Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 ŞUBAT1996PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Tüketici ile toptan eşya fiyat endeksleri arasındaki yüzde 1.5'lik fark bu yıl da zamlarla kapanacak
Bayramdan sonra tufan geliyorCANAN SOYSAL
Toptan eşya ve tüketici fiyat
endeksleri arasındaki fark yeni
zamlan gündeme getırdi. Ocak
ayındaki tüketici fiyat artışının
toptan eşyadaki artıştan yüzde
1.5 oranında düşük çıkması.
aradaki farkm fiyat artışlanna
yol açacağı beklentilerini
gündeme getirdi. Aynı durumun
geçen yıl söz konusu olduğunu
hatırlatan piyasa yetkilileri, bu
farkın geçen yıl olduğu gıbi
tüketici fiyatlannm artmasıyla
kapanacagını kaydettiler.
Akaryakıt başlangıç oldu
Yeni zamlann gündeme gelmesi
konusunda fikır birlıginde olan
piyasa yetkılilennin coğunlugu
•Yeni zamlann
bayramdan sonra
gündeme geleceğini
belirten piyasa yetkilileri
yüzde 5-7'lik akaryakıt
zammının hemen
ardından başta şeker ve
çay olmak üzere diğer
KİT ürünlerine de yeni
zamlar gelebileceğini
belirtiyorlar.
zamlann bayramdan sonra
yapılacağına dikkat çekiyor. Bir
diğer görüş ise geçen cuma
yapılan yüzde 5-7'lik akaryakat
zammının hemen ardından
başta şeker ve çay olmak üzere
diğer kamu ürünlerine de yeni
mM. HE 24M4HOW m V&ftV )
zamlar gelebileceğı yönünde.
Bu arada bazı yetkililer şeker
zammının kapıda oldugunu ve
yüzde 15-25 arasında
gerçekleşmesinin beklendiğini
ifade ediyorlar.
Beltaş Yönetim Kurulu Başkanı
Şinasi Yavaş, akaryakıt
urünlerindeki fiyat artışlanyla
bırlikte devletin zam sürecini
başlattığını ve çabuklaştırdığmı
ifade etti. Aralık ayının son
haftasında başlayan ve ocak ayı
içinde yoğun şeİcilde devam
eden kamu zamlanna
akaryakıttaki fiyat artışıyla
ikinci bir start verildiğini
belirten Şinasi Yavaş, yüzde 7
de olsa yapılan zammm şeker,
un ve peynir başta olmak üzere
hemen hemen tüm gıda
maddelerindeki ulaşım
maliyetlerini arttırdığını
söyledi. Yavaş, özellikle şeker
zammının kapıda oldugunu öne
sürerek muhtemel zamrrun
yüzde 15-25 arasında
gerçekJeşmesinin bekJendiğini
kaydetti. Konuyla ilgili olarak
görüşlerini açıklayan gıda
toptancısı Mehmet Reis ise
tüketicinin alım gücünün
giderek azaldığını ve bu yüzden
toptan eşya fiyatlannda bir
yükselme oldugunu belirterek
bayramdan sonra oluşacak
zamlarla bu farkın kapanacagını
söyledi. Akaryakıt zammının
bunun için uygun bir zemin
hazırladığma da dikkat çeken
Reis. bayramdan sonraki
zamlann uzun bir döneme
yayılacağını vurguladı.
Piyasanın beklentisi
Kovan Gıda yetkililen de
piyasada bir zam beklentisi
oldugunu, ancak bunun
bayramdan sonra
gerçekleşeceğıni kaydettiler.
Yetkililer, hiçbir toptancının
durgun olan piyasada raftaki
malına zam yapmayı göze
alamayacağını ifade ederek
şeker zammının da her an
olabileceğini ve en az yüzde 10
olarak gerçekJeşeceğini
vurguladılar
Ege Çiftçiler Derneği'nin başvurusu, bu ay Brüksel'de yapılacak toplantıda ele alınacak
Pamuk kotası AB gündeminde
MERİHAK
lZMtR - Pamuk ıhracatın-
daki kota sorunu, Avrupa
Birliği'nin (AB) gündemı-
ne almdı. Avrupa Birliği Tür-
kiye Avrupa Komisyonu
Temsilcilisi Büyükelçi Mic-
hael Lake. Ege Çiftçiler Der-
neği'nin kotanm kaldınlma-
sı konusundaki başvurusu-
nun, bu ay Brüksel'de yapı-
lacak toplantıda ele ahnaca-
ğını biidirdi.
tthalatı serbest, ihracatı
fonlu olan pamuk, dünya fi-
yatlannın çok altında tüccar
tarafindan alındı. Bu gelişme-
ler. pamukta büyük sıkıntı-
ya neden oldu. Üretici, hü-
kümete yaptığı başvurular
sonuca ulaşmayınca, güm-
rük birliğine giriş beklenme-
ye başlandı. Gümrük birli-
ğine girilmesiyle fonun kal-
kacağını ve ihracatın serbest-
leşeceğini bekleyen üretici,
bu kez de kota engeliyle kar-
şı karşıya kaldı.
50 bin ton pamugun ihra-
catına ızin verilmesı, pamuk-
ta üreticinin beklediği fiyat-
lann oluşmamasına neden
oldu. 50 bin tonluk kotanın
•Pamuk ihracatındaki
50 bin tonluk sınır,
pamukta üreticinin
beklediği fiyatların
oluşmasını engelledi. 50
bin tonluk kotanın
yansının da birlikler
tarafindan
değerlendirilmesi,
fiyatlann daha da
düşmesine yol açtı. Bu
durum pamuk
fîyatlannın iç piyasada
büyük oranda düşmesine
neden oldu. Geçen yıl
125 bin liradan satılan
pamuk, 96 bin liraya
kadar geriledi.
yansınm da birlikler tarafin-
dan değerlendirilmesi, fiyat-
lann daha da düşmesine yol
açtı. Bu durum, pamuk fi-
yatlannın iç piyasada büyük
oranda düşmesine neden ol-
du. Geçen yıl 125 bin liradan
satılan pamuk, 96 bin liraya
kadar genledi.
Üretici, bu kez de hüküme-
te kotanın kaldınlması yö-
nünde baskı yaptı. Bu geliş-
meler üzerine hükümet. pa-
Umutiannı gümrük birliğine bağtayan üretici şimdi de kota engeü'vle karşı karşıya.
muk ıhracatına 100 bin ton-
luk ek bir kota aynlması için
çalışmalarbaşlattı. Bugeliş-
me. LzmirTicaret Borsasf nda
geçen hafta pamuk fiyatlan-
nın hareketlenmesine neden
oldu.
Ancak yıne de geçen yılın
fiyatlanna ulaşılamadı.
Ege Çiftçiler Derneği Yö-
netim Kurulu Başkanı Htılu-
si Tanman, tekstılcının. çift-
çınin sırtından geçinmeyi
sürdürmek istediğini savun-
du. Tekstilcisinin bu yolla
yaklaşık 8 trilyon liralık bir
kazanç sağladığını belirten
Tanman, "Bunu onlara ye-
dirmek nivetindedeğüiz" de-
di. Gelecek sezon pamuk üre-
timınin 770 bin ton olması-
nın bekJendiğini vurgulayan
Tanman, pamuk üretimınde
en büyük düşüşün Güney-
doğu'da beklendığini söyle-
di. Tanman bu bölgede üre-
ticinin elindeki malın tüc-
carlar tarafindan yok fiyatı-
na alındığını belirtti.
Ege Çiftçiler Demeği'nin
yaptıgı başvuruya yanıt ve-
ren Michael Lake, başvuru-
nun değerlendınldığını belirt-
ti ve "Tiirk pamuğu üzerin-
deki ihraç kotası, şubatta
Brüksel'de >apılacak Güm-
rük Birtigj Ortak Komite top-
ianbsında gündeme getirüe-
cektir" dedı.
ILO, SSK'ye rapor verecek
Emeklilik yaşı
ILO^yu bekliyor
ANKARA(ANKA)-
Çalışma hayatı, "erken
emeklilik", "geç
emeklilik'-, "SSK'nin
kurtanlması"
tartışmalanna yeni bir
boyut vermek için
Uluslararası Çalışma
Örgütü (ILO) tarafindan
hazırlanan raporu
bekliyor ILO'ya, Dünya
Bankası'nın
finansmanıyla hazırlanan
rapor, SSK'yi 2050 yılına
kadar projelendiriyor.
SSK'nin aktüeryal
dengesinin düzene
sokulabilmesi ve aktif-
pasif sigortalı dengesinin
kurulabilmesi için
altematifli seçenekler
ıçerdiği bıldirilen rapor,
SSKyetkililerinegöre 15
gün içinde kurumun
elinde olacak. Raporun
ulaşmasıyla birlikte de
hiikümet-işçi-işveren
kesımleri, rapordakı
verilere dayanarak SSK'yi
tartışmaya başlayacak.
SSK'yi "kurtarma"
çerçevesinde emeklilik
yaşı ve prim gün sayısının
antınlmasına altematifli
seçenekler getirmesi
beklenen raporun. konuyu
tartışacaklar açısından bir
temel çalışma özelliği
taşıyacağı belirtilirken
raporda yer alan
seçeneklerden hiçbirisini
ben imsemeyenIerin
"alternatif bir rapor"
hazırlama zorunluluğu
gündeme gelecek.
Çalışma Bakanhğı, DYP
kanadının baskısıyla 1995
yılı içerisinde emeklilik
pnm gün ve yaş haddini
arttıran çeşitli çalışmalar
yapmış, ancak işçi
kesiminin büyük tepkisı
ile karşılaşmıştı. Sonunda
eski Çalışma Bakanı
Aydın Güven Gürkan,
kadınlar için 60. erkekler
için 65 olması ıstenen yaş
haddini kadınlar için 53,
erkekler için 58 olarak
formüle etmiş ve teklifi iş
güvencesı, işsizlik
sigortası tekllfleriyle
Bakanlar Kurulu'na
sunmuştu.
ÇEFTÇİ DOSTU / SADULLAH USUMÎ
Tütün Üreticisi Bu Yıl da Ovuna GeldiMilyonlarca tütün üreticisi ne
yaz/k ki bu yıl da oyuna getiril-
di... Hükümet, 1996 yılı ekici tü-
tün piyasasını açmadan, tüccar
Ege bölgesinde önceki gece
adeta baskın düzenler gibi köy
ve kasabalara girdi ve tütün alım-
lannı başlattı!...
Ihracatçı tüccann, iki gün için-
de 113 milyon kilo olarak he-
saplanan Ege tütün rekoltesinin
yarısına yakınını satın aldığı ile-
ri sürülüyor.
Geçmiş yıllarda tüccann, piya-
sa açılmadan önce kaliteli tütün
yetiştiren bazı üreticilerle anfaş-
ma yaptıklan görülmüştü... An-
cak böylesine fırtına gibi sürdü-
rülen ve üreticileri "şok"a sokan
pazarlık yöntemleri ile bitirilen
bir alım-satım yaşanmamıştı!...
Tütün bölgelerinde üreticiler
de halk da şaşkın ve tedirgin...
HattaTekel mensuplan da... Ni-
tekim üreticiler de bu şaşkınlık
içinde Tekel'in fiyat açıklaması-
nı beklemeden tüccar ne verir-
se tütünlerini gözü kapalı satı-
yor!...
Üstelik tüccann pazarlık biçi-
mi de kaygı verici... Girdilerdeki
fiyat artışlannın geçen yıla göre
yüzde yüzden fazla artması, do-
lardaki sürekli yükseliş, üretici-
nin birinci kalite tütün için 300 bin
lira beklentisine yol açmıştı.
Çeşitli kuruluşlann ve üretici-
lerin yaptıklan maliyet hesapla-
n da 260 bin lirayı geçiyordu.
Bazı araştırmalara göre ise bir ki-
lo tütünün maliyeti 280 bin lira-
ya yaklaşıyordu. Nitekim Ziraat
Odalan da hükümete 280 ile 300
bin lira arasında fiyat önermişti. Tüccar ahmlan tütün bölgeierindeki üreticileri hatta Tekel yetkililerini bile tedirgin ediyor.
Halbuki tüccar çok süratli girdiği alım-
larda değişik yöntem ve fiyat uygulama-
ya çalışıyor. Bazı bölgelerde ileri tarihler-
deoluşacağı ıddiaedilen "tüccarbaş fi-
yatı"nın üstüne 20 veya 30 bin lira fazla
ödemeyi öneriyor. Bir başka yörede de
peşin vereceği avans miktarını yüksel-
terek göz boyamaya çalışıyor... Bu ara-
da 220 ile 240 bin lira arasında fiyat tek-
lif ettiği bölgeler de var... Buna rağmen
biranlaşma sağlanamadığı zaman, en son
koz olarak Tekel'in vereceği baş fiyat
üstüne 20 bin veya 30 bin lira daha di-
yor!...
Gelen bilgilere göre ortada ciddi bir ra-
kam yok... Tüccar, pazarlıklan tutturabil-
diği ölçüde sürdürüyor!...
Üreticilerin kafasını en çok kanştıran
"tüccar baş fiyatı" önerisL.Böyle bir fi-
yatın geçerliliği ve garantisi yok... Zira
"tüccarbaş fiyatı" diye bir rakam tespit
etmek mümkün değil. Geçmiş yıllarda
başka bölgelerde bu tür pazaıiıklar ya-
pılmış, ama fiyat tespitinde anlaşmazlık-
lar çıkmış. Sonuçta da zarar eden hep
üretici olmuş!..
Üretici açısından bir başka sıkıntı da-
ha var. Piyasa açılmadan önce yapılan
anlaşmalar sadece üreticileri bağlıyor.
Pazarlık sırasında tütün koçanlarını (tü-
tün belgesi) alıcıya teslim ettiği için üre-
ticinin anlaşmayı bozması mümkün de-
ğil. Buna karşılık tüccar, istediği anda
alımdan vazgeçebilir.
Çünkü yasalanmız piyasa açılmadan
önce yazılı bir anlaşma yapmayı yasak-
lıyor. Bu nedenle üreticinin elinde resmi
bir belge olmadığı için tüccar, koçanla-
n iade ettiği anda işi bitirebiliyor!...
Nitekim geçmiş yıllarda bunun örnek-
leri görülmüştür. Tüccar, işine gelmedi-
ği zaman koçanlan iade ederek yaptığı
anlaşmatan bozmuştur. Önceki yıl tüc-
cann oyunbozanlığı yüzünden milyonlar-
ca kilo tütün üreticilenn elınde kalmıştır.
Büyük sıkıntılarla ve çok düşük fiyatlar-
la satabilmiştir!...
Gene aynı durumlarla karşı karşıya
kalma kuşkusu, üreticilerin uykusunu
kaçınyor!...
Aynca üreticiler aldandıklannın bilincin-
de... Hemen hepsi bu tür alışverişten
kârlı çıkmayacağını çok iyi biliyor... Ama
çaresizve umutsuz... Hükümete güven-
leri kalmamış...
1980 yılından beri her yıl değişik se-
naryolaria tüccann lokması haline geti-
rilmiş ve hep sömürülmüş...
Üstelik son yıllarda tüccann isteği üze-
rine tütün piyasalannın açılışı geciktiril-
miş... Ocak ayı sonları derken, açılış için
şubat ayının son haftalan alışkanlık ha-
line getirilmiş...
Aralık, ocak ve şubat aylan tütün üre-
ticisinin parasızlıktan kıvrandığı aylardır.
Bankacılar, tefeciler, esnaf, akaryakıt ba-
yileri bu aylarda her gün üreticinin kapı-
sını çalar... Üreticinin, kasaba ve köy
kahvesinde bir kahve veya çay içecek
kadar malı gücü kalmamıştır. En önem-
lisi de şubat ve mart aylannda yeni ürü-
nün ekim çalışmalanna başlayabilmek için
gene para gereklidir!...
Üreticilerin bu sıkıntılan bilindi-
ği için tütün piyasalannın açılışı
bilinçli olarak geciktirilir. Sonuç-
ta da parasızlıktan kıvranan üre-
ticiler, üç kuruşluk avans uğruna
binbir emekle yetiştirdikleri tü-
tünlerini tüccara yok bahasına
satmak zorunda kalıriar!...
Bu yıl da değişen bir şey olma-
dı. Tüccar neredeyse tütün alım-
larını bitirecek, ama hâlâ piyasa-
nın ne zaman açılacağı belli de-
ğıl... Tekel bugün randımanlan, ya-
nı tütünlenn değerlendirilmesini
açıklayacakmış... Ama fıyattan
henüz bir haberyok... Milyonlar-
ca üretici kuşku içinde sonucu
merakla bekliyor!...
Üretici tedirgin
Ege bölgesindeki Ziraat Oda-
lan da piyasa açılışının gecikme-
sine ve Tekel'in fiyatlan açıklan-
madan tüccann tütün alımlarına
başlamasına tepki gösteriyor.
Manisa Ziraat Odası Başkanı
Nuri Sorman bu vurgun kampan-
yasının önlenebilmesi için hükü-
metin çok acele olarak Ege Eki-
ci Tütün Piyasası'nı açmasını ve
fiyatlan ilan etmesini istiyor:
"Hükümet boşluğundan ve pi-
yasa açılışlannın gecikmesinden
vararianan tüccar üreticiyi dize
getirdi ve elindeki tütünleri ucuz
fiyatlaria kapattı. Bu bir vurgun-
dur ve sonımlusu da hükümet-
tir."
Menderes Ziraat Odası Baş-
kanı Mahmut Doğan da gece
baskını gibi yapılan alımlara tep-
ki gösteriyor
"Hükümet kendi derdihe düş-
tü. Piyasayı zamanında açamadı. Bunu
fırsatbilen tüccar dayangından malka-
çınr gibi alımlara başladı. Parasızlıktan
kıvranan üreticilerin biryıllık emekleri ve
geleceği karmaşa yaratılarak elinden ça-
lınıyor. Olay çok vahimdir. Hükümet ace-
le olarak Ege Tütün Piyasası'nı açmalı-
dır."
Akhisar'da da durum vahim. Hemen
hemen tüm köytefde üreticiler tüccara tes-
lim olmuş durumda. Akhisar Ziraat Oda-
sı Başkanı tecrübeli tütün üreticisi Ab-
dullah Akboğa da bu gelişmeleri kını-
yon
"Tekel, rekabet unsunıdur. Hem tüc-
car hem de Tekel aynı zamanda piyasa-
ya girdikleri zaman meydana gelecek
rekabetten üretici kazanır. Bu nedenle
tütün piyasalannın açılışı önemlidir. Bu
yıl tam tersi oldu. Tekel piyasa açılışını
geciktirince tüccarpiyasaya tek başına
girdi ve tütünleri ucuz fiyatla kapatma-
ya başladı... Ûreticiye gene yazık ol-
du..."
ÇEAŞ
hissesi
alanlar
aramyor
İSTANBUL(AA)-
tstanbul'da 8 gün içinde 2
trilyon 990 milyar liralık
Çukurova Elektrik AŞ
(ÇEAŞ) hissesi satın alan 2
kışi. "Parayı nereden
buldun" sorgusu için
yapılan tüm aramalara
rağmen bulunamadı.
Sermaye Piyasası
Kurulu'nun (SPK), ÇEAŞ
hisselerinın yüzde 15'ini
temsıl eden paylan satın
alan Uğur Soyata ve
Hüseyin F.ngin Sa>dam adlı
kişiler hakkında, alım
bedellenni nakit getirerek
ödeme yapmalan
nedeniyle kuşku duyarak
Mali Polis ve
Defterdarlık'a suç
duyurulan yapması üzerine
başlatılan çalışmalar
sürüvor. 23 Kasım - 1
Aralîkl995tarihleri
arasında söz konusu
kişilerden Uğur Soyata,
Eczacıbaşı Menkul
Değerler vasıtasıyla 747
milyar liralık, Engin
Saydam da Ziraat Bankası
vasıtasıyla 90 milyar ve
Yapı Kredi Bankası
aracılıgıyla da 2 trilyon 153
milyar liralık ÇEAŞ hissesi
alımı gerçekleştirdi.
28 yaşındaki Soyata ile 37
yaşındaki Engın Saydam,
parayı nereden bulduğunun
belirlenmesi için
ifadelerine başvurulmak
istendiyse de bütün
aramalara rağmen
bulunamadılar.
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
iHusal Çıkarı Unutmak...
Türkiye, ekonomi politikalannı 1980 sonrasında
giderek artan oranda tekil piyasa koşullanna bırak-
maktadır. Ancak bu "aşınlık" ya da pek çok gelişmiş
kapitalist ülkede görülemeyecek biçimde ekonomi,
piyasa serbestisine bırakıldıkça buna koşut olarak
ulusal çıkar kavramından uzaklaşılıyor.
Bunun çok somut örneklerinden biri "bzelleştir-
me"alanında yaşanıyor.
Türkiye 1930'lu yıllardan başlayarak büyük ölçü-
de ülke içı kaynaklardan, yani kendi halkının eme-
ğiyie karşıladığı kamu sanayi kuruluşlannı bundan yak-
laşık on yıl önce yerii ve yabancı özel sermayeye sat-
maya yöneldi. Dünyada, özellikle de IMF ve Dünya
Bankası odalannda esen, ekonomide kamu kesimi
küçültülmeli rüzgânnı arkalarına alan hükümetler, ül-
ke ekonomisinin tüm sorunlannı özelleştirme du-
asıyla çözeceklerini sandılar ya da sanıyoriar.
Ozelleştiıme süreci başladığında KfT'i ülkenin ken-
di yönetici, mühendis ve işçileri çalıştınyordu. Ancak
özelleştirmeye geçişte hükümet KlT'in "nasıl özel-
leştirileceğini" yabancılara sormak gibi ilginç bir yol,
yöntem izledi. Morgan Guaranty Bank'a 'Özelleştir-
me Ana Planı' hazıriatıldı; bunu her bir KİT için ha-
zıriatılan öbür özelleştirme raporlan izledi.
Türkiye hükümetleri, kamu kuruluşlannın özelteş-
tirilmesinde kendi teknik işgücüne ve kurumlanna 'da-
nışmayacak kadar ulusallıktan uzak" bir tutum ser-
giiedi. Özelleştirme işlemlerinin yönetiminde de
USAŞ'tan ÇlTOSAN'a, TELETAŞ'a tam anlamıyla
başansız oldu.
Özelleştirme giderleri büyük ölçüde dış borçlan-
mayla, Dünya Bankası kredileriyle karşılanıyor. An-
cak bugüne dek, ilk başta hazırianan 'Ana Plan'öan
başlayarak yabancı danışmanlara ödenen para tu-
tan, aynntılanyla kamuoyuna açıklanmadı; hükümet-
ler, kendi toplumlanna karşı bu sorumluluğu göster-
mediler.
Siyasal sorumluluk kavramı biryana bırakılınca, ulu-
sal çıkar korunamıyor; toplum adına gereken dene-
timleryapılamıyor, duyarlıiıklar gösterilemıyor. Geçen
günlerde basında yer aldığına göre Dünya Bankası,
Ozelleştirme Idaresi'nı "yabancı danışmanlık ortak-
lıklannın yetersiz çalışmaları nedeniyle" uyanmış.
Evet, yanlış okumadınız. Dünya Bankası Özelleş-
tirme Idaresi'nden, "iş yapmayan, yalnız ücretlerini
alan yabancı danışmanlann ılişkilennin kesılmesini"
istemiş bulunmaktadır.
Geçen yüzyılın sömürge yönetimlerinde gönjlebi-
lecek bu utanç venci uygulamanın asıl nedeni, yıl-
lardır yerii üretimin ve buna dayalı ulusal ekonomik
çıkariann unutturulmasıdır.
Ulusal bağımsızlık yalnız Ege'deki kayalıklan içer-
mez; "yerii üretimi" de içerir. Şubat 1923'te topla-
nan izmir iktisat Kongresi'ne katılan binin üzerinde
delegenin acı ile tarihe yazdığı bu gerçeğın toplumun
belleklerine yeniden, günün koşullanna, niteliklerine
uygun bir biçimde yazılması gerekiyor.
Türkiye'nin hemen tüm bakanlık ve kamu kuruluş-
lannda çok yaygın bir yabancı uzman çalıştınlması
uygulaması yaşanıyor. Yabancı uzman giderleri ço-
ğu kez dış borçlanma ile karşılanıyor. Kamuoyu ne
yabancı uzmanlann gerçek nitelikleri, bunlann başar-
dıklan işler ne de aldıklan ücretler konusunda bilgi
sahibi olabiliyor. Bu toplumsal eksikliğin giderilme-
si, kamu kurumlarıyla ilgili bilgi edinme hakkının do-
ğal bir sonucu sayılmalıdır. ilgili kamu kuruluşlannın
yöneticileri ve en başta seçımle gelen siyasal sorum-
lular bu eksikliği hiç zaman yitırmeden gidermelidir.
• * •
Ulusal çıkar kavramının giderek yok oluşu ekono-
minin tüm yönlerine yansıyor. Yıllardır ekonominin ge-
leceğineyönelik ulusal birtasanm geliştirilemiyon top-
lumun yannlanna ilişkin öngörüler, ulusal ekonomi po-
litikalan tartışılmıyor. Ekonomi tümüyle iç ve dış özel
girişimci sermayenin "bireysel çıkar dürtüsüne"bı-
rakılmış bulunuyor. Esas olarak devlet borçlannın
faiz getirisini toplayan bu sermaye, ekonomik gidişi
beliriiyor. Oysa ulusal çıkar bireysel çıkariann aritme-
tik toplamı değildır; bunun ötesinde önemli nitelik-
sel öğeleri olan bir temel kavramdır. Türkiye gibi ge-
lişmekte olan ülkeleri yönetenlerin beyinlerine "ulu-
sal kalkınmacılığın iflas ettiğini kazıyan" uluslarara-
sı kurumlar, gelişmiş ülkelerdeki ulusal uygulamala-
n görmezlikten geliyor.
•••
Son günlerde Cumhuriyet'in öbür sayfalannda ki-
mi görüşlerim tartışıldı. Belirtmeliyim ki kural olarak
bu köşede yer alan yazılar konusunda tartışmaya gir-
miyorum. Haftada bir ve belli uzunlukta yazılan ya-
zılarda siz okuyucular için gözetilmesi gereken "söz-
cük ekonomisi" buna izin vermiyor. Yazılanmı tartışan-
lara, o konulan yeniden ele almayışımı bağışlamalan
dileğiyle teşekkür ederim.
Hak-lş: Mffletvekffleri
holdiııglerde çahşmasın
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hak-lş Genel
Başkanı Salim Uslu, milletvekillerinin holding
yönetim kurullannda görev almasmın demokrasinin
işlerliği ve geleceği açısından sakıncalı oldugunu
söyledi. Uslu, yaptığı açıklamada anayasanın 82'nci
maddesinde öngörülen 'milletvekilı itibannın
korunması' konusunun milletvekillerinin holding ve
özel sektör kuruluş yönetimlerinde görev almasını
engellediğini belirtti. Uslu, "Milletin vekili sıfatı ile
onların hak ve menfaatlerini korumak üzere
Meclis'te bulunan klşilerin vatani görev gibi
göstererek berhangi bir holding YÖnetim kurulu
üyesi olmalarını demokrasimizin işlerliği ve geleceği
açısından sakıncalı buluyoruz" dedi.
Sümerbank'ta
yüksek ve güvenU
MEVDUAT FAIZLERIMIZ
VADE
1 ay
3 ay
6 ay
1 yıl
TL.
% 96
%1O5
%1O6
%11O
USD.
% 8
% 9
% 9,5
%>1O
DM.
% 7
% 8
o/ O
%1O,5
SÜMERBANK
Â
İ