Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 ARALIK 1996 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Uluslararası Çalışma Örgütü Bölgesel Türkiye Temsilciliği'ni kaldınp sadece yerel bir büro bırakıyor
BLO da Türkiye'yi gözden çıkardı^ fLO Türkiye"deki Bölge
Temsilciliği'ni Moskova'ya
taşima karannı tasarruf tedbiri
olarak açıklarken ancak 100 bin
«lolarlık bir tasarruf ifade eden
karann, aslında bir "gözden
^ıkarma" olduğu belirtiliyor.
• ILO'nun Türkiye'den
uzaklaşma karannı Meksika.
Arjantin, Brezilya ve Şili gibi,
ekonomisi sorunlu, sosyal
çalkantılaryaşayan ülkeierle
eşzamanlı uygulamaya sokması
dikkat çekici bulunuyor.
MRTE.NVALÇIN
Türkiye'de biryandan sen-
«dikaîizlaştırma hız kazanıp.
«Jığe: \andan hükümet politi-
kalanyla ücreıler ve örgiitlen-
me de dahil demokratik hak-
larsürekligeriletılirken, L'lus-
laransı Çalışma
Örgütü de (ILO)
Türkive'den çekil-
mekaranaldı. ILO
geçen a\ aidığı bir
tâvsıye kararıyla
Türksye'dekı böl-
gesel nitelıktekı
temsılcihğininsta-
tüsünii yerel
(branş)bürohaline
getirme için çalış-
malara başladı.
Uluslararası plat-
formda çalışanla-
nri haklannı koru-
yân ve bunun için
farklı iilke çalışan-
ları arasmda daya-
nışmayı sağlavan '
ILO'nun Türkive'den uzaklaş-
ma karannı, benzer ekonomik
krizler \e sosyal çalkantılar
yaşayan Arjantin. Meksi ka,
Brezilv a. $ilı gibı ülkeierle eş-
zamanlı olarak devreve sok-
ması dikkat çekici bulundu.
ILO'nun Türki\e*y i gözden
çıkarma karannda, Türkı-
ye'deki .sendikal hareketın da-
raltılması ve sosyal politikala-
rın gözardı edilmesı yolunda
hükümetlerın tüm uyanlara
karşın duvarsıztutumunun rol
oynadığı kavdedılıyor.
ILO 46 yıldır Türkiye'de
Uluslararası Çalışma Örgütü
(ILO) Versay Anlaşması çer-
çevesinde I9i9yılındakurul-
du. Merkezi Cenevre'de bu-
lunan örgürte, şu anda 170 ül-
kenin üyeliğı var. klendı ılke kararlan ışıgın-
da üye ülkelerdeki çalışma havatının düzen-
lenmesi \e sendikal hareketlerle organik bağı
olan ILO. Türkive'deki ilk temsilciliğini 1950
yılında Istanbul'da bölge bürosu olarak açtı.
Bu ofis uzun bir süre Yakın-Orta Doğu Bölge
Ofisi olma özelliğini de taşıdı. Ancak bu bü-
ro 1970 yılında Beyrut'a taşındı. 1975"te Is-
tanbul Ofisi kapatılarak bölge temsilciliği An-
kara'ya taşındı.
ILO temsılcıleri. bu kararı
A\rupa dışındaki Meksika.
Arjantin. Brezilya \e Şilı gibi
ülkelerdeki bürolarda finansal
tasarrufa gitmek için öngörü-
len yeniden yapılanma proje-
si içınde değerlendırdiklerini
belırtirken sendıka başkanları
ve bakanlıktan bazı yetkıliler
- / üm alaniarda kaj bettiğimiz
prestij sonunda, uluslararası
platformda sendikal aJanda da
yalnızkalıyonız"' şeklmde yo-
runıda bulundular.
ILO'nun Türkiye'yle ilgili
karanna ilişkin ola-
rak hükümet kana-
dında "resmi değU"
gerekçesıyle hiçbir
açıklama yapılmaz-
ken. yetkıliler karar-
daTürkiye'nin çalış-
ma \eekonomıpoli-
tikalarındakı tutar-
sızlıklann yanı sıra
Dışişleri'ndekı ye-
tersizliğinindeetki-
li olduğunu ifade
ediyorlar.
Geçen hafta Tür-
kive'ye gelerek
TfSKveTürk-lşhe-
yetleriyle görüşme-
İerde bulunan ILO
A\ rupa Bölgesı Bü-
ro Müdürü Scharon Broke
sendikacılann tepkisıyle kar-
şılaştı.
Sendıka yetkilileri.
ILO'nun Türkiye'vle ilgili bu
karan ekonomik olarak en bü-
yük sıkıntılan yaşayan ülke-
Bayram Meral
'Muhatap almam'
Geçen hafta
içerisinde Anka-
ra'ya gelen ILO
yetkilisıyle gö-
rüşen Bayram
Meral Türkı>e
bürosununstatu-
sünü değiştirir-
lerse, yeniataya-
caklan kişiyi iş-
çi temsilcisi ola-
rak muhatap almayacağını ifade etti.
Meral bu fikrini ILO'ya da açıkça be-
lirttiğini söyleyerek ILO'yu •"şovenük*
yapmakla suçladı. ILÖ'nun Türki-
ve'deki işlevini tamamlamış gibi statü-
sünü daraltmasını. söylenenlerın aksi-
ne "Türkiye'nin kara İisteye aluımasr
olarak değerlendiren Meral **Avru-
pa 'daki Koma. Madrid. Paris, Londra
bürolan gibi biralt starüde bulunmamı-
a uvgun görerek bizi valnız bırakıvor-
lar. Ekonomik durumumuz madem ki
o kadar ivi. Türkiye'nin \\rupa Biıii-
ğTne geçiş sürecini neden hı/landırmı-
yorlar'.'" şeklinde konuştu.
Rıdvan Budak
'Suç, hükümetlerde'
Dev rimci fşçi
Sendikaları
Konfederasyo-
nu Başkanı Rıd-
van Budak
ILO'nun aidığı
karan geçmiş-
ten bu yana si-
yasılerin ulusla-
rarası platform-
da \erdikleri
hiçbıı'^o/.u veıınegetirmemelerininso-
nucu olarak değerletıdirdi. Budak "Av-
rupa sendikal hareketi içerisindeki veri-
miz tehlikede. l lusal alanda zaten sü-
rekli törpülenmejecalışılan sendikal ha-
reket, uluslararası alanda da geçerliliği-
ni yitireeek" dedı. Budak yıllardır I-
LO'nun uluslararası ortamlarda hükü-
met yetkililerinden Türkiye"dekı çalış-
ma hayatına ilişkin belirlı sözler aldığı-
nı fakat her seferinde bakan düzeyinde
verilen sözlerin unutulduğunu belirte-
rek*Hükümetferin inandıncılığı kalma-
yınca. diinya sendikal hareketinin sizi
dışlaması kaçınılmazdır" dedi.
Refik Baydur
'Geri adım atıyoruz'
Türkiye Işve-
ren Sendikaları
Konfederasyonu
Başkanı Refîk
Baydur ILO-
nun kararının
baştan sona çe-
lişk/iı o\duğu-
nu vurgulayarak
"fLO'nun Tür-
kiye'yi İtalva,
Fransa gibi ülkelerin statüsüne indirmesi
akıl aiır gibi değil. I ürkhe'nin en önemli
iki sorunu işsizlik ve eğm'm açığı. Bu an-
lamda ILO'nun Türkive'deki işlcv i bitmiş
değil. Gelişen ilişkiieri bir adım gerije a^
nıak Türkiye'nin yaranna olamaz. Böyle
bir karan alan ILO'nun işlevinin de gös-
ternıelikolduğu kaygı$ı bâkûn olur" dedi.
Baydur geçmıştelLO temsılcılerinın ken-
dilerine gelerek. dağılan Sovyetcumhuri-
yetlerini Türkiye'ye ba|lama teklıfinde
bulunduğunu söyleyerek "Şimdi nedense
bizdeki etkinliklerini azaftıp. Moskova'da
büro açmak fikrindekr. Bu karan alnıa-
lanndaki gerçek sebebi de herhalde siya-
silerden sormak gerekir"
lerle eşzamanlı olarak alması-
nın rastlantı olmadıgım vur-
guladılar. ILO'nun bütün bu
rev ızyon çalışmalarını "tasar-
rufgerekçesiyle"açıklamasını
da ınandırıcı bulmadıklarını
sövleyen sendika çevreleri
"f ürkive'deki temsilcilik. >e-
rel büro olursa, temsilci Tiirk
olacak. daha supara ödeyeeek-
ler. Bu değişikltkten eldc ede-
ceği tasarruf yılda 100 bin do-
ları geçmeyecek. Dolavısıvla
gerçek sebep tasarruf değil.
Türkiye'ningözdençıkanlmış
olması" dı\e konu^tular. K.a-
sım ay ında yapı lan ILO genel
kurulunda alınan tav sıve kara-
nna göre Türkive'deki bölge-
sel nıtelıkteki büronun verel-
leşmesiy le 100 bin dolariık bir
tasarruf yapılmış olacak.
ILO'nun kısa bir süre önce
Budapeşte'de açtığı bölgesel
büroyla Balkan ülkeleri i)e
Doğu \ e Orta Av rupa ülkele-
rini bu büroya baölaması ve
y ıne geçen ay aidığı bir dığer
kararla Moskova bölgesel bü-
rosunun açılarak Katlas ülke-
lenni de bu büroya baglarraM
"Türkiye'nin tecrit edilmesi"
olarak nitelendırıldı.
Geçen hafta Ankara'vage-
len ILO A\rupa Bölge Büro
Müdürü Scharon Broke ile eö-
ş TİSK Genel Sekreterı
Kubilav Atasayar. yapılan gö-
rüşmede ILO'nun aidığı kara-
rın yanlışlığını ifade ettıklen-
nı sövleyerek "ILO'nun bu
karan almasında söylenildiği
gibi finansman sıkıntısının ol-
duğunu kabul etmivoruz. Ha-
ziranda vapılacak genel kuru-
la kadar Türkiye'vle ilgili ka-
ran veniden gözden geçirecek-
leriniumutedhoruz" dedi.
Demirel, kaynak paketleri ve bütçeyi eleştirdi
'Geceden sabaha
çözüm olmaz'
• Yüksek enflasyonla
yaşamaya alışıldığını
belirterek "Enflasyon
kader olmamalı" diyen
Demirel, "Çözümler
üretilir. ancak bunlar
geceden sabaha
yapılacak projeler
olmamalı. Ekonomide
mucize olmaz"
değerlendirmesini yaptı. Sülevman Demirel
şiler ile en çok ihracat ya-
panlara plaket verdi. Pla-
ket törenine katılan De-
mirel. son 50 yılda eko-
nomide çok önemli adım-
lar atıldıgını belirtirken,
gelişmenin sürdürülmesi-
nin şa/lplduğunu, ihraca-
tın arttHilma.sı gerektiğini
söyledi.
Ekonomideki sorunla-
nn "Gerçekçi program-
ANKAR.\ (Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. hiikü-
metınhayali kaynak paketleri ve 1997büt-
çesindeki hedeflerini örtülü olarak eleş-
tirdi. YüksekenflasNonla yaşamaya alışıl-
dığını belirterek. "Enflasyon kaderolma-
mair diyen Demirel. "Çöziimler üretilir,
ancak bunlar geceden sabaha yapılacak
projeler olmamalı. Ekonomide mucize ol-
maz. Kimse buna inanmasın. vaat etme-
sin" değerlendirmesini yaptı.
Ankara Ticaret Odası (ATO) dün 1995
yılında en çok \ergi ödeyen kurum ve ki-
laria. karariı uygulama-
larla" çözülebileceğini anlatan Demirel.
"Ekonomide mucize gerçekleşmez. Gece-
den gündüze sorunlar çözülmez. Çözüm-
ler bu bilûıçle hazırlanmair dedi.
Maliye Bakanı Abdullatif Şener de hü-
kümetin denk bir bütçe hazırladıgını yine-
leyerek, çözümün bu hedefi sağlamakta
olduğunu söyledi.
ATO Başkanı Ahznef Çavuşoğlu da ko-
nuşmasında. hükümetin hazırladığı denk
bütçenin gerçekleşmesinin çok zor oldu-
ğunu vurgularken. çıkanlan aflarla vergi
ödeyenlerin cezalandırıldığını söyledi.
Erdemir'in satılmasına işçi tepkili
6
EreğK halkı Ankara'ya yürür'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tiirk
Metal Sendikas'ı Genel Başkanı Mustafa
Özbek. hükümetin Eregli DemirÇelik Fab-
rikalan'nın özelleştirilmesinde izledığı po-
litikaları eleştirerek, "Erdenıir'i kimseye
peşkeş çekfirnıeyiz. bütün Eregli halkı köy-
İeriyle birlikte Ankara'yayürür" dedi.
Mustafa Özbek. Türk Metal Sendikası
Başkanlar Kurulu toplantisinın açılışında
vaptığı konuşmada. iktıdann. demır-çelık
işletmelerini holding haline dönü^türerek.
buralarda kendi politikasına \e uvgulama-
hnna bağımlı birdevlet sendıkdM oluştur-
mak istediğini savundu. Özbek. söz koııusu
holdingin RP'li kişilerce kuruimasının dü-
şünüldüğünü ifade ederek. şunları söyledi.
"Bu holdinge. Erdemir'in devlct elindeki
vü/de 49luk hisselerinin vüzde 30'u blok
olarak satilmak isfenivor. Bövle bir satış
mümkündeğildir,izinverme>iz.Busatışya-
pılırsa. bütün Eneğli halkı, köyleriyle birlik-
te Ankara'ya yüriiyecekrir. ÖnJerindede ben
olacağım. Erdemir'i kimseye peşkeş çektir-
meyiz".
Çalışma \e Sosyal Güvenlik Bakanı \e-
cati Çelik'in "taraflı tutumunun" işçiler
üzerinde baskı unsuru oluşturduğunu ıfade
eden Özbek. hükümetin işçi kökenli baka-
na "iktidar şarabı içirerek iktidar sarhoşu
.vaptığını" \e çalışanlann haklannın gaspı
konusunda kay ıtsız ve duyarsız kalmaya de-
\anı ettisını bıldirdi.
7 tesisin
pazarlığı
bugün
ANKARA (AA) -
Özelleştırme programında
bulunan ıkı çımento. üç
seramık ve refrakter
fabrıkası ı!e iki ıştirak
hı.ssesinin blok satış
vöntemı ile özelleştirilmesi
ıçın açılan ihalelerde. nıhai
pazarlık görüşmelerıne
bugün başlanıyor.
Özelleştırme fdaresı'nden
yapılan açıklamaya göre,
Konya Krom Manyezit
Tuğla Saıı. ve Tic. AŞ.
K.unalan Çimento Sanayi
\e Ticaret A.Ş ile Çemaş
Döküm Sanayi TAŞ -
(,'imhol Çımento ve Yan
Manıul Sana\i Hold.
AŞ'nin pazarlık
görüşmeleri yarın
yapılacak.
Bozüv ük Seramik Sanayi
Ticaret AŞ. Ergani
Çimento Sanayi \e Ticaret
AŞ ile Filyos Ateş Tuğlası
Sanayi ve Ticaret AŞ'nin
pazarlık görüşmeleri ise 24
aralık perşembegünü
gerçekleştirilecek.
Çukobirlik işçisi
ucuz satifi engeDedi
BANKALAR MÜŞTERİLERİNE HANGİ HİZMETLERİ VERİYOR?
tfFL'K TEKtN
• ADANA - Geçen pazartesi
sabahı 3 bin 500 ışçiyle Çuko-
birlik Iplık Dokuma Fabrikası
vp çırçır fabrıkalarında gre\
başlatan DlSK'e bağlı Tekstil
İşçileri Sendikası'nın. Çukobir-
lik "ten ham bez satışını "fiyat,
pivasanın altında' dıyerek en-
gellediğı ortaya çıktı. Çukobir-
lik yönetimi. Sanayii \ e Ticaret
Bakanlığının da •bilgilendiril-
diğj' tartışmalı engelleme yü-
zünden yeni fîyat ayarlaması
yhpmak zorunda kaldı.
| Yönetici. mühendis ve tek-
nisyen desteği olarak Sabancı-
lar'ın Brisa'sındaki üretımiyle
•Avrupa Kalite Ödülü" alan
DİSK'li işçiler. Adana'da Çu-
kobirlik işyerinde de "üzerleri-
ne vazife olmayan bir iş' yaptı-
Jar. DİSK bünyesindeki feksti!
İşçileri Sendikası şlıbe vöneti-
rai. ışçilerin verdiği bilgilerin
de etkisivle ıplık-dokuma fab-
rikasında üretilen çeşitli tipteki
hambezin piyasa fiyatının al-
tında. zaranna satıldığını gö-
rijnce harekete geçti. Arada, pi-
yasaya göre metre başına 15-20
iira aleyhte fark olduğunu gö-
ren sendikacılar. Sanayii ve Ti-
caret Bakanlığı'nı arayarak "ih-
barda' bulundular. Bu arada sa-
tış işlerı gerçekleştirildiği için
bekletılen bir bölüm hambezin
kBmyonlara yüklenmesıne de
ehgel oldular. Geçen hafta içe-
risinde mey dana gelen engelle-
rne nedeniyle 'fiilen* satış bir
süre yapılamadı. Sendikanın
Çukobirlik Şube Başkanı Deniş Kaplan,
"Sanayii Bakanı Valım Bey'in bize bir ricası
vardı; "Hırsızlığa. yokuzluğa siz de engel
olacaksınız". diye. Biz de bu doğrultuda en-
gelleme yaptık, sattırmadık. Yoksa Bize ne'
cfeyip ilgilenmeyebilirdik" dedi.
. Çukobirlik Gene) Müdür \ ekili Abbas Bü-
r
Birliğin ucuza ham bez sarışı işçilerce engellendi.
Grev kırma girişimi
ADANA (Cumhuriyet
Güney tlleriBürosu)-Çu-
kobirlik ipük dokuma ve
çırçır fabrikalannda geçen
hafta başlatılan grev sü-
rerken başka sendikalara
üye kapsam dışı persone-
lin yönetimın baskısıyla
çalıştınlmak istendiği or-
taya çıktı. DlSK'e "bağlı
Tekstil İşçileri Sendikası.
"gre\ kıncılığı' yaptırıldı-
ğını resmen saptadı.
Merkez entegre tesisle-
rindekı iplik-dokuma ve
Çukobirlik bünyesindeki
16 çırçır fabrikasında 16
aralık pazertesi günü baş-
latılan grev. Misis ve Cey-
han'daki birimlerde çalış-
tırma girişimi ile sorun
yaşadı. Sendika yetkilile-
rinin verdiği bilgiye göre
her iki çırçır fabrikasmda
da geçen hafta toplam 10
kişinin *bazı işler yaptıgı'
habere alındı. Misis'te
fabrika müdürü Osman
Çakmak'ın taiımatı üzeri-
ne çalışma yaptınldığı öne
sürülürken sendika, Cey-
han Hâkımliği'nı hareke-
te geçirerek iki fabrikada
da tespit yaptırdı.
Tekstil îşçileri Sendika-
sı Toplusözleşme Daire
Başkanı Hüseyin Kayaba-
şı ile sendıkanın Çukobir-
lik Şube Başkanı Deniş
Kaplan, hâkımliğevaptır-
dıkları tespitın ardından
bırlik yetkilileri ile görü-
şerek "grev kıncılığına son
verilmesini' j^tediler.
r
1
Devlet
parasına
sikı takip
karar haftası
TÜketiciye
ulüjmanm
if noktaları
r
u im
güi, sendikacılann kendilerine ve bakanlığa
"Pamuk fîvao yükseldL zaranna saövorlar"
diyerek başvuruda bulunduğunu. gerçekte
satış yapılmak istendiği sırada bile fiyatların
makul olduğunu söyledi. Bilgili. sendikanın
üzerinevazife olmayan işlerekalkıştığınıbe-
lirtti.
Paranıza yötf'te*rfn dergi
m 1 » E K O N O IM İ K
TREND
HER PAZAR BAYİNİZDEN ALMAYI UNUTMAYINIZ
İŞÇİNİN EVREMNDEN
ŞÜKRAN SONER
Siyasallaşma
REFAHYOL iktidarı. Erbakan ve Çiller'in marıfetle-
ri, Susurluk rezaletinın arkasından yaşanan gelışmele-
rin. ülke için yolaçtıkları ağırolumsuzluklaryanında, kit-
lelerin 12 Eylül'ün yarattığı depolitizasyondan kurtulma-
ları gibi olumlu bir ışlevleri de var.
Hiç değılse herkesin gelişmelere ilişkin biraz bılgisi
ve ılgısi söz konusu. Ancak kitlelerin tepkilerinin örgüt-
lü eyleme dönüşmesi çok sınırlı ölçülerde. Kitleler, tep-
kılerini yönlendirecek, istemlerini, beklentilerini yansı-
tacak örgürtlenmelerini bularnıyorlar. Örgütlerle kitleler
araşındaki güven bunalımı hâlâ çok güçlü.
Özellıkle lidertere. yönetim kadrolanna, parlamento-
ya yönelık güvensizlik, genel bir sıyasete güvensızliği,
siyasi partilerle üyelerının bıle bağlannın kopukluğunu
getirıyor. Sadece siyasi partıler değil, sendikalar, bütün
demokratik örgütlenmeler. kitleleri ile yeniden buluş-
mak, güven tazelemek, toparlanmak, örgütlülüğünü
ayakta tutmak ihtiyacında.
Siyasi partilerın. sendikaların. demokratik örgütlen-
melerin lıder kadrolannın önemli bir bölümü için, Tür-
kiye'de yaşanmakta olan kiıiilığe gerçek duyarlıhğı bek-
lemek olanaksız. Çünkü bu kirlenmenın nimetlerinden
en çok yararlananlar arasmda onlar var. Ancak yerleri-
ni korumaları ve örgütlenmelerinı toparlamalan da kir-
lenmeye gösterecekleri tepkılerin gücü ile doğrudan
orantılı. Kirlenmeye bulaşmış olmanın derecesi ile bağ-
lantılı örgütlerin liderlerinde bu çelişkinin iç çatışması
gözlemleniyor.
Siyasi parti liderierinin ve yönetim kadrolannın han-
gilerinin hangi konumda olduklannı görmek, dıkkatli
gözlemciler için artık hıç de zor değil. Zirveden güven-
sizliğin çıkmasının da kirlilığe karşı açılacak gerçek bir
savaşımda, sınavdan geçemeyecek liderlerin yan çız-
melennin kaçınılmaz bir sonucu olduğunu sağır sultan
bile biliyor.
En çok da bu nedenle siyasi partılerin, liderierinin,
parlamentonun hesaplaşmaya 2orlanabılmesı için, top-
iumsal tepkılerin büyütülmesıne gereksınim duyuluyor.
Bu noktada da Türkiye'nin gerçekten çağdaş. demok-
ratik bir düzene doğru yol almasını, kirlenmelerie he-
saplaşılmasını gerçekten ısteyenlerle örgütlü güçlülük
arasmda genel bir çelişkı yaşanıyor. Gerek sıyasal ge-
rekse toplumsal arenada bırkaç örgüt istisna, en temiz
kalanlar, örgütlülük açısından küçükler oluyor.
Bir yandan da bu ortamda öne çıkmanın örgütlülü-
ğün gelişmesine katkısı kavrandığmdan, güçleri birieş-
tirerek büyürne eğilimı yerine tek başına öne çıkma eği-
limi ağır basıyor. Susurluk'tan bu yana bir buçuk ayı
aşan süreç içınde siyasi partı, sendika ve demokratik
örgüt kaynaklı eylemlerın bütününü düşünürsek, çok
ciddi bir toplumsal dınamığın, tepkinın. gücün varlığı-
nı görebiliriz. Ancak bu eyjemler ayn ayrı gerçekleşti-
rildiği için. büyüklüklerı ölçüsünde bir toplumsal caydı-
ncılık yaratabılmış değıller.
Yıne de gündemi canlı tutmak, kitleleri siyasallaştır-
mak, toplumun tepkilerinin doğru yönlendırılmesi. top-
lumsal dınamığın gelişmeşı açısından çok büyük kat-
kılan olduğu tartışılmaz. Örneğın KESK'ın Ankara'ya
onbinlerı toplaması, KESK örgütlülüğüne moral katkı-
sı yanında, iktidargüdümünde kurulduğu bılınen kamu
sendikalarını bile iktidara karşı eyleme yönlendirmek,
zorlamak açısından önemli bir işlev yapmış bulunuyor.
DlSK'in öne çıkması, son günlere kadar olaylar yokmuş
gibi davranan Türk-lş'ı kıskançlığa, sonuç olarak ciddi
bir şeyler yapmaya zorluyor.
DİSK, Kocaeli'nde 12 Eylül sonrasında siyasi parti-
lerı aşan bir kalabalığı. ışçinin günlük çıkarı olmayan bir
gündemde, "kalıteyı sıyasete taşima" espnsinde top-
layabılmışse DlSK'i birkaç kez katlayan üye sayısı ör-
gütlülüğünde. Turk-lş'ın ocak ayı başında yapılacağı i-
lan edilmış mitıngınde çok daha büyük kitleleri topla-
mayı başarmak gibi bir zorunluluğu var.
Yeri gelmışken Türk-iş liderierinin "Temizsiyası par-
ti, emeğin partisini kurmak" sloganı ile cıddı bir iş yap-
madan kendılerini aklama şansına sahip olmadıklarını
vurgulamalıyım. Yıllarca sıyaset yasağı içınde depolıti-
ze edilmış işçiyi, sınıf bilinci ve emeğin çıkarları doğrul-
tusunda sıyasallaştırmadan. siyasi partınin sahıbi yap-
maya kalkışmak. günlük gündem saptırma, oyalama-
ya çalışmaktan öte cıddı bir anlam taşıyamaz.
Türk-iş yönetıcilerinm öncelıkle sendikal işlevin yıl-
larca doğru dürüst yerine getirilmemesı ve kışisel kır-
lenmelerle doğmuş sendikal hareket içindeki güven
bunalımını aşmaları gerekıyor. Adama sorarlar. "Hangi
kadrolarla, hangi sıyasal çızgıde, hangi temizpartiyi ku-
racaksınız" dıye.
Tabiı kı şu aşamada sorunumuz, derdimiz, sendika-
cılara sendikal sorumluluğu öğretmek değil. Sorunu-
muz, derdimiz, Türk-iş gibi yüz binlerce üyeye sahip bir
sendikal örgütlenmenın. Türkiye için yaşamsal bir dö-
nüm noktasında, üzerıne düşen sorumluluğu asgarı öl-
çüleri ile yerine getirmekten hâlâ kaçmakta oluşu. işçi
sınıfmı üye sayısı ile çok büyük oranlarda temsil eden
konfederal örgütün, Susurluk sonrası herkesin hukuk
devletinden yana bir şeyler yapmaya çalıştığı bir aşa-
mada, olanları seyretme lüksü yoktur. Tam tersine, en
önde olmak gibi bir sorumluluğu vardır.
Devlet Bakanı Ayfer Yılmaz
'İhracat hedefin
altında gidiyor'
Ekonomi Servisi - Dev -
let Bakanı Ayfer \ ılmaz
I996vılındaİ4milyardo-
larlık bir ihracat rakamının
hedeflendiğini. ekim ayı
sonu ıtibarıyla Gümrük
Müsteşarlığı'nıngeçicika-
yıtlanna göre 18 mılyardo-
[arlık ihracat. 30 müyar do-
lariık ithalat gerçekİeştığı-
ni söyledi. Yılmaz "1996
vılında ihracattaki vü/dc 6
se\iyesindeki bu gerileme
biraz da Türkiye'nin \üz-
de 5 pazar pav uıın olduğu
AB'deki durgunluk ve
Mastrich kriterlerineuyıım
nedeniyle oldu" dedi.
Yılmaz, bu durgunluğun
Türkiye'ye ürün ve pazar
çeşitlendirmesıni öğrettiği-
ni belirrti. Yılmaz şöyle de-
vametti: "19%yıhnınson-
larına baktığımızda elekt-
rik. otomotiv ve yan sanayi
ürünlerinin ihracatında di-
ğer AB ülkelerine göre bir
artış söz konusu oldu. 1996
yılında dev letdesteğini tam
olarak \eremedik, ancak
gerçekçi kur politikasını so-
nuna kadar uygulamaya
çauştık. Gümrük Kanunu
IVIeclis'te. Bütçeyi geçirdik.
Akreditasyon Kanunu da
Meclis'te. Komisyonlarda
göriişmelere başlandı. He-
defîmiz 1980'den beri ihra-
cata dayalı kalkınma mode-
linde makro ekonomik is-
tikrann sağlandığı bir or-
tamda ihracat bağlantılan-
nın yapılabildiği bir ortam
sağlamak. Amacımız altv a-
pıdan başlayarak maliyet-
lerin ihracatçı lehine aşağı-
ya çekilmesL devlet yardım-
İannın sağlanması. ihraca-
tın arttırılması için hedef
pazar >e ürün çeşitlemesi-
nin yeniden belirlenmesini
sağlamak" Türkiye Ihra-
catçılar Meclisi Başkanı
Okan Oğuz da 19%'nun
olumsuz geçtığini belirte-
rek şöyle konuştu:
" 1996yılında arzulanan
makro ekonomik dengcler
sağlanamadı. Buna rağ-
men özel sektöriin dinamiz-
mi sayesinde v ıl sonu itiba-
rıyla ihracatta v üzde 4 dü-
ze> inde bir artış sağlanabi-
lectk. Kasım sonu itibarıy-
la ihracat rakamı 23 nıilv ar
dolar düzeyinde, konfeksi-
yon ihracatında vüzde 9
oranında bir gerimele var.
Buna karşılık elektrik,
elektronilc, kimyev i ıııaddc-
ler ihracatında artış var.
Ürün ve pazar çeşitliliğine
gitmeliyiz. '96 yabancı ser-
maye girişinde ha>al kınk-
lığı yarattı. Yabancı serma-
yede kasım ayı ıtibarıyla
yüzde 64 oldu. Gerçekçi
kur politikası ihracahn ol-
nıazsa olmazbir koşuludur.
Ya kurları enflasyon ora-
nında arttıracaksınız ya da
ihracatı düşüreceksiniz."