07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24ARALIK1996SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER SSK mülakatında kurum faaliyetleriyle ilgisiz 'erozyon', 'iyon', 'gübreleme' gibi sorular şaşırttı Sözlü sınav saniyelere sığdınldıANKARA/İSTANBl L (Cumhuriyet) - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ne- cati Çelik'in bakaniık \e bağlı binmlerde başlattığı kadrolaşma harekeiini. Sosyal Sigortalar Kurumu'na (SSK.) 2 bın 500 idari personel alımındada sürdürdüğü be- lirtildi. Kazananlann aday numara sırasına gö- re açıkfandığı iıstede aralara başka aday numaralannın yerleştırildiği saptandı. SSK'nin. bır kişi içın süresı saniyelere sığ- dırı lan söziü sınavında adaylara "Erozyon nedir?" gibi kurum faalıyetıyle ılgısi ol- 'mayan sorular da yöneltıldi Türk-Iş Ge- nel Başkanı Bayram Meral. SSK'den sı- navlann cevap anahtarları ıle kazananlann adı soyadı ve doğum yerlerini içeren liste- yi iste'di. Skandallar zinciri oluşturan SSK .sınavının sözlü bölümü. dün 574 yükseko- kul ve 1076 ortaokul adayıyla başladı. Yazılı sına\ı kazanarak mülakata gir- meye hak kazanan aday lann arasında tür- banlı kadınlann ve sakaüı erkeklerin faz- lalığıgözlendi.Bırkadınadav.torpıl iddi- alarına ilişkın soruya. "Şu göriintüve ba- Türk-İş Başkanı Bayram Meral, SSK'den, sınavlann cevap anahtarları ile kazanan kişilerin adı, soyadı ve doğum yerlerinin listesini istedi. Meral. sınavla ilgili şikâyetlerini Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel"e ileteceklerini söyledi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik, yazılı sınavı kazanan "Çelik soyadlı kişilerin kendisiyle bir yakınlığı olmadığını söyledi. kıp karar veremiyor musunuz? Çoğunluk- takimlervar?'\anıtını verirken: yazılı sı- navda "torpiT iddiaları konusunda sözle- rıni sakınmay an adaylann. mülakat önce- sinde bu yöndeki soruları yanıtlamak is- lememeleri dikkat çekti. "Ben gözümle gördiim. Arkadaşım ver- di listeyi. Ada\ numarasına göre bakanın hazırladığı iistedekiler ka/andı"dı\en ı- mam-hatip lısesı mezunu adayın sözünü kesen bır başka erkek aday. "Niye provo- ke ediyorsun? Zaten bunlar malzeme an- yor. TorpiJyok. Hemsistem böyle. Mehmet Moğultay'ın. Fıkri Sağlar'ın döneminde yapılanları yazmadınız" d.ye konuşuyor. Sınavdan çıktıklannda şaşkın olduklan gözlenen aday Iar. "Bir o soruyor. bir o so- rııyor. Bir dakika sürmedi. Ne olduğunu anlamadım" dıye konuştular. Soruların zor olduğunu belırten adaylar. "Alacakla- rına öyle zor sormazlar da. almayacikla- rına sorarlar" görüşünü dile getırdıler. SSK'nin ya>aları. Lluslararası Çalışma Örgütü (1LO). ış kazası. yaşlılık aylıgı ile ilgili soruların yanı sıra adaylara "Erozyon nedir?", "AET'nin üyeleri kimlerdir?", "İyon nedir". "Gübreleme ne zaman yapı- lırsa daha verimli olur?" gibi sorular da yöneltildi. Kazananlann aday numara sırasına gö- re acıklandığı lısteye müdahaîe edüdiği öne sürüldü. Kazanan ortaokul mezunla- rının lıstesinde 871. sıradaki 15 bın 558 numaraiı adaydan sonra 15 bm 4~?4 y erleş- tırilirken; 912. sıradaki 20 bin 842 ile 915. sıradaki 20 bin 858 ada\ numalarınm ara- sına da 20 bin 806 \e 20 bin 838"in kon- duğu saptandı. SSK sına\ ma giren ''5 bin ada> ın y anıt- larının. 12 saatçalışanbirkomısyonunsı- nav kâğıdı başına bir dakika ayırması du- rumunda 52 gün gerektırmesine karşın 11 günde değerlendirılmesi. "işe alınacakla- nn önceden belli olduğu" ıddialannı güç- lendırırken: sözlü sınavdayapılanprogra- ma göredeaday başına saniyelerdüştü. Sı- na\ programına göre. bugün de Oıtaokul mezularının mülakatı tamamlanarak. ılko- kul mezunlanna geçılecek. 934 ilkokul mezununun sözlü sına\ ı v arın da sürdürü- lecek. 26-27-28 aralık günlerınde 2 bin 7 26 lise mezununun miilakatıyla "forma- lite" olarak nitelendirilen sınav tamamla- naeak. Çalışma ve Sosyal Güvenlık Bakanı Ne- cati Çelik ise. dün yaptığı yazılı açıklama- da. basın organlarının SSK sınavıyla ilgi- li sürdürdüğii aley hte kampanyanın parça- sı olarak nitelendirdiği iddiaların haksız olduğunu sa\undu. Yazılı sınavı kazanan "Çelik" soyadlı adaylarla yakınlığı bulun- madığını belırten Çelik. şugörüşleri kay- detti: "Bakanlığımız iist düzej yöneticile- rine ait Toptaş, Özer. Erdem, Önal gibi so- yadlar da. yine ülkemizde birbirini tanı- van-tanımayan mihonlarca kişinin biriik- te kullandıkları soyadlarıdır. Kaldı ki. ge- rekli şarflan taşıvan her Türk vatandaşı- nın. bir iist>öneticinin yakınıdahi olsa böy- le bir sına\a girme hakkı vardır." Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral de. sına\la bırlikte gündeme gelen torpil iddialarından duyduğu rahatsızlığı Bakan Çelik'e iletti. Meral. SSK"ye yazdığı yazı ile bina\ların cevap anahtarları ile kaza- nanların adı soyadı ve doğum yerlerini içe- ren listeyi isterken. konuya ilişkin şikâ- yetlerini Cumhurbaşkanı Süleyman Demi- rel'e de ileteceklerini belirttı. Söylemezler ve Yaprak TV ' Soruşturmalar yeniden başlatılacak' ANKARA / İSTANBIL (Cumhuriyet)-Adalet Baka- nı Şevket kazan, "Sövlemez kardeşler" ve "Yaprak • TV"nin sahibınin kaçınlma- . sıyla ilgili yeniden soruştur- . ma başlattıklarını bıldırdı. Kazan. "Sonradan meydana gelen ba/ı olaylar, bu konula- n yeniden ele almanuzı gerek- tirdi"dedi. Susurlukolayıile ilgili en geç bir hafta içinde dava açılacağını kaydeden Kazan, "Şerefım ûzerine söz veriyonım ki, bu iş kapanma- yacak sonuna kadar iizerine gidileeek ve örtbas edilmeye- cektir" diye konuştu. Söyle- mez kardeşlenn avukatlan ise Söylemezler'in bır çete olmadığını. komploya kur- ban gittiklerini öne sürdü. Kazan. Hâkim' Adayları Eğitim Merkezi'ndeyeni öğ- retim döneminin başlaması dolayısıyla düzenlenen tö- rende yaptıgı konuşmada, yargıya köstek değıl, destek olmak için çalıştıklannı söy- ledi. Kazan, Sa- nyer'de_işle- nen Ömer Lütfii Topal cinayetiyle il- gili olarak da Sanyer Cum- huriyet Savcı- sı'nın. gerekli kanıtlann kendisine ile- tilmesinin ar- dındanenkısa sürede dav ay ı açacağını be- ; lirtti. İ Soruştur- ma aşamasın- da çok karma- şık ve derin ilişkilenn ortaya cıktığını kaydeden Kazan. 1982 yılına kadar uzanan ilişkilerbulun- duğunu. bu ilişkiler ve kan- şıkliklar içinde dava açılma- sınınsanıldığı kadarkolay ol- madığını bildırdi. Kazan. "Bu davalann açıl- ması için. 20 gündür birisi- nin. elinde bulunduğunu id- dia ettiği delilleri vermesini bekliyoruz. Bir suçun delille- rini vermemek. saklamak suçtur. O nedenJe, bu ülkede suçlular varsa delilleri savcı- lann önüne koyalım. o savcı- lar rahatlıkJa davalannı aça- bilsinler. hâkimler rahatlıkla o davalan görsünler \e kara- ra bağlayabilsinler. O neden- ledir ki, hiç kimse bu konu örtbas edilecek sanmasın" dedi. Kazan. Yaprak TV'nin sahıbi MehmetAfi Yaprak'ın kaçınlması \e Söylemez kar- deşler çetesi ile ilgili soruş- turmayı yeniden başlartıkla- nnı belirterek "Söz konusu dosyalar üzerinde bazı konu- lar tamarrm la açıklığa kav uş- madı. Sonradan mey dana ge- len olaylar, o konulann yeni- den ele alınmasını gerektiri- yor" diye konuştu. Söylemez kardeşlenn av u- katlan Ali Rıza Dizdar. Ha- san Bilgec \ e Kudbettin Ka- ya,dün'stanbul Adliyesı'nde basın toplantısı vaptı. Anka- ra DGM Savcısı Nuh Mete •^'üksel'ın Mustafa Söyle- mez'in ıfadesıni Ankara Em- niyet Müdüriüğü'ndealdığı- nı belirten avukatlar. "İfade- de inızası yok. Kadıköy Ağır Ceza, şimdi Nuh Mete V ük- sel'e ifadede neden imzası ol- madığını soruyor" dedıler. Söylemezler ile Bucaklar arasında bir kan davası oldu- ğunu. bir çete kurmalannın söz konusu olmadığını ifade eden avukatlar. "Haklannda açılan şu anda 6 ceza davası var. ama onları suçlayacak delil yok. tfadeler polis tara- nndan hazırlanmış" dediler. Söylemezler hakkında hazır- lanan dosyaların "şişirme" olduğu iddia eden avukatlar. şöyle konuştular: "Sövie- mezlerl9Ha- ziran 1996 ta- rihinde gözal- tına alındılar. Önce yaka- landıklan Po- zantı'dan Te- rörle Müca- dele'ye ora- dan sırasıyia İstanbul. Bursa. İstan- bul. Ankara ve tekrar İs- tanbul Terör- le Mücadele şubelerinegö- türüldüler. Ankara'da ifadelerini Mevlüt Sarıpek- mez adında jandarmada gö- revli bir kişi, İstanbul Emni- yet Müdürlüğü'nde görevü Başkomiser \*ardımcısı Beh- zat Tuzcu ile bir savcı alıyor. İfadeleri alındıktan sonra mahkemeye sevk edilmeyip poh'se teslinı ediliyorlar. 27 haziranda savcı. haklannda gıyabitunıklama karan çıka- nyor. .Müvekkillerimiz biı sii- re içerisinde kaçabilirlerdi. İl- ginçtir ki ayıu savcı. 28 hazi- randa İstanbul DGM'ye bir yazı yazıyor \ e "Tev kif karan çıkardım gereğini yaptınız mı' diye soruyor. Bu bir hu- kuk devletinde olursa skan- daldır." Avukatlar. Söyle- mezler'in avukatlığinı üstle- nen tstanbul Barosu Yöne- tım Kurulu üyesi Nuran Ata- han'ın. baronun baskısı ne- deniv le bu davadan çekildı- ğini vurguladılar. Baroyöne- tim kurulu üyesi avukat Os- man Ergin ise Ataman'ın da- vadan çekilmesmi istemek gibi birdurumun söz konusu olmadığını söyledi. • Adalet Bakanı Şevket Kazan, Susurluk olayıyla ilgili davanın en geç 1 hafta içerisinde açılacağını söyledi. Kazan, Topal cinayetiyle ilgili davanın da gerekli kanıtlann Sanyer Cumhuriyet Savcıhğı'na iletilmesinin ardından açıiacağını belirtti. 4 üniversiteli okuldan uzaklaştmldı NECATİ AYGIN ; İZMtR-EgeveDokuzEy- lül Cniversıtesı'nde. polisin zorlamasıyla 250 öğrenci hak- kında soruşturma açıldığı bıl- dirildi. Bu soruşturmalar sü- rerken 4 öğrenciye okuldan uzaklaştırma cezası verildiği öğrenildi. Isimlerinın açıklanmasını t istemeyen bır grup öğrenci. | Ege ve Dokuz Eylül Cniversi- I tesi'nde saldınlann sistemlı bir | şekilde sürdüğünü belirttiler. Dokuz Eylül Lnıversıtesi ı öğrencilen. artan soruşturma- ı lar üzenne görüştüklen fakül- te \ önetiminin. "Bizinı elimiz- den bir şey gelmiyor. emniyet bizizorluyor" biçiminde açık- lamalarda bulunduklannı söy- lediler. Ege. Dokuz Eylül ünıversi- teleri. Egitim ve Meslek Yük- sekOkulu. HukukFakültesi ve Iknsadı îdari Bilimler Fakül- tesı'nde açılan soruşturmalar- dan bır bölümünün tamamlan- dığını belirten öğrencıler. ül- kücülerın saldırısmı kınayan arkadaşlanndan. Murat Çelik, \blkan Kıhç'ın bir hafta. Bün- yamin Çelik ile So\sal De- mir'ın de ıki hafta okuldan uzaklaştırıldıklarınısövlediler. DemmşehM aıuhh Başbakan Necmettin Erbakan 'ın telgrafı yuhalandı, Refah Partisi 'nin törene gönderdiği çelenk sahipsiz kaldı İZMİR / Bl'RSA (Cumhuriyet) - Devrim şe- hıdi Kubilay.ölümünün 66. yılında Menemen'de- kı anıtı başında ve Bursa"da mezıın olduğu oku)- da düzenlenen törenle anıldı. Kubılay "ın anıtı ba- şmdaki törende Başbakan Vecmettin Erbakan'ın gönderdiği telgraf uzun süreyuhalandı. CHPGe- nel Başkanı Deniz Ba>kal da Kubılay anıtına çe- lenk kovarak saygı duruşunda bulundu. Gerıciler tarafından 66 yıl önce Menemen'de katledılenKubilay. dün törenlerleanıldı. Kubilay için Menemen'de düzenlenen törenlere çok sav ı- da v urttaş. CHP v e DSP'lı mılletv ekılleri ile y ük- sek rütbeli subaylar katıldı. Törenler sırasında ıktidar partilerınin çelenk koyma sırası geldiğmde RP llçe Başkanlıgı'nın çel'engı sahipsiz kaldı. Tören alanına göndenlen. ancak RP'lıler tarafından anıta konması gereken çelenk. hıçbir RP'li yönetıcinın törende bulunma- ması nedenıy le beledıye görev lilerin- ce anıta kondu. Törene anma telgraflarıyla katılan RP'lilere de tepki vardı. Başbakan Necmettin Erbakan ve Maliye Baka- nı Abdullatif Şener'in devrim şehıdi Kubilay'ın anma töreninegönderdikleri telgraf- lar y urttaşlar tarafından uzun süre > uhalandı. Tö- ren sırasında yurttaşlar tarafından açılan "Tür- kiye laikıir laik kalacak. bu cumhuriyet sahipsiz değildir. devrim şehkti Kubilav ölümsüzdür" pan- kartlan dikkat çektı. Anayasa Mahkemesi Baş- kanı VektaGüngörÖzden'in çiçeğı veÖzden ta- rafından ımzalanmış Kubılay posteri de iki kız öğrenci tarafından anıta konuldu. Düzenlenen törende konuşan Menemen Bele- dive Başkanı İlhami Gürso>. 1930 v ılında mey- dana gelen olaydan Menemenliler olarak üzüntü duvduklannı belirtti. Ege Ordu Topçu Alay Komutanı Kurmay Al- bay Sülevman Aİun da. 200ü'lı vıllara girerken bazı gerici akımların varlığına dikkat çekerek şunları söyledi: "Demokratikvelaikcumhuriye- ti bölüpparçalamak, kutsal \atan topraklan üze- rinde geçmişte olduğu gibi günümüzde de kendi dünva görüşleri doğrultusunda bir düzen kurma girişimleri. çeşitli sebeplerle gündemde tutulma- >açalışılmaktadır. \ncakşukesinolarakbilinme- İidir ki. karşılıklı sevgi> i. davanışmav ı. sos\al ba- nşı ve kardeşliği sağlamada en etkili vasıtalardan biri olan kutsal din duv gusunun ay nmcı amaçlar- la kullanılnıası. 1 ürkive'nin düşmanlan dışında kimseye yarar sağlama>acaktır." .Menemen Kaymakamı Mehmet Özcan. Kubı- lay olayınm Menemen'de yaşanmasının üzücü. ancak incelemeye değer bır olay olduğuna dik- c umhurbaşkanı Demirel "'Bundan 66 yıl önce. cumhuriyetin yetiştirdiği genç ve aydın insan Mustafa Fehmi Kubilay'ın şehit edilmesine kadar varan bu gerici hareketler, geçen zaman içerisinde, miilerimizin sağduyusuyla aşılmıştır" dedi. kat çektı. Dev nm şehıdi Kubilav. katledişinin 66. yıldönümünde mezun olduğu okulda da törenle anıldı. Bursa Ögretmen Okulu iken okuduğu Çe- lebı Mehmet Lısesf ndekı törene. Kubiîay'ın ar- kadaşı öğretmen-yazar Kcmal Üstün de katıldı. Kemal Lstün. Türkiye'nın Atatürk devrimlerıne her zamankinden daha fazia ıhtiyacı olduğunu. Kubılay'ın devrimleri savunduğunu ve irtıcanın bugün ulaştığı boyutların mutlalka görülmesi ge- rektığini sövledı. Demirel: Gericilik aşıldı! Bir mesaj yayımlayan Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel. cumhuriyetin ilanıy la birlıkte Ata- türk'ün öncülüğünde çağdaş uygarlık yolunda gerçekleştinlen atılımlara, bazı bağnazlarıM^p-• kı gösterdıklerine dikkat çektı. - . ? - V "Bundan 66 > ıl önce, cumhuriyetin yetiştirdiği gençveavdın insan Mustafa Fehmi Kubılay'ınşe- hit edilmesine kadar varan bu gerici hareketler, geçen zaman içerisinde. millet'mizin sağduy usuy- la aşılmıştır" görüşünü dıle getiren Cumhur- başkanı Sülevnıan Demirel. kendi konumlarının sarsılmasını iMemeven bazı kesımlerin. her iler- leme ve yenilık hareketine karşı tepki verdikle- rıne dikkat çekti. Çagdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof Dr.Türkan Saylan da. Ge- nel Merkez ve tüm şubeler adına yaptığı yazılı açıklamada. Türk aydmlanma dev riminın önünü kesıneye çalışan yobaz karşı devri- mın. 66 v ıl önce Menemen'de çağdaş- lamanın simgesi Kubılay'ı katlettiği- nı söyledi. Atatürkçü Düşünçe Derneği (ADD) Genel Başkanı Suphi Gür- soytrak,dün DSP lıderi BülentEce- »it'i ziyareti sırasında Ecev it'ın Ku- bilay'ın ölüm yıldönümüne yeterin- ce yer vernıemesini eleştirdi. Ece- vit de "Vfenemen'den sonra öyle olaylar oldu ki, belkide kanıksandı. Bir Madımak olay ı ya- şandı"dedı. CHP grup başkanvekilleri Oya Arash, Nihad Matkap \e Önder Sa\ da Kubilay "ın öldürül- mesinin 66. yıldönümü nedeniyie yaptıklan açıklamada. " Kubilay 'ın başını kesmeyekadar vardırılan gerici harekederin; son zamanlarda laikliğe. Atatürk ilkelerine, devrimlerimize, cumhuriyetimize ve onun anayasasında ifade- sini bulan temel ilkesine açıkça saldırı biçimin- de tekrar kendisini göstermeye başladığına üzüntüy le tanık olmaktay ız. Türkiye'yi yobaz- lığa ve çağdışılığa itmeye güçleri yetmeyecektir" dediler. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Kemal Gürüz'ün Kellesi... Yaşam gariplıklerle dolu. insana zaman zaman bü- yüksürprizler hazırlıyor. HeleTürkıyegibı, başdondü- rücü bir hızla değişen ve gelişen ülkelerde; her an, her şeye hazırltklı olmak gerek. Örneğin yükseköğrenımle ilgili 2547 sayılı yasa, da- ha tasarı olarak ortaya çıktığı andan itibaren, aleyhine yazılar yazmaya başladığım bır yasa. Gerekçelerınede karşıyım, mantığına da karşıyım, başta "Yüksek Öğ- retim Kurumu" olmak üzere. getirdiği kurumlara da karşıyım. Bu konuda sayısız yazılar yazdım, iki kıtap yayım- ladım. Sarmal Yayınları arasında çıkan "Bıktım Bu YÖK'ten" başlıklı kitabım, kıtapçılarda hâlâ satılıyor. Şimdi kapanmış bulunan Süreç Yayınları arasında 1983'te birkaç baskı yapan "kitapç/ğım" ise artık bu- lunamıyor. Fakatonu, "BıkîımBu yOK"fen"eekledım. Tüm bunlan yaşadıktan sonra. bu yasada yapılacak bir değişikliğe karşı çıkmam, daha doğrusu karşı çık- makzorundakalmam, kaderinbircilvesi. Hemdeçok garipbircilvesi. O zamanlar da birçok yazımda dile getirmiştim. Her ülkede; yükseköğretimin planlaması. koordinasyonu ve denetimi için, YOK benzeri bir kurum oluşturulma- sında belli faydalar olabilır. Fakat böyle bır kurumun oluşmasında yetki ve belirleyicilik, üniversitelerde ol- malıdır. Kaldı ki bizdeki uygulamasında YÖK. denetım ve koordinasyon işlevini bir yana bırakmış ve kendıni hiç ilgilendirmemesi gereken ayrıntılarda boğulmuş- tu. YÖK düzenine dün de karşıydım. bugün de karşı- yım. Zira YÖK düzenı, merkezi ve otoriter mantığı ile üniversttelerimızin ıdarı özerkliğını ortadan kaldırmış ve bunun kaçınılmaz bir sonucu olarak, bilımsel özerklik derin bir biçimde yaralanmıştır. YÖK düzenine dün de karşıydım, bugün de karşı- yım. Zira yöneticilerin "atamayla" belirlendiği bu dü- zende; toplumun en seçkin insanları olması gereken ögretım üyelerine, "Sizkendı kendinızi yönetemezsi- niz" denmekte ve itiraz edilememektedir. YÖK düzenine dün de karşıydım, bugün de karşı- yım. Zira tüm yöneticilerin atamayla gelmesı ve ata- mayla gelen bu yöneticilerin bır bölümünün çığ dav- ranışlan; öğretim üyelerınde, kurumlarına karşı hisset- tikleri "aıdiyet" duygusunu ortadan kaldırmıştır. Garıp bir üst-ast ilişkisi içinde, çalışma heyecanı törpülen- miştir. Ve tüm bu duygu ve düşüncelerımden sonra, şim- di YÖK düzeninde köklü degişım getirecek bir tasarı- ya, şiddetle karşı çıkıyorum. Buyrun bakalım... Doğrusunu istersenız; devlet içinde, yetki kaynağı belirsiz kurumlaşmalara hep karşı olmuşumdur. Zira devlet içindekı herhangi bir kurumun yetki kaynağı belirsiz olunca, o kurumun kıme ya da kımlere karşı sorumlu olacağı da belirsiz oluyor. Ve "sorumsuz" kı- mi kurumlar, kimı yaşamsal kararlar aldıkları zaman. bu kararları denetleyecek makam da bulunamıyor. YÖK böyle bir organdı. Ne cumhurbaşkanına karşı sorumluydu, ne hükümete, ne de Unıversıtelerarası Kurul'a. Belirsiz bır kaynaktan elde edilen yetkiyle, Türkiye'nın yükseköğretımini altüst ettıler. Yenı yasa, bu konuda. hükümetı yetkılı kılıyor. 15 üyeden 8'ini hükümet belirleyecek. Yanı YÖK hukü- metin emrine giriyor. Ve herhalde hükümete karşı so- rumlu olacak. "Sen kime karşı sorumlu olacaklarının belirlenmesini istemiyor muydun? Şimdi neden kar- şı çıkıyorsun?" demey'm. Burada altı çizilmesi gereken üç nokta var. Bunlardan birincisi; bu yasa bilimsel ve idarı özerk- liği sıfırlıyor. "Sorumlu olacaklan makam belırlensin" diyordum, ama hükümetin emrine gırilmesıni de iste- miyordum. [kinci nokta; bu yasa, bozulan yapıyı düzeltmiyor. Uçüncü veen önemli nokta: bu yasanın bir "ıntikam yasası" olması. Refah Partisi "kelle istiyor". Kemal Gürüz'ün kellesini istiyor. Çünkü Kemal Gürüz. şeriatçı kadrolaşmayı engel- lemeye çalışıyor. Çünkü Kemal Gürüz, devlet olanak- larıyla yurtdışına lisansüstü eğıtim için göndenlen "ta- leban"ın rahatlarını bozdu. Sarıkla, sakalla dolaşamı- yorlar. Atatürke atıp tutan Internet bağlantıları kura- mıyorlar. Çünkü Kemal Gürüz. kimi Doğu Avrupa ve "Türki"(!) devletlerin ilköğretim okulu düzeyindeki sözde üni- versitelerinden aldıkları "hatır diplomalan"y\& kadro- laşmak ısteyen şeriatçılann önünü tıkadı. Çünkü Kemal Gürüz orada oturduğu sürece, üniver- siteleri medreseye çevıremeyeceklerini anladılar. Ve özellikle geçmiştekı kimi uygulamalanna ne ka- dar kızarsam kızayım ve atanma bıçimine ne kadar karşı olursam olayım, şimdi Gürüz'ü desteklemekdu- rumundayız. Kaldı kı getirilmek ıstenen sistem, şimdi- ki sistemden daha demokratik değıl. Bunu becerebilirler mi? Bilemıyorum. Ama korka- rım becerebilme olasılıklan var. Refah Partisi yüzde 20'lik bir oy tabanıylaTürkıye'nin "çızgısını" değiştir- meye çabalıyor. Kendinı "laıkliğin güvencesı" ilan e- den Tansu Çiller'in "Vüce Divan korkusu" ile DYP gru- bunun çıkaıiarını yitirme korkusu ve "günü kurtarma" endişesi, bindikleri dalın kesilmesine göz yummaları- na neden oluyor. Refah önce dış politikanm çizgısine saldırdı. Sonra sıra ordu ve üniversitelere geldı. Şerıat düzenine en- gel gördükleri her şeyı "bertaraf etmeye" çabalıyor- lar. Yüksek Askeri Şûra'ya neden saldınyorlarsa, YÖK'e de bundan saldınyorlar. Ordunun emır kumanda zın- cirinin bozulması laik Türkiye için ne kadar tehlikeliy- se, özerkliğini yitirmiş ve hükümetlerin güdümüne gır- miş üniversiteler, laik ve demokratik Türkiye açısından o kadar tehlikelidir. Bunu unutmamak gerek! IşıkYurtçuyaikiödüldaha Işık Yurtçu, ödiilii cezaevinin soğuk duvariarı arasında aldı. OZKJ \N GUVEN SAK.4RVA - Soğuk bır pa- zar sabahı... Sakarya Cezaevı yanında kurulan pazar v erinde insanlar. ellerinde kamera ve fotoğraf makinelerı bulunan küçük bır gruba anlamsız göz- lerle bakıvorlar. Kısa bır bekleyişten sonra CHP fzmir Mıllenekili Sabri Ergül'ün devreye gırmesiyle içeri giriyoruz. Işık\urtçu. bı- zi. cezaev inin soğuk duvarları- nı ısıtan gülümsemesı. ağarmış sakalı ve ışık dolu gözlerivle karşı Iıvor. Sınır Tanımavan Gazetecı- ler Örgütü (RSF) ve Fransa V'akfı'nca "Yılın Gazetecisi" seçilen Yurtçu. ödülünü RSF Türkiye Temsılcisi Nadire Ma- ter'den alıyor. Katlıam sanıklarının "kah- raman' ılan edıldıöı bır ülkede Yurtçu. düşüncesını ifade et- mesınden dolayı 2000'lı yılla- n cezaevınde karşılamava ha- zırlanıyor. ^'urtçu•nun lavıkgörüldüğü ikincı bır ödül de ABD'de bu- lunan Gazetecıleri Koruma Cemivetı'nın (CPJl 6. Ulusla- rarası Basın Özgürlüğü Ödü- lü Ancak Yurtçu. bu ödülünü serbest kaldığında alabilecek. ^'urtçu. "\ üın Gazetecisi'" ödülünü alırken kendisini gö- rüntülemek isteven meslektaş- larına usulca seslenıyor: "As- lında bu fotoğrafi ben çekmek isterdim. Çünkü demokrasi. barış ve özgüriük mücadelesi- nin simgesi haline gelen gerçek gazeteciler sizlersiniz. Bu her- halde benim kişiliğimde sizlere verilmişödüldür." Bombalanan Özgür Gün- deın Gazetesı'nin yazıışleri müdürlüğünüvaptığıdönemde hakkında açılan davalar sonu- cu 200^ yılına kadar cezaev in- de >atacak olan \'urtçu. basına getirilmek ıstenen sansürü eleştırıvor. Yurtçu. sansüre karşı çıkan- lann da önce kendilerinin uy- guladığı sansüre bakmalan ge- rektiğini sövlüvor. Türkıye'de gerçek anlamda basın özgür- lüğünün bulunmadığını belir- ten Yurtçu. tepkisıni şöyle di- le getınyor. "Gazeteler topla- tılıvor. kapatılıvıır. ya/ıişleri müdüıieri cezaevine konulu- vor. Çete-de\let-\argı düzeni sürdüğü sürece basın üzerin- deki baskılar artacaktır." CHPİzmırMılletvekılıEr- can Karakaş'm. cezaev ındekı Haluk Gerger'ı zıvareti sıra- sında 'Bu utancı en kısa za- manda üzerimizden atacağız' dedığinı hatırlatan \urtçu. "Aradan iki vıl geçti ancak bu utanç hâlâ sürüyor" diyor. ^"urtçu. Susurluk'taki kaza- dan sonra ortaya çıkan geliş- meleri ise şöyle yorumluyor: "Kontrgerilla 1970'İerde vardı. Özgür Gündem gazete- sinin bombalanmasında \e Su- surluk olav ında da kontrgeril- la >ar. Susuriuk'ta kontrgeril- lanın varlığu ilk defa mı keşfe- dildi. Basına o anlamda hayret ettim. Özgür Gündem gazete- sinin bombalandığı sırada Mehmet Ağar, Emniyet Genel Müdürü'ydü. Necdet Menzir İstanbul Emniyet Müdü- rü">dü. Menzir, Ağar"a Be- nım bölgeme adamını sok- ma'demişti. Operasyon Tansu Cüler'in gizli genelgesiyle ol- muştur. O dönemde bunu ya- zan gazeteler, marjüıal olduk- lan düşünüldüğü için ciddiye alınmadılar. Ama şimdi ciddi- ve almak zonında kaldılar." Petkim'de isci eylemi Kapılar kapatıldı ALİAĞA (Cumhuriyet) -Aliağa ve Ya- nmca'da kurulu Petkim tesislerinde. 5 bın 300 işçi ücretlennde lyıleştirnıe yapılması ıstemıyle dün sabah yeniden işyerinı terk et- meme ve mal sevkıyatını durdurma eylemi başlattı. Petrol-İş Sendikası Aliağa Şube Başkanı Mustafa Oztaşkın. ^onuç alınıncaya kadar eylemin süreceğini söyledi. Petkim'de dün saat 08.00'de kapılan ka- patan ışçilergiriş-çıkışa izin vemıediler. Ge- ceyideişyerindegeçiren i>çılertopluişsöz- leşmesinde yer alan ücretlerin ıyileştırilme- si maddesine uyulmasını istediİer. Mustafa Öztaşkm da yaptığı açıklamada. daha önce de uyan eylemleri gerçekleştir- diklerini. ancak yetkililerden hiçbir yakla- şımgörmediklerinı belirterek junlan söyle- di: "Işçinin çok haklı taleplerine işveren ve dev let bakanlan sıcak baktiklan halde soru- nun çözümüne kimse vanaşmanıaktadır. Sendikamtzın aıtıacı ise 1 Ocak 1997*de baş- layacak yeni toplusözleşme döneminden ön- ce bu sonınıı mutlaka çözmektir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle