23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyeC İmthaz Sahibi: Berin Nadi GeneJ Ya> ın Yönermenı. Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordınatorır Hikmet Çetinka;a # Yaznşlerı Müdürlerı fbrahim Yıldız (Sorumlu), Dinç Tayanç 0 Haber Merkezı \fuuuru Hakan Kara 0 Gorsel Yonetmeır Fikret Eser Dı^ Haberler Şinasi Danışoğlu 0 tstıhbarat Cengiz "V ıldırım 0 Ekonomı Bülent Kızanlık 0 Kultur Handan Şenkoken 0 Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami Karaören 0 Duzehmc Abdullah Yazıcı 0 Fotoeraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Mehniet Fafaç Yaymkuruiu fthanSelçuluBaşkaru Orhan Erinç. Oktat Kurtböke, Hikmet Çetinka\ a. Şükran Soner. Ergun Bala, Dinç T«\anç, İbrahim V. ıldız. Orhan Bursau, Mustafa Balba». Hakan Kara. •KnkaraTemsılciM Mustafa Balbav 0 Haber Muduru Doğan Akın Ataturfc Buhan No 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 O hatl. Faks 4195027 0 Izmır Temsılcısı Serdar Ktak. H Zıya BK 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks- 44191170 AdanaTemsılcısı Çetin Viğenoğlu, inonuCd 119 S No ! Kat I. Tel 363 12 11. Faks 363 12 15 Muessese Muduru Erol Erkut 0 Koordmatör Ahnıet Korulsan 0 Muhasebe Bülent Yener 0 îdare Hüseyin Gürer 0 tşletme Önder Çelik 0 Bılgı-tşlem Nail İnal 0 Bılgısayar Sıstem Mürüvet ÇUer MEDVA C: • Yonetım Kunı Başkanı - Genel Mtıdur Giilbı Erduran # Koordmatör Rel Işıtman # Genel Mudur Ydrdımcı; Vline Akdag Tel 514 0" 53 5139580-5138460-61.Faks 5H84e Ya'ımfaian teB^san: *"enr Gun Haber Aıanaı. Baam \e \ avıncıhk A $ TüreocajŞ Cac !<* 41 C.^2İoğlu 34334 Isl PIC246 Istanbul fel |O2I2|5 2O5O5t;Ohat) Faks 10 212» 513 85 95 27ARALIK 1996 Imsak: 5.49 Güneş: 7.21 ÖğJe: 12.12 İkindi: 14.29 Akşam: 16.49 Yatsı: 18.16 zehiplenmesini önlüyop Virgınıa Cni'veratesi Tıp Faoiltesı'ıde yapılan araştırnada, şaraaın gıda zehirlenmesiııi önlediğı ortaya cıktı. »Araşrırmada, kırmızı şaraba göre biryıl eski okn bey-az şarabın daha et<j)ı olduğu da saptandı. Ara-ştırna ekıbının başında bulunan Dr. Martın Weıss. yıllandıkça şarabın bakterivi safdışı bırakma gücünün gıdeırek arttığını da belintı Şarabın bakten üzerindekı etkisınin "poKphenol'" adlı maddeden kaynaklandığı ve vıllar.dıkça şaraptaki bu maddelerin artış gösterdiğı bildinldi. Gıda zehirlenmesıne karşı bırbardak şarabın yeterli olacağı İcaydedildi Weiss. araştırma sırasında. bakterinın sulandınlmamış şarap ıçınde 10, sulandınJmış şarapta ise 30 dakikada öldüğünu belirrti. THY'de toplu iş sözleşmesi • tstanbul Haber Servisi - Türk Hava Yollan'fiın 16. dönem toplu iş sözleşmesi görtişmeleri başladı Hava-İ$ Sendıkası'ndan yapılan açıklamada, 1 Ocak 1997 tanhinden geçerlı olacak >ern sözleşmede, üjelere insanca yaşayacak ucretı sağlayacak. ış giivencesini ILO standartlannda geliştırecek ve öğrencilenn çalıştınldığı part-tıme ıstihdam biçimıne set çekecek yenı talep ve önerilerin yaşama geçirilmesinin amaçlandığı belirtildı. Atatürk tablosu davası • İstanbul Haber Servisi - Şaır. bestekâr Gül Kansu'nun, Genelkurmay Başkanlığrna armağan etmek içın ısmarladığı Atatürk tablosunu istediği biçimde yapmayan ressam Şaner Atik aleyhine açtığı tazmınat davasına dün Kadıköy 6. Aslıye Hukuk Mahkemesi'nde devanı edildi. Kansu. 15 milyon liraya yaptırdığı tablo için 15 milyon lira maddı. 50 milyon lira da manevı tazminat istiyor. Hava kirliliği • A.NKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Devlet Istatistık Ensrirüsü (DlE). yapılan ölçümler sonucunda. Bolu'nun Düzce ilçesinde geçen eylül ayında kükürtdioksit yoğunluğunun geçen yıla göre yüzde 1000 oranında arttığını bıldırdı. DİE. eylül ayında kükürtdioksit konsantrasyonunun en yüksek bulunduğu ıl merkezlerinın, kırlilik açısından Erzurum, Kınkkale. Kayseri, Kahramanmaraş ve Bitlis olduğunubildirdi. Partıküler madde (duman) konsantrasyonunun en yüksek bulunduğu il merkezlen ise Sakarya, Rıze, Erzincan. Denizlı ve Ankara. K Karacaahmet, Usküdar, Kuzguncuk, Ortaköy ve Yıldız Parkı 'viyadük' düzenlemeleriyle tehdit ediliyo DDY Mevcut Yollar 3 Kcpn, /e p 'O\e y 3. uOKTAY EKİNCİ BOĞAZİÇİ KÖPRÜLERİ VE "3. GEÇİŞ" İÇİN PROJE KARMAŞASI (T) Boğazıçı Kopnısu ( 5 ) 3. Kopru projesı (5) Demıryolu (1 Kopru) (gündemdekı) Tup Geçış (2) Fatıh Sultan Mehmet (4) Demıryolii tüp geçış guzergâhı Projesı (DPT) Koprusu (Nazım Plan) H. Paşa-Yedıkute Uskudar-Sırkecı (S.Burnu) Karlı günler geliyor Haber Merkezi - Yur- dun kuzeyban kesimlerin- de hava sıcaklıgının hisse- dilir derecede azalacağı. bütün yurtta yağış beklen- diği bildinldi. Meteoroloji lşlen Ge- nel MüdürlügVnden alı- nan bilgiye göre, Akdenız ve Balkanlar üzennden ge- len yagışlı hava kütlesı se- bebiyle bütün yurtta ya- ğış bekleniyor. Yağışlann karla kanşık yağmur ve kar şeklinde olacağı, özellikle Marma- ra, Kuzey Ege. Batı Kara- deniz ve İç Anadolu'nun kuzeybatısında esmekte o\an rüzgann daha da şıd- detleneceği bildinldi. Yağışın, kar yağışı ve tipı ile bırlikte fırtına şek- linde olacağının tahmin edildiğı ve bu olumsoz ha- va şartlan nedeniyle yurt- taşlann tedbirli olmaları istendi. Meteoroloji lşleri Ge- nel Müdürlüğü'ne göre. hava. Marmara Bölge- si'nde kuvvetlı fırtına ile birlikte etkilı karla kan- şık yagmur ve kar yagış- lı, Ege Bölgesf nde ise. kı- yı kesımlen yagmurlu ola- cak. AkdenizBölgesi'nde hava, yağmur v e sağanak yagışlı, bölgenin batısın- daetkili \e süreklı olacak. İç Anadolu Bölgesı'nde kuvvetlı fırtına ile birlik- te, kuzeybatı kesımlen ön- celeri yağmurlu. zamanla kar yagışlı, dığeryerler ise yağmurlu geçecek. Batı Karadeniz Bölü- mü'nde yağışlar. etkıli ve sürekli karla kanşık yağ- mur ve kar yagışlı, Orta ve Doğu Karadeniz Bölü- mü'nde ise karla kanşık yağmur ve kar yagışlı ola- cak. Doğu Anadolu Böl- gesı'nde. kuzey kesımle- n karla kanşık yağmur ve kar yagışlı, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ise yağ- murlu olacak. Öte yandan İstanbul Va- lilıgi de kara vedeniz ulaş- mının kötü hava koşulla- nndan olumsuz etkilene- bilecegını belırterekyxırt- tîişlardan bazı önlemleral- masını istedi. REFAHYOL hükümetı tarafından İstanbul Boğazı'na yapılmak iste- nen "3. Karayolu Köprüsii" proje- si, sözcüğün tam anlamıyla "oldu- bittive" getırilmek ıstenıyor. Bayındırlık ve İskân Bakanlıgı Karavollan Genel Müdürlüğü"nden Genel Müdür Yaman Kök ımzasıy- la istanbul Büyükşehır Belediye Baş- kanlığı "na göndenlen v e ekinde pro- jeler bulunan 11 Arahk 1996 gün 2910 sayılı yazı aynen şöyle: "İstanbui 3. karavolu gecişine ait 1/500 ölçekli imar tasdik sınırlannı içeren planlar ekte gönderilmektedir. L'ygungöriildüğü takdirdeimarplan- lanna işlenerek taraftnızdan onav la- nacak planlardan iki takımının ge- nel müdürlüğümüze iadesi hususun- da gereğini arz ederim."1 Bu kısa fakat "güçlü" yazının al- tındaki "'nof hanesınde ise şu bilgı yerahvor: "Ekİer(>anı projeler) Karayolla- rı 17. Bölge Müdürlüğü tarafından elden teslim edilecektir..." Nıtekım Cumhuriyet okurlarına Proje ANAYOL' imzalı Karayollan Genel Müdürü Yaman Kök imzasıyla 11 Aralık 1996 tarihli yazı ekinde, Recep Tayyip Erdoğan'a 'elden' teslim edilen 3. Boğaz Köprüsü projesi, ANAYOL dönemine ait '24 Mayıs 1996' tarihini taşıyor. 22 aralık pazar günü de duyurduğu- muz gibi İstanbul Büyükşehir Bele- dıye Başkanı Recep Tay>ip Erdo- ğan'a "elden^teslım edilen proje ve planlar. yaklaşık bir haftadır "da- nışmanlar ve uzmanlardan" oluşan bır komısyon tarafından incelenı- yor. ANAP ve D\T karşıvdı Üzennde "İstanbul Boğazı Üçün- cü Karayolu Geçişi Avan Projesi" yazan paftalann Karayollan 17. Böl- ge Müdürlüğü'ne bağlı "Otoyolu Proje BaşmühendistigT tarafindarı 24 Ma\ıs 1996 tarıhinde düzenlendiği- nin belırtılmış olması ise ayrıca dik- katimızı çekıyor. Çünkü o tarıhte iktidarda ''ANA- YOL* hükümetı v ardı v e Recep Tay- yip Erdoğan 1995 yılında kendı onay- ladığı 'Nazım Plan'a aykın olarak özellikle ANAP'lı ve DYPIı çevre- lerden gelen 3. köprü önerilerine şid- detle karşı çıkjyor. "ra>1ıtüpgeçişir sa- vunuyordu..., Boğaziçi 'ndeki ]. köprünün hemen güneyinden Kuzguncuk ile Ortaköy sırtlannı baglay acak şekilde tasarla- nan 3. köprü. projenın "plan ve boy kesiti" paftalarında yer alan bilgi notlanna bakılırsa "çiftkaÖj"düşü- nülüyor. Birinci katın **rayü sistemlere". ikıncı katın ise "otoyol'" şeklinde ka- rayolu araçlanna aynlacağı belırti- len 3. köprü, ulaşım bağlantılan ola- rak da yine l. köprüye kavuşan E5 karayolu v e yan yollanyla buluşacak şekilde planlanmış. Raylı sistemlere yönelık boğaz geçişinin ise yıne her ıki yakadakı Oğrenciler barış ağacı dikti halay çekti tstanbul Haber Servisi- ITU,İşletme Fa- kültesi öğrencilendüzenledıkleri "Banş.Öz- gürlük ve Kardeşlik" şöleninde. ünıversite bahçesıne "banş" ağacı diktiler, halay çem- kiler. Maçka'daki fakültede gerçekleştirilen şö- lende, oğrenciler adına konuşan Ali Çıçekli. ana hedefi topluma yönelık bılgı üretmek olan üniversıtelerin, son günlerde ıyıce artan saldırılarla karşı karşıya bulunduğunu söyle- di. Saldınlar ile 12 yıl önce gerçekleştirilen Maraş katliamını, Sivas olaylan v e Filistın hal- kına yapılan zulmü hatırlatmak,,sayaşın ye- rine fidanı jerleştirmek için toplandıklannı belirten Çiçekli, "Üniversıteöğrencileri ola- rak. tanhimızde bir kara leke olan bu faşiM katliamlan unutmamak ve unutturmamak ıçın bahçemizde bu banş. özgürlük ve kardeşlik ağaçlannı dikıyoruz" dedi Konuşmalardan sonra oğrenciler, okul bahçesıne. altı tane "banş" agacı diktiler. Oğrenciler. daha son- ra. okul koridorunda halaylar çekip. şarkılar söyledıler. (Fotoğraf: YUSUF ZİYA AY) Uzmanlar çocuğun sorununu konuşarak çözmeyi öneriyorlar Eğtömde cezaya yer yok FİGENATALAV Çocuk eğıtımınde cezanın yeri olmalı mı? Olmaltysa ço- cu|a ne tür cezalar venlme- lı? Anne-babalarda. uzman- larda bu sorulara yanıtanyor- lar. Bırçok anne-babanın uy- guladığı çocuğu. sevdiği bazı şevlerden mahrum etme" ce- zası, çoğunlukla amacına ulaşmıyor. L'zmanlar, çocuğu baştan çok ı> ı eğiterek, ceza gerektiren davTanjşlann yapıl- mamasının saglanmasını ve her hatalı dav ranışa ceza v er- mek yerıne konuşarak çö- zümlenmesıne çalışılmasını öneriyoriar. Bırçok anne-baba. çocuk- Iarını eğitirken zorlanıyor. • Psikologlar anne-babalara, her hatalı davranışa ceza vermeyip, genelde konuşarak sorunu iyi niyetle çözmeye çalışmalannı öneriyorlar. Verilen cezalar kimi zaman gerı tepıyor. denenen yön- temler olumlu sonuç vermı- yor. Psıkolog Dr. Olcay Kula- koğlu Ilhan, anne-babalann, eğitimde öncelikle genel-ge- çer kurallan, çocuklannın öz- nel yapısında birebır ılışki içinde belirlemelerı gerektı- ginı belirtıyor. İlhan. "Şimdi dayak yerine 'çocuğu, sevdi- ği bazışeylerden mahrum et- me" cezasının da tutmadığııu iddia eden ebevevıüer var. Ço- cuğa ne terildiğinden çok onun ne şekilde verildiği da- ha önemlidir. Aslında bu \ ap- tınm oldukça etkilidir ama ebe\eyu, mahrum etmeceza- sından çocuğun ısrarlan ve sızlanmaları karşısında pes ederseverilen ceza v erini bul- maz. Avrıca her davranısm arkasuıdan mahrumetmege- lirse ola> otomatikieşir ve et- kisini yitirir r divor. llhan'ın bu konuda anne-babalara öne- rileri şöyle: "1-Bu yaptınmı uygular- Anne-babalar caresiz TV'de çizgi film îzletmeme cezası e-posta : tan (â vol. com. tr Altı yaşında bir çocuk annesi Betül Parlak. çocuğunun eğıtıminde yaşadığı sorunları şöyle anlatıyor. "2J vaşından bu yana yöntem arayışı içindev im ve olumlu sonuç alamadım. Çocuğu sevdiği şeyden yoksun bırakma geri tepiyor. O da beni tehdit ediyor. Örneğin, •dersini çalışmazsan gezmeye gideme>iz" dediğimde, o da bana. "gezmeye gitmezsek ben de' okula girnıem' diyor. Çocuklar anne-babalannı örnek alarak, koşullar getirıyorlar. Bunun dışında toplumsal eğıtım mekanizmasından yoksun kaldıklan ıçın de sorun yaşıyorlar. Çocuklara ıki yüzlü bır eğıtım uyguluyoruz. Onlara ıyı olmalan gerektigini söylüyoruz sonra da "sana vururlarsa sen de vur' dıyoruz. Tutarlılık yok." Altı ve yedı yaşlannda ikı erkek çocuğu olan Ayse Boytak ise şunları söylüyor: •'Çoculdanma en çok televiz)onda çizgi film iziememe ve istedikleri bir şeyin alınmaması cezalannı veriyorum. Bunlar kimi zaman amacına ulaşıvor, kimi zaman ulaşmıyor. Onlara. vanlış bir davranışlanna çok üzüldüğümü hissettirip, tavır kovmam çok daha etkili oluvor. Beninı durgunlaşmam, hüzünlü durmam onlan üziivor ve hatalannı düzeltme>e çalışıyorlar. Ama bu da her zaman amacına ul&smıvor. İki oğlumu, birbiıierinden ayn olarak, kendi odalannda tutmaya çalışmam ise çok zor. Ne yapıp edip biraraya geüjorlar." ken ana-baba birbirini des- teklev ici tav ır içinde olmalı. 2-Her hatalı davranışa ce- za vermeyip. genelde konu- şarak sorunu ıyı niyetle çöz- meye çalışmalı. 3-Ceza sövlenen biçimde sonuna kadar uvgulanamı- vorsa. o zaman oîav ın kronik hale getinlmemesı ıçın ceza \ermeye kalkışmamalı." Şosyolog ve eğıtımci Sev- giÖzkan sözlenne. "Eğitim- de en kestirme vol baştan iyi eğitmektir" dıverek başhvor ve şöyle devam ediyor: "Amaç,cezagerektiren dav- ranışlaruı >apılmanıasını sağ- lamaktır. Bu ise 'suç' denilen vanlış davranışı eğitilene da- ha önceden kav ratnıak de- mektir. Kısacası eğitim: so- nuçta içinden suçlu çıkmaya- cak ortamı ve bilinci sağlat- mak, cezayı gerektiren duru- mu ortadan kaldırmaknr.O> - sa çoğunlukla eğitici konu- mundaki crişkinler. eğitilen (çocuk. genç) için bu eforu baştan sarfetmeden. eğitileni yaniışlara açık bırakırlar. Ha- talı davranışve>a suçoluştuk- tan sonra ceza vermeyoluyla eğitime başlavarak kendileri- ne düşeni vapnklannı sanar- lar," Özkan'a göre. kendı so- rumluluğunu yerınde kulla- mayan eğıticı. gecikmesinı ceza vererek telafı etmeye kalkınca ceza, uygulanan ki- şı ıçın eğıtım olmaktan çıka- rak vanlış dav ranış ıçın be- del ödeme durumuna döner. Ve eğitilen, bedelinı ödediği sürece vanlış davranışı yap- makta bir sakınca görmez. Özkan. "Bu tür cezaya daya- lıeğitim anlayışı sonunda top- lum içinde, 'parasnla deği) mi?Cezasını öder, kınnw tşık- ta geçerim' dive hata v apma- vı sürtlüren insanianortava çı- kanr. Eğitimde cezanın, kişi- nin davranLŞİarındakisorum- luluğunu algılamasının dışın- da kalması maddi etken ola- rak olsa olsa cavdıncı olması- navolaçar. "dıye konuşuyor. banliyö ve metro güzergâhlanyl; olan ılişkilen henüz çözülmüş değil Projenindığerbirözellığı ise Ana- dolu ve Rumeli yakalanndaki ana ula- şım arterlenne hağlanabılmek için adeta İstanbul'u "ayaklaratanaalan" bır "viyadiikler sistemini" öngörü- yor olması. Yüksek vhadükler Örneğın, Kadıköy (Haydarpaşa) bölgesinden 3. köprüye yaklaşan ye- ni otoyol guzergâhı tarihi Karacaah- met Mezartığı'nui üzerinden "yük- sek viyadükJerle" geçı>or. Aynı şekilde Üsküdar v e Kuzgun- cuk sırtlanndaki tanhi kentdokusu- nu ve SİT alanlannı da "tüneller- le"parçalay ıp yine v iyadüklerle "ez- dikten" sonra Be>lerbe>iSara>ı'nın güneyindeki Boğaziçı'ne peyzaj ve- ren yamaçlardan karşıya geçıliyor. Rumeli yakasında ise Çırağan Sa- rajı'nın kuzeye dogru devamındakı Kabataş Lisesi binalannı oluşturan Feri>eSaray1an'nın Ortaköy'e kom- şu binalannı ayaklan altına alan 3. köprü projesı, benzer şekilde Yıldız Parkı v e çevresındekı doğal v e tarih- sel SİTalanlannı "ezerek"'Barbaros Bulvan'nın I. köprüye ulaşan bağ- lantı yoluyla bırleşiyor... Yasalara uygun değil Karayollan Genel Müdürü'nün böylesı birprojeye sadece Büyükşe- hir Belediye Başİcanı'ndan *onay"is- temesi ise yürürlüktekı ımar ve ko- ruma yasalanna uygun değil. Çünkü 3. köprü içın öngörülen yeni bağlantı vollan. çok sayıda ta- rihi bına, anıtsal yapı. tanhi mezar- lık, saray, saray bahçelen, koruluk, kentsel doku vb. gıbı korunması ge- rekli kültürel ve doğal alanlan "yar- ma". "dolma", "Hiner, "tiyadük" vb. düzenlemeleriyle tehdit ediyor. Aynı zamanda Boğazıçı de ya- maçları ve gerı görünüm bölgele- riyle SİT alanı oldugundan projenın bu nıtelığı belediyeden önce "Konı- ma Kunıluona>mı"zorunlu kılıyor. Öte yandan yürürlükteki Nazım Planda da değışıklık yapılmadan bu şekıldeki bır 3. boğaz geçişi ıçın 1 5000 ölçekli plan onayı mümkün olmadıgından, Bayındırlık Bakan- Iığı'nın "Buprojejiplanlaraişle>in ve onaylayarak geri gönderin" şek- lindekı talebınin yasal bır dayanağı bulünmuyor. Bakalım bugünlere dek hep "köp- rü yerine tüp geçiş" dıyen İstanbul Büyükşehir belediye başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ANAYOL döne- mınde hazırlayıp REFAHYOL döne- minde "dayatılan" bu projeyı en azından kendi Nazım Planına da ay- kın olduğu içın nasıl gen çevirecek? Ya da geri çevirecek mi?.. SÖYLEŞİ ATTİLA İLHAN Rejimin Adı, 'Demokrasi', Ama... Yazılmıştır: 1950 seçımlennden sonra, iktidan dev- ralacak DP'nın Genet Başkanı Celâl Bayar, Is- met Inönü'yü zıyaret ediyor; cevabını çok merak ettiğı soru şudur: "...neden NATO'ya girmedi- niz, Paşam?". ismet Paşa'nın cevabı da bir so- ru, hemdeilgınç bır soru: "-...onlaraldılarda, biz mi girmedik Celâl Bey?" Türk tarafı, en çok da DP, ABD ile yakın işbirli- ğinin 'De//göm/eğ/n/gyme/c'anlamınageldiğini he- nüz bilmez; Celâl Bayar, ülkenin 'Küçük Ameri- ka' olacağını millete müjdeler; Akdeniz'de ABD'nin 6. Filosu var diye, donanmayı gelıştirmek isteme- yi lüzumsuz görür; DP iktidan, mahiyeti şüphefi 'Ko- re Savaşı'na gözünü kırpmadan girecektir. Oysa ABD, niyetini daha 1947'de belli etmişti. Şu haberi okur musunuz lütfen: "...ABD Hey'eti, incelemelerde bulunmak üzere Türkiye'ye gel- di; hey'etten bir ilgili:'- Türkiye'ye her şeyden evvel, her türlü kalkınma planından evvel, yol ve liman lazım olduğuna inanmak icabeder' dedi..." (Cumhuriyet, 15 Hazıran 1947) DP iktidan, 'küçük Amerika' olmak hayaliyle, ülkeyi ABD ('Sistem') içın kârlı bir pazara dönüş- türecek bu telkinlere kapılmış; Menderes'in 'Gö- rülmemiş Kalkınması', Türk pazarmın bütünleş- mesi, ithalâtın iyi işleyebilmesi için limanlar ve ka- rayollarının inşasına girişilmiştir. Netice malûm: yurt sathında onbinlerce ithal malı otomobil ve traktör, ulusal demir ve deniz yollannın devre dışı- na itilmesi, ekonominin iki seçim dönemi sonun- da, iflâsı! Demokrat Parti, halk yığınlarının mutluluk öz- lemlerine somut cevaplar üreteyim derken, ciddi surette 'teklemişti'; bu da 'mayasındaki' otoriter- lik eyilimini öne çıkarmış, sivil destekli parti örgü- tü, gittıkçe Menderes'in 'şahıs tahakkümünün' 'aygrtı' halini almıştı. Birkaç örnek istemez misiniz? Sağı solu budamak merakı Demokrat Parti yönetimi, 'Tek Parti' döne- mınden kalma, sağı solu 'budamak' politika- sını, 'olduğu gibi' uygulayacaktır. II. Dünya Savaşı yıllarında, Naziler'e yakınlığ/yla tanınmış olan Cevat Rifat, o ara, 'Islam Demok- rat Partisi' diye bir parti kurmuştu; bu parti der- hal kapatılıyor: 3 Mart 1952. Bunu işçi Sendika- lan Birliği'nin kapatılışı izler: 20 Nisan 1952. He- men arkasından, faaliyetini güç belâ sürdürmeye çabalayan Türkiye Sosyalist Partisi'nin 17 üye- sinı tutuklarlar; bunun arkasından da, ünlü bir şa- irin (Necip Fâzıl) yargılanıp cezaevini boylaması gelecektir: 12 Aralık 1952. Diyeceksiniz ki bunlar, 'rejim düşmanı'; peki, Osman Bölükbaşı, Hüseyin Cahit gibi demok- rasiye 'sadakata müsellem zevatın' uğradıklan akı- bete ne demelı? Bölükbaşı, Cumhuriyetçi Mil- let Partisi gibi önemli bir partinin, sözünü sakın- maz lideridir, 'TBMM'ye hakaretten yargılanır, tu- tuklanır: 24 Haziran 1952. Hüseyin Cahit bey, iler- lemiş yaşına rağmen başyazılarıyla yaptığı sert muhalefet yüzünden, hapishaneye göndenlecek- tir:1 Arahk 1954. Hal böyle olunca, birkaç kere reddedildikten sonra Dr. Hikmet Kıvılcımlı'nın ('Tıbbiyeli' Hik- met) nihayet örgütleyebildiği Vatan Partisi'nin ka- patılıp, kuruculannın derdest edilerek cezaevine gön- derilmesine şaşar mısınız? Sanıkların, beş yıl ile on beş yıl arasında cezalandırılmalan talep ediliyor- du: 23 Mart 1959. Demokrasi'nin böylesü.. Demokrat Parti, kaçınılmaz sonuna doğru yak- laşırken, bir 'sivil toplum örgütü' olmaktan çoktan çıkmış; ceberrut, astığı astık, kestiği kes- tik bir 'tahakküm aygıtı' kimliğine bürünmüştü. Bir bakıma, hem içinden çıktığı 'totaliter, tekpartiden' farkı kalmamıştı; hem de ondan adeta intikam alı- yordu: Münhasıran, Cumhuriyet'in ünlü 'Uşak Olay- lan'na ait başlıklarını okumak bile, bunu kanıtla- maya yeter: "...Inönü ve beraberindekiler, Uşak'tan ayn- lırken, sayıları bine yaklaşan bir kalabalığın saldınsına uğradılar, atılan bir taşla Inönü ya- ralandı." (1 Mayıs 1959) "...Inönü'nün Manisa'da verdiği demecin yayınlanması yasaklandı; iz- mir'de İnönü'yü kalabalık bir halk kütlesi kar- şıladı; bu olaylara ait yazı ve resimlerin basın- da yayınlanması yasaklandı." (3 Mayıs 1959) Bu arada, Cumhuriyet'in okurlanna notu: "...ga- zetemiz basılırken zabıta Inönü'nün demecine neşir yasağını tebliğ ettî ve onun nezaretinde sahife kalıplarında kazıntılar yapıldı, basılan gazeteler de polis tarafından müsadere olun- du." Böylece, cumhuriyet tarihinde ilk defa gazete- ler boş sütunlarla çıkmış oluyor. Birkaç gün sonra toplanan DP Meclis Grubu, yayımladığı bir büdi- ride '...daha tesirli ve esaslı tedbirier alınması- nı1 isteyecek; ertesi günü, ünlü 'Tedbirier Komis- yonu' yeniden çalışmaya başlayacaktır. Evet, rejimin adı 'demokrasi', iktidardaki parti- nin adı, 'demokrat'... Ne de demokrasiydi ya!.. http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.ada.com.try-bilgiyay/yazar/ailhan.html
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle