03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 ARALIK 1996 PERŞEMBE 12 DIZIYAZI 1995 anayasa değişiklikleri hazırlanan mutabakat metninin çokgerisinde kaldı ANKARA NOTLAR1 Parlamento iradesi parçalandı ANAYASA je Toplum • Değişikliklerin başlıca olumlu yönü, anayasa mimarlarının buluşu olup "ortak hareket" deyimiyle ifade edilen "dayanışma yasaklan"nın büyük ölçüde anayasadan çıkarılmış olmasıdır. Toplu özgürlük özneleri örgüt ve kuruluşları birbirinden soyutlayarak onlara baskı grubu işlevini yasaklayan hükümler zinciri ayıklanmıştır. Böylece dernek, vakıf, sendika, kooperatif ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, siyasal amaç ve etkinlikleriyle siyasal ilişkilerini yasaklayan, onları bu çerçevede ortak hareketten alıkoyan madde ve hükümler temel normdan temizlenmiştir. 7 995 anayasa deöişiklikleri (1). Anayasa Komisyonu'nun 301 imzalı ortak öneri metnine düşürdüğü gölge ve Prof. M. SoysaJ'ın deyişivle parlamentoda ANAPveDYP' nıuhafazakârlannın "koalisyonu" sonucu. "mutabakat metni"njn çok gerisinde gerçekleşebilmiştır. Özellikle alt komisyonun olumsuz yöndeki çabalan, usiil ve bilgı saptırmaları. parlamentodaki nitelikli çoğunluğun ortak iradesini parçalamayı "başarmıştır"(!). Kuşkusuz. 301 imzanın 270'in altına düşmesi, aynı zamaııda bir "siyasal ahlak" sorunu olup aynca tartışılması gereken bir konudur. 'iki adım ileri, bir adım geri' Gerçekleşenler açiMndan, öncelikle, değişen madde sayısı 21'den I5"e düşmüştür. Sonra. kaİdırılması öngörülen yasak alanlan daraltılmış. anayasadan daha az sayıda yasak ayıklanabilmiştir. Üçüncüsü. kolektif özgürlükler ve karılım bağlamında tanınan hak sayiM azaltılmış. bunlann bir kısmı "yasal düzenleme kaydma bağlı olanaklar"a indirgenmiştir. Nihayet, hak arama yolunu tıkayarak özgürlükleri sınırlavan yasal hükümlenn anayasaya aykırılıgını öne sürmeyi engelleyen geçici 15. maddenin son fıkrası kaldınlamamıştır. Dayanışma yasaklanna son "95 değişıkliklerinin başlıca olumlu yönü. anayasa mimarlarının buluşu (1) olup "ortak hareket" deyimiyle ifade edilen "davanışma \asaklan"nın büyük ölçüde anayasadan çıkanlmış olmasıdır. Toplu özgürlük özneleri örgüt ve kuruluşları birbirinden soyutlayarak, onlara baskı grubu işlevini yasaklayan hükümler zinciri ayıklanmıştır. Böylece, dernek. vakıf, sendika. kooperatif \e kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının. siyasal amaç \e etkinlikleriyle siyasal ilişkilerini yasaklayan. onlan bu çerçevede ortak hareketten alıkoyan m. 33 3, 52/1, 135/3, 171 2 hükümleri tenıel normdan temizlenmiştir. Aynı doğrultuda şu yasak da anayasadan atılmıştır (m. 69 2): "Siyasi partiler, kendi siyasetlerini yüriitnıek ve güçlendirmek amacıv la demekler. scndikalar. \akiflar, kooperatifler ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunlann üst kuruluşları Üe siyasi ilişki ve işbirliği içinde bulunamazlar. Bunlardan maddi vardım alamazlar." Değiniİen hükümler halkasının ayıklanması, demokratik kitle kuruluşları ile siyasal partiler arasındaki dogrudan ve/veya dolaylı işbirliği \e ilişki >asağına son vererek. onlara dolaylı politika yolunu açmıştır. Böylece, "siyasetten anndınlmış toplum" anlayışının aşılması yönünden önemlı bir adım atılmıştır Ne var ki aynı kuşakta yer alan şu yasağa ilışilmemiştir: "Dernekler, vakıflar. scndikalar ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlan kendi konu ve amaçlan dışında toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyemezler." (m. 34 son) Bu ortak hareket serbestliğine gölge düşeren bir yasaktır. Yasal düzlemde ise henüz "uvum yasalan" hazırlanıp yürürlüğe konmadığından olumsuzluklar sürmektedir. Adı geçen ya^aklar dizisini somutlaştıran başlıca yasaîar. aynı adla anılanlardır: Dernekler. sendikalar, siyasal partiler. kooperatifler, vakıflar, kamu kurumu niteliğınde meslek kuruluşlan... Hangi haklar? Anayasa değışıklieı ıle dofirudan tanınan haklar şunlardır: "On sekiz yaşını dolduran her Tiirk vatandaşı seçme ve halkoylamasına katılma haklanna sahiptir" (m. 67 3). 18-20 yaş dilimine ov hakkı tanınırken. 18-21 yaş kuşağına da siyasi partilere üye olma hakkı (m. 68 1). tutuklulara "seçmehakkı" tanınmıştır (m. 67/5). Siyasal partilerin yurtdışında örgütlenmeleri, kadın kofu. gençlik kolu ve benzeri kuruluşlannı yasaklayan hüküm (m. 68-5) anayasadan çıkanlarak, gençlere ve kadınlara. siyasal partiier içerisinde örgütlenme hakkı geri verilmiştir. Seçılme hakkına 25 yaşını dolduranlann sahip olduğuna ilişkin öneri. komisyon tarafından kaldınldığından. değişiklik dışında kalmıştır. Öğretim üyelerinin ve öğrencilerin siyasal partilerle ilişkileri birerhaktan çok. düzenlenmesi yasa kaydma bağlanan olanak şeklinde öngörülmüştür: "Vükseköğretim elemanlarının siyasi partilere üye olmaları ancak kanunla düzenlenebilir. Kanun bu elemanların. shasi partilerin merkez organları dışında kalan parti görevi alnıalarına cevaz veremez ve parfi üvesi vükseköğretim efcmanlannuı vükseköğretim kunımlannda uyacaklan esasları belirler." (m 68 6) " Yükseköğretim öğrencilerinin siyasi partilere üye olabilmeierine ilişkin esaslar kanunla duzenlenir." (m. 69/7) Kamu görevlileri "Mutabakat metni". kamu görevlilerine sendika özgürlüğü (m. 51), toplu iş sözleşmesi hakkı (m. 53) ve grev hakkını (m. 54) tanıdığı halde. Anayasa Komisyonu bunlan geri alarak sadece "toplu görüşme" olanağı öngörmüştür (m. 53.'ek fıkra). Anayasa değişikliği ancak bu çerçevede gerçekleşebilmiştir. "128'inci maddenin ilk fıkrası kapsamına giren kamu görevlilerinin kanunla kendi aralannda kurmalanna cevaz verilecek olan ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkralan ile 54"üncü madde hükümlerine tabi olmayan sendikalar ve üst kurululuşlari, üyeleri adına yargı mercilerine başvurabilir ve idarev le amaçlan doğrultusunda toplu görüşme yapabüirier. Toplu görüşme sonunda anlaşmava vanlırsa düzenlenecek mutabakat metni. uygun idari veya kanuni düzenlemenin yapılabilmesi için Bakanlar Kurulu'nun takdirine sunulur. Toplu görüşme sonunda mutabakat metni imzalanmamışsa anlaşma \e anlaşmazlık noktalan da taraflarca imzaİanacak bir tutanakla Bakanlar Kurulu'nun takdirine sunulur. Bu fıkranın uvgulanmasına ilişkin usuller kanunla düzenlenir." (m. 53ekf.) Sendika özgürlüğü' Kamu görevlileri, anayasa değişikliğinden önce, sendikalaşma olanak ve haklannı elde etmişlerdi. Bu kazanım, konuya ilişkin herhangi bir hüküm öngörmeyip sessiz kalan anayasa karşısında, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve yargı kararlan yoluyla sağlanmıştı. Anayasayı değiştiren erkin, bunu temel norma yansıtması doğaldı. Ne var ki hak ve özgürlüğün açık bir biçimde öngörülmesi bir yana, memurlara sendika kurma olanağı bile çok gorulmu$tut Seııdıkalann. "kamu görev lilerinin kanunla kendi aralannda kurmalanna cevaz verilecek" örgütler olarak düzenlenmesi. "demokratik hiçbir anayasada yeri olmayan bir formülasyon"dur. Bu. parlamento çoğunluğunun toplumsal gelışmelerden ne denli uzak kaldığının da birgöstergesidir. 'Toplu görüşme' Bir yandan "toplu görüşme" olanağını tanımak ve bunu yasal düzenlemeve bağlamak: öte yandan, aynntılı bir yazimla buna "anayasal şal" geçirmek, aynı zihniyetin ürünüdür. İleriye yönelık olası yorum kapılarını kapalı tutmaya ne denli çaba harcamışlarsa da değişiklik metnini kaleme alanlann bunda başanlı olduklan söylenemez. Çünkü Bakanlar Kurulu'nun toplu görüşme mutabakat metni üzerindeki "takdir yetkisi". serbestçe kullanılabılecek biryetki olmadığı gibi. keyfi yetki hiç değildir. Takdir yetkisi iki aşamada değerlendirilmeli: Bakanlar Kurulu'nun yetki alanına giren idari düzenleme ve yasama organının yasal düzenleme alanı. Bakanlar Kurulu'nun anlaşma metni doğrultusunda yapacagı düzenlemede takdir, "bağlı yetki" ile sınırlı kalmaktadır. Yasama alanına giren konularda takdir yetkisi daha geniştir. Kuşkusuz konuya ilişkin yasal düzenleme önem taşımaktadır. Yasa koyucu. kamu görevlilerinin sendika ve toplu görüşme haklannı. anayasanın 90. maddesi uyannca iç hukukla bütünleşmiş olan ve yasa koyucuyu da bağlayan özellikle 87 ve 98 sayılı uluslararası sözleşmelere uygun bir düzenleme yapmalıdır. (1) Bkz. 7.11.1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasfnın Başlangıç Metni ve Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun. No. 4121. kabul tarihi 23.7.1995. R.G.: 26.7.1995. Sy. 22355. Yarın: Anayasa değişikliğinin etkileri Diğer değisiklikler Seçimler, partiler, yasama organı Grev hakkı üzerine nüanslı bir yorum yapılabilir. Anayasa Komisyonu'nun grev hakkını tanımama iradesi açıktır. Ancak formülasyon tarzı. yasaklama amacına ulaşılamadığmı ortaya kovmaktadır. Çünkü adı geçen ek fıkra. kamu görevlileri sendikalan ve üst kuruluşlarının, "grev hakkTnı düzenleyen 54. madde hükümlerine bağlı olmadıklannı belirtmektedir. Bu madde grev hakkını ışçiler için anavasal güvence altına almıştır. Ancak "tabi ounama" ile "anayasaca yasaklama" birbirinden farklıdır. Anayasanın 51. ile 54. maddesi arasında benzer düzenleme. her ikisinin "işçüer"e özgülenmiş olması yönündendir. Oysa sendikalaşma hakkını sadece "işçfler"e tanımış bulunan 51. maddeye karşın. kamu görevlileri sendikalaşmış ve bu örgütler. işveren sıfatıyla devlet tarafından bugün muhatap alınmaktadırlar. Anayasa. memurlara grev hakkı tanımamış bulunmakla birlikte grev yasağı da koymayarak. bu hak karşısında "sessiz" kalmıştır. Sonuçta, takdir yetkisi yasama organına ait bulunuyor. Kamu görev lilerinin yasa yoluyla grev olanağından yararlandınlması durumunda, ilgili meslek kategorilen Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve karşılaştırmalı hukuk ışığında belirlenebilir. Anayasada yapılan öteki değisiklikler. seçimler, siyasal partiler ve yasama organına ilişkindir. Seçim kanunlannın "temsilde adaiet ve v önetimde istikrar ilkelerini bağdaştırması" gerejji (m. 67 son), bağdaştırma güçlügü nedeniyle haklı olarak tartışmalara neden olmuştur. Siyasal partilere, devletin. "yeterli ve hakça mali yardım"' yapması (m. 69 son); siyasi partilerin "gelir ve giderlerinin amaçlanna uygun olması" gereğirin. 69*3), "95 değişikliğinin getirdiği hükümlerdir. Bu yeniliklerin. siyasal partilerin "mali saydamugTna katkıda bulunması beklenir. Kuşkusuz o yönde açık bir hüküm konması yerinde olurdu. Bu olmadığına göre yasal düzenleme tarzı önem taşımaktadır. Yasama merkezli değisiklikler ise TBMM'nin toplanma tarihi (1 ekim). milletvekili sayısı (550) ve milletvekilliğinin düşmesi üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu son konuda da komisyon izleri değişiklik maddesine sinmiş bulunmaktadır. Nihayet, anayasanın "Başlangıç" kısmının devleti "kutsal" niteleyen ve 12 Eylül askeri "harekâü"nı meşrü kılan ilkeleri çıkanlmıştır. Buna karşıltk, 'geçici 15. madde'nin son fıkrası değiştinlememiştir. Oysa bu hüküm. 12 Eylül rejimi altında yürürlüğe konmuş olan yüzlerce yasa v e yasa gücünde kararnamenin anayasaya uygunluk denetimini engellemekteydi. Işlevi başlangıç kısmından daha somut ve önemli olan bir hüküm muhafaza edilerek temel nitelikli ve özgürlüklere ilişkin düzenlemelere karşı hak arama yolu kapalı tutulmuştur. Sonuç olarak anayasayı değiştiren iktidar, hak tanıma yönünde çok cımri bir tutum sergilemiş: "yasal düzenleme kaydma sıkı sıkıya bağlı olanaklar" konusunda da yasa koyucuya güvensiz dav ranmıştır. Gerçekten. olası olumlu yorum kapılannı elden geldiğince tıkamak için kullandıği formül, güvensizliğin de ötesinde, kamu görevlilerine olumsuz ve bir bakıma "aşağılayıcı" bakış açısını da yansıtmaktadır. ÇALIŞANLARIN SORULARI / SORLNLARI YILMAZ ŞİPAL 'Baııa eksik aylık nıı bağlandı?' Soru: 1996 yılı ağustos avında SSK'den emekli oldum. Bana gelen bilgi formunda emekli ayuğımın 18 ınilyon 84 bin lira olarak bağlandığını gördüm. Bana eksik aylık mı bağlan- dı? Vereceğim bilgilere göre bu bağlanan aylık doğru mudur? Sigortalı ydım: 26 yıl. Gün sav ısı: 9260 gün. Aylık bağlama oranı: % 69.5. Gösterge: 10J04. 8 yıhn kazanç toplamı: 310.672.000 TL. Yâşlıhkayuğı: 18.084.000 TL. Sorulanm: 1) Gösterge nasıl bulunuyor? 2) Aylık bağlama oranı nasıl he- saplanıvor.' 3) Ayuğım nasıl hesaplanmış? A.Ö. YANTT: 1) SSK'ce yaşlılık aylığı bağlanmasına esas ahnan göster- geler, iki gösterge tablosunda yer almıştır. Bu gösterge tablolanndan biri Alt Gösterge Tablosu, diğeri Üst Gösterge Tablosu'dur. 1996 yı- lında özel sektörden emekli olanlardan, son beş yıhn sigorta primine esas kazanç ortalaması 18 milyon 547 bin 905 lira ve altında olanla- ra Alt Gösterge Tablosu'ndan, son sekiz yılın prime esas kazanç orta- laması 12 milyon 913 bin 238 lira ve üstünde olanlara, Üst Gösterge Tablosu'ndan yaşlılık aylığı bağlanmaktadır. 1 Ocak 1988 ile 31 Aralık 1995 arasındaki son sekiz yılın sigorta primine esas kazanç toplamınız, 310 milyon 672 bin lirayı 8'e böldü- ğümüzde. 38 milyon 384 bin lira çıkmaktadır. 1996'da son sekiz yılın sigorta primine esas kazanç ortalaması 38 milyon 384 bin lira olanla- rın. 1996 yılı Özel Sektör Ûst Gösterge Tespit Tablosıf ndaki yerleri, 3. derece 5. kademedir. Göstergeleri ise 1 temmuzdan sonra 10.204 "tür. 2) Üst Gösterge Tablosu'ndaki 3. derece 5. kademede yeralanlara. 5.000 gün karşılığı % 52.5 orandan aylık bağlanır. 5.000 günden faz- la her 240 gün için bu oran. yüzde birer arttırılır. Böylece. 9.260 gün prim ödeyen bir sigortalının aylığı, 5.000 günden fazla ödediği 4.260 gün karşılığı % 17 arttınlarak % 69.5 üzerinden bağlanır (9260 - 5000 = 4.260 240=17). 3) Yaşlılık aylıklanna uygulanan katsayı, 1 Temmuz 1996'dan ge- çerli olarak 2.550'ye yükselmiştir. Yaşlılık aylıklan şu formüle göre bulunur: Aylık Gösterge X Katsayı X Aylık Bağlama Oranı = Yaşlılık Aylığı Göstergesi 10.204, aylık bağlama oranı % 69.5 olan bir sigor- talıva. bu formüle aöre bağlanacak aylık: 10.204 (gösteree) X 2.550 (katsayı) X % 69.5 (aylık oranı) = 18.084.039 TL. (yaşlılık aylığı). Yaşlılık aylıklanna bugün için, aynca 4 milyon 690 bin lira sosyal yardım zammı eklenmektedir. Sosyal yardım zammı ile birlikte top- lam aylığınız. 22 milyon 774 bin 39 TL. tutmaktadır. MUSTAFA EKMEKÇİ Takıyye'nin Türkçesi! ' 148 Erbakan ın "hoca" olmadığını bilmiyordum doğrusu; 0,12 Eylül sıkıyönetim mahkemeleri duruş- maları sırasında, yargıcın gözünün içine baka baka, "hoca "lığı yadsımış, özetle şöyle mi demiş: - Efendim, ben 'hoca' değilim! Ben, Atatürkçü, la- ik, demokrat bir insanım. Bu durumda, "Hoca-Bacı" uyarlaması havada mı kalıyor ne? Duruşmalardaki konuşmalanna göre, 148, J "şeriatçı" da değildir. Nakşibendi Tarikatı Şeyhi Meh- ^ met Zahit Kotku'nun çömezi (müridi) hiç değildir. • Bunlann tümü yalandır, kara çalmadır. •' 1980 öncesinde, çeşitli yerlerde yaptığı konuşma- 5 ları da yadsıyordu. Yoktu öyle bir şey, tümü yalandı, uydurmaydı. Duruşmalardan birinde askeri savcı: - Milli Gazete 'de yayımlanan konuşmaları esas alın- \ sın, önerisinde bulunur. İ Herkes, Milli Gazete'yi, MSP'nin yayın organı ola- \ rak biliyordu. Meğer, bu da doğru değilmiş! } - Efendim, Milli Gazete, bizim resmi yayın organı- J mız değildir, o gazete yalan habeıier yazar! • Haydaaa, dur bakalım ne olacak? Derken, o yıllar \ Milli Gazete'de takma adla dış politika yazılan yazan '. A.D. ile SJV.E. kafa kafaya verip, bir kurnazlık mı ne; düşünürler, Milli Gazete'de çıkan çeşitli yalan haber-, lerin bir listesini çıkanp mahkemeye sunarlar. Örne- • ğin, gazete, birinde, Sakarya Belediye Başkanlığı'nı İ MSP adayının kazandığını, manşet haber olarak ver-' miş mi, bu haber mahkemeye sunulur: ; - Bakın efendim, bu gazete seçimi bizim kazandı- ] ğımızı yazıyor, oysa biz kazanmadık! Başka aday ka-; zandı. \ Bir başka haber: Artvin'de 148 Erbakan konuşuyor,. toplantıyı yüz binlerce kişi izliyor, gazete böyle yazı- • yor. Oysa, o gün 148 Erbakan orada değil. başka bir, ildedir Demek ki, bu gazete "asparagas" haberler ve- • riyor. Ben demiyorum, onlar diyorlar. Milli Gazete'yi < herkes, şimdi de RP'nin yayın organı biliyor, belki bu! da yalandır. A.D. şimdi orada değil, onun benzeri bir. gazetede döktürüyor. Eski gezici vaiz ise basının üzerine giderken bangır • bangır bağırıyor: "Basın yalan yazıyor" diye. Demek, < geçmişten deneyimleri var, biliyorlar mı ne yalan ha- î berin ne olduğunu, ne olmadığını? ' Askeri yargıç albay H.S., MSP'lilerin duruşmalan sı- •• rasında sordu: - Konya mitinginde, Istıklal Marşı okundu mu? - Okundu efendim! - Kimler söylemedi, kimler ayağa kalkmadı? - Ne bilelim efendim, onu görevliler bulsun! Yargıç albay H.S., Milli Selamet Partilileri (MSP) sa-) lıverdi. 15 Ekim 1980'deki nüfus sayımını MSP'liler ev- J lerinde geçirip sayıldılar. Kenan Bey kızmıştı. Çok; geçmedi, yeniden tutuklandılar. Yargıç albay H.S.'nin • eşi CHP'liydi. Bayanın bir süre sonra, "tarikata" girdi-. ği duyuldu. Çok geçmedi, bir apartmanın üst katla- î nndan birinden kendini atarak canına kıydı. Ne iyi bir' insandı. Sonradan, yargıç albay H.S.'nin RP'ye girdi- • ğini kimi gazeteleryazdı. RP, onu aday göstermedi mi I ne? { Eski bir MSP'li olan Ergün Poyraz'ın "Refah 'ın Ger- j çek Yüzü" adlı yapıtını bir solukta okudum. Soner; Yalçın'ın, Turhan Diltîgilin benzeri yapıtlanndan son- • ra, bana çok ilginç geldi. Ergün Poyraz'la konuştum. j Yazının başlannda anlattığım o\ayiar, yazann ikinci ya-, pıtında yer alacakmış. Merakla bekleyeceğim. J Ergün Poyraz'ın birinci kitabında ilginç olaylar da an- j latılıyor. Mamak duruşmalan sırasında sanıklar, Acz- mendilerin yapt»ktan gibi, duruşma salonunda namaz- lannı kılarlar. SiHeyman Artf Emre-anlatıyoo^öyft: "Mamak duruşmalan cuma gününe rastlardı. Du- j ruşma, öğle tatili dolayısıyla öğleden sonraya ertele-1 nince, bizler çantalarımızdaki seccadelerimizi çıkar- • tır, mahkeme salonunun ortasındaki boşlukta, Lütfi' Doğan Hoca'nın imamlığında namazlanmızı eda, ederdik. ı Bir cuma bıze nezaret eden subay iyilik yaptı. He-! pimizin cuma namazımızı eda edebilmemiziçin tüme- • nin camisine götürdü. Caminin resmen görevli hoca- i sı cumadan önce verdiği vaazda, namaza gelmiş olan J bazı askeri hâkim ve savcıların da yüzüne karşı şun-« lan söylüyordu: - Bir müminin (Müslümanın) birinci vazifesi, şeriatı; garrayı Muhammediyeyi (Muhammed'in pariak şeri-; atını) ihya etmektir (diriltmektir). Eğer o şeriat yürür- .• lükten kaldırılmışsa, onu yürürlüğe koymak için cihat etmektir (Din uğrunda savaşmaktır). Bu cihat sadece söz ile olmamalıdır. Peygamber efendimiz bir kötülük görünce onu etinizle önleyiniz, bunu yapamazsanız di- linizle önlemeye çalışınız. Onu da yapamadığınız tak- dirde kalben buğzediniz (sevmeyiniz). Ancak bu üçün- cüsü imanın en zayıf derecesidir, buyurmuşlardır. Bu-} nun için Kuran nizamını tekrar yürürlüğe koymak için! imanın en yüksek mertebesine (basamağına) nail ol- j mak (erebilmek) için fiilen mücadele etmek zorunda-! yız. Bunu hapsolmak veya idam cezasına çarptınlmak Ş korkusuyla yapmaktan kaçınanlar, Allah katında bü- {' yük cezalara çarptınlacaklardır. Sakın ha dünya haya- J tını düşünerek bu konuda nemelazımcıhk yapmayınız. • (Bu vaazı dinleyen Süleyman Arif (Emre) şunlan söy-. ler) - Bizler o günün koşulları altında bu kadar dehşet-, // konuşmaya, hem de bizi dini nizam istlyor diye tu~ < tuklayıp yargılayan bir mahkemenin camısinde şahit '< olacağımızı doğrusu beklemıyorduk. Şu adamların', düştükleri tezata bakın. Bu açık seçik şeriata davet va-; azını oradaki askeri hâkimler, savcılariki büklüm din- • liyohardı. Bizlerise kabuğumuza büzülmüş hocaefen-1 di namına endişe duyuyorduk. Milli Görüş deyimini', bile, devletin temel nizamlarını yıkmak manasında', yorumlayanlar bu vaiz efendiye neler neler yapmaz- j lardı? Ama burası Türkiye idi. Olurdu böyle şeyler..." l B U L M A C A SEDATYAŞAYAS 1 2 3 4 5 6SOLDAN SAĞA: 1/ İçi doldurulmuş kuş. 2/Arka, sırt... Babanın erkek kardeşi. 3/ Silahlı köy delikanlısı... Sıkıntı. 4/ Bulaşık yıkanan musluk teknesi. 5/ Aşk ateşi... '"Sayı far- kı" anlamında kullanılan spor te- rimi. 6/ Ulusal ya da yöresel konu- lardan esinlenerek oluşturulmuş mü- zik yapıtı. II Bir şeyle eğ- lenme. onu küçümseme... Sahip, malik. 8/Hayvanla- nn baglandığı gölgelik... Büyük erkek kardeş. 9/ Olumsuzluk belirten bir önek... Bir şeyın kenan... lskambilde bir kâğıt. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Göğüs ya da akciğer hastalıklanna ilişkin olan. 2/ Zehir... Ince, narin. 3/ Mısra... Katolikkilisesinin en yüksek ruhani önderi. 4/Göçücü balıklann Akdenız'den Karadeniz'e çıkması. 5/ Bir yüzeyin egiklik derecesinı an- lamaya yarayan araç... Kenar süsü. 6/Şaşma belirten bir ün- lem... " — türlü çiçek vardır başında Kokar reyhan ile gül J karmakanş" (Karacaoğlan). 7/Ayyaşların kendi aralarında J rakı için kullandıklan ad. 8/Bakırın sımgesi... Borç ödeme. • 9/ Tiryaki Hasan Paşa'nın Avusturya ordularına karşıl başanyla sav unduğu kale... Notada durak ısareti. i
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle