Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURfYET 16ŞUBAT1996CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Insan Dediğimiz
MELİH CEVDET ANDAY
# nsanoğlunun ustunluk duygusunu
I
anlamakta hep guçluk çekmışım-
dır, bu duygu havvanlara karşı or-
taya çıkar genellıkle Hayvanat
bahçesınde ınsanın hayvanlara ba-
kışında hem şaşkınhk, hem ku-
çumseme vardır Şaşkınlık bıze benzeme-
sınden, kuçumseme ıse benzememesın-
den kaynaklanır Ozellıkle maymunlar bu-
nu çok lyı anlar
Bız de hayvanlar gıbı yıyor, ıçıyor ve
dışkı atıyoruz, çocuk yapıyoruz, uyuyo-
ruz Soydaş olduğumuz bellı degil mı9
Insanın bır evnm sonucu oluştuğunu bı-
hm karutlamıştır Çokça övûnmeğe gerek
yok Hem hayvanlarla akraba olduğumu-
zu bılmenın "bıze guç katacağı da soyle-
nebılır Bovlece dunyada yalnız kalmak-
tan loırtulmuş oluruz
•
Montajgne bır denemesınde şöyle dı-
yor
"Ancak tabtat anamızı bütiın genişügi
içindeseyredebüen,onıın durmadan deği-
şen sınırsE yüzünû gorebilen, değıl valnız
kendmi, bfitün ülkesini o evren içinde ufa-
cık bır nokta olarak düsunebilen insan her
şeyın gerçek değerini keşfedebilir."
tnsan kanncaya bakarken kendıru guç-
lü sanır, oysa Okyanus'ta firtınaya yaka-
lanmış bır gemıde ne denlı zavallı oldu-
ğunu anlar Şu var kı, kendını hem guçlu,
hem guçsuz bulması, bınnden otekıne
hızla geçmesı onun ozrutelıklenndendır
llk ınsanlann, ateşle korkutarak koca
mamutlan bataklıklara surmelen ve öl-
durmelen hjç de gûçsuzlük, zavallılık ör-
negı sayılamaz Çeşıtlı sapanlar. oklar
sonra ateşlı sılahlann bulunuşu onun gu-
cûnü habıre arttırmıştır
Ama her tur teknık ılerlemeğı goz onu-
ne alsak da ınsanın doğaya egemen oldu-
ğunu soylemeğe kalkamayız Bızım yer-
yuzunden bır anda yok olmamız ışten bı-
le değıldır
•
Bunu tek bılen canlının ınsan olması
ve onun yeryuzûnde hıçbır güvencesı ol-
mamasına karşın yaratmayı sürdürmesı
ne şaşırtıcıdır1
Madem gehp geçıcıyız, el-
den geldığınce keyıf sürerek yaşasak da-
ha ıyı değıl mıdır7
Bakın, hayvanlar sa-
dece yaşayıp gıdıyorlar, gende hıçbır şey
bırakmıyorlar, bır \armış bır vokmuş, o
kadar Oysa ınsanoğlu yok olacağını bıle
bıle, akıı alnw buluşlar bırakmaktadır ar-
dında
Insanlık tanhı, hayvanın evcılleştınl-
mesınden, tanmın, yazının bulunuşundan,
madenlenn ışlenmesınden soz edıyor
Gerçekte onernlı olan, bu buyuk buluşla-
nn tek tek ınsanlara ozgü yaşantılan ol-
mayıp kulture donuşmesı, başka bır deyış-
le, kalıcılığaermesıdır Ölenın, gende ka-
lanlara "Alın, bunu kuHanın!" demesınde-
kı sureklılık ınancı nerden kaynaklanıvor''
Bence asıl şaşırticı olan budur ışte
•
Buna "tarih bilinci" dıyebılınz Insa-
noglu zaman içinde yaşadığını, bundan
oturu de bır geçmiş'ı ve bır geleceği oldu
ğunu bılıyor Buradakı geçmiş ıle geiecek
bıreye değıl, ture ılışkındır Başka bır de-
yışle, ınsanoğlunun bır tanhı vardır ve bu
tanh içinde yaşantılar, deneyımler, buluş-
lar kalıcılık kazanır Bır tur ölumsüzluk-
tur bu Hayvandakı içgüdü ınsanda küJ-
tûr'e donuşmuştur Kültur brr kahtör Bı-
zım zengınlığımız burdan gelır
•
Tanhımızın bılıncmdeyız, ama geçmı-
şımızm ve hele geleceğımızın bılgısını
edınmış sayılamayız Hadı geçmışten kal-
ma araçlar var dıyelım, geleceğımızı ta-
sarlayabılıyormuyuz9
Doğru tasanlar ıçın
sağlam dayanaklar var mı elınuzde9
Yazık kı bu soruyu olumlu yarutlayamı-
yoruz
Bertrand RusseJ "Geteceğe Dönük Ba-
zı Tahminler'' adlı denemesınde şöyle dı-
yor
"Gelecekle ilgili olarak Ud tur \an yxn-
labiün BUimsel ve utopık. Bılımsel vazüar
nelenn nasıl olduğunu bulmava çalışır;
utopık olanlar ıse, vazann olmasını arzu-
ladtğı şeyten. Astronomı gıbı yeterince ge-
ttşmiş bir bilimdc kımse ütopik yontemi
uvgulamaz. Ay ve Güneş rutulması tah-
niiıueri,gerçekleştiğinde insanlar sevinsin
diye yapıunaz."
Bunca bılıncımıze, bılgımıze karşın ge-
lecegımız konusunda guvenlık ve aydın-
lık içinde bulunmamamız ne acıdır' Tan-
hın yasalannı anyoruz, kımı zaman bul-
duğumuzu da sanıyoruz, ama beklenme-
dık olaylarla karşılaşmca şaşkınlığa, da-
hası korkuya duşuyoruz
Kulturumuz bıreyın olümlüluğunu aşıp
turun zengınleşmesını sağlamıştır, ama
türumüzun sureklılığıne güvenebılıyor
muyuz9
Insanoğlunun yann yeryuzunden
sılınmeyecegını kım sağlama bağlayabı-
hr9
Bakın, Bertrand Russel da, o yazısında
nufus arhşının felaketle sonuçlanacağına
ılışkın korkusunu belırtmekten kendını
alamıyor
Insanhğın açlık tehlıkesı ıle karşı kar-
şıya bulunduğu gerçeğı bır başka korku
nederadır
Savaş teknıklennın ılerlemesı, ınsanoğ-
lunun yeryuzundekı yaşamma kendı elıy-
le son verebıleceğı olasılığını ortaya çı-
karmıştır
Geleceğımıze guvenlı bakmak ıçın elı-
mızde yeterlı dayanak bulunmadığı rahat-
ça soylenebılır
Ote yandan bır bılım adamı Richard
Maurice Bucke, yeryuzûnde cosmıc bı-
lınce sahıp tek yaratığın ınsan olduğunu
söylüyor Sevınehm mı9
ARADABtR
MERAL SARAÇBAŞI ffr
Öğpenci Harçları, Hukuk...
Bır TV kanalında, unıversıte oğrencılerının, oğre-
nım harçlanyla ılgılı I U Hukuk Fakultesı Dekanı Sa-
yin Aysel Çetıkel ıle goruşme gınşımını ızledım Öğ-
rencıler medya mensuplanyla bırlıkte dekanlık kapı-
sına geldığınde, dekanlığın tavnnı merakla bekledım
Dekanın yerınde olmadığı açıklamasını da ıçeren çe-
şrtlı duşunceler geçtı aklımdan Ama dekanın açık-
lamasını duyunca şaşkınlıktan donakaldım
Sayın Çelıkel, "Basını toplayıp benı zor dunımda
bırakmaya hakkınız yok" dıyor Bu sozlenn ardında,
medyanın çoğu kez yanlı davranması, bazen de salt
haberolsun torba dolsun anlayışıyla kışılen yıpratı-
cı yayınlanndan duyulan kaygı ve tepkı olabılır Bu
kaygıyı ve tepkıyı anlayışla karşılayabılınm "Hukuka
aykın bır olayı uygulayamam" sozlennı ve yasalan uy-
gulama konusundakı tıtızlığını de saygıyla karşıla-
nm Ancak I U Hukuk Fakultesı gıbı çok değeriı hu-
kukçular yetıştırmış bır kurumun dekanının, anaya-
sanın 42 maddesı uyarınca "kimsenin eğitim ve
öğrenim hakkından yoksun bırakılmaması"na
dayanarak, bu konuda venlmış yanlış hukuk karar-
lannın duzeltılmesıne yonelık uğraş vermek yerıne,
oğrencılere "Sekız mılyon çok para değıl Unıversı-
teye kadar dersanelere, lıselere para odedınız" dı-
yerek anayasanın eşrtlık ılkesıyle çelışen kararlan sa-
vunmasını anlamak olanaksız
ozellıkle seksenlı yıllardan başlayarak kureselleş-
me ve yenı dunya duzenıne ayak uydurma çabalan
ve "ışını bılen koşeyı doner" anlayışından eğıtımımız
de payını fazlasıyla almıştır Bır yandan devlet okul-
lan yanlış eğıtım polıtıkalan ve sıyasal çıkartar uğru-
na gıderek nıtelıksızlığe mahkûm edılmış, ote yan-
dan bu açığı kapatma adı aitında ozel okullar, der-
sanelerle paralı eğıtım ıstesek de ıstemesek de ya-
şamımıza gırmıştır Katkı payı adı aitında ılkokullara
kadar ınen eğıtımı paralı hale getırme çabalan, sos-
yal devlet anlayışını yok etmeye çalışan duşuncenın
bır parçasıdır Odenen paranın aziığı ya da çokluğun-
dan once bunun hukuka uygun olup olmadığı tartı-
şılmalıdır Parayı en yuce değer sayan, parası olana
yuksekoğrenım, olmayana Kuran kursu anlayışının
karşısındaolmak, bılıme, hukukun ustunluğune ınan-
mış bır bılım ınsanının oncelıklı gorevı olmalıdır
Sayın Çelıke) oğrencılennı sıyaset yapmakla suç-
luyor öğrencıler içinde bu parayı rahatlıkla odeye-
bılecek kışıler mutlaka vardır Onlan kendı duşunce
ve çıkarian ıçın kullanmayı ısteyen gruplar ve çıkar
odakları da vardır Ama bu duşunceden yola çıka-
rak, ulke nufusunun azımsanamayacak bır bolumu-
nu oluşturan gençlığı, ustelık gelecekte bu ulke ıçın
sağlıklı karariar almasını bekledığımız yuksekoğrenım
gençlığını, kendılenyle ılgılı alınan kararlarda belırle-
yıcı ve katılımcı olmaktan alıkoymaya ve sıyasetten
dışlamaya hıç kimsenin hakkı yoktur
Olayın bır başka onemlı boyutu da bır eğıtımcının
gençlığe yaklaşım bıçımıdır Eğıtım bır paylaşmadır
Oğrencılık yıllanmda oğretmenlenmden çok şey oğ-
rendım Kımınden nasıl olmam gerektığını, kımınden
nasıl olmamam gerektığını Bu nedenle hepsını say-
gıyla anıyorum Eğıtımcı olarak gorev yaptığım do-
nemde ıse oğrencılenmle çok şeyı paylaştım Onla-
ra bır şeyler oğrettım Bunun yanında onlardan da
çok şey oğrendım Kuşkusuz hatalanm oldu Ama
benı en çok kaygılandıran, onlann gelecektekı yaşa-
mında olumsuzluğa neden olabılecek hatalar yapma
korkusu oldu Sayın dekanın sozlen ve dekanlığın oğ-
rencılenn yuzune kapanan kapısı benı bu kaygıyla
yazmaya zorladı Kuşkusuz eğıtım sıstemının tum
sorunlanndan, yanlış uygulamalardan sayın dekan
sorumlu değıldır Amacım, bır hukuk profesorune
hukuk ve eğıtımcılık dersı vermek de değıldır Ben
yalnızca olayın başka bakış açılannı vurgulamak ıs-
tedım Sayın Çelıkel'ın bır hukukçu ve bılım ınsanı
olarak oğrencılenne verecek çok şeyı vardır kuşku-
suz Ancak onlardan oğreneceğı şeyler de vardır ve
olmalıdır Bu paylaşımdan bılım kazançlı çıkacaktır
"Fıkn hür, ırfanı hür, vıcdanı hurbıryenı nesıl" ısteyen
Mustafa Kemal Atatürk'un çağdaş Turkıyesı
kazançlı çıkacaktır
İLAN
T.C.
TERME ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo 1995 94
Davacı Abdullah Aktaş vekıh Av Hüseyın Aydın
tarafından Hazıne-ı Malıye ve Bazlamaç Beledıye
Başkanlığı aleyhıne açılan MK'nın 639 maddesıne
dayanılan tapu sıcılı davasının yapılan yargılaması
sırasında venlen ara karan gereğınce,
1 - Terme ılçesı Bazlamaç kasabası, Acı Incır Ma-
hallesı, Armut Dıbı mevkıı, doğıısu Selahattın
Kahraman, batısı dere, kuzeyı Ah Kul, guneyı Ab-
dullah Şen tarlalan ıle çevnlı,
2- Terme ılçesı Bazlamaç kasabası, Badıyam
mevkıı, doğusu Omer Helvacı, batısı yol, güneyı
Mehmet Helvacı ve Mehmet Aktaş, kuzeyı yol ıle
çevnlı taşınmazlann zılyetlıklen hakkında ıtırazlan
olan var ıse üç ay ıçensınde mahkememıze başvur-
malan, ılanın yapıldığı tanhten ıtıbaren uç ay
ıçensınde mahkememıze başvurulmadığında adı
geçen gaynmenkullenn davacı Abdullah Aktaş
adma tescıl edıleceğı ılanen duyurulur
Basın 38791
Vuruluşunun Ardından Altı Yıl Geçti
Prof. Dr. CAHİT TALAS
B
üyuk hukukçu ve bılım adamı pro-
fesor Muammer Aksoy 31 Ocak
1990 tanhınde saat 19 00 sulann-
da evıne gırerken merdıven başın-
davurulmuştur Herhalde katıller-
lebırboğuşmasıolmuş Sesıkom-
şulannca duyulmuş Vuruluşundan yanm saat
oncesıne kadar beraberdık Atatürkçu Düşunce
Derneği'ne ılışkın kımı konularuzennde Muam-
mer'ın Bahçelıevler'dekı ofısınde ıdık Başka ar-
kadaşlar da vardı Eve gelıp akşam haberlennı
dınlemek uzere televızyonu açtığımda bırden ek-
randa Muammer'ı gorünce
tt
Eyvah,Muammer'e
bir şey oMu" demeye kalmadan spıker, vuruldu-
ğunuaçıkladı Buyûk bır şaşkınlık geçırdım Tur-
kıye'nın buyûk bır e\ ladına. bılgesıne ve Atatürk-
çü düşûncenm yen zor doldurulur bır cesur sa-
vaşçısına kıyılmıştı Katıller bulunamadı Cına-
yetın nedenı açık olarak oğrenılemedı Ama Mu-
ammer Aksoy'un vuruluş nedenını Türk halkı
bılıyor O, yakın arkadaşı ve ulkudaşı azız Uğur
Mumcu'nun deyışı ıle Atatürkçu duşuncenın on-
de ve başta gelen bır savunucusu olarak bır "or-
duya bedei"dı ve Devrimci Oğretmenin Kıyunı
ve Vf ucadeJesi adını taşıyan 1300 sayfadan olu-
şan 2 altlık anıtsal yapıtı kuşkusuz vuruluşunun
ana nedenlennden bın olmuştu Oğretmenler onu
hıç unutmasınlar
Yaşamoykusu: Muammer Aksoy 1917 yılında
Antalya nın Ibradı bucağında doğdu Ortaoğre-
nımını tstanbul'da tamamladı Istanbul Hukuk
Fakultesrnı bıtırdı Zunh Unıversıtesı'nde unlu
hukukçu Egger'ın yanında doktorasını yaptı Te-
zının konusu Evlilik Dışı Doğan Çocuklann Hu-
kuksal Dunımu ıdı Bu>ukbırbeğenıkazananbu
yapıt kendı alanının klasıklen alanına gırdı 1950
başlannda yurda dondü ve Sıyasal Bılgıler Fakul-
tesı'nın Medenı Hukuk Kürsusü'nûn asıstanlığı-
na atandı Fakat Muammer, özel hukuk dalında
rahat değıldı
Demokrasının yerleşmesı, gelışmesı ve ınsan
haklannın her alanda geçerlılık kazanması ıçın
kamu hukukunun, ozellıkle anayasa dalının guç
kazanması gerekıyordu Onun coşkulu dınamız-
mı, özel hukuk dalının durgun yapısında rahat
olamıyordu O nedenle alan değıştırdı Anayasa
dalında doçent ve profesor oldu Oğretı bakımın-
dan demokratık sol doğrultusunda duşuncelen-
nı oluşturdu ve vuruluncava kadar Sıyasal Bılgi-
ler Fakûltesı'nde Anayasa Hukuku ve Ozgürlük-
ler derslennı okuttu
Demokrat Partı, zaman geçtıkçe ve ozellıkle
1954 seçımlennden sonra ıyıce sağa ve dın so-
muruculuğûne yoneldı Demokrasının kurallan
ıle, kurumlan ters duşen eyyamcı polıtıkalar LZ-
lemeye başladı Ünıversıte ve duşunce ozgurlu-
ğu ıle çelışen polıtıkalara yoneldı Sıyasal Bılgı-
ler Fakultesı Dekanı Prof Turhan Feyzioğhı'nu
gorevden aldı Bu gelışme, Demokrat Partı ıçın
sonun başlangıcı oldu
Muammer başta olmak üzere Sıyasal Bılgıler
Fakultesf nden altı oğretım üyesr ıstıfa ettı Bu
olumsuz gelışmeden sonra, 1953 yılında çıkma-
ya başlamış olan Forum dergısı, Demokrat Par-
tı'nın demokratık temel hakîan ve özgurluklen
yadsıyan, yadırgayan zıhnıyetme karşı olan odak-
lardan bın oldu Muammer ıçın yenı bır yaşam
da başlamıştı Forum dergısınde, bilimsel duze-
yı hıçbır zaman duşmeyen yazı ve ıncelemelen
ıle savaşımını surdurdu -Turkiyemizirutopluın-
cu, halkçı ve gerçekten demokratik bır \onetime
kavuşmasında oğretmenlerin büyük görevi oMu-
BuGece
Kumandayı Kaptırmayın
ğuna ve olacağma" ınanan Aksoy, devnmcı Türk
oğrermenının kafa, gonul ve yurek gucünu, ge-
leceğımızın en sağlam dayanağı ve "akgunler"ın
en etkılı güvencesı saydı
Muammer, Atatürkdevnmlennın savunulma-
sında gerçekten bır orduya bedeldı Yaşamında
hep savaştı, ınsanı sevdı, ozgur ve mutlu olması
ıçın yılmadan çalıştı Hayvanlan da sevdı O ne-
denle et yemez oldu lyılık nerede ıse Muammer
oradaydı Şıddetten hep nefret ettı
Aymazfağa tanı
Turkıye'nın Ataturk devnmlennden, cumhu-
nyetten nasıl uzaklaştınlmakta olduğunu once-
den gormuştü 27 Mayıs 1960 Devnmı'ne ve
1961 Anayasası'na karşın, 70'lı yıllann başından
bu yana hızlanarak gelışen oluşumun ve gencı
akımlanngelışmı büyük kaygılarla ızlıyordu Be-
hrledığı bır durum daha vardı O da cumhunye-
tın ve Ataturk devnmlennın duşmanlannın kale-
yı ıçenden duşürme çalışmalannın planlı bıryol-
dan hızla gelışmekte olması ıdı Ulkenın yonetı-
mını ellennde bulunduran kadrolann ışbırlıkçı
eğılımlen ve aymazlıklan ıdı
Çağdaşlaşma yolunda yaşamsal bırönemı bu-
lunan Ögretim Birliğı Yasası'na ve ilkelerine kar-
şı olan akımlar, gereklı tepkılere uğramaksızın
gelışıp dal budak saldılar Odun vermelenn sonu
gelmedı tçendekı ve dışandakı Ataturk devnm-
lennın duşmanlannın ve yonetımdekı aymazla-
nn ışbırlığı ıle Oğretim Birliği ılkesı temelınden
çökertıldı Imam-hatıp okullannın, Kuran kurs-
lannın, 70 bın dolayındakı camının mılıtan per-
sonelının katkılan ıle orumcek ağlan oluşturul-
du
Muammer Aksoy, bu olumsuz gıdışı 1970'h
yıllann başında gördü Demokrasıyı ve ünıversı-
te ozerklığını savunduğu
ıçınl970'hvel980'lıyılla-
n hep savaşımlarla, mahke-
melerle ve uzuntulerle geçen
buyuk Aksoy Hoca, sözünü
ettığımız kıtabın önsozünde
şoyle demıştı "Atarürk,
cumhuriyeti ve bağunsızhğı-
mızı, Turk gençügine, Türk
gençliğini de devrimci öğret-
menlere emanet ettL" Dev-
rimcı oğretmendeyışının an-
lamı, genelde Ataturk dev-
nmlennı ıçtenlıkle benımse-
mış ve savunmasını ûstlen-
mış oğretmendır Buneden-
ledır kı Atatürk'un ülkülen-
nm yılmaz, sadık ve bılınçh
savunucusu bir orduya be-
del Aksoy, sozünu ettığımız
kıtabını. "Turktoplumunun
en ulkucû kişileri olan oğret-
menJere derin savgı ve hay-
ranlık duvgulanyla arma-
ğan" ederken, elbette ay-
mazlığın ve ıhanetın ayn-
mında ıdı O nedenle ve sa-
vaşımlannda oğretmenlen
güçlendırmek ıçın, sendıkal
haklannın eksıksız tanınma-
sını da ıstıyor, savunuyor ve
bu konunun uzmanlannı
hayranlığa goturen bır ol-
gunluğu ve bılgelığı sımge-
lıyordu
12 Mart dönemi'nın ka-
ranlık gencı zıhnıyetı, ünı-
versıtelere fakat ozellıkle
Sıyasal Bılgıler Fakultesı'ne
yersız ve haksız saldınlarda
bulundu
Mayıs ayı içinde aralann-
da benım de bulunduğum
dort profesoru, Bahri Sav-
cı'yı Muammer Aksoy'uve
Mümtaz Soysal'ı tutukla-
mıştı
Aksoy'un ve Soysal'ın
mahkemelen uzun surdu
Fakat sonunda suçlamalann
uydurma olduğu ortaya çık-
tı ve mahkemeler aklanma
ıle sonuçlandı
Muammer, unlu yapıtının
2 onsozunu şoyle bıtırmış-
tı "Evet, Ataturk, cumhuri-
yeti ve bağunsızlığunızL,
Türk gençügine ve gençüği-
mizi de ulkucu. ınançlı ve bi-
lınçli oğretmenlenmize ema-
net ettL Her ıkısının gucun-
den ve yardımuıdan favda-
lanmayan hıçbir iktidar, ba-
şan\a ulaşamavacaktır. tşte
onumuzdekı kıtap, bu gerçe-
ğı en kalın kafalılara bıle so-
kabilmek için yazüdL"
(1974)
Bıtınrken, duygusallığın
baskılannı asarak şunu söy-
lemelıyım Muammer Ak-
soy çok yönlu bır ınsandı
Kendısını ıyılığe adamıştı,
ülkesının yucelmesı ıçın
ozel ve toplumsal yaşamın-
da her turlu ozvenye severek
katlanmaya hazır nadır ın-
sanlanmızdan bın ıdı
PENCERE
Bilgisayarla Satranç
Satrançta 'Buyuk Usta' dıye anılan 'Dunya Şam-
oıyonu' Gariy Kasparov ıle 'Deep Blue' adlı IBM
marka bılgısayar soluk kesen bır karşılaşmayı sur-
duruyorlar Phıladelphıa'da yapılan ılk maçı Deep
Blue aldı, ıkıncı maçta Kasparov açıldı, rakıbını yen-
dı, uçuncu maçta berabere kaldılar; daha uç karşı-
laşma var
Gazeteler yazıyor
"Kazanan 400 bın, kaybeden 100 bın dolarödül
alacak"
Haben okuyanlan
- Cık cık dıyorlar, şu ışe bak> Dort yuz bın dolar
çok ıyı para
Kasparov kazanırsa parayı cebıne atacak, bılgı-
sayann cebı var mı?
Kasparov parayı alır, afıyetle yen Turkıye'de olsay-
dı repoya yatırırdı, Amenka'da yapacak bır şeyler
bulur, keyfıne gore dolartarı ezer Pekı, 'Deep Blue'
adını taktıkları o densız bılgısayar parayı ne yapa-
cak?. Villa mı alacak, gece kulubunde mı yıyecek,
kadınlara mı yedırecek?
Insan, beyınsel ışlevlerı de yenne getırebılen ay-
grtlan pıyasaya suruyor, teknolojı akıl durduruyor
Dunya Şampıyonu Kasparov, bılgısayar karşısında
yenılırse ne olacak7
Otomobılın dunya 100 metre
şampıyonu atletı geçmesı gıbı doğal mı karşılaya-
cağız, tepkı mı gostereceğız
- Vay canına' Demek kı bılgısayar ınsandan da-
ha akıllıymış, sen şu ışe bak1
Bılgısayan ınsan yaptığına gore Deep Blue'nun ın-
sandan daha akıllı olduğunu duşunmek, tovbe es-
tağfurullah ınsanın Allah'tan daha akıllı olduğunu
ılerı surmekle bırdır kı gunah-ı kebaır'den sayılır Ne
var kı ukalalığın bını bır para1
Herkes bu konuda
bılır bılmez ve ılen gen konuşuyor; Gany Kaspa-
rov'un "zafer"\n bekler olduk, 'Buyük Usta' bılgı-
sayarı yenerse, ınsanın ustunluğu kanıtlanacak-
mış
Çağımızda robotlar uretıme katıldıktan sonra alın
terını hıçleyıp emekçının anasını bellemek yolunda
ne felsefeler uretıldı
1
Şımdı Deep Blue 'Buyuk Us-
ta Kasparov'u yenmeyegörsun, ınsanı da gozden
çıkarınz
•
Satrançta ılenyı gormek onemlı, kaç el sonrasını
hesap edebılıyorsun? Doğru yalan, gazetelerın
yazdığına gore dıyelım kı ınsan 12 el sonrasını go-
rebılıyorsa, bılgısayar 32 el sonrasını hesaplayacak
bıçımde hazırlanmış
Unlu ozdeyıştır "Evren bır satranç tahtası gıbı-
dır, hayat da bır satranç oyunudur "
Pekı, yaşamda kaç el sonrasını gorebılıyoruz?
Sınk patlıcanını yağda kızarttıktan sonra ustune
bol sarmısaklı yoğurdu yayıp yemeğe kalktın mı sat-
ranç ustası der kı
- Sakın ha
1
Neden?
- Kızartma sağlığa zaraıiıdır, çok değıl 2118 el
sonra ulser, mıdenı deler
Sofrayı kurmuşsun, ezılmış soğanla bırlıkte arna-
vutcığen gelıyor, bır çatal alacaksın, satranç ustası
4875 el sonrasını goruyor.
- Arnavutcığen yıyorsun, ama, 4875 el sonra yu-
rek vurgununu yıyeceksın
1
Caaanım bır kız gordun, aşk basına vurdu, gece
gunduz alt alta ust uste, vur patlasın, çal oynasın
gıdıyorsun, satranç ustası uyanyor
- Çok değıl, 112 el sonra bu kız senın canına
okuyacak, sağlam ayakkabı değıl
1
..
Kasparov mu yenecek?
Deep Blue mu?
Kım kazanacak?
Deep Blue'nun patronu IBM daha şımdıden oyu-
nu kazandı, reklamın boylesıne şapka çıkanlır.
TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİODASI
35. OLAĞAıN GENEL KURUL DUYURUSU
Odamızın 35 Olagan Genel Kurulu aşağıdakı
gündemle çogunluklu olarak 1 -2 Mart 1996'da Menekse
Sok No 6, Kat 3 Kızılay/Ankara adresınde, çoğunluk
sağlanamazsa 8-9 Mart 1996'da Bayındır Sok No 10
Kızılay Ankara adresmdekı Tûrk-lş Salonu'nda
toplanacaktır 10 Mart 1996'da Menekşe Sok No 6 Kat
3 Kızılay/Ankara adresındekı Oda Lokah'nde seçımler
yapılacaknr
TMMOB Maden Mühendisleri Odası
Yönerira Kurulu
GÜNDEM:
1 GUN
1-Açıhş
2- Başkanlık Dıvanı'nı seçımı
3- Saygı duruşu
4- Anıtkabır'e çelenk koymak ıçın 5 kışılık heyet seçımı
5- Açılış konuşması ve konuk konuşmalan
6- Komısyonlann seçımı
7- Yönetım ve Denetleme Kurullan Raporlanrun
okunması ve tartışılması
8- Yönelım Kurulu nun Aklanması
9- Komısyon Raporlanrun okunması ve tartışılması
10- 1996 ve 1997 butçesının gonışulmesı \e karara
bağlanması
11- Meslekı sorunlann tartışılması, dılek ve önenler
2 GUN
12- Oda tuzuğunde vapılacak değışıklıklerm ve
yonetmelıklenn tartışılması
13 Adaylann belırlenmesı ve duyurulması
14 Kapanış
3 GUN
15- Seçımler
SERİNHİSAR KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
Sayı 1995/6 Esas
Davacı Hun Öz tarafından davalılar Ayşe Akbulut, Sey-
fı Akbulut Hüseyın Akbulut, Fatma Hanım Akbulut,
Burhan Akbulut ve Ayşe Hanım Akbulut aleyhıne açılan
kadastro komısyon karanna ıtıraz davasının yapılan
yargılaması sırasında venlen ara karan uyannca,
Davalı Mehmet Alı oğlu Sennhısar Kocapınar
Koyü'nden Burhan Akbulut'atebhgat yapılamadığı, açık
adresımn de tespıt edılemedığınden 3402 sayılı Kadastro
Yasası'nın 28/2 maddesı gereğı bu dava ıle ılgılı tüm >
delıllennı 4 3 1996 günü saat 09 OO'dakı duruşmada
bıldırmesı veya duruşmava gelmesı, aksı takdırde yok-
luğunda karar venleceğı hususu, adı geçene teblığ yenne
geçerlı olmak üzere ılan olunur
Basın 70905
B 0 ögrencı kımlığımı kaybettım Hûkümsüzdur
BUKET YAKMAC1