şey oMu" demeye kalmadan spıker, vuruldu- ğunuaçıkladı Buyûk bır şaşkınlık geçırdım Tur- kıye'nın buyûk bır e\ ladına. bılgesıne ve Atatürk- çü düşûncenm yen zor doldurulur bır cesur sa- vaşçısına kıyılmıştı Katıller bulunamadı Cına- yetın nedenı açık olarak oğrenılemedı Ama Mu- ammer Aksoy'un vuruluş nedenını Türk halkı bılıyor O, yakın arkadaşı ve ulkudaşı azız Uğur Mumcu'nun deyışı ıle Atatürkçu duşuncenın on- de ve başta gelen bır savunucusu olarak bır "or- duya bedei"dı ve Devrimci Oğretmenin Kıyunı ve Vf ucadeJesi adını taşıyan 1300 sayfadan olu- şan 2 altlık anıtsal yapıtı kuşkusuz vuruluşunun ana nedenlennden bın olmuştu Oğretmenler onu hıç unutmasınlar Yaşamoykusu: Muammer Aksoy 1917 yılında Antalya nın Ibradı bucağında doğdu Ortaoğre- nımını tstanbul'da tamamladı Istanbul Hukuk Fakultesrnı bıtırdı Zunh Unıversıtesı'nde unlu hukukçu Egger'ın yanında doktorasını yaptı Te- zının konusu Evlilik Dışı Doğan Çocuklann Hu- kuksal Dunımu ıdı Bu>ukbırbeğenıkazananbu yapıt kendı alanının klasıklen alanına gırdı 1950 başlannda yurda dondü ve Sıyasal Bılgıler Fakul- tesı'nın Medenı Hukuk Kürsusü'nûn asıstanlığı- na atandı Fakat Muammer, özel hukuk dalında rahat değıldı Demokrasının yerleşmesı, gelışmesı ve ınsan haklannın her alanda geçerlılık kazanması ıçın kamu hukukunun, ozellıkle anayasa dalının guç kazanması gerekıyordu Onun coşkulu dınamız- mı, özel hukuk dalının durgun yapısında rahat olamıyordu O nedenle alan değıştırdı Anayasa dalında doçent ve profesor oldu Oğretı bakımın- dan demokratık sol doğrultusunda duşuncelen- nı oluşturdu ve vuruluncava kadar Sıyasal Bılgi- ler Fakûltesı'nde Anayasa Hukuku ve Ozgürlük- ler derslennı okuttu Demokrat Partı, zaman geçtıkçe ve ozellıkle 1954 seçımlennden sonra ıyıce sağa ve dın so- muruculuğûne yoneldı Demokrasının kurallan ıle, kurumlan ters duşen eyyamcı polıtıkalar LZ- lemeye başladı Ünıversıte ve duşunce ozgurlu- ğu ıle çelışen polıtıkalara yoneldı Sıyasal Bılgı- ler Fakultesı Dekanı Prof Turhan Feyzioğhı'nu gorevden aldı Bu gelışme, Demokrat Partı ıçın sonun başlangıcı oldu Muammer başta olmak üzere Sıyasal Bılgıler Fakultesf nden altı oğretım üyesr ıstıfa ettı Bu olumsuz gelışmeden sonra, 1953 yılında çıkma- ya başlamış olan Forum dergısı, Demokrat Par- tı'nın demokratık temel hakîan ve özgurluklen yadsıyan, yadırgayan zıhnıyetme karşı olan odak- lardan bın oldu Muammer ıçın yenı bır yaşam da başlamıştı Forum dergısınde, bilimsel duze- yı hıçbır zaman duşmeyen yazı ve ıncelemelen ıle savaşımını surdurdu -Turkiyemizirutopluın- cu, halkçı ve gerçekten demokratik bır \onetime kavuşmasında oğretmenlerin büyük görevi oMu- BuGece Kumandayı Kaptırmayın ğuna ve olacağma" ınanan Aksoy, devnmcı Türk oğrermenının kafa, gonul ve yurek gucünu, ge- leceğımızın en sağlam dayanağı ve "akgunler"ın en etkılı güvencesı saydı Muammer, Atatürkdevnmlennın savunulma- sında gerçekten bır orduya bedeldı Yaşamında hep savaştı, ınsanı sevdı, ozgur ve mutlu olması ıçın yılmadan çalıştı Hayvanlan da sevdı O ne- denle et yemez oldu lyılık nerede ıse Muammer oradaydı Şıddetten hep nefret ettı Aymazfağa tanı Turkıye'nın Ataturk devnmlennden, cumhu- nyetten nasıl uzaklaştınlmakta olduğunu once- den gormuştü 27 Mayıs 1960 Devnmı'ne ve 1961 Anayasası'na karşın, 70'lı yıllann başından bu yana hızlanarak gelışen oluşumun ve gencı akımlanngelışmı büyük kaygılarla ızlıyordu Be- hrledığı bır durum daha vardı O da cumhunye- tın ve Ataturk devnmlennın duşmanlannın kale- yı ıçenden duşürme çalışmalannın planlı bıryol- dan hızla gelışmekte olması ıdı Ulkenın yonetı- mını ellennde bulunduran kadrolann ışbırlıkçı eğılımlen ve aymazlıklan ıdı Çağdaşlaşma yolunda yaşamsal bırönemı bu- lunan Ögretim Birliğı Yasası'na ve ilkelerine kar- şı olan akımlar, gereklı tepkılere uğramaksızın gelışıp dal budak saldılar Odun vermelenn sonu gelmedı tçendekı ve dışandakı Ataturk devnm- lennın duşmanlannın ve yonetımdekı aymazla- nn ışbırlığı ıle Oğretim Birliği ılkesı temelınden çökertıldı Imam-hatıp okullannın, Kuran kurs- lannın, 70 bın dolayındakı camının mılıtan per- sonelının katkılan ıle orumcek ağlan oluşturul- du Muammer Aksoy, bu olumsuz gıdışı 1970'h yıllann başında gördü Demokrasıyı ve ünıversı- te ozerklığını savunduğu ıçınl970'hvel980'lıyılla- n hep savaşımlarla, mahke- melerle ve uzuntulerle geçen buyuk Aksoy Hoca, sözünü ettığımız kıtabın önsozünde şoyle demıştı "Atarürk, cumhuriyeti ve bağunsızhğı- mızı, Turk gençügine, Türk gençliğini de devrimci öğret- menlere emanet ettL" Dev- rimcı oğretmendeyışının an- lamı, genelde Ataturk dev- nmlennı ıçtenlıkle benımse- mış ve savunmasını ûstlen- mış oğretmendır Buneden- ledır kı Atatürk'un ülkülen- nm yılmaz, sadık ve bılınçh savunucusu bir orduya be- del Aksoy, sozünu ettığımız kıtabını. "Turktoplumunun en ulkucû kişileri olan oğret- menJere derin savgı ve hay- ranlık duvgulanyla arma- ğan" ederken, elbette ay- mazlığın ve ıhanetın ayn- mında ıdı O nedenle ve sa- vaşımlannda oğretmenlen güçlendırmek ıçın, sendıkal haklannın eksıksız tanınma- sını da ıstıyor, savunuyor ve bu konunun uzmanlannı hayranlığa goturen bır ol- gunluğu ve bılgelığı sımge- lıyordu 12 Mart dönemi'nın ka- ranlık gencı zıhnıyetı, ünı- versıtelere fakat ozellıkle Sıyasal Bılgıler Fakultesı'ne yersız ve haksız saldınlarda bulundu Mayıs ayı içinde aralann- da benım de bulunduğum dort profesoru, Bahri Sav- cı'yı Muammer Aksoy'uve Mümtaz Soysal'ı tutukla- mıştı Aksoy'un ve Soysal'ın mahkemelen uzun surdu Fakat sonunda suçlamalann uydurma olduğu ortaya çık- tı ve mahkemeler aklanma ıle sonuçlandı Muammer, unlu yapıtının 2 onsozunu şoyle bıtırmış- tı "Evet, Ataturk, cumhuri- yeti ve bağunsızlığunızL, Türk gençügine ve gençüği- mizi de ulkucu. ınançlı ve bi- lınçli oğretmenlenmize ema- net ettL Her ıkısının gucun- den ve yardımuıdan favda- lanmayan hıçbir iktidar, ba- şan\a ulaşamavacaktır. tşte onumuzdekı kıtap, bu gerçe- ğı en kalın kafalılara bıle so- kabilmek için yazüdL" (1974) Bıtınrken, duygusallığın baskılannı asarak şunu söy- lemelıyım Muammer Ak- soy çok yönlu bır ınsandı Kendısını ıyılığe adamıştı, ülkesının yucelmesı ıçın ozel ve toplumsal yaşamın- da her turlu ozvenye severek katlanmaya hazır nadır ın- sanlanmızdan bın ıdı PENCERE Bilgisayarla Satranç Satrançta 'Buyuk Usta' dıye anılan 'Dunya Şam- oıyonu' Gariy Kasparov ıle 'Deep Blue' adlı IBM marka bılgısayar soluk kesen bır karşılaşmayı sur- duruyorlar Phıladelphıa'da yapılan ılk maçı Deep Blue aldı, ıkıncı maçta Kasparov açıldı, rakıbını yen- dı, uçuncu maçta berabere kaldılar; daha uç karşı- laşma var Gazeteler yazıyor "Kazanan 400 bın, kaybeden 100 bın dolarödül alacak" Haben okuyanlan - Cık cık dıyorlar, şu ışe bak> Dort yuz bın dolar çok ıyı para Kasparov kazanırsa parayı cebıne atacak, bılgı- sayann cebı var mı? Kasparov parayı alır, afıyetle yen Turkıye'de olsay- dı repoya yatırırdı, Amenka'da yapacak bır şeyler bulur, keyfıne gore dolartarı ezer Pekı, 'Deep Blue' adını taktıkları o densız bılgısayar parayı ne yapa- cak?. Villa mı alacak, gece kulubunde mı yıyecek, kadınlara mı yedırecek? Insan, beyınsel ışlevlerı de yenne getırebılen ay- grtlan pıyasaya suruyor, teknolojı akıl durduruyor Dunya Şampıyonu Kasparov, bılgısayar karşısında yenılırse ne olacak7 Otomobılın dunya 100 metre şampıyonu atletı geçmesı gıbı doğal mı karşılaya- cağız, tepkı mı gostereceğız - Vay canına' Demek kı bılgısayar ınsandan da- ha akıllıymış, sen şu ışe bak1 Bılgısayan ınsan yaptığına gore Deep Blue'nun ın- sandan daha akıllı olduğunu duşunmek, tovbe es- tağfurullah ınsanın Allah'tan daha akıllı olduğunu ılerı surmekle bırdır kı gunah-ı kebaır'den sayılır Ne var kı ukalalığın bını bır para1 Herkes bu konuda bılır bılmez ve ılen gen konuşuyor; Gany Kaspa- rov'un "zafer"\n bekler olduk, 'Buyük Usta' bılgı- sayarı yenerse, ınsanın ustunluğu kanıtlanacak- mış Çağımızda robotlar uretıme katıldıktan sonra alın terını hıçleyıp emekçının anasını bellemek yolunda ne felsefeler uretıldı 1 Şımdı Deep Blue 'Buyuk Us- ta Kasparov'u yenmeyegörsun, ınsanı da gozden çıkarınz • Satrançta ılenyı gormek onemlı, kaç el sonrasını hesap edebılıyorsun? Doğru yalan, gazetelerın yazdığına gore dıyelım kı ınsan 12 el sonrasını go- rebılıyorsa, bılgısayar 32 el sonrasını hesaplayacak bıçımde hazırlanmış Unlu ozdeyıştır "Evren bır satranç tahtası gıbı- dır, hayat da bır satranç oyunudur " Pekı, yaşamda kaç el sonrasını gorebılıyoruz? Sınk patlıcanını yağda kızarttıktan sonra ustune bol sarmısaklı yoğurdu yayıp yemeğe kalktın mı sat- ranç ustası der kı - Sakın ha 1 Neden? - Kızartma sağlığa zaraıiıdır, çok değıl 2118 el sonra ulser, mıdenı deler Sofrayı kurmuşsun, ezılmış soğanla bırlıkte arna- vutcığen gelıyor, bır çatal alacaksın, satranç ustası 4875 el sonrasını goruyor. - Arnavutcığen yıyorsun, ama, 4875 el sonra yu- rek vurgununu yıyeceksın 1 Caaanım bır kız gordun, aşk basına vurdu, gece gunduz alt alta ust uste, vur patlasın, çal oynasın gıdıyorsun, satranç ustası uyanyor - Çok değıl, 112 el sonra bu kız senın canına okuyacak, sağlam ayakkabı değıl 1 .. Kasparov mu yenecek? Deep Blue mu? Kım kazanacak? Deep Blue'nun patronu IBM daha şımdıden oyu- nu kazandı, reklamın boylesıne şapka çıkanlır. TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİODASI 35. OLAĞAıN GENEL KURUL DUYURUSU Odamızın 35 Olagan Genel Kurulu aşağıdakı gündemle çogunluklu olarak 1 -2 Mart 1996'da Menekse Sok No 6, Kat 3 Kızılay/Ankara adresınde, çoğunluk sağlanamazsa 8-9 Mart 1996'da Bayındır Sok No 10 Kızılay Ankara adresmdekı Tûrk-lş Salonu'nda toplanacaktır 10 Mart 1996'da Menekşe Sok No 6 Kat 3 Kızılay/Ankara adresındekı Oda Lokah'nde seçımler yapılacaknr TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönerira Kurulu GÜNDEM: 1 GUN 1-Açıhş 2- Başkanlık Dıvanı'nı seçımı 3- Saygı duruşu 4- Anıtkabır'e çelenk koymak ıçın 5 kışılık heyet seçımı 5- Açılış konuşması ve konuk konuşmalan 6- Komısyonlann seçımı 7- Yönetım ve Denetleme Kurullan Raporlanrun okunması ve tartışılması 8- Yönelım Kurulu nun Aklanması 9- Komısyon Raporlanrun okunması ve tartışılması 10- 1996 ve 1997 butçesının gonışulmesı \e karara bağlanması 11- Meslekı sorunlann tartışılması, dılek ve önenler 2 GUN 12- Oda tuzuğunde vapılacak değışıklıklerm ve yonetmelıklenn tartışılması 13 Adaylann belırlenmesı ve duyurulması 14 Kapanış 3 GUN 15- Seçımler SERİNHİSAR KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Sayı 1995/6 Esas Davacı Hun Öz tarafından davalılar Ayşe Akbulut, Sey- fı Akbulut Hüseyın Akbulut, Fatma Hanım Akbulut, Burhan Akbulut ve Ayşe Hanım Akbulut aleyhıne açılan kadastro komısyon karanna ıtıraz davasının yapılan yargılaması sırasında venlen ara karan uyannca, Davalı Mehmet Alı oğlu Sennhısar Kocapınar Koyü'nden Burhan Akbulut'atebhgat yapılamadığı, açık adresımn de tespıt edılemedığınden 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 28/2 maddesı gereğı bu dava ıle ılgılı tüm > delıllennı 4 3 1996 günü saat 09 OO'dakı duruşmada bıldırmesı veya duruşmava gelmesı, aksı takdırde yok- luğunda karar venleceğı hususu, adı geçene teblığ yenne geçerlı olmak üzere ılan olunur Basın 70905 B 0 ögrencı kımlığımı kaybettım Hûkümsüzdur BUKET YAKMAC1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle