03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 ARALIK 1996 PERŞEMBI 14 KÜLTÜR Berlin geçen hafta Yahudi Kültür Günleri'yle Amerika'dan gelen Klezmer gruplanna ev sahipliği yaptı Rıdııuı dili gerçeği söylüyorPİLEKZAPTÇIOĞLL BERLİN - -Zanıa leho nafşi" Doğu Av - rupjJı Vahudılerindilı > iddiş're "ruhum senıamor'"demek. ŞecaattinTaroerli'nın tançolarndan bırınde yer alabilecek üç kelme. Ustelık sövleyen de tangoların ana^tanı Arjantın "den ama o "Kletzmer"in ustası Giora Feidman. Buenos Aires do- ğurrlu Feıdman aşkı. mııtiuluğu. ölünıu. yaln^ltk^etarifleresığrnazbiryaşarnacoş- kustnuanlatıyor. Klanıetinintuşlannado- kunduğunda nefesıvle dınlevenin ruhun- da gszınen. hıç sormadan doğrudan tenı- nize dokunan. vaşamava da\et çıkartan birmüzisyen. Ezgıler Yahud/lerin binler- ce > llık urihı kallar e>kı. "Şarkının ara- cı"demek olan "klezmer", a\nı adla anı- lan müzıs'.enlerin cemaarlerin önemli gün- lenrde. düğünlerde. bayramlarda çaldığı birrLrhalk müziği. Aslındaw çalmak"de- merrelj çünkü Anadolu'nun sazlı "de- yiş"l?ri gibi Klezmer şarkıları (nigun'Iarl da güftesız "söjlenijor": "Nigun sadece bir melodi değildir, evrensel bir iietişim bi- çimklir'dıyorFeıdman ve "ruhundilidir" dive Je\am edıyor. "Yahudi kültüründe Haham bir KJezmer"e asla 'nigun çal' de- mez. bir nigun söv le" der. Bu ezgiv i sö> le- mek gerçeği anJatmaktır." Alman faşizmmın altı mılyon Yahudi- yi de keııdısıv le bırlıkte sürükleverek ta- nhe kanşmasindan on \ ıilar sonra Berlın'de Yahudi müzığı y eniden sokaklan. üş atro- ları. konser salonlarını ve jazz lokallerini fethenı. Kiezmer. 1920'lerde \e 30'larda Doğu A\ rupa dan akın eden yoksul Yahu- ahudilerin Kudüs'ten çıkıp Anadolu'dan geçerek Doğu Avrupa'nın gettolarına ulaşan ve sonunda evrenselleşen "Klezmer' müziği Berlin'de yeniden doğuşunu kutluyor. Yanm asır önce SS çizmelerinin ezdiği kaldırımlarda bugün klarnetler ölüme meydan okuyorlar. Geçen hafta Giora Feldman'ın(yanda) yanı sıra The Klezmatics, Brave Old World ve ünlü Epstein Brothers da Berlin'de konser verdi. dılerle beraber Berlin "e gelmiş ilk kez. Ama o zamanlar Berlın'de yaşayan ve ço- ğua.simileolarak. harraHînstiyanlığa ge- çerek üst sınıflarda verıni alan Yahudiler Mendelssohn - Bartoldy'yle ö\ünürken utandıklan fakir akrabalarının müziği Klezmer'e dudak bükmüşler. Berlin'in "Scheunerrvierterdıve anılan. bugün do- ğudakalan bölgesineverleşen yoksul Ya- hudiler arka a\lularında kutladıklan dü- ğünlerde ve bayramlarda her şeye rağmen Klezmer'le coşup hüzünlenmişler. Bugün yine aynı sokaklarda. aynı arka a\ lularda Klezmerçalıyor. Restore edılip geçen yıl büyük bjr törenle açılan altm kubbelı Büyük Sınagog'un çe\resinde. İkinci Dünva Savaşı'nın kurşıın ızlenni taşıyan kapkara cepheli ve en az ıki av \u- lubüyük Berlin bınalarının bodrumlann- da. giris. katlannda açılan |azz lokallerın- de. küçük kabarelerde ve tıyatrolarda Var- şova'dan. Prag'dan. Moskova'dan gelen yuvarlak tel gözlüklü Klezmer ustaları müzik yapıyor. Flarmoni'de \Vagnerdin- lemeyeahşkın ve'*>üksekkültür'''denbaş- ka.sı^ı kabul etmevenlerartık kaşmirman- tolanyla ve ürkek adımlarla Doğu Ber- lin'in bu şaibelı mahallesınin yolunu bu- luvorlar. Saibeli. çünkü öldüğü sanılan bir ağacın yeniden küçük yapraklar venııesi gıbi eoşkulu bir müzik ve sanat hayatına nıekân olan bu harap bınaların önünde bir vandan Berlın'in en alımlı fabışeleri ara- balı müşterilerini bekliyorlar kışın aya- zında. kısacık şortlarına kadar uzanan ru- gançizmeleri veellennden hiçdüşmeyen sigaralany la. Berlin geçen hafta Yalıudi Kültür Gün- leri'yle .Amerika'dan gelen Klezmer grup- lanna e\ sahipliği yaptı. Savaştan önce 100 bin. duvar yıkılana kadar ise sadece 3 bin Yahudı'nin yaşadığı Berlin'de bugün Yahudi cemaatınin sayısı oruz kırk bini buluyor. Ukraynadan. Rusya'dan hergün şehreyeni Yahudilergeliyor. Cemaatınaz sayıdaki sınagoglan ve yenı açılan okulu sıkı polis korumasından geçilmezken Al- nıanlar Klezmer dinlemek v e hatta öğren- mek için uzun yollar katediyorlar Yalnız 60 \ aşındaki klarnetçi Feidman değıl. The Klezmatics. Brave Old \\brld ya da ünlü Epstein Brothers da Berlin'de konser ve- ren gruplardan. Uzun > ıilar Nevv Orle- ans 'te > aşayan v e bu y üzden Klezmer'e bi- raz Di.xle rıavası katarak çalan "DiGrine Kuane" Berlin'de çok sev iliyor. Şehirde- ki Klezmer gruplarının sayısı yirmi kadar tahmın edılivor. Klezmer ^.arkılarının en güzellennden biri. ünlü aktör Mike Burnstyn'in beste- ledıği "Ki Mizion"'. Giora Feidman bunu •*iç âlemin dili"olarak nıteliyor. Klarneti- nin çaldığı melodı "birkişidenötekinebü- tiin duygulan aktarma enerjisine sahip olan gerçek ve evrensel bir iletişi biçimi." ~Feidman"a göre Klarnet onu çalan ınce ellerde, tek başına çalınsa bıle nuıtlaka içinde ikı kışinın geçtiği bir hikâve anla- tıyor. Alışılmışın dııjında, mutlu sonu ol- mayan, ama çok güzel bir hikâye. Henrik Ibsen'in yaşamöyküsü yayımlandı Kendi sürgününde yaşadı KültürSenisi- Sanatçı kımlığıvle 19. \ uzvılın en büyük devrımcıleri arasında ver alanlardan bırı de ku^kusuz Henrik Ibsen'dır. Doııemınin tivatro kalıplarını. ba>ta dramanm özünde yatan kimı değişıklıkler olmak üzere >ahne. dekor ve ko^tüm anlavı^ıvla yenı ba^tan yaratan bir sanatçı Ibsen. Modern dramayı natüralj>t bakı^ açısıv la kuran. sahneye gündelik ya^amı taşıvan tiyatro anlayışı sadece bıçımle değıl. içerık bakımından da dönemin tiy atro seyirsisı üzerıııde denn etkilenmeler 'anatçı kimliğiyle 19.yüzyılın en büyük devrimcileri arasında yer alan, modern dramayı. naturalist bakış açısıyla kuran. sahneye gündelik yaşamı taşıyan Henrik İbsen'ın yaşamöyküsü yayımlandı. Kıtapta. İbsen'in özellikle ulaştığı noktaya gelebilmek için ne tür bedeller ödediği de anlatıhyor. hatta sarsılmalara vol açtı. 1906 yılında yaşama gözlerini kapadığında Tolstoy kadar tanınmış dünya çapında biryazardı Ibsen. 70. doğum günü. Iskandınavya'da ulusal birbaşram gibı kutlanmıştı adeta. 19. yüzyıl gıbi bir zaman dilıminde özgür aşk. kişinin yaşamına son verme hakkı hatta daha da ıleri giderek günümüzün tartışılan konularından kiirtaj hakkından söz eden Henrik ibsen'ın yaşamöyküsü Robert Ferguson tarafından (Richard Cohen Yayınevi) yayımlandı. Kitap. ünlü yazarın yaşamöyküsüN le birlikte çok az sahnelenmiş iîk oyunlan hakkında yapılan eleştirileri de biraraya getırıvor. Henrik Ibsen 1828'de Norveç'te doğdu. Bir tüccarın oğlu olan Ibsen. babasının ıflas etmesi ve kısa zamanda bir alkolik olup çıkması ile y oksulluk içinde bir çocııkluk geçırdi. Ibsen aılesi ağır günler geçmyordu. Açlık. setalet. \oksulluk beklenmedik bir kâbus gibı gelıp çökmüştü. Henrik Ibsen çok geçmeden evden uzaklaştı. Henüz 18 ya^ında toy birdelikanlı ıken kendısinden lOyaş büyük bir kadınla yasamaya başla'dı. Hatta ondan bir çocuğu bilc oldu. Henüz kendı geçımini doğru dürüst sağlayamayan genç bir adam için bir de babalık görevıni yerine getırmeye çalışmak zordu. Ibsen çok geçmeden müzmin bir işsız oldu: bu arada hapishane yaşamını tanıdı. Sonraki yıllarda, c^unlannda ı^leyeceğı "suçun ağırlığı" temasıyla hapishane hücrelerinde tanı^tı. Ailesi. geçmişi ve dostlarıyla tüm bağlarını koparmıstı. Hatta ya>al olmayan babalık görevini de bir yana fırlatıp atmıştı. 1850 yılında Norveç'in başkentine adım attığında koltuğunun altında bir dosya vardı. N'orveç'in ortaçağ tarihini konu alan oyunlar \aziyordu. Norveç'ten sonra Roma. Dresden ve Münih'e yolculuklar başladı. Yazann kendi kendinin sürgünü olduğu bu yolculuklar tam 21 yıl sürdü. Bu süre içinde uzaklarda bıraktıgı ülkesinin insanlarını. geride bıraktıklanm yazdı. Nitekim. yıllar sonra dünya çapında tanınan bir yazar olmasında anavatanı Norveç'in büyük desteği olacaktı Ibsen'e. Robert Ferguson'un bivografisi Ibsen'in son yıllarına özellikle eğıliyor. Kişiliğinin saldırgan ve anarşist yönünü nasıl yaratıcılığa dönük kullandığını; yaşamının son döneminde yazdığı oyunlan ve ulaştığı noktaya gelebilmek için ne tür bedeller ödediğini anlatıyor. Son eşi Suzannah ile giderek soğuyan ilışkilerinı. genç kadınlarla platonik boyutu aşamayan aşklannı... Ibsen, Suzannah ile paylaştıklan Royal Palaceın yanındaki apartman dairesinde yaşama gözlerini yumdu. Ölüm yatağındakı son sözleri onun her zaman her şeyin farkında olduğunu bilen öngörülülüğünü kanıtlıyordu. Ölmeden azönee bakımını üstlenen hemşire. odasına girmiş ve her zamankınden daha iyı olduğunu sövlemişti yazara. Ibsen ise yatağında beîli belirsiz kıpırdandı ve boSuk sesiyle mınldandı: "Tam tersine..." Birk'aç dakika sonra da son nefesıni verdi. TAL büyük oynuyorE.MRE KCft L >CIOĞLI Istanbul Büvükşehır Bele- diyesi Şehir Tıvatrolan. Tı- yatro Araştırma Laboratııva- n (TAL). "Geleneksel Türk Tivatrosu / Anadolu İrısanı- nın Kültürel Kimliğinde O>un" başlığı altında _\ apıla- cak araştırma ve uygulama çalışmalarına başladı. Bu ça- lışmalann ılk adımı geçen gün- lerde TAL stüdvolarında ya- pılan bir toplantıyla atılmış oldu. Geleneksel Türk tivat- rosu denince araştımıa ve uy - gulama alanlannda ülke çapın- da akla gelen bırçok emektar. aynı zamanda konu ile ilgilı genç sanatçı v e araştırmacıla- rın bırlikteliğini sağiayan ve yoğun ilgi gören bu toplantı. amaçladığı çoksesliliğe. çok yönlülüğe. bilimsel ve kültü- rel dıvaloğakadroaçısındanulaşnıış ol- du. Toplantıya katılanlararasında Recep Bilginer, Tacettin Diker, İhsan Dizdar. Müjdat Gezen, Erol Günavdın. Nejat lygur, Kenan Işık. DilekTürker.Özde- mir Nutku, Nurhan Karadağ, Mtıazzez H. Çığ, Ahmet Güngören, Cengi/ Özek. Ali Can Naraş, Erol Keskin, Macit Ko- per, Orhan Alkava. Avşin Candan, Ta- rık Günersel, Zuhal Ergen. H. Zafer Şa- hin, ^alçın Akçav. Hamit Akınlı, Meh- met Asa. Can Doğan. Muharrem Er- gün, Yaşar V E> üboğlu, Eftal Gülbudak. Nadi Güler. Ümran Inceoğlu. Betül Kı- zılok, Erhan Özçelik, Haluk Ş. Atase- ven, Beklan Algan, Ayla Algan, Fe>za Ze>bekveprojebaşkanı HaşmetZe>bek vardı. Bu kalabalık kadro bir vandan konu ıle ilgili görüşlerini dile getirir- ken. diğer vandan da projeye ne yönde katkıda bulunacaklannı anlartılar. Üç ayn alanda proje çalışmaian Proje başkanı Haşmet Zeybek. gele- neksel Türk Tivatrosu Araştırma ve Uy- gulama Birimi hakkında katılımcılara aynntılı bilgi verdi. Bırimin amaçlannı sayan Zevbek, üç ayn alanda proje ça- lışmalannın yapılacağını açıkladı. Ana- dolu Insanının Kültürel Kimliği. Oyun. Kültürlerarası Karşılaştınnalı Tıyatroda Çağdaş Gelişmelerin Değerlendirilme- si, bu alanlann başlıkları olarak görüle- bılir. Projeyle birlikte gerçekleşmesi amaçlananlar kısaca şöyle: Anadolu in- sanının kimliğinin araştırılmasına >ö- nelik. geleneksel tiyatromuzun kay nak- lan olan ozan. şaman. meddah. kukla. karagöz. ortaoyunu. ibiş. cambaz. köv seyirlik oyunlan. destan kollan. folklor gibı oyunlar ve göstermeler aracılığıy- la, ulusal kültüre. dıle. üslup v e tav ırla- ra katkıda bulunmak. bu konula'rda araş- tırmayı ve uvgulamayı birlikte yürüt- mek. Aynca kuram \e uygulama için birim içi \e birim dışı uzmanlardan >a- rarlanmak. Seminer. panel. konferans. Proje çalışmalannın ilk adımı geçen günlerde yapılan bir foplantıvla atılmış oldu. açıkoturum. gösteri ve usguiamalı gös- tenmler düzenlemek. Çahşmaların en ılgınç ve kendisıne Özel bir dıırunı ya- ratan yanı. şu ana dek yapılmiş tüm araş- tırmaları ve uygulama vöntemlerını bir araya getirmeve yönelik oluşu. Bu bir an- lamda ülkemizde günümüz tiyatrosun- da yaşanan farklılıkların hem göz önün- de bulundurulması ve zenginliğin de- ğennınbilinmesıanlamınagelıyorhem de tıvatronıuzda heranlamda varolan ko- pukluğun. bilgi alışverişi zayıflığınıngi- derılmesineyönelik oldukça değerli bir adımoluyor. Projebaşkanı Haşmet Zey- bek "ekonuy a bakış açısıyla ilgili bırkaç soru sordum. - Neden geleneksel Türk tivatrosu pro- jesinin bir diğer adı •Anadolu Insanının Kültürel Kimliğinde Oyun" olarak ge- çiyor? rüz. çatıştırırız. Örneğın. Ne\ ruz. Bahar Bayramı bir kavga bayramnıa dönüşü- yor. Bunun örneğı diğer kültürlerde de görülür. Onun için uygartoplum. kültür- lü toplumdur. Bu \ üzden de en önce kül- türel odaklara bakmamız gerekir. - Projenin genel hatlan bu toplantıv - la çizildi ve av nı zamanda da rivarro çev - relerinden av nca diğer sosval bilim alan- larından birçok uzmanın konu bağla- mında birlikteliği sağlanmış görünüvor. bundan sonraki aşamada neler olacak? ZEYBEK-Önce kültürümuzün kay- nağına inmeliyız. yörükler (göçerler) suyun kaynağını araştırırlar. Kaynağını bilmedikîeri »uvun göletinden su ıçmez- ler. Böy le baktığımız zaman bizim kül- türel kav nağımızın da ilk verisi. şaman- oy un-ozan olarak ortaya çıkıyor. Günü- müzden geçmişe uzandığımızda buala- Â. stanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Tivatro Araştırma Laboratuvarı (TAL). "Geleneksel Türk Tiyatrosu' Anadolu İnsanının Kültürel Kimliğinde Oyun" başlığı altında toplanacak araştırma ve uygulama çalışmalanna başladı. En ilginç yanı. şu ana dek yapılmış tüm araştırmaları ve uygulama yöntemlerini bir araya getirmeye yönelik oluşu. HAŞMET ZE\BEK - Çünkü ovun Anadolu ınsanının doğa ile savaşımının bir parçasıdır. Bereket için. korunmak için. savunmak ıçın. ağlamak için. eğ- lenmek için. Anadolu insanı oyun oynar. Önce ovun vapındırır ve çıkarır. sonra bu eylenı. kültüre dönüşür. Öv leyse oyu- nu araştırmak. aynştırmak. sonra karşı- laştırmak ve sonuçta da dönüştürmek, kültürü araştırmaktır. - "Kültürü dönüştürme" kavramını ne anlamda kullanıvorsunuz? ZEYBEK -İnsanlarçatışmaz. kültür- ler çatışır. Eğer kültürü dönüştüremez- sek. yani geliştiremezsek. dövüştürü- nıgörürüz Bırdiğerodak noktamız. Is- lam kültürü. İslamla birlikte şaman. med- daha dönüşür. Meddah bölünür. gölge oyunuve karagöz ortaya çıkar. Karagöz tıplenperdeyedökülür. Butiplerkostü- me bürünür. ortaoyunu olarak görünür. Ortaoyunu halka iner. tuluat. ıbiş olur. Sözlü gelenek. destan. seyirlik oyunlar aracıhğıyla metinli tiyatroya kadar ge- Iir dayanır ve projenin üçüncü odağı olan Batı ekseninde varlığını sürdürür. Çağdaşlaşma ancak bu kültür odakları- nın incelenmesiylegerçekleşebilir. Her yaprak bir dal. bir kök üzerinde y ükse- lir. Samuel L. Jackson, Hollyvvood'un siyah tenli oyuncuları arasından sivrildi Yardımcı roüerden 'esas } tulamaKültür Servisi- Hollyvvood'un sı- yah tenli oyunculan sınema endüst- risinın kaygan zeminıne sağlam ba- sıyorlar. Son günlerde, eskiye oran- la daha sık görür olduk onlan (?ey az- perdede. Onlardan bıri de Samuel L. Jackson. 'Pulp Fiction' (L'cuz Ro- man) ile şansı gülen oyuncu arka ar- kaya pek çok filmde rol aldı bugü- ne dek. Bmce Willis"li 'Zor Ölüm' dizi- sinde. ardından da halen sinemalar- da gösterimde olan 'Öldürme Za- manı'nda 10 yaşındaki kızına teca- vüz eden ıkı sersem i öldürdüğü ıçın hapishaneyı boylayan acılı baba ro- lünde ızlıvoruz Jackson'ı. Bu siyah derilı oy uncunun belki de en önemli özelliği. yardımcı roller- de szösterdiği üstün başarı. Pek çok ovuncu. özellikle de John Travoltave • 'Pulp Fiction' ile şansı gülen Saumel L.Jackson, arka arkaya pek çok filmde rol aldı bugüne dek. Son filmde ise Geena Davis ile birlikte oynayan Jackson'ın bu kez 'yardımcı' değil, "esas' rolde. Jackson, kendisini hala 'dışlanmış' bir tiyatro oyuncusu olarak görüyor. Bruce VVillis. Jackson'm eşliğinde biraz daha parlamadılar mı rolîerin- de'1 Nevv \brk Film Eleştirmenlerı Derneğı tarafından 'Yılın En İ\i Yar- dımcı ErkekOyuncusu* seçilen Jack- son. 'The Long Kiss Goodnight' (Uzun Bir ty ı Geceler Öpücüğü)adı- nı taşıyan son filmınde ise yine ar- tık onu görmeye iyıden lyiye alıştı- ğımız dedektıf rolünde. Ancak alışıl- madık olan. Geena Davis ile birlikte kamera karşısına geçen Jackson'm bu defa 'jardımcrdeğil. 'esas* rolde ol- ması. Denzel VVâshington, V\eslev Sni- pes, Laurence Fishbume \ e Morgan Freeman ıle birlikte Hollyvvood'un Afro-Amerikalı oyunculan arasında yer alan Jackson'ın. ıçlerinde bu mes- lekte en eskı olmasına rağmen adım yeni yeni duyurmay a başlaması ilginç. "Aslinda bizler birbirimizden çok farklnız" dıve anlatıyor Jackson. " Hollyvvood'da ne işeyaradığınızı bir an önce anlamamz gerekir. Yapımcı- (ar, kadınlann Denzel'den hoşlandık- lannı biliyoriar. onun için de başro- lü ona venmekte tereddüt etmivor- lar. Ben iseöv kii\ ü kuvvetlendirmek için oradav ım. Başrol ov uncusunun güçfülüğü benim elimde". Jackson. bu sektördekı •siyah-be- yaz oyuncu" aynmına da değınıyor. "Eğer sahip olduğum karivere bir beyaz olarak ulaşmış olsaydım bu- günkünden çok daha fazla kazanır- dım. Şu an benim sevivemdeki bir be>az oyuncu filnı başına 20 milyon dolar alıvor. Ben ise 4 mihon dolar". Jackson hâlâ kendisini 'dışlanmış' bir tiy atro oy uncusu olarak görüyor. 'Goodfellas* (Sıkı Dostlar) ve "Pat- riot Games'dekı rollerinden sonra Spike Lee'nın pro|elerinde sınema sev ircısının karijisına çıkan Jackson için Nevv Yorker dergısınde geçen- lerde şöyle bir saptamayeralıvordu: "Jackson gibi ovuncuİar sivah si- nemayı ait olduğu yere getirdiler". IglLDAK VE YELPAZE ATİLLA BİRKİYE 'GÖPdük Açık Maviyi' Bazı dızeler vardır, bazı sözler vardır. yıllar geç- se de belleğımizden çıkmaz. Yaşamımıza ilişkin bir belgi olarak hep söyleyip dururuz. Bir şarkının, mı- rıldandığımız melodisi gibi. Nâzım'ın "Saman Sarısı"ndaki dizeleri de böy- le tanımlanabılir: "sen mutluluğun resminiyapabilir misin Abidin., işin kolayına kaçmadan ama" ,, Nedir bu dizenin bizim yaşamımızdaki yeri? An: | lamıyla bir bağ kurarsak. yaşamımızda bir yeri var-'[ dırdemek. Nâzım. mutluluğun resmedilemeyece- ğini mi söylemıştır? İlk bakışta öyle. Mutluluğun resmi yapılabilir mi? Büyük bir şiirin, dizelerinde dile gelen bu soru. aslında bir sorun- • sallığı da imler. Mutluluğun resminin yapılıp yapıla-, mayacağı. J Bu dizeye başka açıdan da bakabiliriz. Nâzım, Abi-,, din'e mutluluğun resmini yap, diyor. Belki de Abi-, din yaşamı boyunca mutluluğun resmini yaptı. Tüm-, yaptıkları belki de mutluluğun resmiydi. -,; Bir adım dahaatıp dıyebilirız. yaşamı boyunca re-; sim yapması. bir mutluluktu. Dolayısıyla. anlam ka- tından uzaklaşıp ve belki biraz da yalınkatlaştınp,; diyebiliriz: Resim yapmak mutluluktur. Yazmak g i ^ bi, okumak gibi, yaşamak gıbi... ..•< • Yapı Kredi Kültür Merkezi'nde Abidin Dino'nurv- iki sergisı açıldı. Alt kattaki resım galensindeki "Üç. Şehir" tema\\ sergide. sanatçının Antıbes. Istanbul." ve Paris çalışmalarını içeren altmış yapıtı yer alıyor. - Bu resimlerin bir başka özelliği. Türkiye'de İIIT kez sergileniyor oluşu. "Ya resim, zavallı resim ne işe yarar bunca çılgın bir ortamda ? Belki hiçbır işe yaramaz. Ama belki bir bayraktır resim. Bir be- raberlik çağnsı, kara kadere ıs- yan, bir çeşit küfür, bir soru, gü- zel günlere ağıt, ya da korkula- n dağıtan çocuksu bir oyun. Ka- ra içinde ak bir umut, bir sevinç kıvılcımı ne olursa olsun." • Üst kattaki kütüphanede. "Bir Usta. Bir Dünya" 0 başlığıyla düzenlenen sergide, sanatçının desen-. leri, fotoğrafları, el yazıları, seramiklen, heykelleri,' mektupları. kapak ve afişleri, vb. yer alıyor. Nâzım | Hikmet. Sabahattin Eyuboğlu ve Yaşar Kemal'e, yazdığı mektuplar. edebiyat ve sanat tarihi açısın-., dan da önemli belgeler. '( Yani sanatçının daha çok özel yaşamına ilişkin, ipuçlan var... -, Alt sergide sanatçının yarattığı "atmosfer"e ta-] nık oluyorsunuz. Yukanda ise, sanatçının kendi "af-s mosferi"ne ilişkin ıpuçlarını buluyorsunuz. / Her iki sergi. ölümünün üçüncü yılında Abidin-, Dino'nun anısına düzenlenmiş. Sanatçıyı çok de-. ğişik yönlenyle "tanıtma" amaçlanıyor. Özenerekha-' zırlanan sergiler büyük bir emek ürünü. Sergıler, bu ayın sonuna kadar sürecek. Kaçınl-.. maması gereken bir sanat etkinliği. Abidin Dıno.kuşkusuz ki bir dünya sanatçısı. Ül-i kesinde bırçokları gıbi sürgün yemiş; yurduncfa /Mc- kişısel sergısinı ancak 1969'da açabilmiş; yeni bir' gerçekçilığın peşınde koşarak birçok sanatçıya ön- - cülük etmış; devrimci; yurtdışında yaşamasına kar-- şın kendi kültürel özelliklerinden kopmamış; insa- nın toplumsal bir varlık olarak acılarına ve sorunla- rına yönelmış... Ne desek az. Bız sözü yine, Dino'nun "Yürüyüş", adlı resmi üzerine yazan Nâzım'a bırakalım: "Buadamlar, Dino, Iellerinde ışıkparçalan, Ibu' karanlıkta. Dino, I bu adamlar nereye gider? I Sen de ben de. Dino, I onların arasındayız, I biz de, biz de, Dino, I gördük açık mavıyi." Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık • kuruldu ; B Kültür Servisi- Kendi bünyesinde ve bağlı şirketleri..? aracıhğıyla kültür sanat hayatının gelişmesine j katkılarda bulunan Yapı Kredi. etkinliklerini <; genişletmek amacıvla veni bir şırket kurdu. İstanbul Yapı Kredi Kültür Merkezı Etkinliklerı. Yapı Kredi • ,.- Yayıncılık. Lluslarara.sı Levla GencerŞan Yarışması ,; . ve'Uluslararası Sanat Festivali'ni tek bırçatı altında ,ı toplavan yeni ^ırketın genel müdürlüğüne Çelen -| Birkan getırildı. Güven Turan ve Hikmet Konuralp'in ,( genel müdür vardımcılıklarını üstlendikleri şirketin ,s. sanat danışmanı ise Devlet Sanatçısı Aydın Gün. 1996,- Kasım ay ından ıtıbaren Yapı Kredi Küfrür Sanat , Yayıncılık Tıcaret ve Sanayi AS adıvla faalıyete geçen - veyönetim kurulu başkanhğını Burhan Karaçam'ın , yürüteceğı şirketin yönetim kurulunda Selçuk Alrun. '-> Onıer Kayalıoğlu. Avtaç Oksal Buldam ve Enis Batur yer alıyor. Şırket. kültür sanat alanında etkınlikler j " düzenlemek. veni projeler üretmek ve bu konuda » hizmet almak isteven kuruluşlarla da çalışmaya açık \ oidugunu açıkladı. *" 2. Avrupa Filmleri Festivali'nin , Bursa programı başladı • Bursa (AA)- -\v rupa Komis\onu desteğiyle •' gerçekleştirilen 2. Avrupa Fjlmleri Festivali'nin Bursa 'u programı "Traji Komik" adlı filmle başladı. Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür Sanat ve Turizm • i Vakfı'nca Büyükyıldız ve Safran otellerinin 'A sponsorluğundadüzenlenen festival kapsamında. 'I Tayyare Kültür Merkezı'nde. 24 Avrupa ülkesinden. ' çeşitli ödüllerı bulunan !08 kısa ve uzun metrajlı film "' gösterilecek. "Avrupa-Avrupa". "Savaş ve Dıreniş", T "Büyük L'sta-Zoitan Fabni" ve "Kısa İyidir" H bölümlennden oluşan festıvalın Bursa bölümü 15 :•) aralıkta sona erecek. Ankara ve Izmirde de gösterilen •••, festival filmleri. Bursa clan sonra 17-22 aralıkta :' Eskişehir'de izlenime siınulacak. ,.j BLGirV • II. ULl'SLARARASI CRR PİYANO FESTİVALİ KAPSA.MINDA saat 19. jüda François-Joel Thiollier'ın konsen diııleııebılir (232 98 30) • İSTANBL L DE\ LET OPERA \ E BALESİ nde saat20.00'de G. Bizefnın "Carnıen" adlı yapıtı izlenebilir. (252 II 14) • AKSANAT'ta saat 12.30'da videodan VVoody Herman'ın caz konsen ve saat 18.30'da Sabahattin Türkoğlu'nun "Efes'teSon Kazılar" başlıklı dia aösterisı izlenebilir. (252 35 00) • ALMAN Kl'LTL'R MERKEZİ nde saat 14.00- 18.00 arası Çevresel Etkı Değerlendırme Çalışmaian kapsamında. "Toprak, Su, Flora ve Fauna Olgularııun Değerleri*" konulu sempozyum izlenebilir. (249 45 82) • 2. tLUSLARARASI UZAKDOĞl FİL>I FESTİVALİ kapsamında. Atatürk Kitaplığf nda saat 14.30'da Kenji Mizoguchi'nin yönertiği "Oharu'nun Yaşamı". saat ITOO'de Raj Kapoor un vönettiği "GerçekJik, Güzellik ve Aşk". saat I9.3Ö"da Akira Kurosava'nın yönertiği ~Rashomon"adlı filmler izlenebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle