Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 ŞUBAT 1996 PA2ARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
YOK, Universitelere Zarar Vermekte
YÖK ortadan kaldınldıktan sonra ünıversıtelerarası eşgudum ve
planlama sorunlan "Ünıversıtelerarası Kurul", Mıllı Eğıtım
Bakanlığı ve De\let Planlama Teşkılatı"nın normal çalışmalan
ıçınde çozumlenebıhr
Prof. Dr. MUSTAFA A. AYSAIV
Y
enı YOK başkanının
hantal, kapalı ve polıtı-
kaya bulaşmış bıçımde
gelışen YÖK'u yenıden
canlandırmak ıçın bır
dızı onleme başvurdu-
ğu Ankara dan gelen haberler arasında-
dır Iyı nıyetlı olduğundan kuşku duyma-
dıgımız bu çabalann da sonuç vermeye-
ceğıne ınanıyoruz Çünku, unıversıtenın
temel özellığı, hıçbırmerkezı orgute bağ-
lı olmadan (ozerk olarak) ulusal ve ulus-
lararası bılımsel çalışmalara katkıda bu-
lunmaktır Bu temel ozellıge aykın bulu-
nan merkezı bır orgutun çabalanyla unı-
versıtelenn lyıleştınlmesı olanağı vok-
tur 1982 den ben YOK bu konuda sayı-
sız kararlar vermış ama unıversıtelen
ıyıleştırememıştır
• Son 10 yılda YOK. daha çok
I982'den once ünıversıtelerde ve bırden
çok unıversıte ıle ılgılı ıse "Üniversitele-
rarası Kurul"da çozumlenen sorunlarla
ılgılenmıştır Oncekı donemde ünıversı-
telerde ve hatta fakultelerde çozumlenen
profesorlük doçentlık, doktora unvanla-
nnın venlış bıçımını saptayan yonetme-
lıklenn, bır suru emek ve para harcana-
rak YOK tarafından yenıden yayımlan-
ması, bu konulardakı kararlan ıyıleştır-
memış, kotuleştırmıştır Boyle olmasa,
yenı YOK başkanı "Doçentlik Eğiti-
nynı ozel bır ınceleme konusu yapmaz-
dı Boyle olmasa, unıversıte dışında ye-
tışmış kışılere, bu unvanlar bonkorce da-
ğıtılmazdı
# YOK. universitelere devlet butçe-
sınden sağlanan olanaklan azaltmıştır
1982'den once fakultelere sağlanan araş-
tırma ve yayın odeneklennden çoğu,
YOK'e ve rektörluklere aktanlmış bu
yuzden fakultelerde araştirma yapılamaz
ve son yayınlar elde edılemez olmuştur
Enflasyon, bu konuda ıyı hesap yapılma-
sını onledıgı ıçın. YÖK un bu zaran top-
lum tarafından açıkça gorulmese bıle,
ıçınde olanlarca gorulmektedır 1982'den
ben unıversıte, fakulte, enstıtu ve yukse-
kokul ıle oğrencı ve oğretım uyesı sayı-
lan hızla artmış, buna koşut (paralel) ola-
rak odeneklenn toplam tutan da enflas-
yon nedenıyle artmış gorunmuş, ancak
ünıversıte öğretım bınmlen. oğretım
uyesı ve oğrencı başına düşen reel (enf-
lasyona gore duzeltılmış) odenekler tu-
tan hızla azalmıştır
# Öğretım uyesı yetıştiıme ışını ustu-
ne alan YÖK, bu alanda çok başansız
kalmıştır 1982 'den once fakultelerde yo-
ğunlaşan bu ışlevın merkezıleştınlmesı,
genç araştırma görevlılenne zarar ver-
rruştır Yenı YOK başkanı bu zaran on-
lemek ıçın bır "Araştınna Gdiştırnıe Ku-
rulu" kurmuştur Oysa bu konuda mer-
kezde yapılabılecek çok şey yoktur
# Çağdaş eğılımlerle taban tabana zıt
bır merkezı yonetım anlayışı ıçınde oğ-
rencılenn ve öğretım uyelennın gûnluk
yaşantıları ı,ok zorlaşmıştır Bunun te-
mel nedenı bu koşullarla ılgılı kararla-
nn fakulte yuksek okul ve enstıtulenn
koşullannı bılmcyen YÖK uyelennce ve-
nlrruşolmasıdır Oğrencılennve oğretım
üyelerının gereksınımlenne uymayan
merkezı kararlar yuzunden 10 yıl once
bınbır fedakârlıkJa kurulmuş bulunan hu-
zur ortamı, buyuk olçude bozulmuştur
Oğrencılere not verme yontemı ıle ılgılı
YOK yonetmelığı bu kararlann tıpık bır
orneğıdır Bu merkezı kararlann kotu so-
nuçlannı en ıyı gosteren son ornek, unı-
versıteye gınş sınavı başvuru belgesı alış
sırasında yağmuraltindaoğrencılennve
velılenn 10-12 saat beklemelenne neden
olan karardır Yenı YOK başkanı aşağı-
dakı onlemlenn uvgulanması ıçın çalışır-
sa. sanıntn bu toplum ve unıversıte top-
luluğu ona mınnettar kalacaktir
Onlemler
Bız ulkemız ve unıversıtelenmızın ge-
leceğı ıçın yararlı gorduğümuz onlemle-
n sıralayalım
1) Bu alanda alınabılecek en önemlı
onlem, YOK'ün bır daha canlanmamak
uzere ortadan kaldınlmasıdır 1984'ten-
ben ulkeyı yoneten butun hukumetler,
bu çok anlamsız ve unıversıte ozerklığı
ıle bağdaşmayan kurumun kaldınlması
gerektığını seçım kampanyalannda soy-
lemışler, ama bu yonde hıç adım atma-
mışJardır Bu kurumun kaldınlması ıçın
anayasanın ve 2547 sayılı kanunun
YÖK'le ılgılı hukumlennın yururlukten
kaldınlması gereklıdır
Sıyasal bakımdan ne kadar zor olursa
olsun, bu onlem alınmadan ünıv ersıte so-
runlannaçozum bulunamavacaktır Çün-
ku bılımsel çalışma ortamından uzakta-
kı kurul ve uyelen aşağıda onenlen on-
lemlenn uygulanabılmesını onleyecek ve
baltalayacaklardır
2) 2547 sayılı kanunun YOK teverek-
torluklerde merkezıleştırdığı ışlevlenn
tumu, akademık çalışmalann odaklaşma
yen olan fakultelere lade edılmelıdır
Rektorluklenn konumu ve orgutlenme
bıçımı, tum fakultelerde yapılan çalış-
malann yonetılmesıne olanak verme-
mektedır Rektorlukler eskıden olduğu
gıbı sadece fakultelerarası eşgudumu
sağlamakla sınırb olmalıdır
3) 2547 sayılı kanunla tuzel kışılıkle-
n ellennden ahnan fakultelere yenıden
kışılık kazandınlmalıdır
4) 2547 sayılı kanunla rektörler ve de-
kanlarda merkezıleşmış bulunan fakulte
yönetımı ıle ılgılı yetkıler 1980 oncesın-
de olduğu gıbı, fakultelenn genel kurul
profesorlerkurulu ve yonetım kurulu gı-
bı organlanna tade edılmelıdır
5) 2547 sayılı kanunun getırdığı en za-
rarlı değışıklıklerden bın, oğretım uyesı
yardımcılannın durumu ıle ılgılı-
dır "Asistanhk" görev ını "AraşürmaGö-
revlileri" adı altında yenıden duzenleyen
2547 sayılı kanun. aslında "öğretim üje-
si yardımcıbğı" gorevlennı ortadan kal-
dırmıştır "Oğretim uyesi yardımcıhğı"
ışı, unıversıtelenn en onemlı ışlennden
bındır ve bu ışın yenıden duzenlenmesı
zorunludur 2547 sayılı kanunun kuralla-
n ıçınde unıversıtelenn, araştınna. oğre-
tım ve danışmanlık ışlennın ıyı yurüme-
mesının asıl nedenı budur
6) Unıversıte çalışmalannın ıçınde ol-
mayan cumhurbaşkanı v e YOK gıbı dev -
let organlanna 1982 Anayasası ve 2547
sayılı kanunla venlen rektor ve dekan
atamayetkılenkaldınlmalıdır Kanunda
sonradan yapılan değışıklıkle getinlen
rektör ve dekan adaylan seçme yöntenu,
ıyı sonuçlar vermemektedır Bır seçım
yontemının uygulanması karan venlırse,
1982'den önce uygulanan 1750 ve 4936
sayılı eskı kanunlarda ornekJen buluna-
bılır Eskı kanunlardakı rektör ve dekan
seçım yontemlen bu gunku atama yon-
temınden çok daha ıyı sonuçlar vermış-
tır
YÖK ortadan kaldınldıktan sonra ünı-
versıtelerarası eşgudum ve planlama so-
runlan "Üniversiteterarası Kunıl", Mıl-
lı Eğıtım Bakanlığı ve Devlet Planlama
Teşkılatfnın normal çalışmalan ıçınde
çozumlenebıhr
Yenı TBM Meclısı, anayasayı yukan-
dakı onenler çerçevesınde değıştırmek-
te guçluk çekse de yenı YOK başkanı ta-
rafından hazırlandığı haber venlen 2547
sayılı kanun değışıklığınm yukandakı
onenler yonunde yapılması olanağı var-
dır
Fakultelenn kışılıklen, araştırma go-
revlılennın durumu ve fakultelerde katı-
lımcı yonetımın sağlanması ıle ılgılı one-
nlenn Yuksek Oğretım Kurumu değı-
şıklığı ıle çozumlenebıleceğı gorulmek-
tedır
ARADABIR
HASAN SUBAŞI
Antalya Buyukşehır Beledıye Başkanı
En Gerçekçi Seçenek
önemlı bır seçımı olaysız, huzurfu bır bıçımde so-
nuçlandırdık
Kış ortasında uygunsuz bır zamanda yapılmasına
karşın buyuk bır katılımla gerçekleştınldı Bu seçım-
de yıllardır bırbnierıne tahammulu olmayan lıderler ve
kadrolanna, "Ülke yararına uzlaşmayı öğrenmelısı-
nız" mesajı çıkmıştır
Yıüarca sağ-sol çatışmasına sahne olan ulkemız-
de de seçmenın ıradesı ıle bır sağ ve sol, DYP ve CHP
nasıl koalısyon kurabılmışse, bugunku tabloda da
"Önyargı ve partı oncelıklerınden vazgeçerek bır
araya gelmelısınız" denmıştır
Toplum demokrattır Katılımın fazlalığı ve ulke ka-
dennı yonlendırme ıradesı bunu gostermıştır
Seçmen, sıyasal ıstıkran ve huzuru tercıh etmıştır
Ondan fazla sıyasal partıyı 5 partıye ındırmış, obur-
lerını barajın altında bırakmıştır Aşırı fıkır ve radıkal
soylemlen olan partıler barajın altında kalmış, mer-
kez sağ ve sol partıler yuzde 65 gıbı onemlı bır ço-
ğunluğu elde etmıştır
Merkez partılere muhalefet olarak, duzenı değış-
tırmek gıbı onemlı bır soylemı olan Refah Partısı'nı
de bekledıklen gucu vermeksızın kıl payı farkla 1.
partı yapmış, merkez partılere cıddı bır uyanda bu-
lunmuştur
Seçmen, merkez partılerı tecnh etmekle beraber
aynı zamanda DYP-ANAP ve DSP-CHP'nın de sağ
ve solda bırleşmelen ya da uzlaşmalannı ıstemıştır
Darbeler sonrası sıyasal tablonun dağınıklığı doğal-
dır Ancak halkın ıradesı ve seçımlerle yonlendınlme-
sı uzunca bır sure almaktadır Partıler ve kadrolan ye-
terlı uzlaşma ve hoşgoruye sahıp olmayınca toplu-
mun şaşmaz sağduyusu onları yonlendırmektedır
Gorunen o kı Turkıye'nın bundan sonrakı sıyasal
yaşamında bır merkez sağda, bır merkez solda par-
tıler ve bunların savunduğu duzenı beğenmeyen bır
Refah Partısı muhalefetı olacaktır Sıstemın ıyı ışle-
mesı, tam demokrat bır devlet anlayışı Refah'ı gen-
letecek, aksı olması halınde oyunu arttırabılecektır
Bu partı sadece dını on planda tutarak gucunu ko-
ruyamaz AJdığı oyların onemlı bır bolumu sıstemın
tam sağııklı ışlemeyışme tepkıdır Bundan sonra du-
zen değışıklığı programını anlatamadıkça gucunu
kaybedecektır Çunku bır kıtle partısı olmuştur ve
seçmenı partısını sorgulayıp duzen değışıklığı mode-
lını açıklamasını bekleyecektır
Öte yandan Turk ya da Kurt mıllıyetçılığını on pla-
na çıkaran MHP ve HADEP gıbı partılenn goruşlen
seçmen tarafından yararlı bulunmamış, toplumun
sosyal farklılıklan da bır arada yaşama ve sosyal uz-
laşma ıradesını ortaya koymuştur
Doğu ve Guneydoğu oylarının dağılımı, merkez
partılenn ve hukumetlenn çozumlennın yetersız kaJ-
dığı mesajını da vermıştır
Halk gorevını yapmış, sıyasal ve sosyal olgunluğu-
nu gostermıştır Bundan sonrası bu mesajlan doğru
algılayıp aynı olgunluk ve uzlaşmacı bırtavırla bızle-
n temsıl eden partılere gorev duşmektedır
Bırçok koalısyon formulu olmakla beraber ıkı mer-
kez sağ ve bır sol partının hukumetı kurması, akla en
yakın olanıdır
Bu seçenek beklenen en gerçekçi seçenektır
DENİZLİ ASLİYE 3. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
995 49
Davacı Hudayı Boyralı vekılının davalı Dılek Boyralı
aleyhme mahkememıze açtığı bo^anma davasının yapı-
lan yargılaması sırasında venlen ara karan gereğınce
Çardax (Bozkurt) ılçesı Jnceler kasabası Camıönu ma-
hallesı c 018 05, sayfa 16, kütük 78'de nüfusa kayıtlı
Cevdet ve Elıf'ten olma. 1970 d lu Dılek Bovralı nın ad-
resı tüm aramalara ragmen bulunamadığından, dava dı-
lekçesı ve duruşma gununün ılanen teblığıne karar venl-
mekle. duruşmanın bırakıldığı 29 3 1996 tarıh saat
09 40'ta kendısı veya temsıl ettırecegı vekılle davasmı ta-
kıp ettırmesı. aksı halde yargılamaya vokluğunda devam
edıleceğı \ e bu şekılde karar verılecegı, bu nedenle dava
dılekçesı \e meşruhatı ılanen teblığ şekılde karar ver-
ılecegı, da\a dılekçesı ve meşruhatı ılanen teblıg olunur
Basın 51844
KIRKAĞAÇ ASLÎ\T HUKUK
MAHKEVIESİ'INDEN
DosyaNo 1995/100
Davacı Nızamettm Frdem tarafından mahkememıze
açılan çek ıptalı davasında, Kırkagaç lş Bankası'na aıt
3014126 nodan 3014150 noya kadar olan çeklen ellenn-
de bulunduran kışılenn ılan tanhınden ıtıbaren 3 ay ıçın-
de Kırkagaç Aslıye Hukuk Mahkemesı'ne ıbraz etmele-
nne. ıbrazedılmedığı takdırdeçeklenn ıptalıne karar ver-
ıleceğı hususu ılanen teblığ olunur
Basın 70457
Mitterrand'ın Amansız Düşmanı: Prostat Kanseri
Prof. Dr. MUSTAFA ÖZYURT Uludağ Umversıtesı Tıp Fakultesı
Urolojı Oğretım Üyesı
L
e Monde gazetesının one surduğu
sava gore "Eski Fransa Cumhur-
başkanı Françoıs Mıtterrand'a
prostat kanseri tanısı, 1981 vılında
goreve seçildiktcn hemen sonra kon-
du. Yine aynı gazetenin haberinde,
başkanın hastaugı ilcri evrede olduğundan he-
kimler cerrahı ginşinı verine hormon tedavısı \v
kemoterapı uvgulamavıuvgun gorduler. Bu sır on
yıla vakın bır sure tum dunv-adan gizlendi"
Oİa> 1992 Eylul ayında'Parıs Cochın Hasta-
nesı Urolojı Klınığı Başkanı Profesor Doktor
Bernard Debre'nın ağzından duyulmasıyla bom-
ba gıbı patlamıştı Bu açıklamanın ardından bu-
tün Fransa, hatta dunyanın pek çok ulkesı Mit-
terrand'ın sağlık durumunu konuşmaya başladı
Başkanın saglıklı yaşama umudu konusunda çe-
lışkılı goruşler ortaya atıldı Donemını tamamla-
yıp tamamlayamayacağı bıle tartışıldı Ama bı-
lındığı gıbı Françoıs Mıtterrand, 17 Mayıs 1995
Pazar gunu 14 yıldır ve çoğunu prostat kansen
ıle ıç ıçe, bırlıkte surdürduğû cumhurbaşkanlığı
gorevını Jacques Chirac'a yaşarken devrettı Bu
amansız hastalık kuşkusuz başkanın yakasını bı-
rakacak değıldı ve 8 Ocak 1996 sabahı yaşamını
noktaladı
Fransa, sosyalıst başkanını yıtınrken dunya.
özgur duşuncelen vedeğışıkyaşantısıylabırdo-
neme damgasını vuran saygın bır devlet adamı-
nı kaybedıyordu Yakalandığı hastalıktan kurtu-
lamayacağını bıle bıle, ona meydan okuyuşu ve
takındığı bılgece tutumu Mıtterrand'ı son döne-
mınde gözumuzde daha da yucelttı Şımdı ıse
ölumunun ardından, prostat kansen tanısı kon-
muş bır hastanın gerçekten bu kadar uzun sure ya-
şayıp yaşayamayacağı bılım çevrelennde tartış-
ma konusu
Prostat kansen, bılgı bınkımıyle çoğu üst du-
zeye gelrruş ve yonetıcı konumundakı orta yaşın
ustundekı erkeklenn hastalığıdır Olümcül has-
talıklar sıralamasında akcığer kansennden sonra
ıkıncı gelmektedır Son on yılda Amenkalı erkek-
ler arasında prostat kansennın gorulme sıklığı
yuzde 150 artmıştır Bu hızlı yukselışe neden,
hıç kuşkusuz hastalığın bırpatlama yapmış olma-
sından değıl, prostas spesifik-antijeni (PSA) ola-
rak tanımlanan ve kanda araştınlabılen bır labo-
ratuvar testının gunluk kullanıma gıımesınden
kaynaklanmaktadır Bu tanı yontemıne ek olarak
rektal yolla uygulanan ve prostatı goruntuleyen
ultrasonografi (transrektal uitrasonografi), has-
talığı daha erken ev rede yanı prostat bezının ıçı-
ne sınırlıyken yakalama fırsatı vermektedır Ger-
çekten ABD'de 1984 yılında 76 000 yenı prostat
kansen tanısı konmuş olmasına karşın, 1994'te
bu sayı 200 000'e ulaşmış ve 1995 yılı sonunda
244 000 yenı prostat kansen tanısı konmuş ola-
cağı ve yıne aynı yıl ıçınde 40 000erkeğın bu has-
talıktan oleceğı hesaplanmıştır Bu varsayımla
her 10 Amenkalı erkekten bın prostat kansenne
aday konumundadır Toplumda boylesıne yaygın
olmasına karşın erken tam konularak tedavı edıl-
dığı ya da eskı Fransa Cumhurba^kanı'nda oldu-
ğu gıbı, gereklı onlemler ahnacak olursa hızı ya-
vaşlatıiabılen ve yaşamı etkıleyebılecek boyuta
ulaşması ıçın yıllaragereksınım gosteren bır has-
talık olduğu artık bılınmektedır Hastalığın bılı-
nen başka bır ılgınç yönu, aynı > aşlarda gorulen
ıyı huylu prostat buyümesı ıle kansennın bırlık-
te gelışmesı, hasta ve hekım açısından yanıltıcı
olmasıdır
Nedenleri ve belirtiler
Aynı aılenın bırden çok bıreyınde prostat kan-
sennın gorulmesı, hastalığın kalıtımla geçebıle-
ceğını akla getırmektedır Kuzey A.menka'daya-
şayan zencılerde beyazlara oranla daha sık rast-
lanması çevresel ve kalıtım etkıleşımını destek-
ler nıtelıktedır Plastık, gubre ve tekstıl ışkolun-
da çalışanlar arasında prostat kansennın sık go-
rülduğü yönunde varsayımlar ortaya atılmıştır A
ve C vıtamınınden zengın yeşıl sebze ve meyve
ıle geleneksel koşullarda beslenen toplumlarda
seyrek, buna karşılık proteın ve yağlı yıyecekle-
nn bolca alındığı ekonomık açıdan gelışmış ul-
kelenn erkeklennde sıkça rastlandığı da bır ger-
çektır
Prostat kanserlı hastalann çoğu, cınsel açıdan
aktıf ve sureklı çocuk sahıbı olma yeteneğı yuk
sek kışılerdır Hastalığın gorulme sıklığının ozel-
lıkle 80 yaşı dolayında en üst duzeye çıkması,
hormonlann arasındakı dengesızlıkle açıklan-
mak ıstenmıştır
Hastalığın başlangıcı genellıkle sınsıdır fdrar
yapmada karşılaşılan yakınmalar çok ılen evre-
de ortaya çıkar Yerel yayılım sonucu rektumda
ve apışarasında ağn olabılır Omurga ve kalça
kemıklenndekı sureklı ağndan yakınan orta ya-
şın ustundekı erkekte, prostat kansennın kemık-
lere yayılmış olabıleceğı unutulmamalıdır Çun-
ku prostat kansen hastalannın yuzde 30-40'ı ke-
mıklere yayılma sonucu gelışen tutulum ağnsıy-
la hekıme başv ururlar Halsızhk, kılo verme has-
talığa ozgû olmayan belırtılerdır
Tedavi seçenekleri
Prostat kansennın tedavısınde üç seçenek var-
dır Bunlaryakından ızleme, ışın tedavısı (radyo-
terapi)ve cerrahı gınşım şekiınde ozetlenebılır
Kanser dokusu prostat bezının dışıiHÇTkmış olan
ve yasam beklentısı 10 yılın altında olan hasta-
larda yakından ızleme ve hormon tedavısıyle has-
talığın hızını azaltmaya yönelık yaklaşım olduk-
ça gerçekçıdır
Yaşam beklentısı 10-15 yıl arasında olanlara
ışın tedavısı ve 15 yıldan daha uzun sure yaşaya-
bıleceğı varsayılan hastalara da cerrahı gınşım-
le prostatı yakın komşu dokularla bırlıkte çıkar-
tan bır cerrahı seçenek denenebılır Bu tedavı
sonrası en onemlı sorun sureklı ıdrar kaçırma
(yüzde 2), ımpotans ve prostatın çıkartıldığı yer-
de ıdrar yolu darlığı oluşmasıdır
Hastahgın ılen evresınde koklu cerrahı tedavı
yenne, kansenn hızını azaltmaya yonelık hormo-
nal onlemler, Françoıs Mıtterrand'da olduğu gı-
bı uzun sure yaşam olanağı sağlar Aslında uro-
loglan ıkılem ıçınde bırakan durum, prostat kan-
sen evresının ıyı saptanamadığı ıçın uygun teda-
vı yontemının de seçılemedığı noktada duğum-
lenmektedır
TARTIŞMA
Basın ve îlaç Sektörleri
T
urkıye'mızde
ornek
olmalan
gereken ıkı
önemlı
sektör, basın
ve ılaç sektorlen artık ıyı
hızmet vermemektedırler
2-3 zengın patronun ele
geçırdığı ve 5'er, 6'şar
gazeteye çeşıtlı televızyon
kanallanna sahıp olduklan
basın sokten, asıl görevı
doğru haber vermeyı,
kulture hızmet etmeyı bır
tarafa bırakmış, yurdumuz
polıtıkasını,
polıtıkacılannı. gûncel
olaylan kendı arzulan
doğrultusunda
yonlendırmeye, tabak-
tencere gıbı ev eşyalannı
kupon karşılığı vererek
bırbırlennı karalayarak
tırajlannı arttirmaya
çalışmaktadırlar
Özel telev ızyon kanallan
ıse halka hızmet edıyoruz,
haksızlıklan onluyoruz
dıyerek şahıslara ve
muesseselere saldırmaktan
adeta zevk almaktadırlar
Aynı durum ılaç soktennde
de yaşanmakta, kanunlann
boşluklanndan yararlanan
bazı ılaç fırmalan sadece
kendı ılaçlannı sattınnak
duşuncesı ıle doktor-ecza
deposu ve eczanelere
meşru olmayan yollardan
etkılı olmaya
çalışmaktadırlar ve bunlara
hıçbır makam da dur
dıyememektedır
Oysa bu sektorlenn
özeliığı vardır Her ıkı
sektor de bır anlamda
kamu hızmetı
gormektedırler Bu
sektorlere sahıp olanlann
herhangı bır tıcan
muessese ışletmedıklennı
bılmelen gerekır Ustelık
her ıkı sektörun promosyon
masraflan, malıyete
eklenerek halkın cebınden
alınmaktadır ve harcamalar
masrafa ışlenerek vergıden
düşulmektedır
Promosyonlarla halkı
kandırarak satış yapmak
dürüst bır sıstem değıldır
Bu sektörlerde durûst
çalışan ve yaşayan şırketler
de vardır Ama bu kotu
rekabet ortamında cıdden
buyuk savaşım
vermektedırler
Işte sıze basından bır
ornek Türkıyemızın en
eskı ve mecbun kapatmalar
dışında sureklı >a>ın yapan
72 yıllık Cumhurhet
gazetesı, tarafsız ve doğru
haber yanında kulture
hızmetı de on planda
tutmakta hartanın 3 gunu
'Cumhunyet Kitap" -
'Cumhurijet Dergi' -
'Cumhunvet Bilim ve
Teknik' adı altında adeta
kültur hazınelen vermekte,
okuyuculannın gene)
kulturlennı arttınnaya
çahşmaktadır
ılaç sektorunde ıse Dr. F.
Frik Üaç Sanayü'nı örnek
gosterebılınz Fırmanın
hedıye olarak verdığı, 71
yıldır aralıksız yayımlanan
Dirim. ayhk tıp gazetesıdır
Dınm. sahasında en yuksek
tırajı olan, sureklılığı
tarafsızlığı ıle saygı
duyulan ve çok aranan bır
tıp gazetesıdır Sutunlan,
çalışan-yazan tum
hekımlere açıktır Işte bu
ornek muessesenın 30
yıllık oksuruk ılacı (P )
sorumsuz, haksız ve tek
taraflı yayımlardan nasıbını
almış, ımalatını kesmek
zorunda bırakılmıştır
Yıl 1993, 15arahktanhlı
Hurnyet gazetesınde
buyuk puntolarla bır haber
vardı
"Bilkentü hapçıdan şok
açıkiama' ve maalesef, bu
habenn arkasından Sağlık
Bakanlığı'nın ılacın satışını
durdurmakla eş anlamlı
Yeşıl Reçete kapsamına
almması karan'
Sağlık Bakanlığı, gunde 50
draje Peracon yuttuğunu,
kendı tabın ıle ancak boyle
'kafa bulduğunu' soyleyen
kız oğrencıyı unıversıteden
alıp, bır psıkıyatn
klınığınde tedavı ettıreceğı
yerde ılacı ve ılacın
fîrmasını ve bu ılaçtan şıfa
bulan bınlerce hastayı
cezalandırma yoluna
gıtmıştır Peracon'un Yeşıl
Reçete kapsamına ahnması
haklı mıydı
1
Peracon'un,
psıkotrop ve bağımlılık
yapan bır ılaç olmadığını
bıldığımız halde, Dunya
Sağlık Orgutu (WHO) ve
tıp fakultelennın bılgılenne
başvurduk Gelen \anıtlar
WHO, Peracon (Isoamınıle
Cıtrate) psıkotrop ve
bağımlılık yapan ılaçlar
arasında yoktur
Istanbul tıp Fakultesı
Farmakolojı Ana Bılım
Dalı Başkanı Sayın Prof
Dr Hikmet Koyuneuoğlu,
"IsoaminüeCitrate
(Peracon) u/un /jımandır
kuUanıtan antıtussif bir
ilaçtır Sağlık Bakanhğı'nın
Yeşıl Reçete ile satılacak
Uaçlar kapsamına alması.
bu karan veren kişı ya da
kişileri bağımlılık ve
bağımldığa goturen en
bu\ uk nedenler uzenndeld
bilgı eksıklığidır... Valnızca
IstanbuPda 300.000
dolav iannda olduğu
tahmin edilen eroin
bağımlısı dunırken >e
hiçbir aklıbaşında tedavı
gormedikleri ıçın sayılan
gittikçc artarken tedavide
büyûk >ararlar sağlayan
bir drogu tumdcn
kullanımdan kaldıracak
işguzartıklar sağlığa değer
vernıek değıl. sağlığa
yamızca zarar vermektir."
Cerrahpaşa Tıp Fakultesı
Farmakolojı Ana Bılım
Dalı Başkanı Sayın Prof
Dr Zeki Özuner, "P_.
bağımlılık vapmayan fakat
kişilik bozukluğu olan
bağımlılarca pek çok ilaç
gibi verine kovma amacıyla
kuUanılabılmesı mumkun
bır ilaçtır. Psıkotrop
maddeler listesine
sokulmamıştır. Bu
hususlan goz onüne
almadan kullanılmasını
tahdit etmenın doğru
olmadığı kanısındayız."
Bu kesın kanıtlar
karşısında bakanlık
10 10 1994tanhınde
Peracon'u koşullu olarak
Yeşıl Reçete kapsamından
çıkarmıştır
Koşul P normal reçete ıle
satılacaktır ancak yazılan
reçete asıllan ıle resmı
reçete fotokopılen
eczanelerde muhafaza
edılecektır ve satışlar her
an bakanlığa bıldınlecektır
Ve 1995 yılında bu
koşullarda Peracon drage,
ancak 248 000 kutu
satmıştır Oysa pıyasada
aynı etkıyı gosteren pek
çok oksüruk ılacı (orneğın
Dextrometorphan ıçeren
ılaçlar) 2-5 mılyon kutu
satmakta ve bu preparatlara
hıçbır kısıtlama
uygulanmamaktadır
Fırmamız 5 Nısan
Kararlan'nın kotu
ekonomık etkılennı
atlatmaya çalışırken
televızyon D Kanah'ndakj
Arena Programı yapımcısı
sahneye çıkmış, firmamıza
ve Fırmamızın bağlı olduğu
sendıkanın bılgısıne dahı
başvurmadan hem savcı,
hem yargıç kımlığıne
gıderek Peracon ıçın bır
karara varmıştır 'Peracoo,
Veşil Reçete kapsamına
alınmalıdır Çunkü
Bilkentli bır kız, günde 100
draje Peracon yutmakta >e
kafav ı bulmaktadır."
Pekı bu kız, bır ruh hastası
ıse serbestçe nasıl
dolaşabılıyor ve unıversıte
boyle bır kızı nasıl
banndınyor9
Ne yazık kı Sağlık
Bakanlığı hıçbır araştırma
yapmadan mağdur ettığı
Tırmaya haber vermeden ve
savunmasını dahı almadan
Kanal D'nın verdığı karan
ınfaz etmış ve Peracon
Drageyı bır daha Yeşıl
Reçete kapsamına aimıştır
Bakanlığın 1 yılda
bırbınne zıt 3 karan
alabılmesı de
duşundurucudur
100 draje Peracon, 5
kutuda bulunuyor
Bu Bılkent oğrencısı
reçeteyı kımden v e ılacı
nereden alıyor9
Araştınlması ve bakanlığın
ele alması gereken olay
budur1
Ne yazık kı
bakanlık nezdınde
hakkınızı da
arayamıyorsunuz'
tşte durust çalışması ve
ornek olması gereken
sektorlenn yurdumuzda
bugunku dunımlan'
Ecz Selahattin Badur
PENCERE
Pip Sultan Yaşıyor mu?..
Sıvas'ın toprağını sıksan tanh fişkırır, kentın yazgı-
sı Isa'dan once ıkı bın yılından başlıyor, çağlar bo-
yunca o gelmış bu g/tmış, uygarlıklar ve kutturfer Sı-
vas'ta ust uste katmanlaşmış, bırı sılınmeden otekı
yazılmış Ama Sıvas rahat yuzu gormemış1
Goreceğe de benzemıyor
Osmanlı padışahı buyurmuş, Sıvas'ta on bınlerce
Alevı'nın kellesınden tepe yapılmış
21 'ıncı yuzyıla yaklaşırken kentın gobeğınde 37
aydın dın dın yakılmış
Şımdı Sıvas yıne gundemde
Yoredekı Alevı koylen boşaltılıyor, koylu, çoluk ço-
cuk gurbet yollarına duşuyor
Neden">
Artık herkes neden sorusunun nedenını bılıyor,
Anadolu'ya ateş duştu
•
Sıvas'ta bır zaman, bın 'Kara Kadı' otekı 'San Ka-
dı' dıye anılan ıkı kadı varmış, Pir Suttan Abdal da
kopeklenne kadılann adlannı koymuş
Kadılar Pır Suttan'ı Sıvas'a çağınp sorguya çekmış-
ler, Pır Sultan
- Benım köpeklenm sızden lyıdır, stz haram yer-
sınız onlaryemez, ıstersenız deneyelım
Kentın hacılan hocalan, bır kap haram, bır kap he-
lal yemeğı once kadılann onune koyariar, kadılar ay-
nm gozetmeden yemeklen sjhp supururler Bu kez
sınav kopekler ıçın yapılır, köpekler helalı yer, hara-
ma ılışmezler O gunden ben Sıvas'ta bır ozdeyış ge-
çerlıdır
"Iyı kopek, kötu kadıdan ustundûr "
•
Sıvas'la Hafik arasında Sofular Koyu'nde Hızır
adında bın, Pır Sultan'a vanp yedı yıl kapısında hız-
met ettıkten sonra der kı
- Bana hımmet et, bır makama geçeyım.
Pır Sultan
- Hızırsana hımmet edenm, buyük adam olursun,
sonunda benı astınrsın
Hızır yemını bıllah eder, antlar ıçer, Pır Sultan des-
tek venr Istanbul'a gıden Hızır, bır zaman sonra Sı-
vas'a valı olup makama geçer, yoksul halkı ezer, ha-
ram yer, namus gozetmez O sırada Sıvas'takı koca
başlı 'Kor Muftu' Şah'ın adını ananlann dılını kestı-
receğını, Alı'yı sevenlenn olduruleceğını bıldıren bır
fetva çıkanr Pır Sultan fetvayı dınler mı' Sonunda
Hızır Paşa, Pır Sultan'ı astırır
Ertesı sabah halk arasında konuşmalar başlar, bı-
n otekıne der kı
- Hızır Paşa, Pır Sultan'ı astırmış..
Otekı
- Olamaz, ben onu bu sabah Koçhısar yolunda
Seyfebelı 'de gordum
Bın atılır
- Olamaz, ben Malatya yolunda kardeşlergedığın-
de Pır Sultan V gozlenmle gordum
Bır başkası
- Kardeşleryanlışınız var, ben Pır'ı Yenıhan yolun-
da Şahna gedığınde gordum
Kenarda duran bın
- Hayır, o bu sabah Tavra Boğazı'ndaydı
Ahalı merak eder
Kalabalık hep bırlıkte Pır Sultan'ın asıldığı meyda-
rg gıderler, darağacında hırkasını gorurler, soylen-
ceye-gfile asıldıktan sonra Pır Sultan hıçbır şey ol-
mamış gıbı yurumuş gıtmış, Horasan'a, şeyhının
yanına varmış
Gerçek mı^
•
Gerçek olmasa, Pır Sultan'ın darağacında ıpe
çekıldıkten sonra hırkasından sıynlıp yola duştuğunu
aradan dort yuzyıl geçmesıne karşın ben bu koşede
nasıl anlatabılırdım?
Kımı soylence gerçekten daha gerçek olabılıyor, Pır
Sultan bugun ıçımızdedır
ELMA\
Seyahut AccnUut
Şeker Bayramı'nda A S S 0 S
17-20 ŞubatYP 7 500 000TL
20-25 Şubat YP 13 500 OOOTL
Antık üman'da Hotel Assos
3 9 u n Y P K a
p y
turu Şarapev zıyaretı
Counlry Club dawı 5 500 OOOTL
Lodge
Şeker
Bayramı'nda
İTALYA
FLORANSA 345S
ROMA 375S
21-25 Subat
ozel ucak <te ulasır^
3- otelcte OK konaklama
YURT İÇİ/YURT D1ŞI EKONOMİK UÇAX BİLETLERİ
Istıklal Cafl S1/1 Beyojlu İST Tel 0212 249 52 11 Fax 0212 293 20 76
Derneğımız Mıthathaşa Cad No: 47/12'ye
taşınmıştır
Tum uyelenmıze duyurulur
Tel.: 425 74 33, Faks: 432 16 39
Ç.Y.D.D.
Ankara Şubesi
Yönetm Kurulu
PERTEK KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo 1974/515 Karar No 1991 104
Davacılar Alı Solmuş ve muştereklen tarafından dava-
lılar Alı Polat ve muştereklen alevhıne mahkememızde
açılan tapulama tespıtıne ıtıraz davasının yapılan açık du-
nışması sonunda Davanin açılmamış sayılmasına karar
venlmış, Pertek-Pınarlar- Suruk karşısı mevkıınde kam
2689 parsel nolu taşirunazın davahlar adına hısselen ora-
nında tapuya tespıt ve tescılıne ve masraflara daır
23 12 1991 tanh ve 1974/515 esas 1991/104 sayılı ka-
rann adreslen tespıt edılemeyen Duran Polat Hatıce Po-
lat ve tbrahım Kıral adlanna teblıgat >enne geçerlı olmak
uzere ılan tanhınden ıtıbaren 15 gun sonra teblığ edılmış
sayılacağı ılan olunur Basın 70168
İSKENDERUN 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo 1995 1070
Davalı Gülşen Yıldız - Iskenderun Dava Boşanma Da-
vacı Mahmut Yıldız vekılı Av Yusuf Bılen tarafından da-
valı Gulşen Yıldız alevhıne açılan boşanma davasının raah-
kememızde yapılan açık duruşması nedenıvle Davalı adı-
na çıkartılan davetıyenın duruşma gunu \e saatını bıldınr
olduğu halde ısmen tanınmadığından lade edılmış veadres
tahkıkatında da tanınmadığından bahısle bu kerre adına ıla-
nen dav etıve teblığıne karar venlmıştır Duruşma günu olan
1 3 1996 günu saat 09 00 da duruşma>a gelmenız veya sı-
zı temsılen bır vekıl gondermenız gelmedığınız veya bır ve-
kılgöndermedığınıztakdırdeHMLK nın509\e510 mad-
delen gereğınce davanın gıyabınızda kalacağı ve karar ve-
nleceğı ılan olunur 18 1 1996 Basın 69089