Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
StfTA CUMHURİYET 10ARALIK1996SALI
HABERLER
X)K Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz başkanlığında toplanan öğretim üyeleri hükümetin dikkatini çekti
Rektörlerden dinci kadrolaşma uyarısıAP*:ARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Üıv-'ersite rektörleri. hükümetin
"'d-iet-mafva-aşiret" üçgenındekı
kaınlık bağlantılann üzerine
g/temesine \e dev let
kacmıelenndeki ^eriatçı kadrolaşmaya
yaTinladıklan bildiriyle tepki
gösrdiler.
Retörler Komıte.si. Susiırluk'taki
kaznın ardından meydanagelen
gel meleri değerlendirmek üzere diin
Yüs«ek Öûretim Kuruıııu (YÖKl
Basanı Prof. Dr. Kemal Gürüz
başanhğında toplandı. Toplantıda
oytrliğiyle alınan kararlar. Gürüz
taraından okunan bır bıldirı ıle
açıkandı. Demokratık. laik \esosyal
hukk de\leti olan Türkiye
Cunhuriyeti'nin, 73 vılda heryönden
büyk bir potansiyel yarattıâı belırtilen
bildi'de. şöyledenildı:
• Üniversite rektörleri. kurumlara yapıian baskının kaygı verici bir duruma geldiğini
vurgulayarak "Kirli işe bulaşanı, kimliği kurîarmasın" dediler. Rektörlerce yayımlanan bildiride,
"Her türlü suiistimal ile kirli ve karanhk ilişki iddialarının araştırılarak tüm aynntıları ile bir an
önce aydınlatılmasının. tespit edilen sanıkların kim olduklarına bakılmaksızın yargı önüne
çıkanlmalannın ve delilsiz iddiaların gündemden diişmesinin. ülkemizin geleceği bakımından
hayati önem taşıdığına inanıyoruz" denildi.
"Cumhuriyetin yarattığı bu potansiyel
değerlendirilenek yepyeni alanlarda
katma değer varatınak. yaratılan
katma değeri, toplumun çeşitli
kesimleri arasında pay laştırmak
suretiyle Türk nıilletinin sağlık,
mufluluk ve nefah düzeyini arfîırmak
ve Türkiye CumhuriyetTnin
uluslararası camiadaki saygın \e seçkin
künuınıınıı geliştirmek nıünıkündür.
Ancak bu amaca yönelik politikaları
tespit eden ve uygulayan kişilerin her
bakımdan milletimize güven vermeleri
vazgeçilmez ön koşuldur."
Sıfatı ne olursa olsun. vatan toprakları
üzerinde yaşayan herkesin.
cuınhuriyetın temel ilkelerine ve Türk
ulu.sunun aıt olduğu çağdaş dünyada
benimsenen hııkuk de\ Ietine özgü
kurallara ıçten baglanmakla yükümlü
olduğu kaydedılen bildiride. kişilerin
\e grupların yolsıızluk \e yasadışı
uvgulamalannın toplumun tümüne ve
de\ lete genelleştirilemeveceği
vıırgulandı. Bildiride. "Bu bakımdan,
her türlü suiistimal ile kirli ve karanlık
ilişki iddialarının araştırılarak tüm
ay rıntıları ile bir an önce
aydınlatılmasının. tespit edilen
sanıkların kim olduklarına
bakılmaksızın yargı önüne
çıkanlmalannın \e delilsiz iddiaların
gündemden düşmesinin. ülkemizin
geleceği bakımından hayati önem
taşıdığına inanıyoruz" denildi.
Bağıtnsız yargı. çağdaş \e özgür
üniversite ile özgür basının.
demokratık toplumun vazgeçilmez
unsurlan olduöu da vuruulanan
bildiride, devlet kademelerindeki
şenatçı kadrolaşmaya göndermede
bulunularak şu görüşler kaydedildi:
"Yargı ve basın üzerinde yaratılnıak
istenen baskılardan. üniversiteler ile
diğer kurum ve kuruluşlar üzerindeki
bazı girişimlerden ciddi şekilde endişe
etmekteyiz. Toplumumuzdaki değer
yargılarının, giiven duygularının ve
umutlann yitirilmesine. devletimizin
itibarının sarsılmasına neden olabilecek
huzursuzluk \e kutuplaşmalara >ol
açan davranış. girişim ve
uvgulamaların ülkemize ve milletimize
hiçbir yarar sağlamayacağı açıktır."
Bildiride. bu tür olumsuzluklara karşı
duyarlı olmak ne kadar gerekliyse
karamsarlığa kapılmanın da o kadar
yersiz olduğu belirtilerek "Türk ulusu.
Atatürk'ün çizdiği aydınlık \olda
ilerlemesini sürdürecektir" denildi.
Eşber Y'ağmurdereH
Tuniz toplum için girişim
Toplumsal
nıulıalefet
çağrısı
İstantul Haber Ser\isi-Susurluk kazası ile
ortayı «;ıkan olayları değerlendirmek \e
ortakbir mücadele tarzı oluşturmak ıçın bır
arayagelen "Çağrıcı İmzacı Grup"
toplum>al muhalefet çağrısı yaptı.
Aralamda Bilgesu Erenus, Şanar
Yurditapan. Fikret Başkaya. Atila Ayçin,
Müni" Ceylan, Eşber Yağmurdereli'nin de
buluniuğu grubun sözcülen diin istanbul
Tabip Oda.sı
toplantı
salonunda bir
ba>ın açıklaması
yaptı Bilgesu
Erenus ve Eşber
Yağmurdereli ile
bırlikte grubun
sözcülüğünü
yapan av ukat
Düzgün Yüksel.
Su.surluk
kazasıyla ortaya
çıkan duruma
karşı toplumsal
nıuhalefetın
birlikte. sürekli \edaha etkin kılınması
amacıyla "Çağrıcı Grup" olıişHırduklannı
belirterek tepkiyi bütün lıalk kesimlerıne
yayma;.ı veorganize etmeyi hedefledıklerini
söyledı. Avukat Eşber Yağmurdereli de
bütün aydınlann. vtnatçılann >e bıreylerın
kötü giıîişe seslerini yükseltmelerıni ıstedi.
'însan haklan
panoraması'
yargılanıyorANKARA (Cumhurijet Bürosu) - (nsan
Haklan Derneği (İHD) Ankara Şubesı eski
vönetıcılerı hakkında. >a\ımladıkları "İnsan
hakları panoronıası" a'dlı kıtapta bölücülük
propagandası yaptıklan gerekçesiyle
yargılanmalarına başlandı. Ankara 2 No'lu
De\ let Gü\enlik Mahkemesi'nde görülen
da\anın dünkü duruşmasına. sanıklar Nache
Erkol, \üdu Temürtürkan, O>a Erso>.
Mustafa Tüm. Adnan Okur. Ender
Büvükçulha \e Mer>em Erla ile da\a konusu
telgrafın sahibi Hatip Dicle katıldı. Kımlik
tespıtlerinın ardından ^orgula^ \apılan
sanıklardan N'acive Erkol. 1995 yılında
düzenledikleri insaıi haklan konıılu foruma
Dicle \e sos>olog-yazar İsmail Beşikçinin
yanı sıra çeşitli kesimlerden çok sa>ıda
kişinin katıldığını belirrti. Düşünce\i
açıklama özgürlüğünü \e insan haklannı
savunduklanm ka>deden Erkol. "Düşünee ve
b^sın özgürlüğüni inandıgım için kitapta >er
alan vazıların suç unsuru taşıdığına
inanrrmorum" dedı. Sorgulan \apılan dığer
sanıklar da Erkol"un ifade^ine katıldıklarını
belirttiler. Da\a konu!>u telgrafın sdhibı
Beşikçi. Bursa Cezae\i'ııde bulunduğu için
duruş.ma>a katılmudı. Mahkeme başkanı.
Beşikçi'nin ifade>ının alınmasi için yazılan
yazının sanıtının beklenmesine karar
\ererek duruşma\ı erteledi.
Ertuğrul
Kürkçü \e
Ragıp
Duran'ın
aklandıği
DGM'deki
duruşma.M
Claudia
Roth da
izledi.
Savcı,
duruşma>a
katılan
sanık. Şefik
Be>az'ın
bölücülük
suçu
işlediğini
iddia etti.
Konuşmalannda bölücülük yapmakla suçlanıyorlardı
Kürkçü veDuran aklamhİstanbul Haber Servisi - A\ rupa
Parlamentosu Yeşiller Meclıs Grubu ıle
Bilar'ın düzenlediği bir sempozvıımda
Kürt sorunu ile ilgili olarak yaptıklan
konuşmalarda bölücülük propagandası
yaptıklan iddiası> la haklannda da\a
açılan gazeteci-vazar Ertuğrul Kürkçü.
Kürt Enstıtüsü vöneticisi Şefık Be>az
ile Mezopotamya Kültür Merkezı
vöneticisi İbrahim Gürbüzün
yargılanmalarına de\am edıldi. İstanbul
4 No'lu DGMde görülen da\anın dün
yapıian oturunıuna Avrupa
Parlamentosu Yeşiller Partisi
Mıllenekili Claudia Roth. Ertuğrul
Kürkçü, Şefik Be>az ile çok savıda
vabancı \e Türk basın mensubu katıldı.
Hakkında gnabi tutuklama kararı olan
İbrahim Gürbüz ise duruşma_\a
gelmedi. Duruşmada malıkemeye esas
hakkındaki aörüşünü sunan savcı Engin
Baltacı. 29-30 Ma\ıs 1994 tarihinde
Çırağan Sarayı'nda gerçekleştinlen
"Avrupa'da Milli\etçilik \e Irkçjlık"
konulu sempozvumda konuşan -
Kürkçü'nün konuşma.Mnın büfünü göz
önüne alındıgında bölücülük kastı
ta^ımadığını. Be\az"ın konuşmasının
ise taşıdıöını vurguladı. Kürkçü'nün
beraatını. Beyaz'ın Terörle Mücadele
'lasası'nın 8. maddesı uvarınca
cezalandınlmasını ıste>en Baltacı.
hakkında gıyabi tutuklama kararı
bulunan İbrahim Gürbüz'ün dosvasinın
ise a> rılmasını talep ettı.
Kürkçü"den savunma
Kürkçü. davanın. sempozvumda
vapılan konuşmalan not alan bazı
kişilerin notlan \e kaset çözümlerine
davanılarak açıldığmı belirterek
"IVotlar çok bii\ ük bir karmaşa
içeri\or. 'Bu da\ jııının açılabilmc
şartları \ar nııdır' sorusu akla gelhor"
dedi. Bevaz ise konuşmasinda yalnızca
Doöu \e GünevdoSu'da deüil
Türkiye'nin genelinde insan haklan
ihlalleri olduğunu \urgulamak
istediğını belirttı. Mahkeme heyeti.
Şefık Be>az"ın sa\unma.sını yapması
için duru^mavı erteledi. Bu arada
"Diriliş Tamamlandı. Sıra KurUılujfa"
isımlı kitapta PKK lıderı Abdullah
Öcalan'la vaptıklan iddia edilen
sö\leşi\e yer \erilmesi nedeniyle
haklannda Terörle Mücadele Yasası
u\arıncada\a açılan Ertuğrul Kürkçü
ıle gazeteci-vazar Ragıp Duran beraat
ettıîer. İstanbul 4 No'lu DGM'de
göriilen davanın dün vapılan oturumuna
.vınıkkırdan salnızca Ertuğrul Kürkçü
katıldı Duruşmada mahkemeve esas
hakkındaki görüşünü sunan savcı Engin
Baltacı. Kürkçü ile Duran'ın
beraatlartnı istedi. Kürkçü ile Duran'ın
beraatlanna karar \eren mahkeme
hevetı. bu davada gıyabi olarak
yargılanan Ali Karakaş'ın dosyasını
avırdı.
D(JZYr
Alman kadınlardan
Zana icin 2 bin imza
Alman kadınları. Zana'nın >erine birer
giin cezaev ine girme önerisinde bulundu.
A.\K.ARA(Cumhuri>et Bürosu)-Alman
Kadınlar Olu^umu. eskı DEP Mılletvekilı
LevlaZana'nın cezasinden çıkanlması için
u
Ley la Zana içinözgürlük" kampanv ası baş-
lattı'lar. Kampanya çerçe\esinde 2 bın ımza-
I) dılekçe. Meclisgın^ındeTBMM Başkanı
Mustafa Kalemli've gondenldı.
Alman Kadınlar Oluşumu adına Türkı-
ve'de bulunan "" kışıden olıışan hevet. dün
TBMM girişinde bır basın açıklaması >apa-
rakZana'nıncezaevındençıkjnlmasmıiste-
dıler Heveti temsilen konuşan Dr. Florence
Hene. Zana'nın salıverilmesi için 11 Avru-
pa ülkesinden. ABD ve Kanada'dan topla-
dıklan 2 bın imzav ı TBMM Başkanı Kalem-
li've sunmak ıstedıklerinı sövledi. Herve.
"L« la Zana'nın hapiscezasını kjsaltmak k,in.
birergün Zana'nın \erinedeğiş-tokuş rehine-
si olarak cezaetinde kalma\a hazırız" dedı.
Eski FranîJ Cumhurbaşkanı'nın eşı Daniel
Mitterrand. AP ^'eşiller Grubu üyesi Cla-
udia Roth \e AFRO Amerikan Haklan lide-
n Angelica Dmis'ın de imza kampanyasına
katılanlar arasında bulunduüu bıldırildi.
6 asker geldi
Askerleri
kurtarma
girişimine
beraat
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - PKK'nın elındekı
askerleri kurtarmak amacıvla
bır süre önce girtıkleri Ktızev
Irak'ta örgütün
"harekctlerini kolaylaştıncı
davranışlarda" bulunduklan
gerekçesiyle haklannda dava
açılan insan hakları
savunucuları beraat etti.
PKK'ninelinde 1.5 > ıldır
rehın tutulan 6 asker dün
sabah yurda getınldi.
Ankara 2 No'lu Dev let
Güvenlik Mahkemesi'nde
görülen davanın dünkü
duruşmasında. esas
hakkındaki göriişü sorulan
savcı, sanıkların tamamen
insani amaçlarla rehin
askerleri kurtarmak üzere
PKK'nın kampına giderek
örgüt vöneticılenyle
görüştiiklerıni anlattı. Savcı,
sanıklarayönelik
suçlamaların unsurlarının
oluşmadığı gerekçesiyle
beraat kararı verilmesini
istedi. Mahkeme Başkanı
TurgutOk>a>. sanıkların
eylem ve davranışlannda suç
unsuru görülmediğinden
haklarında beraat kararı
verildiğini açıkladı.
Askerier Silopi'de
Iddıanamede. RP V'an
Milletvekili Fethullah Erbaş
başkanlığındaki heyetin
Kuzey Irak'a giderek örgüte
manev i destek v ermek
suretiyle hareketlerini
kolaylaştıncı söz ve
da\ ranışlarda bulundukları
öne sürüldü. Iddianamede.
sanıklar RP'lı Erbaş. İHD
Genel Başkanı Akın Birdal.
Mazlum-Der Genel Başkan
Yardımcısı İhsan Arslan ve
İHD Mardin Şube Başkanı
Cemil A\doğan hakkında 4.5
y ıldan 7.5 yıla kadar ağır
hapis cezası isteminde
bulunulmuştu. PKK'nın
elinde 1.5 yıldır rehin tutulan
erler Tuncay Kavaklıoğlu.
Ramazan Çelik. Tevfık
Öztürk. İbrahim \aylalı.
Hakan Pusat v e Setad Ağca
dün Fetullah Erbaş ile
birlikte Habur Sınır
Kapısı'ndan yurda gırdiler.
Diyarbakır'dan Ankara "ya
gelen Fethullah Erbaş.
serbest bırakılan askerlerin
Diyarbakır Dev let Güv enlik
Mahkemesi'nde mağdur
tanık olarak
sorgulamalarının yapıldığını
söyledi. Erbaş. kendilerinin
banşçı birçözüm için bir
kıvılcım oîmayı ıstedikierini
bildirdi.
JZYAZI/ORHAN BİRGİT
Meral Akşener, istanbul Emniyet
Müdürü'nü hangi nedenle görevden
aldığını bakalım ne zaman açıklaya-
cak. Aslında resmi ağızlann kimine gö-
re Kemal Yaztcıoğlu'nun görevden
alındığı da doğru değıl. Gerçi içişlerı
Bakanı. geçen hafta salt Yazıcıoğlu
için düzenlediği basın toplantısında
istanbul Emniyet Müdürü ile bazı em-
niyet görevlilerini "görevden aldığını"
dobra dobra söylernişti ama, dün Hür-
riyet Ankara Temsilcisi Sedat Ergin
ile bir sohbet yapan Cumhurbaşka-
nı'na göre Yazıcıoğlu'nun durumu
"tahkikatın selameti ıçın bir süre gö-
rev dışı bırakılmış olmak".
Yazıcıoğlu ile birlikte bakanın görev-
den alrna tasarrufuna hedef olanlann
birisi Özel Harekât Daıre Başkan Yar-
dımcısı, üçü de bu bölümde görevli
polıs. Bu dört kişinin Ömer Lütfi To-
pal'ın öldürülme olayına karıştığı iddi-
aları ortalıkta çok güçlü bir biçımde
dolaşırken istanbul Emniyet Müdü-
ru'nün elindeki b/lgilerden kendi üst-
leri ve içişleri Bakanı yerine ana mu-
halefet liderini haberlı kıldığı için, Ak-
şener'in hışmına uğradığı ileri sürülü-
yor.
Yazıcıoğlu Çetesi...Ama Başbakan, istanbul Emniyet
Müdürü'nün rtal ve gidişinden mem-
nun. Refah Partisi Genel Sekreteri ve
eski içişleri Bakanı Oğuzhan Asiltürk,
Yazıcıoğlu'nun görevi başına dönece-
ği görüşünü taşıyanların başında ge-
liyor.
Demek ki istanbul Emniyet Müdü-
rü bir tür hava değişimi için raporlu...
Keşke Kemal Yazıcıoğlu kendisini yo-
ran ağır görevlerinden ötürü Meral Ha-
nım'ın şefkatli sesi ile gerçekten rapor
alıp beş on gün tatıle zorlansaydı. A-
ma öyle yapılmadı. Devlet memurları-
nın özlük durumlarını tedvin eden 657
sayıh yasaya göre görevden uzaklaş-
tırıldı. Bakan da bunu böylece açıkla-
dı. Hem de kimlerle birlikte? Emniyet
Genel Müdürlüğü'nde görevli ve bir
katl olayında fiilen parmakları olduğu
ileri sürülen dört resmi kışi ile.
Adı da onlarla aynı basın toplantısın-
da ve birinci isim olarak sayıldığına
göre son günlerde hemen her resmi
kuruluşta karşımıza çıkan çetelerden
birisinin sanki başıymışçasına.
657 sayılı yasanın 137. maddesine
göre "Görevden uzaklaştırma, devlet
kamu hizmetlerinin gerektirdiği hal-
lerde, görevi başında kalmasında sa-
kınca görülecek devlet memurlan
hakkında alınan ıhtıyati bir tedbirdir.
Görevden uzaklaştırma tedbirı, soruş-
turmanın herhangi bir safhasında da
alınabilir." Aynı yasa görevden alınan
kimse için "on iş gününde soruştur-
maya başlanılması" koşulunu getiri-
yorve 141. maddesindede görevden
uzaklaştırılanlara aylıklarının 2/3'ünün
ödeneceğini bildiriyor. Eski dilde Ke-
mal Yazıcıoğlu ve beraberindekilerın
karşılaştığı tasarrufun adı "açığa alın-
ma" idi.
İstanbul polis müdürünün kısa bir
süre sonra görevinin başına donece-
ğine Cumhurbaşkanı'nın inancı tam.
Koalisyonun büyük kanadının genel
sekreteri de aslında bu ışlemden ra-
hatsız olan arkadaşlarına güvence ve-
riyor ve Yazıcıoğlu'nun görevinin ba-
şına döneceğini televizyon kamerala-
nnın önünde söylüyor. O zaman Yazı-
cıoğlu hakkında dişe dokunur bir suç-
lama ve hele hele kanıt olmadığı an-
laşılmıyormu?
Kısa bir süre sonra görevinin başı-
na yeniden döneceği Cumhurbaşka-
nı'nca "malum", Başbakan'ın mute-
medi RP Genel Sekreteri'nce "müsel-
lem"olan bir emniyet görevlısini "açı-
ğa almanm" altında hangi planların
yattığmı doğrusu kımse bilmiyor.
istanbul. sadecenüfus bakımından
değil. coğrafi konumu, sanayı vetıca-
rı durumu açısından da yıllardan beri
Türkiye'nin en önemli kenti olduğu için
buradaki güvenlik işleri, devleti çok
ciddi bıçimde ilgilendirmiş ve emniyet
müdürü, adamakıllı önemli kişiler ara-
sından seçilmiştir.
Tek parti döneminin Ahmet De-
mir'i. 1950'den sonra DP iktidannın
Ahmet Topaloğlu ve Kemal Ay-
gün'ü, son yılların Necdet Menzir'i
böyle değil midir? Emniyet müdürlü-
ğü yapmamakla birlikte "ikincı adam"
olarak bir Orhan Eyüpoğlu, bir Nec-
det Uğur önemli kişi oldukları için bu
görevlerde bulunduklarını, daha son-
ra politik yaşamlarında da ortaya koy-
mamışlar mıdır? Zaten Necdet Men-
zir de Kemal Yazıcıoğlu da bir süredir
istanbul emniyet müdürleri için özen-
le kullanılan bir ikinci sıfatın da sahi-
biydiler. Vali olmak gibi ömür boyu ta-
şınabilecek bir bürokratik imtıyazı im-
zalarının altında kullanıyorlardı. Böyle-
sine kimseler için iktidarlar. bir tasar-
rufa kalkışırken elbette yoğurdu üfle-
mekzorunda olacaklarını unutmama-
lıdırlar.
O halde Yazıcıoğlu'nun görevden
uzaklaştırılmasının gerçek ve asıl ne-
deni nedir? Umarım bu sorunun yanı-
tı dün başlayan bütçe görüşmelerin-
de Başbakan'ın ağzından açıklana-
caktır.
Bu açıklama, birçok sırnn üstünde-
ki örtünün de kalkmasına neden ola-
cağı için önem taşıyor
Çünkü artık Kemal Yazıcıoğlu hak-
kındaki Akşener tasarrufunun arkasın-
da Susurluk olayının bir bölümünün
bulunduğunu da söylemeyenimiz yok.
GUNDÜZ GÖZÜYLE
CEVDET ANDAY
Yinelenmeler ve Bir Umut
Yeni bırtrafik kazası daha... Yeni birsiyaset. em:
niyet, mafya olayı mı? Yok yok, bu seferki sadece
emniyetle ilgili.
Efendim. Tstanbul'da oturma sürelerini dolduran
biri Romen, öteki Rus iki turist bayanı, istanbul Em-
niyet Müdürlüğü'ne bağlı memurlar, sınır dışı edil-
mek üzere götürüp ipsala Emniyet Müdürü'ne tes^
lim etmişler. Bu emniyet müdürü de, yanına otel sa^
hibi bır arkadaşını alarak bayanları bir araba ile a-
ma sınıra doğru değil de. nedense Istanbul'a doğ-
ru yola çıkarmış. işte kaza bu yolculuk sırasında
oluyor. Araba bir kamyona bindiriyor, içindekiler
ağır yaralı olarak hastahaneye kaldırılıyor. Araba-
da yapıian araştırmada... Yok yok. merak etmeyin,
tabanca, tüfek, susturucu filan değil. içki şişeleri ele
geçiyor.
Tarih yinelenmiyor ama haberi okurken insanın
yüreği oynuyor; hani siyaset, mafya nerde diye dü-
şünerek.
Ama tıpatıp yinelenmeler de yok değil. '•
Örnek mi istersiniz...
ANAP + RP koalisyonu sırasmda Kültür Bakaru
olan Agâh Oktay Güner, ondan önceki Kültür Ba-
kanı Fikri Sağlar'ın "Ulusal Sanat Kurumu "na tahi
sis ettiği yeri geri almıştı. Bunun üzerine, Ulusai
Sanat Kurumu da Bakanlık protokolü ile kendisind
verilen yeri yeniden ele geçirmek için Agâh Oktaj
Güner'e karşı dava açmıştı. '.
Şimdiki Kültür Bakanı RP'Iİ ismail Kahraman
ise, Mimarlar Odası istanbul Şubesi'ni, Yıldız'daki
yerinden bir gece palas pandıras kapı dışarı edi-
verdı. Bu davranışın yasal olmadığı anlaşılmakta-
dır. Mimarlar Cdası'nm evsiz barksız kalması ne ha-
zindir!
Şimdi insanın aklına ne geliyor; Başbakan Yar-
dımcısı ve Dışışleri Bakanı Bayan Çiller, Susurluk
olayı dolayısıyle ortaya çıkan. arapsaçına dönmüş
sorunlarla ilgili araştırmanın selametle yürütülme-
si için istanbul Emniyet Müdürü'nü, yardımcısını ve
üç polis memurunu işten uzaklaştırdı ya, gene ben^
zeri kaygı ile kendisi de bır süre ıçin görevlerini bı-
raksa iyi olmaz mı?
Bana kalırsa, kendisi için de iyi olur. kamuoyu için
de.
Böylece dedikodulu bir durum temızliğe kavuşa-
caktır
Toplumumuzun Susurluk olayı karşısındaki du-,
yarlığı gerginliğe dönüşmüştür. i
Oyalanamaz.
Bu olaym unutturulmaya çalışılması. buna bef
bağlanması ise tek sözcükle, tehfikelidir. *
Cankaya
Demirel'den 'gizli
örgüt' yalanlamasıANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumburbaşkanı
Süle\man DeırtfreL'1903
yılında bır Mıllf Güvenlik
Kurulu (MGK) kararıyla.
terör örgütlerine gizli
operasyonlar düzenlemek
üzere. Abdullah Çatlının
da içınde yeraldığı örgüt
kurulduğu haberlerinı
yalanladı.
Cumhurbaşkanı
Sük'vman Demirerın
yakın çevre.sineyaptığı
açıklamada. 1991 yıhnın
Kasım ayından ıtibaren
cmhurbaşkanı ve
başbakan olarak katıldığı
MGK toplantılannın
hiçbirinde Türkiyenın
karşılaştığı terör olayı yla
ilgili olarak devletin yasal
güvenlik güçlerinin
dışında herhangi bir yere
başv uruda
bulunulmasının
düşünülmediği ve
konuşulmadığını
söylediği öğrenildı.
Demirel bu iddıalar için.
"Devlet. hukuk devlctidir.
Hukukun üstünlügünü
korur. Her şcvin hukukun
içinde cereyan etmesini
sağlamak >e gözetmek
devletin görevidir. Türkiye
Cumhuriyefi devletini
meşruiyetinin dışında
aramak kadar yanılticı bir
durum tasav v ur
olunamaz"
değerlendirmesini yaptı.
Demirel'in yalanladığı
haberlerde. Başbakan
Yardımcısı ve Dışişleri
Bakanı Tansu Çillerin
başbakanlık görevıne
getirilmesinin ardından
Milli Güvenlik Kurulu '
Genel Sekreteriiği'nde elC
alındığı savunulan bir '
"çalışma notu"nda.
PKK "yle mücadele •'
stratejilerinın
değerlendirildıği ve
terörle mücadelede
alternatif bir örgüt modeli
üzerinde çalışıldığı öne •
sürüldü. Bu çalışmada 7'si
özel tim mensubu olmak ,<
üzere. Çatlfyı da içeren
14 kişinin bulunduğu '
iddia edildı. '
Aynı haberlerde. 1992 yılı
başlarında Genelkurmay
Başkanlığı'nın PKK'yle
mücadelede köklü
değişikliklere giderek
"teröristi eylem
yapmadan ele geçirmek" •
ve "örgütün parasal
desteğini kesme"
stratejilenni benimsediği
sav lanırken çalışmaya '
itiraz eden Jandarma
Genel Komutanı
Orgeneral EşrefBitlisin
kuşkulu bir uçak kazasına
kurban gittıği. 8. t
Cumhurbaşkanı Turgut •
Özal'ın da kalp krizi
sonucu yaşamını yitirdiği"
beiirtildi. Çalışmaya itirazî
edenlerin ölümünün '
ardından konunun '
yeniden MGK gündemine
geldıği öne sürülürken
mücadele yonteminin
1993 sonbahannda
onaylandığı veözel
örgütün MGK tarafından
kurulduöu savlandı.
Dedelek ciller'i sucladı
ANAP ülkücülere
'zeytin dalı' uzattı
ANK.ARA (Cumhuriyet
Bürosu)-ANAP
yönetimi. ülkücü-mafya-
çete örgütlenmelerine
ılışkin sav lar nedeniv le
ülkücülerle gerginleşen
ilişkilerini yumuşatmaya
çalışıyor.
MHP kökenli
ANAP Genel Başkan
Yardımcısı Yaşar
Dedelek. partisinin
ülkücülere karşı hep sıcak
olduğunu belirterek.
"Çiller, ülkücülerin
analığına soy unmasın.
yıkar geçeriz" dedi.
Ülkücü katlıam sanığı
AbdullhahÇathnın^
Susurluk kazasında bir
polis şefi ve bır
milletvekili ıle aynı
arabada bulunması.
ülkücülerin matya-çete ve
devlet ilişkilerini açığa
çıkarırken Yıimaz"a
Budapeşte de vapılan .
saldınnın arkasında da .»
ülkücülerin yeraldığı •
sav lan. ANAP ile ülkücü -
çev rey i karşı karşıya 1
getirdi. Başbakan •
Yardımcısı Tansu '
Çiller'in de bunu /
kııllanma çabasına -î
airmesi ve DYP'nin olası
BirseçimdeMHPveBBP
ıle ittifak yapmasından
korkan AN'AR ülkücülere
"zeytin dalı" uzatmak için
harekete geçti. ANAP "<
Genel Başkan Yardımcısı
Dedelek, ülkücülüğün
"mücadele ve dava" işi
olduğunu söyledı.
Dedelek. "Bütün sorumlu'
AbduUah Çatlı mıdır? Bu
ulay ların arkasında '
kimler vardır, önemli olan'
o"dedı. '