25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 ARALIK 1996 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Uluslararası Çalışma Örgütü Bölgesel Türkiye Temsilciliği'ni kaldınp sadece yerel bir büro bırakıyor BLO da Türkiye'yi gözden çıkardı^ fLO Türkiye"deki Bölge Temsilciliği'ni Moskova'ya taşima karannı tasarruf tedbiri olarak açıklarken ancak 100 bin «lolarlık bir tasarruf ifade eden karann, aslında bir "gözden ^ıkarma" olduğu belirtiliyor. • ILO'nun Türkiye'den uzaklaşma karannı Meksika. Arjantin, Brezilya ve Şili gibi, ekonomisi sorunlu, sosyal çalkantılaryaşayan ülkeierle eşzamanlı uygulamaya sokması dikkat çekici bulunuyor. MRTE.NVALÇIN Türkiye'de biryandan sen- «dikaîizlaştırma hız kazanıp. «Jığe: \andan hükümet politi- kalanyla ücreıler ve örgiitlen- me de dahil demokratik hak- larsürekligeriletılirken, L'lus- laransı Çalışma Örgütü de (ILO) Türkive'den çekil- mekaranaldı. ILO geçen a\ aidığı bir tâvsıye kararıyla Türksye'dekı böl- gesel nitelıktekı temsılcihğininsta- tüsünii yerel (branş)bürohaline getirme için çalış- malara başladı. Uluslararası plat- formda çalışanla- nri haklannı koru- yân ve bunun için farklı iilke çalışan- ları arasmda daya- nışmayı sağlavan ' ILO'nun Türkive'den uzaklaş- ma karannı, benzer ekonomik krizler \e sosyal çalkantılar yaşayan Arjantin. Meksi ka, Brezilv a. $ilı gibı ülkeierle eş- zamanlı olarak devreve sok- ması dikkat çekici bulundu. ILO'nun Türki\e*y i gözden çıkarma karannda, Türkı- ye'deki .sendikal hareketın da- raltılması ve sosyal politikala- rın gözardı edilmesı yolunda hükümetlerın tüm uyanlara karşın duvarsıztutumunun rol oynadığı kavdedılıyor. ILO 46 yıldır Türkiye'de Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Versay Anlaşması çer- çevesinde I9i9yılındakurul- du. Merkezi Cenevre'de bu- lunan örgürte, şu anda 170 ül- kenin üyeliğı var. klendı ılke kararlan ışıgın- da üye ülkelerdeki çalışma havatının düzen- lenmesi \e sendikal hareketlerle organik bağı olan ILO. Türkive'deki ilk temsilciliğini 1950 yılında Istanbul'da bölge bürosu olarak açtı. Bu ofis uzun bir süre Yakın-Orta Doğu Bölge Ofisi olma özelliğini de taşıdı. Ancak bu bü- ro 1970 yılında Beyrut'a taşındı. 1975"te Is- tanbul Ofisi kapatılarak bölge temsilciliği An- kara'ya taşındı. ILO temsılcıleri. bu kararı A\rupa dışındaki Meksika. Arjantin. Brezilya \e Şilı gibi ülkelerdeki bürolarda finansal tasarrufa gitmek için öngörü- len yeniden yapılanma proje- si içınde değerlendırdiklerini belırtirken sendıka başkanları ve bakanlıktan bazı yetkıliler - / üm alaniarda kaj bettiğimiz prestij sonunda, uluslararası platformda sendikal aJanda da yalnızkalıyonız"' şeklmde yo- runıda bulundular. ILO'nun Türkiye'yle ilgili karanna ilişkin ola- rak hükümet kana- dında "resmi değU" gerekçesıyle hiçbir açıklama yapılmaz- ken. yetkıliler karar- daTürkiye'nin çalış- ma \eekonomıpoli- tikalarındakı tutar- sızlıklann yanı sıra Dışişleri'ndekı ye- tersizliğinindeetki- li olduğunu ifade ediyorlar. Geçen hafta Tür- kive'ye gelerek TfSKveTürk-lşhe- yetleriyle görüşme- İerde bulunan ILO A\ rupa Bölgesı Bü- ro Müdürü Scharon Broke sendikacılann tepkisıyle kar- şılaştı. Sendıka yetkilileri. ILO'nun Türkiye'vle ilgili bu karan ekonomik olarak en bü- yük sıkıntılan yaşayan ülke- Bayram Meral 'Muhatap almam' Geçen hafta içerisinde Anka- ra'ya gelen ILO yetkilisıyle gö- rüşen Bayram Meral Türkı>e bürosununstatu- sünü değiştirir- lerse, yeniataya- caklan kişiyi iş- çi temsilcisi ola- rak muhatap almayacağını ifade etti. Meral bu fikrini ILO'ya da açıkça be- lirttiğini söyleyerek ILO'yu •"şovenük* yapmakla suçladı. ILÖ'nun Türki- ve'deki işlevini tamamlamış gibi statü- sünü daraltmasını. söylenenlerın aksi- ne "Türkiye'nin kara İisteye aluımasr olarak değerlendiren Meral **Avru- pa 'daki Koma. Madrid. Paris, Londra bürolan gibi biralt starüde bulunmamı- a uvgun görerek bizi valnız bırakıvor- lar. Ekonomik durumumuz madem ki o kadar ivi. Türkiye'nin \\rupa Biıii- ğTne geçiş sürecini neden hı/landırmı- yorlar'.'" şeklinde konuştu. Rıdvan Budak 'Suç, hükümetlerde' Dev rimci fşçi Sendikaları Konfederasyo- nu Başkanı Rıd- van Budak ILO'nun aidığı karan geçmiş- ten bu yana si- yasılerin ulusla- rarası platform- da \erdikleri hiçbıı'^o/.u veıınegetirmemelerininso- nucu olarak değerletıdirdi. Budak "Av- rupa sendikal hareketi içerisindeki veri- miz tehlikede. l lusal alanda zaten sü- rekli törpülenmejecalışılan sendikal ha- reket, uluslararası alanda da geçerliliği- ni yitireeek" dedı. Budak yıllardır I- LO'nun uluslararası ortamlarda hükü- met yetkililerinden Türkiye"dekı çalış- ma hayatına ilişkin belirlı sözler aldığı- nı fakat her seferinde bakan düzeyinde verilen sözlerin unutulduğunu belirte- rek*Hükümetferin inandıncılığı kalma- yınca. diinya sendikal hareketinin sizi dışlaması kaçınılmazdır" dedi. Refik Baydur 'Geri adım atıyoruz' Türkiye Işve- ren Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Refîk Baydur ILO- nun kararının baştan sona çe- lişk/iı o\duğu- nu vurgulayarak "fLO'nun Tür- kiye'yi İtalva, Fransa gibi ülkelerin statüsüne indirmesi akıl aiır gibi değil. I ürkhe'nin en önemli iki sorunu işsizlik ve eğm'm açığı. Bu an- lamda ILO'nun Türkive'deki işlcv i bitmiş değil. Gelişen ilişkiieri bir adım gerije a^ nıak Türkiye'nin yaranna olamaz. Böyle bir karan alan ILO'nun işlevinin de gös- ternıelikolduğu kaygı$ı bâkûn olur" dedi. Baydur geçmıştelLO temsılcılerinın ken- dilerine gelerek. dağılan Sovyetcumhuri- yetlerini Türkiye'ye ba|lama teklıfinde bulunduğunu söyleyerek "Şimdi nedense bizdeki etkinliklerini azaftıp. Moskova'da büro açmak fikrindekr. Bu karan alnıa- lanndaki gerçek sebebi de herhalde siya- silerden sormak gerekir" lerle eşzamanlı olarak alması- nın rastlantı olmadıgım vur- guladılar. ILO'nun bütün bu rev ızyon çalışmalarını "tasar- rufgerekçesiyle"açıklamasını da ınandırıcı bulmadıklarını sövleyen sendika çevreleri "f ürkive'deki temsilcilik. >e- rel büro olursa, temsilci Tiirk olacak. daha supara ödeyeeek- ler. Bu değişikltkten eldc ede- ceği tasarruf yılda 100 bin do- ları geçmeyecek. Dolavısıvla gerçek sebep tasarruf değil. Türkiye'ningözdençıkanlmış olması" dı\e konu^tular. K.a- sım ay ında yapı lan ILO genel kurulunda alınan tav sıve kara- nna göre Türkive'deki bölge- sel nıtelıkteki büronun verel- leşmesiy le 100 bin dolariık bir tasarruf yapılmış olacak. ILO'nun kısa bir süre önce Budapeşte'de açtığı bölgesel büroyla Balkan ülkeleri i)e Doğu \ e Orta Av rupa ülkele- rini bu büroya baölaması ve y ıne geçen ay aidığı bir dığer kararla Moskova bölgesel bü- rosunun açılarak Katlas ülke- lenni de bu büroya baglarraM "Türkiye'nin tecrit edilmesi" olarak nitelendırıldı. Geçen hafta Ankara'vage- len ILO A\rupa Bölge Büro Müdürü Scharon Broke ile eö- ş TİSK Genel Sekreterı Kubilav Atasayar. yapılan gö- rüşmede ILO'nun aidığı kara- rın yanlışlığını ifade ettıklen- nı sövleyerek "ILO'nun bu karan almasında söylenildiği gibi finansman sıkıntısının ol- duğunu kabul etmivoruz. Ha- ziranda vapılacak genel kuru- la kadar Türkiye'vle ilgili ka- ran veniden gözden geçirecek- leriniumutedhoruz" dedi. Demirel, kaynak paketleri ve bütçeyi eleştirdi 'Geceden sabaha çözüm olmaz' • Yüksek enflasyonla yaşamaya alışıldığını belirterek "Enflasyon kader olmamalı" diyen Demirel, "Çözümler üretilir. ancak bunlar geceden sabaha yapılacak projeler olmamalı. Ekonomide mucize olmaz" değerlendirmesini yaptı. Sülevman Demirel şiler ile en çok ihracat ya- panlara plaket verdi. Pla- ket törenine katılan De- mirel. son 50 yılda eko- nomide çok önemli adım- lar atıldıgını belirtirken, gelişmenin sürdürülmesi- nin şa/lplduğunu, ihraca- tın arttHilma.sı gerektiğini söyledi. Ekonomideki sorunla- nn "Gerçekçi program- ANKAR.\ (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. hiikü- metınhayali kaynak paketleri ve 1997büt- çesindeki hedeflerini örtülü olarak eleş- tirdi. YüksekenflasNonla yaşamaya alışıl- dığını belirterek. "Enflasyon kaderolma- mair diyen Demirel. "Çöziimler üretilir, ancak bunlar geceden sabaha yapılacak projeler olmamalı. Ekonomide mucize ol- maz. Kimse buna inanmasın. vaat etme- sin" değerlendirmesini yaptı. Ankara Ticaret Odası (ATO) dün 1995 yılında en çok \ergi ödeyen kurum ve ki- laria. karariı uygulama- larla" çözülebileceğini anlatan Demirel. "Ekonomide mucize gerçekleşmez. Gece- den gündüze sorunlar çözülmez. Çözüm- ler bu bilûıçle hazırlanmair dedi. Maliye Bakanı Abdullatif Şener de hü- kümetin denk bir bütçe hazırladıgını yine- leyerek, çözümün bu hedefi sağlamakta olduğunu söyledi. ATO Başkanı Ahznef Çavuşoğlu da ko- nuşmasında. hükümetin hazırladığı denk bütçenin gerçekleşmesinin çok zor oldu- ğunu vurgularken. çıkanlan aflarla vergi ödeyenlerin cezalandırıldığını söyledi. Erdemir'in satılmasına işçi tepkili 6 EreğK halkı Ankara'ya yürür' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tiirk Metal Sendikas'ı Genel Başkanı Mustafa Özbek. hükümetin Eregli DemirÇelik Fab- rikalan'nın özelleştirilmesinde izledığı po- litikaları eleştirerek, "Erdenıir'i kimseye peşkeş çekfirnıeyiz. bütün Eregli halkı köy- İeriyle birlikte Ankara'yayürür" dedi. Mustafa Özbek. Türk Metal Sendikası Başkanlar Kurulu toplantisinın açılışında vaptığı konuşmada. iktıdann. demır-çelık işletmelerini holding haline dönü^türerek. buralarda kendi politikasına \e uvgulama- hnna bağımlı birdevlet sendıkdM oluştur- mak istediğini savundu. Özbek. söz koııusu holdingin RP'li kişilerce kuruimasının dü- şünüldüğünü ifade ederek. şunları söyledi. "Bu holdinge. Erdemir'in devlct elindeki vü/de 49luk hisselerinin vüzde 30'u blok olarak satilmak isfenivor. Bövle bir satış mümkündeğildir,izinverme>iz.Busatışya- pılırsa. bütün Eneğli halkı, köyleriyle birlik- te Ankara'ya yüriiyecekrir. ÖnJerindede ben olacağım. Erdemir'i kimseye peşkeş çektir- meyiz". Çalışma \e Sosyal Güvenlik Bakanı \e- cati Çelik'in "taraflı tutumunun" işçiler üzerinde baskı unsuru oluşturduğunu ıfade eden Özbek. hükümetin işçi kökenli baka- na "iktidar şarabı içirerek iktidar sarhoşu .vaptığını" \e çalışanlann haklannın gaspı konusunda kay ıtsız ve duyarsız kalmaya de- \anı ettisını bıldirdi. 7 tesisin pazarlığı bugün ANKARA (AA) - Özelleştırme programında bulunan ıkı çımento. üç seramık ve refrakter fabrıkası ı!e iki ıştirak hı.ssesinin blok satış vöntemı ile özelleştirilmesi ıçın açılan ihalelerde. nıhai pazarlık görüşmelerıne bugün başlanıyor. Özelleştırme fdaresı'nden yapılan açıklamaya göre, Konya Krom Manyezit Tuğla Saıı. ve Tic. AŞ. K.unalan Çimento Sanayi \e Ticaret A.Ş ile Çemaş Döküm Sanayi TAŞ - (,'imhol Çımento ve Yan Manıul Sana\i Hold. AŞ'nin pazarlık görüşmeleri yarın yapılacak. Bozüv ük Seramik Sanayi Ticaret AŞ. Ergani Çimento Sanayi \e Ticaret AŞ ile Filyos Ateş Tuğlası Sanayi ve Ticaret AŞ'nin pazarlık görüşmeleri ise 24 aralık perşembegünü gerçekleştirilecek. Çukobirlik işçisi ucuz satifi engeDedi BANKALAR MÜŞTERİLERİNE HANGİ HİZMETLERİ VERİYOR? tfFL'K TEKtN • ADANA - Geçen pazartesi sabahı 3 bin 500 ışçiyle Çuko- birlik Iplık Dokuma Fabrikası vp çırçır fabrıkalarında gre\ başlatan DlSK'e bağlı Tekstil İşçileri Sendikası'nın. Çukobir- lik "ten ham bez satışını "fiyat, pivasanın altında' dıyerek en- gellediğı ortaya çıktı. Çukobir- lik yönetimi. Sanayii \ e Ticaret Bakanlığının da •bilgilendiril- diğj' tartışmalı engelleme yü- zünden yeni fîyat ayarlaması yhpmak zorunda kaldı. | Yönetici. mühendis ve tek- nisyen desteği olarak Sabancı- lar'ın Brisa'sındaki üretımiyle •Avrupa Kalite Ödülü" alan DİSK'li işçiler. Adana'da Çu- kobirlik işyerinde de "üzerleri- ne vazife olmayan bir iş' yaptı- Jar. DİSK bünyesindeki feksti! İşçileri Sendikası şlıbe vöneti- rai. ışçilerin verdiği bilgilerin de etkisivle ıplık-dokuma fab- rikasında üretilen çeşitli tipteki hambezin piyasa fiyatının al- tında. zaranna satıldığını gö- rijnce harekete geçti. Arada, pi- yasaya göre metre başına 15-20 iira aleyhte fark olduğunu gö- ren sendikacılar. Sanayii ve Ti- caret Bakanlığı'nı arayarak "ih- barda' bulundular. Bu arada sa- tış işlerı gerçekleştirildiği için bekletılen bir bölüm hambezin kBmyonlara yüklenmesıne de ehgel oldular. Geçen hafta içe- risinde mey dana gelen engelle- rne nedeniyle 'fiilen* satış bir süre yapılamadı. Sendikanın Çukobirlik Şube Başkanı Deniş Kaplan, "Sanayii Bakanı Valım Bey'in bize bir ricası vardı; "Hırsızlığa. yokuzluğa siz de engel olacaksınız". diye. Biz de bu doğrultuda en- gelleme yaptık, sattırmadık. Yoksa Bize ne' cfeyip ilgilenmeyebilirdik" dedi. . Çukobirlik Gene) Müdür \ ekili Abbas Bü- r Birliğin ucuza ham bez sarışı işçilerce engellendi. Grev kırma girişimi ADANA (Cumhuriyet Güney tlleriBürosu)-Çu- kobirlik ipük dokuma ve çırçır fabrikalannda geçen hafta başlatılan grev sü- rerken başka sendikalara üye kapsam dışı persone- lin yönetimın baskısıyla çalıştınlmak istendiği or- taya çıktı. DlSK'e "bağlı Tekstil İşçileri Sendikası. "gre\ kıncılığı' yaptırıldı- ğını resmen saptadı. Merkez entegre tesisle- rindekı iplik-dokuma ve Çukobirlik bünyesindeki 16 çırçır fabrikasında 16 aralık pazertesi günü baş- latılan grev. Misis ve Cey- han'daki birimlerde çalış- tırma girişimi ile sorun yaşadı. Sendika yetkilile- rinin verdiği bilgiye göre her iki çırçır fabrikasmda da geçen hafta toplam 10 kişinin *bazı işler yaptıgı' habere alındı. Misis'te fabrika müdürü Osman Çakmak'ın taiımatı üzeri- ne çalışma yaptınldığı öne sürülürken sendika, Cey- han Hâkımliği'nı hareke- te geçirerek iki fabrikada da tespit yaptırdı. Tekstil îşçileri Sendika- sı Toplusözleşme Daire Başkanı Hüseyin Kayaba- şı ile sendıkanın Çukobir- lik Şube Başkanı Deniş Kaplan, hâkımliğevaptır- dıkları tespitın ardından bırlik yetkilileri ile görü- şerek "grev kıncılığına son verilmesini' j^tediler. r 1 Devlet parasına sikı takip karar haftası TÜketiciye ulüjmanm if noktaları r u im güi, sendikacılann kendilerine ve bakanlığa "Pamuk fîvao yükseldL zaranna saövorlar" diyerek başvuruda bulunduğunu. gerçekte satış yapılmak istendiği sırada bile fiyatların makul olduğunu söyledi. Bilgili. sendikanın üzerinevazife olmayan işlerekalkıştığınıbe- lirtti. Paranıza yötf'te*rfn dergi m 1 » E K O N O IM İ K TREND HER PAZAR BAYİNİZDEN ALMAYI UNUTMAYINIZ İŞÇİNİN EVREMNDEN ŞÜKRAN SONER Siyasallaşma REFAHYOL iktidarı. Erbakan ve Çiller'in marıfetle- ri, Susurluk rezaletinın arkasından yaşanan gelışmele- rin. ülke için yolaçtıkları ağırolumsuzluklaryanında, kit- lelerin 12 Eylül'ün yarattığı depolitizasyondan kurtulma- ları gibi olumlu bir ışlevleri de var. Hiç değılse herkesin gelişmelere ilişkin biraz bılgisi ve ılgısi söz konusu. Ancak kitlelerin tepkilerinin örgüt- lü eyleme dönüşmesi çok sınırlı ölçülerde. Kitleler, tep- kılerini yönlendirecek, istemlerini, beklentilerini yansı- tacak örgürtlenmelerini bularnıyorlar. Örgütlerle kitleler araşındaki güven bunalımı hâlâ çok güçlü. Özellıkle lidertere. yönetim kadrolanna, parlamento- ya yönelık güvensizlik, genel bir sıyasete güvensızliği, siyasi partilerle üyelerının bıle bağlannın kopukluğunu getirıyor. Sadece siyasi partıler değil, sendikalar, bütün demokratik örgütlenmeler. kitleleri ile yeniden buluş- mak, güven tazelemek, toparlanmak, örgütlülüğünü ayakta tutmak ihtiyacında. Siyasi partilerın. sendikaların. demokratik örgütlen- melerin lıder kadrolannın önemli bir bölümü için, Tür- kiye'de yaşanmakta olan kiıiilığe gerçek duyarlıhğı bek- lemek olanaksız. Çünkü bu kirlenmenın nimetlerinden en çok yararlananlar arasmda onlar var. Ancak yerleri- ni korumaları ve örgütlenmelerinı toparlamalan da kir- lenmeye gösterecekleri tepkılerin gücü ile doğrudan orantılı. Kirlenmeye bulaşmış olmanın derecesi ile bağ- lantılı örgütlerin liderlerinde bu çelişkinin iç çatışması gözlemleniyor. Siyasi parti liderierinin ve yönetim kadrolannın han- gilerinin hangi konumda olduklannı görmek, dıkkatli gözlemciler için artık hıç de zor değil. Zirveden güven- sizliğin çıkmasının da kirlilığe karşı açılacak gerçek bir savaşımda, sınavdan geçemeyecek liderlerin yan çız- melennin kaçınılmaz bir sonucu olduğunu sağır sultan bile biliyor. En çok da bu nedenle siyasi partılerin, liderierinin, parlamentonun hesaplaşmaya 2orlanabılmesı için, top- iumsal tepkılerin büyütülmesıne gereksınim duyuluyor. Bu noktada da Türkiye'nin gerçekten çağdaş. demok- ratik bir düzene doğru yol almasını, kirlenmelerie he- saplaşılmasını gerçekten ısteyenlerle örgütlü güçlülük arasmda genel bir çelişkı yaşanıyor. Gerek sıyasal ge- rekse toplumsal arenada bırkaç örgüt istisna, en temiz kalanlar, örgütlülük açısından küçükler oluyor. Bir yandan da bu ortamda öne çıkmanın örgütlülü- ğün gelişmesine katkısı kavrandığmdan, güçleri birieş- tirerek büyürne eğilimı yerine tek başına öne çıkma eği- limi ağır basıyor. Susurluk'tan bu yana bir buçuk ayı aşan süreç içınde siyasi partı, sendika ve demokratik örgüt kaynaklı eylemlerın bütününü düşünürsek, çok ciddi bir toplumsal dınamığın, tepkinın. gücün varlığı- nı görebiliriz. Ancak bu eyjemler ayn ayrı gerçekleşti- rildiği için. büyüklüklerı ölçüsünde bir toplumsal caydı- ncılık yaratabılmış değıller. Yıne de gündemi canlı tutmak, kitleleri siyasallaştır- mak, toplumun tepkilerinin doğru yönlendırılmesi. top- lumsal dınamığın gelişmeşı açısından çok büyük kat- kılan olduğu tartışılmaz. Örneğın KESK'ın Ankara'ya onbinlerı toplaması, KESK örgütlülüğüne moral katkı- sı yanında, iktidargüdümünde kurulduğu bılınen kamu sendikalarını bile iktidara karşı eyleme yönlendirmek, zorlamak açısından önemli bir işlev yapmış bulunuyor. DlSK'in öne çıkması, son günlere kadar olaylar yokmuş gibi davranan Türk-lş'ı kıskançlığa, sonuç olarak ciddi bir şeyler yapmaya zorluyor. DİSK, Kocaeli'nde 12 Eylül sonrasında siyasi parti- lerı aşan bir kalabalığı. ışçinin günlük çıkarı olmayan bir gündemde, "kalıteyı sıyasete taşima" espnsinde top- layabılmışse DlSK'i birkaç kez katlayan üye sayısı ör- gütlülüğünde. Turk-lş'ın ocak ayı başında yapılacağı i- lan edilmış mitıngınde çok daha büyük kitleleri topla- mayı başarmak gibi bir zorunluluğu var. Yeri gelmışken Türk-iş liderierinin "Temizsiyası par- ti, emeğin partisini kurmak" sloganı ile cıddı bir iş yap- madan kendılerini aklama şansına sahip olmadıklarını vurgulamalıyım. Yıllarca sıyaset yasağı içınde depolıti- ze edilmış işçiyi, sınıf bilinci ve emeğin çıkarları doğrul- tusunda sıyasallaştırmadan. siyasi partınin sahıbi yap- maya kalkışmak. günlük gündem saptırma, oyalama- ya çalışmaktan öte cıddı bir anlam taşıyamaz. Türk-iş yönetıcilerinm öncelıkle sendikal işlevin yıl- larca doğru dürüst yerine getirilmemesı ve kışisel kır- lenmelerle doğmuş sendikal hareket içindeki güven bunalımını aşmaları gerekıyor. Adama sorarlar. "Hangi kadrolarla, hangi sıyasal çızgıde, hangi temizpartiyi ku- racaksınız" dıye. Tabiı kı şu aşamada sorunumuz, derdimiz, sendika- cılara sendikal sorumluluğu öğretmek değil. Sorunu- muz, derdimiz, Türk-iş gibi yüz binlerce üyeye sahip bir sendikal örgütlenmenın. Türkiye için yaşamsal bir dö- nüm noktasında, üzerıne düşen sorumluluğu asgarı öl- çüleri ile yerine getirmekten hâlâ kaçmakta oluşu. işçi sınıfmı üye sayısı ile çok büyük oranlarda temsil eden konfederal örgütün, Susurluk sonrası herkesin hukuk devletinden yana bir şeyler yapmaya çalıştığı bir aşa- mada, olanları seyretme lüksü yoktur. Tam tersine, en önde olmak gibi bir sorumluluğu vardır. Devlet Bakanı Ayfer Yılmaz 'İhracat hedefin altında gidiyor' Ekonomi Servisi - Dev - let Bakanı Ayfer \ ılmaz I996vılındaİ4milyardo- larlık bir ihracat rakamının hedeflendiğini. ekim ayı sonu ıtibarıyla Gümrük Müsteşarlığı'nıngeçicika- yıtlanna göre 18 mılyardo- [arlık ihracat. 30 müyar do- lariık ithalat gerçekİeştığı- ni söyledi. Yılmaz "1996 vılında ihracattaki vü/dc 6 se\iyesindeki bu gerileme biraz da Türkiye'nin \üz- de 5 pazar pav uıın olduğu AB'deki durgunluk ve Mastrich kriterlerineuyıım nedeniyle oldu" dedi. Yılmaz, bu durgunluğun Türkiye'ye ürün ve pazar çeşitlendirmesıni öğrettiği- ni belirrti. Yılmaz şöyle de- vametti: "19%yıhnınson- larına baktığımızda elekt- rik. otomotiv ve yan sanayi ürünlerinin ihracatında di- ğer AB ülkelerine göre bir artış söz konusu oldu. 1996 yılında dev letdesteğini tam olarak \eremedik, ancak gerçekçi kur politikasını so- nuna kadar uygulamaya çauştık. Gümrük Kanunu IVIeclis'te. Bütçeyi geçirdik. Akreditasyon Kanunu da Meclis'te. Komisyonlarda göriişmelere başlandı. He- defîmiz 1980'den beri ihra- cata dayalı kalkınma mode- linde makro ekonomik is- tikrann sağlandığı bir or- tamda ihracat bağlantılan- nın yapılabildiği bir ortam sağlamak. Amacımız altv a- pıdan başlayarak maliyet- lerin ihracatçı lehine aşağı- ya çekilmesL devlet yardım- İannın sağlanması. ihraca- tın arttırılması için hedef pazar >e ürün çeşitlemesi- nin yeniden belirlenmesini sağlamak" Türkiye Ihra- catçılar Meclisi Başkanı Okan Oğuz da 19%'nun olumsuz geçtığini belirte- rek şöyle konuştu: " 1996yılında arzulanan makro ekonomik dengcler sağlanamadı. Buna rağ- men özel sektöriin dinamiz- mi sayesinde v ıl sonu itiba- rıyla ihracatta v üzde 4 dü- ze> inde bir artış sağlanabi- lectk. Kasım sonu itibarıy- la ihracat rakamı 23 nıilv ar dolar düzeyinde, konfeksi- yon ihracatında vüzde 9 oranında bir gerimele var. Buna karşılık elektrik, elektronilc, kimyev i ıııaddc- ler ihracatında artış var. Ürün ve pazar çeşitliliğine gitmeliyiz. '96 yabancı ser- maye girişinde ha>al kınk- lığı yarattı. Yabancı serma- yede kasım ayı ıtibarıyla yüzde 64 oldu. Gerçekçi kur politikası ihracahn ol- nıazsa olmazbir koşuludur. Ya kurları enflasyon ora- nında arttıracaksınız ya da ihracatı düşüreceksiniz."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle