29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
StfTA CUMHURİYET 10ARALIK1996SALI HABERLER X)K Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz başkanlığında toplanan öğretim üyeleri hükümetin dikkatini çekti Rektörlerden dinci kadrolaşma uyarısıAP*:ARA (Cumhuriyet Bürosu) - Üıv-'ersite rektörleri. hükümetin "'d-iet-mafva-aşiret" üçgenındekı kaınlık bağlantılann üzerine g/temesine \e dev let kacmıelenndeki ^eriatçı kadrolaşmaya yaTinladıklan bildiriyle tepki gösrdiler. Retörler Komıte.si. Susiırluk'taki kaznın ardından meydanagelen gel meleri değerlendirmek üzere diin Yüs«ek Öûretim Kuruıııu (YÖKl Basanı Prof. Dr. Kemal Gürüz başanhğında toplandı. Toplantıda oytrliğiyle alınan kararlar. Gürüz taraından okunan bır bıldirı ıle açıkandı. Demokratık. laik \esosyal hukk de\leti olan Türkiye Cunhuriyeti'nin, 73 vılda heryönden büyk bir potansiyel yarattıâı belırtilen bildi'de. şöyledenildı: • Üniversite rektörleri. kurumlara yapıian baskının kaygı verici bir duruma geldiğini vurgulayarak "Kirli işe bulaşanı, kimliği kurîarmasın" dediler. Rektörlerce yayımlanan bildiride, "Her türlü suiistimal ile kirli ve karanhk ilişki iddialarının araştırılarak tüm aynntıları ile bir an önce aydınlatılmasının. tespit edilen sanıkların kim olduklarına bakılmaksızın yargı önüne çıkanlmalannın ve delilsiz iddiaların gündemden diişmesinin. ülkemizin geleceği bakımından hayati önem taşıdığına inanıyoruz" denildi. "Cumhuriyetin yarattığı bu potansiyel değerlendirilenek yepyeni alanlarda katma değer varatınak. yaratılan katma değeri, toplumun çeşitli kesimleri arasında pay laştırmak suretiyle Türk nıilletinin sağlık, mufluluk ve nefah düzeyini arfîırmak ve Türkiye CumhuriyetTnin uluslararası camiadaki saygın \e seçkin künuınıınıı geliştirmek nıünıkündür. Ancak bu amaca yönelik politikaları tespit eden ve uygulayan kişilerin her bakımdan milletimize güven vermeleri vazgeçilmez ön koşuldur." Sıfatı ne olursa olsun. vatan toprakları üzerinde yaşayan herkesin. cuınhuriyetın temel ilkelerine ve Türk ulu.sunun aıt olduğu çağdaş dünyada benimsenen hııkuk de\ Ietine özgü kurallara ıçten baglanmakla yükümlü olduğu kaydedılen bildiride. kişilerin \e grupların yolsıızluk \e yasadışı uvgulamalannın toplumun tümüne ve de\ lete genelleştirilemeveceği vıırgulandı. Bildiride. "Bu bakımdan, her türlü suiistimal ile kirli ve karanlık ilişki iddialarının araştırılarak tüm ay rıntıları ile bir an önce aydınlatılmasının. tespit edilen sanıkların kim olduklarına bakılmaksızın yargı önüne çıkanlmalannın \e delilsiz iddiaların gündemden düşmesinin. ülkemizin geleceği bakımından hayati önem taşıdığına inanıyoruz" denildi. Bağıtnsız yargı. çağdaş \e özgür üniversite ile özgür basının. demokratık toplumun vazgeçilmez unsurlan olduöu da vuruulanan bildiride, devlet kademelerindeki şenatçı kadrolaşmaya göndermede bulunularak şu görüşler kaydedildi: "Yargı ve basın üzerinde yaratılnıak istenen baskılardan. üniversiteler ile diğer kurum ve kuruluşlar üzerindeki bazı girişimlerden ciddi şekilde endişe etmekteyiz. Toplumumuzdaki değer yargılarının, giiven duygularının ve umutlann yitirilmesine. devletimizin itibarının sarsılmasına neden olabilecek huzursuzluk \e kutuplaşmalara >ol açan davranış. girişim ve uvgulamaların ülkemize ve milletimize hiçbir yarar sağlamayacağı açıktır." Bildiride. bu tür olumsuzluklara karşı duyarlı olmak ne kadar gerekliyse karamsarlığa kapılmanın da o kadar yersiz olduğu belirtilerek "Türk ulusu. Atatürk'ün çizdiği aydınlık \olda ilerlemesini sürdürecektir" denildi. Eşber Y'ağmurdereH Tuniz toplum için girişim Toplumsal nıulıalefet çağrısı İstantul Haber Ser\isi-Susurluk kazası ile ortayı «;ıkan olayları değerlendirmek \e ortakbir mücadele tarzı oluşturmak ıçın bır arayagelen "Çağrıcı İmzacı Grup" toplum>al muhalefet çağrısı yaptı. Aralamda Bilgesu Erenus, Şanar Yurditapan. Fikret Başkaya. Atila Ayçin, Müni" Ceylan, Eşber Yağmurdereli'nin de buluniuğu grubun sözcülen diin istanbul Tabip Oda.sı toplantı salonunda bir ba>ın açıklaması yaptı Bilgesu Erenus ve Eşber Yağmurdereli ile bırlikte grubun sözcülüğünü yapan av ukat Düzgün Yüksel. Su.surluk kazasıyla ortaya çıkan duruma karşı toplumsal nıuhalefetın birlikte. sürekli \edaha etkin kılınması amacıyla "Çağrıcı Grup" olıişHırduklannı belirterek tepkiyi bütün lıalk kesimlerıne yayma;.ı veorganize etmeyi hedefledıklerini söyledı. Avukat Eşber Yağmurdereli de bütün aydınlann. vtnatçılann >e bıreylerın kötü giıîişe seslerini yükseltmelerıni ıstedi. 'însan haklan panoraması' yargılanıyorANKARA (Cumhurijet Bürosu) - (nsan Haklan Derneği (İHD) Ankara Şubesı eski vönetıcılerı hakkında. >a\ımladıkları "İnsan hakları panoronıası" a'dlı kıtapta bölücülük propagandası yaptıklan gerekçesiyle yargılanmalarına başlandı. Ankara 2 No'lu De\ let Gü\enlik Mahkemesi'nde görülen da\anın dünkü duruşmasına. sanıklar Nache Erkol, \üdu Temürtürkan, O>a Erso>. Mustafa Tüm. Adnan Okur. Ender Büvükçulha \e Mer>em Erla ile da\a konusu telgrafın sahibi Hatip Dicle katıldı. Kımlik tespıtlerinın ardından ^orgula^ \apılan sanıklardan N'acive Erkol. 1995 yılında düzenledikleri insaıi haklan konıılu foruma Dicle \e sos>olog-yazar İsmail Beşikçinin yanı sıra çeşitli kesimlerden çok sa>ıda kişinin katıldığını belirrti. Düşünce\i açıklama özgürlüğünü \e insan haklannı savunduklanm ka>deden Erkol. "Düşünee ve b^sın özgürlüğüni inandıgım için kitapta >er alan vazıların suç unsuru taşıdığına inanrrmorum" dedı. Sorgulan \apılan dığer sanıklar da Erkol"un ifade^ine katıldıklarını belirttiler. Da\a konu!>u telgrafın sdhibı Beşikçi. Bursa Cezae\i'ııde bulunduğu için duruş.ma>a katılmudı. Mahkeme başkanı. Beşikçi'nin ifade>ının alınmasi için yazılan yazının sanıtının beklenmesine karar \ererek duruşma\ı erteledi. Ertuğrul Kürkçü \e Ragıp Duran'ın aklandıği DGM'deki duruşma.M Claudia Roth da izledi. Savcı, duruşma>a katılan sanık. Şefik Be>az'ın bölücülük suçu işlediğini iddia etti. Konuşmalannda bölücülük yapmakla suçlanıyorlardı Kürkçü veDuran aklamhİstanbul Haber Servisi - A\ rupa Parlamentosu Yeşiller Meclıs Grubu ıle Bilar'ın düzenlediği bir sempozvıımda Kürt sorunu ile ilgili olarak yaptıklan konuşmalarda bölücülük propagandası yaptıklan iddiası> la haklannda da\a açılan gazeteci-vazar Ertuğrul Kürkçü. Kürt Enstıtüsü vöneticisi Şefık Be>az ile Mezopotamya Kültür Merkezı vöneticisi İbrahim Gürbüzün yargılanmalarına de\am edıldi. İstanbul 4 No'lu DGMde görülen da\anın dün yapıian oturunıuna Avrupa Parlamentosu Yeşiller Partisi Mıllenekili Claudia Roth. Ertuğrul Kürkçü, Şefik Be>az ile çok savıda vabancı \e Türk basın mensubu katıldı. Hakkında gnabi tutuklama kararı olan İbrahim Gürbüz ise duruşma_\a gelmedi. Duruşmada malıkemeye esas hakkındaki aörüşünü sunan savcı Engin Baltacı. 29-30 Ma\ıs 1994 tarihinde Çırağan Sarayı'nda gerçekleştinlen "Avrupa'da Milli\etçilik \e Irkçjlık" konulu sempozvumda konuşan - Kürkçü'nün konuşma.Mnın büfünü göz önüne alındıgında bölücülük kastı ta^ımadığını. Be\az"ın konuşmasının ise taşıdıöını vurguladı. Kürkçü'nün beraatını. Beyaz'ın Terörle Mücadele 'lasası'nın 8. maddesı uvarınca cezalandınlmasını ıste>en Baltacı. hakkında gıyabi tutuklama kararı bulunan İbrahim Gürbüz'ün dosvasinın ise a> rılmasını talep ettı. Kürkçü"den savunma Kürkçü. davanın. sempozvumda vapılan konuşmalan not alan bazı kişilerin notlan \e kaset çözümlerine davanılarak açıldığmı belirterek "IVotlar çok bii\ ük bir karmaşa içeri\or. 'Bu da\ jııının açılabilmc şartları \ar nııdır' sorusu akla gelhor" dedi. Bevaz ise konuşmasinda yalnızca Doöu \e GünevdoSu'da deüil Türkiye'nin genelinde insan haklan ihlalleri olduğunu \urgulamak istediğını belirttı. Mahkeme heyeti. Şefık Be>az"ın sa\unma.sını yapması için duru^mavı erteledi. Bu arada "Diriliş Tamamlandı. Sıra KurUılujfa" isımlı kitapta PKK lıderı Abdullah Öcalan'la vaptıklan iddia edilen sö\leşi\e yer \erilmesi nedeniyle haklannda Terörle Mücadele Yasası u\arıncada\a açılan Ertuğrul Kürkçü ıle gazeteci-vazar Ragıp Duran beraat ettıîer. İstanbul 4 No'lu DGM'de göriilen davanın dün vapılan oturumuna .vınıkkırdan salnızca Ertuğrul Kürkçü katıldı Duruşmada mahkemeve esas hakkındaki görüşünü sunan savcı Engin Baltacı. Kürkçü ile Duran'ın beraatlartnı istedi. Kürkçü ile Duran'ın beraatlanna karar \eren mahkeme hevetı. bu davada gıyabi olarak yargılanan Ali Karakaş'ın dosyasını avırdı. D(JZYr Alman kadınlardan Zana icin 2 bin imza Alman kadınları. Zana'nın >erine birer giin cezaev ine girme önerisinde bulundu. A.\K.ARA(Cumhuri>et Bürosu)-Alman Kadınlar Olu^umu. eskı DEP Mılletvekilı LevlaZana'nın cezasinden çıkanlması için u Ley la Zana içinözgürlük" kampanv ası baş- lattı'lar. Kampanya çerçe\esinde 2 bın ımza- I) dılekçe. Meclisgın^ındeTBMM Başkanı Mustafa Kalemli've gondenldı. Alman Kadınlar Oluşumu adına Türkı- ve'de bulunan "" kışıden olıışan hevet. dün TBMM girişinde bır basın açıklaması >apa- rakZana'nıncezaevındençıkjnlmasmıiste- dıler Heveti temsilen konuşan Dr. Florence Hene. Zana'nın salıverilmesi için 11 Avru- pa ülkesinden. ABD ve Kanada'dan topla- dıklan 2 bın imzav ı TBMM Başkanı Kalem- li've sunmak ıstedıklerinı sövledi. Herve. "L« la Zana'nın hapiscezasını kjsaltmak k,in. birergün Zana'nın \erinedeğiş-tokuş rehine- si olarak cezaetinde kalma\a hazırız" dedı. Eski FranîJ Cumhurbaşkanı'nın eşı Daniel Mitterrand. AP ^'eşiller Grubu üyesi Cla- udia Roth \e AFRO Amerikan Haklan lide- n Angelica Dmis'ın de imza kampanyasına katılanlar arasında bulunduüu bıldırildi. 6 asker geldi Askerleri kurtarma girişimine beraat ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - PKK'nın elındekı askerleri kurtarmak amacıvla bır süre önce girtıkleri Ktızev Irak'ta örgütün "harekctlerini kolaylaştıncı davranışlarda" bulunduklan gerekçesiyle haklannda dava açılan insan hakları savunucuları beraat etti. PKK'ninelinde 1.5 > ıldır rehın tutulan 6 asker dün sabah yurda getınldi. Ankara 2 No'lu Dev let Güvenlik Mahkemesi'nde görülen davanın dünkü duruşmasında. esas hakkındaki göriişü sorulan savcı, sanıkların tamamen insani amaçlarla rehin askerleri kurtarmak üzere PKK'nın kampına giderek örgüt vöneticılenyle görüştiiklerıni anlattı. Savcı, sanıklarayönelik suçlamaların unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmesini istedi. Mahkeme Başkanı TurgutOk>a>. sanıkların eylem ve davranışlannda suç unsuru görülmediğinden haklarında beraat kararı verildiğini açıkladı. Askerier Silopi'de Iddıanamede. RP V'an Milletvekili Fethullah Erbaş başkanlığındaki heyetin Kuzey Irak'a giderek örgüte manev i destek v ermek suretiyle hareketlerini kolaylaştıncı söz ve da\ ranışlarda bulundukları öne sürüldü. Iddianamede. sanıklar RP'lı Erbaş. İHD Genel Başkanı Akın Birdal. Mazlum-Der Genel Başkan Yardımcısı İhsan Arslan ve İHD Mardin Şube Başkanı Cemil A\doğan hakkında 4.5 y ıldan 7.5 yıla kadar ağır hapis cezası isteminde bulunulmuştu. PKK'nın elinde 1.5 yıldır rehin tutulan erler Tuncay Kavaklıoğlu. Ramazan Çelik. Tevfık Öztürk. İbrahim \aylalı. Hakan Pusat v e Setad Ağca dün Fetullah Erbaş ile birlikte Habur Sınır Kapısı'ndan yurda gırdiler. Diyarbakır'dan Ankara "ya gelen Fethullah Erbaş. serbest bırakılan askerlerin Diyarbakır Dev let Güv enlik Mahkemesi'nde mağdur tanık olarak sorgulamalarının yapıldığını söyledi. Erbaş. kendilerinin banşçı birçözüm için bir kıvılcım oîmayı ıstedikierini bildirdi. JZYAZI/ORHAN BİRGİT Meral Akşener, istanbul Emniyet Müdürü'nü hangi nedenle görevden aldığını bakalım ne zaman açıklaya- cak. Aslında resmi ağızlann kimine gö- re Kemal Yaztcıoğlu'nun görevden alındığı da doğru değıl. Gerçi içişlerı Bakanı. geçen hafta salt Yazıcıoğlu için düzenlediği basın toplantısında istanbul Emniyet Müdürü ile bazı em- niyet görevlilerini "görevden aldığını" dobra dobra söylernişti ama, dün Hür- riyet Ankara Temsilcisi Sedat Ergin ile bir sohbet yapan Cumhurbaşka- nı'na göre Yazıcıoğlu'nun durumu "tahkikatın selameti ıçın bir süre gö- rev dışı bırakılmış olmak". Yazıcıoğlu ile birlikte bakanın görev- den alrna tasarrufuna hedef olanlann birisi Özel Harekât Daıre Başkan Yar- dımcısı, üçü de bu bölümde görevli polıs. Bu dört kişinin Ömer Lütfi To- pal'ın öldürülme olayına karıştığı iddi- aları ortalıkta çok güçlü bir biçımde dolaşırken istanbul Emniyet Müdü- ru'nün elindeki b/lgilerden kendi üst- leri ve içişleri Bakanı yerine ana mu- halefet liderini haberlı kıldığı için, Ak- şener'in hışmına uğradığı ileri sürülü- yor. Yazıcıoğlu Çetesi...Ama Başbakan, istanbul Emniyet Müdürü'nün rtal ve gidişinden mem- nun. Refah Partisi Genel Sekreteri ve eski içişleri Bakanı Oğuzhan Asiltürk, Yazıcıoğlu'nun görevi başına dönece- ği görüşünü taşıyanların başında ge- liyor. Demek ki istanbul Emniyet Müdü- rü bir tür hava değişimi için raporlu... Keşke Kemal Yazıcıoğlu kendisini yo- ran ağır görevlerinden ötürü Meral Ha- nım'ın şefkatli sesi ile gerçekten rapor alıp beş on gün tatıle zorlansaydı. A- ma öyle yapılmadı. Devlet memurları- nın özlük durumlarını tedvin eden 657 sayıh yasaya göre görevden uzaklaş- tırıldı. Bakan da bunu böylece açıkla- dı. Hem de kimlerle birlikte? Emniyet Genel Müdürlüğü'nde görevli ve bir katl olayında fiilen parmakları olduğu ileri sürülen dört resmi kışi ile. Adı da onlarla aynı basın toplantısın- da ve birinci isim olarak sayıldığına göre son günlerde hemen her resmi kuruluşta karşımıza çıkan çetelerden birisinin sanki başıymışçasına. 657 sayılı yasanın 137. maddesine göre "Görevden uzaklaştırma, devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği hal- lerde, görevi başında kalmasında sa- kınca görülecek devlet memurlan hakkında alınan ıhtıyati bir tedbirdir. Görevden uzaklaştırma tedbirı, soruş- turmanın herhangi bir safhasında da alınabilir." Aynı yasa görevden alınan kimse için "on iş gününde soruştur- maya başlanılması" koşulunu getiri- yorve 141. maddesindede görevden uzaklaştırılanlara aylıklarının 2/3'ünün ödeneceğini bildiriyor. Eski dilde Ke- mal Yazıcıoğlu ve beraberindekilerın karşılaştığı tasarrufun adı "açığa alın- ma" idi. İstanbul polis müdürünün kısa bir süre sonra görevinin başına donece- ğine Cumhurbaşkanı'nın inancı tam. Koalisyonun büyük kanadının genel sekreteri de aslında bu ışlemden ra- hatsız olan arkadaşlarına güvence ve- riyor ve Yazıcıoğlu'nun görevinin ba- şına döneceğini televizyon kamerala- nnın önünde söylüyor. O zaman Yazı- cıoğlu hakkında dişe dokunur bir suç- lama ve hele hele kanıt olmadığı an- laşılmıyormu? Kısa bir süre sonra görevinin başı- na yeniden döneceği Cumhurbaşka- nı'nca "malum", Başbakan'ın mute- medi RP Genel Sekreteri'nce "müsel- lem"olan bir emniyet görevlısini "açı- ğa almanm" altında hangi planların yattığmı doğrusu kımse bilmiyor. istanbul. sadecenüfus bakımından değil. coğrafi konumu, sanayı vetıca- rı durumu açısından da yıllardan beri Türkiye'nin en önemli kenti olduğu için buradaki güvenlik işleri, devleti çok ciddi bıçimde ilgilendirmiş ve emniyet müdürü, adamakıllı önemli kişiler ara- sından seçilmiştir. Tek parti döneminin Ahmet De- mir'i. 1950'den sonra DP iktidannın Ahmet Topaloğlu ve Kemal Ay- gün'ü, son yılların Necdet Menzir'i böyle değil midir? Emniyet müdürlü- ğü yapmamakla birlikte "ikincı adam" olarak bir Orhan Eyüpoğlu, bir Nec- det Uğur önemli kişi oldukları için bu görevlerde bulunduklarını, daha son- ra politik yaşamlarında da ortaya koy- mamışlar mıdır? Zaten Necdet Men- zir de Kemal Yazıcıoğlu da bir süredir istanbul emniyet müdürleri için özen- le kullanılan bir ikinci sıfatın da sahi- biydiler. Vali olmak gibi ömür boyu ta- şınabilecek bir bürokratik imtıyazı im- zalarının altında kullanıyorlardı. Böyle- sine kimseler için iktidarlar. bir tasar- rufa kalkışırken elbette yoğurdu üfle- mekzorunda olacaklarını unutmama- lıdırlar. O halde Yazıcıoğlu'nun görevden uzaklaştırılmasının gerçek ve asıl ne- deni nedir? Umarım bu sorunun yanı- tı dün başlayan bütçe görüşmelerin- de Başbakan'ın ağzından açıklana- caktır. Bu açıklama, birçok sırnn üstünde- ki örtünün de kalkmasına neden ola- cağı için önem taşıyor Çünkü artık Kemal Yazıcıoğlu hak- kındaki Akşener tasarrufunun arkasın- da Susurluk olayının bir bölümünün bulunduğunu da söylemeyenimiz yok. GUNDÜZ GÖZÜYLE CEVDET ANDAY Yinelenmeler ve Bir Umut Yeni bırtrafik kazası daha... Yeni birsiyaset. em: niyet, mafya olayı mı? Yok yok, bu seferki sadece emniyetle ilgili. Efendim. Tstanbul'da oturma sürelerini dolduran biri Romen, öteki Rus iki turist bayanı, istanbul Em- niyet Müdürlüğü'ne bağlı memurlar, sınır dışı edil- mek üzere götürüp ipsala Emniyet Müdürü'ne tes^ lim etmişler. Bu emniyet müdürü de, yanına otel sa^ hibi bır arkadaşını alarak bayanları bir araba ile a- ma sınıra doğru değil de. nedense Istanbul'a doğ- ru yola çıkarmış. işte kaza bu yolculuk sırasında oluyor. Araba bir kamyona bindiriyor, içindekiler ağır yaralı olarak hastahaneye kaldırılıyor. Araba- da yapıian araştırmada... Yok yok. merak etmeyin, tabanca, tüfek, susturucu filan değil. içki şişeleri ele geçiyor. Tarih yinelenmiyor ama haberi okurken insanın yüreği oynuyor; hani siyaset, mafya nerde diye dü- şünerek. Ama tıpatıp yinelenmeler de yok değil. '• Örnek mi istersiniz... ANAP + RP koalisyonu sırasmda Kültür Bakaru olan Agâh Oktay Güner, ondan önceki Kültür Ba- kanı Fikri Sağlar'ın "Ulusal Sanat Kurumu "na tahi sis ettiği yeri geri almıştı. Bunun üzerine, Ulusai Sanat Kurumu da Bakanlık protokolü ile kendisind verilen yeri yeniden ele geçirmek için Agâh Oktaj Güner'e karşı dava açmıştı. '. Şimdiki Kültür Bakanı RP'Iİ ismail Kahraman ise, Mimarlar Odası istanbul Şubesi'ni, Yıldız'daki yerinden bir gece palas pandıras kapı dışarı edi- verdı. Bu davranışın yasal olmadığı anlaşılmakta- dır. Mimarlar Cdası'nm evsiz barksız kalması ne ha- zindir! Şimdi insanın aklına ne geliyor; Başbakan Yar- dımcısı ve Dışışleri Bakanı Bayan Çiller, Susurluk olayı dolayısıyle ortaya çıkan. arapsaçına dönmüş sorunlarla ilgili araştırmanın selametle yürütülme- si için istanbul Emniyet Müdürü'nü, yardımcısını ve üç polis memurunu işten uzaklaştırdı ya, gene ben^ zeri kaygı ile kendisi de bır süre ıçin görevlerini bı- raksa iyi olmaz mı? Bana kalırsa, kendisi için de iyi olur. kamuoyu için de. Böylece dedikodulu bir durum temızliğe kavuşa- caktır Toplumumuzun Susurluk olayı karşısındaki du-, yarlığı gerginliğe dönüşmüştür. i Oyalanamaz. Bu olaym unutturulmaya çalışılması. buna bef bağlanması ise tek sözcükle, tehfikelidir. * Cankaya Demirel'den 'gizli örgüt' yalanlamasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumburbaşkanı Süle\man DeırtfreL'1903 yılında bır Mıllf Güvenlik Kurulu (MGK) kararıyla. terör örgütlerine gizli operasyonlar düzenlemek üzere. Abdullah Çatlının da içınde yeraldığı örgüt kurulduğu haberlerinı yalanladı. Cumhurbaşkanı Sük'vman Demirerın yakın çevre.sineyaptığı açıklamada. 1991 yıhnın Kasım ayından ıtibaren cmhurbaşkanı ve başbakan olarak katıldığı MGK toplantılannın hiçbirinde Türkiyenın karşılaştığı terör olayı yla ilgili olarak devletin yasal güvenlik güçlerinin dışında herhangi bir yere başv uruda bulunulmasının düşünülmediği ve konuşulmadığını söylediği öğrenildı. Demirel bu iddıalar için. "Devlet. hukuk devlctidir. Hukukun üstünlügünü korur. Her şcvin hukukun içinde cereyan etmesini sağlamak >e gözetmek devletin görevidir. Türkiye Cumhuriyefi devletini meşruiyetinin dışında aramak kadar yanılticı bir durum tasav v ur olunamaz" değerlendirmesini yaptı. Demirel'in yalanladığı haberlerde. Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çillerin başbakanlık görevıne getirilmesinin ardından Milli Güvenlik Kurulu ' Genel Sekreteriiği'nde elC alındığı savunulan bir ' "çalışma notu"nda. PKK "yle mücadele •' stratejilerinın değerlendirildıği ve terörle mücadelede alternatif bir örgüt modeli üzerinde çalışıldığı öne • sürüldü. Bu çalışmada 7'si özel tim mensubu olmak ,< üzere. Çatlfyı da içeren 14 kişinin bulunduğu ' iddia edildı. ' Aynı haberlerde. 1992 yılı başlarında Genelkurmay Başkanlığı'nın PKK'yle mücadelede köklü değişikliklere giderek "teröristi eylem yapmadan ele geçirmek" • ve "örgütün parasal desteğini kesme" stratejilenni benimsediği sav lanırken çalışmaya ' itiraz eden Jandarma Genel Komutanı Orgeneral EşrefBitlisin kuşkulu bir uçak kazasına kurban gittıği. 8. t Cumhurbaşkanı Turgut • Özal'ın da kalp krizi sonucu yaşamını yitirdiği" beiirtildi. Çalışmaya itirazî edenlerin ölümünün ' ardından konunun ' yeniden MGK gündemine geldıği öne sürülürken mücadele yonteminin 1993 sonbahannda onaylandığı veözel örgütün MGK tarafından kurulduöu savlandı. Dedelek ciller'i sucladı ANAP ülkücülere 'zeytin dalı' uzattı ANK.ARA (Cumhuriyet Bürosu)-ANAP yönetimi. ülkücü-mafya- çete örgütlenmelerine ılışkin sav lar nedeniv le ülkücülerle gerginleşen ilişkilerini yumuşatmaya çalışıyor. MHP kökenli ANAP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Dedelek. partisinin ülkücülere karşı hep sıcak olduğunu belirterek. "Çiller, ülkücülerin analığına soy unmasın. yıkar geçeriz" dedi. Ülkücü katlıam sanığı AbdullhahÇathnın^ Susurluk kazasında bir polis şefi ve bır milletvekili ıle aynı arabada bulunması. ülkücülerin matya-çete ve devlet ilişkilerini açığa çıkarırken Yıimaz"a Budapeşte de vapılan . saldınnın arkasında da .» ülkücülerin yeraldığı • sav lan. ANAP ile ülkücü - çev rey i karşı karşıya 1 getirdi. Başbakan • Yardımcısı Tansu ' Çiller'in de bunu / kııllanma çabasına -î airmesi ve DYP'nin olası BirseçimdeMHPveBBP ıle ittifak yapmasından korkan AN'AR ülkücülere "zeytin dalı" uzatmak için harekete geçti. ANAP "< Genel Başkan Yardımcısı Dedelek, ülkücülüğün "mücadele ve dava" işi olduğunu söyledı. Dedelek. "Bütün sorumlu' AbduUah Çatlı mıdır? Bu ulay ların arkasında ' kimler vardır, önemli olan' o"dedı. '
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle