Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 ARALIK 1996 SAL
OLAYLAR VE GORUŞLER
Bilimsel Araştırma Geleneği
Doç. Dr. ŞÜKRAı\ ŞAHİN-ÖZGUN
Marmara Üni. Tıp Fakültesi tmmünoloji Öğretim Üyesi
O
n altı-on yedinci yüzyıl-
da gerçek anlamda ge-
lişmeve başlayan bilim-
sel araştırmalar. 20. yüz-
yılın başlanndan itıba-
ren artan bır ı\ me ıle gü-
nümüze ulaşmıştır. O yüzvıllarda birev-
sel olan ve sadece zengın anstokratlarin
hobisı olarak başlayan bu uğraş. günü-
miizde organize ve devlet eliv le destek-
lenen bir çalışma alanı durumuna gel-
miştir. Her ne kadar ılk bilımse] araştır-
ma tohumları Rönesans Avrupasi'nda
atjJmışsa da. bu tohumlardaha sonra \e-
ni dünya Amerika'da yeşermiştır Bugün
dünyada en çok araştırma yapılan \e
araştırmaya en çok kaynak aktanlan ül-
ke, başta ABD oimak üzere Japonya gı-
bi gelir düze> lerı yiiksek ülkelerdir Bü-
tün bunlardan da anlaşılacağı gibi bilim-
sel araştırma yapmak pahalı bir uğraştır
kı bu nedenle zaten ilk olarak zengın
arastokratlar tarafindan başlatıimıştır.
Ülkemızde de son yıllarda araştırma-
lara h/z verilmiş ve bunun için kaynak ay-
nlabılır duruma gelmiştir \e bu yakla-
şımla bilimsel araştırma geleneğının
oluşması da sağlanabilecektır. Ancak > u-
kanda da sözü edildiğı gibi bu pahalı \e
hobi gıbı görünen ılgı alanına kavnak
sağlanrnası bazı çevrelerden tepkı almak-
tadır. Ülkemizde bilimsel araştırmanın
öncelikler sıralamasında yeri olmadığı-
nı düşünenlerın sayısı da azımsanacak
gibi degildır. Bu seslere bir yerde kulak
vermek gerekmektedir. Ülkemiz geliş-
mekteolan bırülkedirvemaddı ka\nak-
ian sınırlıdır. Bu nedenle pek çok ba>ka
alandan kesintı vapılarak sağlanan bu
maddi desteğin son derece dikkatli \e ve-
rimli olacak şekilde kullanılması zorun-
ludur.
Bugün ülkemizde bilimsel araştırma-
lann hemen hemen tamamı üniversiteler-
de vürütülmektedır Bu uğraşın henüz
özel sektör ıçin albenısı olmadığından
özel sektörce bu alana vatmm yapılma-
maktadır. Ünıversıtedekı odenek veter-
sızliğı karşısında ıseTLBlTAK. DPTve
son günlerde de TL'BA gibi kuruluşlar
bilimsel araştırmalara oldukça yoğun
maddi destek sağlamaktadırlar Bu ku-
rumlann yaklaşımını takdırle karşilama-
makmünıkündeğıldır IlkbaşlardaTürk
bilim adamına bilimsel araştırma ze\ kı-
nı aşılamak amacı ıle başlatılan bu girı-
şım, hedefîne ulaşmıştır Bugün ülkemız-
de bılımsel araştırma vapmaktan keyıf
alan. bunu vaşamının bir parçası haline
getırmiş kişilerın »avısı hiç de az degil-
dır. Bu nedenle bu kuruşların ılk hedef-
leri gerçekle^miş. ilk aşama geçılıniştir.
Ancak son derece amatörce başlayan bu
destekler, bu amatörce yaklaşim hâlâ siir-
dürüldüğünden gün geçtikçedaha az ve-
rımli duruma gelmiştir.
Bilimsel araştırmada verirnlilik nedir?
Bilimsel araştırmada \erimlilik. elde edi-
len sonuçların tünı bilim dümasında ka-
bulgörmesidir. Yapılan araştırmalann so-
nunda mutlaka bır şe> keşfetmek ya da
ıcat etmek gerekmez, ancak elde edilen
sonuçların. bılimın o alanında kapalı ka-
lan noktaları aydınlatması gerekir Bu da
ancak uluslararası normlara uvgun >ön-
temler kullanarak sonuç elde etmekle
olasıdır. O nedenle bugün maddi destek
sağlanan projelerın çok titizlıkle seçil-
mesi ve en önemlisı yürüyen projelerin
aynı titizlıkle denetlenmesı gerekmekte-
dir. Üikenın maddi koşulları göz önüne
alındığında, bu kadar büyük özven ile
sağlanan kaynaklann bır zerresinin bıle
ısrafına izin verilmemelidir.
Bilimsel araştırmadaki başanlar ülke-
miz ınsanı ıçın de başka ülkelerde oldu-
ğu gıbı kan>er. para, şan. şöhret elde et-
menın yollanndan biri durumuna gelme-
>e başlamıştır Bu nedenledir ki. her po-
püler uğraşta olduğu gibi bu alanda da
amacınıaşanyaklaşımlargörülmektedir.
Zaman zaman araştırmalara maddi des-
tek sağlav an kurum v e kuruluşlara yöne-
lık. "kavırmalann bulunduğu" şeklınde
sıtemler kulaklara gelmektedir. Sonuç
olarak ülkede çok yaygın olan ve nere-
dev se geleneksel dav ranış biçimimız ko-
numuna gelmış olan adanı kayırma bu
alanda da kendını göstermektedir. So-
nuçta. bilimsel dayanağı hiç olmayan
projelerdesteklenırken gerçekten sonuç
getırecek, avakları vere basan projeler
de>tek alamamaktadır. Ya da bır grubun
proje desteğı. bu projeye bılımsel onay
verecek grubun da projesinin desteklen-
mesi koşuluna bağlanabilmektedır. Bu
tür pazarlıklar günümüzde giderek art-
maktadır. Bu karşılıklı koşullandırmalar
sonucunda ise proje sonuçlarının denet-
lenmesı de avnı kaygılardan nasibini al-
maktadır.
İnsanın doğasından kaynaklanan bu
yaklaşımların engellenmesi, ancak ku-
rallargetımıek ve kurumsallaşmakla ola-
sıdır Kurumlar \ardır: ancak yukanda
dadeğinildiğı gibi, amatörce yapılanma-
ııın sonucu. kurallar net değı/dir ve hem
kurumu hem de kurumla muhatap bire-
y i yeterı kadar korumamaktadır. Bugün
bu kurumlar ıçerisinde proje gizlilıği ke-
sinlikle sağlanmalıdır. Proje sunan ve
proje>e onay verecek uzmanın gizliliği-
nin sağlanması ılk adımdır. Aynca proje
onayı verecek uzman sayısı bırden fazla
olmalıdır. Genellikle proje onayı vere-
cek uzman. mcelediği proje ile ilgili alan-
da çalıştığından zaman zaman bireysel
yaklaşımlarla olumsuz rapor venlebil-
mektedir. Bunun ıçinyapılması gereken,
özellikle uluslararası bilimsel dergıler-
dekı editörbr grubuna benzer şekilde,
genişbıruzman listesi çıkanlmalıdır. Bu-
nun ıçın de ünıversıtelere duyuruda bu-
lunup. butürbirgörevialmakisteyengö-
nüllü bılım adamlannın başvurusu alı-
nıp her uzmanlık alanı için ülkede mev-
cut bilim adamı sayısı saptanmalıdır. Bu
saptamalardan sonra kuruma sunulan
proje örnekleri hangi alanı ilgilendiriyor-
sa o alandan en az ıkı uzmana bu proje
taslagı gönderılmelı ve göriiş ıstenmeli-
dir. Projelerin ara raporjan ve kesin ra-
porları da yıne aynı şekilde en az ıki uz-
man tarafindan izlenerek değerlendıril-
melidir. Ancak bu şekilde projelerden ve-
nmlı sonuçlar almak mümkün olabile-
cektır. Bugün artıkbutarzbiryapılanma-
nın vakti gelmiştir ve bu ülkenin heba
edılecek bir lirası bıle bulunmamaktadır.
Proje sonuçlarının denetlenememesi
günümüzde en önemli sorunlardan biri-
sidir Yapılan proje sözleşmelerinde pro-
jedeyüklenilen (taahhüt edilen) çalışma-
ların gerçekleştirilmemesi durumunda
herhangı biryükümlülük bulunmamak-
tadır. O nedenle azımsanamayacak sayı-
da projeden beklenen sonuçlar elde edi-
lememişttr. Ancak sonuç alınmaması ha-
lınde de bunu sorgula>acak. sistematik
olarak işleyen mekanızma bulunmamak-
tadır. Proje sonucu sunulan raporlann ol-
dukça büyük bırkısmı uluslararası kabul
görecek yöntemlerden yoksun olduğun-
dan buradan elde edilen bulgular da bu
tür bir kabulden uzaktır. Bu da venlen
proje desteğı ve elde edilen uluslararası
yayın sayısı karşılaştınldığında çok çar-
pıcı bır şekilde görünen bir gerçektir.
Bütün bu söylemlerden sonra bılımsel
araştırmalara destek vermemeli gibi bır
sonuç da çıkarmamak gerekir. Bilimsel
araştırmalara destek kesıntisiz bır biçım-
de sürdürülmelidir. Türkije'de bilimsel
araştırnıalarda bir geçiş dönemi vaşan-
maktadır. Böylesi dönemlerde vapılan
hereleştirideğeriendirilipözeleştirivapı-
larak sistemin aksavan vönleri düzeltU-
melidir. Özeleştın ve eleştın demokrasi-
nin vazgeçilmez koşuludur ve kurumla-
rın daha sağlam yapılanmasına olanak
sağlar. O nedenle ülkemizde de her alan-
da özeleştin geleneğını bırey olarak edin-
mek ve başka bireylenn de bu geleneği
edinmelerinı sağlamaya vönelik davran-
mak gerekmektedir.
Bu tür proje desteklennın asıl hedefı
bilimsel bakış açısının kazandınlması-
dır. Bilimsel sonuçların öğrenilmesı ko-
laydır, ancak bilimsel bakış açısının oluş-
turulması bir süreç ışidır ve zordur. Sa-
dece ve sadece bu bakış açısı ile doğayı
ve insanın gerek doğa, gerekse ınsan ıle
olan ilişkılerını doğru kavramak ve yo-
rumlamak mümkün olabilecektir. O ne-
denle bu kurumlann bilimsel araştırma
destekleri son derece olumlu bır girişim-
dir; ancak, aksayan yönlenn de mutlaka
düzeltilmesi gerekmektedir. Bu düzen-
lemeler yapıldığında destek venlen pro-
jelerden elde edilen bulgularla çok daha
fazla uluslararası yayın yapılabilecek ve
özlenen venm elde edılebılecektır
Aydmlanmanın Şairi Fikret 130 Yaşmda
FARUK CUMBUL Hukukçu
Aralık I867"de
dogan (35 yıl ön-
ce. gene24aralık-
ta Eyüp'tekı kabrı
evının bahçesıne
taşınanlEdebıvat-
ı Cedıde döneminin ünlü şaın Tevfik
Fikretbugün 130 yaşında. Aydmlanma-
nın şaıri. bugün de bizı Aşıvan'dan sü-
zülen ışıkla aydınlatıyor. 48 yaşında > i-
tirdiğimizFıkret"in 19 Ağustos 1915'te
(Aşiyan'dan Eyiip'e) başlayan. 24 Ara-
lık 1961 "de(E> üp'ten Aşiyan'a) son bu-
lan yolculuğunun 35 yıhnda doğumu-
nun 130. yıldönümünü kutluvoruz.
Anafartalar Kahramanı Mustafa Ke-
mal'ın Aşiyan'ı ilk zıyaretinın de (18
Agustos 1917. ikincisı 19 Ağustos
1918) 80. vıh arıfesindeyız.
Bu kadar anlamlı günleri el ele v erdi-
ren 1997yı Aydınlanmanın Şairini An-
maYılı olarak karşılıvor: Ataturkçüdü-
şünce ve çağdaş yaşam ıle özdeşleşen
Fikretse\erter'in, yıl ıçinde katılacak-
lan etkinliklerle. Kınk Saz'ın (Rübab-
ı Şıkeste'ninjezgileri ıçinde "tarih-ika-
dim"in "sis"li yollanndan geçerek.
Mutlakıvet'ten Meşrutıyet'e -Meşruti-
yet'ten Cumhurıyete - yüz vıldır- dıl-
lerden düşmeyen Avdınlanmanın
Amenfüsü olan o ateşın. o \%\\ ışıl dize-
lerı belleklennde yeşerteceklerine ına-
nıyoruz.
Meşrutiyet'in ertesinde (1909). mü-
dürü olduğu okulu Galatasaray Lıse-
si'nın venı bınasında "Mescidin üstüne
tivatnt sahnesi kondurmak dine savgı-
sızlıktır" gammazlıgı ve fıtnecıhğıne
karşin. yaptırdığı tarıhsel anıt nitelığın-
dekı konferans salonunda. T^fik Fikret
Derneği'nın düzenledığı törenle. Ba-
kanlar Kurulu karan gereğınce, Aşı-
yaaui-bahçesine gömülme ısteğininye-
rijıe_getirildıği. 35 yıl öncesıniu aunu-
tulnıazgününü yeniden vaşıyoruz.
Aydın bir din adamı
24 Aralık 1961 sabahı Eyüp'teki kab-
ri. Belediye Başimamı Hafız Yah\a Es-
kişehirli'nın (kabırtaşina vazılacak gü-
zellikteki) şu konuşmasıyla açılıyordu:
"Türk şiirine ilk defa Avnıpai Mr ifa-
de \e muhteva veren,
Giinlük beşeri hâdisatı şiirine mevzu
\apan.
Edebhatımıza yen» meseleler getire-
rek, şiiri bir havati unsur haline kovan,
Mâ/i ve âfi arasında sathi değil, deru-
ni bir rabıtadan ilmi vefikrimuhteva ku-
ran,
Mânâ \e ifade bakımından bevit'ten
kurtarıp bir kül halinde işleven,
Milietin terakJd ve inkişaftnı ilim *e fi-
kirde bulan.
Tahsil *e terbiyenin gerekcrkck.gerek
kadın bütün insanlaricin birzaruratol-
duğuna inanarak bu usullerin tedrisin-
de gören,
Müçtehid, müceddid,bü\ ük Türkşa-
iri,
Ha>atı bovunca sadakat ve istikamet
yoiunda > iirümevi şiar edinen, üstat.'.."
Bu sözler. bıze Tevfik Fikrefı sevdi-
ren Türkçe ögretmenımiz Rıza Ülgen'ın
bellettiği "Te\fıkFikret'in9hizmetTne
şaşılacak kadar uyuyordu.
19 Ağustos 19Î5"te Eyüp'le toprağa
verilirken defin törenınde bulunan ka-
yınbiraderı Dr. HikmetGizer,Galatasa-
ray Lısesı"nde yardımcısı Salih Kera-
metNigârveöğrencisı Prof. İsmailHik-
met Ertaylan (ilginçtir, bır de Sultanî
öğrencısi Fikret Adil), 46 yıl sonra, bu
kez kabir açılırken yine orada idiler!
Tevfik Fikret Derneğı'nin kurucu üye-
leri olan buyadigârlar (Fikret'in enya-
kınlan. dostlan) nemli gözler ve titreyen
ellerivle "toprağını" tabuta yerleştir-
mışler, sonra kendılerini de yetiştiren
Mekteb-i Sultanı'nin göngörmüş kon-
ferans salonunda anılarınıdile getırmiş-
lerdi. Tevfik Fikret'e aaadıkları yapıtla-
rı kaynak kitaplar nitelığinde olan, Şa-
ir Nigâr Hanım'ın oğlu Salıh Keramet
Nıgâr(annesinm 1000c. tlik kıtaplığı-
nı Aşıyan'a armagan etmiştı) ve Prof.
. Jsmail Hikmet Ertaylan (derneğin.baş-
kanı idi) 1960'lıyıllardaderneğinyayın
organı olan Dâşün dergisindeki yazıla-
nyla Fıkret'i tanıtıvorlardı.
... Şairin. öğrencısi ve müdürü oldu-
ğu okulunun bahçesinde "Fikri hür, ir-
fanı hür, vicdanı hür bir şairim" dizesi
altında hazırlanan naaşı (31 Mart yo-
1455 Bosch bayısınden bırine
gelin, dilediğiniz Bosch'u
14 aya kadar uygun taksitlerle alın.
bazlannın "Asıl mason Galatasaray'da,
oraya yürüyeüm" kışkırtması karşısın-
da Müdür Tevfik Fikret'ın "Cesedimi
çiğnemeden içeriye giremeyecekJerdir"
diyerek gün boyunca beklediği) lısenın
o görkemli demır kapısından geçerken.
az ötede. bahçede -Atatürk'iin heykel-
lerinden sonra yurdumuzda dikilmiş
olan ilk büst. şairin büstü- nöbetı dev ra-
lıyordu. Bu kez ırtıcaa (gencılere) kar-
şı "büst" nöbet başındaydı!
Gençlik. elleri üstünde taşıdığı tabut-
la İstiklal Caddesi'nde ilerlerken, Fer-
da Şairi'nin "Tevfik Fikret'ten Ata-
tiirk'e" çelengı Taksim Anıtf nabırakı-
lıyor; yağmur altında yokuşu tırmanan
kafile Aşiyan"a ulaşıyordu. Büyük şa-
irimiz. Hasan Âli Yücel'in değerbılirli-
ğiyle Istanbul Belediyesi'nce eşi Nazı-
raaHşnun'dansatınalınarak, 19 Ağus-
tos 1945te (ölümünün 30. yılında) ya-
pılan törenle müzeye çevrilen yuvasının
bahçesinde toprağa verilirken "vatan,
egilip o terli alna sıcak busesini kondu-
ruyordu"...
Öte yanda, Edebiyatçılar Derneğı'nin
saygı paketini duvara çıvileyen Behçet
Kemal Ça^ar iIe Fazıl Hüs-
nü Dağlarca, şairin "üç gü-
zeller" adını verdıği selvı-
lenn altında çev relenen Fik-
rat hayranlarıyla. Boğaz'a
karşı. Edebıyat-ı Cedide üs-
tadının Kınk Sazından dö-
külen ezgileri hüzünle din-
lıyorlardı.
Atatürk'iin şairine
anıtnıezar
(Aydınlanma Anıtı)
Bugün Bosch bayilerine gelenler hayallerindeki Bosch'a ne
kadar kolay kavuşabileceklerini görüyorlar. Bosch beyaz
eşyalar 6,10 veya 14, küçük ev aletleri ise 6 ay taksitle.
Bosch'ta tam 95 çeşit ürün arasından ihtiyacınızı tam olarak
karşılayanı kolaylıkla bulabilirsiniz. Üstelik Bosch, Türkiye'nin
en yaygın servis güvencesiyle şimdi her zamankinden
daha da güvenli.
1997'yi yeni Bosch'unuzla karşılamak için 1455 Bosch
bayisinden birine gelmeniz yeterli.
Yajj.n t m l l AjN
Satın aıdığınız üninler Bosdı bayilerinden hemen teslim edilecekür.
Oriinlerimiz stok miktarfan ile sınırlıdır.
BOSCHEn doğru seçim
27 Mayıs ortamında vası-
yet yerine getinlmiş. ancak
dört mermerden oluşan
"yalın" kabir bahçey e öyle-
ce bırakılmıştı. Şaırımiz,
bahçıvanlığını kendisinin
yaptığı Aşıyan'ın güzel
bahçesinin bir köşesinde
kabir taşı olarak hazırladığı.
üzerine dizelerini eliv le ya-
zarak kazıttığı kavalıktan
doğal bır pınar gibi akan su-
lann altında. ışıklı bir şadır-
vanın ıçinde ebedi uykusu-
na dalmak istiyordu.
"DevTÜnlerin başanlma-
sında Atatürk'ün başlıca i(-
hanı kaynaklanndan biri,
belki de birincisi olan" ı Na-
dirNadi). "bu büyük \atan-
$ever, bu ahlak ve erdem
anıtına" (V'aşar Nabi) bu
son görev şimdiye dek çok-
tan yerine getirılmelıydi.
Ankara Ulus Meyda-
nı'ndaki Zafer Anıtı. Yunus
Nadi'mn Venı Gün gazete-
sinıngırışimıviefhalkıncö-
mertliğıne başvurularak)
yapılmış; KubilayAnıONa-
dir Nadı 'nın önensıv le dev -
rimlerin simgesi olarak di-
kilmiştı.
"Btn inkılap ruhunu on-
dan aldım; ziyaretedeceğim
yerlerin başında elbette ki
Aşiyan gelir" dıven Musta-
fa Kemalın Aşiyan'ı ziya-
retini de simgeleyen. bu
sözlerinı de ıçeren bir büs-
tü ile, şairin hayal ettiği kab-
rini bütünleştiren -müteva-
zı- bir anıtmezann. Türk ay-
dınlanmacıhğı yüzünden de
tarıhsel bıranlam taşıvacak
olan bir Avdınlanma Anı-
tı'nın "1997 - Aydınlanma
Şairi'niAıuna Ydı"nda ger-
çekleştiğinı görmek en bü-
yük dileğimizdir.
1997 AtatürkÖdülü'nün
bu amaçla Atatürk Şairi'ne
verilmesi ümıt edılebıhr
mi? "Ümmid, cihandan da
büyükmüş!.."
PENCERE
Hoca Hayalci mi?..
Erbakan.. . ,.
Başbakan..
Dınci bır politikacı. laik cumhuriyetin başbakan-
lık koltuğuna yüzde 21 oyla nasıl oturur?..
Amaooturmadı..
Oturttular.
Refahçılar Meclis lokantasının listesınde papaz-
yahnisi gördüler mı bozuluyorlar; can-ı azizleri
imambayıldı, kadıngöbeği, vezirparmağı, sarığ/bur-
ma, patlıcanoturtmadan yana yatıyor; Necmettin
Hoca'yı da başbakanlık koltuğuna oturtma güna-
hı, adıyla sanıyla Şaibe Hanım'ın -nam-ı diğer Re-
hine Hanım- defterine yazıldı.
Peki, bu hanımın bir partisi yok mu?..
Ha var, ha yok!.. DYP artık Refah'ın uydusu, ye-
dek tekerleği, stepnesi, payandası!.. Milletvekıli
maaşına ram olup iktidarın nimetleriyle gevşeyen-
lerin Refahçılarla bütünleştiklerıni rahatça söyleye-
biliriz.
•
Ancak bu sonuca Necmettrn Hoca bileğinin hak-
kıyla vardı. Şaibe Hanım'ı önce korkuttu; sonra tes-
lim aldı; adını 'FtehineHanım'açevirdi; imam nikâ-
hıyla ızdivacını tescil etti; başansmı cümlenin göz-
leri önünde deftere yazdı.
Kimısi Necmettin Bey'e burun kıvınr:
"Hoca hayalperesttir..."
Kırk yılda, inişlı çıkışlı bır ince ve uzun yolu aşıp
başbakanlık koltuğuna oturan kişiyi azımsamafcen
azından saflıktır. Erbakan sıradan bir kimse değil.
Nice fırtınadan geçti, lıderlığıni sızıltısız onaylattı,
çevresındekilere elinı öptürdü, korumalanna ayak-
lannı yıkattı, partisindekı otoritesinı kımse yadırga-
mıyor.
Ya hayalciliği?..
•
Necmettin Hoca temel atar, sonunu getirmez;
umurunda değıldır. Kaynak paketi yapar, paket
boştur; kımin umurunda?.. "Denk bütçe"dediği,
denk değildir; boşver sen!.. Ekonomide "orta va-
delı ıstikrar programı" g/bi bir enayılikle kendısinı
harcayacak değil ya!.. Eninde sonunda çok sıkışır-
sa seçime gıdecektir. "Allahın iznı" ve "peygam-
berın kavlı" ile sandıktan yıne Refah'ın birinci ola-
rak çıkacağının hesabındadır. Hele devlet içinde
şerıatçı kadrolaşmayı ıktidardayken tamamlasın,
Şaibe Hanım'ı Refah'ın her dediğine hınk deyiçi
yapsın, laik cumhuriyetin dış ilışkilerini şeriatçı iii-
kelere doğru kaydırsın. Batı ile aradaki boşluğude-
rinleştirsin, ordu köprülerinı kurup Silahlı Kuvvet-
ler'de geleceğe doğru ılk adımJarını atsın, poliste-
ki Refahçı ağırlığını arttırsın, Milli Eğitim'de kilit nok-
talarını şavullas/n, adliyede köşebaşlarını tutsun...
•
Necmettin Hoca serinkanlıdır...
Çayırda peşrev yapacakmış gibi yürürken boy-
nunu biraz daha kısar...
Kravatlan rengârenktir..
Gözleri velfecrı okur..
Benım oğlum bina okur..
Döner döner gene okur.
Talihlıdır Hoca.. , . .'( ı ) * ' , " u i
Komünist Rusya, Türkiye'nin tepesindeykeh^r-
tam Hoca'nın işine yaradı; çûnkü Amerika, Sovyet-
ler'ı güneyden saracak bir "Güvenlik Kuşağı" oiuş-
turmak istiyordu; "Komünizme karşı panzehir Is-
lamdır" diyerek Türkiye'nin de içinde bulunduğu
"yeşil kuşak"coğrafyasını destekledı. 12 Eylül Er-
bakan'a siyaseti yasak etti; ama dinci politikayı ön-
gördü. Merkez sağ, çok parfıli dönemde Refah'ın
altyapısına yatırım yaptı; şimdi de Refahçılann ik-
tidar payandası yıne sözde merkez sağ Doğru Yol
Partisi değil mi!..
Necmettin Hoca'nın yıldızı paıiıyor.
Hiç kimse Hoca'yı azımsamasın..
Necmettin Hoca hayalci değil..
Merkez sağ hayalci.
İLHAN SELÇUK
iskele sancak
sol - sağ - şeriat
ılHAii Sci-CUH
Yıldız falı, ulkeler ve
devletler ıçın değil.
ınsanlar ıçm geçerlıdır
Gerçı bızım bayrağımızda
yıldız var. ama suskun(.
Daha çok hılal
konuşuyor 'Korkma
sönmez bu şafaklarda
yüzen al sancak?
Insanımız da balık gıbı
bakıyor geleceğe
Bır gözü ağlar..
Bırgözugûler..
Bır gozû iskele.
Bır gözu sancak .
2. BASI
CIKTI
Çağ Pazartama A.Ş. Yerebatan Caddesı SaJkı;
No: &/B CağatoğJu- Istanbul Tef:514 01 95/96
Posta çeki no.; 666322
300.000 TL. (KDV dahılj
MERSfiVl.fCRA
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN MUHTIRADIR
Savı: 1996 3502
Ipotek alacaklısı Mesut Açıkgöz'e 35.400.000.-TL ıpo-
tek bedelını ödemeve borçlu Mahmut Badem vekılı Av.
Hakkı Akkaya'nın ışbu borcu nedenıyle ipotek bedelının
tamamı dosyamıza bloke edılmış olup, ışbu muhtıranın
yayımından ıtıbaren 30 gün ıçerisinde yatınlan parayı
müdürlüğümünden almanız. almadığınız takdırde İlK'nm
153. maddesı gereğınce ıpoteğin çözülmesı ıçın ıcra tet-
kık mercııne dosvanın göndenleceğı hususu ılan olunur.
09.12.1996
Basın: 125724
(Kadın SaQlığı ve Aile
Planlaması) Hizmet Sistemi
Bilgi Hattı: 212 - 257 06 46