29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 ŞUBAT1996PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Tüketici ile toptan eşya fiyat endeksleri arasındaki yüzde 1.5'lik fark bu yıl da zamlarla kapanacak Bayramdan sonra tufan geliyorCANAN SOYSAL Toptan eşya ve tüketici fiyat endeksleri arasındaki fark yeni zamlan gündeme getırdi. Ocak ayındaki tüketici fiyat artışının toptan eşyadaki artıştan yüzde 1.5 oranında düşük çıkması. aradaki farkm fiyat artışlanna yol açacağı beklentilerini gündeme getirdi. Aynı durumun geçen yıl söz konusu olduğunu hatırlatan piyasa yetkilileri, bu farkın geçen yıl olduğu gıbi tüketici fiyatlannm artmasıyla kapanacagını kaydettiler. Akaryakıt başlangıç oldu Yeni zamlann gündeme gelmesi konusunda fikır birlıginde olan piyasa yetkılilennin coğunlugu •Yeni zamlann bayramdan sonra gündeme geleceğini belirten piyasa yetkilileri yüzde 5-7'lik akaryakıt zammının hemen ardından başta şeker ve çay olmak üzere diğer KİT ürünlerine de yeni zamlar gelebileceğini belirtiyorlar. zamlann bayramdan sonra yapılacağına dikkat çekiyor. Bir diğer görüş ise geçen cuma yapılan yüzde 5-7'lik akaryakat zammının hemen ardından başta şeker ve çay olmak üzere diğer kamu ürünlerine de yeni mM. HE 24M4HOW m V&ftV ) zamlar gelebileceğı yönünde. Bu arada bazı yetkililer şeker zammının kapıda oldugunu ve yüzde 15-25 arasında gerçekleşmesinin beklendiğini ifade ediyorlar. Beltaş Yönetim Kurulu Başkanı Şinasi Yavaş, akaryakıt urünlerindeki fiyat artışlanyla bırlikte devletin zam sürecini başlattığını ve çabuklaştırdığmı ifade etti. Aralık ayının son haftasında başlayan ve ocak ayı içinde yoğun şeİcilde devam eden kamu zamlanna akaryakıttaki fiyat artışıyla ikinci bir start verildiğini belirten Şinasi Yavaş, yüzde 7 de olsa yapılan zammm şeker, un ve peynir başta olmak üzere hemen hemen tüm gıda maddelerindeki ulaşım maliyetlerini arttırdığını söyledi. Yavaş, özellikle şeker zammının kapıda oldugunu öne sürerek muhtemel zamrrun yüzde 15-25 arasında gerçekJeşmesinin bekJendiğini kaydetti. Konuyla ilgili olarak görüşlerini açıklayan gıda toptancısı Mehmet Reis ise tüketicinin alım gücünün giderek azaldığını ve bu yüzden toptan eşya fiyatlannda bir yükselme oldugunu belirterek bayramdan sonra oluşacak zamlarla bu farkın kapanacagını söyledi. Akaryakıt zammının bunun için uygun bir zemin hazırladığma da dikkat çeken Reis. bayramdan sonraki zamlann uzun bir döneme yayılacağını vurguladı. Piyasanın beklentisi Kovan Gıda yetkililen de piyasada bir zam beklentisi oldugunu, ancak bunun bayramdan sonra gerçekleşeceğıni kaydettiler. Yetkililer, hiçbir toptancının durgun olan piyasada raftaki malına zam yapmayı göze alamayacağını ifade ederek şeker zammının da her an olabileceğini ve en az yüzde 10 olarak gerçekJeşeceğini vurguladılar Ege Çiftçiler Derneği'nin başvurusu, bu ay Brüksel'de yapılacak toplantıda ele alınacak Pamuk kotası AB gündeminde MERİHAK lZMtR - Pamuk ıhracatın- daki kota sorunu, Avrupa Birliği'nin (AB) gündemı- ne almdı. Avrupa Birliği Tür- kiye Avrupa Komisyonu Temsilcilisi Büyükelçi Mic- hael Lake. Ege Çiftçiler Der- neği'nin kotanm kaldınlma- sı konusundaki başvurusu- nun, bu ay Brüksel'de yapı- lacak toplantıda ele ahnaca- ğını biidirdi. tthalatı serbest, ihracatı fonlu olan pamuk, dünya fi- yatlannın çok altında tüccar tarafindan alındı. Bu gelişme- ler. pamukta büyük sıkıntı- ya neden oldu. Üretici, hü- kümete yaptığı başvurular sonuca ulaşmayınca, güm- rük birliğine giriş beklenme- ye başlandı. Gümrük birli- ğine girilmesiyle fonun kal- kacağını ve ihracatın serbest- leşeceğini bekleyen üretici, bu kez de kota engeliyle kar- şı karşıya kaldı. 50 bin ton pamugun ihra- catına ızin verilmesı, pamuk- ta üreticinin beklediği fiyat- lann oluşmamasına neden oldu. 50 bin tonluk kotanın •Pamuk ihracatındaki 50 bin tonluk sınır, pamukta üreticinin beklediği fiyatların oluşmasını engelledi. 50 bin tonluk kotanın yansının da birlikler tarafindan değerlendirilmesi, fiyatlann daha da düşmesine yol açtı. Bu durum pamuk fîyatlannın iç piyasada büyük oranda düşmesine neden oldu. Geçen yıl 125 bin liradan satılan pamuk, 96 bin liraya kadar geriledi. yansınm da birlikler tarafin- dan değerlendirilmesi, fiyat- lann daha da düşmesine yol açtı. Bu durum, pamuk fi- yatlannın iç piyasada büyük oranda düşmesine neden ol- du. Geçen yıl 125 bin liradan satılan pamuk, 96 bin liraya kadar genledi. Üretici, bu kez de hüküme- te kotanın kaldınlması yö- nünde baskı yaptı. Bu geliş- meler üzerine hükümet. pa- Umutiannı gümrük birliğine bağtayan üretici şimdi de kota engeü'vle karşı karşıya. muk ıhracatına 100 bin ton- luk ek bir kota aynlması için çalışmalarbaşlattı. Bugeliş- me. LzmirTicaret Borsasf nda geçen hafta pamuk fiyatlan- nın hareketlenmesine neden oldu. Ancak yıne de geçen yılın fiyatlanna ulaşılamadı. Ege Çiftçiler Derneği Yö- netim Kurulu Başkanı Htılu- si Tanman, tekstılcının. çift- çınin sırtından geçinmeyi sürdürmek istediğini savun- du. Tekstilcisinin bu yolla yaklaşık 8 trilyon liralık bir kazanç sağladığını belirten Tanman, "Bunu onlara ye- dirmek nivetindedeğüiz" de- di. Gelecek sezon pamuk üre- timınin 770 bin ton olması- nın bekJendiğini vurgulayan Tanman, pamuk üretimınde en büyük düşüşün Güney- doğu'da beklendığini söyle- di. Tanman bu bölgede üre- ticinin elindeki malın tüc- carlar tarafindan yok fiyatı- na alındığını belirtti. Ege Çiftçiler Demeği'nin yaptıgı başvuruya yanıt ve- ren Michael Lake, başvuru- nun değerlendınldığını belirt- ti ve "Tiirk pamuğu üzerin- deki ihraç kotası, şubatta Brüksel'de >apılacak Güm- rük Birtigj Ortak Komite top- ianbsında gündeme getirüe- cektir" dedı. ILO, SSK'ye rapor verecek Emeklilik yaşı ILO^yu bekliyor ANKARA(ANKA)- Çalışma hayatı, "erken emeklilik", "geç emeklilik'-, "SSK'nin kurtanlması" tartışmalanna yeni bir boyut vermek için Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafindan hazırlanan raporu bekliyor ILO'ya, Dünya Bankası'nın finansmanıyla hazırlanan rapor, SSK'yi 2050 yılına kadar projelendiriyor. SSK'nin aktüeryal dengesinin düzene sokulabilmesi ve aktif- pasif sigortalı dengesinin kurulabilmesi için altematifli seçenekler ıçerdiği bıldirilen rapor, SSKyetkililerinegöre 15 gün içinde kurumun elinde olacak. Raporun ulaşmasıyla birlikte de hiikümet-işçi-işveren kesımleri, rapordakı verilere dayanarak SSK'yi tartışmaya başlayacak. SSK'yi "kurtarma" çerçevesinde emeklilik yaşı ve prim gün sayısının antınlmasına altematifli seçenekler getirmesi beklenen raporun. konuyu tartışacaklar açısından bir temel çalışma özelliği taşıyacağı belirtilirken raporda yer alan seçeneklerden hiçbirisini ben imsemeyenIerin "alternatif bir rapor" hazırlama zorunluluğu gündeme gelecek. Çalışma Bakanhğı, DYP kanadının baskısıyla 1995 yılı içerisinde emeklilik pnm gün ve yaş haddini arttıran çeşitli çalışmalar yapmış, ancak işçi kesiminin büyük tepkisı ile karşılaşmıştı. Sonunda eski Çalışma Bakanı Aydın Güven Gürkan, kadınlar için 60. erkekler için 65 olması ıstenen yaş haddini kadınlar için 53, erkekler için 58 olarak formüle etmiş ve teklifi iş güvencesı, işsizlik sigortası tekllfleriyle Bakanlar Kurulu'na sunmuştu. ÇEFTÇİ DOSTU / SADULLAH USUMÎ Tütün Üreticisi Bu Yıl da Ovuna GeldiMilyonlarca tütün üreticisi ne yaz/k ki bu yıl da oyuna getiril- di... Hükümet, 1996 yılı ekici tü- tün piyasasını açmadan, tüccar Ege bölgesinde önceki gece adeta baskın düzenler gibi köy ve kasabalara girdi ve tütün alım- lannı başlattı!... Ihracatçı tüccann, iki gün için- de 113 milyon kilo olarak he- saplanan Ege tütün rekoltesinin yarısına yakınını satın aldığı ile- ri sürülüyor. Geçmiş yıllarda tüccann, piya- sa açılmadan önce kaliteli tütün yetiştiren bazı üreticilerle anfaş- ma yaptıklan görülmüştü... An- cak böylesine fırtına gibi sürdü- rülen ve üreticileri "şok"a sokan pazarlık yöntemleri ile bitirilen bir alım-satım yaşanmamıştı!... Tütün bölgelerinde üreticiler de halk da şaşkın ve tedirgin... HattaTekel mensuplan da... Ni- tekim üreticiler de bu şaşkınlık içinde Tekel'in fiyat açıklaması- nı beklemeden tüccar ne verir- se tütünlerini gözü kapalı satı- yor!... Üstelik tüccann pazarlık biçi- mi de kaygı verici... Girdilerdeki fiyat artışlannın geçen yıla göre yüzde yüzden fazla artması, do- lardaki sürekli yükseliş, üretici- nin birinci kalite tütün için 300 bin lira beklentisine yol açmıştı. Çeşitli kuruluşlann ve üretici- lerin yaptıklan maliyet hesapla- n da 260 bin lirayı geçiyordu. Bazı araştırmalara göre ise bir ki- lo tütünün maliyeti 280 bin lira- ya yaklaşıyordu. Nitekim Ziraat Odalan da hükümete 280 ile 300 bin lira arasında fiyat önermişti. Tüccar ahmlan tütün bölgeierindeki üreticileri hatta Tekel yetkililerini bile tedirgin ediyor. Halbuki tüccar çok süratli girdiği alım- larda değişik yöntem ve fiyat uygulama- ya çalışıyor. Bazı bölgelerde ileri tarihler- deoluşacağı ıddiaedilen "tüccarbaş fi- yatı"nın üstüne 20 veya 30 bin lira fazla ödemeyi öneriyor. Bir başka yörede de peşin vereceği avans miktarını yüksel- terek göz boyamaya çalışıyor... Bu ara- da 220 ile 240 bin lira arasında fiyat tek- lif ettiği bölgeler de var... Buna rağmen biranlaşma sağlanamadığı zaman, en son koz olarak Tekel'in vereceği baş fiyat üstüne 20 bin veya 30 bin lira daha di- yor!... Gelen bilgilere göre ortada ciddi bir ra- kam yok... Tüccar, pazarlıklan tutturabil- diği ölçüde sürdürüyor!... Üreticilerin kafasını en çok kanştıran "tüccar baş fiyatı" önerisL.Böyle bir fi- yatın geçerliliği ve garantisi yok... Zira "tüccarbaş fiyatı" diye bir rakam tespit etmek mümkün değil. Geçmiş yıllarda başka bölgelerde bu tür pazaıiıklar ya- pılmış, ama fiyat tespitinde anlaşmazlık- lar çıkmış. Sonuçta da zarar eden hep üretici olmuş!.. Üretici açısından bir başka sıkıntı da- ha var. Piyasa açılmadan önce yapılan anlaşmalar sadece üreticileri bağlıyor. Pazarlık sırasında tütün koçanlarını (tü- tün belgesi) alıcıya teslim ettiği için üre- ticinin anlaşmayı bozması mümkün de- ğil. Buna karşılık tüccar, istediği anda alımdan vazgeçebilir. Çünkü yasalanmız piyasa açılmadan önce yazılı bir anlaşma yapmayı yasak- lıyor. Bu nedenle üreticinin elinde resmi bir belge olmadığı için tüccar, koçanla- n iade ettiği anda işi bitirebiliyor!... Nitekim geçmiş yıllarda bunun örnek- leri görülmüştür. Tüccar, işine gelmedi- ği zaman koçanlan iade ederek yaptığı anlaşmatan bozmuştur. Önceki yıl tüc- cann oyunbozanlığı yüzünden milyonlar- ca kilo tütün üreticilenn elınde kalmıştır. Büyük sıkıntılarla ve çok düşük fiyatlar- la satabilmiştir!... Gene aynı durumlarla karşı karşıya kalma kuşkusu, üreticilerin uykusunu kaçınyor!... Aynca üreticiler aldandıklannın bilincin- de... Hemen hepsi bu tür alışverişten kârlı çıkmayacağını çok iyi biliyor... Ama çaresizve umutsuz... Hükümete güven- leri kalmamış... 1980 yılından beri her yıl değişik se- naryolaria tüccann lokması haline geti- rilmiş ve hep sömürülmüş... Üstelik son yıllarda tüccann isteği üze- rine tütün piyasalannın açılışı geciktiril- miş... Ocak ayı sonları derken, açılış için şubat ayının son haftalan alışkanlık ha- line getirilmiş... Aralık, ocak ve şubat aylan tütün üre- ticisinin parasızlıktan kıvrandığı aylardır. Bankacılar, tefeciler, esnaf, akaryakıt ba- yileri bu aylarda her gün üreticinin kapı- sını çalar... Üreticinin, kasaba ve köy kahvesinde bir kahve veya çay içecek kadar malı gücü kalmamıştır. En önem- lisi de şubat ve mart aylannda yeni ürü- nün ekim çalışmalanna başlayabilmek için gene para gereklidir!... Üreticilerin bu sıkıntılan bilindi- ği için tütün piyasalannın açılışı bilinçli olarak geciktirilir. Sonuç- ta da parasızlıktan kıvranan üre- ticiler, üç kuruşluk avans uğruna binbir emekle yetiştirdikleri tü- tünlerini tüccara yok bahasına satmak zorunda kalıriar!... Bu yıl da değişen bir şey olma- dı. Tüccar neredeyse tütün alım- larını bitirecek, ama hâlâ piyasa- nın ne zaman açılacağı belli de- ğıl... Tekel bugün randımanlan, ya- nı tütünlenn değerlendirilmesini açıklayacakmış... Ama fıyattan henüz bir haberyok... Milyonlar- ca üretici kuşku içinde sonucu merakla bekliyor!... Üretici tedirgin Ege bölgesindeki Ziraat Oda- lan da piyasa açılışının gecikme- sine ve Tekel'in fiyatlan açıklan- madan tüccann tütün alımlarına başlamasına tepki gösteriyor. Manisa Ziraat Odası Başkanı Nuri Sorman bu vurgun kampan- yasının önlenebilmesi için hükü- metin çok acele olarak Ege Eki- ci Tütün Piyasası'nı açmasını ve fiyatlan ilan etmesini istiyor: "Hükümet boşluğundan ve pi- yasa açılışlannın gecikmesinden vararianan tüccar üreticiyi dize getirdi ve elindeki tütünleri ucuz fiyatlaria kapattı. Bu bir vurgun- dur ve sonımlusu da hükümet- tir." Menderes Ziraat Odası Baş- kanı Mahmut Doğan da gece baskını gibi yapılan alımlara tep- ki gösteriyor "Hükümet kendi derdihe düş- tü. Piyasayı zamanında açamadı. Bunu fırsatbilen tüccar dayangından malka- çınr gibi alımlara başladı. Parasızlıktan kıvranan üreticilerin biryıllık emekleri ve geleceği karmaşa yaratılarak elinden ça- lınıyor. Olay çok vahimdir. Hükümet ace- le olarak Ege Tütün Piyasası'nı açmalı- dır." Akhisar'da da durum vahim. Hemen hemen tüm köytefde üreticiler tüccara tes- lim olmuş durumda. Akhisar Ziraat Oda- sı Başkanı tecrübeli tütün üreticisi Ab- dullah Akboğa da bu gelişmeleri kını- yon "Tekel, rekabet unsunıdur. Hem tüc- car hem de Tekel aynı zamanda piyasa- ya girdikleri zaman meydana gelecek rekabetten üretici kazanır. Bu nedenle tütün piyasalannın açılışı önemlidir. Bu yıl tam tersi oldu. Tekel piyasa açılışını geciktirince tüccarpiyasaya tek başına girdi ve tütünleri ucuz fiyatla kapatma- ya başladı... Ûreticiye gene yazık ol- du..." ÇEAŞ hissesi alanlar aramyor İSTANBUL(AA)- tstanbul'da 8 gün içinde 2 trilyon 990 milyar liralık Çukurova Elektrik AŞ (ÇEAŞ) hissesi satın alan 2 kışi. "Parayı nereden buldun" sorgusu için yapılan tüm aramalara rağmen bulunamadı. Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK), ÇEAŞ hisselerinın yüzde 15'ini temsıl eden paylan satın alan Uğur Soyata ve Hüseyin F.ngin Sa>dam adlı kişiler hakkında, alım bedellenni nakit getirerek ödeme yapmalan nedeniyle kuşku duyarak Mali Polis ve Defterdarlık'a suç duyurulan yapması üzerine başlatılan çalışmalar sürüvor. 23 Kasım - 1 Aralîkl995tarihleri arasında söz konusu kişilerden Uğur Soyata, Eczacıbaşı Menkul Değerler vasıtasıyla 747 milyar liralık, Engin Saydam da Ziraat Bankası vasıtasıyla 90 milyar ve Yapı Kredi Bankası aracılıgıyla da 2 trilyon 153 milyar liralık ÇEAŞ hissesi alımı gerçekleştirdi. 28 yaşındaki Soyata ile 37 yaşındaki Engın Saydam, parayı nereden bulduğunun belirlenmesi için ifadelerine başvurulmak istendiyse de bütün aramalara rağmen bulunamadılar. ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK iHusal Çıkarı Unutmak... Türkiye, ekonomi politikalannı 1980 sonrasında giderek artan oranda tekil piyasa koşullanna bırak- maktadır. Ancak bu "aşınlık" ya da pek çok gelişmiş kapitalist ülkede görülemeyecek biçimde ekonomi, piyasa serbestisine bırakıldıkça buna koşut olarak ulusal çıkar kavramından uzaklaşılıyor. Bunun çok somut örneklerinden biri "bzelleştir- me"alanında yaşanıyor. Türkiye 1930'lu yıllardan başlayarak büyük ölçü- de ülke içı kaynaklardan, yani kendi halkının eme- ğiyie karşıladığı kamu sanayi kuruluşlannı bundan yak- laşık on yıl önce yerii ve yabancı özel sermayeye sat- maya yöneldi. Dünyada, özellikle de IMF ve Dünya Bankası odalannda esen, ekonomide kamu kesimi küçültülmeli rüzgânnı arkalarına alan hükümetler, ül- ke ekonomisinin tüm sorunlannı özelleştirme du- asıyla çözeceklerini sandılar ya da sanıyoriar. Ozelleştiıme süreci başladığında KfT'i ülkenin ken- di yönetici, mühendis ve işçileri çalıştınyordu. Ancak özelleştirmeye geçişte hükümet KlT'in "nasıl özel- leştirileceğini" yabancılara sormak gibi ilginç bir yol, yöntem izledi. Morgan Guaranty Bank'a 'Özelleştir- me Ana Planı' hazıriatıldı; bunu her bir KİT için ha- zıriatılan öbür özelleştirme raporlan izledi. Türkiye hükümetleri, kamu kuruluşlannın özelteş- tirilmesinde kendi teknik işgücüne ve kurumlanna 'da- nışmayacak kadar ulusallıktan uzak" bir tutum ser- giiedi. Özelleştirme işlemlerinin yönetiminde de USAŞ'tan ÇlTOSAN'a, TELETAŞ'a tam anlamıyla başansız oldu. Özelleştirme giderleri büyük ölçüde dış borçlan- mayla, Dünya Bankası kredileriyle karşılanıyor. An- cak bugüne dek, ilk başta hazırianan 'Ana Plan'öan başlayarak yabancı danışmanlara ödenen para tu- tan, aynntılanyla kamuoyuna açıklanmadı; hükümet- ler, kendi toplumlanna karşı bu sorumluluğu göster- mediler. Siyasal sorumluluk kavramı biryana bırakılınca, ulu- sal çıkar korunamıyor; toplum adına gereken dene- timleryapılamıyor, duyarlıiıklar gösterilemıyor. Geçen günlerde basında yer aldığına göre Dünya Bankası, Ozelleştirme Idaresi'nı "yabancı danışmanlık ortak- lıklannın yetersiz çalışmaları nedeniyle" uyanmış. Evet, yanlış okumadınız. Dünya Bankası Özelleş- tirme Idaresi'nden, "iş yapmayan, yalnız ücretlerini alan yabancı danışmanlann ılişkilennin kesılmesini" istemiş bulunmaktadır. Geçen yüzyılın sömürge yönetimlerinde gönjlebi- lecek bu utanç venci uygulamanın asıl nedeni, yıl- lardır yerii üretimin ve buna dayalı ulusal ekonomik çıkariann unutturulmasıdır. Ulusal bağımsızlık yalnız Ege'deki kayalıklan içer- mez; "yerii üretimi" de içerir. Şubat 1923'te topla- nan izmir iktisat Kongresi'ne katılan binin üzerinde delegenin acı ile tarihe yazdığı bu gerçeğın toplumun belleklerine yeniden, günün koşullanna, niteliklerine uygun bir biçimde yazılması gerekiyor. Türkiye'nin hemen tüm bakanlık ve kamu kuruluş- lannda çok yaygın bir yabancı uzman çalıştınlması uygulaması yaşanıyor. Yabancı uzman giderleri ço- ğu kez dış borçlanma ile karşılanıyor. Kamuoyu ne yabancı uzmanlann gerçek nitelikleri, bunlann başar- dıklan işler ne de aldıklan ücretler konusunda bilgi sahibi olabiliyor. Bu toplumsal eksikliğin giderilme- si, kamu kurumlarıyla ilgili bilgi edinme hakkının do- ğal bir sonucu sayılmalıdır. ilgili kamu kuruluşlannın yöneticileri ve en başta seçımle gelen siyasal sorum- lular bu eksikliği hiç zaman yitırmeden gidermelidir. • * • Ulusal çıkar kavramının giderek yok oluşu ekono- minin tüm yönlerine yansıyor. Yıllardır ekonominin ge- leceğineyönelik ulusal birtasanm geliştirilemiyon top- lumun yannlanna ilişkin öngörüler, ulusal ekonomi po- litikalan tartışılmıyor. Ekonomi tümüyle iç ve dış özel girişimci sermayenin "bireysel çıkar dürtüsüne"bı- rakılmış bulunuyor. Esas olarak devlet borçlannın faiz getirisini toplayan bu sermaye, ekonomik gidişi beliriiyor. Oysa ulusal çıkar bireysel çıkariann aritme- tik toplamı değildır; bunun ötesinde önemli nitelik- sel öğeleri olan bir temel kavramdır. Türkiye gibi ge- lişmekte olan ülkeleri yönetenlerin beyinlerine "ulu- sal kalkınmacılığın iflas ettiğini kazıyan" uluslarara- sı kurumlar, gelişmiş ülkelerdeki ulusal uygulamala- n görmezlikten geliyor. ••• Son günlerde Cumhuriyet'in öbür sayfalannda ki- mi görüşlerim tartışıldı. Belirtmeliyim ki kural olarak bu köşede yer alan yazılar konusunda tartışmaya gir- miyorum. Haftada bir ve belli uzunlukta yazılan ya- zılarda siz okuyucular için gözetilmesi gereken "söz- cük ekonomisi" buna izin vermiyor. Yazılanmı tartışan- lara, o konulan yeniden ele almayışımı bağışlamalan dileğiyle teşekkür ederim. Hak-lş: Mffletvekffleri holdiııglerde çahşmasın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hak-lş Genel Başkanı Salim Uslu, milletvekillerinin holding yönetim kurullannda görev almasmın demokrasinin işlerliği ve geleceği açısından sakıncalı oldugunu söyledi. Uslu, yaptığı açıklamada anayasanın 82'nci maddesinde öngörülen 'milletvekilı itibannın korunması' konusunun milletvekillerinin holding ve özel sektör kuruluş yönetimlerinde görev almasını engellediğini belirtti. Uslu, "Milletin vekili sıfatı ile onların hak ve menfaatlerini korumak üzere Meclis'te bulunan klşilerin vatani görev gibi göstererek berhangi bir holding YÖnetim kurulu üyesi olmalarını demokrasimizin işlerliği ve geleceği açısından sakıncalı buluyoruz" dedi. Sümerbank'ta yüksek ve güvenU MEVDUAT FAIZLERIMIZ VADE 1 ay 3 ay 6 ay 1 yıl TL. % 96 %1O5 %1O6 %11O USD. % 8 % 9 % 9,5 %>1O DM. % 7 % 8 o/ O %1O,5 SÜMERBANK Â İ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle