27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27ARALIK 1996CUMA 12 DIZIYAZI Türk uyuşturucu mafyası uluslararası nükleer madde kaçakçılığını da ele geçirmeye çalışıyor PKK nükleer tehditpeşindeOZGENACAR ANKARA-Amerikan. Al- man v e Türk ishıtbarat örgüt- leri. Türk mafvastnın uyuştu- rucu ve antika kaçakçılığın- dan sonra uluslararası nükle- er madde kaçakçilığını da ele geçirmek için >oğun çaba harcadığına ilişkin bazı önemli veriJersaptadıJar. Bu örgütlerin. aynca kaçak nükleer maddeleri satın alma girişimde bulunan terör grup- larının başında PKK'nin ön- celik aldıgı yolundaki bazı saptamaları da bulunuvor. ABD'de yayımlanan ve tü- müyle bir bilimsel dergi olan "Scientific American". Amerikan istihbarat örgütle- rinden derledigı şu iki \eriyi açıkladı: 1. SovyetlerBirliği'nindağılmasından sonra Kazakıstan'ın elinde kalan zengin- leştiriimiş uranyumdan kaçağagiden bö- lümünün denetimini Çeçen maryasının ele geçirdiği anlaşılıyor. 2. Nükleer madde kaçakçılığınmgetir- diği yüksek kazanç, çeşitli suç örgütleri- nin iştahını kabartmıştır. Bazı Türk çete- leri de bu maddelerin tıcaretinegirmişler- dir. Buçeteler. Türkiye'den vaptıklarıya- sadışı antika ticaretinden sonra artık bu alana terfi etmişlerdir. Çünkü. onlar için bu konu. kaçakçıhk alanına giren sadece yeni bir madde an- lamına gelmektedir. Alman "Der Spiegel' dergisi ise ulusal istihbarat kaynaklarına dayanarak "Rus- ya"dan Batı'va uzanan nükleer madde ka- çakçılık yollannda Türkiye tercih edilen bir merkez oldu" dıye yazdı. Dünya basınında son haftalarda çıkan çeşitli haberlerde. gerek Türkivedeki olaylar ile gerek Bulgaristan. Avusturya. tsviçrede yakalanan Türk nükleer mad- de kaçakçıları veolayları hakkında avrın- tılı bilgiler veriliyor. Avusturya polisinin, eroin kaçakçılığı ihbarı ile aradığı Mehmet Şerif Beyba- şin'ı. adamı Mehmet Demirbüek ile bır- likte Viyana'da bırotel odasında yakala- N ü k 1 e Doğal uranyum: Doğada, yüzde 0.7 oranındaki uranyum-235'tir. Dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan ve pafıalı olmayan bir madendir. Sert, gümüş beyazı renginde, parlak bir maddedir. Yüksek zenginleştirilmiş uranvum: Uranyum-235"in yüzde 20 daha zenginleştirilerek içeriğinin yüzde 90'lık orana çıkanImasıdır. Az zenginleştirilmiş uranyum: Uranyum-235'in yüzde 20 daha az e r s ö z zenginleştirilerek içeriğinin yüzde 2-4 oranına indirilmesidir. Uranvum-238: Plutonyum- 239'dan üretilir. Plutonyum (PU): İnsan yapımı, ağır, radyoaktif bir metal elementtir. En önemli izotopu PIutonyum-239 olup bombaiarda ve nükleer reaktörierde kullanılır. Yüzde 15-25 zenginlikteki olan Plutonyum-240 olarak adlandınlır. ABD'nin uzaya c ü k 1 e r 1fırlattıği uydularda yakıt olarak kullandığı iseplutonyum-238'dir. Bu madde aynca kalp pillerinde de kullanıhyor. Uranyum-238'enötron verilmesi ile eide ediliyor. Kırmızı civa: Nükleer silahların ve fuzelerin yönlendirme sistemlerinde kullanılan. pudramsı. pahalı olmayan bir madde olup, bomba yapımında herhangi bir rolü bulunmuyor. dığında kendisinın nükleer madde kaçak- çılıgında başrole soyunduğuna ilişkin bel- ge ve verileri de ele geçirdiği açıklandı. Viv ana polisinin saptamalarına göre bir A\usturya Sılah Fabrikasi'nın "satıştem- silcisi" de olan Mehmet Şerıf Bevbaşin. Türk ve Rus matvaları arasında nükleer kaçakçılık ağının kurulmasında önemli adımlarattı. Vivana Mahkemesi'ndegiz- li süren davanın sonucu ise lıenüz öğre- nilemedi. Türk mafyasında Bevbaşin Aılesi'nin ad ıher zaman Akdeniz'de eroınle batın- lan "Kısmetim-1' \e tonlarca eroınle ya- kalanan "Luck-S" gemisi olavı ile bırlık- te anıimaktadır. Yakalandıgında üzerinde -tüm Türk mafyası liderleri \e üyeleri gibi- lOkadar sahte pasaport bulunan Beybaşın hakkın- da bilinen bir ba^ka gerçek ise. kendisi- nın PKK'nin finansörü oldugudur. Özel- lıkle Beybaşin'ın nükleer madde kaçak- çılığına da gırmesi Türk istihbarat örgüt- lcrinde şu soruyu akla getirmıştır: PKK bağlantısı "Bu kaçakçılık para kazanma amacıy- la\apılan bir licari kaçakçılık mıdır? \ök- sa. PKK ile bağlantılı mıdır?" Bu konuva verılen vanıt. "Herikisinin de geçerli olabileceğj"" bıçimindedır. Bu konuda Türk istihbarat örgütlerı şu ola> ı örnek olarak \eriyorlar: "Kasım başında Hata> \alisi l tku A- cun'un da bügisi altında, fskenderun'da P- KK militanlanna karşı bir operasjon dü- zenlendi. Bu opcras>onda lli'dan fazla P- KK militanı ile birlikte nükleer madde ka- çakçısı iki Türk devakalandı. PKK militanı olduğu sö\ lenen kişilerin verdiğiifadelerden Mustufa Güler ve Mıı- stafa Öztürk adlı iki kişinin kendilerine 'komis>on' ödenmesi koşulu ile PKKŞe "uranv um" satma peşinde oldukları öğre- nildi. İki vMustafa' polise, Ri/e'\e gelen iki Gürcü Merab Olılatladze ile Ineze Meg- relidze'nin adlarını "uranv uın'un sahibi olarak açıkladılar. Bu kişiler. bir polis ope- ras>onu ile vakalanarak beraberlerinde- ki •uranvum{!)' ile birlikte İskenderun'a getirdiler. Polis. vakaladığı uranvumu vetkili ma- kamlara anali/ ettirdiğinde, gelen rapor- danbununeskiden ilaçsanaviindekustu- rııcu \e nıüshil >a da çeşitli metalik bile- şikleri sertleştirmede kullanılan. pluton- \um gibi gri renkli *antimon' olduğunu ögrendi. İstanbul polisi de çeşitli zaman- larda nükleer madde sanısı ile kırmızı ci- va \e \ılan zehiri kaçak işçi yakalar." Bu olavda PKK \e militanlarının nük- leer madde konusunda oyuna geldıklerı anla^ıhyordu. ama varın ne olacagı belli olmazdı. C'ünkii günümüzde. az miktar- daki zenginleştırilmiş nükleer maddeler- le büyük patlayıcı güce sahip. eski adıy- la 'atom bombası' ya da yeni deyimiyle "nükleerbaşlıklar' vapmakçok kolaylaş- mıştı. Herkes A-bombası yapabilir Uzmaların açıklamalarına göre ABD'nin Hiroşıma'da patlattığı ilk atom bombasını biramatörün vapabilmesi için > üzde 94 saflıkta 8 kılo 'plutonv um-239" \e 25 kilo uranyum gerekiyor. Buna kar- >ılık. ABD Doğal Kaynaklar Sa\unma Kurulu'nun fızikçilerinden Thomas B. Cochran, "8 kiloya gerek >ok. Artık 1 ki- losu jeterli... Binlesine bir minvatür A- bombası ile4 km çapında bir kent yok edi- lebilir" dıvor. Unutmamak gerekır ki ABD hüküme- ti: 1978de Amerika'da Princeton Ünner- sitesi'nde bir fizik öğrencısınin mezunı- yet tezi olan "atom bombası tasarımf nı. ClA'nın gözetıminde, "çok gizli" damga- M ile çelik kasalara kaldırmıştı. Doğu'dakı uranıum. bombada ya da nükleer enerji santrallannda kullanılan 'uranıum-235'ten ancak yüzde l'den az bir oran içeriyor. Bu madde. atom bonı- ba>ını ateşleyen tetik nitelığindedir. Do- layısıyla bu oran. bir bomba için yetersiz- dir. Eğer bu madde zenginleştırilir \ e yüz- de 3lük bir orana yükseltilirse. bununla nükleer elektrik >antrallarındaki reaktör- ler çalıştırılabilır. Eğer. bu oran yüzde 90'a doğru zengınleştirilırse. atom bom- Doğu Perinçek'in Susurluk komisyonuna verdiği belgelerde Çiller ailesinin ABD'ye para transferi ve Mehmet Ağar'ın Çatlı ile ilişkileri gözler önüne seriliyor 'Sonlan yaklaşıyor'Ikinci bölümde, karanhk faaliyetlerini uyuşturucu ticareti, çek-seneı tahsilatı ve Başbakanhk Tanıtma Fonıı 'ndan flnanse eden Çiller Özel Örgütii 'ıriin, Orgenaral EşrefBitiis suikastında rol oynayan özel harpçi sıtbaylan da bünvesine dahil ettiği iddialan konu edilmişti. Eroin yüklii olarak Akdeniz de yakalanan Lıtcky-S gemisi ile ilgisi bulunduğu savıyla Hollanda'datutuklıı bulunan Hüseyin Baybaşin'in, Mehmet Ağar'ın uyuşturucu ticaretiyaptığı iddialarına yer verilmişti. Baybaşin 'in çarpıcı bir başka iddiası da. Avrupa da özel olarak kurulan camilerin, uyuşturucu pazarlamak için kullanılmasıydı. 1995 yılındaki genel seçimler öncesi Çiller, Emnivet Genel Müdürlüğü'nden aynlan Mehmet Ağar'la afîş için poz vermişti. Şimdi Çiller ve Ağar'ın yollan bir anlamda aynlıyor, bir anlamda birleşiyor. istanbul Haber Servisi - Tansu Çiller. Başbakan olduğu dönem- de 24-29 Mayıs 1994 tarıhleri arasında ABD'ye özel gezi \ap- tı. Gezi sırasında. beraberinde gö- türdüğü 14 kişilik heyete. koru- malar da dahil gezinin son günü- ne kadar izin v erdi. Başbakan. ge- celiği bin dolar olan VValdorf As- toria Oteli'nden aynlarak Beımu- da'ya uçtu %e parasını yatırdı. Çiller. gezide ortadan kayboldu- gu sırada Morgan Guaranty Bank Yönetim Kurulu ü\esi Rodney Wagner, Chase Manhattan Bank. Citybank \e Solomon Brothers adındaki danışmanlık hizmeti gö- ren finans kuruluşlannın kimi üst düzey yöneticileri ile görüştü. Böylece parasını Bermuda ban- kalanna yatırmadan önce gü\ en- diğj önemli bankacılara danıştı. Özer Çiller. Başbakan'dan 10 gün kadar önce ABD'ye gitmiş- ti. Basından gizlenen bu gezi. 8 Haziran 1994'te tamamlandı. Tansu Çiller. ABD gezisi konu- sunda ANAPtarafından Meclis'e \erilen soru önergesini yanıtsız bıraktı. Başbakan. basına bu ge- zinın tümüyle öze! olduğunu açıklamıştı. Oysa Hürriyet'ın Ankara Temsilcisi Sedat Er- gin'in. 26 Mayıs 1994 tarihli ya- zısı aksi iddialar içeriyordu: "Tansu Çiller'in gezisi, aslında yurtdışına para kaçırma operas- >onu. Bilindiği gibi, ABD'ye 10 bin dolardan fazla para sokulamı- • >or. Bu nedenle Çiller ailesinin senetini ABD'ye Özer Çiller de- ğil, başbakan kimliği nedeniyle bavullan aranmayan Tansu Çiller götürdü. ÇUIer,ABD'ye Uk kez kaçak pa- ra soku\or değil. Daha önce de ABD'deki taşınmaz mallarını alırken para\ı kaçak olarak gö- türmüşrü. Bilindiği gibi Çiller, ABD'deki mallannı satın alma- dan önce banka aracılığıyla para transferi yaptığını kanıtlayamı- yor." CIA ve çatlı 1986'da Fransa'da eroin yaka- latmaktan hapse atılan Abdullah Çatlı. İsviçre hükümetınin talebi üzerine Zürih'e getirilerek 7 yıl ceza aldı. Daha üç yıl cezası var- ken. 21 Mart 199Ö'da. Bostadel Cezae\i'nden kaçtı. Abdullah Çath'nın yıllar sonra Türkiye'ye gelişi. CIA tarafından hapisten çıkarılışından sonra oluyor. İstan- bul MÎT'ine haber göndererek pazarlık teklif ediyor. Serbest bı- rakılmak kaydıyla gelip teslim ol- mak istiyor. MIT buna yanaşma- yınca tekrar yurtdışına çıkıyor. Çath'nın bu pervasızlığı, elinde MlT'i \e kontrgenllayı çok zor durumda bırakacak bilgilere sa- hip olmasıyla açıklanıyor. 1993 yılının Temmuz avında Bucakaşiretine önemli birkonuk geliyor. Emnıyet Genel Müdürü Mehmet Ağar. Sedat Edip Bucak ile Si\erek'teki şatosunda görü- şüvor. Bucaklar. silahlanmayı ve korucu olmavı bu toplantıdan sonra kabul ediyor. 1994'te yeni- den Türkiye'ye gelen Çatlı. Meh- met Ağar'ın isteğıyle Bucak- lar'm Si\erek'teki e\ine götürü- lüyor. Bucaklar'ın e\ı iki vıl bo- \unca Çatlı'nın karargâhı oluyor. Bucak. ölene kadar Çatlı'ya say- gıda kusur etmivor. Aşiret reisi. mafya şefi gelince ayağa kalka- cak kadar saygılıydı. Vatanseverlik Abdullah Çatlı. Abdi İpekçi'v i katleden çetenin başıdır. Bahçe- lie\ ler'de yedi İşçi Partih'yi kat- leden çetenin başında olduğu. ay- nı katliama iştirak eden Haluk Kırcı hakkındaki mahkûmiyet karannda belirtilmı^tir. A\ru- pa'da eroınle yakalanan Çatlı. 7.5 \ıl hapse mahkûm edilmiştir. Çath'nın ülkücü çetesi. ClA'nın düzenlediği Azerbaycan darbe- sinde. Çeçenistan'a silah ve adanı vollanmasında. Ktıze\ Irak'taki tertiplerde. Çin'e sabotaj timleri- nin gönderilmesinde başroldedir. Çath'nın ASALA'nın faaliyetle- rinin durduruimasında büyük hizmetleri olduğu yalanı da piya- sa>asürülmektedir. Doğrulatılan bilgilere göre Çatlı çetesi. Erme- ni anıtına molotofkokteyli atma karşılığında. MİT'ın operasyon bölümünden 1 mılyon dolar (100 milyar lira) almıştır. Bunların va- tanse\erlikle ne kadar ilişkısi ol- duğu ortadadır. Telefon defterini atın' ...\'e Susurluk: "Ağabey, Çat- h'\ı ka> bettik. Ne yapalım?" Kazadan yanm saat sonra Çat- h'nın adamlarından bıri. Anka- ra'da aradığı kişive bunu sordu. "Ajandasını ve telefon defterini alın" \anıtını aldı. Kazadan son- ra Çath'nın özel eşyası arabada bulunamadı. Susurluk yolunda kamyona çarpan Mercedes'in içinden 2 adet MP tipi makineli tabanca. 5 adet tabanca. 2 adet susturucu. bol miktarda mermi, sahte kııniıkler \e sahte plakalar çıktı. Bu kanıtlar. arabada bulu- nanların cürüm işlemek üzere birleştiklerini ispatlama\a yet- mektedir. Dahası. Sedat Bucak ve Hüseyin Kocadağ'ın. uyuşturucu kaeakçiM \ e çok sayıda cmayetin sorumlusu Çatlı ile üç gündür birlikte oldukları da saptanmıştır. DYP'li Milletvekili Sedat Bucak. Çiller'in sağ koludur. Hü- seyin Kocadağ ise polis camiası içinde Mehmet Ağar'ın sağ kolu olarak bilinir, Eski MHPyöneti- cılerinden ANAP'İı Avni Çarsancaklı, Çath'nın Ağar ile görüştüğünü ve Çiller'in masasında ye- mek yediğini ifade etmiş- lerdir. Böylece Çiller ve Ağar ile Abdullah Çatlı arasındaki bağlantı. MİT raporu ve Mercedes için- deki bileşim yanında. ta- nık ifadeleriyle de doğru- lanmış oldu. TBMM'nin ağır sorumluluğu Skandala adı karışan ki- mi kamu görev lilerinin hâ- lâ görev len başında bulun- duğu ve suç tanıklarının bir bir ortadan kaldınldığı bir ortamda TBMM'ye ağır bir sorumluluk düşü- yor. Orgeneral Eşref Bit- İis'e suikastın faili olduğu öne sürülen Binbaşı Cem Ersever. Özer Çiller'le nükleer madde kaçakçılı- ğı vapan iki İranlı. Tansu Çiller'in DYP Genel Başkanlığı seçiminde kullandığı 500 milyar liranın kay- nağını bildiği iddia edilen Behçet Canfürk. paray ı götürdüğü iddia edilen MİT muhbiri Tank Ümit. Cantürk ile Çiller Örgütü arasın- daki bağlantığı bildiği iddia edilen Cantürk'ün avukatları \üsuf Ekinci v e Medet Serhat. v ine Can- türk'ün iş ortağı Sa\aş Buldan. Özer Çiller'in suç ortağı olduğu iddia edilen Tevfik Ağansoy ve Özer Çiller'in İstanbul Banka- sfndaki kurvesi olan Mehmet Ur- han. iki yıl içinde esrarengiz bi- çimde öldürülerek yok edildiler. TBMM. siyasetin mafyalaş- masına karşı İcesin ve kararlı bir tavır almak durumundadır. Maf- ya bağlantısı olduğu herkesçe bi- linen makam sahipleri hakkında derhal Meclissoruşturması kara- n almak. TBMM'nin ertelene- mez sorumluluğudur. İşçi Parti- si, Türkiye'nin bağımsızlığı ve halkımızın adalet özlemi için üzerine düşen görevi yerine ge- tırme sorumluluğuyla. Tansu Çiller ve Mehmet Ağar'ın işledi- ği suçlar hakkındaki dosyayı Türkiye Büyük Millet Mecli- si'ne sunmaktadır. Bİttİ bası yapımı aşamasına geçilmiş demektir. Plutonyum isedüşük ni- telikteki uranyumdan elde edil- mektedir. Alman istihbarat ajanları. İspan- ya'da 'terörist' rolü oynayıp bom- ba yapmaya fazlasıyla yeterli 4 ki- lo plutonyumun peşme düşmüşler- di. İki Ispanyol ve bir Kolombiya- lı kaçakçı ellerinde olduklannı söyledikleri "maldan örnek plu- tonyumu göstermişlerdi. Analiz uranyumun oldukça yüksek kali- tede olduğu sonucunu vermişti. Malın gerisi Moskova'daydı. Alıcı- lar. mala kilosu 69 milyon dolardan 276 milyon dolar (yak'laşık 30 tril- yon lira)ödemeye hazırdılar. Satı- cılar. üç hafta sonra Moskova'dan Münih Havaalanı'na sadece 156 gramlık malla indiklerinde. yine de tutuklandılar. ABD Kongresi'nde kısa bir süre öne yapılan birtoplantıda CJA stratejik istih- barat yetkililerinden Da\id Osias, "Nük- leer silahlann teröristlerin her an eline geçme olasılığının çok \ üksek olduğunu " açıkladı. Moskova mafyası gamma ışını kullanıyor Osias'ın bu öngörüsü. Moskova'da ger- çekleşti. Rus mafvası. ı!k kez I993"te bir Rus ışadamının bürosunda üzerine 'gam- ma ışınlarf püskürtmüştü. Bu radyoaktif ışınlar. insanı anında öldürmüyordu. ama birkaç aylık bir can çekişmesine vol açı- vordu. Bu olav. orada kalmadı. O günden .son- ra Rusya'da benzeri nitelikte bir düzine 'bireysel nükleer terör' olayı daha yaşan- dı. Böylece. nükleer silah kullanımı. maf- >a aracılığı ile günlük vaşama girmiştı. Bılım adamlarının. çevrecılerın. nükle- er enerji karşıtı gruplann bu maddeler ve terör konusundaki kaymlan ise özetle şöy- le: ~L lusal ya da uluslararası bir suç örgü- tü. rad>onükieer kaüntılan şantaj olarak kullanabilir. Bu maddelerin küçük bir ör- neği ha\ada kiıiilik > a da kent içmesu> u şe- bekelerinde tehdit aracı olabi- lir. l luslararası terör örgütle- ri için küçük çapta bir nükle- er silah patlama olasılığı. Holh>\ood nimlerinin düşgü- cünden çıkıp. gerçekleşebil- me olanağına dönüşebilecek duruma gelmiştir. Orneğin. Tokyo metrosunda dinsel ör- gütün, sinir gazı \erine nük- leer madde ile evlemini ger- çekleştirmesi mümkündü." Aralık 1994'te Çek Cum- huriyeti'nde yakalanan ka- çakçıların elindeki nükleer madde yüzde 87.7 oranında zengınleştırilmiş 2.7 kilo ağırlığında uranıunı-235 idi. Bu nükleer madde ile uzun menzillı füze ile atılacak 30 kiloluk bir nükleer silah baş- lığı yapılabilırdi. Ekim 1993'te tstanbul'da ortaya çıkarılan ve başını Maraıara Lnnersitesi Profe- sörü Pınar Bakır'ın çektiği nükleer kaçakçılık olayında bir grup Türk-lranh'da yaka- lanan uranium ise daha çok nükleer santrallarda kullanı- lan cinsten olup. fazla zen- ginleştirılmemiş idi. Çek Cumhuriyeti'nde yakalanan- la aynı oranda olsaydı, bu maddeden yapılacak bir nük- leer silahla Muğla il merkezi tümüşle vok edebilirdi. Balkan rotasmm kavşağı Adana SABİTÖZKESER ADA.\\ - Adana'nın. dün- ya uyuşturucu trafiğinın Bal- kan rotasında önemli bir kav- $ak olduğu belirlendi. Birinci yolun Lübnan'dan başlayıp Adana'dan geçerek İstanbul ve Avrupa'ya gittiği. ikincı yolun ise Hakkâri'den başla- vıp yine Adana'dan geçtiği saptandı. Kaçakçılık Şube Müdür- lükleri'nden Sorumlu Adana Emnivet Müdür Yardımcısı Yüba> Çelik. Narkotik Şube Müdürlüğü ekiplerince Ada- na'da 1995 yılı içerisinde top- lam 126 operasyon düzenlen- diğini belirterek şunlan sövle- di: "Adana konum olarak dünya uyuşturucu trafiğinde Balkan rotası olarak adlandı- nlan bir taşıma volunun ikin- ci hattıdır. Bu hat iki yol izler: 1. vol Lübnan, Suriyc. Hatav. Adana, İstanbuL Avrupa ül- keleri: 2. yol Hakkâri. Van, Adana. İstanbul ve Avrupa ül- keleridir. 1995 >ılı içerisinde düzenlenen operasvonlarda toplam 340esrar. 266 kilo likit esrar, 254 kilo eroin, 277 kök dişihintkanev iri ve 247 bin 850 adet de u\ uşturucu hapı ele geçirilmiştir. Bu rakamlar Adana ilini u\ uşturucu \aka- lamalannda istanbul \e Van illerinden sonra 3. sıraja yer- leştirmiştir. 1994 \ılında da ilk iller arasındavdı." ANKABA...ANKA... MÜŞERRIF HEKtMOCLL ÇoksesliŞarkılar Söylemek UmuduylaCSO sahnesinde?ocuk korosu. çiçek gibi kızlar, er- kekler, gözleri parls/arak şarkı söylüyor. Çaâdaş ol- duk, mutlu olduk, b* seninle ey koca Türk. İnönü'yü anma konserinde Atatürk adına yazılan bir yapıtır> yer alması çok doğjl, ama böyle bir yapıt mı acaba? İHayli yadırgadım d^ğrusu, müzik devrimi inönü'nün özlediği düzeye ula?saydı. bu konserde daha güzel, daha çağdaş yapıtlar yer alırdı bence. Geçmiş yıllar- da genç besteciler için yanşmalar açılırdı, öyle girişim-; ler yok artık. MersinOperası'nda haftada iki gün din- sel yayınlar satıldığnı söyledi bir arkadaşım. Kültür Bakanlığı'ndan mü;ığe, sanata dönük bir girişim v& destek beklenemez ama başka kuruluşlar, bir vakıf, bir banka, boşluğu irtebilir. Çünkü böyle bir birıkim, bir beklenti var topluTicfa. Yeni yıla doğru her gece bir- kaç konser var başkentte. Hepsi dolu, çocuk korola- rı da büyük ilgi görCyor küçük başkentlilerden. Ama onlar yeteri kadar ilgı görmüyor galiba, çalışma koşul- lannın hayli kötü olduğu söyleniyor. Belki yerden kay- naklanan bir yetersizlik. Birlikte şarkı söylemek güzel bir olay kuşkusuz, yan yana geliyor, ortak bir ürün oluşturuyor çocuklar. degişik seslerle bir arada şarkı söylüyor, birlikteliğı yaşıyorlar. Onlara daha iyi olanak- lar sağlamak gerekir Kim sağlayacak dersenız, Kül- tür Bakanlığı diyemiyorum. Sayın Bakan'ı hiçbir kon- serde görmedim şimdiye kadar! Görevi gönüllü kuru- luşların, müzikseveıierin üstlenmesi gerekiyor yine. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği onlardan biri hiç' kuşkusuz. Güzel konserler düzenliyor, çoksesli müzi- ğin yerinı vurguluyor çağdaş yaşamda. Başta laiklik, tüm Atatürk devrimleri de çağdaş yaşamın altyapısı, aracı değil mi? Devrimleri yozlaştıranları iyı tanımak ge- rekir bence; demokratik haklar, özgürlükler aldatma- casıyla çağdışılığa yol alıyorlar. Türk Eğitim Derneği, "İnönü'yü anma" konulu bir toplantı düzenledi hafta başında. Konuşmalar basıla- cak sanırım. Herkesm okumasını dıliyorum. "Devlet adamı" özlemi giderek derinleşiyor ülkemizde. Acı a- ma gerçek. cumhunyetimize kanat geren. çagdaş uy- garlık düzeyine ulaşma yoluna baş koyan devlet adamlarını da yeteri kadar tanımıyor genç kuşaklar. Dahası Atatürk'ü, İnönü'yü de yeteri kadar tanımıyor- lar. Tanıtmak değil, tanıtmamak, unutturmak çabası ağır basıyor! Bence inönü Vakfı'na da önemli bir gö- rev düşüyor bu konuda. Pembe Köşk toplantılarını da başka toplantıları da belli kuşaklar ızliyor genelde. Oy- sa genç kuşaklar izlemeli ve öğrenmeli. Hiçbir dö- nemde devlet adamından böylesıne yoksun değildi ül- kemizl Halkımıza sevgiyle, saygıyla. güvenle bakan, onurlandıran kişiler de az değil tarihimizde. Onları da tanımalı gençlerimiz, bugünküleri daha iyı tanır. değer- lendirir o zaman. Dünya klasiklerinden söz edildi TÜ- BİTAK'ın Feza Gürsey Salonu'nda düzenlenen anma toplantısında. Ben o klasikleri okuyan mutlu kuşaktan biriyim; okumakla yetinmedım, bir de çevirım var, a- ma o zaman bugünkü değerlendirmemden hayli uzak- tım doğrusu. Okumanın mutluluğunu duyuyordum an- cak. Oysa dünyaya açılan, düşüncemize ışıklartutan, evrensel değerieri anlatan yapıtlar onlar. 1997 yılını o nedenle Hasan Âli Yücel yılı diye tanımlıyor UNES- CO. İnönü de içten destekliyor dünya klasiklerinden çevirileri. Devlet Operası. Devlet Konservatuvarı da ay- dınlanma sürecinde ilk girişimler. Her konuşmada ye- ni bir çizgı ekleniyor inönü'nün portresine. Viyolonsel dersi alması, Pembe Köşk'te bir deney odası, Hayri Dener'le deneyler yapması, bilim kongrelerine gös- terdiği ilgi, yabancı dilde bir kitap okurken sözlük kul- lanması küçük aynntı değil, bütünden bir parça ben- ce. Erdal inönü, babasını anlatırken şöyle dedi bir ara- lık: Geleceği, hayalleri gerçeklerin yerine koymadan düşünürdü. Biz de bugünu düşünelim! Hayalleri kaynak paketi diye halka sunuyor, umut üretmeye çabalıyor devleti yönetenler! Ancak umutsuzluk üretiyorlar! Ama o umutsuzluğun da üretkenliğı var bence. Bakın olaylar ne yolda gelişiyor, kimler nasıl soyunuyor halkın göz- lerinde, çıplak gerçek nasıl sergileniyor... Acı ama ya- rarlı, uyancı bir tablo var karşımızda. Tepkimizi, dav- ranışımızı belırtirsek değışebilir. Temizlenır, aydınlanır. Çünkü başka bir birikim de var toplumda. Her dalda, her kurumda yan yana gelmek gerekiyor. Bu ara dö- nem mutlaka sona erecek, Aydınlanma sürecine ye- niden girecek ulkemiz. Geçen pazar baba, anne ve oğul Oistrakhlar'la gü- zel bir müzik şöleni yaşadım Bilkent Konser Salo- nu'nda. Yayları sonsuza uzanır gibi. Aynı akşam C- SO'da da Başkent Oda Orkegtrası'nın konseri var. Orada da Viktor Pikaisen'in dokuz yaşındaki torunu Igor ile çalıyor. Güzel bir olay, ama Başkent Oda Or- kestrası daha güzel bir olay bence. O orkestranın çal- gıcılarına büyük saygım var. Kimi doktor, kimi avukat,, bilim adamı, kimi öğretmen, kimi genç, kimi orta yaş- lı, kimi Hintli, kimi ABD'li, çoğu Türk. hepsi Başkent' Oda Orkestrası üyesi, arada bir buluşuyor, çalıyorlar,: bir yıl çalışıyor, yalnız bir konser veriyorlar. Sevgiyle; coşkuyla çalıyor. birlikteliğin güzelliğini sergiliyorlar.' Dinlerken düşünüyorum, başka kentlerde de benzer bir orkestra kurulamaz mı? Oda orkestrası kurulamaz-! sa, daha küçük bir topluluk, bir beşli, bir üçlü, ama; çoksesli klasik Batı müziği sevgisini geliştiren etkin- liklerde bir adım atılamaz mı? Benzer önerileri okurla-: rımdan daalıyor, ilgili kuruluşların, konservatuvarlann; müzik öğretmenlerinin, müzikseverlerin drkkatine su- nuyorum. Birlikte çalmak, şarkı söylemek, dans etmek güzel bir olay. ' Yeni yılda hep birlikte çoksesli güzel şarkılar söyle-; mek umuduyla. Barış şarkılan, hoşgörü şarkılan... • BULMACA SEDAT UŞAYA\ SOLDAN SAĞA: 1/ Küçük fare. 2/ Bir dinsel törensı- rasında Kuran'dan okunan on avetlik bölüm... Eknıek 3 ufağı.3/Birsporda erışilmış derecele- rinenüstünü... Üs- tü kapalı pazar ye- ri.4/Hile.düzen... 6 Eski dilde gemı. 5/ "Aptal. bön"anla- mında argo söz- cük... Mıkroskop camı. 6/ Başka bı- rinin kullandığı söz ya da tümcelerı anlamsız olarak vankı gibi yıneleme. 7/ Azarlama. serzenış. 8/Du- yuru... Duyu organlarınıtı 3 dıştan algıladığı bir nesne- 4 nın bılince \ansivan ben- zeri. 9/Sırtlan... Yüzmet- rekare tutarında yüzev öl- çüsü birımi. YUKARID.VV AŞAĞIYA: 1/ Sazana benzer bir tatlı su balığı. 2/ Elma. armut. ayvagibi mevvelenn venmeven iç bölümü... Birnota. 3/Ara- lıksızolarak... Büyüksaban. 4/Yunan mitolojısindeaşk tan- rısı... Almanya'da evaletlerın her bırine verılen ad. 5/ Bina- lann önlennde üstü örtülL. önü açık ver. 6/ Bir gıda mad- desı... Dın ışlerını devlet ışlerıne karıİtırmayan. 7/Hertür- lü siyasal düzenı vadsıvan vetoplumun birev üzerinde hiç- bir baskısmı kabul etmeven görüş. 8/Gemin'ın çektiği suyu göstermek için baş ve kıç bodoslamalan üzerine konulan işaretler...Mert.kalender\ebabacan kımse. 9/lkivılsürül- meven nsker
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle