Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 ARALIK 1996 PERŞEMBI
14 KÜLTÜR
Berlin geçen hafta Yahudi Kültür Günleri'yle Amerika'dan gelen Klezmer gruplanna ev sahipliği yaptı
Rıdııuı dili gerçeği söylüyorPİLEKZAPTÇIOĞLL
BERLİN - -Zanıa leho nafşi" Doğu Av -
rupjJı Vahudılerindilı > iddiş're "ruhum
senıamor'"demek. ŞecaattinTaroerli'nın
tançolarndan bırınde yer alabilecek üç
kelme. Ustelık sövleyen de tangoların
ana^tanı Arjantın "den ama o "Kletzmer"in
ustası Giora Feidman. Buenos Aires do-
ğurrlu Feıdman aşkı. mııtiuluğu. ölünıu.
yaln^ltk^etarifleresığrnazbiryaşarnacoş-
kustnuanlatıyor. Klanıetinintuşlannado-
kunduğunda nefesıvle dınlevenin ruhun-
da gszınen. hıç sormadan doğrudan tenı-
nize dokunan. vaşamava da\et çıkartan
birmüzisyen. Ezgıler Yahud/lerin binler-
ce > llık urihı kallar e>kı. "Şarkının ara-
cı"demek olan "klezmer", a\nı adla anı-
lan müzıs'.enlerin cemaarlerin önemli gün-
lenrde. düğünlerde. bayramlarda çaldığı
birrLrhalk müziği. Aslındaw
çalmak"de-
merrelj çünkü Anadolu'nun sazlı "de-
yiş"l?ri gibi Klezmer şarkıları (nigun'Iarl
da güftesız "söjlenijor": "Nigun sadece
bir melodi değildir, evrensel bir iietişim bi-
çimklir'dıyorFeıdman ve "ruhundilidir"
dive Je\am edıyor. "Yahudi kültüründe
Haham bir KJezmer"e asla 'nigun çal' de-
mez. bir nigun söv le" der. Bu ezgiv i sö> le-
mek gerçeği anJatmaktır."
Alman faşizmmın altı mılyon Yahudi-
yi de keııdısıv le bırlıkte sürükleverek ta-
nhe kanşmasindan on \ ıilar sonra Berlın'de
Yahudi müzığı y eniden sokaklan. üş atro-
ları. konser salonlarını ve jazz lokallerini
fethenı. Kiezmer. 1920'lerde \e 30'larda
Doğu A\ rupa dan akın eden yoksul Yahu-
ahudilerin Kudüs'ten
çıkıp Anadolu'dan
geçerek Doğu Avrupa'nın
gettolarına ulaşan ve
sonunda evrenselleşen
"Klezmer' müziği
Berlin'de yeniden
doğuşunu kutluyor. Yanm
asır önce SS çizmelerinin
ezdiği kaldırımlarda
bugün klarnetler ölüme
meydan okuyorlar.
Geçen hafta Giora
Feldman'ın(yanda) yanı
sıra The Klezmatics,
Brave Old World ve ünlü
Epstein Brothers da
Berlin'de konser verdi.
dılerle beraber Berlin "e gelmiş ilk kez.
Ama o zamanlar Berlın'de yaşayan ve ço-
ğua.simileolarak. harraHînstiyanlığa ge-
çerek üst sınıflarda verıni alan Yahudiler
Mendelssohn - Bartoldy'yle ö\ünürken
utandıklan fakir akrabalarının müziği
Klezmer'e dudak bükmüşler. Berlin'in
"Scheunerrvierterdıve anılan. bugün do-
ğudakalan bölgesineverleşen yoksul Ya-
hudiler arka a\lularında kutladıklan dü-
ğünlerde ve bayramlarda her şeye rağmen
Klezmer'le coşup hüzünlenmişler.
Bugün yine aynı sokaklarda. aynı arka
a\ lularda Klezmerçalıyor. Restore edılip
geçen yıl büyük bjr törenle açılan altm
kubbelı Büyük Sınagog'un çe\resinde.
İkinci Dünva Savaşı'nın kurşıın ızlenni
taşıyan kapkara cepheli ve en az ıki av \u-
lubüyük Berlin bınalarının bodrumlann-
da. giris. katlannda açılan |azz lokallerın-
de. küçük kabarelerde ve tıyatrolarda Var-
şova'dan. Prag'dan. Moskova'dan gelen
yuvarlak tel gözlüklü Klezmer ustaları
müzik yapıyor. Flarmoni'de \Vagnerdin-
lemeyeahşkın ve'*>üksekkültür'''denbaş-
ka.sı^ı kabul etmevenlerartık kaşmirman-
tolanyla ve ürkek adımlarla Doğu Ber-
lin'in bu şaibelı mahallesınin yolunu bu-
luvorlar. Saibeli. çünkü öldüğü sanılan bir
ağacın yeniden küçük yapraklar venııesi
gıbi eoşkulu bir müzik ve sanat hayatına
nıekân olan bu harap bınaların önünde bir
vandan Berlın'in en alımlı fabışeleri ara-
balı müşterilerini bekliyorlar kışın aya-
zında. kısacık şortlarına kadar uzanan ru-
gançizmeleri veellennden hiçdüşmeyen
sigaralany la.
Berlin geçen hafta Yalıudi Kültür Gün-
leri'yle .Amerika'dan gelen Klezmer grup-
lanna e\ sahipliği yaptı. Savaştan önce
100 bin. duvar yıkılana kadar ise sadece
3 bin Yahudı'nin yaşadığı Berlin'de bugün
Yahudi cemaatınin sayısı oruz kırk bini
buluyor. Ukraynadan. Rusya'dan hergün
şehreyeni Yahudilergeliyor. Cemaatınaz
sayıdaki sınagoglan ve yenı açılan okulu
sıkı polis korumasından geçilmezken Al-
nıanlar Klezmer dinlemek v e hatta öğren-
mek için uzun yollar katediyorlar Yalnız
60 \ aşındaki klarnetçi Feidman değıl. The
Klezmatics. Brave Old \\brld ya da ünlü
Epstein Brothers da Berlin'de konser ve-
ren gruplardan. Uzun > ıilar Nevv Orle-
ans 'te > aşayan v e bu y üzden Klezmer'e bi-
raz Di.xle rıavası katarak çalan "DiGrine
Kuane" Berlin'de çok sev iliyor. Şehirde-
ki Klezmer gruplarının sayısı yirmi kadar
tahmın edılivor.
Klezmer ^.arkılarının en güzellennden
biri. ünlü aktör Mike Burnstyn'in beste-
ledıği "Ki Mizion"'. Giora Feidman bunu
•*iç âlemin dili"olarak nıteliyor. Klarneti-
nin çaldığı melodı "birkişidenötekinebü-
tiin duygulan aktarma enerjisine sahip
olan gerçek ve evrensel bir iletişi biçimi."
~Feidman"a göre Klarnet onu çalan ınce
ellerde, tek başına çalınsa bıle nuıtlaka
içinde ikı kışinın geçtiği bir hikâve anla-
tıyor. Alışılmışın dııjında, mutlu sonu ol-
mayan, ama çok güzel bir hikâye.
Henrik Ibsen'in yaşamöyküsü yayımlandı
Kendi sürgününde yaşadı
KültürSenisi- Sanatçı kımlığıvle 19.
\ uzvılın en büyük devrımcıleri
arasında ver alanlardan bırı de
ku^kusuz Henrik Ibsen'dır. Doııemınin
tivatro kalıplarını. ba>ta dramanm
özünde yatan kimı değişıklıkler olmak
üzere >ahne. dekor ve ko^tüm
anlavı^ıvla yenı ba^tan yaratan bir
sanatçı Ibsen. Modern dramayı
natüralj>t bakı^ açısıv la kuran. sahneye
gündelik ya^amı taşıvan tiyatro
anlayışı sadece bıçımle değıl. içerık
bakımından da dönemin tiy atro
seyirsisı üzerıııde denn etkilenmeler
'anatçı kimliğiyle 19.yüzyılın
en büyük devrimcileri arasında yer
alan, modern dramayı. naturalist
bakış açısıyla kuran. sahneye
gündelik yaşamı taşıyan Henrik
İbsen'ın yaşamöyküsü yayımlandı.
Kıtapta. İbsen'in özellikle ulaştığı
noktaya gelebilmek için ne tür
bedeller ödediği de anlatıhyor.
hatta sarsılmalara vol açtı.
1906 yılında yaşama gözlerini
kapadığında Tolstoy kadar tanınmış
dünya çapında biryazardı Ibsen. 70.
doğum günü. Iskandınavya'da ulusal
birbaşram gibı kutlanmıştı adeta. 19.
yüzyıl gıbi bir zaman dilıminde özgür
aşk. kişinin yaşamına son verme hakkı
hatta daha da ıleri giderek günümüzün
tartışılan konularından kiirtaj
hakkından söz eden Henrik ibsen'ın
yaşamöyküsü Robert Ferguson
tarafından (Richard Cohen Yayınevi)
yayımlandı. Kitap. ünlü yazarın
yaşamöyküsüN le birlikte çok az
sahnelenmiş iîk oyunlan hakkında
yapılan eleştirileri de biraraya
getırıvor. Henrik Ibsen 1828'de
Norveç'te doğdu. Bir tüccarın oğlu
olan Ibsen. babasının ıflas etmesi ve
kısa zamanda bir alkolik olup çıkması
ile y oksulluk içinde bir çocııkluk
geçırdi. Ibsen aılesi ağır günler
geçmyordu. Açlık. setalet. \oksulluk
beklenmedik bir kâbus gibı gelıp
çökmüştü. Henrik Ibsen çok geçmeden
evden uzaklaştı. Henüz 18 ya^ında toy
birdelikanlı ıken kendısinden lOyaş
büyük bir kadınla yasamaya başla'dı.
Hatta ondan bir çocuğu bilc oldu.
Henüz kendı geçımini doğru dürüst
sağlayamayan genç bir adam
için bir de babalık görevıni
yerine getırmeye çalışmak
zordu. Ibsen çok geçmeden
müzmin bir işsız oldu: bu arada
hapishane yaşamını tanıdı.
Sonraki yıllarda, c^unlannda
ı^leyeceğı "suçun ağırlığı"
temasıyla hapishane
hücrelerinde tanı^tı.
Ailesi. geçmişi ve dostlarıyla
tüm bağlarını koparmıstı. Hatta
ya>al olmayan babalık görevini
de bir yana fırlatıp atmıştı.
1850 yılında Norveç'in
başkentine adım attığında
koltuğunun altında bir dosya
vardı. N'orveç'in ortaçağ
tarihini konu alan oyunlar
\aziyordu. Norveç'ten sonra
Roma. Dresden ve Münih'e
yolculuklar başladı. Yazann
kendi kendinin sürgünü olduğu
bu yolculuklar tam 21 yıl sürdü.
Bu süre içinde uzaklarda
bıraktıgı ülkesinin insanlarını.
geride bıraktıklanm yazdı.
Nitekim. yıllar sonra dünya
çapında tanınan bir yazar
olmasında anavatanı Norveç'in
büyük desteği olacaktı Ibsen'e.
Robert Ferguson'un bivografisi
Ibsen'in son yıllarına özellikle
eğıliyor. Kişiliğinin saldırgan
ve anarşist yönünü nasıl
yaratıcılığa dönük kullandığını;
yaşamının son döneminde
yazdığı oyunlan ve ulaştığı
noktaya gelebilmek için ne tür
bedeller ödediğini anlatıyor.
Son eşi Suzannah ile giderek soğuyan
ilışkilerinı. genç kadınlarla platonik
boyutu aşamayan aşklannı... Ibsen,
Suzannah ile paylaştıklan Royal
Palaceın yanındaki apartman
dairesinde yaşama gözlerini yumdu.
Ölüm yatağındakı son sözleri onun her
zaman her şeyin farkında olduğunu
bilen öngörülülüğünü kanıtlıyordu.
Ölmeden azönee bakımını üstlenen
hemşire. odasına girmiş ve her
zamankınden daha iyı olduğunu
sövlemişti yazara. Ibsen ise yatağında
beîli belirsiz kıpırdandı ve boSuk
sesiyle mınldandı: "Tam tersine..."
Birk'aç dakika sonra da son nefesıni
verdi.
TAL büyük oynuyorE.MRE KCft L >CIOĞLI
Istanbul Büvükşehır Bele-
diyesi Şehir Tıvatrolan. Tı-
yatro Araştırma Laboratııva-
n (TAL). "Geleneksel Türk
Tivatrosu / Anadolu İrısanı-
nın Kültürel Kimliğinde
O>un" başlığı altında _\ apıla-
cak araştırma ve uygulama
çalışmalarına başladı. Bu ça-
lışmalann ılk adımı geçen gün-
lerde TAL stüdvolarında ya-
pılan bir toplantıyla atılmış
oldu. Geleneksel Türk tivat-
rosu denince araştımıa ve uy -
gulama alanlannda ülke çapın-
da akla gelen bırçok emektar.
aynı zamanda konu ile ilgilı
genç sanatçı v e araştırmacıla-
rın bırlikteliğini sağiayan ve
yoğun ilgi gören bu toplantı.
amaçladığı çoksesliliğe. çok
yönlülüğe. bilimsel ve kültü-
rel dıvaloğakadroaçısındanulaşnıış ol-
du. Toplantıya katılanlararasında Recep
Bilginer, Tacettin Diker, İhsan Dizdar.
Müjdat Gezen, Erol Günavdın. Nejat
lygur, Kenan Işık. DilekTürker.Özde-
mir Nutku, Nurhan Karadağ, Mtıazzez
H. Çığ, Ahmet Güngören, Cengi/ Özek.
Ali Can Naraş, Erol Keskin, Macit Ko-
per, Orhan Alkava. Avşin Candan, Ta-
rık Günersel, Zuhal Ergen. H. Zafer Şa-
hin, ^alçın Akçav. Hamit Akınlı, Meh-
met Asa. Can Doğan. Muharrem Er-
gün, Yaşar V E> üboğlu, Eftal Gülbudak.
Nadi Güler. Ümran Inceoğlu. Betül Kı-
zılok, Erhan Özçelik, Haluk Ş. Atase-
ven, Beklan Algan, Ayla Algan, Fe>za
Ze>bekveprojebaşkanı HaşmetZe>bek
vardı. Bu kalabalık kadro bir vandan
konu ıle ilgili görüşlerini dile getirir-
ken. diğer vandan da projeye ne yönde
katkıda bulunacaklannı anlartılar.
Üç ayn alanda proje çalışmaian
Proje başkanı Haşmet Zeybek. gele-
neksel Türk Tivatrosu Araştırma ve Uy-
gulama Birimi hakkında katılımcılara
aynntılı bilgi verdi. Bırimin amaçlannı
sayan Zevbek, üç ayn alanda proje ça-
lışmalannın yapılacağını açıkladı. Ana-
dolu Insanının Kültürel Kimliği. Oyun.
Kültürlerarası Karşılaştınnalı Tıyatroda
Çağdaş Gelişmelerin Değerlendirilme-
si, bu alanlann başlıkları olarak görüle-
bılir. Projeyle birlikte gerçekleşmesi
amaçlananlar kısaca şöyle: Anadolu in-
sanının kimliğinin araştırılmasına >ö-
nelik. geleneksel tiyatromuzun kay nak-
lan olan ozan. şaman. meddah. kukla.
karagöz. ortaoyunu. ibiş. cambaz. köv
seyirlik oyunlan. destan kollan. folklor
gibı oyunlar ve göstermeler aracılığıy-
la, ulusal kültüre. dıle. üslup v e tav ırla-
ra katkıda bulunmak. bu konula'rda araş-
tırmayı ve uvgulamayı birlikte yürüt-
mek. Aynca kuram \e uygulama için
birim içi \e birim dışı uzmanlardan >a-
rarlanmak. Seminer. panel. konferans.
Proje çalışmalannın ilk adımı geçen günlerde yapılan bir foplantıvla atılmış oldu.
açıkoturum. gösteri ve usguiamalı gös-
tenmler düzenlemek. Çahşmaların en
ılgınç ve kendisıne Özel bir dıırunı ya-
ratan yanı. şu ana dek yapılmiş tüm araş-
tırmaları ve uygulama vöntemlerını bir
araya getirmeve yönelik oluşu. Bu bir an-
lamda ülkemizde günümüz tiyatrosun-
da yaşanan farklılıkların hem göz önün-
de bulundurulması ve zenginliğin de-
ğennınbilinmesıanlamınagelıyorhem
de tıvatronıuzda heranlamda varolan ko-
pukluğun. bilgi alışverişi zayıflığınıngi-
derılmesineyönelik oldukça değerli bir
adımoluyor. Projebaşkanı Haşmet Zey-
bek "ekonuy a bakış açısıyla ilgili bırkaç
soru sordum.
- Neden geleneksel Türk tivatrosu pro-
jesinin bir diğer adı •Anadolu Insanının
Kültürel Kimliğinde Oyun" olarak ge-
çiyor?
rüz. çatıştırırız. Örneğın. Ne\ ruz. Bahar
Bayramı bir kavga bayramnıa dönüşü-
yor. Bunun örneğı diğer kültürlerde de
görülür. Onun için uygartoplum. kültür-
lü toplumdur. Bu \ üzden de en önce kül-
türel odaklara bakmamız gerekir.
- Projenin genel hatlan bu toplantıv -
la çizildi ve av nı zamanda da rivarro çev -
relerinden av nca diğer sosval bilim alan-
larından birçok uzmanın konu bağla-
mında birlikteliği sağlanmış görünüvor.
bundan sonraki aşamada neler olacak?
ZEYBEK-Önce kültürümuzün kay-
nağına inmeliyız. yörükler (göçerler)
suyun kaynağını araştırırlar. Kaynağını
bilmedikîeri »uvun göletinden su ıçmez-
ler. Böy le baktığımız zaman bizim kül-
türel kav nağımızın da ilk verisi. şaman-
oy un-ozan olarak ortaya çıkıyor. Günü-
müzden geçmişe uzandığımızda buala-
Â. stanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Tivatro
Araştırma Laboratuvarı (TAL). "Geleneksel Türk Tiyatrosu'
Anadolu İnsanının Kültürel Kimliğinde Oyun" başlığı altında
toplanacak araştırma ve uygulama çalışmalanna başladı. En
ilginç yanı. şu ana dek yapılmış tüm araştırmaları ve uygulama
yöntemlerini bir araya getirmeye yönelik oluşu.
HAŞMET ZE\BEK - Çünkü ovun
Anadolu ınsanının doğa ile savaşımının
bir parçasıdır. Bereket için. korunmak
için. savunmak ıçın. ağlamak için. eğ-
lenmek için. Anadolu insanı oyun oynar.
Önce ovun vapındırır ve çıkarır. sonra
bu eylenı. kültüre dönüşür. Öv leyse oyu-
nu araştırmak. aynştırmak. sonra karşı-
laştırmak ve sonuçta da dönüştürmek,
kültürü araştırmaktır.
- "Kültürü dönüştürme" kavramını
ne anlamda kullanıvorsunuz?
ZEYBEK -İnsanlarçatışmaz. kültür-
ler çatışır. Eğer kültürü dönüştüremez-
sek. yani geliştiremezsek. dövüştürü-
nıgörürüz Bırdiğerodak noktamız. Is-
lam kültürü. İslamla birlikte şaman. med-
daha dönüşür. Meddah bölünür. gölge
oyunuve karagöz ortaya çıkar. Karagöz
tıplenperdeyedökülür. Butiplerkostü-
me bürünür. ortaoyunu olarak görünür.
Ortaoyunu halka iner. tuluat. ıbiş olur.
Sözlü gelenek. destan. seyirlik oyunlar
aracıhğıyla metinli tiyatroya kadar ge-
Iir dayanır ve projenin üçüncü odağı
olan Batı ekseninde varlığını sürdürür.
Çağdaşlaşma ancak bu kültür odakları-
nın incelenmesiylegerçekleşebilir. Her
yaprak bir dal. bir kök üzerinde y ükse-
lir.
Samuel L. Jackson, Hollyvvood'un siyah tenli oyuncuları arasından sivrildi
Yardımcı roüerden 'esas
}
tulamaKültür Servisi- Hollyvvood'un sı-
yah tenli oyunculan sınema endüst-
risinın kaygan zeminıne sağlam ba-
sıyorlar. Son günlerde, eskiye oran-
la daha sık görür olduk onlan (?ey az-
perdede. Onlardan bıri de Samuel L.
Jackson. 'Pulp Fiction' (L'cuz Ro-
man) ile şansı gülen oyuncu arka ar-
kaya pek çok filmde rol aldı bugü-
ne dek.
Bmce Willis"li 'Zor Ölüm' dizi-
sinde. ardından da halen sinemalar-
da gösterimde olan 'Öldürme Za-
manı'nda 10 yaşındaki kızına teca-
vüz eden ıkı sersem i öldürdüğü ıçın
hapishaneyı boylayan acılı baba ro-
lünde ızlıvoruz Jackson'ı.
Bu siyah derilı oy uncunun belki de
en önemli özelliği. yardımcı roller-
de szösterdiği üstün başarı. Pek çok
ovuncu. özellikle de John Travoltave
• 'Pulp Fiction' ile şansı gülen Saumel L.Jackson, arka
arkaya pek çok filmde rol aldı bugüne dek. Son filmde
ise Geena Davis ile birlikte oynayan Jackson'ın bu kez
'yardımcı' değil, "esas' rolde. Jackson, kendisini hala
'dışlanmış' bir tiyatro oyuncusu olarak görüyor.
Bruce VVillis. Jackson'm eşliğinde
biraz daha parlamadılar mı rolîerin-
de'1
Nevv \brk Film Eleştirmenlerı
Derneğı tarafından 'Yılın En İ\i Yar-
dımcı ErkekOyuncusu* seçilen Jack-
son. 'The Long Kiss Goodnight'
(Uzun Bir ty ı Geceler Öpücüğü)adı-
nı taşıyan son filmınde ise yine ar-
tık onu görmeye iyıden lyiye alıştı-
ğımız dedektıf rolünde. Ancak alışıl-
madık olan. Geena Davis ile birlikte
kamera karşısına geçen Jackson'm bu
defa 'jardımcrdeğil. 'esas* rolde ol-
ması.
Denzel VVâshington, V\eslev Sni-
pes, Laurence Fishbume \ e Morgan
Freeman ıle birlikte Hollyvvood'un
Afro-Amerikalı oyunculan arasında
yer alan Jackson'ın. ıçlerinde bu mes-
lekte en eskı olmasına rağmen adım
yeni yeni duyurmay a başlaması ilginç.
"Aslinda bizler birbirimizden çok
farklnız" dıve anlatıyor Jackson.
" Hollyvvood'da ne işeyaradığınızı bir
an önce anlamamz gerekir. Yapımcı-
(ar, kadınlann Denzel'den hoşlandık-
lannı biliyoriar. onun için de başro-
lü ona venmekte tereddüt etmivor-
lar. Ben iseöv kii\ ü kuvvetlendirmek
için oradav ım. Başrol ov uncusunun
güçfülüğü benim elimde".
Jackson. bu sektördekı •siyah-be-
yaz oyuncu" aynmına da değınıyor.
"Eğer sahip olduğum karivere bir
beyaz olarak ulaşmış olsaydım bu-
günkünden çok daha fazla kazanır-
dım. Şu an benim sevivemdeki bir
be>az oyuncu filnı başına 20 milyon
dolar alıvor. Ben ise 4 mihon dolar".
Jackson hâlâ kendisini 'dışlanmış'
bir tiy atro oy uncusu olarak görüyor.
'Goodfellas* (Sıkı Dostlar) ve "Pat-
riot Games'dekı rollerinden sonra
Spike Lee'nın pro|elerinde sınema
sev ircısının karijisına çıkan Jackson
için Nevv Yorker dergısınde geçen-
lerde şöyle bir saptamayeralıvordu:
"Jackson gibi ovuncuİar sivah si-
nemayı ait olduğu yere getirdiler".
IglLDAK VE YELPAZE
ATİLLA BİRKİYE
'GÖPdük Açık Maviyi'
Bazı dızeler vardır, bazı sözler vardır. yıllar geç-
se de belleğımizden çıkmaz. Yaşamımıza ilişkin bir
belgi olarak hep söyleyip dururuz. Bir şarkının, mı-
rıldandığımız melodisi gibi.
Nâzım'ın "Saman Sarısı"ndaki dizeleri de böy-
le tanımlanabılir:
"sen mutluluğun resminiyapabilir misin Abidin.,
işin kolayına kaçmadan ama" ,,
Nedir bu dizenin bizim yaşamımızdaki yeri? An:
|
lamıyla bir bağ kurarsak. yaşamımızda bir yeri var-'[
dırdemek. Nâzım. mutluluğun resmedilemeyece-
ğini mi söylemıştır? İlk bakışta öyle.
Mutluluğun resmi yapılabilir mi? Büyük bir şiirin,
dizelerinde dile gelen bu soru. aslında bir sorun- •
sallığı da imler. Mutluluğun resminin yapılıp yapıla-,
mayacağı. J
Bu dizeye başka açıdan da bakabiliriz. Nâzım, Abi-,,
din'e mutluluğun resmini yap, diyor. Belki de Abi-,
din yaşamı boyunca mutluluğun resmini yaptı. Tüm-,
yaptıkları belki de mutluluğun resmiydi. -,;
Bir adım dahaatıp dıyebilirız. yaşamı boyunca re-;
sim yapması. bir mutluluktu. Dolayısıyla. anlam ka-
tından uzaklaşıp ve belki biraz da yalınkatlaştınp,;
diyebiliriz: Resim yapmak mutluluktur. Yazmak g i ^
bi, okumak gibi, yaşamak gıbi... ..•<
•
Yapı Kredi Kültür Merkezi'nde Abidin Dino'nurv-
iki sergisı açıldı. Alt kattaki resım galensindeki "Üç.
Şehir" tema\\ sergide. sanatçının Antıbes. Istanbul."
ve Paris çalışmalarını içeren altmış yapıtı yer alıyor. -
Bu resimlerin bir başka özelliği. Türkiye'de İIIT
kez sergileniyor oluşu.
"Ya resim, zavallı resim ne işe
yarar bunca çılgın bir ortamda ?
Belki hiçbır işe yaramaz. Ama
belki bir bayraktır resim. Bir be-
raberlik çağnsı, kara kadere ıs-
yan, bir çeşit küfür, bir soru, gü-
zel günlere ağıt, ya da korkula-
n dağıtan çocuksu bir oyun. Ka-
ra içinde ak bir umut, bir sevinç
kıvılcımı ne olursa olsun."
•
Üst kattaki kütüphanede. "Bir Usta. Bir Dünya"
0
başlığıyla düzenlenen sergide, sanatçının desen-.
leri, fotoğrafları, el yazıları, seramiklen, heykelleri,'
mektupları. kapak ve afişleri, vb. yer alıyor. Nâzım |
Hikmet. Sabahattin Eyuboğlu ve Yaşar Kemal'e,
yazdığı mektuplar. edebiyat ve sanat tarihi açısın-.,
dan da önemli belgeler. '(
Yani sanatçının daha çok özel yaşamına ilişkin,
ipuçlan var... -,
Alt sergide sanatçının yarattığı "atmosfer"e ta-]
nık oluyorsunuz. Yukanda ise, sanatçının kendi "af-s
mosferi"ne ilişkin ıpuçlarını buluyorsunuz. /
Her iki sergi. ölümünün üçüncü yılında Abidin-,
Dino'nun anısına düzenlenmiş. Sanatçıyı çok de-.
ğişik yönlenyle "tanıtma" amaçlanıyor. Özenerekha-'
zırlanan sergiler büyük bir emek ürünü.
Sergıler, bu ayın sonuna kadar sürecek. Kaçınl-..
maması gereken bir sanat etkinliği.
Abidin Dıno.kuşkusuz ki bir dünya sanatçısı. Ül-i
kesinde bırçokları gıbi sürgün yemiş; yurduncfa /Mc-
kişısel sergısinı ancak 1969'da açabilmiş; yeni bir'
gerçekçilığın peşınde koşarak birçok sanatçıya ön- -
cülük etmış; devrimci; yurtdışında yaşamasına kar--
şın kendi kültürel özelliklerinden kopmamış; insa-
nın toplumsal bir varlık olarak acılarına ve sorunla-
rına yönelmış...
Ne desek az. Bız sözü yine, Dino'nun "Yürüyüş",
adlı resmi üzerine yazan Nâzım'a bırakalım:
"Buadamlar, Dino, Iellerinde ışıkparçalan, Ibu'
karanlıkta. Dino, I bu adamlar nereye gider? I Sen
de ben de. Dino, I onların arasındayız, I biz de, biz
de, Dino, I gördük açık mavıyi."
Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık •
kuruldu ;
B Kültür Servisi- Kendi bünyesinde ve bağlı şirketleri..?
aracıhğıyla kültür sanat hayatının gelişmesine j
katkılarda bulunan Yapı Kredi. etkinliklerini <;
genişletmek amacıvla veni bir şırket kurdu. İstanbul
Yapı Kredi Kültür Merkezı Etkinliklerı. Yapı Kredi • ,.-
Yayıncılık. Lluslarara.sı Levla GencerŞan Yarışması ,;
.
ve'Uluslararası Sanat Festivali'ni tek bırçatı altında ,ı
toplavan yeni ^ırketın genel müdürlüğüne Çelen -|
Birkan getırildı. Güven Turan ve Hikmet Konuralp'in ,(
genel müdür vardımcılıklarını üstlendikleri şirketin ,s.
sanat danışmanı ise Devlet Sanatçısı Aydın Gün. 1996,-
Kasım ay ından ıtıbaren Yapı Kredi Küfrür Sanat ,
Yayıncılık Tıcaret ve Sanayi AS adıvla faalıyete geçen -
veyönetim kurulu başkanhğını Burhan Karaçam'ın ,
yürüteceğı şirketin yönetim kurulunda Selçuk Alrun. '->
Onıer Kayalıoğlu. Avtaç Oksal Buldam ve Enis Batur
yer alıyor. Şırket. kültür sanat alanında etkınlikler j "
düzenlemek. veni projeler üretmek ve bu konuda »
hizmet almak isteven kuruluşlarla da çalışmaya açık \
oidugunu açıkladı. *"
2. Avrupa Filmleri Festivali'nin ,
Bursa programı başladı
• Bursa (AA)- -\v rupa Komis\onu desteğiyle •'
gerçekleştirilen 2. Avrupa Fjlmleri Festivali'nin Bursa 'u
programı "Traji Komik" adlı filmle başladı. Bursa
Büyükşehir Belediyesi Kültür Sanat ve Turizm • i
Vakfı'nca Büyükyıldız ve Safran otellerinin 'A
sponsorluğundadüzenlenen festival kapsamında. 'I
Tayyare Kültür Merkezı'nde. 24 Avrupa ülkesinden. '
çeşitli ödüllerı bulunan !08 kısa ve uzun metrajlı film "'
gösterilecek. "Avrupa-Avrupa". "Savaş ve Dıreniş", T
"Büyük L'sta-Zoitan Fabni" ve "Kısa İyidir" H
bölümlennden oluşan festıvalın Bursa bölümü 15 :•)
aralıkta sona erecek. Ankara ve Izmirde de gösterilen •••,
festival filmleri. Bursa clan sonra 17-22 aralıkta :'
Eskişehir'de izlenime siınulacak. ,.j
BLGirV
• II. ULl'SLARARASI CRR PİYANO FESTİVALİ
KAPSA.MINDA saat 19. jüda François-Joel
Thiollier'ın konsen diııleııebılir (232 98 30)
• İSTANBL L DE\ LET OPERA \ E BALESİ nde
saat20.00'de G. Bizefnın "Carnıen" adlı yapıtı
izlenebilir. (252 II 14)
• AKSANAT'ta saat 12.30'da videodan VVoody
Herman'ın caz konsen ve saat 18.30'da Sabahattin
Türkoğlu'nun "Efes'teSon Kazılar" başlıklı dia
aösterisı izlenebilir. (252 35 00)
• ALMAN Kl'LTL'R MERKEZİ nde saat 14.00-
18.00 arası Çevresel Etkı Değerlendırme Çalışmaian
kapsamında. "Toprak, Su, Flora ve Fauna Olgularııun
Değerleri*" konulu sempozyum izlenebilir. (249 45 82)
• 2. tLUSLARARASI UZAKDOĞl FİL>I
FESTİVALİ kapsamında. Atatürk Kitaplığf nda saat
14.30'da Kenji Mizoguchi'nin yönertiği "Oharu'nun
Yaşamı". saat ITOO'de Raj Kapoor un vönettiği
"GerçekJik, Güzellik ve Aşk". saat I9.3Ö"da Akira
Kurosava'nın yönertiği ~Rashomon"adlı filmler
izlenebilir.